Dünya Kupası tarihinin en iyi 11`i

advertisement
On5yirmi5.com
Dünya Kupası tarihinin en iyi 11'i
Dünya kupaları tarihinde, orta saha dendiğinde futbol dünyasının ilk sıralarda saydığı
unutulmaz yıldız isimler arasında Hagi ve Zico gibi tanıdık isimler de var.
Yayın Tarihi : 5 Haziran 2014 Perşembe (oluşturma : 10/20/2017)
2014 FIFA Dünya Kupası, 12 Haziran-13 Temmuz tarihlerinde Brezilya'nın ev sahipliğinde
yapılacak.
Teknik kapasiteleri ve top hakimiyetleriyle yıllar boyunca futbolseverlerin izlemekten keyif aldığı
oyuncuların başında gelen yıldız orta saha oyuncuları, geçmişte olduğu gibi Brezilya'da da ülkeleri
için belirleyici rol oynayacak. Tarihin en iyi futbolcuları arasında gösterilen Arjantinli Diego Armando
Maradona ve Hollandalı Johan Cruyff başta olmak üzere, yolu Türkiye'den geçmiş Gheorge Hagi ve
Zico, orta saha dendiğinde futbol dünyasının ilk sıralarda saydığı yıldız isimler arasında yer alıyor.
Dünya kupaları tarihinde unutulmazlar arasına giren en iyi 11 orta saha oyuncusu şöyle:
Diego Armando Maradona (Arjantin):
Hem futbolu, hem de sansasyonel hayat tarzıyla adını tüm dünyaya duyuran efsanevi futbolcu
Maradona, 1986'daki Dünya Kupası'nın kazanılmasında ve takımının 1990'da finale yükselmesinde
en büyük pay sahibi.
Birçok otorite tarafından her ne kadar kaldırdığı dünya kupası sayısı az olsa da Pele'den daha
yetenekli kabul edilen futbolcu, kendisinin Brezilyalı yıldızdan farklı olduğunu, ''Bir de Avrupa'da
oynamak gerekir'' diyerek ifade etmişti. Maradona, 1982, 1986, 1990 ve 1994 olmak üzere 4 kez
Dünya Kupası sahnesinde boy gösterdi.
Johan Cruyff (Hollanda):
Total futbolun öncüsü Hollanda'nın en çok isim yapan oyuncusu olan ve futbolculuk kariyerini
noktaladıktan sonra kariyerine teknik direktör olarak devam eden Cruyff, milli takım formasıyla 48
maçta 33 gol attı.
1974'te finale yükselen Hollanda takımının as oyuncusu olan Cruyff, 1978'deki organizasyonda ise
halen bilinmeyen nedenlerden ötürü forma giyemedi.
Michel Platini (Fransa):
Oyun kurucu pozisyonunda 1980'lerin rakipsiz futbolcusu Platini, son vuruşlardaki ustalığıyla da
hatırlanıyor.
Milli takımının formasıyla 72 maçta 41 gol atan Platini, 1978, 1982 ve 1986 olmak üzere 3 Dünya
Kupası'nda boy gösterdi. 1983, 1984 ve 1985'te Avrupa'da yılın futbolcusu seçilen Platini,
ülkesinde de, yüzyıla damgasını vuran futbolcu unvanına layık görüldü.
Bobby Charlton (İngiltere):
İngiltere teknik direktörü Alf Ramsey, 1966'da zafere ulaşan milli takımı, Charlton'ı merkez alarak
oluşturdu.
Uzun bir dönem dünya genelindeki en ünlü İngiliz futbolcu olarak kendisini kabul ettiren Charlton,
futbol kariyerine sağ iç olarak başladı, ancak zamanla, 4-1-3-2 dizilişindeki İngiltere Milli Takımı'nda,
forvet oyuncularının arkasında, hücuma yönelik orta saha oyuncusu olarak kendisini kabul ettirdi.
Avrupa'da Yılın Futbolcusu ödüllü oyuncu, İngiltere'nin 1962, 1966 ve 1970 Dünya Kupası
kadrolarında yer aldı.
Lothar Matthaus (Eski Batı Almanya/Almanya):
Yeteneklerini betimlemekte yetersiz kalsa da kendisine yakıştırılan İngilizce ''destroyer'' (yok edici)
lakabı, futbolcunun ana özelliğini ve oyun anlayışını tam manasıyla ifade ediyor.
İlki 1982'de olmak üzere 5 Dünya Kupası'nda forma giyen Matthaus, 1986'da, 3-2 yenildikleri final
maçında Arjantin'in yıldız oyuncusu Maradona'yı tutmakla görevlendirilmişti. Maradona, bu
karşılaşmadan sonra yaptığı açıklamada, ''Şu ana kadar karşılaştığım en iyi rakip. Bu, onu
tanımlamak için yeterlidir'' ifadesini kullanmıştı.
