Mülk sahibinin fendi devletin vergi aklını yenecek

advertisement
YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK
VE DENETİM TİC. LTD. ŞTİ.
Yrd. Doç. Dr. Yusuf İLERİ
Yeni Yüzyıl Üniversitesi
Hukuk Fakültesi
Dünya Gazetesi-08.09.2017
Mülk sahibinin fendi devletin vergi
aklını yenecek mi?
İş yeri kiralarından kiracı yaptığı kesintiyle bir bakıma devlet adına veznedarlık yapar.
Gelir Vergisi Kanunu'nun 94’üncü maddesi uyarınca kiranın tamamını mülk sahibine
vermeyecek, devlet payını hesaplayacak, kasasında da tutmayacak vergi dairesine
ödeyecektir. Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 19.01.2017 tarihli E:2016/394,
K:2017/63 sayılı kararına konu olan uyuşmazlıkta; bir mülk sahibi, net olarak
belirlenen kiralar üzerinden gelir vergisi kesintisi hesaplayarak beyan etmediği için
kiracısı aleyhine alacak davası açmış ve bu talep mahkemece haklı görülmüştür.
Üstelik kanunen stopaj yapmakla yükümlü olmayan bir kiracı hakkında böyle bir karar
verilmiştir.
Bu mahkeme kararını ele alan DÜNYA gazetesindeki yazıma, vergi hukukunun yetkin
kalemi Sayın Bumin Doğrusöz, 17.08.2017 günlü yazısıyla önemli katkılar yaptı. Kira
tutarının net olarak belirlendiği durumlarda, kira ödemesinin stopaja tabi olup
olmamasının veya stopaj oranındaki değişimlerin, kiraya verenin alacağı kira
bedellerine bir etkisi olmadığını özellikle vurguladı.
Stopaj, devletin vergi alacağıdır. Stopaj yapmak zorunda olan bir kiracının, bu beyanı
yapmaması halinde, bundan devlet mutlak olarak zarar görürken; mülk sahibi bazı
durumlarda kayba uğrar. Devlet zararının tazmini için vergi dairesi harekete geçer,
beyannameler verilmemişse vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapar.
Beyannameler verilmiş ödemeler yapılmamışsa, 6183 sayılı AATUHK kapsamında
icrai işlemlere geçer. Peki, bu beyanın veya ödemenin yapılmamasından mülk sahibi
sorumlu tutulacak mıdır? Hayır. Zira VUK’un 11’inci maddesine göre kiracı kesmeye
mecbur olduğu vergiden kendisi sorumludur. GİB özelgelerinde de, kira stopajının
yapılmamasından geliri elde edenin herhangi bir sorumluluğu olmadığı açıklanmıştır.
Bir de mülk sahibinin zararına ve nasıl tazmin edeceğine bakalım. Bunun için
kesintinin niteliğini açıklığa kavuşturmak gerekmektedir. Hemen belirtelim ki, kesinti,
işyeri sahibinin gelir vergisine mahsuben yapılır. Zaten ismi de gelir vergisi stopajıdır.
Devlet mülk sahibini ön vergilemeye tabi tutmuştur.
Nitekim kira gelirlerinin beyanın zorunlu olmadığı durumlarda bu kesintiler mülk sahibi
adına nihai vergilemeye dönüşür. Ne vakit ki mülk sahibi bu gelirleri beyan eder, işte
ancak o zaman bu vergiyi GVK’nın 94 ve 121’inci maddelerine göre beyannamede
tahakkuk eden vergilerde mahsup eder, mahsup fazlasını ise diğer vergi borçlarına
takas yapar veya iadesini ister. Şu halde mülk sahibinin beyanname vermesinin
zorunlu olmadığı durumlarda bir zararından söz edilemez. Buna karşın kira gelirleri
için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermesi halinde, kesintinin beyan edilmemesi
kendisini kayba uğratır. Maliye Bakanlığı'nın yayımladığı 252 Seri No.lu GVK
Tebliğ’inde bu bilinçle mahsup, takas ve iade için vergi tutarının tahakkuku yeterli
görülmüştür. Hülasa bu vergilerin kiracı adına tahakkuk ettirilmesiyle mülk sahibinin
olası zararları tamamen ortadan kalkar. Ödenme koşulunun aranmaması, bakanlığın
kiracı ve mülk sahibinin karşı karşıya gelmemesindeki hassasiyetini göstermesi
açısından kayda değerdir.
Şimdi yazı başlığını açalım. Kesintinin beyan edilmemesi halinde mülk sahibi şahsi
bir alacak davası açabilir mi? Elbette açamaz, kesinlikle açılamaz Yapılması gereken
kira sözleşmeleriyle birlikte kiracının mükellefi olduğu vergi dairesine müracaattır.
Varsa bir vergi kaybı, vergi dairesi bağlı yetkiyle bunun tahakkukunu yapacağından
şüphe yoktur. Nitekim Yargıtay 12. Hukuk Dairesi böyle bir alacak davasının
açılamayacağını yirmi yıl önce karara bağlamıştır. 17.11.1997 tarih ve E. 1997/12145
K. 1997/12798 sayılı bu kararda, “Bunun vergi dairesine ödenmesinden mal sahibi
maliyece sorumlu tutulamaz ve kiracı tarafından stopajın eksik ödenmesi veya hiç
ödenmemesi alacaklıya bu parayı kiracıdan talep hakkı vermez” denmiştir. Kararda
ayrıca “Öncelikle talep edilen farkın tamamının stopajdan ibaret olup olmadığının
alacaklıdan sorularak sadece stopaj talep ediliyorsa yukarıdaki gerekçe nedeniyle
alacaklının istemi reddedilmelidir” vurgusu da yapılmıştır.
Hay bin yaşa Yargıtay! Aksi durumda kiracı biri vergi dairesine, diğeri mülk sahibine
iki kez vergi ödemek zorunda kalır. Hatta muvazaalı alacak davalarının önü açılır.
Mülk sahibi kiracısı ile anlaşır; gelir vergisi kesintisi beyan edilmez, davalar uzayıp
giderken hem yargı tıkanır, hem de devletin vergi gelirleri akamete uğrardı.
Download