sıcak çarpması,salmonella,rota virüs,pnömoni,orta kulak iltihabı

advertisement
SU ÇİÇEĞİ
Chickenpox; Varicella;
Su çiçeği çok bulaşıcı viral, döküntülü bir hastalıktır.
Çocukluk çağında yada erişkin yaşta görülebilir. Hastalık
ateş, ciltte sıvı dolu, kaşıntılı kabarcıklar, halsizlik ile
karakterizedir. Yaş ilerledikçe hastalık daha ağır seyreder.
Virüs vücutta saklanır ileri yaşlarda zona yapar. Her mevsimde
görülür en çok kış ve ilkbaharda salgınlar yapar.
Hastalığın etkeni Varicella zoster virüstür Su çiçeği ve Zona
yapar. Su çiçeği en sık 10 yaş altında görülür, zona erişkin
yaştan sonra görülür. Hastalık insandan insana bulaşır, hasta
kişiler bulaştırıcıdır. Havadan solunumla, hastaya dokunmakla
bulaşır. Çok çabuk ve kolay bulaşır, hızlı yayılır.
Kuluçka süresi 10- 21 gündür. Daha sonra ciltte içi sıvı dolu
kabarcıklar, yoğun kaşıntı, halsizlik, kas ağrıları, ateş
başlar. 4. Günden itibaren kaşıntı azalır kabarcıklar
kabuklanmaya başlar ve solarak dökülür.
Su çiçeği aşısının bulunması ile birlikte su çiçeği vakaları
giderek azalmaktadır. Aşı olan çocuklarda su çiçeği ya
görülmez yada çok hafif seyreder. Hasta döküntüler başlamadan
2 gün önce hastalığı bulaştırmaya başlar ve döküntüler tamamen
kaybolana dek bulaştırıcıdır. Su çiçeği immün sistemi zayıf
kişilerde çok ağır seyreder ve birçok komplikasyon ortaya
çıkar.
Annesi su çiçeği geçirmiş yada aşılanmış bebekler 1 yaşına dek
su çiçeği geçirmezler. Annesi su çiçeği geçirmemiş ve
aşılanmamış bebekler ise 1 yaş altında su çiçeğini çok ağır
geçirirler.
Su çiçeği nin belirtileri nelerdir?
Hastalığın kuluçka süresi 10-21 gündür. Hastalık
Karın ağrısı,
Ateş,
İştahsızlık,
Baş ağrısı ile başlar bu şikayetler 2-4 gün sürer daha
sonra deri döküntüleri başlar.
Döküntüler içi sıvı dolu kabarcıklar şeklindedir ve
kaşıntılıdır.
Döküntüler yüz, göğüs ve saçlı deriden başlayarak
tüm vücuda yayılır,
Birkaç gün sonra içi irinleşir ve kabuklanmaya
başlar,
Biri solarken diğeri çıkar, 5. günden sonra
yenisi çıkmaz
Hastalık mukozalarda da görülür: ağız içi, vajen
ve göz kapaklarında da döküntü görülür.
Döküntüler yüz ve vücutta daha fazladır, kol
bacaklarda daha azdır.
Döküntüler
iyileşir.
iltihaplanmaz
ise
iz
bırakmadan
Aşılı çocuklarda da su çiçeği görülebilir ancak daha hafif
seyirlidir ve döküntüler 30 taneyi geçmez. Bu çocuklarda
hastalık bulaştırırlar.
Su çiçeği teşhisi nasıl konur?
Hastalık çocuğun şikayeti ve klinik görünüm ile kolayca teşhis
edilir. Kan testleri ve döküntüden alınan örnekler in
incelemesi ile kesin teşhis konur.
Su çiçeği tedavisi:
Antiviral tedavi ilk 24 saat içinde başlanmalıdır.
1 yaş altı bebekler,
10 yaş üstü çocuklar
Erişkinler,
İmmün sistemi zayıf kişilerde
Egzema, güneş yanığı ve cilt problemi olan,
Steroid kullanan,
Aspirin kullanan çocuklar,
Akciğer hastalığı olan,
Kanser tedavisi gören kişilerde
Hastalık ağır seyreder bu nedenle anti viral tedavi gecikmeden
başlanmalıdır. Tedavide istirahat şarttır. Günlük köpük
banyoları ( ovalama yapmadan ) kaşıntı ve iltihaplanmaları
azaltır. Kaşıntı için tedavi verilmelidir. Çocuğun tırnakları
kesilerek kaşıntı ve iltihaplanma azaltılmalıdır. Ev halkından
risk altında olanlar var ise onlara da koruyucu antiviral
tedavi verilebilir. Bütün döküntüler solup döküldükten 5 gün
sonraya dek çocuğun dışarı çıkmasına, parka gitmesine, başka
çocuklarla oynamasına, okula gitmesine izin verilmemelidir.
Su çiçeği tehlikeli bir hastalık mıdır?
Suçiçeği genellikle komplikasyonsuz iyileşir. Çok az vakada ve
riskli hastalarda virüs tüm vücuda yayılarak beyin ve akciğer
iltihaplarına neden olur. Hastalık bağışıklık bırakır,
suçiçeği bir daha geçirilmez ancak iyileştikten sonra vücuttan
gitmez ve sinir sistemi içinde hayat boyunca saklanır. Hayatın
ileri zamanlarında stres ve immün sistemin zayıfladığı
zamanlarda yerinden çıkarak tekrar hastalık yapar. Bu hastalık
tüm vücuda yayılamaz sadece bir sinir bölgesinde sınırlı kalır
buna ZONA denir. Zona geçiren kişi etrafa Suçiçeği bulaştırır.
Komplikasyonları:
En sık görülen komplikasyon kabarcıkların kaşıma ile
mikrop kapması ve iz kalmasıdır. Bu nedenle kaşıntı
önleyici anti histaminikler ve köpük banyoları önerilir.
Virüsün beyinde ansefalit ve akciğerde pnemoni yapması
nadir görülen ancak çok tehlikeli komplikasyonlardır. En
sık 1 yaş altı, 10 yaş üstü, erişkin ve immün sistemi
bozuk olanlarda görülür.
Hastalığı geçirmemiş ve aşı olmamış gebelere bulaşır
ise çocuğa çok zarar verir.
Gebeliğin ilk 28 haftasında bebeğe geçerse: Buna
Varicella Sendromu (yada Konjenital Varicella Sendromu
denir );
Bebekte beyin hasarı ( ensefalit, mikrosefali,
hidrosefali, beyin gelişiminin tamamen durmasına )
yol açabilir,
Bebekte göz hasarı,
Bebekte nörolojik hasar, spinal kord hasarı,
Vücut gelişim bozukluğu, kol ve bacaklarda
gelişim bozukluğu, anüs ve mesane sfinkter
bozukluğu,
Deri bozukluklarına neden olabilir.
Doğurdan hemen sonra yada doğuma birkaç hafta kala
bulaşır ise buna Neonatal Varicella denir:
Annede erken doğuma neden olabilir,
Bebekte suçiçeği ağır seyreder, pnemoni ve diğer
komplikasyonlar sık görülür.
Çok nadiren kalp, karaciğer ve böbrek iltihabına yol
açar.
Suçiçeğinden şüphelenildiğinde
başvurulmalıdır.
zaman kaybetmeden doktora
Su çiçeğinden korunma:
Hastalık hava yoluyla ve temas yoluyla çok kolay bulaşır,
kolayca salgınlar yapar. Toplu taşıma araçları, markette,
yuvada, kreşte, okulda her yerde kolayca bulaşabilir. Hastalar
döküntü başlamadan önceki 2- 4 gün boyunca öksürerek,
hapşırarak virüsü etrafa yayarlar.
Suçiçeği aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Aşı 1995
yılında kullanılmaya başlanmıştır.
Aşı 2 doz halinde yapılır,
İlk doz 12- 15 aylarda,
İkinci doz 4-6 yaş arasına yapılmalıdır.
13 yaş altı ve hiç hasta olmamış aşı yapılmamış
kişilere 4-8 hafta arayla 2 doz aşı yapılması gerekir,
Suçiçeği aşısı canlı aşıdır hamilelere ve immün sistemi bozuk
kişilere yapılmamalıdır.
Suçiçeği ve Zona erişkin aşılaması için doktorunuza danışınız.
Hijyen ve sanitasyon kurallarına dikkat etmek bulaşmayı
azaltır.
Riskli kişiler için hastalık ile karşılaşıldı ise suçiçeği
immun globulin verilerek hastalık durdurulmaya çalışılmalıdır.
Aşı olmamış kişiler karşılaşma durumunda hemen aşılanarak
hastalık hafifletilebilir.
