T.C. ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Mesleki Beceriler Laboratuvarı 2. Sınıf 6. Kurul Ders Notları 1 ÖNSÖZ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin temel misyonu; evrensel nitelikte bilgi üreten, bilimsel düşünceyi kendine rehber edinen, yaşam boyu öğrenme tutum ve becerisine sahip, araştırmacı, katılımcı, paylaşımcı, insani değerlere ve meslek etiğine sahip, ülkenin sağlık sorunlarını bilen, iyi tanı koyup iyi tedavi edebilen, koruyucu hekimliği uygulayabilen, ülkemizin kalkınması ve evrensel gelişmeye katkıda bulunan hekimler yetiştirmektir. Zorlu tıp eğitimi boyunca hekim adayları almış oldukları teorik ve pratik bilgileri hasta yararına kullanmak üzere yetiştirilmektedirler. Tıp eğitiminde önemi son yıllarda hızla artan beceri laboratuvarları, fakültemizde de 1999 yılından beri hizmet vermektedir. Mesleki Beceriler Laboratuvarındaki eğitimin temel amacı; öğrencilerin, klinik sınıflarda hasta üzerinde yapmak zorunda olacakları temel tıbbi becerileri, hasta ile karşılaşmadan önce yeterli düzeyde kazanabilmelerini sağlamaktır. Klinik öncesi sınıflarda uygulanan bu eğitim ile öğrencilerimizin hastaya uygulamadan önce temel becerilerde ustalaşması, deneyim kazanarak kendilerine güvenlerinin arttırılması hedeflenmektedir. Mesleki Beceriler Laboratuvarındaki eğitimlerde; öğrencilerimizin, beceri basamaklarını tek tek açıklayan eğitim rehberlerini okuyarak laboratuvara gelmeleri, eğiticinin beceriyi uygulayarak göstermesi, takiben beceri basamaklarının öğrenci tarafından aynı sıra ve doğrulukla uygulanması beklenmektedir. Eğiticilerin, öğrenciye beceriyi uygulaması sonrasında yapacağı geri bildirimler de öğrenmeyi pekiştirmektedir. Öğrencilerimizin Mesleki Beceriler Laboratuvarı uygulamalarını, tıp eğitiminin önemli bir parçası olarak görüp, klinikte bir hastaya uygular gibi titizlikle yapmaları gerekmektedir. Eğitim rehberlerinin hazırlanmasını sağlayan, Mesleki Beceriler Laboratuvarındaki eğitimlere katılan, destek olan değerli öğretim üyelerimize teşekkür ederim. Öğrencilerimizin, tıp eğitimlerine önemli katkıda bulunan Mesleki Beceriler Laboratuvarını en yüksek düzeyde kullanarak, yararlanmalarını dilerim. Saygılarımla, Prof.Dr.Özkan Alataş Mesleki Beceriler Laboratuvarı Başkanı 2 MESLEKİ BECERİLER LABORATUVARI 2 . SINIF 6 . KURUL KONULARI 1. Dış Kanama Durdurma Yöntemleri 2. İlaç Formları ve İlaç Hazırlama ( Flakon - Ampul - Serum Seti), İntravenöz Damar Yolu Açma 3. Torasentez Uygulama Becerisi 4. Lomber Ponksiyon Uygulama Becerisi 5. Alçı Uygulama Becerisi 6. Yara, Yanık Pansumanı, Sütür Uygulama Becerisi 7. Kardiyak Oskültasyon Becerisi 8. Göz Dibi İnceleme ( Oftalmoskopi ) Becerisi 9. Anal Bakı ve Rektal Tuşe Uygulama Becerisi 10. Arterial Kan Alma ( Üst Extremite ) Becerisi 3 1. İSTASYON Dış Kanama Durdurma Yöntemleri ( İlkyardım Prensipleriyle) Öğr. Gör. Hamdi KABA 4 KANAMA KONTROL YÖNTEMLERİ (İLK YARDIM PRENSİPLERİYLE) Kanama; Kanın herhangi bir nedenle arter, ven veya kapillerin dışına çıkmasıdır. İç ve dış kanama olmak üzere ikiye ayrılır. Arter kanaması tipik olarak; kanama parlak kırmızı, fışkırır tarzda, kalp atımı ile aynı zamanlıdır. Venden olan kanamalar; koyu renklidir ve fışkırma yoktur, devamlı akış söz konusudur. Kapillerden olan kanama; devamlı, yavaş ve sızıntı şeklindedir. Arterden olan kanamalarda, çok kısa sürede çok fazla kan kaybı gerçekleştiğinden en tehlikeli kanamalardır. Kanamaların kontrol edilerek durdurulması ilk yardımın en öncelikli konularındandır. DIŞ KANAMA KONTROL YÖNTEMLERİ ( İLK YARDIM PRENSİPLERİYLE) 1. Yaranın üzerine el, parmak veya tercihen pansuman maddesiyle direkt olarak bastırılması. 2. Basınçlı sargı yöntemi: Rulo sargının, yara üzerine yerleştirilen 2-3 adet gazlı bez üzerine iki kez sıkı bir şekilde sarılması ve bağlanarak sabitlenmesi. Kanama ilk etapta kontrol edilememiş ise, sargının çözülüp , ilk yerleştirilen gazlı bezler yerinden alınmadan yenilerinin bunların üzerine yerleştirilmesi ve sargının tekrar aynı sıkılıkta iki kez sarılıp bağlanarak sabitlenmesi. 3. Yaranın proksimalindeki artere bası uygulanması. ( Temporal arter, Karotis arter, Brakial arter, Femoral arter. ... ) 4. Yaralı extremitenin elevasyonu ; kanayan kısmın kalp seviyesinin üzerinde tutulması. 5. Atelleme yöntemi : Kırıkların sabitlenip kanamanın kontrol edilmesi. - Hava basınçlı atel kullanılarak kırıkların sabitlenmesi , kırık olmayan yaralanmalarda geniş yumuşak doku yaralanmasından kaynaklanan kanamaların kontrol edilmesi. 6. Havalı karşı basınçlı aletlerin kullanılması . (havalı pantolon , havalı anti şok giysiler) - Pelvis ve proksimal femur kırıklarının stabilizasyonu ve bu kırıkların neden olduğu ciddi kanamaların kontrolünde. - Travma sonrasında sistolik basıncın 100 mmHg nin altına düştüğü durumlarda ve kanamanın kaynağının belirlenemediği durumlarda dolaşımı desteklemek için kullanılır. 7. Turnike uygulama yöntemi. 5 DIŞ KANAMA KONTROL YÖNTEMİ OLARAK TURNİKE UYGULAMA Gerekli malzemeler: Üçgen sargı , ( tansiyon aleti manşeti ) , sert çubuk UYGULAMA BASAMAKLARI 1. Üçgen sargının 8-10 cm genişlikte, 6-8 kez katlanması. 2. Hazırlanan üçgen sargının extremiteye ; yaranın proximaline , turnike uygulama alanının mümkün olduğunca distaline iki kez sarılması ve bir düğüm atılması. 3. Düğümün üzerine sert bir çubuk yerleştirilmesi ve sargının uçlarının çubuğun üzerinde iki kez bağlanması. 4. Yerleştirilen çubuğun kanama duruncaya kadar kendi çevresinde döndürülerek turnikenin sıkıştırılması. 