HABER BÜLTENİ 30 Mayıs 2005 Haber Özetleri Irak İstanbul’daki Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, ABD askerleri ve Peşmergeler tarafından Türkmen Kenti Telafer’de dokuz aydır devam ettirilen saldırıları ve iki gündür Kerkük’ün Musalla mahallesindeki Türkmen evlerine düzenlenen baskınları kınamak amacıyla bugün, Türkmen kuruluşları ile ortaklaşa basın toplantısı düzenleyeceklerini ve yarın da ABD Konsolosluğu’nun önüne siyah çelenk bırakacaklarını bildirmiştir. (IRAK TÜRKLERİ KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ) Irak'taki Amerikan askerlerinin, önde gelen bir Sünni partisinin liderini tutukladığı bildirildi. Parti yetkilileri, askerlerin Irak İslam Partisi lideri Muhsin Abdülhamid'i bugün Bağdat'taki evinde tutukladığını söyledi. Yetkililer, Abdülhamid'in tutuklanma gerekçesini bilmediklerini belirtti. Irak İslam Partisi, 30 Ocak'ta yapılan seçimleri boykot etmiş, ancak daha sonra ülke siyasetinde daha çok rol almaya hazır olduğu mesajını vermişti. Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, İslam Partisi lideri Muhsin Abdülhamid'in tutuklanmasına şaşırdığını bildirdi ve liderin derhal serbest bırakılmasını istedi. (AA)(REU-AFP) Irak'ın başkenti Bağdat'ta dün beş ayrı yerde, arabalara konan bombalar infilak etti. Son bir ay içinde Irak'ta günde ortalama üç intihar saldırısı meydana geldi. En az 12 kişi yaşamını yitirdi. Sadece düne has olmayan, hemen her gün tekrarlanan bu manzara karşısında yetkililer çareyi başkentte yüzlerce barikat kurmakta buldu. Son bir ay içinde Bağdat'ta günde ortalama üç intihar saldırısı oldu. Yüzlerce insan yaşamını yitirdi. Irak hükümeti bunlara son vermek amacıyla 40 bin asker ve polisini, yüzlerce barikatı beklemeye gönderdi. Şimşek Operasyonu olarak adlandırılan bu harekata, 10 bin Amerikan askeri de yardımcı olacak. Ancak bu kadar çok barikat kurulması da eleştirilere neden oldu; hükümetin bombacılar için yeni hedefler yarattığı söylendi. Şimşek Operasyonu’nun ilk gününde 500 kişi gözaltına alındı. Operasyonu gerçekleştiren güçler, Bağdat’ın çevresini kuşatarak gözlem merkezleri oluşturdu. Iraklı yetkililerse operasyon çerçevesinde isyancıların altyapısını da hedef alacaklarını ve başkenti mahalle mahalle tarayarak asileri ve cephanelerini arayacaklarını bildiriyor. Hükümete göre bu, Saddam Hüseyin yönetimi devrildiğinden beri ülkede yapılan en büyük askeri operasyon olacak. İsyancıların operasyona yanıt olarak saldırılarını daha da artırmaları bekleniyor. (BBC) (www.radiosawa.com) 1 Create PDF files without this message by purchasing novaPDF printer (http://www.novapdf.com) Irak Parlamentosu Başkanı Hacim El-Hasani “Irak Anayasası’nın yazılması tam zamanında gerçekleştirilecektir” dedi. “Çünkü anayasa şimdi değil iki yıl önce hazırlanmaya başlamış, Irak’ta bulunan tüm siyasi parti ve hareketler bir anayasa müsveddesi hazırlamışlardır. Ağustos’un 15’ine kadar olan dönemde ise, anlaşmazlık konusunu oluşturan hususlar üzerinde durulacaktır ve anayasanın son taslağı ortaya çıkacaktır” dedi. (www.iraq-ina.com) İran Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Irak Başbakanı İbrahim ElCaferi’nin önümüzdeki ay İran’ı ziyaret edeceği belirtildi. (www.radiosawa.com) Kürdistan Bölgesi başkanlığı konusunda Celal Talabani ve Mesut Barzani bir anlaşmaya vardılar. Bu anlaşmaya göre, Mesut Barzani 4 yıl süreyle Kürdistan eyaletinin başkanı olacaktır. Önümüzdeki Haziran ayının dördünde Kürdistan Parlamentosu toplanacaktır. (www.radiosawa.com) KDP Siyasi Büro Sekreteri Fazıl Mirani’nin yaptığı açıklamada, partisinin ve KYB’nin Kürdistan Bölgesi Başkanlığı Kanunu ile ilgili bir anlaşmaya vardıklarını belirtti. 