HABER BÜLTENĐ 30 Mayıs 2006 Haber Özetleri Irak • Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Dr. Saadettin Ergeç Zaman gazetesine verdiği bir demeçte “Türkmenler Irak Devleti’nin kurulduğu 1921 yılından beri siyasi hayattan uzaklaştırılmakta ve hakları çiğnenmektedir. ITC bu kaderin değiştirilmesi için çabalarına var gücüyle devam edecek, ancak mücadelemiz demokratik yollarla ve diyalogla sürecektir,” dedi. Ergeç, Kerkük’ün demografik yapısının değiştirilmesi yolunda atılan adımlara değinerek: “Kerkük Türkmen özellikli bir şehirdir, Kerkük Valisi Türkmenlerden olmalıdır. Seçimlerde Türkmenlerin tek temsilcisi olan ITC haksız yere hükümet oluşumunda saf dışı bırakılıyor”, diye ifade etmiştir. Ergeç, üstü kapalı bir şekilde sivil direniş, mitingler, yürüyüşler ve barışçıl protestolara başvuracaklarını ima etmiştir. (ZAMAN INTERNATIONAL) • Dün Başbakanlıkta bir araya gelen Kürt Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani ve Irak Başbakan Yardımcısı Berham Salih, bir basın toplantısı düzenleyerek Kürt Bölge hükümetinin merkez hükümetle olacak koordinasyon şeklinin belirlenme konusunu değerlendirdiklerini belirttiler. Başbakan Neçirvan Barzani açıklamasında yapılan görüşmede Kürt Bölge hükümeti ile merkez hükümeti arasında koordinasyonun belirlenmesi, Kürt bölgesine verilmesi gereken uygun bütçe ve Kerkük konusunu ele aldıklarını belirtti. Irak Başbakan Yardımcısı Berham Salih de yaptığı açıklamada, yeniden başbakan seçilen Neçirvan Barzani’yi kutlayarak, Kürt Birlik hükümetinin, Kürt Bölgesini, Irak ve Ortadoğu’da bir örnek teşkil edeceği şekilde her alanda ilerleme sağlayan bir programın olmasını umduğunu kaydetti. Berham Salih Kürt hükümeti ile merkez hükümet arasındaki koordinasyonu güçlendirerek Kürt hükümeti emniyet başta olmak üzere birçok alanda merkez hükümete yardımcı olacağını belirtti ve bunu da sağlamak için Kürt hükümetinin Bağdat’ta bir koordinasyon merkezi açacağını söyledi. (PEYAMNER) • Đran Kabinesi Pazar günü Đran demiryolları ile Irak demiryollarının birleştirilmesini onayladı. Bu bağlantının güney ve batı yönlerinde olacağı açıklandı. Iran haber ajansının verdiği habere göre, Irak hükümeti ile Đran hükümeti arasında imzalanan anlaşmaya dayanarak, Đran’daki HuramşehirŞelemce hattının Irak’taki Şelemce-Basra Hattına, Đran’daki Arak-KermanşahHaravi Hattının da Irak’taki Hanakin-Bağdat Hattına bağlanması, Đran Ulaştırma Bakanlığı tarafından onaylandı. (IRAK HABER AJANSI) 1 • Mısır Cumhurbaşkanı sözcüsü Süleyman Avvadi yaptığı açıklamada, Irak’a komşu ülkeler toplantısının Đslam Konferans Örgütü toplantısının akabinde Tahran yerine Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yapılması yönünde bir eğilim olduğunu açıkladı. Avvadi, bu önerinin Türkiye Dışişleri Bakanlığının programına uymadığı gerekçesiyle Türkiye tarafından ortaya atıldığını ifade etti. Toplantıya Türkiye, Đran, Ürdün, Kuveyt, Suriye, Suudi Arabistan, Mısır ve Bahreyn’in katılacağı bildirildi. (www.ira-ina.com) • Irak’ın Musul vilayetinde Kürtlerin Musul’u terk etmelerini isteyen broşürler dağıtıldığı bildirildi. Bu olay üzerine Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin ortalığı yatıştırmak ve Musullularla görüşmek üzere Şeyh Mahmud Sürci başkanlığında Musul’a bir heyet gönderdiği bildirildi. Bilindiği üzere Musul Đl Meclisinde 31 Kürt ve 9 Arap üye vardır. (ASVAT EL-IRAK) (www.nahrain.com) • Geçen hafta kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırılan Irak Türkmen Cephesi Selahattin Temsilcisi Ali Haşim Muhtaroğlu’nun ailesi tarafından ödenen 150 bin dolar karşılığında serbest bırakıldığı açıklandı. (www.kerkukname.com) • Irak Meclisi üyesi