047-52 kck hucreli dİsİ

advertisement
Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserli
Hastalarımızın Epidemiyolojik ve Klinik
Özellikleri
Şevket ÖZKAYA, Serhat FINDIK, Oğuz UZUN, Atilla Güven ATICI, Levent ERKAN
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, SAMSUN
ÖZET
Amaç: Bu çalışmada kliniğimizde küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) tanısı alan hastaların klinik ve epidemiyolojik özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlandı.
Gereç ve Yöntem: 1 Ocak 2003 ve 31 Aralık 2004 tarihleri arasında kliniğimizde histopatolojik olarak KHDAK tanısı alan
hastalar ardışık olarak toplanarak çalışma grubunu oluşturdular. Demografik özellikleri, sigara alışkanlıkları, klinik belirti ve
bulguları, tanısal yöntemler, histopatolojik olarak KHDAK alt tip dağılımları not edildi. Hastaların tümüne evreleme tetkiklerinin (toraks, üst batın ve kranial bilgisayarlı tomografileri, tüm vücut statik kemik sintigrafisi ve fiberoptik bronkoskopi)
yapılması hedeflendi. Elde edilen veriler SPSS 10.0 (SPSS Inc.,Chicago, IL, USA) programında değerlendirildi.
Sonuçlar: Kliniğimizde 1 Ocak 2003 ile 31 Aralık 2004 tarihleri arasında 189 hasta KHDAK tanısı aldı. Hastaların ortalama yaşları 60.6 ± 9.1 yıl ve erkek/kadın oranı 20/1 idi. Hastaların %76.2’si 20 paket-yıl ve üzerinde sigara içicisi idi. Meslek grupları arasında %31.7 ile ilk sırada çiftçi grubu yer alıyordu. En sık semptom %64.5 ile öksürük idi. En sık tanı yöntemi %71.4 ile bronkoskopi idi. En sık görülen histopatolojik alt tip %70.4 ile epidermoid karsinom idi. Hastaların %91’i
tanı anında ileri evrede (3B ve 4) olup, en sık metastaz yeri %39.5 ile kemik idi.
Yorum: Çalışmamızdaki hastaların yaş durumları ile sigara içme alışkanlıkları uluslararası kaynaklarda bildirilenler ile benzerlik gösterirken erkek/kadın oranı ile epidermoid karsinom ve ileri evre hastaların yüzdeleri belirgin olarak daha yüksektir.
ANAHTAR KELİMELER: Küçük hücreli dışı akciğer kanseri, demografik özellikler, histopatoloji, evreleme
Geliş tarihi: 13 Ekim 2007
Düzeltme sonrası kabul tarihi: 29 Mart 2007
SUMMARY
EPIDEMIOLOGIC AND CLINICAL FEATURES OF NON-SMALL CELL LUNG CANCER CASES
Aim: We aimed to evaluate the epidemiologic and clinical features of non-small cell lung cancer (NSCLC) cases of our clinic.
Material and Methods: The patients who were diagnosed as NSCLC in our clinic between 1 January 2003 and 31 December 2004 were enrolled consecutively and comprised the study group. Demographic features, smoking status, and clinical features, diagnostic modalities, and distribution of histopathologic main types of NSCLC were noted. Staging procedures including computerized tomographies of thorax, upper abdomen and cranium, bone scintigraphy and fiberoptic bronchoscopy
were planned to perform for the patients. Results were evaluated on SPSS 10.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, USA) programme.
Results: Hundred eighty nine patients were diagnosed as NSCLC in our clinic between 1 January 2003 and 31 December 2004. Mean age of the patients was 60.6 ± 9.1 years and male/female ratio was 20/1. 76.2% of the patients were
current smokers with more than 20 pack years. Farmers were the commonest occupation with 31.7%. The most com-
Solunum Hastalıkları 2007; 18: 47-52
47
Özkaya Ş, Fındık S, Uzun O, Atıcı AG, Erkan L.
mon symptom was cough (64.5%) and the most frequent diagnostic modality was fiberoptic bronchoscopy (71.4%).
