SU ÇİÇEĞİ Chickenpox; Varicella; Su çiçeği çok bulaşıcı viral, döküntülü bir hastalıktır. Çocukluk çağında yada erişkin yaşta görülebilir. Hastalık ateş, ciltte sıvı dolu, kaşıntılı kabarcıklar, halsizlik ile karakterizedir. Yaş ilerledikçe hastalık daha ağır seyreder. Virüs vücutta saklanır ileri yaşlarda zona yapar. Her mevsimde görülür en çok kış ve ilkbaharda salgınlar yapar. Hastalığın etkeni Varicella zoster virüstür Su çiçeği ve Zona yapar. Su çiçeği en sık 10 yaş altında görülür, zona erişkin yaştan sonra görülür. Hastalık insandan insana bulaşır, hasta kişiler bulaştırıcıdır. Havadan solunumla, hastaya dokunmakla bulaşır. Çok çabuk ve kolay bulaşır, hızlı yayılır. Kuluçka süresi 10- 21 gündür. Daha sonra ciltte içi sıvı dolu kabarcıklar, yoğun kaşıntı, halsizlik, kas ağrıları, ateş başlar. 4. Günden itibaren kaşıntı azalır kabarcıklar kabuklanmaya başlar ve solarak dökülür. Su çiçeği aşısının bulunması ile birlikte su çiçeği vakaları giderek azalmaktadır. Aşı olan çocuklarda su çiçeği ya görülmez yada çok hafif seyreder. Hasta döküntüler başlamadan 2 gün önce hastalığı bulaştırmaya başlar ve döküntüler tamamen kaybolana dek bulaştırıcıdır. Su çiçeği immün sistemi zayıf kişilerde çok ağır seyreder ve birçok komplikasyon ortaya çıkar. Annesi su çiçeği geçirmiş yada aşılanmış bebekler 1 yaşına dek su çiçeği geçirmezler. Annesi su çiçeği geçirmemiş ve aşılanmamış bebekler ise 1 yaş altında su çiçeğini çok ağır geçirirler. Su çiçeği nin belirtileri nelerdir? Hastalığın kuluçka süresi 10-21 gündür. Hastalık Karın ağrısı, Ateş, İştahsızlık, Baş ağrısı ile başlar bu şikayetler 2-4 gün sürer daha sonra deri döküntüleri başlar. Döküntüler içi sıvı dolu kabarcıklar şeklindedir ve kaşıntılıdır. Döküntüler yüz, göğüs ve saçlı deriden başlayarak tüm vücuda yayılır, Birkaç gün sonra içi irinleşir ve kabuklanmaya başlar, Biri solarken diğeri çıkar, 5. günden sonra yenisi çıkmaz Hastalık mukozalarda da görülür: ağız içi, vajen ve göz kapaklarında da döküntü görülür. Döküntüler yüz ve vücutta daha fazladır, kol bacaklarda daha azdır. Döküntüler iyileşir. iltihaplanmaz ise iz bırakmadan Aşılı çocuklarda da su çiçeği görülebilir ancak daha hafif seyirlidir ve döküntüler 30 taneyi geçmez. Bu çocuklarda hastalık bulaştırırlar. Su çiçeği teşhisi nasıl konur? Hastalık çocuğun şikayeti ve klinik görünüm ile kolayca teşhis edilir. Kan testleri ve döküntüden alınan örnekler in incelemesi ile kesin teşhis konur. Su çiçeği tedavisi: Antiviral tedavi ilk 24 saat içinde başlanmalıdır. 1 yaş altı bebekler, 10 yaş üstü çocuklar Erişkinler, İmmün sistemi zayıf kişilerde Egzema, güneş yanığı ve cilt problemi olan, Steroid kullanan, Aspirin kullanan çocuklar, Akciğer hastalığı olan, Kanser tedavisi gören kişilerde Hastalık ağır seyreder bu nedenle anti viral tedavi gecikmeden başlanmalıdır. Tedavide istirahat şarttır. Günlük köpük banyoları ( ovalama yapmadan ) kaşıntı ve iltihaplanmaları azaltır. Kaşıntı için tedavi verilmelidir. Çocuğun tırnakları kesilerek kaşıntı ve iltihaplanma azaltılmalıdır. Ev halkından risk altında olanlar var ise onlara da koruyucu antiviral tedavi verilebilir. Bütün döküntüler solup döküldükten 5 gün sonraya dek çocuğun dışarı çıkmasına, parka gitmesine, başka çocuklarla oynamasına, okula gitmesine izin verilmemelidir. Su çiçeği tehlikeli bir hastalık mıdır? Suçiçeği genellikle komplikasyonsuz iyileşir. Çok az vakada ve riskli hastalarda virüs tüm vücuda yayılarak beyin ve akciğer iltihaplarına neden olur. Hastalık bağışıklık bırakır, suçiçeği bir daha geçirilmez ancak iyileştikten sonra vücuttan gitmez ve sinir sistemi içinde hayat boyunca saklanır. Hayatın ileri zamanlarında stres ve immün sistemin zayıfladığı zamanlarda yerinden çıkarak tekrar hastalık yapar. Bu hastalık tüm vücuda yayılamaz sadece bir sinir bölgesinde sınırlı kalır buna ZONA denir. Zona geçiren kişi etrafa Suçiçeği bulaştırır. Komplikasyonları: En sık görülen komplikasyon kabarcıkların kaşıma ile mikrop kapması ve iz kalmasıdır. Bu nedenle kaşıntı önleyici anti histaminikler ve köpük banyoları önerilir. Virüsün beyinde ansefalit ve akciğerde pnemoni yapması nadir görülen ancak çok tehlikeli komplikasyonlardır. En sık 1 yaş altı, 10 yaş üstü, erişkin ve immün sistemi bozuk olanlarda görülür. Hastalığı geçirmemiş ve aşı olmamış gebelere bulaşır ise çocuğa çok zarar verir. Gebeliğin ilk 28 haftasında bebeğe geçerse: Buna Varicella Sendromu (yada Konjenital Varicella Sendromu denir ); Bebekte beyin hasarı ( ensefalit, mikrosefali, hidrosefali, beyin gelişiminin tamamen durmasına ) yol açabilir, Bebekte göz hasarı, Bebekte nörolojik hasar, spinal kord hasarı, Vücut gelişim bozukluğu, kol ve bacaklarda gelişim bozukluğu, anüs ve mesane sfinkter bozukluğu, Deri bozukluklarına neden olabilir. Doğurdan hemen sonra yada doğuma birkaç hafta kala bulaşır ise buna Neonatal Varicella denir: Annede erken doğuma neden olabilir, Bebekte suçiçeği ağır seyreder, pnemoni ve diğer komplikasyonlar sık görülür. Çok nadiren kalp, karaciğer ve böbrek iltihabına yol açar. Suçiçeğinden şüphelenildiğinde başvurulmalıdır. zaman kaybetmeden doktora Su çiçeğinden korunma: Hastalık hava yoluyla ve temas yoluyla çok kolay bulaşır, kolayca salgınlar yapar. Toplu taşıma araçları, markette, yuvada, kreşte, okulda her yerde kolayca bulaşabilir. Hastalar döküntü başlamadan önceki 2- 4 gün boyunca öksürerek, hapşırarak virüsü etrafa yayarlar. Suçiçeği aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Aşı 1995 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Aşı 2 doz halinde yapılır, İlk doz 12- 15 aylarda, İkinci doz 4-6 yaş arasına yapılmalıdır. 13 yaş altı ve hiç hasta olmamış aşı yapılmamış kişilere 4-8 hafta arayla 2 doz aşı yapılması gerekir, Suçiçeği aşısı canlı aşıdır hamilelere ve immün sistemi bozuk kişilere yapılmamalıdır. Suçiçeği ve Zona erişkin aşılaması için doktorunuza danışınız. Hijyen ve sanitasyon kurallarına dikkat etmek bulaşmayı azaltır. Riskli kişiler için hastalık ile karşılaşıldı ise suçiçeği immun globulin verilerek hastalık durdurulmaya çalışılmalıdır. Aşı olmamış kişiler karşılaşma durumunda hemen aşılanarak hastalık hafifletilebilir. Referanslar : 1. Myers MG, Seward JF, LaRussa PS. Varicella-zoster virus. In: Kliegman RM, Behrman RE, Jenson HB, Stanton BF, eds. Nelson Textbook of Pediatrics. 18th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier;2007:chap 250. 2. American Academy of Pediatrics Committee on Infectious Diseases. Recommended immunization schedules for children and adolescents–United States, 2008. Pediatrics. 