Birleşik Irak Đttifakı’ndan Gufran El-Saidi Pazar günü “Yeşil Bölge” yakınlarında saldırıya uğradı. Saldırıda kendisi ve iki koruması yaralandı. (NĐNA HABER AJANSI) • Irak'ın başkenti Bağdat'ta, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Büyükelçiliği aracına ateş açıldı. BAE Resmi Haber Ajansı WAM'ın haberine göre, elçilik aracına bugün öğle saatlerinde ateş açıldı. Saldırı sonucu araçta hafif hasar meydana geldi; ancak ölen ya da yaralanan olmadı. BAE'nin Bağdat Büyükelçiliği'nde çalışan bir diplomat, bu ay başında kaçırılmıştı. Kaçırılan diplomattan o zamandan beri haber alınamadı. (AA)(REUTERS) Orta Doğu • Đsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, dün Ankara’da temaslarda bulundu. Livni, Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Yiğit Alpogan’la ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’le görüştü. Dışişleri Bakanlığında yaklaşık iki saat süren toplantının ardından Gül ve Livni ortak basın toplantısı düzenlediler. Đsrail Dışişleri Bakanı Livni, Đsrail ve Filistin arasındaki anlaşmazlığa son verecek en iyi yöntemin, ''iki devletli çözüm'' olduğunu söyledi. Đsrail-Türkiye ilişkilerini ''mükemmel'' olarak niteleyen Đsrail Dışişleri Bakanı, görüşmelerde ilişkilerin daha da geliştirilmesi konusunda neler yapılabileceğinin ele alındığını bildirdi. Đsrail olarak, Ortadoğu'da daha iyi bir gelecek istediklerini vurgulayan Livni, sorunu iki devletli çözüme ulaşabilecek bir düzleme taşımak, Đsrail Devleti ile Filistin halkının özgürce yaşayabileceği bir Filistin Devleti'nin yan yana var olmasını istediklerini söyledi. Livni, Filistin'deki ''terör örgütlerinin'' tahliyesinin mümkün görünmediğini savunarak, ''Çünkü Filistin'de seçimleri bir terör örgütü kazandı'', diye konuştu. Açıklamasında, Hamas yönetimini sert bir dille eleştiren Đsrailli Bakan, uluslararası camianın kriterlerini yerine getirmedikleri ve terörü kınamadıkları sürece Hamas hükümetini tanımayacaklarını söyledi. Livni “ancak Hamas'ın yaptığı hatalar nedeniyle Filistin halkını suçlamak ve cezalandırmak gibi bir niyetimiz yok'', dedi. Uluslararası gözlemcilerin de Filistin'deki seçimler hakkında bazı kaygıları olduğunu ifade eden Livni, 2 sonuçta Filistin'de, bir terör örgütünün hükümeti ele geçirdiğini söyledi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de, Türkiye’nin, Đsrail ve Filistin’in yan yana ve barış içerisinde yaşayacağı bir plandan yana olduğu görüşünü tekrarladı. Bu arada, Türkiye ile Đsrail arasında gerginliğe neden olan Hamas’ın Ankara ziyaretinin görüşmelerde gündeme gelmediği öğrenildi. Livni, Neve Şalom Sinagogu'nda Đsrail Dışişleri Bakanı ayrıca Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Erdoğan tarafından da kabul edildi. Ankara’dan önce dün Đstanbul’da temaslarda bulunan Livni, Đsrail Büyükelçisi Pinhas Avivi’yle birlikte Musevi cemaatinin liderleriyle görüştü ve 2003 yılında bombalanan Neve Şalom Sinagogu'nu ziyaret etti. Đsrail Dışişleri Bakanı akşam Türkiye’den ayrılırken, Türkiye-Đsrail arasındaki ziyaretler önümüzdeki günlerde de süreceğini belirtti. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer önümüzdeki hafta Đsrail’e gidecek. (VOANEWS) • Filistin lideri Mahmud Abbas, siyasi ve mali krizden çıkabilmek amacıyla referandum düzenlemekte kararlı göründü ve iktidardaki Hamas'ın eleştirilerini reddetti. Batı Şeria'daki Ramallah kentinde Pazar akşamı bütün Filistinli grupların temsilcilerini bir araya getiren ''yüksek kurula'' başkanlık eden Abbas, Hamas hareketine El Fetih Örgütüyle siyasi program konusunda uzlaşması için geçen perşembe 10 gün süre vermiş olduğunu hatırlattı ve uzlaşma sağlanamazsa, krizden çıkış için referanduma