5. Sargının uçlarıyla veya başka bir sargıyla , çubuğun extremiteye sabitlenerek geri dönmesinin engellenmesi. 6. Yaralıya turnike uygulandığı , turnike uygulanma zamanı , bir kağıt üzerine yazılarak yaralının alnına yapıştırılması. 7. Turnikenin 15-20 dakikada bir 5-10 saniye süreyle gevşetilmesi ve tekrar sıkılanması. 8. Sevk sırasında yaralının gözlenmesi. ÖNEMLİ DETAY BİLGİLER Turnike uygulama alanı: Üst extremite yaralanmalarında; Humerus üzeri, extremite yaralanmalarında; femur üzerine turnike uygulanır. İp, tel, sicim gibi ince ve kıyıcı malzemeler turnike sargısı olarak kullanılmaz. 6 alt 2. İSTASYON İlaç Formları ve İlaç Hazırlama ( Flakon - Ampul - Serum Seti) İntravenöz Damar Yolu Açma Sevgi GİRAY Rüksan ÜSTÜN 7 AMPUL FORMUNDAKİ İLAÇLARIN HAZIRLANMASI • Cam içinde, steril olarak hazırlanmış ilaçlardır. • Ampul içinde 0,5 ml’den 10 ml’ye kadar farklı miktarda ilaçlar bulunur. • Gövde, boyun ve baş bölümlerinden oluşur. • Gövde kısmı geniş, boyun kısmı kolayca kırılabilmesi için incedir. UYGULAMA BASAMAKLARI 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Ellerin yıkanması ve eldiven giyilmesi, Enjektörün paketinin açılarak , iğnenin enjektör ucuna takılması, Ampulün baş kısmında ilaç varsa; doz kaybını önlemek için, parmakla vurularak gövdeye indirilmesi, Ampulün boyun kısmının, baş ve işaret parmaklarıyla kavranması, vücuttan uzakta tutularak, uzak kenar kırılacak biçimde ters yöne bir hareketle koparılması, Ampul gövdesinin dökülmeyecek şekilde düz bir zemine konulması, iğne ucundaki kılıfın çıkartılarak, ampulün dış yüzeyine dokundurulmadan içine sokulması, İstenen miktarda ilacın enjektöre çekilmesi, Ampuldeki ilaç toz ise; enjektöre çekilen sulandırıcı sıvının ampule boşaltıldıktan sonra ampulün kendi etrafında döndürülerek çalkalanması ve ilaç partikülü kalıp kalmadığının kontrol edildikten sonra enjektöre çekilmesi, Enjektör içindeki havanın çıkarılması; enjektörün iğnesi yukarıya gelecek biçimde göz hizasında dik tutulması, pistonun hafifçe geriye çekilerek (0,3-0,5 cc) diğer elin parmağıyla enjektör gövdesine birkaç kez vurulması ve pistonun itilerek havanın çıkarılması, İğne kılıfının takılması. 8 FLAKON FORMUNDAKİ İLAÇLARIN HAZIRLANMASI • Küçük cam şişeler içinde, toz halinde bulunan ilaçlardır. • Yanında ampul içinde sulandırıcı sıvı ile birlikte satılır. • Flakon biçimindeki ilaçlar uygulama öncesinde sulandırılarak sıvı hale getirilirler. • Bu ilaçlar sulandırıldıktan sonra kısa süre içinde kullanılmalı ya da belirtilen şartlarda ve sürede saklanmalıdır. Saklanacaksa üzerine sulandırılma tarih ve saati yazılmalıdır. UYGULAMA BASAMAKLARI 1. 2. Ampul biçimindeki sulandırıcının enjektöre çekilerek hazırlanması, Flakonun tepesinde bulunan metal/plastik koruyucu kılıfın, uç kısmından hafifçe kaldırılarak açılması, (önceden açılmış veya plastik kısma el ile temas edilmiş ise batikonlu pamuk veya gazlı bezle dairesel tek bir hareketle silinmesi. ) 3. İğnenin, ucu ilaç seviyesinin üstünde kalacak şekilde flakonun plastik tıpasının merkezine batırılması, 4. Enjektörde sulandırıcı flakona verildikten sonra iğnenin çıkarılarak kılıfının takılması, 5. Flakonun eller arasında döndürülerek, ilacın eritilmesi, tortu olup olmadığının kontrol edilmesi, 6. 7. 8. Enjektör içine çekilecek ilaç miktarı kadar hava çekildikten sonra, iğnenin tekrar flakonun plastik tıpasının merkezine batırılması ve havanın flakona verilmesi, Aktif olmayan elle flakonun ters çevrilerek göz hizasına kaldırılması ve istenen miktarda ilacın enjektöre çekilmesi, Enjektör içindeki havanın çıkarılması; enjektörün iğnesi yukarıya gelecek biçimde göz hizasında dik tutulması, pistonun hafifçe geriye çekilerek (0,3-0,5 cc) diğer elin parmağıyla enjektör gövdesine birkaç kez vurulması ve pistonun itilerek havanın çıkarılması ve iğne kılıfının takılması 9 SERUM SETİ HAZIRLAMA • Serum setleri filtreli ( kan transfüzyonu için ) ve filtresiz olarak üretilmiştir. • Her iki set de; seruma takılan hazneli uç, klemp ve IV kanüle takılan iğneli uçtan oluşur. UYGULAMA BASAMAKLARI 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. Eller yıkanır. Malzemeler düz bir zemine yerleştirilir. Serum seti uç kısmından yırtılarak açılır. Serum şişede ise kapağının içteki plastik kısma dokunmadan açılır. Eğer plastik torba şeklinde ise uçtaki plastik kısım bükülerek açılır. Setin haznesinin kılıfı açılır, serum şişesinin üzerinde bulunan plastiğin ortasına batırılır ve şişe ters çevrilerek setin haznesi 1/3 oranında serumla doldurulur. Serum şişesi askıya asılır, setin ucundaki iğne çıkarılır ve herhangi bir yere temas ettirmeden setin ayarlayıcısını açıp içinden serum geçirerek hava çıkarılır. Set serumla dolunca klemp sıkıca kapatılır, iğne kılıfı takılır. 10 İNTRAVENÖZ KATETER UYGULAMA • İntravenöz kateterler; bir plastik kılıf içine yerleştirilmiş, farklı numaralarda iğneleri olan kullanıma hazır malzemelerdir. • Kanül, damar içine yerleştirildikten sonra, iğne damar dışına çekilerek, plastik kısım damar içinde bırakılır. Böylece damar içinde açık bir yol oluşturulur. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 UYGULAMA BASAMAKLARI Ellerin yıkanması , Hastaya uygulama hakkında bilgi verilmesi , Hastaya yatar yada oturur pozisyon verilmesi, bölgedeki giysilerin açılması, Her iki koldaki venlerin gözlenerek ve palpe edilerek en belirgin olanının seçilmesi, kol altına tedavi bezi yerleştirilmesi, kalp seviyesi altına getirilerek eldiven giyilmesi. Turnikenin, seçilen venin 10-15 cm üzerinden, uçları girilecek alanın tersi yönünü gösterecek şekilde bağlanması, ( Venleri dolgunlaştırmak için gerekirse; hastaya elini yumruk yapacak şekilde açıp kapatması söylenebilir veya bölgeye parmak uçlarıyla hafifçe vurulabilir.) Girişim yapılacak bölgenin alkollü pamukla yukarıdan aşağıya tek bir hareketle silinmesi, ( antiseptiğin kuruması beklenir ) Kanülün; dış kılıfından çıkarılarak, yan tutma bölümleri yatay pozisyona getirilmesi,baş ve diğer parmaklarla, iğnenin keskin ucu yukarı bakacak şekilde tutulması, Aktif olmayan el ile, vene girilecek noktanın altından kolun kavranıp, derinin hafifçe gerdirilmesi, Vene girilmek istenen bölgenin 1 cm altından, 30-45 derece açı ile girişimin yapılması ve hemen giriş açısının 15 dereceye kadar düşürülerek iğnenin ven içinde yavaşça ilerletilmesi, Kanül içine kan dolduğu görüldükten sonra, iğnenin hafifçe ven içinde ilerletilmesi, Aktif olmayan elin serbest bırakılması ve iğnenin 1cm geriye çekilmesi, kan geldiği görüldükten sonra plastik kısmın damar içinde ilerletilmesi, Aktif olmayan el ile turnikenin çözülmesi, kanülün iğnesi tamamen çıkarılarak, enjektörle kateter yoluyla damara SF verilmesi, bu sırada bölgede şişlik, kızarıklık ve acı hissi olup olmadığının kontrol edilmesi, Kanülün kapağının kapatılarak ya da serum uygulanacaksa set ucunun takılarak, bantlarla bölgeye sabitlenmesi, Kullanılan malzemelerin uygun tıbbi atık kutularına atılması. 11 3. İSTASYON Torasentez Uygulama Becerisi Yrd. Doç. Dr. Şenay YILMAZ 12 TORASENTEZ Torasentez plevral kavite içine yerleştirilen bir iğne ya da kateter yardımıyla intraplevral aralıktaki hava (pnömotoraks ) ve/veya sıvı (hidrotoraks, hemotoraks, şilotoraks, ampiyem gibi)’nın alınması işlemidir. Tanısal ve tedavi amaçlı olarak uygulanır. Tanısal amaçlı torasentez plevral sıvının analizi için çoğu zaman tek bir perkütan giriş ile az miktardaki sıvı (50 – 100 mL) aspirasyonudur. Tedavi amaçlı torasentez ise hastanın semptomlarını rahatlatmak, hemodinamisini düzeltmek veya enfekte sıvıyı plevral boşluktan uzaklaştırmak için bir kateter yardımıyla çok miktarda sıvının plevral boşluktan alınmasıdır. Torasentez için gerekli malzemeler: - Steril eldiven Antiseptik solüsyon Delikli steril örtü Düz steril örtü Yapıştırıcı bant Yeterli miktarda steril spanç Lokal anestezik (%1 ya da 2’lik lidokain) Bir adet 25 gauge iğne Bir adet 5 veya 10 ml’lik enjektör İki adet 20 veya 22 gauge iğne Bir adet 50 ml’lik enjektör Heparin (1000 U/mL) Yara bandı Atropin 13 Boşaltıcı torasentez için ek olarak: - 1 veya 1.5 L’lik steril şişe - İğne ile şişe arasında steril bağlantı kateteri - 16 – 19 gauge plastik kateter Hastanın pozisyonu: Torasentez yatak başında, invaziv işlemlerin yapıldığı özel bir ünitede, yoğun bakım ünitesinde ya da radyoloji bölümünde rahatlıkla yapılabilir. İşlem sırasında hem hasta hem de hekimin rahat olması önemlidir. İşlem hasta yatağında veya bir taburede otururken yapılabilir. Hastanın başını ve kollarını desteklemek için ayarlanabilir bir masa ve yastıklar gerekir. Hastanın arkasına torasentezi yapacak hekim için dönen bir tabure ve hekimin yanına torasentezde gereken malzemeleri koymak için küçük bir masa konulmalıdır. Böylece torasentezi yapan kişi başkasının desteğine gerek olmadan işlemi tek başına yapabilir. İşlemi yapan hekimin yanında bulunan yardımcı ise hastanın vital bulgularını takip eder, hastaya sözlü ve fiziksel olarak güven verip rahatlatır. Hasta sırtı hekime dönük olarak dik bir şekilde oturmalı, başı ve kolları ayarlanabilir masaya konulan yastıklar ile desteklenmelidir. Hasta invaziv işlem odasına yürüyemeyecek kadar düşkün ise işlem yatak başında yapılabilir. Hasta yatağın kenarına oturtulur, ayaklarının altına küçük bir tabure konulur, başı ve kolları yatak başı masasına konulan yastıklar ile desteklenir. Hasta oturamayacak kadar düşkün ise işlem hastanın plevral sıvı olan hemitoraks altta kalacak şekilde lateral dekübitus pozisyonunda yatırılmasıyla ya da yatak başının yükseltilerek oturur poziyona getirilmesiyle orta aksiler çizgiden yapılabilir. 14 Girişim yerinin belirlenmesi: Girişim yeri dikkatli bir şekilde belirlenmelidir. Orta miktardaki plevral sıvının üst sınırı taktil ve vokal fremitus kaybı ve perküsyonda matite alınması ile yatak başında kolaylıkla saptanabilmektedir. Torasentez bu seviyenin bir altındaki interkostal aralıktan yapılmalıdır. Daha aşağı seviyelerden yapılan girişimlerde torasentez başarısız olur ve dalak veya karaciğeri zedeleme ihtimali artar. İnterkostal damar sinir paketi vertebral çizgiden laterale doğru yaklaşık 12-13 cm mesafede bile interkostal aralığın ortalarında seyretmektedir. Bu nedenle torasentez mümkün olduğunca lateralden, spinal çizginin 9 – 10 cm lateralinden, yapılmalıdır. Torasentez iğnesinin giriş yeri alttaki kostanın hemen üstünden olmalıdır. İşlemin yapılacağı alanda cilt, cilt altı enfeksiyonu olmamasına dikkat edilmelidir. Fizik muayene ile girişim yeri belirlenemiyorsa, plevral sıvının kalınlığı lateral dekübitus grafide 10 mm’den daha az ise veya loküle plevral sıvı varsa girişim yeri ultrasonografi ile belirlenebilir. Ultrasonografi plevral sıvının belirlenmesinde lateral dekübitus grafiden daha duyarlıdır. Ultrasonografi eşliğinde yapılan torasentezlerin başarı şansı artar, komplikasyon riski azalır. Pnömotoraks şüphesinde hasta sırt üstü yatırılır, midklavikuler hat ile 2. interkostal aralığın kesiştiği yerden girişim yapılır. Sıvının alınması: Başlamadan yapılacak işlem hastaya anlatılmalı ve yazılı onayı alınmalıdır. Hastanın kanama diatezi olup olmadığı, kullandığı ilaçlar, lokal anesteziklere karşı alerjisi olup olmadığı sorgulanmalıdır. İşlem öncesi atropin önerilmemektedir. Ancak olası bir vazovagal reaksiyona karşı 1 mg atropin işlem odasında, kolay ulaşılabilecek bir yerde bulundurulmalıdır. 