TRAKYA BÖLGESİ’NDE TARIMDA YENİ YAKLAŞIMLAR: SOLUCAN GÜBRESİ (VERMİKOMPOST) UYGULAMALARI GİRİŞ Toprak solucanları hem doğal ve hem de tarımsal ekosistemlere önemli hizmetler sağlayan canlılardır. Solucanların, bitki besin maddesi mineralizasyonu yoluyla toprak verimliliğine önemli katkıları olmaktadır. Solucanların verimlilik üzerindeki direkt etkileri, bitki artıklarının parçalanma ve mineralizasyonunun geliştirilmesini sağlamasıdır. İndirekt etkileri ise toprak gözenelliliğinin, toprak organik maddesinin ve suya dayanıklı agregat stabilitesinin artması yoluyla toprak-su ilişkilerinin geliştirilmesine olan katkılarıdır. Topraklarda bulunan solucan varlığının korunması ve artırılması ile; hem kimyevi gübre maliyetleri ve hem de kimyasal gübre kullanımının çevre üzerindeki olumsuz etkileri azalmaktadır. Derin toprak işleme, tarımsal ilaçlarının ve kimyasal gübrelerin aşırı kullanımı ve bitki artıklarının yakılması gibi yaygın tarımsal uygulamalar, Türkiye tarım alanlarındaki toprak solucanlarının popülasyonlarını tehlikeye atmaktadır. Avrupa Bitki Koruma Birliği (ECPA), 2013 yılı Nisan ayında yayınladığı “Pestisitlerve Biyoçeşitlilik” başlıklı raporunda pestisitlerin kullanılması ile ilgili olarak, özellikle bal arılarının ve solucanların korunmasına yönelik önlemler alınması gerektiğine işaret etmiştir (Anonim, 2013). Özellikle normal şartlarda 1 m2 bahçe toprağında yaklaşık olarak 300-400 adet olması gereken solucan sayısı, yoğun tarımsal ilaç ve kimyasal gübre kullanımı neticesinde giderek azalmakta ve bu da doğanın dengesini bozmaktadır. Trakya Bölgesi toprağın en etkin şekilde kullanıldığı bir bölgedir. Bölgede Türkiye’de tüketilen gübrenin yaklaşık % 20’si kullanılmaktadır. Bu gübreler içerisinde azotlu gübreler ilk sırayı almaktadır. Çünkü bölgede uzun yıllardır uygulanan mono kültür tarım ve anızın yakılması topraktaki organik maddenin ve dolayısı ile yarayışlı azotun yıldan yıla azalmasına neden olmaktadır. Ancak kullanılan azotlu gübrelerin miktarı da esaslı bir temele dayanmamaktadır (Yılmaz, 2006). Trakya Bölgesi birim alana en çok gübre kullanan bir bölgedir. Burada birim alana kullanılan toplam gübre miktarı, yaklaşık olarak Türkiye ortalamasının iki katı kadardır. Bununla birlikte bölgede son zamanlarda bilinçsizce ve aşırı oranlarda gübre kullanıldığı da vurgulanmaktadır (Bellitürk, 2012). Kimyasal gübreler, tarımda en büyük paya sahip bir üretim girdisidir. Tarımda verimi artırmak amacıyla yapılan gübrelemede büyük çoğunlukla inorganik (kimyasal) gübreler kullanılmaktadır. Bunların yerine çok yönlü olumlu etkisi olan hayvan gübresi, yeşil gübre ve kompost gibi organik gübreler kullanılması konusunda Avrupa ve Amerika’da yaşayan çiftçilerin çok gerisinde olduğumuzu üzülerek belirtmek isterim. Tarımda solucanların kullanılmasıyla, ülkemizin özellikle Trakya Bölgesi gibi bazı yerlerindeki yoğun kimyasal gübre tüketiminin azaltılması hedeflenmektedir. Çevre ve toprak kirliliğini ve gübreleme için harcanan aşırı kimyasal gübre giderlerini azaltma açısından bu konu son derece önemlidir. Ülkemizde petrolden sonra en çok dövizin tahsis edildiği tarımsal girdi, kimyasal gübrelerdir. Tarım topraklarının yoğun olarak kullanılmasına bağlı olarak giderek azalan organik madde oranları, çiftçiler tarafından özellikle daha fazla azotlu kimyasal gübre kullanılması ile giderilmeye çalışılmaktadır. Oysa Amerika, Hindistan ve Kanada gibi gelişmiş ülkelerde topraklarda organik madde azalması, kimyasal gübre kullanılarak değil de, toprak solucanlarının tarımda kullanılması