İÇİNDEKİLER 1. AB’ de ve Türkiye’de Engellilere ilişkin Temel Politikalar 1.1 AB’de Engelli İstatistikleri 1.2 AB’de Engellilere İlişkin Politikaların Dayandığı Hükümler 1.3 AB’de Engellilerin İstihdama Katılımının Artırılması için Alınan Önlemler 1.4 AB Engelliler Stratejisi 1.5 Türkiye’de Engelli Profili 1.6 Türkiye’de Engelli Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi 2. AB’de Engellilere Yönelik En İyi Uygulama Örnekleri 2.1 Engellilerin Yeteneklerini ve İstihdam Oranlarını Artıran En İyi Uygulama Örnekleri 2.2 Şehir Eşleştirme Projelerinde En İyi Uygulama Örnekleri 2.3 Engellilerin Sportif Aktivitelere Katılımını Artıran En İyi Uygulama Örnekleri 3. Ergoterapi Hizmetleri 3.1. 3.2 Giriş - Ergoterapi Nedir? Dünyada, AB’de ve Türkiye’de Engellilere Sunulan Hizmetlerde Ergoterapinin Rolü Nedir? 3.3 Nelerdir? AB’de Engellilere Sunulan Ergoterapi Hizmetlerinde İyi Uygulama Örnekleri SUNUŞ Bu çalışmanın temel amacı, AB ülkelerindeki kamu kurumları, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları tarafından engellilere yönelik uygulanan hizmetler ve projeler arasında öne çıkan en iyi uygulama örneklerini tanıtmak. Başta engellilerin yaşam kalitelerinin artırılmasına ve yaşam alanlarının ihtiyaçlarına yönelik adapte edilmesine yönelik sunulan ergoterapi hizmetleri olmak üzere, AB ülkelerinde engellilere sunulan hizmetlerin tanıtıldığı rehber ile iki temel amaca ulaşılması hedefleniyor. Bunlardan ilki Türkiye’de engellilere hizmet veren kurumlara örnek oluşturmak, diğeri ise Türkiye’deki engellilere sağlanan hizmetler konusunda karar alan mekanizmaların dikkatini çekmek. Diğer yandan rehber ile engelliler ve yakınları için AB ülkelerinde sağlanan hizmetler konusunda farkındalık yaratılmasını amaçlıyor. Ergoterapi hizmetlerinin Türkiye’de çok yaygın olmadığı göz önüne alındığında, bu tip bir mukayesenin ergoterapinin Türkiye’deki eğitim ve uygulama alanlarını artırması hedefleniyor. AB ülkelerinde verilen hizmetlerin içeriğinin ve uygulanan yöntemlerin somut ve pratik örneklerde anlatıldığı rehberde, ayrıca projelerin yürütüldüğü ve hizmetlerin sağlandığı kurumların iletişim bilgilerine de yer veriliyor. Böylece, Türkiye’deki kişi, kurum ya da kuruluşlar, AB’deki en iyi uygulama örneklerini gerçekleştiren kurum ve kuruluşların çalışmalarıyla ilgili daha kapsamlı bilgiye sahip olmak istedikleri takdirde onlara ulaşma imkanına sahip oluyorlar. Çalışmanın planı şu şekilde oluşturuldu: İlk bölümde, AB ve Türkiye’de engellilere sağlanan hizmetlerin hukuki dayanakları inceleniyor. AB’nin kurucu antlaşmalarının ilgili maddelerine ve diğer yasal düzenlemelere dayanan hizmetler ile Türkiye’deki hizmetlerin hukuki dayanaklarının anlatıldığı bölümünü, AB’de engellilere sunulan hizmetler bölümü takip ediyor. Rehberde engellilere sunulan hizmetler, ergoterapi hizmetleri ve çoğunlukla proje bazlı diğer hizmetler olarak ikiye ayrılıyor. İlk olarak, başta desteklenmiş istihdam olmak üzere AB’de engellilere sunulan hizmetlerdeki en iyi uygulama örnekleri iletişim bilgileri ile birlikte sunuluyor. Ergoterapi ile ilgili olan alt bölümde ergoterapinin tanımı ile AB ve Türkiye’de engellilere sunulan hizmetlerdeki kullanım alanlarının yer almasının ardından AB’de ergoterapi alanındaki iyi uygulama örneklerine yer veriliyor. Son olarak, katkılarından dolayı Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Hülya Kayıhan’a teşekkür ederiz. 2 1.AB’de ve Türkiye’de Engellilere İlişkin Temel Politikalar 1.1 AB’de Engelli İstatistikleri 50 milyon kişinin engelli olduğu AB’de engelli kişiler toplam AB nüfusunun % 10’unu temsil ediyor. Engelli kişilerin sayısı ülke nufüslarına göre hesaplandığında, AB’deki engelli kişilerin sayısı Belçika, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Macaristan ve Hollanda’nın toplam nüfusuna eşit oluyor. Bu çarpıcı veriler aile bazında değerlendirildiğinde her dört Avrupalıdan birinin ailesinde engelli bir kişinin olduğu ortaya çıkıyor. Engellilerin istihdama katılım oranlarına bakıldığında ise, AB’nin engellilerin çalışma hayatında maruz kaldıkları ayrımcılıkla mücadele etme ve engellilerin işgücü piyasasına katılımının artmasını sağlayacak önlemler alma zorunluluğu ortaya çıkıyor. 16-64 yaşlarındaki kişilerden sürekli hastalığı olan veya engelli olan kişilerin % 78’i işgücü piyasasına katılmazken bu oran sürekli hastalığı veya engeli olmayan kişilerde % 27. Çoğu engelli kişi ‘caydırılmış çalışan’ kategorisinde değerlendiriliyor ve işgücü piyasasına girmeye bile teşebbüs edemiyor. Engelliler içerisinde işgücü piyasasına katılmış olanların işsizlik oranı ise engelli olmayanların oranından iki kat daha fazla. Ayrıca, engel derecesi arttıkça işgücü piyasasına katılım oranında önemli ölçüde düşüş gözleniyor. Çalışma kısıtı olan engellilerin yalnızca % 16’sı desteklenmiş istihdam imkanlarına sahip. Yukarıdaki verilere bakıldığında engellilerin istihdama katılım oranları ile engelli olmayanların istihdam oranlarında büyük farklılıklar görülüyor. Bu eşitsizliğin sonucu olarak da 16-34 yaş aralığındaki kişiler içerisinde engelli olanların yalnızca % 38’inin kazanç geliri varken, bu oran engelli olmayan kişilerde % 64. İşgücünde yer alan engelli kişilerin geliri engelli olmayanların geliri karşılaştırıldığında ise aradaki farkın büyüklüğü dikkat çekiyor. İstihdama katılımın yanı sıra, engellilerin sosyal entegrasyonunun sağlanmasının gerekliliği de istatistikler ile ortaya çıkıyor. Her iki engelliden biri hayatında hiç boş zaman aktivitelerine katılmamış veya spor yapmamış. Sosyal hayata katılımın bir diğer aktivitesi olan seyahat oranlarına bakıldığında ise, her üç engelliden birinin hiç yurt dışına çıkmadığı, hatta erişim imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle günübirlik gezinti aktivitelerine bile katılmadığı görülüyor. Engellilerin arkadaşlar ve akrabalarla buluşma gibi sosyal aktivitelere katılımın oranının da düşük olduğu düşünüldüğünde, engellilerin çoğunlukla sosyal hayattan soyutlanmış şekilde yaşadığını söylemek mümkün. 3 1.2 AB’de Engellilere İlişkin Politikaların Dayandığı Hükümler AB’de engellilere yönelik oluşturulan politikalar, çoğunlukla üye ülkelerin sorumluluğu altında bulunuyor. Yerindenlik ilkesi uyarınca, AB’de vatandaşların yararına olacak kararların vatandaşa en yakın olan merci tarafından alınması öngörülüyor. Çoğunlukla üye ülkelerin yetki alanında olan bir konu olsa da, Avrupa Komisyonu AB’de engellilerle ilgili yapılan düzenlemelerde önemli bir role sahip durumda. Komisyon, üye ülkelerin engelli politikalarına destek sağlamasının yanı sıra üye ülkeler arasında koordinasyonu sağlama işlevini de yerine getiriyor. Komisyon, diğer yandan, AB üyesi ülkelerin engellilerle ilgili karşılaştırılabilir verilerinin ve en iyi uygulama örneklerinin tek çatı altında toplanmasını sağlayarak üye ülkelerle düzenli şekilde paylaşımını gerçekleştiriyor. AB’de engellilere yönelik yapılan düzenlemelerin temel hukuki dayanağını, Avrupa Topluluğu Kurucu Antlaşması’nın 13. maddesi oluşturuyor. Amsterdam Antlaşması’nın Avrupa Topluluğu Kurucu Antlaşması’nı tadil eden maddesi ile engelli haklarının AB hukukundaki yeri daha da sağlamlaşmış oldu. Bu maddeye göre, “Konsey, Komisyon’dan gelen öneriler doğrultusunda Avrupa Parlamentosu’nun görüşünü alarak, cinsiyet, ırk ya da etnik köken, din ya da inanç, özürlülük ya da cinsel tercihe dayalı ayrımcılıkla mücadele için oybirliği ile karar alabilir”. Amsterdam Antlaşması’nın bu maddesi, aynı zamanda AB’nin ayrımcılıkla mücadele konusuna daha geniş bir perspektiften bakmaya başladığını da gösteriyor. Amsterdam Antlaşması’ndan önce ayrımcılıkla mücadele alanı yalnızca ırk, etnik köken ve cinsiyete dayalı ayrımcılık ile sınırlı olan AB, yeni yaklaşımı ile engelliliğe dayalı ayrımcılık da dahil olmak üzere geniş bir alanı referans almaya başladı. AB’de engellilerin haklarını koruyan düzenlemelerin diğer bir dayanağı ise 2000 yılında AB liderleri tarafından Nice’te imzalanan Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı. Temel Haklar Şartı’nın 21. maddesi engellilik/özürlülük olmak da dahil olmak üzere cinsiyet, ırk, renk, etnik veya sosyal köken, genetik özellikler, din veya inanç, siyasi veya diğer her türlü düşünce, bir ulusal azınlığa mensubiyet, servet, doğum, sakatlık, yaş veya cinsel eğilime dayalı ayrımcılık yapmayı yasaklıyor. Temel Haklar Şartı’nın üye ülkelere bağlayıcılığının ne zaman tesis edileceği bir süre belirsizliğini korumuş olsa da, Aralık 2007’de imzalanan Lizbon Antlaşması’na Temel Haklar Şartı’nın ilave edilmesiyle bu sorun ortadan kalkmış oldu. Tüm üye ülkelerin onaylamasının ardından yürürlüğe girecek olan Reform Antlaşması ile birlikte Temel Haklar Şartı da hukuki bağlayıcılık kazanmış olacak. 