Referanslar :
1. Myers MG, Seward JF, LaRussa PS. Varicella-zoster virus.
In: Kliegman RM, Behrman RE, Jenson HB, Stanton BF, eds.
Nelson Textbook of Pediatrics. 18th ed. Philadelphia, Pa:
Saunders Elsevier;2007:chap 250.
2. American Academy of Pediatrics Committee on Infectious
Diseases. Recommended immunization schedules for children and
adolescents–United States, 2008. Pediatrics. 2008;121:219-220.
[PubMed: 18166576]
3. Alan Greene, M.D., © Greene Ink, Inc.Centers for Disease
Control and Protection (2010-12-27). “Varicella Pink Book
Chapter
20
p289
Communicability”.
http://www.cdc.gov/vaccines/pubs/pinkbook/downloads/varicella.
pdf. Retrieved 2010-12-27.
4. “General questions about the disease”. Varicella Disease
(Chickenpox).
CDCP.
2001-12-02.
http://www.cdc.gov/vaccines/vpd-vac/varicella/dis-faqs-gen.htm
. Retrieved 2006-08-18.
5. “Epidemiology of Varicella Zoster Virus Infection,
Epidemiology of VZV Infection, Epidemiology of Chicken Pox,
Epidemiology
of
Shingles”.
http://virology-online.com/viruses/VZV3.htm.
Retrieved
2008-04-22
SICAK ÇARPMASI
Heat Stroke;
Sıcak çarpması sıcak ortama uzun süre maruz kalmak veya sıcak
ortamda aşırı aktivite sonucu ortaya çıkan bitkinlik ve koma
halidir. Sıcak çarpması çok tehlikeli, ölümcül ve hızlı
ilerleyen bir durumdur.
Sıcak çarpması neden olur?
Sıcak çarpması sıcak ortama maruz kalma veya sıcak ortamda
aşırı aktivite sonucu ortaya çıkar, sıcak çarpmaları için risk
faktörleri şunlardır:
Sıcak ortamlar;
Hamam,
Güneş altında bırakılmış araba,
Güneş altında kalmış çadır ve kapalı ortamlar,
Plaj, kumsal,
Sauna, gibi ortamlarda sıcak çarpması dakikalar
içinde ortaya çıkabilir
Sıcak ortamlarda aşırı aktivite
Plaj oyunları,
Güneş altında veya sıcak ortamda uzun süre
çalışmak,
Güneş altında yapılan yürüyüş, kano, kürek vb
aktiviteler,
Yetersiz sıvı alımı sıcak çarpmaları için önemli
faktörlerdir.
Yaşlı ve küçük çocuklarda sıcak çarpması dakikalar
içinde ortaya çıkar.
Felçli ve hareket edemeyen kişiler sıcaktan kaçamaz,
kendilerini koruyamazlar, bu kişilerin sıcak ortamda
yalnız bırakılmaması gerekir.
Bazı ilaçlar ve maddeler sıcağa karşı vücut savunmasını
bozarak sıcak çarpmasını çok hızlandırırlar özellikle:
Tansiyon ilaçları,
İdrar söktürücüler,
Alerji ilaçları,
Beta bloker ilaçlar,
Anti depresan ilaçlar,
Nöroleptik ilaçlar,
Kokain ve
Alkol kullanımı sıcak çarpmasını çok
kolaylaştırır ve hızlandır.
Sıcak çarpması belirtileri nelerdir?
Hasta sıcak ortamda aniden fenalaşır, kendini halsiz ve yorgun
hisseder, fenalaşma ve şuur bulanıklığı dakikalar içinde
ortaya çıkar.
Hastalığın
bu
İLK
dönemine
bitkinliği de denir bu dönemde:
sıcak
Ateş çıkar ( 37,8 C ve üzerine çıkar),
Tansiyon düşer,
Nabız hızlanır,
Terleme olur,
Kas krampları ve kaslarda hassasiyet başlar,
Bulantı kusma olur,
Baş dönmesi ve sersemlik hali vardır,
Baş ağrısı olur.
Bu şikayetler dakikalar içinde gelişir, hasta bu dönemde
kendini koruyamaz ve yeterli su alamaz vücudu soğutulmaz ise
hızla kötüleşir;
Hastalığın İKİNCİ dönemine sıcak koması da denir bu dönemde:
Ateş 40 C derece ve üstüne çıkar,
Aşırı halsizlik ve bitkinlik vardır,
Görme bozulur, bulanık görür,
Uykuya meyillidir,
Şuur bulanıklığı, saçma konuşmalar, delice davranışlar
başlar,
Şuur dışı kasılmalar olur,
Koma halindedir,
Titrer, kasılır, Sara krizi benzeri kasılmalar
görülebilir,
Terleme yoktur, cilt kurudur,
Cilt soluk ve kuru olmasına rağmen ateş 40 derece
civarındadır,
Nefes hızlı ve yüzeyseldir,
Tansiyon yükselir.
Sıcak çarpması bu noktaya dakikalar içinde gelir. Bu tablo
hayati tehlike taşır ve acil bir durumdur. Hastanın hızla acil
servise götürülmesi ve tıbbi yardım alması gerekir. Basit bir
örnek vermek gerekir ise yazın güneş altındaki bir arabada
kalan kişi yaklaşık yarım saatte sıcak çarpmasından hayatını
kaybeder.
Sıcak çarpması teşhisi nasıl konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhis koydurur.
Durumun ciddiyetini ve tedaviyi yönlendirmek için acilen
aşağıdaki testler yapılır:
EKG: kalp ritmi ve kalbin durumunu izlemek amacıyla EKG
takibi yapılır.
Laboratuar testleri:
Kan sayımı,
Elektrolitler,
Üre,
Kreatinin özellikle böbrek hasarını takip için
incelenir.
Sıcak çarpması nasıl tedavi edilir?
Sıcak
çarpması
çok
acil
bir
durumdur.
İlk
belirtiler
görüldüğünde yapılması gerekenler şunlardır:
Hastanın derhal serin ve esintili bir alana çekilmesi,
Sıvı takviyesi, sıvı ile birlikte tuz ve şeker
verilmesi toparlanmayı hızlandırır,
Sıvı verilemez ise damar yolundan serum verilmelidir,
Hasta istirahat etmelidir.
Hasta bu dönemde kurtarılamaz ve ikinci döneme girerse ( ateş
yüksek, şuur kapalı veya uykuya meyilli) durum acildir,
yerinde müdahale yetersiz kalır
gidilmelidir. Bu arada hastanın;
ve
mutlaka
hastaneye
Nefes yolu açık tutulmalı,
Ağızdan kesinlikle hiçbir şey verilmemeli verilmeye
çalışılmamalı,
Soyulmalı,
Soğuk bir ortama taşınmalı, soğutulmaya çalışılmalı,
Soğuk su veya vantilatör ile soğutma en iyisidir,
Acil servise götürülmeli;
Solunum yolu açık tutulmalı,
Damar yolu ile sıvı ve tuz takviyesi yapılmalı,
Epileptik kasılmaları var ise ilaçlarla
durdurulabilir,
EKG ile kalp ritmi izlenir,
Kan testleri ile hayati organların durumu takip
edilir.
Sıcak çarpmasından korunma
Sıcak çarpması çok tehlikeli ve dakikalar içinde ölümcül hale
gelebilecek bir durumdur. Sıcak çarpmasından korunmak için :
Sıcağa uzun süre maruz kalmayınız,
Kendini koruyamayacak veya yardım çağıramayacak
kişileri sıcak ortamda uzun süre yalnız bırakmayınız,
Eğer sıcak ortamda çalışmak zorunda iseniz sık sık ara
verin ve bolca su için, su ile birlikte tuz ve şeker de
almak gerekir ( sporcu içecekleri tercih edilebilir),
Eğer sıcak çarpması için risk taşıyor iseniz
aktivitenizi azaltın, sık sık sıcak ortamdan uzaklaşın,
sık sık mola verip dinlenin,
Çocuk ve yaşlıların sıcak ortamlarda yalnız
bırakılmamaları, sık sık klimalı ortamlarda dinlenmeleri
ve bol su içmeleri gerekir.
Referanslar:
1. American Academy of Family Physicians
http://www.aafp.org/
2. American Red Cross
http://www.redcross.org/
3. Canadian Red Cross
http://www.redcross.ca/
4. Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/index_e.html/
5. Evans M. Family Practice Sourcebook . Toronto, Canada:
Mosby; 2005.
6. Ferri F, ed. 2007 Ferris Clinical Advisor . 9th ed.
Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2007.
7. Ferri F, ed. Ferri’s Clinical Advisor 2011. Philadelphia,
PA: Mosby Elsevier; 2011.