2008;121:219-220. [PubMed: 18166576] 3. Alan Greene, M.D., © Greene Ink, Inc.Centers for Disease Control and Protection (2010-12-27). “Varicella Pink Book Chapter 20 p289 Communicability”. http://www.cdc.gov/vaccines/pubs/pinkbook/downloads/varicella. pdf. Retrieved 2010-12-27. 4. “General questions about the disease”. Varicella Disease (Chickenpox). CDCP. 2001-12-02. http://www.cdc.gov/vaccines/vpd-vac/varicella/dis-faqs-gen.htm . Retrieved 2006-08-18. 5. “Epidemiology of Varicella Zoster Virus Infection, Epidemiology of VZV Infection, Epidemiology of Chicken Pox, Epidemiology of Shingles”. http://virology-online.com/viruses/VZV3.htm. Retrieved 2008-04-22 SICAK ÇARPMASI Heat Stroke; Sıcak çarpması sıcak ortama uzun süre maruz kalmak veya sıcak ortamda aşırı aktivite sonucu ortaya çıkan bitkinlik ve koma halidir. Sıcak çarpması çok tehlikeli, ölümcül ve hızlı ilerleyen bir durumdur. Sıcak çarpması neden olur? Sıcak çarpması sıcak ortama maruz kalma veya sıcak ortamda aşırı aktivite sonucu ortaya çıkar, sıcak çarpmaları için risk faktörleri şunlardır: Sıcak ortamlar; Hamam, Güneş altında bırakılmış araba, Güneş altında kalmış çadır ve kapalı ortamlar, Plaj, kumsal, Sauna, gibi ortamlarda sıcak çarpması dakikalar içinde ortaya çıkabilir Sıcak ortamlarda aşırı aktivite Plaj oyunları, Güneş altında veya sıcak ortamda uzun süre çalışmak, Güneş altında yapılan yürüyüş, kano, kürek vb aktiviteler, Yetersiz sıvı alımı sıcak çarpmaları için önemli faktörlerdir. Yaşlı ve küçük çocuklarda sıcak çarpması dakikalar içinde ortaya çıkar. Felçli ve hareket edemeyen kişiler sıcaktan kaçamaz, kendilerini koruyamazlar, bu kişilerin sıcak ortamda yalnız bırakılmaması gerekir. Bazı ilaçlar ve maddeler sıcağa karşı vücut savunmasını bozarak sıcak çarpmasını çok hızlandırırlar özellikle: Tansiyon ilaçları, İdrar söktürücüler, Alerji ilaçları, Beta bloker ilaçlar, Anti depresan ilaçlar, Nöroleptik ilaçlar, Kokain ve Alkol kullanımı sıcak çarpmasını çok kolaylaştırır ve hızlandır. Sıcak çarpması belirtileri nelerdir? Hasta sıcak ortamda aniden fenalaşır, kendini halsiz ve yorgun hisseder, fenalaşma ve şuur bulanıklığı dakikalar içinde ortaya çıkar. Hastalığın bu İLK dönemine bitkinliği de denir bu dönemde: sıcak Ateş çıkar ( 37,8 C ve üzerine çıkar), Tansiyon düşer, Nabız hızlanır, Terleme olur, Kas krampları ve kaslarda hassasiyet başlar, Bulantı kusma olur, Baş dönmesi ve sersemlik hali vardır, Baş ağrısı olur. Bu şikayetler dakikalar içinde gelişir, hasta bu dönemde kendini koruyamaz ve yeterli su alamaz vücudu soğutulmaz ise hızla kötüleşir; Hastalığın İKİNCİ dönemine sıcak koması da denir bu dönemde: Ateş 40 C derece ve üstüne çıkar, Aşırı halsizlik ve bitkinlik vardır, Görme bozulur, bulanık görür, Uykuya meyillidir, Şuur bulanıklığı, saçma konuşmalar, delice davranışlar başlar, Şuur dışı kasılmalar olur, Koma halindedir, Titrer, kasılır, Sara krizi benzeri kasılmalar görülebilir, Terleme yoktur, cilt kurudur, Cilt soluk ve kuru olmasına rağmen ateş 40 derece civarındadır, Nefes hızlı ve yüzeyseldir, Tansiyon yükselir. Sıcak çarpması bu noktaya dakikalar içinde gelir. Bu tablo hayati tehlike taşır ve acil bir durumdur. Hastanın hızla acil servise götürülmesi ve tıbbi yardım alması gerekir. Basit bir örnek vermek gerekir ise yazın güneş altındaki bir arabada kalan kişi yaklaşık yarım saatte sıcak çarpmasından hayatını kaybeder. Sıcak çarpması teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhis koydurur. Durumun ciddiyetini ve tedaviyi yönlendirmek için acilen aşağıdaki testler yapılır: EKG: kalp ritmi ve kalbin durumunu izlemek amacıyla EKG takibi yapılır. Laboratuar testleri: Kan sayımı, Elektrolitler, Üre, Kreatinin özellikle böbrek hasarını takip için incelenir. Sıcak çarpması nasıl tedavi edilir? Sıcak çarpması çok acil bir durumdur. İlk belirtiler görüldüğünde yapılması gerekenler şunlardır: Hastanın derhal serin ve esintili bir alana çekilmesi, Sıvı takviyesi, sıvı ile birlikte tuz ve şeker verilmesi toparlanmayı hızlandırır, Sıvı verilemez ise damar yolundan serum verilmelidir, Hasta istirahat etmelidir. Hasta bu dönemde kurtarılamaz ve ikinci döneme girerse ( ateş yüksek, şuur kapalı veya uykuya meyilli) durum acildir, yerinde müdahale yetersiz kalır gidilmelidir. Bu arada hastanın; ve mutlaka hastaneye Nefes yolu açık tutulmalı, Ağızdan kesinlikle hiçbir şey verilmemeli verilmeye çalışılmamalı, Soyulmalı, Soğuk bir ortama taşınmalı, soğutulmaya çalışılmalı, Soğuk su veya vantilatör ile soğutma en iyisidir, Acil servise götürülmeli; Solunum yolu açık tutulmalı, Damar yolu ile sıvı ve tuz takviyesi yapılmalı, Epileptik kasılmaları var ise ilaçlarla durdurulabilir, EKG ile kalp ritmi izlenir, Kan testleri ile hayati organların durumu takip edilir. Sıcak çarpmasından korunma Sıcak çarpması çok tehlikeli ve dakikalar içinde ölümcül hale gelebilecek bir durumdur. Sıcak çarpmasından korunmak için : Sıcağa uzun süre maruz kalmayınız, Kendini koruyamayacak veya yardım çağıramayacak kişileri sıcak ortamda uzun süre yalnız bırakmayınız, Eğer sıcak ortamda çalışmak zorunda iseniz sık sık ara verin ve bolca su için, su ile birlikte tuz ve şeker de almak gerekir ( sporcu içecekleri tercih edilebilir), Eğer sıcak çarpması için risk taşıyor iseniz aktivitenizi azaltın, sık sık sıcak ortamdan uzaklaşın, sık sık mola verip dinlenin, Çocuk ve yaşlıların sıcak ortamlarda yalnız bırakılmamaları, sık sık klimalı ortamlarda dinlenmeleri ve bol su içmeleri gerekir. Referanslar: 1. American Academy of Family Physicians http://www.aafp.org/ 2. American Red Cross http://www.redcross.org/ 3. Canadian Red Cross http://www.redcross.ca/ 4. Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/index_e.html/ 5. Evans M. Family Practice Sourcebook . Toronto, Canada: Mosby; 2005. 6. Ferri F, ed. 2007 Ferris Clinical Advisor . 9th ed. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2007. 7. Ferri F, ed. Ferri’s Clinical Advisor 2011. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2011. 8. Onion D. The Little Black Book of Primary Care. Sudbury, MA: Blackwell Science; 2006. 9. Rakel R. Textbook of Family Medicine 2007. 7th ed. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2009. 