Histopathologic examination revealed that epidermoid carcinoma was at the first rank with 70.4%. At the time of the diagnosis 91% of the patients were belong to the advanced stages (3B and 4), and bone was the most frequent metastatic site with 39.5%.
Conclusion: Although values of age and smoking status of our patients were similar to the studies in the literature, male/female ratio, percentage of epidermoid carcinoma and percentages of stage 3B and 4 were strikingly higher.
KEY WORDS: Non-small cell lung cancer, demographic features, histopathology, staging
Received: October 13, 2007
GİRİŞ
Akciğer kanseri 19. yüzyılda nadirken, 20. yüzyıl
boyunca dramatik şekilde artış gösterdi. Yirminci
yüzyılın sonunda ise tüm dünyada, en önde gelen
önlenebilir ölüm nedenlerinden biri durumuna geldi (1). Yirmi birinci yüzyılın başlarında da bu artış
devam etmektedir.
Ülkemiz istatistikleri her ne kadar çok güvenilir olmasa da Sağlık Bakanlığı’nın 1999 yılı verilerine göre, en sık görülen kanserler arasında akciğer kanseri erkeklerde %29.4 ile birinci sırada yer alırken, kadınlarda %4.07 ile altıncı sırada yer almaktadır. Türkiye’de yıllara göre üretilen ve kişi başına tüketilen
sigara miktarının sürekli artmakta olması akciğer
kanserinin insidans ve mortalite oranlarının artacağının ve yakın gelecekte de önemli bir problem olmaya devam edeceğinin bir göstergesidir (2).
Ülkemizde akciğer kanserli hastaların demografik ve
klinik özelliklerini yansıtan, geniş sayılar içeren
gruplar halinde incelendiği sınırlı sayıda çalışma
vardır. Bu nedenle akciğer kanserinin büyük bölümünü oluşturan küçük hücreli dışı akciğer kanseri
(KHDAK) tanısı alan hastalarımızın klinik ve epidemiyolojik özelliklerini ortaya koymayı amaç edindik (3).
GEREÇ ve YÖNTEM
1 Ocak 2003 ve 31 Aralık 2004 tarihleri arasında
kliniğimizde KHDAK tanısı alan hastalar prospektif
olarak çalışmaya alındı.
Hastaların anamnezleri kendilerinden, uyum sağlanamayanlarda ise birinci derece yakınlarından alındı. Hastaların yaş, cinsiyet, meslek durumları, sigara içme alışkanlıkları, şikayetleri, öz ve soygeçmişleri, fizik muayene sırasında tespit edilen bulgular not
edildi. Sigara içme alışkanlıkları; aktif içici “smoker”
(halen sigara içmekte olan), eski içici “ex-smoker”
(önceden sigara içen ancak bırakmış olan), pasif
içici “passive smoker” (iş ortamında ve/veya ev or-
48
Accepted after revision: March 29, 2007
tamında sigara dumanına maruz kalan) ve hiç içmemiş “nonsmoker” (ne pasif içici, ne eski içici, ne
de aktif içici) olarak sınıflandırıldı. İlk başvurularında bakılan laboratuvar incelemeleri (tam kan sayımı, eritrosit sedimentasyon hızı, tam kan biyokimya) hasta bilgi ve takip formuna kaydedildi. Akciğer
grafisi, toraks bilgisayarlı tomografisi (BT), batın
BT’si, batın ultrasonografisi (USG), beyin BT ve kemik sintigrafisi gibi görüntüleme yöntemlerine ait
bilgiler değerlendirilerek Dünya Sağlık Örgütü
(DSÖ), TNM sınıflandırmasına göre evrelendirmeleri
yapıldı (4). Hastaların performans status (PS)’ları “Eastern Cooperative Oncology Group (ECOG)” kriterlerine göre belirlendi (0; normal aktiviteye sahip olanlar,
1; hastalık semptomları var, fakat yürüyebiliyor ve günlük aktivitelerini yapabiliyor, 2; zamanının %50’sinden
fazlasında yatak dışında; bazen yardıma gereksinim
duyuyor, 3; zamanının %50’sinden fazlasında yatakta;
birisinin bakımına ihtiyaç duyuyor, 4; tamamen yatağa bağlı; hospitalizasyon gerekebilir) (5).