8. Onion D. The Little Black Book of Primary Care. Sudbury,
MA: Blackwell Science; 2006.
9. Rakel R. Textbook of Family Medicine 2007. 7th ed.
Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2009.
10. Tierney L, McPhee S, Papadakis M. Current Medical
Diagnosis and Treatment . Philadelphia, PA: Lange Medical
Books; 2002
SALMONELLA
Salmonella enteriti; Salmonelloz.
Salmonella bakterisi sular, toprak, süt ürünleri, yumurta,
hayvan dışkısı, çiğ gıdalar da yaşayabilen bir bakteridir.
Besinler ve gıdalar ile bulaşan enfeksiyon hastalığına sebep
olur. Bakteri yutulduktan 6 – 48 saat sonra barsaklara geçerek
burada iltihaplanmaya neden olur. Bulantı, kusma, kramp
tarzında karın ağrıları, ishal ve yüksek ateşe yol açar. Bu
tabloya Salmonelloz denir. Hastalık 5- 7 gün sürer ve kendi
kendine geçer. Salmonella enfeksiyonu yaşlılar ve çocuklar
için çok ciddi ve tehlikeli olabilir. Salmonella enfeksiyonu
nadiren çok ciddi komplikasyonlara yol açar:
Endokardit; ( bakterinin kalp zarlarına yerleşip kalpte
enfeksiyon yapması),
Bakteremi; (bakterinin barsaklardan kana yayılması),
Osteomyeli; (bakterinin kemiğe sıçrayıp kemik
enfeksiyonu yapması) neden olabilir.
Salmonella ve tifo hastalığı?
Salmonelloz hastalığı Salmonella bakterileri ile meydana
gelir. Bakteri barsaklara geçtikten sonra barsak duvarını
geçerek vücuda girer ve burada iltihaplanmaya neden olur.
Nadiren tüm vücutta sistemik enfeksiyona neden olur buna Tifo
denir. Hastalığa sebep olan salmonella bakterileri şunlardır:
Salmonella enteritidis,
Salmonella typhimurium,
Salmonella typhi dir.
Salmonella kimlerde görülür?
Salmonelloz herkes de ve her yaşta görülebilir. Aşağıdaki
durumlar salmonella görülme riskini arttıran durumlardır:
Et, süt, süt ürünleri, , yumurta, balık ve su
ürünlerinin pişirilmeden kullanılması,
Pastörize edilmemiş süt, yoğurt, dondurma ve süt
ürünleri kullanılması,
Sanitasyon ve hijyene dikkat edilmeden hazırlanmış
gıdaların tüketilmesi,
Kontamine suların ve buzların kullanılması,
İmmün sistemin bozuk olması
Yaşlılar,
Bebekler ve çocuklar,
Kemoterapi gören kanser hastaları,
Kortizon kullanan hastalar,
Mide asidini azaltan ilaçlar kullanan hastalar. (
salmonella mikrobu mide asidinde ölür, mide asidi
azaltan ilaç kullanan ülser, gastrit, reflü
hastalarında mikrop midede ölmeden kolayca barsağa
geçer).
Salmonella belirtileri nelerdir?
Barsak enfeksiyonu bulguları tüm hastalarda aynıdır. Benzeri
şikayetler diğer barsak enfeksiyonlarında da görülür ve
şikayetlere bakarak teşhis koymak imkansızdır. Salmonella
enfeksiyonu sırasında en sık görülen şikayetler:
Yüksek ateş,
Bulantı,
İshal,
Kramp tarında karın ağrıları,
Kusma,
Baş ağrısı dır.
Salmonella Teşhisi Nasıl Konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulgularsı teşhise yardımcı
olur. Salmonelloz teşhisi laboratuar incelemeleri ve testler
ile konur. Barsak enfeksiyonu sırasında hastadan istenen
testler:
Kan sayımı,
CRP,
Sedimantasyon,
Dışkı muayenesi ve kültürü,
Gruber Widal serolojik incelemesi istenir.
Salmonella tedavisi:
Salmonella tedavisinde ana hedef hastanın şikayetlerini
gidermek ve kaybettiği su ve tuzu yerine koymaktır. Bu nedenle
basit ağrı kesici ve ateş düşürücüler kullanılır. Hastalık 57 gün içinde kendi kendine geçer.
Su ve tuz kaybı çok şiddetli olursa kaybedilen sıvı ve
tuz damardan serum ile verilebilir,
Asetaminofen ve ibuprofen gibi ağrı kesiciler ve ateş
düşürücüler hasta şikayetlerini azaltır,
Salmonelloz tedavisinde antibiyotik verilmez, hastalık
kendi kendine 5 – 7 günde geçer ancak,
Yaşlılar ve çocuklarda,
İmmün sistemi zayıf hastalarda,
Salmonella komplikasyonu gelişen hastalarda
antibiyotik kullanılır.
Salmonella dan korunma:
Salmonella doğada yaygın olarak bulunan, gıdalar ve sular ile
bulaşan
bir
enfeksiyon
hastalığıdır.
Salmonella
enfeksiyonundan korunmak için :
• Sıklıkla elerli yıkamak,
• Yemek hazırlama sırasında sanitasyon ve hijyen koşullarına
dikkat edilmesi,
• Gıdaların uygun ısı ve sürede pişirilmesi,
• Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri kullanmamak,
• Gıdaların uygun şekilde buzdolabında saklanması,
• Mide asidini alan antiasit ilaçların gereksiz yere
kullanılmaması önerilir.
Referanslar:
1. Fight BAC!
Partnership for Food Safety Education
http://www.fightbac.org/
2. US Food and Drug Administration Center for Food Safety and
Applied Nutrition
http://vm.cfsan.fda.gov/
3. Canadian Partnership for Consumer Food Safety Education
http://www.canfightbac.org/cpcfse/en/about/
4. Public Health Agency of Canada
http://www.phac-aspc.gc.ca/new_e.html/
5. Benenson A. Salmonellosis . Control of Communicable
Diseases Manual. American Public Health Association . 1996:
410-414.
6. Centers for Disease Control and Prevention (CDC). Use of a
self-assessment questionnaire for food safety education in the
home kitchen—Los Angeles County, California, 2006-2008. MMWR.
2010;59(34):1098-101.
7. Edwards BH. Salmonella and shigella species. Clin Lab Med .
1999; 19(3):469-487.
8. Heymann D. Salmonellosis. In: American Public Health
Association. Control of Communicable Diseases Manual.
2004;469-473.
9. Koningstein M, Simonsen J, Helms M, Molbak K. The
interaction between prior antimicrobial drug exposure and
resistance in human Salmonella infections. J Antimicrob
Chemother. 2010;65(8):1819-1825.
ROTA VİRÜS
Rota Enteriti;
Rota virüsü ile meydana gelen mide bağırsak enfeksiyonudur,
hastalık ishal bulantı kusma ve ateş ile seyreder ve her yaşta
görülür.
Mide barsak sisteminde enfeksiyona neden olur.
Bebekler ve küçük çocuklarda en sık ishal sebebidir.
Hızla yayılır, salgınlara neden olur.
Birçok çocuk kendi kendine düzelir.
1998 de Rota virüs aşısı kullanılmaya başlandı.
Rota virüs nedir ?
Rota virüs mide ve bağırsaklarda enfeksiyona neden olabilen
bir virüstür. Özellikle bebek ve çocuklarda ishalin en sık
sebebidir. Dünya çapında yaygın olarak görülür. Kış aylarında
ve ilk baharda salgınlar yapar. Yılda bir milyon çocuğun
ölümüne neden olur. 1998 de aşısı kullanılmaya başlandı.
Rota virüs belirtileri nelerdir ?
Rota virüs çok hızlı yayılır. Hastalık kirli ellerin ağza
teması sonucu bulaşır. Hasta kişinin etrafa dokunması,
tokalaşma, kirli oyuncaklar, kirli yüzeyler ile temas sonucu
kolayca bulaşır. Hasta çocuklar şikayetleri süresince ve
iyileştikten sonra bir süre hastalığı yayarlar. Kreşler ve
yuvalarda rota virüs salgınları sık görülür. Hastalık virüs
bulaştıktan 3 gün sonra başlar.
Rota virüs gastro enteriti
Ateş
Bulantı,
Kusma,
Kramp tarzında karın ağrıları,
Bol sulu kansız sümüksüz ishal ile seyreder.
İshal çok ağır değildir ancak 3 ila 9 gün sürer.
