Araştırma/Research Article

advertisement
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2012: 11(6)
Araştırma / Research Article
TAF Prev Med Bull 2012; 11(6): 741-748
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocukların
Aile İşlevleri ile Annelerinin Depresyon ve Anksiyete Belirti
Düzeyleri
[Family Functions and Levels of Anxiety-Depressive Symptoms in Mothers of
Children with Attention Deficit Hyperactivity Disorder]
ÖZET
AMAÇ: Bu araştırmada dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tanısı konulan çocukların aile
işlevleri ile annelerinin depresyon ve anksiyete belirti düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
YÖNTEM: Çalışma grubunu, bir çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları polikliniğine başvuran, DSMIV tanı ölçütlerine göre DEHB tanısı konmuş 7-12 yaş arası 45 çocuğun anneleri oluşturmuştur. Kontrol
grubunu ise çocuk sağlığı ve hastalıkları polikliniğine başvuran, psikiyatrik veya tıbbi herhangi bir
süreğen hastalığı olmayan 44 çocuğun anneleri oluşturmuştur. Annelere Beck Depresyon Ölçeği,
Durumluk ve Sürekli Kaygı Ölçeği ile Aile İşlevlerini Değerlendirme Ölçeği uygulanmıştır.
BULGULAR: Çalışma grubundaki annelerin depresyon (p< 0.001), durumsal (p= 0.001) ve sürekli kaygı
puanları (p= 0.047), aile değerlendirme ölçeğinin alt bölümleri olan roller (p= 0.003), duygusal tepki (p=
0.008), gereken ilgiyi gösterme (p= 0.023) ve davranış kontrolü (p= 0.04) puanları kontrol grubuna göre
anlamlı derecede yüksek bulunmuştur.
SONUÇ: Araştırmamızın bulgularına göre DEHB olan çocukların anneleri sağlıklı çocukların annelerine
oranla daha fazla psikiyatrik belirti göstermektedir. Ayrıca, aile işlevleri olumsuz etkilenmektedir. Bunun
bir neden mi, yoksa bir sonuç mu olduğunun ayırt edilmesi için ayrıntılı çalışmalara gereksinim vardır.
Dursun Karaman
İbrahim Durukan
Koray Kara
Gülhane Askeri Tıp
Akademisi, Çocuk Ruh
Sağlığı ve Hastalıkları AD.
Ankara.
Anahtar Kelimeler:
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite
Bozukluğu, Anneler,
Depresyon, Anksiyete, Aile
İşlevleri.
Key Words:
SUMMARY
Attention Deficit
AIM: The aim of this study is to examine the family functions of children with attention-deficit
Hyperactivity Disorder,
hyperactivity disorder (ADHD) and depression-anxiety levels of their mothers.
Mothers, Anxiety,
METHOD: Forty-five mothers of children with ADHD aged 7-12 years old who were evaluated according
Depression, Family
to DSM-IV criteria were included in this study. The control group consisted of 44 mothers of healthy
Functions.
children. Sociodemographic data form, the Beck Depression Inventory (BDI), the State–Trait Anxiety
Inventory (STAI) and the Family Assessment Device (FAD) were applied to the participants.
Sorumlu yazar/
RESULTS: It was revealed that the study group had depression (p< 0.001), state (p= 0.001) and trait
Corresponding author:
anxiety levels (p= 0.047), subtests of FAD in which roles (p= 0.003), affective responsiveness (p= 0.008),
Dursun Karaman
affective involvement (p= 0.023) and behavior control points (p= 0.04) significantly higher than those of
Gülhane Askeri Tıp
the control group.
Akademisi, Çocuk Ruh
CONCLUSION: The results suggest that parents of children with ADHD would be exposed to distress
Sağlığı ve Hastalıkları AD.
and might be vulnerable to depression and anxiety disorders compared to those of healthy controls.
Ankara, Türkiye.
Moreover, ADHD negatively can affect the family's function. However, there is an actual cause and effect
dursunkaraman@gmail.com
relationship requires further investigation
Gönderme Tarihi/Date of Submission: 28.07.2012, Kabul Tarihi/Date of Acceptance: 10.09.2012
DOI:10.5455/pmb.1343309717
GİRİŞ
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB)
dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik
belirtileriyle kendisini gösteren çocukluk çağının en
sık nöropsikiyatrik bozukluklarından birisidir (1).
DEHB ders başarısında düşüklük, akran ilişkilerinde
uyumsuzluk ve reddedilme, ebeveynlerle çatışma gibi
birçok olumsuz sonucu doğurabilmektedir (2-6). Pek
çok aile çocuk yetiştirmenin hayatlarındaki en
uğraştırıcı tecrübelerinden biri olduğu konusunda
hemfikirdirler. Bir de çocuklarında DEHB gibi
davranışsal güçlüklerle ilişkili bir sorun bulunursa,
çocuk yetiştirmenin güçlükleri de katlanmakta,
www.korhek.org
ebeveynler kendilerini çocuk yetiştirme konusunda
yetersiz, çaresiz, suçlu hissetmekte, ailenin
işlevselliği de bozulmaktadır.
