KAMU YÖNETİMİ : İÇİNDEKİLER • Yönetim Kavramı ve Özellikleri • Yönetim Biliminin İlkeleri • Kamu Yönetimi Kavramı ve Kamu Yönetimi Bilimi • Yeni Kamu Yönetimi Anlayışı • Kamu Yönetiminde Temel Kavramlar HEDEFLER TEMEL KAVRAMLARI • Bu üniteyi çalıştıktan sonra • Yönetim kavramı ve özelliklerini açıklayabilecek, • Yönetimin bir bilim olduğunu öğrenebilecek, • Yönetim biliminin ilkeleri hakkında bilgi sahibi olabilecek, • Kamu yönetimin tanımı ve neden bir bilim olduğunu öğrenebilecek, • Yeni kamu yönetimi yaklaşımları ve çıkış noktalarını anlayabilecek, • Kamu yönetimini oluşturan temel kavramlar hakkında bilgileri öğrenerek ilerleyen ünitelerde verilecek bilgilere hazır olabileceksiniz. KAMU YÖNETİMİ Dr. Selçuk Zengin BÖLÜM 1 Kamu Yönetimi GİRİŞ Kamu yönetimi biliminin anlaşılabilmesini kolaylaştırmak amacıyla temel kavramlar üzerinde durulması gerekmektedir. Kamu yönetimi alanındaki çalışmalar incelendiğinde ortak bir metodolojinin kullanıldığı dikkat çekmektedir. Yönetim ve kamu yönetimi temel kavramlarını anlamadan kamu yönetiminin ne ifade ettiğinin kavranması mümkün görülmemektedir. Bu ünite içerisinde, yönetim, yönetimin özellikleri, yönetim biliminin ilkeleri, kamu yönetimi, yeni kamu yönetimi anlayışı ve kamu yönetimini oluşturan temel kavramlar incelenecektir. YÖNETİM Yönetim, “kaynakların (maddi ve beşerî), belirli bir amacın gerçekleştirilmesi için kullanılması olarak tanımlanmaktadır ve aynı zamanda bu kavram ülkelerin yönetim sistem ve usullerini ifade etmek amacıyla kullanılmaktadır. Sevk ve idare olarak da ifade edilen yönetim, önceden tespit edilen bir hedefi gerçekleştirebilmek için madde ve insan kaynaklarını kullanarak örgütlü bir şekilde yapılan grup faaliyeti olarak tanımlanabilir. Yönetim, “kaynakların (maddi ve beşerî), belirli bir amacın gerçekleştirilmesi için kullanılması olarak tanımlanmaktadır ve aynı zamanda bu kavram ülkelerin yönetim sistem ve usullerini ifade etmek amacıyla kullanılmaktadır”1. Yapılan tanımda geçen “örgütlü bir şekilde yapılan grup faaliyeti” ifadesinden de anlaşılacağı üzere örgütün olduğu yerde yönetimden, yönetimin olduğu yerde ise bir örgütün varlığından söz edilebilir. Örgütlerin ise mutlaka “hedeflere ulaşmak için amaçlar, önemli politikalar ve planlar bütünü”2 olarak tanımlanan bir strateji sahibi olması gerekmektedir. Yaşamın her alanına girmiş olan yönetim kavramı, toplumun en küçük yapısını oluşturan aileden en büyük örgütlü yapı olan devlet anlayışına kadar farklı seviyelerde gerçekleştirilen eylemlerden oluşmaktadır. Yönetimin gerçekleşebilmesi için birden fazla kimsenin belirlenmiş bir amacı veya amaçları gerçekleştirmek üzere birlikte hareket etmesi ve grup üyelerinin uyumlu çalışması gerekmektedir. Bunun gerçekleşebilmesi ise “yönetim” ile mümkün olmaktadır. Bundan dolayıdır ki bir organizasyonun amaç veya amaçlarına ulaşabilmesi için “yönetilmesi”3 söz konusu olmalıdır. Bir organizasyonda yönetim ne kadar başarı ile gerçekleştirilirse örgüt amaçlarına o ölçüde ulaşabilecektir. YÖNETİMİN ÖZELLİKLERİ Yönetim, kapsamı alanına giren konular açısından kesinlik ifade etmeyen ve uzmanları tarafından genel anlamda öneriler getirilebilen bir sosyal bilimdir. Bundan dolayıdır ki sosyal bir bilim olarak, bürokratik yapı ve bu yapı ile bağlantılı insanlar ve grupların fikir ve davranış kalıpları ilgi alanına girmektedir. Yönetim bilimi, bütün bunları gerçekleştirirken sosyoloji biliminden istifade eder. Yönetim Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Kamu Yönetimi biliminde, farklı bilim dallarından istifade edildiği için çok yönlü bir disiplin olarak görülmekte ve yönetsel bilimler olarak da adlandırılmaktadır. Yönetim bilimi, yönetimin daha iyi işlemesi için prensipler ortaya koymaya çalışmaktadır. Bu prensipleri oluşturanların başında, yönetimin belirli aşamaların gerçekleşmesi sonucu oluştuğu fikrinin mimarı olan Hanry Fayol gelmektedir. Yönetim aşamalarını İngilizce (POCCC) olarak kısaltma ile ifade etmiştir. Planlama (planning), hedeflerin planlanması örgütleme (organisation) var olan planları uygulayacak yönetim gruplarını oluşturma ve uyumlu çalışmalarının sağlanmasıdır. Emir verme (command), yönetimin gerçekleşebilmesi için gerekli emirleri verme, koordinasyon-eş güdüm (coordinating) yönetim gerçekleştirilirken farklı eylemlerin uyumlu bir şekilde yürütülmesi ve denetim (control) belirlenen hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığının yetkililer tarafından kontrol edilmesi ve ne ölçüde amaçlara uyulduğunun tespit edilmesidir4. Fayol’un POCCC olarak kısaltması yapılan beş yönetim özelliğini Gulick, yedi olarak ve bunun da evrensel prensipler olduğunun tespitini yapmıştır. PODSCORB olarak kısaltması yapılan bu yedi yönetim şöyle özetlenebilir: Planning-planlama, organizing – örgütleme, staffing-personel, directing-yöneltme, coordinating – eş güdüm, reporting- haberleşme ve budgeting – mali yönetim, bütün bunlar bir organizasyonun tepe yönetiminin yönetimi gerçekleştirirken dikkate alması gereken prensiplerdir5. Yönetim aynı zamanda kamu hizmetlerinin yönetimi ile birlikte kamu hizmetlerinin gerçekleşmesi faaliyetlerinin yürütülmesidir. Bu özelliği dolayısıyla ortak hukuk kuralları yerine, idare hukuku prensiplerine tabidir. Yönetimin tanımı kısmında