4 Engellilerin istihdam alanında eşit haklara sahip olmasını güvence altına alan düzenleme ise 2000/78/EC sayılı “Çalışma ve meslekte eşit muamele için genel bir çerçeve oluşturma” Direktifi. Kurucu Antlaşma’nın 13. maddesine dayanarak oluşturulan Direktif ile AB’de ayrımcılığa karşı asgari standartlar düzenleniyor. Direktif, çalışma hayatında, mesleğe yönelik eğitimlerde veya meslek örgütlerinde din ya da inanç, özürlülük, yaş ya da cinsel tercih ayrımı olmaksızın herkese eşit koşullar sunulmasını öngörüyor. Direktif, çalışma hayatında eşit koşulların oluşturulması açısından önemli bir adım olarak görülüyor. Üye ülkeler, çalışma hayatında ayrımcılığa karşı mücadelede Direktif’te öngörülen kurallardan daha katı kurallar belirliyebiliyorlar. Direktifin 5. maddesi çalışma hayatında engellilere karşı yapılan ayrımcılığın önlenmesine ilişkin kuralları belirlerken işverenlere aşırı bir maliyete sebebiyet vermediği sürece iş yerlerini ve eğitim programları erişebileceği şekilde yapmasını gibi diğer zorunlu işyeri tutuyor. etkinliklerini Engellilerin iş engelli yerinin çalışanlarının imkanlarına erişebilmesi için alınan önlemlerden doğan finansal yük, üye ülkelerin engelli politikaları kapsamında karşılandığı sürece orantısız veya aşırı olarak değerlendirilmiyor. Bu madde, engellilerin işyerinde ayrımcılığa maruz kalmasıyla mücadelede temel bir rol oynuyor. Engellilere iş yerinde uygun koşullar yaratmaya örnek olarak tekerli sandalye ile erişim imkanı sağlanması, ofis ekipmanlarının engellilere uygun hale getirilmesi veya çalışma saatlerinin engellilere göre ayarlanması gibi önlemler sıralanabilir. Aşırı maliyetin tanımı yapılırken iş yerinde engellilere sağlanan düzenlemelerin maliyeti, söz konusu şirketin mali kaynaklarının ne ölçüde olduğu ve herhangi bir kamu kaynağından yararlanma imkanının olup olmadığı değerlendiriliyor. 1.3 AB’de Engellilerin İstihdama Katılımının Artırılması için Alınan Önlemler Engellilerin istihdama katılımlarının artırılması, AB’nin istihdam ve sosyal politika alanındaki diğer düzenlemelerinin de önemli bir bileşenini oluşturuyor. AB’nin 2000 yılında açıkladığı Lizbon Stratejisi hedeflerine ulaşması için engelliler başta olmak üzere dezavantajlı grupların istihdama katılım oranlarını artırılması kritik öneme sahip. Büyüme ve istihdamın artırılması hedeflerinin altının çizildiği Lizbon Stratejisi’nde AB nüfusunun yaşlanmasıyla oluşan demografik değişimin yarattığı olumsuz etkilerin istihdamın artırılması ile hafifletilebileceği belirtiliyor. AB’de çalışma çağında olan nüfusun altıda birinin engelli olduğu düşünüldüğünde, istihdam oranının artırılması için alınan önlemlerin hedef grubunda engellilerin olması ciddi 5 öneme sahip. AB-15’teki engellilerin yalnızca % 15,7’sinin, Birliğe yeni katılan ülkelerdeki engellilerin ise yalnızca % 11,4’ünün desteklenmiş istihdam imkanlarına sahip olduğu göz önüne alındığında, engellilerin istihdama katılımını artıracak önlemlerin gerekliliği ortaya çıkıyor. Bu durumu doğrukayan bir diğer istatistik ise çalışma çağında olmasına rağmen çalışmayan engellilerin % 43,7’sinin çalışabilmek için çeşitli destek mekanizmalarına ihtiyaç duyduğunu belirtmesi. Lizbon Stratejisi hedeflerine ulaşılması için oluşturulan araçlardan birisi Avrupa İstihdam Stratejisi. İstihdamın artırılması için Avrupa İstihdam Stratejisi ile AB genelinde hedef ve öncelikler belirlenirken üye ülkelerin istihdam politikaları da koordineli şekilde oluşturulmuş oluyor. Üye ülkelerin istihdam stratejilerinin ortak hedefleri İstihdam Politikasına İlişkin Kılavuz İlkeler aracılığıyla belirleniyor. Kılavuz ilkeler Komisyon tarafından önerilerek Konsey’de kabul ediliyor. Engellilerin istihdama katılımlarının artırılması AB’nin 2005-2008 yılları için belirlediği İstihdam Politikasına İlişkin Kılavuz İlkeler çerçevesinde de ele alınan bir konu. Üye ülkeler tarafından kabul edilen kurallar uyarınca ülkelerin istihdam politikalarının tam istihdam hedefini gerçekleştirmeye yönelik olarak sosyal bütünleşmenin sağlanmasının altı çiziliyor. Üye ülkeler kılavuz ilkeler ışığında istihdam politikalarını oluşturmak ve üye ülke seviyesinde ulusal istihdam oranı belirlemekle yükümlüler. 2005/600/EC sayılı Konsey kararı ile düzenlenen kılavuz ilkeler sayesinde AB’nin ortalama istihdam oranının % 70’e ulaşması hedefleniyor. Kılavuz ilkelerin 19. maddesi istihdam imkanlarının her kesimi kucaklayacak biçimde şekillendirilmesini öngörüyor. Bu madde uyarında, sosyal entegrasyona imkan sağlayacak ve engelliler başta olmak üzere dezavantajlı gruplara yapılan ayrımcılığın önüne geçecek birtakım önlemlerin alınması gerekiyor. Bu hedeflere ulaşmak için üye ülkelerin işgücü piyasasında gerekli önlemleri alınması, iş arama sürecine destek sağlanması, kişiye özel rehberlik ve eğitim verilmesi gibi tedbirler almaları öngörülüyor. Engelli haklarını AB düzeyinde koruyan düzenlemelerin yalnızca istihdam alanıyla sınırlanmış olması başta engelliler ve engellileri hakları için çalışan sivil toplum kuruluşlarının tepkisini çekiyor. Engellilerin sadece istihdam alanında değil eğitim ve ulaşım gibi hayatın diğer alanlarında da birçok engelle karşılaştıklarını belirten sivil toplum kuruluşları, spesifik olarak engellileri konu alan ve yaşamın tüm alanlarını içeren bir Direktifin yayınlanmasını istiyorlar. Engelli haklarının insan hakları çerçevesinde ele alınması gerektiğini belirten engelli kuruluşları, Avrupa Komisyonu’nun Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ni imzalamış olmasını memnuniyetle karşılarken aynı hassasiyetin AB genelinde bir hukuki düzenlemenin hazırlanmasıyla da gösterilmesi gerektiğini savunuyorlar. 6 Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi, 13 Aralık 2006’da kabul edilerek 30 Mart 2007’de Birleşmiş Milletlere üye 192 ülkenin imzasına açıldı. Dünya nüfusunun % 10’unun engelli olduğu ve bu oranın yaklaşık 650 milyon kişiye denk geldiği düşünüldüğünde, engelli haklarının korunmasına yönelik hukuki bağlayıcılığı olan uluslararası bir sözleşme imzalanmasının önemi ortaya çıkıyor. Sözleşmenin amacı, engellilerin insan haklarından tamamen ve bütünüyle yararlanmasını güvence altına almak olarak belirlenmiş. Sözleşmenin en büyük katkısı engelli haklarına konusuna yaklaşımda köklü değişikliğe gitmeyi amaçlaması. Yeni yaklaşıma göre engelliler merhamet, tıbbi tedavi ve sosyal koruma çerçevesinden çıkarılıp haklarını koruyan, kendileri hakkında karar veren ve sosyal hayata aktif katılım sağlayan bireyler olarak görülüyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’na göre 650 milyonu aşkın engelli nüfusunun % 80’i gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. Sözleşmeyi bugüne kadar 127 ülke imzaladı, imzalayan ülkelerin 24’ü ise onay sürecini tamamladı. Türkiye sözleşmeyi kabul edilir edilmez imzalayan ülkelerin başında geliyor. AB’de engellierin istihdama katılımlarının önündeki ayrımcı uygulamaların yasaklanmasının yanı sıra, engelli yakınlarına yapılan ayrımcılık da dolaylı ayrımcılık olarak değerlendiriliyor. Avrupa Adalet Divanı’nın Ocak 2008’de aldığı ön karar uyarınca, engelli oğluyla ilgilenebilmek için esnek çalışma saatleri isteyen bir İngiliz vatandaşınının işten çıkarılmasını engellilere yapılan dolaylı ayrımcılık olarak kabul ederek hukuka aykırı buldu. Böylece AB genelinde milyonlarca engelli yakınının haklarını koruyacak olan düzenlemelerin yolu açılmış oldu. 1.4 AB Engelliler Stratejisi AB’de engellilere ilişkin politikalar Avrupa Komisyonu İstihdam, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülüyor. Yürütülen politikaların temel amacı, engellilerin fırsat eşitliği çerçevesinde toplumun tüm kesimine sağlanan haklara erişiminin sağlanması olarak ifade ediliyor. Bu amaçla oluşturulan AB Engelliler Stratejisi, engellilere ilişkin yürütülen politikalara yön veriyor. Engelliler Stratejisi’nin üç bileşeni bulunuyor: a. Avrupa Komisyonu ve Üye Ülkeler Arasındaki İşbirliği b. Engelli Kişilerin Katılımlarının Artırılması c. Politika Oluştururken Engellilerin Dikkate Alınması 7 Avrupa Komisyonu ve üye ülkeler arasındaki işbirliği: Engellilerin erişim imkanlarının artırılması üye devletler bazından daha etkili şekilde yürütülecek olsa da, Avrupa Komisyonu üye ülkeler arasındaki işbirliğinin geliştirilmesine katkıda bulunarak, üye ülkelerin kendi aralarında bilgi ve iyi uygulama örnekleri paylaşımında bulunmalarını sağlıyor. Komisyon ayrıca, engelliler ile ilgili toplumdaki farkındalığın artırılmasına ve AB’nin aldığı kararlarda engellileri göz önünde bulundurulmasına katkı sağlıyor. Engelli kişilerin katılımlarının artırılması: Avrupa Komisyonu, engellilerin kendileri hakkında düzenlenen politika ve eylemlerin planlama, gözlem ve değerlendirme süreçlerine tam katılım sağlamasına büyük önem veriyor. Komisyon’un üye ülkelerdeki engelli derneklerini ve engelli konseylerini temsil eden çatı örgüt Avrupa Engelliler Forumu ile sürekli işbirliği halinde bulunması bu durumun bir göstergesi niteliğinde. Politika oluştururken engellilerin dikkate alınması: Engelliler Stratejisi’nin bu ayağında amaç engellilerin ihtiyaçlarına yalnızca onlara yönelik politikaların oluştururken değil tüm alanlarla ilgili politika üretirken önem verilmesi. “Mainstreaming” yaklaşımı denilen yaklaşım doğrultusunda, üye ülkeler çerçevesi Komisyon tarafından çizilmiş olan ilkeler çerçevesinde engelli haklarını genel anlamda ele alarak ulusal politikalarını oluşturuyor. Komisyon’da oluşturulan Engelliler Birimi, alınan tüm kararlarda engelli haklarına önem verildiğini güvence altına almakla sorumlu. Bileşenleri açıklanan Engelliler Stratejisi, Engelliler Eylem Planı aracılığıyla