Yapılan birçok araştırmada DEHB olan
çocukların ailelerinde depresyon ve anksiyete
bozukluklarının normal topluma göre daha sık olduğu
görülmüştür (7-10). Diğer bir bakış açısıyla
hâlihazırda depresif bozukluk tanısı olan annelerin
çocuklarında yapılan bir araştırmada çocukların
yaklaşık üçte birinde psikiyatrik bozukluk bulunduğu
ve %22 sıklık ile yıkıcı davranış bozukluklarının ilk
sırayı aldığı saptanmıştır (11). Özellikle DEHB’ye
ilave olarak karşıt olma-karşı gelme bozukluğu
(KOKGB) binişikliği olduğunda aile içi çatışma ve
ebeveynlerde psikiyatrik bozuklukların görülme
741
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2012: 11(6)
sıklığı daha da artmaktadır (4,5,12-14). KOKGB
otorite figürlerine karşı gelme, negativistik ve
düşmanca davranışlarla kendisini gösteren bir
bozukluktur (1).
Çocuğun davranışları ebeveynlerin ruhsal
durumunu etkilediği gibi ebeveynlerin depresyon gibi
psikiyatrik bir bozukluğa sahip olmaları da DEHB
olan çocuklarına karşı ebeveynlik tutumlarında
değişikliğe yol açabilir. Ebeveynlik ve otorite kurma
mücadelelerinin sürekli sonuçsuz kaldığını gören
depresif anneler kendilerini yenilmiş, çabaları boşa
gitmiş hisseder. Bunun sonucunda çocuklarının
davranışlarına karşı duyarsız kalan gevşek
ebeveynlik; ya da tersine kontrolcülüğü ve
tepkiselliği aşırı olan bir ebeveynlik tutumu
gösterebilirler (8).
DEHB
olan
çocuklardaki
davranış
bozukluklarının,
KOKGB’nin
ve
davranım
bozukluğunun (DB) ebeveynlerin olumsuz tutumları
neticesinde geliştiği öne sürülmüştür. Scaremella ve
Leve ise çocuğun davranışları ile ebeveynliğin
karşılıklı iletişim içinde bulunduğu ve davranış
problemleri olan çocukların ebeveynlerini daha sert,
zorlayıcı, daha az ılımlı bir tarzda ebeveynlik
sergilemelerine yol açtığını ileri sürmüştür (15).
Benzer şekilde Anastopolous ve arkadaşları DEHB
olan çocukların ailelerindeki ebeveynlik stresinin
hem annedeki psikopatoloji ve genel sağlık
durumuna, hem de çocuğun davranış sorunlarına ve
DEHB belirtilerinin şiddetine bağlı olduğunu
belirtmiştir (16).
Bu çalışmada DEHB tanısı konulmuş çocukların
annelerinin depresyon, anksiyete düzeyleri ve aile
işlevlerinin araştırılması ve sağlıklı kontrollerin
anneleriyle karşılaştırılması amaçlanmıştır.
GEREÇ ve YÖNTEM
doğrultusunda DSM-IV’te “dikkat eksikliği ve yıkıcı
davranış bozuklukları” ana başlığındaki ölçütler
temel alınarak sorgulanmıştır. Zekâ geriliği, özgül
öğrenme bozukluğu ve epilepsi dâhil başka bir
süreğen hastalığı olan olgular araştırmadan
dışlanmıştır. Anne-baba ve öğretmenlerden Çocuk ve
Ergenlerde Davranış Bozuklukları için DSM-IV’e
Dayalı Tarama ve Değerlendirme Ölçeğini
doldurmaları istenmiş ve sonrasında DEHB tanısı 2
farklı çocuk psikiyatrisi uzmanı tarafından
konulmuştur. DEHB tanısı konduktan sonra
çocukların annelerine Beck Depresyon Ölçeği,
Sürekli Kaygı Ölçeği, Durumsal Kaygı Ölçeği ve
Aile Değerlendirme Ölçeği uygulanmıştır. Kontrol
grubu ise Eylül 2010-Ocak 2011 tarihleri arasında
GATA Çocuk Hastalıkları Polikliniği’ne başvuran,
yaş ve eğitim düzeyi göz önüne alınarak, süreğen bir
hastalığı olmayan 7-12 yaş arası 44 çocuğun
annelerinden oluşturulmuştur. Annelerinde ciddi
düzeyde psikiyatrik bozukluk olan çocuklar
çalışmaya alınmamıştır. Bu çocukların annelerine de
yukarıda isimleri belirtilen ölçekler uygulanmıştır.