Birçok hasta bu sürenin sonunda kendi kendine iyileşse de
aşırı kusma ve ishal nedeniyle ciddi su kaybı olan bebeklerin
ve çocukların hastaneye yatırılmaları gerekir. Hastalık
bağışıklık bırakmaz ancak diğer rota vakaları giderek daha
hafif seyreder. Hastalık nadiren aşırı sıvı kaybına bağlı koma
ve ölümle sonuçlanabilir.
Rota enfeksiyonu nasıl teşhis edilir?
Hastalık dışkıda rota virüs testi ile teşhis edilir.
Rota enfeksiyonu kimlerde görülür?
Her çocuk hayatının ilk 5 yılında rota virüs enfeksiyonu
geçirir. 3 ila 35 ay arası bebeklerde rota enfeksiyonu ağır
seyreder ve şiddetli su kaybına neden olur. Rota virüs
enfeksiyonlarına bağlı hastane yatışlarının birçoğu bu yaş
gurubunda görülür. Çocuklar çok nadiren ardı ardına rota
enfeksiyonları geçirebilir. Büyük çocuklar ve erişkinlerde de
rota virüs ishalleri görülür. Çok çocuklu evlerde bebeklerde
başlayan rota enfeksiyonunun büyük kardeşlere hatta anne
babaya geçtiği görülebilir. Yaşlılarda rota virüs enfeksiyonu
nadirdir ancak tehlikeli su kabına ve koma ve ölüme yol
açabilir.
Rota virüs tedavisi
Viral enfeksiyonların tedavisinde antibiyotik kullanılmaz.
Rota virüs tedavisi bol sıvı takviyesi, destek tedavisi ve
istirahattır. Aşırı su kayıplarında vakit geçirmeden
hospitalizasyon gerekir.
Rota virüs enfeksiyonu nasıl önlenir
Rota virüs aşısı 1998 yılında kullanılmaya başlandı. Aşı
etkili ve kullanımı kolay bir aşıdır. Aşılama dışında
özellikle bebekli ve küçük çocuklu ailelerin el yıkama,
sanitasyon ve hijyen kurallarına dikkat etmesi önerilir.
Referanslar :
1. Reduction in Rotavirus After Vaccine Introduction — United
States, 2000-2009
MMWR. 2009; 58(41):1146-1149
2. Prevention of Rotavirus Gastroenteritis Among Infants and
Children Recommendations of the Advisory Committee on
Immunization Practices (ACIP)
MMWR. 2009; 58(RR02):1-25
3. Tate JE, Cortese MM, Payne DC, Curns AT, Yen C, Esposito
DH, et al. Uptake, Impact, and Effectiveness of Rotavirus
Vaccination in the United States. Pediatr Infect Dis J.
2011;30(1 Suppl):S56-60.
4. Yen C, Tate JE, Wenk JD, II Harris JM, Parashar UD.
Diarrhea-Associated Hospitalizations Among US Children Over 2
Rotavirus Seasons After Vaccine Introduction. Pediatrics.
doi:10.1542/peds.2010-1393.
5. Cortese MM, Tate JE, Simonsen L, Edelman L, Parashar UD.
Reduction in Gastroenteritis in United States Children and
Correlation With Early Rotavirus Vaccine Uptake From National
Medical Claims Databases. Pediatr Infect Dis J.
2010;29(6):489-94
PNÖMONİ
Zatürre;
pnemoni;
Bronkopnemoni;
Toplumdan
kazanılmış
Akciğerin iltihabi hastalığına pnömoni yada zatürre denir. Alt
solunum yollarını tutan iltihabi hastalıktır. Küçük hava
yolları ( bronküs ) ve alveollerde iltihap olur, akciğerin
oksijen alışı ve karbondioksiti verişi zorlaşır, hasta nefes
alamaz, çok ciddi ve ölümcül bir hastalıktır.
Neden Zatüre Oluruz?
Akciğer iltihaplarının üç önemli sebebi vardır:
1. BAKTERİLER: bakteriler
iltihaplarıdır en sık:
tarafından
oluşan
akciğer
Streptococcus pneumonia,
Haemophilus influensa
Moraxella catharalis adlı bakteriler ile olur,
2. VİRÜSLER: sık görülür en sık grip virüsü ile olur,
3. ATİPİK PNEMONİ SEBEPLERİ: nadir görülen bakteriler ile olur
en sık:
Chlamidya,
Mycoplasma,
Legionella ile meydana gelir.
Bu üç önemli sebep dışında mantarlar da nadiren pnemoni nedeni
olabilir.
Pnemoniler nasıl geliştiğine bağlı olarak adlandırılır:
1- Toplumdan kazanılmış pnemoniler: okul, iş yeri, avm, otobüs
vb kalabalık alanlardan solunum yolu ile bulaşan mikroplara
bağlıdır.
2- Nozokomiyal pnemoniler: hastane ortamından bulaşan
mikroplar ile ortaya çıkar. Hastane kökenli mikroplar çok
dirençli olduklarından bu pnemoniler çok tehlikelidir.
3- Aspirasyon pnemonisi: mide içeriğinin akciğere kaçması
sonucu ortaya çıkar, felçli hastalarda, şuur bulanıklığı
olanlarda yaşlı ve bebeklerde görülür.
Pnemoni kimlerde olur?
Aşağıdaki
faktörler
akciğer
enfeksiyonu
oluşma
şansını
arttırır:
65 yaş üstü,
Grip ve grip benzeri soğuk algınlıklarını takiben,
KOAH ( Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı ) var ise,
Kalp Yetmezliği var ise,
Felç ve benzeri problemlere bağlı yutma ve öksürme
refleksi bozuklukları var ise ( yemeklerin aspirasyonu
ve pnemoni gelişme şansı yüksektir)
İmmün sistem zayıf ise,
Beslenme bozukluğu var ise,
Hamilelik,
Bebek ve küçük çocuklar,
Aşırı alkol tüketimi,
Uyuşturucu kullanımı,
Sigara,
Uçucu ve korozif buharlara uzun süre maruz kalmak,
Aşırı tozlu ortamda çalışmak zatürre gelişme şansını
arttırır.
Pnemoni belirtileri nelerdir?
Hastanın şikayetleri pnemoni sebebine bağlı olarak farklılık
gösterir:
Zatüre
teşhisi:
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları pnemoni teşhisine
yardımcı olur. Kesin teşhis laboratuar testleri ile konur.
Pnemoni düşünülen hastaya aşağıdaki testler yapılmalıdır:
Akciğer filmi,
Kan sayımı,
CRP,
Sedimantasyon,
Balgam kültürü,
Gerek olursa
Arter kan gazı,
Bronkoskopi,
Akciğer tomografisi de istenir.
Pnemoni tedavisi:
Pnemoni çok ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır. Akciğer
enfeksiyonu hastanın genel durumunun hızla bozulmasına ve
hayatını kaybetmesine neden olabilir. Tedavi pnemoni nin
tipine, hastalığın şiddetine, hastanın genel durumuna ve diğer
faktörlere bağlı olarak değişir.
Genel olarak pnemonilerin tedavisinde antibiyotikler
kullanılır
ancak
viral
pnemonilerin
tedavisinde
antibiyotiklerin yeri yoktur. Hastaların tedavi sırasında bol
sıvı almaları, istirahat etmeleri, dengeli beslenmeleri
gerekir. Yüksek ateş için ateş düşürücü ilaçlar, şiddetli
öksürükler için öksürük kesici ilaçlar tedaviye eklenir.
Hastanın genel durumu müsaade etmiyor ise hastaneye
yatırılması gerekebilir.
Pnemoniden korunma:
Pnemoni ciddi ve hayati tehlikesi yüksek olan bir hastalıktır.
Bazı aşılar pnemoniden korunmamızda yardımcı olur.
Grip aşısı: hem grip hastalığından hemde gripten sonra
gelebilecek olan zatürreden korur. Özellikle riskli
hastaların her yıl grip aşısı olması şiddetle
önerilmektedir.
Pnemokok aşısı: pnemonilerin büyük kısmından sorumlu
olan mikrop S. Pneumonia dır. Bu mikroba karşı son
yılalrda geliştirilmiş olan aşılar pnemoniden
koruyucudur. Bu aşılar küçük yaşlardan itibaren güvenle
kullanılabilmektedir. Bebek ve küçük çocukalr ile 65 yaş
üstünde pnemokok hastalıkları ve zatürre riski çok
yükselmektedir.
PCV: çocuklar için Pnemokok aşısı,
PPSV: Erişkinler için Pnemokok aşısıdır.
