tc gazi üniversitesi eğitim bilimleri enstitüsü güzel sanatlar eğitimi

advertisement
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI
MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI
İLKÖĞRETİM İKİNCİ KADEME ÖĞRENCİLERİNİN
MÜZİK DERSİNE YÖNELİK ÖZ YETERLİLİK ALGI VE
TUTUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan
Şenol AFACAN
Ankara
Haziran, 2010
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI
MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI
İLKÖĞRETİM İKİNCİ KADEME ÖĞRENCİLERİNİN
MÜZİK DERSİNE YÖNELİK ÖZ YETERLİLİK ALGI VE
TUTUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Şenol AFACAN
Danışman: Prof. Ülkü ÖZGÜR
Ankara
Haziran, 2010
i
JÜRİ ONAY SAYFASI
Şenol AFACAN’ ın “İLKÖĞRETİM İKİNCİ KADEME ÖĞRENCİLERİNİN
MÜZİK DERSİNE YÖNELİK ÖZ YETERLİLİK ALGI VE TUTUMLARININ
DEĞERLENDİRİLMESİ” başlıklı tezi 02.06.2010 tarihinde, jürimiz tarafından Güzel
Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.
ii
ÖNSÖZ
Çalışmalarım süresince bana, ilgi ve yardımlarıyla daima destek olan değerli tez
danışmanım, Sayın Prof. Ülkü Özgür’ e, keman eğitimi çalışmalarımda bana katkı
sağlayan, samimiyetini her zaman hissettiğim Sayın Prof. Şeyda Çilden’e, verilerin
toplanmasında geliştirmiş olduğu tutum ölçeğini kullanmama izin veren sayın Prof. Dr.
Ayfer Kocabaş’ a, çalışmalarımda beni destekleyen, manevi desteğini duyduğum aynı
zamanda tezin dil açısından incelenmesinde yardım eden değerli hocam Doç. Dr. Ahmet
Günşen’ e ve araştırmamın ön çalışmasını yaptığım okulların idarecilerine, veri toplama
aşamasında her türlü kolaylığı sağlayan ilköğretim okulu müdürleri Emre Şahinci, H.
Arif Yılmaz, Kemal Bektaş’ a teşekkür ederim.
Hayatım boyunca örnek aldığım ve bugünlere gelmemin ilk ve asıl mimarı olan
rahmetli babama, sevgi dolu yüreğiyle bana her zaman güç veren fedakâr anneme bütün
kalbimle teşekkür ederim. Her zaman yanımda olan ağabeyim Birol Afacan’a anlayışı
ve sevgisiyle beni destekleyen sevgili eşim Yrd. Doç. Dr. Özlem Afacan’ a ve biricik
kızım İdil’ e teşekkür ederim.
Şenol AFACAN
Haziran, 2010
iii
ÖZET
İLKÖĞRETİM II. KADEME ÖĞRENCİLERİNİN
MÜZİK DERSİNE YÖNELİK ÖZ YETERLİLİK ALGI VE
TUTUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
AFACAN, Şenol
Yüksek Lisans, Müzik Öğretmenliği Bilim Dalı
Tez Danışmanı: Prof. Ülkü ÖZGÜR
Haziran-2010, 183 sayfa
Bu araştırmanın amacı; ilköğretim ikinci kademede yer alan 6 ve 7.sınıf
öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algı ve tutumlarını değerlendirmektir.
Bu araştırmada, betimsel yöntem içerisinde yer alan tarama modeli
kullanılmıştır. Tarama modelleri, geçmişte ya da halen var olan bir durumu var olduğu
şekliyle betimlemeyi amaçlayan bir araştırma yaklaşımıdır.
Araştırma, 2008-2009 eğitim öğretim yılı içerisinde Kırşehir ilinde bulunan, üstorta-alt sosyoekonomik çevrenin okullarını temsil eden A, B ve C ilköğretim okulunda
gerçekleşmiştir. Araştırmanın evrenini, Kırşehir il merkezinde bulunan ilköğretim
okullarının 6 ve 7. sınıf öğrencileri, örneklemini ise belirtilen okullarda öğrenim gören 6
ve 7. sınıf öğrencilerinden 316 öğrenci oluşturmuştur.
Örneklemden veri toplamak için araştırmacı tarafından geliştirilen ve cronbach
alpha iç tutarlılık katsayısı 0.943 olarak tespit edilen “Müzik Dersi Öz Yeterlilik
Ölçeği” ile Prof. Dr. Ayfer Kocabaş’ın
geliştirdiği ve cronbach alpha güvenirlik
katsayısı araştırmacı tarafından 0.75 olarak bulunan “Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği”
kullanılmıştır. Verilerin analizinde ise betimsel istatistik, İlişkisiz Örneklemler İçin Tek
Faktörlü Varyans Analizi (One-Way ANOVA), İlişkisiz (Bağımsız) Örneklemler İçin
T-Testi, Kruskal Wallis H-Testi, Mann Whitney U-Testi, Spearman-Brown korelasyon
katsayısı kullanılmıştır.
Araştırmada şu sonuçlar elde edilmiştir:
iv
1. İlköğretim 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin genel olarak müzik dersine yönelik öz
yeterlilikleri yüksek düzeydedir.
2. İlköğretim 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz yeterlilikleri
ile okulun içinde bulunduğu sosyoekonomik çevre arasında anlamlı bir ilişki yoktur.
3. Kız ve erkek öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilikleri arasında
anlamlı düzeyde bir farklılık olduğu bulunmuştur.
4. 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları arasında
anlamlı düzeyde bir farklılık vardır ve bu farklılık 6. sınıf öğrencilerinin lehinedir.
5. İlköğretim 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin genel olarak müzik dersine ilişkin
tutumları olumludur.
6. Öğrencilerin tutum ölçeğinden aldıkları puanların, okulların içinde bulunduğu
sosyoekonomik çevreye göre anlamlı bir şekilde farklılaşmaktadır.
7. Kız ve erkek öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları arasında anlamlı bir
farklılık olduğu bulunmuştur ve bu anlamlı farklılık kız öğrencilerin lehinedir.
8. Öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile sınıf değişkeni arasında
anlamlı bir farklılık vardır ve bu anlamlı farklılık 6. sınıf öğrencilerinin lehinedir.
9. Öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilikleri ve tutumları onların bazı
demografik özelliklerine göre farklılıklar göstermektedir.
Ayrıca, öğrencilerin müzik dersine ilişkin öz yeterlilik algı ve tutum puanları
arasında orta düzeyde, pozitif bir ilişki; müzik dersi akademik başarıları ile öz yeterlilik
puanları arasında orta düzeyde, pozitif bir ilişki ve müzik dersi akademik başarıları ile
tutum puanları arasında yüksek düzeyde, pozitif bir ilişki olduğu ve bu ilişkilerin
istatistiksel açıdan anlamlı olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Öz yeterlilik, müzik dersine yönelik öz yeterlilik, tutum,
müzik dersine ilişkin tutum, ilköğretim müzik eğitimi, öz yeterlilik-tutum-başarı ilişkisi.
v
ABSTRACT
EVALUATION OF SECONDARY SCHOOL STUDENTS’ SELF EFFICACY
PERCEPTIONS AND ATTITUDES TOWARDS MUSIC LESSON
by
AFACAN, Şenol
Master Thesis, Music Education Department
Thesis Advisor: Prof. Ülkü ÖZGÜR
Jun-2010, page 183
The purpose of this research is to evaluate secondary school students’, in the 6th
and 7th grades, self efficacy perceptions and attitudes towards music lesson.
In this research, survey model inside the descriptive method has been used.
Survey model is a research approach which aims to describe a situation in the past or a
situation still existing as it is or it was.
This research has been done in A, B, C elementary schools in Kırşehir in 2008 2009 educational year which represent upper, middle and low class socio-economic
environments. The universe of this research is made up of 6th and 7th grade secondary
school students in the centre of Kırşehir and the sample of the research is made up of
316 students in the 6th and 7th grades.
“Attitude Scale For Music”, improved by Ayfer Kocabaş, of which cronbach
alpha interior consistency parameter has been found as 0.75 by the researcher has been
used together with “Music Lesson Self Efficacy Scale”, improved by the researcher to
gain data from the sample, of which cronbach alpha interior consistency parameter has
been determined as 0.943. Descriptive statistic for the analysis of data, Independent
Samples For Variance Analysis With One Factor (One-Way ANOVA), T-Test For
Independent Samples, Kruskal Wallis H-Test, Mann Whitney U-Test and SpearmanBrown Correlation Coefficient have been used.
These outcomes have been acquired:
vi
1. 6th and 7th grade secondary shcool students’ self efficacy towards music
lesson are high in general.
2. There is no meaningful relation in between 6th and 7th grade secondary
school students’ self efficacy towards music and the socio-economic
environment in which the school is.
3. It has been figured out that there is a difference in meaningfull level between
the self efficacy of girls and boys towards music lesson.
4. There is a difference in meaningful level between the self efficacy
perceptions of 6th and 7th grade students towards music lesson and this
difference is in favor of 6th grades.
5. 6th and 7th grade secondary school students’ attitude towards music lesson is
positive in general.
6. The scores the students have taken in attitude scale differ in a meaningful
level according to the socio-economic environment in which the schools are.
7. It has been figured out that there is a meaningful difference between the
attitudes of girls and boys towards music lesson and this difference is in
favor of girls.
8. There is a meaningful difference in between the attitudes of students towards
music lesson and class variable and this meaningful difference is in favor of
6th grades.
9. Self effiacy and attitudes of students towards music lesson show difference
according to their some demographic features.
Also these have been determined that there is a positive relation in medium level
between the scores of students’ self efficacy perceptions and attitudes, that there is a
positive relation in medium level between music lesson mark and self efficacy scores,
that there is a positive relation in high level between music lesson mark and attitude
scores and that these relations are meaningful from the statistical view.
Key Words: Self efficacy, self efficacy towards music lesson, attitude, attitude
towards music lesson, primary music education, relation of self efficacy-attitudeachievement.
vii
İÇİNDEKİLER
s.n
JÜRİ ONAY SAYFASI…………………………………………............................
i
ÖNSÖZ …………………………………………………………………………...
ii
ÖZET.......................................................................................................................
iii
ABSTRACT ………………………………………………………………………
v
İÇİNDEKİLER........................................................................................................
vii
TABLOLAR LİSTESİ.............................................................................................
xiii
ŞEKİLLER LİSTESİ………………………………………………………….......
xviii
GRAFİKLER LİSTESİ……………………………………………………………
xviii
BÖLÜM.I…..............................................................................................................
1
GİRİŞ……………………………………………………………………………...
1
1.1. Problem Durumu ...............................................................................................
1
1.2. Araştırmanın Amacı ..........................................................................................
5
1.3. Araştırmanın Önemi …………………………….…………………………….
5
1.4. Problem Cümlesi ..............................................................................................
6
1.5. Alt Problemler....................................................................................................
6
1.6. Varsayımlar ......................................................................................................
9
1.7. Sınırlıklar ..........................................................................................................
9
1.8. Tanımlar………………………………………………………………………
9
1.9. Kısaltmalar ve Semboller…………………………………………………….
10
BÖLÜM II…………………………………………………………………...….
11
KAVRAMSAL ÇERÇEVE...................................................................................
11
2.1. Eğitim…………………...…………………………………………………….
11
2.2. Sanat ve Sanat Eğitimi……………………………………………………......
12
2.3. Müzik, Müzik Eğitimi, Müzik Öğretimi..…………………………………….
14
2.3.1. Cumhuriyetten Günümüze Genel Müzik Eğitimi Süreci……………..........
15
2.4. Müziğin İnsan Yaşamındaki İşlevleri………………………………………..
16
viii
2.5. Çocukta Müziksel Gelişim…………………………………………………...
18
2.6. Çocukta Bilişsel Gelişim Süreçleri……………………………………..........
19
2.6.1. Piaget’nin Bilişsel Gelişim Kuramı………………………………………...
19
2.7. Genel Müzik Eğitiminin Çocuğun Gelişimindeki Yeri ve Önemi....………….
21
2.8. İlköğretimde Müzik Öğretiminin Boyutları…………………………….…….
24
2.9. İlköğretimde Müzik Dersi Öğretim Programı…………………………...........
26
2.9.1. Programın Vizyonu…………………………………………………………
28
2.9.2. Programın Temel Yaklaşımı …………………………………………….....
28
2.9.3. Müzik Dersi Öğretim Programının Temel Yapısı (1-8. Sınıflar)…………..
29
2.9.3.1.Genel Amaçlar…………………………………………………………….
29
2.9.3.2.Temel Beceriler ve Değerler………………………………………………
30
2.9.3.3. Öğrenme Alanları…………………………………………………………
31
2.9.3.4. Kazanımlar………………………………………………………………..
33
2.9.3.5. Etkinlikler…………………………………………………………………
33
2.9.3.6. Ölçme ve Değerlendirme………...……………………………………….
33
2.10. Sosyal Öğrenme Kuramı…………………………………………………….
35
2.11. Öz Yeterlilik Algısı………………………………………………………….
38
2.12. Müzik Eğitimi ve Öz Yeterlilik……………………………………………..
41
2.13. Tutum………………………………………………………………………..
42
2.13.1. Tutumu Oluşturan Temel Ögeler………………………………………….
44
2.13.2. Tutum Davranış İlişkisi……………………………………………………
45
2.13.3. Tutumların Değişmesi……………………………………………………..
46
2.13.4. Tutumların Ölçülmesi……………………………………………………..
47
2.14. Müzik Eğitimi ve Tutum İlişkisi…………………………………………….
48
2.15. İlgili Yayın ve Araştırmalar…………………………………………………
49
2.15.1. Öz Yeterlilik İle İlgili Yapılan Araştırmalar………………………………
49
2.15.2. Tutum İle İlgili Yapılan Araştırmalar…………………………………….
53
ix
BÖLÜM III ……………………………………………………………………….
57
YÖNTEM………………………………………………………………………….
57
3.1. Araştırmanın Modeli…………………………………………………………..
57
3.2. Evren ve Örneklem…………………………………………………………....
58
3.2.1. Okulların Özellikleri………………………………………………………...
58
3.2.2. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Demografik Özellikleri………………….
60
3.3. Veri Toplama Araçları…………………………………………………………
81
3.3.1. “Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeğinin” Geliştirilme Aşaması………………
81
3.3.1.a. Madde Havuzu Oluşturma Aşaması…………………..…………………...
82
3.3.1.b. Uzman Görüşüne Başvurma Aşaması …………..…………………...........
84
3.3.1.c. Ön Deneme Aşaması…………………………………………..….………..
84
3.3.1.d. Geçerlik Çalışması…………………...………………….………………....
85
3.3.1.e. Faktör Analizi ve Güvenirlik Hesaplama Aşaması………………………..
89
3.3.2. “Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği”nin Geliştirilmesi…………………………..
97
3.4. Verilerin Analizi ve Kullanılan İstatistiksel Teknikler………………………...
104
3.4.1. Normal Dağılım……………………………………………………………...
104
3.4.1.1. Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği’nin Normal Dağılım Analizleri………..
104
3.4.1.2.Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği’nin Normal Dağılım Analizleri……………..
106
3.4.1.3.Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Dersi Akademik Başarılarının
Normal Dağılım Analizleri…………………………………………………………
108
3.4.2.Verilerin Analizinde Kullanılan İstatistiksel Teknikler………………………
110
BÖLÜM IV ………………………………………………………………………
112
BULGULAR VE YORUMLAR………………………………………………...
112
4.1. İlköğretim 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algı
durumları nasıldır?.....................................................................................................
4.1.1.
Araştırmaya
katılan
öğrencilerin
öz
yeterlilik
algıları,
112
okullara
(sosyoekonomik çevre) göre anlamlı farklılık göstermekte midir?...........................
121
4.1.2. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermekte midir?..................................................
123
x
4.1.3. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları,
sınıf
değişkenine
göre
anlamlı
farklılık
göstermekte
midir?……………………………………………………………………………….
124
4.1.4. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
babalarının eğitim durumuna göre anlamlı farklılık göstermekte midir?.................
125
4.1.5. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
anne eğitim durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?.........................
126
4.1.6. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
ailenin ortalama aylık gelir durumuna göre anlamlı farklılık göstermekte midir?....
128
4.1.7. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
okul öncesi eğitimi alıp almamalarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?....
129
4.1.8. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
ilköğretim 4 ve 5. sınıfta müzik dersine giren öğretmenlere göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?....................................................................................................
130
4.1.9. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
ailelerinde müzikle ilgilenen birey olup olmama durumuna göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?....................................................................................................
132
4.1.10. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili etkinliklere katılıp katılmama
durumuna göre anlamlı farklılık göstermekte midir?................................................
133
4.1.11. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları blokflüt dışında bir çalgı çalıp çalmamasına göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?....................................................................................................
134
4.1.12. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları ailelerinin müzikle ilgilenmelerini destekleyip desteklememe durumuna
göre anlamlı farklılık göstermekte midir?.................................................................
135
4.2. İlköğretim 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin müzik dersine ilişkin tutumları
nasıldır?.....................................................................................................................
136
4.2.1. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutum puanları,
okullara (sosyoekonomik çevreye) göre anlamlı farklılık göstermekte midir?.........
143
4.2.2. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları,
öğrencilerin cinsiyetlerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?......................
146
xi
4.2.3. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları, sınıf
değişkenine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?.............................................
147
4.2.4. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları,
babalarının eğitim durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir? ………..
148
4.2.5. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları,
annelerinin eğitim durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir? ….…….
149
4.2.6. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları ailenin
ortalama aylık gelir durumuna göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
150
4.2.7. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları okul öncesi
eğitimi alıp almama durumuna göre anlamlı farklılık göstermekte midir?...............
151
4.2.8. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları ilköğretim
4 ve 5. sınıfta müzik dersine giren öğretmenlere göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?....................................................................................................
152
4.2.9. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları ailelerinde
müzikle ilgilenen birey olup olmama durumuna göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?....................................................................................................
153
4.2.10. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları okul içi
ya da dışındaki müzikle ilgili etkinliklere katılıp katılmama durumuna göre
anlamlı farklılık göstermekte midir?.........................................................................
154
4.2.11. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları blokflüt
dışında bir çalgı çalıp çalmamasına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?........
155
4.2.12. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları ailelerinin
müzikle ilgilenmelerini destekleyip desteklememe durumuna göre anlamlı
farklılık göstermekte midir? ……………………………………………………….
156
4.2.13. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları müzik
öğretmenlerinin derste blokflüt dışında çalgı kullanıp kullanmamasına göre
anlamlı farklılık göstermekte midir?.........................................................................
157
4.3. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
ile müzik dersine ilişkin tutumları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?..................
158
4.4. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
ile müzik dersi akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?................
159
4.5. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları ile müzik
dersi akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?..............................
160
xii
BÖLÜM V………………………………….……………………………………...
162
SONUÇLAR VE ÖNERİLER………………………………………………........
162
5.1.Sonuçlar……………………………………………………………………...…
162
5.2. Öneriler…………………………………………………………….………….
165
KAYNAKLAR ……………………………………………………………………
167
EKLER …………………………………………………………………………...
177
EK-1. Resmi İzin Yazıları…………………………………………………….……
177
EK-2. Kişisel Bilgi Formu ve Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği…………………
180
xiii
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 2.1. Öz Yeterliliği Düşük ve Yüksek Olan Bireylere Ait Özellikleri………..
40
Tablo 3.1. Ölçeklerin Uygulandığı Öğrencilerin Sınıf ve Okullara Göre Dağılımı..
58
Tablo 3.2. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Okullara Göre (Sosyoekonomik
Çevre) Dağılımı………………………………………………………………….…
61
Tablo 3.3. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Cinsiyete Göre Dağılımı…………..
62
Tablo 3.4. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Sınıflara Göre Dağılımı……………
63
Tablo 3.5. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Babalarının Eğitim Durumlarına
Göre Dağılımı……………………………………………………............................
64
Tablo 3.6. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Annelerinin Eğitim Durumlarına
Göre Dağılımı……………………………………………………………………....
65
Tablo 3.7. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Babalarının Mesleklerine Göre
Dağılımı………………………………………..……..............................................
67
Tablo 3.8. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Annelerinin Mesleklerine Göre
Dağılımı…………………………………………………………………………….
68
Tablo 3.9. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Ailelerinin Aylık Ortalama Gelir
Durumlarına Göre Dağılımı………………………………………………………...
69
Tablo 3.10. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Okul Öncesi Eğitim Alma
Durumuna Göre Dağılımı…………………………………………………..………
70
Tablo 3.11. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin İlköğretim 4 ve 5. Sınıfta Müzik
Dersine Giren Öğretmenlere Göre Dağılımı……………………………………………………..
71
Tablo 3.12. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Ailesinde Müzikle İlgilenen Birey
Olup Olmama Durumuna Göre Dağılımı…………………………………………..
72
Tablo 3.13. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Okul İçi ya da Dışındaki Müzikle
İlgili Etkinliklere Katılma Durumuna Göre Dağılımı……………………………...
74
Tablo 3.14. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Blokflüt Dışında Bir Çalgı Çalıp
Çalmama Durumuna Göre Dağılımı………………………………………………………………..
75
Tablo 3.15. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Ailelerinin Müzikle İlgilenmelerini
Destekleyip Desteklememe Durumuna Göre Dağılımı…………………………….
76
xiv
Tablo 3.16. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Öğretmenlerinin Derste
Blokflüt Dışında Çalgı Kullanma Durumuna Göre Dağılımı………………………
77
Tablo 3.17. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Öğretmenlerinin Derste
Vurmalı Çalgı Kullanıp Kullanmama Durumuna Göre Dağılımı………………….
79
Tablo 3.18. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Akademik Başarı Puanlarına Göre
Dağılımı…………………………………………………………………………….
80
Tablo 3.19. Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeğinin Madde-Toplam Puan
Korelasyon Değerleri……………………………………………………………….
86
Tablo 3.20. Alt%27 ve Üst%27 Grupların Madde Ortama Puanları İçin t-Testi
Sonuçları……………………………………………………………………………
87
Tablo 3.21. Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeğinin Kaiser-Mayer-Olkin (KMO)
Örneklem Ölçümü ve Barlett Testi Sonuçları……………………………………...
90
Tablo 3.22. Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeğinin Maddelerin Ortak Faktör
Varyans Değerleri…………………………………………………………………..
90
Tablo 3.23. Döndürülmüş Temel Bileşenler Analizi (Varimax Rotated) Sonuçları.
92
Tablo 3.24. Dört Faktörlü Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Faktörlerinin Öz
Değerleri, Faktör İçerisinde Yer Alan Madde Sayısı, Faktör Varyansları, Faktör
Eklendikçe Artan Varyans Değerleri……………………………………………….
94
Tablo 3.25. Birinci Faktörde Yer Alan Öz Yeterlilik Maddeleri Öz Yeterlilik
Maddeleri, Faktör Yükleri ile Faktörün Cronbach Alpha Değeri…………………..
95
Tablo 3.26. İkinci Faktörde Yer Alan Öz Yeterlilik Maddeleri Öz Yeterlilik
Maddeleri, Faktör Yükleri ile Faktörün Cronbach Alpha Değeri…………………..
96
Tablo 3.27. Üçüncü Faktörde Yer Alan Öz Yeterlilik Maddeleri Öz Yeterlilik
Maddeleri, Faktör Yükleri ile Faktörün Cronbach Alpha Değeri…………………..
96
Tablo 3.28. Dördüncü Faktörde Yer Alan Öz Yeterlilik Maddeleri, Faktör Yükleri
ile Faktörün Cronbach Alpha Değeri……………………………………………….
97
Tablo 3.29. Birinci Faktörde Yer Alan Tutum Maddeleri, Faktör Yükleri,
Communaliteleri, Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde-Ölçek Korelasyonları
ile Eigen Değerleri, Cronbach Alpha, İki-Yarı Güvenirlik Katsayıları ve
Değişkenlik Yüzdeleri……………………………………………………………...
Tablo 3.30. İkinci Faktörde Yer Alan Tutum Maddeleri, Faktör Yükleri,
Communaliteleri, Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde-Ölçek Korelasyonları
99
xv
ile Eigen Değerleri, Cronbach Alpha, İki-Yarı Güvenirlik Katsayıları ve
Değişkenlik Yüzdeleri……………………………………………………………..
100
Tablo 3.31. Üçüncü Faktörde Yer Alan Tutum Maddeleri, Faktör Yükleri,
Communaliteleri, Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde-Ölçek Korelasyonları
ile Eigen Değerleri, Cronbach Alpha, İki-Yarı Güvenirlik Katsayıları ve
Değişkenlik Yüzdeleri……………………………………………………………...
101
Tablo 3.32. Dördüncü Faktörde Yer Alan Tutum Maddeleri, Faktör Yükleri,
Communaliteleri, Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde-Ölçek Korelasyonları
ile Eigen Değerleri, Cronbach Alpha, İki-Yarı Güvenirlik Katsayıları ve
Değişkenlik Yüzdeleri……………………………………………………………...
101
Tablo 3.33. Beşinci Faktörde Yer Alan Tutum Maddeleri, Faktör Yükleri,
Communaliteleri, Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde-Ölçek Korelasyonları
ile Eigen Değerleri, Cronbach Alpha, İki-Yarı Güvenirlik Katsayıları ve
Değişkenlik Yüzdeleri……………………………………………………………..
102
Tablo 3.34. Altıncı Faktörde Yer Alan Tutum Maddeleri, Faktör Yükleri,
Communaliteleri, Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde-Ölçek Korelasyonları
ile Eigen Değerleri, Cronbach Alpha, İki-Yarı Güvenirlik Katsayıları ve
Değişkenlik Yüzdeleri……………………………………………………………...
103
Tablo 3.35. Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının İstatistiksel Değerleri...
105
Tablo 3.36. Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının One-Sample
Kolmogorov-Smirnov Test Sonuçları……………………………………………...
106
Tablo 3.37. Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği Puanlarının İstatistiksel Değerleri…….
106
Tablo 3.38. Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği Puanlarının One-Sample KolmogorovSmirnov Test Sonuçları…………………………………………………………….
108
Tablo 3.39. Müzik Dersi Akademik Başarılarının İstatistiksel Değerleri………….
108
Tablo
3.40.
Müzik
Dersi
Akademik
Başarılarına
İlişkin
One-Sample
Kolmogorov-Smirnov Test Sonuçları…………………………………………….
109
Tablo 4.1. “Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği” Öz Yeterlilik Maddelerinin Yüzde
Dağılımları, Frekans ve Ortalamaları………………………………………………
Tablo
4.2.
Müzik
Dersi
Öz
Yeterlilik
Ölçeği
Puanları
İle
Okullar
(Sosyoekonomik Çevre) Arasındaki İlişki…………………………………………
Tablo
4.3.
Müzik
Dersi
Öz
Yeterlilik
Ölçeği
Puanlarının
113
122
Okullara
(Sosyoekonomik Çevre) Göre ANOVA Sonuçları…………………………………
122
xvi
Tablo 4.4. Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Cinsiyete Göre T-Testi
Sonuçları……………………………………………………………………………
123
Tablo 4.5. Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Sınıf Değişkenine Göre
T-Testi Sonuçları……………………………………………………………….…..
124
Tablo 4.6. Babalarının Eğitim Durumuna Göre Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği
Puanlarının Merkezi Eğilim ve Yayılma Ölçüleri………………………………….
125
Tablo 4.7. Müzik Dersine İlişkin Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Öğrencilerin
Babalarının Eğitim Durumlarına Göre ANOVA Sonuçları……………………….
126
Tablo 4.8. Annelerinin Eğitim Durumuna Göre Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği
Puanlarının Merkezi Eğilim ve Yayılma Ölçüleri………………………………….
127
Tablo 4.9 Müzik Dersine İlişkin Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Öğrencilerin
Annelerinin Eğitim Durumlarına Göre ANOVA Sonuçları……………………….
127
Tablo 4.10. Ailenin Ortalama Aylık Gelir Durumuna Göre Müzik Dersi Öz
Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Merkezi Eğilim ve Yayılma Ölçüleri……………….
128
Tablo 4.11. Müzik Dersine İlişkin Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Öğrenci
Ailelerinin Aylık Ortalama Gelir Durumuna Göre ANOVA Sonuçları……………
129
Tablo 4.12. Müzik Dersine Yönelik Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Okul Öncesi
Eğitimi Alıp Almamalarına Göre t-Testi Sonuçları………………………………...
130
Tablo 4.13. İlköğretim 4 ve 5. Sınıfta Müzik Dersine Giren Öğretmenlere Göre
Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Merkezi Eğilim ve Yayılma
Ölçüleri……………………………………………………………………………..
131
Tablo 4.14 Müzik Dersine Yönelik Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının İlköğretim 4
ve 5. Sınıfta Müzik Derslerine Giren Öğretmenlere Göre One-Way ANOVA
Sonuçları……………………………………………………………………………
131
Tablo 4.15. Müzik Dersine Yönelik Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Ailelerinde
Müzikle İlgilenen Birey Olup Olmama Durumuna Göre t-Testi Sonuçları………..
132
Tablo 4.16. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Okul İçi ya da Dışındaki Müzikle
İlgili Etkinliklere Katılıp Katılmama Durumuna Göre t-Testi Sonuçları…………..
133
Tablo 4.17. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Blokflüt Dışında Bir Çalgı Çalıp
Çalmama Durumuna Göre t-Testi Sonuçları……………………………………….
134
Tablo 4.18. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Dersine Yönelik Öz
Yeterlilik Algıları Ailelerinin Müzikle İlgilenmelerini Destekleyip Desteklememe
Durumuna Göre t- Testi Sonuçları…………………………………………………
135
xvii
Tablo 4.19. “Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği” Tutum Maddelerinin Yüzde
Dağılımları, Frekans ve Ortalamaları………………………………………………
137
Tablo 4.20 Tutum Puanlarının Okullara Göre (Sosyoekonomik Çevre) Kruskal
Wallis H-Testi Sonuçları…………………………………………………………...
143
Tablo 4.21 Grupların İkili Kombinasyonu (Orta-Üst) Üzerinden Mann Whitney
U-Testi Sonuçları…………………………………………………………………...
143
Tablo 4.21. Grupların İkili Kombinasyonu (Orta-Üst) Üzerinden Mann Whitney
U-Testi Sonuçları…………………………………………………………………...
144
Tablo 4.22. Grupların İkili Kombinasyonu (Üst-Alt) Üzerinden Mann Whitney UTesti Sonuçları……………………………………………………………………...
145
Tablo 4.23. Grupların İkili Kombinasyonu (Alt-Orta) Üzerinden Mann Whitney
U-Testi Sonuçları…………………………………………………………………...
145
Tablo 4.24. Tutum Puanlarının Cinsiyete Göre Mann Whitney U-Testi Sonuçları..
146
Tablo 4.25. Tutum Puanlarının Sınıf Değişkenine Göre Mann Whitney U-Testi
Sonuçları……………………………………………………………………………
147
Tablo 4.26.Tutum Puanlarının Babalarının Eğitim Durumuna Göre Kruskal
Wallis H-Testi Sonuçları…………………………………………………………...
148
Tablo 4.27. Tutum Puanlarının Annelerinin Eğitim Durumuna Göre Kruskal
Wallis H-Testi Sonuçları…………………………………………………………...
149
Tablo 4.28. Tutum Puanlarının Ailenin Ortalama Aylık Gelir Durumuna Göre
Kruskal Wallis H-Testi Sonuçları…………………………………………………..
150
Tablo 4.29. Tutum Puanlarının Okul Öncesi Eğitimi Alıp Almama Durumuna
Göre Mann Whitney U-Testi Sonuçları…………………………………………….
151
Tablo 4.30. Tutum Puanlarının İlköğretim 4 ve 5. Sınıfta İken Müzik Dersine
Giren Öğretmenlere Göre Kruskal Wallis H-Testi Sonuçları………………………
152
Tablo 4.31. Tutum Puanlarının Ailelerinde Müzikle İlgilenen Birey Olup Olmama
Durumuna Göre Mann Whitney U-Testi Sonuçları………………………………...
152
Tablo 4.32. Tutum Puanlarının Okul İçi ya da Dışındaki Müzikle İlgili
Etkinliklere Katılıp Katılmama Durumuna Göre Mann Whitney U-Testi Sonuçları
154
Tablo 4.33. Tutum Puanlarının Blokflüt Dışında Bir Çalgı Çalıp Çalmamasına
Göre Mann Whitney U-Testi Sonuçları…………………………………………….
155
Tablo 4.34. Tutum Puanlarının Ailelerinin Müzikle İlgilenmelerini Destekleyip
Desteklememe Durumuna Göre Mann Whitney U-Testi Sonuçları………………..
156
xviii
Tablo 4.35. Tutum Puanlarının Müzik Öğretmenlerinin Derste Blokflüt Dışında
Çalgı Kullanıp Kullanmama Durumuna Göre Mann Whitney U-Testi Sonuçları…
157
Tablo 4.36. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Dersine Yönelik Öz
Yeterlilik Algıları ile Tutum Puanları Arasındaki İlişki……………………………
158
Tablo 4.37. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Dersi Akademik Başarıları
ile Öz Yeterlilik Puanları Arasındaki İlişki……………………………………….
159
Tablo 4.38. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Dersi Akademik Başarıları
ile Tutum Puanları Arasındaki İlişki………………………………………………
161
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 2.1. Basit Tutum-Davranış İlişkisi…………………………………………...
43
Şekil 2.2. Tutumun Bileşenleri……………………………………………………..
45
Şekil 3.1. Ölçeğin Geliştirilme Aşamaları………………………………………….
82
GRAFİKLER LİSTESİ
Grafik 3.1. Okullara Göre (Sosyoekonomik Çevre) Frekans Dağılımını Gösteren
Bar Grafiği………………………………………………………………………....
61
Grafik 3.2. Cinsiyet Değişkeni İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği…....
62
Grafik 3.3. Sınıf Değişkeni İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği………..
63
Grafik 3.4. Babalarının Eğitim Durumu Değişkeni İçin Frekans Dağılımını
Gösteren Bar Grafiği……………………………………………………………….
65
Grafik 3.5. Annelerinin Eğitim Durumu Değişkeni İçin Frekans Dağılımını
Gösteren Bar Grafiği…………………………………………………………….…
66
Grafik 3.6. Ailelerin Aylık Ortalama Gelir Durumu Değişkeni İçin Frekans
Dağılımını Gösteren Bar Grafiği………………………………….………………..
69
Grafik 3.7. Okul Öncesi Eğitim Alma Durumu Değişkeni İçin Frekans Dağılımını
Gösteren Bar Grafiği………………………………………...……………………...
70
Grafik 3.8. İlköğretim 4 ve 5. Sınıfta Müzik Dersine Giren Öğretmen Değişkeni
İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği…………………………………………………..
72
xix
Grafik 3.9. Ailesinde Müzikle İlgilenen Birey Olup Olmama Durumuna Göre
Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği…………………………………………..
73
Grafik 3.10. Okul İçi Ya da Dışındaki Müzikle İlgili Etkinliklere Katılma
Durumu Değişkeni İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği………………..
74
Grafik 3.11. Blokflüt Dışında Bir Çalgı Çalma Durumu İçin Frekans Dağılımını
Gösteren Bar Grafiği………………………………………………………………..
75
Grafik 3.12. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Ailelerinin Müzikle İlgilenmelerini
Destekleme Durumu İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği………………
77
Grafik 3.13. Öğrencilerin Müzik Öğretmenlerinin Derste Blokflüt Dışında Çalgı
Kullanma Durumu İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği………………...
78
Grafik 3.14. Öğrencilerin Müzik Öğretmenlerinin Derste Vurmalı Çalgı Kullanma
Durumu İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği……………………………
79
Grafik 3.15. Öğrencilerin Akademik Başarıları İçin Frekans Dağılımını Gösteren
Bar Grafiği………………………………………………………………………….
80
Grafik 3.16. Öz Değerler Grafiği (Scree Plot)……………………………………...
93
Grafik 3.17. Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Toplam Puan Histogramı…………
105
Grafik 3.18. Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği Toplam Puan Histogramı……………...
107
Grafik 3.19. Müzik Dersi Akademik Başarıları Histogramı…………………..……
109
BÖLÜM I
GİRİŞ
Bu bölümde müzik eğitiminin genel amaçları çerçevesinde gerekliliğine
değinilerek problem durumu oluşturulmuş; araştırmanın amacı ve önemi, alt problemler,
varsayımlar, sınırlılıklar ve tanımlara yer verilmiştir.
1.1. Problem Durumu
Toplumların şekillenmesi ve gelişmesinde şüphesiz eğitim en önemli süreçtir.
Bu sürecin etkili ve verimli kullanılması, eğitimin hedeflerine ulaşılmasında son derece
önemlidir. Bu sürecin doğru planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi
gerekmektedir. Eğitimin en önemli kollarından biri de sanat eğitimidir. Sanat eğitiminin
öğelerinden biri de müzik eğitimidir. Kendini ifade edebilen, sosyal yönü gelişmiş, öz
güven sahibi, yaratıcı bireylerin yetiştirilmesinde müzik eğitimi en uygun ve en önemli
alanlardan biridir.
Müzik eğitiminin tanımına baktığımızda, “Bireye kendi yaşantısı yoluyla amaçlı
olarak belirli müziksel davranışlar kazandırma, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı
yoluyla amaçlı olarak belirli müziksel değişiklikler oluşturma ya da bireyin müziksel
davranışlarını, kendi yaşantısı yoluyla amaçlı olarak değiştirme ve geliştirme sürecidir
(Uçan, 2005: 60).
Müzik eğitiminin tanımından anlaşılacağı üzere; müzik eğitimi, müziksel
davranışların kazandırıldığı ve geliştirildiği süreçtir. Buradan hareketle, ilköğretim
2
kurumlarımızda yürütülmekte olan müzik dersleri, çocuğun ilk önce alacağı planlı,
programlı ve hedefleri belirli olan bir eğitim sürecidir ki, bu süreç hedeflerin
gerçekleştirilmesi, çocuğun gelişimi ve müzikle ilgili temel davranışları kazanması
açısından önemlidir.
Müzik eğitimi, bireylerin sanat yaşamlarının gelişip olgunlaşmasına katkı
sağlamakla birlikte onların psikososyal gelişimlerini de etkileyen unsurlardan biridir.
Genel müzik eğitiminin başlangıç ve en önemli noktası olarak ilköğretim okulları
düşünülecek olursa, buralardaki müzik eğitiminin önemi açıkça görülebilir (Canbay,
2007: 162).
İlköğretim, çocuğun öğrenim hayatının en önemli basamağıdır. Çocuğun
gelişimine bakıldığında bu dönemde ilginin oyun, spor, müzik dans ve drama gibi
etkinlikler üzerine olduğu görülmektedir.
Toplu ya da bireysel müzik etkinliği içinde bulunan çocuklar; birlikte iş
yapabilme alışkanlığı kazanmakta, bir grubun üyesi olma ve aldığı görevi yerine
getirme sorumluluğu edinmekte, bireysel özelliklerinin ve yeteneğinin farkına
varmakta, tek başına bir şeyler başarmanın doyumuna ulaşmaktadırlar. Böylece
duygusal ve sosyal yönden daha sağlıklı, güvenli, dengeli ve uyumlu bir gelişim
sürdürebilmektedirler (Yıldız, 2002: 8).
Müzik eğitimi bireyin sosyal, kültürel ve psikolojik yönden sağlıklı yetişmesinde
de önemli rol oynar. Müzik eğitiminin bir türü olan genel müzik eğitimi, müzik
eğitiminin temelini oluşturur ve bireyin yaşamında müziksel gelişimini gerçekleştirmek,
genel müzik kültürü oluşturmak, bireyin bilişsel, duyuşsal ve devinişsel açıdan doyuma
ulaşmasını sağlamayı amaçlar.
Verimli işlenen müzik derslerinin çocukların gelişimine etkileri şu şekilde
sınıflandırılabilir:
1. Dil gelişimi,
2. Duygusal ve sosyal gelişim,
3. Bedensel ve psikomotor gelişim (Yıldız, 2002: 6,7,8).
Verimli işlenen müzik dersleri, öğrencinin kendisini ifade etmesinde,
sosyalleşmesinde, çevreyle uyumunda, sağlıklı düşünebilen birey olarak yetişmesinde,
3
ilgi ve yeteneklerini sergilemesinde, öz güven sahibi olmalarında oldukça etkilidir.
Dolayısıyla kendine güvenen, yeteneklerinin farkında olan, başarabileceğine inanan
öğrencilerin müzik derslerinde daha aktif oldukları, daha yaratıcı düşündükleri
söylenebilir.
Sosyal becerilerin en önemli halkasını oluşturan kendine güven duygusu,
çocuğun kendi öz kavramlarının gelişiminde, yetişkinlerle ve akran grupları ile girdiği
ilişkilerin niteliksel yapısını belirlemede belirleyici rol oynamaktadır (Barış, 2008:30).
Öz yeterlilik kavramı ile ilgili yayınlarda kavram, öz yeterlik algısı, inancı ya da
yargısı olarak ifade edilmektedir. Bu araştırmada öz yeterlilik algısı söylemi
benimsenmiştir.
Öz yeterlilik ilk kez, Bandura’nın Sosyal Öğrenme Kuramı’nda ortaya çıkan bir
değişken olup, bireylerin olası durumlarla başa çıkabilmek için gerekli olan eylemleri
ne kadar iyi yapabileceklerine ilişkin bireysel yargıları ifade eder (Bıkmaz, 2004).
Bandura’nın Sosyal Öğrenme Kuramı’nın önemli değişkenlerinden biri olan öz
yeterlilik kavramı, davranışların oluşmasında etkili olan bir niteliktir ve “bireyin, belirli
bir performansı göstermek için gerekli etkinlikleri organize edip başarılı olarak yapma
kapasitesi hakkında kendine ilişkin yargısı” olarak tanımlanmaktadır (Aşkar ve Umay,
2001:1). Bandura, hiçbir kavrayışın insan davranışını bireylerin belirli amaçları
gerçekleştirme kapasitelerine ilişkin yargılarından (öz yeterlilik algılarından) daha çok
etkileyemediğini savunmaktadır (Aktaran: Stipek, 1998). Öz yeterlilik algısı bireyin
performansını, karşılaştığı güçlüklerle mücadele edişini, yapacağı çalışmaların seçimini
etkileyen önemli bir faktördür. Öz yeterlilik algısı yüksek olan bireyler, bir işi başarmak
için büyük çaba göstermekte, olumsuzluklarla karşılaştıklarında kolayca pes etmemekte,
ısrarlı ve sabırlı davranmaktadırlar.
İlköğretim öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz yeterlik algılarının yüksek
olması, bu öğrencilerin müziğe yönelik ilgi, tutum ve başarılarını da etkileyecektir.
Yapılan araştırmalar öz yeterlilik ile başarı arasındaki ilişkiyi gösterir niteliktedir.
Zimmerman, Bandura ve Martinez-Pons, akademik öz yeterlilik algısının akademik
başarıyı etkilediğini ortaya çıkarmışlardır (Aktaran: Pajares, 1996). Schunk,
öğrencilerin daha başarılı olduklarını algıladıklarında öz yeterlilik algılarının
yükseldiğini, daha fazla çaba harcayarak ya da daha etkili yöntemler kullanarak daha iyi
4
performans göstereceklerine inandıkları sürece de başarısız olsalar bile öz yeterlilik
algılarında her zaman azalma olmadığını belirtmektedir (Pajares and Schunk, 2001).
Öz yeterlilik algıları belirli bir duruma özgüdür ve spesifik (özel, noktasal)
olarak durumlara ve alanlara göre farklılık göstermektedir. Örneğin; öğretmen merkezli
bir sınıfa kıyasla öğrenci merkezli bir sınıfta öğrencinin öz yeterlilik inancı farklılık
gösterir, ayrıca fen alanında öz yeterlilik algısı yüksek olan bir öğrencinin matematik
alanında veya resim alanında öz yeterlilik algısı çok düşük olabilir (Berkant ve Ekici,
2007: 115). Müzik dersi uygulamaları, öğrencilerin müzik dersi başarılarını, dolayısıyla
müziğe yönelik öz yeterlilik algı ve tutumlarını da olumlu yönde etkileyecektir.
Tutumlar öğrenmeyle kazanılan, bireyin davranışlarına yön veren, karar verme
sürecinde yanlılığa neden olan bir olgudur. Tutumlar yaşantı ve deneyimlerle, öğrenme
süreci sonunda oluşur (Tavşancıl, 2006: 65). Bireylerin davranışları gözle görülemez
fakat onun davranışlarına bakılarak bir objeye ilişkin tutumu hakkında fikir sahibi
olunabilir.
Müzik dersleriyle öğrenciye kazandırılacak müziksel bilgi ve becerinin yanında
müziğe yönelik olumlu tutumların geliştirilmesi müzik eğitimi programının temel
hedeflerindendir. Genel müzik eğitiminin temel amacı müziği seven, müziğe ilgi duyan
sanata duyarlı bireylerin yetiştirilmesidir. Bu amacın gerçekleştirilebilmesinde müziğe
yönelik olumlu tutumlar öğrencinin müziğe bakışını, müziği sevmesini, müzik yapma
isteğini ve müzik dersi başarısını doğrudan etkiler.
Müziksel tutumların şekillenmesinde de, eğitimin çok önemli bir yeri vardır.
Müziğe yönelik olumlu tutumların gelişmesi öğrencilerin müziksel davranış ve
becerileri kazanmalarında, müziksel davranış ve becerilerinin gelişmesinde ve buna
bağlı olarak da öz güven oluşumunda etkilidir. İlköğretim sürecinde kazanılan
davranışların öğrencinin ilerideki yaşantısına yön vereceği düşünüldüğünde duyuşsal
kazanımların öğrencinin bilişsel ve devinişsel hedeflere ulaşmalarında destekleyici ve
motive edici bir rol oynar.
İlköğretim II. kademe öğrencilerinin tutumlarının ergenlik döneminde
şekillenmeye
başlaması,
müziğe
ilişkin
tutumların
müzik
eğitimi
yoluyla
geliştirilebilmesi bakımından önem kazanmaktadır. Bu yaşlarda kazanılacak müziğe
ilişkin tutumlar ilk yetişkinlik devresinden sonra da kolay kolay değişmeyecektir
(Kocabaş, 1997: 142). Bu düşüncelerden hareketle ilköğretim ikinci kademe
5
öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algı ve tutumlarının bazı değişkenlere
göre nasıl değişiklik gösterdiği incelenmiştir.
1.2. Araştırmanın Amacı
Bu araştırmanın amacı, ilköğretim ikinci kademede yer alan 6 ve 7.sınıf
öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algı ve tutumlarını değerlendirmektir.
1.3. Araştırmanın Önemi
Bireyin bilişsel, duyuşsal ve devinişsel gelişiminde müzik eğitiminin etkinliği ve
yeri büyüktür. Bireyin eğitimimin sistemli olarak yapılmaya başlandığı ilköğretim
süreci, müzik eğitiminin de başlangıcıdır ve öğrencinin müziksel yaşamının temelini
oluşturur. Bu dönemde sağlıklı ve bilinçli olarak verilen müzik eğitimi öğrencinin
ileriki yaşamında mutlu, kendini ifade edebilen, yeteneklerinin farkında olan öz güveni
gelişmiş ve yaratıcı bireyler olarak yetişmesinde önemli bir etken olacaktır. Bireyin
öğrenim hayatında hassas bir dönem olan ilköğretimde verilen müzik eğitimi bu açıdan
daha önemli ve anlamlıdır.
Bu dönemde müziksel davranışların kazandırılmasında,
öğrenci başarısında, dersin hedeflerine ulaşmasında öğrencinin derse yönelik öz
yeterlilik algısı ve tutumu önemli bir faktördür.
Öğrenme, gelişim, güdü ve öz düzenleme gibi alanlarda oldukça önemli
etkileşimleri bulunan bir duyuşsal özellik olan ve müzik eğitimi alanında uluslararası
alanda henüz çok yeni bir değişken olarak görülen öz yeterlilik kavramı, müzik eğitimi
boyutunda da ele alınması gereken önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır
(Özmenteş ve Özmenteş, 2008: 95).
Bandura'nın, öz yeterlik algısının bireyin; a) etkinliklerinin seçimini, b)
güçlükler karşısındaki sebatını c) çabalarının düzeyini ve d) performansını etkilediği
konusundaki görüşü birçok araştırmaya konu olmaktadır. Araştırma sonuçları
Bandura'yı doğrulamakta, bir durumla ilgili öz yeterlik algısı yüksek olan bireylerin, bir
işi başarmak için büyük çaba gösterdiklerini, olumsuzluklarla karşılaştıklarında kolayca
geri dönmediklerini, ısrarlı ve sabırlı olduklarını göstermektedir. Bu açıdan
6
bakıldığında, öz yeterlik algısı eğitimde üzerinde durulması gereken önemli
özelliklerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır (Aşkar ve Umay, 2001:1).
Bu araştırma;
1. Çeşitli araştırmalarda kullanılabilecek ilköğretim 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin
müzik öz yeterliliklerini ölçmek amacıyla geliştirilen ölçme aracı bakımından,
2. Müzik eğitimi içerisinde ilköğretim öğrencilerinin müzik dersi öz
yeterliliklerinin ve tutumlarının belirlenmesi açısından,
3. Müzik eğitiminde bilişsel ve devinişsel hedeflere ulaşmada önemli bir yer
tutan duyuşsal alan özelliklerinden öz yeterlilik ve tutumun geliştirilmesine yönelik
araştırma sonucunda getirilen öneriler açısından önemli olduğu düşünülmektedir.
1.4. Problem Cümlesi
İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algı
ve tutumları nasıldır?