Bu çalışmada elde edilen veriler SPSS 10.0 (SPSS
Inc., Chicago, IL, USA) programında değerlendirildi.
SONUÇLAR
1 Ocak 2003 ve 31 Aralık 2004 tarihleri arasında
göğüs hastalıkları kliniğimizde KHDAK tanısı alan
toplam 189 hasta çalışma grubunu oluşturdu.
Hastaların demografik özellikleri, yıllara göre dağılımı ve sigara içme durumları Tablo 1’de verilmiştir.
Hastaların ortalama yaşları 60.6 ± 9.1 yıl idi. En sık
yaş grubu ise 56-65 idi. Hastaların erkek/kadın oranı 20/1 idi. Hastaların %76.2’si 20 paket-yıl ve üzerinde sigara içicisi idi. Meslek grupları arasında
%31.7 ile ilk sırada çiftçi grubu yer alıyordu.
Hastaların semptom ve performans durumları Tablo 2’de verilmiştir. En sık semptom %64.5 ile öksürük idi. Hastalarımızın %78.4’ü PS 2 ve altındaydı.
Hastalığa ait özelikler Tablo 3’te verilmiştir. En sık
Solunum Hastalıkları 2007; 18: 47-52
Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserli Hastalarımızın Epidemiyolojik ve Klinik Özellikleri
Tablo 1. Hastaların demografik özellikleri.
Özellik
n
%
Tablo 2. Hastaların semptom ve performans dağılımı.
189
Özellik
2003 yılı
98
51.9
Semptom
2004 yılı
91
48.1
Toplam hasta
Cinsiyet
n
%
Öksürük
122
64.5
Nefes darlığı
85
45.0
38.0
Kadın
9
4.8
Konstitüsyonel semptomlar* 72
Erkek
180
95.2
Hemoptizi
66
34.9
Balgam
63
33.3
1.1
Göğüs ağrısı
47
24.8
36
19.0
Yaş ortalaması (yıl)
60.6 ± 9.1
35 yaş
2
36-45 yaş
11
5.8
Kas-iskelet sistemi ağrısı
46-55 yaş
43
22.8
Ses kısıklığı
18
9.5
SSS semptomları**
13
6.8
56-65 yaş
87
46.0
66-75 yaş
29
15.3
> 75 yaş
17
9.0
0
40
21.2
1
68
36.0
3.2
2
40
21.2
23
12.1
18
9.5
Sigara durumları
İçmeyen
6
Performans durumları (ECOG)***
Pasif içici
2
1.1
3
Eski içici
21
11.1
4
Aktif içici
160
84.7
* Konstitüsyonel semptomlar: Kilo kaybı, halsizlik, iştahsızlık,
< 10 paket/yıl
2
1.1
** Santral sinir sistemi semptomları: Baş ağrısı, baş dön-
10-20 paket/yıl
14
7.4
mesi, görme kaybı, denge kaybı, bayılma,
> 20 paket/yıl
144
76.2
Çiftçi
60
31.7
İşçi
45
23.8
*** ECOG: Eastern Cooperative Oncology Group.
Meslek durumları
Memur
33
17.5
Esnaf
20
10.6
Şoför
19
10.1
Diğer
12
6.3
tanı koyma yöntemi %71.4 ile bronkoskopiydi. En
sık histolojik tip ise %70.4 ile epidermoid karsinomdu. Hastaların %91’i tanı anında ileri evredeydi (3B ve 4). Metastatik hastalıkta en sık metastaz
yeri %39.5 ile kemikti.