Araştırmaya alınan çocukların annelerinden yazılı
onam alınmıştır.
Kullanılan Ölçekler
1. Çocuk ve Ergenlerde Davranış Bozuklukları
İçin DSM-IV’e Dayalı Tarama ve Değerlendirme
Ölçeği (ÇEDBÖ)
Turgay tarafından DSM-IV’e göre geliştirilen
ölçekte dikkatsizlik 9 madde, aşırı hareketlilik 6
madde, dürtüsellik 3 madde, karşı gelme bozukluğu 8
madde ve davranım bozukluğu 15 madde ile
sorgulanmaktadır (17). Geçerlilik ve güvenilirlik
çalışması Ercan ve arkadaşları tarafından yapılmıştır
(18).
2. Aile Değerlendirme Ölçeği (ADÖ):
Örnekleme ve işlem
Bu araştırmada çalışma grubunu Eylül 2010 Ocak 2011 tarihleri arasında Gülhane Askeri Tıp
Akademisi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve
Hastalıkları Anabilim Dalı Polikliniği’ne yapılan
ardışık başvuruların değerlendirilmesi sonucunda
DSM-IV tanı ölçütlerine göre DEHB tanısı konan, 712
yaş
aralığında,
45 çocuğun
anneleri
oluşturmaktadır. Dikkatsizlik, dürtüsellik ve aşırı
hareketlilik
temel
yakınmalarıyla
polikliniğe
başvuran tüm olgular, anne-babalardan alınan bilgiler
742
Ailenin işlevlerini yerine getirip getirmediği
konusunda genel bir değerlendirme yapmak ve sorun
alanlarını ortaya çıkarmak amacıyla oluşturulmuştur
(19). Toplam 60 maddeden oluşan ölçeğin 7 alt ölçeği
vardır. Bunlar: Problem Çözme, İletişim, Roller,
Duygusal Tepki Verebilme, Gereken İlgiyi Gösterme,
Davranış Kontrolü ve Genel İşlevleri içermektedir.
Ölçek puanları 1,00 (sağlıklı) ile 4,00 (sağlıksız)
arasında değişmektedir. Genel olarak 2,00’nin
üzerindeki puan ortalamalarının aile işlevlerinde
sağlıksızlığa doğru bir gidişin göstergesi olduğu
kabul edilmektedir (20).
www.korhek.org
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2012: 11()
3. Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ):
Depresyonda görülen bedensel, duygusal, bilişsel
ve motivasyonel belirtileri ölçer (21). Ölçek
depresyon belirtilerinin derecesini nesnel olarak
belirlemeyi amaçlamaktadır. Yirmi bir maddenin her
birinde 4 seçenek vardır ve her maddeye 0-3 arasında
puan verilir. Bu puanların toplanmasıyla depresyon
puanı saptanır. Toplam puanın yüksekliği depresyon
şiddetini gösterir. Ülkemizde geçerlilik ve
güvenilirlik çalışması Hisli tarafından yapılmıştır
(22).
4. Durumluk ve Sürekli Kaygı Ölçeği (SKÖDKÖ):
Spielberg (23) ve arkadaşları tarafından normal ve
normal olmayan bireylerin sürekli ve durumluk kaygı
düzeylerinin ölçülmesi amacıyla geliştirilen ölçek
Türkçe’ye Öner ve Le Compte (24) tarafından
uyarlanmıştır. Kısa ifadelerden oluşan, kendini
değerlendirme türü bir ölçektir. Durumluk kaygı
formu sadece o anda hissedilenler ile ilgili bilgi
verirken, SKE son yedi gündür hissedilenleri ölçmek
üzere geliştirilmiştir. SKÖ-DKÖ 20’şer maddeden
oluşan ve 1–4 arası derecelenen Likert tipi bir
ölçektir. Bu çalışmada envanterin hem Durumluk
hem de Sürekli Kaygı alt ölçeği kullanılmıştır.
BULGULAR
Çalışma ve kontrol grupları arasında anne yaşı
(p=0.374), annenin eğitim durumu (p=0.218), annede
süreğen hastalık bulunması (p=0.059) ve annebabanın öz, üvey, boşanmış olması (p=0.091)
açısından fark saptanmamıştır (Tablo 1). Ailenin gelir
durumu karşılaştırıldığında çalışma ve kontrol
grupları arasında fark bulunmamıştır (Mann-Whitney
U testi ile p=0.452).
