3/12/2016 Bir haber, dört hikâye, üç kayıp yaşam haberi Bir haber, dört hikâye, üç kayıp yaşam 1991’de Milliyet gazetesinde seçimlerle ilgili bir haber yayımlandı. Haberde “Bize göre parti yok” diyen dört üniversite öğrencisinden üçü artık yaşamıyor. Biri infaz edildi, biri gözaltında kayboldu, diğeri kendini yaktı 1991 yılının eylül ayında yaklaşan seçimler üzerine Milliyet gazetesine “Bize göre parti yok” demeci veren dört öğrenciden sadece biri bugün hayatta. O dönem öğrenci eylemlerinin de aktif isimlerinden olan gençlerden biri yargısız infaza kurban giderken, biri gözaltına alındıktan sonra kaybedildi, üçüncüsü ise “Hayata Dönüş” Operasyonu’nu protesto etmek için kendini yaktı. Dört gencin öyküsü ise Habervesaire adlı internet sitesinde yazan Barış Uygur’un bir başka haber için 90’lı yılların gazete arşivlerine bakarken Milliyet gazetesine yaklaşan seçimlerle ilgili olarak “Bize göre parti yok” açıklamasını yapan Neslihan Uslu, Soner Gül, Kazım Gülbağ ve Erdem Koçabaş’ın bugün ne yaptığını merak etmesi ile başladı. Yargısız infaza Haberde adı geçen öğrencilerden Edebiyat Fakültesi öğrencisi Neslihan Uslu 90’lı yıllarda kaybedilen binlerce insandan biri. Neslihan Uslu ile arkadaşları Metin Andaç, Hasan Aydoğan ve Mehmet Ali Mandal, 31 Mart 1998’de İzmir Alaçatı’da gözaltına alındı. Ancak devlet kurumlarına yapılan tüm başvurulara rağmen gözaltına alındıkları kabul edilmedi. Daha sonra JİTEM’e çalıştığını iddia eden Turan Ünal adlı bir kişi, Uslu, Andaç, Aydoğan ve Mandal’ın, kendisinin de mensubu olduğu ‘03 Timleri‘ tarafından kaçırıldığını ve sorgulandığını itiraf etti. Ünal’ın itirafına göre İzmir’in Üçkuyular Semti’nde bir binada tutularak bir ay boyunca sorgulanmışlardı. Nisan ayı sonunda ise kolları kırılmış, bedenleri uyuşturulmuş halde İzmir Seferihisar’dan küçük bir balıkçı teknesine bindirildiler, ardından tekne bombayla patlatıldı. Gözaltında kaybedildi Dört öğrenciden Soner Gül ise Milliyet’e verdiği demeçten yedi ay sonra 5 Mayıs 1992’de bir başka arkadaşı Hüsamettin Yaman ile birlikte gözaltına alındı. Hüsamettin Yaman’ın ağabeyi Feyyaz Yaman gözaltı haberini aldıktan sonra dönemin Terörle Mücadele Şube Müdürü Reşat Altay ile görüştü. Feyyaz Yaman’ın anlatımlarına göre Altay “Şimdi gidin İHD’ye başvurun.. Alırsak köprü altına bırakırız” dedi. Soner Gül ve arkadaşından bir daha haber alınamadı. Örgütten atıldı Öğrencilerden Kazım Gülbağ ise katıldığı öğrenci eylemlerinden sonra yurtdışına çıktı. İçinde yer aldığı siyasi örgüt tarafından nedeni bilinmeyen bir şekilde örgütten atıldı. Ardından tek başına 19 Aralık 2000’deki “Hayata Dönüş” Operasyonu’nu protesto etmek için Almanya’nın Regensburg kentindeki bir cezaevinin önünde kendini yaktı. İçinde yer aldığı siyasi örgüt ölümünün ardından, zaafa düştüğü, suç işlediği ve bu nedenle örgütten atıldığı açıklamasını yaptı. “İhraç edilmesine rağmen o bir devrimciydi” denmişti açıklamada. “Zaaf”ın ise ne olduğu belirtilmiyordu. Bilinen ise dört gencin yaşadıklarının doksanlı yıllardan bugüne Türkiye’de eylemci üniversite gençlerinin başına gelenleri özetlediğiydi. Haberde adı geçenlerden sadece Erdem Koçabaş sağ ve http://arsiv.taraf.com.tr/haber-yazdir-62832.html 1/2 3/12/2016 Bir haber, dört hikâye, üç kayıp yaşam haberi bugün iletişim alanında faaliyet gösteren bir şirkette yöneticilik yapıyor. Haber Tarihi: 26 Aralık 2010 Pazar 00:00 Haber Adresi: http://arsiv.taraf.com.tr/haber-bir-haber-dort-hikaye-uc-kayip-yasam-62832/ http://arsiv.taraf.com.tr/haber-yazdir-62832.html 2/2