Mert Can Eyison 21202143 23.12.2014 Babalar ve Oğullar Ivan Sergeyeviç Turgenyevi’in Babalar ve Oğullar isimli romanı 19.yüzyıl Çarlık Rusya’sında geçmekte ve dönemin gerçeklerini her alanda farklı uçtan karakterlerle göz önüne sermektedir. Rus romancılar elbette zengin anlatım dilleri ile ünlüler ve çevirisinden okuduğum bu eser de bir istisna değildir. Anlatım zenginliği, karakterlerin derinlikleri, olaylar örgüsünün sıralanışındaki kurgu, mekân tarifleri çok başarılıdır. Romanın konusu sadece kuşak çatışması ile sınırlı kalmamakta, dönemim toplumsal düzenini, felsefi yaklaşımlarını, kadın erkek ilişkilerini de irdelemektedir. Her bir karakterin çok iyi kurgulanmış davranış ve düşünceleri yoluyla iyi ile kötü, ahlaklı ile ahlaksız, doğru ile yanlış arasındaki çelişki ve ilişkileri de görme fırsatımız oluyor. Kuşak çatışması her dönemde var olmuştur ve var olmaya da devam edecektir. Romanda gelenekçi ama bir yandan da hümanist baba ile onun yenilikçi ve arkadaşından etkilendiği için Nihilist oğlu arasındaki ilişki sosyal açıdan ele alınmakta. Öte yandan köleliğin halen yasal olduğu bir dönem ve sınıfsal ayrımlarda romanda ele alınmış durumda. Genç ve eğitimli insanların yeni görüş ve yaklaşımlarının olması hem doğal bir durum hem de bir gerekliliktir. Bence ilerlemeyi sağlayan da budur. Gençler ileri yaştaki insanlara oranla daha fazla arayış içerisindedirler. Bu arayış yolculuğu hem kendilerini bulmaları için hem de kendi değerlerini oluşturabilmeleri için gereklidir. Çocukluğumuzdan itibaren önce aile içinde sonra da okulda eğitilmeye devam ediyoruz. Ailemiz bize kendi doğrularını dayatıyor ve biz bunları mutlak doğru gibi kabul etmek durumunda kalıyoruz. Aynı şekilde eğitim süresince de başat olan siyasi yaklaşım çerçevesinde hazırlanmış müfredata göre eğitim alıyoruz. Sorgulamadan verileni kabul edip benimseyenler olduğu gibi, her söyleneni sorgulayan ve sürekli daha farklı bakış ve görüş açıları arayanlarımız da oluyor. Genç insan için mevcut olanı kabul etmek kolay olan gibi görünse de aslında bence bu doğanın işleyişine ters bir durum. Bir şekilde dayatılanı kabul etmemek ve daha iyisini aramak bence genç olmanın gereğidir. Bu demek değil ki akıl ve mantık çerçevesinde evrensel kabul görmüş tüm kural ve yaklaşımları reddetmek genç olmaktır. Ancak, özellikle üzerinde kesin mutabakata varılmamış, doğruluğu konusunda şüphelerin olduğu, tüm insanların iyiliğine hizmet ettiği tartışılabilir konularda yeni bakış açıları ve yeni yaklaşımlar aramak bence ilk başta genç insanların görevidir. Yaşadığımız toplumda var olan aksaklıkları görmek ve onlara çözüm üretmeye çalışmak bence ille de politize olmak değildir. Roman kahramanlarımız arasındaki tartışmalar entelektüel anlamda ilgi çekici ve fikir alışverişlerinin meyveleri de roman boyunca gözlemlenmekte. Ancak Nihilist kahramanımızın hüzünlü sonu ve arkadaşının gelenekçi babasının izinden gidiyor olması babalardan yana biraz iltimas geçilmiş hissi vermekte. Geleneksel ile yenilikçi, eğitimli ile eğitimsiz, soylu ile soylu olmayan kişilerin farklı yaşam beklentilerine sahip olmaları mükemmel bir şekilde ele alınmıştır bu romanda. Kısmen sınıfsız bir toplumda yaşayan biri olarak romanda geçen dönemi tabi ki yadırgadım. Kadın erkek ilişkileri açısında da döneminin gerekliliklerini göz önüne sermekle birlikte romantizm de yerini almış bu zengin kurguda. Kadın kahramanlar biraz ikinci planda kalmış gibiler ama bu erkek yazarların kaleme aldığı eserlerde genelde böyledir. İstisnalar olmakla birlikte erkek yazarlar yarattıkları erkek karakterleri daha derinlemesine analiz edebilmekteler. Roman boyunca karakterleri kendimce anlamaya ve analiz etmeye çalıştım ancak yine de romanın sonunda Nihilist karakterimize haksızlık yapıldığını düşünmekteyim. Daha uzun yaşayıp deneyimlerini artırarak, pesimist (kötümser) yaklaşımından kurtularak bilimsel çalışmalarına devam edebilir ve yine kendisi gibi bir kız arkadaş edinebilirdi bence. Bu benim ille de mutlu son istememden kaynaklı değildir. Bence gerçek yaşamda yeni bakış açısı getirenler yeterince hırpalanmaktalar, hiç olmazsa kurgulanmış bir romanda böyle karakterlere azıcık torpil yapılsa.