SAID b. YA'KUB doktoru oldu. İbn Ebu Usaybia'nın Sabit b. Sinan'dan naklettiğine göre Ali b . lsa 302'de (9 14) Bağdat'ın Harbiye semtindeki hastahaneyi yeniden donatmış ve baş­ tabipliğine Said b. Ya'küb'u getirmişti. Ayrıca Bağdat, Mekke ve Medine'deki hastahanelerin sorumluluğunu da ona vermişti ('UyO.nü 'l-enba', s. 316) . Said b. Ya'küb, antik döneme ait felsefi ve ilmi eserlerin Arapça'ya çevrilmesinde üstün başarı gösterdi. Hasan b. Musa en-Nevbahtl'nin himayesinde çeviri yapan İshak b. Huneyn ve Sabit b. Sinan gibi ünlü mütercimler arasında yer aldı. Onun tabip ve mütercim olarak ortaya koyduğu başarı yanında çeşitli alanlarda yazdığı eserler felsefeye ve diğer bilim daliarına da vakıf olduğu­ nu göstermektedir. Said b . Ya'küb antik felsefe ve bilimin İslam dünyasına aktarılmasında , özellikle İskender Afrodisl'nin eserlerine dair yaptığı çalışmalarıyla Helenistik felsefenin islam muhitinde tanın­ masında önemli katkı sağlamıştır. Ese rleri. 1. Tefsirü Kitô.bi 'n-Nab zi'ş­ şagir. Yahya en-Nahvl'nin Galen'in De Pulsibus ad tiron es'ine yaptığı şerhin tercümesi olup yazma nüshası günümüze ulaşmıştır (Sezgin. lll , 159). Z. M a]fiiletü Cô.linus ii te şri]J.i'l - a'şô.b. Galen'in D e N ervorum dissectione adlı eserinin çevirisidir (Sül eymaniye Ktp ., Uileli , nr. 1624, vr. 72-84). 3. Ma~aletü Cô.linus ii teşri­ J:ıi 'uru~i gayri'çl-çlav ô.rib. Galen'in toplardamar ve kılcaldamarlara dair eserinin tercümesidir (Süleymaniye Ktp., Laleli, nr. 162 4, vr. 85- 105). 4. Ma~illetü Cô.linus ii teşri]J.i 'urMi 'çl-çlav ô.rib. Galen'in atardamarlara dair eserinin çevirisidir (Süleymaniye Kt p. , Laleli , nr. 1624, vr. 105- 113) . 5. Risô.letü Magnis ti'l-bevl. Ernesalı Magnus'un De Urinis adlı eserinin tercümesidir (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 3563/3 ). ~:.ri; ı/i,~.ıjJ).IJVk-:~ u;ld.. ~J..:;_. ><)o~.;ı,;.ı~ ;, Y."J.).I..J(i..,lb lif"_.ıt~..:U: .. ~l(jJ ! f.;., i.J ı:..;..,;~ ıJ,ı . J-ı- ·».:.-J~uıu-ı:'ı.r.'o ıü::•. ~ 1 0J;: Zıl:ıliı.J~ Ij ~ ~;JJ> .:Jı:i~~_,.,ifJü~:J/;'(.J I &- . ı;;!.bY.Jü~~ ı;...;ı ;;ırJ~ . "fu..;..;JrJl.:D.ıf.ıtı J.pf.~ ~i)f~)ı.ti..f:;; ıij)w-ci .· ...J~':'~[;,c..,r~J..iS:J i, J,:ı !;~IJ,ı ;.;.J;;,,L,;.I..(""I#) ~ ~u-._,... tti~ i'LJ..J-!' ı!.-l)Tj ;uıJf-UI ~Jı. . ~ uı.:;:ıjı 'ı~ i! U~(.f>LJ-(...t (,i ~_t__w.~l:/1 ·ı:ı.. ö.,ı.ı..: ;J il'' •; : J ı·. ( '\• ' . • (.T ! or........,~ ;.t,., 580 Said b. Ya'küb'un günümüze ulaşma­ yan diğer eserleri de şunlardır : Mesô.'il (Galen'in ahiakın insan beden iyle ve yapı sıy l a ili ş ki si ni konu alan De Moribus ad lı eserine dayanılara k yaz ılmı ştır} ; Ma]fiile fi'n-nabz (Galen'in De pulsibus ad tirones a dlı eserinden mülhem olarak kaleme alınmıştır} ; Kitô.bü's-Sem ô.'i 't-tabi'i (Aristo'nun Physica kita b ının baz ı bölümlerinin çeviri sidir} ; Kitô.bü'J-Kevn ve 'l-fesô.d (Aristo'nun De Generatione et Corruptione isimli kitabının tercüm esidir) . Bun- 1nif;ı. .