10. Tierney L, McPhee S, Papadakis M. Current Medical Diagnosis and Treatment . Philadelphia, PA: Lange Medical Books; 2002 SALMONELLA Salmonella enteriti; Salmonelloz. Salmonella bakterisi sular, toprak, süt ürünleri, yumurta, hayvan dışkısı, çiğ gıdalar da yaşayabilen bir bakteridir. Besinler ve gıdalar ile bulaşan enfeksiyon hastalığına sebep olur. Bakteri yutulduktan 6 – 48 saat sonra barsaklara geçerek burada iltihaplanmaya neden olur. Bulantı, kusma, kramp tarzında karın ağrıları, ishal ve yüksek ateşe yol açar. Bu tabloya Salmonelloz denir. Hastalık 5- 7 gün sürer ve kendi kendine geçer. Salmonella enfeksiyonu yaşlılar ve çocuklar için çok ciddi ve tehlikeli olabilir. Salmonella enfeksiyonu nadiren çok ciddi komplikasyonlara yol açar: Endokardit; ( bakterinin kalp zarlarına yerleşip kalpte enfeksiyon yapması), Bakteremi; (bakterinin barsaklardan kana yayılması), Osteomyeli; (bakterinin kemiğe sıçrayıp kemik enfeksiyonu yapması) neden olabilir. Salmonella ve tifo hastalığı? Salmonelloz hastalığı Salmonella bakterileri ile meydana gelir. Bakteri barsaklara geçtikten sonra barsak duvarını geçerek vücuda girer ve burada iltihaplanmaya neden olur. Nadiren tüm vücutta sistemik enfeksiyona neden olur buna Tifo denir. Hastalığa sebep olan salmonella bakterileri şunlardır: Salmonella enteritidis, Salmonella typhimurium, Salmonella typhi dir. Salmonella kimlerde görülür? Salmonelloz herkes de ve her yaşta görülebilir. Aşağıdaki durumlar salmonella görülme riskini arttıran durumlardır: Et, süt, süt ürünleri, , yumurta, balık ve su ürünlerinin pişirilmeden kullanılması, Pastörize edilmemiş süt, yoğurt, dondurma ve süt ürünleri kullanılması, Sanitasyon ve hijyene dikkat edilmeden hazırlanmış gıdaların tüketilmesi, Kontamine suların ve buzların kullanılması, İmmün sistemin bozuk olması Yaşlılar, Bebekler ve çocuklar, Kemoterapi gören kanser hastaları, Kortizon kullanan hastalar, Mide asidini azaltan ilaçlar kullanan hastalar. ( salmonella mikrobu mide asidinde ölür, mide asidi azaltan ilaç kullanan ülser, gastrit, reflü hastalarında mikrop midede ölmeden kolayca barsağa geçer). Salmonella belirtileri nelerdir? Barsak enfeksiyonu bulguları tüm hastalarda aynıdır. Benzeri şikayetler diğer barsak enfeksiyonlarında da görülür ve şikayetlere bakarak teşhis koymak imkansızdır. Salmonella enfeksiyonu sırasında en sık görülen şikayetler: Yüksek ateş, Bulantı, İshal, Kramp tarında karın ağrıları, Kusma, Baş ağrısı dır. Salmonella Teşhisi Nasıl Konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulgularsı teşhise yardımcı olur. Salmonelloz teşhisi laboratuar incelemeleri ve testler ile konur. Barsak enfeksiyonu sırasında hastadan istenen testler: Kan sayımı, CRP, Sedimantasyon, Dışkı muayenesi ve kültürü, Gruber Widal serolojik incelemesi istenir. Salmonella tedavisi: Salmonella tedavisinde ana hedef hastanın şikayetlerini gidermek ve kaybettiği su ve tuzu yerine koymaktır. Bu nedenle basit ağrı kesici ve ateş düşürücüler kullanılır. Hastalık 57 gün içinde kendi kendine geçer. Su ve tuz kaybı çok şiddetli olursa kaybedilen sıvı ve tuz damardan serum ile verilebilir, Asetaminofen ve ibuprofen gibi ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler hasta şikayetlerini azaltır, Salmonelloz tedavisinde antibiyotik verilmez, hastalık kendi kendine 5 – 7 günde geçer ancak, Yaşlılar ve çocuklarda, İmmün sistemi zayıf hastalarda, Salmonella komplikasyonu gelişen hastalarda antibiyotik kullanılır. Salmonella dan korunma: Salmonella doğada yaygın olarak bulunan, gıdalar ve sular ile bulaşan bir enfeksiyon hastalığıdır. Salmonella enfeksiyonundan korunmak için : • Sıklıkla elerli yıkamak, • Yemek hazırlama sırasında sanitasyon ve hijyen koşullarına dikkat edilmesi, • Gıdaların uygun ısı ve sürede pişirilmesi, • Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri kullanmamak, • Gıdaların uygun şekilde buzdolabında saklanması, • Mide asidini alan antiasit ilaçların gereksiz yere kullanılmaması önerilir. Referanslar: 1. Fight BAC! Partnership for Food Safety Education http://www.fightbac.org/ 2. US Food and Drug Administration Center for Food Safety and Applied Nutrition http://vm.cfsan.fda.gov/ 3. Canadian Partnership for Consumer Food Safety Education http://www.canfightbac.org/cpcfse/en/about/ 4. Public Health Agency of Canada http://www.phac-aspc.gc.ca/new_e.html/ 5. Benenson A. Salmonellosis . Control of Communicable Diseases Manual. American Public Health Association . 1996: 410-414. 6. Centers for Disease Control and Prevention (CDC). Use of a self-assessment questionnaire for food safety education in the home kitchen—Los Angeles County, California, 2006-2008. MMWR. 2010;59(34):1098-101. 7. Edwards BH. Salmonella and shigella species. Clin Lab Med . 1999; 19(3):469-487. 8. Heymann D. Salmonellosis. In: American Public Health Association. Control of Communicable Diseases Manual. 2004;469-473. 9. Koningstein M, Simonsen J, Helms M, Molbak K. The interaction between prior antimicrobial drug exposure and resistance in human Salmonella infections. J Antimicrob Chemother. 2010;65(8):1819-1825. ROTA VİRÜS Rota Enteriti; Rota virüsü ile meydana gelen mide bağırsak enfeksiyonudur, hastalık ishal bulantı kusma ve ateş ile seyreder ve her yaşta görülür. Mide barsak sisteminde enfeksiyona neden olur. Bebekler ve küçük çocuklarda en sık ishal sebebidir. Hızla yayılır, salgınlara neden olur. Birçok çocuk kendi kendine düzelir. 1998 de Rota virüs aşısı kullanılmaya başlandı. Rota virüs nedir ? Rota virüs mide ve bağırsaklarda enfeksiyona neden olabilen bir virüstür. Özellikle bebek ve çocuklarda ishalin en sık sebebidir. Dünya çapında yaygın olarak görülür. Kış aylarında ve ilk baharda salgınlar yapar. Yılda bir milyon çocuğun ölümüne neden olur. 1998 de aşısı kullanılmaya başlandı. Rota virüs belirtileri nelerdir ? Rota virüs çok hızlı yayılır. Hastalık kirli ellerin ağza teması sonucu bulaşır. Hasta kişinin etrafa dokunması, tokalaşma, kirli oyuncaklar, kirli yüzeyler ile temas sonucu kolayca bulaşır. Hasta çocuklar şikayetleri süresince ve iyileştikten sonra bir süre hastalığı yayarlar. Kreşler ve yuvalarda rota virüs salgınları sık görülür. Hastalık virüs bulaştıktan 3 gün sonra başlar. Rota virüs gastro enteriti Ateş Bulantı, Kusma, Kramp tarzında karın ağrıları, Bol sulu kansız sümüksüz ishal ile seyreder. İshal çok ağır değildir ancak 3 ila 9 gün sürer. Birçok hasta bu sürenin sonunda kendi kendine iyileşse de aşırı kusma ve ishal nedeniyle ciddi su kaybı olan bebeklerin ve çocukların hastaneye yatırılmaları gerekir. Hastalık bağışıklık bırakmaz ancak diğer rota vakaları giderek daha hafif seyreder. Hastalık nadiren aşırı sıvı kaybına bağlı koma ve ölümle sonuçlanabilir. Rota enfeksiyonu nasıl teşhis edilir? Hastalık dışkıda rota virüs testi ile teşhis edilir. Rota enfeksiyonu kimlerde görülür? Her çocuk hayatının ilk 5 yılında rota virüs enfeksiyonu geçirir. 