"Hafîz" sıfatıyla Allah`ın varlığının ispatı

advertisement
"Hafîz" sıfatıyla Allah'ın varlığının ispatı
Yine bütün peygamberler Allah’ın “Hafîz” (Koruyan) olduğunu söylemişlerdir.
Şimdi gelin inceleyelim. Olayların doğal akışının sağlayabileceği korumanın ötesinde ve dışında
ayrıca koruyan bir zat var mıdır?
Eğer böyle bir zat’ın varlığı ispatlanırsa Allah’ın varlığı da ispatlanmış olur.
Bu sıfatın ispatı için Peygamber Efendimiz’in hayatını sizlere sunacağım. Mekke’dekiler onu
öldürmeyi planlıyorlar ama Allah önceden haber verip oradan çıkmasını istiyor. Bu haberi alınca
Muhammed (s.a.v.) oradan gece vakti ayrılıyor ama bazı sebeplerden dolayı yolda duraklamak
zorunda kalıyor. Durakladığı yer Mekke’nin yakınında Sevr adında bir mağaradır. Bu mağaranın
ağzı birkaç metre kare civarındadır. Savaşçı bir millet oldukları için takip etme ve arama
konularında son derece uzmanlaşmış ekipleri olan Mekkeliler de ararken bu mağaranın ağzına
kadar geliyorlar. Arama ekibinden birisi “ya Muhammed (s.a.v.) bu mağaranın içindedir ya da
yer yarıldı ve içine girdi” diyor. Bu sesleri mağaranın içinde olan Muhammed (s.a.v.) de
duyuyordu. Yanında olan Hz. Ebu-Bekir (r.a.) yakalanmaları durumunda Allah’ın elçisinin
koruyamayacağı kadar zayıf olduğunu düşünüp kaygılanıyordu ama hakkında kaygılandığı ve
asıl hedef olan o şahıs herkesi korkutabilecek böyle bir anda diyor ki; [1]
“Hiç üzülme, Allah kesinlikle yanımızdadır.”
Ve bakın sonra ne oluyor.
Arama ekipleri tarafından saklanabilecek tek yerin o mağara olduğunu duyunca bile onlara gözü
kapalı güvenen Mekkelilerden hiç birisi eğilip bakmıyorlar. “Burada olmaları imkânsızdır” diyorlar
ve dönüyorlar.
Mekke’ye gittiğimde bu mağarayı da ziyaret etmek istedim ama dağa çıkarken nefes nefese
kaldım ve mağaranın ağzına kadar gidemedim. Yanımdaki bir arkadaşı detaylı incelesin diye
yolladım. O da dönünce ağzının bir yatak kadar geniş olduğunu anlattı.
1/3
"Hafîz" sıfatıyla Allah'ın varlığının ispatı
Ne kadar ilginçtir ki bütün kanıtlar Hz. Muhammed’in (s.a.v.) o mağarada olduğunu işaret
ederken ve kalplerinde onu yakalama isteği coşarken ve hiçbir engel de yokken hiç birisi
mağaranın içine bakmamış! Mağaranın ağzında onları korkutan bir top mu vardı? Ya da başka
bir şey mi engelliyordu? Yok. Hiçbir engel yoktu ama gelenlerin hiçbirisi eğilip içine bakma
zahmetine katlanmıyor ve hepsi geri dönüyorlar. “Allah kesinlikle yanımızdadır” dedikten sonra
böyle dağılmaları o Allah’ın gerçekten var olduğunu ve Hz. Muhammed’in o anda Onun
koruması altında olduğunu göstermiyor mu?
Allah’ın hafiz sıfatının bir misalini Vâdedilen Mesih’in hayatından da sunayım. Lahordaki hukuk
fakültesinin dekanı olan Kanvar Sin sahibin babası Vâdedilen Mesih’e çok yakındı. Hatta bazen
ihtiyacı olunca hazret ondan borç bile alırdı. O da ona karşı ihlâs doluydu. Jehlum deki davada
oğluna Vâdedilen Mesih’i temsil etsin diye özel telgraf bile yollamıştı. Bu ihlâsın arkasında
gençliğinde Vâdedilen Mesih’le ve bazı diğer arkadaşlarla Sialkot şehrinde geçirdiği günler
vardı. Bu dönemde birçok mucizevî olaylara bizzat şahit olmuştu.
Bu olaylardan birisinde Vâdedilen Mesih arkadaşlarıyla bir evde uyuyordu. Gece vakti birden
bire kalbinde evin tehlikede olduğu fikriyle uyandı. Hemen diğer uyuyan arkadaşları da
uyandırdı ve sezgisini paylaşdı. Arkadaşları “boş verin. Sadece vehminizdir” deyip tekrar
uyudular. Ama Vâdedilen Mesih’in bu sezgisi git gide güçlendi ve sonunda onları bir daha
uyandırdı ve çatıdan sesler geldiğini de söyledi. Cevap yine aynıydı. Zaten beyaz karıncalar
tarafından yenilmiş tahtalardan böyle sesler gelirmiş. Uykularını kaçırmaya gerek yokmuş. Ama
bu sefer Vâdedilen Mesih ısrar etti ve “makul bulmuyorsanız bari benim için çıkmayı kabul edin”
dedi. Mecbur kalınca evden çıkmayı kabul ettiler. Allah’ın onu korumak için evin yıkılışını
beklettiğinden emin olduğu için diğerlerinin önce çıkmasını söyledi. Onlar önce çıktılar ve son
olarak Vâdedilen Mesih evin dış kapısından adımını dışarı attı. Tam o an da, daha adımı ilk
merdivendeyken evin çatısı düştü.
Şimdi bakın; Vâdedilen Mesih bir mühendis değildi ki çatının durumunu inceleyip bir neticeye
varabilsin. Gelen seslerin herkeste yarattığı etki zaten malumdur. Arkadaşlarını ikna ettiği süre
boyunca çatıya bir şey olmadı. Ancak herkes çıktıktan sonra kendisi ilk adımı atarken çöktü.
Bütün bunlara rağmen bu olayı bir tesadüfe bağlamak mümkün değildir.
Koruyan (hafiz) bir varlık korumak istediği kişi orada kaldığı müddetçe çatının düşmesine engel
oldu. Bu sıfat (hafiz) Allah’ın varlığının güçlü bir delilidir.
2/3
"Hafîz" sıfatıyla Allah'ın varlığının ispatı
Hz. Mirza Beşiruddin Mahmud Ahmed
Allah (c.c.) adlı eserinden
[1] Buhari, Kitab-üt Tefsir
3/3
Download