-.(ı)l:lj, ~~ r---Y. ır'f~ j !i/1~ '-:'..,J:.h,~~J.. ~Jı.:.--=.t , ~ı.ı.ı;r;;.;ı ~~ ·'" :f ·~ ,, ' . rJ : 6. el-Ma~dlô.t min Kitabi Uşuli'l-h end e­ se li-Öklidis. Öklid'in Elem entler kitabı­ nın bazı makaleleriyle Pappus'un Onuncu Makale üzerine yaptığı şerhin çevirisidir. Günümüze adı geçen şerhle birlikte sadece Onuncu Makale'nin tercümesi ulaşmıştır. Pappus'un şerhinin Yunanca orijinali kayıp olduğundan Said b. Ya'küb'un bu tercümesinin matematik tarihinde önemli bir yeri vardır. Eser Latince, Fransızca , Almanca ve ingilizce'ye çevrilmiştir (Sezgin , V, ı 75 ) 7. Kitô.bü'l-Cedel. Aristo'nun Topikler kitabının yedi makalesinin çevirisi olup eseri Abdurrahman Bedevi Mant~u Aristo (Beyrut-Kahire 1980, ll , 489-695 ; III , 711 -725 ) ve Ferld Cebr en Naşş ü 'l-kô.milli-mantı~ı A risto (Beyrut 1999, ll, 63 5-850) içerisinde yayımlamıştır. 8. lsô.giici. Porphyrius'un Eisagoge adlı eserinin tercümesi olup Abdurrahman Bedevi tarafından neşredilmiştir (Ma ntı~u Aristo içeri sinde, Beyrut -Kahire 1980, lll , 1057- 1104). 9. Fezô.'ilü 'n-nets. Aristo'ya nisbet edilen ahlaka dair bir eserin çevirisi olup İbn Miskeveyh Tel;].zibü'l-a{ılM'ın­ da bir bölümünü iktibas etmiştir. 10. Risô.l etü Şô.mistıyus fi's-siyô.se v e tedbiri'l-memleke. Themistius'un eserinin tercümesidir (Köprülü Ktp., Faz ı! Ahmed Paşa, nr. 1608, vr. 139- 302) . '· ~~)!!_,(/;.Jr fi.~~IVJ:f;:~ . ~~;?Li c..,,4i\(;.U.J..v,y U,G;:o.J..;.ı l.di;ı)j iJ~) IJ.'( SaTd b. Ya'küb'un Risii letü Magnis fi 'l-beul adlı eserinin ilk ve son sayfal a rı (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 3563/ 3) ların dışında İskender Afrodisl'ye ait olan ya da ona nisbet edilen pek çok felsefi risaleyi Arapça'ya çevirmiş , bu risaleler Abdurrahman Bedevi tarafından A risto 'inde']-'Arab: Dirô.se v e nuşuş gayru m enşille içerisinde neşredilmiştir (Kahire 1947, s. 278-308). Said'in Yunan hikemiyatından yapmış olduğu çeviriterin bir kısmını Ebu Süleyman es-Sicistan'i nakletmiştir (Şwa­ nü'l-/:ıikme, s. 303-3 05) . BİBLİYOGRAFYA : Ebu Süleyman es-Sicistani, Şıva nü'l-f:ıikme ue resa'il (n ş r. Abdurrah ma n Bedev1). Paris 2004, s. 303-305; İbnü ' n-Nedim , el-Fihrist (Teceddüd ). s. 313 , 325, 356; İbn Miskeveyh , Te~l­ bü 'l-al].lal):, Beyrut 1405/1 985, s. 72-76; İbnü 'I­ şelaşü Kıftl. İl].barü 'l-' ulema' (Lippert) , s. 36-38,40, 64, 257, 409 ; İbn Ebu Usaybia , 'Uyünü 'l-enba' , s. 282, 316; Muhammed b. Mahmud eş-Şehrezuri, Taril].u'l-f:ıükema' (n ş r. Abdü lkerim Ebu Ş üveyrib ) . Trablus 1988, s . 294-295; Suter, Die Mathematiker, s. 49; Sarton, Introd uction, 1, 631; Brockelmann, GAL Suppl., ı , 369-370; Sezgin, GAS, lll, 82, 159, 166; V, 175, 287; B. A. Rosenfeld- Ekmeleddin İhsanoğlu . Mathematicians, Astrono- mers and Other Scholars of Jslamic Civilization and Their Works (7 lh-J 9 lh c.), İstanbul 2003, s. 69; G. Endress, "Sa'id b. Ya%üb a1-Dımaslıtı ", E/ 2 (ing.), VIII , 858-859; Zehra Yemin!, "Ebu <oş­ man Dırnaş~l" , DMBİ, V, 730-7 31; M. lsa Salihiy- ye, "ed-Dımaş~ı. Ebü Mu.AU, IX, 291- 293 . <oşman ı:;;;:! l.Mi Sal:d b. Ya%Ub", Ö MER MAHİR ALPER ı ı SAID b. ZEYD (~j ı,)o!