15 İşlem teknik olarak basit ve nispeten güvenlidir. Torasentez steril koşullara uyularak yapılmalıdır. Hasta oturtulup girişim yeri belirlendikten sonra girişim yeri için seçilen alan ve çevresi antiseptik solüsyon ile dikkatli bir şekilde temizlenir ve steril delikli örtü ile kaplanır. Lokal anestezik (%1-2’lik lidokain) 5 ya da 10 ml’lik enjektöre çekilerek 25 gauge kısa iğne ile cilt ve cilt altı dokulara yeterli miktarda uygulanır. Cilt anestezisi sağlandıktan sonra enjektöre 22 gauge iğne takılarak ilerletilir ve periost anestezisi sağlanır. İnterkostal damar ve sinirlerin zedelenme ihtimalini en aza indirgemek için iğne alttaki kostanın hemen üstünden yerleştirilmelidir. İğne ilerletilirken 0.1 – 0.2 ml anestezik madde ile paryetal plevranın da anestezisi sağlanır ve sık aspirasyonlar ile plevral sıvıya ulaşılıp ulaşılmadığı kontrol edilir. Sıvıya ulaşıldığı anlaşıldıktan sonra iğne geri çekilerek içinde 0.5 – 1 ml heparin olan 50 ml’lik bir enjektöre 20 veya 22 gauge iğne takılıp tekrar plevral boşluğa girilir ve gereken sıvı alınır. Genellikle 50 – 100 ml plevral sıvı tanısal çalışmalar için yeterlidir. Terapötik amaçlı torasentez sırasında bir kateter yardımıyla boş bir şişeye sıvı drenajı sağlanabilir. 16 Örneklerin hazırlanması: Plevral sıvı düşünülen klinik öntanıya göre tetkik edilir. İlk etapta en sık istenen tetkikler sıvının hücre sayısı ve hücresel içeriği; pH değeri; laktat dehidrogenaz, protein, glukoz, seviyeleri; kültür ve sitolojik incelemedir. Ayrıca gereken hastalarda hematokrit, albumin, BNP, adenozin deaminaz, trigliserit, kolesterol, amilaz seviyeleri ve mikobakteri kültürü de çalışılabilir. Kısa sürede doğru sonuç elde edebilmek için örneklerin ilgili laboratuar birimlerine, doğru tüplerde ve uygun koşullarda gönderilmesi yardımcı personele bırakılmamalı, işlemi yapan hekim tarafından bizzat yapılmalıdır. Plevral sıvı pH’sı kan gazı makinasında bir saat içinde çalışılmalıdır. Eğer bekleyecekse buz üstünde bekletilmelidir. Plevral sıvının hava, lidokain veya gereğinden fazla heparin ile teması pH değerini etkiler. Yine sitoloji için patoloji laboratuvarına ortalama 50 mL sıvının ulaştırılması gerekir. Daha az miktardaki sıvı sitolojisinin tanısal değeri düşük iken daha fazlası ek katkı sağlamamaktadır. Takip: Torasentez sonrası pnömotoraksı düşündüren herhangi bir semptomu olmayan veya mekanik ventilatör altında izlenmeyen hastalarda torasentez sonrası rutin akciğer grafisine gerek yoktur. Eğer işlem sırasında hava aspire edilmiş, pnömotoraksa işaret eden semptom veya bulgu var ya da birden fazla girişim yapılmış ise akciğer grafisi istenir. Bunun dışında özellikle yaşlı veya kanama bozukluğu olan hastalar hemorajik komplikasyonlar bakımından klinik olarak izlenmelidir. Komplikasyonlar: Torasentezin komplikasyonları pnömotoraks, vazovagal reaksiyon, öksürük, göğüs ağrısı, hemotoraks, reekspansiyon pulmoner ödemi, hava embolisi, girişim yerindeki yumuşak dokunun ya da plevral boşluğun infeksiyonu, girişim yerinde tümör implantasyonu, karaciğer veya dalak zedelenmesi olarak sayılabilir. İşlemi yapan hekimin deneyimi komplikasyon riskini belirleyen en önemli etmenlerden biridir. Hekim tecrübesiz ise komplikasyon riski artmaktadır. Komplikasyon riski tanısal torasenteze göre terapötik torasentezde daha fazladır. Bunun yanında plevral sıvının az miktarda ya da loküle, göğüs duvarının kalın olması ve hastanın işbirliği yapmaması da komplikasyon riskini artırmaktadır. Ultrasonografi rehberliğinde yapılan torasentezlerde komplikasyon riski düşüktür. Diğer bütün plevral girişimlerde olduğu gibi torasentez öncesinde ve torasentez sırasında “yapılması gerekenler işler listesinin” gözden geçirilmesi komplikasyon riskini ciddi ölçüde azaltmaktadır. 17 Torasentezin güvenliği için yapılması gereken işler: Endikasyonun gözden geçirilmesi Ekipmanın tam olup olmadığının kontrol edilmesi Girişim alanının belirlenmesi İşlem öncesinde toraksın görüntüleme tetkiklerinin gözden geçirilmesi Koagulasyon ve diğer risk faktörleri için değerlendirme yapılması Hastanın onamı olup olmadığının kontrol edilmesi Mümkün olduğunca işlemlerin mesai saatleri içinde tecrübeli hekim ya da onun gözetimi altında yapılması - Ultrasonografinin kullanılması - Ultrasonografide sıvı görünümünün tanımlanması: anekoik, kompleks septasız veya kompleks septalı v.b. - İşlem sırasında oksijen satürasyonu ve kalp hızının takip edilmesi* - İşlem sonrası akciğer grafisinin görülmesi* - İşlem sonrası vital bulguların en az 4 saat, saatlik takip edilmesi* - Komplikasyonların kayıt edilmesi * Yalnızca tanısal amaçlı torasentez yapılan her hastada gerekmeyebilir. - TORASENTEZ UYGULAMA BASAMAKLARI Torasentez için gerekli malzemeler: - Steril eldiven - Antiseptik solüsyon - Delikli steril örtü - Düz steril örtü - Yapıştırıcı bant - Yeterli miktarda steril spanç - Lokal anestezik (%1 ya da 2’lik lidokain) - Bir adet 25 gauge iğne - Bir adet 5 veya 10 ml’lik enjektör - İki adet 20 veya 22 gauge iğne - Bir adet 50 ml’lik enjektör - Heparin (1000 U/mL) - Yara bandı - Atropin Boşaltıcı torasentez için ek olarak: - 1 veya 1.5 L’lik steril