geçen, sevk ve idare olarak özetlenen yönetim, birçok alanda faaliyet gösteren devlet birimlerinin fayda-maliyet ve verimlilik açısından incelenmesi sonucunu ortaya çıkarmaktadır6. YÖNETİM BİLİMİNİN İLKELERİ Bu başlık altında Hanry Fayol ve Frederick Winslow Taylor isimli yönetim bilimciler tarafından geliştirilmiş ilkelerden bahsedilecektir. Fayol yapmış olduğu tespitleri 1916 yılında bir eserde yayımladıktan sonra bu eser 1929 yılında İngilizceye çevrilmiştir. Fayol, yönetim ilkelerini 14 başlık altında toplamıştır. Bu başlıklarla ilgili kısa açıklamalar verilecektir. İş Bölümü: Burada amaçlanan uzmanlaşma sayesinde giderlerin azaltılması, verimliliğin artırılması ve bu sürecin iş eğitimi programlarıyla hızlandırılmasıdır. Uzmanlaşmada nihai hedef ise en az enerji ile en fazla verimi elde etmek, ancak bunu yaparken belirli bir sınır içinde kalınmalı, uzmanlaşma sınırsız olmamalıdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3 Kamu Yönetimi Hiyerarşi İlkesi: Emir-komuta noktasında sorun yaşanmaması için en üst ve en alt arasında bir iletişim zincirinin bulunması gerekmektedir. Ancak büyük organizasyonlarda, bu, zaman alacağı için yatay iletişime eş değerde olan yapıların birbirleri ile iletişime geçmeleri zaman problemine çözüm olarak düşünülmüştür. Yönetim Birliği: Yönetim hiyerarşik bir yapıya sahiptir. Amaçlar gerçekleştirilirken bir üst tarafından ve bir plan içerisinde fikir birliği hâlinde faaliyetler sürdürülmelidir. Yönetimde çift başlılığın diğer bir ifade ile “ikiliğin” olmasının organizasyonun hedefleri gerçekleştirmesine engel olduğu ifade edilmiştir. Merkezîleşme İlkesi: Fayol merkezîleşme anlayışının iyi veya kötü bir yönetim sistemi olarak tanımlanmasını doğru bulmaz ve asgari ölçüde bir merkezciliğin koordinasyon ve yönetim açısından bir gereklilik olduğuna vurgu yapmıştır. Yetki ve Sorumluluk İlkesi: Yetki ve sorumluluk kelimelerinin ne anlama geldiği ifade edilerek yetki ve sorumluluğun dengelenerek bulunması gerektiği ifade edilmiştir. Yetki emir verme, itaat ettirme aracı olarak görüldüğü için herkesin arzu ettiği bir durum iken, sorumluluk istenmeyen bir durumdur. Kumanda Birliği İlkesi: Fayol, organizasyon yönetimi içerisinde çatışmaya ve kaosa yol açmamak için her astın bir üst ile beraber çalışması gerektiği ve bunun ikiliği ve yetki çatışmasını ortadan kaldırdığını vurgulamıştır. Disiplin: Verilecek cezaların açık bir şekilde uygulayabilecek ve disiplini sağlayabilecek yöneticilerin olması her organizasyon için önemlidir. Fayol disiplini “itaat, çalışkanlık, enerji, davranış ve organizasyonla bireyler arasında anlaşma maddelerine saygı” olarak tanımlamıştır. Hakkaniyet İlkesi: Bir organizasyon için en tehlikeli durumun kurum içi adaletsiz davranışlar olduğunu ifade ederek çalışanlara adaletli davranarak kuruma sadakatlerinin sağlanması gerektiğini belirtmiştir. Genel Çıkarların Kişisel Çıkarlara Üstünlüğü İlkesi: Bu ilke Fayol’un üzerinde önemle durduğu ilkelerden biridir. Ailenin çıkarlarının aile fertlerinin birebir çıkarlarından üstün olması ve aynı şekilde devletin genel çıkarlarının vatandaşın bireysel çıkarlarından üstün olduğu ilkesidir. Bunun gerçekleşebilmesi için kurum çalışanlarının örnek olması, adil düzenlenmiş bir sözleşme ve tatmin edici bir ücret olması gerekmektedir. Çalışanların Ödüllendirilmesi: Çalışanların emeklerinin mutlaka karşılığının verilmesi gerektiğini ifade eden Fayol, bunun için ise çalışanların yetenekleri, verilen sorumlulukları, yaşam standardı ve genel ekonomik durumları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4 Kamu Yönetimi düşünülerek tatmin edici bir ücretin ödenmesi, ancak çok aşırı yüksek ücretin de ödenmemesi gerektiğini söylemiştir. Düzen İlkesi: Fayol bu maddeyi “her şey için bir yer ve her şey kendi yerinde” ve “her bir birey için bir yer ve her birey kendi yerinde” olmalı şeklinde ifade etmiştir. Maddi ve sosyal bir düzen olarak ifade edilen bu yapıda her şey bir düzen içinde olmalıdır. Taylor’dan genç yöneticilere önemli tavsiye: “ Geliştirdiğiniz yöntem ve sistemleri üst kademe yöneticileri tamamen ikna etmeden yürürlüğe koymaya kalkmayınız.” Personelin Devamlılığı ve Denge: İnsanların işe alışmaları için belirli bir süreye ihtiyaç duyduklarını ve başarı için bu uyum süresinin mutlak olması gerektiğini ifade eder. Fayol, işinde süreklilik gösteren vasat bir yöneticinin çok sık iş değiştiren üstün yetenekli yöneticiden daha fazla tercih edilmesi gerektiği görüşündedir. Girişim İlkesi: Organizasyonlarda yönetici durumunda olanların astlarının girişim çabalarını desteklemeleri ve yönetimin her basamağındaki çalışanların plan yapma ve yenilikler ortaya koyma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmaları gerekmektedir. Birlik Ruhu İlkesi: Organizasyonun amaçlarını gerçekleştirme fikri etrafında bir birlik ruhu ile hareket edilmesi ve bu birlik ruhunun meydana getirdiği enerji ile daha büyük başarılar elde edilebilir düşüncesine vurgu yapmış7 anlamındadır. Frederick W. Taylor8 ise 1911 yılında yayınlanan “Yönetim Biliminin Prensipleri” isimli eseriyle yönetimin nasıl gerçekleştirileceğini ve yöneticinin rolünü detaylı bir şekilde anlatmıştır. Klasik yönetim uygulamalarının terk edilerek bilimsel yöntemlerin uygulanmasını, kurum