gideceğini tekrarladı. Abbas, ''Bütün Filistinliler adına konuşuyorum. Filistinlilerin tutumu, benim için partilerin tutumundan çok daha önemli. El Fetih ve Hamas'ın tutumu mühim değil'', dedi. Diyalog kapısı kapanmadan herhangi bir karar almayacağını belirten Abbas, diyalog girişiminin başarılı olabilmesi için 10 günün yeterli olacağını söyledi. Đktidar partisi Hamas ise Abbas'ın ültimatomunu kendisine yönelik ''tehdit'' olarak görüyor. Hareketin sözcülerinden Sami Ebuzühre, ''Filistinliler arasındaki bütün diyaloglar, seçim sonuçlarına saygı esasına göre cereyan etmeli, hükümeti görevden alma girişimlerine göre değil...'', dedi. Siyasi kaynaklara göre, 1967'deki Đsrail işgalinden önceki sınırlara dönmek, Hamas'la müzakerelerde en dikenli konu. Zira 1967'deki sınırlarından söz etmek Đsrail'in zımnen de olsa tanınması anlamına geliyor, radikal Hamas ise böyle bir şeyi kabullenmekten yana değil. Đçişleri Bakanı Sait Siyem de taviz koparmak için Hamas'a baskı yapılmasına karşı çıktı ve ''Filistinlilerin acısını dindirmeye yönelik her girişime şapka çıkarırız, lakin kendimize fikir ve takvim dayatılmasını kabullenemeyiz'', dedi. (AA)(AFP) • Đran, nükleer çalışmalarını başka bir ülkenin topraklarına taşımasının söz konusu olmadığını bildirdi. Hükümet sözcüsü Gulamhüseyin Đlham, basın toplantısında, atom bombası yapabilecekleri yönündeki uluslararası toplumun endişelerini gidermek için nükleer dönüşüm çalışmalarını Rusya'ya hiçbir zaman taşımayacaklarını söyledi. Bu arada Đran, nükleer füzyon araştırması yaptığını açıkladı. Devlet televizyonun haberinde, nükleer araştırma yetkilisi Sedat Hüseyini'nin, Đranlı nükleer bilimcilerin, füzyon yoluyla nükleer enerji üretimi alanında gelişmiş dünyayla rekabet etiğini söylediği belirtildi. Đran Atom Enerjisi Kurumu'na bağlı Nükleer Araştırma Merkezi'nde teknik bölümün başkanlığını yapan Hüseyini, Đran'da nükleer füzyon alanında ilk araştırmanın 5 yıl önce yapıldığını söyledi. Nükleer füzyon (kaynaşma), çok hafif iki çekirdeği birleştirerek daha ağır bir çekirdek oluşturmak ve bu şekilde açığa çıkan bağ enerjisini kullanmak olarak tarif ediliyor. (AA)(AP)(REUTERS) 3 • Đsrail, ilk kez NATO'nun tam kapsamlı bir deniz tatbikatına katılacak. Đsrail Donanma Komutanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, gelecek ay Karadeniz'de yapılacak ''Mako Đşbirliği'' adı verilen tatbikatta, Đsrail'n füzelerle donatılmış hücumbotları da yer alacak. Đsrail Donanması, bugüne dek temsilci göndererek ya da tatbikatlarda gözlemci olarak bulunarak NATO tatbikatlarına katılmıştı. Đran'ın nükleer programının bölgede yarattığı gerilim ortamında, Đsrail'in Batı askeri ittifakıyla savunma bağlarını güçlendirmeyi amaçladığı belirtiliyor. (AA) • Ürdün Kralı Abdullah, Washington'da ABD Başkanı George W. Bush’la bir araya geldi. Ürdün'ün Washington Büyükelçiliğinden yapılan açıklamada, Kral Abdullah'ın Bush’la yaptığı görüşmede ABD Başkanına Đsrail-Filistin barış görüşmelerinin devam ettirilmesi çağrısında bulunduğu ve iki devletli çözümün önemine değindiği bildirildi. Açıklamaya göre, Ürdün Kralı Abdullah görüşmede, Filistin halkının Filistin topraklarındaki insani krizin önüne geçilmesi için yardıma ihtiyaç duyduğunu ve ülkesinin barış sürecinde kilit rol oynamayı planladığını söyledi. Görüşmede, ABD'nin Ürdün'e bu yıl ek yardım yapması ihtimalinin de gündeme geldiği belirtildi. (AA)(AP) Avrupa Birliği • Đtalya Başbakanı Romano Prodi, AB Komisyonu'nun Başkanı Jose Manuel Barroso’yla bir araya geldi. Görüşmeden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Prodi, ''AB'nin hazmetme kapasitesi, Balkan ülkelerinin (birliğe) entegrasyonuna izin