1.5. Alt Problemler
1. İlköğretim 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları nasıldır?
1.1. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları, okullara (sosyoekonomik çevre) göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
1.2. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları,
cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
1.3. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
6 ve 7. sınıflara göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
1.4. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları,
babalarının eğitim durumuna göre farklılık göstermekte midir?
7
1.5. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları,
annelerinin eğitim durumuna göre farklılık göstermekte midir?
1.6. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları,
ailelerin ortalama aylık gelirine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
1.7. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları,
okul öncesi eğitimi alıp almamalarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
1.8. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları,
ilköğretim 4 ve 5. sınıfta müzik dersine giren öğretmenlere göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?
1.9. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları,
ailelerinde müzikle ilgilenen birey olup olmama durumuna göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?
1.10. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları, okul içi yada dışındaki müzikle ilgili etkinliklere katılıp katılmama durumuna
göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
1.11. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları, blokflüt dışında bir çalgı çalıp çalmamasına göre anlamlı farklılık göstermekte
midir?
1.12. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları, ailelerinin müzikle ilgilenmelerini destekleme durumuna göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?
2. İlköğretim 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin müzik dersine yönelik tutumları
nasıldır?
2.1. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları okullara
(sosyoekonomik çevre) göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
2.2. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları cinsiyete
göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
2.3. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları 6 ve 7.
sınıflara göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
8
2.4. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları
babalarının eğitim durumuna göre farklılık göstermekte midir?
2.5. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları
annelerinin eğitim durumuna göre farklılık göstermekte midir?
2.6. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ailelerinin
ortalama aylık gelirine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
2.7. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları okul
öncesi eğitimi alıp almamalarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
2.8. Araştırmaya katılan ilköğretim 4 ve 5. sınıf öğrencilerin müzik dersine
yönelik tutumlarında müzik dersine giren öğretmenlere göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?
2.9. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ailelerinde
müzikle ilgilenen birey olup olmama durumuna göre anlamlı farklılık göstermekte
midir?
2.10. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları okul içi
ya da dışındaki müzikle ilgili etkinliklere katılıp katılmama durumuna göre anlamlı
farklılık göstermekte midir?
2.11. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları blokflüt
dışında bir çalgı çalıp çalmamasına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
2.12. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları
ailelerinin müzikle ilgilenmelerini destekleme durumuna göre farklılık göstermekte
midir?
2.13. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları müzik
öğretmenlerinin derste blokflüt dışında çalgı kullanıp kullanmamasına göre anlamlı
farklılık göstermekte midir?
3. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
ile müzik dersine ilişkin tutumları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
4. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
ile müzik dersi akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
9
5. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları ile müzik
dersi akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
1.6. Varsayımlar
1. Araştırmaya katılan öğrencilerin, veri toplama araçlarına samimi şekilde
cevap verdiği,
2. Araştırma için seçilen okulların sosyoekonomik (alt-orta-üst) çevreyi temsil
edecek nitelikte olduğu,
3. Araştırmada başvurulan kaynaklardan elde edilen bilgilerin gerçeği yansıttığı,
4. Öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algı ve tutumlarını belirlemek
amacıyla uygulanan müzik dersi öz yeterlilik ölçeği ve müziğe ilişkin tutum ölçeğinin
yeterli olduğu ve geçerliliklerinin ve güvenilirliklerinin tam olduğu varsayılmaktadır.
1.7. Sınırlılıklar
1. Bu araştırma 2008-2009 eğitim-öğretim yılında Kırşehir ilinde bulunan altorta-üst sosyoekonomik düzeyde bulunan üç ilköğretim okulu ile,
2. Bu okullarda öğrenim gören 6 ve 7. sınıf öğrencilerinden ikişer şube ile,
3. Araştırmada kullanılan, müzik dersi öz yeterlilik ölçeği ve müziğe ilişkin
tutum ölçeği ile sınırlandırılmıştır.
1.8. Tanımlar
Müzik Eğitimi: Bireye, kendi yaşantısı yoluyla amaçlı olarak belirli müziksel
davranışlar kazandırma, bireyin müziksel davranışında kendi yaşantısı yoluyla amaçlı
olarak belirli değişiklikler oluşturma ya da bireyin müziksel davranışını kendi yaşantısı
yoluyla amaçlı olarak değiştirme ve ya geliştirme sürecidir (Uçan, 2005:30).
10
Öz Yeterlilik Algısı: Bireyin karşılaşmış olduğu güçlüklerde nasıl başarılı
olabileceğine ilişkin kendisi hakkındaki inancıdır (Korkmaz, 2009:229).
Tutum: Belirli nesne, durum, kurum, kavram yada diğer insanlara karşı
öğrenilmiş, olumlu ya da olumsuz tepkide bulunma eğilimidir (Tezbaşaran, 1996:1).
Tutum Ölçeği: Tutumları ölçmek için kullanılan ölçeklerdir.
1.9. Kısaltma ve Semboller
MEB : Milli Eğitim Bakanlığı
TDK
: Türk Dil Kurumu
İÖO
: İlköğretim Okulu
f
: Frekans
%
: Yüzde
X
: Aritmetik Ortalama
p
: Anlamlılık Düzeyi
S
: Standart Sapma
sd
: Serbestlik Derecesi
t
: t Değeri (T testi için)
F
: F Değeri (Anova için)
BÖLÜM II
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
2.1. Eğitim
Eğitim insanlığın doğuşundan beri daima olagelmiştir; günümüzde de uygarlık
düzeyi ne olursa olsun her toplumda süregelmektedir. Okul saatleri dışında, birey sosyal
ve doğal çevre ile etkileşim hâlindedir. O hâlde “eğitim” okula gelmeden önce ailede,
çevrede ve okul sırasında da okula paralel olarak çevrede ayrıca sürmektedir. Eğitim,
bireyin tüm yaşantısı boyunca sürmekte ve okul dışında ve içinde yaşam boyu edindiği
deneyimlerin bütününü kapsamaktadır (Varış, Gürkan, Gözütok, Pektaş, Gürbüztürk ve
Babadoğan, 1994: 8).
Eğitimin bugüne kadar birçok tanımı yapılmıştır. Bunlardan bazılarına
değinecek olursak;
Eğitim genel anlamda bireyde davranış değiştirme sürecidir. Bireylerin
davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme
sürecidir (Demirel, 2001: 42).
Sönmez (2005) eğitimi fiziksel uyarımlar sonucu, beyinde istendik biyokimyasal değişiklikler oluşturma süreci şeklinde tanımlamıştır (s. 2).
Yukarıdaki tanımların ortak özelliği olarak eğitim; bireyin davranış biçimlerini
amaçlı olarak geliştirdiği süreçlerin tümüdür, diyebiliriz. Bu bağlamda öğretim
kavramına baktığımızda şu tanımlarla karşılaşmaktayız:
12
Öğretim, öğrenmenin gerçekleşmesi ve bireyde istenen davranışların gelişmesi
için uygulanan süreçlerin tümüdür (Varış ve diğerleri, 1994: 13).
Bireyin yaşamı boyunca süren eğitiminin bir kısmı okulda ya da sınıf ortamında
planlı ve programlı bir biçimde yürütülmektedir. Bu kesite öğretim denmektedir. Eğitim
yalnızca sınıf ortamında yapılan öğretime göre daha geniş kapsamlıdır. Eğitim,
öğrenmenin oluştuğu her durum için söz konusudur. Eğitimde bilgi dâhil, her türlü
tecrübe üzerinde durulur. Bu tecrübeler eğitsel olabilir ya da olmayabilir. Öğretim ise
güdümlüdür, planlıdır, programlı ve desteklidir (Küçükahmet, 1992:1).
Çağdaş eğitimin temel işlevi (fonksiyonu), çağdaş yaşamın gerektirdiği çağdaş
bireyler ve giderek onlardan oluşan çağdaş toplumlar yetiştirmektir. Çağdaş insan/
çağdaş birey/ çağdaş toplum, bilimsel, sanatsal ve teknik olmak üzere üç tür bilgi,
beceri, görüş ve anlayışa gereksinim duyar. Gördüğü eğitimde bu alanların birinin
yokluğu ya da eksikliği durumunda, bireyin, çağdaş yaşam koşullarına uyum sağlaması
pek kolay olmaz. Bu yüzdendir ki, çağdaş eğitimde bilim, sanat ve teknik birbirlerini
tamamlayan ya da bütünleyen ögeler olarak ele alınmaya, bireyin eğitimi bu üç genel
konu alanına temellendirilmeye ve bu çerçevede gerçekleştirilmeye çalışılır. Bu
bakımdan çağdaş eğitim, bilim eğitimi, sanat eğitimi ve teknik eğitiminin bir bileşkesi
olarak da görülebilir (Uçan, 2005: 40).
2.2. Sanat ve Sanat Eğitimi
Genel olarak sanat, insanların, doğa karşısındaki duygu ve düşüncelerini çizgi,
renk, biçim, ses, söz ve ritim gibi araçlarla güzel ve etkili bir biçimde, kişisel bir uslupla
ifade etme çabasından doğan ruhsal bir faaliyettir (Aytaç, 1981’ten aktaran Artut,
2002:19).
İnsan düşüncesinin en doğal, en kuvvetli gereksinimi eşya ve olaylara estetik bir
düzen verme çabasıdır. Karışıklık, düzensizlik insan düşüncesini ilgili sorunların
çözümüne yönelik arayışlar içine sokar. Düzen-kompozisyon ise insanın kendi varlığını
anlamasının ön koşuludur. Bu bakımdan sanat, bir düzenleme, bir sezgi olayıdır. Ayrıca
içten ve dıştan gelen her türlü baskının, etkinin (toplumsal-ruhsal) en iyi yol ile ortaya
çıkardığı, estetik niteliklere sahip özgün bir üründür (Artut, 2002: 19).
13
Sanatın, sanatçının ve güzel sanatların toplum hayatındaki önemini ulu
önderimiz M. Kemal Atatürk’ün “Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve çabalardan sonra
alnında ışığı ilk hisseden insandır.”, “Müzik zevkini hesaba katmadan bir ulusu
yetiştirmek mümkün değildir.”, “Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü müzikte değişikliği
alabilmesi ve kavrayabilmesidir.” sözlerinde görmekteyiz.
XX. yüzyılın başından bu yana sanat eğitimi kavramı genel anlamda, güzel
sanatların tüm alanlarını ve biçimlerini içine alan, okul içi ve okul dışı yaratıcı sanatsal
eğitimi tanımlamaktadır. Dar anlamda ise okullardaki ilgili bölüm ve sınıflarda bu alana
ilişkin olarak verilen dersleri kapsar (San, 1983’ten aktaran Artut, 2002: 97).
Sanat eğitimi, bireyin tüm ruhsal ve bedensel eğitimi bütünlüğü içinde estetik
kaygı, düşünce ve görüşlerinin geliştirilmesi yetenek ve yaratıcılık gücünün
olgunlaştırılmasını, sanatsal değerlere hoşgörü ile yaklaşma çabasını esas alır. Çağdaş
sanat eğitimi herkes için gereklidir, bireyin yaratıcı güç ve birikimlerini açığa çıkararak
estetik kaygı ve düşünce potasında gelişmelerini esas alır (Artut, 2002:98).
Sanat eğitimi temelde, sanatsal etkinlik ve etkileşimler yoluyla bireyin yaratma
güdüsünü doyurmaya, estetik gereksinimlerini karşılamaya, beğeni duygusunu
geliştirmeye ve içinde yaşadığı gerçekliğe daha duyarlı olmasını sağlamaya yöneliktir.
Bu bakımdan sanat eğitimi, bireyin bilişsel ve devinişsel yönlerinin yanında, özellikle
duyuşsal yönünün gelişmesinde çok önemli rol oynar (Uçan, 2005: 40).
Erbay’a göre (1997) sanat eğitimi ile öğrencilerin hayatın fonksiyonları içine
sosyal katılımları amaçlanmaktadır. Gerçekçi bir okul sistemi ya da akademik eğitim,
bilim ve sanatın iş birliğine dayandırılmalıdır. Sanatın da, bilimin de amacı; yaşama
hizmet etmek ve yeniyi keşfetmektir. Sanata ve duyguların eğitimine önem veren okul
ya da eğitim sistemlerinde, duygular eğitilirken, zihinsel yeteneklerin, düşüncenin,
zekânın da geliştiği gözlenmektedir. Sanat; duygu ve düşünce arasındaki iç içe geçmiş
bağlantıyı vurgularken, öğrenme ve gelişim sürecinin de etkin bir yardımcısıdır (Şahan,
2004: 12).
Bu tanıma dayanarak sanat eğitiminin en önemli dallarından biri olan müzik
sanatı bireylerin duyuşsal ve sosyal gelişimlerinde, ilgi, tutum, isteklilik yaratıcılık gibi
konularda üretken ve kendini ifade edebilen bireyler olarak yetişmelerinde önemli
katkılar sağladığını söyleyebiliriz.
14
Uçan’a göre sanat eğitimi, bireye kendi yaşantısı yoluyla amaçlı olarak belirli
sanatsal davranışlar kazandırma ya da bireyin sanatsal davranışlarında kendi yaşantısı
yoluyla amaçlı olarak belirli değişiklikler oluşturma sürecidir (Uçan, 1996: 183).
Sanat eğitiminin en önemli dallarından biri de müzik eğitimidir.
Müzik eğitimi daha çok sessel ve işitsel nitelikli bir sanat eğitimi olarak güzel
sanatlar eğitiminin en önemli dallarından birini oluşturur (Uçan, 2005:14).
2.3. Müzik, Müzik Eğitimi, Müzik Öğretimi
Müzik duygu, düşünce, tasarım ve izlenimleri, belirli bir amaç ve yöntemle,
belirli bir güzellik anlayışına göre birleştirilmiş seslerle işleyip anlatan estetik bir
bütündür (Uçan, 2005:10).
Duygu düşünce ve tek sesli veya çok sesli olarak anlatma sanatı ve bu biçimde
düzenlenmiş seslerden oluşan eserlerin okunması veya çalınmasıdır (TDK, 1998:1621).
Müzik kısaca, besteleme, icra etme ve dinleme çalışmalarından oluşan etkin bir
konudur. Bütün çocuklar ve bütün öğretmenler içindir, eğlencelidir (Mills, 1991: 3).
Yalın ve özlü anlamıyla müzik eğitimi bireye kendi yaşantısı yoluyla amaçlı
olarak belirli müziksel davranışlar kazandırma, bireyin müziksel davranışında kendi
yaşantısı yoluyla amaçlı olarak belirli değişiklikler oluşturma ya da bireyin müziksel
davranışını kendi yaşantısı yoluyla amaçlı olarak değiştirme ve geliştirme sürecidir
(Uçan, 2005:30).
Bu süreçte daha çok, eğitim gören bireyin kendi müziksel yaşantısı temel alınır,
bu temelden yola çıkılarak belirli amaçlar doğrultusunda planlı, düzenli ve yöntemli bir
yol izlenir ve bu yolla belirli hedeflere erişilir. Müzik eğitimi yoluyla, birey ile çevresi
özellikle müziksel çevresi arasındaki iletişim ve etkileşimin daha sağlıklı, daha düzenli,
daha etkili ve daha verimli olması beklenir (Uçan, 2005:14).
Uçan (1996) müzik öğretimini belli bir amaç doğrultusunda müziksel öğretme
ve öğrenmeyi planlama, başlatma, yönlendirme, kolaylaştırma, gerçekleştirme ve
denetleme süreci olarak tanımlamıştır (s.116).
15
Yıldız (2002) ise, müzik öğretimini içsel bir süreç ve ürün olan müziksel
öğrenmeleri destekleyen ve sağlayan dışsal olayların planlanması, uygulanması ve
değerlendirilmesi sürecidir, şeklinde tanımlamıştır (s.14).
Uçan’a (2005) göre müzik eğitimi temelde, genel, özengen (amatör) ve mesleki
(profesyonel) olmak üzere üç ana amaca yönelik olarak düzenlenip gerçekleştirilir (s.
36,37).
1. Genel müzik eğitimi: İş-meslek, okul, bölüm, kol-dal program türü ne
olursa olsun, ayrım gözetmeksizin, her düzeyde, her aşamada, her yaşta herkese yönelik
olup, sağlıklı ve dengeli bir insanca yaşam için gerekli asgari ortak-genel müzik
kültürünü kazandırmayı amaçlar.
2. Özengen müzik eğitimi: Müziğe ya da müziğin belli bir dalına amatörce
ilgili, istekli ve yatkın olanlara yönelik olup, etkin bir müziksel katılım, zevk ve doyum
sağlamak ve bunu olabildiğince, sürdürüp geliştirme için gerekli müziksel davranışlar
kazandırmayı amaçlar.
3. Mesleki müzik eğitimi: Müzik alanının bütününü, bir kolunu/dalını meslek
olarak seçen müziğe belli düzeyde yetenekli kişilere yönelik olup, dalın, işin ya da
mesleğin gerektirdiği (müziksel) davranışları ve birikimi kazandırmayı amaçlar.
İlköğretim döneminde verilen genel müzik eğitimi, çocuğa müziksel
davranışların kazandırıldığı müziksel öğrenmelerin temelinin oluşturulduğu bir süreçtir.
Çocuğun müziksel davranışlarının şekillendiği bu süreçte müzik eğitiminin çocuk
gelişimine istenen katkıyı sağlayabilmesi bu sürecin doğru ve etkili kullanılması ile
mümkündür. Dolayısıyla bu dönemdeki müzik eğitimi daha farklı bir önem kazanarak
üzerinde hassasiyetle durulmasını gerektirir.
Bu bölümde genel müzik eğitiminin Cumhuriyet’in ilanından günümüze kadar
gelen sürecine değinmekte fayda görüyoruz.
2.3.1. Cumhuriyetten Günümüze Genel Müzik Eğitimi Süreci
Türkiye’de Cumhuriyetin ilk altmış yılı içinde genel örgün müzik eğitimi temel
eğitim öncesinde, temel eğitimde, orta eğitimde ve yüksek eğitimde olmak üzere dört
kademede yer almıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak, genel müzik eğitimi
16
tüm
anaokulu
programlarında
eğitim
ve
etkinliklerinde,
giderek
ortaöğretim
tüm
temel
eğitim
kurumlarının
(ilkokul-ortaokul)
(liselerin)
birçoğunun
programlarında yer alacak biçimde genelleştirilip yaygınlaştırılmaya çalışılmıştır (Uçan,
2005: 50).
Temel eğitimde, 1948 yılına kadar sadece kent ilkokul programlarında yer alan
müzik dersi, 1948’den itibaren köy ilkokul programlarında da yer almaya başlamıştır.
Müzik eğitimi açısından kent ile köy ilkokul programları arasındaki farklılık böylece,
1948 programı ile giderilmeye çalışılmıştır. Temel eğitimin ikinci kademesini oluşturan
ortaokullarında müzik dersi Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren zorunlu bir ders olarak
yer almaktadır. 1974 yılından bu yana uygulanan ortaokul programında, zorunlu müzik
dersine ek olarak, Koro, Çalgı ve Çalgı Toplulukları adıyla seçmeli derslere de yer
verilmektedir (Uçan, 2005: 51).
1939’da toplanan Milli Eğitim Şurasında alınan kararla ki bu karar 1949 Orta
Öğretim Programı’na yansımıştır. Ders dışı zamanlarda öğretmen tarafından serbest
çalışma adı altında öğrenciye plak ve radyoda kıymetli sanat eserleri dinletilmesi ve
ayrıca öğretmen tarafından öğrenciye anlayabileceği dilden kısa izahat verilmesi
şeklinde ilk defa müzik dersinin de ders dışı faaliyetler arasında yerini aldığını
görmekteyiz (Barış ve Ece, 2007:7).
1970’li yıllarda eğitim müziğimize blokflütün girmesiyle VII. Milli Eğitim
Şurası’nda ele alınan kararla lise müfredat programlarının yeniden düzenlenmesi
gerektiği ve 1971 Orta Dereceli Okullar Müzik Programı’na uygun olarak bir müzik
kitabı oluşturulması kararı alındı (Barış ve Ece, 2007:8).
Müzik eğitiminin bireyin bilişsel, duyuşsal ve devinişsel gelişiminde bireyi
doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen bir dizi işlevleri bulunmaktadır. Şimdi bu
işlevlerin temel niteliğine değinelim.
2.4. Müziğin İnsan Yaşamındaki İşlevleri
a. Bireysel işlevi: Bireyin sağlıklı, dengeli, doyumlu, başarılı, duyarlı-uyarlı ve
mutlu olabilmesi, kendine özgü bir kimlik ve kişilik geliştirebilmesi; belirli bir etkinlik,
yeterlik ve yetkinlik düzeyine erişebilmesi için (bireyin) davranışları veya davranışsal
17
yapıları üzerinde belirli izler bırakan müzikoestetik ya da müzikoartistik etkime ve
tepkime biçimleri ile bireysel durum, eylem ve etkinlikleri kapsar (Uçan,1996:24-25).
Müzik, bireyin duygu ve düşünce dünyasına hareket getirir. Bireyin kendini
tanımasına, kanıtlamasına, duygularını inceltmesi ve yüceltmesine, düşündürmesi ve
duygulandırmasına olanaklar açar (Say, 2008:17).
b.Toplumsal işlevi: Birey ile topluluk ve toplum, toplumsal kesimler ve
toplumlar arasında iletişim-etkileşme, anlaşma, dayanışma, birleşme ve bütünleşme
sağlanmasında müziğin gördüğü/yaptığı iş, oynadığı rol, sağladığı anlamlı destek ve
yararı içeren tüm toplumsal ilişki, yapı, düzenleme ve etkinlikleri kapsar (Uçan,
1996:26).
Toplumsal işlevleri açısından müziğin başta gelen bir yönü, bireyler arasında
bağ kurulmasında rol oynaması, ortak duygu ve düşüncelerin oluşmasını sağlamasıdır
(Say, 2008:17).
c. Kültürel işlevi: Bireysel-toplumsal kültürü ve kültürel özellikleri oluşturma,
geliştirme, çeşitlendirme, zenginleştirme, koruma-taşıma, paylaşma ve kuşaktan kuşağa
aktarmada; bireysel-toplumsal kültürler arası ilişkileri güçlendirme, pekiştirme,
çeşitlendirme ve zenginleştirmede; kültürel kimliği ve kişiliği oluşturma, koruma ve
geliştirmede müziğin gördüğü / yaptığı iş, oynadığı rol, sağladığı anlamlı destek ve
yararı içeren tüm kültürel ilişki, yapı, düzenleme, birikim ve etkinlikleri kapsar (Uçan,
1996:27).
Müzik, özünde kültürel bir olgudur. Bu nedenle kültürün mayalanması ve
gelişmesini doğrudan etkiler, geçmiş ile gelecek arasında bağ kurar; kültürün hem
nedeni hem de sonucu olan insanın ortak değerlerini dile getirir (Say, 2008:17-18).
d. Ekonomik işlevi: Bireylerin ve toplumun müziksel gereksinimlerinin
karşılanması için geçim, iş, çalışma, meslek, hizmet, üretim-tüketim alanı olarak
müziğin gördüğü / yaptığı iş, oynadığı rol, sağladığı anlamlı destek ve yararı içeren tüm
ekonomik ilişki, yapı, düzenleme ve etkinlikleri kapsar (Uçan, 1996: 29).
18
e. Eğitimsel işlevi: Müziğin bireysel, toplumsal, kültürel ve ekonomik
işlevlerinin düzenli, sağlıklı, tutarlı, etkili, verimli ve yararlı bir biçimde
gerçekleşmesini ve gelişmesini sağlayıcı tüm müziksel öğrenme-öğretme etkinliklerini,
bu etkinliklere ilişkin planlama, düzenleme ve örgütlenmeleri ve bütün bunlara ilişkin
yapı ve işleyişleri kapsar (Uçan,1996:30).
2.5. Çocukta Müziksel Gelişim
Her insan gibi ilköğretim çağı çocuğu da kendi sesiyle birlikte doğar, kendi
sesiyle birlikte yaşar, kendi sesiyle birlikte gelişir. Çocuğun yaşamı seslerle örülüdür.
Çocuk kendine özgü bir ses evreni içinde yaşar. Çocuk, bu ses evrenine, doğası gereği,
kendi ses organı ve ondan ürettiği kendi sesiyle katılır. Her çocuğun sesi kendine
özgüdür ve kendini ifade etme gerecidir (Uçan, Yıldız ve Bayraktar, 1999:7).
Çocuğun müziksel özellikleri, genellikle çocukluk döneminin ilk yıllarından
itibaren kendini belli etmeye başlar. Bu olgu, çocukta müziksel oluşum, gelişim,
değişim ve biçimlenimin erkenden başladığını gösterir. (Uçan, 1996: 15-16)
Çocukların yaklaşık yarısında daha 2-6 yaşları arasında görülmeye başlayan özel
müziksel kımıldanmalar, hızlı bir gelişim içinde biçimlenen bireysel müzik yetenekleri
olarak ilk en yüksek noktasına 10 ve 11. yaşlarında erişir. Öteki çocuklar ise müziksel
eğitim ve özelliklerini genellikle ergenlik döneminde belli ederler. Çocukların 9 ila 12
yaşları arasını içine alan dönem, müzik davranış bilimcileri ve eğitimcilerince, müziksel
güçlerin biçimlendirilmesi açısından çok önemli bir dönem olarak görülür. Bu durum,
bu aşamadaki müzik eğitimine özel bir önem kazandırır (Uçan, 1996: 15-16).
Çocukların müziksel gelişimi, 12 ve 13. yaşlara kadar oldukça kolay ve sağlıklı
izlenebilir. Çünkü bu yaşlara kadar olan dönemdeki müziksel gelişiminde, bireysel
farklılıklardan çok, bireyler arası benzerlikler ağır basar. Bununla bağlantılı olarak, bu
dönemdeki müzik eğitimi, genellikle, bireysel farklılıklar üzerine kurulur (Uçan, 1996:
15-16).
Yıldız’a (2002) göre çocuğun müziksel gelişimi de evrensel gelişim ilkelerinden
bağımsız düşünülemez. Müziksel gelişim, genel gelişim özelliklerine göre biçimlenir ve
ilerler (s. 3-4).
19
- Çocuğun müziksel gelişimi, kalıtım ve çevre etkileşiminin bir ürünüdür.
- Çocuğun müziksel gelişimi, süreklidir ve farklı aşamalarda farklı şekillerde
birbirini bütünleyerek gerçekleşir.
- Çocuğun müziksel gelişimi, çeşitli dönemlerde farklılıklar göstererek nöbetleşe
devam eder.
- Çocuğun müziksel gelişimi, genelden özele, içten dışa, somuttan soyuta,
basitten karmaşığa doğru ilerler.
- Çocuğun müziksel gelişiminde kritik dönemler vardır. Çocuklar, bazı gelişim
dönemlerinde ve yaşlarda farklı müziksel öğrenmelere veya müziksel davranışlara daha
eğilimli, daha duyarlı olabilirler.
- Çocuğun müziksel gelişimi, genel gelişimiyle bir bütündür.
- Çocuğun müziksel gelişiminde bireysel farklılıklar vardır. Her çocuğun kalıtsal
özellikleri ve etkileşimde bulunduğu çevrenin farklılıkları müziksel gelişimini de etkiler
ve farklı kılar.
2.6. Çocukta Bilişsel Gelişim Süreçleri
Araştırmanın çalışma grubunun içinde bulunduğu zihinsel gelişim dönemleri ele
alındığında Piaget’den bahsetmek yerinde olacaktır.
2.6.1. Piaget’nin Bilişsel Gelişim Kuramı
İnsanın bilgi ve becerileri, zihinsel yeteneği doğuştan itibaren sürekli olarak
gelişir ve değişir. Çocuğun belirli bir yaşta, belirli bir eğitime tabi tutulması sırasında
cevaplanması gereken ilk soru, onun amaçlanan eğitimi almaya elverişli gelişim
düzeyinde olup olmadığıdır. Amaçlanan eğitim, geliştirilecek davranışlar açısından
çocuğun yeteneklerinin üzerindeyse, çocuk başarısız olacaktır. Belirli bir yaş
düzeyindeki çocuğun yetenekleri biliniyorsa, eğitimin hedefleri, içerik ve yöntem
çocuğun düzeyine uygun olarak belirlenebilir (F. Kaptan, 1999: 75).
20
Piaget, insan zekâsının incelenmesinde atılacak ilk adımın kişinin çevre (dış
dünya) konusunda bilgi edinme sürecini, dış gerçeği anlama çabasını incelemek
olduğuna karar vermiştir. Böylece Piaget, biyoloji ile epistemolojiyi (bilgi kuramı) bir
noktada birleştirmiş olmaktadır. Çocuğun dış gerçeği kavraması sürecini irdelemekle işe
başlayan Piaget, insanların edindiği bilgileri anlaşılmasının, o bilginin çocukluktan
başlayarak, yani kendi evrimi içinde incelenmesi ile mümkün olabileceğini
düşünmektedir. Piaget’in bu sorun üzerindeki araştırmaları 30 yıl kadar sürmüştür (Ak
Mert, 2007:3).
Piaget bilgiyi yapılandırmada, mantık kurallarına uygun düşünmenin önemini
vurgular ve dil gelişimi ile ilişkisine işaret eder. Piaget’e göre dil düşüncenin üzerinde
bir örtüdür. Düşünce geliştiği zaman, dil kendiliğinden gelişir (Ülgen, 2001: 92).
Piaget’in belirttiği, çocukta bilişsel gelişim yaşa göre dört döneme ayrılmıştır.
Bunlar ;
1. Duyusal-motor dönem (0-2 yaş),
2. İşlem (operasyon) öncesi dönem (2-7 yaş),
3. Somut işlemler dönemi (7-12 yaş),
4. Soyut işlemler dönemi (12 yaş ve üzeri) dir.
İlköğretim
öğrencisinin,
7-14
yaş
arası,
gelişim
döneminde
olduğu
düşünüldüğünde, Piaget’in zihinsel gelişim evreleri modeline göre ilköğretim okulu 1-5.
sınıf öğrencileri somut işlemler döneminde, 6-8. sınıf öğrencileri ise soyut işlemler
döneminde bulunmaktadır. Bilişsel gelişimin sadece yaş ile sınırlı olduğunu
algılamamak gerekir. Çünkü sözü edilen bilişsel gelişim dönemleri farklı kültür
ortamlarında farklı yaşlarda görülebilmektedir. O nedenle çocuğun yaşına bakarak
hangi dönemde olduğunu kestirmek mümkün olmayabilir. Piaget her bir dönemin
yaklaşık olarak hangi yaşlarda ortaya çıktığını belirtmiştir (Selçuk, 2005: 85).
Araştırmanın örnekleminde yer alan öğrenciler soyut işlemler döneminde
bulunmaktadır. Fakat 6. sınıf somut işlemler döneminden soyut işlemler dönemine geçiş
dönemi olduğu için öğrenciler arasında somut işlemler döneminde bulunanlar da
olabilmektedir. Bu yüzden sadece bu iki dönem ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.
21
Somut İşlemler Dönemi (7-12 yaş): İlkokul yıllarındaki çocuklar, bilişsel
yeterlikler bakımından çok hızlı değişme gösterirler. İlkokul dönemindeki çocukların
düşüncesi, okul öncesi çocukların düşüncesinden çok farklıdır. Artık tersine çevirebilme
kavramını kazandıklarından korunum ilkesi ile ilgili bir sorunları da yoktur. Bu
dönemde çocuk olayların neden-sonuç ilişkisini kavrayabilir. Basit önermeleri
kavrayabilir, fakat kendi başına düşünme zinciri oluşturamaz, problemleri çözmede
zorlanır ve kendi öz eleştirisini yapamaz (Senemoğlu, 2005: 46-47; Temizyürek, 2003:
54).
Bu dönemde çocuk benmerkezcilikten kurtulur ve Piaget’in dağılma dediği bir
olay gerçekleşir. Çocuk başkalarının da kendilerine göre düşüncelerinin olabileceğini
anlamaya başlar (Bacanlı, 2002: 67).
Soyut İşlemler Dönemi (12 yaş ve üzeri): 11 yaşının sonlarında başlayan bu
dönem ergenlik çağı boyunca sürüp gidecektir. Bu çağın zihinsel gelişiminde Piaget’nin
açık seçik görebildiği niteliklerin başında, yüksek düzeyde bir dengelenmeye ulaşmış
olmak vardır. Bu çağda düşünce etken ve esnektir; bireyin karmaşık problemlerin
üstesinden gelmesi bundandır. Düşüncesi somuta sıkı sıkıya bağlı olan çocuk zihni,
artık gerilerde kalmıştır. Dış dünyada görülen değişim ve dönüşümler, çocuğun iç
dünyasını artık altüst edememektedir, çünkü onda, bu dinamizmi içsel olarak
dengeleme, zihinsel olarak karşılama yetenekleri gelişmiştir (Günçe, 1973: 143).
Somut işlemler dönemindeki çocuklarla soyut işlemler dönemindeki ergenler
arasındaki temel fark, ergenlerin bir olayın çok değişik yönlerini görebilmeleri ve
bilgiyi soyut olarak üretebilmeleridir (Senemoğlu, 2005: 50).
2.7. Genel Müzik Eğitiminin Çocuğun Gelişiminde Yeri ve Önemi
Müzik insanın yaşamında vazgeçilmez bir olgudur. Çocuğun doğal çevresinde
etkileştiği bir boyuttur. Oyun içinde söylediği tekerleme, şarkı, türkü, televizyonda
radyoda dinleyip duyduğu müzikler gibi. İlköğretim okullarında müzik genellikle araç
olarak kullanılır. Bu, müziğin değişik yönlerini, kendinin ve arkadaşlarının
22
davranışlarını, yerel, ulusal ve uluslar arası toplulukları, çocuğun anlamasını sağlayan
bir araçtır (Çilden, 2001:3).
Ayrıca müzik, okul ve toplum çevresine nitelikli yaşam için katkıda bulunur,
daha çok çalışmaya yönelterek günü yaşanabilir ve ilginç yapar, gelecek için
hazırlanmalarına yardımcı olur, hobidir, düşünme becerilerini ilerletmede üst düzey
davranışlar içerir, hayal etme ve yaratmaya yol gösterir, deneyim ve yaratıcılığa katkıda
bulunur, yaşamı zenginleştirir, geçmiş ve şimdiki kültürler gibi kendi kültürel
zenginliklerimizi anlamayı sağlar, duyarlılığı geliştirir, takım çalışması ve uyumu teşvik
eder, farklı öğrenme modelleri sağlar ve müzik insanlar için dışavurumsal bir terapidir.
Yine müzik eğitimi büyük ve küçük kas uyumunu sağlar, benlik değerlerine katkıda
bulunur, disiplin ve kendini bir şeye adamayı arttırır. Müzik yapmak ve bestelemek
doyurucu ve ödüllendirici etkinliklerdir. Okul programlarında diğer alanlarda zorluk
çeken öğrencileri başarıya hazırlar (Aktaran: Kocabaş ve Selçioğlu, 2006)
Müzik eğitimi, çocuğun ruhsal yapısında heyecanlı ve aşırı duygusallık
ortamında daha sakin bir ortama yönelmesine yardımcı olur. Ayrıca güvensizlik,
saldırganlık, gerilim ve korku gibi davranışlarda, güçlüklerin yenilmesi konusunda
önemli bir etkendir. Bu eğitim, kişilik gelişmesinde çocuğun davranışlarını etkiler,
dikkati yoğunlaştırır ve gözlem yeteneğini güçlendirir (Akkaş, 1999: 257).
Milli Eğitim Temel Kanunu, “Çocuklar bilgi, beceri ve yetenekleri
doğrultusunda eğitilmelidir.” görüşünü vurgulamaktadır. Ancak eğitim sistemimiz her
öğretim düzeyinde sayısal ve sözel gibi iki ana yetenek alanında sıkışıp kalmıştır.
Yetenek bireye ne yapabileceğini gösterdiği için, bireyler tüm yetenek alanlarında
tanındığı takdirde onların ne yapabilecekleri kestirilebilir. Sınırlı bir sayısal-sözel
yetenek anlayışı bireylerin niteliklerini bütünsel olarak ortaya koyamaz (Aktaran:
Çilden, 2001: 2).
Müziğin toplumsal ve kültürel önemi ile etkileme işlevi de ancak eğitsel müzik
öğretimiyle okulda yönlendirilebilir. Okulda edinilen değerler, iyi ve kötü yönleriyle
giderek ailede ve toplumda yaşanılır olmaya başlar. Bu müzik için de doğrudur.
Öğrenciye okulda kazandırılan müzikler, müzik anlayışı ve beğenisi, gitgide ailede ve
toplumda da yerleşecek, bütün toplumun insanlarınca yaşanılır olacaktır. Bu bakımdan,
eğitsel müzik öğretimi, bir toplumun müzik yaşamının ve müzik geleceğinin temelidir
(Yönetken, Fenmen, Menuhin, Lobos, Sun, Uçan, Bayraktar ve Aydoğan, 1996:88).
23
Toplumdaki başarı, okuldaki başarıların uzun süreli yansımasıdır. Müzik eğitimi
ile kazanılan beceriler (dinleme, yaratma, paylaşma, birlikte çalışma, deneme-yanılma
yolu ile öğrenme, motivasyonu sağlama vb.) diğer alanlarda da başarının ön koşuludur.
Okulda ve toplumda başarı birçok becerinin bir arada bulunması ile ilişkilidir. Zihinsel
gelişim, bu becerilerin kazanılmasında ön koşuldur. Özellikle, nörolojik alanda yapılan
araştırmalar, müzik eğitiminin çocukların zihinsel gelişime katkısı önemlidir (Karakelle,
2007: 35).
Çocuk başka şeylerin yanı sıra, güvenlik hissi, grup içinde yer edinebilme, bir
etkinlikte yer alabilme ve kendini sorunlarıyla yüzleşme ve başarılı olmaya gereksinim
duyar. İyi hazırlanmış bir müzik eğitimi programıyla çocuk; yaşamın zevkini ve
anlamını, sınıf içinde, toplumda, dünyada yaşamayı anlayabilir. Ulusal ve dünya tarihini
anlamlı kılabilir. Bilim, sanat, sosyal bilimler, sağlık, din gibi alanlara ilgiyi geliştirip
bilgilendirilebilir. Yaratıcılığı, değişik tür ve aktivite düşünceleri geliştirilebilir ve
davranışlarında olumlu gelişmeler sağlanabilir (Çilden, 2001: 4).
Koro veya çalgı toplulukları ile toplu müzik yapmak, öğrencilerin birbirini daha
iyi tanımasını, iletişim kurmasını, hoşgörülü olmasını kolaylaştırır ve güçlükler
karşısında birbirlerine yardımcı olmayı öğretir. Toplu müzik yapmak, öğrenciye
konsantre olma ve düşünme yeteneğini geliştirme olanağı tanır. Onun tüm duygularını,
vücudu, aklı ve ruhu ile birlikte harekete geçirir. Tüm bunların yanında serbest
saatlerini değerlendirmeyi öğretir (Özgür, 1999: 236, 237).
Erken müzik eğitiminin, çocuklarda yaratıcığı artırdığı ve problemlere değişik
çözümler bulmada yardımcı faktörler, müziğin hazırlanış ve sunuş aşamasında
mükemmeliyetçiliği gerektirmektedir. Bu özelliğin alışkanlık haline getirilmesi ve
eğitimi boyunca çocuklarımıza müzik aracılığı ile kazandırılması sonucunda, her
konuda ve her alanda başarı kaçınılmaz bir sonuçtur (Karakelle, 2007: 35).
Müziği, sanatı sevmeyen insan, genel insanlık formasyonu bakımından eksik
insandır. Bu açıdan okul müziğinin toplumsal önemi büyüktür. Okulda estetik ve artistik
eğitimin en güçlü aracı müzik dersidir (Yönetken ve diğerleri, 1996:71).
Müzikle ilgilenen çocukların anlatım güçlerinin geliştiği, iş yapma alışkanlığı ve
sorumluluk duygularının önemli ölçüde arttığı, yaratıcı yeteneklerinin yükseldiği ve
çocukların kendilerine olan öz güvenlerinin gelişme içinde olduğu görülmüştür
(Çilingir, 1990’ten aktaran: Barış, 2008: 30).
24
2.8. İlköğretimde Müzik Öğretiminin Boyutları
İlköğretimde müzik öğretiminin boyutları Yıldız (2002)’ a göre ses eğitimi, çalgı
eğitimi, müziksel işitme eğitimi, müziksel beğeni eğitimi ve kuramsal bilgilerin eğitimi
şeklinde ele alınabilir (s. 19, 28, 39, 42, 44).
Ses Eğitimi: Gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun bugün okullarda müzik yapılan
araçların en başında insan sesi yer almaktadır. Bu insan sesinin, müzik yapmaya
yarayan araçlara oranla, daha doğal, daha pratik, daha ucuz, belli bir düzeye kadar
eğitiminin daha kolay, dil ile birleşerek daha etkin, bu etkinliği ile bir toplumun
temellerine kadar inebilecek nitelikte olması, çok sayıda insan topluluklarına müzik
yapabilme olanağı sağlaması yönlerinden büyük bir güç ve önem taşımaktadır. Bu
nedenle sınıfta ses eğitimi, toplu ses eğitiminin en yaygın ve en belirgin uygulama
alanlarından biridir. Sınıfta ses eğitimi, bir toplumda ses birliğinin kurulmasına ve şarkı
söyleme geleneğinin doğmasına en büyük katkıda bulunacak bir eğitimdir (Egüz,
1991:103).
Sınıftaki ses eğitiminin, toplu şarkı söyleme geleneğine katkısının yanı sıra
bireyin duygusal ve sosyal gelişimine de doğrudan etkisi vardır. Güzel şarkı söylemenin
temel davranışlarından biri olan şarkı sözlerinin doğru ve anlaşılır söylenmesi bireyin,
ana dilini güzel konuşma becerisi ile toplum içinde olumlu bir yer edinme olanağı
sağlar. Giderek sesini doğru kullanarak, etkili şarkı söyleme becerisi kazanan birey, bu
özelliği ile toplum içinde ilgi görür, güvenli bir kişilik geliştirir (Bilen, 1995: 30).
Müziksel İşitme Eğitimi: Müziksel işitme eğitimi, müzik eğitiminin en güç en
soyut boyutunu oluşturur. Doğuştan getirilen, kendini gösteren müziksel işitme
yeteneği, doğru ve yerinde yöntemlerle iyi planladığında en üst düzeyde geliştirilebilir.
Genel müzik eğitiminde müziksel işitme eğitimi kapsamında ritim duygusu ezgi ve ton
duygusu müzik belleği ve dikkat, müziksel düşünme eğitimi yer alabilir (Bilen, 1995:
31).
Çocuğa sesleri, incelik ve kalınlıkları ve ritimleriyle kavratma ve bunun
sonucunda okuyup yazabilme becerisi kazandırma amacıyla yapılan eğitime kulak
eğitimi denir. Okul müzik eğitiminin önemli amaçlarından biride çocuğun kulağını
25
eğitmek ve bu yolla müzik bilgisi ve kültürü ile donatmak; müzik alfabesini okuyup
yazabilecek düzeye getirmektir. Müziksel işitme eğitimi çocukta, sesleri birbirinden
ayırma, müzik tümcesini tanıma, kavrama, anımsama ve belleme yeteneğini geliştirir
(Yıldız, 2002: 28).
Müziksel Beğeni (Zevk) Eğitimi: İlköğretimde müzik eğitiminin önemli
parçalarından biri de çocukta müziğe karşı ilgi ve sevgi yaratmak, ona iyi bir müzik
beğenisi ve anlayışı kazandırmak bu yolla müzik dinleme, yapma isteği uyandırmaktır.
Amaç, çocuğa müziği sevdirmek ve müziğin onun yaşamının ayrılmaz bir parçası
olduğunu hissettirmektir. Çocukları bu amaca ulaştıracak araçların başında ise çocuk
şarkıları gelmektedir. Çocuk okuldan oldukça zengin bir şarkı dağarcığı ile çıkmalıdır
(Yıldız, 2002: 42).
Öğrenciye tüm müzik türleri ve bu müzik türlerinin sanatsal değerleri
öğretilmelidir. Birey böylece içinde bulunduğu ortam ve duygularına göre müzik
dinlemek yerine daha seçici olmayı, beğeni duygularını geliştirmeyi öğrenecektir.
Müzik derslerinde öğrencinin beğenisinin gelişmesi, sağlıklı toplumun oluşmasına
katkıda bulunacaktır (Özgür, 1999:238).
Öğrencilere derslerde seviyelerine uygun müzikler dinletilmesi, öğretmenin
sesini, çalgısını kullanarak şarkılar söylemesi, konser, müziksel etkinliklere
katılımlarının sağlanması müzik beğenilerinin geliştirilmesine yönelik etkinlikler
arasında yer alır.
Kuramsal Bilgilerin Eğitimi: Nota öğretiminde ve nota ile şarkı öğretiminde
yeri geldikçe gerekli kelime, sayı ve işaretleri kullanarak şarkının hareketi, nüansı ve
karakteri belirtilebilir. Halk müziğimizin değişik türleri, başka milletlerin müziği ve
tanınmış bestecileri hakkında ilgi çekici bilgiler verilmelidir. Çocuklar çaldıkları
çalgıları ve kendi seslerini nasıl korumaları, gerektiği hakkında aydınlatılmalıdır. Bu
bilgilerin verilmesinde ölçü, canlı müzik örnekleri olmalıdır. Şarkılarda, türkülerde
çalgı müziklerinde geçmeyen bilgilerin öğretilmesine gerek yoktur. Kuramsal bilgileri
öğretiminde kolaydan zora ve bilinenden bilinmeyene gidilmelidir (Yıldız, 2002: 44).
Çalgı Eğitimi: Çalgı eğitimi müzik eğitiminin önemli bir boyutunu oluşturur.
Ses eğitimi, kulak eğitimi ve çalgı eğitimi müzik eğitiminin birbirini bütünleyen
26
yapılarıdır. Öğrenilen bilgilerin uygulamaya aktarılmasında yaşayışa katılmasında çalgı
eğitimi önemli bir yer tutar.
Çalgı eğitimi yoluyla öğrencilerin, müzik bilgi ve beğenilerini, müzikalitelerini,
birlikte müzik yapma yeteneklerini geliştirmeleri, düzenli ve disiplinli çalışma
alışkanlıkları kazanmaları, ulusal ve evrensel müzik sanatını tanımaları amaçlanır. Çalgı
eğitimi müzik sevgisini güçlendirir. Öğrencide bağımsızlık duygusu yaratarak, kendine
olan güveni artırır (Biber Öz, 2001: 95).
2.9. İlköğretim Müzik Dersi Öğretim Programı
İlköğretim müzik dersi öğretim programı, genel müzik eğitimi içerisinde yer
alan ve farklı yöntem ve tekniklerle bireylerin her yönden dengeli, tutarlı ve sağlıklı
olarak yetişmelerini sağlamaya yönelik bir anlayış ve içerikle düzenlenmiştir.
Dolayısıyla program; 1968,1984 ve 1994 yılı müzik dersi öğretim program içerik ve
yaklaşımları da göz önünde bulundurularak hazırlanmış ve MEB İlköğretim Genel
Müdürlüğünce teşkil edilen Müzik Özel İhtisas Komisyonu tarafından geliştirilmiştir
(MEB, 2007: 4). Bu esaslar aşağıda verilmiştir.
Müzik Dersi Öğretim Programı; giriş, vizyon, temel yaklaşım ve yapı, öğrenmeöğretme süreçleri, kazanımlar, ölçme ve değerlendirme, sözlük ve kaynakça
bölümlerinden oluşmaktadır.
Programda, öğrenme-öğretme sürecine ilişkin olarak; etkinlik örnekleri ve ölçme
değerlendirme süreçlerine yer verilmiştir. Bu etkinliklerin bire bir kullanımının yanı
sıra, öğretmenler de programın yaklaşımına uygun olarak verilen örnek etkinliklerden
yararlanarak yeni etkinlikler geliştirebilirler.
Müzik Dersi Öğretim Programı hazırlanırken, öncelikle aşağıda yer alan temel
hususlar göz önünde tutulmuştur.
Anayasa, yasa ve yönetmeliklerde ifadesini bulan Türk Milli Eğitimi’nin
esasları,
•
Atatürk ilke ve inkılâpları,
•
Türk toplumsal- kültürel yaşamına ilişkin beklentiler,
27
•
Sanatın / müziğin insan eğitimi ve yaşamındaki yeri ve önemi,
•
Kalkınma planlarıyla bireylere kazandırılmak istenen davranışlar,
•
Detaylı kaynak taramanın yanı sıra örneklem olarak seçilen sınıf ve branş
öğretmenleriyle, akademisyenlere uygulanan anketlerden elde edilen bulgular,
•
İlköğretim Genel Müdürlüğü Müzik Özel İhtisas Komisyonu’nca belirlenmiş
öğrencilerden beklenen müzikle ilgili beceriler.
Yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde ise program çalışmasında şu ilkeler
göz önünde bulundurulmuştur:
•
Müzik Dersi Öğretim Programı öğrenci merkezli olmalıdır.
•
Öğrenciler edilgen durumda değil, aksine dersin etkinlikler boyutuna
aktif olarak katılabilmelidirler.
•
Öğrenilecek her beceri ve bilgi, mutlaka yaşam içerisinde kullanılabilir
niteliğe dönüştürülmelidir.
•
Programın uygulanma sürecinde; bireylerin yetenek ve yaratıcılıklarının
geliştirilmesine önem verilmelidir.
•
Öğrenilen her bilgi, mutlaka pratiğe dönüştürülebilir nitelikte olmalıdır.