Ayrıca pnemoniden korunmak için :
Sigaradan uzak durmak,
Sigara içilen alanlardan uzak durmak,
Sanitasyon ve temizlik kurallarına dikkat etmek, elleri
düzenli şekilde yıkamak,
Grip, soğuk algınlığı geçiren kişilerden uzak durmak,
Tozlu, kirli ve kimyasal buharı olan alanlardan uzak
durmak,
Dengeli beslenmek,
Diyabet var ise sıkı kontrol etmek,
Yeterince istirahat etmek,
Egzersiz yapmak zatürreden korunmak
adımlardır.
için
önemli
Pnemoni aşı ile korunulabilen bir hastalıktır
Referanslar:
1- American Academy of Family Physicians
http://www.familydoctor.org/
2- American Lung Association
http://www.lungusa.org/
3- The Canadian Lung Association
http://www.lung.ca/
4- Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/
5- Blasi F, Aliberti S, Pappalettera M, Tarsia P. 100 years of
respiratory medicine: pneumonia. Respir Med. 2007 Mar 21;
[Epub ahead of print].
6- Braunwald E, Harrison TR, Fauci AS, et al. Harrisons
Principles of Internal Medicine. 17th ed. Columbus, OH:
McGraw-Hill; 2008.
7- Carpenter CC, Andreoli TE, Griggs RC. Cecil Essentials of
Medicine. Philadelphia, PA: Elsevier Science; 2003.
8- De Roux A, Marcos MA, Garcia E, Mensa J, Ewig S, Lode H,
Torres A. Viral community-Acquired pneumonia in nonimmunocompromised adults. Chest .2004;125(4):1343-1351.
9- Fleming CA, Balaguera HU, Craven DE. Risk factors for
nosocomial pneumonia. Focus on prophylaxis. Med Clin North Am.
2001;85:1545-1563. Review.
10- McCoy K. Pneumococcal vaccine. EBSCO Health Library
website.
Available
at:
http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81.
Updated January 7, 2011. Accessed January 7, 2011.
11- Niederman MS. Recent advances in community-acquired
pneumonia
inpatient
and
outpatient.
Chest.
2007
April;4:1205-15.
12- Niederman MS. Review of treatment guidelines for
community-acquired pneumonia. Am J Med. 2004;117:Suppl
3A:51S-57S. Review.
13- 10/29/2009 DynaMed Systematic Literature Surveillance
DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Hemila H,
Louhiala P. Vitamin C for preventing and treating pneumonia.
Cochrane Database Syst Rev. 2009;(3):CD005532.
14- 2/4/2011 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Lassi Z, Haider
B, Bhutta Z. Zinc supplementation for the prevention of
pneumonia in children aged 2 months to 59 months. Cochrane
Database Syst Rev. 2010;(12):CD005978.
Bhutta ZA, Black RE, Brown KH, et al. Prevention of diarrhea
and pneumonia by zinc supplementation in children in
developing countries: pooled analysis of randomized controlled
trials. Zinc Investigators Collaborative Group. J Pediatr.
1999;135(6):689-697.
Bhandari N, Bahl R, Taneja S, et al. Effect of routine zinc
supplementation on pneumonia in children aged 6 months to 3
years: randomised controlled trial in an urban slum. BMJ.
2002;324(7350):1358.
Brooks WA, Santosham M, Naheed A, et al. Effect of weekly zinc
supplements on incidence of pneumonia and diarrhoea in
children younger than 2 years in an urban, low-income
population in Bangladesh: randomised controlled trial. Lancet.
2005;366(9490):999-1004
ORTA KULAK İLTİHABI
Otit; Otitis
Infection
Media;
Akut
Otit;
Middle
Ear
Orta kulak: kulak zarı ile iç kulak arasında kalan zar ile
kaplı kısımdır. Orta kulağın iltihabi hastalığına otitis media
da denir. Orta kulak bir kanal ile boğaza açılır ( östaki
borusu). Orta kulak iltihapları bakteri ve virüsler ile
gelişir. En sık görülen organizmalar:
Streptococcus pneumoniae ( Pnemokok en sık görülen
mikroorganizmadır),
Haemophilus influenzae,
Moraxella (Branhamella) catarrhalis,
Streptococcus pyogenes. En sık görülen organizmalardır.
Aşağıdaki durumlar orta kulak iltihaplarına zemin hazırlar:
Yeni geçirilmiş gribal hastalıklar ( soğuk algınlığı,
nezle, grip),
Yeni geçirilmiş sinüzit,
Boğaz iltihapları ve anjin,
Bebek ve çocuklar,
Kış ayları ve soğuk havalar,
Bakım evlerinde kalan çocuklar,
Bebek maması ile beslenen çocuklar,
Östaki borusunda anormalliğe sebep olan hastalıklar;
Yarık damak,
Down sendromu,
Solunum ve gıda alerjileri,
Reflü hastalığı,
Gebelikte aşırı alkol kullanan kadınların çocukları,
Sigara dumanına maruz kalan çocuklarda orta kulak
iltihapları sık görülür.
Orta kulak iltihabının belirtileri nelerdir?
Kulak ağrısı
Bebekler ve küçük çocuklarda
Ağlama,
Huzursuzluk,
Kulağı tutmak, çekmek,
Elini yüzün o tarafına koymak gibi bulgular
görülür,
Ateş,
Huzursuzluk,
Uykusuzluk,
Duyma kaybı ( sıvı birikiminden dolayı geçici
olabilir),
İştahsızlık,
Kulak akıntısı,
Yürüme güçlüğü olabilir.
Orta kulak iltihabı teşhisi nasıl konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı
olur. Orta kulak zarının sıvı ile şişmiş olduğu görülür. Bu
sıvının boşaltılması için bir tüp konması iyileşmeyi
hızlandırır. Timpanosentez bu sıvının boşaltılması işlemidir.
Bu sırada önek alınıp incelenebilir. Ayrıca aşağıdaki
laboratuvar testleri tanıya yardım eder:
Hemogram,
ASO,
CRP,
Sedimentasyon,
Timpanostentez mayisinden kültür yapılması tanıya
destek olur.
Ayrıca işitme testlerinin yapılması da gerekebilir.
Ortakulak iltihaplarının tedavisi:
Bakteriyel
orta
kulak
iltihaplarının
tedavisinde
antibiyotikler kullanılır. Verilen antibiyotiklerin zamanında
ve tam olarak kullanılması tedavinin başarısında önemlidir.
Orta kulakta birikim var ise bunun timpano sentez ile
boşaltılması ve gerekirse tekrarının önlenmesi amacıyla
timpanostomi tüpü konulması tedavide önemlidir.
Viral orta kulak iltihaplarının tedavisinde antibiyotikler
etkili olmazlar. Orta kulak iltihapları tedavi ile 2-3 günde
düzelir, hastanın şikayetleri geriler. Tedavide ağrı
kesiciler, ödem çözücü dekonjesan ilaçlar da kullanılır. Küçük
çocuklarda karaciğer hasarı yaptığından viral enfeksiyonların
tedavisinde aspirin kullanılmamalıdır. Ağrı kesici kulak
damlaları şikayetleri azaltır.
Aşağıdaki önlemler orta kulak iltihaplarından
korunmada önemlidir:
Sigara dumanından uzak durmak,
En az 6 ay anne sütü vermek,
Çocuğa emzik vermemek,
Biberonla beslenen bebeğin mümkün olduğunca oturur
vaziyette beslenmesi,
Alerji testlerinin yapılması ve alerjenlerden
korunması,
Reflu var ise tedavisi,
El yıkama alışkanlığının kazandırılması,
Çocukluk aşılarının tamamlanması,
Pnemokok aşısının yapılması,
Yıllık grip aşısının yapılması,
Gereksiz antibiyotik kullanılmaması,
Gerektiği zaman timpanostomi tüpü kullanılması orta
kulak enfeksiyonlarının gelişimini engeller.
Referanslar:
1. American Academy of Otolaryngology, Head and Neck Surgery
http://www.entnet.org
2. National Institute on Deafness and Other Communication
Disorders
http://www.nidcd.nih.gov
3. Caring for Kids
http://www.caringforkids.cps.ca/
4. Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/index_e.html
5. Acute otitis media. EBSCO DynaMed website. Available at:
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated June 2008.
Accessed July 28, 2008.
6. Behrmann R, Kliegman R, Jenson HB. Nelson Textbook of
Pediatrics . 16th ed. Philadelphia, PA: WB Saunders; 2000.
7. Griffith HW. Griffith’s 5-Minute Clinical Consult .
Baltimore, MD: Williams & Wilkins; 1999.
8. Hurst DS, Amin K, Seveus L, Venge P. Evidence of mast cell
activity in the middle ears of children with otitis media with
effusion. Laryngoscope . 1999;109:471-477.
9. Otitis media (ear infection). National Institute on
Deafness and Other Communication Disorders website. Available
at: http://www.nidcd.nih.gov/ . Published July 2003. Accessed
July 29, 2008.