çalışanlarının işe alım ve istihdamlarının belirli prensiplere bağlanması gerektiğini ve verimliliğin artırılması için çalışanlar ve yöneticiler arasında iletişim kanallarının sağlıklı bir şekilde işletilerek adaletli bir yönetimin sağlanması yönünde düşüncelerini ifade etmiştir. Taylor, alışılmış yöntemlerin terk edilerek yeni yöntemler geliştirilmesiyle yapılan işin daha verimli hâle getirilebileceğini ve bunun ise iş etütleri ile mümkün olabileceğini ifade etmiştir. Çalışanların kurum hedeflerini gerçekleştirme noktasında teşvik amaçlı primler ve ikramiyeler verilmesinin gerekliliğini söylemiştir. Taylor’un güvenlik bilimleri alanında da dikkate alınması gereken özellikle yönetim kademesinin her basamağında bulunan genç yöneticiler için geçerli olan tavsiyesi ise şudur: “ Geliştirdiğiniz yöntem ve sistemleri üst kademe yöneticileri tamamen ikna etmeden yürürlüğe koymaya kalkmayınız.”9 Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5 Bireysel Etkinlik Kamu Yönetimi •Yeni ve çağdaş kamu anlaşılmalıdır? Tartışınız. yönetimi prensiplerinden ne KAMU YÖNETİMİ Kamu yönetiminin bir bilim dalı olarak ortaya çıkması 1812 yılında Bonnin tarafından hazırlanan Kamu Yönetimi İlkeleri kitabı ile olduğu kabul edilmektedir. Kamu yönetiminin bir bilim dalı olarak Türkiye’de ortaya çıkışı, Türkiye Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsünün (TODAİE) 1952 yılında kurulması olarak kabul edilebilir. Kamu yönetimi, “işlevsel anlamda kamu politikaları belirleme ve uygulama, yapısal anlamda ise devletin örgütsel yapısını ifade eder. Kamu, bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme anlamlarına gelirken; kamu yönetimi bu bütünün sevk ve idaresi” anlamına gelmektedir10. İşlevsel ve yapısal olarak kamu yönetimi kavramı iki açıdan incelenebilir. İşlevsel kavram yasaları-genel kuralları ve bunlarla birlikte kamu politikalarını uygulama sürecini ifade eder. Bu hâliyle kamu yönetimi, kamu politikalarının belirlenmesinde ve yürütülmesinde aktif rol oynamaktadır. Yapısal bir kavram olarak ise devletin kanunlarla tespit edilmiş olan görevlerini yerine getiren ulusal ve yerel düzeydeki örgütlenmelerini ifade etmektedir. Bu şekliyle siyasal iktidarların hedef ve programlarını gerçekleştirmesini sağlayan bir örgüt durumundadır. Kamu yönetiminin bütün unsurlarıyla aksamadan işlemesi sayesinde devlet ve halkın düzeninin devamı mümkün olabilir11. Kamu yönetiminin bir bilim dalı olarak ortaya çıkması 1812 yılında Bonnin tarafından hazırlanan Kamu Yönetimi İlkeleri kitabı ile olduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte farklı ülkelerden bilim adamlarının da bu konu ile ilgili çalışmaları bulunmakta ve bir bilim dalı olarak ortaya çıkışı 19. yüzyıl ortaları olarak kabul edilmektedir12. “Yönetimin İncelenmesi” isimli makale ile Woodrow Wilson, yönetim ve siyaset arasında ayrım yapılması gerektiği, kamu ve özel kurumların birbirleri ile kıyaslanarak incelenmesi ve kamu hizmetlerinin verimliliğininetkililiğinin yönetim teknikleri ile incelenmesi konularına vurgu yapmıştır. Gelişmenin ise kamu çalışanlarının eğitilmesi ile mümkün olacağını söyleyerek kamu yönetimi anlayışına katkıda bulunmuştur13. Kamu yönetiminin bir bilim dalı olarak Türkiye’de ortaya çıkışı, Türkiye Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsünün (TODAİE) 1952 yılında kurulması olarak kabul edilebilir. Bu kurumun kurulmasında, yönetim konusunda akademisyenler yetiştirmek, kamu yöneticilerinin çağdaş yönetim anlayışlarına göre geliştirilmesi için faaliyetler düzenlemek ve kamu görevlilerinin yönetim becerilerini geliştirmek ve uzmanlaşmalarının sağlanması hedeflenmiştir.14 Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6 Kamu Yönetimi Bir diğer ifadeyle kamu yönetimi, akademik bir disiplin ve bir meslek olarak ifade edilmektedir. “Kamu bürokrasisini ve onun mal ve hizmet sunduğu halkla olan ilişkilerini anlamaya ve geliştirmeye yönelik pratik ve teoriden meydana gelen bir disiplin” olarak tanımlanabilir.15 Sonuç olarak kamu yönetiminin temel amaç ve görevini “Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkındaki Kanun”un 4.maddesi’nde açıklanmıştır. Halkın hayatını kolaylaştırmak, huzur, güvenlik ve refahını sağlamak, hayat kalitesini geliştirmek, kişilerin hak ve özgürlüklerini kullanmalarının önündeki engelleri kaldırmak ve kanunlarla verilen görev ve hizmetleri yerine getirmektir.16Farklı bir yaklaşımla kamu yönetiminin amacı, yönetimi oluşturan unsurların; statü, örgüt, işlev ve davranışlarını tanımlamak ve açıklamaktır. Birinci aşamada kamu yönetimi, ulusal devlet yönetimi, yerel yönetimler, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bu tür yönetim örgütlerinin, yasal, teknik, sosyal, beşerî ve siyasi bütün yönlerini ortaya koymayı hedefler. İkinci aşamada ise, yönetim örgütlerinin varlık nedenlerini açıklamak, geliştirilmesini sağlamak işlerini iyileştirmektir. Kurum çalışanları arasındaki ortak noktaları tespit etmek, aralarındaki davranışların arkasındaki nedenleri incelemektir.17 YENİ KAMU YÖNETİMİ ANLAYIŞI Kamu yönetiminde yeni yaklaşımların ortaya çıkması, devlet yapısının sürekli büyüyerek yapının “hantal”, ağır işleyen ve bürokratik sürecin uzun sürmesinden kaynaklanan yavaşlamalar ve bazı zamanlar tıkanmalar dolayısıyla