sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 3/2001 1tcfsir RİCHARD BELL, KUR'AN ÇALIŞ11ALARJ VE KUR'AN VAHY-İ HAKKINDAKi GÖRÜŞLERİ İsmail ALBAYRAI<* Summary The earlier modern Vvestern literature on the Qur'an mainly concentırates on two issues. The fırst group try to seek to trace the influence of Jewish and Christianideasin the Qur'an while the second group pay rnore attention to the reconstruction of the chronological ord er of the Qur'an. This article deals with one of the important ıfigures in the \JITest whose works are stili being read in the Universities. Richard Bell, a Scottish orientalist, focuseel on both issues in his writings. Having disclosed his dissatisfaction with tradition, and acknowledged his cxclusive reliance on the Qur'an he insisted that Christiaı:ıity was the chief histarical antecedent of the Qur'an and that the Prophet was a pupil of the Church. Instead oflooking deeply into the content, presentation, structure and so forth, he preferre:d to fınd materials with which to invahdate the opinion of his Jewish opponents. Regarding the revelation, Beli preferred the idea that the prophet's inspiration derived from his creative 'brooding' n:ıind. Clearly, this approach disregards the Divine origin of the Qur'an. However, it is impossible to fınd any evielence to support such a view. His main ideas (bias!) regarding Qur'anic arrangenrnent, compilation, narratives, names ete are summaırised. In addition, a brief critidsm is also provided. To know an occidental scholarship on the Qur'an, Beli İ!: the right person to begin with. Gayr-i müslimlerin Kur'an'a ilgileri Kur'an'ın tarihi kadar geriye gider. İlle müslümanlada komşu olan yahudi ve hıristiyanların inen ayetler karşısındaki tutumq Kur'an'da kısaca, siyer ve hadis kitaplarında ise genişce anlatılmaktadır. Hz. Peygamberin vefatından çok kısa bir süre sonra İslam devletinin alal almaz bir hızla genişlemesi, bugünkü Suriye, Iralc ve Mısır'ın buhmduğu coğrafYada yaşayan çok sayıda gayr-i müslimi, müslümanlada karşı karşıya getirmiştir. Bu karşılaşma ve yaldaşma, Kur'an'ın kayna.ğını hz. Peygamber'in Suriye'li bir hıristiyan papazla olan yalcınlığıyla açıklayan Yalıya el-Dirneşk1 (John of Damascus, 752)'den, ortaçağ * SAÜ. İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Yrd. Doç. Dr. 267 Avrupa'sında Km'an'ı ilk defa larineeye çevirme Venerable'ye ve ondan da günümüz modern batılı işini organize eden Peter de oryantalistlere kadar ardı arkası kesilmeye cek literatürün doğuşuna neden olmuştur. Farklı yaklaşımların varlığına rağmen, batıda çalışmalarda, üzerinde <<alışmaları aydınlanmayla Kur'an Bemard Lewis'in de yoğunlaştığı dan gelen sözde belirttiği gibi, birlikte yeni şekiller almıştır. araştırmacıların Bu iki önemli konu dilr.kati çekmektedir: Kur'an'da yahudi ve hıristiyan kaynaklar- alıntılarm(!) surelerio kronolojisinin geliştirilen gösterilmesi; çıkartılması!. Richard Beli, yeni metodlarla, Kur'an'daki çağdaşlarının belirtilen her iki alanıda kaplayacak eserler veren önemli bir yukarıda aksine, batılı araştırmacıdır. Özellikle Kur'an çahşmalarında yoğunlaşan Beli, kendisini ilk defa 1926 yılında yazmış olduğu The Origin of Islam in Its Christian Environment 2 (İslam'ın Kendisini Kuşat~ın Hıristiy:ın da anlaşılacağı üzere Beli, bir Çevrede Kökeni) adlı Kur'an'ın oluşmasında doğu eserle tanıttı. adından Eserin kilisesinin etkisini incelemek- tedir. Patrick O'hair Cate, eserin önemini belirtmekle birlikte son derece orijinal bir çalışma olmadığ;ıru söylemektedir3. Beli'in bilmek açısından önemli başlayan Çok olduğuna inandığımız çok sayıda araştılff[ıacının sık referansta Gir:iş'ten başvurduğu bulunacağımız Qur'an4 (Kur'an'a Giriş)'dLr. da Kur'an'a düşünce yapısındaki gelişmeleri eser bugün bile Kur'an göre- çalışmalarına temel kaynaklardan birisidir. ikinci bir eser de, Bell'in Introduction to the Bazı batılı oryantalistler, Beli'in bu eserini genel mana- ziyade, kendisinin 1937-39 yıllarında yayınladığı Kur'an ter- cümesine bir giriş olarak yazıldığını vurgulamaktadLrlar5. Beli, bu eserde Kur'an'ın indiği çevre hakkında özet bilgilerle birlikte Kur'an'ın içeriğ;i, toplanması, surderin bütünselliği, yapısı-kronolojisi ve son olarak da Kur'anın muhtemel(!) kaynakları hakkında geniş birlikte farklı bilgi vermektedir. zamanlarda yazmış olduğu çeşitli