İLİ : MUŞ AY- YIL : KASIM-2013 TARİH : 15.11.2013 ْ َ َّ َ َ ْ ُ ْ َ ٓ ا ْ َ ُ ُ ْ َ َ ْ ِ ا ْ ًا ا َّ ا ۜ ٰ ْ ُ دة ِ ا EHLİ BEYT SEVGİSİ Aziz Müslümanlar! Yüce Dinimiz İslam, sevgi dinidir. Sevgilerin en güzeli, Allah sevgisidir. Allah’ı sevmenin yolu, Hz. Peygamber (s.a.v)’i sevmekten; O’nu da sevmenin yolu O’nun Ehl-i Beyti başta olmak üzere sahabeyi ve tüm mü’minleri sevmekten geçer. Nitekim Al-i İmran Suresi’nin 31. ayetinde “De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.”(1) buyrulmuştur. Kıymetli Müminler! “Ev halkı” anlamına gelen “Ehl-i Beyt” ta’biri, Asr-ı Saadet’ten günümüze kadar, Hz. Peygamber’in (s.a.v) ailesini ve soyunu ifade etmek üzere kullanılan bir ifadedir. Hz. Peygamber (s.a.v) Ümmü Selemen’in evinde iken “Ey Ehli Beyt! Allah kusurlarınızı giderip sizi tertemiz yapmak ister.”(2) mealindeki ayet nazil olmuştur. Bunun üzerine Hz. Peygamber, Hz. Ali’yi, Fatma’yı, Hasan ve Hüseyin’i abasının altına alarak; “Allah’ım! Benim Ehl-i Beyt’im bunlardır. Bunların kusurlarını gider, kendilerini tertemiz yap.” diye dua etmiştir. Fatma’ya şöyle buyuruyor: “Kızım Fatıma! Kıyamet günü Allah’ın huzuruna salih amelle gelmeye çalış! Sakın bana ve nesebine güvenme! Çünkü orda herkes kendi ameliyle baş başa kalacaktır.”(4) Sevgili Müslümanlar! Ehl-i Beyte gerektiği gibi sevgi-saygı ve hürmeti göstermek, her Müslüman da bulunması gereken hasletlerden olmalıdır. Hz. Peygamber (s.a.v)’in vefatı yaklaştığında insanlara hitaben şöyle buyurarak bizlere Ehl-i Beyt hakkında şu vasiyeti yapar: “Ey İnsanlar! Ben ancak bir beşerim Rabbimin elçisinin bana gelip, O’na icabet edeceğim zaman yaklaştı. Size önemli iki şey bırakıyorum: Biri hidayet ve nur kaynağı olan Kur’andır. Buna sımsıkı sarılınız, buyurdu ve Kitabullah’ı teşvik ve terğib etti. Sonra devamla: ikincisi de Ehli Beytimdir. Ehli Beytim hakkında size Allah’ı hatırlatırım.(Allah’tan korkunuz, onlara karşı hürmette kusur etmeyiniz.) buyurdu ve bu sözlerini üç defa tekrarladı.”(5) Öyleyse Değerli Kardeşlerim! Hazret-i Peygamber’in ümmetine emaneti olan Ehl-i Beyte ve Ashab-ı Kiram’a karşı gerekli sevgi-saygı hürmette kusur etmeyelim. Rabbim mahşerde Hz. Peygamber ve O’nun Ehl-i Beytiyle birlikte haşrolmayı nasip eylesin. Muhterem Müslümanlar! Bu tavsiyeler ışığında bizler, Kur’an’a ve Hz. Peygamberin (s.a.v) sünnetine tabi olan Ehl-i Beytinin yolundan gitmeli; Ehli Beyt’i sevmenin, onlara bağlılık göstermenin, aynı zamanda doğrudan doğruya Peygamberimizi sevmek olduğunu unutmamalıyız. Kur’an’ın ifadesiyle, “De ki: Ben bu risalet ve irşad hizmetinden ötürü, sizden akrabalık sevgisinden başka beklediğim bir şey yoktur.”(3) buyuran Peygamberimiz (s.a.v) de inananlardan karşılık olarak sadece Ehl-i Beytini sevmelerini istemiştir. Ehl-i beyt dairesinde olanlar ise, Kur’an ve Sünnet çizgisinden sapmamalı; Hz. Peygamberin neslinden gelme şerefini taşımakla hiçbir zaman hata ve günah işlemekten korunmuş olmadıklarının farkında olmalı, ahirette Cennet’e götürecek ameller yapmaya özen göstermelidirler. Zira İslam’da faziletin kaynağı nesebe değil, Allah’ın rızasına ve dindarlığa, yani imana bağlıdır. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v) kızı Muş İl Müftülüğü Hutbe Değerlendirme Komisyonunca İncelenen Bu hutbe Muş İli Hasköy İlçesi Dağdibi Köyü C.İ.H. M.İhsan TANG Tarafından Hazırlanmıştır. 1)Al-i İmran, 31 2)Ahzab, 33 3)Şuara, 23 4)Buhari, Fezail 5)Riyazu’s-Salihin