GÜNÜMÜZ ALEviLiGiNDE

advertisement
S.D.Ü.
iLAHiYAT FAKÜLTESİ
GÜNÜMÜZ ALEviLiGiNDE
EGiTiM ÇALIŞTAYI
29-30 Mayıs 2009 Eğirdir-ISPARTA
BİLDİRİLER ve TARTIŞMALAR
ISPARTA 2009
S.D.Ü. iLAHiYAT FAKÜLTESi YAYıNLARI NO: 23
BİLİMSEl, TOPLANTlLAR SERİSİ: 9
YAYIN EDITÖRLERİ
Prof. Dr. M. Saffet SARIK.AYA- Doç. Dr. M. Necmettin BARDAKÇI
Yard. Doç. Dr. A. Yılmaz SOYYER- Dr. Nejdet DURAK
ÇÖZÜMLEME
Çiğdem E. Önkol-Mustafu Kurui-Kamile Ünlüsoy-B. Bengü Tortul-Azize Uygun-Melek
Diklmen-Gölem K. Arat-Sevim Özdemir-Muhammed Özdii-Ali Bulut-Yıldız Demir-Hülya Altunya-Ünal
Yerlikay a-H. Tevfik Marulcu-Mustafu İlboğa-Adem Efe
KAPAK ve DİZGİ
Bada
·ısBN
978-9944-452-37-3
Birinci Baskı
Ekim 2009 ISPARTA
Yazıların sorumluluğu yazariarına aittir.
Kaynak gösterilmek şartıyla iktihas ve atıf şeklinde
kullanılabilir.
isteme Adresi: S.D.Ü. ilahiyat Fakültesi ISPARTA
Tel: =(246) 211 3881 Faks: O(246) 237 ı O 58
BASKI
SDÜ Matbaası
GünümÜZ Aleviliğinde Eğitim Çalıştayı 29-30 Mayıs 2009 Eğirdir-ISPARTA
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersleri Kaldırılmalıdır
Şakir KEÇELr
"Küçük çocuğun bir şey ezberlemesi taşa yazılan yazıya benzer ... .... "
Hz. Muhammed [S.A.V] 3
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri sadece Alevl/ Be.ktaşllerle Sünnilerin
sorunu değildir. Başka bir anlatımla Türkiye'de sadece bu iki gurup yaşamamakta­
dır. Bırnların dışında laik düşünceden asla vazgeçmeyecek olan Atatürkçüler ve de
asla azımsanmayacak miktarda, 4 ateistler de yaşamaktadır bu ülkede ...
Çok isabetli bir toplantının yapılmasına öncülük ve ev sahipliği eden Sayın
Devlet Bakanlığırmzın yurttaşlaruruzın önemli bir bölümünü ihmal etmesi ve Alevl/
Bektaş! dostların kendilerini dünyanın merkezi olarak görmesi, Fakir' e göre anlaşılır
bir tutum değildir. Çünkü bu sorun Alevi veya Sünnileri ilgilendirdiği kadar, AleviSünni olmayanları da ilgilendirir.
I-I Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Derslerinin 7- 12 Yaşlarındaki Çocuklara
Verilmesi Çocuklarımızın Ruh Sağlığını Bozar ve İyi Bir Yurttaş Olmalarını Engeller. 9-10 yaşındaki [İlk Okul 4. Sınıf] bir çocuğa Allah'tan korkınayı öğretmek 5
veya aynı yaştaki öğrenciye "kıyamet günü kulak/arın, gözlerin ve kalbin ve öteki
organların işledik/erin günahları birer birer Tanrı ya anlatacak'' demek, 6 Acaba
çocuklarda psikolojik bozukluklara neden olur mu?
•
4
6
İnanç Önderi/Araştımıacı Yazar
Süyllti'den aktaran: Abdülbiki Gölpınarlı, Hz. Muhammed Ve Hadisleri, Arkın
Kitapevi, İstanbul1957, S. 30. Hadis No: 168.
İstanbul Üniversitesi Mediko- Sosyal Merkezi 1979 yılında, öğrenciler üzerinde, bir alan
araştımıası yapmıştır. Bu araştımıaya göre öğrencilerin % 15.3'ü ateisttir. !2 Eylül'den
sonra aynı konuda Ankara Üniversitesi İlahiyar Fak-ültesi bir araştırma yapmış ve öğrenci­
lerin %6 'sının ateist olduğunu saptamıştır.