Çalışma
grubundaki
annelerin
depresyon
(p<0.001), durumsal (p=0.001) ve sürekli kaygı
puanları (p=0.047), aile değerlendirme ölçeğinden
aldıkları toplam puanlar (p=0.014) ile bu ölçeğin alt
bölümleri olan roller (p=0.003), duygusal tepki
(p=0.008), gereken ilgiyi gösterme (p=0.023),
davranış kontrolü (p=0.04) puanları kontrol grubuna
göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Çalışma
grubundaki annelerden 12’si BDÖ’den depresyon
için anlamlı kabul edilen 17 ve üzerinde puan alırken
kontrol grubundaki annelerin 7’si 17 ve üzerinde
puan almıştır (p<0.01). Problem çözme, iletişim ve
genel işlevler açısından çalışma ve kontrol grubu
www.korhek.org
arasında anlamlı farklılık saptanmamıştır (p> 0.05).
Ölçek puanlarının normal dağılıma uygunlukları
değerlendirilerek ailelerin geliri, roller, duygusal
tepki, gereken ilgi ve durumsal kaygı puanları MannWhitney U testi ile karşılaştırılmıştır. (Tablo 2).
Annelerin BDÖ’den aldıkları puanlar ile ADÖ alt
bölümlerinden roller (r=0.39, p=0.02) ve genel
işlevler (r=0.44, p=0.01) ile DKÖ (r=0.41, p=0.01) ve
SKÖ (r=0.60, p< 0.001) puanları arasında pozitif
bağıntı saptanmıştır. Annelerin SKÖ puanları ile
ADÖ alt bölümlerinden problem çözme (r=0.42,
p=0.01), roller (r=0.39, p=0.02), genel işlevler
(r=0.465, p=0.005) bölümü puanları arasında pozitif
bağıntı bulunmuştur. Çocukların KOKGB puanları ile
annelerinin ADÖ’nin roller alt bölümünden aldıkları
puanlar arasında bağıntı saptanmıştır (r=0.55, p=0.01).
TARTIŞMA
DEHB olan bir çocuğun ebeveyni olmak, normal
çocuklara göre daha fazla enerji, sabır, zaman ve daha
ileri düzeyde ebeveynlik becerileri gerektiren bir
durumdur. Çünkü DEHB olan çocuklar ders
başarısında, akran ilişkilerinde, aile içi iletişimde ve
davranışlarını kontrol etmede zorluk yaşadıkları gibi
KOKGB, depresif bozukluk ve anksiyete bozukluğu
gibi ilave psikiyatrik sorunlara sahip olma ihtimalleri
normal çocuklara göre daha fazladır (2-6,26-28).
DEHB’nun belirtilen doğrudan ve dolaylı etkileri
nedeni ile bu çocukların anneleri kendilerini suçlu
hissetmekte, çocuğun öğretmeni, kendi arkadaşları ve
diğer aile üyeleri tarafından suçlanmakta, diğer aile
üyelerinden yeterli desteği alamamakta ve sonuçta
kendilerini sorunların altında ezilmiş, yetersiz ve
çaresiz hissedebilmektedirler (29,30). Bu olumsuz
deneyimler DEHB olan çocukların annelerinin
ebeveynlik stresinin artmasına, depresyon ve
anksiyete bozukluklarına yatkın hale gelmelerine
neden olmaktadır (4,5,7-9,31).
Araştırmamızda DEHB grubunun annelerinin
depresyon, anksiyete ve ADÖ ölçeklerinden aldıkları
puanlar kontrol grubuna göre yüksek bulunmuştur.
Bu sonuçlar araştırmamızın varsayımı ile uyumludur.
McCormick ve arkadaşları DEHB olan çocukların
annelerinde depresyon yaygınlığını araştırmış,
%17,9’unda majör depresyon, %20,5’inde minör
depresyon olduğunu saptamışlardır (32). Benzer
şekilde birçok çalışmada DEHB olan çocukların
annelerinin depresyon ve anksiyete düzeyleri kontrol
grubundan daha yüksek bulunmuştur (6-9).
743
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2012: 11(6)
Tablo 1: DEHB ve Kontrol grubunun sosyodemografik özellikleri.
