Dicle Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Yayanlari : 14 ISSN 1303·5231 DiCLE ÜNiVERSiTESi il iYAT FAKÜLTESi DE GiSi HAKEMli DERGi CiLT: VII SAYI: ll DiYARBAKlR • 2005 KUR'AN-I KERİM'E GÖRE EVLAT EDİNME MESELESi Yrd. Doç. Dr. Nurettin TURGAY* The Matter of Adopting Sons According to the Quran Abstract The man could adopt any one acording many rules in the world and con do now. The man could adopt any one son or doughter acording Roma's and old Arabs and the others law. But we couldn't see like this in cristyn andjiyu. İt was made in Arabs before İslam. Refused Allah this saying, "Allah has not made your adopted sons your sons." Since that time, it is not not allowed in Muslim law. But it is a1lowed in many country law. Key Words: İslam, Quran, adopting, prophet. GİRİŞ Biz bu çalışmayı, geçmişte ve günümüzde çeşitli toplum ve uygarlıklar­ da farklı biçimlerde algılanan ve uygulanan, sosyal ve hukuki bir kurum olan evlat edinme geleneğinin İslam dinindeki yerini ortaya koymak amacıyla yapmak istiyoruz. Kur'an'da evlat edinme kavramının nasıl ele alındığını ortaya koymadan önce, konunun tanımını ve çeşitli uygarlıklardaki yerini kısaca belirtmeye çalışacağız. Ondan sonra ağırlıklı olarak evlat edinme olayının Kur'an'daki yeri üzerinde ·duracağız. Bununla birlikte, kısaca da olsa konunun diğer yönlerinden de bahsedeceğiz. · 82 Nurettin Turgay Evlat edinme olayı, daha çok hukuk ilmini ilgilendiren bir mesele ise de, biz konuyu, "Konulu Kur'an Araştırmaları" sistematiği içinde ele almayı uygun gördük. Belirtmek gerekir ki bu konuda yapılan yeni çalışmalar pek fazla değildir. Ulaşılabilenler ise, kısa ve sathi çalışmalardır. 1 A- "EVLAT EDİNME"NİN TANIMI 1 Sözlük Anlamı "Evlat edinme" kavramının Arapça karşılığı, "tebenni"dir. 2 "iddia" kelimesi de evlat edinme anlamında kullanılmaktadır. Buna göre evlat edinilen kişiye, "ed-deiyy" denir. 3 Bunun çağulu ise "ed'iyye"dir. 4 Bu kelime Kur'an'da, çoğul olarak "ed'iya" şeklinde geçmektedir. 5 Ayrıca evlat edinme olayı, Kur'an'da çocuk ittihaz etme/edinme şeklinde de geçmektedir. 6 "Bena" fiili, bina inşa etmek ve yeryüzüne ev yapmak gibi anlamları irade eder. Bu fiilin "tefe'ül" babından olan "tebenni" ise, başkasının çocuğunu evlat edinerek kendi manevi binasını, nesiini kurup devam etmesini sağla­ mak anlamına gelmektedir. 7 "İddea" fiili, kişinin, bir şeyin kendine ait olduğunu iddia etmesi anlamındadır. Bu fiilden türeyen "ed-daiyy" kelimesi de, evlat edinen kişinin, başkasını, kendine ait olan çocuğu olarak iddia etmesi ve onu evlatlık olarak kabulleurnesi demektir. 8 Kur'an'da iki yerde geçen, "nettehizuhu veleden: Onu çocuk/evlat ediniriz" 9 ifadesi ise, kişinin, başkasının çocuğunu açık bir irade ile evlat edinınesi anlamındadır. Dolayı­ sıyla bütün bu kelimeler, neticede evlat edinme anlamında birleşmektedir. * D.Ü.İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi. 1 Bu çalışmalardan bazı örnekler şunlardır: M. Akif Aydın, "EI'!at Edinme'', Türkiye Diyiinet İslam Ansiklopedisi, İstanbull995, XI, 527; Harndi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmilıali, Erkarn Yayınları, İstanbul 1995, I, 251,432, Il, 306; "Eı•lat Edinme", Şamil İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1990, Il, 128; İsmail Kaya, "Tebenni", Şamil İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1994, VI, 140; Ahmet Yaman, İslam Aile Hukuku, Yedievler, Konya 2002, s. 54 vd .... Cemaluddin Muhammed b. Mukerrem İbn Manzür, Lisiinu'I-Arab, ''benii", Diiru'l-Fikr, Beyrut 1994, XIV, 91. 3 Halil b. Ahmed ei-Feriihidi, Kitiibu'I-Ayn, "dea", Daru İhyai't-Turasi'I-Arabi, Beyrut 200 ı, s. 294; İbn Manzür, Lisiinu'I-Arab, "dea'', XIV, 261. 4 Celiiluddin Muhammed b. Ahmed el-Mahalli ve Celiiluddirı Abdurrahman b. Ebi Bekr esSüyuti, Tefsinı'I-Celiileyn, Mektebetu'l-Melliih, Dımaşk tsz. s. 552; Ahmed b. Muhammed es-Siivi, Haşyetu's-Siiı•f ala Celiileyn, Beyrut tsz. lll, 268. 5 Bkz. ei-Ahzab 33/4. 6 Bkz. Yusuf 12/21; el-Kasas 28/9. 7 İbn Manzür, Lisiinu'I-Arab, "benii", XIV, 91. g el-Feriihidi, Kitiibu'I-Ayn, "dea", s. 294; İbn Manzür, Lisiimt 'l-A rab, "dea", XIV, 261. 9 Bkz. Yusuf 12/21; ei-Kasas 28/9. 2 Kur 'iin-z Kerim 'e Göre Evlat Edinme Meselesi 83 Türkçe sözlüklerde de "evlat edinme", yasayla belirtilmiş şartlar içinde bir kimseyi evlat olarak nüfusuna geçirmek 10 ve "evlatlık" da, evlat olarak alınıp yetiştirilen kimse 11 diye tanımlanmaktadır. 2 - Istdah Anlamı Hukuk! bir terim olarak evlat edinme, kişinin, nesebi (soyu) belli olsun veya olmasın, başkasına ait olan bir çocuğu, kendi çocuğu olarak kabul etmesi anlamına gelmektedir. 12 Evlat edinmenin neticesinde, evlat edinen ile evlatlık (evlat edinilen) asuni (yapay) bir yakınlık tesis edilmiş olur. Evlat edinme kurumunu kabul eden hukuk sistemlerinde evlatlık, nesebi sahih olan çocukla aynı durumda sayılır. Bu tür ortamlarda evlat edinen ile evlat edinilen kişiler arasın­ da miras hukuku ve aile hukuku ile ilgili hükümler, geçerli sayılmaktadır. Nitekim günümüzde yürürlükte olan Türk Medeni Kanununa göre de evlat13 lıkla evlat edinen arasında akdi bir nesep alakası meydana gelmektedir. rasında B- ÇEŞİTLİ UYGARLIKLARDA EVLAT EDİNME Tarihin çok eski dönemlerinden beri, çeşitli toplumlarda bazı düşünce­ lerle evlat edinme olayının yaşandığı görülmektedir. Örneğin, özellikle çocuğu olmayan kimselerin analık-babalık duygusunu yaşayabilmek gayesi ile bu yola baş vurdukları görülmektedir. Ayrıca, himayeye muhtaç çocukları himaye altına almak, ihtiyarlığında kendisine bakacak birinin bulunmasını sağlamak, ölümünden sonra mirasının paylaşılmasında kendi arzu ve iradesini hakim kılmak ve benzeri duygular, evlat edinmede etkili rol oynamaktadır.14 Gerek Yahudilik ve gerekse Hıristiyanlıkta evlat edinmeye ilgi gösteril- memiştir.15 Onlarda evlat edinmeye ilginin gösterilmemesi, insanda, vahye 10 Hasan Eren ve diğerleri, Tiirkçe Sözliik, "evlat edinmek", Türk Dil Kurumu, İstanbul I 992, I, 479. 