çalışamaz hâle gelmesi sonucunda, bunu bir ihtiyaç olarak gündeme getirmiştir18. Özellikle 1970’li yıllar ve sonrası bu görüşler daha net ifade edilmeye başlanmıştır. “Yeni Bir Kamu Yönetimine Doğru” makalesinde H.Gerge Fredericson, kamu yönetiminin halkın ihtiyaçlarına hem hızlı hem daha etkin cevap verebilecek, vatandaş merkezli, örgüt kültürüne sahip ve yine bilimsel esaslarla hareket eden bir yapıda olması gerektiğini vurgulamıştır19. Yeni kamu yönetimi anlayışında, kamu kurumları özel şirket gibi çalışmalı, hizmet sunumunda rekabetçi bir ortam hazırlamalı, denetimin daha çok halk tarafından yapıldığı performansa dayalı bir yönetim tarzı kullanılmalıdır. Devlet mümkün olduğunca küçültülmeli, diğer sektörler ve sivil toplum kurumları harekete geçirilmeli, özel sektörün avantajları kamu hizmeti sunarken kullanılmalıdır. Bu yeni yaklaşımla, kamu kurumlarının daha şeffaf, hesap verebilir, verimlilik ve etkililiği esas alan ve performansı değerlendiren bir kamu yönetimi hedeflenmektedir20. Türkiye’de 2004 yılında çıkarılmış olan, Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkındaki Kanun’un 1. maddesinde kanunun çıkarılış amacı izah edilmiştir. Bu kanunun amacı, katılımcı, saydam, hesap verebilir, insan hak ve özgürlüklerini esas alan bir kamu yönetiminin oluşturulması; Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7 Kamu Yönetimi kamu hizmetlerinin adil, süratli, kaliteli, etkili ve verimli bir şekilde yerine getirilmesi için merkezî idare ile mahallî idarelerin görev, yetki ve sorumluluklarının çağdaş kamu yönetimi ilke ve uygulamaları çerçevesinde belirlenmesi; merkezî idare teşkilatının yeniden yapılandırılması ve kamu hizmetlerine ilişkin temel ilke ve esasları düzenlemektir21. Bu düzenlemelerle, kamu yönetiminde yeni ve çağdaş kamu yönetimi prensiplerinin uygulanarak hizmet kalitesi ve verimini arttırmak hedeflenmektedir. Geleneksel yönetim anlayışı 1980’li yıllara kadar uygulanmaya devam etmiştir. Bu tarihlerden sonra, sadece talimatları ve yönergeleri uygulamanın ötesinde hedef ve önceliklerin belirlenmesi ve bunun başarılması için uygulama planları yapma, insan kaynakları etkin kullanma, performansı değerlendirme ve yapılan işlerden sorumluluk alma gibi birçok fonksiyonu ifade eden işletme yönetimi gibi yeni yönetim anlayışı hâkim olmaya başlamıştır. Özel sektörün çok hızlı değişim ve gelişimi, kamu yönetimi anlayışının değişim ve gelişimine katkıda bulunmuştur. Kamu kurumlarındaki geleneksel örgüt yapısı ve verimsiz işleyişine sebep olan unsurların çözümü olarak “işletmecilik” (manageralism) yaklaşımı merkeziyetçiliği ortadan kaldırmayı, yetkilendirmeyi ve serbestliği tavsiye etmiştir. İşletmecilik yaklaşımı ise yönetimin, idareden üstün olduğunu, özel sektördeki yönetim anlayışının, kamu kurumlarından daha iyi olduğunu, iyi bir yönetimin, ekonomik ve sosyal sorunları çözmede etkili ve tek yol olduğu, yönetimin prensiplerinin sistematik ve evrensel olması dolayısıyla kamu kesimi ile birlikte her yerde uygulanabileceğini ortaya koymaktadır. Burada yönetim (administration) ve işletme (management) kavramlarının farklı olduğu, işletme kavramının yönetim kavramından daha geniş anlamlar ifade ettiği bilinmelidir. Yönetim var olan kurallara uygun işleri yürütmek, işletme ise sadece mevcut kural ve talimatları uygulamak yerine yeni hedefler ve öncelikler tespiti yapar ve bunu başarmak için planlar yapar, insan kaynakları, performans değerlendirme ve işlerin sorumluluğunu üstlenme gibi birçok fonksiyonları birden ifade etmektedir.22 Yeni kamu yönetimi anlayışının kusursuz ve mükemmel bir yönetim tarzı olduğu düşünülmemelidir. Bu yeni anlayışı son otuz yıldır uygulayan ülkelerde çıkan sorunlar bu sistemi de tartışılır hâle getirmiştir. Özellikle bu yeni yaklaşımda vatandaşın müşteri olarak görülmesi ciddi bir eleştiri konusu olmuştur. Ancak yeni kamu yönetimi savunduğu tezleri genellikle klasik kamu yönetimine karşı öne sürdüğü için haklı gözükmektedir. Bu, yeni kamu yönetimi anlayışı içerisinde farklı çizgilerin ortaya çıkmasına engel olmayarak, Janet Denhardt ve Robert Denhardt 23 gibi yönetim bilimcilerin yeni çalışmalar yapmalarına yol açmıştır. Yapmış oldukları çalışmalarında, yeni kamu yönetimi yaklaşımının kamu kurumlarında yöneticilik yapanların, özel sektörün müteşebbis vizyonunu, değerlerini ve uygulamalarını benimsemelerine katkıda bulunmuştur. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8 Kamu Yönetimi Yazarların yapmış oldukları çalışmada dikkat çeken bir başka husus ise, kamu görevlilerinin, toplumu kontrol etme ve yönlendirme yerine onların ortak çıkarları için çalışmaları gerektiğine vurgu yapmaları ve bunu gerçekleştirmek için yedi prensip önermiş olmalarıdır. Bunların başında, kamu görevlisinin görevi vatandaşa hizmettir, onları kontrol etme ve yönlendirme değildir. Kamu yararı bir ara ürün değil, bir amaç olmalıdır. Kamu görevlisi stratejik düşünmeli, ancak demokratik olmalıdır. Kamu görevlisi müşterilere değil, vatandaşa hizmet etmelidir. Hesap verebilirliğin kolay bir iş olmadığı bilinmelidir. Kamu çalışanları, özel sektör çalışanlarına göre daha titiz hareket etmeli, anayasaya, ilgili yasal düzenlemelere, mesleki standartlara, kültürel değerlere ve vatandaş çıkarlarına duyarlı olmalıdırlar. Sadece