Sosyodemografik
Değişkenler
Okuryazar
Annenin
Eğitim
Durumu
Kontrol Grubu (n=44)
n (%)
n ( %)
1 (2,2)
-
20 (44,4)
11 (25,7)
Ortaokul
5 (11,1)
6 (13,6)
Lise
13 (28,9)
15 (34,1)
Üniversite
4 (8,9)
7 (15,9)
Diğer
2 (4,4)
5 (11,4)
42 (93,3)
44 (100,0)
Üvey
2 (4,4)
-
-
Boşanmış
1 (2,2)
-
-
Çocuğun Yaşı (yıl)*
9,02±2,02
p
-
İlkokul
Öz
AnneBaba
Çalışma Grubu(n=45)
0.218
0.09
9,36±1,65
0.367
* Ortalama ± Standart sapma
Tablo 2: Çalışma ve kontrol gruplarının depresyon, anksiyete puanları ve aile işlevlerinin karşılaştırılması
Çalışma
Kontrol
Grubu
Grubu
(n=45)
(n=44)
Beck depresyon ölçeği
13,48±8,46
Durumsal kaygı
Sürekli kaygı
Ölçekler
a
t, Z
p
6,57±5,32
t=3.40
p<0.001 **
41,28±9,98
33,88±8,38
Z=3.345
p= 0.001 **
44,97±9,80
40,90±8,22
Z=1.74
p= 0.047 *
Problem çözme
1,89±0,68
1,70±0,49
t=1.52
p=0.144
İletişim
1,76±0,53
1,69±0,43
Z=0.648
p=0. 517
Roller
2,05±0,53
1,72±0,42
Z=3.022
p= 0.003 **
Duygusal tepki
1,78±0,55
1,49±0,49
Z=2. 662
p= 0.008**
Gereken ilgi
2,10±0,40
1,89±0,40
Z=2.281
p= 0.023 *
Davranış kontrolü
1,95±0,54
1,73±0,33
t=1.92
p= 0.04 *
Genel işlevler
1,75±0,58
1,52±0,49
t=1.75
p=0.071
ADÖ alt bölümler
a
Veriler Ortalama ± standart sapma olarak verilmiştir; *p<0.05, **p<0.01
744
www.korhek.org
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2012: 11()
Zorlu yaşam olayları ve stres depresyon
tablosunun gelişimini tetikleyebilmektedir (33).
DEHB tanısı olan bir çocuğun ebeveynleri yukarıda
bahsedildiği gibi normal çocukların ailelerine göre
daha fazla strese maruz kaldıklarından depresif belirti
düzeylerinin daha fazla olduğu düşünülmektedir.
Ancak çalışmamızda kullandığımız ölçeklerin birbiri
ile korelâsyonu yüksektir. Bu durum etkileşime neden
olabilir.
Çalışmamızda DEHB olan çocukların annelerinin
DKÖ ve SKÖ’den aldıkları puanların kontrol
grubundan yüksek bulunması önceki çalışmaların
sonuçlarıyla uyumludur (7,9-10). Annelerin SKÖ’den
aldıkları puanlar ile ADÖ’nün problem çözme, roller
ve genel işlevler bölümünden aldıkları puanlar
arasında paralellik görülmektedir. Bu sonuçlara göre
kaygı düzeyi yüksek annelerin aile işlevlerinde daha
fazla bozulma olduğu ileri sürülebilir.
Günümüze kadar yapılan pek çok çalışmada
yukarıda da belirtildiği gibi DEHB olan çocukların
ailelerinde daha fazla çatışma yaşanmaktadır
(4,5,7,8). Johnston ve Mash gözden geçirme
yazısında (4) DEHB olan çocukların annelerindeki
daha sık görülen depresyon ve aile içi çatışmanın
daha çok KOKGB ve DB gibi binişik tanılara bağlı
olduğunu ileri sürerken Peris ise annenin depresif
belirtileri ve aile içi çatışmanın daha çok DEHB
belirtileriyle ilişkili olduğunu saptamıştır (34).
Barkley ise DEHB, DEHB + KOKGB ve kontrol
grubu ile yaptığı bir araştırmada eştanılı grupta daha
belirgin olmak üzere her iki DEHB grubunda da aile
içi iletişimde çatışma ve öfkenin daha fazla
yaşandığını göstermiştir (35). Johnston yaptığı
araştırmada Barkley’in bulgularına benzer şekilde
DEHB ve DEHB+KOKGB binişikliği olan
çocukların ailelerini kontrol grubu ile karşılaştırmış
her iki DEHB grubundaki ebeveynlerin daha fazla
negatif reaktif ve daha az pozitif ebeveynlik
stratejileri sergilediğini ve yine her iki DEHB
grubundaki annelerin benzer psikolojik işlevsellik
sergilediğini ileri sürmüştür (36).
Çocukların davranışının annenin duygu durumunu
etkileyebileceği gibi annenin duygu durumunun da
çocuklarına
karşı
sergiledikleri
ebeveynlik
tutumlarında etkisi vardır. Gerdes ve arkadaşları
düşük benlik saygısı olan ve çocuklarına uygulamaya
çalıştığı kurallarda ve disiplinde başarılı olamayan
annelerden ebeveynlik stresi fazla olanların,
çocuklarının yanlış davranışlarına karşı daha sert ve
aşırı tepkisel davrandıklarını; olayların kontrolünün
kendilerinin dışında olduğunu düşünenlerin de daha
gevşek bir ebeveynlik sergileyerek çocuklarının
yanlış davranışlarına fazla müdahale etmediklerini
öne sürmüştür. Ebeveynlik stresi anne-babaların
www.korhek.org
mevcut donanımları ile anne-babalık görevlerini
yerine getirmede kendilerini yetersiz hissetmelerini
ifade etmektedir (8).