04.06.2005 tarihinde toplanacak olan Kürdistan Parlamentosunun ilk oturumunda parlamento başkanı seçilecektir. İkinci oturumunda ise, Bölge Başkanlığı Yasası üzerinde anlaşma sağlandığı şekilde onaylanacaktır. Daha sonraki oturumda ise, Kürdistan Bölgesi başkanı seçilecektir. (www.peyamner.com) Irak’ta önde gelen Şii ve Sünni gruplar ve mezhepler arasında yaşanan gerilimlerin sona erdirilmesi için ortaklaşa çalışma kararı aldı. Sünni Müslüman Ulema Heyeti ve Şii Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi’nin Bedir Tugayları Bağdat’ta bir araya geldi. Şii lider Mukteda Sadr tarafından organize edilen toplantıda, Sünni ve Şii temsilciler görüş ayrılıklarını bir kenara bırakarak mezhepler arasında yaşanan gerilimin sona erdirilmesi için ortak çalışma kararı aldı. İki grup bu hafta içinde yeniden bir araya gelecek. Karşılıklı suçmalarla iki grup arasında haftalardır gerilim yaşanıyordu. Bu arada ülkenin batısındaki Husaybah’ta da, Ürdünlü militan Ebu Musab Zerkavi’ye bağlı militanlarla Sünni aşiret üyeleri arasında çatışmalar çıktığı bildiriliyor. Zerkavi militanlarının, ABD askerlerini yemeğe davet eden bir Sünni din adamını öldürmesinin ardından başlayan çatışmalarda her iki taraftan da ölenler olduğu belirtildi. (NTV) 26.05.2005 tarihinde, İngiltere Başbakanı Tony Blair’in İbrahim El-Caferi ile telefon görüşmesinden sonra, Tony Blair’in özel temsilcisi Bağdat’a giderek İbrahim El-Caferi ile görüşmede bulundu. (www.nahrain.com) ABD askeri istihbaratından bir subayın verdiği bilgiye göre, Irak’ta terör saldırılarını gerçekleştiren silahlı grupların, gün geçtikçe daha gelişmiş yöntemler ve silahlar kullandıkları belirtildi. İsmini açıklamak istemeyen subaya göre, silahlı grupların sayısı yaklaşık 12 bin ile 20 bin arasındadır. (www.iraqina.com) Irak'ın Hille kasabasında düzenlenen intihar saldırısında en az 20 kişi öldü. Irak polisi kalabalığa karışan iki intihar bombacısının kendilerini havaya 2 Create PDF files without this message by purchasing novaPDF printer (http://www.novapdf.com) uçurduğunu, olayda en az 20 kişinin öldüğünü, 35 kişinin de yaralandığını açıkladı. Polis ilk saldırganın kendisini bir sağlık merkezi önünde bekleyen Iraklıların arasında havaya uçurduğunu belirtti. Söz konusu Iraklılar polis, asker veya sivil servis üyesi olmak için sağlık kontrolü yaptırmak üzere sırada bekliyorlardı. (CNN TURK) Kerkük polisine mensup Tuğgeneral Ahmet El-Berzenci (Kürt) bilinmeyen kişilerce öldürüldü Kerkük'te Iraklı Kürtlerle yakın ilişkisi olduğu belirtilen Sünni aşiret lideri Şeyh Sabhan Halef El-Cuburi de önceki gün uğradığı saldırıda ölmüştü. (www.iraq-ina.com) (AA)(AP) Irak'taki çokuluslu güç (FMN) de yayınladığı bir açıklamada, Irak'ın devrik devlet başkanı Saddam Hüseyin'in eski bir generalinin tutuklandığını bildirdi. İsmi açıklanmayan generalin eski rejimin istihbarat yetkilisi ve Fedayin adlı birliğin üyesi olduğu belirtildi. FMN, tutuklanan generalin Amerikan askerlerine bomba, havan ve RPG ile saldırılar düzenleyen ve Bağdat'ın batısındaki Gazaliye semtinde faaliyet gösteren terörist hücreleri yönetmekte olduğunu bildirdi. (AA)(REU-AFP) Ortadoğu Lübnan'da, Suriye güçlerinin çekilmesi ardından yapılan ilk genel seçimler, dün başladı. Seçimlere gelecek hafta ülkenin güneyinde devam edilecek. Resmi sonuçlar henüz açıklanmasa da, Suriye karşıtı koalisyon önde. Koalisyonun başını, şubat ayında öldürülmesi Suriye birliklerinin çekilmesine dek varan bir olaylar zinciri başlatan eski Başbakan Refik Hariri'nin oğlu Saad Hariri çekiyor. Saad Hariri'nin kendisi Sünni. Ama Beyrut'taki vekillikler, ülkenin seçim yasaları gereği, aralarında Hıristiyan, Dürzi ve Şiilerin de bulunduğu 10 ayrı dini grup arasında paylaştırılmak zorundaydı. Bu yüzden Hariri geniş bir koalisyon kurmak durumunda kaldı ve bunu da başarıyla yaptı. (BBC) İran’da sertlik yanlısı Rejim Muhafızları Konseyi, hükümeti nükleer teknoloji geliştirmeye çağıran yasayı onayladı. 