yürütülüyor. Engelliler Eylem Planı, AB’de 2004-2010 tarihleri arasında yürütülecek engelli politikalarının eylemsel çerçevesini oluşturuyor. Her iki yılda bir sunulan eylem planları, engellilerin karşılaştığı eşitsizliklerle mücadelede öncelik alanlarını belirliyor. Örneğin 2008-2009 Eylem Planı’nda, engellilerin işgücü piyasasından dışlanmalarına ve engelli kadınların durumlarının engelli erkeklere göre daha kötü durumda olduğunun altını çizerek üye ülkelerin belirlenen tespitler doğrultusunda harekete geçmeleri isteniyor. Ayrıca, 2006-2007 Eylem Planı’nın bir değerlendirmesi yapılırken, 2008-2009 dönemi için öncelikler belirlendi. Buna göre “erişilebilirlik” bütünleşme ve haklara erişim için gerekli olan öncelik alanı olarak belirlendi. Eylem Planı’nda erişilebilirlik, işgücü pazarına ve mallar, hizmetler ve tesislere erişim olarak tanımlanarak erişimin kolaylaştırılmasının gerekliliğine vurgu yapılıyor. Erişimin desteklenmesi için Komisyon’un kapasitesinin artırılması da konuyla ilgili önceliklerden birini oluşturuyor. Erişebilirlik önceliğinin yanı sıra, 2008-2009 Engelli Eylem Planı’nda engelliler konusuna temel haklar perspektifinden yaklaşımın önemi belirtilirken temel hakların güvence altına alınması ve imzalanan Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’nin uygulanmasının teşvik edilmesi de yer alıyor. Ayrıca, engellilere yapılan ayrımcılığın 8 yasaklandığı ve sadece istihdam alanı ile sınırlı olmayan AB düzeyinde bir yasal çerçevenin oluşturulması hedefleniyor. 2003 yılının AB’de “Avrupa Engelliler Yılı” ilan edilmesi, Engelliler Eylem Planı çerçevesinde gerçekleştirilen etkinlikler arasında öne çıkıyor. Engelliler yılında AB’nin dört bir yanında engellilerin de katılımıyla etkinlikler düzenlenmesiyle engellilerin yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve engellilerin karşılaştığı engellere ve ayrımcılığa dikkat çekilmesi amaçlandı. Engellilerin hakları konusunda bilinç düzeyini artırmak ve engellilerin haklarından tam anlamıyla ve eşit şekilde yararlanmasını sağlamak için düzenlenen etkinlikler aynı zamanda AB’nin farklı bölgelerinde gerçekleşen en iyi uygulama deneyimlerinin paylaşımın sağlanmasına da yardımcı oldu. 2003 yılının Avrupa Engelliler Yılı seçilmesinin yanı sıra AB’de her yıl Aralık ayında “Avrupa Engelliler Günü”nünde konferans düzenleyerek engellileri AB’nin gündemine taşıyor. Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılından itibaren 3 Aralık gününün Dünya Engelliler Günü olarak ilan etti; 1993 yılından itibaren de Avrupa Komisyonu aynı günü Avrupa Engelliler Günü olarak kutluyor. Toplumda engelliler hakkında farkındalığı artırmayı amaçlayan etkinliklerle engellilerle ilgili konularda Avrupa genelinde işbirliği mekanizmalarının geliştirilmesi amaçlanıyor. Komisyon 3 Aralık günü hem AB genelinde hem de üye ülkelerde düzenlenen etkinliklere destek veriyor. AB genelinde düzenlenen konferans ve diğer aktivitelerin yanı sıra üye ülkelerde de aynı gün engelliler konusunda Ulusal Bilgilendirme Günü çerçevesinde etkinlikler düzenleniyor. Engelliler Konusunda Çalışan Üst Düzey Grup (High Level Group on Disability) üye ülkelerin bakanlar düzeyinde katılım gösterdiği ve sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı üst düzey bir tartışma platformu niteliğini taşıyor. Engelliler hakkında bilgi ve tecrübelerin ortak bir havuzda toplandığı grup, Avrupa Komisyonu’na tavsiyelerde bulunmanın yanı sıra üye ülkelerin de engellilerle ilgili yürüttüğü politikalarını sürekli gözlemliyor. Düzenli aralıklarla biraraya gelen grup faaliyetleri içerisinde farklı üye ülkelerin engellilerin toplumsal hayatta yaşadıkları zorlukları nasıl aştıklarını birbirleriyle paylaştıkları aktivite engellilerin erişebilirliğinin yükselmesi açısından önemli bir yere sahip. AB’de engellilerle ilgili düzenleme yapma yetkisi temel olarak İstihdam, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülüyor olsa da ilgili diğer Genel Müdürlükler ile de sürekli fikir alışverişi yapılıyor. Engellilerle ilgili Çalışan Hizmetlerarası Grup (The Disability Interservice Group), ilgili Genel Müdürlüklerin engelli haklarından sorumlu olan üyelerinden 9 oluşuyor. Hizmetlerarası Grup İstihdam, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar Genel Müdürlüğü’nün yanı sıra ulaştırma, eğitim ve kültür, sağlık ve bölgesel politikadan sorumlu Genel Müdürlükleri de içeriyor. politikaların ve oluşturulduğunu Düzenli olarak toplanan grup, Komisyon’un oluşturduğu tüm hizmetlerin kontrol engellilerin ediyor. Grup ihtiyaçlarının ayrıca göz Komisyon önünde genelinde bulundurularak engellilerle ilgili farkındalığın artırılmasına yönelik çalışmalar da yürütüyor. 1.5 Türkiye’de Engelli Profili Türkiye’de engelli istatistikleri toplanmasına ilişkin bugüne kadar yapılmış en kapsamlı araştırma TÜİK ve Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı işbirliği ile gerçekleştirilen “2002 Türkiye Özürlüler Araştırması”. Bu araştırma ile Türkiye’nin engelli profili ilk defa çıkarılmış oluyor. Engellilere ilişkin istatistik eksikliğini gidermek amacıyla yapılan araştırmada sunulan verilerden daha güncel engelli istatiklerine ulaşmak mümkün görünmüyor. Bu araştırmaya göre Türkiye’de 8.431.937 engelli kişi bulunuyor. Engelli kişi sayısı Türkiye nüfusuna oranlandığında engelli nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı % 12,29 oluyor. Yüzde 12,29 oranının dağılımına bakıldığında % 2,58’lik oranın fiziksel özürlü (görme, ortopedik, işitme, zihinsel özürlü) kişiler, % 9,7’sini ise ruhsal ve süreğen hastalığa sahip kişiler oluşturuyor. Fiziksel özrü olan kişi sayısı yaklaşık 1,8 milyon, ruhsal ve süreğen hastalığa sahip kişilerin oranı ise yaklaşık 6,6 milyonu buluyor. Özürlü nüfusunun cinsiyet ayrımına göre dağılımına bakıldığında engellilerin % 59’unu erkeler, % 41’ini ise kadınlar oluşturuyor. Engelli nüfusun eğitim durumu istatistiklerine bakıldığında, engellilerle engelli olmayanların durumu arasında bir uçurum olduğu gözleniyor. Türkiye nüfusunun genelinde okuma yazma bilmeyenlerin oranı % 12,94 iken, bu oran özürlülerde % 36,34, süreğen hastalığı olanlarda ise % 24,81. Eğitim düzeylerine bakıldığında da engellilerin yarısına yakınının ilkokul mezunu olduğu görülüyor. Fiziksel özürlülerin % 40,97’si, süreğen hastalığı olanların ise % 47,10’u ilkokul mezunu. Yüksekokula devam eden kişilerin oranına bakıldığında ise fiziksel özürlüler arasında yüksekokula devam edenlerin oranı % 2,42, süreğen hastalığa sahip olanlarda ise % 4,23 seviyesinde görülüyor. Engellilerin engellilikleri ile ilgili eğitim alma oranları da oldukça düşük. İşitme engellilerin % 15,1’i, görme engellilerin % 11’i, fiziksel engellilerin % 10,3’ü ve zihinsel engellilerin % 13,5’i eğitim imkanlarına sahip durumda. İstihdam oranlarına bakıldığında engellilerin istihdama katılımlarını artıracak acil önlenmler alınması gerektiği görülüyor.Engellilerin %78’i işgücüne dahil olmazken işgücüne dahil olan 10 % 22’lik kesimin ise yalnızca % 20’sinin istihdam edildiği görülüyor. Süreğen hastalığa sahip olan kişilerin % 23’ü işgücüne katılırken, iş gücüne katılanlar arasında istihdam edilenlerin oranı ise yalnızca % 20. Engellilerin işgücüne katılım ve işsizlik oranlarına bakıldığında kadınların erkeklere oranla daha elverişsiz imkanlara sahip olduğu görülüyor. Fiziksel engellilerin işgücüne katılma oranını cinsiyet gruplarına göre incelendiğinde erkek engellilerin % 32,2’sinin, kadın engellilerin ise yalnızca % 6,71’inin işgücüne katıldığı göülüyor. İşsizlik oranlarına bakıldığında ise, erkeklerde % 14,57 olan işsizlik oranı kadınlarda % 21,54 olarak görülüyor. Bu veriler, engellilerin istihdama kazandırılması için alınan önlemlerin kadın-erkek eşitliği ile birlikte ele alınması gerektiğini gösteriyor. İstihdam ve eğitim oranlarındaki düşüklüğün yanı sıra engellilerin engelleriyle ilgili sağlık, bakım ve rehabilitasyon imkanlarına da rahatlıkla ulaşabildiğini söylemek ne yazık ki mümkün görünmüyor. Engellilerin % 47’si engeliyle ilgili herhangi bir şekilde tedavi edilmediğini belirtiyor. Tüm engel gruplarında tedavi edilen erkeklerin oranının kadınlara göre yüksek olması da dikkate alınması gereken diğer bir konu. Diğer yandan, engellilerin % 47,55’inin, diğer bir ifadeyle yarısından azının sosyal güvenlik imkanı bulunuyor. Sosyal güvenlikten yoksunluk ve maddi yetersizlikler tüm engelli gruplarını olumsuz etkilerken konu zihinsel özürlüler için daha kritik öneme sahip. Özürlüler Araştırması’na göre zihinsel özürlülerin % 63’ü hiçbir maddi güvencesi olmadığını belirtiyor. Ayrıca, zihinsel özürlülerin % 70’i ailelerinin olmaması durumunda kendilerine kimin bakacağının endişesini taşıyorlar. Tüm engel gruplarına bakıldığında bakım ve rehabilitasyon hizmetinden yararlananların oranı ise sadece % 5,9. 1.6 Türkiye’de Engelli Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Türkiye’de engelli haklarını korumak, geliştirmek ve tek çatı altında toplamak amacıyla Başbakanlık Özürlüler İdaresi tarafından özürlüler kanunu oluşturulmasına ilişkin çalışmalar 2005 yılında sonuçlandı. 