vermeli'', dedi. Barroso'yla görüşmelerinde karşılıklı olarak Balkan ülkelerinin AB'ye katılımının önemini vurguladıklarını belirten Prodi, hükümetinin Avrupa'nın yeniden canlandırılması çabalarına güçlü destek vereceğini ifade etti. Prodi, geçen yıl Fransa ve Hollanda'daki referandumlarda reddedilen yeni AB anayasasını kurtarmanın ''neredeyse imkânsız'' olduğunu sözlerine ekledi. AB Komisyonu'nun Başkanı Barroso ise görüşmede, Đtalya'nın kötüleşen kamu finansmanı konusunun gündeme gelmediğini bildirdi. Barroso, ''Bunu konuşmak için önümüzde çok fırsat olacak. Yeni Đtalyan hükümetinin Avrupa'ya öncelik verdiğini gösteren çok açık işaretler var'', şeklinde konuştu. Barroso'dan önce AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana’yla da görüşen Đtalya'nın yeni Başbakanı Prodi'nin Đran ve Ortadoğu yanında Afganistan'da son günlerde artan şiddet olaylarını ele aldığı bildirildi. Brüksel temasları çerçevesinde AB Komisyonu'nun Đtalyan Başkan Yardımcısı Franco Fratini’yle de bir araya gelen Prodi, Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker ve Belçika Başbakanı Guy Verhofstand’la da görüşecek. (AA) • Brüksel temasları çerçevesinde AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn'le bir araya gelen Sırbistan'dan bağımsızlığını referandumla kazanan Karadağ'ın Başbakanı Milo Cukanoviç, düzenlenen basın toplantısında ülkesinin önceliklerini anlattı. Bağımsızlığını kazanan ülkesinin AB üyeliği yolunda ilerleyeceğini vurgulayan Başbakan Cukanoviç, bu konuda kesin tarih vermekten kaçınarak, ''Küçük ve esnek yapıdaki Karadağ, AB üyeliği için gerekli kriterleri birkaç yılda karşılayabilir'', dedi. AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn ise müzakerelerin yetkin ve etkin 4 şekilde sürdürülmesi halinde aday ülke statüsü için ilk adımı teşkil eden Đstikrar ve Đşbirliği Anlaşması'nın yıl sonuna yetişebileceğini söyledi. ''AB üyeliğinde kestirme yol olmadığını Başbakan'a (Milo Cukanoviç) söyledim'' diyen Rehn, Karadağ'ın Batı Balkanlardaki diğer ülkeler gibi AB yolunun açık olduğunu vurguladı. (AA) • Kuzey Kore Dışişleri Bakanı Paek Nam Sun, resmi ziyaret kapsamında Çin'in başkenti Pekin'e gitti. Çin Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Kuzey Koreli bakanın Pekin'de Başbakan Ven Ciabao, Devlet Müşaviri Tang Ciaşüen ve Dışişleri Bakanı Li Caoşing’le görüşeceğini belirtti. Görüşmelerde ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası konular ele alınacak. (AA) • Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) katılım müzakerelerinde 27. başlık olan çevreyle ilgili ayrıntılı tarama toplantısı başladı. AB Komisyonu'nda hafta boyunca sürecek toplantıda Türk heyetinin koordinatörlüğünü Çevre ve Orman Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı yürütüyor. Toplantıda çevresel yükümlülükler, çevreyle ilgili konulara halkın katılımı, çevresel etki analizleri ve stratejik değerlendirme raporları, yaban kuşları ve hayvanat bahçeleriyle ilgili yönetmelikler, hayvan türlerinin korunması, maden atıkları, tehlikeli atıklar, atık yağlar, içme suyu ve önlemleri, genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar, hava kalitesi, yakıt kalitesi, karbondioksit emisyonları, gürültü kirliliği, ozon tabakasını incelten maddeler, emisyon ticareti, entegre kirlilik önleme ve kontrolü ile tehlikeli kimyasal maddelerin dış ticareti gibi konularda Türkiye'nin müktesebata uyumu ele alınacak. Bu arada AB’yle fiili müzakerelere, Bilim ve Araştırma konu başlığında, 12 Haziran’da başlanacağı açıklandı. (AA)(ABHABER) Kıbrıs • Rum basınına göre, Birleşmiş Milletler (BM), Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün 24 Ocakta açıkladığı 