Bakınız: Dr. Mehmet algül ve arkadaşları, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmen
Kılavuzu Kitabı, JYIEB Yayınları, .Ankara 2008, s. 50. 5. :Maide Sılresi, 3. ayet açıklanır­
ken.
.r\..g.e., s. so, 17. İsra SUresi 36. ayet açıklanırken.
88
Günümüz Aleviliğinde Eğilim Çalışıayı 29-30 Mayıs 2009 Eğirdir-JSPARTA
Bu telkin ve terbiye ile yetişen çocuk iyi ahlaklı ve doğal insan olabilir mi?
Bu sorulara
yanıt
vermek için çocuk psikolojisi
uzmanlannın
birkaç gözlemini bu-
raya a.lctarmakta yarar görüyoruz:
" .... 3 yaş I O aylık bir erkek çocuk ailenin 'tik' diye tanımladığı bir belirtiden şikayet/e getirildi. Çocuk çok sık aralıklarla içinde bulunduğu faaliyete ara
veriyor ve vazi.yet alıp baş eğerek selam veriyordu. Oyun odasında oyuncak dalahım
karıştınrken
kendisi ile bir süre oyuncaklar hakkında konuşulduhan sonra şöyle bir
konuşmaya girildi:
Doktor
Kiminle beraber bulunmayı seversin?
Çocuk
Anneannemle
Dok-tor
Onun yanmda neler yapabilir, neler yapamazsm?
Çocuk
Yaramazlık yapmamı
Doktor
Yaramazlıkyapmanı başka
Çocuk
Allah baba istemez. O tavandadır benim oyunlarımı seyreder
istemez.
kim istemez?
(Bu sırada vaziyet aldı selam verdi.)
Doktor
Kimi selamlıyorsım?
Çocuk
Bilmiyorum.
Doktor
Yoksa Allah babayı mı selamhyorsun?
Çocuk
Evet.
Doktor
Selamlamasan ne olur?
Çocuk
Hemen tiifeği aldı ve 'kimi öldüreyinı' dedi.
Doktor
Kimi istersen.
Çocuk
Düşmanları
Doktor
Belki de Allah babayı öldürmek isterdin?
Çocuk
Ben
istemiyorıtm
da
düşmanlar
onu öldürmek istiyorlar, dedi
ve büyük bir zevkle tavana ateş etmeye başladı.
Çocukla ilk görüşmede, ritüel bir özellik taşıyan ve durduramadığı bu hareketlerin de, Allah'a kı..7frla duygu ve düşüncesinin neden
bir etken olan Allah korkıtsunwz geliştirdiği ortaya
ni
ceza/andıracağı
için
kızan
çıktı.
olduğunu
bunu da bilinçdışı
Allah'a her firsatta kendisi-
çocuk, bu duygusundan korkup, telqfi edebilmek için
onu selamlama davranışları geliştirmişti. Aile ile bu 'Allah korkusıl konuşulduğun-
89
Günümüz Aleviliğinde Eğitim Ça!rştayı 29-30 Mayıs 2009 Eğirdir-JSPARTA
da dedesinin
çocuğun
her istenmeyen
davranışını
istediği ve çok sık dini masallar anlattığı öğrenildi"
Allah'tan korkutarak önlemek
7
Bir Başka Olay:
" ...
Yatılı Kur'an
kursuna giden ll yaşında bir erkek çocuk, bayram tatilinde
eve gelir. ilk giin ani ve şiddetli bir anksiyete nöbeti (iç
sıkıntısı,
yerinde duramama,
huzursuzluk, bilmediği korku duygusu) başlür'. Aile hiçbir sebep göremez. Yapılan
nthsal muayenesinde, elde edilen sonuç
istediğini
şu:
Çocuk sabah
babası
belirtir. Baba söz verir, fakat giderken çocuk evde
ile
çarşıya
olmadığından
inmek
onu al-
madan gider. Çocuk eve gelip, babasının kendisini beklemediğini görünce, ona öfke
duyar fakat belirtmez. Sonra babaya duyulan öfke duygusunun günah olduğu korkusu ile paniğe girer ve anksiyete nöbeti başlar"
8
Üçüncü örnek.