~ ) Ebü'l-A've r (Ebu Sevr) Said b . Zeyd b . Amr b . Nüfe yl el-Kureşl (ö. 51/671 [?]) L Aşere-i mübeşşereden biri. _j Miladi 600 yılı civarında Mekke'de doğ­ du. Adi b. Ka'b oğullarından olup soyu dedelerin den Ka'b b. Lüey'de Hz. Peygamber'in soyu ile birleşir. Babası, İslam öncesi dönemde Hanlf dinine mensup olmakla bilinen Zeyd b. Amr b. Nüfeyl, annesi Huzaa kabilesinden Fatıma bint Ba'ce'clir. Babasının putlara tapmadığ ı , müşriklerin kestiği hayvanların etinden yemediği , Cahiliye adetlerine değer vermediği ve kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesine şiddetle karşı çıktığı göz önüne alınırsa Said'in aile ortamında bu inançları benimseyen bir kişi olarak yetiştiği söylenebilir. Kaynaklarda babasının ona Allah'ın birliğine iman etmesi konusunda telkinde bulunduğu zikredilir. Çok genç yaşta islamiyet'i kabul eden Said b. Zeyd'in on ikinci veya on üçüncü müslüman olduğu nakledilir. Resul-i Ekrem tarafından cennetle müjdelenen on SAiDi AiLESi sahabi arasında yer aldı. Said amcasının kızı ve Ömer'in kız kardeşi Fatıma ile, ömer de onun kız kardeşi Atike ile evliydi. Mekkeliler'in Hz. Peygamber'i öldürme kararı­ nı uygulamak üzere harekete geçen ömer, kız kardeşi Fatıma'nın müslüman olduğu­ nu öğrenince Said b. Zeyd'in evine giderek onu hanımı ile birlikte tartakladı. An cak Said'in sabırlı davranması ve sorulan sorulara inandırıcı cevaplar vermesi üzerine Ömer onları bıraktı ve okunan Kur'an'ı dinledikten sonra iman etmeye karar verdi. Said müşriklerden çok eziyet gördü ve birlikte Medine'ye hicret etti. ResOluilah onu Rafi' b. Malik, diğer bir rivayete göre ise Übey b. Ka'b ile kardeş ilan etti. Medine'de Resul-i Ekrem'in yakın çevresinde bulunan Zeyd, Mekke müşrik­ leri başta olmak üzere Hz. Peygamber aleyhinde faaliyet gösterenler hakkında bilgi toplama konusunda önemli görevler yaptı. Bedir Gazvesi'ne sebep olan Mekkeliler'in Suriye kervanı hakkında bilgi toplamakla görevlendirildiği için savaşa fiilen katıla­ madı; ancak ganimetten payı tam olarak verildi ve gördüğü hizmete karşılık cihad sevabını da alacağı kendisine müjdelendi (Hakim. ııı . 495) hanımıyla Uhud ve Hendek gazveleri, Hudeybiye Mekke'nin fethi, Huneyn ve Tebük Seferi ile Veda haccında bulunan Said, ResOl-i Ekrem'in vefatından sonra da önemli görevler üstlendi. Hz. Ebu Bekir'in halife seçilmesi sırasında ortaya çıkan ihtilafları gidermek için büyük gayret gösterdi. Hz. Ebu Bekir, vefatından önce yerine halife bı rakacağı kimse ile ilgili genel eğilimi araştırırken onun da görüşüne baş­ vurdu. Ecnadeyn Savaş ı'nda ( 13/634 