15 Mayıs’ta kabul edilen yasa, hükümetin, uranyum zenginleştirme çalışmalarını da kapsayan bir nükleer yakıt programı uygulamasını öngörüyor. Ancak yasa, İran’ın ne zaman nükleer yakıt üretmesi gerektiğini belirtmiyor. Bazı gözlemciler, İran’ın yasayı Fransa, İngiltere ve Almanya ile yürüttüğü görüşmelerde bir pazarlık kozu olarak kullanmak istediği görüşünde. (VOANEWS) İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katzav, ülkesi ile Almanya arasında diplomatik ilişki kurulmasının 40. yıldönümü vesilesiyle, 3 günlük resmi ziyaret için Almanya'nın başkenti Berlin'e gitti. Katzav, Alman Die Welt gazetesine yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinden büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek, Almanya'da Neonazi düşüncelerin bazı alanlarda yasallık kazanmasına rağmen, ülkedeki yöneticilerin gelecek kuşaklar arasındaki ilişkileri daha da iyi kılabilmek için ciddi çaba içinde olduğunu belirtti. Almanya'da geçmişte meydana gelenlerin affedilemeyeceğini ve iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişiminin henüz tamamlanmadığını kaydeden Katzav, ancak İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana geçen 60 yıl içinde ikili ilişkilerde çok önemli gelişmeler sağlandığını söyledi. (AA) 3 Create PDF files without this message by purchasing novaPDF printer (http://www.novapdf.com) Kafkasya ve Orta Asya Özbekistan-Türkiye Dostluk ve Dayanışma Derneği, Andican'daki olayların, ''yobazlık ve irtica hareketleri'' olduğunu savundu. Dernek'ten yapılan yazılı açıklamada, batı karşıtı olduklarını vurgulayarak bu eylemleri gerçekleştirenlerin, Asya'da istikrarsızlık yaratmayı hedeflediği öne sürüldü. Bölgede Taliban devlet yapısına benzer bir rejim oluşturmanın, varılmak istenen son hedef olduğu ileri sürülen açıklamada, bu olayların, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda İslamiyet adına çıkan doğu isyanları ve Menemen olaylarını hatırlattığı belirtildi. Açıklamada, Andican'da ortaya konulmak isteyen olayların, yobazlık ve irtica hareketleri olduğu ifade edildi. (AA) Gürcistan polisinin yaptığı açıklamada, Osetya bölgesinde Gürcistan güvenlik güçleri ile ayrılıkçı örgüt arasında bir çatışma yaşandığı bildirildi. Bu çatışma sonucunda bir polis ve 4 Oset hayatını kaybetti. Gürcistan'ın ayrılıkçı bölgelerden sorumlu Devlet Bakanı Giorgi Haindrava, tek yanlı bağımsızlık ilan eden Güney Osetya'daki sorunlu bölgede gerginliği tırmandırmak isteyen güç odaklarının olduğunu söyledi. Haindrava, dün gece bölgede yaşanan çatışmayla ilgili yaptığı açıklamada, barışçıl çözüm planlarının bazı çevreleri rahatsız ettiğini ve bu planın başarıya ulaşmasının istenmediğini kaydetti. Güney Osetya'daki sorunlu bölgede çok daha ciddi denetimlerde bulunulması gerektiğini ifade eden Haindrava, aynı zamanda bölge halkının sağduyulu olmasını ve tahriklere kapılmamasını istediklerini bildirdi. Giorgi Haindrava, Güney Osetya'nın başkenti Tshinvali'de bugün yapılması beklenen GürcüOset Karma Komisyonu toplantısına katılmak üzere bölgeye gitti. Gürcistan'ın, toplantıda, bölgeden silahlı grupların tamamen çıkartılmasını isteyeceği kaydedildi. Gürcistan İçişleri Bakanı Vano Merabişvili de açıklamasında, dün geceki olaylarla ilgili geniş çaplı araştırma başlatıldığını ve gerekli güvenlik önlemlerini aldıklarını söyledi. (www.radiosawa.com) (AA) Avrupa Birliği Fransa İçişleri Bakanlığı, ülkede AB Anayasası için yapılan referandumda oy sayma işleminin tamamlandığını ve ''Hayır'' diyerek anayasayı reddeden seçmenlerin oylarının oranının yüzde 54,87 olduğunu açıkladı. Anayasanın onaylanması yürürlüğe girmesi için 25 üye ülkenin onayı