1 Temmuz 2005 tarihinde oy birliği ile kabul edilen ve 7 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, özürlülere eşitlik haklar sunulması zorunlu hale getirildi. Böylece mevzuat içerisinde bulunan özürlülere yönelik birçok yasal düzenleme ilkesel bir bütünlük altında toplanmış oldu. Engelliler ile ilgili olan mevzuatın farklı alanlara dağılmış şekilde olması ve ilgili kanunların herhangi bir dil birliği içerisinde olmamasının sebep olduğu farklı yorumlamalarında önüne geçilmiş oldu. 11 Özürlüler Kanununda belirlenen düzenlemeler, insan hakları, ayrımcılıkla mücadele ve fırsat eşitliği ilkesinden yola çıkıyor. Kanunla özürlülüğün önlenmesi, engelli vatandaşların sağlık, eğitim, rehabilitasyon, ulaşılabilirlik, istihdam, bakım ve sosyal güvenliğe ilişkin haklarının geliştirilmesi yasal bir çerçeveyle düzenleniyor. Ayrıca engellilerin toplumsal hayata tam katılımını sağlayacak önlemler alınması ve engellilere hizmet sağlayan kurumların koordinasyonunun sağlanması da Kanun çerçevesinde düzenleniyor. Özürlüler Kanunu ile engellilerin ihtiyaç duyduğu birçok hizmet ilk defa düzenleme kapsamına alındı. Diğer bir deyişle engellilerin temel haklarının güvence altına alınması ve fırsat eşitliği koşullarının sağlanmasının yanı sıra, engellilere sunulan hizmetler de belirli standardlar belirlenmiş oluyor. Ayrıca, engelliye sunulan hizmetlerde aile bütünlüğünün korunması ilkesine de önem veriliyor. Özürlüler Kanunu ile engellilerin tam katılımının önündeki engellerin kaldırılması hedefleniyor. Bu çerçevede engellilere sunulan hizmetlerin ulaşılabilir olmasını sağlamak, engellilerin eğitim ve öğretim alanlarında fırsat eşitliği sağlamak, fiziksel koşulların oluşturduğu engelleri ortadan kaldırmak ve engellilerin istihdama katılımlarını sağlayacak mesleki rehabilitasyon hizmetlerini geliştirmek Kanunun özürlülerin yaşam kalitesini yükseltilmesi için belirlediği hedefler arasında yer alıyor. Özürlüler Kanunu’nda engellilerin tam katılımını sağlanmasına verilen önemin yanı sıra engellilerle ilgili alınan kararlarda ve verilecek hizmetlerde de engellinin, engelli yakınlarının ve sivil toplum kuruluşlarının da katkısının sağlanması bekleniyor. Özürlüler Kanunu’na işlevsellik kazandırmaya yönelik çıkarılan ikincil düzenlemeler de engelli haklarının korunması ve geliştirilmesine katkı sağlıyor. Örneğin engellilerin istihdama katılımlarının artırılması için korumalı işyerleri anlayışı yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Engellilerin istihdamının öncelikle korumalı işyerleri aracılığıyla sağlanmasını öngören Korumalı İşyerleri Hakkında Yönetmelik 30 Mayıs 2006 tarihinde yürürlüğe girdi. Ayrıca, engellilerin engel türleri değerlendirilerek yapılan meslek analizleri çerçevesinde engellilere uygun mesleki rehabilitaston ve eğitim programları geliştirilmesini öngören yasal düzenlemeler de oluşturuldu. Bu çerçevede Özel Mesleki Rehabilitasyon Merkezleri Hakkında Yönetmelik 2 Mayıs 2006 tarihinde yürürlüğe girdi. Türkiye’deki engellilerin yalnızca % 2,4’ünün yüksek öğretim aldığı düşünüldüğünde, engellilerin yüksek öğretim imkanlarını geliştirecek yasal düzenlemelerin gerekliliği de görülmüş oluyor. 20 Hziran 2006’da yürürlüğe giren Yükseköğretim Kurumları Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği, bu alandaki eksikliği gidermeyi hedefliyor. Engelli 12 öğrencilere uygun eğitim, araştırma ve barınma imkanlarının geliştirilmesini öngören yönetmelikle ilk defa engelli öğrencilerin sorunlarını yöneltebilecekleri bir mekanizma yaratılmış oluyor. Türkiye’de engellilere ilişkin faaliyetler temel olarak Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı altında yürütülüyor. Engellilere sağlanan hizmetlerin verimli şekilde yürütülmesini sağlayan kurumun amaçları arasında ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonun sağlanması, engellilerin sorunlarının tesbit edilmesi ve bu sorunların çözümüne yönelik politikalar belirlenmesi ve ulusal bir engelli politikasının oluşturulması yer alıyor. Ayrıca, doğru tesbitlerden yola çıkarak doğru engelli politikaları geliştirilmesi amacıyla engellilerle ilgili incelemeler ve araştırmalar yapmak da kurumun görevleri arasında yer alıyor. 2. AB’de Engellilere Yönelik En İyi Uygulama Örnekleri 2.1 Engellilerin Yeteneklerini ve İstihdam Oranlarını Artıran En İyi Uygulama Örnekleri Çalışma çağındaki nüfusun % 16’sını engellilerin oluşturduğu AB’de, engellilerin sosyal hayata katılımını artıran düzenlemeler çoğunlukla üye ülkeler tarafından belirleniyor. Fakat AB, yürüttüğü destek programları çerçevesinde, engellilerin fırsat eşitliği ve erişim hakkını teşvik ediyor. Ayrıca, AB üye ülkelerde engelliler için yapılan etkinlikleri koordine ederken, üye ülkelerin karşılaştırılabilir veri toplanmasını, bilgi ve en iyi uygulama örnekleri paylaşmasını destekliyor. 2003 “Avrupa Engelliler Yılı” etkinliği ve diğer birçok projeyle, engellilik konusunda bilinç düzeyinin artırılması hedefleniyor. Avrupa Sosyal Fonu, yalnızca %40’ı istihdam edilen engellilerin ekonomik ve sosyal hayatla daha fazla bütünleşmesine destek veriyor. Engellilerde % 40 olan bu oran, engelli olmayanlarda % 64.2. AB’nin Lizbon hedeflerinde belirtilen istihdam oranına ulaşabilmesi için, engelliler de dahil olmak üzere hassas grupların istihdam piyasasına katılımının artırılması gerekiyor. Bu amaçla Avrupa Sosyal Fonu; engellilerin ihtiyaçlarına göre eğitimler düzenlenmesi, engellilerin iş bulma ve işe başlama süreçlerinin desteklenmesi, engellilerde girişimciliğin desteklenmesi, toplumun bilinçlendirilmesi ve iş yerinde çeşitliliğin teşvik edilmesi gibi konularda yürütülen projeleri destekliyor. 13 Dernekler, yerel yönetimler veya bakanlıklar tarafından yürütülen projeler arasında öne çıkan en iyi uygulama örnekleri, Türkiye’de faaliyet gösteren muadil kurum ve kuruluşlara örnek teşkil ediyor. Avrupa’da başarıyla uygulanan projelerin birçoğu, bir süre sonra proje bazlı olmaktan çıkıp engellilere sunulan standart hizmetlerin bir parçası haline geliyor. İspanya – Murcia Özerk Bölgesi Engellilere İstihdam Desteği Projesi 2000-2006 yılları arasında gerçekleştirilen projenin temel amacı, engellilerin ekonomik ve sosyal hayata etkin bir şekilde katılımını sağlamak. Bütçesinin büyük bir bölümü Avrupa Sosyal Fonu ile desteklenen projenin merkezinde engelli kişilere sağlanan “desteklenmiş istihdam” kavramı yer alıyor. Bu yaklaşımın hedefi, daha fazla sayıda engelli kişinin istihdam edilmesini sağlamanın yanı sıra, işe başlayan engellilerin uyum sürecinde yaşadığı sorunları en aza indirgemek. Her engelli için kişiye özel desteğin sağlandığı proje kapsamında, kar amacı gütmeyen kurumlarla anlaşma yapıldı. Bu kurumlar, engelli kişilerin iş bulmasına yardımcı olurken, engelli kişinin bulunan işe en kısa zamanda uyum sağlamasına destek oluyor. AB’de engelli kişilere iş imkanı sağlayan firmalara finansal destek sağlanması, projenin başarısında önemli bir paya sahip. Projenin ilk dört yılında istihdam desteği sağlanan 3,200 engelli kişiden 410’u işe yerleşti. Projenin tamamlanmasıyla, istihdam desteği sonucu işe başlayan engelli kişi sayısının 700’e ulaşacağı ifade ediliyor. İletişim: Tel: +34 968 366 867 - Faks: +34 968 366 219 E-posta: Constantino.sotoca@carm.es İnternet Adresi: www.carm.es Ligue HMC asbl – Lüksemburg Zihinsel Engellilerin İş Yerinde Yeteneklerini Geliştirme Projesi Projenin hareket noktası, zihinsel engelli kişilerin yeni koşullara alışmalarının uzun zaman almasından dolayı, zihinsel engellilerin işe başlama sürecini sancılı bulduklarından iş hayatına katılmamayı tercih ettiklerinin tespit edilmesi oldu. Proje etkinlikleri arasında farklılığıyla ön plana çıkan hizmet, simulasyon ofisler yaratılarak zihinsel engellilerin iş 14 hayatında yapacakları işlere bu ofiste alışmalarını sağlamak. Zihinsel engelliler, tasarlanan simulasyon ofiste eğitmenleri tarafından bilgisayar, Internet ve e-posta uygulamaları, yazıcı kullanımı gibi konularda eğitiliyorlar. Eğitimlerin verimli olması ve eğitim alan öğrencilerin ilerlemelerinin daha etkin şekilde değerlendirilmesi için, zihinsel engelli grupları 5-6 kişiden oluşuyor. Proje kapsamında sunulan ikinci hizmet ise “desteklenmiş istihdam”. Eğitmenler zihinsel engellilere çalışma hayatında ihtiyaç duyacakları eğitimleri verdikten sonra, engellilerin çalışması için uygun olan huzurevleri, parklar ve özel iş yerleri gibi alanlarda iş imkanlarını araştırıyorlar. Engelliler, bu yerlerde bahçecilik, aşçılık ve temizlik gibi basit işlerde görevlendiriyorlar. Zihinsel engellilerin ilk iş görüşmelerine kalifiye bir eğitmen eşlik ediyor. İşe başladıktan sonraki aşamada ise, eğitmenler haftada bir kez engellileri iş ortamlarında ziyaret ederek, karşılaştıkları problemlerin çözümüne yardımcı oluyorlar. Eğer zihinsel engelliler bir yerde grup halinde çalışıyorlarsa, onlara sürekli bir eğitmen eşlik ediyor. Lüksemburg’da zihinsel engellilerin iş yaşamında desteklenmesi amacıyla yürütülen bu projenin çok faydalı olduğunun görülmesinin ardından, proje aktiviteleri yerel yönetimlerin bir politikası haline geldi. İlk etapta Avrupa Sosyal Fonu ile desteklenen proje, artık yerel yönetimlerin sosyal hizmtlere ayırdığı bütçeden finanse ediyor. İletişim: Tel: +352 30 92 31 220 - Faks: +352 30 51 01 E-posta: roland.kolber@ligue-hmc.lu İnternet Adresi: www.ligue-hmc.lu Steirischer Landesverband der Gehörlosenvereineim ÖGLB-Avusturya İşitme Engellilere Bilgisayar Eğitimi Projesi Avusturya’da hedef grubu işitme engelliler olan dernek tarafından yürütülen “Get It” isimli proje, işitme engellilerin iş becerilerini geliştirmeyi hedefliyor. İşitme engelliler, farkı iletişim yöntemlerine ihtiyaç duyduklarından yeterli eğitim alamıyorlar. Bu durumun sonucu olarak da kalifiye olmayan işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. 