10 maddelik Kıbrıs eEylem Planına yanıt verecek. BM'nin ayrıca, Rum-Yunan tarafının karşı çıkması nedeniyle, Kıbrıs'ta dörtlü konferans fikrine sıcak bakmadığı öne sürüldü. Rum Fileleftheros gazetesinin haberine göre, Siyasi Konulardan Sorumlu BM Genel Sekreter Yardımcısı Đbrahim Gambari, 12 Mayısta Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesine bilgi verirken, Gül'ün 24 Ocakta sunduğu önerilere BM'nin yanıt vereceğini söyledi; ancak yanıtın içeriğine değinmedi. Gambari, ''Kıbrıs konusunda 4'lü konferans önerisi kabul görmez. Çünkü başrol oyuncularından ikisi Yunanistan ve (Güney) Kıbrıs bu fikri reddediyor'', dedi. Habere göre, Gambari, Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesine, Temmuz başlarında LefkoşaAtina-Ankara üçgenine ziyarette bulunmak istediğini de bildirdi. Bölgedeki temaslarının araştırma nitelikli olacağını ve Kıbrıs konusunda özlü adımlar atılması amacıyla zemin hazırlığı yapılmasını hedeflediğini açıklayan Đbrahim Gambari, bu dönemin Kıbrıs konusunda ilerleme sağlanması için uygun bir dönem olduğuna işaret etti. Haberde, temasları sırasında bir dizi konuda izahat isteyeceği belirtilen Gambari'nin, ''Bilindiği üzere bir taraf 24 Nisan referandumunda Annan Planını reddetti, diğeri ise kabul etti. Bu nedenle nerede bulunduğumuzu bilmemiz gerekir'', dediği de aktarıldı. (AA) Diğer Haberler 5 • Doğu Timor'un başkenti Dili'de terör estiren çetelerin silahsızlandırıldığı bildirildi. Barış Gücü Komutanı Avustralyalı General Mick Slater, Doğu Timor'daki çetelerin yabancı güçler tarafından silahsızlandırıldığını belirttiği açıklamasında, dün akşamüstünden bu yana Dili'de silahlı çatışma olmadığını, insanların sokaklara döndüğünü, trafikte biraz yoğunluk gözlendiğini ve durumun iyiye gittiğine dair cesaret verici işaretler aldıklarını söyledi. General Slater, çetelerin elindeki bütün silahlara el koyulduğunu belirterek, toplam 260 ateşli silahla el bombası ele geçirildiğini ve geçen ay dağa çıkan 130 polis memurunun da silah bırakmayı kabul ettiğini kaydetti. (AA)(AFP) Dünya Basını Afganistan'ın başkenti Kabil'de, Amerikan askeri konvoyunun karıştığı trafik kazası sonrası çıkan çatışmalar, basında geniş yer bulan konuların başında geliyor. Times gazetesi çatışmaların nasıl başladığını şöyle anlatıyor; "Amerikan ordusuna ait bir araç, trafiğin en yoğun olduğu saatlerde, sivil bir otomobile çarptı. Yerel bir televizyon kanalı, kazada en az sekiz kişinin öldüğünü duyurdu.” "Amerikan konvoyunun etrafını saran kalabalık araçlara taş atmaya başladı. Amerikan konvoyundan en az bir kişinin havaya ateş açtığı görüldü.” "Bazı görgü tanıkları ise Amerikan askerlerinin kalabalığın üzerine de ateş açtığını ileri sürdü; ancak bu bilgi doğrulanmadı. Olaylarda kaç kişinin öldüğü bilinmiyor; ancak bazı haberlere göre ölü sayısı 30'u, yaralı sayısı ise 100'ü buluyor." Times haberinde, olayların daha sonra Kabil geneline yayıldığını, halkın elçilikler ve yardım kuruluşlarının bürolarına da saldırdığını ve kentte sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini de belirtiyor. Guardian gazetesi de bu denli şiddetli çatışmaların, Taliban’ın 2001 yılında devrilmesinden bu yana görülmediğini yazıyor ve Devlet Başkanı Hamid Karzai'nin halka hitaben yaptığı şu açıklamalara yer veriyor: "Bunlar Afganistan'ın düşmanlarıdır. Bu tahrikçilere karşı direnmek ve ülkemizi yok etmelerine izin vermemek zorundasınız." Daily Telegraph gazetesi de haberinde protestoculardan birinin şu sözlerini aktarıyor; "Yabancılar Kabil'den ayrılmadıkları sürece gösterilerimize son vermeyeceğiz. Öldürmek için yabancı ülkelerden gelenleri arıyoruz." Gazetede ayrıca konuyla ilgili bir