T. B. M. M. B : 48 hıztadıorken, düğer taraftan, tohumluk ithaiilnde de bazı IktoflayıMülaır geıtirmiş/tir. Ancak, tohumluk tedarilkfein ıdievaımllı ithalata bağlı olmasını önilemelk için, 1984 yılından beri tohumculuk, devlet tiökeinden çı­ karılarak, kamu sektörü yanında ihtisaslaşmış özel ve yabancı şjirkeüleriin de üretim ve pazarlama 'ko­ nusuna girmesi sağlanmıştır. 'Böylece, ıtohumeul'uklta çoik hızlı teknolojik ıtranısfeınin garçekilıaşımesi saye­ sinde, üretimıin hızla artıoıhnıasii sağlanmış olacaktır. Bu maksatla, hububat, yem bakileri, yağilı tohumlar, sanayi bitkileri ve sebze lüdhuımllarının en iyi kalite ve s'tandartıta çifitçdleriiımlize dağıtılması, memnuniyet verici bir seviyeye ulaşmıştır. Bu cümleden olmak üzere, 1985 yılı Elkim sonu (itibariyle, 220 'bin ton muihtefjif tohuım üıreıtiiilmiş, ayrıca, aynı yıl içinde 40 269 ton tohum ithal edil­ miş ve ımıal'iyetliınlin yüzde 50'sıinin altında çiftçiye da­ ğıtılmıştır.. İthal edilen tohuımlüMardan, yerlli çeşit­ lerimize nazaran 'büyük verim tartışı ısıağlanmışltır. Bu­ na bir örnek vermek istersek; ülkemizde yerlıi mısır çeşMerinden dekara verim ortalama 250 kilogram •iken, ihiibrit mısıırda ortalama 1 OOOI ıkiilogram .verıim alınmaktadır. 'Bu rriisafl'i ayçiçeği ve diğer ithal to­ humları için de tekrarlamak mümkündür. Değerli üyeler, kimyevî gübre, sulama ve iyi to­ humluk yanında, üretimi artıran en önemli girdiler­ den biridir. FAO tarafından yapılan incelemelere göre, gübrenin, verimi yüzde 35 - 40 artırdığı tespit edilmiştir. Ülkemiz toprakları, bitki, (besin madde­ leri bakımından fakir olmakla beraber, yapı ve fizik­ sel özellikleri bakımından, kimyevî gübrelerden daha iyi faydalanabilir durumdadır. Bu nedenle, yurdu­ muzda kimyevî gübrenin verim üzerine etkisi büyük olmaktadır. Ülkemizde planlı dönemde gübre kullanımı hızla artmıştır. 1962 yılında 295 bin ton olan kimyevî gübre kullanımı, 1967'de 1,5 milyon tona, 1972'de 3,3 milyon tona, 1978rde 7,5 milyon tona ve 1984'de ise 8,3 milyon tona ulaşmıştır. 1985 yılında kimyasal gübre kullanımının 6 küsur milyon ton dolaylarında gerçekleşmesi beklenmektedir. Bir önceki yıla naza­ ran gübre tüketiminde görülen azalmanın başlıca sebebi, havaların aşırı kurak gitmesidir. Bilindiği gibi, toprakta gübreyi eritecek yeterli nem yoksa, verilen gübrenin de bitkiye bir faydası yoktur. 1986 yılında tüketilecek gübre miktarı 8,9 milyon ton olarak tes­ pit edilmiştir. Çiftçilerimizin gübreleme tekniği bakımından ye­ terli bilgisi olmadığından, kimyevî gübrenin verime — 118 1 8 . t l 2 . 1985 0:1 olan etkisi de azalmakta ve belirli üretim için daha fazla gübre kullanarak, israfa sebep olmaktadır. Bu konuda bölge topraklarının ve bölgede yetiştirilen belli başlı ürünlerin besin ihtiyacı tetkik ve tespit edilerek, uygun terkipte, çok cevherli kompoze gübre imaline geçmemiz zamanı gelmiştir. Yabancıların, kendi ülkelerinin belli bölgeleri için tertip ettikleri kompoze gübrelerin, bizim top­ raklara uygunluğu her zaman tartışma konusudur. Memnuniyetle ifade edelim ki, bakanlığın Köy Hiz­ metleri Genel Müdürlüğü, bu tür bir çalışmayı ta­ mamlamak üzeredir. Türkiye toprakları gübre ihti­ yacı ve verimlilik envanteri çalışmalarının, arazi ve laboratuvar etütleri 67 ilde tamamlanmış olup, 42 adedinin baskı işlemlerine de devam edilmektedir. Ayrıca, bu konuda çiftçilerirriizin ferdî taleplerini karşılamak üzere, özel sektörün toprak tahlil laboratuvarı kurmaları da teşvik edilmelidir. Değerli milletvekilleri, tarımsal üretimde verimi artırmak kadar, elde edilen ürünü, hastalık ve zarar­ lılardan korumak da önemlidir. Bitkisel ürünlerde çeşitli böceklerle, bazı mantar, bakteri ve virüsler, hastalık ve zararlara sebep olmaktadır. Ayrıca, ya­ bancı otlar, bitkilerin topraktan aldıkları besinlere ortak olarak verimi düşürmekte ve kaliteyi bozmak­ tadır. Hastalıklı ürünlerin ise, insan ve hayvan sağ­ lığına zarar verdiği, bilinen bir gerçektir. Ülkemizde tarımı yapılan kültür bitkileri, 200'ü aşkın hastalık ve zararlıların tehdidi altındadır. Yur­ dumuzda hasat öncesi hastalık ve zararlılardan ürün kaybı, bazı yıllar yüzde 25-30'a varmaktadır. Ha­ sat zamanı kayıplar ise, yüzde 5-15 arasında değiş­ mektedir. Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca ürün ka­ yıplarını azaltmak için, 1985 yılında bitki koruma faaliyetleri, ürün ve alan olarak gen'işletilöı'iş'tir. 1985 yılında ekim sonu itibariyle 7,9 milyon hektar alan, 75,1 milyon adet ağaç, 22,5 milyon adet fidan ve 1,3 milyon ton tohum ilaçlanmıştır. 1985 yılında hu­ bubatta süne ve kımıl zararlılarına karşı yürütülen mücadele yanında, epidem'ik durum gösteren nohut ve mercimekte yeşilkurt zararlısına karşı, 131 bin hektar alanda yapılan mücadeleyle, önemli miktarda ürün kaybı önlenmiştir. Ayrıca, bakanlığın çiftçilerimize götürdüğü eğitim hizmetleriyle, kullanılan ilacın, makine ve ekipmanın etkinliği de artmaktadır. Bu konuda emeği geçen ba­ kanlık mensuplarına teşekkür ediyoruz. Değerli milletvekilleri, yurdumuzda her yıl tarım arazisinin 6 milyon hektara yakın bir bölümü nadasa