10. Phillips BL. Otitis media, milk allergy, and folk
medicine. Pediatrics .1972;50:346.
11. Side Effects. Antibiotics. Side Effects website. Available
at: http://side-effects.org/antibiotics . Accessed November
30, 2010.
12. 10/12/2006 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance
DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Spiro DM, Tay
KY, Arnold DH, Dziura JD, Baker MD, Shapiro ED. Wait-and-see
prescription for the treatment of acute otitis media: a
randomized controlled trial. JAMA . 2006;296:1235-1241.
13. 9/23/2008 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance
DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Coleman C,
Moore M. Decongestants and antihistamines for acute otitis
media in children. Cochrane Database of Systematic Reviews.
2008(3). CD001727. DOI: 10.1002/14651858.CD001727.pub4.
14. 6/5/2009 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Foxlee R,
Johansson A, Wejfalk J, Dawkins J, Dooley L, Del Mar C.
Topical analgesia for acute otitis media. Cochrane Database
Syst Rev. 2009;(2):CD005657.
15. 7/21/2009 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Pavia M, Bianco A,
Nobile CG, Marinelli P, Angelillo IF. Efficacy of pneumococcal
vaccination in children younger than 24 months: a meta-
analysis. Pediatrics. 2009;123:e1103-1110.
16. 11/30/2010 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance
DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Coker TR, Chan
LS, Newberry SJ, et al. Diagnosis, microbial epidemiology, and
antibiotic treatment of acute otitis media in children: a
systematic review. JAMA. 2010;304(19):2161-2169.
OTOİMMÜN HASTALIKLAR
Autoimmune disorders
Otoimmün hastalıklar vücudun kendi dokusuna saldırması sonucu
ortaya çıkan hastalıklardır. 80 den fazla otoimmün hastalık
vardır.
Otoimmün hastalıkların
faktörleri:
sebebi,
sıklığı,
risk
Normal immün sistem vücudu yabancı maddelerden, mikroplardan
korumak amacıyla antikor denilen silahları yapar. Bu silahları
lökositler aracılığıyla üretir ve kullanır. Antikorlar
bakteriler, virüsler, toksik maddeler, kanser hücreleri, diğer
cins canlı dokularına karşı üretilir. İmmün sistem tarafından
üretilen antikorlar yabancı maddeleri ortadan kaldırır, onları
zararsız hale getirir.
Otoimmün hastalıklarda immün sistem normal doku ile zararlı
olanlar arasına ayrım yapamaz ve kendi dokusuna savaş açar,
antikor üretir, dokusuna zarar verir, hastalığa sebep olur. Bu
hastalıklara otoimmün hastalıklar denir.
Bu hiper sensitivite reaksiyonları alerjik reaksiyonlara
benzer. Alerjik reaksiyonlarda vücut dışarıdan gelen ve
görmemesi gereken maddeye aşırı reaksiyon verir. Otoimmün
hastalıklarda da vücut görmemesi gereken kendi dokusuna aşırı
reaksiyon vererek hastalığa yol açar.
Vücudun kendi dokusuna reaksiyon vermesini neyin başlattığı
tam olarak bilinmemektedir. Bir teoriye göre bazı viral
bakteriyel enfeksiyonlar otoimmün hastalıkları başlatmaktadır.
Bazı ilaçların hastalığı başlattığı da ileri sürülmüştür.
Otoimmün hastalıklar:
Birtakım dokulara savaş açarak vücutta o dokuların
bulunduğu yerlerde iltihaplanmalara yol açar,
Bazı organların aşırı büyümesine yol açabilir,
Organ fonksiyonunu ve çalışmasını bozabilir.
Otoimmün hastalıklar bir veya daha fazla organ ve sistemi
tutabilir. Otoimmün hastalıklardan en çok etkilenen dokular:
Damarlar,
Konnektif dokular ( destek dokuları),
Endokrin bezler;
Tiroid bezi,
Pankreas,
Eklemler,
Kaslar,
Kan hücreleri,
Deri dir.
Bazı hastalarda aynı anda biden fazla otoimmün hastalık
görülür. En sık görülen otoimmün hastalıklar:
Addison hastalığı ( böbrek üstü bezi yetmezliği),
Celiak hastalığı ( Çölyak ),
Dermatomyozit,
Graves hastalığı (hipotiroidi),
Hasimoto hastalığı ( hipertiroidi),
Multipl skleroz,
Myastenia gravis,
Pernisiyöz anemi,
Reaktif artrit,
Romatoid artrit,
Sjogren sendromu,
Sistemik lupus eritematozus,
Tip I diyabet.
Otoimmün hastalıkların belirtileri nelerdir?
Hastalığın çeşidine göre şikayetler farklılaşır. Genel olarak
bütün otoimmün hastalıklarda
Halsizlik,
Yorgunluk,
Çabuk yorulma,
Ateş,
Genel hastalık hali görülür.
Otoimmün hastalıklar nasıl teşhis edilir?
Hasta şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur.
Kesin teşhis laboratuar incelemeleri ile konur.
Otoimmün hastalık şüphesinde aşağıdaki laboratuar testler
istenir:
Anti Nükleer Antikor testleri ( ANA paneli ),
Otoantikor testleri, ENA profili
Tam kan sayımı,
CRP,
Sedimantasyon.
Otoimmün hastalıkların tedavisi:
Otoimmün hastalıkların tedavisinde amaç:
Şikayetlerin giderilmesi,
Otoimmün reaksiyonun dindirilmesi,
Vücut direncinin arttırılması hedeflenir.
Hastalığa ve şikayetlere yönelik tedavi planlanır.
Eksikliklerin yerine konması gerekir, tiroid hastalıklarında
tiroid hormonu, diyabette insülin, vit B12 vb. kan tablosunu
bozan otoimmün hastalıklar kan nakli gerektirebilir.
Kas eklem kemik hastalıklarına neden olan otoimmün
hastalıklarda fizik tedavi gerekebilir.
Otoimmün hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar immün
sistemi baskılamaya, reaksiyonu durdurmaya yönelik ilaçlardır.
Bu ilaçlara immün süpresif ilaçlar denir ve vücudun
savunmasını da bozarlar. Bu amaçla en çok kullanılan ilaçlar
kortizonlu ilaçlardır ( kortikosteroid ilaçlar ).
Otoimmün hastalıklar tehlikeli midir?
Otoimmün hastalıklar kendi kendine geçen geçici hastalıklar
değillerdir. Birçok otoimmün hastalık kronik tir. Tedavi ile
kaybolmaz kontrol altına alınırlar. Şikayetler zaman zaman
alevlenebilir. Şikayetlerin artmaya başladığı alevlenme
dönemleri vardır.
Otoimmün hastalığın çeşidine göre komplikasyonlar ortaya
çıkar. Hem hastalık hem de tedavi amacıyla kullanılan ilaçlar
komplikasyon ayol açabilir. Özellikle immün süpresif ilaçların
neden olduğu enfeksiyonların tedavisi zor olabilir.
Otoimmün hastalıkları başlatan sebepler tam olarak
bilinmemektedir. Hastalıklardan bilinen bir korunma yöntemi
yoktur.
Referanslar:
1. Goronzy JJ, Weyand CM. The innate and adaptive immune
systems. In: Goldman L, Ausiello D, eds. Cecil Medicine. 23rd
ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier;2007: chap 42.
2. Siegel RM, Lipsky PE. Autoimmunity. In: Firestein GS, Budd
RC, Harris Ed, et al, eds. Kelley’s Textbook of Rheumatology.
8th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2009:chap 15
KOLİ BASİLİ
E. coli; Escherichia coli; E. Coli enfeksiyonu;
Escherichia coli O157:H7; EHEC; ETEC; EPEC; EIEC.
E.coli insanların ve hayvanların bağırsaklarında bol miktarda
bulunan bir bakteridir. Yüzden fazla çeşidi vardır, bazı
çeşitleri gıdalar ve sular ile bulaşan salgınlara neden olur,
barsak enfeksiyonu yapar.
Koli basili hangi hastalıklara sebep olur?
Koli basilinin yüzlerce çeşidinden birkaç tanesi gıdalar ve
sular ile bulaşan salgınlara neden olur. Karın ağrısı, bulantı
kusma ve kanlı ishalle seyreden ciddi enfeksiyonlar yapar. Bu
tür enfeksiyonlara neden olan koli basilleri değişik isimler
alırlar:
EHEC: Entero Hemorajik E. Coli:
kanlı ishalle seyreden barsak enfeksiyonu yapar. Bu tür içinde
E. Coli O157 H7 bakterisi sığır etleri ile bulaşan ve ağır
kansızlık ve böbrek yetmezliği ile sonuçlanan Hemolitik üremik
sendrom denilen bir tabloya neden olur.
