2008 krizinden önce düşük cari açık ve yüksek büyüme performansı gösteren Türkiye krizden sonra aynı büyüme performansını gösterebilmek içi daha fazla cari açık vermek zorunda kalmıştır. 2014 yılı için beklenen düşük büyüme ve yüksek cari açık Türkiye’nin önümüzdeki dönem kırılganlığı için risk oluşturmaktadır. Cari açık üzerinde en büyük etkisi olan faktör ise dış ticaret açığıdır. Türkiye’nin petrol hariç(1) en fazla dış ticaret açığı verdiği ülke ise yüzde 26’lık payı ile Çin’dir. Çin ile olan dış ticaret açığımız etkileyen unsurlar cari açığın yapısal nedenlerini anlamamıza da katkı sağlamaktadır. Türkiye ile Çin dış ticareti 90’ların sonundan bu yana hızla artmaktadır. 2000’lerin başında 1 milyar doları bulmayan Türkiye ile Çin arasındaki dış ticaret hacmi 2012 yılı itibari ile 24 milyar doları aşmıştır. Türkiye’nin 2012 yılı itibari ile Çin’e yaptığı 2,8 milyar dolarlık ihracata karşılık Çin’den 21,2 milyar dolarlık ithalat yapmış ve 18,4 milyar dolarlık açık vermiştir. Türkiye’nin Çin ile dış ticaretinin Türkiye için önem kazandığı bu dönemde Çin ile olan ticari ilişkimizde üç önemli nokta dikkat çekmektedir. Birincisi Türkiye Çin’den ileri teknoloji ürünü malları düşük fiyatlarla almaktadır. İkincisi Türkiye Çin’e yüksek oranda niteliksiz doğal kaynak ürünlerini dünya ortalama fiyatlarının altında satmaktadır. Üçüncü olarak ise son 16 yılda Türkiye Çin’e olan ihracatı hızla artmasına rağmen hem Çin’in ithalatından önemli bir pay elde edememiş hem de gelişmekte olan Asya pazarına entegre olamamıştır. Türkiye sofistikasyonu yüksek makine sektörü ürünlerini dünya ortalamasının altında fiyatlarla Çin’den ithal etmektedir. Makine sektörü sofistikasyon düzeyi ve birim fiyatı yüksek ürünlerden oluşan ve genellikle ihracatı gelir seviyesi yüksek ve gelişmiş ülkeler tarafından yapılan bir sektördür. Türkiye’nin Çin’den yüksek oranda ithalat yaptığı sektörlere bakıldığında makine sektörünün önemli paya sahip olduğu dikkat çekmektedir. Türkiye 2013(2) yılı itibari ile makine ithalatının(3) yüzde 26’sını Çin’den yapmaktadır. 6’lı fasıl ayrımında Türkiye’nin Çin’den en fazla ithalatını yaptığı 10 ürünün hemen hepsinde Çin’den ithal etmenin birim fiyatı Çin dışında başka bir ülkeden ithal ettiği fiyatın altındadır. Çin, Türkiye’ye yoğun ihracat yaptığı sektörlerin ise hepsinde büyük fiyat rekabetçiliğine sahip olup ağırlıklandırılmış dünya ortalama birim fiyatlarının oldukça altındaki fiyatlarda Türkiye’ye mal satmaktadır. Örneğin Türkiye 1,3 milyar dolarlık taşınabilir dizüstü bilgisayar ithalatını Çin’den kg fiyatı 168 dolara yaparken, Çin dışında bir ülkeden ithal etmesinin kg fiyatı 325 dolardır; yine telsiz ve uzaktan kumanda aksam ve parçaları sektöründe Çin dışında bir ülkeden ithal etmesinin fiyatı 259 dolar iken, Çin’den ithal etmenin birim fiyatı 32 dolardır. Türkiye’nin Çin’e olan ihracatı miktar olarak kısıtlı olmasının yanı sıra nitelik ve fiyat açısından da oldukça sorunludur. 2012 yılı itibari ile Türkiye’nin Çin’e yaptığı toplam ihracatı 2,8 milyar dolardır ve Çin’in toplam ithalatının ancak yüzde 0,15’ini oluşturmaktadır. Türkiye’nin Çin’e en fazla ihracat yaptığı 10 ürünün 5 tanesinde dolar cinsinde ihracat miktarı karşılaştırıldığında Türkiye dünya ihracatında lider konumundadır. Çin’e en fazla ihracatını yaptığı malların hemen hepsinde Türkiye, ağırlıklı dünya ortalama fiyatlarının altında fiyatlara ihracat yapmaktadır. Türkiye’nin Çin’e yoğun ihracat yaptığı sektörlerin yine birçoğunda ihracatın birim fiyatı dünya ortalama birim fiyatlarının da altındadır. Örneğin; Türkiye 560 milyon dolarlık mermer ve traverten ihracatında kilogramı 19 sentten Çin’e mal satarken sektörün ağırlıklı dünya ortalama fiyatı 29 sent’tir. Türkiye’nin 267 milyon dolarlık ihracat hacmine sahip olduğu bakır cevherleri ve konsantreleri sektöründe ağırlıklı dünya ortalama birim fiyatı 4,9 dolar iken, Çin’e kilogram fiyatı 1,2 dolardan ihracat yapmaktadır. Buna