şişe - İğne ile şişe arasında steril bağlantı kateteri - 16 – 19 gauge plastik kateter 18 4. İSTASYON Lomber Ponksiyon Uygulama Becerisi Yrd. Doç. Dr. Demet İLHAN ALGIN 19 LOMBER PONKSİYON UYGULAMA BASAMAKLARI Lomber ponksiyon ve detaylı beyin omurilik sıvısı incelemesinin klinik nörolojide önemli yardımcı testlerden biri olması, şiddetli intrakranial basınç ve posterior 1. selebralde yerleşmiş kitle varlığında serebral herniasyon riski nedeniyle yapılmaması İşlem için hastanın sert bir yüzeyde yan tarafa dönmüş şekilde yatağın kenarına yakın sırtı işlemi yapacak kişiye dönük elleri iki bacak arasına birleştirilmiş dizler karına doğru iyice çekilmiş başı hiperekstansiyonda omuzları dik olarak yatar 2. pozisyonda uygulanması, intrakranial basınç artış durumunda hasta sırtı işlemi yapacak kişiye dönük öne doğru fleksiyon postüründe uygulamanın serebral herniasyon riskinin göz önünde bulundurulması Lomber ponksiyon ( LP ) uygulanacak en uygun intervertebral aralıkların L4-L5 ve L3-L4 aralıklarının olması, bu aralıkları bulmak için önce her krista iliaka 3. anterior superiorların palpe edilmesi, sırtta bu her kristayı birleştiren hattın vertebral kolon ile birleştiği noktanın L4-L5 aralığına rastlaması Uygulamanın steril şartlarda steril eldivenlerle yapılması, LP uygulanacak bölgenin iyotlu antiseptiklerle LP yapılacak noktadan perifere doğru dairesel 4. hareketlerle 20 cm.lik daire oluşturacak şekilde silinmesi, aynı işlemin tekrarlanarak %70’lik alkol solüsyonu ile bölgenin yeniden silinmesi. Tercihan yeni cilt dezenfektanları ve alkolsüz solüsyonlar eskilerin yerini almaktadır. Hastanın sırtının LP uygulanacak bölgeyi açıkta bırakacak delikli steril bir 5. kompres ile kapatılması LP uygulanacak bölgeye yaklaşık 3-4 cc. mahallî anestezik ( Bocine ) enjeksiyonu 6. yapılarak yaklaşık 5 dk beklenmesi Steril LP iğnesi ile seçilen aralıktan altta kalan vertebra korpusunu teğet geçecek şekilde hastanın sırtına dik olarak yaklaşık 1 cm. kadar aralığa girilmesi, bundan sonra yaklaşık 45 derece yukarı ( hastanın başına doğru ) çevrilmesi, duramatere 7. kadar ilerletilmesi, dura geçildiğinin gergin bir davulun iğne ile delinmesi şeklinde hissedilmesi, daha sonra iğnenin mandireni çekilerek beyin omurilik sıvısının ( BOS ) gelişinin kontrol edilmesi BOS basıncı ve renginin damlar tarzda ve berrak olmasının kontrol edilmesi, eğer BOS kanlı ise travmatizasyon mu yoksa subaraknoidal kanamamı ayırt etmek için 8. 3 ayrı tüpe sırası ile BOS’un alınması, 3 tüpe doğru renkte açılma görülür ise travmanın düşünülmesi Alınan BOS’un mikroskobik inceleme, biyokimyasal incelemeden geçirilmesi, 9. şüphe edilen hastalığa göre spesifik tetkikler eklenmesi BOS alındıktan sonra iğnenin yavaşça geri çekilmesi, LP bölgesinin steril spançla 10. komprese edildikten sonra pansuman yapılması Hastanın LP sonrası baş ağrısından korunması için 8-12 saat yatar pozisyonda 11. dinlendirilmesi, bol sıvı almasının sağlanması 20 5. İSTASYON Alçı Uygulama Becerisi Yrd. Doç. Dr. M. Cüneyd GÜNAY 21 ALÇI UYGULAMA UYGULAMA BASAMAKLARI 1 Malzemelerin hazırlanması ( Alçı sargısı, sitokinet (alçı çorabı ) veya alçı elyafı , oda ısısında 1 kova su ) 2 Cildin korunması için alçı çorabı giydirilir veya alçı elyafı ile her turda bir önceki sargının yarısını kapatacak şekilde spiral bir şekilde sarılarak cilt korunur. Kemik çıkıntı bölgesinde fazladan 1-2 kat daha elyaf sarılır. 3 Bölgeye uygun ende ( 5,10,15,20 cm ) seçilmiş olan alçı sargıları bir ucundan tutularak 45 derece açı ile oda sıcaklığındaki suya tamamen batırılıp kabarcık çıkışı bitene kadar beklenir. 4 Fazla suyu almak için aksiyel yönde ve hafifçe döndürerek alçı sargısı sıkılır. 5 Islak alçı sargısı her turda bir önceki sargının yarısını kapatacak şekilde spiral olarak sarılır. Çorap varsa alçı gerdirilmez, elyaf sarılı ise elyaf yarı kalınlığa inecek şekilde hafifçe gerdirilir. Gevşek veya çok sıkı sarmamaya dikkat edilmelidir ve ayak bilek, dirsek gibi bölgelerde 8 şekilli çapraz sargı yapılmamalı ve sargı ters çevrilmemelidir. 6 Arada sıkışan hava her katta ele düzleştirme ( molde etme ) ile alınır. Bu işlem 6-8 kat tamamlanıncaya kadar tekrarlanır. 7 Alçı donmadan el, ayak bilek gibi belli pozisyonlarda sabitlenmesi istenen bölgelere pozisyon verip beklenerek alçı dondurulur. Alçıya parmaklarla baskı yapılmaz. El ayası ile pozisyon – şekil verilir. 8 Her sirküler alçı yapıldıktan sonra mutlaka dolaşım kontrolü yapılmalıdır. 22 6. İSTASYON Yara - Yanık Pansumanı Sütür Uygulama Becerisi Doç. Dr.Nurdan ACAR 23 YARA YERİ VE YANIK PANSUMANI Gerekli malzemeler:Steril eldiven, steril spanç, anti-sepsi ve antiseptiklere uyulması vs. pansuman seti, plaster. 1. 2. 3. 4. 5. 6. UYGULAMA BASAMAKLARI Hastaya uygun pozisyonun verilmesi Yara yeri üzerindeki pansumanın uygun şekilde alınması Pansuman setinin steril bir şekilde açılması Steril eldivenin uygun şekilde giyilmesi Pansuman setindeki steril spançın penset yardımı ile uygun şekilde tutulması Spançın üzerine uygun dezenfektan vs. dökülmesi Yara yerinin merkezden perifere doğru daireler şeklinde uygun dezenfektan vs. 7. ile silinmesi 8. 9. Yara üzerinin steril spançla usulüne uygun şekilde kapatılması Spançın üzerinin uygun şekilde plaster ile yapıştırılması 24 SÜTUR UYGULAMA Gerekli malzemeler: Sütur seti, ( alkolsüz ) lokal anestezik madde ( citanest, jetokain ), ipek sütur, delikli kompres, steril eldiven. 1. 2. 