gerekiyor Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac da, seçmenin anayasayı reddettiğini söyledi. Sonuç, yürürlüğe girmesi için 25 ülke tarafından onaylanması gereken anayasa için öldürücü bir darbe olarak değerlendiriyor. Anayasayı reddedenler arasında, komünistler, sol kadana mensup diğer grupları sosyalistler arasındaki muhalifler ve aşırı sağcı partiler yer alıyor. Anlaşmanın karşıtlarının önde gelen sağ kanat liderlerinden Philippe de Williers, ''Avrupa yeniden inşa edilmeli, anayasa değil'' dedi. Williers, Chirac'a da ya istifa etmesi ya da parlamentoyu lağvetmesi çağrısı yaptı. Dışişleri Bakanı Michel Barnier, oylama sonucunu gerçek bir hayal kırıklığı olarak değerlendirirken, Avrupa Birliği'nin diğer üyelerine kendi referandumlarını yapmaları çağrısında bulundu. Şu ana kadar dokuz ülke anayasayı onayladı. Bu ülkeler, Avusturya, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Litvanya, Slovakya, Slovenya ve İspanya. (BBC) (AA) 4 Create PDF files without this message by purchasing novaPDF printer (http://www.novapdf.com) Kısa Kısa Haberler BM Genel Sekreteri Kofi Annan, hükümet yanlısı milislerin saldırıları sonucu 2 milyon kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığı Sudan'ın Darfur bölgesindeki mülteci kamplarını ziyaret etti. Annan, Sudan Dışişleri Bakanı Mustafa Osman İsmail'e, Darfur'da barışın sağlanmasının son derece önemli olduğunu, bu sayede insanların topraklarına dönerek hayatlarına devam edebileceklerini söylediğini belirtti. (BBC) Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Bahreyn Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Bin Mübarek El Halife ile görüştü. Gül, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Türkiye'nin Körfez ülkeleriyle ilişkilere çok önem verdiğini ve bu ilişkileri en iyi seviyeye çıkarmak için siyasi iradeye sahip olduğunu söyledi. (AA) Gazete Başlıkları Avrupa gazetelerinde bu sabah öne çıkan konuların başında Fransız seçmenin Avrupa Anayasası'nı reddetmesinin yankıları yer alıyor. Alman Bild gazetesi; "Avrupa Birliği için şok: Fransızlar anayasayı reddetti'' derken; Fransız Le Figaro; ''Avrupa anayasasına tarihi hayır'' başlığını kullanıyor. Paris'te yayımlanan Liberation gazetesi, referandum sonuçlarını; "küreselleşmenin etkilerinden endişe eden seçmenlerin kendi kendilerine zarar verdikleri bir mazoşizm şaheseri'' diye niteliyor. Anayasayı referandumla ilk onaylayan ülkelerden, İspanya'da yayımlanan El Pais gazetesi, Avrupa'nın geleceğine ilişkin yararlı tartışmalar ve yüksek katılıma karşın, derin üzüntüsünü saklamıyor: ''Kurucu üyelerden biri, uluslararası ilişkiler tarihinde bugüne kadar eşi benzeri görülmemiş bir başarı, zenginlik ve barışın yaratılmasında frene bastı''. Guardian'da yer alan bir analizde ise, Brüksel'i belirsiz bir geleceğin beklediği ve Avrupa Birliği kulübünün asla eskisi gibi olmayacağı vurgulanıyor. Yazıda, Avrupa'nın genişlemesi konusunda en dramatik aşamanın Türkiye'yle ekim ayında başlayacak müzakere sürecinde yaşanacağı vurgulanıyor: ''Türkiye'yle müzakereler başlayıp sürerken; bu ülkenin birliğe üye olup olmayacağı konusunda güçlü tereddütler oluşturabilir. Fransızların hala 'Hıristiyan kulübü' olarak niteledikleri birliğe, Müslüman bir ülkeyi kabul etmenin yarattığı derin kaygı, hayır cephesini desteklemede o kadar güçlü bir faktördü ki, Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanlar güçlenecektir.'' Financial Times gazetesi, başyazılarından birinde Irak’taki iç savaş riskini konu almış. Gazete, Amerika liderliğindeki işgalin ardından Irak'a kayan cihad savaşçılarının taktik değiştirdiklerini yazıyor: ''Cihad savaşçıları, görünen o ki, Şiileri hükümete getirmekle suçladıkları Amerika ve müttefikleriyle, kendi ifadeleriyle 'haçlı savaşçıları'yla