11 D. Mehmet Doğan ve diğerleri, Biiyiik Tiirkçe Sözlük, "evlatlık" Birlik Yayınları, Ankara ı 986, s. 337. 12 Halil Alıdulkerim Günenç, el-Mal'sıialll '1-Fıklıiyye, "et-Tebenni", Diiru Seha, İatanbul 1992, 1,74; Aydın, EF!at Edinme, XI, 527. 1 -' Ahmet Esat Arsebük ve diğerleri, Türk Hulaık Lugatı, "Evlad Edinme", Başbakanlık bası­ mevi, Ankara I 998, s. 88. 14 Bu konuda daha geniş bilgi için bakınız: Hamza Aktan, İslam'da İnanç ibadet ve Günlük Yaşayış 15 Ansiklopedisi, "Evlat Edinme", İstanbul1997, l, 509. Bkz. Tekvin, 48/5, 6; Ester, 2/7, 15; Romahiara Mektup, 8/15. 84 dayanan dinlerde evlat edinmenin tasvip Nurettin Turgay edilmediği kanaatini uyandırmakta­ dır. Bilhassa İslam öncesi Araplarda evlat edinme uygulaması oldukça yayOnlarda evlat edinen ile evlat edinilen kişiler arasında miras hukuku ve aile hukuku ile ilgili tüm hükümler geçerli sayılıyordu. İslam dininin bu konudaki nihai hükmü bildirilmeden önce, Hz. Muhammed (s.a.v.) Zeyd b. Harise'yi evlat edinmişti. Kur'an'da bu konu ile ilgili ayetler bulunduğu için, ileride bu konu üzerinde detaylı bir şekilde duracağız. Ayrıca yine İslam dininin konu ile ilgili hükmü gelmeden önce EbU Huzeyfe, Salim b. Ma'kil'i evlat edinmişti. 16 Bir de çeşitli Türk boylarında ve Roİna hukukunda da evlat edinme olayının önemli bir yeri vardı. 17 Roma hukukuna göre kadın, başkasını evlat edinme hakkına sahip değildi fakat erkek, istediği zaman, 18 başkasının özellikle erkek çocuğunu evlat edinme hakkına sahip idi. Erke19 ğin evlat edindiği erkek çocuk, onun normal varisi sayılırdı. gındı. Evlat edinme, bu günkü Türkiye'ye ilk defa Medeni Kanunla girmiştir. Ondan önceki hukuk, evlat edinmeyi tanımıyordu. 20 Medeni Kanunda da, evlat edinme olayı çeşitli şartlara bağlanmıştır. Ancak, gerekli görüldüğü bazı durumlarda evlat edinme akdi iptal edilir; böylece evlat edinme münasebeti sona erdirilmiş olur. 21 Türk Medeni Kanununda, "Eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus 22 kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşierin adları yazılır" maddesinde ifade edildiği gibi evlatlık, evlat edenin çocuğu olarak kabul edilir. Buna göre evlatlık, evlat edinenin mirasçısı olur. 23 Yine Türk Medeni Kanununda, ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlat edinene geçtiği için, evlatlıkla evlat edinen arasında evlenme engeli meydana gelmektedir. Ancak evlatlıkla evlat edinen birbirleriyle evlendikleri taktirde, araların­ daki evlat edinme münasebeti sona erer. 24 16 Ebu Abdiilah Muhammed b. Sa'd, et-Tabakiitu '1-Kubrii, Daru Sadr, Beyrut 1985, lll, 86. Bkz. Özkan İzgi, Uygurların siyasi ve Kültürel Tarihi, Ankara 1987, s. 89 vd; Aydın, "Evlat Edinme'', Xl, 527. 18 Georges Duby ve Michelle Perrot, Kadmlarm Tarihi, tre. Ahmet Fethi, Türkiye İş Bankası Ki.Utür Yayınları, İstanbu\1992, I, 106, 110, 129, 130. 