3 ila 35 ay arası bebeklerde rota enfeksiyonu ağır seyreder ve şiddetli su kaybına neden olur. Rota virüs enfeksiyonlarına bağlı hastane yatışlarının birçoğu bu yaş gurubunda görülür. Çocuklar çok nadiren ardı ardına rota enfeksiyonları geçirebilir. Büyük çocuklar ve erişkinlerde de rota virüs ishalleri görülür. Çok çocuklu evlerde bebeklerde başlayan rota enfeksiyonunun büyük kardeşlere hatta anne babaya geçtiği görülebilir. Yaşlılarda rota virüs enfeksiyonu nadirdir ancak tehlikeli su kabına ve koma ve ölüme yol açabilir. Rota virüs tedavisi Viral enfeksiyonların tedavisinde antibiyotik kullanılmaz. Rota virüs tedavisi bol sıvı takviyesi, destek tedavisi ve istirahattır. Aşırı su kayıplarında vakit geçirmeden hospitalizasyon gerekir. Rota virüs enfeksiyonu nasıl önlenir Rota virüs aşısı 1998 yılında kullanılmaya başlandı. Aşı etkili ve kullanımı kolay bir aşıdır. Aşılama dışında özellikle bebekli ve küçük çocuklu ailelerin el yıkama, sanitasyon ve hijyen kurallarına dikkat etmesi önerilir. Referanslar : 1. Reduction in Rotavirus After Vaccine Introduction — United States, 2000-2009 MMWR. 2009; 58(41):1146-1149 2. Prevention of Rotavirus Gastroenteritis Among Infants and Children Recommendations of the Advisory Committee on Immunization Practices (ACIP) MMWR. 2009; 58(RR02):1-25 3. Tate JE, Cortese MM, Payne DC, Curns AT, Yen C, Esposito DH, et al. Uptake, Impact, and Effectiveness of Rotavirus Vaccination in the United States. Pediatr Infect Dis J. 2011;30(1 Suppl):S56-60. 4. Yen C, Tate JE, Wenk JD, II Harris JM, Parashar UD. Diarrhea-Associated Hospitalizations Among US Children Over 2 Rotavirus Seasons After Vaccine Introduction. Pediatrics. doi:10.1542/peds.2010-1393. 5. Cortese MM, Tate JE, Simonsen L, Edelman L, Parashar UD. Reduction in Gastroenteritis in United States Children and Correlation With Early Rotavirus Vaccine Uptake From National Medical Claims Databases. Pediatr Infect Dis J. 2010;29(6):489-94 PNÖMONİ Zatürre; pnemoni; Bronkopnemoni; Toplumdan kazanılmış Akciğerin iltihabi hastalığına pnömoni yada zatürre denir. Alt solunum yollarını tutan iltihabi hastalıktır. Küçük hava yolları ( bronküs ) ve alveollerde iltihap olur, akciğerin oksijen alışı ve karbondioksiti verişi zorlaşır, hasta nefes alamaz, çok ciddi ve ölümcül bir hastalıktır. Neden Zatüre Oluruz? Akciğer iltihaplarının üç önemli sebebi vardır: 1. BAKTERİLER: bakteriler iltihaplarıdır en sık: tarafından oluşan akciğer Streptococcus pneumonia, Haemophilus influensa Moraxella catharalis adlı bakteriler ile olur, 2. VİRÜSLER: sık görülür en sık grip virüsü ile olur, 3. ATİPİK PNEMONİ SEBEPLERİ: nadir görülen bakteriler ile olur en sık: Chlamidya, Mycoplasma, Legionella ile meydana gelir. Bu üç önemli sebep dışında mantarlar da nadiren pnemoni nedeni olabilir. Pnemoniler nasıl geliştiğine bağlı olarak adlandırılır: 1- Toplumdan kazanılmış pnemoniler: okul, iş yeri, avm, otobüs vb kalabalık alanlardan solunum yolu ile bulaşan mikroplara bağlıdır. 2- Nozokomiyal pnemoniler: hastane ortamından bulaşan mikroplar ile ortaya çıkar. Hastane kökenli mikroplar çok dirençli olduklarından bu pnemoniler çok tehlikelidir. 3- Aspirasyon pnemonisi: mide içeriğinin akciğere kaçması sonucu ortaya çıkar, felçli hastalarda, şuur bulanıklığı olanlarda yaşlı ve bebeklerde görülür. Pnemoni kimlerde olur? Aşağıdaki faktörler akciğer enfeksiyonu oluşma şansını arttırır: 65 yaş üstü, Grip ve grip benzeri soğuk algınlıklarını takiben, KOAH ( Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı ) var ise, Kalp Yetmezliği var ise, Felç ve benzeri problemlere bağlı yutma ve öksürme refleksi bozuklukları var ise ( yemeklerin aspirasyonu ve pnemoni gelişme şansı yüksektir) İmmün sistem zayıf ise, Beslenme bozukluğu var ise, Hamilelik, Bebek ve küçük çocuklar, Aşırı alkol tüketimi, Uyuşturucu kullanımı, Sigara, Uçucu ve korozif buharlara uzun süre maruz kalmak, Aşırı tozlu ortamda çalışmak zatürre gelişme şansını arttırır. Pnemoni belirtileri nelerdir? Hastanın şikayetleri pnemoni sebebine bağlı olarak farklılık gösterir: Zatüre teşhisi: Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları pnemoni teşhisine yardımcı olur. Kesin teşhis laboratuar testleri ile konur. Pnemoni düşünülen hastaya aşağıdaki testler yapılmalıdır: Akciğer filmi, Kan sayımı, CRP, Sedimantasyon, Balgam kültürü, Gerek olursa Arter kan gazı, Bronkoskopi, Akciğer tomografisi de istenir. Pnemoni tedavisi: Pnemoni çok ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır. Akciğer enfeksiyonu hastanın genel durumunun hızla bozulmasına ve hayatını kaybetmesine neden olabilir. Tedavi pnemoni nin tipine, hastalığın şiddetine, hastanın genel durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişir. Genel olarak pnemonilerin tedavisinde antibiyotikler kullanılır ancak viral pnemonilerin tedavisinde antibiyotiklerin yeri yoktur. Hastaların tedavi sırasında bol sıvı almaları, istirahat etmeleri, dengeli beslenmeleri gerekir. Yüksek ateş için ateş düşürücü ilaçlar, şiddetli öksürükler için öksürük kesici ilaçlar tedaviye eklenir. Hastanın genel durumu müsaade etmiyor ise hastaneye yatırılması gerekebilir. Pnemoniden korunma: Pnemoni ciddi ve hayati tehlikesi yüksek olan bir hastalıktır. Bazı aşılar pnemoniden korunmamızda yardımcı olur. Grip aşısı: hem grip hastalığından hemde gripten sonra gelebilecek olan zatürreden korur. Özellikle riskli hastaların her yıl grip aşısı olması şiddetle önerilmektedir. Pnemokok aşısı: pnemonilerin büyük kısmından sorumlu olan mikrop S. Pneumonia dır. Bu mikroba karşı son yılalrda geliştirilmiş olan aşılar pnemoniden koruyucudur. Bu aşılar küçük yaşlardan itibaren güvenle kullanılabilmektedir. Bebek ve küçük çocukalr ile 65 yaş üstünde pnemokok hastalıkları ve zatürre riski çok yükselmektedir. PCV: çocuklar için Pnemokok aşısı, PPSV: Erişkinler için Pnemokok aşısıdır. Ayrıca pnemoniden korunmak için : Sigaradan uzak durmak, Sigara içilen alanlardan uzak durmak, Sanitasyon ve temizlik kurallarına dikkat etmek, elleri düzenli şekilde yıkamak, Grip, soğuk algınlığı geçiren kişilerden uzak durmak, Tozlu, kirli ve kimyasal buharı olan alanlardan uzak durmak, Dengeli beslenmek, Diyabet var ise sıkı kontrol etmek, Yeterince istirahat etmek, Egzersiz yapmak zatürreden korunmak adımlardır. için önemli Pnemoni aşı ile korunulabilen bir hastalıktır Referanslar: 1- American Academy of Family Physicians http://www.familydoctor.org/ 2- American Lung Association http://www.lungusa.org/ 3- The Canadian Lung Association http://www.lung.ca/ 4- Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/ 5- Blasi F, Aliberti S, Pappalettera M, Tarsia P. 100 years of respiratory medicine: pneumonia. Respir Med. 2007 Mar 21; [Epub ahead of print]. 