mücadele etmekle ilgilenmekten çok, Sünnilerle Şiiler arasında iç savaş istiyorlar. Şu ana kadar Şiiler, gözlerini demokratik yetkilendirmenin verdiği ödüle dikmişlerdi ve Ayetullah Ali ElSistani'nin de engellemesi nedeniyle Sünni kışkırtmalarına misillemede bulunmuyorlardı. Şimdi ise, bu, Irak işgalinin en tehlikeli dönemine işaret edecek bir şekilde, değişiyor.'' Gazete, Sünni direnişçilerin 'Irak sokaklarını 5 Create PDF files without this message by purchasing novaPDF printer (http://www.novapdf.com) kana boğmaya dönüştürmeye çalıştığını'', buna, Şiilerin misillemede bulunmaya başladıklarını, son dönemde Sünni liderlerin ölü bulunmaya başladıklarını kaydederek, Amerikan yönetimine şu uyarıda bulunuyor: ''Amerika Birleşik Devletleri, Suriye'yi yüksek sesle, Irak'taki direniş hareketine göz yummakla suçluyor. Washington, ayrıca, dostları, Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdün'e, Irak'ta iç savaş alevlerini körükleyecek Şii karşıtı kışkırtmaları durdurmalarını da söylemeli.'' Los Angeles Times, İran’ın nükleer programı konusunda yürütülen görüşmelerin, bu ülkedeki iç siyasi gelişmelerle yakından ilgili olduğu yorumuna yer veriyor. Gazete, bu nedenle İran’da gelecek ay yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin büyük önem taşıdığını vurguluyor: "İran’da vatandaşların kızgınlığı ve kayıtsızlığı giderek artıyor. Ülkenin yöneticileri, uyguladıkları dini baskının, Özbekistan’daki laik baskı veya Sovyetler Birliği’ndeki Stalinist baskı kadar hoşnutsuzluk yarattığının farkına varmalıdır. Cenevre’deki görüşmelerde İran’ın başarı kazanması, ileri görüşlü bir yönetimin, seçimlerde ekonomik büyüme ve Dünya Ticaret Örgütü üyeliğinin sağlayacağı faydalar gibi konuları öne çıkarmasını beraberinde getirebilir. Ancak dini lider Hamaney’in entrikaları bunun gerçekleşmesi ihtimalini azaltıyor." 6 Create PDF files without this message by purchasing novaPDF printer (http://www.novapdf.com) HAFTANIN YORUMU UFUK TURU 30 Mayıs 2005 Bu haftaki Ufuk Turu’nda Ortadoğu’daki gelişmeler ele alınarak kısa bir değerlendirme sunulmaya çalışılmıştır. Irak Başbakanı İbrahim El-Caferi’nin Irak ziyareti, Irak’ta KDP, KYB anlaşmazlığı, Sünnilerin blok oluşturma kararı, Türkmenler, Mısır’daki anayasa değişikliği ve Suriye’ye yönelik olarak yeniden artan ABD tehditleri incelenmiştir. Caferi’nin Irak Ziyareti Irak Başbakanı İbrahim El-Caferi, Irak’ta hükümet kurulduktan sonraki ilk yurtdışı gezisini Türkiye’ye gerçekleştirmiştir. Caferi’nin ilk ziyaretini Türkiye’ye yapmış olması, bundan sonraki süreçte Türkiye’nin Irak’ta etkin bir rol oynayabileceğine dair sinyaller taşıması, Türkiye’nin Irak’a yönelik hassasiyetlerinin aktarılması ve TürkiyeIrak ilişkilerinin gelişimi açısından oldukça büyük bir önem taşımaktadır. Ziyaret esnasında ele alınan konular temel olarak, Irak’ın bütünlüğünün korunması, PKK ile mücadele ve Kerkük’ün statüsü konularını içermektedir. Görüşmeler esnasında taraflar, Irak’ın bütünlüğünün sağlanması, Kerkük’ün mevcut statüsünün korunması ve terörizmle mücadele konularında görüş birliğine varmışlardır. Ziyaretin yarattığı etkilerin sadece Türkiye ve Irak’la sınırlı kalmadığı gözlemlenmektedir. Caferi’nin ilk ziyaretini Ankara’ya gerçekleştirmesi Arap dünyasında da büyük ilgi uyandırmış ve memnuniyet yaratmıştır. Caferi’nin ziyareti, Irak’taki Kürtlere karşı bir Şii-Türk ittifakı şeklinde yorumlanmıştır. Çünkü yapılan görüşmelerde, iki tarafın da bağımsız bir Kürt Devleti kurulmasından kaygıyı duydukları ve bunun, tarafları bir araya getirdiği değerlendirilmektedir. Irak’ta yeni kurulan siyasi yapının en önemli unsurlarından birisi olan ve Irak nüfusunun %60’ını oluşturan Şiilerle, Türkiye’nin hassasiyet taşıdığı konularda görüş birliğine varılması