7. BÖLÜM: SONUÇ ve ÖNERİLER Bu projenin emekli göçmenlerin bilgi gereksinimlerinin belirlenmesi ve bu gereksinime halk kütüphaneleri hizmetleri aracılığıyla cevap verilmesi bağlamında kütüphanecilik literatüründe ilk kez ele alınacak bir araştırma olma özelliğini taşıdığı proje önerisi aşamasında belirtilmiştir. Genellikle alışılagelmiş ve uzun yıllardır değişmeyen hizmet politikası ile kitap ödünç veren bir yer gibi algılanan halk kütüphanelerinin, bu çalışma ile toplumsal yaşamda farklı kültürel ve sosyal geçmişe sahip, farklı dilleri konuşan ve farklı değer yargılarına sahip toplulukların sosyal ve kültürel uyumuna yardımcı birer kültürlerarası iletişim merkezi rolü ile gündeme gelmesi hedeflenmiştir. Farklı kültürel topluluklara kütüphane ve bilgi hizmetlerinin sağlanması olarak tanımlanan çokkültürlü kütüphane hizmetleri konusu ulusal literatürde bugüne kadar neredeyse hiç ele alınmamış bir konu başlığı olarak bu proje ile ele alınmıştır. Bununla birlikte toplumun her kesimine, ayrım yapılmaksızın hizmet sunmayı ilke edinmiş halk kütüphaneleri, yasal düzenlemeler referans alındığında sayılarının artarak devam edeceği öngörülen yerleşik yabancıların bilgiye erişme haklarını da yerine getirmekle yükümlüdür. Proje bulgularından elde edilen sonuçlar ışığında gereksinimlerin tek taraflı olmadığı, yerleşik yabancıların bilgi gereksinimlerinin yanı sıra halk kütüphanesi hizmetlerinde, koleksiyon yöntemi ve hizmet planlaması alanlarında önemli iyileştirmelere gerek duyulduğu ortaya çıkmaktadır. Son yıllarda uluslararası literatürde sıkça söz edilen ve halk kütüphanelerinin toplumun farklı kesimlerinden bireyleri bir araya getiren iletişim merkezlerine dönüşmesi, bu rolün hem kütüphaneciler hem de kullanıcılar tarafından benimsenmesi konusu son derece önemlidir. Yerel halkla yerleşik yabancılar arasında köprü kurulması, halk kütüphanesi hizmetlerinde yapılması önerilecek değişikliklerle ev sahibi kültüre uyum sürecinin kolaylaştırması, yerel halkın birlikte yaşamaya başladığı toplulukları daha iyi tanıması ve bireyler arasında canlı bir iletişim ortamının sağlanması amacıyla halk kütüphanelerinin görev ve sorumluluk alanlarının genişletilmesi gereği doğmaktadır. Proje yaygınlaştırma faaliyeti kapsamında gerçekleştirilen çalıştayda ilgili kurum ve kuruluşlar bir araya getirilerek halk kütüphanelerinin potansiyel katkısı reel bir şekilde ortaya konmuş ve bu yönüyle halk kütüphaneleri diğer kuruluşlar arasında fikir birliğine varılan tarafsız bir alan olarak ön plana çıkmıştır. Türkiye’de halk kütüphaneleri çokkültürlü kütüphanecilik yaklaşımını hizmetlerine henüz yansıtamamışlardır. Ancak Türkiye’de gerçekleşen emekli göçleri dahil diğer tüm geçici ve kalıcı göç hareketleri konusu dikkate alınmalı ve bu toplulukların bilgiye kesintisiz ve ücretsiz erişim haklarını kullanabilmeleri için gerekli olanakların sağlanması adına adımlar atılması gerekmektedir. 42 Şüphesiz sözü edilen adımların çok hızlı atılması ve arzu edilen sonuçlara çok hızlı ulaşılabilmesi özellikle kütüphaneler gibi toplumsal kurumlar için çok kolay olmayan atılımlardır. Çokkültürlü toplumlarda yaşanan sorunlar uzun yıllardan beridir tartışılmaktadır. Dünyada pek çok ülke çokkültürlü olmasına rağmen, kültürlerarası iletişim, karşılıklı anlayış, sivil katılım, toplumsal bütünleşme, kültürel ve sosyal bütünleşme gibi konular halen çözüm bekleyen sorunlar arasındadır (Jönsson-Lanevska, 2005). Bulguların Değerlendirilmesi ile ilgili bölümde halk kütüphaneleri için yukarıda sözü edilen rolleri yerine getirme fırsatı yaratan bir dizi soru ve sorun gündeme getirilmiştir. Bunlar arasında; halk kütüphanelerinde yabancı dillerde sunulabilecek hizmetler, yerleşik yabancıların Türkçe öğrenmelerine yapılabilecek katkılar, halkla ilişkiler uygulamaları konusundaki eksiklikler, yerleşik yabancılara ve odak gruplara yönelik hazırlanabilecek bilgi okuryazarlığı eğitimleri, kamu alanındaki hizmetlere ulaşmak ve resmi bilgi kaynakları konusunda yerleşik yabancıların nasıl yönlendirilebileceği, çeşitli