yorum da yer buluyor. Ahmed Raşid imzalı yorumda şu ifadeler kullanılıyor; "Her ikisi de çok sayıda krizle karşı karşıyayken, Tony Blair ve George W. Bush'un ihtiyacı olan son şey Afganistan'ın güneyinde Taliban’ın yeniden kontrolü eline geçirmesi. "Ancak bu ihtimal şimdi, hayal edilemeyecek kadar uzak değil. Bush ve Blair bu durumdan dolayı sadece kendilerini suçlayabilir. Zira Irak'ta hiç gereği olmayan bir savaşa giriştiler ve 11 Eylül'ün ardından geçen beş yıl içinde Taliban ve El Kaide'nin Orta Asya'da irinlerini akıtmalarına izin verdiler. "Kabil'de dün yaşanan isyan, Batı'nın ülkelerini yeniden inşa etmekte başarısız olduğunu düşünen ve hayal kırıklığına uğrayan ne kadar çok Afgan'ın olduğunu gösteriyor." 6 Irak'ta iki Đngiliz gazeteci ve iki Đngiliz askerin öldürülmesi de basının geniş yer verdiği bir diğer konu. Independent gazetesi bunun Đngiltere için Irak'ta bir kanlı gün daha olduğunu yazarken, haber Times'ın manşetinde de 'bir ölüm günü daha' ifadesiyle yer buluyor. Gazete haberinde, Irak'ta sadece bu ay ölen Đngiliz askerlerinin sayısının 11'i bulduğunu ve bunun işgalin başladığı 2003 yılından bu yana en yüksek bilânço olduğunu da belirtiyor. Independent gazetesinin ekinde ise Amerikalı muhalif düşünür Noam Chomsky'nin yeni kitabı 'Failed States' – “Başarısız Devletler”den bir alıntıya yer verilmiş. Yazının girişinde şu ifadeler kullanılıyor; "Vatandaşlarını korumaktan aciz olma... Kendini hukukun üstünde zannetme... Demokrasi eksikliği... 'Başarısız devletin' üç karakteristik özelliği bunlar ve Noam Chomsky'ye göre ABD tam da böylesi bir devlet olma yolunda ilerliyor. Chomsky yeni kitabında, ülkesinin nasıl yolunu kaybettiğini yazıyor." Independent gazetesinden bir diğer habere göre, Azerbaycan'ın Hıristiyanların elinden çıkmış 500 yıllık yüzlerce sanat eserini yok ettiği yönündeki kaygılar, Avrupalı milletvekillerinin eski bir Ermeni mezarını ziyaretlerine izin verilmemesi üzerine diplomatik bir krize dönmüş durumda. Ayrıntılar özetle şöyle; "Đddiaların kaynağında; Nahçevan bölgesindeki Culfa'da bulunan, üzerlerine çiçek ve haç desenleri işlenmiş ve Kaçkar olarak bilinen mezar taşlarının akıbeti var. "Ermeni mirasının en önemli örnekleri olarak kabul edilen bu çalışmaların, geçtiğimiz Aralık ayında bölgeye beton dökülmesi sırasında balyozlarla paramparça edildiği öne sürülüyor. "Azerbaycan hükümeti bu iddiaları reddediyor. Avrupalı parlamenterler ise Azerbaycan'ın saklayacak bir şeyi yoksa kapılarını kendilerine açması gerektiğini söylüyor." Guardian'dan bir habere göre, Đngiliz akademisyenler Đsrailli meslektaşlarını boykot etmeye hazırlanıyor. Ayrıntılar özetle şöyle; "Đngiltere'nin en büyük öğretim üyeleri sendikası, kendileri ile Đsrail'in uyguladığı ırkçı politikalar arasına mesafe koymayan Đsrailli öğretim üyeleri ve akademik kurumları boykot etme kararı aldı. "Sendikanın düzenlediği konferansın son gününde alınan kararda, 'Đsrail'in Batı Şeria duvarını inşa etme ve ayrımcı eğitim uygulama gibi ırkçı politikaları' eleştirildi ve üyeler 'kendilerini bu tür politikalardan açıkça uzak tutmayanları boykot etmeye' davet edildi. Karar Filistinli gruplar tarafından memnuniyetle karşılandı." Times'da yer alan bir habere göre, Moğol imparatoru Cengiz Han'ın soyundan geldiğini iddia eden Amerikalı bir muhasebeci iddiasında haklı çıktı. Ayrıntılar şöyle; "Biri adı acımasızlıkla bir tutulan savaşçı, diğeri Florida'da bir muhasebecilik profesörü. Pek olası akrabalar gibi görünmeseler de, 48 yaşındaki Tom Robinson, Asya dışından soyu 13'üncü yüzyıl Moğol Đmparatoru Cengiz Han'a uzanan ilk kişi oldu. "Yapılan genetik testler, Robinson'un DNA'larının büyük bölümünün Cengiz Han'la uyum gösterdiğini ortaya koyuyor. Profesör Robinson'ın DNA'ları üzerinde yapılan testlere göre, baba tarafının kökleri Kafkaslara, anne tarafınınkiler ise Pireneler'e uzanıyor. "2003 yılında yapılan bir çalışmaya göre dünya genelinde 16 milyon kişi ve Asya kıtasındaki erkeklerin yüzde sekizi Cengiz Han'ın soyundan geliyor." 