C. Senatosu B : 35 görülmektedir. Ancak, bu hedefe, kamusal fon yeter­ sizlikleri nedeniyle ulaşılamazsa, bu takdirde Ege, Çukurova gibi tarımın makineleştirilmesi nedeniyle özellikle harman dönemlerinde üretimde çalıştırılan ücretli tarım işçilerine yeni güvenceler getirecek olan bu sınırlı kapsam genişletilmesine gitmek çok isa­ betli olacaktır. Çalışma Bakanlığının, işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerine ilişkin sorunlarına gelince : Bu alanda kanımızca en büyük açmaz, İş Yasası­ nın hükümlerinin küçük işyerlerinde katıksız biçim­ de uygulanabilmesi için, yeter derecede etkin, hare­ ketli, deney sahibi bir kadroya sahip olmamasıdır. iş denetim hizmetlerinin götürülmesi gereken işyeri sayısı 235 OOO'dir. Yurt düzeyinde ise, 450 iş müfet­ tişi vardır. İş güvenliğini ise, 2C5 müfettiş görmek­ tedir. Bu gereksinme sendikalaşmamış işçiler, bu arada kadın işçiler açısından kendini fazlasıyla duyurmak­ tadır. İş Yasasının hamile işçi kadınlarına halen ta­ nımış olduğu gebelik izin süresi, çoğu işyerinde ve­ rilmemekte, çocuk bekleyen kadın işçilere başka ne­ denlerle yol verilmektedir. Benzer şekilde 100 işçiden fazla işçi çalıştıran kurumlarda, işçi kadınlara ayrıl­ ması gereken emzirme odaları, kreşler de kurulma­ maktadır. 5 . 2 . 1979 O : 4 ce, çalışan nüfusun yoğun bulunduğu kent bölgele­ rinde sistematik biçimde kreş ve çocuk yuvalan aç­ makta Bakanlığın mutlaka bir önderlik rolü yüklen­ mesi gerekir. Ayrıca, Çalışma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlı­ ğı ile işbirliği yapmak suretiyle özel bir eğitim ve bil­ gi gerektiren kreş ve çocuk yuvaları personeli yetiş­ tirmek amacıyla yeni meslek okullarının kurulması­ na önayak olmalı, İş Yasasının, işçi kadınların sağlı­ ğı ile çocuklarının bakımına ilişkin hükümlerine et­ kin biçimde işlerlik kazandırmalıdır. Türkiye'de sanayi ve hizmetler sektörlerinde 635 bin kadının çalıştığı düşünülürse, buna ayrıca yurt dışında bulunan, bir kısmının aile başkanı olarak kocalarını ve çocuklarını yanına getirttikleri 185 bin kadar işçi kadında eklenince, toplam 820 bin Türk işçi kadınını oluşturan bir topluluk çıkıyor karşımı­ za. Bunların çalışma, sağlık, çocuk bakımı, meslek içi eğitim, çalışma hakları, aile yönetimi gibi çok yönlü sorunlarının bulunduğu doğaldır. Bu sorunlar arasında, özellikle işçi kadınlarının beslenme yeter­ sizlikleri, sağlık durumları, çocuk bakımı, aile yöne­ tim sorunlarının ancak uzmanlaşmış kadın iş müfet­ tişleri ve yöneticiler tarafından doyurucu şekilde de­ ğerlendirilebilir. Bu nedenle kanımızca, Çalışma Ba­ kanlığında mutlak olarak sanayi ve hizmetler kesi­ mindeki işçi kadınlarına özgü bir «Kadın Bürosu» nun kurulması gerekmektedir. Çalışma Bakanlığının öngördüğü doğum öncesi 6, doğum sonrası 6 hafta olmak üzere toplam 12 Çalışma Bakanlığının bir diğer Önemli hizmet ala­ haftalık izin de kanımızca çok yetersizdir. Bunun nı, 1960'dan bu yana güncel sorunları gittikçe arlan başlıca nedeni, ülkemizde süt çocuklarının güvenle yurt dışındaki işçilerimizdir. Halen yurt dışında 700 bırakılabileceği kreş ve çocuk yuvalarının son dere­ bini aşkın Türk işçisi yalnız Batı Avrupa'da bulun­ ce az olmasıdır. Endüstrileşmiş ülkelerde ulusal eko­ maktadır. Bunlar aile bireyleriyle birlikte 1,5 milyo­ nomiye üretim yolundan katkıda bulunmak üzere ça­ nu aşkın bir Türk vatandaşlar topluluğu oluşturuyor. lışan kadınların çocuklarına özgü olarak kurulan, Arap ülkelerinde ise, yani Ortadoğu'da son yıllarda genellikle kamu yönetimiyle yerel yönetim kurumla­ 50 bini aşkın ikinci bir Türk işçi topluluğu ortaya rının paylaşarak yönettikleri kreş ve çocuk yuvaları, çıkmış bulunuyor. Türkiye'de büyük çoğunlukla özel teşebbüse terke­ dilmiş durumdadır. Bu tür müesseseler, Devlet eliy­ Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında ilk defa iş­ le kurulup, yetenekli yöneticilere emanet edildiği gücü fazlalığının ihracı fikri Plana dahil edildiği za­ yerlerde bunlardan yararlanan aileler, gecekondu böl­ man, gerekçe olarak, endüstri alanında yeni bilgiler gelerinde oturup ev hizmetleri, ya da geçici nitelikte kazanmak amacıyla 1 yıl süreyle dışarıya işçi gön­ olan işlerde çalışan analar yerine «Sürekli bir iş ak­ dermekti, yani endüstri stajyeri göndermekti ve bu dine sahip olduğunu belgeleyebilen serbest meslek dönemde devlet eliyle ve ikili anlaşmalara dayana­ sahibi yüksek gelirli analarla bürokrasinin çeşitli ke­ rak gerçekleştirilen bu işgücü ihracatının hangi bo­ simlerinde bulunan memur kadınlarıdır.» Yani kreş yutlara ulaşacağı ve Türkiye'ye neler kazandıracağı ve yuvalardan yararlanabilen anneler, yararlanma­ öngörülememişti. Başka bir deyimle, o zaman bu gi­ ması gereken, daha rahat durumda olan kesimdir. rişim, bir ulusal göç planı çerçevesinde ele alınma­ Bu tür kreş ve çocuk yuvalarında iltimas ve nüfus mıştı. Dolayısıyla yeni beceri ve bilgilerle donatılkullanımını sınırlandırmak amacıyla her şeyden ön­ , mış olarak kısa bir zaman sonra ülkesine döneceği — 377 —