nitelikleri bakımından farklılık gösteren yerleşik yabancılara yönelik tasarlanabilecek eğitimlerin düzeyleri, yaşam boyu öğrenme ilkesini nasıl destekleyebileceği, yerleşik yabancılara kültürel ifade olanağı tanırken yerel kültürü nasıl tanıtabileceği, yerleşik yabancıların yaşam kalitesini artıracak gündelik hayat bilgisiyle ilgili bilgi eksikliklerini nasıl giderebilecekleri ile ilgili konular yer almıştır. Politikadan bağımsız dinlendirici ortamlarda kolaylıkla bir araya gelebilecek özelliklere sahip yerleşik yabancıların kültürlerini devam ettirebilecekleri konularda halk kütüphanelerinin kültürel buluşma merkezi olma niteliğinden azami düzeyde yararlanabilecekleri düşünülmektedir. Yerleşik yabancıların dil engeli nedeniyle ilk aşamada resmi iş ve işlemlerle ilgili sorunların çözümüne katkı verecek nitelikte girişimler gerçekleşebilir. Örneğin; çeşitli kamu kurumlarına nasıl erişebilecekleri ve nasıl hizmet alabilecekleri ile ilgili ağırlıklı Avrupa dillerinde (İngilizce, Fransızca ve Almanca gibi) hazırlanmış tanıtım broşürleri sağlanabilir. Bunun yanı sıra yerleşik yabancılar tarafından temsil edilen sivil toplum örgütleriyle işbirliğine gidilerek kütüphanede bir yardım masası alanı açılabilir ve çeşitli konularda deneyimlerini paylaşabilecek gönüllüler aracılığıyla kütüphaneye gerçekleştirilecek ilk ziyaretler sağlanabilir. Yerleşik yabancıların Türkçe öğrenmelerine yardımcı olacak ya da mevcut dil bilgisi düzeylerini geliştirebilecekleri etkinlikler yerel halktan gönüllü kütüphane kullanıcıları ile işbirliği içinde düzenlenebilir. Dünyada bir çok halk kütüphanesi ülkelerine yeni göç etmiş bireylere hem ülkenin anadili öğreten hem de ülkenin yerel halkıyla göçmenleri bir araya getiren language café (dil kafe) adını verdikleri kültürel etkileşim ortamlarına ev sahipliği yapmaktadır (EPALE, 2016). Bu sayede yerel kültür göçmenlere yerel halk tarafından 43 tanıtılmakta, konuşma kütüphanelerde ve gönüllü telaffuz ile kütüphane ilgili eğitimler kullanıcıları verilmektedir. tarafından Bu etkinlikler ücretsiz olarak gerçekleştirilmektedir. Kütüphanenin buradaki temel misyonu söz konusu etkinlikler için mekan tahsisidir. Aynı zamanda iyi bir halkla ilişkiler uygulaması olarak da karşımıza çıkan bu uygulama dil öğrenmek amacıyla kütüphaneye gelen kullanıcılara kütüphanede sunulan diğer hizmetlerle ilgili bilgilendirmenin de yerinde yapılması şansını yaratır. Kütüphaneye gelmeden önce kütüphane ile ilgili ön bilgilendirme niteliğinde yabancı dilde hazırlanacak kütüphane web siteleri büyük önem taşımaktadır. Kütüphane web sitelerinde farklı dillerde yer verilecek çalışma saatleri, hizmetlere yönelik kısa tanıtım yazıları, koleksiyona eklenen yabancı dildeki kitapların duyuruları gibi bilgiler kullanıcıların kütüphaneye gelmeleri halinde ne gibi kazanımlar elde edeceklerini bilmeleri bakımından önemlidir. Halk kütüphanelerinde farklı dil ve sosyo kültürel geçmişe sahip gruplar için özel eğitim programları hazırlanması gerektiği şüphesizdir. Ancak bu planlamanın hizmetlerin sunulacağı araçlarla ilgili bir planlamayı da içermesi gerekmektedir. Kütüphane hizmetlerinden yararlanırken dil engeli bulunmayan ev sahibi ülkenin vatandaşları kadar rahat ve özgüvenli bir talep hakkının yabancı kullanıcılara da tanınması gerekir. Bu nedenle başlangıç aşamasında çok ağır olmayan, öncelikli olarak yerleşik yabancılara kütüphaneye gelme alışkanlığını kazandıracak, kendilerini rahat ifade edebilecekleri sosyo-kültürel anlamda homojen gruplar içinde başlayacak hizmetler bu kullanıcı gruplarının kütüphane ziyaretçisi statüsünden kayıtlı üye statüsüne geçmesinde rol oynayacak kritik yöntemler arasında yer alabilir. Bunun için karşılıklı kültürel tanıtımı özendirecek, folklorik içerikli organizasyonlar için halk kütüphaneler tercih edilebilir. Türkiye’de T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı halk kütüphanelerinin önemli bir bölümünde teknik altyapı sorunu bulunmamakta, kütüphanelerde kullanıcıların kullanımına açık bilgisayarlara