"20. yüzyılda insanların yaşantıları ile dinin telkin ettiği yaşantının bağda­
şıp bağdaşmayacağı
lıkla
ve bağdaştıramayanlarzn dwymlarım (şu olay) büyük bir açık­
ortaya koymaktadır:
Yatısız Kur'an kursuna giden 14 yaşmda bir kız çocuk kafasına
düşüncelerden
'göz
ve
bunların uyandırdığı
zinasından' korktıtğıJ,
korkulardan
şikayet/e
bu yüzden evde televizyon
takılan
kötü
geldi. Muayenesinde
izleyemediği,
fakat
aklının
orada kaldığı, sokakta açık saçık davranışlar gördüğü zamarı suç işlediğinden korktıtğıt,
fakat gördüklerini kafasından,
landığı anlaşıldı"
düşüncesinden alamadığı,
bundan da çok suç-
9
Psikologlar, çocuklukta
öğrenilen
ve zaman zaman da yaşanılan korkuların
"büyük bir çoğunluğıt iz bırakmaktadır." "Kişinin yakasım bırakmayan korkularm
yüzde yirmi yedisi çocukluktan kalan en
hatırlanan' korlı:udandır."
7
·8
yoğun
korkular olup, yüzde 28'i 'ilk
demektedir.
Atatiitk'ün 100. Doğum Yılında, Türkiye 1. Din Eğitimi Semineri, İlihiyat Vakfi
Yayınlao, Mualla Öztürk Tebliği, Ankara, s. 208-209.
Ayru kitapta yer alan Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu tebliği
A.g.e., Mualla Öztürk Tebliği, s. 209.
A.g.e., Mualla Öztürk Tebliği, s. 209 ve 210. Tebliği sunan Dr. mualla Öztürk tebliğini şu
sözlerle bağlıyor. '~ .. Okiiiiarda dil! eğitillli ılfrilecekse çomklam; Al!ah'ım seı'f1n, kon!)'all boigiirel!,
qji:dm, cezadal! çok ödii!lmdiren, bir varlık o/anık tamtzlmast /le kolllllll/ll bıt )'allll/111 etkili biçimde
eJimmesi gerekmektedir. B:mmı )'till!llda eğitim, çağm kaçmılmq)'amk gerçrklni11e, imallfanil )'afalltzsma 1!)'!!,1111 olmalı. "
90
Günümüz Aleviliğinde Eğitim
Ça/ıştayı
29-30 Mayıs 2009 Eğirdir-ISPARTA
İşte bir örnek daha;"(...)
"Yapışkan korkuların
yaygın hastalık,boğulma
büyük kısmı hayvanlardan korkma şeklinde görülüyor.
gibi vücuda zarar veren tehlikeler bunu izliyor.
güçler, karanlık ve yalnızlık korkuları üçüncü sırayı alıyor"
"... din
eğitimi
ile birlikte gelişen, ölüm ve cehennem
ateşi
tehdidi şeklinde
(belki bugün bile vardır). Günahlarının
karşılığı olarak cehenneme gideceğini duyan çocuk, dışm·ıda karanlığa bırakılmış
gibidir. Cehennem, kurtuluşu, kaçışı olmayan, ana-babanın elinin ererneyeceği
kadar uzakta (ana-baba zaten cennete giderler, cennetle cehennem arasında kimsenin aşamayacağı uçurum vardır) ve bir çocuğun hayal edebileceği korkuların en
biiyüğünü yaratabilecek nitelikte bir yerdir. Eğer büyükleri, böyle bir yerin var olduğunu kendisine söylemişlerse, çocuğım korkusu büsbütün boş hayale de dayanmamalı:tadır" 11
göriilen bir
bıralalma
Doğaüstü
10
"Eğer
korkusu daha
bir çocuk, kendisini,
vardı
bırakılmış
hissediyorsa,
daki boşluğu hayalgücü ile tamamlamak eğilimindedir"
Bizim Din Kültürü kitaplan, gelişme
odunu insan olan cehennemİ anlatınaktadır.
diğer
insanlarla arasın­
12
çağını tamamlamamış çocuklanmıza,
Bu yapışkan, yani asla silinmeyecek olan korku onlarda psikolojik bunalım­
lar yaratınaz mı?
Korku içinde kıvranan bu çocuk büyüyünce, nasıl sosyal bir varlı.l< olur?
Korku içinde yaşayan çocuklanmız büyüyünce, insanlan, doğayı, hatta kendisini
sevebilir mi?
