Pratik hayatta Peygamber`in sünnetine ihtiyacımız var

advertisement
1/2 ページ
Pratik hayatta Peygamber'in sünnetine ihtiyacımız var
CİHAN YENİLMEZ, YAKUP ÇETİN İSTANBUL
11/10/2010
Yeni Ümit ve Arapça yayımlanan Hira dergilerince düzenlenen
uluslararası sempozyum yapılan oturumlarla sona erdi. Suriyeli
ilim adamı Prof. Dr. M. Vehbe ez-Zuhaylî, Müslümanların
pratik hayatta Peygamber Efendimiz'in (sas) sünnetine ihtiyacı
olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Said Ramazan el Buti ise
cehaletten kaynaklanan ihtilafları kabul etmenin mümkün
olmadığının altını çizdi.
Yeni Ümit ve Hira dergilerinin düzenlediği ve İslam dünyasının
önemli ilim adamlarını bir araya getiren Peygamber Yolu Uluslararası Sempozyumu dün yapılan
oturumlarla sona erdi. Fırat Kültür Merkezi'nde düzenlenen sempozyumda iki gün boyunca ilim ve
fikir adamları, Peygamber Efendimiz'in (sas) farklı din ve kültürdeki insanlarla münasebetini, tevhid
inancını, Kur'an-sünnet bütünlüğünü, Ehl-i Beyt sevgisi ile kadın-erkek ilişkilerinde nikahın yeri ve
önemini ve fert-devlet ilişkileri gibi konuları ele aldı. Sempozyumun ikinci günü Suriyeli ilim
adamları Prof. Said Ramazan el Buti ve Prof. Vehbe ez Zuhayli'nin konuşmalarıyla başladı.
Sempozyumu ümmete bir çağrı olarak niteleyen Zuhayli, "Bu tür çalışmalar ve sunulan tebliğler
İslam dünyasına ikaz oluyor, bazı şeyleri tekrar hatırlatmış oluyor." dedi. Sempozyumun son
gününde Suriyeli alimler Prof. Said Ramazan el Buti, Prof. Vehbe ez Zuhayli ile Prof. Dr. Hamdi
Döndüren, Ali Bulaç, Prof. Dr. Cafer Sadık Yaran, Prof. Dr. Abdulhakim Yüce söz aldı.
Prof. M. Vehbe ez Zuhayli, "Sempozyumu düzenleyenlerin amacı sünneti ve Kur'an'ı hayatımıza
esas kılmak. Bunun için çalışıyorlar. Bunlar burada olduğu gibi dünyanın dört bir yanına da
sesleniyorlar: İslam kalplerde sabittir, sarsılamaz. Medeniyet, tarih, kültür ve yeryüzü hepsi şahittir
ki Anadolu İslam'ın toprağıdır, başka bir seçenek yoktur." diye konuştu. Sünnet-i seniye ile Kur'an
arasındaki bağı ele alan Zuhayli, bazı insanların sünneti kökünden sökmeye çalıştığını söyledi.
Sünnetin de Kur'an gibi Allah tarafından koruma altında olduğunu dile getiren Zuhayli, Kur'an'da 10
ayetin Efendimiz'in ameliyle amel etmeyi emrettiğini belirtti. Müslümanların pratik hayatta sünnete
ihtiyacı olduğunu kaydeden Zuhayli, "Sünneti inkar edenler dinin ayrıntısından sıyrılmak için bu tür
iddiaları ortaya atıyorlar." diye konuştu.
Prof. Dr. Said Ramazan el Buti ise sünnetin ehemmiyetine değindi. Alimlerin kendi arasında
Efendimiz'in sünnetine ittiba etmekte hemfikir olduklarını, bidatten kaçınmakta ihtilaf bulunmadığını
belirten el Buti, İslam'ın temel prensipleri dışındaki tartışmaların güzel ihtilaflar olduğunu vurguladı.
El Buti, "Ama cehaletten kaynaklanan ihtilafı kabul etmek çok zor. Alimler arasında ilmî delillere
dayanmayan şeyler söyleniyor. Mesela 'Peygamber Efendimiz'in yapmadığı her şey bidat' diyenler
var. Onlara göre; Peygamber Efendimiz'in giymediği elbiseler giyilemez, etmediği dualar edilemez,
namaz kılmadığı saatte namaz kılınamaz. Bunları nasıl kabul edebiliriz." diye konuştu. Bidatte ortak
paydanın dinde bulunmayan şeyi dine sokmamak olduğunu dile getiren Buti, günümüzde cahaletten
kaynaklanan sapmaların olduğunu aktardı.