19 Du by, Kadmlarm Tarihi, 1, 287. 20 Selahattin Sulh i Tekinay, Tiirk Aile Hukuku, İstanbul1971, s. 357. 21 Tekinay; T.A. Hukuku, s.359; Gökhan Antalya, Tiirk Medeni l'e Borçlar Kamtmt, İstanbul 2003, s. 132 vd. (Türk Medeni Kanunu, 305-320 maddeleri). 22 Antalya, T.M. ve Borçlar Kamuııc, s. 136, madde: 314. 23 Antalya, T.M. \'e Borçlar Kanunu, s. 136, madde: 314. 24 Antalya, T.M. re Borçlar Kammu, s. 136, madde: 314; Tekinay, T. A. Hukuku, s. 377. (Türk Medeni 17 Kur 'dn-z Kerim 'e Göre Evlat Edinme Meselesi 85 C- KUR'AN'DA EVLAT EDİNME KAVRAMI 1- Yusuf(a.s.)'ın Evlat Edinilmesi Olayı Evlat edinme kavramının, Ku'an'ın çeşitli ayetlerinde geçtiğini görmekteyiz. Bu örneklerden biri, Yusuf (a.s.)'ı satın alan Mısır Azizinin, onu evlat edinmesidir. Bu konuda haber veren ayette, şu bilgilere yer verilmektedir: "Onu satın alan Mısırlı, karısına: 'Ona iyi bak, belki bize yararı dokunur ya da onu evlat edin i riz,~ dedi." 25 Bu ayette Azizin, Yusuf (a.s.)'ı evlat edinmek istediği açık bir şekilde haber verilmektedir. Çünkü onun çocukları yoktu 26 ve o günkü Mısır toplumunda, evlat edinme geleneği yaygındı. 27 Zira o zamanki toplumda, vahye dayalı ilahi hükümler egemen değildi. Burada, onu evlat ediniriz cümlesi, "nettehizuhu veleden" ifadesi ile anlatılmaktadır ve tefsir kaynaklarında, Arapça'da evlat edinmek için kullanılan "tebenni" kelimesi ile tefsir edilmektedir.28 Mısır Azizinin Yusuf (a.s.)'ı evlat edindiğini konu edinen bu ayeti takip eden ayetlerde ise, şu bilgilere yer verilmektedir: "(Yusuf) kuvvetli çağına erişince. ona hüküm ve ilim verdik İşte biz, güzel davrananları böyle mükafatlandırırız. Evinde kaldığı kadın, onun nefsinden murat almak istedi ve kapıları kilitleyip, 'Haydi gel sene!' dedi. Yusuf 'Allah 'a sığınırım; efendim bana güzel baktı; kuşkusuz, zalimler iflah olmazlar, ' dedi. Oysa kadın, ona karşı son derece istekliydi. Eğer Yusuf, Rabb 'inin doğruyu gösteren delilini görmeseydi, o da onu arzu etmişti. Böylece biz, kötülüğü ve fuhşu ondan çevirmek istedik; çünkü o, ıhlasa erdirilmiş (temiz) kullarımızdandır. "29 Bu ayetlerden, kadının Yusuf'a ve Yusuf'un da kadına meylettiği, çok açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Üstelik Yusuf, ileride peygamber olacak bir kişi idi. Çünkü peygamber de olsa, insanda nefis duygusu bulunmaktadır. Kanununda evlat edinme kurumu hakkında daha geniş bilgi için bakınız: Türk Medeni Kanunu 305-320 maddeleri). ~ 5 Yusuf 12/21. ~ 6 Fahruddin er-Razi, Mefiitifıu'I-Gayb, Daru'l-Fikr, Beyrut 1990, XVIII, 1 12; Muhammed Ali es-Sabüni, Saji•etu't-Tefiisfr, Daru'I-Ensiir, İstanbull98l, ll, 45. ~ 7 Muhammed b. Ahmed ei-Kurtubl, el-Cami' li Ahkami'I-Kur'an, Daru'I-Kutubi'I-İlmiyye, Beyrut 1988, IX, 106. ~ 8 Bkz. Nasiruddin Ebu Said Abdullah b. Ömer b. Muha-mmed el-Beydavi, Enı•anı'ı-Tenzilve Esranı'ı-Te 'vii, Şirketu Mektebe ve Matbaati Mustafa el-Bab! ei-Halebl, Mısır 1955, I, 242; es-Savi,Haşiy, ll, 238; Seyyid Kutup ,.fi Zilali '/-Kur 'an, Diiru İhyai't-Turasi'l-Arabi, Beyrut 1971, IV, 706 vd. 29 Yusuf 12/22, 23, 24. 