ı ordu kumandanı Halid b. Velid'in talimatıy­ la süvari birliklerine, bu savaşta bozguna uğrayarak Fihl'e kaçan Bizans ordusuyla yapılan Fihl Muharebesi'nde piyade birliklerine kumanda etti ve her iki savaşın kazanılmasına büyük katkı sağladı. Yine kumandanlardan biri olarak katıldığı Yerm ük Savaşı'nda ve Dımaşk'ın fethinde önemli roller üstlendi. Ebu Ubeyde b. Cerrah kendisine Dımaşk valiliğini teklif edince o bunun yerine cihadı tercih etti. Hz. Ömer. vefatından önce oluşturduğu altı kişilik hilafet şurasına aşere-i mübeşşere­ den sağ kalanları aldığı halde onu dahil etmemesi yakın akraba olmalarıyla izah edilmektedir. Antlaşması, Hz. Osman'ın hilafeti döneminde Irak'ta bulunan arazileri dolayısıyla zaman zaman Küfe'ye gittiği ve burada oturduğu bilinen Said b. Zeyd fitne olaylarının ortaya çıkmasından sonra Medine'ye çekildi ve iç çekişmelerden uzak bir hayat yaşa­ dı. Hz. Osman ve Ali dönemlerinde her ikisi hakkında yapılan kötü propagandaları önlemeye çalıştı. Gördüğü haksızlıkla­ ra müdahale etmekten çekinmez, ashap aleyhinde bulunanlara şiddetle karşı çı­ kardı. Küfe'de Hz. Ali ve diğer sahabiler aleyhinde konuşan birini uyardığı ve ona, bir sahabinin Resuluilah ile kısa bir süre bulunup gördüğü bir hizmet sebebiyle yüzünün tozlanmasının sonradan gelenlerden birinin Hz. Nuh kadar yaşayıp güzel işler yapmasından daha hayırlı olduğunu söylediği rivayet edilmiştir (Müsned, ı. ı 87; Ebu DavQd, "Sünne", 9) Hayatının son dönemlerini Medine yakınında bulunan Akik vadisindeki evinde ziraatla uğraşarak geçiren Said b. Zeyd SO (670) veya 51 (671) yılında vefat etti. Techiz ve tekfin işleriyle komşusu Sa'd b. Ebu Vakkas ilgilendi. Cenaze namazını Abdullah b. ömer'in kildır­ masından sonra Medine'ye götürülerek Cennetü'l-bakl'a defnedildi. Küfe'de öldüğü ve cenaze namazını Mugire b. Şu'be'­ nin kıldırdığına dair rivayet muteber kabul edilmemiştir. Said b. Zeyd, Hz. Peygamber'den mükerrerleriyle birlikte kırk sekiz hadis nakletmiş olup rivayetleri Kütüb-i Sitte'de yer almaktadır. Ahmed b. Hanbel onun mükerrerlerle beraber otuz hadisini tahrlc etmiştir (Müsned, I, 187-190). Buhar! ve Müslim'in el-Cdmi'u'ş-şaJ:ıiJ:ı'lerinde yer alan üç hadisinden ikisi ittifakla (BuhM, "Bed'ü'l-bal~". 2, "Tıb", 20; Müslim. "Müsa15at", 138, 139 , "Eşribe", 157, 158), biri sadece Buhar! tarafından tahrlc edilmiş­ tir ("Mena~ıbü'l-enşar", 34, 35; "ikrah", ı ı Başlıca ravileri Abdullah b. Ömer, Amr b. Hureys ve Ebü't-Tufeyl gibi sahabllerle oğ­ lu Hişam, Zir b. Hubeyş, Urve b. Zübeyr b. Awam. Said b. Müseyyeb, Humeyd b. Abdurrahman b. Avf, Kays b. Ebu Hazim, Ebu Osman en-Nehd'i. Muhammed b. Slrln ve Abbas b. Sehl b. Sa'd gibi tabiilerdir. En meşhur rivayeti cennetle müjdelenen on sahabinin isimlerinin topluca zikredildiği hadistir (Tirmizi. "Mena~ıb", 26, 28) . BİBLİYOGRAFYA : . Müsned, 1, 187-190; İbn İshak. es-Sfre, s. 