3. UYGULAMA BASAMAKLARI Sütur uygulanacak hastanın uygun bir mekâna alınması Sütur malzemelerinin hazırlanması Hastaya uygun pozisyonun verilmesi 4. Sütur uygulanması sırasında yardım ( asiste ) edecek yardımcı personelin belirlenmesi 5. Sütur uygulayacak hekimin uygulama öncesi cerrahi el yıkama prensiplerine uygun bir şekilde ellerini yıkaması ve steril ameliyathane giysisi giymesi 6. Ameliyathane dışında kirli yaralarda sütur uygulanacak bölgenin bölge temizliğinin uygun dezenfektan ve antiseptikler ile sağlanması 7. Sütur uygulanacak yere ( periton, fasya, cilt altı, cilt ) uygun sütur materyalinin seçilmesi 8. 9. Sütur seti içerisinden bir adet penset, bir adet portequ temin edilmesi portequ’nun sağ ele, pensetin sol ele alınarak ( dominant olarak sağ elini kullananlar için ) usulüne uygun olarak tutulması Portequ’nun ucuna sütur uygulanacak bölgeye uygun iğnenin ( yuvarlak, düz ) 10. usulüne uygun yerleştirilmesi Penset ile sütur uygulanacak bölgenin yara dudağının kenarından usulüne 11. uygun olarak tutularak portequ ile sütur materyalinin ciltten geçirilmesi Karşılıklı yara dudaklarını yaklaştıracak ( eşit ve birbirine uyan ) şekilde sütur 12. materyalinin ortada uygun sıkılıkta düğümlenmesi Düğümün üzerinde uygun uzunlukta sütur materyali bırakılarak geriye kalan 13. parçanın sütur makası ile kesilmesi Yara dudakları boyunca süturasyon işlemi tamamlandıktan sonra sütur 14. uygulanan bölgenin uygun dezenfektan ve antiseptiklerle silinerek usulüne uygun bir şekilde kapatılması 25 7. İSTASYON Kardiyak Oskültasyon Becerisi Yrd. Doç. Dr. Muhammet DURAL 26 KARDİYAK OSKÜLTASYON Kardiyovasküler sistem oskültasyonunda duyulan ses ve üfürümlerin freakansı, karakteri, şiddeti ve duyulma yeri gibi bir çok özelliğin yanısıra bu ses ve üfürümlerin kalp siklusunun hangi dönemine ait oldukları da büyük önem taşımaktadır. Oskültasyon steteskop yardımıyla kalp seslerinin ve üfürümlerinin değerlendirilmesinde kullanılan bir muayene yöntemi olup, kardiyovasküler sistem muayenesinin en önemli yapıtaşını oluşturur. Bu nedenle oskultasyonun nasıl yapılacağı çok iyi bilinmelidir. Oskültasyonun iyi bir şekilde yorumlanabilmesi için muayenenin sessiz bir ortamda yapılması gerekir (şekil 1). Muayene sırasında hasta konuşmamalı, radyo, televizyon gibi sesli cihazlar varsa kapatılmalıdır. Oskultasyon yapılırken stetoskop cilde direk olarak temas etmeli, ciltle stetoskop arasına hava sızmayacak derecede, optimal basınçla bastırılmalıdır (şekil 1). Optimal basınç için, stetoskop kaldırıldığında diyafram çemberinin veya çan kenarlarının izi cilt üzerinde fark edilebilmeli ve bu iz süratle kaybolmalıdır. Uzun süre devam eden kalıcı iz optimal üstü bir basınç uygulandığını ifade eder. Stetoskop; kulak uçlarının yönü öne doğru bakacak şekilde kulağa yerleştirilmelidir. Böylece dış kulak yoluna paralel olarak yerleşmiş olurlar. Kulak uçlarının yönü arkaya bakacak şekilde yerleştirilecek olursa dış kulak yolunun duvarına dayanır, bu da kalp seslerinin şiddetinin azalmasına veya duyulmamasına sebep olur. Kulak uçları dış kulak yoluna rahatsızlık vermeyecek şekilde dışarıdaki seslerin duyulmasına engel olacak derecede sıkıca yerleştirilmeli ve gevşek olmamasına özen gösterilmelidir. Oskültasyon sırasında stetoskopun diyafram kısmı sıkıca bastırılacak olursa altındaki deri gerilerek yüksek frekanslı seslerin duyulması kolaylaşır. Yüksek frekanslı olan S1, S2, sistolik üfürümler vb. en iyi stetoskopun diyafram kısmı ile bu şekilde duyulur. Stetoskopun çan kısmını çok bastırmadan göğüs duvarına koyarsak cilt gerilmez ve düşük frekanslı seslerin duyulması kolaylaşır. S3, S4, diyastolik rulman vb. gibi düşük frekanslı sesler en iyi bu şekilde duyulur. 27 Şekil 1; Hastanın sessiz bir ortamda, stetoskop uygun bir şekilde yerleştirilerek yapılan oskültasyon muayenesi. Kalbin dinleme (oskültasyon) odakları: Kalp kapaklarına ait olaylarda duyulan seslerin en iyi oskülte edildiği lokalizasyona göre prekordiyumda 4 klasik dinleme odağı tanımlanmıştır (şekil 2). Aort odağı: İkinci interkostal aralık (2. İKA) ile sağ sternal kenarın kesiştiği yer Pulmoner odak: Sol ikinci interkostal aralık (2. İKA) ile sol sternal kenarın kesiştiği yer Triküspit odak: Sol 4. kostanın sternum ile kesiştiği nokta (sol alt sternal kenar) Mitral odak: Sol orta klavikular çizgi ile 4/5. İKA'ın kesiştiği nokta Mezokardiyak odak (Erb noktası): Sol 3.-4. İKA'ın sternum ile birleştiği yer 28 Şekil 2: Kalbin dinleme (oskültasyon) odakları Bu odakların prekordiyumdaki lokalizasyonu ismini aldığı kapağın anatomik yeri ile tam bir ilişki göstermez. Oskültasyon hangi pozisyonlarda yapılır? Oskültasyon için 4 standart pozisyon tanımlanmıştır. A) Sırt üstü yatar pozisyon (Supin): B) Sol yan yatar pozisyon (Sol lateral dekübit) C) Oturur ya da ayakta D) Oturup öne eğilme pozisyonu Oskültasyona başlarken sırt üstü yatar pozisyonda ve hekim hastanın sağ tarafında olmalıdır. Kesin bir mecburiyet olmamakla birlikte sırasıyla aort, pulmoner, triküspit ve mitral odaklar dinlenilmelidir. Supin pozisyonda tüm prekordiyum dinlendikten sonra hasta sol lateral dekübit pozisyona getirilir ve apeks stetoskopun çan kısmı ile dinlenerek mitral darlığına ait diyastolik rulman veya S3 vb. duyulmaya çalışılır. Daha sonra hasta oturur pozisyona getirilerek tüm prekordiyum diyafram ile dinlenir. Son olarak oturur pozisyonda iken hastaya öne eğilmesi ve nefesini dışarıya verip tutması söylenir (ekspiryumda nefes tutma) . Stetoskopun diyafram kısmı ile 2.3. sol ve sağ İKA dinlenerek aort yetmezliğinin yüksek frekanslı diyastolik üfürümü vb. duyulmaya çalışılır. 