genel olarak Km'an halekındaki l 2 3 4 5 Araştırmarnızda yukarıda kısaca tanıtılan görüşlerini iki eserle makaleler üzerinde durarak Beli'in irdelemeye çalışacağız. Bemard Lewis, Islam and tlıe West, Oxford: Oxford University Press 1993, 17-8. Richard Bell, The Origiıı of Islam in I ts Christian Environınent, London: Macınillen and Co.Ltd 1926. Patrick O'hair Cate, Each Other's Scripture: tlıe Muslim Vıews of dı.e Bible and tlıe Clıristian's Vıews of the Qur'an, Th-e Hardford Serninary Foundation 1974 (Bas:ilmamış doktora tezi}, 227. Richard Bell, Introduction to the Qur'an, Edinburgh: Edinburgh University Press 1953 Arthur Jeffery, 'Review of Richard Bell, Introduction to the Qur'an', in Tlıe Muslim World 44 (1954) 254. Beli, hz. Peygamber'in yaşamış olduğu haritasına dönemin dilli dikkaderi çek- mekle işe başlar; 7. yy. 'da Arabistan''ı kuzey'de hıristiyan Suriye (Gassarıiler), batıda ve güneyde Habeşistaıı çevrelemekt:edir. Ayrıca Beli, İran sınırları içinde bulunan Hirelilerin Arabistaıı'ın içlerine kadar geldiğini bildirmektedir6. Hıristiyanlar arasındaki kelarlli tartışmalar yüzünden hıristiyanlığın Araplar arasında gerçek manada hüsnü kabul görmediğini belirten Beli, yukarıdaki haritadan da anlaşılacağı gibi, hıristiyarılığın İslam üzerindeki muhtemel etkisine işaret etmektedir. İslam öncesi Arap şairlerinin yazmış olduldarı şiirlerde hıristiyanlardan bahsetınesinin, daha da bu etkiyi kuvvedendirdiğini belirtmektedir7 • Bell'e göre hıris1iyan etkisini Arap yarımadasında gösteren önemli bir delil de, haniflerin varlığıdır. Anlam bakLmından bu terimin Kur'an'ın kullanımına uymadığını ifade eden Beli, kelimerıin Suryanice hanpa'dan (inançsız kimse) geldiği konusurıda son derece kesin konuşmaktadır 8 . Hz. Peygamber'in bu ifadeyi önemli bir dini grup için kullandığını belirten Beli, aslında bunların ne bir mezhep ne de her- hangi bir grubun parçası olmadıkları, sadece hz. Peygamber'in bir türlü sükıln bulamamış zihlli yapıs11llll bir ürünü olduğunu savuıunaktadır9. Haniflerin dışında Beli'in ısrarla üzerinde durduf~U önemli bir grup da, el-Kis:ll'lerdir. Beli, hz. Muhammed'in (sav) Arap dünyasında yahudi ve hıristiyan tesiriyle peygamber olduğunu söyleyen ilk kişi olmadığıru, el-YJs:ll adlı şahsın önderliğinde başka bir grubun daha hz. Peygamber'den önce tıek Tanrı inancıııı benimsediklerini, Kıyamet (Hesap) gününe inandıklarıııı belirtmektedir. İlginçtir ki, Beli Kur'arL'da bahsi geçen Sahilleri Arabistan'ın kuzeybatısında bulurıaıı el-Kis:ll'lerdcn arta kalan bir topluluk olarak ııitelendirmektedir. BeU' e göre bunlar, hıristiyan, değil f.tkat hıristiyanların üzerinde ağır tesirleri olan bir topluluk. Özede, Beli sanal dünyasında kurmuş olduğu son derece sığ benzerliklere dayanarak hıristiyarılığın el-Kis:lller, Sahiller ve İslam üzerindeki etkisine işaret etmektedir. dolayısıyla da Bell'e göre hz. Peygamber'in vahy sürecindeki düşünce yapısını ve bu yapıyı etkiliyen faktörleri değerJlendirme konusunda iki önemli engel bulunmaktadır. Birincisi, hz. Peygamber'in ilk dönem ması, 6 7 8 9 yaşamıyla çoğunun sahih(!) olma- vefatından hemen sonra ilgili rivayerlerin ikincisi ise, hernekadar Kur'an hz Peygamber'in Bell, a.g.e., 1926, 16-17; Bell, a.g.e., 1953, ll. Bell, a.g.e., 1926, 4:1-·~5. A.g.e., 58. Richard Bell, 'Who were the Hanifs?', The MosJim World, 20 (1930) 124. 269 toplanmış detınelde ise de Kur'an'ın kronolojik düzeninin imkansızlığılO. Beli, inen Vahyi kay- görevH kişilerin yapmış olduğu hatalardan kaynaldanan nedenlerden dolayı Kur'an'da mevcut çok sayı.da pasajın bulunması gereken yere konulmadıldarını, bu tür yanlışlıldarında Kur'an'ı Burada meşhur sı1re hatırlatılınası anlamada sorun yarattığına inanmaktadır. gereken önemli bir konuda Beli'in, Weil ve Nöldeke gibi oryantalistlerin aksine, Vahyi tarihi bir içindeki bölümler ya da pasajlardan derece izafi bir görünüm sıraya dizme oluşmasıdırll. çabası surelerden ziyade Bell'in bu arzetınektedir. Şayet yapmış olduğu yaldaşımı son Kur'an tercümesiyle hazırladıgı 1~ Commentary on the Qur'an Prepared by Richard Bell'el2 bakılırsa,, Beli'in sanki peygamberi bir misyon üstlendiği görülecektir. Beli, çok sayıda ayeıin şu anda bulunduğu konuma ait olmadığını iddia edip ve değişik spekülasyorılarla bu ayetlere bazan başka surelerele yer bulurken, bazan da sorıradan eklendiği