6- Braunwald E, Harrison TR, Fauci AS, et al. Harrisons Principles of Internal Medicine. 17th ed. Columbus, OH: McGraw-Hill; 2008. 7- Carpenter CC, Andreoli TE, Griggs RC. Cecil Essentials of Medicine. Philadelphia, PA: Elsevier Science; 2003. 8- De Roux A, Marcos MA, Garcia E, Mensa J, Ewig S, Lode H, Torres A. Viral community-Acquired pneumonia in nonimmunocompromised adults. Chest .2004;125(4):1343-1351. 9- Fleming CA, Balaguera HU, Craven DE. Risk factors for nosocomial pneumonia. Focus on prophylaxis. Med Clin North Am. 2001;85:1545-1563. Review. 10- McCoy K. Pneumococcal vaccine. EBSCO Health Library website. Available at: http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81. Updated January 7, 2011. Accessed January 7, 2011. 11- Niederman MS. Recent advances in community-acquired pneumonia inpatient and outpatient. Chest. 2007 April;4:1205-15. 12- Niederman MS. Review of treatment guidelines for community-acquired pneumonia. Am J Med. 2004;117:Suppl 3A:51S-57S. Review. 13- 10/29/2009 DynaMed Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Hemila H, Louhiala P. Vitamin C for preventing and treating pneumonia. Cochrane Database Syst Rev. 2009;(3):CD005532. 14- 2/4/2011 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Lassi Z, Haider B, Bhutta Z. Zinc supplementation for the prevention of pneumonia in children aged 2 months to 59 months. Cochrane Database Syst Rev. 2010;(12):CD005978. Bhutta ZA, Black RE, Brown KH, et al. Prevention of diarrhea and pneumonia by zinc supplementation in children in developing countries: pooled analysis of randomized controlled trials. Zinc Investigators Collaborative Group. J Pediatr. 1999;135(6):689-697. Bhandari N, Bahl R, Taneja S, et al. Effect of routine zinc supplementation on pneumonia in children aged 6 months to 3 years: randomised controlled trial in an urban slum. BMJ. 2002;324(7350):1358. Brooks WA, Santosham M, Naheed A, et al. Effect of weekly zinc supplements on incidence of pneumonia and diarrhoea in children younger than 2 years in an urban, low-income population in Bangladesh: randomised controlled trial. Lancet. 2005;366(9490):999-1004 ORTA KULAK İLTİHABI Otit; Otitis Infection Media; Akut Otit; Middle Ear Orta kulak: kulak zarı ile iç kulak arasında kalan zar ile kaplı kısımdır. Orta kulağın iltihabi hastalığına otitis media da denir. Orta kulak bir kanal ile boğaza açılır ( östaki borusu). Orta kulak iltihapları bakteri ve virüsler ile gelişir. En sık görülen organizmalar: Streptococcus pneumoniae ( Pnemokok en sık görülen mikroorganizmadır), Haemophilus influenzae, Moraxella (Branhamella) catarrhalis, Streptococcus pyogenes. En sık görülen organizmalardır. Aşağıdaki durumlar orta kulak iltihaplarına zemin hazırlar: Yeni geçirilmiş gribal hastalıklar ( soğuk algınlığı, nezle, grip), Yeni geçirilmiş sinüzit, Boğaz iltihapları ve anjin, Bebek ve çocuklar, Kış ayları ve soğuk havalar, Bakım evlerinde kalan çocuklar, Bebek maması ile beslenen çocuklar, Östaki borusunda anormalliğe sebep olan hastalıklar; Yarık damak, Down sendromu, Solunum ve gıda alerjileri, Reflü hastalığı, Gebelikte aşırı alkol kullanan kadınların çocukları, Sigara dumanına maruz kalan çocuklarda orta kulak iltihapları sık görülür. Orta kulak iltihabının belirtileri nelerdir? Kulak ağrısı Bebekler ve küçük çocuklarda Ağlama, Huzursuzluk, Kulağı tutmak, çekmek, Elini yüzün o tarafına koymak gibi bulgular görülür, Ateş, Huzursuzluk, Uykusuzluk, Duyma kaybı ( sıvı birikiminden dolayı geçici olabilir), İştahsızlık, Kulak akıntısı, Yürüme güçlüğü olabilir. Orta kulak iltihabı teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Orta kulak zarının sıvı ile şişmiş olduğu görülür. Bu sıvının boşaltılması için bir tüp konması iyileşmeyi hızlandırır. Timpanosentez bu sıvının boşaltılması işlemidir. Bu sırada önek alınıp incelenebilir. Ayrıca aşağıdaki laboratuvar testleri tanıya yardım eder: Hemogram, ASO, CRP, Sedimentasyon, Timpanostentez mayisinden kültür yapılması tanıya destek olur. Ayrıca işitme testlerinin yapılması da gerekebilir. Ortakulak iltihaplarının tedavisi: Bakteriyel orta kulak iltihaplarının tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Verilen antibiyotiklerin zamanında ve tam olarak kullanılması tedavinin başarısında önemlidir. Orta kulakta birikim var ise bunun timpano sentez ile boşaltılması ve gerekirse tekrarının önlenmesi amacıyla timpanostomi tüpü konulması tedavide önemlidir. Viral orta kulak iltihaplarının tedavisinde antibiyotikler etkili olmazlar. Orta kulak iltihapları tedavi ile 2-3 günde düzelir, hastanın şikayetleri geriler. Tedavide ağrı kesiciler, ödem çözücü dekonjesan ilaçlar da kullanılır. Küçük çocuklarda karaciğer hasarı yaptığından viral enfeksiyonların tedavisinde aspirin kullanılmamalıdır. Ağrı kesici kulak damlaları şikayetleri azaltır. Aşağıdaki önlemler orta kulak iltihaplarından korunmada önemlidir: Sigara dumanından uzak durmak, En az 6 ay anne sütü vermek, Çocuğa emzik vermemek, Biberonla beslenen bebeğin mümkün olduğunca oturur vaziyette beslenmesi, Alerji testlerinin yapılması ve alerjenlerden korunması, Reflu var ise tedavisi, El yıkama alışkanlığının kazandırılması, Çocukluk aşılarının tamamlanması, Pnemokok aşısının yapılması, Yıllık grip aşısının yapılması, Gereksiz antibiyotik kullanılmaması, Gerektiği zaman timpanostomi tüpü kullanılması orta kulak enfeksiyonlarının gelişimini engeller. Referanslar: 1. American Academy of Otolaryngology, Head and Neck Surgery http://www.entnet.org 2. National Institute on Deafness and Other Communication Disorders http://www.nidcd.nih.gov 3. Caring for Kids http://www.caringforkids.cps.ca/ 4. Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/index_e.html 5. Acute otitis media. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated June 2008. Accessed July 28, 2008. 6. Behrmann R, Kliegman R, Jenson HB. Nelson Textbook of Pediatrics . 16th ed. Philadelphia, PA: WB Saunders; 2000. 7. Griffith HW. Griffith’s 5-Minute Clinical Consult . Baltimore, MD: Williams & Wilkins; 1999. 8. Hurst DS, Amin K, Seveus L, Venge P. Evidence of mast cell activity in the middle ears of children with otitis media with effusion. Laryngoscope . 1999;109:471-477. 9. Otitis media (ear infection). National Institute on Deafness and Other Communication Disorders website. Available at: http://www.nidcd.nih.gov/ . Published July 2003. Accessed July 29, 2008. 