verimlilik ve üretkenlik değil insana ve insani değerlere önem verilmelidir. Son olarak ise, kamu görevlisi girişimcilikten daha fazla vatandaşlığa ve kamu hizmetine değer vermesi gerekir. Kamu yararı, devletin parasını sanki şirketin veya kendi paraları gibi harcamaya çalışan özel sektör girişimcilerinin yaklaşımı yerine, topluma faydalı olmaya kendini adamış kamu görevlileri ve vatandaşlar tarafından daha etkin gerçekleştirilebilir24. KAMU YÖNETİMİNDE KULLANILAN TEMEL KAVRAMLAR Bu bölümde, kamu yönetiminin daha hızlı ve kolay kavranabilmesi için bu alanda sıklıkta kullanılan kavramların kısa açıklamaları yapılacaktır. Kavramlar arasında hiyerarşik bir ilişki söz konusu değildir. Kamu yönetimi sistemini oluşturan unsurlar ve kamu yönetimi ilgili temel kavramlar hakkında bilgi verilecektir. Halk Kamu yönetimi açısından halk, “bir ülkede yaşayan tüm bireylerden, çeşitli üretici ve tüketici gruplarından, siyasi liderler, yasama organı üyeleri ve baskı gruplarından oluşur. Kelime anlamıyla Türkçe sözlüklerde birbirlerinden çok farklı anlamlara gelmeyecek şekilde tanımı yapılmıştır. Halk en genel tanımıyla insan topluluğu demektir. Aynı ülkede yaşayan, aynı kültür özelliklerine sahip olan, aynı uyruktaki insan topluluğudur. Yöneticilere göre bir ülkede yaşayan yurttaşların tamamını ifade etmektedir25. Kamu yönetimi açısından halk, “bir ülkede yaşayan tüm bireylerden, çeşitli üretici ve tüketici gruplarından, siyasi liderler, yasama organı üyeleri ve baskı gruplarından oluşur. Kamu yönetiminin bu beşerî unsuru diğerlerine göre daha önemli ve etkileyicidir26. Örgüt Ortak hedefleri gerçekleştirmek amacıyla kişilerin veya kurumların oluşturduğu bir yapılanmadır. Devlet görevlerini ve yapması gereken işlerini merkezî ve yerel yapılanmış örgüt vasıtasıyla gerçekleştirir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9 Kamu Yönetimi Devlet Devlet; insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen ve bu ilişkilerin normlara uygun olarak yürümesini sağlayan; anlaşmazlıkları çözümleyen; kamusal mal ve hizmetleri üreten ve yöneten en üst egemen meşru gücü temsil etmektedir. “İnsanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen ve bu ilişkilerin normlara uygun olarak yürümesini sağlayan; anlaşmazlıkları çözümleyen; kamusal mal ve hizmetleri üreten ve yöneten en üst egemen meşru gücü temsil etmektedir.”27. Burada devletin yönetsel faaliyetleri gerçekleştiren en üst meşru güç olmasına vurgu yapılmaktadır. Tarihsel süreç incelendiğinde, devlet her dönemde en güçlü ve etkin örgüt olarak görülmüştür. Bir ülkedeki devlet yapısını incelemek aynı zamanda o ülkede kamu yönetimi ve uygulamalarının da incelenmesi ve fikir sahibi olunması demektir. “Devletin örgütlenme biçimi ve kamu kurumlarının hizmet sunarken uygulamada gerçekleştirdiği faaliyetler o ülkedeki yönetimin temel özelliklerini ortaya koymaktadır.”28. Merkezi Yönetim Kamu yönetiminde karar mekanizmalarının merkezî bir yapıya bağlı ve bu yapı tarafından belirleniyor olması, insan kaynakları işlemlerinin ve tüm kamu hizmetlerinin, karar ve faaliyetlerinin merkez tarafından belirlenen bir hiyerarşi içerisinde bağlı birimler tarafından yürütülmesini ifade eder. Burada yetkilerin tek bir merkezde toplanmış olması ve merkezin almış olduğu kararların il düzeyindeki kuruluşlar tarafından uygulanması söz konusudur. Her türlü mali harcama plan ve politikaları da merkezi yapı tarafından belirlenmektedir. Merkezî yönetimin yararları ve sakıncaları vardır. Kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde birlik ve bütünlüğü sağlar ve merkezî yapının güçlenmesine destek olur. Merkezî idare tarafından atanan görevler daha tarafsız bölge baskısına maruz kalmadan görev yaparlar. Ekonomik ve sosyal kalkınmanın bölgeler açısından daha dengeli dağıtılmasına katkı sağlar. Son olarak milli savunma ve diplomasi gibi hizmetlerin yerinden yönetime göre örgütlenemez olmaları dolayısıyla merkezî yönetim avantajlar sunmaktadır29. Merkezî yönetimin dezavantajlarının başında, kamu hizmetlerinin zamanında yapılmamasına ve gecikmelere yol açması gelmektedir. Merkezin almış olduğu kararlara il yapılanmasında müdahale edilememektedir. Ülke genelini etkileyecek ve politika belirleyecek durumda olması gereken merkezî yapının sürekli taşra ile ilgili kararlar almak durumunda olması iş yükünü artıracağından yapması gereken asli işlerine vakit ayıramaması sonucunu doğurmaktadır. Vatandaşlar kendi görüşüne başvurulmadığı ve görüşü alınmadığı için alınan kararlara karşı ilgisiz kalmakta yönetime katılmakta isteksiz davranma durumunda kalmaktadırlar. Yerinden Yönetim Merkezî yönetim tarafından kullanılan yetkinin bir kısmının yerel idarelere aktarılmasıdır. Herhangi bir ülkenin sadece yerinden yönetimle idare edilmesi söz Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10 Kamu Yönetimi Yerinden yönetimin örgütlenmeleri coğrafi duruma ve işlevselliğe göre uygulanır. Coğrafi konum göz önüne alınarak yapılan örgütlenmelere mahallî idare adı verilir (belediyeler ve köyler vb.). konusu değildir, ancak yerinden yönetim anlayışının kamu hizmetlerini sunmada merkezî yönetimden daha etkin olduğu ülkelerde yerel yönetim anlayışının hâkim olduğundan söz edilebilir. Yerinden yönetimi oluşturan organlar seçimle