hükmünü verip Kur'an'da bu ayetlerin yerinin olmadığını varsaymaktadır. Zaman zaman ayetleri ildye böldüğü de görülmektedir. Sonuç yapıcılıl<tan oldukça uzak bir yaldaşın;ı. doğurmalctadır. Beli hz. Peygamber'iıı, İslam'ın, hatta Kur'an'ın anlaşılmasında yukarıda belirtildiği gibi, hadisiere ve siyer ldtaplarına güvenmemektcdir. Özellilde rivayetler arasınciald bazı çelişkiler yüzünden Bell her fırsatta Kur'an dışınciald kaynaldarı kullanan batılı araştırmacıları ciddi bir şekilde eleştirmektedir. Hz. Peygamber'in Vahy kaynağını epilepsi (sar'a), lıisteri, Şeytan, aşırı h~siyat ya da meditasyonda gören Weil, Sprenger., Muir, Margolioth ve Nölde:ke'nirı geliştirdiği teorileri de kabul etınemektedir. Beli bunların Kur'an'ı tamamen göz ardı ettiiderine inanmalctadırl 3 . Beli, Kur'an'ın Mekkelilerin hz. Peygamber haldemdaki söylemleriıli kayelederken O'nu deli, mecm1n, olaral<. tavsif ettiklerini :fuk.at hasta demedilderiıli belirterek, Vahy vak'asının anlaşılınasında tek kaynağın Kur'an olacağını ısrarla vurgulamaktadır. Çok sayıda batılı araş1Jrmacının ilgisiıli çeken Kur'an üzerindeki yabancı tesirler, Beli'iıı yazılarında da fazlasıyla nasibiıli almıştır 14 . Beli, Kur'an'da yahudi ve hıristiyan birlikte C.E. Bosworth ve M.E.J. Richardson'un lO ll 12 13 14 Beli, a.g.e., 1926, 66. Jane Dammı~n McAuliife., Qur'anic Christians: an Analysis of Clas.sical and Modern Exegesis, Cambridge: Cambridge Univeristy Press 1991, 33. Ednıund C. Bosworth and M.E.J. Richardson (ed), A Commeı:ıtary oı:ı the Qur'aı:ı Prepared by Richard Beli, Manchester University Press 1991, I-II. Beli, a.g.e., 1953, 80-l. Sözgelimi Kiır'an'da ki yalbana kelimelerle ilgili Be.ll Arthur Jeffery'nin The Foreign Vocabulary of the Qur'an'ına atıfta bulunarak şunlan söylemektedir: Jeffery 275 ke.limeııin yabancı olduğunu kay- 270 tesirinin ilk bakışta çok rahat görülebileceğiili söylemektedir lS. Her ne kadar Beli'in The Origin of Islam in Its Christian Bnvironment'i yazmasının amacı Kur'an'da hıristiyan etkisini göstermekse de, yahudilikten gelen sözde etkileri de göz ardı etmemektedir. Bununla beraber hangi anlatırnın yahudileğe ya da hıristiyanlığa ait olduğunun tesbitinin çok güç olduğunu da itiraf etmektedir. Bu güçlüğün ana nedenini Beli, hz. Peygamber'in kişiliğinde ve O'nun yahudi ve hıristiyan kaynaldarına tedrici vukufıyetinde görmektedir. Bununla paralel olaral( Beli, hz. Peygamber'in özellilde peygamberliğinin ilk dönemlerinde yahudi ve hıristiyan kaynaldarını ilk elden kullanmadığını, hatta hz. Peygamber'in bu sıralarda yahudi ve hıristiyanlar arasında bir ayrım yapmadığını, ya da olası bir ayırımın farkında olmadığını ifude etmektedirl6. Beli, hz. Peygamber'in yahudi ve hıristiyan kaynaldarına ilk elden vukufıyetinin son dönem Meldd sılrelerle başladığını ve Medine'de inen sun~krde devam ettiğini ileri sürmektedirl7. Bell, zaman zaman hz. Peygamber'i bir fırsatçı (opportunist) olaral( değerlendirmektedir. Beli' e göre, hz. Peygamber işine gelen, ya da bulunduğu duruma en uygun olam hemen alan, eğer işine yaramayacaksa çok kolay bir şekilde görmemezlikten gelen bir fırsatçıdrr. İlginçtir ki, Bell hz Peygamber'in yahudi ve hıristiyanlıktan aldıkl~ırına bile kendi damgasını vurduğunu, bu nedenle kökleri(!) Alıd-i Atik ve Cedid'te bulunan çok sayıdaki Kur'aııi anlatırnın f.ılfldılık arzetmesini hz. Peygamber'in insiyatifi olarak görmektedir lS. Özetle, şu an elimizdeki Kur'an, Beli' e göre, hz. Peygamber'in zihnl gücüyle birlikte fıtri-dlni eğilimini de kullanarak çevre kültürler kadar gelişmemiş olan Arap kültürünü zenginleştirrnek için yabancı kaynaldardan bazı değiştirmelere tabi tutarak ve mümkün mert:ebe açık talditten kaçınaral( aldığı bilgilerin bütününden başka bir şey degildirl9. Beli, hz. Peygamberin Vahy yokuluğunu anlatırken farklı dönemlere ayırır. Her dönemin kendine has özellikleri ve dolayısıyla da işlenen değişik temaları vardır. Beli, 15 16 17 18 19 detnıiştir. Fakat bum.lann çoğu Cahiliyye döneminde kullanılan kelimelerdir. Sadece 70 tanesinin yeni olduğunu soyleyebiliriz. Bu 70 k·~limeniıı yarısı hıristiyan halkın kullandığı dillerden gelmedir, Süryani'ce, Habeşistıın'ca vb., 25'e yakmı ise İbrani'ce ve Araı:ni'ceden gelmektedir. Geriye kalan küçük bir kısııııda Farsça, Yunanca ve belirleyemediğimiz ba:ıı kaynaklardan gelmektedir. (Beli, a.g.e., 