3 yıl süren projenin temel faaliyeti, eğitimler düzenleyerek işitme engellilerin Avrupa Bilgisayar Kullanım Lisansı’na (European Computer Driving Licence- ECDL) sahip olmalarını sağlamak. Toplam bütçesi 355 bin € olan projenin, 164 bin € tutarındaki kısmı Avrupa Sosyal Fonu tarafından karşılanıyor. 15 9 ay süren bilgisayar dersleri, çalışan işitme engellilerin iş düzenini aksatmamak için yarızamanlı olarak düzenlendi. Eğitim kapsamında, bilgisayar derslerinin yanı sıra, yazma becerileri, İngilizce ve matematik dersleri de yer alıyor. Küçük gruplardan oluşan işitme engellilere verilen eğitimler Avusturyalı işaret dili eğitmeni ve ona eşlik eden işitme engelli yardımcı eğitmen tarafından yürütülüyor. Proje sonucunda, eğitimlere katılan işitme engellilerden bazıları çalıştıkları şirketlerde terfi ederken, diğer katılımcılar ise işyerlerindeki pozisyonlarını sağlamlaştırdı. Ayrıca, projeden haberder olan bazı şirketler, bünyelerinde çalışan işitme engellilere aynı olanakları sağlamak için harekete geçti. Projenin bir diğer etkisi de, işitme engellilerin eğitime olan ilgilerinin artması ve kendilerine olan güvenlerinin pekişmesi oldu. İletişim: Tel: +43 316 680271-4 - Faks: +43 316 680271 E-posta: petzi.panholzer@stlvgv.at İnternet Adresi: www.stlvgv.at Union regionale des associations de parents d’enfants deficients auditifs- Fransa İşitme Engellilere Kariyer Rehberliği Projesi Güneydoğu Fransa’da gönüllü bir dernek tarafından yürütülen proje ile, işitme engellilere ve ağır işitenlere kariyerlerinin her döneminde destek sağlanıyor. 738 bin € bütçesi olan projenin 344 bin €’su Avrupa Sosyal Fonu ile karşılanıyor. İşitme engellilere kariyer planlamasından eğitimlere, iş arama sürecinden iş yaşamına uyuma kadar geniş bir yelpazede destek veriliyor. İletişim eksiklikleri ile karşı karşıya kalan işitme engellilerin iş kapasitelerinin işverenler tarafından tam olarak anlaşılmaması, bu kişilerin işsizlik oranının Fransa ortalamasına göre dört kat daha fazla olmasına sebep oluyor. Hedef kitlesinde özellikle 26 yaş altı gençlerin bulunduğu proje ile, yaklaşık 1200 işitme engelliye kariyer koçluğu desteği sağlandı. Kariyer koçluğu süreci, kişiye özel olarak planlanıyor. Bu süreçte, kişiye özel bir kariyer planı hazırlanarak, işe yerleşebilmek için gerekli olan eğitimlerin belirlenmesi ve işverenlerle iletişime geçilmesi gerekiyor. Bu kapsamda, 82 farklı eğitim kurumu ve 151 işverenle bağlantı kuruldu. İletişim: 16 Tel: +33 4 91570340 - Faks: +33 4 91370217 E-posta: marseille@urapeda-paca.org Gaia Mesleki Rehabilitasyon Merkezi- Portekiz Engelli Kişilerin İş Yaşamıyla Bütünleştirilmesi 1992 yılında bir kamu kuruluşuyla, engelliler için hizmet veren iki özel kurumun bir araya gelmesiyle oluşan dernek, toplumun ve işverenlerin engellilere olan bakışını değiştirmeyi amaçlıyor. Temel sorunun engellilik değil, engelli kişilerin çevreleriyle olan ilişkisi olduğundan yola çıkan dernek, engellilerin kapasitelerini geliştirmek için kurulmuş. Her yıl 200 kadar engellinin yararlandığı hizmetler arasında, mesleki eğitim programları, iş arama ve kurma çalışmalarına destek öne çıkıyor. Kişisel ihtiyaçlara göre belirlenen mesleki eğitimlere katılan 770 engelli kişinin büyük bir çoğunluğu bir işe yerleşti ya da kendi işini kurdu. “Korumalı istihdam” da derneğin sunduğu imkanlardan biri. Korumalı istihdam, dezavantajlı gruplara istihdam öncesi gerekli eğitimlerin verilmesi, uygun iş imkanlarının araştırılması, işe başladıktan sonra yaşanan sorunlar için devreye girilmesi gibi geniş bir çerçevede destek olarak tanımlanıyor. Uygulamanın yürütüldüğü doğramacılık atölyesinde çalışan 22 kişiden 14’ü engelli. Derneğin yöneticisi Jeronimo de Sousa, atölyede imal edilen ürünlerin sosyal sorumluluk ilkelerine önem veren tüketici grubuna hitap ettiğini söylüyor. Mesleki rehabilitasyon etkinliklere katılanlar üzerinde yapılan anketin sonuçlarına göre, katılımcıların hayat kalitesi yükselirken, maddi gelirlerinin ve sosyal hayata katılımlarının arttığı görülüyor. İletişim: Tel: +351 22 7537700 E-posta: jeronimo.sousa@crpg.pt Vizyon 21- İngiltere Engelliler için Kariyer Seçenekleri Engellilere mesleki eğitim ve desteklenmiş istihdam sağlayan dernek, aktiviteleriyle İngiltere ve yurt dışında faaliyet gösteren diğer engelli kuruluşlarına örnek oluyor. Dernek tarafından 17 yürütülen projeler ilk etapta Avrupa Sosyal Fonu tarafından desteklense de, derneğin kendi kendine yeterlilik ilkesine verdiği önemden dolayı, projelerin gelir getirici olmasına özen gösteriliyor. Engellilerin mesleki eğitim alarak istihdam imkanına sahip olduğu yerler arasında, kafe, bahçe, perakende satış yapılan dükkan, çömlek atölyesi ve doğramacılık atölyesi yer alıyor. Doğramacılık atölyesinde turizm sektörüne yönelik küçük Keltic arpleri üretiliyor. Bu atölyelerde ayrıca, Fransa’ya ihraç edilen yüksek kalitede sipariş mutfaklar üretiliyor. Üretimler sonucu, Avrupa Sosyal Fonu’ndan dernek bütçesine sağlanan destek % 20 dolaylarına düşürüldü. Şu an devam eden 15 projesiyle, haftada yaklaşık 175 engelli öğrencisi olan dernek, Galler Bölgesi’ndeki diğer yerel yönetimleri benzer yapılar oluşturmak için harekete geçirdi. Ayrıca, Vizyon 21 çalışanlarından bazıları uluslararası değişim programları sayesinde, dernek aktivitelerini yurt dışında tanıtıyor. İletişim: Tel: +44 2920 621194 E-posta: bshiers@vision-twentyone.com İnternet Adresi: http://www.vision-twentyone.com/ Hollanda Eğitim, Kültür ve İlim Bakanlığı Öğrenme Güçlüğü olan Kişilere İş Hayatının Kapılarının Açılması Öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerin kendilerine olan güvenin artırmak, yeteneklerini geliştirip iş sahibi olmalarını kolaylaştırmak amacıyla Hollanda Eğitim, Kültür ve İlim Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren “Praktijkschool Hulst” okulu çalışmalar yürütüyor. IQ’su 60 ila 80 arasında değişen öğrencilerin eğitim gördüğü kurumda sunulan hizmetler neticesinde katılımcıların büyük bir çoğunluğu ücretli istihdam imkanına sahip oluyor. Eğitimler, gerçek iş ortamına benzeyen simulasyon ofislerde yapılıyor. Bu koşullarda öğrenciler ticaret yeteneklerini geliştirirken takım çalışması ve zor müşterilerle ilgilenmek gibi diğer alanlarda da eğitim alıyorlar. Bakanlığın sunduğu hizmetler kapsamında, eğitimin yanı sıra öğrenme güçlüğü çeken öğrencilere iş bulunması da yer alıyor. Simulasyon iş ortamlarında tecrübe kazanmış olan öğrenciler, bu yeteneklerini kendileri için bulunan iş yerlerinde kullanıyorlar. Öğrenme güçlüğü çeken gençler, en ufak olumsuzlukta iş hayatından uzaklaşmayı seçebiliyorlar. Bunu 18 önlemek için, Bakanlık bünyesinde faaliyet gösteren kurum çalışanlarından her biri, sekiz öğrencinin iş yerinde gözetimini yapmakla sorumlu. Öğrencilerin herhangi bir sorunla karşılaştıklarını gördüklerinde, pratik çözümler üreten bu kişiler, gerekli gördükleri taktirde, öğrencileri ilgili kurumlara yönlendiriyorlar. Kurumda eğitim gören öğrenme güçlüğü çeken öğrenciler, eğitim sürelerini tamamlamalarını takip eden 2 yıl süresince, gözetmenlik talebinde bulunabiliyorlar. Kurumun öğrenme güçlüğü çeken öğrencilere uyguladığı eğitimlerin somut katkıları, istatistiklere bakıldığında açıkça görülebiliyor. 10 yıldır bu tip eğitim hizmetleri sağlayan kurumda destek gören öğrencilerin % 94’ü ücretli istihdam olanağına sahip oldu. Engellilerin iş pazarına girmelerini kolaylaştırmayı amaçlayan bir proje de Türkiye- Hollanda ortaklığıyla 2007’den beri Denizli’de yürütülüyor. 2010 yılına kadar devam edecek olan “Engelliler Çalışıyor” isimli proje, Almelo ve Denizli belediyelerinin eşleştirme (twinning) kapsamında bir araya gelmesiyle yürütülüyor. Projenin temel amacı, Denizli’de yaşayan engellilere daha iyi istihdam olanakları yaratabilmek olarak tanımlanıyor. Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nın Orta ve Doğu Avrupa’nın gelişimine destek vermeyi amaçlayan MATRA programı tarafından finanse edilen projenin bütçesi 700 bin €. “Engelliler Çalışıyor” projesi kapsamında yürütülmeye başlanan temel faaliyetler, engellilerin ihtiyaçları ve taleplerinin detaylı analizinin yapılmasının ardından,bu kişilere mesleki eğitim imkanları sağlanarak iş verenlerle buluşturulması geliyor. İletişim: Philip Huizer: phhuizer@cedris.nl Leo Kooyman: lkooyman@cedris.nl 2.2 Şehir Eşleştirme Projelerinde En İyi Uygulama Örnekleri 19 Avrupa Komisyonu her yıl yaklaşık 1400 şehir eşleştirme projesini destekliyor. Şehir eşleştirme projeleri, aktif vatandaşlık ilkesinden hareketle, sosyal bütünleşme ve işbirliğine katkıda bulunan projeleri kapsıyor. Bu projeler arasında, engellilerin sosyal ve ekonomik hayata katılımlarını artırmayı hedefleyen 2 proje en iyi uygulama örneği olarak öne çıkıyor. 