TARTIŞMA
Akciğer kanseri 1930’lu yıllardan sonra hızla artarak 20. yüzyılın ortalarında tüm dünyada, erkekler
arasında en sık görülen ve ölüme neden olan kanser türü oldu (6,7). Kadınlar arasında da 1960’lı yıllardan günümüze kadar sürekli artış göstererek bazı ülkelerde kansere bağlı ölümlerin en sık nedeni
haline geldi (6). Tüm dünyada kadınlar arasında in-
Solunum Hastalıkları 2007; 18: 47-52
sidans halen artmaktadır (8). Akciğer kanseri Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nde erkeklerde 1950 yılından beri en sık ölüme yol açan kanser iken kadınlarda da 1986 yılından sonra meme kanserini geçerek ilk sıraya yükselmiştir (9). ABD’de 2002 yılında
169.400 kişinin (%53.25’i erkek, %46.75’i kadın)
akciğer kanseri tanısı aldığı bildirilmiştir (10).
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Dairesinin
verilerine göre akciğer kanserleri 1999 yılında tüm
kanserler içinde ilk sırada yer almaktadır. Erkeklerde
%29.38 ile birinci, kadınlarda %4.07 ile altıncı sıradadır.
Çalışmamızda 180 hasta erkek (%95.2), 9 hasta
kadın (%4.8) idi. Hastaların erkek/kadın oranı 20/1
idi. 1 Ocak 2001–31 Aralık 2002 tarihleri arasında
kliniğimizde prospektif olarak yapılan bir çalışmada
toplam 227 hastanın %94’ü erkek, %6’sı kadın
olup, erkek/kadın oranı 15/1 olarak hesaplandı (11).
Yine kliniğimizde 761 hastayı içeren retrospektif
olarak yapılan bir çalışmada 1 Ocak 1988–1 Ocak
1999 tarihleri arasında bu oran 8.9/1 olarak bulunmuştur (12). Konuyla ilgili ülkemiz kaynaklarına
göz attığımızda: Yılmaz ve arkadaşlarının İstanbul’da yaptıkları çalışmada primer akciğer kanserli
49
Özkaya Ş, Fındık S, Uzun O, Atıcı AG, Erkan L.
Tablo 3. Evreleme tetkikleri sonuçları ve
histopatolojik dağılım.
Özellik
n
%
Tanı yöntemleri
Bronkoskopi
135
71.4
TTİB*
37
19.6
Torakotomi
2
1.1
Plevra biyopsisi
3
1.6
Diğer**
12
6.3
Epidermoid karsinom
133
70.4
Adenokarsinom
39
20.6
Bronkoalveoler karsinom
1
0.5
Tiplendirilemeyen KHDAK*** 16
8.5
Histolojik tipler
Evre
1A
2
1.1
1B
1
0.5
2A
2
1.1
2B
7
3.7
3A
5
2.6
3B
91
48.1
4
81
42.9
Kemik
32
39.5
Beyin
22
27.1
Karaciğer
14
17.2
Akciğer (farklı lob, karşı akciğer) 12
14.8
Adrenal
12.3
Metastaz yerleri
10
* TTİB: Transtorasik iğne biyopsisi (histopatolojik değerlendirme),
** Diğer: Mediastinoskopi, video yardımlı torakoskobik cerrahi, periferik lenf nodu biyopsisi, transbronşiyal “WANG”
iğne aspirasyonu, metastaz biyopsileri (beyin, kemik),
*** KHDAK: Küçük hücreli dışı akciğer kanseri.
3211 hastanın 221’i kadındı. Erkek/kadın oranı
13.5/1 idi (13). Ernam ve arkadaşlarının Ankara’da
yaptıkları değerlendirmede 571 akciğer kanserli
hastada bu oran 15.3/1, yine Ankara’da Yurdakul
ve arkadaşlarının 2216 akciğer kanser hastasıyla
yaptıkları çalışmada ise oran 8.9/1 ve Kanmaz ve
arkadaşlarının İstanbul’da yaptıkları çalışmada
13/1 olarak bulunmuştur (14-16).
Akciğer kanserli hastalarımızın ortalama yaşı 60.6 ±
9.1 yıl olup, çoğu (%46.0) 56-65 yaş grubunda yer
almaktadır. Kliniğimizde yapılan daha önceki çalışmada da akciğer kanserli hastaların yarıya yakını
50
(%43.9) 56–65 yaş grubunda yer almaktaydı (12).