•
Müziğin içselleştirilebilmesi, ancak müzik dersinin yaşanarak ve
yaşatılarak işlenebilmesi ile mümkündür.
•
Genel müzik eğitiminde uygulamalar yoluyla bilgiye ulaşılmalıdır.
•
Müzik eğitimi; kavramlar ve kurallar yolu ile değil, müziğin tüm
boyutlarının
eyleme
dönüştürülmesi
ve
gerçekleşmelidir.
•
Nota öğretimi amaç değil, yalnızca araç olmalıdır.
hissettirilmesi
ile
28
2.9.1. Programın Vizyonu
İlköğretim Müzik Dersi Öğretim Programı’nın vizyonu, öğrencilerin müziği
etkinlikler aracılığıyla yaşayarak hayatlarının ayrılmaz bir parçası hâline getirmek ve
müzik yoluyla;
Kendisi ve çevresiyle barışık,
Ulusal ve uluslararası kültürleri tanıyan,
Vatan ve millet sevgisine sahip,
Çevresindeki olaylara, değişim ve gelişmelere duyarlı,
Güzel sanatların her türüne açık,
Mutlu, kişilikli ve öz güveni olan bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya
yöneliktir (MEB, 2007: 5).
2.9.2. Programın Temel Yaklaşımı
Yapılandırmacı anlayış, öğrenci merkezli bir anlayışa dayanmakla birlikte,
öğrencinin yeni bir bilgiyi ve beceriyi, daha önce edindiği bilgi ve beceriler ile
birleştirmesi, yorumlaması ve yaşamına katması ilkesine dayanır.
Yapılandırmacı kurama göre;
Her birey, daha önce sahip olduğu ön bilgi ve inançlarla öğrenme ortamına gelir.
Öğrenme, toplumsal bir sürecin parçasıdır.
Kalıcı izli esas öğrenme etkinlikler aracılığıyla olur.
Öğrenme pasif bir süreç değil, öğrencinin içerisinde bizzat yer aldığı, sürekli ve
dinamik bir işlemdir.
Kazanılan bilgi, her birey tarafından hem kişisel hem de sosyal anlamda yeniden
yapılandırılır.
Yukarıda ifade edilen temel prensiplere uygun bir öğretim sürecini
gerçekleştirebilmek için, kısmen de olsa öğretmenin de kendi öğretim stratejisini
29
oluşturmasına izin verilmelidir. Teknoloji; etkin, özgün, amaçlı ve ortaklaşa bir öğretim
gerçekleştirebilmek için mutlaka işe koşulmalıdır. Ayrıca, öğrencilere bilgilerini
sınayabilecekleri çeşitli öğrenme yaşantıları da sunulmalıdır.
Özetle, müzik eğitiminde yapılandırıcı anlayış;
Öğretmeye değil, öğrenmeye önem verir,
Bireylerin farklılığını kabul eder,
Öğrencilerin araştırıcılığını destekler,
Öğrenme sürecinde daha önceki yaşantılara önem verir,
Öğrenmede performans ve etkinliklere ağırlık verir,
Öğrencinin nasıl öğrendiğini dikkate alır,
Öğrencinin sosyal bir çevre içerisinde öğrenmesi anlayışını benimser,
Öğretimde gerçekçilik ve işlevselliği destekler,
Öğrencilere bilgi oluşturma ve deneyimlerinden sonuç çıkarma fırsatı verir
(MEB, 2007: 5).
2.9.3. Müzik Dersi Öğretim Programının Temel Yapısı (1-8. Sınıflar)
Müzik Dersi Öğretim Programı; genel amaçlar, temel beceriler, etkinlikler
açıklamalar, öğrenme-öğretme süreçleri ve ölçme değerlendirme boyutlarından
oluşmaktadır.
2.9.3.1.Genel Amaçlar
Müzik öğretim programının amacı, Türk Millî Eğitiminin genel amaçları ve
temel ilkelerine uygun olarak öğrencilerin;
Müzik yoluyla estetik yönünü geliştirmek,
Duygu, düşünce ve deneyimlerini müzik yoluyla ifade etmelerine imkan
sağlamak,
30
Yaratıcılık ve yeteneğini müzik üretme yoluyla geliştirmek,
Yerel, bölgesel, ulusal, uluslararası müzik kültürlerini tanımak,
Kişilik ve öz güven gelişimlerine katkı sağlamak,
Müzik aracılığıyla zihinsel becerilerinin gelişimini sağlamak,
Müzik yoluyla bireysel ve toplumsal ilişkilerini geliştirmek,
Bireysel ve toplu olarak, nitelikli değişik türlerde şarkı dinleme, söyleme ve
çalma etkinliklerine katılımlarını sağlamak,
Müziksel algı ve bilgilerini geliştirmek,
Türkçeyi doru ve etkili kullanmalarını sağlamak,
İstiklal Marşı başta olmak üzere millî marşlarımızı özüne uygun olarak
seslendirmelerini sağlamak,
Müzik yoluyla sevgi, paylaşım ve sorumluluk duygularını geliştirmek,
Millî birliğimizi, bütünlüğümüzü pekiştiren ve dünya ile bütünleşmemizi
kolaylaştıran müzik kültürü ve birikimine sahip olmalarını sağlamak,
Atatürk’ün Türk müziğinin gelişmesine ilişkin görüşlerini kavramak ve Atatürk
ilke ve inkılaplarına gönülden bağlı, kültürlü bireyler olarak yetişmelerini sağlamak
(MEB, 2007: 6).
2.9.3.2.Temel Beceriler ve Değerler
Müzik Dersi 1-8 Sınıflar Öğretim Programı, içerdiği öğrenme alanları ve
kazanımlarla öğrencilerde aşağıdaki temel becerilerin ve değerlerin gelişmesini
sağlayacaktır. Bu programla ulaşılması beklenen;
Temel Beceriler; Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanma, eleştirel düşünme,
yaratıcı düşünme, iletişim kurma, problem çözme, araştırma, bilgi teknolojilerini
kullanma, girişimcilik, müziksel algılama ve bilgilenme, kişisel ve sosyal değerlere
önem verme, müzik okur-yazarlığı edinebilme, estetik duyarlığa sahip olma.
31
Değerler; paylaşım, hoşgörü, sorumluluk olarak belirlenmiştir (MEB, 2007: 6).
2.9.3.3. Öğrenme Alanları
Öğrenme, bireyin çevresiyle belli bir düzeydeki etkileşimleri sonucunda
meydana gelen nispeten kalıcı izli davranış değişmesidir (Senemoğlu, 2005: 4).
Öğrenme ürünlerini analiz ederek sınıflama sistemlerini geliştiren eğitimcilerin
başında Bloom ve arkadaşları 1950’lerde yaptıkları çalışmalar sonucu, öğrenme
ürünlerini bilişsel, duyuşsal ve psikomotor olmak üzere üç alanda toplayarak
tanımlamışlardır (Yalın, 2008: 27).
a. Bilişsel Öğrenmeler: Bilişsel öğrenmeler, zihinsel etkinliklerin ağırlıkta
olduğu davranışları (bilgiyi tanıma ve hatırlama onun üzerinde işlemler yapma,
kavramlar, genellemeler, kuramlar geliştirme gibi) kapsar (Yalın, 2008: 27).
b. Duyuşsal Öğrenmeler (Tutumlar): Duyuşsal öğrenmeler, bir nesne, bir
olay, bir konuya karşı ilgi, tutum, tavır ve duygu gibi davranış eğilimlerini içerir (tercih,
hoşlanma ya da hoşlanmama, yaklaşma ya da kaçınma eğilimleri gibi). Duyuşsal
öğrenmeler bilişsel ve psikomotor davranışların kazanılmasını destekler (Yalın, 2008:
29).
c. Psikomotor Öğrenmeler: Psikomotor öğrenmeler, belirli fiziksel hareketlerin
belli bir sıraya göre doğru, hızlı ve otomatik olarak yapılması sonucunda ortaya çıkan
davranışları içerir. Bir müzik aletini çalma, bir torna makinesini çalıştırma, yemek
pişirme, daktiloda on parmak yazı yazma, bir şekil çizme, bir yarayı sarma, bir video
kamerasını kurma ve çalıştırma gibi davranışlar psikomotor becerilere örnek olarak
verilebilir (Yalın, 2008: 29,31).
Müzik Dersi Öğretim Programı Dinleme-Söyleme-Çalma, Müziksel Algı ve
Bilgilenme, Müziksel Yaratıcılık ve Müzik Kültürü adı altında dört temel öğrenme alanı
32
üzerine oturtulmuştur. Bu öğrenme alanları, içerikleri bakımından birbirleriyle tamamen
kenetli olup sadece gerekli hâllerde ayrılabilirler (MEB, 2007: 6).
Program, öğrencileri 1,2,3,4,5,6,7,8 sınıf bütünlüğü içerisinde düşünmüştür.
Nota öğretimi genel müzik eğitiminde amaç değil araç ilkesinden hareketle, programda
nota öğretimi 4. sınıftan başlatılmıştır. Kulaktan şarkı öğretim yöntemi ise 4. sınıfa
kadar aktif olarak uygulanmakla birlikte, nota öğretiminin yanında ilköğretim süreci
boyunca her düzeyde mutlaka kullanılmalıdır. Nota öğretiminden sonra da düzeye
uygun şarkı, türkü ve marşların öğretiminde de kulaktan şarkı öğretim yöntemi
kullanılmalıdır. Kısacası kulaktan şarkı öğretimi, öğrenilen teorik nota ses ve süreleri ile
sınırlı kalmamalı, ilköğretim süreci boyunca nota öğretiminin yanında aktif olarak
kullanılmalıdır. Çalgı öğretiminde de (ezgili, vurmalı çalgılar ve blokflüt) kulaktan
öğretilecek şarkıların notaları grafikle gösterilerek somutlaştırılmalıdır. Ayrıca 7-8.
sınıflarda, öğrencilerin ergenlik dönemine ilişkin ses yapılarındaki değişim sebebiyle,
bu dönem çocuklarında şarkı söyleme etkinliğinden çok, dinleme, çalma ve yaratıcılık
eğitimlerine ağırlık verilmesi uygun olacaktır (MEB, 2007: 7-8).
Sınıf bazında verilmiş olan sıralı kazanımlar ise, müzik eğitiminin diğer
boyutlarıyla doğrudan kenetli olan ve özellikle “dinleme-söyleme-çalma ve müzikte
yaratıcılık” alanlarındaki kazanımlarla, öğretimin her aşamasındaki olabildiğince
ilişkilendirilmeye çalışılmalıdır. Dolayısıyla dersin işlevselliği açısından her derste
sadece bir kazanım verilmesi gibi bir zorunluluk yoktur. Kazanım sıraları kısmen
serbest olup, bazı kazanımlar yıl içersinde tekrarlı olarak yinelenip işlenebilir. Aşamalı
kazanımlarda ise mutlaka öncelik sonralık sırasındadır. “Türkiye Cumhuriyetinin temeli
kültürdür.” (M.K.Atatürk) özdeyişi ışığında, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, ulusal
bilinci gelişmiş, ince sanat zevkine sahip bireyler yetiştirme anlayışı da her zaman ön
planda tutulmalıdır. Ayrıca, Atatürkçülük kazanımları yıl içersinde kararlı olarak (10
Kasım Atatürk’ü Anma Haftası, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı vb.
özel gün ve haftalarla ilişkilendirilerek) işlenmelidir (MEB, 2007: 8).
Müzik dersinde, temel yaşam becerilerin yanı sıra olumlu kişilik gelişim
sürecine de dikkat edilmelidir. Öte yandan, bu ders ile diğer disiplinler arasında da
müziğin yaşamın bir parçası olduğu gerçeği gündeme getirilmeye çalışılmıştır (MEB,
2007: 8).
33
Programda yer alan kazanımlarla birlikte verilmesi öngörülen bilgi, beceri,
tutum ve değerler de gözlenebilir niteliktedir. Ancak kazanımlara ulaşmada, öğrenme
boyutunda yer alan etkinlikler sadece araç olarak görülmelidir. Yapılacak ölçmedeğerlendirmeler farklı ölçek-ölçütlerin kullanımına olanak sağlayacak biçimde
düzenlenmelidir (MEB, 2007: 8-9).
2.9.3.4. Kazanımlar
Kazanımlar, öğrenme-öğretme süreci içersinde planlanmış ve düzenlenmiş
yaşantılar aracılığı ile öğrencilerde görülmesi beklenen bilgi, beceri, tutum ve
değerlerdir. Kazanımlar, öğrencilerin gelişim düzeyi göz önünde bulundurularak birinci
sınıftan sekizinci sınıfa kadar programda sunulmuştur (MEB, 2007: 6).
2.9.3.5. Etkinlikler
Müzik Dersi Öğretim Programı’nda verilen etkinlikler sadece örnek niteliğinde
olup; öğretmen bu etkinlikleri aynen kullanabilir veya değişiklikler yapabilir.
Etkinliklerin öğrenme-öğretme sürecinde öğrencinin etkin rol almasını sağlayacak
biçimde düzenlenmesine; çevresel özellikler ile öğrencilerin ilgi, ihtiyaçları ve var olan
bilgileri de göz önünde bulundurularak öğrenci merkezli ve yapılandırmacı yaklaşıma
uygun planlanmasına dikkat edilmelidir (MEB, 2007: 7).
2.9.3.6. Ölçme ve Değerlendirme
Farklı öğretim modellerinin kullanılması, öğrenci öğrenmelerinin ölçülmesinde
ve değerlendirilmesinde farklı yöntem ve tekniklerin kullanılmasını gündeme
getirmiştir. Ölçme yalnızca öğretimden sonra değil, öğretim sırasında da yapılmaktadır.
Öğretim ve ölçme birbirini besleyen iki süreçtir (Aktaran: MEB, 2007: 68).
Yapılandırmacı yaklaşımda öğrencinin bilgiyi hatırlaması değil, uygulaması,
analiz etmesi ve değerlendirmesi beklenmekte ve öğrencinin öğrenirken ölçülmesi,
34
ölçülürken de öğrenmesi amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda öğretim sonunda yapılan
tanımlayıcı değerlendirmenin yanında, öğretim süresince yapılan ölçümlere dayanan
yapılandırmacı değerlendirmeye ihtiyaç duyulmaktadır (Aktaran: MEB, 2007: 68).
Öğrencinin sahip olduğu tüm bilişsel, duyuşsal ve devinişsel beceriler onun
kapasitesi olarak tanımlanabilir. Öğrencinin ölçülmek istenen kapasitesi hakkında doğru
ve güvenilir bir karar verebilmek için farklı görevler içeren, farklı türde ve sürekli
ölçümler yapılmalıdır (MEB, 2007: 68).
Öğrencilere,
öğrenmeleri
için
nasıl
farklı
imkânlar
sunuluyorsa,
ne
öğrendiklerini gösterebilmek için de farklı ölçme ve değerlendirme yöntemleri
kullanılmalıdır. Öğrenciler, sadece bilişsel, duyuşsal ve devinişsel hedeflere ulaşma
düzeyleri açısında değil, yaşamdaki başarının da temeli olan becerileri (kendine güven,
motivasyon, çaba gösterme, sorumluluk sahibi olma, inisiyatif kullanma, başkalarını ve
yaptığı işi önemseme, takım çalışması, sağ duyulu olma ve problem çözme, vb.) ile de
değerlendirilmelidir. Öğrenci ürün dosyası, gösteri, sunum, poster, proje vb. performans
görevlerinin değerlendirilmesinde kullanılan dereceli puanlama anahtarları, kontrol
listeleri, gözlem formları, öz değerlendirme ve akran değerlendirme formları öğrenim
süresi boyunca öğrencilerin gelişen ilgileri, becerileri, yetenekleri, gereksinimleri,
bedensel
özellikleri,
duygu
ve
düşüncelerinin
daha
iyi
tanınmasına
imkân
sağlamaktadır. Bu da öğrenmedeki eksikliklerin hızlı bir şekilde tespit edilmesini ve
giderilmesini kolaylaştırmaktadır (Aktaran: MEB, 2007: 68).
Ölçme ve değerlendirme uygulamalarından mümkün olduğunca kısa bir süre
sonra öğrenciye kazanmış olduğu davranışların nicelik ve niteliğine ilişkin bilgi
verilmelidir. Öğrenci, bu bilgiler çerçevesinde eksik olan öğrenmeleri tamamlama,
yeterli olduğu öğrenmeleri geliştirme imkânına sahip olur ve kendini tanıyarak
gelecekteki çalışmalarını planlayabilir (MEB, 2007: 68).
Alternatif ölçme ve değerlendirme araçlarının yanı sıra geleneksel ölçme ve
değerlendirme araçları (açık uçlu sorular, kısa yanıtlı maddeler, eşleştirme maddeleri,
doğru/yanlış maddeleri vb.) da yeniden yapılandırılarak özellikle nota dayalı
değerlendirmelerin yapılmasında kullanılmaktadır (MEB, 2007: 68).
Çağdaş müzik eğitimi yaklaşımları, öğrencinin aktif olduğu, yaparak ve
yaşayarak öğrendiği; yaratıcı potansiyeli ortaya çıkaran etkinlikler ve oyunlardan oluşan
bir öğrenme sürecidir. Bu eğitim yaklaşımları kemikleşmiş bazı kalıpları kırarak bireyin
35
kimi
nedenlerden
dolayı
içinde
sakladığı
yaratıcı
yetenekleri
keşfetmesini
sağlamaktadır. Birey yarattıkça kendisine güven artmakta ve böylelikle dış dünya ile
daha sağlıklı ve dengeli iletişim kurmaktadır (Gürgen, 2006: 83).
Öğrenciler, onların müzikal deneyimlerini sağlama ve yönlendirmede aktif rol
alan bir öğretmenle müzik eğitimi alabilmeli, öğrencinin duygusal, zihinsel, fiziksel ve
estetik gelişim özellikleri göz önünde bulundurulmalı, müzik yoluyla müzik öğretilmeli,
müziğe öğretim programının bir parçası olarak bakılmalı ve programın anlamlı bir
bölümü haline gelmesi için üniteler göz önünde bulundurulmalı, hem yetenek hem de
anlamayı sağlayacak davranış tarzında müzik öğretilmeye çalışılmalıdır (Çilden, 2001:
8).
2.10. Sosyal Öğrenme Kuramı
Öğrenmenin oluşum süreci ile ilgili olarak, farklı psikolojik yaklaşımlar
oluşturulmakta, bu farklılıkların kaynağını ise, kuramcıların öğrenen kişinin öğrenme
sürecindeki rolü ve gücü ile ilgili bakış açılarından kaynaklanmaktadır. Bazı
yaklaşımlarda, bireyin öğrenme sırasında aktif katılımı ve öğrenme sürecini kontrol
etme gücü ön plana çıkarken, bazılarında ise bireyin sadece çevrenin kontrolünde
uyarıcılara istenilen tepkide bulunması daha ağır basmaktadır (Demirbaş, 2005: 61).
İnsanların birbirinden öğrenmesi olgusuna ilk dikkat çeken John Dewey
olmuştur. Her bireyin bir topluluk içinde büyüdüğü ve büyümesi gerektiği değişmez bir
gerçektir. Birey, sosyal etkileşimi sonucunda, düşüncelerini ve deneyimlerini paylaşarak
zaman içinde kendine has belleğini oluşturur. Sosyal öğrenme ile ilgili olarak çalışan
bir başka kuramcı da Rus Psikolog Lev Vygotsky' dir. Vygotsky, “potansiyel gelişim
alanı” kavramını kullanarak öğrenmenin sosyal ortamda, öğrenenin ilgisi dâhilinde ve
öğretenlerin (öğretmen, aile, arkadaş vb.) rehberliğinde gerçekleştiğini belirtmektedir.
Öğrenilenlerin çoğunun başkalarından öğrenildiğine değinen Vygotsky, insanların
topluluk içindeki etkileşimlerini etkili bir şekilde sağlarken, kavramlar, semboller,
işaretler, numaralar ve kelimeleri kullandığını, bunlara da psikolojik araç denildiğini
söylemektedir (Korkmaz, 2008: 219). Sosyal öğrenme teorisi üzerinde davranışçı
öğrenme kuramcılardan farklı bakış açısı ile öğrenme durumlarını ortaya koyan Albert
Bandura olmuştur (Senemoğlu, 2005: 216).
36
Bandura’nın sosyal bilişsel öğrenme kuramının dayandığı temel olarak altı ilke
vardır (Senemoğlu, 2005: 223-226). Bunlar şunlardır:
1. Karşılıklı Belirleyicilik: Bandura’ya göre bireysel faktörler, bireyin davranışı
ve çevre, karşılıklı olarak birbirini etkilemekte ve bu etkileşimler bireyin sonraki
davranışlarını belirlemektedir. Davranış çevreyi; çevre ise davranışı değiştirebilir. Yine
çevre bireysel özellikleri değiştirebileceği gibi bireysel özellikler de çevreyi
değiştirebilir.
2. Sembolleştirme Kapasitesi: Bandura insanların, dünyanın kendisinden çok
bilişsel temsilcileriyle etkileşimde bulunduklarını; bilişsel temsilciler yoluyla dünyayı
sembolik olarak gördüklerini savunmaktadır. Bunun anlamı şudur: İnsanoğlu, düşünme
ve dili kullanma gücüne sahip olduğundan geçmişi kafasında taşıyabilmekte, geleceği
ise test edebilmektedir.
3. Öngörü Kapasitesi: Sosyal öğrenme kuramı, sembolik kapasiteyi kullanmanın
yanı sıra, gelecek için plan yapabilme kapasitesini de gerektirir. İnsanlar; gelecekte
başkalarının kendilerine nasıl davranacaklarını tahmin edebilmeli, hedeflerini
belirleyebilmeli, geleceklerini planlayabilmelidirler. Kısaca, düşünme etkinlikten önce
geldiğinden, insanlar ileriyi düşünebilmelidirler.
4. Dolaylı Öğrenme Kapasitesi: İnsanlar, özellikle de çocuklar, genellikle
başkalarının davranışlarını ve davranışlarının sonuçlarını gözleyerek öğrenirler.
Kuşkusuz kendileri de bazı şeyleri yaparak ve kendi davranışlarının sonuçlarını görerek
çok şey öğrenebilirler. Ancak yaşam sadece insanların kendi yaptıklarından
öğrenmelerini içerseydi çok sınırlı kalırdı. Oysa insanlar başkalarının deneyimlerini
gözleyerek çok şey öğrenmektedirler. Bu nedenle, dolaylı öğrenme kapasitesine sahip
olma sosyal öğrenmede önemli bir ilkedir.
5. Öz Düzenleme Kapasitesi: Sosyal bilişsel kuramın temel ilkelerinden biri de
insanların kendi davranışlarını kontrol edebilme yeteneğine sahip olmalarıdır. İnsanlar
37
ne kadar çalışacaklarını, ne kadar uyku uyuyacaklarını, neleri yiyeceklerini, neleri
içeceklerini, ne kadar konuşacaklarını, toplumda nasıl davranacakları vb. pek çok
davranışlarını kendileri kontrol ederler.
6. Öz Yargılama Kapasitesi: Sosyal öğrenme kuramının belki de en önemli
ilkelerinden biri, insanların kendileri hakkında düşünme, yargıda bulunma kendilerini
yansıtma kapasitesine sahip oluşlarıdır. Bireysel kendileri ile ilgili fikirlerini
kaydederler ve etkinliklerinin sonuçlarına göre, bu fikirlerinin yeterliği hakkında
yargıda bulunurlar. Bandura bireyin kendi ile ilgili bu yargısına öz yeterlilik adını
vermektedir. Bireyin öz yeterliliğine ilişkin algısı kendi gerçek yeterliliğini
yansıtmayabilir. Ancak algılanan öz yeterlilik bireyin davranışlarını düzenlemede
önemli bir role sahiptir.
Bandura (1977), davranışçı öğrenme kuramına yönelik olarak, öğrenme ile ilgili
bazı eksikliklerin olduğunu belirtmiş ve bunları şöyle sıralamıştır:
•
Davranışçılık, doğal olarak gerçekleşen davranış içindeki öğrenmeleri
açıklamada yetersiz kalmaktadır. Hiç kimse, bir davranışın ortaya çıkması için ya da bu
davranışın sıklığını artırmak için, günden güne ödül verme davranışı içinde
olmamaktadır.
Genellikle
kişiler
kendi
davranışını
değerlendirmekte
ve
yönlendirmektedir.
•
Davranışçılık yeni davranışların kazanımını sağlamamaktadır. Bir kişi bir
davranışı, bir çok kez tekrarlarken; belli bir zamanda önceden yaptığı bir davranışın
dışında bir tepki gösterebilmektedir.
•
Davranışçılık
reddetmektedir.
doğrudan
Öğrenme
öğrenmeyi
gerçekleştiğinde
savunurken,
hemen
o
dolaylı
davranışın
öğrenmeyi
gözlenmesi
gerekmemektedir. Öğrenmenin etkisi belli bir zaman geçtikten sonra da ortaya
çıkabilmektedir (Senemoğlu, 2005: 218-219).
38
2.11. Öz Yeterlilik Algısı
Öz yeterlilik, sosyal öğrenme kuramının temel kavramı olup kişinin kendinin
farkında olmasıdır. Bireyin yapması gereken performans ile kendi kapasitesini
karşılaştırıp duruma göre harekete geçmesidir. Bireyin karşılaşmış güçlüklerde nasıl
başarılı olabileceğine ilişkin kendisi hakkında inancıdır. Kısaca, kendini bilmesi olarak
da tanımlanabilir (Korkmaz, 2009: 229).
Bandura’nın, davranış üstünde etkili olduğunu düşündüğü temel kavramlardan
biri öz yeterliliktir. Öz yeterliliğe, teknik olarak “algılanan öz yeterlilik” denmektedir.
Öz yeterlilik, bireyin belli bir performansı göstermek için gerekli etkinlikleri organize
edip başarılı olarak yapma kapasitesine ilişkin kendi yargısına öz yeterlilik denir
(Bandura, 1986: 391’ten aktaran: Senemoğlu, 2005: 230). Diğer bir deyişle, bireyin
gelecekte karşılaşabileceği güç durumların üstesinden gelmede ne derecede başarılı
olabileceğine ilişkin kendi hakkındaki yargısı, inancıdır. Gelecekte karşılaşılabilecek
güç durumlara örnek şunlar olabilir: sınava girme, yarışmaya katıma, bir sınıfta
öğretmenlik yapma, bir topluluk önünde konuşma vb. Öz yeterlilik, bireyin becerilerinin
bir fonksiyonu değildir. Bireyin, becerisini kullanarak yapabildiklerine ilişkin
yargılarının bir ürünüdür, bir sonucudur. Öz yeterlilik, bireyin, farklı durumlarla baş
etme, belli bir etkinliği başarma yeteneğine, kapasitesine ilişkin kendini algılayışıdır,
inancıdır, kendi yargısıdır (Senemoğlu, 2005: 230-231).
Bandura, bu kavramdan ilk kez 1977’de söz etmiştir. Kurama göre, insanlar
edilgin olarak kendi denetimleri dışında gerçekleşen olaylar yoluyla değil, bizzat kendi
eylemlerini düzenleyerek ve insiyatif kullanarak kendilerini şekillendirmektedirler.
Bireyin ulaşmak istediği hedefleri belirlemesinde ve deneyimde bulunan çevreyi
denetim altına almada öz yeterlik inançları aracı olmaktadır (Bıkmaz, 2004).
Yeterlik inançlarında, öz yeterlik ve sonuç beklentisi olarak iki güdüleyici faktör
söz konusudur. Öz yeterlik,
bir işi ve görevi etkileyen bireysel yeterliklerle ilgili
inançlar, sonuç beklentisi ise, eylemlerin belirli sonuçlar doğuracağı ile ilgili inançlardır
(Akbulut, 2006: 25, Alabay, 2006). Bandura (1995), öz yeterlik inançlarının dört temel
kaynağı olduğunu belirtmektedir. Bunlar tam ve doğru deneyimler, sosyal modeller
tarafından sağlanan dolaylı yaşantılar, sözel ikna ve bireyin fiziksel ve duygusal
durumudur. Bu kaynaklardan en etkili olanı bireyin bizzat yaşadığı deneyimlerdir. Öz
39
yeterlik inançları insanların kendileri için belirledikleri amaçları, bu amaçlara ulaşmak
için ne kadar çaba harcayacaklarını, amaçlarına ulaşmak için karşılaştıkları güçlüklerle
ne kadar süre yüz yüze kalabileceklerini ve başarısızlık karsısındaki tepkilerini
etkilemektedir (Bıkmaz, 2004).
Öz yeterlik inancı, insanların düşünce biçimlerini ve duygusal tepkilerini de
etkilemektedir. Yüksek düzeyde öz yeterliğe sahip bireyler, zorluk düzeyi yüksek olan
çalışmalarla karşı karşıya kaldıklarında daha rahat ve verimli olabilirler. Düşük öz
yeterlik inancına sahip kimseler ise yapacakları çalışmaların gerçekte olduğundan daha
da zor olduğuna inanırlar. Bu tip bir düşünce; kaygıyı ve stresi arttırırken; kişinin bir
sorunu en iyi şekilde çözebilmesi için gereken bakış açısını daraltır. Bu nedenle öz
yeterlik inancı, bireylerin başarı düzeylerini çok güçlü bir şekilde etkilemektedir
(Pajares, 2002’ten aktaran: Üredi ve Üredi, 2006).
Öz yeterlik bireyin olası durumlar ile başa çıkabilmek için gerekli olan
eylemleri ne kadar iyi yapabildiklerine ilişkin inançları olarak tanımlanır. Öz yeterlik
inancının bireyin doğru ya da yanlış etkinlikler yapma davranışını etkilediğini, aynı
zamanda bireyin bir sorun ile karşılaştığında sorunu çözmek için ne kadar çaba
harcayacağı ve ne kadar ısrarcı olacağının belirtisi olduğunu da vurgulamaktadır
(Alabay, 2006).
Öz yeterlilik yargıları dört temel kaynaktan elde edilen bilgilerden
etkilenmektedir. Bu kaynaklar şunlardır:
1. Bireyin doğrudan kendi yaptığı başarılı ya da başarısız etkinlikler sonucunda
elde ettiği bilgiler,
2. Dolaylı yaşantılar; bireyin kendine benzer başka kişilerin başarılı, ya da
başarısız etkinlikleri, bireyin aynı etkinlikleri kendinin de başarabileceğine ya da
başaramayacağına ilişkin yargısını güçlendirir,
3. Sözel ikna; bireyin başarabileceğine ya da başaramayacağına ilişkin teşvikler,
nasihatler, öğütler değişik ölçülerde öz yeterlilik algısını etkiler.
4. Psikolojik durum; bireyin belli görevi başarma ya da başarısız olma beklentisi
öz yeterlilik algısını etkiler. Algılanan yeterliliği yüksek olan birey, herhangi bir işin
üstesinden gelmek için, düşük olan bireye göre düşük olan bireye göre daha çok çaba
harcar, daha ısrarlı ve sebatkârdır. Ayrıca algılanan öz yeterliliği yüksek olan birey,
herhangi bir şeyi denemekten, yaşantı geçirmekten düşük olana göre daha az korkar.
40
Algılanan öz yeterliliği yüksek olan insanlar, çevreyi daha çok kontrol edebileceğinden
olayların üstesinden gelebilir ve dolayısıyla da yeni şeyleri denemekten korkmazlar
(Bandura, 1980’ten aktaran: Senemoğlu, 2005: 231).
Öz yeterliliği düşük ve yüksek olan bireylere ait özellikler aşağıdaki Tablo
2.1.’de açıklanmaktadır (Korkmaz, 2009: 229).
Tablo 2.1
Öz Yeterliliği Düşük ve Yüksek Olan Bireylere Ait Özellikler
Öz Yeterliliği Yüksek Olan Bireylerin
Öz Yeterliliği Düşük Olan Bireylerin
Özellikleri
Özellikleri
• Karmaşık olaylarla baş edebilmek
• Olaylarla baş edememek
• Problemlerin üstesinden gelmek
• Umutsuzluk ve mutsuzluk
• Çalışmalarında sabırlı olmak
• Problemlerle karşılaştıklarında
• Başarmak için kendilerine güvenmek
kendilerini yetersiz bulmak
• Okulda daha başarılı olmak
• Meslek hayatlarında daha başarılı
olmak
• İlk denemelerinde başarısız olursa,
tekrar denemekten kaçınmak
• Kendi gayretlerinin sonucu pek
değiştiremeyeceğine inanmak
Öğrencilerin öz yeterlilik algısını güçlendirmek için öğretmenlerin, öğrencilerin
bireysel ihtiyaçlarına uygun öğretim yapmaları, her öğrencinin niteliklerine uygun çok
çeşitli etkinliklere yer vermeleri, iş birliğine dayalı öğretim yaklaşımlarını kullanmaları,
öğrencileri
birbirleriyle
karşılaştırmaya
dayalı
değerlendirme
yaklaşımlarından
kaçınmaları gerekir (Senemoğlu, 2005: 231).
Butler (2002)’a göre, davranışların sonuçları hakkındaki olumlu nitelendirmeler,
ortaya çıkan sonuçlarla görevi gerçekleştirmeye yönelik gösterilen çaba arasında bir bağ
kurulduğunu, olumsuz nitelendirmeler ise öğrenenlerin benlik algılarının düşük
olduğunu gösterir. Olumsuz nitelendirmelere sahip öğrenenler, başarıyı şans,
başarısızlığı da yeteneksizlik olarak değerlendirirler (Üredi ve Üredi, 2006).
41
Öz yeterlik duygusunun gelişiminde, toplumun olduğu kadar örgün eğitim
kurumlarının da önemi büyüktür. Okullardaki eğitim-öğretim sürecinde bireyi her
açıdan destekleyen ve bireyin öz yeterlik duygusu geliştirmesine neden olan en önemli
etken dersin yönlendirilmesinden sorumlu olan öğretmenlerdir. Bu açıdan ele
alındığında;
öğretmenin
etkili
ve
başarılı
bir
eğitim-öğretim
sürecini
gerçekleştirebilmesinin kendi öz yeterlik duygusuna bağlı olacağı söylenebilir (Önen ve
Öztuna, 2005) .
2.12. Müzik Eğitimi ve Öz Yeterlilik
Çocuklar ve gençler, kendilerini topluma kanıtlamak, varlıklarını hissettirmek
isterler ve bu konuda çaba gösterirler. Özellikle gelişme çağında çeşitli sorunlar yaşarlar
ve kolaylıkla dışa açılamazlar. Müzik yapmanın toplumda kendilerine sağladığı statü
sayesinde, özgüvenlerini kazanacaklar, topluma uyum sağlamada daha başarılı ve
girişimci olabileceklerdir (Özgür, 1999: 239).
Çocuğun kendine olan öz güveninin gelişiminde müzik eğitimi önemli bir rol
oynar. Müziksel etkinlikler, birlikte müzik yapma, toplu çalma ve söyleme çocuğun
grup içinde aldığı sorumluluk ve birlikte başarıyı yaşaması çocuğun farklı alanlarda da
başarılı olabileceği duygusunu geliştirir. Bu durum çocuğun öz yeterliliğin algısının
temelini oluşturur. Öz yeterliliği gelişmiş öğrencilerin müziksel etkinliklerde daha
başarılı oldukları çalma, söyleme ve müzik yapmada daha istekli ve kendilerine daha
çok güvendikleri söylenebilir.
Müzikle ilgilenen kişi, diğer akademik, kültürel ve sosyal alanlarda daha başarılı
olmakta, kendine olan güveni artmaktadır. Lehr’e göre müzik öğrenimi sırasında müzik,
öğrenciye diğer konularda başarılı olma konusunda yardım etmekle kalmaz, ayrıca
öğrencinin gelişimini de başka hiçbir konu alanının yapamayacağı kadar destekler
(Aktaran: Özmenteş, 2005: 2).
Müzik eğitimcileri tarafından özellikle ilginç bulunan bir nokta da kendine güven
duygusunun çok boyutlu bir kavram olduğudur. Yani bir kimsenin bir alanda yüksek
beceri sahibi olması, ya da başarıyla ilgili olumlu duygular hissetmesi diğer alanlardaki
zayıflıklarını dengelemektedir. Bunu müzik eğitimi açısından düşünürsek, müzik
açısından başarılı bir kişi, bu alandaki başarısı ile spor, diğer akademik alanlar ve başka
42
sosyal becerilerdeki eksikliklerini telafi edebilir (Reynolds, 1992’ten aktaran: Barış,
2008: 30).
Müzik eğitimi bireysel benlik tasarımını artırdığı gibi toplumsal öz güveni de
arttırır. Okul ve sınıf içindeki grup çalışmaları, öğrencilerin grup içindeki uyum ve
başarıları sayesinde toplumsal öz güvenleri geliştirir (Barış, 2008: 30).
2.13. Tutum
Tutum, öğrenmeyle kazanılan, bireyin davranışlarına yön veren, karar verme
sürecinde yanlılığa neden olan bir olgudur. Bir obje ya da bir olaya karşı geliştirdiğimiz
tutum eğer olumlu ise, onunla ilgili kararlarımızın olumlu olma olasılığı; eğer
tutumumuz olumsuzsa onunla ilgili kararlarımızın olumsuz olma olasılığı vardır (Ülgen,
1994: 79).
Thurstone (1931) tutumu, “Psikolojik bir objeye yönelen olumlu veya olumsuz
bir yoğunluk sıralaması ve derecelemesidir.” şeklinde tanımlamaktadır. Alport (1935)’a
göre tutum, “yaşantı ve deneyimler sonucu oluşan, ilgili olduğu bütün obje ve
durumlara karşı bireyin davranışları üzerinde yönlendirici ya da dinamik bir etkileme
gücüne sahip duygusal ve zihinsel hazırlık durumudur” (Tavşancıl, 2006: 65).
Smith’e göre tutum “Bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile ilgili
düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan bir eğilimdir”
(Kağıtçıbaşı, 2006: 102). Tutumlar, bireysel olarak ele alınıp ölçülmektedir. Ancak
örneklem araştırması gibi yöntemler kullanılarak çok sayıda bireyin tutumları
ölçüldüğünde grup tutumundan söz edilebilir ya da çeşitli gruplar tutumları bakımından
birbirleriyle karşılaştırılabilir.
Tutum bir bireye atfedilen bir eğilimdir. Yani, tutumun doğrudan gözlenebilen
bir özellik olmadığını, ancak bireyin gözlenebilen davranışlarından dolaylı olarak
varsayıldığını ve o bireye atfedilen bir eğilim olduğunu görüyoruz. Demek ki tutum,
gözlenebilen bir davranış değil, davranışa hazırlayıcı bir eğilimdir (Kağıtçıbaşı, 2006:
102). Bu açıklamaları aşağıdaki şekille özetleyebiliriz.
43
(sebep)
Tutum
Davranış
(atıf)
(gözlem)
Şekil 2.1. Basit Tutum-Davranış İlişkisi
(Kağıtçıbaşı, 2006: 102)
Tutumlarla ilgili aşağıda belirtilen özellikler sıralanabilir;
1. Tutumlar doğuştan gelmez, sonradan yaşanarak kazanılır.
2. Tutumlar geçici değillerdir, belli bir süre devamlılık gösterirler. Yani
bireyler yaşamlarının belli dönemlerinde aynı düşünceye sahip olurlar.
3. Tutumlar, birey ve obje arasındaki ilişkide bir düzenlilik olmasını sağlarlar.
4. İnsan-obje ilişkisinde, tutumların belirlediği bir yanlılık ortaya çıkar. Birey
bir objeye ilişkin bir tutum oluşturduktan sonra ona yansız bakamaz.
5. Bir objeye ilişkin olumlu ya da olumsuz bir tutumun oluşması, ancak o
objenin başka objelerle karşılaştırılması sonucu mümkündür.
6. Tutum bir tepki şekli değil, daha çok bir tepki gösterme eğilimidir.
7. Tutumlar olumlu ya da olumsuz davranışlara yol açabilir (Tavşancıl, 2006:
71-72).
2.13.1. Tutumu Oluşturan Temel Ögeler
Tutumun üç bileşeni vardır. Bunlar bilişsel, duyuşsal ve davranışsal
(gözlenebilen hareketler) süreçlerdir. Birey bir objeyle ilgili algılarını, duygularına,
inançlarına ve değer yargılarına dayanarak değerlendirir. Söz konusu objeye, belli bir
düzeyde tepki oluşturur. Tepki aynı zamanda geleceğe yönelik bir karar niteliği taşır.
44
Bireyin yaklaşma ve uzaklaşma davranışlarını etkiler, çünkü o duyguların
organizasyonu üzerine kurulmuştur (Ülgen, 1994: 79-80).
Bilişsel Öge: Bilişsel ögeyi Trandis, “bireyin düşünce süreçlerinde kullandığı bir
sınıflama olgusu” olarak tanımlamaktadır. Buna bilgilerin gruplandırılması da
denilebilir. Bu sınıflama olgusu da, bireylerin birbirinden gözle görülür şekilde farklı
olan uyarılara karşı tepkilerinde gösterdikleri tutarlılıktan anlaşılır. Örneğin, insanlar
çevre kirleticilere (kömür, duman, çöp, fabrika atıkları, gürültü gibi) benzer tepkiler
gösterirler. Demek ki bireyler çevreleriyle olan ilişkilerinde bir bilişler sistemi
kullanmaktadırlar. Çevrelerinden gelen pek çok uyarıcıyı algılayabilmek için onları ilk
önce gruplandırıp, sonra bu gruplamaları birbiriyle ilişkilendirmektedirler (Aktaran:
Tavşancıl, 2006: 72-73).
Duyuşsal (Duygusal) Öge: Tutumun bireyden bireye değişen ve gerçeklerle
açıklanamayan, hoşlanma-hoşlanmama yönünü oluşturur. Bir başka anlatımla, duyuşsal
ögeler olumlu veya olumsuz etkiler içerir. Tutumlar duyuşsal ögeleri içerme derecesine
göre farklılaşmaktadır. Çevre ile ilgili bilgileri sınıflandırınca, bu sınıfların hoşa giden
ya da gitmeyen olaylarla, arzulanan ya da arzulanmayan amaçlarla ilişkilendirilmesi söz
konusudur. Bir obje ile ilgili göreli olarak devamlı bir duygudur. Tutum konusuna
olumlu ya da olumsuz duygular beslemek önceki deneyimlere bağlıdır. Bazı tutumlar
mantıkla açıklanamazlar ve bu tutumlar duyuşsal ögeye sahiptirler (Aktaran: Tavşancıl,
2006: 75).
Davranışsal Öge: Davranışsal öğe, bireyin belli bir uyarıcı grubundaki tutum
objesine ilişkin davranış eğilimini yansıtır. Söz konusu davranış eğilimleri sözler ya da
diğer hareketlerden gözlenebilir. Bu davranışlar bireyin alışkanlıkları, normları ve söz
konusu tutum objesi ile doğrudan ilişkili tutumlarının da etkisi altındadır. Dolayısıyla,
davranışsal ögeden söz ederken öncelikle iki tür davranışı yani duygusal ve normatif
davranışı birbirinden ayırmak gerekir. Duygusal davranış, tutum objesinin hoşa giden
ve gitmeyen bir durumla ilişkilendirilmesi sonucu ortaya çıkar. Normatif davranış ise,
doğru davranışın ne olduğu konusundaki inançlara dayalı davranıştır. Bu normlar küçük
gruplar ya da alt kültürlerin birey davranışı üzerindeki etkisidir. Bireyin bağlı olduğu
45
grup ya da alt kültürde, bir davranış doğru olarak görülüyorsa, birey bu davranışı
hoşuna gitmese de yapar (Aktaran: Tavşancıl, 2006: 77).
Şekil 2.2’de tutumun bileşenleri şematik olarak gösterilmiştir.
Bilişsel
Duygusal
Davranışsal
Şekil 2.2. Tutumun Bileşenleri (Ülgen, 1994: 79)
Birbirinden farklı ögelere sahip olduğuna göre, tam gelişmiş bir tutum yalın
değil, karmaşıktır. Ögeler, bir tutumu kendi içinde tutarlılığı olan bir sistem haline
sokar. Başka bir deyişle, tutum, bireyi davranışa hazırlayan karmaşık bir eğilimdir.
Böylece, bireyin çevresindeki çeşitli objelere karşı beslediği duyguları, o objeler
hakkındaki fikirleri ve bilgileri ve onlara karşı davranışları devamlılık ve düzenlilik
gösterir (Kağıtçıbaşı, 2006: 104).
2.13.2. Tutum Davranış İlişkisi
Genel anlamda tutum, bireyin belli bir objeye karşı gösterdiği ön yargılı bir
tepkidir. Tutumlar doğrudan gözlenemezler. Bireyin belli bir obje ya da olaya karşı
geliştirdiği tutumun ne olduğuna karar verebilmek için, bireyin o objeye gösterdiği
tepkinin değişik ortamlarda gözlenmesi gerekir. Tutum değişmeye karşı dirençlidir
(Ülgen, 1994: 79).
Tutumlar, hoşlanma ve hoşlanmamalar; nesnelere, insanlara ve durumlara ya da
dünyanın başka herhangi bir özelliğine, bu arada soyut düşüncelere ve sosyal
politikalara yönelik leyhte ve aleyhte değerlendirmeler ve tepkilerdir (Atkinson,
Atkinson, Smith, Bem ve Hoeksema, 1953/1999: 625) .
46
Tutumlar da birçok psikolojik değişken gibi doğrudan gözlenip ölçülemeyen
ancak varlığı sözel ve davranışsal belirtilerden anlaşılabilen bir değişkendir. Bu yönüyle
davranışların tutumları içerdiği, bir başka deyişle tutumların davranışlara yön veren bir
değişken olduğu sayıtlısı tutumların ölçülmesinin önemini arttırmaktadır (Özmenteş,
2006: 25).
Tutumlar genelde, a) güçlü ve tutarlı olduklarında, b) tahmin edilen davranışla
ilişkili olduklarında, c) kişinin doğrudan deneyimini temel aldıklarında ve d) kişi kendi
tutumlarının farkında olduğunda, en iyi davranış göstergeleri olarak kabul edilebilirler
(Atkinson ve diğerleri, 1999: 630).
Uzun yıllar, tutumlara dayanarak davranışı öngörme çalışmalarında bir ölçüm
sorunu yaşanmıştır. Çok belirli bir davranışı tahmin edebilmek için çok genel tutumlar
ölçülmüştür. Çok belirli bir davranışı tahmin edebilmek için çok genel tutumlar
ölçülmüştür (Kağıtçıbaşı, 2006: 109).
2.13.3. Tutumların Değişmesi
Başlangıçta öğrenilen tutumlar sonra birçok yönde değişebilirler. Örneğin; bir
öğrenci derse girer, ilk önce öğretmenin dersle ilgili açıklamalarını, dersin genel
görünümünü algılar. Sonra duygusal etki görülür. Bunlar olumlu ya da olumsuz olabilir.
Daha sonra da öğrenci, kararını formüle eder. Bu karar dersten kaçma ya da derse
yaklaşma olabilir. Tutum öğrenilmiştir (Ülgen, 1994: 83).
Tutum da birçok psikolojik değişken gibi doğrudan gözlenip ölçülemeyen ancak
varlığı sözel ve davranışsal belirtilerden anlaşılabilen bir değişkendir. Bu yönüyle
davranışların tutumları içerdiği, bir başka deyişle tutumların davranışlara yön veren bir
değişken olduğu sayıltısı tutumların ölçülmesinin önemini artırmaktadır (Özmenteş,
2006: 25).
47
2.13.4. Tutumların Ölçülmesi
Tutumlar, temelde inançlara ve değer yargılarına dayalı olarak gelişir. İnançlar
ve değerler bireysel ya da toplumsal olabilir, her iki durumda da söz konusu objeye
karşı tutumun yordayıcıları olarak görülebilir. Tutumların ölçülmesinde, yalnız
değerlerin veya inançların ölçülmesi yeterli değildir (Ülgen, 1994: 88).
Bloom (1979)’a göre duyuşsal alana ilişkin özellikler kısmen, bir dersi almaya
arzu edip etmeme, alandaki çalışmaları sürdürmeye istekli olup olmama, bir dersi sevip
sevmeme ve dersle ilgili görüş düşünce, beğeniler üzerinde soru listesi yaklaşımlarıyla
ölçülmektedir (Selvi, 1996: 40).
Tutumları ölçmek için, tutum ölçekleri geliştirmiştir. Tutum ölçekleri arasında
en çok kullanılanı Likert, Thurstone, Guttman ve Ossgood ölçekleridir. Araştırma
kapsamında yer alan Likert ölçeği hakkında gerekli bilgi aşağıda verilmiştir.
Likert Ölçekleri: Likert ölçeği, tutumları ölçmek için kullanılan belki de en
kolay ve direkt yöntemdir. Likert ölçek kurmak için gereken dört işlemi şöyle
sıralamıştır:
a) Belli bir tutumla ilişkili olduğu tahmin edilen çok sayıda tutum cümlesi
(madde) bir araya toplanır.
b) Bu maddeler bir denek grubuna verilir. Deneklerin bu cümlelere beş kategori
üzerinden tepki göstermeleri istenir.
c) Her denek için toplam puan hesaplanır.
d) En ayırıcı maddeleri seçebilmek için “madde analizi” yapılır. Madde analizi,
her madde için, o madde üzerinden grubun aldığı puanların, grubun bütün ölçek
maddeleri üzerinden aldığı toplam puanlarla korelasyonudur. Madde analizinde tüm
ölçek puanlarıyla yüksek korelasyon gösteren maddeler tutulur; diğerleri atılır. Likert
ölçekleme tekniğinde en önemli nokta tek boyutluluktur. Yani bütün maddelerin aynı
tutumu ölçmeleri gerekir. Madde analizi de işte bunu sağlamak için gereklidir. Bu
şekilde, ölçek bazı maddelerden arındırıldıktan sonra ölçtüğü düşünülen tutumu ölçüyor
olarak kabul edilir ve tutumlarını ölçmek istediğimiz kişilere uygulanabilir (Kağıtçıbaşı,
2006: 136-137).
