ö. Senatosu B:U Muhterem arkadaşlarım, Mehmet Hazer ar­ kadaşımız, işçi, iş veren hakları mevzuundaki görüşlerini belirttiler. Bu arada, işçi ve iş veren hakları arasındaki nazik dengenin muhafaza edilmesini 'belirttiler. Buradan hareket ederek, bâzı arkadaşlar grev hakkından ve grev hakkı­ nın birdenbire tanınmasından biraz ürker gibi bahsettiler. Bu endişe vâridolmasa gerektir. Toplu sözleşme ve grev hakkı, değil medeni memleketlerde, birçok müstemlekelerde bile tabiî haklardan sayılmaktadır. îleri memleket­ lerde zaman zaman görülen ve aylarca devam eden grevler olmuştur ve olagelmektedir. Bu­ nun karşısında Ibiz-de de öyle grevler olabilece­ ğinden endişe duymaya yer yoktur. Bir mem­ lekette grev hakkının kullanılış ölçüsü ile sa­ nayi gücü arasında tabiî bir denge vardır. İkisi âdeta muvassit kaıblar gibidir. Bir memlekette işçi ancak o memleketin endüstrisinin taşıyabi­ leceği ölçüde grev yapabilir. Hiçbir memleke­ tin işçi sendikaları o memleketin sanayi kolla­ rından daha zengin olamazlar. Onun için iste­ seler bile, -o memleketteki sanayi kollarını ta­ şıyamayacağı ölçüde grev yapamazlar. Türk işçisinin, grev hakkının ne kadar nazik bir si­ lâh olduğunu bilerek kullanacağına, memle­ ket menfaatlerini kendi menfaatinden daha üs­ tün olduğunu bilerek kullanacağına, zamansız ve yersiz kullandığı zaman bu silâhın önce ken­ disini yaralıcağma inanarak kullanacağına şah­ san eminim. Arkadaşlarımızın da bu kanaati taşıdıklarına inanıyorum. Arkadaşlarım, yine Sayın Mehmet Hazer arkadaşımız bizim işçimizin evvelce âmirlerine ve patronlarına karşı saygılı olduğu, fakat son zamanlardaki gösterilerden, yürüyüşlerden edindiği intibaa göre, bu saygı ve hürmette bir gevşeme olduğu yolunda konuştular. Bir bakıma öyle sayılabilir. Fakat bu meselenin muhtelif yönleri vardır. Muhterem arkadaşlar, bugün işletmecilik ve bunun en önemli unsurlarından birisi olan personel münasebetleri maalesef Türkiye'nin henüz pek yabancısı ve cahili bulunduğu bir ilim haline gelmiştir. Eğer bir işçi patronun­ dan hoşnut değilse, bunun sebebini, pek geniş ölçüde, patronun işletmecilik bilgisindeki, per­ sonel münasebetlerindeki bilgi ve görgü nok­ sanlığında aramak gerekir kanaatindeyim. Kal- 8.2.1962 O% di ki, muhterem arkadaşımın bahsettiği mâna­ da saygı, demokratik düzenden önceki paternel sistemin yerleştirdiği saygı idi. Demokra­ tik düzende, bilhassa toplu sözleşme ve grev düzeninde, bu paternel saygı geleneğinin bir değişikliğe uğramasını kabul etmek gerekir zannediyorum. Demokraside saygı ancak karşılıklı olduğu zaman vardır. Sevgi, ancak karşılıklı olduğu zaman vardır. İşverenlerimiz, biraz anlayışlı olurlarsa, işçilere, sendikacılara, hiç değilse, Sanayi Bakanı ve Çalışma Bakanı kadar alçak gönüllü davranmaya kendilerini alıştırırlarsa, ben eminim ki, işçilerimizden Almanya'daki işverenler kadar memnun olacaklardır. Muhterem bir arkadaşımız tarım işçilerinden bahsettiler. Arkadaşlar, gerçekten nüfusunun yüzde 70 ten fazlası toprakta çalışan bir mem­ lekette, tarım işçisinin hakkı, hukuku göze­ tilmeden sosyal adaletten bahsedilemez. Bu bakımdan, bu işçilerin haklarının da korun­ masının zaruretine inanmaktayız. Ancak, tarım işçisinin, sosyal adalet düzenine kavuşabilmesi hususunda bâzı pratik güçlükler vardır. Ev­ velâ tarım işçisinin tarifini yapmakta ve tes­ hilinde güçlük çekilmektedir. Sonra ücret tesbiti; buna birçok hallerde maddeten imkân yoktur. Biliyorsunuz tarım işçilerimizin bir­ çoğu yarıcı vaziyetinde çalışırlar, para yerine emeklerinin karşılığını aynî olarak alırlar. Fa­ kat bu gibi güçlüklerine rağmen, Bakanlığımız tarım işçilerinin durumlarının düzenlenmesi için çalışmalara başlanmış, bu hususta Tarım Bakanlığı ile de temasa geçmiştir. İş ve İşçi Bulma Kurumu vasıtasiyle tarım işçilerimize yardımda bulunulmaktadır. Mevsimlik işçi ba­ rındırma yurtları teminine çalışılmaktadır. Bu Kurumun daha iyi işler bir hale getiril­ mesini temin için, İş ve İşçi Bulma Kurumu­ nun malî imkânlara kavuşturulması lâzımdır. Arkadaşlarımın belirttikleri gibi İş ve İşçi Bul­ ma Kurumu malî kaynağının büyük bir kısmı­ nı özel idareler ve belediyeler teşkil etmekte, fakat kendileri, pek çok halde yardıma muhtacolan bu özel idare ve belediyeler 1§ ve İşçi Bulma Kurumuna karşı ödevlerini pek küçük nisbette yerine getirebilmektedirler. Benim şahsi kanaatim, bu çok faydalı Ku­ ruma Devlet bütçesinden daha geniş imkân ay- 461