T.B.M.M. B : 49 9.1.2002 O:1 kalesini yıktıran da Bin Ladin'dir; aynı ailedir. (ANAP, DSP ve MHP sıralarından alkışlar) Biri teröristtir, öbürü müteahhittir; ama, aynı ailedir. Bunun da bilinmesi gerekir. Değerli arkadaşlarım, biz, Anavatan Partisi olarak, bu konuya iki yıl önce sahip çıktık. Dışiş­ leri Bakanlığına, Mart 2000 yılında, yaklaşık onsekiz ay önce, bu kalenin yıktınlacağı, yerine otel yaptırılacağı, bunu önlemek için Birleşmiş Milletlere ve UNESCO'ya gidilmesinin gerektiğini bil­ dirdik. Bunu da özellikle not etmek istiyorum. Verilen cevap ise son derece yuvarlak, "bakarız, ederiz" cevabıydı. Oysaki, Suudlann, Türk ve Osmanlı eserlerine karşı bir aşağılık kompleksiyle yıkım yaptıkları, Bosna-Hersek'ten beri belliydi. Biz, 1992 yılında, Vehbi Dinçerler'le birlikte Bosna-Hersek Komisyonunu kurup oralara gittiğimizde, Suudlann, harap olmuş gerekçesiyle, Osman­ lı camilerini yıktırıp, yerine, estetikten, kültürden, zevkten yoksun camiler inşa ettiğini gördük; hâlâ da bu yapılmaktadır. Değerli arkadaşlarım, bu ülke, nedense, bin yıldır, Islamı koruyan, yücelten Türke ve Osman­ lıya karşı aşağılık kompleksi içindedir; bunu, net bir şekilde söylüyorum. (ANAP, DSP ve MHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bunun hıncını Bosna-Hersek'te almakla yetinmedi; Mekke'de, en aziz şehirde, tslam dünyasının en kutsal yerinde yapmaktan da çekinmedi. Bence, Suudî Arabis­ tan, aslında bu mukaddes yerlerin bekçisi olamayacağını bütün islam dünyasına ilan etmiştir. (ANAP, DSP, MHP ve DYP sıralanndan alkışlar) Suç üstünde yakalanmanın üstünde bir durumla karşı karşıyayız; bunu, dünkü basın toplantımızda da söyledim. Ben inanıyorum ki, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bütün partiler duygularını nasıl ifade ederlerse etsinler, bütün bu görüşlerde hemfikirdirler; bundan en ufak bir kuşkum yoktur. Bunun dışında bir düşünce, Türkiye Büyük Millet Meclisinde hiçbir zaman olmamıştır, hiçbir siyasî par­ tide de olmamıştır. Sözlerimi şöyle bitiriyorum: Bir, parlamentosu olan bütün Müslüman ülkelere bunları bildir­ memiz gerekir. İki, bundan sonra yapılacak İslam Konferansının gündem maddesinin, olmazsa olmaz şartı, bu olmalıdır. Bu, gündeme alınmadığı takdirde, Türkiye, İslam Konferansına katılmayacağını çok net bir şekilde bildirmelidir ve şimdiden bununla ilgili gerekli kulisleri de yapmalıdır. Hepinize saygılar sunuyorum; aynca, Meclis Başkanlığına, bu fırsatı verdiği için Partim adına teşekkür ediyorum. (Alkışlar) BAŞKAN - Ben teşekkür ediyorum efendim. Sayın Yalçıntaş, buyurun efendim. NEVZAT YALÇINTAŞ (istanbul) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Görülüyor ki, millî bir meselede bütün siyasî partilerimiz hassas ve başta zatıâliniz olmak üzere, bu konuda düşüncelerimizi belirtmemizin yerinde olduğu kanaati de hâkim. Nitekim, bizim partimiz de, AK Parti, bu sabah, bu konuyu gündemine aldı, grup toplantısında uzun müzakereler oldu ve 5 kişilik bir komisyon kurarak, yapılacak işlerin tespiti cihetine gidiliyor. Daha önce de, Sayın Grup Başkanvekilimiz Salih Kapusuz Beyefendi, bu konuda da, Türk Halkını aydınlatacak bir basın toplantısı yaptı. Efendim, hadise, gerçekten önemli; çünkü, şu Meclis ve biz... Türkiye, evet, bugün 780 000 kilometrekare bir vatan ve bir ülke; ama, bir tarih var. Bu tarih, bir kültür ve medeniyeti inikas et­ tiriyor. Bugün, Ortadoğu'yu, Kuzey Afrika'yı, Avrupa içlerine kadar Balkanları inceleyen her ilim adamı, her sanat adamı, bu, bizim parlak medeniyet ve kültürümüzle karşı karşıya geliyor. Bu, sadece insanî bir medeniyet değil, şüphesiz o var, o çok açık görülüyor; ama, aynı zamanda, mimarî bir medeniyet, ümran, güvenlik. Şimdi, Ecyad Kalesi, bu bakımdan önemli oluyor. -417-