son derece önemlidir. Ziyaret ve imzalanan protokol, bu nedenlerden dolayı ülke liderleri arasında gerçekleştirilen sıradan ziyaretler ve formalite icabı imzalanan protokollerden ayrılmaktadır. Caferi, ilk yurtdışı 7 Create PDF files without this message by purchasing novaPDF printer (http://www.novapdf.com) ziyaretini Türkiye’ye yaparak, Şiilerin Irak için Türkiye’ye verdikleri önemi ortaya koymuştur. Ancak, siyasi yapılanmanın tam olarak gerçekleştirilemediği, güvenliğin sağlanamadığı, ABD işgalinin gölgesindeki Irak’ta, Caferi önderliğindeki Şiilerin, Türkiye ile mutabakata varılan hususların gerçekleşmesi konusunda nasıl bir irade sergileyeceği merak konusudur. Çünkü Irak’taki ABD gücünü görmezden gelmek mümkün değildir. Ancak Türkiye, Irak ile işbirliği içerisinde, Irak güvenlik kuvvetlerinin eğitimi, Irak Anayasasının hazırlanmasına katkı ve demokratik tecrübelerin aktarılması konularında yardımcı olabilir ve etkinliğini geliştirebilir. KDP-KYB Anlaşmazlığı Irak’ın kuzeyinde KDP ve KYB arasındaki bölgesel hükümet anlaşmazlığı sürmektedir. 31 Ocak’ta yapılan seçimlerden sonra Kürdistan parlamentosu henüz toplanamamış ve iki Kürt grup arasındaki toplantılar askıya alınmıştır. İki Kürt grubu arasındaki anlaşmazlık noktaları; başkanlık süresi, yönetim sistemi ve gelirlerin birleştirilmesidir. Gruplar, Kürdistan bölge hükümeti ile merkezi hükümet arasındaki ilişkilerin ne şekilde olacağı konusunda ayrılığa düşmektedir. Kürdistan bölgesi başkanlık süresi konusundaki anlaşmazlığın temel nedeni, KYB Başkanı Celal Talabani’nin Irak Devlet Başkanlığı görevinin 8 ay sonra yapılacak seçimlerle beraber sona ermesi, Kürdistan Başkanı olarak seçilecek Barzani’nin görev süresinin ise 4 yıl olarak öngörülmesidir. Talabani, Devlet Başkanlığı görevi sona erdikten sonra, Barzani’nin Kürt bölgesinde geniş yetkilere sahip olmasından korkmakta ve parlamentonun yetkilerini genişleterek, Barzani’nin etkinliğini daraltmak istemektedir. İki grubun tarih içerisindeki ilişkileri incelendiğinde, yapılarının birbirinden çok farklı olduğu ve ilişkilerinin anlaşmazlık ve çatışmalara dayandığı görülmektedir. İki grup, çıkarları gereği işgal sırasında ABD ile ittifak içerisinde olmuşlar ve beraber hareket etmişlerdir. Ancak, Irak’ın geleceğine ilişkin siyasi kararların alınmasıyla birlikte KDP ve KYB arasındaki anlaşmazlıklar tekrar açığa çıkmış ve ittifak çatlamıştır. Gruplar arasındaki anlaşmazlık ABD’yi de rahatsız etmektedir. ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice, geçtiğimiz hafta Irak’a gerçekleştirdiği ziyaret esnasında bölge liderlerini uyarmış, bir an önce aralarındaki anlaşmazlığı çözmelerini istemiştir. KDP ve KYB bulunmaktadır. arasındaki Talabani, anlaşmazlıktan, Türkiye’ye daha Türkiye’nin yakın yararlanma durmakta ve 8 Create PDF files without this message by purchasing novaPDF printer (http://www.novapdf.com) imkânı Barzani’nin engellemelerine rağmen, ikinci bir sınır kapısı ve Musul’da Türk Konsolosluğu açılmasını desteklemektedir. Talabani’nin, Irak’ın bütünlüğü ve Türkiye’ye yönelik vaatleri konusunda samimi olmadığı iddia edilse de, iki Kürt grup arasındaki anlaşmazlığın sürmesi, bağımsızlık yolunda ortak hareket etmelerini engellemekte ve bu da Türkiye’nin lehine bir durum oluşturmaktadır. Sünnilerin Blok Oluşturma Kararı Irak’ta direnişin sembolü Sünnilere yönelik şiddet ülkeyi bir iç savaş ortamına sürüklemektedir. Son zamanlarda düzenlenen baskınları protesto etmek için Sünni Araplar camilerini 3 gün süreyle kapatmışlar ve kendilerine yönelik artan şiddeti göğüslemek için, bir dini ve siyasi örgüt haline gelmeyi kararlaştırmışlardır. Sünniler bir toplantı düzenlemiş, ortak bir deklarasyon yayımlayarak, ABD askerlerinin bir an önce çekilmesini