ADÖ’nün roller alt bölümünde aile üyelerinin
üzerine düşen sorumlulukların belirli olması ve
sorumlulukların yerine getiriliyor olması sağlıklı bir
aile göstergesidir. DEHB olan çocukların ödev yapma
gibi dikkat gerektiren işlerden kaçınmaları, zamana
uymama, odasını toplamama gibi, eşyalarını unutma
gibi nedenlerle sorumluluklarını yerine getirmekte
zorlanmaları bu bölümde sağlıksızlığa neden olmuş
olabilir. Kepley ve arkadaşları yaptığı çalışmada
DEHB olan çocukların anneleri ebeveynlik rollerini
yeterince yerine getiremediklerini ifade etmişlerdir
(7). Annelerin BDÖ’nden aldıkları puanlar ile roller
bölümünden alınan puanlar paralellik göstermektedir.
Annelerin depresif belirtileri arttıkça, ebeveynlik
rollerini yerine getirmekte zorlandıkları gibi, bu
anneler depresyonun doğası gereği kendi görevlerini
yerine getiremedikleri düşüncesine sahip olabilirler.
Duygusal tepki verebilme alt bölümünde sevinç,
sevgi gibi olumlu uyaranların yanı sıra öfke, üzüntü
gibi olumsuz her türlü uyaranlar karşısında aile
üyelerinin en uygun tepkiyi göstermesi sağlıklı bir
aile göstergesi olarak tanımlanmaktadır. DEHB olan
çocukların aileleri dikkatsizliğin çocuğun kontrol
edemediği bir bozukluk olduğunu ancak karşı gelme,
aşırı hareketlilik ve dürtüselliğin aslında çocuklarınca
kontrol edilebilir davranışlar olmasına karşın
çocukların kasten bu şekilde davrandıklarını
düşünmektedirler. Ayrıca bu aileler, çocuklarının
olumlu davranışlarını da göz ardı etmektedirler (37).
Bulgularımızla bu araştırmanın bulgularını birlikte
değerlendirdiğimizde, DEHB olan çocukların
ailelerinin çocuklarında sevgilerini daha az
gösterdikleri söylenebilir.
Gereken ilgiyi gösterme, aile üyelerinin birbirine
gösterdiği ilgi, bakım ve sevgiyi içerir. Orta derecede
ilgilenme sağlıklı bir ailenin ihtiyacı iken, çok veya
az ilgi göstermek sağlıksızlık göstergesidir. DEHB
tanısı ile takip edilen çocukların annelerinin birçoğu
çocuklarına ödevlerini zorlayarak yaptırdıklarını,
çocuklarının yatma saatine kadar ödevlerini
bitiremediğini ifade etmekte ve başka bir şeye
vakitlerinin kalmadığından şikâyet etmektedirler. Bu
durum aile üyelerinin birbirine gereken ilgiyi
göstermelerini engelliyor olabilir. Yapılan bir
araştırmanın sonucuna göre de DEHB olan çocukların
anneleri, çocuklarıyla normal ailelere göre daha az
iletişim kurduklarını ve onlara daha az yakınlık
gösterdiklerini belirtmişlerdir (7).
Davranış kontrolü, ailede üyelerin davranışlarına
standart koyma ve disiplin sağlama biçimidir.
Kontrolün esnek, katı, serbest ve düzensiz oluşu ele
745
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2012: 11(6)
alınmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi DEHB
olan çocukların aileleri çocuklarının davranış
problemlerine karşı, ya sonucu değiştiremeyeceklerini
kabullenip gevşek ebeveynliğe, ya da daha önce
başarısız disipline etme girişimleri sonucu aşırı
tepkisel ebeveynlik tutumuna yönelebilmektedirler.
Her iki modele göre de ailede davranış kontrolü
olumsuz etkilenmektedir (8). Benzer şekilde Johnston
ve Jassy, DEHB gibi zorlayıcı özelliklere sahip
çocukların, ebeveynlerini düşmanca tutumlar ve
negatif duyguların yoğun olduğu sert, katı bir
ebeveynliğe zorlayabileceğini öne sürmüştür (38).
Çalışmamızın kısıtlılıkları arasında olgu sayısının
azlığı, DEHB tanısı konulan çocukların KOKGB ve
DB binişik tanılarına göre gruplara ayırıp
karşılaştırılmaması birinci sırayı almaktadır. Diğer bir
kısıtlılık ise çocuklara ve annelere yapılandırılmış
klinik görüşme ile tarama yapılmamış olmasıdır.
DEHB’nin alt tipleri arasında aile üzerine etkileri
açısından farklılıklar olabileceği için alt tiplere
ayrılarak tanı konulmamış olması çalışmamızın
kısıtlılıkları arasında sayılabilir. Aile işlevleri üzerine
sadece annenin psikiyatrik belirtilerinin etkisinin
araştırılmış olması bir başka kısıtlılıktır.