29 Oskültasyonda duyulan seslerin kalp siklusundaki yeri nasıl tayin edilir? Hekim oskültasyonda duyduğu seslerin kalp siklusundaki yerini tayin etmelidir. Sağ el ile stetoskop prekordiyumda tutulurken sol el ile karotis arter palpe edilir. Birinci kalp sesi (S1) karotis pulsasyonundan hemen önce, S2 ise pulsasyondan sonra duyulur. Oskültasyon ile duyulan kalp sesleri ve üfürümler arasındaki fark üfürümlerin sesten daha uzun süreli olmalarıdır. Üfürümler; 1. Şiddetine, 2. Frekansına, 3. Konfigürasyonuna, 4. Kalitesine, 5. Süresine, 6. Lokalizasyon ve yayılımına, 7. Kalp siklusundaki zamanına göre değerlendirilir. 1- Üfürümün şiddeti: Üfürümler şiddetine göre 1'den 6'ya kadar derecelendirilir. Üfürümün şiddeti, teşekkül ettiği yerdeki titreşimin özelliklerine, kan akım hızına, dokuların geçirgenlik özelliklerine ve bu mesafenin uzaklığına bağlıdır. Küçük ventriküler septal defektteki yüksek akım şiddetli bir üfürüm doğururken, atriyal septal defektteki yavaş akım hiç üfürüm oluşturmaz. Çocuklarda ve ince astenik yapılı kişilerde üfürüm şiddetli işitilirken, obezite, amfizem, perikart ve plevra efüzyonlarında üfürümün şiddeti hafifler. Grade 1/6 üfürüm: Çok hafiftir, işitilebilmesi için özel bir gayret gerektirir. Grade 2/6 üfürüm: Hafif bir üfürümdür, kolayca işitilebilir. Grade 3/6 üfürüm: Belirgindir, kolayca işitilebilir, fakat şiddetli değildir. Grade 4/6 üfürüm: Şiddetlidir, genellikle palpabledır (thrill eşlik eder) Grade 5/6 üfürüm: Çok şiddetlidir, stetoskopun ciltle teması koptuğunda işitilmezler (thrill eşlik eder) Grade 6/6 üfürüm: Çok şiddetlidir, stetoskopun ciltle teması koptuğunda işitilmesi devam eder. (thrill eşlik eder). 30 2- Üfürümün frekansı: Üfürümler düşük veya yüksek frekanslı olabilirler. Düşük gradiyentli yavaş akım, düşük frekanslı üfürüm doğurur (mitral darlıkta duyulan diyastolik rulman gibi). Aksine aort yetmezliğinde olduğu gibi yüksek gradiyentli, hızlı akım, yüksek frekanslı üfürüme neden olur. 3- Üfürümün kalitesi: Oskültasyonda algılanmasına göre kaba, haşin, yüzeyel, tırmalayıcı, üfleyici, gıcırtılı, martı ve kaz sesine benzetilerek yapılan anlatımlar ve müzikal sesler, üfürümün kalitesini belirler. 4- Üfürümün konfigürasyonu: Şiddeti gittikçe artan: kreşendo, gittikçe azalan: dekreşendo, artan-azalan: kreşendo-dekreşendo, aynı şiddette devam eden: plato (şekil 3). Şekil 3: Üfürümün konfigürasyonu. 31 5- Üfürümün süresi: Sistol ve diyastolde kapladığı alana göre üfürümün süresi değerlendirilir. Sistol ve diyastol süresinin büyük bir kısmını kaplıyor ise uzun süreli aksine ise kısa süreli üfürümler denir. 6- Lokalizasyon ve yayılımı: Üfürümün en iyi duyulduğu yer üfürümün orijinini ve yayılımı da kan akımının yönünü belirlemede önemli rol oynar (Şekil 4). Şekil 4: Üfürümlerin lokalizasyonu ve yayılımı. 32 7- Üfürümün zamanı: Üfürümün kalp siklusunun hangi zamanında oluştuğunun tespitini ifade eder ki üfürümün sebep ve önemini belirlemede ilk adımını oluşturur. Buna göre üfürümler sistolik, diyastolik ve devamlı olarak üç ana gruba ayrılırlar. Sistolik üfürümler: Birinci kalp sesi ile veya birinci kalp sesinden bir süre sonra başlar ve ikinci kalp sesinden önce veya ikinci kalp sesi ile sonlanır. Diyastolik üfürümler: İkinci kalp sesi ile veya sonra başlar, birinci kalp sesi ile veya önce sonlanır. Devamlı üfürümler: Sistolde başlar kesintisiz (ikinci kalp sesini örterek) diyastolde devam ederler. Hekim oskültasyon yaparken ses ve üfürümlerin en şiddetli ve en iyi duyulduğu yeri tayin etmeli, değişik pozisyonlarda tüm prekordiyum dinlendikten sonra bulgular kaydedilmelidir. SİSTOLİK ÜFÜRÜMLER 1. Midsistolik üfürümler Aort darlığı Pulmoner darlık Hipertrofik kardiyomiyopati ASD (pulmoner odak) Masum üfürümler 2. Pansistolik üfürümler Kronik mitral yetmezliği Triküspit yetmezliği (sağ ventrikül basıncı yüksek) VSD Aorta-pulmoner bağlantı 3. Erken sistolik üfürümler Akut mitral yetmezliği Triküspit yetmezliği (normal sağ ventrikül basıncı) 4. Geç sistolik üfürümler Mitral valv prolapsusu (MVP) 33 DİYASTOLİK ÜFÜRÜMLER 1. Erken diyastolik üfürümler Aort yetmezlik Pulmoner yetmezlik 2. Mid-diyastolik üfürümler Mitral darlığı Triküspit darlığı Austin flint üfürümü (Aort yetmezliğinde ventriküle yönelen jet akım) DEVAMLI ÜFÜRÜMLER 1. Patent duktus arteriyozus 2. Arteriyovenöz fistül 3. Aort koarktasyonu PERİKARDİYAL SÜRTÜNME SESİ Ventrikül sistolü, erken diyastolik doluş ve atriyal kontraksiyon olmak üzere üç komponenti vardır. En iyi sternumun sol kenarı boyunca duyulur. KAYNAK: Muayeneden Tanıya Editör: İsfendiyar Candan 34 8. İSTASYON Göz Dibi İnceleme ( Oftalmoskopi ) Becerisi Prof.Dr.Tülay ŞİMŞEK 35 GÖZ DİBİ İNCELEME BECERİSİ EĞİTİM REHBERİ GİRİŞ VE AMAÇ Retina, merkezi sinir sisteminin muayene ile görülebilir tek bölümüdür. Aynı şekilde vücutta muayene ile görülebilen tek damarsal yapı retinanın damarsal yapılarıdır. Bu nedenle göz dibi incelemesi diyabet hipertansiyon gibi hastalıklarla birlikte çok çeşitli sistemik hastalıklar hakkında bilgi sahibi olmamızı sağladığı için büyük önem taşımaktadır. Bu oturumun sonunda dönem II ve III öğrencileri göz dibi muayenesi için gerekli malzemelerin kullanımını ve muayene basamaklarını sırası ile sayabilecek ve model üzerinde göz dibi muayenesi yapabilecektir. GEREKLİ MALZEMELER 1. Karanlık oda 2. Direkt Oftalmoskop 3. Göz maketi 4. Maket içerisinde gösterilebilecek görsel malzeme 5. Öğrencilerin kendi aralarında muayene yapabilmeleri