göreve gelirler, müstakil kendilerine ait mali kaynak ve bütçeleri vardır, merkezî yönetimle aralarında organik bağ yoktur ve özerk bir yönetim söz konusudur. Bu tariflere uygun bir şekilde bir yapılanma varsa orada yerel yönetimden bahsedilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, yerel yönetimin özerk olması merkezî otoritenin hiçbir şekilde müdahale etmeyeceği anlamına gelmez. Yerinden yönetimin örgütlenmeleri coğrafi duruma ve işlevselliğe göre uygulanır. Coğrafi konum göz önüne alınarak yapılan örgütlenmelere mahallî idare adı verilir (belediyeler ve köyler vb.). Sunulan hizmetin işlevine göre bir yapılanma varsa buna işlevsel yönetim denir (üniversiteler). Yerinden yönetimlerde kamu hizmetleri sunulurken, meslek kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte hareket etme aynı zamanda vatandaşların da kamu yönetimine katılmalarına imkân sunmaktadır. Ancak yerinden yönetimde ölçünün kaçırılması birlik ve bütünlüğün bozulması ve ekonomik olarak bölgeler arasında dengesizliğe yol açma riski taşımaktadır. Merkezî yönetim ve yerinden yönetim hakkında kısa bilgi verildikten sonra özet olarak her ikisinin de tek başına günümüz toplumlarının çok sayıdaki ihtiyaçlarına cevap veremeyecekleri açıktır. Her iki yönetim tarzının birlikte kullanılması bir çözüm olarak görülmektedir. Ancak siyasal yapıları güçlü olmayan ve demokrasinin tam özümsenmediği ülkelerde rejimin yıkılması veya sarsılması, ülke birlik ve bütünlüğü zedelenir korkusuyla merkeziyetçi yönetim tercih edilmektedir. Merkezî yapının güçlendirilmesi için yapılan düzenlemeler bürokrasiyi arttırdığı için devlet yapısı iş göremez hâle geldiğinden artık merkezî yönetimler de yükümlülüklerinin bir kısmını yerel yönetimlere devretme eğiliminde olmaktadırlar. Yönetişim Kamu yönetimi gerçekleştirilirken toplumun bütün aktörlerinin (özel sektör, kamu görevlileri ve sivil toplum örgütleri) karar mekanizmalarında ve yönetimde katkıda bulunmalarını ifade etmektedir. Kamu yönetimi gerçekleştirilirken toplumun bütün aktörlerinin (özel sektör, kamu görevlileri ve sivil toplum örgütleri) karar mekanizmalarında ve yönetimde katkıda bulunmalarını ifade etmektedir. Kamu yönetiminde toplumun bütün aktörlerinin katılımının sağlanması ile yönetimde devletin yanında sorumluluğun sivil toplum unsurlarıyla paylaşılması söz konusudur. Yönetişimde, vatandaşın devletle birlikte kamu yönetimine katkıda bulunması ve sorumluluk paylaşması hedeflenmektedir. Toplumdaki ekonomik ve siyasal aktörlerin yönetime katıldığı ve karşılıklı etkileşimde bulunduğu bir devlet anlayışı beklenmektedir. Farklı aktörlerin yönetime katılacak olması hükûmetin rolünü yönetimdeki etkinliğini azaltmak durumunda olacak, hükûmet etme rolünü biraz özelleştirmiş olacaktır. Bu şekliyle hiyerarşik ilişki yerine heterarşik (kendi kendine organize olabilme) ilişkiye ve halkı yönetime dâhil ederek iş bölümüne geçilmiş olunacaktır. Ancak burada Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11 Kamu Yönetimi dikkat çekilen husus kamu yönetimi ile ilgili alınan karar, uygulama ve politikalardan kimlerin sorumlu tutulacağı konusunun açık ve net olmamasıdır.30 Çok farklı aktörün karşılıklı etkileşimi ile bir kamu yönetimi gerçekleştirileceğinden bu aktörler arasında kaliteli bir koordinasyon ve uyum olması gerekmektedir. Bir ülkede demokrasi geliştikçe kamu yönetiminin katı hiyerarşik yapısı zayıflamaya ağsal ilişkiler artmaya yönetilenlerin yönetime daha etkin katıldığı yönetişimin daha güçlü olduğu bir durum ortaya çıkmaktadır31. Yönetişimle ilgili anlatılanların gerçekleşmesi, kamu yönetimi anlayışından yönetişim geçmek belirli bir sürece ihtiyaç duymaktadır. Toplumun buna hazır hâle gelmesi zaman alacak, ancak toplumun hızla öğrenmesine ve bu bilince ulaşmasına katkıda bulunacak faaliyetlere ihtiyaç duyulmaktadır32. Kamu Politikası Kamu politakası; “Toplumsal sorunları tanımlama ve bunların çözümlerini belirlemedir ve daha çok siyasi yöneticilerin bir görevidir.” Kamu yönetiminin en önemli kavramlarından bir tanesi olan kamu politikası ile ilgili birçok farklı tanımlar bulunmaktır. Yapılan bir tanımda, “Toplumsal sorunları tanımlama ve bunların çözümlerini belirlemedir ve daha çok siyasi yöneticilerin bir görevidir.”33 denilmektedir. Bir başka tanımda “Kamu politikası, siyasi yöneticilerin yapmayı veya yapmamayı seçtikleri her şeydir.”34. Kamu politikasını belirleyenler devlet kurumları (hükûmet, mülki amirler ve parlamento vb.) ve kamu görevlileri olmakla birlikte karar sürecinde veya politikaları oluşturma sürecinde doğrudan veya dolaylı katkısı olan baskı grupları, siyasi partiler, seçmenler ve bürokratlar bulunmaktadır. Farklı bir ifade ile kamu politikası, yapılan analizler sonucu geliştirilen politikalar arasından en uygun olanının seçilmesi ve uygulanabilmesi sanatıdır35. Kamu Maliyesi Kamu faaliyetlerini, kamu harcamalarını ve kamu harcamalarının finansmanı için alternatif gelir kaynaklarını inceleyen bir bilim dalıdır. Toplum sunulan hizmetlerin seviyesi ve miktarı, ne kadar para harcanması gerektiği, bu harcamaların hangi kaynaklardan karşılanacağı kamu maliyesinin alanına girmektedir. Kamu yöneticileri ihtiyaç duyulan kaynaklara nasıl ulaşılabileceğini ve bu kaynakları etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasıyla sorumludurlar. Totaliter toplumlarda ne tür mal ve hizmetlerin üretilmesi gerektiğine devlet, demokratik toplumlarda ise halk karar verir. Bu ikisi arasında olan toplumlarda ise kamu ve özel sektör bu kararları birlikte alır. Kamu harcamaları borçlanma, vergilendirme, para basımı ve diğer kaynaklardan karşılanabilir. Kamu Görevlileri Bir kimsenin kamu görevlisi sayılabilmesi için, o bireyin bir kamu örgütüne veya kamu kurumuna bağlı çalışması gerekmektedir36. Geniş anlamda kamuya Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12 Kamu Yönetimi yararlı olan herkes kamu görevlisidir, ancak yukarıdaki tanıma uygun olma şartı vardır. Taksi ve dolmuş şoförleri de kamuya faydalıdır, ancak kamu görevlisi sayılamazlar. Kamu yönetimi açısından önemi, verimlilik kamu görevlilerinin performansına bağlı olarak değişmektedir. Devletin sunmuş olduğu hizmetlerin miktarı ve çeşitliliğine göre görevli sayısı artmakta veya azalmaktadır. Kamu hizmetleri sürekli genişlediğinden kamu görevlisi de sürekli artmaktadır. Kamu görevlilerinin sürekli artması ise kamu maliyesi açısından personel harcamalarına daha fazla kaynak ihtiyacı ortaya çıkarmaktadır. Kamu yöneticilerinin ve görevlilerinin bilgi ve yönetim tecrübesi yönünden kendilerini ne kadar geliştirirlerse kamu hizmetlerinin de kalitesi ve verimliliği o oranda artmaktadır37. Norm Düzeni Hukuk düzeni olarak da ifade edilen bu kavram kısaca ülkenin tüm yasal düzenlemelerini, anayasa, kanunlar, tüzükler, yönetmelikler ve idari kararlarını ve bunlarla bağlantılı yargı kararlarını ve içtihatlarını anlatmaktadır. Kamu yönetiminin örgüt yapısı ve işleyişi, anayasa, kanunlar ve idari kararlar tarafından düzenlenmektedir. Yapılan tüm normatif düzenlemeler belirli değerlere bağlıdır veya ihtiyaç duymaktadır. Burada anlatılmak istenen “İnsan hakları nedir? Nasıl uygulanacaktır? sorularının cevapları belirli siyasi ve sosyal değerlere göre biçimlenmesi gerektiğidir. Kamu yönetimini oluşturan elemanlar olarak sayılan; halk, örgüt, kamu politikası, kamu görevlileri, mali kaynak (kamu maliyesi) ve norm düzeni kamu yönetiminin temel kavramları arasında kısaca açıklanmıştır38. Bürokrasi Bu kavram, üzerinde en çok tartışılan ve farklı yorumlarda bulunulan kavramlardan biri olma durumunu devam ettirmektedir. Sözlüklerdeki tanımlar incelendiğinde genelde negatif olarak algılandığı dikkat çekmektedir. “Devlet kurumlarında kırtasiye işlerini öne sürmek, işlemleri zorlaştırma veya kırtasiyecilik” gibi bir tanımın yanında “devlet kurumlarında çalışan üst düzey yöneticiler topluluğu” anlamında da kullanılmıştı39. Bürokrasinin olumsuz anlamda tanımlandığı kaynaklardan birisi olan Webster sözlüğünde, kararları üstlere havale etme, insan ihtiyaçlarını önemsememe ve kırtasiyecilik olarak yer almaktadır. İktisat Terimleri Sözlüğü’nde ise “Bir toplumda tabandan yukarıya doğru çıktıkça daralan bir yapı içinde örgütlenmiş olan, genel kural ve ilkelere göre çalışan profesyonel atanmış görevliler topluluğu” ve “Devlet idaresinde bir işi yapabilmek için alınması gereken izin, onay, imza ve uyulması gereken kurallar”40 olarak tanımlanmıştır. Sadece olumsuz anlamda değil, kamu yönetimi kavramıyla aynı anlamda kullanılmıştır. Devletin yürütmekle görevli olduğu işleri gerçekleştirmek için “modern hükûmetler tarafından yönetilen ve çeşitli kamu kurumlarından oluşan örgütler bütününe verilen addır ve bürokrasi özel sektörden ziyade kamu Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13 Kamu Yönetimi sektöründeki yönetimi ifade etmektedir”41. Burada dikkat edilmesi gereken husus ise, bürokrasi ile ilgili bahsedilen olumsuzluklar bürokrasinin kendisinden değil, devlet yönetiminde çok geniş çaplı ve yanlış uygulamalarından kaynaklandığıdır, çünkü bürokrasiyi uygulayan bürokratın kendi inisiyatifiyle hareket imkânı zaten sınırlanmıştır42. Bürokrasinin yapısal ve işlemsel olmak üzere iki temel yönü bulunmaktadır. Bir örgütün otorite hiyerarşisi, iş bölümü ve yetki alanı yapısal yönünü, iş görme ve karar verme, işlerle ilgili usuller ve kurallar ise işlemsel yönünü ifade etmektedir. Bürokrasinin eleştirilen ve halkı mutsuz eden tarafı işlemsel yönüdür43. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14 Özet Kamu Yönetimi • Kamu yönetiminin temel kavramlarının açıklandığı giriş ünitesinde, ilerleyen ünitelerde detaylandırılarak açıklananacak temel kavramlar hakkında bilgi verildi. Temel kavramlar bilinmeden kamu yönetimi hakkında detaylı bir kavrayış söz konusu olamaz. İlerleyen ünitelerde ve tavsiye edilen kaynaklar vasıtasıyla bu kavramlarla ilgili derinlemesine bilgi sahibi olmak mümkün olacaktır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15 Kamu Yönetimi DEĞERLENDİRME SORULARI Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “bölüm sonu testi” bölümünde etkileşimli olarak cevaplayabilirsiniz 1. Bir organizasyonda yönetim ne kadar başarı ile gerçekleştirilirse örgüt amaçlarına o ölçüde ulaşılabilir. Buna göre yönetim aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilemez? a) Kaynakların belirli bir amacın gerçekleştirilmesi için kullanılmasıdır. b) Örgütlü bir şekilde yapılan grup faaliyetidir. c) En büyük örgütlü yapı olan devletin eylemleridir. d) Bir organizasyonun amaçlarına ulaşması için gerekli olan eylemlerin bütünüdür. e) Yönetim yaşamın her alanına girmiştir. 