ADLİ BİLİMLER DERGİSİ MAKALE ÖZETLERİ (Haziran 2014 Cilt:13 Sayı:2) Araştırma Makaleleri Determination of toxic 5-hydroxymethylfurfural in fruit juice samples Deniz Altunöz Erdoğan, Esma Kılıç, Aziz Ekşi 5-hidroksimetilfurfural (5-HMF), kimi şekerlerin dehidrasyonu sonucu oluşan organik bir bileşiktir. Diğer tüm ısıl işlem görmüş şeker içeren gıdalarda olduğu gibi 5-HMF meyve suyunda önemli bir kalite indikatörü olarak tayin edilir. 5-HMF’nin potansiyel toksisitesi ve kanser yapıcı etkisi sebebiyle otoriteler tarafından meyve suyunda kabul edilebilir derişim sınırlandırılmıştır. Sınırlandırılmış miktarda 5-HMF içeren meyve suyu üretmek için taze meyvenin işlenmesinde üretim yapılan fabrikanın kalitesi önemli bir rol oynar. Bu çalışmada çeşitli üreticiler tarafından işlenen meyve suyu örnekleri yerel marketten rastgele toplanmıştır. Meyve suyu örneklerinde 5-HMF miktarının kantitatif tayini gerçekleştirilmiş ve sıvı kromatografik ve spektrofotometrik yöntemlerle karşılaştırılmıştır. Her iki yöntemle hesaplanan 5-HMF miktarları portakal nektarı ve üzüm suyu örnekleri için kabul edilebilir aralıkta (5-10 mg/l) ancak, düşük kaliteli ve küçük ölçekli işletmeler tarafından üretilen kayısı nektarı ve vişne nektarı numuneleri için limitlerin oldukça üstündedir. Tüm örneklerde spektroskopik yöntem için geri kazanım sonuçları sıvı kromatografik yönteme göre daha iyidir. Kadınlar Neden Adam Öldürür: Suça Götüren Dokuz Sebep Rumeysa Akgün, Elif Gökçearslan Çifçi Bazı bilim adamlarına göre kadınlar erkekler kadar suç işlemekte fakat kadın oldukları için bu suçlar saklanmakta, ön plana çıkmamaktadır. Literatürde kadınların genellikle hırsızlık, fuhuş gibi ağır olmayan suçlar işledikleri bildirilmektedir. Ancak kadınların son zamanlarda adam öldürme suçunu daha fazla işlemeye başladıkları görülmektedir. Toplumun yüklediği annelik ve eş rolleri gibi görevleri yerine getiren kadının adam öldürme gibi bir suçu neden işlediği merak konusudur. Bu çalışmada Eskişehir Çifteler Kadın Kapalı Cezaevinde 2’si tutuklu 6’sı hükümlü 8 kadın ile derinlemesine görüşme yapılarak adam öldürme suçuna yönelten nedenler araştırılmıştır. Görüşme sonucu evli olan kadınların %66’sı şiddet gördükleri, defalarca polise gittikleri, şikâyette bulundukları son çare olarak da kendilerine zarar veren kişiyi öldürdükleri görülmüştür. Olgu Sunumları Go-Kart Kazasına Bağlı Skrotal Travma Olgusunun Adli Tıbbi Yönden Değerlendirilmesi Ferhan Kandemir, Bora Büken, Zerrin Erkol, Erhan Büken Giriş: Çalışmada go-kart kazasına bağlı bir yaralanma olgusu sunularak eğlence ve adrenalin amacı ile kullanılan go-kartların taşıdığı tehlikeye ve bu tür kazaların önlenmesi için alınması gerekli önlemlere dikkat çekilmesi amaçlanmıştır. Olgu Sunumu: Yirmi dört yaşında bir erkek olan olgu anamnezinde; 10 ay kadar önce eğlence yerinde go-kart kullandığını, araca binerken kendisine herhangi bir güvenlik önleminden bahsedilmediğini, kullandığı aracın bariyere çarpması sırasında testislerinin de aracın orta kısmındaki şase bölümüne çarptığını, kazadan sonra sol skrotal şişlik ve ağrı şikayeti ile hastaneye başvurduğunu, burada sol