1953, 80-1) Beli, a.g.e., 1953, 67. A.g.e., 67, lll. A.g.e., 140. Beli, a.g.e., 1926, 101. A.g.e., lll. 271 hz. Peygamber'in misyonuma ilk defu insanların Yaratıcı'nın verdigi sonsuz nimetleri tasdik etmeleriyle ilgili ayetlerin tebliğiyle başladiğını, fakat bu ayetlerin genel olarak Mekkeli'ler üzerinde kayda değer etki yaratmadığını söylemekteclir20. İlgili ayetleri ve bölümleri Beli, al:lınet/işaret (sign) pasajları olarak acllarıdırmaktadır. Bu pasajlarda işlenen ana temalar yer/sema ve insanın yaratılışı, insanlara kolaylık olması için yaratıları yıldızlar hayvanlar, gece ve gündüzün birbirlerini takip eden seyri, güneş, ay ve üzerinde yoğunlaşınaktaclır. Her ne kadar bu pasajlar çok furklı gayeleri içer- mekteyse ele, topluca ele alındığırıda Yüce, Güçlü ve bol nimet veren bir Yaratıcı fikrini işlemektedir2l. Beli'in genel olarak işar·et pasajları olarak adlarıdırdığı bu bölümler aşağıda tartışacaj~ımız Kur'an ve I<itab bölürrılerinclen farklılık arzetmekteı:lirler. Beli'e göre, bu pasajlar çok dağıruktır ve hz. Peygamber, daha sonralci dönem- lerde yapmış olduğu bazı değişildiklerle bu ayetlerin bazıtarım Kur'arı'a dahil etıniş, bazılarını ise etmemiştir. Bu grubun en can ahcı pasajları insanın yaratılışıyla ilgili ayetlerelir. Bu ayetleri değerledirirken Beli, embriyonun ana rahmindeki gelişimi konusunda hz. Peygamber'in hıristiyan ve yahudi kaynaklarından bağımsız hareket ettiğini belirttik- ten sonra, verilen bilgininde farkedilir bir derecede doğruluk ı[çerdiğini vurgulamaktadır. Bu bilgilerden sonra hz. Peygamber'in AJıd-i Atik'te :rr.tlatıldığı gibi insanın çamurdan yaratııclığına değ:iniliğini ve dolayısıyla da yaratılışla ilgili görüşünde bir şekilde hz. Peygamber'in yahudilerin etkisi altına girdiğini bildirmektedir22. Daha sonraki araştırmalannda BeJl, ilgili ayetlerde İblis ifadesinin varlığından dolayı hz. Peygamber'in bu anlatımı hıristiyanlardan aldığı ihtiınalirıin önemine dikkat çekmekteclir23. Hiç bir kaynağa dayanmaksızın yapmış olduğu yorumlar la Beli, bir taraftarı Kur'an'ın hz. Peygamber''in eseri göreceli ve zayıfhesaplamalada olduğunu hareket vurgularken öte yandan da son derece ettiğini göster.ınektecHr . Kur'an bölümüne geçmeden önce üzerinde grubu da, Allah'm (cc) ilgili olanlardır. erniır ve yasaklarına Beli, genel olarak bu durulması itaat etmeyen pasajları Kur'an'ın gereken önemli bir ayet kullarını cezalarıdırmasıyla terminolojisinden aldığı d- mesam ifadesiyle açı.klamaktadır. Bu terim Kur'an'da iki yerde geçmektedir, 15:87 ve 39:23-24. Beli, ne 20 21 22 23 müslüın~ın ne de gayri-müsli.ınlerin el-mes;uıi hakkırıda doyurucu A.g.e., lll. Beli, a.g.e., 1%3, 115. Beli, a.g.e., 1926, 76-77. Beli, a.g.e., 19S3, llS. 272 bilgi verdiğine inannıamaktadır. Bu pasajların ceza lassalarma işaret ettiğini ve birbir- lerine benzediklerinden dolayı el-mesam adını aldıklarını belirtmektedir. Öndört adet kıssarıın (Eshab-ı Medyen, Eyke, Ras, Tubba', Sebe', Kavm-i N(ıh, İbrihiın, Lut, Mu'tefikat, Firavn, :Earftn) varlığına. dikkat çeken Beli, sekizinin .Arap geleneğinden kaynaklarıdığını diğerlerinin maktadır24. diğini Bu pasajların ve grup halin.de ise Alıd-i Atik ve Cedid'le paralleilik arzettiğini vurgulabazan ayrı ayrı bazan da grup halinde Kur'an'da zileredil- zikredildiğinde dikkat çeken Beli özellikle hareketle Beli, birbirlerine benzer bir girizgahların aynı olduğunu yapıda anlatıldığına belirtmektedir. Bu sonuçtan Kur'~ın'ın tamamına bakıldığında asıl aııla.tımların ortaya çıkacağını iddia etmektedir. Sözgelimi, NUh, Ad ve Semud halkıyla ilgili anlatunlarınsık ve devamlı beraber zikredildiğini, İbrahim ve Musa (as) 'la ilgili anlatınıJarın ise sonradan eklendiğini savunmaktadır25. Ayrıca olduğunu fuzla fakat ana Kur'an'da geçen anlatunların sayısının 7'den anlatunların 7 ile sınırlı olduğmıu belirten Beli, seb' el- mes<im' sırrını da böylece çözmektedir. Bu yaklaşıma göre NUh, Ad, Semud, İbrihiın, Lut, Medyen ve Musa (as)'la ilgili anlatımlar ana şemayı oluşturmaktadır. Diğerleri da söylediği gibi, tam bir anlatımdan ziyade kısa referanslardan ibaret ya da ana anlatınıların kopyası hüviyetini taşınıaktadır 26 . ise, W. M. Watt'ın kısa Bu anlatımlar insanlan eğlendirmek için serdedilmemiştir. Kur'an'da önemli bir yer kaplayan bu anlatımlarm arnacıl tarihi bilgi vermek de değildir. H21. Peygamber bu anlatımlarda