1. San Lawrenz (Malta), Colle Umberto (İtalya), La Balme de Sillingy (Fransa) Şehir eşleştirme projesinin amacı, engelli kişilerin sosyal hayata katılımını sağlarken, gençler başta olmak üzere toplumun diğer bireylerinin gönüllü çalışmalarıyla bu sürece katkıda bulunmalarını sağlamak. Proje kapsamında gencinden yaşlısına tüm engelli grupları yer alıyor. Engellilerin toplumla bütünleşmesi hedeflenirken, özellikle eğitimlere ve kültürel ve sosyal etkinliklere katılımları ön plana alınıyor. Proje hedefleri doğrultusunda, San Lawrenz Konseyi, Colle Umberto ve La Balme de Sillingy’ye engelliler için 9 ay boyunca gönüllü hizmette bulunmak üzere öğrenci gönderdi. Diğer bir etkinlik ise, çoğunluğu engellilerden oluşan öğrenci grubunun İngilizce derslerine katılmak için Colle Umberto’dan San Lawrenz’e gelmesiydi. Öğrencilerin San Lawrenz’da kaldığı süre boyunca iki grup birlikye yaşayarak, birbirlerinin kültürlerini ve yaşam tarzlarını tanıma fırsatı buldu. Ayrıca gruplar, kendilerine sunulan hizmetleri başka belediyelerin hizmetleri ile karşılaştırarak vizyonlarını genişletme fırsatı yakaladılar. Etkinliğe engellilerin katılımını kolaylaştırmak için eşleştirme projesinde yer alan şehirler arasında direkt uçuşlar düzenlendi. İletişim Bilgileri: San Lawrenz – Local Council Tel: +356 21 56 35 56 - Faks: +356 21 56 36 56 - E-posta: sanlawrenz.lc@gov.mt Colle Umberto – Associazione Gemellaggio Tel: +39 0438 501558 - Faks: +39 347 30 14 953 - E-posta: afr.sinistra.piave@libero.it La Balme de Sillingy – Comité de Jumelage Tel: +33 04 50 68 87 67 - Faks: +33 04 50 68 87 67 - E-posta: mairie@labalmedesillingy.fr 2. Marvejols (Fransa), Cockermouth (İngiltere), Lousa (Portekiz), Galway (İrlanda) 20 Şehir eşleşmesi projesinin dikkat çekmek istediği nokta, AB ülkelerinde engellilerin iş yaşamında yer almasını teşvik edecek yasalar olsa da, şirketlerin engelli istihdam etmek yerine, çoğu zaman öngörülen para cezalarını ödemeye razı olmaları. Bu noktadan hareket eden projenin temel amacı da, engelli kişilerin profesyonel yaşama entegre olabilmelerinin sağlamak. Projede en fazla ön plana çıkan uygulama, engellileri iş yaşamına hazırlamak için kurulan “korumalı istihdam atölyeleri” oldu. Marvejols’daki Les Ateliers de la Cologne ve Cockermouth’daki West House atölyeleri gibi yerlerde eğitim gören engelliler, iş yaşamına daha kısa sürede uyum sağlayabiliyorlar. AB’nin farklı şehirlerinden gelen engelliler, diğer şehirlerdeki en iyi uygulama örneklerini öğrenme fırsatı bulurken, profesyonel yaşamda karşılaştıkları güçlükleri daha fazla ayrımına varma şansına sahip oldular. Etkinliğin yerel yönetimlere sağladığı en büyük katkı, engelli kişilerin iş yaşamına entegre edilmesi sürecinde başarılı oldukları hizmetleri geliştirme, zayıf noktaları güçlendirme fırsatı bulmuş olmaları. 1 hafta boyunca Marvejols’da yürütülen etkinliklerde, genç engelliler farklı şehirlerde benzer sosyal entegrasyon problemleri ile karşılaştıklarını gördüler. Bu süre zarfında bir tiyatro oyunu sahneye koyan, tahtadan kutular yapan, birlikte yemek pişiren ve servis yapan engelliler, ayrıca 400 kişilik seyirci kitlesinin önünde bir perküsyon konseri verdiler. Engellilerin sosyal ve profesyonel hayata entegrasyonu temalı projede, eğitmenler, korumalı istihdam atölyelerinin yöneticileri, yerel yöneticiler ve engelliler görüşlerini aktardılar. İletişim: Marvejols- Les Ateliers de la Colagne Tel: +33 4 66 42 62 00 - Faks: +33 4 66 42 62 09 - E-posta: p.lasne@wanadoo.fr Cockermouth – West House Tel: +44 1900 67 777 - Faks: +44 1900 68 137 - E-posta: margaretm@westhouse.org.uk Lousa – Câmara Municipal Tel: +351 239 990 300 - Faks: +351 239 991 989 - E-posta: cmlousan@mail.telepac.pt Galway – Daughters of Charity Tel: +353 91 528 122 - Faks: +353 91 528 150 - E-posta: info@galaway.ie 2.3 Engellilerin Sportif Aktivitelere Katılımını Artıran En İyi Uygulama Örnekleri 21 İngiltere’de engelli kişilerin spor ve fiziksel aktivitelere katılımını artırmayı hedefleyen bir eylem planı oluşturuldu. Hedef grubu Londra’da yaşayan engelli kişiler olan “Katılımcı ve Faal” isimli eylem planının amacı, engellilerin fiziksel aktivitelere katılım oranını her yıl ortalama % 1 oranında artırmak. Londra istatistiklerine göre 16 yaş ve üzerindeki kişilerin haftada üç kere yarım saatlik sportif aktivitelere katılımı % 21.3 iken, bu oran aynı yaş gurubundaki engelli kişilerde yalnızca % 9. Bu noktadan hareketle, İngiltere’de “sporda eşitlik” ilkesi kapsamında fiziksel aktivitelere katılımda engellilikten kaynaklanan eşitsizliklerle mücadelede öne çıkan en iyi uygulama örnekleri şunlar: 1. Londra Engelliler Spor Forumu (LSF) Engelliler spor ve fiziksel aktivite imkanlarından yeterince faydalanamadıklarından hareketsizlik ve obezite gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Londra Engelliler Spor Forumu, hedef kitlesinde öğrenme güçlüğü çekenler olan bir proje ile bu kişilerin katılabilecekleri fiziksel aktivite seçeneklerini artırarak daha sağlıklı yaşamalarını sağlamayı amaçlıyor. Çalışmalarına 2003 yılında başlanan “Benim Zamanım, Benim Seçimim” adlı projenin en büyük özelliği, proje aktivitelerinin öğrenme güçlüğü çeken kişilerin fikirleri alınarak belirlenmiş olması. İstişare sürecinin sonuçları bir rapor halinde yayınlanarak, öğrenme güçlüğü çeken kişilerin sportif aktivitelere katılımlarını kısıtlayan engeller açıklandı. Raporda, öğrenme güçlüğü çekenlerin sportik aktivitelere katılımlarının düşük olmasının nedenleri; yeterince seçeneğin olmaması, spor küluplerinin tanıtımlarının kolay anlaşılır şekilde yapılmaması, erişim zorluklarının olması, spor kulüpleri üyeliklerinin çoğunun engelli kişilere açık olmaması, ve tüm bu sebeplerin engelliler üzerinde yarattığı çekingenlik hissi olarak tanımlanıyor. Bir diğer önemli sorun ise, engellilerin üye olduğu kısıtlı sayıdaki spor kulüplerinde de kararların, engelliler adına engelli olmayan kişiler tarafından verilmesi. Raporun ortaya çıkardığı sonuçlardan hareketle, Londra’da spor, sağlık ve engellilerle ilgili çalışan grupların katıldığı bir konferans verildi. Konferansta, öğrenme güçlüğü çeken kişilerin fiziksel aktivitelere katılımlarının önündeki engelleri açıklayan materyaller dağıtıldı. Konferansta, ayrıca, öğrenme güçlüğü çeken kişiler tarafından geliştirilen ve sahneye konulan “Haydi Spordan Konuşalım” adlı bilinçlendirme oyunu sahnelendi. 22 Konferans, engelli kişilerin sportif aktivitelere katılımlarında yaşanan eşitsizliklerin gösterilmesi açısından etkili oldu. “Haydi Spordan Konuşalım” adlı oyunu izleyenler, engelli kişilerin yaşadığı zorluklar hakkında daha fazla bilgiye sahip olduklarından onları daha iyi anlayabildiklerini belirttiler. Ayrıca, çeşitli spor ve gençlik merkezlerine asılan proje posterleri, öğrenme güçlüğü çekenlerin sportif aktivitelere katılımlarında karşılaştıkları güçlükler hakkında toplumun farkındalık düzeyinin artırılmasına katkı sağladı. İletişim: Londra Engelliler Spor Forumu (London Sports Forum for Disabled People) Tel: +44 2073 548666 E-posta: caroline@londonsportsforum.org.uk İnternet Adresi: http://www.londonsportsforum.org.uk 2. İngiliz Engelli Sporları Federasyonu (EFDS) EFDS tarafından yürütülen “Bir Küçük Adım” isimli projenin amacı genç engellilerin spor yapabilme imkanlarını artırarak engellilerin kendilerine olan güvenlerini ve yeteneklerini artırmak ve bağımsız yaşamalarına destek olabilmek. Projenin diğer bir hedefi de engelli olmayan gençlerin engelliler konusunda bigi ve tecrübelerinin artırılması olarak belirlendi. Proje aktiviteleri, öğrenme güçlüğü çeken, iletişim bozukluğu olan ve fiziksel engelli yaklaşık 200 gence hitap etti. “Bir Küçük Adım” projesi kapsamında Loughborough, Liverpool, Barnet, Plymouth ve Nottinghamshire’da yürütülen farklı katma değerli alt projelerin koordinatörlüğü EFDS tarafından yürütüldü. Alt projeler arasında, öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerin eğitim gördüğü bir okulla, özel bir spor okulunun iş birliğiyle Loughborough’da yürütülen proje ön plana çıkıyor. Eylül 2000’den Mart 2002’ye kadar geçen sürede her Pazartesi, öğrenme güçlüğü çekenlerin eğitim gördüğü Maplewell Özel Okulu ile Burleigh Spor Okulu öğrencileri bir araya geldi. Her iki okulun öğrencilerinin birlikte birçok farklı sportif etkinliklerde bulunduğu proje, sağladığı spor imkanları sebebiyle Burleigh Spor Okulu’nda yürütüldü. Yürütülen proje ile engelli gençlerin sportif aktivitelere katılımı artarken, engelli öğrencilerin bu aktiviteleri diğer öğrencilerle iletişim içerisinde yapması her iki grup açısından da faydalı oldu. Böylece, gönüllü öğrenciler engelli kişiler hakkında daha fazla bilgiye sahip olma 23 imkanı buldu. Proje koordinatörü, etkinliklere katılan tüm öğrencilerin kendilerine olan güvenlerinin artığını, birbirlerine karşı daha anlayışlı olduklarını, ve iletişim becerilerinin gelişerek daha sosyal oldukları belirtti. Projeye katılan gönüllü öğrencilerden bazıları, engellilere yardım konusunda yeteneklerini daha da geliştirerek bu alanda işe girmeye karar verdi. İletişim: English Federation of Disability Sport (EFDS) Tel:+44 1612 475294 Faks: +44 1612 476895 E-posta: federation@efds.co.uk Internet adresi: www.efds.net Maplewell Hall School Tel: +44 1509 890237 Faks: +44 1509 891197 E-posta: admin@maplewell.leics.sch.uk http://www.maplewell.leics.sch.uk Burleigh Community College Tel: +44 1509 554400 Faks: +44 1509 554555 E-posta: information@burleigh.org.uk Internet adresi: http://www.burleigh.org.uk/ 3. Ergoterapi Hizmetleri 24 3.1. Giriş - Ergoterapi Nedir? Tanımlar: Occupational Therapy , Ergoterapeut, Ergoterapi, İş ve Uğraşı Tedavisi Ergoterapi, Occupational Therapy ( İş ve Uğraşı Tedavisi ), sağlığı ve iyi olma halini yaşam rollerini kullanarak geliştirmeyi içeren bir uzmanlık alanıdır.. Ergoterapi’nin birincil amacı bireyin günlük yaşam aktivitelerine katılımını sağlamak, yaş, cinsiyet, meslek, sosyoekonomik faktörlere göre iş, sosyal yaşam ve evde üstlenilen rollerde bağımsızlığını artırmaktır. Ergoterapistler bu sonuca kişilerin topluma katılım için becerilerini geliştirecek yaklaşımları gerçekleştirerek veya katılımı daha iyi desteklemek için çevreyi düzenleyerek ulaşırlar. 