orşio-epididimektomi operasyonu uygulandığını belirtmiştir. Kişinin muayenesinde ve üroloji konsültasyonunda sağ testiste herhangi bir patoloji saptanmamış, spermiyogramda 3 cc volüm, cc de 72 milyon sperm, %30 motilite tespit edilmiştir. Düzenlenen adli raporda; mevcut bulgularla hastada hafif astenospermi olduğu, bir testisinin alınmış olmasının normal gebelik ihtimalini düşüren bir durum olarak değerlendirildiği, ancak şahsın çocuk yapma yeteneğinin yitirilmesine neden olmadığı belirtilmiştir. Sonuç: Olgumuz, ülkemizde go-kart kullanımı sırasında uyulması gereken kuralların işletmeler ve çalışanları tarafından yeterince uygulanmadığı görüşünü desteklemektedir. Go-kart araçlarının daha güvenli ve donanımlı olması gerektiği, araçların yapımı sırasında, darbe anında, vücut ile olası temas edebilecek araç bölgelerinin daha korumalı dizaynda üretilmesinin önem taşıdığı düşünülmektedir. Rastlantısal Olarak Otopside Tespit Edilen Atriyal Miksoma İle Birlikte Patent Foramen Ovale: Olgu Sunumu Doç. Dr. Bülent Eren, Prof. Dr. Recep Fedakar, Doç. Dr. Nursel Türkmen İnanır, Uzm. Dr. Filiz Eren, Arş. Gör. Murat Serdar Gürses Kalbin primer tümörleri çok nadir görülür ve otopsi serilerinde prevalansı %0,0017 ila %0,19 arasında tespit edildiği bildirilmiştir (1). Kardiyak miksomalar, erişkinde görülen kalbin primer benign tümörlerinin en sık nedenidir (1-2). Atriyal miksomalar atriyal aritmi, sistemik emboli, senkop, mitral ya da triküspit kapak obstrüksiyonu ve ani ölümle ilişkili olabilirler. Olgumuz, intihar amacıyla ateşli silah ile kendini vurduğu iddia edilen ve ölüm nedeni ateşli silah yaralanması olan otopside rastlantısal olarak tespit edilen atriyal miksoma ile patent foramen ovalenin eşlik ettiği 52 yaşındaki erkektir. Otopside dış ve iç muayenede; sağ temporal bölgede bitişik atış mesafesinden gerçekleştirilmiş ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası, sol temporal bölgede ateşli silah mermi çekirdeği çıkış yarası, beyin doku harabiyeti, ventriküllerde hematom ve kafatası kubbe ve kaide kemiklerinde kırık, sol atrium üst kısımda 3,5 2 2,5 cm boyutlarında, kesit yüzeyinde yer yer kanama odakları bulunan kitle ile birlikte patent foramen ovale izlendi. Rastlantısal olarak otopside tespit edilen atriyal miksoma ile birlikte patent foramen ovalenin eşlik ettiği olgunun adli tıbbi yönden tartışılması amaçlanmıştır. Derleme Yazılar Cinsel İstismar Mağduru Çocuklar Hakkında Çocuk İzlem Merkezi’ndeki Süreç Sonrasında Uygulanabilecek Koruyucu Ve Destekleyici Tedbirler Zerrin Erkol, Fatmagül Aslan, Serdar Timur, Bora Büken, Nesrin Heybeci Çocuk İzlem Merkezi bulunan illerimizde; cinsel istismara maruz kaldığı yönünde iddia ya da şüphe bulunan çocuk olgular, görevli Cumhuriyet Savcısının talimatı doğrultusunda, kolluk kuvvetleri tarafından, sivil bir araç ve sivil bir ekiple Çocuk İzlem Merkezi’ne getirilmektedir. Merkezde çocuk ile adli görüşme yapılması, gerekli olgularda iç ve dış beden muayenesinin gerçekleştirilmesi, biyolojik örneklerin alınması, varsa ailesi ile görüşülmesi işlemlerini takiben Cumhuriyet Savcısı; Adli Görüşmeci, Aile Görüşmecisi ve