bahsedilen peygamberlerin hayatlarının, mücadelelerinin kendi yaşamına benzediğ;ine ve bu nedenle de muasırlarına rehber olması gerektiğine inandığı için sık sık Kur'an'da bunları zikretmektedir27. Beli'in dikkat çe:ktiği başka bir noktada bu tür bizzat kendi hayat tecrübesiyle olan ilişkisidir. Muhaınmed'in (sav) Mekke'li müşr~kler Başka aıılatunların hz. Peygamber'in bir Wıdeyle, Bell bu kıssaların hz. arasındaki durumıınu yansıttığını söylemek- tedir. Bell, bu anlatunların kesinlikle e:skatolojik anlatunlaı· olınadığım da vurgulamayı unutmamaktadır28. BeJl'in bu yaklaşımı, David Marshall tarafindan eleştirilmektedir. Marshall, Bell'in inanmayaııların cezasıyla ilgili ayetlerin Ahiret günü 'yle ilgili değil 24 25 26 27 28 A.g.e., 123. A.g.e., 126-7. W. Mongomery Watt, Bell's Introduction to the Qur'an, Edinburgh University Press 1994 (İlk defa 1970'te baskısı yapıLtmştır), 131-132. Beli, Richard, 'Mu.hammad and Previous Messengers', The Moskın World, 21, (1934) 331-3. A.g.e., 333. 273 anlatırnlara karşı yorumunu, bu yüzeysel bir yaklaşım değerlendirmektedir. olarak Marshall, her ne kadar dünyevi azap ağırlıkta olsa da bu anlatımlar Kıyamet gününde inarımayanlara işaret verilecek azaba da larındarı sonlarına kadar çok eder demektedir 29. Me:kke sık karşılaşnğımız bu anlanmların döneminirı orta- kronolojisini belir- lerken Beli, :fuzla tatınin edici bilgi vermemektedir. Beli, ayrıca bu anlatımların Kur'an döneminden sayılmamasının Beli, dünyevi azap nedenleri konusunda da sessiz kalmaktadır. anlatımlarından sorıralci katagoriyi Kur'an dönemi olarak adlandırmaktadır. namazın göre Mekkl ve Medeni sı.lrelerin biir bölümünü içeren bu dönem Beli'e fuırz kılınma.sıyla başlayıp Medine'de kıble'nin Ka'be'ye çevrilmesiyle son bulmaktadu·30. Beli, bu. döneme tadır. Süryani kilisesi açıldamakta; anlam ilal:ıi kitabı veren Kur'an kelimesiyle birlikte karaeve kelime hazinesine ait olduğuna inarımak­ okuma ya da mutilaa etmeyi qery:lna kelimesiyle değil, içerdiği böylece Beli, 'Kur'an' kelimesinin sadece kelime olarak bakımından Peygamber adını müştaklarırıuı !hıristiyanların kur'an gibi da Süryanice'den geldiğirıi belirtmektedir. Bu anlayışa hıristiyanlarm ilal:ıi kitaplarını okumalarına şahid olmuş sorıra göre hz. da kendisi namaz ibadetiyle: Kur'an okumalamu ortaya çıkarmıştır. Bu dönemi bir öneelci dönemden öldükten da sorıra bir özellikte içerdiği anlatımlarda sık referanslar- olduğunu belirttikten dirilmeye, cennet ve cehenneme, Ahiret günline çok bulunulmasıdır. sorıra ayıran başka Beli, fiırk:ln'ın bu döneme ait terimlerden tekrar Süryanice purq:lna kelimesiyle özle:ştirmektedir. Beli, anlam bakımından son derece bir birlerine yakm olan bu iki terimin Kur'an'ın Le'vh-i MahtUz'dan yakın sema'ya oradan da hz. Peygamber'e gönderilmesine İlginçtir ki, Kur'an dönemi bulmaktadır3l. Bedr savaşı, Bedr savaşı işaret ettiğini (yevm 'il furk:ln) soylemektedir. sıralarında son Beli için son den:ce önemlidir. Beli, bu savaşı sadece İslam'ın harici başarı elde etmesi olarak değil, ayııı zamanda hz. Muhammed'in (sav) kendisirıi peygamber olaralc kabul etmesi ve ettirmesinin bir garantisi kabul etmekte- dir. Beli, Bedr değiştiği savaşının hz. Peygamber'in yahudi ve hıristiyanlarakarşı tutumunun bir dönem olarak algılamaktadır. Beli, bu dönemde hz Peygamber'in ilk gelen ayetleri tekrar eclisyana tabi tuttuğunu, işaret pasajlarıyla yukarıdaki 29 30 31 birlikte dünyevi ceza ayetlerinin bir kısmıru da bölüme eldediğini savurumaktadır. Her nekadar kendisini destekliyecek bir David Marshall, God, Mulıammad, th.e Unbelievers, Richmond: Curzon 1999, 50 Beli, a.g.e., 1953, 90-91, 126. Ag.e., 130-133. 274 delili olmasa da sure kelimesinin ilk defu bu dönemde kuliaruldığmı bildirmektedir32. O'na göre, Kur'an dönemini Kitap döneminden ayıran belirgin bir özellilc de birincisinin başlayış noktasıyla bitiş noktasında ilgili sure ve pasajların hassasiyetle kaydedilmiş olması, ikincisinde ise başladığı dönemin belirli olmasına rağmen bittiği noktayla ilgili sınır çizileme olmasıdır. Başka bir ifadeyle, IZitap bölümü bitmemiş ya da bitirilememiştir. IZitap dönemi Medine'ye ait bir fenemondur. Hz. Peygamber bağımsız bir müslüman sitesini oluşturduğunda tab olarak bu sitede yaşayan müslümanların davranış­ larıru kontrol edecek ililii kitaba gereksinim de doğmuştur. Diğer