48
2.14. Müzik Eğitimi ve Tutum İlişkisi
Çocukların, duyuşsal özelliklerinin geliştiği dönem olarak ilköğretim dönemi
gösterilmektedir. İlköğretimin sonlarına doğru, öğrencilerin kazandığı tutum ve algıları
değiştirmenin güç olacağı açıklanmaktadır. Bu yüzden ilköğretim dönemi, çocukların
duyuşsal alan özelliklerinin geliştirilmesi için kritik bir dönem olarak kabul
edilmektedir (Köksal, 1998; Ülgen, 1994).
Müziğin işlevlerinin etkili ve verimli olabilmesi için insanı kasıtlı kültürlenme
dediğimiz eğitim süreci içinde olumlu tutumların, bilgilerin ve davranışların
kazandırılması gerekmektedir. Bilişsel, duyuşsal ve davranışsal ögeleri olan tutumlar,
bireyin dünya hakkındaki sürekli ya da geçici varsayımlarını, diğer insanlardan
beklentilerini, kendine benzer insanlarla değişik olanlar arasındaki farklılıkları, değer ve
bakış açılarını, neyin doğru neyin yanlış olduğuna ve neye yaklaşılması, neden
kaçılması gerektiğine ilişkin duygu ve inançları içerir (Aktaran: Kocabaş, 1997: 141).
Öğrencilerin müzikle ilgili yalnızca bilgi ve beceri sahibi olmaları, bir müzik
eğitimi programının tek başarı ölçütü olarak kabul edilmemektedir. Abeles, Hoffer ve
Klotman (1995), müzik eğitiminin sosyo-psikolojik boyutlarını öz-görü, roller ve
beklentiler, rekabet, işbirliği, liderlik, öz güven ve tutumlar olarak sınıflandırılmış ve
müziğe yönelik olumlu tutumların gelişiminin müzik eğitiminin en önemli
hedeflerinden biri olduğunu bildirmiştir. Bu sebepten tutumlar müzik eğitimi
araştırmalarında sıklıkla incelenen ve akademik başarıya yön verebilen en önemli
değişkenlerden biri olmuştur. Çünkü öğrenmelerin kalıcı olması ve gelişimi öğrencilerin
müzik alanında gelişmeye yönelik isteklilik ve çabalarını gerektirir. Yeni bir öğrenme
ünitesine giren öğrencinin öğrenmeye yönelik istekli olması, karşılaşabileceği
güçlükleri yenmede kendisine güven duyması gerektiğini vurgulayan Bloom (1998)
heyecan ve ilgi taşıyan öğrencilerin o özelliklere sahip olmayan öğrencilere oranla
öğrenme hızı ve niteliği açısından üstünlük gösterebildiklerini savunmuştur. Bu yönüyle
davranışa ve başarıya yön veren bir etken olarak olumlu tutumların geliştirilmesi müzik
eğitiminde önemli bir boyuttur (Aktaran: Özmenteş, 2006: 26).
49
Mullins (1984), öğrencilerin müziğe yönelik tutumlarının geliştirilmesi
gerektiğini aksi takdirde olumsuz tutumların bir müzik eğitimi programını hızla ve
derinden hasara uğratabileceğini söylemiştir (Özmenteş, 2006: 26).
Ailelerin müzik uğraşlarının gereksizliğe inanmaları, çocuklarının fen ve sosyal
alan derslerine öncelik vermelerinden yana olmaları, çocukların tutumlarında olumsuz
etkenler
arasında
yer
almaktadır.
Çocukların
geçmişte
müzik
derslerinden
beklentilerinin karşılanamaması, müzik öğretmenlerini sevmeyişleri, müzik becerilerini
kazanmada güçlük çekmeleri, sözlü sınavlarda beceremedikleri ile onurlarının
zedeleneceği kaygısını yaşamaları da müziğe ve müzik dersine karşı olumsuz tutumların
gelişmesinde belki de ailelerinin tutumlarından etkilenmelerinden daha çok etken
olabilmektedir (Bilen, 1995: 25).
2.15. İlgili Yayın ve Araştırmalar
2.15.1. Öz Yeterlilik ile İlgili Yapılan Araştırmalar
McCormick ve McPherson (2003) çalışmalarını, müzik performans sınavı
içeriğinde yer alan bilişsel işlem basamaklarını incelemek için yapmışlardır.
Çalışmanın asıl amacı, şu ana kadar yapılan ve çok az çalışmada yer alan kademeli
çalgı sınavlarının öğrencilerin öğrenmeleri üzerindeki etkilerine yönelik bir görüş
geliştirmektir. Çalışmanın örneklemini Londra’daki Trinity Koleji’nde öğrenim gören
ve çalgı sınavlarında enstrüman çalan 332 öğrenci oluşturmaktadır. Verilerin analizinde
yapısal eşitlik analizi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda öz yeterliliğin, öğrencilerin
gerçek performanslarını en iyi yordayan şey olduğu söylenmiştir. Araştırmacılar, güdü
ve çalışmanın öğrencilerin performanslarındaki gelişmeler için çok önemli bir rol
oynadığı ve performanlarını iyi bir duruma getirdiğini belirtmişlerdir.
Nielsen (2004) çalışmasını ileri seviyedeki müzik bölümü öğrencilerinin
öğrenme ve çalışma stratejilerini ve öğrencilerin öz yeterlilik inançlarının bu stratejileri
kullanmadaki etkisini ortaya çıkarmak için yapmıştır. Çalışma grubu yaşları 18 ile 43
arasında değişen Norveç yüksek müzik eğitiminde öğrenim gören birinci sınıf
öğrencilerinden oluşmuştur. Öğrencilere çalgı çalışma süreçlerinde kullandıkları
50
stratejilerle ilgili bir ölçek verilmiş ve ayrıntılı bir şekilde doldurmaları istenmiştir.
Ölçek sonuçlarına göre, öğrencilerin genelinin çalgı çalışma süreçlerinde bilişsel, biliş
ötesi ve kaynak kullanımı stratejilerini kullandıkları belirlenmiştir. Çalışma sonucuna
öz yeterlilik inancı yüksek olan öğrencilerin bilişsel ve biliş ötesi stratejilerini öz
yeterlilik inancı düşük olan öğrencilere göre daha yeterli kullandıkları ortaya çıkmıştır.
Ayrıca kız ve erkek öğrencilerin öz yeterlilik inançları yönünden farklılık
göstermelerine karşın çalgı performans düzeyleri ile öz yeterlilik düzeyleri arasında bir
ilişki olmadığı görülmüştür.
Akbulut (2006) müzik öğretmeni adaylarının mesleklerine ilişkin öz yeterlik
inançları adlı çalışmasını 2005-2006 öğretim yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Müzik
Eğitimi ABD, Pamukkale Üniversitesi Müzik Eğitimi ABD, Süleymen Demirel
Üniversitesi Müzik Eğitimi ABD, Muğla Üniversitesi Müzik Eğitimi ABD da öğrenim
gören 1. sınıf düzeyinde 87 ve 4. sınıf düzeyinde 73 olmak üzere 160 öğrenci ile
yapmıştır. Çalışma sonucunda müzik öğretmeni adaylarının sınıf düzeyi ve cinsiyet
değişkenleri bakımından, müzik dersine ilişkin öz yeterlik inanç düzeylerinde ve söz
konusu bu değişkenler açısından müzik öğretmeni adaylarının müzik dersine ilişkin
derse öğrenci katılımı sağlama, öğretimsel stratejileri kullanma ve sınıf yönetimi
boyutlarında öz yeterlik inanç düzeylerinde istatistiksel açıdan anlamlı bir fark
bulunmamıştır.
Piji (2006) çalışmasında dizgeli öğretime göre geliştirilen eşlik dersi
programının akademik başarı, tutum, yeterlik algısı ve kalıcılık üzerindeki etkisini
incelemiştir. Araştırmada deneysel yöntemin ön test, son test gruplu modeli
kullanılmıştır. Araştırmada deneysel yöntemin ön test son test kontrol gruplu modeli
kullanılmıştır. Eşlik dersi alan 33 lisans üçüncü sınıf öğrencisinin 18’i deney 15’i
kontrol grubunda yer almıştır. Araştırma sonucunda dizgeli öğretime göre geliştirilen
eşlik dersi programının uygulandığı grubun eşlik dersi toplam tutum puanları ile
geleneksel öğretimin yapıldığı eşlik dersi toplam tutum puanları arasında deney
grubunun lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Dizgeli öğretime göre geliştirilen eşlik
dersi programının uygulandığı grubun piyano ile eşlik alanında yeterlik algısı puanları
ile geleneksel öğretimin yapıldığı grubun piyano ile eşlik alanında yeterlik algısı
puanları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır.
McPherson ve McCormick (2006), çalgı öğrencilerinin müzik performansına
yönelik değişkenleri ile bu değişkenlerin öğrencilerin çalgı performansına etkisini
51
ortaya çıkarmak için daha önce yaptıkları çalışmanın devamı niteliğinde bir çalışma
yapmışlardır. Çalışma sonucunda, okulda akademik konular üzerinde yapılan tutarlı
çalışmalar ve araştırmacıların bir önceki çalışmaları öz yeterliliğin, genç müzisyenlerin
çalgı sınavlarındaki performanslarını etkileyen en önemli etken olduğu tespit edilmiştir.
Anttila (2007) yaptığı araştırmasında öğretmen adaylarının müzik çalışmalarına
yönelik kavramlarını ve müzik eğitimcisi olarak kendilerini nasıl gördükleri tespit
edilmeye çalışmıştır. Bu araştırmanın kuramsal temeli öz yeterlilik teorisine
dayanmaktadır. Araştırmaya Helsinki, Oulu ve Joensuu üniversitelerinden 256 Finli
öğretmen adayı katılmıştır. Araştırma sonucunda araştırmaya katılan öğretmen
adaylarının sadece %76’sı kendilerini müzik konusunda yeterli hissettiklerini ve %41’i
ise gelecekte okullarında müzik dersi vermeyeceklerini belirtmişlerdir. Öğretmen
adaylarının hemen hemen yarısı (%45) üniversitelerde verilen müzik eğitimini yetersiz
bulmaktadır. Böylece okullardaki müzik eğitimi oldukça etkisiz hâle gelmektedir ve
yeniden düzenlense daha iyi olacaktır. Araştırma sonucunda bu durumu düzeltmek için
öneriler getirilmiştir.
Canakay (2007) çalışmasını aktif öğrenme yöntemlerinin müzik öğretmeni
adaylarının müzik teorisi dersine ilişkin akademik başarı, tutum, öz yeterlilik algıları ve
yüklemeleri üzerindeki etkilerinin geleneksel öğretim yöntemlerine göre anlamlı
farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymak amacıyla yapmıştır. Araştırmada ön
test-son test kontrol gruplu deney deseni kullanılmıştır. 2006-2007 öğretim yılında
Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik
Eğitimi ABD 1. sınıfta öğrenim gören 26 öğrenci ile yapılmıştır. Araştırma sonucunda
aktif öğrenme yöntemlerinin müzik öğretmeni adaylarının müzik teorisi dersine ilişkin
tutumları, özyeterlik algıları ve başarı yüklemeleri üzerinde geleneksel öğrenme
yöntemlerine göre anlamlı düzeyde daha etkili olduğu saptanmıştır.
Ritchie ve Williamon (2007) müziksel öz yeterliliğin kapsamının tam anlamıyla
ortaya konulmadığını belirtmişlerdir. Bu problemden yola çıkarak yaptıkları
çalışmalarında müzik öz yeterlilik inançlarının ölçülebildiği üç yeni anketin pilot
uygulamalarından bahsedilmiştir. Bu anketler, 1) genel müzik öz yeterliliği inancını, 2)
müziksel öğrenme ve 3) performanslarını ölçmek için hazırlanmıştır. Bu amaçla
hazırlanan anketler, müzik öğretmenliği bölümü öğrencilerinden elli üç kişiye
uygulamışlardır. Anketlerin iç tutarlılığı oldukça yüksektir. Araştırma sonucunda
52
öğrencilerin öz yeterlilik puanları ile kendi kendine öğrenme davranışları arasında
anlamlı bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır.
Tokinan (2008) çalışmasında Oyun Dans ve Müzik dersinde yapılan yaratıcı
dans etkinliklerinin motivasyon, özgüven, beden dili ve dansa ilişkin öz yeterlilik ve
dans performansı üzerindeki etkilerini incelemiştir. 2007-2008 öğretim yılında DEÜ
Buca Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi ABD dördüncü
sınıf öğrencileri İlköğretim Bölümü Okul Öncesi ABD dördüncü sınıf öğrencileri ile
yapılmıştır. Araştırma sonucunda yaratıcı dans etkinliklerinin müzik öğretmeni
adaylarının oyun, dans ve müzik dersine ilişkin motivasyonları, öz güvenleri, beden dili
ve dansa ilişkin öz yeterlilik ve dans performansları üzerinde anlamlı düzeyde farklılık
olduğu saptanmıştır.
Özmenteş ve Özmenteş (2008), çalışmalarını çalgı öğrencilerinin müzik
yeteneklerine ilişkin öz yeterlilik düzeyleri ile onların kişisel özellikleri arasındaki
ilişkileri belirlemek amacıyla yapmışlardır. Çalışmanın evrenini 2006-2007 öğretim
yılında Dokuz Eylül Üniversitesinde okumakta olan müzik öğretmeni adayları ve
konservatuvar lisans bölümü öğrencileri, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesinde
okumakta olan müzik öğretmeni adayları ve Hacettepe Üniversitesi Devlet
Konservatuvarı
lisans
bölümü
öğrencilerinden
oluşan
toplam
380
öğrenci
oluşturmuştur. Çalışma sonucunda öğretmen adaylarının müzik yeteneğine ilişkin öz
yeterlilik düzeylerinin, onların cinsiyetlerine, günlük çalgı çalışma sürelerine, çalgı
deneyimlerine ve okumakta oldukları okula göre önemli farklılıklar gösterdiği
anlaşılmıştır.
Otacıoğlu (2008) çalışmasında Okul Deneyimi I uygulamasına katılan müzik
öğretmeni adaylarının öz etkililik- yeterlik düzeylerini incelemiştir. Çalışma 2007-2008
öğretim yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği
Okul Deneyimi I uygulamasına katılan 30 öğrenci ile yapılmıştır. Çalışma sonucunda
öğrencilerin öz etkililik- yeterlik düzeyleri ile bazı değişkenler arasında istatistiksel
olarak anlamlı farklılıklar olduğu saptanmıştır.
Yıldırım (2009) çalışmasında Kodaly yönteminin ilköğretim öğrencilerinin
keman çalma becerisi, öz yeterlilik algısı ve keman çalmaya ilişkin tutumları
üzerindeki etkilerini incelemiştir. Deneme modelindeki araştırma 2007-2008 öğretim
yılında İzmir Yöneliş Kolejinde daha önce çalgı almamış 3, 4 ve 5. sınıflarında öğrenim
53
gören öğrencilerinden tek ses, ezgi, ritim, şarkı söyleme fiziksel uygunluk ve isteklilik
göz önüne alınarak seçilen 13 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda
Kodaly yönteminin keman çalma becerisinin müzikal boyutunda, kemen çalmaya
ilişkin tutum ve keman çalmaya yönelik öz yeterliğin yatkınlık boyutu üzerinde
geleneksel müzik öğretimine göre daha anlamlı düzeyde etkili olduğu saptanmıştır.
Saygı (2009) çalışmasında aktif öğrenme yöntemlerinin müzik öğretmeni
adaylarının Müzik Tarihi dersine ilişkin başarı, tutum ve öz yeterlilikleri üzerindeki
etkilerini incelemiştir. Araştırmada ön test son test kontrol gruplu deney deseni
kullanılmıştır. Araştırma müzik eğitiminde öğrenim gören 29 öğrenci ile yapılmıştır.
Araştırma sonucunda aktif öğrenme yöntemlerinin müzik öğretmeni adaylarının müzik
tarihi dersine ilişkin başarıları, müzik tarihi dersine ilişkin tutumları üzerinde anlamlı
düzeyde etkili olduğu, Müzik Tarihi dersine ilişkin öz yeterlikleri üzerinde anlamlı
farklılık yaratmamıştır.
2.15.2. Tutum ile İlgili Yapılan Araştırmalar
Özmenteş (2006) ilköğretim 4 ve 5. sınıf düzeyindeki öğrencilerin müzik
dersine yönelik tutumlarını (MDYTÖ) ölçmekte kullanılabilecek bir ölçme aracını
geliştirmek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Türkiye koşullarında geliştirilen ölçeğin
geçerlik ve güvenirlik çalışmaları ilköğretim 4 ve 5. sınıf düzeyindeki 247 öğrenci
üzerinde yapılmıştır. Analizler için SPSS istatistik paket programı kullanılmıştır.
MDYTÖ’nin yapı geçerliği temel bileşenler analizi ile güvenirliği ise Cronbach Alpha
tekniği ile hesaplanmıştır. Bunun sonucunda tek faktörlü olduğu görülen 20 maddelik
ölçeğin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı 0.86 olarak bulunmuştur. Tüm bulgular
MDYTÖ’nin ilköğretim 4 ve 5. sınıf düzeyindeki öğrencilerin müzik dersine yönelik
tutumlarını
ölçmekte
kullanılabilir
geçerli
ve
güvenilir
bir
araç
olduğunu
göstermektedir.
Çizmeci (2006) çalışmasında aktif öğrenme tekniklerine dayalı müzik
öğretiminin müzik bilgilerinin öğrenilmesi, işitme becerileri ile müzik dersine ilişkin
olumlu tutum ve görüşlerin gelişmesi üzerindeki etkilerini, geleneksel yaklaşıma dayalı
müzik öğretimi ile karşılaştırmalı olarak incelemiştir. Araştırma ilköğretim 6. sınıf
54
öğrencilerinden iki grup üzerinde yapılmıştır. Araştırma sonucunda müzik dersine
ilişkin olumlu tutumların gelişmesinde aktif öğrenme tekniklerine dayalı müzik
öğretiminin geleneksel yaklaşıma dayalı müzik öğretimine göre anlamlı farklılıklar
gösterdiği saptanmıştır. Aktif öğrenme tekniklerine dayalı müzik öğretiminin
geleneksel yaklaşıma göre olumlu tutumların gelişmesinde daha etkili olduğu
saptanmıştır.
Nacakcı (2006) çalışmasında İlköğretim öğrencilerinin müzik dersine ilişkin
tutumlarını incelemiştir. Ankara ili MEB bağlı ilköğretim okullarından seçilen 490
öğrenci ile yapılan çalışmanın sonucunda ilköğretim öğrencilerinin müzik dersine karşı
genel olarak olumlu bir tutum sergiledikleri bulunmuştur. Öğrenci tutumlarının
değişkenlere göre karşılaştırılmasında, kızların erkeklere göre müzik dersine karşı daha
olumlu bir tutum sergiledikleri, aile eğitim durumu ve gelir düzeyi değişkenlerinin
öğrencilerin derse yönelik tutumlarının değişim göstermesinde etkisinin olmadığı
saptanmıştır.
Güdek (2007) çalışmasında Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi A.B.D. 1 ve 4. sınıf
öğrencilerinin müzik öğretmenliği mesleğine yönelik tutumlarının öğrenciye ait farklı
değişkenler açısından incelemiştir. Araştırma sonucunda müzik eğitimi ana bilim dalı
öğrencilerinin müzik öğretmenliğine yönelik tutumları olumludur. Cinsiyete göre kız
öğrencilerin erkeklere oranla daha olumlu tutumlara sahiptir. Öğrencilerin sınıf
değişkenine göre 1. sınıf öğrencilerinin 4. sınıf öğrencilerine göre daha olumlu
tutumlara sahip olduğu görülmüştür. Öğrencilerin mezun olduğu liseye göre
tutumlarında farklılık görülmemiştir. Anne ve babaların eğitim seviyelerinin tutumlarda
farklılık oluşturmadığı, ailede müzik öğretmeni bulunma durumuna göre öğrencilerin
müzik öğretmenliği mesleğine yönelik tutumlarında farklılaşma olmadığı saptanmıştır.
Öztopalan (2007) çalışmasında özel kullar ile devlet okullarının 6,7 ve 8. sınıf
öğrencilerinin müzik dersine ilişkin tutumları ve akademik başarıları arasındaki ilişkiyi
incelemiştir. Araştırma sonucunda ilköğretim düzeyindeki devlet okullarında öğrenim
gören öğrencilerin özel okullarda öğrenim gören öğrencilere göre müzik dersine ilişkin
tutumlarında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Her iki okul türünde öğrenim gören
öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları ile not durumları arasında anlamlı fark
vardır. Her iki okul türünde öğrencilerin ailelerinde müzikle ilgilenen birey olup
olmama durumlarına göre anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Her iki okul türünde
öğrencilerin herhangi bir enstrüman çalma durumlarına göre farklılıklar bulunmuştur.
55
Her iki okul türünde öğrenim gören öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları ile
ailelerin aylık gelir durumları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
Her iki
okul türünde öğrenim gören öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları ile not
durumları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur.
Özcan (2007) araştırmasında orff öğretisinin ve yaratıcı dramanın uygulandığı
ve
uygulanmadığı
okullarda
öğrencilerin
müzik
dersine
olan
tutumlarını
karşılaştırmıştır. Araştırma İzmir ilinde birinci kademe öğrencilerinden üçüncü,
dördüncü ve beşinci sınıflarda öğrenim gören 152’ si kız 170’ i erkek toplam 322
öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin müzik dersine ilişkin
tutumları, öğrenim gördükleri okullara göre önemli bir farklılık oluşturmuştur. Öğrenci
tutumları cinsiyete göre önemli bir farklılık oluşturmuştur. Öğrencilerin müzik dersine
ilişkin tutumları öğrenim gördükleri sınıflara göre önemli bir farlılık göstermemektedir.
Saruhan (2008) çalışmasında ilköğretim ikinci kademesinde öğrencilerin müzik
dersi tutumlarını farklı değişkenler açısından incelemiştir. Araştırma resmî ve özel
ilköğretim okullarında 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinden 390 kişiye uygulanmıştır.
Araştırma sonucunda öğrencilerin müzik tutumları okul dışında en az 1 yıl özel müzik
dersi alıp almama değişkenine göre okul dışında en az 1 yıl özel müzik dersi alanlar
lehine gerçekleşmiştir. Öğrencilerin müzik tutumları cinsiyet değişkenine göre kız
öğrencilerin lehine gerçekleşmiştir. Öğrencilerin müzik tutumları 4 ve 5 sınıfta müzik
dersini branş öğretmeni ile işlenip işlenmediği durum değişkenine göre anlamlı farklılık
göstermemiştir.
Karabulut (2009) araştırmasında Türkiye’deki Eğitim Fakültelerinin Müzik
Eğitimi A.B.D.’ nın 1 ve 3. sınıflarında öğrenim gören öğrencilerin piyano dersine
yönelik tutumlarını incelemiş ve bu tutumların çeşitli değişkenlere göre piyano başarısı
ile ilişkilerini belirlemiştir. Araştırma sonucunda piyano dersine yönelik tutumların
kararsızlık yönünde olduğu tespit edilmiştir. Kız öğrencilerin tutumları olumlu, erkek
öğrencilerin ise kararsız bir tutuma sahip oldukları görülmüştür. Piyano dersine yönelik
tutumların mezun olunan liseye göre farklılaşmadığı, devam edilen sınıf düzeyinde
öğrencilerin tutumlarında 1. sınıfların olumlu bir tutuma sahip oldukları, 3. sınıfların
kararsız bir tutum sergiledikleri tespit edilmiştir.
Kocaarslan (2009), araştırmasını genel müzik eğitimi alan ilköğretim
öğrencilerinin müzik dersine ilişkin tutum, müzikal öz güven ve motivasyon
56
düzeylerinin birbirleriyle olan bağıntılarını anlamak ve bu bağıntıların hangi
değişkenler
dâhilinde
farklılıklar
gösterebileceğini
ortaya
koymak
amacıyla
gerçekleştirilmiştir. Survey yöntemi ile yapılan bir alan araştırması olan bu çalışmanın
örneklemini Maltepe Gülensu İlköğretim Okulu (n=203) ve Yakacık Doğa Koleji
(n=128) dördüncü, beşinci, altıncı yedinci ve sekizinci sınıf ilköğretim öğrencileri
olmak üzere toplam 331 kişi oluşturmuştur. Araştırmanın istatistiksel analizlerinde
Bağımsız Grup t Testi, Kruskal Wallis-H Testi, Mann Whitney-U Testi, yüzde - frekans
analizleri ve korelasyon teknikleri kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara
göre, genel müzik eğitimi alan ilköğretim öğrencilerinin müzikal öz güven ve
motivasyon düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Aynı şekilde
öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları ve müzikal öz güven düzeyleri arasında da
anlamlı bir ilişki olmadığı görülmüştür.
Kırcıoğlu (2009), araştırmasını sınıf öğretmenlerinin müzik dersi öğretimine
ilişkin bilgi düzeyleri, öz yeterlilik algıları ile tutumlarının belirlenmesi üzerine
yapmıştır. 2007–2008 eğitim öğretim yılında örneklem içerisindeki illerde görev
yapmakta olan sınıf öğretmenlerine bilgi testi, öz yeterlik ölçeği ve tutum ölçeği
uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda sınıf öğretmenlerinin müzik dersi öğretimine
ilişkin tutum ölçeğinden aldıkları puanlar incelenerek; cinsiyet, meslekteki hizmet yılı
değişkenleri açısından anlamlı farklılık olmadığı, ancak mezun olunan eğitim basamağı
açısından sınıf öğretmenlerinin müzik dersi öğretimine ilişkin tutumlarının farklılık
gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.
BÖLÜM III
YÖNTEM
Bu bölümde araştırmanın modeli, araştırma grubu, araştırmanın yapıldığı
okulların özellikleri, veri toplama araçları, verilerin toplanması ve verilerin
çözümlenmesine ilişkin bilgilere yer verilmiştir.
3.1. Araştırmanın Modeli
Yapılan araştırma betimsel yöntem içerisinde yer alan tarama modelindedir.
Betimsel araştırmalar, verilen bir durumu olabildiğince tam ve dikkatli bir şekilde
tanımlar. Eğitim alanındaki araştırmada, en yaygın betimsel yöntem tarama çalışmasıdır
çünkü araştırmacılar bireylerin, grupların ya da bazen fiziksel ortamların özelliklerini
özetler (Büyüköztürk, Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel, 2008: 21).
Birtakım araştırmalar vardır ki bunlara betimleme survey ya da betimsel
araştırma; kullanılan yönteme de betimleme yöntemi denmektedir. Bazen bu iki
kelimenin birlikte kullanıldığı da olur, betimleme-survey gibi. Bunlar olayların,
objelerin, varlıkların, kurumların, grupların ve çeşitli alanların “ne” olduğunu
betimlemeye, açıklamaya çalışır. Betimleme araştırmaları, mevcut olayların daha önceki
olay ve koşullarla ilişkilerini de dikkate alarak, durumlar arasındaki etkileşimi
açıklamayı hedef alır. Bu yönteme dayanan araştırmalarla, “Durum nedir, neredeyiz, ne
yapmak istiyoruz, nereye, hangi yöne gitmeliyiz, oraya nasıl gideriz?” gibi sorulara,
mevcut zaman kesiti içinde olduğu düşünülen verilere dayanılarak cevap bulunmak
istenir (S. Kaptan, 1998: 59).
58
Tarama modelleri, geçmişte ya da hâlen var olan bir durumu var olduğu şekliyle
betimlemeyi amaçlayan bir araştırma yaklaşımıdır. Araştırmaya konu olan olay, birey
ya da nesne, kendi koşulları içinde ve olduğu gibi tanımlanmaya çalışılır (Karasar,
2005: 77).
3.2. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini, Kırşehir il merkezinde bulunan ilköğretim okullarının 6
ve 7. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır.
Örneklemini ise, 2008-2009 eğitim öğretim yılında, Kırşehir il merkezinde
bulunan üç farklı sosyoekonomik çevre okullarının 6 ve 7. sınıfları oluşturmaktadır. Üst
sosyoekonomik çevrenin okulu olarak A İÖO, orta sosyoekonomik çevrenin okulu
olarak B İÖO ve alt sosyoekonomik çevrenin okulu olarak C İÖO seçilmiştir. Toplam
331 öğrenciye “Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği” ile “Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği”
uygulanarak değerlendirilmeye alınmıştır. Tablo 1’de bu ölçeklerin uygulandığı
öğrencilerin, sınıf ve okullara göre dağılımı gösterilmiştir.
Tablo 3.1
Ölçeklerin Uygulandığı Öğrencilerin Sınıf ve Okullara Göre Dağılımı
Okul
A İÖO
B İÖO
C İÖO
Toplam
Sınıf
6. Sınıf
7. Sınıf
59
70
52
55
41
39
152
164
Toplam
129
107
80
316
3.2.1. Okulların Özellikleri
Bu çalışmada seçilen okulların üç farklı sosyoekonomik çevreyi (alt-orta-üst)
temsil etmesi amaçlanmıştır. Okullarının tespit edilmesinde Kırşehir İl Millî Eğitim
Müdürlüğünde görevli müdür yardımcıları, şube müdürleri ve teftiş kurulu başkanının
düşünce ve görüşleri esas alınmıştır. Buna göre, araştırmanın örnekleminde
59
sosyoekonomik açıdan üst çevrenin okulu olarak A İlköğretim Okulu, orta çevrenin
okulu olarak B İlköğretim Okulu ve alt çevrenin okulu olarak da C İlköğretim Okulu
seçilmiştir. Okulların özellikleri aşağıdaki gibidir.
A İlköğretim Okulu
1968 yılından 1982 yılına kadar ortaokul olarak hizmet veren A İÖO, 1982
yılında ilkokul kısmı da açılarak bugünkü ilköğretim konumunu almıştır. 1206
öğrencinin öğrenim gördüğü okulda, 54 öğretmen bulunmaktadır. Bir müdür, iki müdür
yardımcısından başka üç fen ve teknoloji öğretmeni, dört Türkçe öğretmeni, üç
matematik öğretmeni, üç sosyal bilgiler öğretmeni, üç teknoloji tasarım öğretmeni ve 20
sınıf öğretmeni görev yapmaktadır. Okul iki blok ve toplam 35 derslikten oluşmaktadır.
Okulda fen laboratuvarı, bilgisayar laboratuvarı, kitap sayısı oldukça fazla olan
kütüphane, çok amaçlı salonu (150-200 kişilik), öğretmen çalışma odası, rehberlik
odası, veli görüşme odası, beden eğitimi ve spor odası vardır. Okulda normal öğretim
(08:30-12:00/13:30-14:20 arası) yapılmaktadır. Sınıf mevcutları ortalama olarak, 4 ve 5.
sınıflarda 40 öğrenci; 6, 7 ve 8. sınıflarda ise 30 öğrenci şeklindedir.
Normal öğretim saatleri dışında hafta sonları da öğrencilere açık olan okulda
kitap, matematik, satranç ve çevre kulüpleri bulunmaktadır. Ayrıca fen ve teknoloji,
matematik, İngilizce, sosyal bilgiler ve Türkçe derslerinde ileri öğretime hazırlayıcı
kurslar ile 1-5. sınıflara tamamlama kursları verilmektedir.
Okulda sosyal ve kültürel çalışmalar, folklor çalışmaları, kitap kulübü
çalışmaları yapılmakta, aylık “Sesimiz” adlı dergi çıkartılmaktadır. Ek olarak
öğrencilere il içi ve il dışı geziler ile yakın illerde bulunan üniversitelere geziler
düzenlenmektedir.
Okulun veli profiline bakıldığında ildeki diğer okullara kıyasla daha üst gelir
düzeyine sahip velilerden oluştuğu görülmektedir. Velilerin büyük bir kısmının sağlık
güvencesinin olması bu durumu kanıtlar niteliktedir. Bu yönleri ile dikkate alınan A
İlköğretim Okulu üst düzey sosyoekonomik çevreyi örneklemiştir.
60
B İlköğretim Okulu
B İlköğretim Okulu 1960 yılında kurulmuştur. 3 blok, 50 şube ve 25 derslikten
oluşmaktadır. Okulda ikili öğretim (07:00-12:15/12:30-17:30)
yapılmaktadır. 1600
öğrencinin eğitim öğretim gördüğü okulda 72 öğretmen görev yapmaktadır. B
İlköğretim Okulunun II. kademesinde öğrenim gören öğrencilerin sayısı ortalama 25-30
arasında değişmektedir. II. Normal derslikler dışında 1 fen ve teknoloji laboratuvarı, 1
rehberlik odası, 1 beden eğitimi ve spor odası, 2 bilgisayar laboratuvarı, 1 kütüphane, 1
çok amaçlı salon bulunmakta fakat müzik odası bulunmamaktadır. 7 ve 8. sınıf
öğretmenlerinden gönüllü olanlar hafta sonunda etüt yapmakta ayrıca beden eğitimi
öğretmeni öğrencilerine egzersiz yaptırmaktadır. B İlköğretim Okulunda genel olarak
memur ve esnaf çocukları öğrenim görmektedir. Araştırmada bu okul sosyoekonomik
olarak orta düzeyi temsil etmiştir.
C İlköğretim Okulu
C İlköğretim Okulu 1963 yılında kurulmuştur. 430 öğrencinin öğrenim gördüğü
okulda, 25 öğretmen görev yapmaktadır. Okul iki blok ve toplam 18 derslikten
oluşmaktadır. Okulda 1 fen laboratuvarı 1 bilgisayar laboratuvarı, 1 çok amaçlı salonu
vardır. C İlköğretim Okulunda müzik odası olmasına rağmen müzik dersini işlemek
için gerekli araç gereçleri bulunmamaktadır. Okulda normal öğretim (08:3012:00/13:30-14:20 arası) yapılmaktadır. Sınıf mevcutları ortalama olarak 25 öğrencidir.
Normal öğretim saatleri dışında hafta sonları da öğrencilere açık olan okulda satranç
çalışmaları ve beden eğitimi egzersizleri yapılmaktadır. Genel olarak serbest meslek ve
işçi ailelerin çocuklarının öğrenim gördüğü C İlköğretim Okulu araştırmada alt düzey
sosyoekonomik çevreyi temsil etmektedir.
3.2.2. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Demografik Özellikleri
Araştırmaya katılan öğrencilerin demografik özellikleri tablolar ve grafikler
hâlinde gösterilmiştir.
61
Öğrencilerin öğrenim gördükleri okullara (sosyoekonomik çevre) ait yüzde ve
frekans değerleri Tablo 3.2’de verilmiştir.
Tablo 3.2
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Okullara Göre (Sosyoekonomik Çevre) Dağılımı
Okul
A İÖO
B İÖO
C İÖO
Toplam
f
129
107
80
316
%
40.8
33.9
25.3
100
Tablo 3.2’deki veriler incelendiğinde, A İÖO’ da %40.8 oranıyla 129 öğrenci, B
İÖO’ da %33.9 oranıyla 107 öğrenci ve C İÖO’ da %25.3 oranıyla 80 öğrenci
örneklemde yer almaktadır.
Grafik 3.1’de öğrencilerin okullara göre (sosyoekonomik çevre) bar grafiği
gösterilmiştir.
125
Frekans
100
75
50
25
0
alt
orta
üst
Grafik 3.1. Öğrencilerin Okullara Göre (Sosyoekonomik Çevre) Frekans Dağılımını
Gösteren Bar Grafiği
62
Araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyet değişkenine göre frekans ve yüzde
dağılımları Tablo 3.3’te gösterilmiştir.
Tablo 3.3
Araştırmaya Katılan öğrencilerin Cinsiyete Göre Dağılımı
Cinsiyet
Kız
Erkek
Toplam
f
154
162
316
%
48.7
51.3
100
Tablo 3.3 incelendiğinde araştırmada örnekleme giren öğrencilerin cinsiyet
açısından birbirine yakın sayılarda olduğu söylenebilir. Öğrencilerin %48.7’si kız,
%51.3’ü ise erkektir. Grafik 3.2’de öğrencilerin cinsiyet değişkenine ait bar grafiği
gösterilmiştir.
200
Frekans
150
100
50
0
Kız
Erkek
Grafik 3.2. Cinsiyet Değişkeni İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği
63
Araştırmaya katılan öğrencilerin sınıf seviyesi değişkenine göre frekans ve
yüzde dağılımları Tablo 3.4’te gösterilmiştir.
Tablo 3.4
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Sınıflara Göre Dağılımı
Sınıf
6. Sınıf
7. Sınıf
Toplam
f
152
164
316
%
48.1
51.9
100
Tablo 3.4 incelendiğinde araştırmada örnekleme giren öğrencilerin sınıflar
düzeyinde 6 ve 7. sınıfların birbirine yakın sayılarda olduğu söylenebilir. Bununla
birlikte genel dağılımın da normal olduğu söylenebilir. Öğrencilerin %48.1’i 6. sınıfta
(152 öğrenci), %51.9’u ise (164 öğrenci) 7. sınıfta öğrenim görmektedir.
Grafik 3.3’te öğrencilerin sınıf değişkenine ait bar grafiği gösterilmiştir.
200
Frekans
150
100
50
0
6. sınıf
7. sınıf
Grafik 3.3. Sınıf Değişkeni İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği
64
Örnekleme giren öğrencilerin babalarının öğrenim durumlarına göre frekans ve
yüzde dağılımları Tablo 3.5’te gösterilmiştir.
Tablo 3.5
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Babalarının Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı
Eğitim Durumu
Okuryazar Değil
Sadece Okuryazar
İlkokul
Ortaokul
Lise
Üniversite
Yüksek lisans
Doktora
Toplam
f
77
51
96
84
5
3
316
%
24.4
16.1
30.4
26.6
1.6
0.9
100
Tablo 3.5’e göre babalarının eğitim durumu lise mezunu olan öğrenciler %30.4
oranı ile en yüksek çoğunluğa sahiptir. Babalarının eğitim durumu doktora seviyesinde
olan öğrenciler %0.9 oranı ve yüksek lisans seviyesindeki öğrenciler %1.6 oranı ile en
düşük yüzdeli grup olarak görülmektedir. Öğrencilerin babalarının eğitim durumlarına
göre frekans dağılımları grafik 3.4’te gösterilmiştir.
65
100
Frekans
80
60
40
20
0
ilkokul
mezunu
ortaokul
mezunu
lise mezunu
üniversite
mezunu
yüksek
lisans
doktora
Grafik 3.4. Babalarının Eğitim Durumu Değişkeni İçin Frekans Dağılımını Gösteren
Bar Grafiği
Örnekleme giren öğrencilerin annelerinin eğitim durumlarına göre frekans ve
yüzde dağılımı Tablo 3.6’da gösterilmiştir.
Tablo 3.6
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Annelerinin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı
Eğitim Durumu
Okuryazar Değil
Sadece Okuryazar
İlkokul
Ortaokul
Lise
Üniversite
Toplam
f
3
6
150
45
73
39
316
%
0.9
1.9
47.5
14.2
23.1
12.3
100
66
Tablo 3.6’ya göre annelerinin eğitim durumu ilkokul mezunu olan öğrenciler
%47.5 oranı ile en yüksek çoğunluğa sahiptir. Anneleri okuryazar olmayan öğrenciler
%0.9 oranı ile en düşük yüzdeli grup olarak görülmektedir. Öğrencilerin anneleri
arasında yüksek lisans ya da doktora mezunu olanlar bulunmamaktadır.
Öğrencilerin annelerinin eğitim durumlarına göre frekans dağılımları grafik
3.5’te gösterilmiştir.
150
Frekans
100
50
0
okuryazar
değil
okuryazar
ilkokul
mezunu
ortaokul
mezunu
lise mezunu
üniversite
mezunu
Grafik 3.5. Annelerinin Eğitim Durumu Değişkeni İçin Frekans Dağılımını Gösteren
Bar Grafiği
Tablo 3.7’de araştırmaya katılan öğrencilerin babalarının mesleklerine göre
yüzde ve frekans dağılımı verilmiştir.
67
Tablo 3.7
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Babalarının Mesleklerine Göre Dağılımı
Okul
A İÖO
Sınıflar
Baba
Mesleği
Öğretim
görevlisi
Memur
Öğretmen
Mühendis
Teknisyen
Müfettiş
Esnaf
Polis
Serbest
meslek
Doktor
İşçi
Astsubay
Müdür
Öğretim
üyesi
Veteriner
Çiftçi
Avukat
Şoför
Emekli
Özel
sektör
TOPLAM
6.
Sınıf
7.
Sınıf
f
f
2
B İÖO
Toplam
f
%
2
1.5
6.
Sınıf
7.
Sınıf
f
f
GENEL
TOPLAM
C İÖO
Toplam
f
%
6.
Sınıf
7.
Sınıf
f
f
Toplam
Sınıflar
f
f
%
2
0.6
%
9
9
1
13
16
-
22
25
1
17.0
19.3
0.7
6
5
1
6
3
-
12
8
1
11.2
7.4
0.9
3
1
5
-
8
1
10
1.2
42
33
3
13.2
10.4
0.9
3
5
8
6.2
1
-
1
0.9
-
-
-
-
9
2.8
2
6
2
7
2
2
13
4
1.5
10.0
3.1
8
6
16
1
24
7
22.4
6.5
7
-
9
-
16
-
20
-
2
53
11
0.6
16.7
3.4
10
4
14
10.8
3
10
13
12.1
14
15
29
36.2
56
17.7
1
3
2
5
15
1
2
1
18
3
7
0.7
13.9
2.3
5.4
4
-
4
1
-
8
1
-
7.4
0.9
-
11
-
5
-
16
-
20
-
1
42
4
7
0.3
13.2
1.2
2.2
1
1
2
1.5
-
-
-
-
-
-
-
-
2
0.6
1
-
1
2
1
-
2
2
1
-
1.5
1.5
0.7
-
4
5
7
5
6
1
9
11
8
8.4
10.2
7.4
1
3
1
3
1
2
3
4
2.5
3.7
5
2
13
1
14
12
0.6
4.11
0.3
4.4
3.7
2
-
2
1.5
2
2
4
3.7
1
-
1
1.2
7
2.2
59
70
129
100
52
55
107
100
41
39
80
100
316
100
GENEL
TOPLAM
129
107
80
316
Tablo 3.7’ye göre araştırmaya katılan ve A İÖO’ da öğrenim gören öğrencilerin
babalarının %19.3’ü öğretmen, %17.0’ı memur ve %13.9’u işçidir. Orta sosyoekonomik
çevre okulunu temsil eden B İÖO’ da öğrencilerin %22.4’ünün babası esnaf, %12.1’inin
serbest meslek ve %11.2’sinin ise memurdur. Alt sosyoekonomik çevre okulunu temsil
eden C İÖO’ da ise öğrencilerin %36.2’si serbest meslek, %20’si esnaf ve %20’si
işçidir.
Araştırmaya katılan öğrencilerinin babalarının en fazla serbest meslek (56 kişi)
daha sonra esnaf (53 kişi) ve işçi (42 kişi) ve memur (42 kişi) mesleklerine sahip olduğu
görülmektedir.
68
Araştırmaya katılan öğrencilerin annelerinin mesleklerine göre yüzde ve frekans
dağılımı Tablo 3.8’de verilmiştir.
Tablo 3.8
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Annelerinin Mesleklerine Göre Dağılımı
Okul
A İÖO
Sınıflar
Anne Mesleği
6.
Sınıf
7.
Sınıf
B İÖO
Toplam
6.
Sınıf
7.
Sınıf
C İÖO
Toplam
6.
Sınıf
7.
Sınıf
Genel Toplam
Toplam
Sınıflar
f
f
f
%
f
f
f
%
f
f
f
%
f
%
Ev hanımı
39
47
86
66.6
47
54
101
94.3
41
39
80
100
287
90.8
Hemşire
4
1
5
3.8
-
-
-
-
-
-
-
-
5
1.5
Öğretmen
2
7
9
6.9
1
1
2
1.8
-
-
-
-
11
3.4
Memur
9
12
21
16.2
-
-
-
-
-
-
-
-
21
6.6
Müdür
1
-
1
0.7
-
-
-
-
-
-
-
-
1
0.3
Öğretim görevlisi
1
-
1
0.7
-
-
-
-
-
-
-
-
1
0.3
Diyetisyen
1
-
1
0.7
-
-
-
-
-
-
-
-
1
0.3
Serbest meslek
1
2
3
2.3
1
-
1
0.9
-
-
-
-
4
1.26
Sekreter
1
-
1
0.7
1
-
1
0.9
-
-
-
-
2
0.6
Mühendis
-
1
1
0.7
-
-
-
-
-
-
-
-
1
0.3
Sigortacı
-
-
-
-
1
-
1
0.9
-
-
-
-
1
0.3
-
-
-
-
1
-
1
0.9
-
-
-
-
1
0.3
59
70
129
100
52
55
107
100
41
39
80
100
316
100
Güvenlik
görevlisi
TOPLAM
GENEL
TOPLAM
129
107
80
Tablo 3.8’e göre araştırmaya katılan ve A İÖO’ da öğrenim gören öğrencilerin
annelerinin %66.6’sı ev hanımı, %16.2’si memur ve %6.9’u öğretmendir. Orta
sosyoekonomik çevre okulunu temsil eden B İÖO’ da öğrencilerin %94.3’ünün annesi
ev hanımı, %1.8’i öğretmendir. Bunu aynı %0.9’luk yüzde ile serbest meslek, sekreter,
sigortacı ve güvenlik görevlisi izlemektedir. Alt sosyoekonomik çevre okulunu temsil
eden C İÖO’ da ise öğrencilerin hepsinin annesi ev hanımıdır.
Tablo 3.8’e göre toplamda araştırmaya katılan öğrencilerinin annelerinin en
fazla ev hanımı (287 kişi) daha sonra memur (21 kişi) ve öğretmen (11 kişi)
mesleklerine sahip olduğu görülmektedir.
Araştırmaya katılan öğrencilerin ailelerinin aylık ortalama gelir durumlarına
göre dağılımı Tablo 3.9’da verilmiştir.
316
69
Tablo 3.9
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Ailelerinin Aylık Ortalama Gelir Durumlarına Göre
Dağılımı
Ekonomik Gelir
500 TL den az
500-1000 TL
1000-1500TL
1500-2000TL
2000TL ve üzeri
Toplam
f
40
99
76
50
51
316
%
12.7
31.3
24.1
15.8
16.1
100
Tablo 3.9 incelendiğinde ailelerinin aylık ortalama gelir durumu 500-1000 TL
olan öğrenciler %31.3 oran ile en yüksek çoğunluğa sahiptir. Aylık ortalama gelir
durumu 500 TL’den az olan öğrencilerin ailesi ise %12.7 oranı ile en düşük yüzdeli
grup olarak görülmektedir. Öğrencilerin ailelerinin aylık ortalama gelir durumlarına
göre frekans dağılımları grafik 3.6’da gösterilmiştir.
100
Frekans
80
60
40
20
0
500TL den az
500-1000 TL
1000-1500TL
1500-2000TL
2000TL ve
üzeri
Grafik 3.6. Ailelerin Aylık Ortalama Gelir Durumu Değişkeni İçin Frekans Dağılımını
Gösteren Bar Grafiği
70
Araştırmaya katılan öğrencilerin okul öncesi eğitim alma durumlarına göre
frekans ve yüzde dağılımı Tablo 3.10’da gösterilmiştir.
Tablo 3.10
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Okul Öncesi Eğitim Alma Durumuna Göre Dağılımı
Okul Öncesi Eğitim
Alma Durumu
Evet
Hayır
Toplam
f
%
155
161
316
49.1
50.9
100
Tablo 3.10 incelendiğinde öğrencilerin %50.9’u (161 öğrenci) okul öncesi
eğitim almamışken, %49.1’i (155 öğrenci) almıştır. Yüzdeler birbirine oldukça yakındır.
Öğrencilerin okul öncesi eğitim alma durumuna göre frekans dağılımları grafik
3.7’de gösterilmiştir.
200
Frekans
150
100
50
0
Evet
Hayır
Grafik 3.7. Okul Öncesi Eğitim Alma Durumu Değişkeni İçin Frekans Dağılımını
Gösteren Bar Grafiği
71
Araştırmaya katılan öğrencilerin ilköğretim 4 ve 5. sınıf müzik dersine giren
öğretmenlere göre sonuçların dağılımı Tablo 3.11’de gösterilmiştir.
Tablo 3.11
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin İlköğretim 4 ve 5. Sınıfta Müzik Dersine Giren
Öğretmenlere Göre Dağılımı
İlköğretim 4 ve 5. Sınıfta
Müzik Dersine Giren
Öğretmenler
Sınıf Öğretmeni
Müzik Öğretmeni
Sınıf ve Müzik Öğretmeni
Toplam
f
%
40
240
36
316
12.7
75.9
11.4
100
Tablo 3.11’deki veriler incelendiğinde araştırmaya katılan öğrenciler 4 ve 5.
sınıfta öğrenim görürken %75.9’unun müzik dersine müzik öğretmeni, %12.7’sinin
sınıf öğretmeni ve %11.4’ünün hem sınıf ve hem de müzik öğretmeni girmişlerdir.
Öğrencilerin ilköğretim 4 ve 5. sınıfta müzik dersine giren öğretmenlere göre
frekans dağılımı grafik 3.8’de gösterilmiştir.