ETEC: Entero Toksijenik E. Coli:
Bol sulu ishal ve karın ağrısına neden olur. Turist ishali nin
en büyük sebebidir.
Koli basili nasıl bulaşır?
Koli basili genellikle hayvanlardan insanlara bulaşır. Hayvan
artıkları ile kirlenmiş gıdalar ve sular en sık bulaşma
yollarıdır. Özellikle:
Az pişmiş sığır etleri, özellikle hamburger,
Kirli sular,
Kirli sular veya gübre ile kirlenmiş sebze ve meyve,
Pastörize olmamış süt ve süt ürünleri,
Sığırlar ile uğraşan kişilere bulaşır.
Koli basili ince bağırsak enfeksiyonu yapar. Bakterinin
çeşidine göre bol sulu ishal yada dizanteri benzeri kanlı
ishale neden olur. EHEC bakterisi ise kansızlık ve böbrek
yetmezliğine ve ölüme yol açabilir.
Koli basili enfeksiyonları herkezde ve her yaşta görülebilir,
en çok:
Çocuklarda ve yaşlılarda,
Kronik hastalığı olanlarda ( diyabet, kanser tedavisi
görenler, mide ilaçları kullananlar vb),
Çiftlik çalışanlarında daha sık görülür.
Koli basili belirtileri nelerdir?
Hastalık şiddeti kişiden kişiye değişmekle birlikte koli
basili enfeksiyonlarında:
Kramp tarzında karın ağrıları,
Bol sulu ishal,
Su kaybına bağlı halsizlik, bitkinlik,
Yorgunluk, çabuk yorulma,
Kanlı ishal,
Hafif ateş,
Bulantı ve kusma görülür.
Koli basilinin cinsine bağlı olarak bu hastalık
tablosuna ağır kansızlık, üre artışı ve böbrek
yetmezliği tablosu eklenebilir.
Koli basili teşhisi nasıl konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcıdır.
Koli basili enfeksiyonunun kesin teşhisi laboratuar testleri
ile konur. E. Coli enfeksiyonu şüphesinde aşağıdaki testler
istenmelidir:
Tam kan sayımı,
Üre,
Kreatinin,
Dışkı kültürü,
Dışkıda EHEC tespiti istenmelidir.
Koli basili hastalıkları nasıl tedavi edilir?
Koli basili enfeksiyonlarının ve sebep oldukları
komplikasyonların tedavisi ayrı ayrı değerlendirilir.
Sıvı takviyesi:
Birçok hasta sıvı takviyesi ile 5 – 10 günde kendi kendine
iyileşir. Hastalar nadiren hastaneye yatırılır. Sıvı tedavisi
sırasında ishal kesici ilaçlar kullanmamak ve ishali
durdurmaya çalışmamak gerekir. Kaybedilen su ve tuz yerine
konur. Hasta içebiliyor ise ağızdan içemiyor ise damardan
serumla sıvı takviyesi yapılır. Sıvı takviyesi ile hastanın
toparlanmasını beklemek gerekir.
Hemolitik üremik sendrom tedavisi:
Entero Hemorajik E. Coli ( EHEC) bakterisinin bir çeşidi olan
O157 H7 tipi nin neden olduğu gıdalar ile bulaşan ve salgınlar
yapan barsak enfeksiyonunun ağır bir komplikasyonudur. Kan
damar içinde parçalanmaya ve ağır bir kansızlık tablosuna,
pıhtılaşma bozukluğuna, böbrek fonksiyonlarının bozulmasına ve
ağır bir böbrek yetmezliğine yol açar. Hastalığın ölümcül ve
tehlikeli komplikasyonudur. İshali olan hastanın günler
saatler içinde kansız kaldığı idrar yapmakta zorlandığı
nefesinde idrar kokusu gelmeye başladığı ve şuurunun bulandığı
görülür. Hastada:
Halsizlik,
Solukluk,
Huzursuzluk,
Vücutta morartılar,
Ağız, burun kanamaları,
En ufak bir yaralanma ve iğne batmasında uzun süre
kanama görülür.
Hastanın derhal yoğun bakım ünitesi olan bir merkezde tedaviye
alınması gerekir. Hemolitik üremik sendrom tedavisinde: kan
nakli ve diyaliz yapılır.
Koli basilinden korunma :
Koli basili enfeksiyonlarından korunmak için temizlik ve
hijyen koşullarına dikkat etmek gerekir, ayrıca:
Tüm sığır etleri ve özellikle hamburgerlerin iyi
pişirilmesi,
Az pişmiş etlerin yenmemesi,
Az pişmiş salam, sosis, sucuk,
Pişmemiş etler ile pişmiş etlerin ayrı tutulması,
Çiğ et işlenen tezgahların her işlemden sonra sabunlu
sular ile temizlenmesi,
Pastörize olmamış sütlerin kullanılmaması,
Pastörize olmamış sütten yapılan süt ürünlerinin
kullanılmaması,
Çiğ sebze, meyve ve salataların iyi temizlenmesi ve
yıkanması,
Çeşme suyunun uygun şekilde klorlanması,
El yıkama alışkanlığının kazanılması koli basili
enfeksiyonlarından korunmak için gereklidir.
Referanslar:
1. Centers for Disease Control and Prevention
http://www.cdc.gov/
2. National Institute of Allergy and Infectious Diseases
http://www.niaid.nih.gov/
3. Canadian Food Inspection Agency
http://www.inspection.gc.ca/
4. Public Health Agency of Canada
http://www.phac-aspc.gc.ca/
5. E. coli infection. American Academy of Family Physicians
website. Available at: http://familydoctor.org/242.xml .
Accessed February 28, 2007.
6. Escherichia coli O157:H7. Centers for Disease Control and
Prevention
website.
Available
at:
http://www.cdc.gov/ncidod/dbmd/diseaseinfo/escherichiacoli_g.h
tm . Accessed February 28, 2007
KIZIL
Scarlatina;
Kızıl beta mikroplarının neden olduğu boğaz enfeksiyonu ve
döküntü ile seyreden bulaşıcı bir hastalıktır. Kızılın aşısı
yoktur. Hastalık çocuk çağda sık görülür.
Beta mikrobu nedir?
Halk arasında beta mikrobu olarak adlandırılan mikrop Grup A
Streptokok bakterisidir. Bu bakteri ile meydana gelen
hastalıklar vücudun diğer bölümlerine de zarar verdiği için
tehlikelidir.
Kızıl antibiyotiklerin bulunmasından önce çok ciddi yan
etkileri olan tehlikeli bir hastalıktı. Hastalığa sebep olan
grup A bakterileri boğaz iltihabı, ateş ve deride kızarıklığa
sebep olur.
Hastalık okul, yuva, oyun gurubu gibi kalabalık ve çocukların
iç içe olduğu ortamlarda çocuktan çocuğa bulaşarak yayılır.
Kızıl belirtileri nelerdir?
Hastalık mikropların bulaşmasından bir iki gün sonra başlar (
kuluçka süresi çok kısadır 1 – 2 gün).
Ateş,
Boğaz ağrısı,
Ciltte döküntü,
Döküntü ense ve göğüste başlar,
Daha sonra vücuda yayılır,
Ciltte zımpara kağıdı görünümü vardır,
Döküntü kıvrım yerlerinde daha yoğun görülür,
özellikle kasıklarda
1 hafta sonra solmaya başlar,
Döküntü geçerken parmak uçlarında kasıklarda ve avuç
içlerinde, ayak tabanlarında soyulma başlar,
Karın ağrısı, özellikle küçük çocuklarda sık görülür
Titreme,
Halsizlik, huzursuzluk,
Başağrısı,
Kas ağrıları,
Şişmiş çilek görünümünde dil,
Bulantı, kusma.
Kızıl hastalığının yan etkileri var mıdır?
Kızıl komplikasyonları çok tehlikelidir. Hastalık geçtikten
sonra romatizmal ateş, glomerulo nefrit gelişebilir. Zamanında
tedavi başlanan hastalarda kızıl komplikasyonları çok az
görülür, bu nedenle kızılın zamanında teşhis edilip tedavi
başlanması gerekir. Kızıl tedavisinde antibiyotikler
kullanılır.
Kızıl teşhisi nasıl konur?
Kızıl hastalığı teşhisi laboratuvar testleri ile konur. Boğaz
kültürü ve hızlı tanı testleri ile beta mikrobu
araştırılmalıdır. Boğaz kültür sonucu 2 günden önce çıkmaz bu
nedenle kültür sonucu beklenirken hızlı tanı testleri
bakılabilir. Boğazda hızlı antijen testleri bir saat içinde
cevap alınan testlerdir. Ancak hiçbir zaman boğaz kültürünün
yerini tutmazlar.
