IX. ASIRDAN GÜNÜMÜZE EĞİTİM ÜZERİNE NOTLAR (İBN SAHNÛN VE ADÂBU’L-MUALLİMÎN ADLI KİTABI1) Cüneyt EREN• Asıl adı Abdusselâm b. Saîd Habîb Muhammed et-Tennuhî olup kısaca İbn Sahnûn olarak bilinir. Tunus’un Kayravân şehrinde 202/817 senesinde doğmuş, 256/869 senesinde de vefat etmiştir. İslam tarihindeki ilk eğitimcilerden kabul edilir. Maliki imamlarından tanınmış ilim erbâbı olan babası Sahnûn İbn Saîd b. Rebîa et-Tennûhî küçük yaşlarında oğlunun fıtrî zekasını anlamış, bizzat kendisi eğitimini üstlenmiştir. Öyle bir seviyeye ulaşmıştır ki, çocuk denilebilecek yaşlarında babasıyla ilmî konularda münazara ettiği bile rivayet edilir. Bazı kitaplarını babası henüz hayattayken telif etmiştir. Babasının vefatından sonra onun yerine geçmiş, ders okutmuş, o dönemde Kayravân şehri ilim tahsil etmek isteyen öğrenciler için ilim merkezi halini almıştır. İbn Sahnûn tefsir, fıkıh, hadis, kelâm, tarih, tabakat, siyer başta olmak üzere İslamî sahada iki yüze yakın eser telif etmiştir. Bunlardan başlıcaları şunlardır: Târihu’l-Meşâhir fi’l-Ulûmi’lİslâmiyye; Târihu Hayâti’n-Nebiyy ve Sahabetihi ve’d-Da’veti’lİslâmiyye; Kitâbu’t-Tarih (altı cilt); Tabakâtu’l-Ulemâ (yedi cilt); Tefsîru’l-Muvattâ’ (dört cilt); Mesâilu’l-Cihâd (yirmi cilt); Kitâbu’lEşribe (üç cilt); Kitâbu’l-İmâme (bu kitap Bağdât’a ulaştığından altınla yazılarak Halife’ye hediye edilmiştir.) İbn Sahnûn elli dört yaşında vefat etmiştir. Cenaze namazını ülkenin emiri İbrahim b. Ahmed b. el-Eglab bizzat kendisi kıldırmıştır. 1 • Geniş bilgi için bkn. Bakkal Ali, T.D.V. İslam Ansiklopedisi, İbn Sahnûn Mad; Usûlu’t-Terbiyei’l-İslâmiyye, el-Muhtar, Nil Eğitim Merkezi Ders Kitabı, Mısır; http://www.mutasyon.net/kultur/kultur/akademi/default13.asp. Yrd. Doç. Dr. Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi 316 Cüneyt EREN Adâbu’l-Muallimîn kitabı Orijinal nüshası on bölümden oluşan altı varaktan oluşan bu eser dokuzuncu yüzyılın başlarında kaleme almıştır. Tunus’ta Dâru’l-Kutubi’l-Vataniyye’de kayıtlıdır. 1969 yılında Cezâir’de Dr. Mahmûd Abdu’l-Mevlâ tarafından tahkikli olarak yayımlanmıştır. Kitap İslam eğitimi sahasında yazılmış ilk meşhur eser olarak tarihe düşmüştür. Ele aldığı bakir konular günümüzde bile tartışılmakta olan oldukça önem arzeden hususlardır. İbn Sahnûn eserinde İslam dininin eğitim adına öngördüğü esasları konu eder. Bu çerçeveden olmak üzere Fahr-i Kainat Efendimizin bu konuda rivayet edilmiş hadisleri, sahabe-i kirâmın mübarek sözlerini nakleder. Kitap, Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s) döneminden başlamak üzere Hulefâ-i Râşidîn dönemi ve İbn Sahnûn’un yaşadığı dönem olan Emevî dönemi eğitim durumuna ışık tutması adına oldukça önemli tarihi bir vesika kabul edilmektedir. Kitapta genel olarak İslam dininde eğitimin gayesi, metotları, öğretmen ve öğrencinin sahip olması gereken vasıfları ve birbirlerine karşı sorumlulukları olmak üzere günümüze ışık tutan değerli bilgiler işlenmektedir. İbn Sahnûn’a göre Kur’ân öğrenimi öğrenilmesi gereken ilimlerin başında gelir. Dolayısıyla eser Kur’ân’ın öğrenilmesi ve öğretilmesinin fazileti ile ilgili Hz. Osman (r.a) kanalıyla rivayet edilen Efendimiz (s.a.s)’in ‘Sizin en hayırlınız Kur’ân’ı öğrenen ve öğretendir’ hadisi ile başlar. Ayrıca Kur’ân’ın çok küçük yaşlarda öğrenilmesi gerektiğine işaret eder. Bu yaşlarda öğrenimin daha kolay ve daha hızlı olduğunu zikreder. Konuyla ilgili Ebû Hüreyre (r.a) kanalıyla rivayet ettiği bir başka hadiste Efendimiz (s.a.s)’in ‘Küçük yaşta öğrenilen Kur’ân’ın çocuğun et ve kanıyla karıştığını’ belirtir. Daha sonra eğitim ve öğretim için bir hocanın mevcudiyetinin gerekliliğinden bahseder. Aksi takdirde ilim ve beşeri kültürün yok olacağını hatırlatır. Ona göre öğretmenin en belirgin vasfı terbiye edici olmasıdır. İbn Sahnûn, öğretim mesleğinin karşılığında hocanın rızkının sağlanması adına ücret almasının caiz olduğunu söyler. Konuyla ilgili İbn Cureyc’ten rivayet ettiği bir haberde İbn Cureyc’in Atâ’ya ‘Kur’ân öğretimi konusunda ücret alabilir miyim, bu hususu hoş Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, VI (2006), sayı: 3 Book Review /Kitap Tanıtım 317 karşılamayan birini biliyor musun?’ diye sorduğunu, onun da ‘hayır, bilmiyorum’ dediğini nakleder. Ancak ona göre öğretim ahlakî bir olgudur, alınan ücret ise öğretmenlik mesleğinin değerine tekabül edebilecek bir ücret olmayıp sadece maişet içindir. İbn Sahnûn’a göre öğretmenin bir tek mesleği olmalı, bütün meşguliyetini eğitim ve öğretime vermelidir. Öğretmenlik dışında başka bir meslekle iştigal etmesi doğru değildir. Mesleğinde yeterli olmayan öğretmenin vazifesine son verilmesi gerektiğini söyler. Ona göre öğretmen mesleğini, bazı özel durumlar dışında, aracı olmaksızın bizzat kendisi ifa etmelidir. Onların arasına oturmalı, öğretim esnasında te’lif gibi başka şeylerle ilgilenmemelidir. Hatta öğretmen öğrenim sırasında hasta ziyareti, cenaze teşyii gibi münasebetlere bile katılmamalıdır. Bu öğrencilere öğrenimin ehemmiyetini yansıtma adına çok önemlidir. Eserde incelenen önemli bir diğer husus da öğretmenin öğrencilerine karşı eşit muamele yapması hususudur. Öğretmen, zengin çocukları ile fakir çocukların öğretimi sırasında çocuk psikolojisi gereği hepsine eşit davranmalıdır. Kitapta cezalandırma konusu da işlenir. Ona göre öğrencinin menfaati gereği, başına ve yüzüne vurulmama ve özellikle üç darbeyi geçmemek kaydıyla dövülmesinin caiz olduğunu söyler. Burada maksad çocuğu terbiye etmek olup, çocuğa bu cezalandırmanın neden yapıldığının bildirilmesi gerektiğini söyler. Yemekten men gibi bir cezayı caiz görmez. Ancak İbn Sahnûn’un konunun hassasiyetini ifade adına çocuğun eğitim için dövülmesinin cevazlılığını çocuğun Kur’ân’ı ezberlememesi ve kötü ahlak üzere olması gibi belirli kayıtlarla sınırlar. Ancak çocuğun Kur’ân’ı ezberlememesi durumunda dövülmesinin çocuğun Kur’ân’dan soğumasına yol açmayacak şekilde bu cezanın onun menfeati için olması kaydını zikreder. Konuyla ilgili İbn Abbas (r.a) kanalıyla rivayet ettiği bir hadiste Efendimiz (s.a.s)’in ‘Ümmetimin en kötüleri yetime karşı son derece merhametsiz ve zavallı korumasız durumda olanlara karşı da katı olan, çocuk öğretmenleridir.’ hadisini nakleder. İbn Sahnûn eserinde öğrenilecek ilmi kısımlara ayırır. Ona göre çocuğun öğrenmesi farz, mustehab ve câiz olan ilimler vardır. Bazı ilimleri öğrenmek ise mekruhtur. Bu kabilden olmak Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, VI (2006), sayı: 3 318 Cüneyt EREN üzere Kur’ân öğrenimi dışında matematik, şiir, Arap dili grameri, güzel okuma, hat ve hitabet öğrenilmesi gereken hususlardır. Öğretmenin önemine binaen öğrencisine namaz kılmalarını emretmesi gerektiğini de vurgular. Öğrenmek çok kutsal bir olgudur. Onun için öğrenci öğretmenin özel işlerinde kullanılarak meşgul edilemez. İbn Sahnûn bu konuda o kadar hassas ölçüler getirmiştir ki, derse katılmayan bir öğrencinin çağrılması vazifesini bile bir başka öğrenciden istenmemesi gerektiğini vurgular. Eser tatil, bayram ve ders günlerinin İslâmi perspektifini de konu eder. Buradan hareketle ramazan bayramında bir veya üç gün kurban bayramlarında üç veya beş gün izin verilmesinin uygun olduğunu ifade eder. Kitapta ele alınan bir diğer mevzu da eğitim kalitesi ve ahlâki bozulmanın önüne geçilmesi adına kız ve erkek öğrencilerin ayrı ayrı okutulması gerekliliğidir. Kitap öğrencilerin kendi aralarında meydana gelen nizâ ve münakaşa durumunda öğretmenin ne yapması gerektiği hususları temas ederek sona erer. Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, VI (2006), sayı: 3