merkezde Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü (ASPİM)’nü temsilen görev yapan Sosyal Hizmet Uzmanının da görüşünü alarak, mevcut risk faktörlerini değerlendirmekte, gerekli olgularda sosyal inceleme tamamlanıncaya kadar çocuğu ASPİM’e bağlı bir yurtta koruma altına alabilmektedir. Takip eden beş gün içerisinde çocukla ilgili sosyal inceleme, sosyal hizmet uzmanı tarafından gerçekleştirilmekte, inceleme sonucunda düzenlenen raporda koruyucu ve destekleyici bazı tedbirler önerilebilmektedir. Çalışmada, söz konusu koruyucu ve destekleyici tedbirlerin ele alınması ve uygulamada karşılaşılan sorunlar ile çözüm önerilerinin tartışılması amaçlanmaktadır. Karışık Biyolojik Örneklerin DNA Profillemesi İbrahim Semizoğlu, Özgül Semizoğlu Objektifliği ve analistlerin kişisel uygulama ve yanlı değerlendirmelerine karşı korunumu sebebi ile DNA analizleri adli bilimlerin altın standardı olarak addedilmiştir. Özellikle çoklu PZR kitlerinin ve floresan işaretleme teknolojisinin kullanımını sağlayan teknolojik gelişmeler ile eser miktar biyolojik örneklerden bile değerlendirilebilecek DNA Profili elde edilebilmesine olanak sağlanmıştır. Ancak özellikle karışık örnekler ile degrade veya az miktar biyolojik örneklerden elde edilen eksik veya karışık DNA Profillerinin değerlendirmesi ve yorumlanmasında; analistlerin eğitimleri, deneyimleri, kişisel özellikleri ve motivasyonları gibi sebepler ile farklılıklar oluşmaktadır. Bu nedenle özellikle 2000‘li yılların başından itibaren bu ve benzeri DNA profillerinin değerlendirilmesi ve yorumlanmasında objektif kriterlere bağlı standart yöntemler geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu yöntemler ile tüm analistlerin analiz sonuçlarından benzer yorumlar ve değerlendirmelere ulaşması amaçlanmıştır. Bu çalışmada amaçlanan; analistlerimizin, karışık örneklerin yorumlanmasında kullanabileceği modern ve uluslararası kabul görmüş kriterlere dayalı bir yöntem belirlemektir. Belirlenecek bu yöntem Adli DNA analizleri alanında çalışan analistler için rehber olacaktır. Acil Yardım Hizmetinden Yararlanma Hakkı. Van 112 Acil Çağrı Merkezi Örnek Olayı Ali Ekşi Acil yardım hizmetleri, yaşam hakkının korunması açısından son derece önemli olan bir kamu hizmetidir. İdare, yaşam hakkını korumak adına, acil yardım hizmetlerinin organizasyonunu yapmakla birlikte, hizmetten adil yararlanma hakkını da sağlamalıdır. Acil yardım hizmetlerinin kötüye kullanımı, hizmetin etkinliğini ve hızını etkileyen en önemli faktörlerden biridir. İdarenin, sistemi kötüye kullanıma karşı tedbirler geliştirmesi gerekir. Bazen bu tedbirler günün koşullarına uygun geliştirilemediğinde, hak kayıplarına neden olabilir. Kamuoyunda ilgi çeken ve olumsuz bir örnek olarak karşımıza çıkan “2014 Van 112 Acil Çağrı Merkezi olayı”, sistemi kötüye kullanıma karşı geliştirilen bir filtreleme mekanizması nedeniyle, acil yardım hizmeti ulaştırılmayan küçük bir çocuğun hayatını kaybetmesi olarak karşımıza çıkmıştır. Çalışmada, acil yardım hizmetlerinden yararlanma hakkında idarenin sorumluluklarının, bu örnek olay üzerinden değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.