365 Seyahat ESKİŞEHİR’İN YENİ YÜZÜ Farklı kültürlerin zenginleştirdiği bir Orta Anadolu şehri... Şehri en baştan restore eden sanatkâr bir belediye başkanı ve son 10 yılda geçirilen büyük değişim... Sonuç: Avrupa’nın en gıpta edilen şehirleriyle bol ölçüşecek derecede estetiğin zirvesine oturmuş bir kent; Eskişehir. Yazı: Seda Meşeli Allard Fotoğraflar: XavIer Allard 38_chizm_sonbahar 39_chizm_sonbahar 365 Seyahat 1999 yılında raylı ulaşımın mevcut olmadığı Eskişehir’de, toplu taşıma adına kısa zamanda büyük adımlar atıldı. 2004 yılında tramvayla tanışan kent, 16 kilometrelik bir tramvay ağına sahip. 40_chizm_sonbahar F rigler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar’ın sırasıyla iz bıraktıkları Eskişehir, geçmişe saygı duruşunda bulunup çağdaş detaylara da göz kırpan ve gün geçtikçe güzelleşen mütevazı bir Anadolu şehri. Son zamanlarda basında sıklıkla karşımıza çıkan “Ne kadar yaşanılası ve ziyaret edilesi” olduğuyla ilgili haberler hiç de abartı değil. Daha 10 yıl önce şimdikinden çok farklı bir görünüme sahip şehrin sureti son yıllarda yapılan çalışmaların sonucunda tamamıyla değişti. Renki bir mahalle Eskişehir’den bahsederken şehrin gözbebeği Odunpazarı semti akla ilk gelen yerlerden. Güneydeki tepelerin üzerine kurulmuş, Eskişehir’in ilk yerleşim yeri Odunpazarı’nın, geçmişten bugüne taşıdığı çok fazla hikâye var. Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’nın kültürel mirası canlandırmak adına öncülük ettiği “Odunpazarı evleri yaşatma projesi” meyvelerini vermişe benziyor. Osmanlı dönemi sivil mimari örneklerine ev sahipliği yapan ve Türk-İslam mimari stilini yansıtan semtte yürürken kıvrımlı dar yollardan geçiyor, ister istemez çıkmaz sokaklara dalıyorsunuz. İlk dikkati çeken, farklı renkleriyle sokağa canlı bir görünüm kazandıran evler kuşkusuz. Genellikle sokağa bakan, bitişik düzenli ve bahçeli olarak planlanan şirin evlerin cepheleri konsollu şekilde, daha açık tabirle ikinci katın bir kısmı boşlukta kalacak biçimde planlanmış. Çoğunlukla bir sofa ve etrafındaki odalardan oluşan tarihi Odunpazarı evlerinin üst katları yaşama alanları olarak planlanırken zemin katları, mutfak, kiler ve depo bölümleri için ayrılmış. Zemin katları moloz taşla inşa edilip araları kerpiçle kaplanırken üst katlar ahşap malzemeyle yapılarak araları kerpiçle doldurulmuş. Aslına sadık kalınarak restore edilmiş evlerin birçoğunda sahipleri oturmakla beraber, evlerin bir kısmı müzelere, sivil toplum kuruluşlarına, kafe ve restoranlara çevrilmiş. Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin büyüsü Semtin en eski binası, 13. yüzyılda Anadolu Selçuklu döneminde inşa edilmiş Alaeddin Cami. Daha sonradan üzerinde yapılan değişiklikler nedeniyle Selçuklu mimari özelliklerini yitiren caminin yanında Aleaddin Parkı olarak da bilinen bir park bulunuyor. Aleaddin Cami’den üç asır sonra, 16. yüzyıl Osmanlı dönemine ait bir yapı olan Kurşunlu Külliyesi ise o dönemin vezirlerinden Çoban Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış. Osmanlı’nın mimari geçmişinde adı bilinen ilk mimarbaşı olan Alaeddin Ali Bey (diğer adı ile Acem Ali) tarafından inşa edildiği sanılan külliyenin içinde cami, şadırvan, çocuk evi, medrese, talimhane, imaret ve Mevlevi şeyhlerine ait iki türbe bulunuyor. Şimdilerde külliye, adı Eskişehir ile beraber anılagelmiş namı diğer “beyaz altın” lületaşının en nadide örneklerinin sergilendiği bir müze olarak hizmet veriyor. Tarihi binada sergilenen ve hammaddesi lületaşı olan pipo, magnet, kitap ayracı gibi çeşitli aksesuvarlara sahip olmayı dileyebilirsiniz. Türkiye lületaşı rezervlerinin