3.2 AB’de ve Türkiye’de Engellilere Sunulan Hizmetlerde Ergoterapinin Rolü Nedir? 1-Kişisel hakları artırmak ; özürlü kişilerin bağımsızlığını, sosyal ve görev bütünlüğünü ve toplumda kendilerine yeterli olabilmelerine katkıda bulunmak 2-Engelleri kaldırarak çevreyi daha kullanılır hale getirmek 2- Avrupa İş kazandırma stratejisi içerisinde mesleki rehabilitasyon yolu ile ve engelli kişilerin istihdamını kolaylaştırmak 3- Sosyal bütünleşmeyi ilerletmek ve engelli,yaşlı, madde bağımlısı , sokak çocukları gibi gruplar için dışlanmayı engellemek 4- Engelli kişiler için toplumsal katılımı sağlamak için fiziksel ve zihinsel aktiviteler ve yaşamın çeşitli rollerini içeren koruyucu stratejiler geliştirmektir. Ergoterapistler dünyanın her yerinde rehabilitasyonun olmazsa olmaz elemanlarından birisidir. Rehabilitasyon hizmetlerinin başarıya ulaşması için bu meslek grubuna gereksinim bulunmaktadır. Tıbbi Rehabilitasyon hizmetleri ile kaybedilen fiziksel ve zihinsel fonksiyonları tamamen düzeltmek her zaman mümkün değildir. Hastane ortamından eve dönen kişiler fiziksel ve zihinsel bazı fonksiyonlarını kaybetmiş olarak yaşamlarını sürdürmek zorunda kalmaktadırlar. Yeni durumları ile mesleksel, sosyal ve evdeki yaşantılarının gerektirdiği rolleri ( annelik, eş, öğrenci, mesleki rol vb. ) engelsiz bir şekilde sürdürmeleri için yeni yöntemler öğrenmeleri ve çevreye yeniden adapte olmaları gerekmektedir. Bu durumda ergoterapi yaklaşımlarına gereksinim vardır. Özellikle işsiz özürlüler, sokak çocukları, madde bağımlıları, mahkumlar ve yaşlılar için yaşam kalitesini artırmak, sosyal dışlanmayı önlemek için toplum temelli rehabilitasyon ve 25 mesleki rehabilitasyon yaklaşımlarına ve bu işi gerçekleştirecek olan meslek mensuplarına ihtiyaç bulunmaktadır. Öğrenme bozukluğu olan çocuklarda duyu bütünlüğü eğitimi verilerek akademik becerilerin geliştirilmesi ve günlük yaşamda bağımsız aktivitelerin yapılması mümkündür ve ergoterapistler bu konuda özel eğitim ve tedavi yaklaşımları uygularlar. Psikiatrik bozukluklarda; sanat, rekreasyonel aktiviteler ve günlük yaşam aktiviteleri eğitimi ile toplumsal rollerde daha bağımsız yaşam sağlanması için ergoterapi yaklaşımları önemlidir. Dünya Sağlık Teşkilatının özür sınıflandırmasına göre impairment( bozukluk ) ve disability ( özür ) tedavisinde hekim ve fizyoterapistler önemli sorumluluklar üstlenirken , handicap (engel) ile başa çıkmanın öğretilmesinde ergoterapistlere önemli rol düşmektedir. Mesleki Rehabilitasyon çalışmalarının gerçekleştirilmesi ve yaygınlaştırılması için ergoterapistlere önemli görevler düşmektedir. Ergoterapisler çalışma kapasitesini geliştirici iş adaptasyonları programları ve özürlü kişilerin meslek rehabilitasyonu çalışmaları ile topluma pek çok fayda sağlayacaklardır. Kendine yardım araçları ve bu araçların kullanımının eğitimi ile fiziksel fonksiyonlarını geri dönüşsüz bir şekilde kaybeden kişileri başkalarına bağımlı olmaktan çıkartmada bu mesleğin yararı büyüktür. Koruyucu ve erken müdahale programları ile ergoterapistler toplum sağlığının gelişmesinde ve yaşam kalitesinin yükseltilmesinde önemli rol üstlenirler. Ergoterapi programlarında, kişilerin fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik yönlerden maksimim bağımsızlık sağlanarak, kişinin toplum içindeki rollerini sürdürebilmesine yardımcı olmaya çalışılır. Kişinin günlük yaşam aktivitelerinde bağımsız v emniyetli bir yaşam sürmesi için geliştirme , restore etme ve koruma amaçlı yaklaşımlarla ve ergoterapinin modelleri üzerine programlar oluşturulur. (Örneğin; Kawa (River) modeli) yapılabilir. Ergoterapi hareket, kuvvet, koordinasyon ve dengeyi geliştirecek şekilde derecelendirilmiş aktiviteler içerir. Kişiler problem çözme becerilerini öğrenmek, işleri kolaylaştırma ve enerji korumanın yollarını bulmak ihtiyacındadır. Değerlendirmede, kişinin ev , çalışma, boş zaman aktiviteleri ile ilgili kendine bakım, üretim ve sosyal alanlar ( Occupational area) motor, duyu, kognitif, kişisel ve kişilerarası ilişkileri ilgilendiren performans becerileri incelenir. Koordinasyon, beceri, tolerans, konuşma, pozisyonlar, eklem hareketleri, spazm ve tremor gibi motor performans ve paraztezi, ağrı, temperatür, görme, işitme, basınç gibi duyusal performans becerileri , dikkat, konsantrasyon, iletişim, zaman yönetimi,enerji tasarrufu gibi kognitif beceriler, yemek yeme, emosyonel durum, ruhsal durum,motivasyon, kendini ifade etme beceriler, kişiler arası ilişkiler, rol becerileri ergoterapinin kendini idame ettirme, üretim ve uğraşı alanları ile ilişkilendirilir. Tedavi’de giyinme, yemek yeme ve kişisel hijyen gibi kişisel bağımsızlık aktiviteleri, kognitif 26 eğitim, uğraşı aktiviteleri, ev ve çevre düzenlemesi ve mesleki Rehabilitasyon yaklaşımları özel tedavi modellerine oturtularak uygulanır. Türkiye’de ise, Hacettepe Üniversitesinde 1961 yılında Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulunun sadece fizyoterapist değil aynı zamanda rehabilitasyon terapistleri yetiştirmek üzere açılması ve yapılandırılması nedeniyle her biri dünyada ayrı meslekler olan Prostetist, Ortotist ve Occupational Therapy konularında da terapist yetiştirmek üzere Protez-Ortez Ünitesi ve İş ve Uğraşı Tedavisi Üniteleri oluşturulmuştur. Occupational Therapy; Türkçe İş ve Uğraşı Tedavisi, İş ve Meşguliyet Tedavisi veya Ergoterapi olarak tanımlanmıştır. İş ve Uğraşı Tedavi Ünitesi ilk olarak Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalında ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu’nda açılmış, bir süre faaliyet gösterdikten sonra kapatılmıştır. 1981 yılından itibaren İş ve Uğraşı Tedavi Ünitesi Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalında yeniden faaliyet göstermeye başlamış, 1983 yılından itibaren de Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulunda açılmıştır. Ünitelerde, İş ve Uğraşı Tedavisi ile ilgili çalışmalar; hasta alımı, yurt içi ve yurt dışı eğitim çalışmaları şeklinde sürdürülmüştür. Yüksekokulumuzda bu konunun yıllar içinde gelişimi içinde bazı öğretim elemanlarının bu konuya özelleşmelerine olarak tanımış, araştırma ve eğitim ünitesinin mevcudiyeti araştırmalar, yayınlar ve tezler yapılmasına yol açmıştır. Bu süreçte mezuniyet sonrası oluşturulan programlarla konunun öğretim elemanları yetişmiştir. Bu ünitelerin eğitim, araştırma üniteleri olarak gelişimi ile birlikte çok sayıda bu konuya özelleşilen programlarla hasta hizmeti verilmiş, bilimsel yayınlar oluşturulmuştur. Ünitemizde Üniversitemiz Araştırma Fonu, Birleşmiş Milletler, Eczacıbaşı Vitra Şirketi, tarafından desteklenen tamamlanmış ve halen yürütülmekte olunan projeler bulunmaktadır. Bu projeler sayesinde ünitelerimiz alt yapısı ile eğitim ve araştırma araçları geliştirilmiştir. Eczacıbaşı Holding ile yapılan “Özürlüler İçin Lavabo ve Klozet Projesi”, 1995, Ankara. İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu ile yaptığı protokol gereği İş ve Uğraşı Tedavisi Ünitesinin “Mesleki Rehabilitasyon” projeleri 2001 – 2008 yıllarında projeler sürekli olarak devam etmektedir. Ankara. Özürlü Kişilerde Çalışma Kapasitesinin Değerlendirilmesi, Hacettepe Üniversitesi Araştırma Fonu Projesi, no: 0001401001, 2003, Ankara.). 27 Az Görenler Rehabilitasyon Merkezi Düzenleme Projesi, Türkiye Körler Vakfı 2002. Az Gören Çocuklarda İş ve Uğraşı Tedavisi, Hacettepe Üniversitesi, Bilimsel Araştırmalar Birimi Projesi, 2002 Mental retarde çocuklarda Snoezelen – duyu eğitimi ortamının etkileri, Hacettepe Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Birimi, 2003. Sürekli Bakım Hizmeti Veren Kurumlarda Toplam Kalite Eğitimi DPT Projesi 2006-2009 107K247 İki Farklı İlçede Toplum Temelli Rehabilitasyon’un Etkisinin İncelenmesi , TÜBİTAK projesi 2007-2010 bu projelerden bazılarıdır. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü İş ve Uğraşı Tedavisi Yüksek Lisans ve Doktora Programları 1996 yılında H.