Kızıl hastalığının tedavisi:
Kızıl tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Antibiyotiklerin
hastalık başladıktan sonra en geç 5 gün içinde kullanılması
gereklidir. Kızıl tehlikeli bir hastalıktır ve birçok
komplikasyona ( yan etkiye ) neden olabilir. Romatizmal ateş,
kalp ve böbrek hastalıkları kızıla bağlı en tehlikeli ve
ölümcül yan etkilerdir. Uygun antibiyotik tedavisi ile kızıl
şikayetleri birkaç günde kaybolur fakat döküntünün tamamen
geçmesi 2- 3 haftayı bulur.
Kızlı hastalığının yan etkileri:
Kızıl tehlikeli bir hastalıktır. Kızıl birçok organı etkiler
ve hastalıktan sonra birçok organ hasarı ortaya çıkabilir
bunlar içinde en tehlikeli olanlar :
Romatizmal ateş; kızıl geçtikten günler sonra ortaya
çıkar, kalp, böbrek, eklemler ve beyin iltihabı görülür,
antibiyotikle geçmez.
Kemik eklem iltihapları, ( osteomyelit, artrit)
Orta kulak iltihabı,
Lenf bezi iltihapları ve apsesi ( lenfadenit ) ,
Böbrek harabiyeti: glomerulonefrit,
Karaciğer harabiyeti: hepatit,
Menenjit,
Pnemoni, Zatüre
Sinüzit dir.
Uygun şekilde tedavi edilen kızıl hastalarında komplikasyon
gelişme şansı çok azdır. Kızıldan şüphe edilen her durumda
mutlaka doktora danışınız.
Referanslar:
1. Yang SG, Dong HJ, Li FR, Xie SY, Cao HC, Xia SC. Report and
analysis of a scarlet fever outbreak among adults through
food-borne transmission in China. J Infect. Nov
2007;55(5):419-24. [Medline].
2. [Guideline] Finnish Medical Society Duodecim. Sore throat
and tonsillitis. EBM Guidelines. Evidence-Based Medicine. Feb
2 2007;Helsinki, Finland: Wiley Interscience. John Wiley &
Sons:[Full Text].
3. Gidaris D, Zafeiriou D, Mavridis P, Gombakis N. Scarlet
Fever and hepatitis: a case report. Hippokratia. Jul
2008;12(3):186-7. [Medline].
4. Chiesa C, Pacifico L, Nanni F, Orefici G. Recurrent attacks
of scarlet fever. Arch Pediatr Adolesc Med. Jun
1994;148(6):656-60.
KIZAMIKÇIK
German measles; 3 gün hastalığı;
Kızamıkcık döküntü ve ateşle seyreden bulaşıcı viral bir
hastalıktır. Kızamıkçık aşı ile önlenebilen bir hastalıktır.
Kızamıkçık bağışıklık bırakır, geçiren bir daha geçirmez.
Kızamıkçık etkeni bir virüstür, insandan insana havadan
solunum yoluyla, etraftan eller ile dokunarak bulaşır, kolay
yayılır salgınlar yapar. Hiç kızamıkçık geçirmemiş ve aşı
olmamış kişiler risk altındadır.
Kızamıkcık belirtileri nelerdir?
Virüs bulaştıktan 2 – 3 hafta sonra şikayetler ortaya çıkar.
Kuluçka süresi 2- 3 haftadır. Hastaların yarısında hiçbir
şikayet görülmez. Kızamıkçık hafif seyirli bir hastalıktır: En
sık görülen şikayetler:
Hafif ateş,
Öksürük,
Kulak arkasında ve ensede bezeler,
Yüzden başlayıp gövdeye bacaklara yayılan döküntü,
Yorgunluk, halsizlik,
Boğazda kızarıklık,
Eklem ağrıları özellikle erişkin kadın hastalarda
görülür,
Baş ağrısıdır.
Döküntüler 3. Günde solar ve kaybolmaya başlar. Hastalık
genellikle çocukluk çağında geçirilir. Hastalar şikayetler
başlamadan 1 hafta önce ve şikayetler geçtikten bir hafta
sonraya kadar öksürerek, hapşırarak virüsü etrafa yayarlar.
Çocuklar ve erişkin erkeklerde kızamıkçık hiçbir probleme
neden olmadan kendiliğinden iyileşir. Erişkin kadınlarda eklem
ağrılarına ve eklem şişmesine neden olur. Bu şikayetler 1 ay
kadar sürebilir.
Konjenital rubella sendromu ne demek?
Kızamıkçık hamilelik sırasında geçirilirse bebekte ciddi
hasara neden olur. Buna konjenital rubella sendromu denir.
Özellikle hamileliğin ilk 21 haftasında ( ilk 7 ay )
kızamıkçık geçiren annelerin bebeklerinde:
Zeka geriliği,
Beyin gelişiminde gerilik,
Sağırlık,
Körlük, katarakt,
Kemik gelişim problemleri,
Karaciğer, dalak hasarı,
Erken doğum,
Kalp anormallikleri,
Diyabet gelişme riski,
Düşük,
Ölü doğum riski çok fazla görülür.
Bu problemlerden bir kısmı çocuk doğar doğmaz fark edilir,
bazı bulgular ise 2 yaşından itibaren ortaya çıkmaya başlar.
Diyabet gibi komplikasyonlar ise orta yaşlarda çıkmaya başlar.
Kızamıkcık nasıl teşhis edilir?
Kızamıkçık klinik görünüm ve muayene bulguları ile tanınır.
Kesin teşhis kan testleri ile konur.
Kızamıkcık tedavisi:
Kızamıkçık için kesin tedavi yoktur. Şikayetleri azaltmak için
ateş düşürücü verilebilir.
Kızamıkcıktan korunma:
Kızamıkçık öksürük, hapşırık ile havaya karışarak solunum
yolundan bulaşır. Hastaların evden çıkmamaları, hastalık
şikayetleri geçtikten bir hafta sonraya dek istirahat etmeleri
gerekir. Hastaların hamilelerden özellikle uzak durmaları, el
yıkama, hijyen ve sanitasyona dikkat etmeleri gerekir.
Kızamıkçık özellikle hamilelik sırasında çocuğa çok zarar
verir. Bu nedenle üreme çağına gelmiş kızların aşılı olmaları
çok önemlidir. Kızamıkçık aşı ile önlenebilen bir hastalıktır.
Üreme çağında kızamıkçık geçirmemiş ve aşı olmamış bütün
kadınların aşı olmaları önerilir. Hamile ancak kızamıkçık
geçirmemiş ve aşı olmamış kadınların son derece dikkatli
olmaları kendini korumaları ve doğumdan sonra aşı olmaları
gerekir. Kızamıkçık aşısı canlı aşıdır, hamilelere yapılamaz.
Kızamıkçık aşısı olanların 2- 3 ay hamile kalmamaları
önerilir. Kızamıkçık aşısı kızamık ve kabakulak ile birlikte (
KKK: MMR ) ya da kızamık, kabakulak ve suçiçeiğ ile birlikte (
KKKS: MMRV) şeklinde yapılır. Aşı2 doz halinde yapılmalıdır.
İlk doz 12- 15. Aylar içinde 2. Doz ise 4-6 yaşları arasında
yapılmalıdır. Kızamıkçık aşısı olup olmadığı belli değil ise
test ile anlaşılır. Yapılmamış ise aşı yapılmalıdır.
Erişkinlere 1 ay arayla 2 doz aşılama önerilmektedir.
Referanslar:
1. Behrman RE, Kliegman R, Jenson HB. Nelson Textbook of
Pediatrics . 16th ed. Philadelphia, PA: WB Saunders Company;
2000.
2. Conn HF, Rakel RE. Conns Current Therapy . 53rd ed.
Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 2001.
3. Rakel RE, Bope ET, Conn HF. Conns Current Therapy . 59th
ed. Edinburgh, UK: Elsevier Saunders; 2007.
4. Jenson HB, Nelson WE, Behrman RE, Kliegman R. Nelson
Textbook of Pediatrics . 17th ed. Philadelphia, PA: WB
Saunders Company; 2004.
5.
ynaMeds
Systematic
Literature
Surveillance
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Centers for
Disease Control and Prevention. Recommended immunization
schedules for persons aged 0-18 years—United States, 2008.
6. MWR. 2008;57;Q1-Q4. Centers for Disease Control and
Prevention,
MMWR
website.
http://www.cdc.gov/mmwr/preview/mmwrhtml/mm5701a8.htm
.
Updated January 10, 2008
Download