A. Din Kültürü Dersleri Anlak (Zek:a) Gelişimi açısından d sakıncalıdır.
tiği
İsviçreli Piaget çocuğıın zihinsel gelişimi konusunda tüm dünyanın kabul etbir btoritedir. Piaget'e göre çocuk zekası somuttan soyuta göre gelişim gösterir.
Bilindiği
üzere, dinsel kavrarnların tamamı, somut olmayıp soyut kavramlardır. Yani bu kavramlar gündelik yaşamda elle tutulmaz, gözle görülmez hatta
varlıklan bile hissedilmez kavrarnlardır.
10
11
12
Arthur T. Jersild, Çocuk Psikolojisi, Türkçeye çeviren Gül<>eren Günçe, .Ankara Üniversitesi Eğitimi Fakültesi Yayınlan, Ank<ı.ı:a 1974, s. 383-384. Siyah harfler bize aittir.
A.g.e., s; 387-388.
A.g.e., s. 388.
91
Günümüz Aleviliğinde Eğitim
Çalıştayı
29-30 Mayıs 2009 Eğirdir-ISPARTA
Piaget'e göre din eğitimi somut düşünme döneminde [yani 0-12
yaş arasın­
da] verilemez. Acaba neden verilemez?
" ...... dünyaya gelen insan yavrusu 0-7 yaş
mine/edir.
Yaşamı
organları
duyu
ile
tanımaya
arasında
ve
duyusal- motor döne-
anlamiandırmaya çalışır.
.....
Gözünün önündeki nesneyi betimlemekte güçlük çeken bu dönemde dinle ilgili olgu
ve
olayları anlamlandıramaz.
mediği
Bu nedenle de
anlamlandıramaclığı,
düşüne-
için kendisini kötü hisseder ...... Bir çok çocuk; bu dönemlerini yaptıkları ve
yetişkinlerden
olwnlu clönüt atamadıkları her
davranışlarının
bedelini ağır
ödeyeceklerini duyumsadıkları yoğun bir korku içinde geçirir/er.
dan
üstünde
cezalandırılmak",
dönüştürülmek",
" cehennemele
cayır cayır yanmak",
"Şeytan
şekilde
tarafin-
"Allah tarafindan
taşa
"Allah tarafindan sevilmemek" bunlardan bazılarıdır. Hiç kimse-
nin çocuğa bu duygulan yaşatmaya hakkı olmamalıdır ....."
Çocuk 7-11 yaş arasmda somut
usta/aşmıştır. Arrıa
bu somutlama
işlemler
Ç(Jğunlukla
dönemine/edir.
Sıniflama yapmada
somut olgu ve olaylar üzerindedir.
Basit soyutlamaları anlayabilir, ama bu soyutkımanın karşılğı olması gerekir ..... .
bu yaşta verilmemesi gerekeYf ama verilen elin eğitimi,
yönetir
çocuğu ....
eğitim
lığının
kökleri ele, dinsel
Bizim
anlayamadığını
ezberlemeye
sistemimizdeki temel problem olan ezbereilik hasta-
eğitimle başladığını düşünüyontm.
Çünkü, o
eğitim
süre-
dnde, insan bilmediği bir elilde olanı, anlayamadığı için ezberlemeye çalışır. Somut
işlemler
döneminde elin
eğitimi
üzerinde
düşünüZebilen
birey, din gibi soyutım
verilmemelidir. Bu dönemele somut olgu ve olaylar
soyutlaması
bir olguyu
anlamlandı­
ramaz. SOYUT İŞLEMLER DÖNEMİ PİAGET'E GÖRE 11-12 yaşından itibaren,
13
yanı. ergen l"kl
ı e başlar"
Piaget ll- 12 yaşından itibaren İSTEGE BAGLI OLARAK DiN EGİTİMİ
VERİLMESİNDE BİR SAKINCA GÖRMEMEKTEDİR.
Hemen çocuk
salıibi
her
aydının okuduğu
Prof. Dr. Atalay
11- 12 yaştan önce din eğitimi verilmesinin şiddetle karşısındadır.
13
Yöıükoğlu'da
14
Afyon Kocatepe Ünversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Göievlisi Mehmet YAPICI'dan
al-ı:aolrrıışnr.
ıı
Pmf. DI. .At:ılay Yörukoğlu, Çocuk Ruh Sağlığı, Türkiye İş Bankası Yayınlan, .Ankam
1980, s.170vd.