dilli gruplar gibi müslümanlar da ilahi bir kitaba sahip olmalıdırlar. Beli, hz. Peygamberin bu dönemde peygamberlik misyonuyla son derece ilgilerıdiğini de vurgulamaktadır. u Sonuçlanmadığına inandığı bu dönemde, Kur'an (okuma) döneminin aksine, IZitab (yazma) olgusunun hakimiyetinden bahsetmekteciir 33 . Bu durumuda hz. Peygamber'in resul statüsünden nebi statüsüne geçmesi olarale yorumlamaktadır. Beli, bu dönemde sayısız fikhl hükümleri belirten ayetlerin yanında bazı anlatımlarında tekrar revizyona tutuldugunu, buna da en güzel örneği, A'df ve Yllrıus surelerindeki kıssaların teşkil ettiğini söylemektedlir34. Her ne kadar anlatım bakımından Alıd-i Acik'in Kur'an üzerindeki tesirinin İnciller'den daha f:'lzla olduğunu belirtse de Beli, Kur'an'da çok sayıda İncil anlatımırun bulunduğımu ısrarla vurgulamaktadır. Sözgelimi, hz. Zekeriya ve Yahya (as) ile ilgili bölüınlerin Luke İncil'inden alındığıru, hz. İsa'nın doğumuyla ilgili pasajların ise Apokrafik İnciller'den, özelliklede James İncil'inden, geldiğine inanmaktadır. Aslında Bell, hıristiyanlığın Kur'an üzerindeki etleisinin hssalarla sınırlı olmadığıru, Kıyamet sahnelerinin resmedildiği, cehennem'in bütün çıplaklığıyla gözler önüne serildiği: ayetlerin çoğunun Apokaliptik geleneğin ürünü olduğunu söylemektedir35. BeU'e göre, Apokaliptik gelenek yaygın hıristiyanlığa has bir gelenektir. Bu nedenle onun yahudilikte çok fazla yeri olmadığını belirtmektedir. Dolayısıyla da Kur'an'da var olduğıına inandığı bu tür anlatımların hıristiyanlıktan geldiğini söylemektedir. 32 33 34 35 A.g.e., A.g.e., A.g.e., A.g.e., 132. 134-135. 135. 163; Bell, a.g.e., 1926, 104. 275 hıristiyan Beli Kur'an'da ne da bahsetmektedir . açık Ash:lb-ı Kehf, Musa ve örneklerdir. Beli, bu tür yahudilik ve hıristiyanlık ne de yahudi izi anlatımların taşımayan anlarunların varlığından Hızır(!) (as)'la ilgili Kur'an'da yer anlatımlar alınasını buna en hz. Peygamber'in konusunda ilk elden bilgi sahibi olan kimselerden ziyade, fazla bilgili olmayan ikinci veya üçüncü şahıslarla muhatap olmasının bir sonucu olarak kabul etmektedir. Beli, ortaya koyduğu bu radikal yaklaşımı destekleyici kayda eleger bir delil sunmamaktadır. Beli'in yorumu Hz. Peygamber'in kimlerden neyi, nerede ve ne zaman alelığına dair tatmin edici bilgilerden oldukça uzaktır. nasıl, Beli'in hz. Peygamber'in kaynağının o günkü Arabistan'ın etrafiru saran yaygın doğu hıristiyarılığıdır 3 6 saptaması yanıtını teşkil olması, da yukarıda zikredilen spesifik. soruların hiç birinin etmemektedir. Fakat Beli için çevredeki hakim kültürün hz. Peygamber'in en önemli bırakmayacak kadar önemlidir. kaynağının Bunların yanında hıristiyanlık tesbitinde ikinci bir delile ihtiyaç Beli, sahip olduğu görüşü Kur'an ayetleriyle de temeliendirecek kadar cesur bir oryantalistir; 2~):5: geçmişierin uydurduğu mas:ıllardır, olup kendisine sabah akşam okunmalctadır .' öne sürdüğü yaklaşımları başkasına yazdırmış 'Ve dediler bu Burada Beli, Vahy karşısında ne yapacağım şaşırmış bir grubun mazereti çok bir sayıda K!lli'an'ın kaynağı olarak göstermektedir. Bu tür ilginç oryantaliste görmek mümkündür. Beli, hz. Peygamber'in Medine'de yahudi ve hıristiyan kaynaklarına daha fuzla vakıf olduğunu maktadır. bildirmektedir. Fakat Beli bu vukıüiyeti çok geniş manada anlamaHz. Peygamber'in diğer ilahi dinler hakkındaki bilgisinin arttığının en açılc ifadesini Beli, Kur'an'da temsil ve 3 açıklamaktadır 7. teşbihlerin bu dönemde çok sık göze çarpmasıyla Beli için temsil ve teşbihlerin ikinci bir önemi de bu tür anlatımların İnciller'in vazgeçilmez unsuru olmalarıdır. Sonuç: olarak, Kur'an'da temsil ve teşbih­ lerin varlığı, Beli için, sadece Kur'an'da yahudi etkisinden ziyade hıristiyarılığın tesirini göstermekten başka bir şey değildir. Kur'an"da zikredilen temsil ve teşbihlerin İnciller'deki uzantılarını bulmak için Beli, çok ciddi gayretler sarfetmektedir. Burada verdiği örneklemelerden ilginç bulduklarırnız arasından meşhur Nılr ayetini (24:35) hiristiyan Allah'ın keşişlerin odasırıdaki laınba'ya (cc) kendisine verdiği benzetmesiyle, Kehf suresinde 18:32-42 zenginlik nimetini arkadaşına karşı övünç meselesi yapan şükürsüz bir kişinin anıatılmasıyla dört ilncil' de de kendisinden bahsedilen 36 37 Beli, a.g.e., 1953, 164-165; Beli, a.g.e., 1926, ll2. Beli, a.g.e., 1953, 165; Be.ll, a.g.e., 1926, 114. 