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalına bağlı İş ve Uğraşı Tedavisi Yüksek Lisans ve Doktora Programları açılmıştır. İş ve uğraşı ünitesi ve mezuniyet sonrası program kapsamındaki faaliyetler içinde 150’ nin üzerinde bilimsel çalışma, bilim uzmanlığı ve doktora tezleri üretilmiştir. Bu programdan üretilen bazı tezler şunlardır: Ayla Günal, Otistik Çocuklarda Duyu, Motor ve Kognitif Yeteneklerin Günlük Yaşam Aktiviteleri Ve Yaşam Kalitesine Etkisi Şermin Tükel Kavak, Serebral Paralizili Ve Sağlıklı Çocuklarda Yazı Yazma Yeteneğine Etki Eden Faktörlerin İncelenmesi Muhammet Kılınç, Nöromusküler Hastalıklarda Üst Ekstremite Fonksiyonel Değerlendirme Yöntemlerinin Karşılaştırılması Meral Zarif, Yaşlı Kişilerde Algı Ve Bilşisel Bozuklukların Günlük Yaşam Aktivitelerine Etkisinin Değerlendirilmesi Yeşim Bakar, Mastektomi Sonrası Gelişen Lenfödemde Fizyoterapinin Etkinliği Evren Açık, İlköğretim Öğrencilerinde Okul Mobilyasının Postür Üzerine Etkileri Hülya Yücel, Evde Ve Huzurevindeki Yaşlılarda Çok Amaçlı Aktivite Eğitiminin Yaşam Kalitesine Etkisi Onur Altıntaş, Ev Düzenlemesinin Yaşlıların Yaşam Kalitesine Etkisi Bülent Elbasan, Nörogelişimsel Bozukluğu Olan Çocuklarda Gelişimsel Koordinasyon Bozukluğunun Günlük Yaşam Aktivitelerine Etkisi Murat Dalkılınç, E-Öğrenme ve İnteraktif Yöntemlerle Sunulan Ergonomi Eğitiminin, Kas İskelet Sistemi Yaralanmaları İle İlişkili Risk Faktörleri Üzerine Etkisi Elif Yaman, Bilgisayar Kullanıcılarında Farklı Koruyucu Fizyoterapi Yaklaşımlarının Etkinliğinin İncelenmesi 28 Ekil Kaya, Zihinsel Özürlü Çocuklarda Oyun Tedavisinin Etkinliğinin Karşılaştırılması Ela Tarakçı, Multipl Skleroz (Ms) Hastalığının Farklı Tiplerinde Ergoterapinin Etkinliğinin Karşılaştırılması Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulunda İş ve Uğraşı Üniteleri ve Mezuniyet sonrası programlarında yetişmiş, üçü profesör ikisi doçent olmak üzere 5 öğretim üyesi bir doktoralı öğretim görevlisi bulunmaktadır. Yine mezuniyet sonrası Fizik Rehabilitasyon Yüksekokulunda İş ve Uğraşı Programında doktora yapan üç Tedavi ve araştırma görevlisi bulunmaktadır. Dışardan bilim uzmanlığı - doktora yapan 13 fizyoterapist öğrenci bulunmaktadır. Fizik Mesleki Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulunda Birleşmiş Milletler destekli Ankara Rehabilitasyon Merkezi Kurulması Projesi Türkiye İş Kurumu ile birlikte gerçekleştirilmiş, Ulusal Eğitime Destek Kampanyası içinde Toplum Temelli Rehabilitasyon çalışması, Grundvig Öğrenme Ortaklığı projesinde çalışılmıştır. 2005 yılında European Network Occupational Therapy Higher Education ( ENOTHE ) ‘ye üye olunmuştur. Bu kuruluşa Avrupa’daki 42 ülke okul / dernek olarak üyedir. Avrupa Birliği destekli çok sayıda proje yürütülmektedir. Kuruluş, Dünyada çok sayıda okulu bulunan ergoterapi mesleğinin Türkiye’de lisans programının başlamasını tavsiye kararları içine almış ve bu amaçla ünitemiz ile proje, kurs ve değişim programları içinde yakın bir iş birliğine girilmiştir. ENOTHE’nin 2006 yılındaki 12. Avrupa toplantısı ünitemiz işbirliği ile Ankara’da Hacettepe Üniversitesinde gerçekleşmiştir. Aynı yıl ENOTHE ile birlikte Toplum Temelli Rehabilitasyon Kursu Üniversitemizde gerçekleşmiştir. Bu kursun ikinci bölümü Mart 2008 tarihinde Bulgaristan’da gerçekleşmiş, bir öğretim üyesi ve üç doktora öğrencisi katılmıştır. Bu proje devam etmektedir. Yüksekokulumuz iş ve uğraşı tedavisi programında özelleşerek çalışan öğretim üyeleri bu kuruluş aracılığı ile bazı eğitim programları ve projelerde görev almaktadır. ENOTHE’nin düzenlediği kurslara programımızdan dört öğretim üyesi ve yedi doktora öğrencisi yararlanmıştır. Teacher Training course – Litvanya, PBL course – Viyana ,Sensory Integration course – Viena faaliyetlerine ünitemiz öğretim üye ve araştırma görevlileri katılmışlardır. Erasmus değişim programı içinde Hogeschool van Amsterdam Ergoterapi Bölümü ile karşılıklı antlaşma gerçekleştirilmiş, 2006 yılı güz döneminde mezuniyet sonrası programından iki öğrenci ve iki öğretim üyesi değişim programına katılmışlardır. 29 Erasmus öğretim üyesi değişim programı içinde Hogeschool Van Amsterdam Ergoterapi Bölümü ile karşılıklı antlaşma doğrultusunda beş öğretim üyesi ve üç araştırma programı Hollanda’da çalışmalar yapmıştır. ENOTHE Teacher Training Course proje çalışmasına ( Brüksel) ünitemizden iki öğretim üyesi katılmıştır. Yine H.Ü. Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu İş ve Uğraşı Ünitesi yürütücülüğünde ve ENOTHE kapsamında Sokak Çocuklarında Rehabilitasyon konulu Avrupa Birliği Öğrenci Projesi yürütülmektedir. Mezuniyet sonrası programlarımızda ergoterapi lisans programı için ikisi profesörlük kadrosu ile ilgili işlemleri yürüyen doçent, İkisi profesör, biri doçent ve beşi doktora programında eğitim alan araştırma görevlisi olmak üzere toplam on öğretim elemanı bulunmaktadır. Türkiye’de Ergoterapi (İş ve Uğraşı Tedavisi) alanında lisans eğitimi veren herhangi bir üniversite bulunmamaktadır. Ancak; Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu bünyesindeki İş ve Uğraşı Tedavisi Ünitesi 1981 yılından beri ergoterapi alanında çalışmaktadır ve ENOTHE (European Network of Occupational Therapy in Higher Education) üyesidir. Kurulduğu yıldan bu yana ünitede ergoterapi alanında uluslararası birçok bilimsel çalışma yapılmış ve birçok bilim insanı yetişmiştir. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde de 1996 yılından bu yana açılan yüksek lisans ve doktora programları ile fizyoterapistlerin ergoterapi alanında uzmanlaşmaları mümkün olmuştur. Bugün ergoterapi alanında yüksek lisans programına devam eden veya bitirmiş olan toplam kişi sayısı 12, doktora programına devam eden veya bitiren toplam kişi sayısı ise 9’dur. Dolayısıyla Türkiye’ deki ergoterapist sayısı 21’dir. Kocaeli Üniversitesi’ne bağlı Yahya Kaptan Meslek Yüksekokulu’nda 2 yıllık İş ve Uğraşı Tedavisi programı bulunmaktadır. Bu programla İş ve Uğraşı Tedavisi Teknisyenleri yetiştirilmektedir. Yurtdışındaki modellere bakıldığında özellikle rehabilitasyon alanının gelişmiş olduğu kuzey Avrupa ülkelerinde bu alandaki okulların 3 veya 4 yıllık, ABD ve Kanada’da ise 4 yıllık lisans eğitimi verdikleri görülmektedir. Yine bu ülkelerde lisans programı için belirtilen sürenin dışında belli sürelerle staj zorunluluğu eğitim sürecini daha da uzatmaktadır. Bu okullarda mesleki eğitim yine ergoterapi alanında bilimsel çalışmalar yapan ergoterapistler tarafından verilmektedir. 30 Avrupa Birliği ülkelerini bağlayan Bolonya Anlaşması doğrultusunda ülkemizde de Ergoterapist ünvanı en az üç yıllık eğitim sonunda verilebilecektir. Türkiye’de en kısa zamanda dört yıllık eğitim veren Ergoterapi programlarına gereksinim vardır. Hacettepe Üniversitesinde bu programın açılması ile ilgili çalışmalar sürmektedir. Ergoterapistler Derneği, ergoterapi mesleği ile ilgili yeni kurulmuş olan bir dernektir ve bu meslek ile ilgili Türkiye’deki tek dernektir. Ergoterapistler Derneği, ergoterapinin Türkiye’ de gelişmesi, bu alanda dünya standartlarına uygun eğitim veren lisans programlarının açılması ve kanuni düzenlemeler ile ilgili çalışmalarına başlamıştır. Bu dernek World Federation Occupational Therapy ‘nin üyesidir. 3.3 AB’de Engellilere Sunulan Ergoterapi Hizmetlerinde İyi Uygulama Örnekleri Nelerdir? AB ülkeleri ergoterapi yoluyla engellilere sağlanan hizmetler konusunda son yıllarda önemli çalışmalara imza atmış bulunmaktadır. Dolayısıyla sadece işitme engellilere değil, tüm engelli gruplarına yönelik, dikkat çeken iyi uygulama örnekleri bulunmaktadır. Örneğin Almanya’da çocuk ve genç engelliler için hizmet vermekte olan engelli merkezlerinde, tanı konulması, özel egzersizler uygulanması, sözlü ve sözsüz iletişim ve davranış terapisine ek olarak ergoterapi yöntemi de kullanılmaktadır. 1 Prag’taki Charles Üniversitesi de, engelli insanların yüksek öğrenime devam etmelerine olanak sağlamak için, ergoterapi yönteminin önemli açılımlar sağladığı görüşünde. Avrupa Birliği üyeliğinden önce, 1990’larda ergoterapi yönteminin engelli insanların yaşamında rol oynayabileceği görüşünden hareket eden Üniversite, AB ülkelerinde ergoterapiye verilen önemi göstermesi açısından önemli ve güzel bir örnek oluşturmakta. Ancak AB ülkelerinin engelli insanların günlük yaşama daha iyi entegre olmalarını sağlamak açısından ergoterapi yöntemine verilen önemi göstermesi açısından Yunanistan’ın başkenti Atina’da 15 – 16 Mayıs 2003 tarihlerinde düzenlenen konferans daha çarpıcı bir nitelik taşımaktadır. Engelli insanların istihdam sorunuyla karşı karşıya olduklarının vurgulandığı konferansta, bu sorunun aşılması için ergoterapinin yeni açılımlar sağladığı üzerinde duruldu. Aynı konferansta, engelli insanların karşı karşıya oldukları sorunların aşılması için 16 kuruluşun işbirliğinden oluşan Gelişme Ortaklığı (PROTEAS) ve Avrupa Birliğinin girişimi olan EQUAL’ın önemli çalışmalar yaptığı ve bu çalışmaların desteklenmesi gerektiği vurgulandı. 1 Daha fazla bilgi için bakınız: http://berlin.angloinfo.com/information/32/disabled.asp 31 Tüm bu örnekler göz önüne alındığında, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde – ki Çek Cumhuriyeti örneğinde de görüldüğü üzere, bazısında Avrupa Birliği üyeliğinden önce – son dönemde ergoterapiye artan bir ilgi söz konusudur ve bu yöntemle engelli insanların karşı karşıya oldukları sorunların çözümünde önemli açılımlar sağlanılabileceğine inanılmaktadır. 32