72
250
Frekans
200
150
100
50
0
sınıf öğretmeni
müzik öğretmeni
sınıf ve müzik
öğretmeni
Grafik 3.8. İlköğretim 4 ve 5. Sınıfta Müzik Dersine Giren Öğretmen Değişkeni İçin
Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği
Araştırmaya katılan öğrencilerin ailesinde müzikle ilgilenen birey olup
olmamasına göre sonuçların dağılımı Tablo 3.12’de gösterilmiştir.
Tablo 3.12
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Ailesinde Müzikle İlgilenen Birey Olup Olmama
Durumuna Göre Dağılımı
Ailede Müzikle İlgilenen
Birey Olup Olmama
Durumu
Evet
Hayır
Toplam
f
%
120
196
316
38.0
62.0
100
73
Tablo 3.12’deki veriler incelendiğinde araştırmaya katılan öğrencilerin %38’i
ailesinde müzikle ilgilenen birey olduğunu, %62’si ise ailesinde müzikle ilgilenen birey
olmadığını belirtmiştir.
Öğrencilerin ailesinde müzikle ilgilenen birey olup olmamasına göre sonuçların
frekans dağılımı grafik 3.9’da gösterilmiştir.
200
Frekans
150
100
50
0
Evet
Hayır
Grafik 3.9. Ailesinde Müzikle İlgilenen Birey Olup Olmama Durumuna Göre Frekans
Dağılımını Gösteren Bar Grafiği
Araştırmaya katılan öğrencilerin okul içinde ya da dışında müzikle ilgili
etkinliklere katılma durumlarına göre sonuçların dağılımı Tablo 3.13’te gösterilmiştir.
74
Tablo 3.13
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Okul İçi ya da Dışındaki Müzikle İlgili Etkinliklere
Katılma Durumuna Göre Dağılımı
Okul İçi ya da Dışındaki
Müzikle İlgili
Etkinliklere Katılma
Durumu
Evet
Hayır
Toplam
f
%
85
231
316
26.9
73.1
100
Tablo 3.13’teki veriler incelendiğinde örneklemdeki öğrencilerin %73.1’i (231
öğrenci) okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili etkinliklere katılmadıklarını, öğrencilerin
%26.9’u ise (85 öğrenci) katıldığını belirtmiştir.
Öğrencilerin okul içi ya da dışındaki etkinliklere katılma durumuna göre frekans
dağılımı grafik 3.10’da gösterilmiştir.
250
Frekans
200
150
100
50
0
Evet
Hayır
Grafik 3.10. Okul İçi ya da Dışındaki Müzikle İlgili Etkinliklere Katılma Durumu
Değişkeni İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği
75
Araştırmaya katılan öğrencilerin blokflüt dışında bir çalgı çalma durumuna göre
sonuçların dağılımı Tablo 3.14’te gösterilmiştir.
Tablo 3.14
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Blokflüt Dışında Bir Çalgı Çalıp Çalmama
Durumuna Göre Dağılımı
Blokflüt Dışında Bir
Çalgı Çalıp Çalmama
Durumu
Evet
Hayır
Toplam
f
%
66
250
316
20.9
79.1
100
Tablo 3.14’teki veriler incelendiğinde öğrencilerin %20.9’u blokflüt dışında bir
çalgı çaldıklarını belirtirken, %79.1’i blokflüt dışında herhangi bir çalgı çalmadıklarını
belirtmişlerdir.
Öğrencilerin blokflüt dışında bir çalgı çalıp çalmama durumuna göre frekans
dağılımı grafik 3.11’de gösterilmiştir.
250
Frekans
200
150
100
50
0
Evet
Hayır
Grafik 3.11. Blokflüt Dışında Bir Çalgı Çalma Durumu İçin Frekans Dağılımını
Gösteren Bar Grafiği
76
Araştırmaya katılan öğrencilerin ailelerinin müzikle ilgilenmelerini destekleyip
desteklememe durumuna göre sonuçların dağılımı Tablo 3.15’te gösterilmiştir.
Tablo 3.15
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Ailelerinin Müzikle İlgilenmelerini Destekleyip
Desteklememe Durumuna Göre Dağılımı
Ailelerinin Öğrencilerin
Müzikle İlgilenmelerini
Destekleyip
Desteklememe Durumu
Evet
Hayır
Toplam
Tablo
3.15’teki
veriler
f
%
226
90
316
71.5
28.5
100
incelendiğinde
öğrencilerin
%71.5’i
müzikle
ilgilenmeleri konusunda aileleri tarafından desteklendiklerini belirtirken, %28’i aileleri
tarafından desteklenmediklerini belirtmişlerdir.
Öğrencilerin müzikle ilgilenmeleri konusunda aileleri tarafından desteklenip
desteklenmeme durumuna göre frekans dağılımı grafik 3.12’de gösterilmiştir.
77
250
Frekans
200
150
100
50
0
Evet
Hayır
Grafik 3.12. Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Ailelerinin Müzikle İlgilenmelerini
Destekleme Durumu İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği
Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik öğretmenlerinin derste blokflüt dışında
çalgı kullanıp kullanmamasına göre sonuçların dağılımı Tablo 3.16’da gösterilmiştir.
Tablo 3.16
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Öğretmenlerinin Derste Blokflüt Dışında
Çalgı Kullanma Durumuna Göre Dağılımı
Öğrencilerin Müzik
Öğretmenlerinin Derste
Blokflüt Dışında Çalgı
Kullanma Durumu
Evet
Hayır
Toplam
f
%
188
128
316
59.5
49.5
100
78
Tablo
3.16’daki
veriler
incelendiğinde
öğrencilerin
%59.5’i
müzik
öğretmenlerinin müzik dersinde blokflüt dışında farklı çalgılar kullandığını, %49.5’i ise
müzik öğretmenlerinin derste sadece blokflüt çaldığını belirtmiştir.
Öğrencilerin müzik öğretmenlerinin derste blokflüt dışında çalgı kullanıp kullanmama
durumuna göre frekans dağılımı grafik 3.13’te gösterilmiştir.
200
Frekans
150
100
50
0
Evet
Hayır
Grafik 3.13. Öğrencilerin Müzik Öğretmenlerinin Derste Blokflüt Dışında Çalgı
Kullanma Durumu İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği
Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik öğretmenlerinin derste vurmalı çalgı
kullanıp kullanmamasına göre sonuçların dağılımı Tablo 3.17’de gösterilmiştir.
79
Tablo 3.17
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Öğretmenlerinin Derste Vurmalı Çalgılar
Kullanıp Kullanmama Durumuna Göre Dağılımı
Müzik Öğretmenlerinin
Derste Vurmalı Çalgılar
Kullanma Durumu
Evet
Hayır
Toplam
f
%
316
316
100
100
Tablo 3.17 incelediğinde araştırmaya katılan öğrencilerin tamamı müzik
öğretmenlerinin, ders işlerken vurmalı çalgıları kullanmadıklarını belirtmişlerdir.
Öğrencilerin müzik öğretmenlerinin derste vurmalı çalgılar kullanıp kullanmama
durumuna göre frekans dağılımı grafik 3.14’te gösterilmiştir.
400
Frekans
300
200
100
0
Hayır
Grafik 3.14. Öğrencilerin Müzik Öğretmenlerinin Derste Vurmalı Çalgılar Kullanma
Durumu İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar Grafiği
80
Araştırmaya katılan öğrencilerin akademik başarılarına göre sonuçların dağılımı
tablo 3.18’de gösterilmiştir.
Tablo 3.18
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Dersi Akademik Başarılarına Göre Dağılımı
Akademik Başarı
Durumu
Zayıf
Geçer
Orta
İyi
Pekiyi
Toplam
f
%
2
12
61
71
170
316
0.6
3.8
19.3
22.5
53.8
100
Araştırmaya katılan öğrencilerin %53.8’i “pekiyi” derecesinde akademik
başarıya sahipken %0.6’sı “zayıf”tır.
Araştırmaya katılan öğrencilerin akademik başarılarına göre frekans dağılımı
grafik 3.15’te gösterilmiştir.
200
Frekans
150
100
50
0
zayıf
geçer
orta
iyi
pekiyi
Grafik 3.15. Öğrencilerin Akademik Başarıları İçin Frekans Dağılımını Gösteren Bar
Grafiği
81
3.3. Veri Toplama Araçları
Araştırmada, örneklemden veri toplamak için araştırmacı tarafından hazırlanan
5’li likert tipinde “Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği” ile Ayfer Kocabaş’ın1 hazırladığı
3’lü likert tipindeki “Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği” kullanılmıştır.
3.3.1. “Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeğinin” Geliştirilme Aşaması
Ölçek hazırlanırken, genel olarak ölçme araçlarının geliştirilmesinde izlenmesi
gereken aşağıdaki aşamalar takip edilmiştir.
a. Madde Havuzu Oluşturma Aşaması
b. Uzman Görüşüne Başvurma Aşaması
c. Ön Deneme Aşaması
d. Geçerlik Çalışması
e. Faktör Analizi ve Güvenirlik Hesaplama Aşaması (Balcı, 1995, Karasar, 2005,
Tezbaşaran, 1996).
Bu aşamalarda yapılan çalışmalar aşağıdaki şekilde özetlenmiştir.
1
Sayın Prof. Dr. Ayfer KOCABAŞ ile iletişim kurularak “Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği”nin araştırma
kapsamında kullanılması konusunda kendisinden gerekli izin alınmıştır. Bu konudaki yardımlarından
dolayı Sayın Prof. Dr. Ayfer KOCABAŞ’a teşekkür ediyorum.
82
Şekil 3.1. Ölçeğin Geliştirilme Aşamaları (Bozdoğan ve Öztürk, 2008)
3.3.1.a. Madde Havuzu Oluşturma Aşaması
İlköğretim II. kademe öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz yeterliliklerini
tespit etmeye yönelik ölçek hazırlanırken, öz yeterliliğin ne olduğu ve öz yeterlilik
ölçeğinin nasıl hazırlanacağı hakkında geniş çaplı bir literatür araştırması yapılmış ve
mevcut olan öz yeterlilik ölçekleri incelenmiştir (Akkoyunlu ve Kurbanoğlu, 2003;
Bıkmaz, 2004; Cansüngü, 2003; F. Kaptan ve Korkmaz, 2000; Morgil ve diğerleri,
2004; Yaman, Cansüngü ve Altunçekiç, 2004, Bozdoğan ve Çağrı, 2008). Mevcut öz
83
yeterlilik ölçekleri, araştırmada kullanılacak olan öz yeterlilik ölçeğinin hazırlanmasına
rehber olmuştur.
Likert
tipi
ölçekler
bireyin
kendisi
hakkında
bilgi
vermesi
esasına
dayanmaktadır. Bireyin kendisi hakkında bilgi vermesi çok çeşitli biçimlerde ortaya
çıkabilir. Burada birey, genel olarak, çeşitli özellikleri bakımından kendisini gözleyerek,
kendisi hakkındaki gözlem sonuçlarını bildirir. Tekniğin uygulanışında genel olarak
izlenen yol, belirli bir durum karşısında bireyin nasıl bir davranış göstereceğinin
kendisine sözlü yada yazılı olarak sorulmasıdır (Tezbaşaran, 1996: 6-7). Bu amaçla
ilköğretim II. kademede öğrenim gören ve araştırmanın örnekleminde yer almayan 6 ve
7. sınıf toplam 74 öğrenciye “Müzik dersine yönelik duygu ve düşüncelerinizi yazınız.”
şeklinde bir soru sorularak görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenmiştir. Ölçek
maddelerinin hazırlanmasında ilköğretim 6 ve 7 sınıflara ait müzik dersi kazanımları
dikkate alınmıştır.
Öz yeterlilik maddeleri, tutum maddeleri ile benzerlik gösterdiğinden, öz
yeterlilik maddeleri, Tavşancıl (2006: 143-144)’ın “tutum ölçeği hazırlanırken uyulması
gereken kurallar” dikkate alınarak oluşturulmuştur. Bunlar;
1. Bütün öz yeterlilik maddelerinin olgusal durumları değil, istenilen veya
istenilmeyenlerin ifadesi şeklinde yazılmasına dikkat edilmiştir.
2. Her bir maddenin açık, net ve konuya yönelik ifadeler içermesine dikkat
edilmiştir.
3. Öz yeterlilik maddelerinin yarısı olumlu yarısı olumsuz olacak şekilde
düzenlenmeye çalışılmıştır. Öz yeterlilik maddelerinde yansızlık kuralı göz önüne
alınarak olumlu ve olumsuz madde sayısının eşit olması sağlanmıştır.
4. Ölçek "Kesinlikle Katılıyorum", "Katılıyorum", "Kararsızım", "Katılmıyorum"
ve "Hiç Katılmıyorum" olmak üzere 5'li likert tipinde derecelendirilmiştir.
Toplanan veriler içerik analizi kullanılarak müzik dersi öz yeterlilik maddelerine
yönelik tutum öğeleri sistematik bir biçimde çözümlenmiştir. Bu çözümleme ve öz
yeterlilik
ölçekleri
oluşturulmuştur.
ile
ilgili
literatür
taraması
sonucunda
40
aday
madde
84
3.3.1.b. Uzman Görüşüne Başvurma Aşaması
Bir ölçme aracının geçerli ve güvenilir olması bireylerin davranışlarını tahmin
etmedeki başarısı ile doğru orantılıdır. Geçerlik bir ölçü aracının, ölçtüğünü öne
sürdüğü değişkeni ne derece doğru ölçtüğü ilgili bir kavramdır. Kapsam (içerik), ölçütbağımlı ve yapı geçerliliği olmak üzere üç çeşit geçerlik bulunmaktadır (Büyüköztürk,
2003b: 161). Kapsam (içerik) geçerliği, ölçme aracında bulunan soruların (maddelerin)
ölçme aracına uygun olup olmadığı, ölçmek istediği alanı temsil edip etmediği ile ilgili
olup, “uzman görüşü”ne göre saptanmaktadır (Karasar, 2005: 151). Bu amaçla
hazırlanan ölçek, iki alan, iki alan eğitimcisi, bir eğitim bilimleri ve bir Türk dili uzmanı
tarafından incelenerek, maddelerin anlatım eksiklikleri, yanlış anlamalara sebep
olabilecek ifadelerin varlığı ve müzik öğretimine yönelik öz yeterliliği ölçüp
ölçmediğine bakılmış, gerekli yerlerde düzeltmeler yapılmıştır. 40 maddelik taslak
ölçek ön uygulamaya hazır hâle getirilmiştir.
3.3.1.c. Ön Deneme Aşaması
Geliştirilen taslak ölçeğin ön deneme uygulaması için araştırmanın örneklemiyle
aynı özelliği gösteren Kırşehir il merkezindeki alt-orta-üst sosyoekonomik düzeyde
bulunan 5 farklı ilköğretim okulu (X-Y-Z-K-T) seçilmiştir. X,Y İlköğretim Okullarının
(üst sosyoekonomik düzey) 6 ve 7. sınıflarından 300 öğrenciye, Z İlköğretim Okulunun
(orta sosyoekonomik düzey) 6 ve 7. sınıflarından 90 öğrenciye ve K,T İlköğretim
Okullarının (alt sosyoekonomik düzey) 6 ve 7. sınıflarından 136 öğrenci olmak üzere
toplam 526 öğrenciye taslak ölçek uygulanmıştır. Doldurulan ölçekte yönergeye
uymayan, eksik veya yanlış dolduran 10 öğrencinin ölçek formları uygulama dışı
bırakılmış, bu hali ile toplam 516 öğrencinin ölçek formları değerlendirilmeye
alınmıştır.
85
3.3.1.d. Geçerlik Çalışması
Ön uygulama sonucunda, öğrencilerin olumlu maddelere verdikleri cevaplar
“Tamamen Katılıyorum (5), Katılıyorum (4), Kararsızım (3), Katılmıyorum (2), Hiç
Katılmıyorum (1) olacak şekilde 5’den 1’e doğru, öğrencilerin olumsuz tutum
maddelerine verdikleri cevaplar ise; “Tamamen Katılıyorum (1), Katılıyorum (2),
Kararsızım (3), Katılmıyorum (4), Hiç Katılmıyorum (5)” olacak şekilde 1’den 5’e
doğru puanlandırılarak SPSS 15.0 paket programı ile analiz edilmiştir. Hazırlanan öz
yeterlilik ölçeğinden alınabilecek en yüksek ve en düşük puan ise 200-40 arasında
değişmektedir.
Taslak maddeler arasından madde seçmede genellikle madde ya da ölçek
puanları ölçüt alınmaktadır. Ölçeğin bütünüyle ölçülmek istenen durumu ölçmede her
maddenin ölçme gücünü belirlemek için Likert tarafından özgün olarak iki ayrı “madde
analizi” önerilmiştir. Bunlar;
a) Korelasyona dayalı analiz,
b) İç tutarlılık ölçütüne (t-test) dayalı analizdir (Mclver ve Carmines, 1982:
24’ten aktaran: Tezbaşaran, 1996: 28).
Yapılan araştırmada da öğrencilerin öz yeterlilik durumlarını ölçmek için
oluşturulan 40 maddelik “Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği”nin güvenirliği (iç
tutarlılığı) madde analizi ile incelenmiş olup hem korelasyona dayalı madde analizi hem
de alt-üst grup ortalamaları farkına dayalı madde analizi yapılmıştır.
Bu süreçte
aşağıdaki işlemler yapılmıştır:
a) Madde-Toplam Puan Korelâsyonu: Her madde ile ölçek puanı arasındaki
korelasyonların hesaplanması Likert tarafından önerilen ilk nesnel denetimdir. Bir
madde için bu yolla hesaplanan korelasyon katsayısının işareti eksi, değeri sıfır veya
sıfıra yakın ise bu, maddenin diğer maddelerle ölçülmek isteneni ölçmekte yetersiz
kaldığını gösterir. Ölçek puanı (diğer maddelerin oluşturduğu toplam) ile ilişkisi düşük
maddeler, nihai ölçekle ölçülmek istenene pek az katkıda bulunabilir. Sonuç olarak,
86
düşük korelasyonlara sahip maddeler çıkartılmalı ve nihai ölçeğe alınmamalıdır
(Ghiselli, Campbell, Zedeck, 1981: 414’ten aktaran: Tezbaşaran, 1996: 29).
Ölçekteki 40 maddeden hangilerinin çalıştığını belirlemek amacıyla her bir
maddenin ayırt ediciliğine (madde-toplam puan korelasyonuna) bakılmıştır. Maddetoplam puan korelasyonu test maddelerinden alınan puanlar ile testin toplam puanı
arasındaki ilişkiyi açıklamaktadır. Madde-toplam puan korelasyonunun pozitif ve
yüksek olması, maddelerin benzer davranışları örneklediğini gösterir ve testin iç
tutarlığının yüksek olduğunu gösterir (Büyüköztürk, 2003b: 165).
Tablo 3.19 incelendiğinde ölçekte yer alan tüm maddeler için madde-toplam
puan korelasyon değerlerinin 0.122 ile 0.707 arasında değiştiği görülmektedir. Maddetoplam puan korelasyonunu yordamada bazı sınır değerlerin ölçüt olarak alındığı
bilinmektedir. Genel olarak, madde-toplam korelasyonu katsayılarının r ≥ 0,40 için “çok
iyi” bir madde ve 0,30 ≤ r ≤ 0,39 için “iyi” derecede bir maddedir (Büyüköztürk, 2002b,
2003a’ten aktaran: Demirbaş, 2005: 122). Ölçekte madde-toplam puan korelasyonu
0.40’dan düşük olan maddeler çıkartılmıştır. Burada 24, 30 ve 33. maddeler (r≤0.39)
ölçekten çıkartılmıştır.
Tablo 3.19
Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeğinin Madde-Toplam Puan Korelasyon Değerleri
Maddeler
m1
m2
m3
m4
m5
m6
m7
m8
m9
m10
m11
m12
m13
m14
m15
m16
m17
m18
m19
m20
Madde-Toplam Puan
Korelasyonu
0.678
0.437
0.608
0.586
0.554
0.672
0.530
0.464
0.413
0.612
0.635
0.552
0.562
0.518
0.614
0.548
0.617
0.559
0.545
0.616
Maddeler
m21
m22
m23
m24
m25
m26
m27
m28
m29
m30
m31
m32
m33
m34
m35
m36
m37
m38
m39
m40
Madde-Toplam Puan
Korelasyonu
0.566
0.602
0.599
0.307
0.550
0.630
0.519
0.455
0.464
0.122
0.707
0.474
0.223
0.517
0.540
0.585
0.614
0.549
0.578
0.540
87
Bu sonuçlara göre ölçekteki öz yeterlilik maddelerinin güvenirliklerinin yüksek
ve aynı davranışı ölçmeye yönelik oldukları şeklinde yorum yapılabilir. Kalan 37
madde ile alt-üst grup ortalamaları farkına dayalı madde analizi yapılmıştır.
b) Alt-Üst Grup Ortalamaları Farkına Dayalı Madde Analizi: Madde analizi
kapsamında başvurulan bir başka yol, testin toplam puanlarına göre oluşturulan alt %27
ve üst %27’lik grupların madde ortalama puanları arasındaki farkların ilişkisiz t-testi
kullanılarak sınanmasıdır. Gruplar arasında istendik yönde gözlenen arkların anlamlı
çıkması, testin iç tutarlılığının bir göstergesi olarak değerlendirilir. Analiz sonuçları,
maddelerin bireyleri ölçülen davranış bakımından ne derece ayırt ettiğini gösterir
(Büyüköztürk, 2003b: 165).
Ölçek maddelerinin ayırt edicilik güçlerini belirlemeye yönelik her bir madde
için üst grup ve alt grup müzik dersi öz yeterlilik puanları, ortalamaları arasındaki farkın
t değeri hesaplanmıştır. Öncelikle öz yeterlilik puanları yüksekten düşüğe doğru
sıralanmış; alt ve üst gruplar, tüm anketlerin %27’si olan 139’ar kişiden
oluşturulmuştur.
Yapılan analizde madde ortalamaları için t-testi sonuçları Tablo 3.20’de
verilmiştir.
Tablo 3.20
Alt %27 ve Üst %27 Grupların Madde Ortama Puanları İçin t-Testi Sonuçları
Madde
Numarası
m1
m2
m3
m4
m5
m6
m7
Grup
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
N
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
X
2,60
4,56
2,88
4,38
2,78
4,69
2,76
4,82
2,87
4,58
2,87
4,79
3,14
S
1,18
0,69
1,24
1,07
1,19
0,53
1,49
0,55
1,41
0,65
1,32
0,42
1,32
sd
276
t
-16,76
p
0.000*
276
-10,70
0.000*
276
-17,14
0.000*
276
-15,26
0.000*
276
-12,86
0.000*
276
-16,37
0.000*
276
-11,38
0.000*
88
m8
m9
m10
m11
m12
m13
m14
m15
m16
m17
m18
m19
m20
m21
m22
m23
m24
m25
m26
m27
m28
m29
m30
m31
m32
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
4,59
2,64
4,35
2,89
4,41
2,61
4,56
2,74
4,66
2,17
4,13
2,93
4,51
2,78
4,53
2,49
4,76
3,72
4,94
2,25
4,26
2,29
4,13
2,90
4,66
2,51
4,84
2,42
4,33
2,35
4,39
3,54
4,93
2,64
4,33
2,53
4,71
2,93
4,74
2,07
3,94
3,12
4,60
2,47
4,65
2,81
4,46
2,97
4,60
2,90
0,71
1,42
1,07
1,54
0,95
1,36
0,62
1,25
0,54
1,14
0,89
1,30
0,71
1,43
0,78
1,39
0,67
1,44
0,27
1,17
0,87
1,25
0,89
1,42
0,72
1,37
0,58
1,23
0,80
1,30
0,88
1,44
0,38
1,36
0,88
1,37
0,55
1,46
0,86
1,40
1,28
1,51
0,76
1,19
0,59
1,38
0,80
1,34
0,79
1,39
276
-11,30
0.000*
276
-9,81
0.000*
276
-15,20
0.000*
276
-16,50
0.000*
276
-15,91
0.000*
276
-12,54
0.000*
276
-12,67
0.000*
276
-17,29
0.000*
276
-9,80
0.000*
276
-16,23
0.000*
276
-14,05
0.000*
276
-13,00
0.000*
276
-18,37
0.000*
276
-15,27
0.000*
276
-15,28
0.000*
276
-10,97
0.000*
276
-12,30
0.000*
276
-17,29
0.000*
276
-12,51
0.000*
276
-11,65
0.000*
276
-10,31
0.000*
276
-19,24
0.000*
276
-12,13
0.000*
276
-12,35
0.000*
276
-13,46
0.000*
89
m33
m34
m35
m36
m37
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
alt%27
üst%27
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
139
4,65
2,64
4,54
2,49
4,51
3,53
4,91
3,36
4,87
2,73
4,66
0,62
1,32
0,72
1,25
0,86
1,45
0,30
1,48
0,37
1,50
0,76
276
-14,79
0.000*
276
-15,61
0.000*
276
-10,88
0.000*
276
-11,60
0.000*
276
-13,48
0.000*
* p < 0.05 için anlamlı değerler
Yapılan analizde madde ortama puanları için t-testi sonuçlarında tüm maddelerin
p<0.05 için anlamlı değerler olduğu görülmüştür. Bu sebepten 37 maddeden hiçbiri
ölçekten çıkartılmamıştır.
3.3.1.e. Faktör Analizi ve Güvenirlik Hesaplama Aşaması
a) Faktör Analizi: Yapılan araştırmanın bu aşamasında ölçeğin yapı geçerliği
incelenmiştir. Yapı geçerliği, testin ölçülmek istenen davranış bağlamında soyut bir
kavramı (faktörü) doğru bir şekilde ölçebilme derecesini gösterir. Farklı yöntemlerle
yapı geçerliği tespit edilebilir. Bunlardan birisi faktör analizidir (Büyüköztürk, 2003b:
162, Tavşancıl, 2006: 46). Faktör analizi, birbiriyle ilişkili çok sayıda değişkeni bir
araya getirerek az sayıda kavramsal olarak anlamlı değişkenler (faktörler, boyutlar)
bulmayı, keşfetmeyi amaçlayan çok değişkenli bir istatistik olarak tanımlanabilir
(Büyüköztürk, 2002a: 472).
Faktör analizi, tüm veri yapıları için uygun olmayabilir. Verilerin, faktör analizi
için uygunluğu Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) katsayısı ve Barlett Sphericity testi ile
incelenebilir. KMO’nun 0.60’dan yüksek Barlett testinin anlamlı çıkması, verilerin
faktör analizi için uygun olduğunu gösterir (Büyüköztürk, 2003b: 120). Bu sebepten
faktör analizini yapmadan önce belirtilen testler uygulanarak test sonuçları tablo 3.21’de
verilmiştir.
90
Tablo 3.21
Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeğinin Kaiser-Mayer-Olkin (KMO) Örneklem Ölçümü ve
Barlett Testi Sonuçları
Kaiser-Mayer-Olkin (KMO) Örneklem
Ölçüm Değer Yeterliği =
Barlett Testi Yaklaşık Ki-Kare Değeri =
0.958
8224.873
sd = 666
p = 0.00
“Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği”nin Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) değerinin
0.958, Barlett değerinin 8224.873 olduğu tespit edilmiştir. Kaiser 0.90’ın üzerindeki
değerleri mükemmel olarak nitelendirmektedir (Rivera ve Ganaden, 2001: 9).
Dolayısıyla hazırlanan öz yeterlilik ölçeği mükemmel olduğu söylenebilir. Elde edilen
bu değerler faktör analizinin uygulanabilirliğini ve maddeler arasındaki korelasyonun
olduğunu göstermektedir.
Ölçekte yer alan maddelerin ortak faktör varyans değerleri Tablo 3.22’de
verilmiştir.
Tablo 3.22
Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeğinin Maddelerin Ortak Faktör Varyans Değerleri
Maddeler
m1
m2
m3
m4
m5
m6
m7
m8
m9
m10
m11
m12
m13
m14
m15
m16
m17
Başlangıç Değerleri
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
Faktör Yükleri
0.593
0.396
0.472
0.542
0.590
0.588
0.394
0.411
0.382
0.507
0.468
0.433
0.433
0.338
0.585
0.515
0.477
91
m18
m19
m20
m21
m22
m23
m24
m25
m26
m27
m28
m29
m30
m31
m32
m33
m34
m35
m36
m37
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
0.440
0.427
0.573
0.574
0.481
0.590
0.436
0.457
0.486
0.476
0.368
0.560
0.491
0.378
0.466
0.454
0.458
0.536
0.591
0.460
Faktör analizi sonucunda maddelerin faktör yük değerleri büyük öneme sahip
olmaktadır. Büyüköztürk (2003b: 118), maddelerin faktör yük değerlerinin 0.45 ya da
daha yüksek olmasının iyi bir sonucun göstergesi olacağını; az sayıda madde için bu
sınır değerin 0.30’a indirilebileceğini belirtmektedir. Öz yeterlilik ölçeğinde yer alan
maddelerin ortak faktör varyanslarının 0.338-0.593 arasında değiştiği görülmüştür.
“Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği”nde yer alan maddelerin, madde analizleri
tamamlandıktan sonra, ölçeğin faktör yapısını belirlemek için faktör analizi
yöntemlerinden asal eksenlere göre döndürülmüş (varimax rotated) temel bileşenler
analizi yapılmıştır.
Döndürülmüş Temel Bileşenler Analizi: Döndürülmüş temel bileşenler analizi
yapıldığında,
ölçek
maddelerinin
4
faktörde
toplandığı
ve
bu
faktörlerin
isimlendirilebildiği tespit edilmiştir. Tablo 3.23’te döndürülmüş temel bileşenler analizi
verilmiştir.
92
Tablo 3.23
Döndürülmüş Temel Bileşenler Analizi (Varimax Rotated) Sonuçları
M21
M30
M10
M17
M13
M18
M12
M29
M6
M22
M33
M7
M11
M3
m28
m14
m5
m27
m32
m1
m37
m24
m34
m31
m9
m20
m15
m4
m8
m2
m26
m25
m36
m35
m23
m16
m19
1
0.719
0.688
0.618
0.559
0.536
0.535
0.532
0.528
0.524
0.517
0.505
0.486
0.479
0.474
0.433
0.358
0.119
0.165
0.183
0.238
0.089
0.344
0.399
0.389
0.165
0.198
0.143
0.168
0.219
0.121
0.189
0.299
0.244
0.228
0.153
0.177
0.193
2
0.194
0.041
0.154
0.201
0.230
0.349
0.075
0.366
0.097
0.165
0.399
0.220
0.217
0.085
0.278
0.317
0.705
0.655
0.570
0.556
0.522
0.503
0.458
0.448
0.431
0.261
0.302
0.241
0.015
0.256
-0.037
0.385
0.245
0.163
0.221
0.147
0.403
3
0.112
0.104
0.200
0.232
0.300
0.086
0.352
0.307
0.488
0.415
0.122
0.079
0.319
0.360
-0.061
0.110
0.212
0.141
0.133
0.323
0.260
0.243
0.254
0.133
-0.076
0.662
0.655
0.637
0.585
0.562
0.501
0.393
0.122
0.194
0.351
0.322
0.170
4
0.080
0.075
0.246
0.263
0.058
0.158
0.143
0.229
0257
0.123
0.158
0.321
0.299
0.332
0.315
0.312
0.184
0.019
0.300
0.350
0.336
0.065
0.156
0.094
0.404
0.167
0.209
0.224
0.142
-0.008
0.445
0.255
0.676
0.648
0.628
0.599
0.445
Bir maddenin faktörlerdeki en yüksek yük değeri ile bu değerden sonra en
yüksek olan yük değeri arasındaki farkın olabildiğince yüksek olması beklenir. Yüksek
93
iki yük değeri arasındaki farkın en az 0.10 olması önerilir. Çok faktörlü bir yapıda,
birden çok faktörde yüksek yük değeri veren madde, ayrışmamış (binişik) bir madde
olarak tanımlanır ve ölçekten çıkartılması düşünülebilir (Büyüköztürk, 2003b: 119). Bu
bilgiler ışığında döndürülmüş temel bileşenler analizi sonrasında ayrışmamış olarak
tespit edilen 14, 9, 25 ve 19. maddeler ölçekten çıkartılmıştır. III. faktörde yer alan 2.
maddenin faktör yük değeri 0.562 olmasına karşılık, faktörler isimlendirilirken bu
maddenin belirtilen faktör isminde yer almadığı ortaya çıkmıştır. Yani III. faktörün ismi
2. madde ile uyuşmamakta, aynı faktörde yer alan diğer maddelerle uyuşmaktadır. Bu
sebepten 2. maddenin de ölçekten çıkarılması uygun görülmüştür.
32 maddelik öz yeterlilik ölçeğinin öz değeri 1’den büyük olan (13.262, 1.692,
1.637 ve 1.234) 4 faktör altında toplandığı görülmektedir. Bu 4 faktörün ölçeğe ilişkin
açıkladıkları varyans %48.174’tür. Kabul edilebilir miktar olan % 41’in (Kline,1994:
37’ten aktaran: Ekici, 2002: 64) üstünde olan bu varyans miktarının, ölçeğin 4 faktörden
oluşan bir ölçek olarak değerlendirilmesine olanak verdiği kabul edilebilir. Bu faktörler
grafik 3.16’da görülmektedir.
12,5
10,0
7,5
5,0
2,5
0,0
1
3
5
7
9
11
13
15
17
19
21
23
25
27
29
Grafik 3.16. Öz Değerler Grafiği (Scree Plot)
31
33
35
37
94
Öz değer, her bir faktörün faktör yüklerinin kareleri toplamı, her bir faktör
tarafından açıklanan varyansın oranının hesaplanmasında ve önemli faktör sayısına
karar vermede kullanılan bir katsayıdır. Öz değer yükseldikçe, faktörün açıkladığı
varyans da yükselir (Tabachnic ve Fidel, 2001; Tatlıdil, 1992’den aktaran;
Büyüköztürk, 2002a: 473). Öz değerler grafiğinde, grafik eğrisinin hızlı bir düşüş
gösterdiği nokta dördüncü faktörün olduğu yerdir. Grafikte görüldüğü gibi ölçekteki
faktör sayısının dört olduğu kabul edilmiştir. Bulunan dört faktöre ilişkin öz değerler,
varyans yüzdeleri, faktörler içerisinde yer alan madde sayısı Tablo 3.24’te
gösterilmiştir.
Tablo 3.24
Dört Faktörlü Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Faktörlerinin Öz Değerleri, Faktör
İçerisinde Yer Alan Madde Sayısı, Faktör Varyansları, Faktör Eklendikçe Artan
Varyans Değerleri
Müzik Dersi
ÖzYeterlilik Ölçeği
Faktörleri
Öz
Değerler
I
II
III
IV
13.262
1.692
1.637
1.234
Faktör
İçerisinde Yer
Alan Madde
Sayısı
15
8
5
4
Faktör
Varyansları
Faktör Eklendikçe
Artan Varyans
Değerleri
35.843
4.574
4.423
3.334
15.398
27.100
38.333
48.174
Tablo 3.24’e göre faktörlerin öz değerleri ve açıkladıkları varyans yüzdeleri
sırasıyla I. Faktör 13.262, %35.843; II. Faktör 1.692, %4.574; III. Faktör 1.637,
%4.423; IV. Faktör 1.234, %3.334’ tür.
Aşağıda her faktör ayrı ayrı incelenmiştir.
I. FAKTÖR: I. faktör toplam varyansın %35.843’nü oluşturmaktadır. Faktör
yük değeri 0.433 ile 0.719 arasında değişen öz yeterlilik maddelerinin oluşturduğu I.
faktörün verileri Tablo 3.25’te gösterilmiştir. I. faktör içinde bulunan 15 öz yeterlilik
maddesi incelendiğinde öğrencilerin çalgı çalma becerisi ve müziksel yaratıcılıklarını
ölçen maddeler olduğu belirlenmiştir. I. faktör “Müzikte Çalgı Çalma Becerisi ve
95
Müziksel Yaratıcılık” olarak isimlendirilmiştir. Cronbach alpha iç tutarlılık katsayısı
ise 0.907 olarak tespit edilmiştir.
Tablo 3.25
Birinci Faktörde Yer Alan Öz Yeterlilik Maddeleri Öz Yeterlilik Maddeleri, Faktör
Yükleri ile Faktörün Cronbach Alpha Değeri
I. Faktör
Cronbach
Alpha :
0.907
Değişkenler
Öz Yeterlilik Maddeleri
Faktör
Yükleri
M21
M30
M10
M17
Temel müzik terimlerinin neler olduğunu biliyorum.
Temel müzik işaretlerini tanıyorum.
Şarkıları değişik hızlarda çalabilirim.
Müzik dersinde öğrendiğim nota sürelerini kullanarak değişik
ritim kalıpları oluşturabilirim.
Şarkılarda geçen nota sürelerini doğru okuyabilirim.
Müzik dersinde bildiğim notaları kullanarak değişik ezgi kalıpları
yazabilirim.
İlk defa gördüğüm bir şarkının notalarını blokflütle çalabilirim.
Müzikle ilgili bir sorunla karşılaştığımda bu sorunu çözebilirim.
Notaları okumada, bilgi ve becerime güveniyorum.
İlk defa gördüğüm bir şarkının notalarını okumada, kendimi
yeterli hissediyorum.
Duyduğum bir ritim kalıbını doğru olarak tekrar edebilirim.
Duyduğum müziksel sesleri incelik ve kalınlıklarına göre ayırt
edebilirim.
Şarkıları hafif, orta ve kuvvetli gürlüklerde çalabileceğimi
düşünüyorum.
Müzik dersinde öğrendiğim şarkıları blokflütle rahatlıkla
çalabilirim.
Dinlediğim müziklerin türlerini ayırt edebilirim.
0.719
0.688
0.618
0.559
M13
M18
M12
M29
M6
M22
M33
M7
M11
M3
M28
0.536
0.535
0.532
0.528
0.524
0.517
0.505
0.486
0.479
0.474
0.433
II. FAKTÖR: II. faktör toplam varyansın %4.574’ünü oluşturmaktadır. Faktör
yük değeri 0.448 ile 0.705 arasında değişen öz yeterlilik maddelerinin oluşturduğu II.
faktörün verileri Tablo 3.26’da gösterilmiştir. II. faktör içinde bulunan 8 öz yeterlilik
maddesi incelendiğinde öğrencilerin şarkı söyleme becerileri ve ezgi belleklerine güven
duymalarını ölçen maddeler olduğu belirlenmiştir. II. faktör “ Müzikte Şarkı Söyleme
Becerisi ve Ezgi Belleğine Güven Duyma” olarak isimlendirilmiştir. Cronbach alpha
iç tutarlılık katsayısı ise 0.832 olarak tespit edilmiştir.
96
Tablo 3.26
İkinci Faktörde Yer Alan Öz Yeterlilik Maddeleri Öz Yeterlilik Maddeleri, Faktör
Yükleri ile Faktörün Cronbach Alpha Değeri
II. Faktör
Cronbach
Alpha :
0.832
Değişkenler
M5
M27
M32
M1
M37
M24
M34
M31
Öz Yeterlilik Maddeleri
Şarkıları doğru ve güzel söylemede kendime güveniyorum.
Sınıf ortamında şarkı söylemekten çekinmem.
Öğrendiğim şarkılarda sesimi nasıl doğru kullanacağımı
biliyorum.
Müziğe özel bir yeteneğim olduğunu düşünüyorum.
Okulumdaki müzikle ilgili etkinliklere katılmak benim için
eğlencelidir.
İlk kez dinlediğim bir şarkının ezgisini tekrar edebilirim.
Dinlediğim bir şarkıda yapılan yanlışlıkları bulabilirim.
Müzik aletlerini tanımda bilgi sahibi olduğuma inanıyorum.
Faktör
Yükleri
0.705
0.655
0.570
0.556
0.522
0.503
0.458
0.448
III. FAKTÖR: III. faktör toplam varyansın %4.423’ünü oluşturmaktadır. Faktör
yük değeri 0.501 ile 0.662 arasında değişen öz yeterlilik maddelerinin oluşturduğu III.
faktörün verileri tablo 3.27’de gösterilmiştir. III. faktöre “Müzikte Bilgi ve
Uygulamadaki Yetersizlik” ismi verilmiştir. Cronbach alpha iç tutarlılık katsayısı ise
0.799 olarak tespit edilmiştir.
Tablo 3.27
Üçüncü Faktörde Yer Alan Öz Yeterlilik Maddeleri Öz Yeterlilik Maddeleri, Faktör
Yükleri ile Faktörün Cronbach Alpha Değeri
III. Faktör
Cronbach
Alpha :
0.799
Değişkenler
M20
M15
M4
M8
M26
Öz Yeterlilik Maddeleri
Müzik dersinde başarılı olmadığımı düşünüyorum.
Müzik dersinde kendimi yetersiz buluyorum.
Müzik dersinin bana uygun olmadığını düşünüyorum.
Müzik dersinde yeni bir konu öğrenirken zorlanırım.
Müzik dersinde arkadaşlarım kadar başarılı olmanın benim için
imkânsız olduğuna inanırım.
Faktör
Yükleri
0.662
0.655
0.637
0.585
0.501
Dikkat edilirse III. faktörde yer alan öz yeterlilik maddelerinin hepsi
olumsuzdur. Bu maddelerin her birine katılan öğrencilerin müzik bilgi ve becerilerine
güvenmedikleri söylenebilir.
97
IV. FAKTÖR: IV. faktör toplam varyansın %3.334’ünü oluşturmaktadır. Faktör
yük değeri 0.599 ile 0.676 arasında değişen öz yeterlilik maddelerinin oluşturduğu IV.
faktörün verileri tablo 3.28’de gösterilmiştir. IV. faktöre “Müzik Dersinde Kendine
Güven Duyma” ismi verilmiştir. Cronbach alpha iç tutarlılık katsayısı ise 0.793 olarak
tespit edilmiştir.
Tablo 3.28
Dördüncü Faktörde Yer Alan Öz Yeterlilik Maddeleri, Faktör Yükleri ile Faktörün
Cronbach Alpha Değeri
IV. Faktör
Cronbach
Alpha :
0.793
Değişkenler
M35
M36
M23
M16
Öz Yeterlilik Maddeleri
Müzikle ilgili bilgilerim arttıkça kendime güvenim artar.
Müzik aleti çalmak, müzik yapmak kendime olan güvenimi
artırıyor.
Yeterince çalışırsam her şarkıyı doğru ve güzel çalabilirim.
Çalıştığım zaman müzik dersinde başarılı olacağıma inanıyorum.
Faktör
Yükleri
0.676
0.648
0.628
0.599
b) Güvenirlik Hesaplama Aşaması: Faktör analizi yapıldıktan sonra 32
maddelik “Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği” için güvenirlik hesaplamaları yapılmıştır.
Öz yeterlilik ölçeğinin cronbach alpha iç tutarlılık katsayısı 0.943 olarak tespit
edilmiştir. Bu değer, ölçeğin güvenirliği için yüksek değer olarak belirtilmektedir
(Büyüköztürk, 2003b: 165).
3.3.2. Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği
Araştırma kapsamında, ikinci veri toplama aracı olarak “Müziğe İlişkin Tutum
Ölçeği” kullanılmıştır.
Ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışması 1994-1995 öğretim yılında İzmir Dokuz
Eylül Ortaokulu’nda öğrenim gören 136 kız ve 148 erkek olmak üzere toplam 284
öğrenci ile yapılmıştır. Öğrencilere kompozisyon yazdırılması yoluyla madde havuzu
oluşturulmuştur. Seçilen maddeler 10 kişilik müzik öğretmeni ve müzik eğitimi
uzmanlarının görüşleri doğrultusunda yeniden gözden geçirilmiştir. Likert tipi 3 aralıklı
98
Evet, Kısmen, Hayır seçeneklerinin bulunduğu 19’u olumlu, 16’sı olumsuz olmak üzere
seçilen 35 maddenin Orta I, II ve III. sınıflarından seçilen 42 kişilik öğrenci grubuna
uygulanarak anlaşılır bir şekilde yeniden düzenlenmiştir. Son şekli verilen ölçek ise
random yoluyla seçilen ve 284 öğrenciden oluşan Orta I, II ve III. sınıf öğrencilerine
uygulanmıştır.
“Müziğe
İlişkin
Tutum
Ölçeği”
geliştirilmesi
aşamasında
istatistiksel
çözümlemeler SPSS WIN 5.01 paket programı kullanılarak yapılmış olup aşağıdaki
işlemler gerçekleşmiştir:
1. Ölçeği oluşturan maddelerin iç tutarlılığını ortaya koymak amacıyla yapılan
madde analizleri sonucunda 5 maddenin madde-ölçek korelasyon 0.20’nin altında
geçersiz olarak çıkmış olup madde sayısı 30’a indirilmiştir.
2. Kalan 30 madde üzerinde ölçeğin yapı geçerliliğini saptamak için varimax
döndürülmüş faktör analizi uygulanmış olup, faktör yükü 0.40’ın üzerinde olan
maddeler seçilmiştir.
3. Yapılan faktör analizi sonucunda 30 maddenin 6 faktöre dağıldığı ortaya
çıkmıştır.
4. Saptanan her bir faktörün ayrı ayrı cronbach alpha, iki-yarı güvenirlik
katsayıları ile eigen değerleri, değişkenlik yüzdeleri faktör yükleri, communaliteleri,
madde-ölçek korelasyonları hesaplanmıştır.
“Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği” üzerinde yapılan güvenirlik analizi sonucunda
ölçeğin iç tutarlılığını ortaya koyan cronbach alpha katsayısı 0.88, iki-yarı güvenirlik
katsayısı 0.80 olarak bulunmuş olup yapılan faktör analizi sonucunda döndürülmemiş
temel bileşenler analizine göre eigen değerleri 1.00’den büyük 8 faktör saptanmıştır.
Buna göre, faktörlerin eigen değerleri ve açıkladıkları varyans yüzdeleri sırasıyla birinci
faktör 7.31, %24.4; ikinci faktör 1.91, %6.4; üçüncü faktör 1.43, %4.8; dördüncü faktör
1.34, %4.5; beşinci faktör 1.23, %4.1; altıncı faktör 1.14, %3.8; yedinci faktör 1.08,
%3.6; sekizinci faktör 1.03, %3.4’tür. Bu değerler ölçeğin toplam varyansının %55’ini
açıklamaktadır. Varimax döndürülmüş faktör analizi sonucunda ise altı faktör elde
edilmiştir. Tablo 3.29’da birinci faktöre ilişkin bilgiler verilmiştir.
99
Tablo 3.29
Birinci Faktörde Yer Alan Tutum Maddeleri, Faktör Yükleri, Communaliteleri,
Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde-Ölçek Korelasyonları ile Eigen Değerleri,
Cronbach Alpha, İki-Yarı Güvenirlik Katsayıları ve Değişkenlik Yüzdeleri
I. Faktör
Değişkenler
M6
M14
M25
M26
M27
M28
M29
M30
Cronbach Alpha: 0.72
Eigen: 2.84
Tutum Maddeleri
Müzik dersinde çalar söylerken
hata
yapsam
bile,
çalıp
söylemekten çekinmem.
Müzik dersine zorunlu olduğum
için katılıyorum.
Müzik dersinde elimden gelenin
en iyisini yapmaya gayret
ederim.
Müzik
dersinde
müzik
yeteneğimin
geliştiğini
hissediyorum.
Müzik dersinin yeteneğimin
gelişmesinde
katkısının
olmadığını düşünüyorum.
Müzik dersi müzik ile ilgili bir
şeyler yaratmak için bende istek
uyandırıyor.
Müzik
dersinde
birlikte
söyleyip-çalmaktan zevk alırım.
Müzik
dersinde
benim
gösterdiğim başarıyı arkadaşım
göstermediği zaman üzülürüm.
Faktör
Yükleri
İki-Yarı Güvenirlik:
0.77
Communality
X
Değişkenlik Yüzdesi: 35.6
S
Madde-Ölçek
Korelasyonu
0.29
0.42
0.18
1.50
0.69
0.40
0.16
1.84
0.48
0.69
0.48
1.80
0.47
0.67
0.44
1.69
0.52
0.64
0.41
1.70
0.60
0.47
0.66
0.44
1.52
0.64
0.48
0.61
0.38
1.73
0.54
0.44
0.57
0.33
1.48
0.73
0.28
0.51
0.50
0.40
Birinci faktörde ağırlıklı olarak “müzikteki başarı duygusuna” ilişkin 8 madde
bulunmaktadır. Tablo 3.30’da ikinci faktörle ilgili veriler gösterilmektedir.
100
Tablo 3.30
İkinci Faktörde Yer Alan Tutum Maddeleri, Faktör Yükleri, Communaliteleri,
Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde-Ölçek Korelasyonları ile Eigen Değerleri,
Cronbach Alpha, İki-Yarı Güvenirlik Katsayıları ve Değişkenlik Yüzdeleri
II. Faktör
Değişkenler
M1
M2
M4
M10
M13
Cronbach Alpha: 0.64
Eigen: 2.19
Tutum Maddeleri
Faktör
Yükleri
Müzik çok sevdiğim dersler
arasındadır.
0.71
İki-Yarı Güvenirlik: 0.66
Değişkenlik Yüzdesi:
43.9
S
Madde-Ölçek
Korelasyonu
Communality
X
0.50
1.80
0.43
0.48
0.61
0.37
1.83
0.38
0.37
0.65
0.43
1.45
0.66
0.40
Programda müzik ders saatleri
arttırılırsa çok mutlu olurum.
0.57
0.32
1.50
0.64
0.34
Müzik ödevlerini sıkılmadan
zevkle yaparım.
0.74
0.55
1.81
0.41
Müzik dersi bence sıkıcıdır.
Notaları
yorar.
çözümlemek
beni
0.49
İkinci faktörde “müziği seçme ve müzikten zevk almaya” ilişkin 5 madde
bulunmaktadır.