yer verilmektedir. Bilgi erişimin büyük oranda internet bilgi kaynakları aracılığıyla sağlandığı dikkate alındığında yerleşik yabancıların araştırma yapmalarına ya da e-devlet gibi kamu hizmetlerine erişmelerine yardımcı eğitim faaliyetlerine yer verilmesinde fayda görülmektedir. Bilgisayar kullanma, internette güvenli dolaşım, bilgi güvenliği ve kütüphane koleksiyonuna erişim gibi konularda verilecek eğitimler yerleşik yabancıların uyum sürecine katkı sağlayacak türde bilgi okuryazarlığı eğitimleri olacaktır. Bulguların Değerlendirmesi bölümünde Antalya’da 1-2 yıldır yaşamaya başlayan yerleşik yabancıların halk kütüphaneleri için odak gruplar olarak tanımlanabileceğinden bahsedilmiştir. Bunun nedeni bu grupların çeşitli konularda hissettikleri bilgi eksikliğinin daha uzun süredir bölgede yaşayan yerleşik yabancılardan daha fazla olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle halk kütüphanelerinde düzenli olması şartıyla 6 aylık ya da 44 bir yıllık aralıklarda yeni göç eden yerleşik yabancıların davet edildiği bilgilendirme toplantılarının, bölgedeki sivil toplum örgütleri ile işbirliğinde yürütecekleri başlangıç seminerlerinin düzenlenmesi öneriler arasındadır. Bu etkinliklerin bilgi eksikliğinden kaynaklanan kaygıyı ortadan kaldıracağı gibi halk kütüphanelerine karşı güven duygusunu besleyeceği düşünülmektedir. Nasıl ki bireylerin yaşamlarında kişisel can ve mal güvenliği, sağlık vb. ile ilgili sorunların çözümü önemliyse gündelik hayatta sürekli yaşanan basit gibi görünen ancak çözümsüz olması nedeniyle insanların yaşam kalitesini düşüren sorunların çözümü de son derece önemlidir. Yerleşik yabancı göçünün Antalya il merkezi ve ilçelerinin turizm değerinden kaynaklı yapısı ve en çok yerleşik yabancının yaşadığı ikinci ve üçüncü iller olan Aydın ve Muğla il ve ilçelerinin de aynı değere sahip oluşu halk kütüphanelerinin iller ve ilçeler arasında gerçekleştirilecek kültür turlarına dahil edilerek, oralardaki uygulamaları görmelerine, diğer kütüphanelerle işbirliği yapmalarına ve çeşitli konularda düzenlenecek günü birlik eğitimler içeren kültür-turizm etkileşimine katkı sağlayacak bir katma değer oluşturabilir. Kütüphaneler bulundukları bölgelerde sadece yerel halka değil göçmenlere de ait olan bir yerdir. Göçmenler diğer kamusal alanlarda neredeyse imkansız olan bir biçimde, kütüphanelerde kendilerini topluma dahil edilmiş hissetmektedirler (Johnson, 2010). Kütüphane bulunan semtlerde, ırksal ve etnik ayrışma seviyesi kütüphane kullanımından etkilemektedir (Gong ve diğerleri, 2008). Modern toplumun yalnızlaştırdığı bireyin yaşadığı sorunlara ve yabancılaşmaya karşı, bir panzehir olarak, topluluk olmak, bir arada faaliyette bulunmak ve karşılıklı ilişkiler sürdürmek önemlidir (Şan ve Şimşek, 2011). O halde sözlü iletişimi destekleyen kütüphaneler, bireyin sosyalleşmesine katkı sağlamaktadır. Johnson (2010) halk kütüphanelerinin kamusal olarak iyi bir karaktere sahip olduğunu ve insanların örneğin daha kasvetli gözüken sosyal hizmet kurumlarıyla aynı olumsuzlukta görülmeyen kütüphanelerden yardım alma konusunda daha istekli olabileceklerini söylemektedir. Kütüphane personeli ile göçmenler arasında gerçekleşen etkileşim sadece yararlı bilgi kaynaklarına erişim yardımı değil aynı zamanda duygusal yardım boyutuyla da bir insani bağlantı sağlar. Kütüphaneler hizmetlerine gereksinim duyan bireyler arasında dil, din, ırk, vb. ayrımlarda bulunmayan demokratik kuruluşlar oldukları için, verdikleri hizmetler aracılığıyla toplumun sosyal sermayesinin gelişimine de büyük katkı sağlarlar. Bireyler kendilerini yönetme, çalışma, öğrenme ve karar verme için gerekli olan temel bilgiyi nasıl bulacaklarını, değerlendireceklerini ve kullanacaklarını kütüphaneden öğrenirler. Bu açıdan kütüphaneler basit anlamda bilgi kaynaklarına ev sahipliği yapan mekanlar olmaktan çıkarak vatandaşları yaşam boyu sivil katılıma hazırlar. Diğer bir değişle kütüphaneler sivil katılımı teşvik ederek toplum içinde sosyal sermayeyi inşa ederler (Karadeniz, 2015). 45