92
Günümüz Aleviliğinde Eğitim Çalıştayı29-30 Mayıs 2009 Eğirdir-ISPARTA
600-700 yıldan bu yana [Cumhuriyet dönemi Tür~ye'si ve Atatürk dönemi
hariç] halkırun çoğunluğu Müslüman olan ülkelerden, insanlığa ve onu yücelten
uygarlığa katkıda bulunmuş insan sayısı, parmakla sayılacak kadardır.
Bu tür ülkelerden yetişen kendisine "allame" sıfatı verilen insanlar İslamın
ilk üç yüz yılında yetişen bilginierin kötü bir kopyacısından başka bir şey değildir.
Üstelik bunların bazıları da, hicretin 3. yüzyılına dek yazılmış yapıtları, kendi kalemlerinden çıkmış gibi, okuyucuya sunma açıkgözlülüğünü gösterebilmişlerdir.
Acaba bu kısırlığın sebebi nedir?
Bunun en önemli sebebi, çocukların ezberci, şüpheciliği ve araştırmacılığı
yasaklayan, deneme sınama ve doğrularna yöntemine önem vermeyen eğitimdir.
Bilindiği üzere, çocukların zeka gelişimi 0-17 yaşları arasında sağla.nıt. Türkiye'de
on sekiz yaş reşit olma yaşıdır. Çocuklar, 0-12, 13 yaşlar arasında, fark ve temyiz
gücüne [erginliğe] sahip olamadıklarından, en ağır suçları işleseler bile ya cezalandı­
nlmamakta yada hükınolunan cezalardan olağanüstü indirimler yapılmaktadır.
Bu yaşlar arasındaki çocuğa; Sübhaneke duası, 15 İhlas Süresi, 16 Kevser
Süresi, Fatiha Süresi, 17 Rabbenii Atina duası 18 Kunut duaları 19 ve Fil Suresi 20
ezberletınek onun yaratıcılığını köreltınektedir. Çünkü bilim adamları bu konuda
şunlan söylemektedir: "Eğer zihinsel eğitimin amacı, belleği tzka basa doldurmak
yerine,
için
zekayı (anlağı) geliştirmekse, eğer
hazırlanan
olmak gibi bir suç işleme/ı.rtedir"
"Çocuğun
yapmasına
amaç yalnız üretmek değil, zihni
insanlar yetiştirmekse, geleneksel
eğitim,
ciddi bir
keşifler
eksildiğe
sahip
21
önünde bir deney, bir gösteri yapmak ve
çocuğun
bunu bizzat
izin vermemek, eylemle sağlanan bilgiye olanak bırakmamak, böylece de
bilginin hem bilgi
değerini,
hem de yetiştirme
değerini yadsımalı.7ır
[ J. Piaget'ten
aktarılmıştır] ll
ıs
ıs
ı9
Milli Eğitim Bakanlığı Müfredat Prognımı, İlkokul Dördüncü Sınıf 1. Ünite.
İlkokul Dördüncü sınıf 2. Ünite.
İlkoh.-ul Dördüncün sınıf 3. Ünite.
İlkok-ul DördÖncün sınıf 4. Ünite.
İlkokul Beşinci sınıf 1. Ünite, İlkoh.-ul Beşinci sınıf 3. ünite, İlkokul Beşinci sınıf 4. ünite.
2ıı
J.
t6
17
~ı
Pmget, Science of Education and the Psychology of Child, New Yoı:k, Orion
Press 1970, s. 5l'den alttaran Doç. Dr. Gülseren Günçe, Çocukta Zihin Gelişimi, Baylan lVIatbaası,Ankara, s. 1643-165.
A.g.e., s. 165.
93
Günümüz Aleviliğinde Eğitim Çalışlayı 29-30 Mayıs 2009 Eğirdir-ISPARTA
Hem vahşete son veren İslam dini ve hem de çağdaş hukuk devleti, kişi­
ye kendisini ve yakmlannı öldürme veya akıl hastası olma hakkı veımemiştir. Devlet bu sakinealı sonuçların oluşmaması için önlem almakla yükümlüdür.
22
Bu nedenle Fak:lr 12-13 yaşiara değin din eğitimi verilmemesi gerektiği kanısındayım.
O yüzden de, Temel eğitimden din dersleri kaldırılmalıdır.
I-ll. Bu Dersler Kaldırılrnıyor ise Zorunlu Olmamalıdır.
Çünkü İslam Dini, zorunluluğu değil, tebliği buyurmaktadır.