7 Haftanın Yorumu Ufuk Turu Bu haftaki Ufuk Turu’nda Irak’ta hükümet müzakereleri kadar gündemde olan milis güçlerinin feshedilmesi ve Kerkük meselesi, Đran’daki son gelişmeler ve Đran’ın AB ve ABD ile ilişkileri değerlendirilmiştir. Milis Güçlerinin Feshedilmesi Đçişleri, Savunma ve Ulusal Güvenlik Bakanları vekâleten atanmış olsa da Maliki hükümeti, meclisten onay almış, hükümet müzakerelerinden sonraki Irak gündemini milis güçlerinin feshedilmesi ve Kerkük meselesi oluşturmaya başlamıştır. Maliki, hükümet programı çerçevesinde milis güçlerine değinmiş, milislerin feshedilmesi ve resmi güçlere katılımını öngören 91 Nolu kararın uygulanması gerektiğini vurgulamıştır. Iraklı yetkililerden gelen diğer açıklama ise, Irak ordusunun kontrolü dışında silahlanan milis güçlerinin silahsızlandırılacağıdır. Irak’ta silahlı gücü olmayan grupların, silahlı güçleri olan gruplar tarafından baskıda tutulduğu dikkate alındığında, tüm grupların katılımıyla Irak ordu ve güvenlik birimlerinin oluşturulması, milletleşme sürecinde oldukça önemli bir adımdır. Ancak sayıca fazla olan ve Kürt bölgelerinde Irak ulusal güvenlik birimlerinden daha yetkili davranan peşmergelerin tamamının, ulusal güvenlik birimlerine dâhil edilerek etnik kimliklerinden uzaklaştırılmalarının mümkün olmayacağı değerlendirilmektedir. Kimliğini silahlı güçleriyle muhafaza eden bir toplumu, bu güçten vazgeçirmenin oldukça güç olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda Kürt liderlerin milis gücü olmadığını savunduğu peşmergeler, federe bölgelerin güvenliğini sağlamada bölgesel güçlerin mevcudiyetini onaylayan anayasa ile de yasallaşmıştır. Bu çerçevede, Kürt yerel yönetimin Peşmerge Bakanının, 90 bin peşmergenin yasalara bağlı olarak faaliyet gösterdiğini savunması ve bunların silah teslim etmelerinin veya Irak ordusuna bağlanmalarının kabul edilemez olduğunu ifade etmesi, Kürt milis güçlerinin işgal güçleri ve Irak hükümeti tarafından geliştirilen bu inisiyatifin kapsamında olmadığının bir göstergesi olarak algılanmalıdır. Gelişmeler dikkate alındığında, işgal güçlerine karşı faaliyet gösteren milis güçlerinin silahsızlandırılma kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, milis güçlerinin silahsızlandırılması, Irak’ın milletleşme sürecini hızlandırmaktan öte, işgal kuvvetlerinin güvenlik endişelerini azaltma amacını taşıyan bir strateji olarak değerlendirilmektedir. Kerkük Meselesi Kürt Federe Bölgesi Başkanı Mesud Barzani’nin Kerkük’le ilgili sorunları giderebilmek için Sadr’ı bölgelerine davet edeceğini açıklaması dikkati çekmiştir. Nisan ayı sonunda, ABD’nin Kerkük’ten sorumlu birliğin komutanı David Gray’in Bedir Örgütü ve Mehdi Ordusuna bağlı Şiilerin Kerkük’e gelmiş olduğunu açıklamış olduğunu hatırlayarak, Barzani’nin görüşme talebinin bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Türkmenlerin ise Kerkük meselesine uluslar arası nitelik kazandırarak Irak genelinde çözüm bulma gayretleri haklı bulunmakta, ITC Başkanı Dr. Saadettin Ergeç’in Arap Birliği Irak Temsilcisi ile bir araya gelmesi, uygun bir strateji olarak değerlendirilmektedir. Ancak uluslararası nitelik kazandırılmaya çalışılan Kerkük konusunda Iraklı gruplarla da temasların devam etmesi ve 8 gelişmelerden Türkmen toplumunun dışlanmaması sağlanmalıdır. Kürt hükümeti, Kerkük konusunda bir heyet oluşturarak hükümetle müzakerelere başlayacağını duyurmuştur. Bu müzakere sürecinde Türkmen toplumunun temsilcisi olarak ITC yetkililerinin de bulunmasının zaruri olduğu düşünülmektedir. Anayasanın 119. maddesi gereğince her vilayet veya birden fazla vilayet, il meclisinin 1/3 oyu ile bölge kurulması talebinde bulunabilir. 