Ernam ve arkadaşlarının çalışmasında hastaların
%13.4’ü 45 yaş ve altında, %60.1’i 46-65 yaş grubunda, %26.4’ü 66 ve daha üzeri yaş grubunda yer
aldıkları saptanmıştır (14). Yurdakul ve arkadaşlarının
yaptığı çalışmada tüm hastaların yaş ortalaması 57.3
± 10.9 yıl olup, en sık 50-70 yaşlarında görüldüğü
tespit edilmiştir (15). Yılmaz ve arkadaşlarının İstanbul’da yaptıkları çalışmada 1998 yılında tanı konan
1287 akciğer kanserli hastanın yaş ortalaması 57.9 ±
10.2 yıldır. Bunların %49.5’i 40-60, %43.5’i 61 ve
üzeri yaş grubunu meydana getirmektedir (17).
Meslek grupları incelendiğinde, çiftçi %31.7, işçi
%23.8, memur %17.5, esnaf %10.6, şoför %10.1,
diğer meslek grupları ise %6.3 idi. Kliniğimizde yapılan bir önceki çalışmada bu oranlar çiftçi %30.4,
işçi %27.8, memur %16.7, esnaf %14.5 ve şoför
%5.3 idi (11). Yılmaz ve arkadaşlarının yaptığı sigara içen akciğer kanserli hastalarda yapılan çalışmada ilk sıralarda yer alan meslek gruplarını %15.4 ile
çiftçi, %12 ile şoför oluşturuyordu (13). Bölgemizin özellikle tarım bölgesi olması dolayısıyla bütün
hastalarımızın önemli bir bölümünü çiftçiler oluşturmaktadır. Bu nedenle çiftçiler akciğer kanserinde de birinci sırada yer almaktadır.
Hastaların semptomları incelendiğinde en sık
semptom %64.5 ile öksürük idi. Nefes darlığı
%45.0, konstitüsyonel semptomlar %38.0, hemoptizi %34.9, balgam %33.3, göğüs ağrısı %24.8,
kas-iskelet sistemi ağrısı %19.0, ses kısıklığı %9.5,
santral sinir sistemi semptomları %6.8 idi. Öksürük
bizim çalışmamızda olduğu gibi, tüm çalışmalarda
en sık görülen belirtidir. Kliniğimizde yapılan iki çalışmada da sırası ile %78 ve %74.6 ile en sık semptom öksürük idi (11,12). Hyde ve arkadaşlarının iki
bin akciğer kanserli hastada yaptıkları çalışmada en
sık görülen semptomlar %74 ile öksürük, %68 ile
kilo kaybı, %58 ile nefes darlığı, %49 ile göğüs ağrısı ve %29 ile hemoptizi idi (18). Beackles ve arkadaşlarının bu konuda yapılan çalışmaları derledikleri makalede öksürük %8-75, kilo kaybı %0-68,
dispne %3-60, göğüs ağrısı %20-49, hemoptizi
%6-35, kemik ağrısı %6-25, rekürren larengeal sinir tutulumu da %2-18 olarak rapor edilmiştir (19).
Çalışmamızda hastaların performans değerlendirmesi ECOG sınıflamasına göre yapıldı. Buna göre
hastaların PS sonuçları; %21.2’si 2, %36.0’sı 1,
%21.2’si 0, %12.1’i 3 ve %9.5’i 4’tür.
KHDAK Evre 3B ve 4 hastalarda tedavi protokollerinin
karşılaştırıldığı bir çalışmada hastaların performans
Solunum Hastalıkları 2007; 18: 47-52
Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserli Hastalarımızın Epidemiyolojik ve Klinik Özellikleri
değerleri; %64’ü 1, %30’u 0, %6’sı 2 olarak tespit
edilmiştir (20). Ülkemizden Öztuna ve arkadaşlarının
Trabzon’da yaptıkları çalışmada tüm olguların
%88.4’ünün performans durumunun 0-2 arasında
olduğu, %11.6'sının ise 3-4 olduğu saptanmıştır (21).