Tablo 3.31’de üçüncü faktörle ilgili veriler gösterilmektedir.
101
Tablo 3.31
Üçüncü Faktörde Yer Alan Tutum Maddeleri, Faktör Yükleri, Communaliteleri,
Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde-Ölçek Korelasyonları ile Eigen Değerleri,
Cronbach Alpha, İki-Yarı Güvenirlik Katsayıları ve Değişkenlik Yüzdeleri
III. Faktör
Değişkenler
M3
M9
M16
M17
M18
M20
Cronbach Alpha: 0.70
Eigen: 2.48
Tutum Maddeleri
Faktör
Yükleri
Boş zamanlarımda müzikle
uğraşmaktan zevk alırım.
0.54
Programdan müzik dersleri
kaldırılsa çok mutlu olurum.
Müzik dersine sadece sınıf
geçmek için çalışıyorum.
T.V, radyo, gazete ve
dergilerdeki müzikle ilgili
yayınlar ilgimi çekmez.
Boş zamanlarımda müzikle
ilgili hiçbir şey yapmak
içimden gelmez.
Müziğin günlük yaşamda
önemi yoktur.
İki-Yarı Güvenirlik: 0.74
Değişkenlik Yüzdesi: 41.4
Communality
X
S
Madde-Ölçek
Korelasyonu
0.30
1.68
0.51
0.35
0.59
0.35
1.81
0.50
0.39
0.70
0.49
1.88
0.37
0.50
0.59
0.35
1.65
0.61
0.40
0.72
0.52
1.62
0.60
0.53
0.67
0.45
1.77
0.52
0.47
Üçüncü faktörde daha çok “uygun zamanlarda müzikle ilgilenmeye” yönelik 6
madde bulunmaktadır.
Tablo 3.32’de dördüncü faktörle ilgili veriler gösterilmektedir.
Tablo 3.32
Dördüncü Faktörde Yer Alan Tutum Maddeleri, Faktör Yükleri, Communaliteleri,
Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde-Ölçek Korelasyonları ile Eigen Değerleri,
Cronbach Alpha, İki-Yarı Güvenirlik Katsayıları ve Değişkenlik Yüzdeleri
IV. Faktör
Değişkenler
M15
M19
M21
M22
M24
Cronbach Alpha: 0.70
Eigen: 2.48
Tutum Maddeleri
Müzik dersinde kendimi rahat
hissederim.
Müzikle ilgili bilgi ve becerilerimi
arttırmak için arkadaşlarım ve
öğretmenlerimden
sürekli
yararlanmak isterim.
Müzik derslerinde tedirgin ve
sinirli oluyorum.
Güzel şarkı söylemekten ya da
çalmaktan gurur duyarım.
Müzik öğretmenim bana çok
başarısız olduğum hissini veriyor.
Faktör
Yükleri
İki-Yarı Güvenirlik:
0.74
Communality
X
Değişkenlik Yüzdesi:
41.4
S
Madde-Ölçek
Korelasyonu
0.60
0.36
1.75
0.50
0.66
0.44
1.66
0.58
0.67
0.45
1.79
0.48
0.67
0.45
1.78
0.49
0.62
0.38
1.70
0.53
0.36
0.42
0.43
0.43
0.38
102
Dördüncü faktörde “müzikle rahatlama ve kendine güven duygusu” ağırlıklı 5
madde bulunmaktadır.
Tablo 3.33’te beşinci faktörle ilgili veriler gösterilmektedir.
Tablo 3.33
Beşinci Faktörde Yer Alan Tutum Maddeleri, Faktör Yükleri, Communaliteleri,
Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde-Ölçek Korelasyonları ile Eigen Değerleri,
Cronbach Alpha, İki-Yarı Güvenirlik Katsayıları ve Değişkenlik Yüzdeleri
V. Faktör
Değişkenler
M7
M12
M23
Cronbach Alpha: 0.52
Eigen: 1.54
Tutum Maddeleri
Faktör
Yükleri
Çalgı çalmak kendime olan
güvenimi arttırır.
0.76
Notasını gördüğüm-bulduğum
şarkıları çalıp söylemek
isterim.
Müzikteki
başarım
bana
cesaret veriyor.
İki-Yarı Güvenirlik:
0.50
Communality
X
Değişkenlik Yüzdesi:
51.5
S
Madde-Ölçek
Korelasyonu
0.57
1.61
0.59
0.67
0.46
1.65
0.58
0.71
0.50
1.62
0.58
0.38
0.30
0.33
Beşinci faktörde “müzikte başarıdan, çalgı çalma ve söyleme etkinliklerinden
cesaret almaya” ilişkin 3 madde bulunmaktadır.
Tablo 3.34’te altıncı faktörle ilgili veriler gösterilmektedir.
103
Tablo 3.34
Altıncı Faktörde Yer Alan Tutum Maddeleri, Faktör Yükleri, Communaliteleri,
Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde-Ölçek Korelasyonları ile Eigen Değerleri,
Cronbach Alpha, İki-Yarı Güvenirlik Katsayıları ve Değişkenlik Yüzdeleri
VI. Faktör
Değişkenler
M5
M8
M11
Cronbach Alpha: 0.58
Eigen: 1.63
Tutum Maddeleri
Faktör
Yükleri
Müzik
dersinde
çalgı
çalmak beni korkutur.
0.53
İki-Yarı Güvenirlik: 0.64
Değişkenlik Yüzdesi: 54.6
Communality
X
S
Madde-Ölçek
Korelasyonu
0.28
1.68
0.59
0.23
0.82
0.68
1.01
0.79
0.82
0.67
1.13
0.75
İleride müzikle ilgili bir
meslek seçmek isterim.
İleride müzikle ilişkisi
olmayan bir meslek seçmek
isterim.
0.48
0.47
Altıncı faktörde ise “müziği meslek olarak seçme” ağırlıklı 3 madde yer
almaktadır.
Tablolarda görüldüğü gibi ölçekte yer alan 30 maddenin faktör yükleri oldukça
yüksek olup en yüksek faktör yükü 0.82 ile altıncı faktörde yer alan sekizinci ve on
birinci maddelerde görülmekte, buna karşılık en düşük faktör yükü 0.40 ile birinci
faktörde yer alan on dördüncü maddede görülmektedir. Her bir değişkenin faktör
yükleriyle birlikte, bulundukları faktörü açıklama yüzdesi olarak da kabul edilebilen
communality değerleri birinci faktörde en düşük 0.16 ile on dördüncü maddede altıncı
faktörde en yüksek 0.68 ile sekizinci maddede gözlenmektedir. Her bir maddenin
ölçeğin tümüyle ilişkisini açıklayan madde-ölçek korelasyonu en düşük 0.23 ile altıncı
faktörde yer alan beşinci maddede ve en yüksek madde-ölçek korelasyonu 0.53 ile
üçüncü faktörde bulunan on sekizinci maddede görülmektedir.
Cronbach alpha katsayısı ise en yüksek 0.72 ile birinci faktörde, en düşük 0.52
ile beşinci faktörde görülmekte olup iki-yarı güvenirlik bütün faktörlerde 0.50’nin
üzerindedir. Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği’nde yer alan maddelerin ve alt ölçeklerin
geçerliği ve güvenirliğine ilişkin bütün bu değerler yeterli düzeyde görülmektedir
(Kocabaş, 1997:141-145).
Araştırmada kullanılan tutum ölçeğinin cronbach alpha güvenirlik katsayısı
araştırmacı tarafından 0.75 olarak bulunmuştur.
104
3.4. Verilerin Analizi ve Kullanılan İstatistiksel Teknikler
Veri toplama araçlarıyla elde edilen veriler analiz edilmeden önce verilerin
analizi için istatistiksel tekniklerin hangilerinin kullanılması gerektiğine karar
verilmiştir. Bunun için de her bir ölçekten elde edilen veriler ayrı ayrı değerlendirilerek
verilerin normal dağılım gösterip göstermediğine bakılmıştır. Çünkü kullanılacak analiz
teknikleri, verilerin normal dağılım göstermesi veya göstermemesi durumunda farklılık
göstermektedir.
3.4.1. Normal Dağılım
İstatistiksel çalışmalarda verilerin dağılımı çok önemlidir. Çünkü istatistik
araştırmalarda yapılan birçok testin uygulanabilmesi için, dağılımın normal veya
normale yakın olması gerekir (Kalaycı, 2008: 53).
Normal dağılım simetrik bir dağılımdır. Aritmetik ortalaması, tepe değeri (mod)
ve ortancası (medyan) eşittir (Kalaycı, 2008: 53). Araştırma verilerinin normal dağılım
olup olmadığını anlamak için SPSS 15’ten yararlanılmıştır.
3.4.1.1. Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği’nin Normal Dağılım Analizleri
Her iki ölçeğin de verilerinin normal dağılım olup olmadığına 3 farklı yöntemle
bakılmıştır. Bunlar :
1. Ortalama, medyan ve mod değerlerinin birbirine eşitliği,
2. Toplam puan histogramı,
3. One-Sample Kolmogorov-Smirnov Testi şeklindedir.
Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği’nin ortalama, medyan ve mod değerleri Tablo
3.35’te verilmiştir.
105
Tablo 3.35
Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının İstatistiksel Değerleri
N
X
Medyan
Mod
316
113.47
114.00
114.00
Kurtosis (Basıklık) Skewness (Çarpıklık)
-0.049
-0.447
Tablo 3.35’te görüldüğü gibi mod ve medyan değerlerinin birbirine eşit,
ortalama değerinin ise bu değerlere oldukça yakın olduğu görülmektedir. “Müzik Dersi
Öz Yeterlilik Ölçeği” puanlarının normal dağılım gösterdiği söylenebilir.
Verilere ilişkin histogram, Grafik 3.17’de verilmiştir.
50
Frekans
40
30
20
10
Mean =113,47
Std. Dev. =17,
354
N =316
0
60,00
80,00
100,00
120,00
140,00
160,00
Grafik 3.17. Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Toplam Puan Histogramı
106
Histogramda da ölçeğin normal dağılım olduğu görülmektedir.
SPSS 15 programında normal dağılıma One-Sample Kolmogorov-Smirnov Test"
(Tek örneklem Kolmogorov-Smirnov testi) analizi kullanılarak bakılmıştır. Yapılan
testte p<.05 ise dağılımın normal olmadığı, p>.05 ise normal olduğu anlaşılır
(http://www.bioistatistik.rehberi.gen.tr/egitim/bolum43.html). Tablo 3.36’da “Müzik
Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği” puanlarına ait Kolmogorov-Smirnov test sonuçları
verilmiştir.
Tablo 3.36
Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının One-Sample Kolmogorov-Smirnov
Test Sonuçları
N
S
X
316
113.47 17.35
Kolmogorov-Smirnov Z
p
0.986
.285
Tablo 3.36’ya göre p>.05 olduğu için ölçek verileri normal dağılım
göstermektedir.
3.4.1.2. Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği’nin Normal Dağılım Analizleri
Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği’nin ortalama, medyan ve mod değerleri Tablo 3.37’de
verilmiştir.
Tablo 3. 37
Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği Puanlarının İstatistiksel Değerleri
N
X
Medyan
Mod
Kurtosis (Basıklık)
Skewness (Çarpıklık)
316
73.28
77.00
81.00
0.289
-0.9677
107
Tablo 3.37 incelendiğinde müziğe ilişkin tutum ölçeği puanlarının mod, medyan
ve ortalama değerinin birbirinden farklı olduğu görülmektedir. “Müziğe İlişkin Tutum
Ölçeği” puanlarının normal dağılım göstermediği söylenebilir.
Verilere ilişkin histogram, Grafik 3.18’de verilmiştir.
60
50
Frekans
40
30
20
10
Mean =73,28
Std. Dev. =12,
835
N =316
0
30,00
40,00
50,00
60,00
70,00
80,00
90,00
Grafik 3.18. Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği Toplam Puan Histogramı
Histogramda da verilerin normal dağılım göstermediği görülmektedir.
Tablo 3.38’de One-Sample Kolmogorov-Smirnov Test" (Tek örneklem
Kolmogorov-Smirnov testi) analizi sonuçları verilmiştir.
108
Tablo 3.38
Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği Puanlarının One-Sample Kolmogorov-Smirnov
Test Sonuçları
N
S
X
316
Kolmogorov-Smirnov Z
p
2.295
.000
73.28 12.83
Tablo 3.38 incelendiğinde p<.05 olduğu görülmektedir. Bu sebepten ölçek
puanları normal dağılım göstermemektedir.
3.4.1.3. Araştırmaya
Katılan
Öğrencilerin
Müzik
Dersi
Akademik
Başarılarının Normal Dağılım Analizleri
Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersi akademik başarılarının ortalama,
medyan ve mod değerleri Tablo 3.39’da verilmiştir.
Tablo 3.39
Müzik Dersi Akademik Başarılarının İstatistiksel Değerleri
N
X
Medyan
Mod
Kurtosis (Basıklık)
Skewness (Çarpıklık)
316
4.11
4.00
5.00
-0.607
-0.687
Tablo 3.39’a göre ortalama, mod ve medyan değerlerinin birbirinden farklı
olduğu görülmektedir. Buna bakılarak müzik dersi akademik başarılarının normal
dağılım göstermediği söylenebilir. Fakat diğer analizlerin sonuçlarına bakılarak gereken
karar verilmelidir.
Verilere ilişkin histogram, Grafik 3.19’da verilmiştir.
109
125
Frekans
100
75
50
25
Mean =4,11
Std. Dev. =0,938
N =316
0
1,00
2,00
3,00
4,00
5,00
6,00
Grafik 3.19. Müzik Dersi Akademik Başarılarının Histogramı
Histogramda verilerin normal dağılım göstermediği görülmektedir.
Tablo 3.40’da One-Sample Kolmogorov-Smirnov Test" (Tek örneklem
Kolmogorov-Smirnov testi) analizi sonuçları verilmiştir.
Tablo 3.40
Müzik Dersi Akademik Başarılarına İlişkin One-Sample Kolmogorov-Smirnov
Test Sonuçları
N
316
X
S
4.11 0.938
Kolmogorov-Smirnov Z
p
4.714
.000
110
Tablo 3.40 incelendiğinde p<.05 olduğu için müzik dersi akademik başarı
puanları normal dağılım göstermemektedir.
3.4.2.Verilerin Analizinde Kullanılan İstatistiksel Teknikler
Araştırmada veri toplama araçları ile toplanan veriler, normal dağılım gösterip
göstermediklerine bakılarak SPSS 15.0 paket programında değerlendirilmiştir.
Araştırmada normal dağılım gösteren “Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği”nden
elde edilen verilerin analizinde kullanılan istatistiksel teknikler ve özellikleri şu
şekildedir:
1. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersi öz yeterlilik algı durumlarını
belirlemek amacıyla, betimsel istatistik (yüzde ve frekans) yapılmıştır.
2.
Araştırmaya katılan öğrencilerin öz yeterlilik algılarının, okullara
(sosyoekonomik çevre), babalarının ve annelerinin eğitim durumuna, ailenin ortalama
aylık gelir durumuna ve ilköğretim 4 ve 5. sınıfta müzik derslerine giren öğretmenlere
göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğini tespit etmek için “İlişkisiz Örneklemler
İçin Tek Faktörlü Varyans Analizi (One-Way ANOVA)” yapılmıştır.
3. Araştırmaya katılan öğrencilerin öz yeterlilik algılarının, cinsiyete, sınıf
seviyesine, okul öncesi ana sınıfı eğitimi alıp almamalarına, ailelerinde müzikle
ilgilenen birey olup olmama durumuna, okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili
etkinliklere katılıp katılmama durumuna, blokflüt dışında bir çalgı çalıp çalmamalarına
ve ailelerinin müzikle ilgilenmelerini destekleyip desteklememe durumlarına göre
farklılık gösterip göstermediğini tespit etmek için “İlişkisiz (Bağımsız) Örneklemler
İçin T-Testi” yapılmıştır.
Araştırmada normal dağılım göstermeyen “Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği”nden
elde edilen verilerin analizinde kullanılan istatistiksel teknikler (parametrik olmayan) ve
özellikleri şu şekildedir:
1. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumlarını belirlemek
amacıyla, betimsel istatistik (yüzde ve frekans) yapılmıştır.
111
2. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutum puanları,
okullara (sosyoekonomik çevreye), babalarının ve annelerinin eğitim durumuna, ailenin
ortalama aylık gelir durumuna ve ilköğretim 4 ve 5. sınıfta müzik derslerine giren
öğretmenlere göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğini tespit etmek için ilişkisiz iki
veya daha çok örneklem ortalamasının birbirinden anlamlı fark gösterip göstermediğini
açıklayan Kruskal Wallis H-Testi’nden yararlanılmıştır.
3. Araştırmaya katılan öğrencilerin öz yeterlilik algılarının, cinsiyete, sınıf
seviyesine, okul öncesi ana sınıfı eğitimi alıp almamalarına, ailelerinde müzikle
ilgilenen birey olup olmama durumuna, okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili
etkinliklere katılıp katılmama durumuna, blokflüt dışında bir çalgı çalıp çalmamalarına
ve ailelerinin müzikle ilgilenmelerini destekleyip desteklememe durumlarına göre
farklılık gösterip göstermediğini tespit etmek için iki örneklemden elde dilen puanların
birbirinden anlamlı bir şekilde farklılık gösterip göstermediğini test eden Mann Whitney
U-testi’nden yararlanılmıştır.
4. Araştırmaya katılan öğrencilerin öz yeterlilik algılarının, tutum ve akademik
başarı ile ilişkisini tespit etmek için değişkenlerden birinin ya da her ikisinin de
aralıklı/oranlı olmadığı (ama sıralı olduğunun varsayıldığı) ve normal dağılmadığı
durumlarda kullanılan Spearman-Brown korelasyon katsayısı hesaplanmıştır.
BÖLÜM IV
BULGULAR VE YORUMLAR
Araştırmanın bu bölümünde, her bir alt probleme ait bulgular ve yorumlar yer
almaktadır.
4.1. İlköğretim 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz
yeterlilik algı durumları nasıldır?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, örneklemde bulunan
öğrencilere araştırmacı tarafından geliştirilen “Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği”
uygulanmış ve ölçekten elde edilen veriler, “betimsel istatistik” ile yorumlanmıştır.
Ölçeğin aralık genişliği a = dizi genişliği / yapılacak grup sayısı, formülü ile
hesaplanıp buna göre oluşturulan ölçekte; seçenekler ve sınırlar aşağıda verilmiştir.
AĞIRLIK
5
SEÇENEKLER
SINIR
Tamamen Katılıyorum
4.21- 5.00
4
Katılıyorum
3.41- 4.20
3
Kararsızım
2.61- 3.40
2
Katılmıyorum
1.81- 2.60
1
Hiç Katılmıyorum
1.00- 1.80
113
Verilen sınırlar çerçevesinde, her öz yeterlilik maddesinin yüzde dağılımlarına,
ortalamalarına ve frekanslarına bakılmıştır.
Tablo 4.1
“Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği” Öz Yeterlilik Maddelerinin Yüzde Dağılımları,
TAMAMEN
KATILIYORUM
KATILIYORUM
KARARSIZIM
Öz Yeterlilik Maddeleri
KATILMIYORUM
HİÇ
KATILMIYORUM
Frekans ve Ortalamaları
X
%
(f)
%
(f)
%
(f)
%
(f)
%
(f)
4.7
(15)
8.2
(26)
29.4
(93)
35.1
(111)
22.5
(71)
3.62
zorluk
5.7
(18)
8.9
(28)
23.7
(75)
34.8
(110)
26.9
(85)
3.68
3. Müzik dersinde öğrendiğim şarkıları blokflütle rahatlıkla
çalabilirim.
8.2
(26)
11.1
(35)
25.3
(80)
27.8
(88)
27.5
(87)
3.55
4. Müzik dersinin bana uygun olmadığını düşünüyorum.
45.9
(145)
8.9
(28)
9.5
(30)
20.3
(64)
9.8
(31)
7.0
(22)
15.2
(48)
21.2
(67)
22.2
(70)
8.2
(26)
25.0
(79)
33.5
(106)
10.4
(33)
35.1
(111)
27.8
(88)
3.67
7.6
(24)
9.5
(30)
28.5
(90)
26.3
(83)
28.2
(89)
3.57
8. Müzik dersinde yeni bir konu öğrenirken zorlanırım.
30.7
(97)
25.0
(79)
19.3
(61)
13.9
(44)
11.1
(35)
2.49
9. Şarkıları değişik hızlarda çalabilirim.
11.1
(35)
9.2
(29)
22.5
(71)
28.8
(91)
28.5
(90)
3.54
6.6
(21)
10.8
(34)
26.9
(85)
27.8
(88)
27.8
(88)
3.59
19.3
(61)
16.8
(53)
21.2
(67)
26.9
(85)
15.8
(50)
3.03
8.2
(26)
39.9
(126)
1.9
(6)
11.7
(37)
21.8
(69)
3.2
(10)
27.5
(87)
16.5
(52)
5.7
(18)
29.7
(94)
11.4
(36)
11.1
(35)
22.8
(72)
10.4
(33)
78.2
(247)
2.30
13.6
(43)
12.3
(39)
30.1
(95)
25.0
(79)
19.0
(60)
3.23
1. Müziğe özel bir yeteneğim olduğunu düşünüyorum.
2. Müzik dersinde öğreneceğim
yaşamayacağımı düşünüyorum.
konularda
5. Şarkıları doğru ve güzel söylemede kendime güveniyorum.
6. Notaları okumada, bilgi ve becerime güveniyorum.
7. Duyduğum müziksel sesleri incelik ve kalınlıklarına göre
ayırt edebilirim.
10. Şarkıları hafif, orta ve kuvvetli gürlüklerde çalabileceğimi
düşünüyorum.
11. İlk defa gördüğüm bir şarkının notalarını blokflütle
çalabilirim.
12. Şarkılarda geçen nota sürelerini doğru okuyabilirim.
13. Müzik dersinde kendimi yetersiz buluyorum.
14. Çalıştığım zaman müzik dersinde başarılı olacağıma
inanıyorum.
15. Müzik dersinde öğrendiğim nota sürelerini kullanarak
değişik ritim kalıpları oluşturabilirim.
2.17
3.63
3.47
4.60
114
16. Müzik dersinde bildiğim notaları kullanarak değişik ezgi
kalıpları yazabilirim.
21.2
(67)
13.0
(41)
30.1
(95)
19.3
(61)
16.5
(52)
41.8
(132)
9.2
(29)
21.2
(67)
12.3
(39)
19.0
(60)
31.3
(99)
7.6
(24)
24.4
(77)
10.4
(33)
22.8
(72)
10.8
(34)
10.8
(34)
25.9
(82)
29.4
(93)
23.1
(73)
3.43
2.8
(9)
2.5
(8)
10.1
(32)
16.8
(53)
67.7
(214)
4.43
7.0
(22)
9.5
(30)
26.6
(84)
24.1
(76)
32.9
(104)
3.66
59.8
(189)
11.7
(37)
16.5
(52)
6.6
(21)
5.4
(17)
1.86
25.9
(82)
4.4
(14)
11.1
(35)
9.2
(29)
17.7
(56)
19.6
(62)
15.8
(50)
24.4
(77)
29.4
(93)
42.4
(134)
7.3
(23)
4.7
(15)
36.4
(115)
25.6
(81)
25.9
(82)
3.58
8.9
(28)
7.9
(25)
32.3
(102)
26.3
(83)
24.7
(78)
3.50
5.4
(17)
6.3
(20)
24.7
(78)
32.3
(102)
31.3
(99)
3.77
7.3
(23)
10.8
(34)
23.4
(74)
24.7
(78)
33.9
(107)
3.67
9.2
(29)
7.0
(22)
29.4
(93)
25.9
(82)
28.5
(90)
3.57
30. Dinlediğim bir şarkıda yapılan yanlışlıkları bulabilirim.
6.6
(21)
4.1
(13)
27.8
(88)
31.3
(99)
30.1
(95)
3.74
31. Müzikle ilgili bilgilerim arttıkça kendime güvenim artar.
1.9
(6)
4.7
(15)
7.6
(24)
20.9
(66)
64.9
(205)
4.42
32. Müzik aleti çalmak, müzik yapmak kendime olan
güvenimi artırıyor.
4.4
(14)
6.0
(19)
13.0
(41)
23.1
(73)
53.5
(169)
4.15
9.5
(30)
6.6
(21)
19.9
(63)
19.9
(63)
44.0
(139)
3.82
17. Müzik dersinde başarılı olmadığımı düşünüyorum.
18. Temel müzik terimlerinin neler olduğunu biliyorum.
19. İlk defa gördüğüm bir şarkının notalarını okumada,
kendimi yeterli hissediyorum.
20. Yeterince çalışırsam her şarkıyı doğru ve güzel
çalabilirim.
21. İlk kez dinlediğim bir şarkının ezgisini tekrar edebilirim.
22. Müzik dersinde arkadaşlarım kadar başarılı olmanın benim
için imkânsız olduğuna inanırım.
23. Sınıf ortamında şarkı söylemekten çekinmem.
24. Dinlediğim müziklerin türlerini ayırt edebilirim.
25. Müzikle ilgili bir sorunla karşılaştığımda bu sorunu
çözebilirim.
26. Temel müzik işaretlerini tanıyorum.
27. Müzik aletlerini tanımada bilgi sahibi olduğuma
inanıyorum.
28. Öğrendiğim şarkılarda sesimi nasıl doğru kullanacağımı
biliyorum.
29. Duyduğum bir ritim kalıbını doğru olarak tekrar
edebilirim.
33. Okulumdaki müzikle ilgili etkinliklere katılmak benim için
eğlencelidir.
TOPLAM
X
= 3.43
“Müzik Dersi Öz Yeterlik Ölçeği”nin sınırlılıkları kullanılarak Tablo 4.1
incelendiğinde ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin öz yeterlilik puanları
ortalamalarına bakıldığında öz yeterlilik toplam puan ortalamasının X =3.43 olduğu
görülmektedir. Bu da bize, öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterliliklerinin
yüksek düzeyde olduğu ve verilen öz yeterlilik maddelerine “katıldıklarını”
göstermektedir.
2.96
2.23
3.39
3.11
3.91
115
Tablo 4.1 incelendiğinde şu bulgular elde edilmiştir:
“Müziğe özel bir yeteneğim olduğunu düşünüyorum.” öz yeterlilik maddesine
öğrencilerin %4.7’si hiç katılmadıklarını, %8.2’si katılmadıklarını, %29.4’ü kararsız
kaldıklarını, %35.1’i katıldıklarını ve %22.5’i tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir. Bu
öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.62 (katılıyorum) düzeyinde
gerçekleşmiştir.
“Müzik
dersinde
öğreneceğim
konularda
düşünüyorum.” öz yeterlilik maddesine öğrencilerin
zorluk
yaşamayacağımı
%5.7’si hiç katılmadıklarını,
%8.9’u katılmadıklarını, %23.7’si kararsız kaldıklarını, %34.8’i katıldıklarını ve
%26.9’u tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel
ortalama 3.68 (katılıyorum) düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre,
öğrencilerin
müzik
dersi
konularını
öğrenirlerken
zorluk
yaşamayacaklarını
düşündükleri söylenebilir.
“Müzik dersinde öğrendiğim şarkıları blokflütle rahatlıkla çalabilirim.” öz yeterlilik
maddesine öğrencilerin %8.2’si hiç katılmadıklarını, %11.1’i katılmadıklarını, %25.3’ü
kararsız kaldıklarını, %27.8’i katıldıklarını ve %27.5’i tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.55 (katılıyorum)
düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik dersinde
öğrendikleri şarkıları rahatlıkla çalabileceklerini düşünmektedirler.
“Müzik dersinin bana uygun olmadığını düşünüyorum.” öz yeterlilik maddesine
öğrencilerin %45.9’u hiç katılmadıklarını, %20.3’ü katılmadıklarını, %15.2’si kararsız
kaldıklarını, %8.2’si katıldıklarını ve %10.4’ü tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir.
Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 2.17 (katılmıyorum) düzeyinde
gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik dersini kendilerine
uygun bir ders olarak gördükleri söylenebilir.
“Şarkıları doğru ve güzel söylemede kendime güveniyorum.” öz yeterlilik
maddesine öğrencilerin %8.9’u hiç katılmadıklarını, %9.8’si katılmadıklarını, %21.2’si
kararsız kaldıklarını, %25’i katıldıklarını ve %35.1’i tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.67 (katılıyorum)
düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin şarkıları doğru ve
güzel söylemede kendilerine güvendikleri söylenebilir.
116
“Notaları okumada, bilgi ve becerime güveniyorum.” öz yeterlilik maddesine
öğrencilerin %9.5’i hiç katılmadıklarını, %7’si katılmadıklarını, %22.2’si kararsız
kaldıklarını, %33.5’i katıldıklarını ve %27.8’i tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir. Bu
öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.63 (katılıyorum) düzeyinde
gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin notaları okumada, bilgi ve
becerilerine güvendikleri söylenebilir.
Duyduğum müziksel sesleri incelik ve kalınlıklarına göre ayırt edebilirim.” öz
yeterlilik maddesine öğrencilerin %7.6’sı hiç katılmadıklarını, %9.5’i katılmadıklarını,
%28.5’i kararsız kaldıklarını, %26.3’ü katıldıklarını ve %28.2’si tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.57 (katılıyorum)
düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin duydukları müziksel
sesleri incelik ve kalınlıklarına göre ayırt edebildikleri söylenebilir.
Müzik dersinde yeni bir konu öğrenirken zorlanırım.” öz yeterlilik maddesine
öğrencilerin %30.7’si hiç katılmadıklarını, %25’i katılmadıklarını, %19.3’ü kararsız
kaldıklarını, %13.9’u katıldıklarını ve %11.1’i tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir.
Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 2.49 (katılmıyorum) düzeyinde
gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik dersinde yeni bir konu
öğrenirken zorlanmadıkları söylenebilir.
“Şarkıları değişik hızlarda çalabilirim.” öz yeterlilik maddesine öğrencilerin
%11.1’i hiç katılmadıklarını, %9.2’si katılmadıklarını, %22.5’i kararsız kaldıklarını,
%28.8’i katıldıklarını ve %28.5’i tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik
maddesine ilişkin genel ortalama 3.54 (katılıyorum) düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu
genel ortalamaya göre, öğrencilerin şarkıları değişik hızlarda çalabildikleri söylenebilir.
“Şarkıları hafif, orta ve kuvvetli gürlüklerde çalabileceğimi düşünüyorum.” öz
yeterlilik
maddesine
öğrencilerin
%6.6’sı
hiç
katılmadıklarını,
%10.8’i
katılmadıklarını, %26.9’u kararsız kaldıklarını, %27.8’i katıldıklarını ve %27.8’i
tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama
3.59 (katılıyorum) düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin
şarkıları hafif, orta ve kuvvetli gürlüklerde çalabilecekleri söylenebilir.
117
“İlk defa gördüğüm bir şarkının notalarını blokflütle çalabilirim.” öz yeterlilik
maddesine öğrencilerin
%19.3’ü hiç katılmadıklarını, %16.8’i katılmadıklarını,
%21.2’si kararsız kaldıklarını, %26.9’u katıldıklarını ve %15.8’i tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.03 (kararsızım)
düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin ilk defa gördüğü bir
şarkının notalarını blokflütle çalma konusunda karar veremedikleri söylenebilir.
“Şarkılarda geçen nota sürelerini doğru okuyabilirim.” öz yeterlilik maddesine
öğrencilerin %8.2’i hiç katılmadıklarını, %11.7’si katılmadıklarını, %27.5’i kararsız
kaldıklarını, %29.7’si katıldıklarını ve %22.8’i tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir.
Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.47 (katılıyorum) düzeyinde
gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin şarkılarda geçen nota sürelerini
doğru okuyabildikleri söylenebilir.
“Müzik dersinde kendimi yetersiz buluyorum.” öz yeterlilik maddesine
öğrencilerin %39.9’u hiç katılmadıklarını, %21.8’i katılmadıklarını, %16.5’i kararsız
kaldıklarını, %11.4’ü katıldıklarını ve %10.4’ü tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir.
Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 2.30 (katılmıyorum) düzeyinde
gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik dersinde kendilerini
yeterli buldukları söylenebilir.
“Çalıştığım zaman müzik dersinde başarılı olacağıma inanıyorum.” öz yeterlilik
maddesine öğrencilerin %1.9’u hiç katılmadıklarını, %3.2’i katılmadıklarını, %5.7’si
kararsız kaldıklarını, %11.1’i katıldıklarını ve %78.2’si tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 4.60 (tamamen
katılıyorum) düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin
çalıştıkları zaman müzik dersinde başarılı olacaklarına inandıkları söylenebilir.
“Müzik dersinde öğrendiğim nota sürelerini kullanarak değişik ritim kalıpları
oluşturabilirim.” öz yeterlilik maddesine öğrencilerin %13.6’sı hiç katılmadıklarını,
%12.3’i katılmadıklarını, %30.1’i kararsız kaldıklarını, %25’i katıldıklarını ve %19’u
tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama
3.23 (kararsızım) düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrenciler
müzik dersinde öğrendiği nota sürelerini kullanarak değişik ritim kalıpları oluşturma
konusunda kararsız kalmışlardır.
118
“Müzik dersinde bildiğim notaları kullanarak değişik ezgi kalıpları yazabilirim.”
öz yeterlilik maddesine öğrencilerin
%21.2’si hiç katılmadıklarını, %13’ü
katılmadıklarını, %30.1’i kararsız kaldıklarını, %19.3’ü katıldıklarını ve %16.5’i
tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama
2.96 (kararsızım) düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin
müzik dersinde bildiği notaları kullanarak değişik ezgi kalıpları yazabilecekleri
konusuna karar veremedikleri söylenebilir.
“Müzik dersinde başarılı olmadığımı düşünüyorum.” öz yeterlilik maddesine
öğrencilerin %41.8’i hiç katılmadıklarını, %21.2’si katılmadıklarını, %19’u kararsız
kaldıklarını, %7.6’sı katıldıklarını ve %10.4’ ü tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir.
Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 2.23 (katılmıyorum) düzeyinde
gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik dersinde başarılı
olduklarını düşündükleri söylenebilir.
“Temel müzik terimlerinin neler olduğunu biliyorum.” öz yeterlilik maddesine
öğrencilerin %9.2’ si hiç katılmadıklarını, %12.3’ü katılmadıklarını, %31.3’ü kararsız
kaldıklarını, %24.4’ü katıldıklarını ve %22.8’i tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir.
Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.39 (katılıyorum) düzeyinde
gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, temel müzik terimlerinin neler olduğunu
bildikleri söylenebilir.
“İlk defa gördüğüm bir şarkının notalarını okumada, kendimi yeterli
hissediyorum.” öz yeterlilik maddesine öğrencilerin %10.8’i hiç katılmadıklarını,
%10.8’i katılmadıklarını, %25.9’u kararsız kaldıklarını, %29.4’ü katıldıklarını ve
%23.1’i tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel
ortalama 3.43 (katılıyorum) düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, ilk
defa gördükleri bir şarkının notalarını okumada, kendilerini yeterli hissettikleri
söylenebilir.
“Yeterince çalışırsam her şarkıyı doğru ve güzel çalabilirim.” öz yeterlilik
maddesine öğrencilerin %2.8’i hiç katılmadıklarını, %2.5’i katılmadıklarını, %10.1’i
kararsız kaldıklarını, %16.8’i katıldıklarını ve %67.7’si tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 4.43 (tamamen
katılıyorum) düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrenciler yeterince
çalışırlarsa her şarkıyı doğru ve güzel çalabileceklerini düşündükleri söylenebilir.
119
“İlk kez dinlediğim bir şarkının ezgisini tekrar edebilirim.” öz yeterlilik
maddesine öğrencilerin %7.0’i hiç katılmadıklarını, %9.5’i katılmadıklarını, %26.6’sı
kararsız kaldıklarını, %24.1’i katıldıklarını ve %32.9’u tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.66 (katılıyorum)
düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin ilk kez dinledikleri
bir şarkının ezgisini tekrar edebilecekleri söylenebilir.
“Müzik dersinde arkadaşlarım kadar başarılı olmanın benim için imkânsız
olduğuna inanırım.” öz yeterlilik maddesine öğrencilerin %59.8’i hiç katılmadıklarını,
%11.7’si katılmadıklarını, %16.5’i kararsız kaldıklarını, %6.6’sı katıldıklarını ve
%5.4’ü tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel
ortalama 1.86 (katılmıyorum) düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre,
öğrencilerin müzik dersinde arkadaşları kadar başarılı olabileceklerini düşündükleri
söylenebilir.
“Sınıf ortamında şarkı söylemekten çekinmem.” öz yeterlilik maddesine
öğrencilerin %25.9’u hiç katılmadıklarını, %11.1’i katılmadıklarını, %17.7’si kararsız
kaldıklarını, %15.8’i katıldıklarını ve %29.4’ü tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir.
Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.11 (kararsızım) düzeyinde
gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin sınıf ortamında şarkı
söylemekten çekinip çekinmeme konusunda kararsız oldukları söylenebilir.
“Dinlediğim müziklerin türlerini ayırt edebilirim.” öz yeterlilik maddesine
öğrencilerin %4.4’ü hiç katılmadıklarını, %9.2’si katılmadıklarını, %19.6’sı kararsız
kaldıklarını, %24.4’ü katıldıklarını ve %42.4’ü tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir.
Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.91 (katılıyorum) düzeyinde
gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin dinledikleri müziklerin türlerini
ayırt edebildikleri söylenebilir.
Müzikle ilgili bir sorunla karşılaştığımda bu sorunu çözebilirim.” öz yeterlilik
maddesine öğrencilerin %7.3’ü hiç katılmadıklarını, %4.7’si katılmadıklarını, %36.4’ü
kararsız kaldıklarını, %25.6’sı katıldıklarını ve %25.9’u tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.58 (katılıyorum)
düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzikle ilgili bir
sorunla karşılaştıklarında bu sorunu çözebildikleri söylenebilir.
120
“Temel müzik işaretlerini tanıyorum.” öz yeterlilik maddesine öğrencilerin
%8.9’u hiç katılmadıklarını, %7.9’u katılmadıklarını, %32.3’ü kararsız kaldıklarını,
%26.3’ü katıldıklarını ve %24.7’si tamamen katıldıklarını belirtmişlerdir. Bu öz
yeterlilik
maddesine
ilişkin
genel
ortalama
3.50
(katılıyorum)
düzeyinde
gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin temel müzik işaretlerini
tanıdıkları söylenebilir.
“Müzik aletlerini tanımada bilgi sahibi olduğuma inanıyorum.” öz yeterlilik
maddesine öğrencilerin %5.4’ü hiç katılmadıklarını, %6.3’ü katılmadıklarını, %24.7’si
kararsız kaldıklarını, %32.3’ü katıldıklarını ve %31.3’ü tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.77 (katılıyorum)
düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik aletlerini
tanımada bilgi sahibi olduklarına inandıkları söylenebilir.
Öğrendiğim şarkılarda sesimi nasıl doğru kullanacağımı biliyorum.” öz yeterlilik
maddesine öğrencilerin %7.3’ü hiç katılmadıklarını, %10.8’i katılmadıklarını, %23.4’ü
kararsız kaldıklarını, %24.7’si katıldıklarını ve %33.9’u tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.67 (katılıyorum)
düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin öğrendikleri
şarkılarda seslerini nasıl doğru kullanacaklarını bildikleri söylenebilir.
“Duyduğum bir ritim kalıbını doğru olarak tekrar edebilirim.” öz yeterlilik
maddesine öğrencilerin %9.2’si hiç katılmadıklarını, %7’si katılmadıklarını, %29.4’ü
kararsız kaldıklarını, %25.9’u katıldıklarını ve %28.5’i tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.57 (katılıyorum)
düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin duydukları bir ritim
kalıbını doğru olarak tekrar edebildikleri söylenebilir.
“Dinlediğim bir şarkıda yapılan yanlışlıkları bulabilirim.” öz yeterlilik
maddesine öğrencilerin %6.6’sı hiç katılmadıklarını, %4.1’i katılmadıklarını, %27.8’i
kararsız kaldıklarını, %31.3’ü katıldıklarını ve %30.1’i tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.74 (katılıyorum)
düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin dinledikleri bir
şarkıda yapılan yanlışlıkları bulabildikleri söylenebilir.
121
“Müzikle ilgili bilgilerim arttıkça kendime güvenim artar.” öz yeterlilik
maddesine öğrencilerin %1.9’u hiç katılmadıklarını, %4.7’si katılmadıklarını, %7.6’sı
kararsız kaldıklarını, %20.9’u katıldıklarını ve %64.9’i tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 4.42 (tamamen
katılıyorum) düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzikle
ilgili bilgileri arttıkça kendine güvenleri arttığı söylenebilir.
“Müzik aleti çalmak, müzik yapmak kendime olan güvenimi artırıyor.” öz
yeterlilik maddesine öğrencilerin %4.4’ü hiç katılmadıklarını, %6’sı katılmadıklarını,
%13’ü kararsız kaldıklarını, %23.1’i katıldıklarını ve %53.5’i tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 4.15 (katılıyorum)
düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik aleti çalması
ve müzik yapması kendilerine olan güvenlerini artırdığı söylenebilir.
“Okulumdaki müzikle ilgili etkinliklere katılmak benim için eğlencelidir.” öz
yeterlilik maddesine öğrencilerin %9.5’i hiç katılmadıklarını, %6.6’sı katılmadıklarını,
%19.9’ü kararsız kaldıklarını, %19.9’u katıldıklarını ve %44’ü tamamen katıldıklarını
belirtmişlerdir. Bu öz yeterlilik maddesine ilişkin genel ortalama 3.82 (katılıyorum)
düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin okuldaki müzikle
ilgili etkinliklere katılmanın eğlenceli olduğunu düşündükleri söylenebilir.
4.1.1.
Araştırmaya
katılan
öğrencilerin
öz
yeterlilik
algıları,
okullara
(sosyoekonomik çevre) göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik puanlarının okullara (sosyoekonomik çevre) göre “İlişkisiz
örneklemler için tek faktörlü varyans analizi (One-Way ANOVA) yapılmıştır.
Öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları ile okulların sosyoekonomik
çevresi arasındaki anlamlı farklılık Tablo 4.2’de verilmiştir.
122
Tablo 4.2
Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Puanları ile Okullar (Sosyoekonomik Çevre)
Arasındaki İlişki
Okulların İçinde Bulunduğu
Sosyoekonomik Çevre
Alt
Orta
Üst
Toplam
N
X
S
80
107
129
316
117.47
112.44
111.84
113.47
14.37
17.27
18.78
17.35
Tablo 4.2’deki veriler incelendiğinde alt sosyoekonomik çevre okulunda
öğrenim gören öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algı ortalama puanları
( X = 117.47), orta ( X = 112.44) ve üst ( X = 111.84) sosyoekonomik çevre okulundaki
öğrencilerin öz yeterlilik algı ortalama puanlarından daha yüksektir. Bu bulgu ile alt
sosyoekonomik çevre okulunda öğrenim gören öğrencilerin müzik dersi için kendilerini
yeterli gördükleri bu sonucun ise sosyoekonomik durumun bu sınıflar için müzik dersi
öz yeterlilik algısında bir etken olmadığı söylenebilir.
İlköğretim öğrencilerinin müzik dersi öz yeterlilik algı puanları, okullara
(sosyoekonomik çevre) göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini test etmek için
uygulanan “One-Way ANOVA” sonuçları Tablo 4.3’te gösterilmiştir.
Tablo 4.3
Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Okullara (Sosyoekonomik Çevre) Göre
ANOVA Sonuçları
Varyansın
Kareler
Kaynağı
Toplamı
Gruplararası
1735.481
2
867.740
Gruplariçi
93131.317
313
297.544
Toplam
94866.797
315
∗ p>.05
sd
Kareler
F
p
Ortalaması
Anlamlı
Farklılık
2.916
.056
∗
123
Tablo 3’teki verilere göre, ilköğretim öğrencilerinin müzik dersi öz yeterlilik
algı puanları ile okullar (sosyoekonomik çevre) arasında anlamlı bir farklılık yoktur (F(2313)=
2,916, p>.05). Buna göre, ilköğretim öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz
yeterlilikleri, okulların içinde bulunduğu sosyoekonomik çevreden etkilenmediği
sonucuna varılabilir.
4.1.2. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik puanlarının cinsiyete değişkenine göre “ilişkisiz (bağımsız)
örneklemler için t-testi” yapılmıştır. T-testi sonuçları Tablo 4.4’te gösterilmiştir.
Tablo 4.4
Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Cinsiyete Göre T-Testi Sonuçları
Cinsiyet
N
X
S
sd
t
p
Anlamlı
Farklılık
Kız
154
118.24
15.48
Erkek
162
108.93
17.86
314
4.94
.000
∗
∗ p<.05
Tablo 4.4’te yer alan veriler incelendiğinde ilköğretim ikinci kademe kız ve
erkek öğrencileri arasında anlamlı düzeyde bir farklılık olduğu görülmektedir (t
(314)
=
4.94, p<.05).
Kız öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilikleri ( X = 118.24), erkek
öğrencilerin öz yeterliliklerine göre daha iyi olduğu görülmektedir ( X = 108.93).
124
4.1.3. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları,
sınıf değişkenine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik puanlarının öğrenim gördükleri sınıfa göre “ilişkisiz (bağımsız)
örneklemler için t-testi” yapılmıştır. T-testi sonuçları Tablo 4.5’te verilmiştir.
Tablo 4.5
Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Sınıf Değişkenine Göre T-Testi Sonuçları
Sınıf
N
X
S
sd
t
p
Anlamlı
Farklılık
6
152
117.86
16.12
7
164
109.40
17.50
314
4.46
.000
∗
∗ p<.05
Tablo 4.5’te yer alan veriler incelendiğinde ilköğretim ikinci kademe
öğrencilerinden 6 ve 7. sınıf öğrencileri arasında anlamlı düzeyde bir farklılık olduğu
görülmektedir (t (314) = 4.46, p<.05).
6. sınıf öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algılarının ( X =
117.86), 7. sınıf öğrencilerinin öz yeterlilik algılarına göre daha iyi olduğu
görülmektedir ( X = 109.40). Piaget’e göre üst sınıflara gidildikçe müzik dersine
yönelik öz yeterlilik algılarının daha gelişkin olması beklenirken yukarıdaki tabloda bu
beklentinin tersi bir durum olduğu görülmektedir. Bu bulguya göre, öğrencilerin
zihinsel gelişimleri ile müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları arasında bir ilişki
olmadığı söylenebilir.
125
4.1.4. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
babalarının eğitim durumuna göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik algı puanları ile babalarının eğitim durumuna göre “One-Way
ANOVA” analizi yapılmıştır. Öğrencilerin babalarının eğitim durumuna bağlı olarak
müzik dersine yönelik öz yeterlilik algılarına ilişkin aritmetik ortalama ve standart
sapma değerleri Tablo 4.6’ da verilmiştir.
Tablo 4.6
Babalarının Eğitim Durumuna Göre Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının
Merkezi Eğilim ve Yayılma Ölçüleri
Babalarının Eğitim Durumu
İlkokul
Ortaokul
Lise
Üniversite
Yüksek Lisans
Doktora
Toplam
N
77
51
96
84
5
3
316
X
111.83
114.92
113.14
114.94
114.00
99.66
113.47
S
16.08
16.75
18.28
17.86
15.66
20.50
17.35
Tablo 4.6’ya bakıldığında babası üniversite mezunu olan öğrencilerin öz
yeterlilik algı ortalama puanlarının diğer eğitim durumlarına göre daha yüksek bir
ortalamaya sahip olduğu görülmektedir ( X = 114.94). Bu bulguya göre babası
üniversite mezunu olan öğrencilerin müzik dersinde kendilerini diğer öğrencilere göre
daha yeterli gördükleri söylenebilir.
İlköğretim öğrencilerinin müzik dersi öz yeterlilik algı puanlarının babalarının
eğitim durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini test etmek için
uygulanan “One-Way ANOVA” sonuçları Tablo 4.7’ de verilmiştir.
126
Tablo 4.7
Müzik Dersine İlişkin Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Öğrencilerin Babalarının Eğitim
Durumlarına Göre ANOVA Sonuçları
Varyansın
Kareler
sd
Kareler
Kaynağı
Toplamı
Gruplararası
1078.979
5
215.796
Gruplariçi
93787.81
310
302.541
Toplam
94866.797
315
F
p
Ortalaması
Anlamlı
Fark
.713
.614
∗
∗ p>.05
Babası üniversite mezunu olan öğrencilerin müzik dersinde kendilerini diğer
öğrencilere göre daha yeterli görmelerine rağmen bu farklılık ANOVA testine
yansıyacak oranda görülmemektedir.
Tablo 4.1.5.2’deki verilere göre, ilköğretim öğrencilerinin müzik dersine yönelik
öz yeterlilik puanları ile babalarının eğitim durumları arasında anlamlı bir farklılık
yoktur. (F(5-310)= .713, p>.05).
Babalarının eğitim durumları öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algılarına etkisinin olmadığı söylenebilir.
4.1.5. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
annelerinin eğitim durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik puanlarının annelerinin eğitim durumuna göre “One-Way
ANOVA” testi yapılmıştır. Öğrencilerin anne eğitim durumuna bağlı olarak müzik
dersine yönelik öz yeterlilik algılarına ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma
değerleri Tablo 4.8’ de verilmiştir.