10. Phillips BL. Otitis media, milk allergy, and folk medicine. Pediatrics .1972;50:346. 11. Side Effects. Antibiotics. Side Effects website. Available at: http://side-effects.org/antibiotics . Accessed November 30, 2010. 12. 10/12/2006 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Spiro DM, Tay KY, Arnold DH, Dziura JD, Baker MD, Shapiro ED. Wait-and-see prescription for the treatment of acute otitis media: a randomized controlled trial. JAMA . 2006;296:1235-1241. 13. 9/23/2008 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Coleman C, Moore M. Decongestants and antihistamines for acute otitis media in children. Cochrane Database of Systematic Reviews. 2008(3). CD001727. DOI: 10.1002/14651858.CD001727.pub4. 14. 6/5/2009 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Foxlee R, Johansson A, Wejfalk J, Dawkins J, Dooley L, Del Mar C. Topical analgesia for acute otitis media. Cochrane Database Syst Rev. 2009;(2):CD005657. 15. 7/21/2009 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Pavia M, Bianco A, Nobile CG, Marinelli P, Angelillo IF. Efficacy of pneumococcal vaccination in children younger than 24 months: a meta- analysis. Pediatrics. 2009;123:e1103-1110. 16. 11/30/2010 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Coker TR, Chan LS, Newberry SJ, et al. Diagnosis, microbial epidemiology, and antibiotic treatment of acute otitis media in children: a systematic review. JAMA. 2010;304(19):2161-2169. OTOİMMÜN HASTALIKLAR Autoimmune disorders Otoimmün hastalıklar vücudun kendi dokusuna saldırması sonucu ortaya çıkan hastalıklardır. 80 den fazla otoimmün hastalık vardır. Otoimmün hastalıkların faktörleri: sebebi, sıklığı, risk Normal immün sistem vücudu yabancı maddelerden, mikroplardan korumak amacıyla antikor denilen silahları yapar. Bu silahları lökositler aracılığıyla üretir ve kullanır. Antikorlar bakteriler, virüsler, toksik maddeler, kanser hücreleri, diğer cins canlı dokularına karşı üretilir. İmmün sistem tarafından üretilen antikorlar yabancı maddeleri ortadan kaldırır, onları zararsız hale getirir. Otoimmün hastalıklarda immün sistem normal doku ile zararlı olanlar arasına ayrım yapamaz ve kendi dokusuna savaş açar, antikor üretir, dokusuna zarar verir, hastalığa sebep olur. Bu hastalıklara otoimmün hastalıklar denir. Bu hiper sensitivite reaksiyonları alerjik reaksiyonlara benzer. Alerjik reaksiyonlarda vücut dışarıdan gelen ve görmemesi gereken maddeye aşırı reaksiyon verir. Otoimmün hastalıklarda da vücut görmemesi gereken kendi dokusuna aşırı reaksiyon vererek hastalığa yol açar. Vücudun kendi dokusuna reaksiyon vermesini neyin başlattığı tam olarak bilinmemektedir. Bir teoriye göre bazı viral bakteriyel enfeksiyonlar otoimmün hastalıkları başlatmaktadır. Bazı ilaçların hastalığı başlattığı da ileri sürülmüştür. Otoimmün hastalıklar: Birtakım dokulara savaş açarak vücutta o dokuların bulunduğu yerlerde iltihaplanmalara yol açar, Bazı organların aşırı büyümesine yol açabilir, Organ fonksiyonunu ve çalışmasını bozabilir. Otoimmün hastalıklar bir veya daha fazla organ ve sistemi tutabilir. Otoimmün hastalıklardan en çok etkilenen dokular: Damarlar, Konnektif dokular ( destek dokuları), Endokrin bezler; Tiroid bezi, Pankreas, Eklemler, Kaslar, Kan hücreleri, Deri dir. Bazı hastalarda aynı anda biden fazla otoimmün hastalık görülür. En sık görülen otoimmün hastalıklar: Addison hastalığı ( böbrek üstü bezi yetmezliği), Celiak hastalığı ( Çölyak ), Dermatomyozit, Graves hastalığı (hipotiroidi), Hasimoto hastalığı ( hipertiroidi), Multipl skleroz, Myastenia gravis, Pernisiyöz anemi, Reaktif artrit, Romatoid artrit, Sjogren sendromu, Sistemik lupus eritematozus, Tip I diyabet. Otoimmün hastalıkların belirtileri nelerdir? Hastalığın çeşidine göre şikayetler farklılaşır. Genel olarak bütün otoimmün hastalıklarda Halsizlik, Yorgunluk, Çabuk yorulma, Ateş, Genel hastalık hali görülür. Otoimmün hastalıklar nasıl teşhis edilir? Hasta şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Kesin teşhis laboratuar incelemeleri ile konur. Otoimmün hastalık şüphesinde aşağıdaki laboratuar testler istenir: Anti Nükleer Antikor testleri ( ANA paneli ), Otoantikor testleri, ENA profili Tam kan sayımı, CRP, Sedimantasyon. Otoimmün hastalıkların tedavisi: Otoimmün hastalıkların tedavisinde amaç: Şikayetlerin giderilmesi, Otoimmün reaksiyonun dindirilmesi, Vücut direncinin arttırılması hedeflenir. Hastalığa ve şikayetlere yönelik tedavi planlanır. Eksikliklerin yerine konması gerekir, tiroid hastalıklarında tiroid hormonu, diyabette insülin, vit B12 vb. kan tablosunu bozan otoimmün hastalıklar kan nakli gerektirebilir. Kas eklem kemik hastalıklarına neden olan otoimmün hastalıklarda fizik tedavi gerekebilir. Otoimmün hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar immün sistemi baskılamaya, reaksiyonu durdurmaya yönelik ilaçlardır. Bu ilaçlara immün süpresif ilaçlar denir ve vücudun savunmasını da bozarlar. Bu amaçla en çok kullanılan ilaçlar kortizonlu ilaçlardır ( kortikosteroid ilaçlar ). Otoimmün hastalıklar tehlikeli midir? Otoimmün hastalıklar kendi kendine geçen geçici hastalıklar değillerdir. Birçok otoimmün hastalık kronik tir. Tedavi ile kaybolmaz kontrol altına alınırlar. Şikayetler zaman zaman alevlenebilir. Şikayetlerin artmaya başladığı alevlenme dönemleri vardır. Otoimmün hastalığın çeşidine göre komplikasyonlar ortaya çıkar. Hem hastalık hem de tedavi amacıyla kullanılan ilaçlar komplikasyon ayol açabilir. Özellikle immün süpresif ilaçların neden olduğu enfeksiyonların tedavisi zor olabilir. Otoimmün hastalıkları başlatan sebepler tam olarak bilinmemektedir. Hastalıklardan bilinen bir korunma yöntemi yoktur. Referanslar: 1. Goronzy JJ, Weyand CM. The innate and adaptive immune systems. In: Goldman L, Ausiello D, eds. Cecil Medicine. 23rd ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier;2007: chap 42. 2. Siegel RM, Lipsky PE. Autoimmunity. In: Firestein GS, Budd RC, Harris Ed, et al, eds. Kelley’s Textbook of Rheumatology. 