ek olarak Çin’in birçok üründe ihracatının ağırlıklandırılmış dünya ortalama birim fiyatı Türkiye’den ithal ettiği fiyatın altında olmasına rağmen Türkiye’den ithal etmeyi tercih etmektedir. Birim fiyat karşılaştırmasındaki bir diğer önemli nokta da ihracattaki lojistik maliyetleridir. Uzak pazarlarda rekabet gücü kazanmanın en önemli yolu yükte hafif pahada ağır, yüksek sofistikasyon düzeyindeki ürünlerin ihracatına geçmektir. Türkiye ile Çin dış ticaretinde dikkat çeken nokta Çin’in 3,8 milyon tonluk mal ile Türkiye’ye 21 milyar dolarlık ihracat yaparken, Türkiye’nin 8 milyon tonluk mal ile ancak 2,8 milyar dolarlık ihracat yapabilmesidir. Çin’in birim fiyatı yüksek ürünler ihraç etmesi birim lojistik maliyetlerini de azalmakta ve ürünlerini daha uzak pazarlara ihraç edebilmesini kolaylaştırmaktadır. Türkiye Çin ve diğer Asya ülkelerine hammadde satmaktan öteye geçememiş ve Uzak Doğu’daki pazar payını arttıramamıştır. 1996 yılında Türkiye toplam ithalatının yüzde 10’unu Asya ülkelerinden yaparken 2013 yılı itibariyle bu oran yüzde 21’e yükselmiştir. İhracatta ise Türkiye 4,5 katrilyon dolarlık ithalatı olan Asya pazarına yaptığı 6,9 milyar dolarlık ihracatı ile ancak yüzde 0.15’lik bir paya sahiptir. Türkiye’nin Asya’daki en önemli ihracat partneri ise Çin’dir. 1996 yılında 138 milyar dolar olan Çin’in toplam ithalatı hızla artarak 2012 yılında 1,8 katrilyon dolara ulaşmıştır. Çin’in Türkiye’nin ithalatındaki büyük önemine rağmen Türkiye aynı önemi büyük ve fırsatlarla dolu Çin pazarında yakalayamamıştır 1996-2012 döneminde Çin’in toplam ithalatı 13 katına çıkarken Türkiye’nin Çin’in toplam ithalatından aldığı pay 1996 yılında yüzde 0,5 iken 2012 yılında itibariyle yüzde 0,15e gerilemiştir. Türkiye’nin Çin’e ihracat yaptığı ürünler de diğer Asya ülkelerine sattıkları ile benzerlik göstermektedir Türkiye Asya pazarında yalnızca hammadde ve doğal kaynak ürünleri satabilmektedir. Türkiye’nin ihracattaki pazar payı son yıllarda Avrupa’dan Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine kaymıştır. 2000 yılında Türkiye Ortadağu’nun ithalatında yalnızca yüze 1,2 pay alabilirken 2012 yılında bu oran yüzde 4,6’ya yükselmiştir. Doğu Asya ülkeleri ise hem Türkiye’nin ihracatında çok küçük paya sahiptir, hem de bu ülkelere olan ihracatın artış hızı oldukça düşüktür. Türkiye’nin Uzak Doğu ülkelerinin ithalatında önemli bir pay alamamasının nedeni esasen Türkiye’nin uzak pazarlara mal gönderememesinden kaynaklanmaktadır. 2011 ihracat verilerine göre Çin ihracat sepetindeki malların ortalama ihracat menzili 6843 km iken Türkiye’nin ihracat menzili yalnızca 2846 km(4)‘dir. Türkiye son yıllardaki hızla artan ihracat hacmine rağmen hızlı yükselen pazarlarda yer elde edememiştir. Özellikle Asya pazarında yalnızca niteliksiz ve ucuz doğal kaynak ürünleri ihracatı ile var olması Türkiye’yi ekonomik geleceği açısından düşündürücüdür. Türkiye’nin Asya pazarında hammadde ihraç etmekten öteye geçememesinin altındaki en önemli neden Türkiye’nin mevcut sanayi yapısından kaynaklanmaktadır. İhracat yapısı üretim yapısına bağlıdır bu da düşük büyüme ve yüksek cari açık probleminin ancak etkin bir sanayi politikası ile çözülebileceğine işaret etmektedir. İrem Kızılca / TEPAV 1. Petrol hariç dış ticaret dengesi toplam ihracat ve ithalattan Harmonized System (HS-2) 27 çıkarılarak hesaplanmıştır, 2012. 2. TUİK 2013 dış ticaret verilerini açıklamasına rağmen Comtrade Çin için henüz 2013 ihracat rakamlarını açıklamadığından, dünya ihracatı karşılaştırmalarında 2012 verisi kullanılmıştır. 3. Makine sektörünün payı Harmonized System (HS-2) 84 ve 85 alınarak hesaplanmıştır 4. Guven Sak, Türkiye’nin Ufku Neden Bu Kadar Dardır? Radikal, 27 Ağustos 2013 http://www.radikal.com.tr/yazarlar/guven-sak/turkiyenin-ufku-neden-bu-kadar-dardir1147936 [status publish] [geotag on] [publicize off|twitter|facebook] [category araştırma] [tags EKONOMİ & FİNANS DOSYASI, Türkiye, Çin, Zış Ticaret]