gibi alternatif doğru yöntemlerle giderilmekte ve bu sayede hem topraklar ve hem de ortaya çıkan ürünler kimyasal kirlilikten kurtarılmaktadır. Ayrıca, Kuzey Kalifornia Solucanı ya da Kırmızı Toprak Solucanı (Elsenia Foetida ve Lumbricus Rubellis) kullanılarak, kimyasal gübre kullanım oranlarında azaltma amacı güdülmektedir. Darwin’in 1881 yılında solucanlar üzerindeki çalışmasından bu yana, genel olarak solucanların toprakları iyileştirdiği düşünülmektedir (Edwards, 2011). Tıpta solucanların kullanılması ile ilgili uygulamalar, çok uzun zamanlara dayanmakta olup, özellikle Uzakdoğu ülkelerinde tarih boyunca geleneksel ilaç yapımında toprak solucanlarının kullanıldığı da bilinmektedir. Toprak solucanlarının tahıl bitkilerinin gelişimini % 39, tohum rekoltesini % 35, tohumun azot içeriğini % 12 oranında artırdığı saptanmıştır. Ayrıca yapılan sera çalışmalarında, bitki verimini belirgin şekilde etkiledikleri, bunun yanında buğday ve yonca kalitesini artırdıkları saptanmıştır. Bunun yanında toprak solucanlarının bitki kök gelişimini destekledikleri, kök hastalıklarını oranını önemli ölçüde düşürdükleri, çayır ve ürün rekoltesi ile tahıl kalitesini artırdıkları (örneğin protein içeriği) gerek laboratuar ve gerekse arazi koşullarında yapılan denemelerle ortaya konulmuştur (Mısırlıoğlu, 2011). Toprak solucanları her gün vücut ağırlıklarının % 60’ı kadar atığı dışarı atmaktadırlar. Özellikle üre bakımından zengin olan ve ayrıca nitrat, fosfor, magnezyum, potasyum ve kalsiyum gibi bitkilerin büyümesi için gerekli olan neredeyse tüm elementleri içeren bu atıklar bitkiler için yararlı bir gübre niteliğindedir. Bu nedenle pek çok ülke ile birlikte son yıllarda ülkemizde de gübre elde etmek için toprak solucanı çiftlikleri kurulmaktadır (Mısırlıoğlu, 2011a). Toprak solucanlarının sığır ve koyun gübrelerinin olgunlaşmasını hızlandırma özelliği vardır. Bu nedenle son yıllarda vermikompost üretiminde bu gübreler de kullanılabilmektedir. Kompost uygulamaları ülkemizde de hızla yaygınlaşırken, vermikompost uygulamaları ülkemiz için yeni bir uygulama sayılabilecek niteliktedir. Organik artıkların normal fermentasyon yolu ile kompostlaştırılmasının yanı sıra, toprak solucanları ilave edilerek vermikompost oluşturulması ile de değerlendirilmesi mümkündür (Bellitürk ve Görres, 2012). Toprak solucanlarının organik atık/artıkları kısa zamanda yüksek kalitede değerli bir ürüne dönüştürebilme kapasitesinin bilinmesi Avrupa ülkeleri, Hindistan ve Amerika’da “vermikültür” adı verilen yeni bir tarımsal üretim sektörünün doğmasını sağlamıştır. Vermikültür; değişik amaçlar için toprak solucanlarının kültürünün yapılması işlemidir (Erşahin, 2007). Vermikompostun Amerika’daki piyasa fiyatı oldukça değişkendir. Düşük kaliteli, ambalajsız vermikompostun piyasa fiyatı 35 $/ton olup, bu değer günümüzde yaklaşık 100300 $/tonlara kadar değişen oranlarda işlem görmektedir. Fakat akredite edilmiş, ambalajlanmış çok yüksek kaliteli vermikompostun piyasa değeri 600-1000 $/ton civarındadır. Vermikompostun ambalajlanması oldukça yüksek maliyetli bir iştir. Japonya’da genellikle yüksek kalitedeki vermikompost tercih edilmektedir. Ayrıca, Japonlar genellikle nakliye giderleri hariç tonu 300 $’dan daha yüksek fiyatlara satılan vermikompostu tercih etmektedirler (Edwards, 2011). Vermikompost uygulanarak yetiştirilen bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı daha dirençli olduğu bildirilmektedir. Buna sebep olarak, vermikompostun bitkiler üzerindeki antibakteriyel ve antiungal etkisinden ve özellikle