İslam dini bir barış dinidir. Şüphesiz her din ve hatta her ideoloji gibi İslam
dini de, tüm insanların kendisinden olmalarını, yani Müslüman olmalarmı istemiştir.
Ama o kendisinin cebirle, şiddetle
masını buyurmuştur. İşte birkaç örnek:
yayılmasını değil, tebliğ esası
ile yayıl­
3. Al-i İmrfuı Sılresi 20. ayetinin son bölümünde şunlar buyurulmaktadır; ....
Unutma ki senin görevin sadece fnesqj i/etmektir. Zira Allah yarattıklarını[n kalple!
rindeki her şeyi] görür".
5. Maide
Sılresi
67. ayetinde ise,
şu
buyruk yer
almıştır:
"Ey yüce Elçi!
Rabbinden sana indiriZeni tebliğ et .... "
Aynı sılrenİı).
92. iiye!inde de, " ...... Bizim elçimizin görevi [ kendisine
emanet edilen] mesajı apaçık tebliğ etmekten ibarettir" denilmektedir.
6. En'am Sılresi 107. ay,etin sözleri de aynı doğnıltudadır:
"Eğer Allah
di-
lemiş olsaydı onlar O 'ndan başka hiçbir şe;ye İlah/ık yakıştırmazlardı. Biz seni onla-
rm bekçisi yapmadık ve sen onların yaptıklarmdan da sonunlu değilsin".
13. Ra' d Sılresi 40. ayetinin son bölümü daha açık ve kesin buyruk vermektedir: " ......Sana düşen ancak mesajı tebliğ etmek, duyurmaktır. Hesabı görn~ek ise,
bize aittir".
Artırılması olanaklı olan bu Tarırı buyrukları, İslam'ın barışı esas aldığını
ve zorunluluğu ret ettiğini göstermektedir.
Kur'an-ı
Kerim'de 2. Bakara Sılresi 256. ayetinde "dinde zorlama olmadığı"
ifade edilirken, aynı konu Kafirün suresinde şu sözlerle yinelenrnektedir:
:!2
Bilindiği üzere İslam fıkıhı intihar edenlerin cenaze namazının kılınamayacağını buyurur.
94
Günümüz Aleviliğinde Eğitim
Çalıştayı29-30 Mayıs
" (1) Diyesiniz ki: " K(ijirler,
karanlıkta
tapmam ben, asla, zinharfi (3)Tapanlar
tapıcı değilim
sizin
taptığınıza./
dininiz size, dinim de bana derim"
(5)
değilsiniz,
2009 Eğirdir-JSPARTA
taptıklarımza,
kalanlar? (2) O
siz benim
Tapıcı değilsiniz
siz
taptığıma,/
tapfığuna
(4) Ben
benim!/ Sizin
23
Sayfalarca artırılması olanaklı ilam buyruklar, İslam'ın din eğitiminde, propaganda ve telkininde zorlama bulunmadığını karutlamaktadır.
Bunca Tanrı buyruğuna karşın neden zorunlu din eğitimi?
I-ID
Zorunlu Din Eğitimi Tabi'i Hukuk Kurallarına aykındır. Bu nedenle Böyle Bir Uygulama Avrupa İnsan Haklan Mahkemesince İptal Edilir.
İnanç özgürlüğünü
düzenleyip güvence altına alan ve ortak insanlık hukukuna kaynaklık eden, uluslararası hukuk düzenlemelerini; yani tabii hukukun kaynaklarını, tarih sırası ile, şöyle sıralarız:
12 Haziran 1776 tarihli Viıjinya insan hakları bildirisinin 16. maddesi.
Fransız insan ve yuıttaşlık hakları bildirisinin 1O. maddesi.
1948 İnsan hakları evrensel bildirgesinin 26. maddesinin üçüncü fikrası.
20 Kasım 1959 tarihli çocuk hakları bildirgesinin ilke başlığını taşıyan bölüınü.
1960 tarihli eğitimde ayruncılığa karşı sözleşmesinin 18/4 fikrası
1966 tarihli kişisel ve siyasal haklar uluslar arası sözleşmesinin beşinci
maddesi.
1981 tarihli din yada inapea dayalı her türlü hoşgörüsüzlük ve ayrımcıltğın
kaldırılması bildirgesinin 5. maddesi
Bu sözleşmeler, Avrupa insan Hakları Sözleşmesi ile de desteklenınektedir.
