islam ahlak felsefesine göre mal ve para

advertisement
TOKYO CAMİİ CUMA HUTBESİ
8 Ocak 2016
İSLAM AHLAK FELSEFESİNE GÖRE MAL VE PARA
Aziz Müminler!
İnsanoğlu ne bir taş parçası gibi
sadece maddi, ne de melek gibi sadece
ruhani bir varlıktır. Bilakis hem maddi
hem manevi veçhesi olan bir mahlûktur.
Dolayısıyla onun bu iki veçhesinin de
meşru yollarla doyurulması ve tatmin
edilmesi gerekir.
Günden güne sekülerleşen günümüz
dünyasında, insanlar, manevi cihetlerini
göz ardı ediyor ve maddi alana belki
gereğinden
fazla
önem
veriyorlar.
Bugünkü hutbemizde, bu maddi alanın en
temel unsuru olan
mal
ve
para
hakkında
bilinmesi
gereken hakikatleri,
İslam
ahlakının
öğretileri
doğrultusunda
aktarmaya
çalışacağım.
İslam Ahlakına
göre malın (mülkün)
üç temel durumu söz
konusudur:
1.
Malın
(veya
paranın)
kazanılması: Mal; ticaret, meslek veya
veraset yoluyla elde edilir. Peygamber
mesleği olarak da kabul edilen ticaret,
kimilerine göre en makbul kazanç yoludur.
Meslek yoluyla kazanmaya gelince, üç
çeşit meslekten bahsedilir.
a. Şerefli meslek: Bunlar, bedeni değil,
akli
ve
ruhi
davranışlara
dayalı
mesleklerdir. Mesela ilim adamlarının ve
idarecilerin mesleği bu meslek gurubuna
girer.
b. Vasat meslek: İcrasında bir mahzur
olmayan meslek çeşididir. Ziraat ve
kuyumculuk bu guruba örnek olarak
verilebilir.
c. Hasis meslek ise; ya halka zararı
dokunan, mesela karaborsacılık veya
dolandırıcılık gibi, yada halka zararı
dokunmayıp kendi fazilet ve haysiyetine
zararlı olan meslek dallarıdır. Eğlendiricilik,
yıldız bakıcılığı gibi…
2. Malın muhafazası: Zeki ve
temkinli
insan,
zaruret
hallerinde
kullanmak üzere malının bir kısmını
tasarruf
eder.
Farz
olan
zekâtın
verilmesinden sonra, malın biriktirilmesi
dinen kınanmaz. Malı, artmaya imkân
verecek işlere yatırmalıdır. Mesela,
şehirde oturan bir kimsenin, köy yerinden,
ekip biçemeyeceği bir bağ satın alması ne
kadar tuhaf olacaktır. Zira buradan ya
hiçbir
gelir
elde
edemeyecek
veya
kârı,
yaptığı
masrafları
karşılamayacaktır.
Yine,
mümkün
mertebe değerli ve
her zaman rağbet
gören şeye yatırım
yapmak
gerekir.
Faydası az olan mal
bir defa aranır ve
her memlekette müşterisi bulunmaz.
3. Malın harcanması: Harcamada
cimrilik de edilmemelidir, israf da… Kişi,
ister ailesi isterse başkaları için yaptığı
harcamanın ardından, kesinlikle minnet
ve
sitemde
bulunmamalıdır.
Hayır
yolunda yapılan harcamalar, riya ve
iftihar için yapılmamalıdır. Aksi takdirde
sevaptan mahrum olunur. Yine, hayır
yolunda sarf ederken, acele edilmelidir.
Çünkü muhtaç olanın elemi hissetmeye
devam etmesi; verenin de özür beyan
etmeye mecbur kalması söz konusu
olabilir. Bununla beraber, gizliliğe riayet
edilmelidir.
Malımızı ve servetimizi cenneti
kazanmaya
vesile
olacak
şekilde
kullanalım. Unutmayalım ki malsız hayat,
hayırsız cennet olmaz.
Download