127
Tablo 4.8
Annelerinin Eğitim Durumuna Göre Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının
Merkezi Eğilim ve Yayılma Ölçüleri
Annelerinin Eğitim Durumu
Okuryazar Değil
Sadece Okuryazar
İlkokul
Ortaokul
Lise
Üniversite
Yüksek Lisans
Doktora
Toplam
N
3
6
150
45
73
39
316
X
117.66
121.83
113.83
109.86
112.89
115.74
113.47
S
12.09
15.27
15.10
18.47
20.85
17.58
17.35
Tablo 4.8’e göre annesi okuryazar olan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz
yeterlilik algı puanları diğer öğrencilerin öz yeterlilik algı puanından daha yüksek
görülmektedir ( X = 121.83). Bu bulguya göre annesi okuryazar olan öğrencilerin müzik
dersinde kendilerini diğer öğrencilere göre daha yeterli gördükleri söylenebilir. Öğrenci
annelerinin çoğunluğu ilkokul mezunudur ve ayrıca yüksek lisans ve doktora yapmış
anne bulunmamaktadır.
Müzik dersine ilişkin öz yeterlilik ölçeği puanlarının öğrencilerin annelerinin
eğitim durumlarına göre ANOVA sonuçları Tablo 4.9’da verilmiştir.
Tablo 4.9
Müzik Dersine İlişkin Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Öğrencilerin Annelerinin Eğitim
Durumlarına Göre ANOVA Sonuçları
Varyansın
Kareler
Kaynağı
Toplamı
Gruplararası
1302.705
5
260.541
Gruplariçi
93564.093
310
301.820
Toplam
94866.797
315
∗ p>.05
Sd
Kareler
F
p
Ortalaması
Anlamlı
Farklılık
.863
.506
∗
128
Tablo 4.9’daki verilere göre, ilköğretim öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz
yeterlilik puanları ile annelerinin eğitim durumları arasında anlamlı bir farklılık yoktur
(F(5-310)= .863, p>.05).
Annelerinin eğitim durumunun öğrencilerin müzik dersine yönelik öz
yeterliliklerini etkilemediği görülmektedir.
4.1.6. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
ailenin ortalama aylık gelir durumuna göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik puanlarının ailenin aylık ortalama gelir durumuna göre “One-Way
ANOVA” testi yapılmıştır. Öğrencilerin ailenin ortalama aylık gelir durumu bağlı
olarak müzik dersine yönelik öz yeterlilik puanlarına ilişkin aritmetik ortalama ve
standart sapma değerleri Tablo 4.10’ da verilmiştir.
Tablo 4.10
Ailenin Ortalama Aylık Gelir Durumuna Göre Müzik Dersi Öz Yeterlilik Ölçeği
Puanlarının Merkezi Eğilim ve Yayılma Ölçüleri
Ailenin Ortalama Aylık Gelir
Durumu
500 TL den az
500-1000 TL
1000-1500 TL
1500-2000 TL
2000 TL ve üzeri
Toplam
N
X
S
40
99
76
50
51
316
120.00
110.93
111.63
114.84
114.68
113.47
10.82
18.55
16.72
17.57
18.80
17.35
Tablo 4.10’a göre ailesinin ortalama aylık geliri 500 TL’den daha az olan
öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algı puanları diğer öğrencilerin öz
yeterlilik algı puanından daha yüksek görülmektedir ( X = 120.00). Bu bulguya göre
ailesinin ortalama aylık geliri 500 TL’den daha az olan öğrencilerin müzik dersinde
kendilerini diğer öğrencilere göre daha yeterli gördükleri söylenebilir. Ortalama aylık
geliri 500-1000 TL olan aileler diğer gelir durumundaki ailelerden oldukça fazladır.
129
Müzik dersine ilişkin öz yeterlilik ölçeği puanlarının öğrenci ailelerinin ortalama
aylık gelir durumlarına göre ANOVA sonuçları Tablo 4.11’de verilmiştir.
Tablo 4.11
Müzik Dersine İlişkin Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Öğrenci Ailelerinin Aylık
Ortalama Gelir Durumuna Göre ANOVA Sonuçları
Varyansın
Kareler
sd
Kareler
Kaynağı
Toplamı
Gruplararası
2765.777
4
691.444
Gruplariçi
92101.021
311
296.145
Toplam
94866.797
315
F
p
Ortalaması
Anlamlı
Farklılık
2.335
.056
∗
∗ p>.05
Tablo 4.11’deki verilere göre, ilköğretim öğrencilerinin müzik dersine yönelik
öz yeterlilik puanları ile ailenin aylık ortalama gelir durumları arasında anlamlı bir
farklılık yoktur (F(4-311)= 2.335, p>.05).
Ailelerin aylık ortalama gelir durumlarının müzik dersine yönelik öz
yeterlilikleri üzerinde etkisinin olmadığı söylenebilir.
4.1.7. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları
okul öncesi eğitimi alıp almamalarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik puanlarının okul öncesi eğitimi alıp almamalarına göre t-testi
sonuçları Tablo 4.12’de verilmiştir.
130
Tablo 4.12
Müzik Dersine Yönelik Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Okul Öncesi Eğitimi Alıp
Almamalarına Göre t-Testi Sonuçları
Okul Öncesi Eğitimi
Anlamlı
Alma Durumu
N
X
S
sd
t
p
Farklılık
Evet
155
113.66
19.27
314
.191
.849
∗
Hayır
161
113.29
15.33
∗ p>.05
Tablo 4.12’de yer alan veriler incelendiğinde ilköğretim ikinci kademe
öğrencilerinden 6 ve 7. sınıf öğrencileri arasında okul öncesi eğitimi alıp almamalarına
göre anlamlı düzeyde bir farklılık yoktur (t (314) = .191, p>.05).
Müzik eğitiminin erken yaşlarda başlamasının bireyin müziksel ve kişisel
gelişiminde olumlu katkıları olduğu bilinmektedir. Ancak bu tabloda ilköğretim ikinci
kademe öğrencilerinin okul öncesi eğitimi almaları öz yeterliliğinin gelişimine olumlu
bir katkısının olmadığını göstermektedir. Bilimsel araştırmalara ters düşen bu sonucun
yapılan okul öncesi müzik eğitiminin niteliği ile ilgili olduğu düşünülmektedir.
4.1.8. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları ilköğretim 4 ve 5. sınıfta müzik dersine giren öğretmenlere göre anlamlı
farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik puanlarının ilköğretim 4 ve 5. sınıfta iken müzik dersine giren
öğretmenlere göre “One-Way ANOVA” testi yapılmıştır. Öğrencilerin ilköğretim 4 ve
5. sınıfta müzik dersine giren öğretmenlere bağlı olarak müzik dersine yönelik öz
yeterlilik puanlarına ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri Tablo 4.13’te
verilmiştir.
131
Tablo 4.13
İlköğretim 4 ve 5. Sınıfta Müzik Dersine Giren Öğretmenlere Göre Müzik Dersi Öz
Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Merkezi Eğilim ve Yayılma Ölçüleri
İlköğretim 4 ve 5. Sınıfta Müzik
N
X
S
Sınıf Öğretmeni
40
110.80
14.33
Müzik Öğretmeni
240
113.18
17.73
Sınıf ve Müzik Öğretmeni
36
118.38
17.29
Toplam
316
113.47
17.35
Dersine Giren Öğretmenler
Tablo 4.13’e göre ilköğretim 4 ve 5. sınıfta müzik dersine hem sınıf hem de
müzik öğretmeni giren öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algı puanları
diğer öğrencilerin öz yeterlilik algı puanından daha yüksek görülmektedir ( X = 118.38).
Bu bulguya göre ilköğretim 4 ve 5. sınıfta müzik dersine hem sınıf hem de müzik
öğretmeni giren öğrencilerin kendilerini diğer öğrencilere göre daha yeterli gördükleri
söylenebilir.
Müzik dersine ilişkin öz yeterlilik ölçeği puanlarının öğrencilerin ilköğretim 4
ve 5. sınıfta iken müzik dersine giren öğretmenlere göre ANOVA sonuçları Tablo
4.14’te verilmiştir.
Tablo 4.14
Müzik Dersine Yönelik Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının İlköğretim 4 ve 5. Sınıfta
Müzik Derslerine Giren Öğretmenlere Göre One-Way ANOVA Sonuçları
Varyansın
Kareler
Kaynağı
Toplamı
Gruplararası
1175.909
2
587.954
Gruplariçi
93690.889
313
299.332
Toplam
94866.797
315
∗p>.05
sd
Kareler
F
P
Ortalaması
Anlamlı
Farklılık
1.964
.142
∗
132
Tablo 4.14’te yer alan veriler incelendiğinde öğrencilerin ilköğretim 4 ve 5.
sınıflarındayken müzik derslerine müzik öğretmeni, sınıf öğretmeni ya da her ikisi
birden girmelerine göre anlamlı düzeyde bir farklılık yoktur (F(2-313)= 1.964, p>.05).
4.1.9. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları ailelerinde müzikle ilgilenen birey olup olmama durumuna göre anlamlı
farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik puanlarının ailelerinde müzikle ilgilenen birey olup olmama
durumuna göre t-testi sonuçları Tablo 4.15’te verilmiştir.
Tablo 4.15
Müzik Dersine Yönelik Öz Yeterlilik Ölçeği Puanlarının Ailelerinde Müzikle İlgilenen
Birey Olup Olmama Durumuna Göre t-Testi Sonuçları
Ailelerinde
Müzikle İlgilenen
Anlamlı
N
X
S
sd
t
p
Farklılık
Evet
120
117.61
17.34
314
3.37
.001
∗
Hayır
196
110.93
16.91
Birey Olup
Olmama Durumu
∗ p<.05
Tablo 4.15’te yer alan veriler incelendiğinde ilköğretim ikinci kademe
öğrencilerinden 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin ailelerinde müzikle ilgilenen birey olup
olmamasına göre anlamlı düzeyde bir farklılık olduğu görülmektedir (t
(314)
= 3.37,
p<.05). Müzik dersi öz yeterlilik ölçeği bulgularına göre, öğrenciler arasındaki anlamlı
düzeydeki farklılık ailelerinde müzikle ilgilenen birey olan öğrencilerin lehinedir ( X =
117.61). Ailelerinde müzikle ilgilenen birey olan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz
yeterlilik algıları ( X = 117.61), ailelerinde müzikle ilgilenen birey olmayan öğrencilere
oranla daha iyidir ( X = 110.93).
133
Ailelerinde müzikle ilgilenen birey olması öğrencilerin müzik dersine yönelik öz
yeterliliklerini olumlu yönde etkilediği söylenebilir.
4.1.10. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili etkinliklere katılıp katılmama
durumuna göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik puanlarının öğrencilerin okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili
etkinliklere katılıp katılmama durumuna göre t-testi sonuçları Tablo 4.16’da verilmiştir.
Tablo 4.16
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Okul İçi ya da Dışındaki Müzikle İlgili Etkinliklere
Katılıp Katılmama Durumuna Göre t-Testi Sonuçları
Okul İçi ya da Dışındaki
Müzikle İlgili Etkinliklere
Anlamlı
N
X
S
sd
t
p
Farklılık
Evet
85
122.70
13.54
314
6.052
.000
∗
Hayır
231
110.07
17.39
Katılıp Katılmama
Durumu
∗ p<.05
Tablo 4.16’da yer alan veriler incelendiğinde ilköğretim ikinci kademe
öğrencilerinden 6 ve 7. sınıf öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik puanlarının
öğrencilerin okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili etkinliklere katılıp katılmama
durumuna göre anlamlı düzeyde bir farklılık olduğu görülmektedir (t
(314)
= 6.052,
p<.05). Müzik dersi öz yeterlilik ölçeği bulgularına göre, okul içi ya da dışındaki
müzikle ilgili etkinliklere katılan öğrencilerin öz yeterlilik algıları ( X = 122.70)
katılmayan öğrencilere ( X =110.07) göre daha iyidir.
134
Okul içi ya da dışındaki müzik etkinliklerine katılımın öğrencilerin öz yeterlilik
algılarının gelişiminde olumlu katkılarının olduğu söylenebilir. Bu bulguda da bireyin
kendini ifade etmede, öz güven sahibi olmasında müziğin olumlu etkileri olduğu
görülmektedir. Thiam (2006) okul orkestrasında çalma ile öğrencilerin öz güvenlerini
ve öz değerlerini artırma arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki bulunmuştur.
4.1.11. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları blokflüt dışında bir çalgı çalıp çalmamasına göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik puanlarının blokflüt dışında bir çalgı çalıp çalmama durumuna göre
t-testi sonuçları Tablo 4.17’de gösterilmiştir.
Tablo 4.17
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Blokflüt Dışında Bir Çalgı Çalıp Çalmama
Durumuna Göre t-Testi Sonuçları
Anlamlı
Blokflüt Dışında
N
X
S
sd
t
p
Farklılık
Evet
66
120.53
16.12
314
3.791
.000
∗
Hayır
250
111.61
17.21
Bir Çalgı Çalıp
Çalmama
Durumu
∗ p<.05
Tablo 4.17’de yer alan veriler incelendiğinde araştırmaya katılan öğrencilerin
müzik dersine yönelik öz yeterlilik puanları öğrencilerin blokflüt dışında bir çalgı çalıp
çalmama durumuna göre anlamlı düzeyde bir farklılık göstermektedir (t
p<.05).
(314)
= 3.791,
135
Müzik dersi öz yeterlilik ölçeği bulgularına göre, blokflüt dışında bir çalgı çalan
öğrencilerin öz yeterlilik algıları ( X = 120.53) çalmayan öğrencilere ( X =111.61) göre
daha iyidir.
Bu bulgu, öğrencilerin öz yeterlilik algıları ile blokflüt dışında bir çalgı çalıp
çalmama durumu arasında anlamlı bir ilişki olduğu göstermektedir. Farklı çalgıları
çalmanın öğrencilerin öz yeterlilik algılarının gelişiminde olumlu katkıları olduğu
söylenebilir. Kocaarslan (2009) araştırmasında öğrencilerin blokflüt hariç kendisine ait
bir enstrümana sahip olmasının, onların müzikal özgüven ve müzikal motivasyon
düzeylerini olumlu yönde etkilediğini ortaya çıkarmıştır.
4.1.12. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları ailelerinin müzikle ilgilenmelerini destekleyip desteklememe durumuna
göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik puanlarının ailelerinin müzikle ilgilenmelerini destekleyip
desteklememe durumuna göre t-testi sonuçları Tablo 4.18’de gösterilmiştir.
Tablo 4.18
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Dersine Yönelik Öz Yeterlilik Algıları
Ailelerinin Müzikle İlgilenmelerini Destekleyip Desteklememe Durumuna Göre t- Testi
Sonuçları
Ailelerinin
Müzikle
Anlamlı
N
X
S
sd
t
P
Farklılık
Evet
226
115.75
16.71
314
3.781
.000
∗
Hayır
90
107.74
17.70
İlgilenmelerini
Destekleyip
Desteklememe
Durumu
∗ p<.05
136
Tablo 4.18’de yer alan veriler incelendiğinde araştırmaya katılan öğrencilerin
müzik dersine yönelik öz yeterlilik puanları, ailelerinin müzikle ilgilenmelerini
destekleme durumuna anlamlı düzeyde bir farklılık göstermektedir (t
(314)
= 3.781,
p<.05). Müzik dersi öz yeterlilik ölçeği bulgularına göre, müzikle ilgilenmeleri
konusunda ailelerinden destek alan öğrencilerin öz yeterlilik algıları ( X = 115.75)
destek almayan öğrencilere ( X =107.74) göre daha iyidir.
Çocukların gelişimi ve ilgi alanları konusunda ailelerin önemli bir rolü olduğu
bilinmektedir. Müziğe olan ilginin desteklenmesinin, çocuğun öz yeterlilik algısının
gelişimine olumlu olarak yansıdığı söylenebilir.
4.2. İlköğretim 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin müzik dersine ilişkin tutumları
nasıldır?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, örneklemde bulunan
öğrencilere “Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği” uygulanmış ve ölçekten elde edilen veriler,
“betimsel istatistik” ile yorumlanmıştır.
Ölçeğin aralık genişliği a = dizi genişliği / yapılacak grup sayısı, formülü ile
hesaplanıp buna göre oluşturulan ölçekte; seçenekler ve sınırlar aşağıda verilmiştir.
AĞIRLIK
SEÇENEKLER
SINIR
3
Evet
2.34- 3.00
2
Kısmen
1.67- 2.33
1
Hayır
1.00- 1.66
Verilen sınırlar çerçevesinde, her bir tutum maddesinin yüzde dağılımlarına,
ortalamalarına ve frekanslarına bakılmıştır.
137
Tablo 4.19
“Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği” Tutum Maddelerinin Yüzde Dağılımları, Frekans ve
1. Müzik çok sevdiğim dersler arasındadır.
2. Müzik dersi bence sıkıcıdır.
3. Boş zamanlarımda müzikle uğraşmaktan zevk alırım.
4. Notaları çözümlemek beni yorar.
5. Müzik dersinde çalgı çalmak beni korkutur.
6. Müzik dersinde çalar söylerken hata yapsam bile, çalıp
söylemekten çekinmem.
7. Çalgı çalmak kendime olan güvenimi arttırır.
8. İleride müzikle ilgili bir meslek seçmek isterim.
9. Programdan müzik dersleri kaldırılsa çok mutlu olurum.
10. Programda müzik ders saatleri arttırılırsa çok mutlu olurum.
11. İleride müzikle ilişkisi olmayan bir meslek seçmek isterim.
12. Notasını gördüğüm-bulduğum şarkıları çalıp söylemek
isterim.
13. Müzik ödevlerini sıkılmadan zevkle yaparım.
14. Müzik dersine zorunlu olduğum için katılıyorum.
15. Müzik dersinde kendimi rahat hissederim.
16. Müzik dersine sadece sınıf geçmek için çalışıyorum.
17. T.V, radyo, gazete ve dergilerdeki müzikle ilgili yayınlar
ilgimi çekmez.
18. Boş zamanlarımda müzikle ilgili hiçbir şey yapmak
içimden gelmez.
19. Müzikle ilgili bilgi ve becerilerimi arttırmak için
arkadaşlarım ve öğretmenlerimden sürekli yararlanmak isterim.
20. Müziğin günlük yaşamda önemi yoktur.
21. Müzik derslerinde tedirgin ve sinirli oluyorum.
22. Güzel şarkı söylemekten ya da çalmaktan gurur duyarım.
23. Müzikteki başarım bana cesaret veriyor.
24. Müzik öğretmenim bana çok başarısız olduğum hissini
veriyor.
HAYIR
KISMEN
Tutum Maddeleri
EVET
Ortalamaları
%
(f)
%
(f)
%
(f)
50.9
(161)
34.8
(110)
14.2
(45)
71.5
(226)
60.1
(190)
40.2
(127)
72.8
(230)
49.4
(156)
57.3
(181)
19.3
(61)
23.7
(75)
32.9
(104)
15.5
(49)
31.0
(98)
26.3
(83)
9.2
(29)
16.1
(51)
26.9
(85)
11.7
(37)
19.6
(62)
16.5
(52)
17.7
(56)
27.8
(88)
54.4
(172)
71.8
(227)
41.8
(132)
28.8
(91)
64.6
(204)
56.3
(178)
78.5
(248)
62.0
(196)
78.5
(248)
56.3
(178)
63.0
(199)
53.5
(169)
75.0
(237)
16.1
(51)
29.1
(92)
34.8
(110)
22.5
(71)
32.3
(102)
11.4
(36)
29.4
(93)
10.8
(34)
24.4
(77)
19.9
(63)
27.2
(86)
17.7
(56)
12.0
(38)
29.1
(92)
36.4
(115)
13.0
(41)
11.4
(36)
10.1
(32)
8.5
(27)
10.8
(34)
19.3
(61)
17.1
(54)
19.3
(61)
7.3
(23)
73.4
(232)
19.6
(62)
7.0
(22)
74.1
(234)
59.8
(189)
73.1
(231)
15.2
(48)
23.4
(74)
16.1
(51)
10.8
(34)
16.8
(53)
10.8
(34)
X
2.36
2.62
2.43
2.13
2.61
2.29
2.40
1.63
2.59
2.12
1.92
2.51
2.44
2.68
2.53
2.67
2.37
2.45
2.34
2.67
2.66
2.63
2.43
2.62
138
25. Müzik dersinde elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret
ederim.
26. Müzik dersinde müzik yeteneğimin geliştiğini
hissediyorum.
27. Müzik dersinin yeteneğimin gelişmesinde katkısının
olmadığını düşünüyorum.
28. Müzik dersi müzik ile ilgili bir şeyler yaratmak için bende
istek uyandırıyor.
29. Müzik dersinde birlikte söyleyip-çalmaktan zevk alırım.
30. Müzik dersinde benim gösterdiğim başarıyı arkadaşım
göstermediği zaman üzülürüm.
81.3
(257)
60.4
(191)
69.9
(221)
48.1
(152)
73.7
(233)
51.3
(162)
TOPLAM
14.6
(46)
27.2
(86)
18.4
(58)
34.2
(108)
15.8
(50)
26.6
(84)
X
4.1
(13)
12.3
(39)
11.7
(37)
17.7
(56)
10.4
(33)
22.2
(70)
2.77
2.48
2.58
2.30
2.63
2.29
= 2.43
“Müziğe İlişkin Tutum Ölçeği”nin sınırlılıkları kullanılarak Tablo 4.19
incelendiğinde öğrencilerin tutum puanları ortalamalarına bakıldığında toplam tutum
puanı ortalamasının X =2.43 olduğu görülmektedir. Bu sonuca bakılarak öğrencilerin
müzik dersine yönelik tutumlarının olumlu olduğu şeklinde yorum yapılabilir.
Tablo 4.19 incelendiğinde şu bulgular elde edilmiştir:
“Müzik çok sevdiğim dersler arasındadır.” tutum maddesine öğrencilerin
%50.9’u “evet”, %34.8’i “kısmen” ve
%14.2’si “hayır” demişlerdir. Bu tutum
maddesine ilişkin genel ortalama 2.36 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre,
öğrencilerin müzik dersini sevdikleri söylenebilir.
“Müzik dersi bence sıkıcıdır.” tutum maddesine öğrencilerin %71.5’i “evet”,
%19.3’ü “kısmen” ve %9.2’si “hayır” demişlerdir. Bu tutum maddesine ilişkin genel
ortalama 2.62 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik dersini
sıkıcı buldukları söylenebilir. Bir önceki tutum maddesine müzik dersinin sevdiği
dersler arasında olmasına “kısmen” cevabını veren öğrencilerin, bu tutum maddesinde
müzik dersinin sıkıcı olduğuna karar verdikleri söylenebilir.
“Boş zamanlarımda müzikle uğraşmaktan zevk alırım.”tutum maddesine
öğrencilerin %60.1’i “evet”, %23.7’si “kısmen” ve %16.1’i “hayır” demişlerdir. Bu
tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.43 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya
göre, öğrencilerin boş zamanlarında müzikle uğraşmaktan zevk aldıkları söylenebilir.
“Notaları çözümlemek beni yorar.” tutum maddesine öğrencilerin
%40.2’si
“evet”, %32.9’u “kısmen” ve %26.9’u “hayır” demişlerdir. Bu tutum maddesine ilişkin
genel ortalama 2.13 (kısmen) şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin
notaları çözümlerken kısmen yoruldukları söylenebilir.
139
“Müzik dersinde çalgı çalmak beni korkutur.” tutum maddesine öğrencilerin
%72.8’i “evet”, %15.5’i “kısmen” ve
%11.7’si “hayır” demişlerdir. Bu tutum
maddesine ilişkin genel ortalama 2.61 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre,
öğrencilerin müzik dersinde çalgı çalmaktan korktukları söylenebilir.
“Müzik dersinde çalar söylerken hata yapsam bile, çalıp söylemekten
çekinmem.” tutum maddesine öğrencilerin
%49.4’ü “evet”, %31’i “kısmen” ve
%19.6’sı “hayır” demişlerdir. Bu tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.29 (kısmen)
şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik dersinde çalar söylerken hata
yaptıklarında bazen çalıp söylemekten çekindikleri, bazen ise çekinmedikleri
söylenebilir.
“Çalgı çalmak kendime olan güvenimi arttırır.” tutum maddesine öğrencilerin
%57.3’ü “evet”, %26.3’ü “kısmen” ve
%16.5’i “hayır” demişlerdir. Bu tutum
maddesine ilişkin genel ortalama 2.40 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre,
öğrencilerin çalgı çaldıkları zaman kendilerine olan güvenimi artırdığı söylenebilir.
“İleride müzikle ilgili bir meslek seçmek isterim.” tutum maddesine öğrencilerin
%17.7’si “evet”, %27.8’i “kısmen” ve
%54.4’ü “hayır” demişlerdir. Bu tutum
maddesine ilişkin genel ortalama 1.63 (hayır) şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre,
öğrencilerin ileride müzikle ilgili bir meslek seçmek istemedikleri söylenebilir.
“Programdan müzik dersleri kaldırılsa çok mutlu olurum.” tutum maddesine
öğrencilerin %71.8’i “evet”, %16.1’i “kısmen” ve %12’si “hayır” demişlerdir. Bu
tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.59 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya
göre, öğrencilerin programdan müzik dersleri kaldırılsa çok mutlu olacakları
söylenebilir.
“Programda müzik ders saatleri arttırılırsa çok mutlu olurum.” tutum maddesine
öğrencilerin %41.8’i “evet”, %29.1’i “kısmen” ve %29.1’i “hayır” demişlerdir. Bu
tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.12 (kısmen) şeklindedir. Bu genel ortalamaya
göre, öğrencilerin programdan müzik ders saatleri arttırılırsa kısmen mutlu olacakları
söylenebilir.
“İleride müzikle ilişkisi olmayan bir meslek seçmek isterim.” tutum maddesine
öğrencilerin %28.8’i “evet”, %34.8’i “kısmen” ve %36.4’ü “hayır” demişlerdir. Bu
tutum maddesine ilişkin genel ortalama 1.92 (kısmen) şeklindedir. Bu genel ortalamaya
140
göre, öğrencilerin kısmen ileride müzikle ilişkisi olmayan bir meslek seçmek istedikleri
söylenebilir.
“Notasını gördüğüm-bulduğum şarkıları çalıp söylemek isterim.” tutum
maddesine öğrencilerin
%64.6’sı “evet”, %22.5’i “kısmen” ve
%13’ü “hayır”
demişlerdir. Bu tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.51 (evet) şeklindedir. Bu
genel ortalamaya göre, öğrencilerin notasını gördüğü-bulduğu şarkıları çalıp söylemek
istedikleri söylenebilir.
“Müzik ödevlerini sıkılmadan zevkle yaparım.” tutum maddesine öğrencilerin
%56.3’ü “evet”, %32.3’ü “kısmen” ve %11.4’ü “hayır” demişlerdir. Bu tutum
maddesine ilişkin genel ortalama 2.44 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre,
öğrencilerin müzik ödevlerini sıkılmadan zevkle yaptıkları söylenebilir.
“Müzik dersine zorunlu olduğum için katılıyorum.” tutum maddesine
öğrencilerin %78.5’i “evet”, %11.4’ü “kısmen” ve %10.1’ü “hayır” demişlerdir. Bu
tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.68 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya
göre, öğrencilerin müzik dersine zorunlu oldukları için katıldıkları söylenebilir.
“Müzik dersinde kendimi rahat hissederim.” tutum maddesine öğrencilerin
%62’i “evet”, %29.4’ü “kısmen” ve %8.5’i “hayır” demişlerdir. Bu tutum maddesine
ilişkin genel ortalama 2.53 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin
müzik dersinde kendilerini rahat hissettikleri söylenebilir.
“Müzik dersine sadece sınıf geçmek için çalışıyorum.” tutum maddesine
öğrencilerin %78.5’i “evet”, %10.8’i “kısmen” ve %10.8’i “hayır” demişlerdir. Bu
tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.67 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya
göre, öğrencilerin müzik dersine sadece sınıf geçmek için çalıştıkları söylenebilir.
“TV, radyo, gazete ve dergilerdeki müzikle ilgili yayınlar ilgimi çekmez.” tutum
maddesine öğrencilerin
%56.3’ü “evet”, %24.4’ü “kısmen” ve
%19.3’ü “hayır”
demişlerdir. Bu tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.37 (evet) şeklindedir. Bu
genel ortalamaya göre, öğrencilerin TV, radyo, gazete ve dergilerdeki müzikle ilgili
yayınların ilgilerini çekmedikleri söylenebilir.
“Boş zamanlarımda müzikle ilgili hiçbir şey yapmak içimden gelmez.” tutum
maddesine öğrencilerin
%63’ü “evet”, %19.9’u “kısmen” ve
%17.1’i “hayır”
demişlerdir. Bu tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.45 (evet) şeklindedir. Bu
141
genel ortalamaya göre, öğrencilerin boş zamanlarında müzikle ilgili hiçbir şey yapmak
içlerinden gelmediği söylenebilir.
“Müzikle ilgili bilgi ve becerilerimi arttırmak için arkadaşlarım ve
öğretmenlerimden sürekli yararlanmak isterim.” tutum maddesine öğrencilerin %53.5’i
“evet”, %27.2’si “kısmen” ve %19.3’ü “hayır” demişlerdir. Bu tutum maddesine ilişkin
genel ortalama 2.34 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzikle
ilgili bilgi ve becerilerini arttırmak için arkadaşları ve öğretmenlerinden sürekli
yararlanmak istemedikleri söylenebilir.
“Müziğin günlük yaşamda önemi yoktur.” tutum maddesine öğrencilerin %75’i
“evet”, %17.7’si “kısmen” ve %7.3’ü “hayır” demişlerdir. Bu tutum maddesine ilişkin
genel ortalama 2.67 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müziğin
günlük yaşamda önemi olmadığını düşündükleri söylenebilir.
“Müzik derslerinde tedirgin ve sinirli oluyorum.” tutum maddesine öğrencilerin
%73.4’ü “evet”, %19.6’sı “kısmen” ve %7’si “hayır” demişlerdir. Bu tutum maddesine
ilişkin genel ortalama 2.66 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin
müzik derslerinde tedirgin ve sinirli oldukları söylenebilir.
“Güzel şarkı söylemekten ya da çalmaktan gurur duyarım.” tutum maddesine
öğrencilerin %74.1’i “evet”, %15.2’si “kısmen” ve %10.8’i “hayır” demişlerdir. Bu
tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.63 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya
göre, öğrencilerin güzel şarkı söylemekten ya da çalmaktan gurur duydukları
söylenebilir.
“Müzikteki başarım bana cesaret veriyor.” tutum maddesine öğrencilerin
%59.8’i “evet”, %23.4’ü “kısmen” ve %16.8’i “hayır” demişlerdir. Bu tutum maddesine
ilişkin genel ortalama 2.43 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin
müzikteki başarılarının onlara cesaret verdiği söylenebilir.
“Müzik öğretmenim bana çok başarısız olduğum hissini veriyor.” tutum
maddesine öğrencilerin %73.1’i “evet”, %16.1’i “kısmen” ve
%10.8’i “hayır”
demişlerdir. Bu tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.62 (evet) şeklindedir. Bu
genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik öğretmenlerinin onlara çok başarısız olduğu
hissini verdikleri söylenebilir.
“Müzik dersinde elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret ederim.” tutum
maddesine öğrencilerin %81.3’ü “evet”, %14.6’sı “kısmen” ve
%4.1’i “hayır”
142
demişlerdir. Bu tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.77 (evet) şeklindedir. Bu
genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik dersinde ellerinden gelenin en iyisini
yapmaya gayret ettikleri söylenebilir.
“Müzik dersinde müzik yeteneğimin geliştiğini hissediyorum.” tutum maddesine
öğrencilerin %60.4’ü “evet”, %27.2’si “kısmen” ve %12.3’ü “hayır” demişlerdir. Bu
tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.48 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya
göre, öğrencilerin müzik dersinde müzik yeteneklerinin geliştiğini hissettikleri
söylenebilir.
“Müzik
dersinin
yeteneğimin
gelişmesinde
katkısının
olmadığını
düşünüyorum.” tutum maddesine öğrencilerin %69.9’u “evet”, %18.4’ü “kısmen” ve
%11.7’si “hayır” demişlerdir. Bu tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.58 (evet)
şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik dersinin yeteneklerinin
gelişmesinde katkısının olmadığını düşündükleri söylenebilir.
“Müzik dersi müzik ile ilgili bir şeyler yaratmak için bende istek uyandırıyor.”
tutum maddesine öğrencilerin %48.1’i “evet”, %34.2’si “kısmen” ve %17.7’si “hayır”
demişlerdir. Bu tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.30 (kısmen) şeklindedir. Bu
genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik dersinin müzik ile ilgili bir şeyler yaratmak
için onlarda bazen istek uyandırdığı söylenebilir.
“Müzik dersinde birlikte söyleyip-çalmaktan zevk alırım.” tutum maddesine
öğrencilerin %73.7’si “evet”, %15.8’i “kısmen” ve %10.4’ü “hayır” demişlerdir. Bu
tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.63 (evet) şeklindedir. Bu genel ortalamaya
göre, öğrencilerin müzik dersinde birlikte söyleyip-çalmaktan zevk aldıkları
söylenebilir.
“Müzik dersinde benim gösterdiğim başarıyı arkadaşım göstermediği zaman
üzülürüm.” tutum maddesine öğrencilerin %51.3’ü “evet”, %26.6’sı “kısmen” ve
%22.2’si “hayır” demişlerdir. Bu tutum maddesine ilişkin genel ortalama 2.29 (kısmen)
şeklindedir. Bu genel ortalamaya göre, öğrencilerin müzik dersinde kendilerinin
gösterdiği başarıyı arkadaşı göstermediği zaman üzüldüğü söylenebilir.
143
4.2.1. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutum puanları,
okullara (sosyoekonomik çevreye) göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmaya katılan öğrencilerin tutum ölçeğinin uygulamasında aldıkları
puanlar, bağımlı değişkenlerden okullara (sosyoekonomik çevreye) göre incelenmiştir.
Bunun için ilişkisiz iki veya daha çok örneklem ortalamasının birbirinden anlamlı fark
gösterip göstermediğini açıklayan Kruskal Wallis H-Testi’nden yararlanılmıştır.
Kruskal Wallis H-Testi (Kruskal Wallis H-Test For Independent Samples) bağımlı
değişkenin en az aralık ölçeğinde olmasını gerektirmektedir.
Okulların sosyoekonomik çevresine göre “Kruskal Wallis H-Testi” sonuçları
Tablo 4.20’de gösterilmiştir.
Tablo 4.20
Tutum Puanlarının Okullara Göre (Sosyoekonomik Çevre) Kruskal Wallis H-Testi
Sonuçları
Okullar
N
(Sosyoekonomik
Sıra
sd
χ2
p
Ortalaması
Anlamlı
Farklılık
Çevre)
Alt
80
161.05
Orta
107
179.40
Üst
129
139.58
2
11.20
.004
∗Orta-Üst
lehine
∗ p<.05
Tablo 4.20 incelendiğinde öğrencilerin tutum ölçeğinden aldıkları puanların,
okulların içinde bulunduğu sosyoekonomik çevreye göre anlamlı bir şekilde farklılaştığı
görülmektedir (χ2 (2) =11.20, p<.05). Bu bulgu sosyoekonomik çevrenin öğrencilerin
müzik dersine ilişkin tutumlarında farklı etkilere sahip olduğunu göstermektedir.
Grupların sıra ortalamaları dikkate alındığında tutumların orta sosyoekonomik
çevre okulu öğrencilerinin en yüksek sıra ortalamasına sahip oldukları, bunu alt ve üst
sosyoekonomik çevre okulu öğrencilerinin izlediği görülmektedir.
144
Analizde ortaya çıkan anlamlı farkın kaynağını incelemek için, grupların ikili
kombinasyonu üzerinden Mann Whitney U-testi uygulanmıştır (Büyüköztürk, 2003b:
156).
Orta ve üst sosyoekonomik çevrede bulunan ilköğretim okullarının tutum
ölçeğinden aldıkları puanların Mann Whitney U-testi sonuçları Tablo 4.21’de
verilmiştir.
Tablo 4.21
Grupların İkili Kombinasyonu (Orta-Üst) Üzerinden Mann Whitney U-Testi Sonuçları
Okulların
Sosyoekonomik
N
Çevresi
Sıra
Sıra
Ortalaması
Toplamı
Orta
107
134.26
14366.00
Üst
129
105.43
13600.00
U
p
5215.00
.001
Tablo 4.21’e göre, orta ve üst sosyoekonomik çevre okullarında öğrenim gören
ve araştırmanın örnekleminde yer alan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları
arasında anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur (U=5215.00, p<.05). Sıra ortalamaları
dikkate alındığında araştırmaya katılan orta sosyoekonomik çevre okulu öğrencilerinin
müzik dersine yönelik tutumlarının üst sosyoekonomik çevre okulu öğrencilerinin
tutumlarından daha olumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Üst ve alt sosyoekonomik çevrede bulunan ve araştırmaya katılan ilköğretim
okulu öğrencilerinin tutum ölçeğinden aldıkları puanların Mann Whitney U-testi
sonuçları Tablo 4.22’de verilmiştir.
145
Tablo 4.22
Grupların İkili Kombinasyonu (Üst-Alt) Üzerinden Mann Whitney U-Testi Sonuçları
Okulların
Sosyoekonomik
N
Çevresi
Sıra
Sıra
Ortalaması
Toplamı
Üst
129
99.16
12791.00
Alt
80
114.43
9154.00
U
p
4406.00
.076
Tablo 4.22’e göre, üst ve alt sosyoekonomik çevre okullarında öğrenim gören ve
araştırmanın örnekleminde yer alan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları
arasında anlamlı bir farklılık yoktur (U= 4406.00, p>.05).
Alt ve orta sosyoekonomik çevrede bulunan ve araştırmaya katılan ilköğretim
okulu öğrencilerinin tutum ölçeğinden aldıkları puanların Mann Whitney U-testi
sonuçları Tablo 4.23’te verilmiştir.
Tablo 4.23
Grupların İkili Kombinasyonu (Alt-Orta) Üzerinden Mann Whitney U-Testi Sonuçları
Okulların
Sosyoekonomik
N
Çevresi
Sıra
Sıra
Ortalaması
Toplamı
Alt
80
87.13
6970.00
Orta
107
99.14
10608.00
U
p
3730.00
.133
Tablo 4.23’e göre, alt ve orta sosyoekonomik çevre okullarında öğrenim gören
ve araştırmanın örnekleminde yer alan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları
arasında anlamlı bir farklılık yoktur (U= 3730.00, p>.05).
146
4.2.2. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları,
öğrencilerin cinsiyetlerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmaya katılan öğrencilerin tutum ölçeğinin uygulamasında aldıkları
puanlar, bağımlı değişkenlerden cinsiyete göre incelenmiştir. Bunun için iki
örneklemden elde dilen puanların birbirinden anlamlı bir şekilde farklılık gösterip
göstermediğini test eden Mann Whitney U-testi’nden yararlanılmıştır. Tutum
puanlarının cinsiyet değişkenine göre “Mann Whitney U-testi” sonuçları Tablo 4.24’te
gösterilmiştir.
Tablo 4.24
Tutum Puanlarının Cinsiyete Göre Mann Whitney U-Testi Sonuçları
Sıra
Sıra
Cinsiyet
N
Ortalaması
Toplamı
U
p
Kız
154
196.91
30324.50
6558.50
.000
Erkek
162
121.98
19761.50
Tablo 4.24’e göre kız ve erkek öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları
arasında anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur (U=6558.50, p<.05). Sıra
ortalamalarına baktığımızda; kız öğrencilerin müzik dersine yönelik tutum puanı
ortalamaları ( X =196.91) erkek öğrencilerin tutum puanı ortalamalarından ( X =121.98)
daha yüksektir. Buna göre kız öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumlarının erkek
öğrencilere oranla daha olumlu olduğu şeklinde yorum yapılabilir.
Nacakcı (2006) çalışmasında kız öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumlarının
erkek öğrencilere göre daha olumlu olduğunu bulmuştur. Phillips (2003) de kız
öğrencilerin, evlerindeki müziksel ortamının daha iyi olduğu kaydedilen ve müziğe
ilişkin özgörüleri daha olumlu olan erkek öğrencilere göre daha olumlu tutumlar
geliştirdiği belirlenmiştir. Yüksek sosyoekonomik düzeydeki öğrencilerin evlerindeki
müziksel ortam, düşük sosyoekonomik düzeydeki öğrencilere göre anlamlı ölçüde
147
yüksek bulunmuştur (Kocaarslan, 2009: 65). Bu sonuçlar araştırmanın belirtilen alt
problemine ait bulgularını destekler niteliktedir.
4.2.3. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları, sınıf
değişkenine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik tutum puanlarının sınıf değişkenine göre Mann Whitney U-Testi Tablo 4.25’ te
gösterilmiştir.
Tablo 4.25
Tutum Puanlarının Sınıf Değişkenine Göre Mann Whitney U-Testi Sonuçları
Sıra
Sıra
Sınıf
N
Ortalaması
Toplamı
U
p
6
152
170.64
25938.00
10618.00
.023
7
164
147.24
24148.00
Tablo 4.25.’e göre 6 ve 7. sınıf öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları
arasında anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur (U=10618.00, p<.05). Sıra
ortalamalarına baktığımızda; 6. sınıfların müzik dersine ilişkin tutum puanı ortalamaları
( X =170.64), 7. sınıfların tutum puanı ortalamalarından ( X =147.24) daha yüksektir.
Bu sonuca göre, 6. sınıf öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumlarının 7. sınıflara göre
daha olumlu olduğu söylenebilir.
Öğrencilerin ergenlik dönemine girmeleri, SBS sınav kaygısı, müzik dersinin
SBS sınav başarısına katkısının bulunmaması, öğrencinin bir saatlik müzik dersinden
yeterince yararlanamaması vb. sorunların müzik dersine yönelik tutumlarını olumsuz
yönde etkilediği düşünülebilir.
148
Saruhan (2008) çalışmasında 6. sınıf öğrencilerin müzik dersine ilişkin
tutumlarının 7. sınıf öğrencilerine göre daha olumlu olduğunu bulmuştur. Bu sonuç
araştırmanın belirtilen alt problemine ait bulgularını destekler niteliktedir.
4.2.4. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları,
babalarının eğitim durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
ilişkin tutum puanlarının babalarının eğitim durumuna göre Kruskal Wallis H-Testi
sonuçları Tablo 4.26’da gösterilmiştir.
Tablo 4.26
Tutum Puanlarının Babalarının Eğitim Durumuna Göre Kruskal Wallis H-Testi
Sonuçları
Babalarının
Eğitim
Durumu
İlkokul
N
Sıra
Ortalaması
sd
χ2
p
Anlamlı
Farklılık
77
150.55
5
8.087
.151
∗
Ortaokul
51
179.87
Lise
96
156.10
Üniversite
84
161.95
Yüksek Lisans
5
102.30
Doktora
3
73.00
∗ p>.05
Tablo 4.26’a göre, öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile babalarının
eğitim durumları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (χ2 (5) = 8.087, p>.05).
Sıra ortalamalarına baktığımızda, babaları ortaokul mezunu olan öğrencilerin
tutum puanları diğerlerine göre daha yüksektir. Bu öğrencileri babaları üniversite
mezunu olan öğrenciler ve lise mezunu olan öğrenciler izlemektedir. Bulunan sonuca
149
göre, babanın eğitim durumun öğrencinin müzik dersine ilişkin tutum puanlarını,
etkilemediği söylenebilir.
4.2.5. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları,
annelerinin eğitim durumlarına göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
ilişkin tutum puanlarının annelerinin eğitim durumuna göre Kruskal Wallis H-Testi
sonuçları Tablo 4.27’de gösterilmiştir.
Tablo 4.27
Tutum Puanlarının Annelerinin Eğitim Durumuna Göre Kruskal Wallis H-Testi
Sonuçları
Annelerinin
Eğitim Durumu
Okuryazar Değil
N
3
Sıra
Ortalaması
231.50
Sadece Okuryazar
6
183.92
İlkokul
150
156.34
Ortaokul
45
146.90
Lise
73
168.42
Üniversite
39
152.12
sd
χ2
p
5
4.244
.515
Anlamlı
Farklılık
∗
∗ p>.05
Tablo 4.27’e göre, öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile annelerinin
eğitim durumları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (χ2 (5) = 4.244, p>.05).
Bulunan sonuca göre, öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutum puanlarının, annelerinin
eğitim durumuna göre değişmediği söylenebilir.
150
Nacakcı (2006) çalışmasında anne ve baba eğitim durumunun öğrencilerin
müzik dersine ilişkin tutumlarında herhangi bir değişikliğe sebep olmadığını bulmuştur.
Bu sonuç araştırmanın belirtilen alt problemlerine ait bulgularını destekler niteliktedir.
4.2.6. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları ailenin
ortalama aylık gelir durumuna göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
ilişkin tutum puanlarının ailenin aylık ortalama gelir durumuna göre Kruskal Wallis HTesti sonuçları Tablo 4.28’de verilmiştir.
Tablo 4.28
Tutum Puanlarının Ailenin Ortalama Aylık Gelir Durumuna Göre Kruskal Wallis HTesti Sonuçları
Aylık Ortalama
Gelir Durumu
500 TL den az
N
40
Sıra
Ortalaması
170.15
500-1000 TL
99
155.43
1000-1500 TL
76
158.77
1500-2000 TL
50
164.85
2000 TL ve üzeri
51
148.70
sd
χ2
p
4
1.593
.810
Anlamlı
Farklılık
∗
∗ p>.05
Tablo 4.28’e göre, öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile ailenin
ortalama aylık gelir durumları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (χ2 (4) =
1.593, p>.05).
En yüksek tutum puanı ortalamasına ailesinin ortalama aylık geliri 500 TL’den
az olan öğrenciler oluşturmaktadır. Bunları ailesinin ortalama aylık geliri 1500-2000 TL
olan öğrenciler ile 1000-1500 TL olan öğrenciler izlemektedir. Bu bulgu ailelerin aylık
ortalama gelirinin öğrencilerin tutumları üzerinde etkisinin olmadığı şeklinde
151
yorumlanabilir.
Nacakcı (2006) çalışmasında aile gelir düzeyi değişkeninin
öğrencilerin derse karşı tutumlarının değişim göstermesinde etkisinin olmadığını
saptamıştır.
4.2.7. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları okul öncesi
eğitimi alıp almama durumuna göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
ilişkin tutum puanlarının okul öncesi eğitimi alıp almama durumuna göre Mann
Whitney U-Testi Tablo 4.29’da verilmiştir.
Tablo 4.29
Tutum Puanlarının Okul Öncesi Eğitimi Alıp Almama Durumuna Göre Mann Whitney
U-Testi Sonuçları
Okul Öncesi
N
Eğitimi Alıp
Sıra
Sıra
Ortalaması
Toplamı
U
p
12158.00
.694
Almama Durumu
Evet
155
156.44
24248.00
Hayır
161
160.48
25838.00
Tablo 4.29’a göre, öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile okul öncesi
eğitim alıp almama durumları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (U=
12158.00, p>.05). Bulunan sonuca göre, öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutum
puanlarının, okul öncesi müzik eğitimi alıp almama durumuna göre değişmediği
söylenebilir.
Okul öncesi müzik eğitiminin öğrencinin müzik dersine ilişkin tutum puanlarını
olumlu yönde etkilemesi beklenirken yapılan araştırmada bu bulguya rastlanmamıştır.
152
4.2.8. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları
ilköğretim 4 ve 5. sınıfta müzik dersine giren öğretmenlere göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik puanlarının ilköğretim 4 ve 5. sınıfta iken müzik dersine giren
öğretmenlere göre Kruskal Wallis H-Testi sonuçları Tablo 4.30’da verilmiştir.
Tablo 4.30
Tutum Puanlarının İlköğretim 4 ve 5. Sınıfta İken Müzik Dersine Giren Öğretmenlere
Göre Kruskal Wallis H-Testi Sonuçları
İlköğretim 4 ve 5.
N
Sınıfta Müzik
Sıra
sd
χ2
P
Anlamlı
Farklılık
Ortalaması
Dersine Giren
Öğretmen
Müzik Öğretmeni
240
156.09
Sınıf Öğretmeni
40
158.31
Müzik Öğretmeni
36
162.44
2
.096
.953
∗
ve Sınıf Öğretmeni
∗ p>.05
Tablo 4.30’a göre, öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile ilköğretim 4
ve 5. sınıfta iken müzik dersine giren öğretmenler arasında anlamlı bir farklılık
bulunmamıştır (χ2 (2) = 0.96, p>.05). Bununla birlikte en yüksek sıra ortalamasına
müzik dersine sınıf ve müzik öğretmeni ( X =162.44) giren öğrencilerin sahip olduğu
bunu sınıf öğretmeni ( X =158.31) ve müzik öğretmenin ( X =156.09) izlediği
görülmektedir.
Bulunan sonuca göre, öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutum puanı
ortalamalarının, ilköğretim 4 ve 5. sınıfta iken müzik dersine giren öğretmenlere göre
değişmediği söylenebilir.
153
Saruhan (2008) çalışmasında 4. ve 5. sınıfta müzik dersini branş öğretmeni ile
işlenip işlenmediği durum değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermediğini
bulmuştur. Bu sonuç araştırmanın bu alt problemine ait bulgularını destekler
niteliktedir.
4.2.9. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları
ailelerinde müzikle ilgilenen birey olup olmama durumuna göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
ilişkin tutum puanlarının ailelerinde müzikle ilgilenen birey olup olmama durumuna
göre Mann Whitney U-Testi Tablo 4.31’da verilmiştir.