276 aptal zengini zikretmek mümkündür 3 8. Beli, rağmen kurmuş olduğu bu tür benzerliklere hz. Peygamber'in Medine'de hıristiyanlarla olan ilişkisinin hiç bir zaman yahudiler kadar yakın olmadığım Peygamber'in üzerinde etkisinin mekteyse de geniş kabul etmektedir39. Her ne kadar Beli, hz. olduğuna inandığı farklı kaynaklardan da bahset- bilgi vermemektedir. Hz. Peygamber'in vahyi nasıl aldığı sorusuna gelince, Beli'in değişik yaklaşımlar içinde olduğu görülmektedir. Beli, hz. Peygamberin zihnini meşgul eden iki önemli konudan bahsetmektedir: tek Tanrı inancı ve yaşadığı topluma bu inancı bir şekilde aktarma arzusu4°. Hz. Peygamber'in ilk hedef:inin Mekke'de dini bir reform gerçekleştirmek olduğunu belirten Beli, başta sürüklüyen etkilerden Beli'e göre, hz. Peygamber diği başka bir yerde de hz, Peygamber'i dini :fualiyetlere kendisinin bile habersiz diğer _peygamberler olduğunu hakkında söylemektedir41. bilgi salıibi oldukça, edin- bilgileri bir an önce Kur'an'a yansıtmaya çalışmakta geç kalınamaktadır42. Hz. Peygamber'in Kur'an'ı telakkisiueleki anahtar sözcük Vahy'dir . Vahy, bir fikrin muhataba çok hızlı bir şekilde ulaştırılması olarak yorunılamaktadır. Beli, bunu yanıp medit:asyoıılardan sönen bir lambaya benzetir. Beli, Hz. Peygamber'in uzun ansızın bu tür bir dir. Hatta hz. aydlınlanma, ilharnla karşı Peyganıber'in, düşüncenin karşıya daha gelmekte açık ve duru olduğunu olduğu sonra söylemekte- gece vakitlerini Vahy zamanı olarak seçmesine neden olarak_ Beij, O'nun dinleyici üzerinde gelen Vahy'in apaçık bir şekilde geldiği izleninıini ulusturmak endişesini gösterir43. Beli, bu yaklaşımla Vahy'i hz. dalaylı bir istediği şekilde, Peygamber'in kontrolü altında varsaymal<:tadır. Bu varsayını da, Vahy'in bir insan ürünü zaman vahy alabilen, vardır karşınıızda. aldığı Vahy'i olduğuna işaret istediği şekle etmektedir. Bell'e göre, uydurabiilen bir Peygamber Böylece, V ahy vakasırıda ilahilik özelliğinin olmadığını göstermek- tedir. Beli'in Vahy prosedürüyle ilgili değildir. 38 39 40 41 42 43 ilhamı sabırlı çıkmaya başlar, Beli, Beli, Beli, Beli, Beli, Beli, sıktıktan sonra kelimelere Zihııl durulu.ğa erdiğ;i zaman ise Vahy Beli'e göre, bazan hz. Peygamber kedisini biraz dökülecek ortaya görüşleri yukarıda kaydettiklerinıizle sınırlı bir şekilde bekler. kelimeler dökülür, O (sav) bunları kendisine a.g.e., 1926, Jl14-ll5. a.g.e., 1953, 165. Richard, 'Muhammad's Vision', The Moslem World, 24 (1934) 154. a.g.e., 1926, 91; Beli, a.g.e., 1934, 154. a.g.e., 1934, 154. a.g.e., 1926, 97; Beli, 1953, a.g.e., 34. 277 verilmiş kabul eder44. Beli, böylece Kur''an'da kendisine göre mevcut kabul ettiği süre ve ayetler arasındaki sözde irtibatsızlığt hz. Peygamber'in komplesk Vahy olgusuyla açıklamak­ Bu arada Beli'in vurguladığı ilcinci bir nokta da, hz. Peygamber'in kendisini tadır. Allah tarafindan yönlenelirildiği illaine inandırmış olmasıdır. Yüce Yaratıcı tarafindan yönlendiriliyor heyecan ve hissiyle yaptığı için, hz. Peygamber Vahy adı altında getirdiği bildirimlerini devamlı ilahi otoriteyleele desteldemektec!ir45. Her ne kadar hz. Peygamberin sarninıiyetini sorgulamasa da Beli, hz. Peygamber'in son dönemlerinde şartlar Vahye gereksinimi ortaya çıkarttığında hz. Peygamber tereddüt etmeden, bulunduğu durumu zorlayarak istediği Vahy'i elde ettiğini söylemektedir. Bu yaldaşımla Beli, hz. Peygmnber'i Vahy alınale için mistik gayretler içerisinde bulunmalcıa suçlamaletadır. Kur'an'ın KeJamullah olmadığım bilakis hz. Peygamber'in derin düşüncesinin bir ürünü olduğunu dolaylı ve dolaysız yollardan göstermeye çalışmaktadır. İlginçtir ki, Necm süresinde hz. Peygamber'in müşahedelerirıin zikredildiği pasajlar hald(ında yorum yaparken Beli, batılı araştırmacılarda görmediğimiz bir yaldaşırn sergilemektedir: Beli, Hz. Peygamber Melek(ğ)'i gördü, Allah'ın elçisini. O'nun gerçekte ne gördüğü ihtimalini burada ararnak gerekir. Gördüğü Allah değildir, hz Peygamber Allah'ın elçisini müşahede etmiştir ... Ne cm suresinde elçiyi en yüksek ufukta bildiriyor ve her ne kadar hz. Peygamber kendisi de biraz gördüklerinin ger1;ek olması konusunda şüpheli görünse de, ben bunu orada neler olduğu konusunda önemli bir ipucu sayıyorum46. gördüğünü Beli'in bu yaldaşırm, yukarıda bahsettigirniz açıldamalanyla çelişınektedir. Her ne kadar sonral<i eserlerinde daha dildeaili davranmaletaysa da hz. Cebrail'in hz. Peygamber'e Allah'ın izniyle Vahy getirme olgusunu Medine dönemine ait bir fenomen olarale kabul etmektedir. Beli' e göre, hz. Peygamber Alialı 'ı göremeyeceğirıi anladığı zaman müşahede tecrübesini yorumlayarale gördüğünün Cebrail olduğunu söylemiştir47. Sonuç olarak söylenecek tek şey, Beli, Vahy valeasını (çoğu zaman ilham olarale zikretmektedir) hz. Peygamberin fitri-zihni gücünün meditasyon ve derin 44 45 46 47 düşünce sonucu ürettiği bir olgu olarale Beli, a.g.c., 1953, 34. A.g.e., 34. Beli, a.g.e., 1934, 154; P. O. Cate., a.g.e., Beli, a.g.e., 1953, 31. 