Tanı yöntemlerine bakıldığında, olguların %71.4
(Tablo 3)’üne bronkoskobik yöntemlerle, %19.6’sına
transtorasik iğne biyopsisi (TTİB), %1.1’ine torakotomi, %1.6’sına plevra biyopsisi, %6.3’üne ise diğer tanı yöntemleri [mediastinoskopi, video yardımlı torakoskobik cerrahi (VATS) ,periferik lenf nodu biyopsisi,
transbronşiyal “WANG” iğne aspirasyonu, beyin ve
kemik gibi uzak metastazlardan yapılan biyopsiler] ile
tanı konulmuştur. Bu sonuçlar, akciğer kanseri tanısında kaynaklarda belirtildiği gibi kliniğimizde de
bronkoskobik tanı yöntemlerinin ön planda olduğunu göstermektedir. TTİB, fiberoptik bronkoskopi
(FOB)’den sonra gelen önemli bir tanı yöntemidir.
2001-2003 yılında kliniğimizde tanı alan 227 akciğer kanserli hastaların %79’una bronkoskopi,
%14’üne TTİB , %3’üne VATS, %2’sine plevra biyopsisi ile tanı konmuştu (11).
Kliniğimizde daha önce yapılan çalışmada olguların %82.8’ine bronkoskobik yöntemlerle (%79.4
bronkoskobik forseps biyopsi, %2.8 transbronşiyal
iğne aspirasyonu, %0.53 transbronşiyal iğne biyopsi), %10.6’sına TTİB, %2.7’sine plevra biyopsisi
ile tanı konulmuştur (12).
Ernam ve arkadaşlarının Ankara’da 571 akciğer
kanserli hasta ile yaptıkları çalışmada hastaların
%69.9’una bronkoskobik biyopsi, %14.2’sine TTİB,
%2.6’sına plevra biyopsisi, %2.1’ine torakotomi,
%1’ine mediastinostomi ile tanı konulmuştur (14).
Ankara’dan Yurdakul ve arkadaşlarının 2216 hasta
ile yaptıkları çalışmada olguların %71.5’ine bronkoskobik yöntem, %8.6’sına TTİB, %0.4’üne balgam sitolojisi, %19.5’ine ise cerrahi müdahalelerle
tanı konulmuştur (15). Bronkoskobik biyopsilerle
tanı oranlarımız yüksektir. Ülkemizdeki çoğu merkez gibi, özel sitopatolog bulunmayan hastanemizde, balgam sitolojisi ve/veya bronş lavajı gibi noninvaziv yöntemlerden yeteri kadar yararlanamamaktayız. Zaman kaybını da önlemek amacıyla
hastalara en sık uyguladığımız tanı yöntemi bronkoskobik biyopsilerdir. Bu nedenle tanıya ulaşmada
kullandığımız diğer yöntemler düşük görünmektedir.
Çalışmaya katılan hastaların %70.4’ü epidermoid
karsinom, %20.6’sı adenokarsinom, %0.5’i bron-
Solunum Hastalıkları 2007; 18: 47-52
koalveoler karsinom, %8.5’i ise tiplendirilemeyen
KHDAK tanısı almıştır. Kliniğimizde 2001 ve 2003
yılları arasında yapılan çalışmada KHDAK hastaların
%68’i epidermoid, %19’u adenokarsinom, %2’si
bronkoalveoler karsinom, %10’u tiplendirilemeyen
KHDAK olarak saptanmıştır (11).
Görüldüğü gibi ülkemizin diğer bölgelerinde yapılan çalışmalara göre bizim epidermoid karsinomlu
hasta sayımız biraz daha yüksek, adenokarsinom
sayımız ise daha azdır. Tiplendirilemeyen KHDAK’li
hasta oranımız da yüksektir. Bu gruptaki hastaların
çoğunluğu da adenokarsinom grubunda olabilir.
Çalışmamızın verileri yurt içi ve yurt dışı birçok çalışmayla uyumlu görülmektedir.
Evreleme sonuçlarına bakıldığında hastaların
%91’inin tanı anında ileri evrede (%48.1 Evre 3B,
%42.9 Evre 4) olduğu görüldü. Metastatik hastalıkta en sık metastaz yeri %39.5 ile kemik metastazı
birinci sırada idi.