24 Mayıs günü Kerkük il meclisinden 15 üyenin inisiyatifi ile Kerkük federe bölgesinin kurulması için verilen talep, önemli bir gelişmedir. Kerkük’teki devlet dairelerinde Türkmence’nin resmi dil olarak kabul edilmesi yönünde sunulan talep de Türkmen toplumu açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirilmekte, Kerkük konusunda her alanda değerlendirilecek fırsatların, Türkmen toplumu üzerinde olumlu etkilerinin olacağı düşünülmektedir. Đran’daki Son Gelişmeler ve Đran’ın ABD ve AB ile Đlişkileri Đran’ın ulusal gazetelerinden birinde Azerbaycan Türklerini aşağılayıcı karikatürlerin yayımlanmasından sonra tepkilerini gösteren Türklerin sert tutumları, giderek artmaktadır. Türk nüfusun yoğun olarak yaşadığı hemen hemen tüm şehirlerde sokaklara dökülen halkın tepkileri Tebriz’den Tahran’a kadar yayılmış, gösterilerin niteliği karikatür krizini aşmıştır. Bir anlamda Đranlı Türkler, baskıcı yönetime karşı başkaldırarak kültürel taleplerini bir kez daha haykırmışlardır. Ancak hem Türk basını, hem de dünya basını sadece karikatürlerle sınırlı olarak görmek istedikleri bu gelişmeleri fazlaca önemsememiştir. Azerbaycan Türkleri, Đran’daki bu gelişmeleri iç dinamikler çerçevesinde değerlendirmektedir. Yıllardır Fars yönetiminin baskılarına ve asimilasyon politikalarına maruz kalan Türkler, karikatürü ve sonraki gelişmeleri yıllardır susan Türklerin patlaması olarak yorumlarken, Đran yönetimi dâhil bazı dış kaynaklar karikatürün siyasi amaçla dış güçler tarafından çizdirildiğini iddia etmektedirler. Đran’ın nükleer programından dolayı en fazla milli birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğu bir dönemde etnik problemler yaşamak istemeyeceği düşünülmektedir. Aynı zamanda AB’nin Đran’a nükleer programını durdurması karşılığında “AB’nin Ortadoğu ülkelerinin toprak bütünlüğünün tanınmasına yönelik çalışacağı” ifadesiyle güvenlik alanında güvence vereceği iddiaları, Đran’daki iç karışıklıklarla Đran’a gözdağı verilmek isteniyor olabileceği düşüncesini artırmaktadır. Đddialar doğruysa, AB’nin Ortadoğu ülkelerinin toprak bütünlüğüne yönelik çalışacağına dair güvence vermesi, AB’nin şimdiye kadar Ortadoğu ülkelerini parçalayacak politikaları mı vardı? Ortadoğu coğrafyasının siyasi haritasını değiştirecek başka ülkelere destek mi veriyordu? gibi soruları akla getirmektedir. Irak işgaliyle Avrupa’nın ve ABD’nin öğrenemediği tek şey, ülkelerin bütünlüğünü tehdit ederek hem bölgesel, hem de küresel güvenliğe yönelik potansiyel tehditlerin gerçek tehditlere dönüşmesine yardımcı olduklarıdır. Đran-ABD cephesinden ise çelişkili haberler gelmektedir. Nisan ayının sonlarında Đran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad, Irak’ta yeni bir hükümet kurma 9 sürecine girilmişken ABD ile Irak konusunda görüşmeler yapılmasına gerek kalmadığını söylemiştir. Bu hafta ABD’nin Irak Büyükelçisi ve Dışişleri Bakanından gelen açıklamalar ise oldukça farklıdır. ABD Irak Büyükelçisi Halilzad, Irak’ta yeni hükümetin kurulmasının Irak konusundaki görüşmelerin önünü açtığını söylemiş, ABD Dışişleri Bakanı Rice da Đran’ın Irak’ta istikrarın sağlanmasında olumlu bir rol oynamasını istediklerini ifade etmiştir. ABD tarafından gelen bu olumlu mesajlar, Đran’ın nükleer programı konusunda tırmanan krizin, Irak üzerinden aşılabileceği izlenimlerini doğurmuştur. 10