233-4. 278 değerlendirmektedir. Sonuç Beli'in genel görüşleri üzerinde yahudi ve hıristiyanJara canlı olduğunu derece yapmış olduğumuz bu kısa değerlendirme bize ait bilgilerin Kur'an'da varlığını vurgulama gayretlerinin son göstermektedir. Beli, yaşadığı dönemin bir ürünüdür. Bir buçuk asırdır batıda sürdürülen Kur'an çalışmalannda Kur'an'ın kayrıağıru yahudililcte arayan yahudi hatırlanırsa, asıllı araştırmacılarla, hıristiyanlıkta dindar b:ir hıristiyan olları Beli'in mensup arayan hıristiyan araştırmacılar olduğu dinin lehine sarfettiği enerjinin sebebini anlamak çok zor olmasa gerek. Zaman zaman yahudi tesirini kabul etse de Beli, genelde hz. Peygamber'i kilisenin öğrencisi olarak görmektedir. Diğer araştırmacıların sınırlı gisinin aksine Beli, hz. Peygamber'in diğer il:liıi kitaplar konusundaki bilolduğunu kabul etmekte ve O'nun (sav) çoğu kez Apokrafik eseriere dayandığıru vurgulamalctadır. Vahy'i hz. Peygamber'in yaratıcı fıkir ürünü gören Beli, O'nun (sav) Yaşadığı getirdiği cimnastiğinin mesaja ilabililc atfetmekten bir kaçınmaktadır. beklenınemektedir. dönem itibariyle de kendisinden bu tür bir yorum İlginçtir ki, hz. Peygamber'in samimiyetinde nokta kadar şüphe duymayan Bell'in, Kur'an'ın ililiiligi konusuudalu aşırı şüphecillgi sergilediği L. Tibawi genel olarak oryantalistlerin tutarlı Bell'i hiç rahatsız bu tür bulmamaleta ve ciddi bir şekilde eleştirmektedir.4 etmemektedir. A. yaklaşımları kendi içinde 8 Beli'in aşırı derecede şüpheci yaklaştığı ikirıci bir konu da Kur'an dışındaki İslami kaynaklardır (hadis, siyer, vb.). Bu tür olduğu sayıdalci çok yorum yüzeyseliilc dışındaki kaynakların inkarı Kur'an'ı olarak oryarıtalistler:in ki şekliyle tedir. taşıdığı peşin sırıırıru aşamamaktadır. düzerılemeye çalışmıştır. hükmü yansıtmaktadır. anlaşılmasında surderin icindeki Fakat bu iş için öne Kur'an'ın anlaşılınasına yardımcı olmaletarı Kur'an'ın anlatımıyla ilgili genel Kur'an'ı Alıd-i Atik ve 48 Bu getirmiş nederıle Kur'an Beli, Kur'an'ın elimizde- çok önemli bir engel görmek- kronolojisinin rastgele yapıldığınainanan Beli son dönem eserlerinde kaldırmak amacıyla gördük. Kur'an bir kalemde reddeterken daha iyi anlamak gayesinden çok geleneksel (kronolojil-. yapısıru) O'nun Kur'an'ın bu engeli kayrıaldarı değişilc sürdüğü çok Kur'an pasajlarıru kriterler son derece tekrar izafı ve uzalctır. Yazıımzda sılc sılc görüşlerine değinıneye çalıştık. Beli'in Sonuç olarak, Beli Cedid'in Arap altabesindeki tezahürü olarale değerlendirdiğini çalışmalarının seyrinin hızla değiştiği batıda ldasik oryantalizmin A. L. Tibawi, 'English Speaking Orientalist: A Critique of their Approach to Islam and Arab Nationalism', The Islamic Quarterly, 7 (1963) 35 279 temsilcisi sayabileceğimiz Bdl'in49 düsünceleri, çoğu araştırmacı için tazeliğini korumaktadır. Bu nedenle çok eski olmasa da fazla da yeni sayamayacağunız Beli'in eser- lerinin, oryantalistlerin Kur'an hakkındaki görüşlerini genel olarak merak edenler için iyi bir 49 başlangıç olacağı Günümüz Kur'an kanaatindeyim. çalışmalarmın en popüler isimlerinden biri olan Andrew Rippin, Beli ve benzeri söylemektedir. (Andrew Rippin., Reading the Qur'an with Richard Bell, Journal of the Ameriıcan Oriental Studies, 112 (1992) MO) Rippin, Kur'an'ın kitap haline gelmesinin yaklaşık h2:. Peygamber'den iki asır sonra gerçekleştiğ;in.e inandığı için kendisinden çok farklı düşıllııen Beli'in görüşlerini beğenmemektedir. Bu nede.nl·e yapmış olduğu yorumu Rippin'in zat'ı şalısına münhasır bir yaklaşım olarak görmek gerekrnekt,:dir Unutulmamalı ki, Beli'in eserleri çok sayıdaki islamİ araştımıalar bölümünde, kaynak eser olarak okurulmaya devam etmektedir. araştımıacıların artıkmodasının geçtiğini 280