Birer birer saydığımız uluslar arası hukuk metinlerinin ortak özelliği şudur:
-"Devletler ve topluluklar.
cocuğun
anne. baba yada yasal velisinin L-rnini
almadan çocuğa dinsel eğitim verilemez [ve de din eğitimi zorunlu olamaz]".
Uluslararası
ısrar
hukukun bunca
açık buyruğuna karşın zonınlu
din
eğitiminde
etmek, " olmayacak duaya amin demek"ten başka bir şey değildir. Çünkü bu
her düzenleme ulusal yargı veya uluslar arası yargı tarafindan iptal
doğnıltudaki
23
lGfiııln
Suresi 1-6. iivederi.
M'l!lZtliTİ
Meiil
.
Bakınız:
Doc. Dr. Bedri Noyan Dedebaba
.
95
.
Kur'an-ı
Kerim
Günümüz Aleviliğinde Eğitim Çalışlayı 29-30 Mayıs 2009 Eğirdir-ISPARTA
edilecektir. Bu iptal ise, hem devletimizi ve hem de zorunluluğu savunan din adamlamu müşküJ durumda bırakacaktır.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Birlikte İşlenebilir mi?
Kitaplarında,
Alevilik/ Bektaşilikle Sünnllik,
Bazılan Aleviliği şöyle tammlamaktadırlar:
"Eğer Alevf/ik Hz.
Aif'yi sevmekse biz de Aleviyiz".
Şüphesiz
Veliler Şillu Hz. All'nin Alevllikte üstün bir yeri vardır. Onını yol
ve soy eviadı Pir Sultan Abdal'ın anlatımıyla: "Alf sevilmez mil Deli misin sen ?"
yada " Derdim var deyip te gene ağlarsznl Aif'yi sevenin derdi mi olur?1 Derdinden
şikayet kime edersin/ Aif'yi sevenin derdi mi alın·?" 24
Ama, insanlığın en yüce evlatlarından biri olan Ali, asla bir put değildir. Hz.
All'yi sevmek demek; O'nını yolunu sevmek ve bu yola sıla.ca sanlmak demektir.
Peki nedir AllYolu ?:
Hz. Ali bir
dörtlüğünde
[rubaisinde], Hz. Muhammed'in; "Neftini bilen
Rabb 'ını da bilir " buyruğuncıall hareketle, yolunu şöyle tannnlamıştır: " Derman
sende fakat senin haberin yok/ Derdin senden fakat sen gönnüyorsun/ Kendini küçücük bir beden sanryorsun, 1 oysa koskoca alem dürülmüş içinde senin, 1 Öylesine
apaçık, apaydın bir kitapsın ki,/ Gizli şeyler onım harfleri ile meydana çıkmada, 1
dışarıya bir ihtiyacın yok senin/ Gönlünde yazılmış yazılar, her şeyden haber verir
sana".
On ikinci yüz yıldan sonra Bektaşilik adını alan All yandaşlığı [yani Alevilik]; insanı dört kapı kırk makamdan geçirir ve Evrenin En Büyük Sevgilisi ile buluşturur.
ğı,
Hadis-i Kudsi'nin anlatımı ile, Yüceler Yücesi Sevgili Aşık'ın "gözü, kulakolu olur".
İşte budur Bektaşilik! Alevilik ...
Bir insanın Alevi, öteki adı ile Bektaşi olabilinesi ise, terki terk etmesi ile
olanaklıdır.
Nedir Terki terk etmek?
24
.Ali Haydar Avcı,
Osmanlı
Gizli Tarihinde Pir Sultan Abdal, Nokta kitap
İsranbul2006, s.700.
96
Yayınları,
Günümüz Aleviliğinde Eğitim Çalışıayı 29-30 Mayıs 2009 Eğirdir-ISPARTA
Bu soruya bu Fakir değil Kutbq'l-Aktab diye anılan ünlü İslam Mutasavvıfı
EbU Said-i Ebu'l- Hayr adına yazılan Esn1ru 't-Tevhfd Fi Makaldtı 'ş-Şeyh adlı kitap
yanıt versin:
" ..... Su
kenarında
bir mescide inip abdest aldık ve iki rekat namaz kıldık
İhtiyar bize yemek getirdi. Yemegi yedikterı sonra ihtiyar kasap sordu: Bir sonun
var cevap verecek biri var mı içinizde? Beni işaret ettiler. İhtiyar sordu: Kulluğun
şartı nedir? Ücretle amel etmenin şartı nedir? Aradaki fark nedir? Biz bu sornya
şeriat ilmine göre cevap verdik İhtiyar sordu başka diyeceğin var mı? [ Tarikata ve
meşayihin
sözleri ile cevap verdim. Yine:
Başka
söyleyecek bir sözün var mı, dedi.)