Tablo 4.31
Tutum Puanlarının Ailelerinde Müzikle İlgilenen Birey Olup Olmama Durumuna Göre
Mann Whitney U-Testi Sonuçları
Ailelerinde
N
Müzikle İlgilenen
Sıra
Sıra
Ortalaması
Toplamı
U
p
8804.500
.000
Birey Olup
Olmama Durumu
Evet
120
183.13
21975.50
Hayır
196
143.42
28110.50
Tablo 4.31’e göre öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile ailelerinde
müzikle ilgilenen birey olup olmama durumu arasında anlamlı bir farklılık olduğu
bulunmuştur (U=8804.500, p<.05).
Sıra ortalamaları dikkate alındığında; ailesinde müzikle ilgilenen birey olan
öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutum puanı ortalamaları ( X =183.13), olmayanlara
göre ( X =143.42) daha yüksektir.
154
Bu sonuca göre, ailelerinde müzikle ilgilenen birey olan öğrencilerin müzik
dersine ilişkin tutumlarının olmayanlara göre daha olumlu olduğu söylenebilir. Bu
sonuç, Öztopalan (2007)’ın araştırmasının sonuçlarıyla tutarlılık göstermektedir.
4.2.10. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları
okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili etkinliklere katılıp katılmama durumuna
göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
ilişkin tutum puanlarının öğrencilerin okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili etkinliklere
katılıp katılmama durumuna göre Mann Whitney U-Testi Tablo 4.32’de verilmiştir.
Tablo 4.32
Tutum Puanlarının Okul İçi ya da Dışındaki Müzikle İlgili Etkinliklere Katılıp
Katılmama Durumuna Göre Mann Whitney U-Testi Sonuçları
Okul İçi ya da
N
Dışındaki Müzikle
Sıra
Sıra
Ortalaması
Toplamı
U
p
5711.000
.000
İlgili Etkinliklere
Katılıp Katılmama
Durumuna
Evet
85
206.81
17579.00
Hayır
231
140.72
32507.00
Tablo 4.32’e göre öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile okul içi ya da
dışındaki müzikle ilgili etkinliklere katılıp katılmama durumu arasında anlamlı bir
farklılık olduğu bulunmuştur (U=5711.000, p<.05).
Sıra ortalamaları dikkate alındığında; okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili
etkinliklere
katılan
öğrencilerin
tutum
puanı
katılmayanlara göre ( X =140.72) daha yüksektir.
ortalamalarının
( X =206.81)
155
Bu sonuca göre, okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili etkinliklere katılan
öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumlarının katılmayanlara göre daha olumlu olduğu
söylenebilir.
4.2.11. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları
blokflüt dışında bir çalgı çalıp çalmamasına göre anlamlı farklılık göstermekte
midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
ilişkin tutum puanlarının blokflüt dışında bir çalgı çalıp çalmama durumuna göre Mann
Whitney U-Testi Tablo 4.33’te gösterilmiştir.
Tablo 4.33
Tutum Puanlarının Blokflüt Dışında Bir Çalgı Çalıp Çalmamasına Göre Mann Whitney
U-Testi Sonuçları
Blokflüt Dışında Bir
N
Çalgı Çalıp Çalmama
Sıra
Sıra
Ortalaması
Toplamı
U
p
5790.000
.000
Durumu
Evet
66
195.77
12921.00
Hayır
250
148.66
37165.00
Tablo 4.33’e göre öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile blokflüt
dışında bir çalgı çalıp çalmamaları arasında anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur
(U=5790.000, p<.05).
Sıra ortalamaları dikkate alındığında; blokflüt dışında bir çalgı çalan öğrencilerin
tutum
puanı
ortalamaları
( X =195.77)
ortalamalarından ( X =148.66) daha yüksektir.
çalmayan
öğrencilerin
tutum
puanı
156
Bu sonuca göre, blokflüt dışında bir çalgı çalan öğrencilerin müzik dersine
ilişkin tutumlarının çalmayanlara göre daha olumlu olduğu görülmektedir.
Öğrenciler blokflüt dışında keman, bağlama, gitar, org gibi çalgıları
çalabildiklerini belirtmişlerdir. Öğrencilerin ders dışında herhangi bir çalgı çalmaları ve
ilgilenmeleri müziğe ilişkin tutumlarını olumlu yönde etkilediği söylenebilir.
4.2.12. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları
ailelerinin müzikle ilgilenmelerini destekleyip desteklememe durumuna göre
anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
ilişkin tutum puanlarının ailelerinin müzikle ilgilenmelerini destekleyip desteklememe
durumuna göre Mann Whitney U-Testi Tablo 4.34’de gösterilmiştir.
Tablo 4.34
Tutum Puanlarının Ailelerinin Müzikle İlgilenmelerini Destekleyip Desteklememe
Durumuna Göre Mann Whitney U-Testi Sonuçları
Ailelerinin Müzikle
İlgilenmelerini
N
Destekleyip
Sıra
Sıra
Ortalaması
Toplamı
U
p
6309.000
.000
Desteklememe
Durumu
Evet
226
175.58
39682.00
Hayır
90
115.60
10404.00
Tablo 4.34’e göre öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile ailelerinin
müzikle ilgilenmelerini destekleyip desteklememe durumu arasında anlamlı bir farklılık
olduğu bulunmuştur (U=6309.000, p<.05).
157
Sıra ortalamaları dikkate alındığında; müzikle ilgilenmeleri konusunda aileleri
tarafından
desteklenen
öğrencilerin
tutum
puanı
ortalaması
( X =175.58),
desteklenmeyenlere göre ( X =115.60) daha yüksektir.
Bu sonuca göre, aileleri tarafından müzikle ilgilenmeleri konusunda desteklenen
öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumlarının desteklenmeyenlere göre daha olumlu
olduğu şeklinde yorum yapılabilir.
4.2.13. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları
müzik öğretmenlerinin derste blokflüt dışında çalgı kullanıp kullanmamasına göre
anlamlı farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
ilişkin tutum puanlarının müzik öğretmenlerinin derste blokflüt dışında çalgı kullanıp
kullanmama durumuna göre Mann Whitney U-Testi, Tablo 4.35’te gösterilmiştir.
Tablo 4.35
Tutum Puanlarının Müzik Öğretmenlerinin Derste Blokflüt Dışında Çalgı Kullanıp
Kullanmama Durumuna Göre Mann Whitney U-Testi Sonuçları
Müzik
Öğretmenlerinin
N
Derste Blokflüt
Sıra
Sıra
Ortalaması
Toplamı
U
p
Dışında Çalgı Kullanıp
Kullanmama Durumu
Evet
182
169.85
30912.50
Hayır
134
143.09
19173.50
10128.50
.010
Tablo 4.35’e göre, öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile müzik
öğretmenlerinin derste blokflüt dışında bir çalgı kullanıp kullanmama durumları
arasında anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur (U= 10128.50, p<.05).
158
Sıra ortalamaları dikkate alındığında; müzik öğretmenlerinin derste blokflüt
dışında çalgı kullandığını söyleyen öğrencilerin tutum puanı ortalaması ( X =169.85),
söylemeyenlerden ( X =143.09) daha yüksektir.
Öğretmenleri farklı bir çalgı kullanan öğrencilerin derse yönelik tutumları diğer
öğrencilere göre daha olumludur. Derslerde farklı çalgıların kullanılması derse yönelik
tutumları olumlu yönde etkilemektedir.
4.3. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları ile müzik dersine ilişkin tutumları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik algıları ile müzik dersine ilişkin tutumları arasındaki ilişkiye
bakmak için “Spearman-Brown korelasyon katsayısı” hesaplanmıştır. SpearmanBrown korelasyon katsayısı, değişkenlerden birinin ya da her ikisinin de aralıklı/oranlı
olmadığı (ama sıralı olduğunun varsayıldığı) ve normal dağılmadığı durumlarda
kullanılmaktadır. (yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/courses/spring2007/bby208/). Tablo
4.36’da Spearman-Brown korelasyon değeri gösterilmektedir.
Tablo 4.36
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Dersine Yönelik Öz Yeterlilik Algıları ile
Tutum Puanları Arasındaki İlişki
Spearman's rho
Tutum
Öz Yeterlilik
1.000
.631(**)
p
.
.000
N
316
316
Tutum
Korelasyon
Öz Yeterlilik Korelasyon .631(**)
1.000
p
.000
.
N
316
316
** Correlation is significant at the 0.01 level (2-tailed).
159
Tablo 4.36’a göre araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin öz
yeterlilik algı ve tutum puanları arasında orta düzeyde, pozitif bir ilişki olduğu ve bu
ilişkinin istatistiksel açıdan anlamlı olduğu görülmektedir (Spearman’s rho = 0.631,
p<.01). Spearman-Brown korelasyon katsayısı dikkate alındığında öğrencilerin müzik
dersine yönelik öz yeterliliklerindeki toplam varyansın (değişkenliğin) %39’unun müzik
dersine ilişkin tutumlarından kaynaklandığı söylenebilir. Dolayısıyla müzik dersine
yönelik öz yeterlilikleri yüksek olan öğrencilerin tutumlarının da olumlu olduğu
söylenebilir.
4.4. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
algıları ile müzik dersi akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik algıları ile müzik dersi akademik başarıları arasındaki ilişkiye
bakmak için “Spearman-Brown korelasyon katsayısı” hesaplanmıştır. Tablo 4.37’de
Spearman-Brown korelasyon değeri gösterilmektedir.
Tablo 4.37
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Dersi Akademik Başarıları ile Öz Yeterlilik
Puanları Arasındaki İlişki
Müzik Dersi
Öz
Akademik
Yeterlilik
Başarıları
Spearman's rho
1.000
.765(**)
p
.
.000
N
316
316
.765(**)
1.000
p
.000
.
N
316
316
Müzik Dersi
Korelasyon
Akademik
Başarıları
Öz Yeterlilik
Korelasyon
** Correlation is significant at the 0.01 level (2-tailed).
160
Tablo 4.37’e göre araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersi akademik
başarıları ve öz yeterlilik puanları arasında yüksek düzeyde, pozitif bir ilişki olduğu ve
bu ilişkinin istatistiksel açıdan anlamlı olduğu görülmektedir (Spearman’s rho = 0.765,
p<.01) (Kalaycı, 2008:116).
Spearman-Brown korelasyon katsayısı dikkate alındığında öğrencilerin müzik
dersine yönelik öz yeterliliklerindeki toplam varyansın (değişkenliğin) %58.5’inin
müzik dersi notundan kaynaklandığı söylenebilir.
Müzik dersinde başarılı olan öğrencilerin müzik dersine yönelik öz
yeterliliklerinin yüksek olduğu söylenebilir. Wolters ve Pintrich (1998) araştırmalarında
yedinci ve sekizinci sınıf öğrencilerinden toplam 545 öğrenciye anket uygulamışlar ve
bu şekilde öğrencilerin İngilizce, matematik ve sosyal bilimler derslerine yönelik öz
yeterliliklerini ölçmüşlerdir. Araştırma sonucunda her üç derste de yüksek öz yeterliliğe
sahip öğrencilerin, notlarının da yüksek olduğu bulunmuştur.
4.5. Araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersine ilişkin tutumları ile
müzik dersi akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
Araştırmanın bu alt problemine yanıt alabilmek için, öğrencilerin müzik dersine
yönelik öz yeterlilik algıları ile müzik dersi akademik başarıları arasındaki ilişkiye
bakmak için “Spearman-Brown korelasyon katsayısı” hesaplanmıştır. Tablo 4.38’de
Spearman-Brown korelasyon değeri gösterilmektedir.
161
Tablo 4.38
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Müzik Dersi Akademik Başarıları ile Tutum Puanları
Arasındaki İlişki
Tutum
Spearman's rho
Tutum
p
N
Müzik Dersi
Akademik
Başarıları
p
N
Korelasyon
1.000
.
316
Korelasyon .830(**)
.000
316
Müzik Dersi
Akademik
Başarıları
.830(**)
.000
316
1.000
.
316
** Correlation is significant at the 0.01 level (2-tailed).
Tablo 4.38’e göre araştırmaya katılan öğrencilerin müzik dersi akademik
başarıları ve tutum puanları arasında yüksek düzeyde, pozitif bir ilişki olduğu ve bu
ilişkinin istatistiksel açıdan anlamlı olduğu görülmektedir (Spearman’s rho = 0.830,
p<.01). Spearman-Brown korelasyon katsayısı dikkate alındığında öğrencilerin müzik
dersine yönelik tutumları toplam varyansın (değişkenliğin) %68.8’inin müzik dersi
akademik başarılarından kaynaklandığı ve müzik dersinde başarılı olan öğrencilerin
müzik dersine yönelik tutumlarının yüksek olduğu söylenebilir.
BÖLÜM V
SONUÇLAR VE ÖNERİLER
5.1. SONUÇLAR
İlköğretim okullarının ikinci kademesinde yer alan 6 ve 7.sınıf öğrencilerinin
müzik dersine yönelik öz yeterlilik algı ve tutumlarının çeşitli değişkenlere göre anlamlı
farklılık oluşturup oluşturmadığını belirlemek amacıyla yapılan bu araştırmadan elde
edilen bulgular incelendiğinde aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir:
1. İlköğretim 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin genel olarak müzik dersine yönelik öz
yeterlilik düzeyleri yüksektir.
2. İlköğretim 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz yeterlilik
düzeyleri ile yaşadıkları çevre arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
3. Kız ve erkek öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik düzeyleri
arasında anlamlı düzeyde bir farklılık olduğu bulunmuştur. Kız öğrencilerin müzik
dersine yönelik öz yeterlilikleri, erkek öğrencilerin öz yeterliliklerine göre daha
yüksektir.
4. 6. sınıf öğrencilerinin müzik dersine yönelik öz yeterlilik algıları, 7. sınıf
öğrencilerinin öz yeterlilik algılarına göre daha yüksektir.
5. Öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik puanları ile babalarının
eğitim durumları arasında anlamlı bir farklılık yoktur.
6. Öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik puanları ile annelerinin
eğitim durumları arasında anlamlı bir farklılık yoktur.
163
7. Öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik puanları ile ailenin aylık
ortalama gelir durumları arasında anlamlı bir farklılık yoktur.
8. Öğrencilerin okul öncesi eğitimi alıp almama durumlarına göre öz
yeterliliklerinde anlamlı düzeyde bir farklılık yoktur.
9. Öğrencilerin 4 ve 5. sınıfta müzik derslerine giren müzik öğretmeni, sınıf
öğretmeni ya da her ikisinin girmesi durumunda öz yeterliliklerinde anlamlı düzeyde bir
farklılık bulunmamıştır.
10. 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin ailelerinde müzikle ilgilenen bireyin olması,
öğrencilerin öz yeterliliklerini olumlu yönde etkilemektedir.
11. Öğrencilerin müzik dersine yönelik öz yeterlilik puanları ile öğrencilerin
okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili etkinliklere katılıp katılmama durumuna göre
anlamlı düzeyde bir farklılık vardır. Okul içi ve dışında müziksel etkinliklere katılan
öğrencilerin öz yeterlilik algıları daha yüksektir.
12. Blokflüt dışında bir çalgı çalması öğrencinin müzik dersine yönelik öz
yeterliliğini olumlu yönde etkilemektedir.
13. Müzikle ilgilenmeleri konusunda ailelerinden destek alan öğrencilerin öz
yeterlilik algıları destek almayan öğrencilere göre daha yüksektir.
14. İlköğretim 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin genel olarak müzik dersine ilişkin
tutumları olumludur.
15. Öğrencilerin tutum ölçeğinden aldıkları puanların, okulların içinde
bulunduğu sosyoekonomik çevreye göre anlamlı bir şekilde farklılaştığı görülmektedir
Orta ve üst sosyoekonomik çevre okullarında öğrenim gören ve araştırmanın
örnekleminde yer alan öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları arasında anlamlı bir
farklılık olduğu bulunmuştur.
16. Kız ve erkek öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları arasında anlamlı
bir farklılık olduğu bulunmuştur. Kız öğrencilerin müzik dersine yönelik tutum puanı
ortalamaları erkek öğrencilerin tutum puanı ortalamalarından daha yüksektir.
17. Öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile sınıf değişkeni arasında
anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur. 6. sınıfların müzik dersine ilişkin tutum puanı
ortalamaları 7. sınıfların tutum puanı ortalamalarından daha yüksektir.
164
18. Öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile babalarının eğitim
durumları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
19. Öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile annelerinin eğitim
durumları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
20. Öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile ailenin ortalama aylık gelir
durumları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
21. Öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile okul öncesi eğitim alıp
almama durumları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
22. İlköğretim 4 ve 5. sınıflarında müzik dersine giren müzik öğretmeni veya
sınıf öğretmeni ile öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları arasında anlamlı bir
ilişki yoktur.
23. Ailesinde müzikle ilgilenen birey olan öğrencilerin müzik dersine ilişkin
tutum puanı ortalamaları olmayanlara göre daha yüksektir.
24. Öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile okul içi ya da dışındaki
müzikle ilgili etkinliklere katılıp katılmama durumu arasında anlamlı bir farklılık
olduğu bulunmuştur. Okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili etkinliklere katılan
öğrencilerin tutum puanı ortalamaları katılmayanlara göre daha yüksektir.
25. Blokflüt dışında herhangi bir çalgı çalan öğrencilerin tutum puanı
ortalamaları çalmayan öğrencilerin tutum puanı ortalamalarından daha yüksektir.
26. Müzikle ilgilenmeleri konusunda aileleri tarafından desteklenen öğrencilerin
tutumları desteklenmeyenlere göre daha yüksektir.
27. Öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumları ile müzik öğretmenlerinin
derste blokflüt dışında bir çalgı kullanıp kullanmama durumları arasında anlamlı bir
farklılık olduğu bulunmuştur. Her üç okulda da derslerde blokflüt öğretimi
yapılmaktadır. Müzik öğretmenlerinin derste blokflüt dışında bir çalgı kullandığını
söyleyen öğrencilerin tutum puanı ortalaması söylemeyenlerden daha yüksektir.
Öğretmenleri blokflüt dışında başka bir çalgı çalarak ders işleyen öğrencilerin tutumları
diğer öğrencilere göre daha olumludur.
Ayrıca araştırmanın yapıldığı her üç okulda da Orff çalgılarının bulunmadığı ve
derslerde kullanılmadığı tespit edilmiştir.
165
28. Öğrencilerin müzik dersine ilişkin öz yeterlilik algı ve tutum puanları
arasında orta düzeyde, pozitif bir ilişki vardır ve bu ilişki istatistiksel açıdan anlamlıdır.
29. Öğrencilerin müzik dersi akademik başarıları ile öz yeterlilik puanları
arasında orta düzeyde, pozitif bir ilişki vardır ve bu ilişki istatistiksel açıdan anlamlıdır.
30. Öğrencilerin müzik dersi akademik başarıları ile tutum puanları arasında
yüksek düzeyde, pozitif bir ilişki vardır ve bu ilişki istatistiksel açıdan anlamlıdır.
5.2. ÖNERİLER
Araştırmanın sonuçlarına dayanarak aşağıdaki öneriler getirilmiştir.
1. Genel müzik eğitiminde önemli bir yere sahip olan Orff yöntemi ve Orff
çalgılarının öğrencilerin müzik yapmasında, doğaçlama ve yaratıcı becerilerinin
geliştirilmesinde, öğrencinin müziği yaparak ve yaşayarak öğrenmesindeki etkisi göz
önüne alınarak bu çalgıların müzik derslerinde kullanımı sağlanmalıdır. Bu durum
öğrencilerin müzik dersine yönelik tutumlarını olumlu yönde geliştirebilir.
2.
İlköğretimde
müzik
ders
saatleri
mutlaka
artırılmalıdır.
Müzik
öğretmenlerinin mesleki öz yeterliliklerini artırıcı nitelikte seminer, hizmetiçi vb.
etkinlikler düzenlenmeli, bu konuda öğretmenler desteklenmelidir.
3. Okullarda müzik eğitiminin daha sağlıklı yapılabilmesi için fiziki şartlar
sağlanmalıdır. Okullarda müzik odası oluşturulmalı ve gerekli çalgı araç ve gereçler
temin edilmelidir.
4. İlköğretim 4 ve 5. sınıflarında derse giren müzik öğretmeni ile sınıf öğretmeni
arasında öğrenci tutumlarında farklılığın çıkmaması beklenen bir durum değildir. Bu
sonucun nedenleri araştırılmalıdır. Bu konuda deneysel araştırmalar yapılabilir.
5. Öğrencilerin derslerde ve ders dışında müziksel etkinliklerde görev almaları
sağlanmalıdır. Toplu çalma, söyleme vb. durumlar öğrencilerde sorumluluk bilincinin
gelişmesine, birlikte başarma duygusunu yaşamalarına olanak verecektir. Bu tür
etkinliklerde gösterdiği başarı buna benzer etkinliklerde de başarılı olacağı duygusunu
geliştireceğinden
öz
güven
oluşumuna
destek
olacaktır.
Okullarda
müzik
166
öğretmenlerince bu etkinliklere ağırlık verilmelidir. Okul idarecileri ve müzik
öğretmenleri karşılıklı diyalog içinde olmalı, bu konuda gereken hassasiyet ve destek
sağlanmalıdır.
6. Derslerde teoriden çok bilgiyi müzikle verme yoluna gidilmelidir.
Öğrencilerin müzik sevgisi, müzik yapma isteği zedelenmemelidir. Müzik öğretmenleri
öğrencilerini müzik yapma konusunda teşvik etmeli, cesaretlendirmeli öğrencilerin
derse yönelik olumsuz tutum geliştirmesine neden olabilecek davranışlardan
kaçınmalıdır.
7. Öğrencilerin anne ve babaları sanat ve özellikle müzik eğitiminin çocuklarına
sağlayacağı yararlar konusunda bilgilendirilmelidir.
8. Müzik öğretmenleri sadece sınıfta değil, yaşadıkları çevrede de müzik
sanatının ve müzik eğitiminin gelişimi konusunda gerekli kurumlarla iş birliği yapmalı,
çevresine gereken desteği vermelidir. Belediye, halk evleri ve benzeri kurumlarla
görüşerek çeşitli günlerde kutlamalara katılmalı, öğrencilerin ve yetişkinlerin çalgı
çalma, konser, bilgilendirme toplantısı ve benzeri konulardan ücretsiz yararlanması için
çözümler düşünmeli, gerekli kurumlara öneriler getirmelidir. Öğrenci ve ailesi yaşadığı
toplumun bir parçası olduğunu fark ettiği ve hissettiğinde sanata olan ilgi ve bilgisi
artacaktır.
9.
Müzik
eğitimi
günümüzde
ilköğretim
4.
sınıftan
itibaren
branş
öğretmenlerince verilmektedir. Ana okulundan itibaren müzik eğitimi müzik
öğretmenlerince verilmeli. Eğitim fakültelerinin müzik öğretmeni yetiştirmedeki
öğretim programları gözden geçirilmeli. Her tür müzik eğitimi için tek tür öğretmen
yetiştirme modeli ile nasıl ve kim için müzik öğretmeni yetiştirmemiz gerektiği
sorgulanmalıdır.
167
KAYNAKLAR
Alabay, E. (2006). İlköğretim okulöncesi öğretmen adaylarının fen ile ilgili öz-yeterlilik
inanç düzeylerinin incelenmesi. Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2
(1). Web: http//www.yeditepe.edu.tr adresinden 17.02.2010 tarihinde alınmıştır.
Akbulut, E. (2006). Müzik öğretmeni adaylarının mesleklerine ilişkin öz yeterlik
inançları. Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi, 3(2), 24-33.
Akkaş, S.(1999). Müzik ve müziğin eğitimdeki yeri ve önemi. Çağdaş Eğitim Dergisi,
257, 13-20.
Ak Mert, Ö. (2007). Jean Piaget düşüncesinde psikolojik yapılar. Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Akkoyunlu B. ve Kurbanoğlu S. (2003). Öğretmen adaylarının bilgi okuryazarlığı ve
bilgisayar öz yeterlik algıları üzerine bir çalışma. Hacettepe Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 24, 1-10.
Anttila, Mikko (2007). Challenges for music studies in class teacher education in
Finland, Kürybos Erdves, Nr. 7. pp. 8-14.
Artut, K. (2002). Sanat eğitimi, kuramları ve yöntemleri. (2. Baskı). Ankara: Anı
Yayıncılık.
Aşkar, P. ve Umay, A. (2001). İlköğretim matematik öğretmenliği öğretmen adaylarının
bilgisayarla ilgili öz-yeterlik inançları. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dergisi, 21, 1-8.
Atkinson, R. L., Atkinson, R. C., Smith, E., E., Bem, D., J. and Hoeksema, S., N.
(1999). Psikolojiye giriş. (çev. Y.,Alogan). Ankara: Arkadaş Yayınları. (Eserin
orjinali 1953’te yayınlandı).
Bacanlı, H.. (2002). Gelişim ve öğrenme. (Gözden Geçirilmiş 5. Baskı). Ankara: Nobel
Yayın Dağıtım.
Balcı A. (1995). Sosyal bilgilerde araştırma. Ankara: TDFO, Bilgisayar Yayıncılık San.
Tic. Ltd. Şti.
168
Barış, D. A. ve Ece, A. S. (2007). Cumhuriyetten günümüze toplumsal kültürel değişim
sürecinde müzik ve müzik eğitimi. ICANAS 38 Uluslar arası Asya ve Kuzey
Afrika Çalışmaları Kongresi, Ankara. 1-12.
Barış, D. A. (2008). Sosyal beceri gelişiminde çocuk ve müzik. Milli Eğitim Dergisi,
177, 28-34.
Berkant, H. G. ve Ekici, G. (2007). Sınıf öğretmeni adaylarının fen öğretiminde
öğretmen öz-yeterlik inanç düzeyleri ile zeka türleri arasındaki ilişkinin
değerlendirilmesi. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,16
(1), 113-132.
Bıkmaz H. F. (2004). “Sınıf öğretmenlerinin fen öğretiminde öz yeterlilik inancı”
ölçeğinin geçerlik ve güvenirlik çalışması. Milli Eğitim Dergisi. Kış, Sayı 161.
Web: http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/161/bikmaz.htm adresinden 07.04.2009 tarihinde
alınmıştır.
Biber Öz, N. (2001). Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda orkestra-oda müziği
eğitiminde yaylı çalgıların yeri ve önemi. Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dergisi, 14 (1), 93-99.
Bilen, S. (1995). İşbirlikli öğrenmenin müzik öğretimi ve güdüsel süreçler üzerindeki
etkileri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İzmir.
Bozdoğan, A. E. ve Öztürk, Ç. (2008). Coğrafya ile ilişkili fen konularının öğretimine
yönelik öz-yeterlilik inanç ölçeğinin geliştirilmesi. Necatibey Eğitim Fakültesi
Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi (EFMED), 2 (2), Aralık, 66-81.
Butler, D. (2002). Individualizing instruction in self-regulated learning. Theory into
Practice, 41(2), 81-92.
Büyüköztürk, Ş. (2002a). Faktör analizi: temel kavramlar ve ölçek geliştirmede
kullanımı. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 32, Güz, 470-483.
Büyüköztürk, Ş. (2002b). Sosyal bilimler için veri analizi el kitabı. Ankara: Pegem A
Yayınları.
Büyüköztürk, Ş. (2003a). Eğitim istatistiği yüksek lisans ders notları. Ankara: Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
169
Büyüköztürk, Ş. (2003b). Sosyal bilimler için veri analizi el kitabı. (3.Baskı). Ankara:
Pegem A Yayınları.
Büyüköztürk, Ş., Çakmak, K. E., Akgün, E. Ö., Karadeniz, Ş. ve Demirel, F. (2008).
Bilimsel araştırma yöntemleri. (Geliştirilmiş 2. Baskı). Ankara: Pegem A
Akademi Yayınları.
Canakay, E.U. (2007). Aktif öğrenmenin müzik teorisi dersine ilişkin akademik başarı,
tutum, özyeterlilik algısı ve yüklemeler üzerindeki etkileri. Yayınlanmamış
Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Canbay, A.(2007). İlköğretim okullarında sosyal etkinlikler ve müzik kulübünün önemi.
Milli Eğitim Bakanlığı Dergisi, Bahar, sayı: 174. 162-170.
Cansüngü K. Ö. (2003). Fen eğitiminde yaratıcı düşünmeye dayalı öğrenmenin öğrenme
ürünlerine etkisi. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Çilden, Ş. (2001). Müzik, çocuk gelişimi ve öğrenme. Gazi Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 21(1), 1-8.
Çizmeci, N. (2006). Müzik eğitiminde aktif öğrenme tekniklerine dayalı ders
programlarının ilköğretim 6. sınıf öğrencilerinin müzik öğretimi, derse yönelik
görüşleri ve tutumları üzerindeki etkileri. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Demirbaş, M. (2005). Fen bilgisi öğretiminde sosyal öğrenme teorisinin öğrenme
ürünlerine etkisinin incelenmesi. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Demirel, Ö. (2001). Eğitim sözlüğü. (1. Baskı). Ankara: Pegem A Yayınları.
Ekici, G. (2002). Biyoloji öğretmenlerinin laboratuvar dersine yönelik tutum ölçeği
(BÖLDYTÖ). Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 22, 62-66.
Egüz, S. (1991). Toplu ses eğitimi I (temel konular). Ankara: Ayyıldız Matbaası A. Ş.
Ghiselli, E. E., Campbell, J. D., Zedeck, S. (1981). Measurement theory for the
behavioral sciences. San Francisco: W. H. Freeman and Company.
Güdek, B. (2007). Eğitim fakültesi müzik eğitimi ana bilim dalı 1. ve 4. sınıf
öğrencilerinin müzik öğretmenliği mesleğine yönelik tutumlarının öğrenciye ait
170
farklı değişkenler açısından incelenmesi. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Gazi
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Günçe, G. (1973). Çocukta zihin gelişimi, Piaget kuramına toplu bakış. Ankara: Baylan
Matbaası.
Gürgen, E. T. (2006). Müzik eğitiminde yaratıcılığı geliştiren yöntem ve yaklaşımlar.
İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 7(12), 81-93.
Kalaycı, Ş. (2008). SPSS uygulamalı çok değişkenli istatistik teknikleri. (3. Baskı).
Ankara: Asil Yayın Dağıtım.
Kağıtçıbaşı, Ç. (2006). Yeni insan ve insanlar. (10. Basım). İstanbul: Evrim Yayınevi.
Kaptan, F. (1999). Fen bilgisi öğretimi. İstanbul: MEB Basımevi, Öğretmen Kitapları
Dizisi: 204.
Kaptan, S. (1998). Bilimsel araştırma yöntemi: kavramlar, ilkeler ve teknikler. Ankara:
Nobel Yayıncılık.
Karabulut, G. (2009). Eğitim fakültesi müzik eğitimi ana bilim dalı 1. ve 3. sınıf
öğrencilerinin piyano dersine yönelik tutumlarının incelenmesi. Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Karakelle, S. (2007). Neden müzik eğitimi. İlköğretmen Dergisi, Mayıs, 34-36.
Karasar, N. (2005). Bilimsel araştırma yöntemi: kavramlar, ilkeler ve teknikler. (15.
Baskı). Ankara: Nobel Yayıncılık.
Kırcıoğlu, S. Ç. (2009). Sınıf öğretmenlerinin müzik dersi öğretimine ilişkin bilgi
düzeyleri, öz yeterlilik algıları ile tutumlarının belirlenmesi. Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Çanakkale.
Kline, P. (1994). “An Esay Guide to Factor Analysis”. New York: Routledge.
Kocaarslan, B. (2009).
dersine
ilişkin
Genel müzik eğitimi alan ilköğretim öğrencilerinin müzik
tutum,
müzikal
özgüven
ve
motivasyon
düzeylerinin
karşılaştırılması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
171
Kocabaş, A. (1997). Temel eğitim II: kademe öğrencileri için müziğe ilişkin tutum
ölçeğinin geçerlik ve güvenirlik çalışması. Hacettepe Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi. 13, 141-145.
Kocabaş, A. ve Selçioğlu, E. (2006). İlköğretim okulları 4. ve 5. sınıflarında müzik
dersinin gerçekleşme düzeyi ve öğrencilerin beklentilerine ilişkin görüşleri.
Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, cilt 1, sayı 19. 58-68.
Korkmaz, İ. (2009).Sosyal öğrenme kuramı., B. Yeşilyaprak (Editör). Eğitim psikolojisi,
gelişim-öğrenme-öğretim. (5. Baskı). Ankara: Pegem A Yayıncılık, ss. 217-242.
Köksal, H. (1998). İlkokul öğretmenlerinin tarih konularının işlenişinde duyuşsal giriş
özelliklerine ilişkin tutumları. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Gazi
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Küçükahmet, L. (1992). Öğretim ilke ve yöntemleri. (4. Baskı). Ankara: Gazi
Üniversitesi Basın Yayın Dağıtım Yüksekokulu Matbaası.
McCormick, J. and McPherson, G. (2003) The role of self-efficacy in a musical
performance
examination: an exploratory structural equation analysis. Psychology of Music,
31(1), 37-51.
Mclver, J. P. and Carmines, E. G. (1982). Unidimensional Scaling. Sage University
Paper Series on Quantitative Application in the Social Sciences, series no. 07-024,
Beverly Hills and London: Sage Pubns.
McPherson, G. and McCormick, J. (2006). Self-efficacy and music performance.
Psychology of Music, 34 (3), 322-336.
MEB (2007). İlköğretim müzik dersi öğretim programı (1-8.sınıflar). Ankara:
MEBYayınları.
Mills, J. (1991). Music in the primary schools. United Kingdom: Cambridge University
Press.
Morgil İ., Seçken, N. ve Yücel, S. A. (2004). Kimya öğretmen adaylarının öz-yeterlik
inançlarının bazı değişkenler açısından incelenmesi. Balıkesir Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Dergisi. 6 (1), 62-72.
172
Nacakcı, Z. (2006). İlköğretim öğrencilerinin müzik dersine ilişkin tutumları. Ulusal
Müzik Eğitimi Sempozyumu, 26-28 Nisan 2006, Pamukkale Üniversitesi Eğitim
Fakültesi, Denizli.
Nielsen, S. G. (2004). Strategies and self-efficacy beliefs in instrumental and vocal
individual practice: a study of students in higher music education. Psychology of
Music. 32(4), 418-431.
Otacıoğlu, S. G. (2008). Müzik öğretmenliği okul deneyimi I uygulamalarına katılan
öğretmen adaylarının öz-etkililik-yeterlilik düzeylerinin incelenmesi. C.Ü. Sosyal
Bilimler Dergisi, 32 (1), 163-170.
Önen, F. ve Öztuna, A. (2005). Fen bilgisi ve matematik öğretmenlerinin öz yeterlik
duygusunun belirlenmesi. Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 1(1).
Web: www.yeditepe.edu.tr/yeditepe/EDU7 adresinden 09.02.2009 tarihinde
almıştır.
Özcan, V. (2007). Orff öğretisinin ve yaratıcı dramanın uygulandığı ve uygulanmadığı
okullarda öğrencilerin müzik dersine olan tutumlarının karşılaştırılması.
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, İzmir.
Özgür, Ü. (1999). Öğrencinin bireysel gelişiminde genel müzik eğitiminin yeri ve
önemi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi, “Sanat Eğitimi ve
Sorunları” Sempozyumu Bildiriler Kitabı, ss.237-240, Çanakkale.
Özmenteş, G. (2005). Müzik eğitiminin boyutları ve çalgı eğitimi. İnönü Üniversitesi
Eğitim
Fakültesi
Dergisi,
Bahar,
http://web.inonu.edu.tr/efdergi/arsiv/ozmentes.htm
6(9).
adresinden
Web:
10.12.2009
tarihinde alınmıştır.
Özmenteş, G. (2006). Müzik dersine yönelik tutum ölçeğinin geliştirilmesi. İlköğretim
Online, 5(1), 23-29.
Özmenteş, S. ve Özmenteş, G. (2008). Çalgı eğitiminde müzik yeteneğine ilişkin
özyeterlik ve kişisel özellikler arasındaki ilişkiler. Pamukkale Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, (2), sayı: 24, 92-100.
Öztopalan, E. (2007). İlköğretim düzeyindeki özel okullar ile devlet okullarının 6, 7 ve 8.
sınıf öğrencilerinin müzik dersine ilişkin tutumları ve akademik başarıları
173
arasındaki ilişkinin incelenmesi. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir.
Pajares, F. (1996). Self-efficacy beliefs in academic settings. Review of Educational
Research, 66, 543-578.
Pajares, F. (2002). Overview of social cognitive theory and self-efficacy.
Web:http://www.emory.edu/EDUCATION/mfp/eff.html adresinden 10.04.2009
tarihinde alınmıştır.
Pajares, F. and Schunk, D. H. (2001). Self-beliefs and school success: Self-efficacy, selfconcept, and school achievement. In R. Riding & S. Rayner (Eds.), Selfperception (pp. 239-266). London: Ablex Publishing.
Piji, D. (2006). Dizgeli öğretime göre geliştirilen eşlik dersi programının akademik
başarıya, tutuma, yeterlik algısına ve kalıcılığa etkisi. Yayınlanmamış Doktora
Tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Pintrich, P. R., Smith, D. A. F., Garcia, T., and McKeachie, W. J. (1991). A mannual for
the use of the Motivated Strategies for Learning Questionnaire (MSLQ) (Tec. Rep.
No. 91-B-004). Ann Arbor: University of Michigan, School of Education.
Ritchie L. and Williamon, A. (2007). Measuring self-efficacy in music. International
Symposium
on
Performance
Science,
307-312
Web:
http//
www.performancescience.org adresinden 19.03.2009tarihinde alınmıştır.
Rivera, T. C. And Ganaden, M. F. (2001). The development and validation of a class
room environment scale for Filipinos. The International Online Journal of Science
Mathematics Education. Volume, 1. March.
Saruhan, Ş. (2008). Temel eğitim II. kademe öğrencilerinin müzik dersine karşı
tutumları. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Say, A. (2008). Müzik nedir? Nasıl bir sanattır?(1. Basım). İstanbul: Evrensel Basım
Yayın.
Saygı, C. (2009). Aktif öğrenmenin müzik tarihi dersine ilişkin başarı, tutum ve
özyeterlik üzerine etkisi. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
174
Selçuk, Z. (2005). Gelişim ve öğrenme. (13. Baskı). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Selvi, K. (1996). Tutumların ölçülmesi ve program değerlendirme. Anadolu Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Dergisi, 6(2), 39-53.
Senemoğlu, N. (2005). Gelişim ve Öğrenme ve Öğretim Kuramdan Uygulamaya. (12.
Baskı). Ankara: Gazi Kitapevi.
Sönmez, V. (2005). Program geliştirmede öğretmen el kitabı. (12. Baskı). Ankara: Anı
Yayıncılık.
Stipek, D. (1998). Motivation to learn: From theory to practice (3. Baskı).
Boston: Allyn and Bacon.
Şahan, M. (2004). İlköğretim 6. sınıflarda üç boyutlu çalışma konularının çok alanlı
sanat eğitimi yönüyle uygulanması. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Gazi
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Tabachnick, B. G. ve Fidel, L. S. (2001). Using multivariate statistics. (Fourth Edition).
Boston: Ally and Bacon.
Tatlıdil, H. (1992). Uygulamalı çok değişkenli istatistiksel analiz. H.Ü. Fen Fakültesi
İstatistik Bölümü Yayınları, Ankara.
Tavşancıl, E. (2006). Tutumların Ölçülmesi ve SPSS ile Veri Analizi. (3. Baskı). Ankara:
Nobel Yayınları.
Temizyürek, K. (2003). Fen öğretimi ve uygulamaları. (Ekonomik Baskı). Ankara:
Nobel Yayın Dağıtım.
Tezbaşaran, A. (1996). Likert tipi ölçek geliştirme kılavuzu. Ankara: Türk Psikologlar
Derneği Yayınları.
Thiam, P.B. (2006). Effects of school band experience on the motivation of high school
students. (Proquest Dissertations& Theses Publication No: 3220606)
Tokinan, B. Ö. (2008). Yaratıcı dans etkinliklerinin motivasyon, özgüven, öz yeterlilik ve
dans performansı üzerindeki etkileri. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Türk Dil Kurumu (TDK ). (1998). Türkçe sözlük. Ankara.
Uçan, A. (1996). İnsan ve müzik, insan ve sanat eğitimi. (2. Basım). Ankara: Müzik
Ansiklopedisi Yayınları.
175
Uçan, A., Yıldız, G. ve Bayraktar, E. (1999). İlköğretimde müzik öğretimi. İlköğretimde
Etkili Öğretme ve Öğrenme Öğretmen El Kitabı, Modül 9, Burdur.
Uçan, A. (2005). Müzik eğitimi temel kavramlar-ilkeler-yaklaşımlar ve Türkiye’deki
durum. (3. Basım). Ankara: Önder Matbaacılık Ltd. Şti.
Ülgen, G. (1994). Eğitim psikolojisi. kavramlar, ilkeler, yöntemler, kuramlar ve
uygulamalar. Ankara: Lazer Ofser Matbaa Tesisleri San. Ve Ticaret Ltd. Şti.
Ülgen, G. (2001). Kavram geliştirme kuramlar ve uygulamalar. (3. Baskı). Ankara:
Pegem A Yayıncılık.
Üredi I. ve Üredi, L. (2006). Sınıf öğretmeni adaylarının cinsiyetlerine, bulundukları
sınıflara ve başarı düzeylerine göre fen öğretimine ilişkin öz-yeterlik inançlarının
karşılaştırılması. Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 1(2) Web:
http://www.yeditepe.edu.tr adresinden 17.02.2010 tarihinde alınmıştır.
Varış, F.,Gürkan, T., Gözütok, D., Pektaş, S., Gürbüztürk, O. ve Babadoğan, C. (1994).
Eğitim bilimine giriş. Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Yayınları No: 176.
Wolters, A. C., and Pintrich, R. P. (1998). Contextual differences in studentmotivation
and self-regulated learning, English, and social studies classrooms. Instructional
Science, 26, 27-47.
Yalın, H. İ. (2008). Öğretim teknolojileri ve materyal geliştirme. (20. Basım). Ankara:
Nobel Yayınları.
Yaman, S., Koray, Cansüngü, Ö. ve Altunçekiç, A. (2004). Fen bilgisi öğretmen
adaylarının öz yeterlik inanç düzeylerinin incelenmesi üzerine bir araştırma. Türk
Eğitim Bilimleri Dergisi, 2(3), 355-364.
Yıldırım, K. (2009). Kodaly yönteminin ilköğretim öğrencilerinin keman çalma becerisi,
özyeterlilik algısı ve keman çalmaya ilişkin tutumları üzerindeki etkileri.
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, İzmir.
Yıldız, G. (2002). İlköğretimde müzik öğretimi. Ankara: Anı Yayıncılık.
176
Yönetken, B. H., Fenmen, M., Menuhin, Y., Lobos, V., Sun M., Uçan, A., Bayraktar, E.
ve Aydoğan, S. (1996). Müzik öğretimi. Ahmet Say (Hazırlayan). Ankara: Müzik
Ansiklopedisi Yayınları.
İnternet Kaynakları:
http://www.bioistatistik.rehberi.gen.tr/egitim/bolum43.html
http://www.yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/courses/spring2007/bby208
177
EKLER
EK-1. RESMİ YAZIŞMALAR
178
179
180
EK-2. KİŞİSEL BİLGİ FORMU VE MÜZİK DERSİ ÖZ YETERLİLİK ÖLÇEĞİ
KİŞİSEL BİLGİ FORMU
Adı ve Soyadı
:
Cinsiyeti
:
I. Kız ( )
II. Erkek ( )
Sınıfı
:
I. 6. Sınıf ( )
II. 7. Sınıf ( )
Okulu
:
Anne-babanızın eğitim durumu
nedir?
(1)Okuryazar değil
(2)Okuryazar
(3)İlkokul mezunu
Babanızın
Annenizin
(4)Ortaokul mezunu
(5)Lise mezunu
(6) Üniversite mezunu
(7) Yüksek Lisans
(8) Doktora
Anne ve babanızın mesleği nedir? Yazınız.
Babanız:
Anneniz:
……………………
…..………………
Ailenizin Ortalama Aylık Gelir Miktarı
I. 500 TL den daha az (
II. 500-1000 TL
(
III.1000-1500 TL
(
IV.1500-2000 TL
(
V. 2000 TL ve üzeri (
)
)
)
)
)
1. Okul öncesi eğitimi aldınız mı? Evet ( )
Hayır ( )
2. İlkokul 4 ve 5. sınıfta müzik derslerinizi hangi öğretmen ile sürdürdünüz?
Sınıf Öğretmeni ( )
Müzik Öğretmeni ( )
Sınıf ve Müzik Öğretmeni ( )
3. Ailenizde müzikle ilgilenen birey var mı? Evet ( )
Hayır ( )
181
4. Okul içi ya da dışındaki müzikle ilgili etkinliklere katılıyor musunuz?
Evet ( )
Hayır ( )
5. Blokflüt dışında bir çalgı çalıyor musunuz? Evet ( ) Hayır ( )
Cevabınız evet ise çalgının ismini yazınız..................................
6. Aileniz sizin müzikle ilgilenmenizi destekliyor mu? Evet ( ) Hayır ( )
7. Öğretmeniniz müzik dersinde blokflüt dışında çalgı çalıyor mu?
Evet ( )
Hayır ( )
Cevabınız evet ise çalgının ismini yazınız…................................
8. Müzik dersinde vurmalı çalgıları (def, çelik üçgen vb.) kullanıyor musunuz?
Evet ( )
Hayır ( )
MÜZİK DERSİ ÖZ YETERLİLİK ÖLÇEĞİ
Sevgili Öğrenciler,
Sizlerin müzik dersine ilişkin öz yeterlilik algı düzeylerinizi belirlemek amacıyla
elinizdeki ölçek düzenlenmiştir.
Aşağıdaki cümlelerden hiçbirinin kesin olarak doğru bir cevabı yoktur. Her
soruyla ilgili görüş kişiden kişiye değişebilir. Bu nedenle verilen yanıtlar yalnızca kendi
görüşünüzü yansıtmalıdır.
Her cümle ile ilgili görüşünüzü belirtirken önce dikkatli bir şekilde cümleyi
okuyunuz Sonra sizin duygu ve düşüncelerinize en yakın olan seçeneği (X) şeklinde
işaretleyiniz.
Elde edilen veriler yalnızca bilimsel bir araştırma için kullanılacaktır. Bu
sebeple hiçbir seçeneği boş bırakmayınız.
Katkılarınız için teşekkür eder, başarılar dilerim.
Şenol AFACAN
Ahi Evran Üniversitesi
1. Müziğe özel bir yeteneğim olduğunu düşünüyorum.
2.Müzik dersinde öğrendiğim
rahatlıkla çalabilirim.
şarkıları
blokflütle
3. Müzik dersinin bana uygun olmadığını düşünüyorum
4. Şarkıları doğru ve güzel söylemede kendime
güveniyorum.
5. Notaları okumada, bilgi ve becerime güveniyorum.
6. Duyduğum müziksel sesleri incelik ve kalınlıklarına
göre ayırt edebilirim.
7. Müzik dersinde yeni bir konu öğrenirken zorlanırım.
8. Şarkıları değişik hızlarda çalabilirim.
9. Şarkıları hafif, orta ve kuvvetli gürlüklerde
çalabileceğimi düşünüyorum.
10. İlk defa gördüğüm bir şarkının notalarını blokflütle
çalabilirim.
11. Şarkılarda geçen nota sürelerini doğru
okuyabilirim.
12. Müzik dersinde kendimi yetersiz buluyorum.
13. Çalıştığım zaman müzik dersinde başarılı
olacağıma inanıyorum.
14. Müzik dersinde öğrendiğim nota sürelerini
kullanarak değişik ritim kalıpları oluşturabilirim.
15. Müzik dersinde bildiğim notaları kullanarak değişik
ezgi kalıpları yazabilirim.
16. Müzik dersinde başarılı olmadığımı düşünüyorum.
17. Temel müzik terimlerinin neler olduğunu
biliyorum.
Hiç
Katılmıyorum
Katılmıyorum
Kararsızım
Katılıyorum
MÜZİK DERSİ ÖZ YETERLİLİK ÖLÇEĞİ
Tamamen
Katılıyorum
182
183
18. İlk defa gördüğüm bir şarkının notalarını okumada,
kendimi yeterli hissediyorum.
19. Yeterince çalışırsam her şarkıyı doğru ve güzel
çalabilirim.
20. İlk kez dinlediğim bir şarkının ezgisini tekrar
edebilirim.
21. Müzik dersinde arkadaşlarım kadar başarılı olmanın
benim için imkânsız olduğuna inanırım.
22. Sınıf ortamında şarkı söylemekten çekinmem.
23. Dinlediğim müziklerin türlerini ayırt edebilirim.
24. Müzikle ilgili bir sorunla karşılaştığımda bu sorunu
çözebilirim.
25. Temel müzik işaretlerini tanıyorum.
26. Müzik aletlerini tanımada bilgi sahibi olduğuma
inanıyorum.
27. Öğrendiğim şarkılarda sesimi nasıl doğru
kullanacağımı biliyorum.
28. Duyduğum bir ritim kalıbını doğru olarak tekrar
edebilirim.
29. Dinlediğim bir şarkıda yapılan yanlışlıkları
bulabilirim.
30. Müzikle ilgili bilgilerim arttıkça kendime güvenim
artar.
31. Müzik aleti çalmak, müzik yapmak kendime olan
güvenimi artırıyor.
32. Okulumdaki müzikle ilgili etkinliklere katılmak
benim için eğlencelidir.
Download