2. Aşağıdakilerden hangisi yönetim biliminin ilkesi değildir? a) Hiyerarşi ilkesi b) Yönetime katılım ilkesi c) Merkezîleşme ilkesi d) Genel çıkarların kişisel çıkarlara üstünlüğü ilkesi e) Bireyselcilik ilkesi 3. Kamu yönetimini tanımlamayan seçenek aşağıdakilerden hangisidir? a) Kamu politikaları belirleme b) Belirlenen politikaları uygulama c) Devletin örgütsel yapısı d) Belirlenen politikaların sadece halk yararına uygulanması e) Halkın sevk ve idaresi 4. Aşağıdakilerden hangisi devlet yapısında kamu yönetiminde yeni yaklaşımların ortaya çıkmasının nedeni olarak kabul edilmektedir? a) Devletin büyüyerek hantal ve ağır işleyen bir yapıya dönüşmesi b) Kamu kurumlarında istihdamın artırılması arzusu c) Özel şirketlere yetişmiş eleman geçişinin önlenememesi d) Şahıs menfaatlerinin devletin menfaati üzerine geçmesi e) Devlette bürokratik yapının iyi işlemesi Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16 Kamu Yönetimi 5. Aşağıdaki eşleştirmelerden hangisi yanlıştır? a) Kamu politikası- Devlet politikaları b) Norm düzeni- Hukuk düzeni c) Kamu maliyesi- Kamu finansmanı d) Merkezî yönetim- Karar mekanizmalarının merkezî bir yapıya bağlı olması e) Yönetişim – Toplumu oluşturan tüm aktörlerin yönetime katılması Cevap Anahtarı: 1. c 2.e 3.d 4.a 5.a Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17 Kamu Yönetimi Kaynakça 1 Eryılmaz, B. (2010), Kamu Yönetim, Ankara, Okutman Yayıncılık. 2 Polatoğlu, A. (1984) Kamu Yönetimine Giriş, TODAİE, Ankara. 3 Tortop, N., İsbir, E.G.,ve Aykaç, (1993). B.Yönetim Bilimi, Yargı Yayınları, Ankara. 4 Fayol, H. (2005) Genel ve Endüstriyel Yönetim, (Çev. Asım Çalıkoğlu) Ankara, Adres Yayınları. 5 Gulick, L. (1997) Notes on the Theory of Organisation. J.M.Shafritz ve A.C. Hude (Ed) Classics of Public Administration. New Tork. Harcout Brace College Publishers. s. 81–89 6 Dalay İ. (2001) Yönetim ve Organizasyon İlkeleri Teoriler ve Stratejiler, Adapazarı. 7 Fayol, H. (1973) General Principles of Management. D.S. Pugh (Ed) Organisation Theory, Harmondsworth- Middlesex. Penguin Education. S. 101–123. 8 Taylor, F.W. (1997) Scientific Management. J.M. Shafritz ve A.C. Hyde (Ed) Classics of Public Administration. New York. Harcourt Brace College Publishers. 9 Taylor, F.W. (2005) Bilimsel Yönetimin İlkeleri (Çev. Bahadır Akın) Ankara. Adres Yayınları. 10 Eryılmaz, B. (1999) Kamu Yönetimi, Erkam Matb. İstanbul, s. 3–9. 11 Eryılmaz, B. (2010), Kamu Yönetim, Ankara, Okutman Yayıncılık, s.7. 12 Karasu, K. (2004) Kamu Yönetiminin Kökenine İlişkin Bir Not. 2.Kamu Yönetimi Forumu. Hacettepe, Ankara Üniversitesi Yayınları. 13 Wilson, W. (1997) The Study of Administration. J.M. Shafritz ve A.C. Hyde (Ed) Classics of Public Administration. New York. Harcaurt Brace College Publishers. S. 14-26. 14 Çevik, H.H. (2010) Kamu Yönetimi, Kavramlar-Sorunlar –Tartışmalar. Ankara. Seçkin Yayınevi.s.21-22. 15 Eryılmaz, a.g.e., s..8. 16 Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkındaki 5227 Nolu Kanun. 4. Madde. 17 Eryılmaz, a.g.e., s..8. 18 Sözen, S. (2005) Yeni Kamu Yönetimi. Ankara.Seçkin Yayıncılık. 19 Shafritz, J.M ve A.C. Hyde(Ed) (1999) Classiscs of Public Administration. New York. Harcourt Brace College Publishers. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18 Kamu Yönetimi 20 Bilgiç, V.K. (2008) Yeni Kamu Yönetimi Anlayışı. A.Balcı, A.Nohutçu, N.K. Öztürk ve B.Coşkun (Ed) Kamu Yönetiminde Çağdaş Yaklaşımlar.Seçkin Yayıncılık. S. 25-38. 21 Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkındaki 5227 Nolu Kanun. 1.Madde. 22 Eryılmaz, a.g.e., s.17-21. 23 Denhardt, Robert ve Janet Denhardt (2003) The New Public Service: Putting Democracy First. National Civic Review, 90 (4), 391-400. 24 Çevik, H.H. (2010) Kamu Yönetimi, Kavramlar-Sorunlar –Tartışmalar. Ankara. Seçkin Yayıncılık.s.20-21. 25 Türk Dil Kurumu (2011) Büyük Türkçe Sözlük.. http://tdkterim.gov.tr/bts/. Et. 26.07.2011. 26 Eryılmaz, a.g.e., s.9. 27 Eryılmaz, a.g.e., s.2. 28 Çevik, H.H. (2010) Kamu Yönetimi, Kavramlar-Sorunlar –Tartışmalar. Ankara. Seçkin Yayıncılık.s.23. 29 Eryılmaz, a.g.e., s.72. 30 Yüksel, M. (2000) “Yönetişim Kavramı Üzerine”, Ankara Barosu Dergisi, 58, 3:145159. 31 O’Toole, Jr. L.(1997) “The implications for democracy in a networked bureaucratic world”, Journal of PA Research & Theory, 7,3:443-460. 32 Tekeli, İ. (1996) “Yönetim Kavramı Yanısıra Yönetişim Kavramının Gelişmesinin Nedenleri Üzerine”, Sosyal Demokrat Değişim, 3:45-54. 33 Eryılmaz, a.g.e., s.9. 34 Eyestone, R. (1971), The Threads of Public Policy: A Study in Policy Leadership, Indianapolis: Bobbs-Merrill. 35 Çevik, H.H. ve Demirci, S. (2008), Kamu Politikası, Ankara. Seçkin. s.14. 36 Gözübüyük, Ş ve Akıllıoğlu, T.(1992) Yönetim Hu k u k u, Ankara 1992,s.145. 37 Eryılmaz, a.g.e., s.10. 38 Eryılmaz, a.g.e., s.9-10. 39 Türk Dil Kurumu (2011) Büyük Türkçe Sözlük.. http://tdkterim.gov.tr/bts/. Et. 27.07.2011. 40 A.g.e. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19 Kamu Yönetimi 41 Eryılmaz, a.g.e., s.215. 42 Mises, L.V. (1947) Bürokrasi, (Çev., Feridun Ergin), Cumhuriyet Matbaası.İstanbul. 43 Eryılmaz, a.g.e., s.217. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20