Sonuç olarak DEHB gibi binişikliğin fazla olduğu
ve kronik seyirli olan bozukluklarda, sadece çocuğun
değil, tüm ailenin yaşam kalitesi etkilenmektedir.
Çocuğun güçlükleri anne-babayı etkilediği gibi
psikiyatrik olarak rahatsızlığı bulunan anne-babalar
da
DEHB
olan
çocuğun
gidişatını
etkileyebilmektedir. Örneğin süreç içerisinde
karşılaştığı güçlükler nedeni ile depresif belirtileri
artan bir annenin çocuğuna karşı tutumları daha
olumsuz olması kaçınılmazdır. Bu nedenle DEHB
olan çocuklar tedavi edilirken sadece çocuk değil
bütün aile göz önünde bulundurulmalıdır.
3.
Mrug S, Hoza B, Gerdes AC, et al.
Discriminating between children with ADHD and
classmates using peer variables. J Atten Disord.
2009; 12(4): 372–380.
4.
Johnston C, Mash EJ. Families of children with
attention-deficit/hyperactivity disorder: review
and recommendations for future research. Clin
Child Fam Psychol Rev. 2001; 4(3): 183–207.
5.
Deault LC. A systematic review of parenting in
relation to the development of comorbidities and
functional impairments in children with attentiondeficit/hyperactivity disorder (ADHD). Child
Psychiatr Hum Dev. 2010; 41(2): 168-192.
6.
Seipp CM, Johnston C. Mother-son interactions
in
families
of
boys
with
attentiondeficit/hyperactivity disorder with and without
oppositional behavior. J Abnorm Child Psychol.
2005; 33(1): 87–98.
7.
Kepley HO, Ostrander R. Family characteristics
of anxious ADHD children. J Attn Disord. 2007;
10(3): 317–323.
8.
Gerdes AC, Hoza B, Arnold LE, et al. Maternal
depressive symptomatology and parenting
behavior: exploration of possible mediators. J
Abnorm Child Psychol. 2007; 35(5): 705-714.
9.
Ray GT, Croen LA, Habel LA. Mothers of
children
diagnosed
with
attentiondeficit/hyperactivity disorder: health conditions
and medical care utilization in periods before
and after birth of the child. Med Care. 2009;
47(1): 105-114.
10. Durukan İ, Erdem M, Tufan AE, Cöngöloğlu A,
Yorbik Ö, Türkbay T. DEHB olan çocukların
annelerinde depresyon ve anksiyete düzeyleri ile
kullanılan başa çıkma yöntemleri: Bir ön çalışma.
Anadolu Psikiyatri Dergisi. 2008; 9: 217-223.
11. Pilowsky DJ, Wickramaratne PJ, Rush AJ, et al.
Children of currently depressed mothers: a
STAR*D ancillary study. J Clin Psychiatry. 2006;
67(1): 126-136.
KAYNAKLAR
1.
2.
746
Amerikan
Psikiyatri
Birliği.
Psikiyatrik
Hastalıkların Tanımlanması ve Sınıflandırması
Elkitabı. Gözden Geçirilmiş Dördüncü Baskı
(DSM-IV-TR). E Köroğlu (çev.), Hekimler Yayın
Birliği, Ankara, 2000.
Herman KC, Lambert SF, Ialongo NS, Ostrander
R. Academic pathways between attention
problems and depressive symptoms among
urban African American children. J Abnorm Child
Psychol. 2007; 35(2): 265-274.
12. Türkbay T, Cöngöloğlu A, Cesur G, et al.
Evaluation of family functions of children and
adolescents with attention deficit hyperactivity
disorder with and without oppositional defiant
disorder. Türkiye Klinikleri J Psychiatry. 2002; 3:
53-58.
13. Çakaloz B, Akay AP, Böber E, Eminağaoğlu N,
Günay T. Karşıt olma karşı gelme bozukluğu
eşlik eden veya etmeyen dikkat eksikliği
hiperaktivite bozukluğu tanısı alan puberte önce
erkek
olgularda
aile
işlevlerinin
değerlendirilmesi. DEÜ Tıp Fakültesi Dergisi.
2006; 20(3): 149-155.
www.korhek.org
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2012: 11()
14. Kiliç BG, Sener S. Family functioning and
psychosocial characteristics in children with
attention deficit hyperactivity disorder with
comorbid oppositional defiant disorder or
conduct disorder. Turk Psikiyatri Derg. 2005;
16(1): 21-28
27. Coskun M, Ahmetoglu E, Ozturk M. Dikkat
eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuk ve
ergenlerde
komorbid
anksiyete/depresif
bozuklukların tedavisinde mirtazapin kullanımı:
olgu serisi. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni. 2010;
20(3): 246-251.
15. Scaramella LV, Leve LD. Clarifying parent–child
reciprocities during early childhood: the early
childhood coercion model. Clin Child Fam
Psychol Rev. 2004; 7(2): 89–107.