124; lbn Sa'd, eı-Tabakat, lll, 379-385; İbn Kuteybe, ei-Ma'arif(Ukkaşe). s. 245-246; Taberanl. el-Mu'cemü'l-keblr (nşr. Ham d! Abdülmedd es-Sel efi), Beyrut, ts . (D:'hu ihyai't-türasi'l-Arabl). ı, 148-154; Hakim, el-Müstedrek (Ata). III, 495-498; Ebü Nuaym. Hilye, 1, 95-97; a.mlf., Ma'rifetü's-sahabe (nşr. M. RM b. Hac Osman). Medine-Riy~d 1408/ 1988, II, 3-19; İbn Hazm. Esma'ü'ş-şa/:ı[ıbeti'r-ru- uat (nşr. Seyyid Kesrev! Hasan), Beyrut 1412/ 1992, s. 82; İbn Abdülber. el-İsti'ab (Bicav!), II, 614-620; lbnü'l-Cevzı, Telkil:ıu fühümi ehli'l-eser (nşr. Ali Hasan), Kahire 1975, s. 119-120, 365366; lbnü'I-Es!r, Üsdü'l-gabe, ll, 235-237; Muhibbüddin et-Taberl, er-Riyazü'n-naçlire fi menakı­ bi'l-'aşere, Beyrut 1405/1984, IV, 337-344; Zehebl, A'lamü'n-nübela', ı, 124-143; İbn Hacer, el-Işabe (Bicavl). III, 103-105; a.mlf .. Tehzlbü'tTeh;;:fb, Beyrut 1404/1984, IV, 30-31; Yahya b. Ebü Bekir el-Amiri, er-Riyazü'l-müste(abe (nşr. M. Abdülkadir Ata v.dğr). Beyrut 1409/1988, s. 103-106; Şevkanl, Derrü's-sef:tabe (nşr. Hüseyin b. Abdullah el-Ömer!), Dımaşk 1411/1990, s. 257-258; A. J. Wensinck, "Sa'ld b. Zayd", İA, X, 81-82; a.mlf.- G. H. A. Juynboll. "Sa'id b. Zayd", Ef2 (İ'ng.), VIII, 857. ı:;ı;:I IJ!bJ MEHMET EFENDİOGLU SAİDI AiLESi (~~l..:ılf~) Gazneliler ve Selçuklular döneminde Horasan'da önemli görevler üstlenmiş bir aile. L _j IV. (X.) yüzyılın sonlarından itibaren Horasan bölgesinde ilim, dindarlık, idarecilik, kadılık, fetva, eğitim ve öğretimle meş­ hur olan saygın ailelerden biridir. Ataları Ebü'I-Aia İmadülislam Said b. Muhammed ei-Üstüval'ye nisbette Saidiyye olarak anılan ailenin soyu hakkında kaynaklarda bilgiye rastlanmamaktadır. Ancak üstüval'nin Said b. Muhammed b. Ahmed b. Ubeydullah b. Muhammed b. Abdurrahman şeklindeki soy zincirine bakılacak olursa ailenin Arap asıllı olduğu, atalarının fetihler sırasında Horasan diyarına gelip yerleştiği söylenebilir. Said! ailesine adını veren ve döneminde Horasan'da "şeyhü' I­ Hanefiyye" olarak tanınan Said b. Muhammed ei-Üstüval, Gazneli Mahmud ve oğul­ ları döneminde Nlşabur'da müftülük, ardından uzun süre kadılık görevi üsttendi ve 432'de (ı 040-41) ölünceye kadar kendi medresesinde öğrenci yetiştirdi (bk. ÜSTÜVAi). Nlşabur ve çevresinde kadılık görevi uzun yıllar onun oğulları ve torunları tarafından yerine getirildi (Sem'anl, elEnsab, I, 135; İbrahim b. Muhammed esSarlflnl, s. 277; Kureşl, II, 43, 265; Mahmud b. Süleyman el-Kefevl, vr. 163a; Tem!ml, IV, 82) Said! ailesinin tanınmış diğer fertleri şun­ lardır: t. Ebü'I-Hasan İsmail b. Said (ö 443/ I 051) ~aid b. Muhammed'in en büyük oğ­ ludur. Once Rey ve çevresinin kadılığını üstlendi, daha sonra kadılkudat oldu, arkasın­ dan Nlşabur ve yöresinin kadılığını yaptı. 402 (1012) yılında babasıyla birlikte hacca gitti. Tuğrul Bey'in elçisi olarak Faris'e giderken 1zec'de vefat etti. Cenazesi Nlşa- 581