Biz ise susmuşluk ve ona baA7Jlorduk İhtiyar, lıeybetli bir şekilde bize dönüp, Bana o
mutallakadan [boşanmış kadından] söz etme dedi. Şunu anlatmak istemişti: Sen
zahir ilmini (şeriatı) boşamış bulunuyorsun. Sana soru sorunca önce şeriata göre
cevap verdin. O i/ini boşadığına
25
göre bir daha ona dönme".
26
Terki terk etme:yi böyle anlatıyor ," Medrese ve minare viran olmadan/ Şu
kalenderilik işi marnur olamaz/ İman küfür, küfiir de iman olmadan/ Hiçbir kul ger27
çek Müslüman olamaz" diyen Ebu'l- Hayr ...
Tırnak
içinde sunduğumuz sözleri, şeriatı geçemeyen öğrenciye anlatmak
hem doğru değil ve hem de olanaklı değildir. Çünkü bunu anlattığımız anda o çocuğu
dinden uzaklaştırmış oluruz. Oysa amacmuz ona İslfunı öğretmek ve benimsetmektir.
Kaldı ki bu sözleri herkese açmak ta İslfun kurallarına aykırıdır. Çünkü dirılıniz"
emanetin ehline ve1~ilmesi gerektiğinf' buyurmak.tadır. Bu nedenle bir kitapta hem
. Aleviliğin ve hem de Sünniliğin anlatılması hem sakıncalı ve hem de olanaksızdır.
Ama Aleviliği Hz. Ali ve Ehl-i Beyt sevgisi ile sınırlıyorsanız sorun yoktur. O zaman aynı kitapt.a hem AleVıliği ve hem de Sünniliği anlatabilirsiniz. Ama Aleviliğin
böyle tanımlanması Alevileri çok çok rahatsız edecektir.
Al evliBektaşi inançlı olan öğrenciler için ayrı bir kitap yazılamaz mı? Şüp­
hesiz böyle bir kitap yazılır. Ama bu kitap çağlar boyunca kardeşçe yaşamış halkı­
mızın çocuklarını böler ve sürtüşmelere neden olur.
25
1r.
27
Anadolu'da bir söz varclır: Boşan!Jllf k.admm toplfğtma bile bakı!J1Jaz
Muhammed İbn Münewer, Tevhidin Sırlan, Türkçeye Çeviren Süleyman Uludağ,
Kabalcı Yavınevi, İstanbul2003, s. 71.
Suhanan-; Menzum-ı Ebu Said-i Ebu'l- Hayr, Talıran 1334, s.4'den aktaran: Muhammed İbn Müncrver, s. 29.
97
Günılmüz Aleviliğinde Eğitim Çalıştayı
29-30 Mayıs 2009 Eğirdir-ISPARTA
IV- Çözüm Nedir?
Fakire göre sorun üç şekilde çözümlenebilir. Bunlan şu şekilde sıralayabiliriz:
Öğrenciler lise 1. sınıfina değin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerini
görmezler. Bu ders lise birden itibaren, isteyenlere verilebilir. Bunda hiçbir
sakınca
yoktur. Lise ikinci sınıflannda, Felsefe dersleri içinde, İslam tasavvu:funu da öğre­
nirler. Tasawufu kavrayan öğrenci hem
Alevilik/Bektaşllği
ve hem de
Sünrılliği
en
iyi şekilde öğrenir ve özümser.
Geçmişte
liselerde felsefe dersleri vardı. Bu gün de çağdaş bütün toplumlar-
da bu dersler okutulımıktadır. Öğrencilere lise birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarda
felsefe dersleri okutulınalı ve bu derslerin içinde İslam Tasawufu ve İslam'ın tasav-
vufi yorumu olan
Bektaşilik/
Alevilik inanç
ayrıını yapılmaksızın
tüm öğrencilere
öğretilir.
Faldr'i
dirıleme zalımetine katlandığınız
ederim.
98
için de sizlere
ayrı ayrı teşekkür
Download