neredeyse tamamını elinde bulunduran Eskişehir, ne mutlu ki tam da bu dileği gerçekleştirebileceğiniz bir yer. Hareketli yaşamıyla Odunpazarı Odunpazarı evlerinin hemen yanı başında, eski mimari anlayışını günümüze taşımak adına tarihi evlerin betonarme versiyonları inşa edilmiş. Türkiye’nin ilk cam müzesi olmanın gururunu taşıyan “Eskişehir Çağdaş Cam Sanatları Müzesi”, tarihi Odunpazarı evleri örnek alınarak yapılmış yapılardan. Yerli ve yabancı sanatçıların eserlerinin sergilendiği, ziyaretçilerini cam işçiliğinin kuytu diyarlarında ışıltılı bir yolculuğa çıkaran müze, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Anadolu Üniversitesi ve Cam Dostları Grubu’nun işbirliğiyle 2007 yılında hizmete açılmış. Atlıhan El Sanatları Çarşısı, “Odunpazarı tarihi ve kentsel sit alanı” olarak tescil edilerek koruma altına alınmış bir başka mekân. Han, çevredeki yerleşim yerlerinden gelen pazarcı, seyyah ve köylülerin konaklaması için 1850 yılında Takattin Bey tarafından yaptırılmış. 20. yüzyılın sonlarına doğru işlevini yitirerek harabeye dönüşmüş ve eski yıllarındaki ihtişamını kazanmak için bir hayli beklemek zorunda kalmış. 2006 yılında aslına uygun olarak restore edilen han, şimdilerde çiğbörek gibi yöresel tatların denenebildiği restoranlara ev © THINKSTOCK eski şehri incitmeden sarmalayan yeni şehir, tarihin ihtişamının önünde saygıyla eğiliyor adeta… 41_chizm_sonbahar 365 Seyahat heykellerle donatılmış yeşil yüzü. 300 bin metrekarelik alana kurulmuş, iki açık yüzme havuzu, bir yarı olimpik yüzme havuzu, oyun grupları, manej, kent evi, gölet ve restoranları bünyesinde barındıran, üstelik bir de Porsuk Çayı’na bakan alanda oluşturulmuş “Türkiye’nin ilk yapay plajı”na sahip Kentpark, Eskişehirlilerin ve Eskişehir’i ziyarete gelenlerin uğrak mekânlarından. sahipliği yapıyor. Hanın ikinci katı ise, hediyelik eşya almak isteyenlerin sıklıkla uğradığı dükkânlardan oluşuyor. Ulusal mimarinin nadide örnekleri Geleneksel Türk evi plan özelliklerini gösteren Odunpazarı semtindeki konutlarda, yapı malzemeleri olarak ahşap, kerpiç ve moloz taş kullanılıyor. Osmanlı dönemi tarihine birinci elden tanıklık eden Odunpazarı sokakları, Kurtuluş Savaşı’ndan günümüze uzanan tarihin de şahidi. 1908 ile 1930 yılları arasında tarihlenmesine rağmen esas etkisini cumhuriyet kurulduktan sonra gösteren “Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi” üslup ve yapısal özelliklerini taşıyan kamu yapılarının Eskişehir’deki örnekleri arasında Atatürk Lisesi, Cumhuriyet Tarihi Müzesi ve Mal Hatun İlkokulu örnek sayılabilir. Mimar Kemalettin’in 1916 yılında Turan Numune Mektebi olarak yaptığı binanın 1994 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi tarafından restore edilmesiyle açılan Cumhuriyet Tarihi Müzesi, Kurtuluş Savaşı sonrasında Türkiye’nin kültürel, siyasi, ekonomik ve sosyal yapılanmasını belgelerle yansıtmayı amaçlıyor. Yeşil yaşam alanları Bir röportajında “Ben şehrin otomobil gibi petrol yakan araçlardan ziyade insanlar için olduğuna inanırım. İnsanları evlerde yaşamaya mahkûm etmemek lazım. Sokakta bir hayat yoksa şehir kültürü yaratamazsınız” diye demeç veren Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in bu sözlerinin pratik hayata yansımasını görmek için Kentpark’a uğramak yeterli. Başarılı bir estetik anlayışla oluşturulmuş nezih mekân, karasal iklime sahip şehrin, 42_chizm_sonbahar Kentin ortasında bir masal şatosu Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkı, şehir sakinlerini sokağa çıkmaya teşvik eden açık havadaki bir başka mekân. 