istemişlerdir. Sünnilerin böyle bir girişimde bulunma kararı almalarının yaratabileceği olası etkiler iki farklı şekilde yorumlanabilir. Şu ana kadar Irak’taki direnişin temelini oluşturan ve direnişi parçalı bir yapıyla sürdüren Sünniler bir araya geldikleri takdirde, Irak’taki diğer gruplar siyasi yapılanma sürecinde karşılarında bir muhatap bulacaklar ve Sünniler sisteme daha rahat bir şekilde entegre edilebileceklerdir. Böylece, sisteme dâhil edilmiş Sünnilerin direnişe yönelme eğilimleri azalacaktır. Ancak, Sünnilerin bir araya gelme nedeni, kendilerine yönelik şiddeti göğüsleme, örgütlü ve güçlü bir mücadele aracı taşıyorsa, Sünnilerin daha da kuvvetlenerek eylemlerini ve eylemlerin şiddetini arttırabilecekleri iddia edilebilir. Blok oluşturma kararıyla birlikte öne çıkan ihtimal, bu durumun bir Şii- Sünni çatışmasına kadar gidebileceği yolundadır. Türkmenler Telafer’de 8 ay önce başlatılan operasyonlar, Türkmenlerin tepkilerine rağmen devam etmektedir. Geçtiğimiz hafta şehirde iki bomba yüklü araçla düzenlenen intihar saldırısında 35 kişi hayatını kaybetmiş, 25 kişi yaralanmıştır. Son bir haftadan beri ABD güçleri ve peşmergeler, Tuzhurmatu kentine ve Kerkük’ün Musalla Mahallesindeki evlere baskınlar düzenlemeye başlamışlardır. Artan baskılar ve şiddet olayları üzerine Irak Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği, Türk ve dünya kamuoyunun dikkatini Türkmen konusuna çekmek, insan hakları kuruluşlarını göreve davet etmek ve bu insanlık dışı uygulamaları kınamak amacıyla, dünyanın dört bir yanında bulunan Türkmenlere tepki gösterme çağrısında bulunmuştur. Türkmenlere 9 Create PDF files without this message by purchasing novaPDF printer (http://www.novapdf.com) yönelik olarak gerçekleştirilen şiddet olayları bunun gibi eylemlerle kınanmalı, Türkmen davası önce Türk kamuoyunu takiben uluslar arası kamuoyunun dikkatine getirilmelidir. Türkmenlerin bugün içinde bulundukları sorunların nedeni gereksiz bir zamanda verilen Kurultay kararı olmuştur. En kritik dönemde Türkmenler arasında bölünmeler ortaya çıkmış, zaten güvenoyu sorunu yaşayan ITC liderliği, bir türlü sonuçlandırılamayan Kurultay nedeniyle iyice pasifize olmuş, Erbil ve Kifri’deki gelişmelerde gereken tedbirler alınamamış, girişimler yapılamamıştır. Yeniden seçileceği belli bulunamamaktadır. olmayan liderlik, Telafer’deki gelecek sorunun altında kaygısı yatan ile hiçbir neden de girişimde bir türlü neticelendirilemeyen Kurultay olmuştur. Türkmenler artık kendi hak ve menfaatlerini savunacak, Türkmenlerin sesini Irak’ta, Türkiye’de ve dünyada duyuracak, Arapça dışında dil bilen, cesur, atak, topluma hizmet edecek, önderlik yapabilecek bir lideri gecikmeden ITC’nin başına getirmek mecburiyetindedir. Türkmen toplumu Irak’tan böyle bir lider çıkarma konusunda sorun yaşıyorsa, yurt dışında bulunan bu niteliklere sahip seçenekleri gözden geçirmek ve bu kişileri bir an evvel ikna ederek Irak’a getirmek mecburiyetindedir. Türkiye’de Irak’a Bulgaristan, Kerkük’e Brüksel gibi modeller biçmek yerine bu tespite ve seçilen kişinin ikna edilmesine yardımcı olmalıdır. Aksi takdirde, Kurultay sonuçlandığında ne hizmet edilecek bir toplum, ne aidiyeti konusunda tartışılacak yerleşim birimleri kalacaktır. Temennimiz, Irak’a uzak gördüğümüz, Irak’taki mezhep ve etnik unsurlara yakıştıramadığımız bir iç çatışmaya Türkmenlerin öncülük etmemesidir. Seçilecek lider, Telafer’den başlamak üzere Erbil, Kifri, Kerkük’teki sorunları bir an evvel çözmek, Şiisiyle, Sünnisi ile tüm Türkmenleri cephe çatısı altında örgütlemek, siyasi mücadeleyi salt siyasi bir kuruluş ile değil, disiplini tesis edecek bir silahlı gücü de dikkate alarak, diğer güç ve gruplarda olduğu gibi ITC’yi sağlam ve sağlıklı bir örgüte dönüştürmek mecburiyetindedir. Hayal kurularak bir sonuca ulaşmak mümkün değildir. Kuvvete tapılan bir kültürde, silahla elde edilen toprak ve hakların hüküm sürdüğü bir ülkede sadece faaliyetlerle, örgütlü rakiplerle mücadele etmek ve kazanmak mümkün değildir. 