için siklopentolat veya tropikamid damla UYGULAMA BASAMAKLARI 1. Hasta için kontrendikasyon yoksa siklopentolat damla ile pupilla dilatasyonu 2. Oftalmoskopun kontrolü 3. Karanlık odada hasta oturur pozisyonda iken hastanın mümkün olduğunca uzakta sabit bir noktaya baktırılması 4. Varsa hastanın ve muayene eden kişinin gözlüklerini çıkarması 5. Sağ göz muayenesi için sağ el sağ gözün, sol göz muayenesi için sol el sol gözün kullanılması. Gerekirse boşta kalan el ile hasta başının sabitlenmesi 6. Oftalmoskopun doktorun gözüne bitişik, hastanın gözünden 15 cm. uzakta tutulması 7. Hastanın gözüne mümkün olduğunca yakın olacak şekilde kırmızı refle görülene kadar hastaya yaklaşılması. Retina görülene kadar kırmızı reflenin izlenmesi 8. Doktorun oftalmoskopun diyoptiri ayar kısmını işaret parmağı ile muayene esnasında düzeltmesi bunun için oftalmoskopun gücünü kendi ve hastanın kırılma kusuruna göre ayarlanması, miyoplarda kırmızı numaralı eksi lensler, hipermetroplar için siyah numaralı artı lensler kullanılması 36 9. Kataraktları alınan afak gözlerde fundus muayenesinin +8-+11D’lik lenslerle ve oftalmoskop hasta gözüne daha yakın tutularak yapılması 10.Hasta oftalmoskopun ışığına baktığında makula, hafif nazaline baktığında optik disk görülür. Bir damar bulunduktan sonra kalınlaştığı yöne doğru ilerlenirse optik diske ulaşılır. Diğer kadranlardan hangisi gözlenmek isteniyorsa hastadan o yöne bakması istenir. Muayene sırasında önce optik diskin muayene edilmesi, arter-ven oranları, arter-ven bası belirtilerinin not edilmesi, makula ve arka kutbun incelenmesi, periferik retinanın incelenmesi gerekir Büyük ışık Mavi ışık Orta ışık Küçük ışık Kırmızıdan yoksun ışık Yarım ışık Çizgi ışık Oftalmoskopide kullanılan ışıklar ve özellikleri Büyük/Orta/küçük ışıklar: Küçük ışık pupil çok küçük ve muayene edilen ortam aydınlık ise kullanılır. Muayene ortamı karanlık pupil dilatasyonu yapılmamışsa orta boy ışık kullanılır. Pupilla genişletilmişse büyük ışık kullanılmalıdır. Büyük ışık muayenede en çok tercih edilenidir. Yarım ışık: Kataraktlı gözlerin muayenesinde ışık saçılmasını önlemek için kullanılır. Kırmızıdan yoksun ışık: Retina sinir liflerinin damarsal yapıların ve kanamaların daha detaylı görünmesini sağlar. Mavi ışık: Flöressein boyası ile boyadıktan sonra kornea erozyonlarını ülserlerini değerlendirmeyi sağlar. 37 Çizgi ışık: Kornea, lens ve retinadaki eğim değişikliklerini değerlendirmek için kullanılır. Grid (Izgara) ışık: Retinadaki lezyonların büyüklüğünü, optik sinire göre konumunu ve uzaklığını belirlemek için kullanılır Şekil-1 Normal göz dibi görünümü Optik çukurluk 38 GÖZ DİBİ İNCELEME ( DİREKT OFTALMOSKOPİK MUAYENE ) UYGULAMA BASAMAKLARI 1. Oftalmoskopun doktorun gözüne bitişik, hastanın gözünden 15 cm. uzakta tutulması 2. Kırmızı retina refleksinin izlenerek, hastanın gözüne mümkün olduğunca yakın olacak şekilde retina seçilene kadar yaklaşılması 3. Sağ göz muayenesi için sağ el sağ gözün, sol göz muayenesi için sol el sol gözün kullanılması 4. Doktorun odaklaşmasını bozan akomodasyonu önlemek için hastaya uzağa bakmasının ve uzak bir noktaya sabitleştirmesinin söylenmesi 5. 6. 7. Doktorun oftalmoskopun diyoptiri ayar kısmını işaret parmağı ile muayene esnasında düzeltmesi bunun için oftalmoskopun gücünü kendi ve hastanın kırılma kusuruna göre ayarlanması, miyoplarda kırmızı numaralı eksi lensler, hipermetroplar için siyah numaralı artı lensler kullanılması Kataraktları alınan afak gözlerde fundus muayenesinin +8-+11D’lik lenslerle ve oftalmoskop hasta gözüne daha yakın tutularak yapılması Hasta oftalmoskopun ışığına baktığında makula, hafif nazaline baktığında optik disk görülür. Bir damar bulunduktan sonra kalınlaştığı yöne doğru ilerlenirse optik diske ulaşılır. Diğer kadranlardan hangisi gözlenmek isteniyorsa hastadan o yöne bakması istenir. Muayene sırasında önce optik diskin muayene edilmesi, arter-ven oranları, arter-ven bası belirtilerinin not edilmesi, makula ve arka kutbun incelenmesi, periferik retinanın incelenmesi 39 9. İSTASYON Anal Bakı ve Rektal Tuşe Uygulama Becerisi Yrd. Doç. Dr. Necdet Fatih YAŞAR Genel Cerrahi ABD tarafından ders notları gönderilmemiştir 40 10. İSTASYON Arterial Kan Alma ( Üst Extremite ) Becerisi Öğr. Gör. Dr. Aykut ŞAHİN 41 Arterial Kan Alma Gerekli malzemeler: Enjektör, iğne ucu, heparin, eldiven, betadin, tampon, buz aküsü 1- Laboratuvarın işlem için hazır olup olmadığının kontrol edilmesi 2- Hastaya işlemin anlatılması 3- Hastanın rahat bir pozisyona getirilerek işlemin yapılacağı yerin açılması 4- Enjektöre 1 ml heparin çekilerek boşaltılması ve iğne ucunun değiştirilmesi 5- Eldivenlerin giyilmesi 6- Girişim yapılacak yerin içten dışa doğru sirküler olarak temizlenmesi 7- İşaret ve orta parmak ile arterin palpe edilmesi 8- İki parmak arasından nabız atımının hissedildiği yere 90 derece açı ile girişim yapılması 9- Enjektörü bırakmadan pistonunun geriye çekilerek kan gelinceye kadar enjektörün çekilmesi 10- İstenilen miktarda kan alındıktan sonra enjektörün çıkarılması 11- Hematom oluşumu ve diğer komplikasyonları önlemek amacı ile 5 dk kompresyon uygulanması 12- Enjektör ucunun koruyucusunun takılması 13- Enjektör üzerinin etiketlenmesi veya hasta isminin yazılması 14- Enjektörü buz bulunan bir torba veya buz aküsü ile istek formu ile beraber hızlıca laboratuvara yollanması 15- Sonuçların hastanın durumuna göre değerlendirilmesi Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr.Aykut Şahi 42