400 bin m2’lik alanıyla Eskişehir’in en büyük parkı sıfatını elinde bulunduran ve göz alabildiğine uzanan yeşil alan, su sporlarının yapıldığı bir gölet, 2 bin kişilik bir amfiteatr, bire bir ölçülerdeki bir korsan gemisi, masal şatosu, uzay evi ve bilim deney merkezi gibi “eğlenceli” öğeleri bünyesinde barındırıyor. 2008 yılında hizmete açılan parkın sahiden de masallardan fırlamış gibi duran gözbebeği “Masal Şatosu” yeni evlenen Eskişehirli çiftlerin önünde mutlaka fotoğraf çektirdikleri renkli bir yapı. İstanbul’daki Galata ve Kız kuleleri, Mardin’deki Ulu Kule, Antalya’daki Yivli Kule gibi Türkiye’deki birçok adı duyulagelmiş kulelerin her birinin birer özelliğinden esinlenerek tasarlanmış, Paris’teki “Disneyland” şatosunu andıran “Masal Şatosu”, küçüklerin olduğu kadar büyüklerin de ilgisini çekiyor. Çay kenarında keyifli yürüyüşler Venedik ya da Amsterdam gibi şehirleri ziyaret edip “Türkiye’de neden böylesi yok?” diye düşünenler Eskişehir’e mutlaka bir şans vermeliler. Zira Avrupa’nın içinden su geçen şehirleri varsa Eskişehir’in de Porsuk Çayı var. Şehri yenileyen değişim ve gelişim havası, “Köprübaşı” diye adlandırılan Porsuk Çayı kıyısına da hâkim olmuş. Araç geçmeyen, sağ ve sol tarafta yol boyunca sıralanan restoran ve kafelerle çay boyu, Sarı, mavi, yeşil renklerdeki Odunpazarı evleri, Arnavutkaldırımı yollarıyla nostaljik bir mahalle dekoru çiziyor. sosyalleşmek isteyen şehirlilerin ilk durağı. İki Eylül, Göksu, Atatürk, Kütahya adlarındaki köprüleri ve Büyükşehir Belediyesi atölyelerinde, belediye sanatçıları ve personeli tarafından üretilen heykelleriyle alımlı görünüme kavuşturulmuş Porsuk, deyim yerindeyse şehre hayat akıtıyor. Sağlık turizminin yeşerdiği mekân: Bademlik Eskişehir, gün geçtikçe gelişen, yaşamaktan ve ziyaret etmekten zevk duyulan bir şehir olma yolunda ilerliyor. Eski olan elden geçiriliyor, orijinal amaçlara sadık kalınarak yeniden düzenleniyor. Bunun bir örneği de bugün Bademlik’te yaşanıyor. 25-30 yıl öncesine kadar şehrin beğenilen mesire yerlerinden biri olan ancak son zamanlarda unutulmaya yüz tutan Bademlik, Polimeks öncülüğünde önümüzdeki iki yıl içerisinde inşa edilecek bir termal otel ve spa projesine ev sahipliği yapacak. Zamanında Eskişehirlilerin aşırı sıcaklardan kaçıp havuz keyfi yapmak için geldikleri Bademlik’e yıllar sonra tekrardan hayat verecek olan Polimeks’in kurmayı planladığı termal otel, içinde Eskişehir’in ünlü termal suyunun kullanıldığı bir havuzu barındıracak. Görünen o ki Eskişehir hem mimari ve çevre planlama alanında ortaya koyduğu sürprizlerle hem de yakın zamanda gerçekleştirmeyi planladığı projelerle kenti ziyaret edenleri şaşırtmaya devam edecek. Eskişehir’in yeni yüzünü keşfetmek isteyenlere yakın zamanda seyahat rotalarını bu güzel kente uğrayacak şekilde çizmelerini öneririz. Eskişehir’s New Facade A central Anatolian city that has been enriched by the infusion of a variety cultures and civilizations... An artistic mayor who has set about renovating the city and the great changes that have been achieved over the last ten years... The result: a city with a degree of esthetics that would make even the most splendid of European cities envious. We’ll witness many examples of successful urban transformation, from the colorful houses in the city’s first settled area of Odunpazarı, to the green and statue-lined Kentpark. We’ll take a nice stroll along the artificial beach by the Porsuk river in Kentpark and visit couples getting married at the Masal Şatosu (Fairy-tale Castle). Finally, we’ll take a trip out to Bademlik where we’ll discuss Polimeks’s thermal spa hotel project, which is due to be completed in two years. 43_chizm_sonbahar