tekelleşme ve adalet - Bilkent University

advertisement
Mehmet Yasin KESKİN
16.12.2014
TEKELLEŞME VE ADALET
Dünya genelinde temiz su eksikliği, salgın hastalıklar ya da dünyanın farklı
kısımlarındaki savaşlar en büyük sorunlar gibi gözükmekte.Fakat dünyada barışın ve huzurun
sağlanmasına, tüm insanların mutlu şekilde yaşamasına en büyük engel gelir dağılımındaki
adaletsizlik. Elbette dünyanın farklı ya da aynı bölgelerinde yaşayan insanların tümüyle aynı
yaşam standartlarına sahip olmasını beklemek çok mantıklı değil.İnsanların gelirleri ya da
maddi güçleri arasında fark olması çok normal.Fakat günümüzde bu sömürü düzenine gelmiş
durumda.Maalesef ülkemiz de bu konuda başı çekenlerden.
Uluslararası şirketlerin yapmış olduğu araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de yaşayan
dolar milyarderi sayısı 32, Amerika’da yaşayan dolar milyarderi sayısı ise 72.Bana tuhaf
gelen durum ise yine aynı araştırma şirketlerine göre Amerika’nın ekonomik hacmi,
Türkiye’nin ekonomik hacminden 80 kat daha büyük fakat nasıl oluyor ise ülkelerdeki dolar
milyarderleri sayısındaki fark ekonomik hacimle doğru orantılı değil.Benim buradan
çıkardığım sonuç ise Türkeyi’de gelir dağılımının ne kadar adaletsiz olduğudur.Belki
ekonomimiz dünyadanın en gelişmiş ekonomisi değil fakat düşünüldüğü zaman ülkemizin de
kendine göre gelir kaynakları bulunmakta fakat bu araştırma göstermekte ki ülkemizde çok
yüksek oranda tekelleşme var.
Maalesef ülkemizde hangi inanca veya hangi siyasi görüşe sahip olurlarsa olsunlar
insanlarda kendisiyle aynı görüşe sahip insanları kollama kaygısı bulunmaktadır ve bu ideal
düzeni bozarak gelir dağılımında adaletsizliğe neden olmaktadır.Bunu sadece tek bir taraf için
söylemediğimi vurgulamak istiyorum.Benim gözlemime göre bu durum ülkemizin her
kesiminde bu şekilde ve iş güvenliği ya da yapılan işin kalitesi ikinci planda.Bugün ülkemizde
iş kazaları, insan hayatlarının yitip gitmesi bile yalakalık ve rantın önüne
geçememektedir.İnsanlar yaşanan kazalarla ilgili fikirlerini söylemeden önce şirket sahibinin
hangi siyasi ya da dini görüşte olduğunu araştırmakta çünkü eğer şirket sahibiyle aynı
görüşteyse onu eleştirmesinin yalnış olduğunu düşünmekte.İdeal düzende bile insanların
yaşam standartları arasında farklar olabilir ve bu çok normaldir, fakat ülkemizde gelir
seviyeleri arasında ki makas çok açılmış durumda ve insanların kendisinden gördükleri
insanlara çıkar sağlama çabası çok yaygın.Özetle bu insanlar eğer biri para kazanıcaksa
benden birisi kazanmalı mantığıyla belirli zümreleri zengin etmeye çalışarak gelir
dağılımında ki adaletsizliğin temel sebebi olmaktalar.
İş kazalarında ölen vatandaşlarımızın ekonomik durumlarına bakıldığında hemen
hemen hepsi gariban insanlar.Bunun sebebinin gene tekelleşme olduğunu düşünüyorum
çünkü pazar payını belirli şirketler paylaşınca ve bu insanlar ya da şirketler çalışma
koşullarını ortak belirleyince, gariban insanlara bu şartlara uymaktan başka seçenek
kalmamakta.Her ne şartta olursa olsun çalışmaya mecbur bırakılmakta.Peki ne
uğruna?Patronları servetlerine servet katsın diye mi?Tabi ki hayır onlar sadece ekmeklerinin
peşinde fakat bu kirli düzende insanların ailelerine iyi imkanlar sunması, çocuklarına iyi bir
gelecek hazırlamaları kimsenin uğrunda değil herkes servetini katlama derdinde.
Bu ekonomik adaletsizliği önleyemediğimiz sürece ülkemizin gelişiminin hiçbir
zaman istenilen seviyeye gelemeyeceğini düşünüyorum çünkü ekonomik gücün belirli
insanlarda toplanması hem devlet hem toplum üzerinde olumsuz etki oluşturur.Şöyle ki Türk
ekonomisinde söz sahibi olan etkenlerin sayısı artarsa, ekonomimiz kişilere ya da şirketlere
bağlı olarak dalgalanmaz.Ayrıca insanlar istedikleri şartlarda çalışma fırsatını bulabilirler.
Özetle istikrar belirli grupların zengin olmasıyla sürmez, toplumun tümüyle ekonomik
anlamda gelişmesiyle sürer bu yüzden devlet ekonomik gelirin adaletli şekilde dağılması için
küçük ya da orta çaplı yatırımcılara ve işletmelere destek olmalı yoksa tekelleşmenin önüne
geçilmesi ve gelir dağılımında adaletin sağlanması mümkün gözükmemektedir.
Download