solucanların vücutlarından dışarıya salgıladıkları sölom sıvısından kaynaklandığı ifade edilmektedir (Wang ve ark., 2006). SONUÇLAR VE ÖNERİLER Anız yakmanın olumsuz sonuçlarına ilaveten tarım alanlarında kimyasal gübre ve ilaçların aşırı/bilinçsiz kullanılması sadece bir kirlilik oluşturmakla kalmayıp, aynı zamanda zaman zaman toprak solucanlarının yaşam faaliyetlerini de olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Birim alandan elde edilen verimin arttırılmasında, gübreleme diğer bütün faktörlere eş olarak %50 oranına kadar etkili olmaktadır. Tarımsal üretimde gübre uygulanması en önemli işlemlerden biridir. Ancak bu kimyasal gübrelerin toprak organik maddesine arttırmada tek çözüm olmadığı, alternatif organik kaynaklı uygulamaların da olduğu bilinmelidir. Bu uygulamaların en önemlilerinden birisi “tarımda toprak solucanlarının kullanılmasıdır.” Gerek topraktaki besin dengesinin sağlanmasında ve gerekse tarımsal ürünlerdeki miktar ve kalitenin artırılmasında önemli bir etken olan vermikompost dünya genelinde uzun yıllar bilinmekte olup üretilmesi ve kullanılması günden güne artmaktadır. Ülkemizde ise vermikompostun yararları, üretilmesi ve kullanılması konusunda çok fazla akademik çalışmalar bulunmadığı için üreticilerimizin bu konudaki bilgi ve tecrübeleri sınırlı kalmıştır. Bu sebepten dolayı vermikompostun üretilmesi, kullanılması ve yararları konusunda bu tip çalışmaların yapılmasına ve sonuçlarının üreticilerle paylaşılmasına önem verilmesi mutlak bir zorunluluktur haline gelmiştir. Toprakların besin elementlerince zenginleştirilmesi ve fiziksel özelliklerinin iyileştirilmesi, yetiştirilen bitkilerin daha sağlıklı olması üzerindeki olumlu etkileri yanında ekonomik ve çevreci bir materyal olan vermikompostun ülkemizde üretilmesi ve kullanılmasının yaygınlaştırılması son derece önemlidir. KAYNAKLAR Anonim, 2013. Avrupa Bitki Koruma Birliği (ECPA), Report (16/04/2013): Pesticides and Bioiversity. Erişim Tarihi: 29/05/2013, Erişim Adresi: http://www.ecpa.eu/files/attachments/7584%20Biodiversity_V04_b%C3%A0t.pdf Bellitürk, K. ve Görres, J.H., 2012. Balancing Vermicomposting Benefits with Conservation of Soil and Ecosystems at Risk of Earhworm Invasions, VIII. International Soil Science Congress on Land Degradataion and Challenges in Sustainable Soil Management, Çeşme, İzmir, p: 302-306. Bellitürk, K., 2012. Tarım Toprakları İçin Toprak Analizleri ve Gübrelemenin Önemi, N. K. Ü. Ziraat Fakültesi, El Kitabı, Tekirdağ. Edwards, C.A., 2011. Introduction, History and Potential of Vermicomposting Technology. Vermiculture Technology (Edited by: Clive A. Edwards, Norman Q. Arancon ve Rhonda Sherman). CRC Press, Taylor and Francis Groop, Chapter 1: 1-10. Erşahin, Ş. Y., 2007. Vermikompost Ürünlerinin Eldesi ve Tarımsal Üretimde Kullanım Alternatifleri. G.O.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, 24 (2):99-107. Mısırlıoğlu, M., 2011. Toprak Solucanları, Biyolojileri, Ekolojileri ve Türkiye Türleri. Nobel Yayınları No: 1636, 92s, Ankara. Mısırlıoğlu, M., 2011a. Toprağın Sihirbazları Toprak Solucanları. Tübitak Bilim ve Teknik Dergisi, Aylık Popüler Bilim Dergisi (Aralık Ayı), Sayı: 529. Wang, C., Zheng, D.M. ve Sun, Z.J., 2006. A Review for Antibacteriel Immunity of the Earhworm. Chinese Journal of Applied Ecology, 17 (3): 525-529. Yılmaz, F., 2006. Tekirdağ Yöresi Topraklarında Bitkiye Elverişli Azot Miktarının Belirlenmesinde Kullanılabilecek Kimyasal Ekstraksiyon Yöntemleri, N. K. Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Tekirdağ.