RAMAZANI RAHAT BIRAKIN AHMET BERHAN YILMAZ Ramazan Ayı hem ayetlerle hem de Peygamber Efendimizin Hadisleriyle önemi vurgulanan, günahların bağışlandığı, Allah’a daha yakın, iyi ve faydalı insan olabilmenin kapılarının ardına kadar açık olduğu bir aydır. Bu fırsatların değerlendirilebilmesi için de daha fazla ibadet, tefekkür, tövbe etmemiz gerekir. Fakat son yıllarda, özellikle belediyeler, Ramazanın ruhuna, Allah’ın emirlerine, Peygamber Efendimizin Hadislerine kısaca İslam’ın her şeyine aykırı olarak tertipledikleri eğlencelerle, konserlerle, törenlerle bu ayın manevi iklimini bozmaktadırlar. Peygamber Efendimiz “Recep; Allah'ın, Şaban; Benim, Ramazan; Ümmetimin ayıdır” derken konuya netlik getirmiştir. Bu ay eğlenen, konserden konsere koşan, insanları eğlendirip kendilerine siyasal veya maddi çıkar sağlayanların değil oruç tutan, ibadet eden, günahlarının affı için ağlayanların ayıdır. Son günlerde bazı olaylar nedeniyle camide ayakkabı ile dolaşılması, uygunsuz davranılması gibi hepimizi yaralayan, üzen davranışları eleştirirken, ramazanda yiyip, içip eğlenenleri, bu ibadet ikliminde şarkı, türkü, çalgı, çengi ile dolaşanları, cami meydanlarında verilen konserleri nasıl doğru bulabiliriz ki? İbadet yeri olan camiye içkiyle girmek ile ibadet ayı olan Ramazana toplu eğlencelerle girmek, Ramazanı ibadet, tövbe, tefekkür ile değerlendirmek yerine camilerin meydanlarında bile yüksek sesle çalgı, çengi, şarkı, türkülerle, toplu eğlencelerle bu ayın ruhuna zulmetmek arasında pek bir fark olmaması gerekir. Hele hele bir de buna sebep olmak, tertiplemek, bu konuda insanları teşvik etmek “el sebebi kel fail” hükmünce, bu sebeplerle işlenen bütün günahlara resmen ortak olmaktır. Yıllardır insanımızı inancından, dininden, ibadetinden uzaklaştıramayanlar yıkamıyorsak tahrip edelim mantığıyla dinin her kuralını yok etmeye, amacından saptırmaya çalışmaktadırlar. Ramazandaki bütün bu eğlencelerin, nefsani ve şeytani hallerin hedefi de mübarek ramazan ayını maneviyatından uzaklaştırmaktır. Herkes iyi bilmelidir ki bizlere söylendiği gibi düşmanların, lobilerin, dış güçlerin ve vatan hainlerinin derdi ülkemizin, milletimizin gelişen, güçlenen ekonomisi değil, yüzyıllardır olduğu gibi inançları, manevi ve milli değerleridir. Oruçlu iken sadece haramlardan değil helallerin bazılarından bile belirli zamanlarda uzak kalmamız gerektiğini unutarak, ramazanı bol çeşitli, nefsi okşayan, şarkılı, türkülü, eğlenceli, şeytani, nefsani iftar sofralarına ve eğlencelere indirgeyenler orucun manevi ikliminin tahrip edilmesine ve amacından sapmasına sebep olduklarının, eğer kasıtlı yapmıyorlarsa, farkında değiller mi? Bizler gibi iftar sofrasının çeşit, çeşit yiyeceklerini düşünerek iştahlarını kabartıp nefislerini mutlu edenler, lüks ve israf içinde beş yıldızlı davetlerde oruç açanlar, eğlenceleri kaçırmayanlar ve bu eğlencelere sebep olanlar Ramazana ihanet ettiklerini görmüyorlar mı? Bu iftar ve sonrası eğlenceleri bu ülkenin gündemine ne zaman, nasıl ve neden girmiştir. Ve neden özellikle İslam’ı referans alıyormuş gibi görünenler tarafından bu kadar hevesle ve aksatmadan yerine getirilmektedir? Açıklaması var mı? Peki, ülkemizde kendimizi bulma ve özümüze dönme noktasında top yekûn bir savaş iddiası varsa bütün bunlar nedir? Özellikle toplumun asıl ihtiyaçlarının giderilmesi için göreve getirilen belediyelerin, milletin parasını israf ederek insanların evlerinde, camilerinde ibadetlerine engel olma pahasına düzenledikleri eğlenceleri; orucun, dinimizin, Peygamber Sünnetinin ve Kuran-ı Kerimin neresine koyacağız merak ediyorum? Fakir fukaraya, ramazan paketlerinde sadece çay, makarna, bulgur, nohut, şeker, reçel gibi gıdaları ve bunların da en ucuzlarını layık görenler ramazan eğlencesi adı altında düzenledikleri bu organizasyonlara ne kadar para akıtmaktadırlar tahmin edebileniniz var mı? Şimdi; Bu Ramazanın ruhuna aykırı olan eğlenceleri tertipleyenlere ve özellikle belediyelere diyorum ki geri kalan on bir ayda istediğiniz sanatçıyı getirin, istediğiniz eğlenceyi tertipleyin, istediğiniz konseri düzenleyin, istediğiniz siyasi atraksiyonu yapın ama şu Mübarek ramazan ayını Peygamber Efendimizin hadisi ve Allah’ın emri gereği Peygamber Ümmetine ve inananlara bırakın. AHMET BERHAN YILMAZ