28. Elia J, Ambrosini P, Berrettini W. ADHD
characteristics: I. Concurrent co-morbidity
patterns in children and adolescents. Child
Adolesc Psychiatry Ment Health. 2008; 2(1): 15.
16. Anastopolous AD, Guevremont DC, Shelton TL,
Dupaul GJ. Parenting stress among families of
children with attention deficit hyperactivity
disorder. J Abnorm Child Psychol. 1992; 20(5):
503–520.
29. Harborne A, Wolpert M, Clare L. Making sense
of ADHD: a battle for understanding? Parents’
views of their children being diagnosed with
ADHD. Clinical Child Psychology and Psychiatry.
2004; 9(3): 327–339.
17. Turgay A. Cocuk ve Ergenlerde Davranım
Bozukluklar İcin DSM-IV’e Dayalı Tarama ve
Değerlendirme Ölceği. Integrative Therapy
Institude Toronto, Kanada, 1995.
30. Peters K, Jackson D. Mothers' experiences of
parenting a child with attention deficit
hyperactivity disorder. J Adv Nurs. 2009; 65(1):
62-71.
18. Ercan ES, Amado S, Somer O, Çıkoğlu S. Dikkat
eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve yıkıcı
davranım bozuklukları için bir test bataryası
geliştirme çabası. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı
Dergisi. 2001; 8(3): 132-144.
31. West J, Houghton S, Douglas G, Wall M, Whiting
K. Levels of self-reporting depression among
mothers
of
children
with
attentiondeficit/hyperactivity disorder. Journal of Attention
Disorders. 1999; 3(3): 135–140.
19. Epstein NB, Bolwin LM, Bishop DS. The
McMaster Family Assessment Device. Marital
and Family Therapy. 1983; 9(2): 171-180.
32. McCormick LH. Depression in mothers of
children with attention deficit hyperactivity
disorder. Fam Med. 1995; 27(3): 176-179.
20. Bulut I. Aile Değerlendirme Ölçeği (ADÖ)
Elkitabı. Ankara. Özgüzeliş Matbaası, 1990.
33. Hammen C. Stress and depression. Annual
Review of Clinical Psychology. 2005; 1: 293–
319.
21. Beck AT, Steer RA, Garbin MG. Psychometric
properties of the Beck Depression Inventory:
Twenty-five years of evaluation. Clinical
Psychology Review. 1988; 8: 77-100
22. Hisli N. Beck Depresyon Envanteri’nin üniversite
öğrencileri için geçerliği ve güvenirliği. Türk
Psikoloji Dergisi. 1989; 7: 3-13.
23. Spielberger CD, Gorsuch RL, Lushene RE.
Manual for State-Trait Anxiety Inventory. Palo
Alto, ABD. California Consulting Psychologists
Press, 1970.
24. Öner N, LeCompte A. Durumluk-Sürekli Kaygı
Envanteri El Kitabı, İkinci Baskı. İstanbul.
Boğaziçi Üniversitesi Matbaası, 1985.
25. Biederman J, Petty CR, Monuteaux MC, et al.
The longitudinal course of comorbid oppositional
defiant disorder in girls with attentiondeficit/hyperactivity disorder: findings from a
controlled 5-year prospective longitudinal followup study. J Dev Behav Pediatr. 2008; 29(6): 501507.
26. Angold A, Costello EJ, Erkanli A. Comorbidity. J
Child Psychol Psychiatry. 1999; 40: 57-87.
www.korhek.org
34. Peris TS, Hinshaw SP. Family dynamics and
preadolescent girls with ADHD: the relationship
between
expressed
emotion,
ADHD
symptomatology, and comorbid disruptive
behavior. J Child Psychol Psychiatry. 2003;
44(8): 1177-1190.
35. Barkley RA, Anastopoulos AD, Guevremont DC,
Fletcher KE. Adolescents with attention deficit
hyperactivity
disorder:
mother-adolescent
interactions, family beliefs and conflicts, and
maternal psychopathology. J Abnorm Child
Psychol. 1992; 20(3): 263-288.
36. Johnston C. Parent characteristics and parent–
child interactions in families of nonproblem
children and ADHD children with higher and
lower levels of oppositional-defiant behavior. J
Abnorm Child Psychol. 1996; 24(1): 85-104.
37. Freeman WS, Johnston C, Barth FM. Parent
attributions
for
inattentive-overactive,
oppositional-defiant, and prosocial behaviours in
children with Attention Deficit Hyperactivity
Disorder. CJBS. 1997; 29: 239–248.
747
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2012: 11(6)
38. Johnston
C,
Jassy
JS.
Attentiondeficit/hyperactivity disorder and oppositional/
conduct problems: links to parent–child
interactions. J Can Acad Child Adolesc
Psychiatry. 2007; 16(2): 74-79.
748
www.korhek.org
Download