8th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2009:chap 15 KOLİ BASİLİ E. coli; Escherichia coli; E. Coli enfeksiyonu; Escherichia coli O157:H7; EHEC; ETEC; EPEC; EIEC. E.coli insanların ve hayvanların bağırsaklarında bol miktarda bulunan bir bakteridir. Yüzden fazla çeşidi vardır, bazı çeşitleri gıdalar ve sular ile bulaşan salgınlara neden olur, barsak enfeksiyonu yapar. Koli basili hangi hastalıklara sebep olur? Koli basilinin yüzlerce çeşidinden birkaç tanesi gıdalar ve sular ile bulaşan salgınlara neden olur. Karın ağrısı, bulantı kusma ve kanlı ishalle seyreden ciddi enfeksiyonlar yapar. Bu tür enfeksiyonlara neden olan koli basilleri değişik isimler alırlar: EHEC: Entero Hemorajik E. Coli: kanlı ishalle seyreden barsak enfeksiyonu yapar. Bu tür içinde E. Coli O157 H7 bakterisi sığır etleri ile bulaşan ve ağır kansızlık ve böbrek yetmezliği ile sonuçlanan Hemolitik üremik sendrom denilen bir tabloya neden olur. ETEC: Entero Toksijenik E. Coli: Bol sulu ishal ve karın ağrısına neden olur. Turist ishali nin en büyük sebebidir. Koli basili nasıl bulaşır? Koli basili genellikle hayvanlardan insanlara bulaşır. Hayvan artıkları ile kirlenmiş gıdalar ve sular en sık bulaşma yollarıdır. Özellikle: Az pişmiş sığır etleri, özellikle hamburger, Kirli sular, Kirli sular veya gübre ile kirlenmiş sebze ve meyve, Pastörize olmamış süt ve süt ürünleri, Sığırlar ile uğraşan kişilere bulaşır. Koli basili ince bağırsak enfeksiyonu yapar. Bakterinin çeşidine göre bol sulu ishal yada dizanteri benzeri kanlı ishale neden olur. EHEC bakterisi ise kansızlık ve böbrek yetmezliğine ve ölüme yol açabilir. Koli basili enfeksiyonları herkezde ve her yaşta görülebilir, en çok: Çocuklarda ve yaşlılarda, Kronik hastalığı olanlarda ( diyabet, kanser tedavisi görenler, mide ilaçları kullananlar vb), Çiftlik çalışanlarında daha sık görülür. Koli basili belirtileri nelerdir? Hastalık şiddeti kişiden kişiye değişmekle birlikte koli basili enfeksiyonlarında: Kramp tarzında karın ağrıları, Bol sulu ishal, Su kaybına bağlı halsizlik, bitkinlik, Yorgunluk, çabuk yorulma, Kanlı ishal, Hafif ateş, Bulantı ve kusma görülür. Koli basilinin cinsine bağlı olarak bu hastalık tablosuna ağır kansızlık, üre artışı ve böbrek yetmezliği tablosu eklenebilir. Koli basili teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcıdır. Koli basili enfeksiyonunun kesin teşhisi laboratuar testleri ile konur. E. Coli enfeksiyonu şüphesinde aşağıdaki testler istenmelidir: Tam kan sayımı, Üre, Kreatinin, Dışkı kültürü, Dışkıda EHEC tespiti istenmelidir. Koli basili hastalıkları nasıl tedavi edilir? Koli basili enfeksiyonlarının ve sebep oldukları komplikasyonların tedavisi ayrı ayrı değerlendirilir. Sıvı takviyesi: Birçok hasta sıvı takviyesi ile 5 – 10 günde kendi kendine iyileşir. Hastalar nadiren hastaneye yatırılır. Sıvı tedavisi sırasında ishal kesici ilaçlar kullanmamak ve ishali durdurmaya çalışmamak gerekir. Kaybedilen su ve tuz yerine konur. Hasta içebiliyor ise ağızdan içemiyor ise damardan serumla sıvı takviyesi yapılır. Sıvı takviyesi ile hastanın toparlanmasını beklemek gerekir. Hemolitik üremik sendrom tedavisi: Entero Hemorajik E. Coli ( EHEC) bakterisinin bir çeşidi olan O157 H7 tipi nin neden olduğu gıdalar ile bulaşan ve salgınlar yapan barsak enfeksiyonunun ağır bir komplikasyonudur. Kan damar içinde parçalanmaya ve ağır bir kansızlık tablosuna, pıhtılaşma bozukluğuna, böbrek fonksiyonlarının bozulmasına ve ağır bir böbrek yetmezliğine yol açar. Hastalığın ölümcül ve tehlikeli komplikasyonudur. İshali olan hastanın günler saatler içinde kansız kaldığı idrar yapmakta zorlandığı nefesinde idrar kokusu gelmeye başladığı ve şuurunun bulandığı görülür. Hastada: Halsizlik, Solukluk, Huzursuzluk, Vücutta morartılar, Ağız, burun kanamaları, En ufak bir yaralanma ve iğne batmasında uzun süre kanama görülür. Hastanın derhal yoğun bakım ünitesi olan bir merkezde tedaviye alınması gerekir. Hemolitik üremik sendrom tedavisinde: kan nakli ve diyaliz yapılır. Koli basilinden korunma : Koli basili enfeksiyonlarından korunmak için temizlik ve hijyen koşullarına dikkat etmek gerekir, ayrıca: Tüm sığır etleri ve özellikle hamburgerlerin iyi pişirilmesi, Az pişmiş etlerin yenmemesi, Az pişmiş salam, sosis, sucuk, Pişmemiş etler ile pişmiş etlerin ayrı tutulması, Çiğ et işlenen tezgahların her işlemden sonra sabunlu sular ile temizlenmesi, Pastörize olmamış sütlerin kullanılmaması, Pastörize olmamış sütten yapılan süt ürünlerinin kullanılmaması, Çiğ sebze, meyve ve salataların iyi temizlenmesi ve yıkanması, Çeşme suyunun uygun şekilde klorlanması, El yıkama alışkanlığının kazanılması koli basili enfeksiyonlarından korunmak için gereklidir. Referanslar: 1. Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov/ 2. National Institute of Allergy and Infectious Diseases http://www.niaid.nih.gov/ 3. Canadian Food Inspection Agency http://www.inspection.gc.ca/ 4. Public Health Agency of Canada http://www.phac-aspc.gc.ca/ 5. E. coli infection. American Academy of Family Physicians website. Available at: http://familydoctor.org/242.xml . Accessed February 28, 2007. 6. Escherichia coli O157:H7. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/ncidod/dbmd/diseaseinfo/escherichiacoli_g.h tm . Accessed February 28, 2007 KIZIL Scarlatina; Kızıl beta mikroplarının neden olduğu boğaz enfeksiyonu ve döküntü ile seyreden bulaşıcı bir hastalıktır. Kızılın aşısı yoktur. Hastalık çocuk çağda sık görülür. Beta mikrobu nedir? Halk arasında beta mikrobu olarak adlandırılan mikrop Grup A Streptokok bakterisidir. Bu bakteri ile meydana gelen hastalıklar vücudun diğer bölümlerine de zarar verdiği için tehlikelidir. Kızıl antibiyotiklerin bulunmasından önce çok ciddi yan etkileri olan tehlikeli bir hastalıktı. Hastalığa sebep olan grup A bakterileri boğaz iltihabı, ateş ve deride kızarıklığa sebep olur. Hastalık okul, yuva, oyun gurubu gibi kalabalık ve çocukların iç içe olduğu ortamlarda çocuktan çocuğa bulaşarak yayılır. Kızıl belirtileri nelerdir? Hastalık mikropların bulaşmasından bir iki gün sonra başlar ( kuluçka süresi çok kısadır 1 – 2 gün). Ateş, Boğaz ağrısı, Ciltte döküntü, Döküntü ense ve göğüste başlar, Daha sonra vücuda yayılır, Ciltte zımpara kağıdı görünümü vardır, Döküntü kıvrım yerlerinde daha yoğun görülür, özellikle kasıklarda 1 hafta sonra solmaya başlar, Döküntü geçerken parmak uçlarında kasıklarda ve avuç içlerinde, ayak tabanlarında soyulma başlar, Karın ağrısı, özellikle küçük çocuklarda sık görülür Titreme, Halsizlik, huzursuzluk, Başağrısı, Kas ağrıları, Şişmiş çilek görünümünde dil, Bulantı, kusma. Kızıl hastalığının yan etkileri var mıdır? Kızıl komplikasyonları çok tehlikelidir. Hastalık geçtikten sonra romatizmal ateş, glomerulo nefrit gelişebilir. Zamanında tedavi başlanan hastalarda kızıl komplikasyonları çok az görülür, bu nedenle kızılın zamanında teşhis edilip tedavi başlanması gerekir. Kızıl tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Kızıl teşhisi nasıl konur? Kızıl hastalığı teşhisi laboratuvar testleri ile konur. Boğaz kültürü ve hızlı tanı