10 Create PDF files without this message by purchasing novaPDF printer (http://www.novapdf.com) Mısır’da Anayasa Değişikliği Referandumu Mısır'da cumhurbaşkanlığı seçimlerine birden fazla adayın katılmasına imkân veren anayasa değişikliği hakkında düzenlenen referandumda, oy verenlerin yüzde 83'ünün değişikliğe destek verdiği açıklanmıştır. Mısır Anayasası’nda yapılan bu değişiklikle Cumhurbaşkanlığına birden fazla aday gösterilebilecektir. Ancak, seçime katılabilmek için konulan şartlar, yapılan anayasa değişikliğinin bir formaliteden ibaret olduğunu göstermektedir. Getirilen değişiklikle, seçimlerde bağımsız aday olmak isteyenler, iktidar partisinin büyük bir çoğunluğa sahip olduğu 454 üyeli meclisten en az 65 milletvekilinin desteğini almak zorundadır. Muhalefet partileri için ise aday gösterebilmek için parlamentonun her iki kanadında da yüzde beş sandalyeye sahip olma şartı aranmaktadır. Parlamentonun hâlihazırdaki milletvekillerinin yüzde 90’ının iktidar partisinden olduğu dikkate alınırsa, muhalif bir kişinin seçime katılması mümkün gözükmemektedir. Anayasa değişikliğinin içeriği ve arkasında yatan mantığı bilen yasaklı Müslüman Kardeşler örgütü de dâhil, muhalefet partileri boykot çağrısı yapmıştır. Yapılan düzenlemenin amacının son zamanlarda ABD’nin Mısır’ın demokratikleşmesi adına gerçekleştirdiği baskıyı azaltmak için hazırlanmış bir plan olduğu açıkça gözükmektedir. Mısır’da anayasa değişikliği, büyük bir siyasi hareketlilik yaratmıştır. Yasaklara rağmen, hükümet karşıtları sokaklara dökülmüş, referandumu boykot eden göstericiler ve iktidar yandaşları arasında olaylar meydana gelmiş, Kifaye hareketinin birçok üyesi tutuklanmıştır. Yapılan anayasa değişikliği ülkede siyasal anlamda büyük değişikliklere yol açacak gibi gözükmemektedir. Eylül ayında yapılacak seçimlerde, henüz adaylığını koymamasına rağmen, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in beşinci defa seçilmesi beklenmektedir. Ancak, bu gösteriler ve reformist hareket, Mısır’da yeni bir dönemin başlangıcı olmuş, halk bilinçlenmiş ve demokrasi talebini açıkça ortaya koymuştur. Mısır’da siyasi anlamda bir değişiklik seçimlerin yapılacağı Eylül ayında gerçekleşmese de Mısır’daki despot rejimin varlığını sürdürmesi uzun dönemde mümkün gözükmemektedir. ABD’nin Suriye’ye Yönelik Olarak Yeniden Artan Baskıları Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Suriye’nin Lübnan’dan tamamen çekildiğini açıklamasına rağmen, ABD Suriye’ye yönelik baskıları arttırmaktadır. ABD 11 Create PDF files without this message by purchasing novaPDF printer (http://www.novapdf.com) Başkanı George W. Bush, Suriye’nin ABD’nin ulusal güvenliği, dış politikası ve ekonomisi için tehdit olmaya devam ettiğini açıklamış ve ABD yönetimi Suriye’ye uyguladığı ambargoya bu yıl da devam etme kararı almıştır. Bu karar, daha önce yapılan yorumlarda da belirtildiği gibi ABD’nin Suriye’ye yönelik amacının Lübnan’dan çekilmesini sağlamakla sınırlı olmadığını göstermektedir. ABD, Suriye’de “Büyük Ortadoğu Projesi” kapsamında bir rejim değişikliğini öngörmektedir ve bunu ambargo ve tehdit yoluyla sağlamayı hedeflemektedir. Hiçbir kanıtla doğrulamayan, Suriye’nin Irak’taki direnişe desteğini sürdürdüğü iddiası da Suriye’yi tehdit ve baskı yoluyla yıldırma politikasının bir ürünüdür. Sonuç olarak, Suriye’deki mevcut yönetim güvende değildir ve her an ABD’nin zorlamasıyla bir değişikliğe gidebilir. 12 Create PDF files without this message by purchasing novaPDF printer (http://www.novapdf.com)