Bu konudaki serilere bakıldığında, Evre 4 %40, Evre 3B %30, Evre 3A %15 olarak bildirilmektedir
(22,23). Hanagiri ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada preoperatif kemik sintigrafisi çekilen hastaların %42’sinde anormal tutulum saptanmış ancak
cerrahi sonrası uzun dönem takiplerinde bu grupta sadece %13 hastada kemik metastazı geliştiği
gözlenmiştir (24).
Ernam ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada
KHDAK’li hastaların %46’sı Evre 4, %27’si Evre 3B
olarak tespit edilmiştir. Metastaz yerleri ; %21.5 kemik, %9.4 karaciğer, %8.6 beyin, %8.6 sürrenal,
%4.6 karşı akciğer olarak belirtilmiştir (14). Halilçolar ve arkadaşlarının İzmir’de Evre 4 KHDAK’li hastalar üzerinde yaptıkları çalışmada %30 karşı akciğer, %26 kemik, %18 karaciğer metastazı tespit
edilmiştir (25). Öztuna ve arkadaşlarının Trabzon’da
yaptıkları çalışmada tüm olguların %84.9’u KHDAK
idi; bunların da %22.9’u Evre 4, %40.6'sı Evre 3B,
%22.4'ü Evre 3A, %4.2’si Evre 2 ve %9.9’u Evre 1
olarak değerlendirilmiştir (21).
Utkaner ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, hastaların %20.7’si operabl, %79.3’ü inoperabl olarak
değerlendirilmiştir. İnoperabl olguların %47.8’inde
akciğer dışı organ metastazları (%50 periferik lenf
bezleri, %27.3 kemik, %20.4 karaciğer, %2.3 adrenal) saptanmıştır (26). Metintaş ve arkadaşlarının
Eskişehir’de yaptığı çalışmada, Evre 4 KHDAK’li
hastalarda sıklık sırasıyla beyin, karaciğer ve kemik
metastazları saptanmıştır (27).
51
Özkaya Ş, Fındık S, Uzun O, Atıcı AG, Erkan L.
Görüldüğü gibi ülkemizde ve ülkemiz dışında yapılan çalışmalarda rakamlar değişse de ileri evre akciğer kanseri oranları çok fazladır. Evre 4 hastaların
metastaz yerleri değerlendirildiğinde bulgularımız
bildirilen değerlerin ortalarında yer almaktadır. Genellikle en sık görülen metastaz yerleri uyumlu görünmektedir.
Sonuç olarak, çalışmamızda akciğer kanseri gelişiminde sigaranın çok önemli rolünün olduğu, erkeklerde belirgin olarak çok daha fazla görüldüğü,
en sık görüldüğü yaş grubunun 56-65 olduğu, en
sık semptomun öksürük olduğu, epidermoid karsinom oranının gelişmiş ülkelerin aksine çok daha yüksek olduğu, FOB’nin akciğer kanserinde primer tanı
aracı olarak yer aldığı ve hastaların büyük bölümünün tanı anında ileri evrelerde olduğu saptanmıştır.
KAYNAKLAR
1. Rosen G. A history of public health. Baltimore, MD: The
Johns Hopkins University Press, 1993.
2. Corrao MA, Guindon GE, Cokkinies V, Sharma N. Building the evidence base for global tobacco control. Atlanta GA: American Cancer Society. 2000;78:884-90.
3. Alberts WM. Lung cancer. In: Alberts WM, Irwin RS, Niederman MS, eds. ACCP pulmonary board review. Illinois: American College of Chest Physicians, 2004;29-50.
4. World Health Organization. WHO Handbook for Reporting
Results of Cancer Treatment. Vol offset publication no. 40.
Geneva, Switzerland: World Health Organization; 1979.
5. Oken MM, Creech RH, Tormey DC, et al. Toxicity and
response criteria of The Eastern Cooperative Oncology
Group. Am J Clin Oncol 1982;5:649-55.
6. American Cancer Society. Cancer facts and figures,
1999. Atlanta, GA: American Cancer Society, 1999.
7. Coleman MP, Esteve J, Damiecki P, et al. Trends in cancer incidence and mortality. Lyon, France: International
Agency for Research on Cancer, 1993.