testleri ile beta mikrobu araştırılmalıdır. Boğaz kültür sonucu 2 günden önce çıkmaz bu nedenle kültür sonucu beklenirken hızlı tanı testleri bakılabilir. Boğazda hızlı antijen testleri bir saat içinde cevap alınan testlerdir. Ancak hiçbir zaman boğaz kültürünün yerini tutmazlar. Kızıl hastalığının tedavisi: Kızıl tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Antibiyotiklerin hastalık başladıktan sonra en geç 5 gün içinde kullanılması gereklidir. Kızıl tehlikeli bir hastalıktır ve birçok komplikasyona ( yan etkiye ) neden olabilir. Romatizmal ateş, kalp ve böbrek hastalıkları kızıla bağlı en tehlikeli ve ölümcül yan etkilerdir. Uygun antibiyotik tedavisi ile kızıl şikayetleri birkaç günde kaybolur fakat döküntünün tamamen geçmesi 2- 3 haftayı bulur. Kızlı hastalığının yan etkileri: Kızıl tehlikeli bir hastalıktır. Kızıl birçok organı etkiler ve hastalıktan sonra birçok organ hasarı ortaya çıkabilir bunlar içinde en tehlikeli olanlar : Romatizmal ateş; kızıl geçtikten günler sonra ortaya çıkar, kalp, böbrek, eklemler ve beyin iltihabı görülür, antibiyotikle geçmez. Kemik eklem iltihapları, ( osteomyelit, artrit) Orta kulak iltihabı, Lenf bezi iltihapları ve apsesi ( lenfadenit ) , Böbrek harabiyeti: glomerulonefrit, Karaciğer harabiyeti: hepatit, Menenjit, Pnemoni, Zatüre Sinüzit dir. Uygun şekilde tedavi edilen kızıl hastalarında komplikasyon gelişme şansı çok azdır. Kızıldan şüphe edilen her durumda mutlaka doktora danışınız. Referanslar: 1. Yang SG, Dong HJ, Li FR, Xie SY, Cao HC, Xia SC. Report and analysis of a scarlet fever outbreak among adults through food-borne transmission in China. J Infect. Nov 2007;55(5):419-24. [Medline]. 2. [Guideline] Finnish Medical Society Duodecim. Sore throat and tonsillitis. EBM Guidelines. Evidence-Based Medicine. Feb 2 2007;Helsinki, Finland: Wiley Interscience. John Wiley & Sons:[Full Text]. 3. Gidaris D, Zafeiriou D, Mavridis P, Gombakis N. Scarlet Fever and hepatitis: a case report. Hippokratia. Jul 2008;12(3):186-7. [Medline]. 4. Chiesa C, Pacifico L, Nanni F, Orefici G. Recurrent attacks of scarlet fever. Arch Pediatr Adolesc Med. Jun 1994;148(6):656-60. KIZAMIKÇIK German measles; 3 gün hastalığı; Kızamıkcık döküntü ve ateşle seyreden bulaşıcı viral bir hastalıktır. Kızamıkçık aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Kızamıkçık bağışıklık bırakır, geçiren bir daha geçirmez. Kızamıkçık etkeni bir virüstür, insandan insana havadan solunum yoluyla, etraftan eller ile dokunarak bulaşır, kolay yayılır salgınlar yapar. Hiç kızamıkçık geçirmemiş ve aşı olmamış kişiler risk altındadır. Kızamıkcık belirtileri nelerdir? Virüs bulaştıktan 2 – 3 hafta sonra şikayetler ortaya çıkar. Kuluçka süresi 2- 3 haftadır. Hastaların yarısında hiçbir şikayet görülmez. Kızamıkçık hafif seyirli bir hastalıktır: En sık görülen şikayetler: Hafif ateş, Öksürük, Kulak arkasında ve ensede bezeler, Yüzden başlayıp gövdeye bacaklara yayılan döküntü, Yorgunluk, halsizlik, Boğazda kızarıklık, Eklem ağrıları özellikle erişkin kadın hastalarda görülür, Baş ağrısıdır. Döküntüler 3. Günde solar ve kaybolmaya başlar. Hastalık genellikle çocukluk çağında geçirilir. Hastalar şikayetler başlamadan 1 hafta önce ve şikayetler geçtikten bir hafta sonraya kadar öksürerek, hapşırarak virüsü etrafa yayarlar. Çocuklar ve erişkin erkeklerde kızamıkçık hiçbir probleme neden olmadan kendiliğinden iyileşir. Erişkin kadınlarda eklem ağrılarına ve eklem şişmesine neden olur. Bu şikayetler 1 ay kadar sürebilir. Konjenital rubella sendromu ne demek? Kızamıkçık hamilelik sırasında geçirilirse bebekte ciddi hasara neden olur. Buna konjenital rubella sendromu denir. Özellikle hamileliğin ilk 21 haftasında ( ilk 7 ay ) kızamıkçık geçiren annelerin bebeklerinde: Zeka geriliği, Beyin gelişiminde gerilik, Sağırlık, Körlük, katarakt, Kemik gelişim problemleri, Karaciğer, dalak hasarı, Erken doğum, Kalp anormallikleri, Diyabet gelişme riski, Düşük, Ölü doğum riski çok fazla görülür. Bu problemlerden bir kısmı çocuk doğar doğmaz fark edilir, bazı bulgular ise 2 yaşından itibaren ortaya çıkmaya başlar. Diyabet gibi komplikasyonlar ise orta yaşlarda çıkmaya başlar. Kızamıkcık nasıl teşhis edilir? Kızamıkçık klinik görünüm ve muayene bulguları ile tanınır. Kesin teşhis kan testleri ile konur. Kızamıkcık tedavisi: Kızamıkçık için kesin tedavi yoktur. Şikayetleri azaltmak için ateş düşürücü verilebilir. Kızamıkcıktan korunma: Kızamıkçık öksürük, hapşırık ile havaya karışarak solunum yolundan bulaşır. Hastaların evden çıkmamaları, hastalık şikayetleri geçtikten bir hafta sonraya dek istirahat etmeleri gerekir. Hastaların hamilelerden özellikle uzak durmaları, el yıkama, hijyen ve sanitasyona dikkat etmeleri gerekir. Kızamıkçık özellikle hamilelik sırasında çocuğa çok zarar verir. Bu nedenle üreme çağına gelmiş kızların aşılı olmaları çok önemlidir. Kızamıkçık aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Üreme çağında kızamıkçık geçirmemiş ve aşı olmamış bütün kadınların aşı olmaları önerilir. Hamile ancak kızamıkçık geçirmemiş ve aşı olmamış kadınların son derece dikkatli olmaları kendini korumaları ve doğumdan sonra aşı olmaları gerekir. Kızamıkçık aşısı canlı aşıdır, hamilelere yapılamaz. Kızamıkçık aşısı olanların 2- 3 ay hamile kalmamaları önerilir. Kızamıkçık aşısı kızamık ve kabakulak ile birlikte ( KKK: MMR ) ya da kızamık, kabakulak ve suçiçeiğ ile birlikte ( KKKS: MMRV) şeklinde yapılır. Aşı2 doz halinde yapılmalıdır. İlk doz 12- 15. Aylar içinde 2. Doz ise 4-6 yaşları arasında yapılmalıdır. Kızamıkçık aşısı olup olmadığı belli değil ise test ile anlaşılır. Yapılmamış ise aşı yapılmalıdır. Erişkinlere 1 ay arayla 2 doz aşılama önerilmektedir. Referanslar: 1. Behrman RE, Kliegman R, Jenson HB. Nelson Textbook of Pediatrics . 16th ed. Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 2000. 2. Conn HF, Rakel RE. Conns Current Therapy . 53rd ed. Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 2001. 3. Rakel RE, Bope ET, Conn HF. Conns Current Therapy . 59th ed. Edinburgh, UK: Elsevier Saunders; 2007. 4. Jenson HB, Nelson WE, Behrman RE, Kliegman R. Nelson Textbook of Pediatrics . 17th ed. Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 2004. 5. ynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Centers for Disease Control and Prevention. Recommended immunization schedules for persons aged 0-18 years—United States, 2008. 6. MWR. 2008;57;Q1-Q4. Centers for Disease Control and Prevention, MMWR website. http://www.cdc.gov/mmwr/preview/mmwrhtml/mm5701a8.htm . Updated January 10, 2008