MÜSLÜMAN, ASAYİŞİ BOZAN OLMAZ
Sempozyumda İslam Mezhepleri Tarihi Araştırmacısı Doç. Dr. İlyas Üzüm de Ehl-i Beyt sevgisi
konusunda tebliğ sundu. İslâm tarihinde en çok istismar edilen kavramlardan birisinin Ehl-i Beyt
olduğunu ifade eden Üzüm, Ehl-i Beyt'in ehemmiyetinin Kur'an ve hadislerle ortaya konduğunu
vurguladı. Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamza Aktan, Müslümanların devlet yapısı
içerisinde asayişi bozacak faaliyetler içerisinde yer almadıklarını anlattı. Mekke döneminde
http://www.zaman.com.tr/yazdir.do?haberno=1038564&title=pratik-hayatta-peygamb... 2010/10/18
2/2 ページ
Müslümanların müşrik çoğunluğun baskı ve işkencelerine maruz kaldığını hatırlatan Aktan,
"Müslümanlar bu dönemde öldürmeye kadar varan işkencelere tahammül ediyorlar, inançlarından
taviz vermiyorlardı. Hz. Rasulullah müşriklere karşı güç kullanmak bir yana onlar aleyhine beddua
etme talebini dahi kabul etmemiştir." şeklinde konuştu. "Diledikleri inanca sahip olmak ve
inançlarının gereğini yerine getirmek fertlerin devletten talep edebilecekleri tabii haklarıdır." diyen
Aktan, fertlerin de devlete karşı, toplumun huzur ve sükununu bozacak davranışlarda bulunmamaları
ve asayiş problemi çıkarmama yükümlülükleri olduğunu söyledi.
Zuhayli: Sünnet olmadan Kur'an tatbik olmaz
Dimeşk Üniversitesi Şeriat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Vehbe ez-Zuhayli, sempozyumun
ümmete bir çağrı olduğunu söyledi. Sempozyumun Türkiye'de olmasının önemine değinen Zuhayli,
"Çünkü Türkiye İslam dünyası için özel bir konuma sahip. Bu tür çalışmalar ve sunulan tebliğler
İslam dünyasına ikaz oluyor, bazı şeyleri tekrar hatırlatılmış oluyor." dedi. İslam'ın hoşgörü ve
diyalog dini olduğunu belirten Zuhayli şunları söyledi: "Peygamberimizin (sas) sünneti olmadan
Kur'an'ı tatbik mümkün değildir. Bizim derdimiz, İslam'a has merhameti bütün insanlığa nasıl
taşıyacağımız olmalıdır. Dünyada İslam'ın imajını bozmaya yönelik çalışmalar var. Bizim bu
çalışmalara karşı ciddi bir duruş sergilememiz lazım. Türkiye ve Suriye tek kalp gibidir. Son
dönemde iki ülke arasında gerçekleşen yakınlaşma çok önemli.
'Ekseninden kaymış düşünceler esasa geldi'
Fas Krallığı Alimler Akademisi Genel Direktörü Prof. Dr. Ahmed Abbadî, sempozyumda çok
önemli soruların gündeme getirildiğini söyledi. Abbadî, "Sempozyum boyunca Peygamber
Efendimiz'in (sas) ufkunun ne kadar geniş olduğunu gördük." dedi. Prof. Abbadî, sempozyumun,
ekseninden kaymış birçok düşünceyi esas noktasına getirdiğine dikkat çekti. Abbadî şunları söyledi:
"Ortaya konan görüşler duygusal değil, bilimseldi. Bu programın Türkiye'de olması tuhaf değil.
Türkiye öteden beri bu konularda öncülük yapmaktadır. Bu sancağı taşımaktadır. Bu toprakların
bereketi çok fazla. Türkiye bundan payını alıyor."
http://www.zaman.com.tr/yazdir.do?haberno=1038564&title=pratik-hayatta-peygamb... 2010/10/18
Download