8. Parkin DM, Pisani P, Ferlay J. Global cancer statistics. CA
Cancer J Clin 1999;49:33-64.
9. Centers for Disease Control and Prevention: Mortality
trends for selected smoking-related cancers and breast
cancer: United States, 1950-1990.
10. White C, Bailar JC III. Retrospective and prospective methods of studying association in medicine. Am J Public
Health 1956;46:35-44.
13. Yılmaz A, Baran R, Bayramgürler B, et al. Lung cancer in
non-smokers. Turkish Respir J 2000;2:14-6.
14. Ernam D, Atalay F, Atikcan Ş. A retrospective evaluation of
571 lung carcinoma patients. Turkish Respir J 2003;4:67-9.
15. Yurdakul AS, Çalışır HC, Demirağ F ve ark. Akciğer kanserinin histolojik tiplerinin dağılımı. Toraks Dergisi
2002;3:59-65.
16. Kanmaz D, Bakan ND, Özkan G ve ark. Primer bronş
kanserinde hemoptizi ile tümörün histolojik tipi, bronkoskopik bulguları ve evresi arasındaki ilişki. Toraks Dergisi 2003;4:260-3.
17. Yılmaz A, Özvaran K, Unutmaz S ve ark. Akciğer kanserli olgularda tümör tipi dağılımı ve bazı epidemiyolojik
özellikler değişiyor mu? (1992-1998). Toraks Dergisi
2001;2:6-8.
18. Hyde L, Hyde CI. Clinical manifestations of lung cancer.
Chest 1974;65:299-306.
19. Beckles MA, Spiro SG, Colice GL, Rudd RM. Initial evaluation of the patient with lung cancer: Symptoms, signs,
laboratory tests, and paraneoplastic syndromes. Chest
2003;123 (Suppl 1):97-104.
20. Schiller JH, Harrington D, Belani CP, et al. Comparison of
four chemotherapy regimens for advanced non-smallcell lung cancer. N Engl J Med 2002;346:92-8.
21. Öztuna F, Özlü T, Bülbül Y. Akciğer kanserini hangi evrede yakalıyor ve nasıl tedavi ediyoruz? Tüberküloz ve Toraks 2003;51:152-6.
22. Kagan AR, Steckel RJ. Pulmonary mass in a smoker:
Preoperative imaging for staging of lung cancer. Am
J Roentgenol 1981;136:739-46.
23. Jett J, Feins R, Kvale PA, et al. Pretreatment evaluation of
non-small cell lung cancer. Am J Respir Crit Care Med
1997;156:320-32.
24. Hanagiri T, Kodate M, Nagashima A, et al. Bone metastasis after a resection of stage I and II primary lung cancer. Lung Cancer 2000;17:199-204.
25. Halilçolar H, Aksel M, Ertuğrul G ve ark. Metastatik küçük hücreli dışı akciğer kanserinde sisplatin–etoposid tedavisinin etkinliği. Toraks Dergisi 2001;2:13-7.
26. Utkaner G, Yılmaz U, Çelikten E ve ark. Primer akciğer
kanserli 116 kadın olgunun analizi. Solunum Hastalıkları
1996;7:1-9.
27. Metintaş M, Özdemir N, Ekici M ve ark. Bronş kanserli
olgularda akciğer dışı metastaz ile metastazla ilgili semptom, fizik muayene ve laboratuar bulgularının ilişkisi. Solunum Hastalıkları 1994;5:327-37.
Yazışma Adresi
11. Dirican A. Akciğer kanserli hastalarımızın retrospektif değerlendirilmesi [Tez]. Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi; 2004.
Serhat FINDIK
12. Atıcı AG, Erkan L, Fındık S ve ark. Küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastalarımızın klinik özellikleri. Tüberküloz
ve Toraks 2004;52:150-8.
Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi
55139 Kurupelit/SAMSUN
e-mail: serhatfindik1@yahoo.com
52
Solunum Hastalıkları 2007; 18: 47-52
Download