Matthaus, 20 yıllık kariyerinde 150 defa milli takımın formasını giyerken, 25 kez ile Dünya Kupası
tarihinin en fazla maça çıkan oyuncusu durumunda.
Gheorghe Hagi (Romanya):
Romanya Milli Takımı'nın formasını 125 kez giyen ve 35 golle ülkesi adına en çok gol atan futbolcu
unvanına sahip Hagi, ülkesinin Dünya Kupaları'nda ilk kez çeyrek finale çıkmasını sağladı.
Romanya'nın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu görülen ve Galatasaray'a "altın çağ"ını yaşatan Hagi,
1990, 1994 ve 1998'deki Dünya Kupaları'nda ülkesiyle birlikte gruptan çıkma başarısı gösterdi.
Hagi'li Romanya, Dünya Kupaları'ndaki en iyi turnuvasını 1994'te geçirdi ve bu organizasyonda
çeyrek finale kadar yükseldi.
Zinedine Zidane (Fransa):
Hem Fransa'nın, hem de dünyanın en iyi orta saha oyuncuları arasında sayılan Zidane, milli takım
formasıyla 3 Dünya Kupası'na katıldı.
1998'deki final maçında Brezilya karşısında kazanılan şampiyonluğa iki golle katkı sağlayan Zidane,
sakatlığı nedeniyle 2002'de bir maç oynayabildi. Milli takımdan emekli olan Zidane, teknik direktör
Raymond Domenech tarafından ikna edildi ve 2006'daki Dünya Kupası'na katıldı. Fransa'nın finale
yükseldiği turnuvada Zidane, İtalya ile oynanan bu maçta Marco Materazzi'nin göğsüne kafa attı ve
futbol kariyerini, hafızalardan silinmeyecek bu hareketle noktaladı.
Enzo Scifo (Belçika):
Belçika formasıyla 4 Dünya Kupası gören Scifo, ülkesinin yetiştirdiği en büyük futbolcu kabul
ediliyor.
Avrupa'nın büyük kulüplerinde oynayan, ancak en iyi performansını milli takımla gösteren Scifo,
Belçika'nın 1986'da yarı finale çıkmasında büyük rol oynarken, daha sonra 1990, 1994 ve 1998'de
de Dünya Kupası'nda sahne aldı.
Zico (Brezilya):
Gözlem yeteneği, son vuruşlardaki ustalığı ve topa hakimiyeti neticesinde kendisine ''Beyaz Pele''
lakabı yakıştırılan Zico, adını ilk kez sakatlık problemleriyle boğuştuğu, takımın taktik anlayışına ters
düştüğü 1978'deki Dünya Kupası ile duyurdu.
Bir dönem Fenerbahçe'nin teknik direktörlüğünü yapan ve futbolculuğunda 1982 Dünya Kupası'nda
kariyerinin üst seviyelerine çıkan Zico, 1986'daki Brezilya kadrosuna da dahil edildi. O dönem 33
yaşında olan Zico, ilk tur maçlarında yedek kaldı ve Fransa ile oynanan çeyrek final karşılaşmasında
penaltı kaçırarak kariyerinin en kötü anını yaşadı.
Socrates (Brezilya):
Olağanüstü bir futbol zekasına sahip olan Socrates, 25 yaşına kadar milli takım formasını
giymezken, 3 yıl sonra 1982 Dünya Kupası'nda Brezilya'nın kaptanı olarak sahaya çıktı.
Günde 1 paket sigara içtiği söylenen ve durduğu yerden kullandığı penaltı atışlarını üst köşeye
göndermesiyle hatırlanan futbolcu, 2004 yılında, 50 yaşındayken futbola geri döndü ve kısa bir
süre için İngiltere'nin Garforth Town takımında top koşturdu.
Pierre Littbarski (Batı Almanya):
2006'da verdiği demeçte, ''Hayatımın en mutsuz anlarını 1982 ve 1986'daki finallerde yaşadım''
diyen Littbarski, üç final gördüğü kariyerinin en mutlu gününü, kuşkusuz Dünya Kupası'nı
kaldırdıkları 8 Temmuz 1990'da yaşadı.
İspanya 1982'de ve Meksika 1986'da finalde kaybederek Dünya Kupası ikinciliği yaşayan Alman
ekibinde yer alan Littbarski, takımıyla 1990'da mutlu sona ulaşmayı başardı.
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Dünya Kupası tarihinin en iyi 11'i
Download