86 Nurettin Turgay gibi, Allah kendisini koruduğu için o, kötülüğe bulaşmamıştır. Bu olayın önemli olan yönü, Azizin hanımının, Yusufu evlat edindiği halde, kendisi ile eviattığının arasında böyle ciddi bir gönül bağının yaşanmasıdır. Yusuf kıssasında yaşanan bu olay, evlat edinmenin ahlak yönünden sakıncalı taraflarını açıkça ortaya koymaktadır. Bir erkek veya bir kadının, nikahı düşebilen yabancı kişilerle aralarında bir mesafenin bulunması gerekmektedir. Herhangi bir kişinin, nikahı düşebifen biriyle baş başa kalmaları ve aynı evde birlikte yaşamaları, İslam ahlakına uygun düşmemektedir. Bir kişi, bir kız çocuğunu, veya bir kadın, bir erkek çocuğunu evlat edindiği zaman, aralarındaki bu mahremiyet kalkmakta ve her zaman aynı evde, mesafesiz bir şekilde, öz anne-baba ve evlatları gibi bir arada bulunmaktadırlar. Böyle bir durum ise, İslam ahlakına uygun değildir. Ancak bu ayetlerden de anlaşıldığı Kur'an'ın başka bir yerinde de, Firavun'un hanımının Musa (a.s.)'ı henüz beşikte bir bebek iken evlat edinmek istediği haber verilmektedir: "Firavun 'un hanımz, "Bana da sana da göz aydznlzğz (olacak bir çocuk)! Onu öldürmeyin! Belki bize bir yararz olur ya da onu evlat ediniriz" demişti. Böylece onlar, (yanlış bir iş yaptıklarının) farkında değillerdi." 30 Mısır Azizinin, çocuğu olmaması nedeniyle Yusuf(a.s.)'ı evlat edinmek gibi, Firavun'un hanımı Asiye de, çocuğu olmadığı için Musa (a.s.)'ı evlat edinmek istemişti. 31 Hem Yusuf(a.s.) ve hem de Musa (a.s.)'ın, başka­ ları tarafında evlatlık edinilmeleri, peygamber olarak görevlendirilmelerinden öncedir. istediği 2- Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Zeyd b. Harise'yi Evlat Edinınesi O- layı Yukarıda da değindiğimiz gibi, İslam'dan önce Arabistan'da evlatlık kurumuna rastlanıyordu. İslam'ın başlangıcında sahabeter arasında, evlat e- dinmenin var olduğunu kaynaklardan öğreniyoruz. 32 Bilindiği gibi Hz. Muhammed (s.a.v.), Zeyd b. Harise (ö.8/629)'yi evlat edinmişti. Zeyd b. Harise küçük bir çocukken, kabilesinden çalmarak kaçırılmış, köle olarak satılmış, elden ele dolaşarak Mekke'ye kadar getirilmiş ve sonunda Hz. Hatice (ölümü, miladi 620Yye hediye olarak verilmişti. Hz. Hatice de onu Hz. Muhammed (s.a.v.)'e hediye etmişti. Uzun süre Zeyd'in izini takip eden babası ve diğer bazı yakınları, onun Mekke'de olduğunu öğrenince, bedelini ödeye:ıo el-Kasas 28/9. Muhammed Raşit Rıza, Teftirıı '1-Menfır, şrh. İbrahim Şemsuddin, Diiru'l-Kutubi'I-İlmiyye, Beyrut, 2005, XII, 229; es-Siibuni, Saji•etu 't-Tefdsfr, ll, 426. 32 İbn Sa' d, et-Tabakfıtu'l-Kubr{ı, lll, 86. 31 Kur 'iin-ı Kerim 'e Göre Evlat Edinme Meselesi 87 rek onu alıp eve geri götürmek üzere, Mekke'ye gitmişler. Hz. Muhammed (s.a.v.), Zeyd'i yanında kalmak veya onlarla birlikte evine dönmek arasında serbest bırakmıştı. Zeyd, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in yanında kalmayı tercih etmişti. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.v.), Mekkelileri Kabe'nin yanında toplayarak, "Ey Kureyş topluluğu, şahit olunuz ki Zeyd benim oğlum­ dur; o bana, ben de ona varis olacağım," diyerek, o zamanın geleneklerine göre onu evlat edindiğini ilan etmişti. Bunun üzerine Zeyd'in yakınları, hoş­ nut olarak memleketlerine dönmüşlerdi. 33 Bu olaydan sonra Mekke'de Zeyd'e, Zeyd b. Muhammed (Muhammed'in oğlu Zeyd) denilmeye başlan­ dı.'4 Haliyle o zaman daha Hz. Muhammed (s.a.v.)'e peygamberlik görevi kendisine Kur'an gönderilmemişti. Dolayısıyla onun peygamberlik'ten önceki uygulamaları, İslam hukukunda delil olarak kabul edilmernekte ve Müslüman toplumu için bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Çünkü bilahare Hz. Muhammed (s.a.v.)'e gönderilen ayetler, cahiliye döneminin batıl bir geleneği olan evlat edinme geleneğini geçersiz kabul edilmektedir. Bu ayetlerin nüzulü ile, evlat edinme uygulaması lağvedilmiş olarak kabul edilmektedir. 35 Bu konuda bilgi veren ayetlerden bazılarının meali şöyledir: verilmemiş, "Allah, bir adamın (göğüs) boşluğunda iki kalp yaratmadı; zıhar yaptı­ (sen bana annemin sırtı gibisin dediğiniz) eşierinizi sizin anneleriniz yapmadı ve evlat edindiğiniz kişileri de sizin öz evlatlarınız kılmadı. Bunlar, sizin dilinize doladığımz boş sözlerdir. Allah gerçeği söyler ve doğru yola O eriştirir. O evlat edindiğiniz kişileri, babalarının adı ile çağırın; bu, Allah 'ın yanında daha adaletlidir. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, bu takdirde onları din kardeşi ve dostlarınız olarak kabul edin. İçinizden kast ederek yaptıklarınız bir yana, yamlmalarımzda size herhangi bir günalı veya sorumluluk yoktur. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir." 36 ğınız Ebü Muhammed Abdulmelik b. Hişam, es-Siretu 'n-Nebeviyye, thk. Mustafa es-Sakka ve 1355, · I. 264 vd.; Muhammed b. Sa'd, et-Tabakatu'/-Kiibra, Beyrut 1957, I, 497 vd.; Ahmed b. Ali el-Askalani, eiİsabefi Temyizi's-Salıabe, Mısırtsz., lll, 24; Hüseyn b. Muhammed b. Hasan edDiyarbekri, Tari/w '1-Hamisfi Alıı•lili Enfesi 'n-Nefis, Diiru's-Sadr, Beyrut tsz. Il, 81 vd.; Zeynu'd-din Ahmed b. Ahmed b. Abdi'I-LatitrzZebidi, Salıi/ı-i Buhari Mulıtasarı ve Tecrid-i Sari/ı Tercenıesi, tre. Ahmed Naim, Diyiinet -' 3 diğerleri, Mısır İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 1970, Xl, 260 vd. 34 Bulıari, Tefsiru Sureti'l-Ahzab, 2; Miislinı, Fediiilu's-sahabe, 62 . .ıs Döndüren, Aile İlmi/ıali, Il, 306. 36 el-Ahziib 33/4, 5. Nurettin Turgay 88 Müfessirler, yukarıdaki ayetlerin Hz. Zeyd hakkında nazil olduğu konusunda müttefiktirler.37 Buna göre bu ayetlerde Hz. Zeyd'in Hz. Muhammed (s.a.v.)'in oğlu olmadığı bildirilmektedir. Bazı rivayetlere göre de, Hz. Muhammed (s.a.v.) Hz. Zeyd'in boşadığı Hz. Zeynep (ö.20/ 640)'le evlenince, Yahudi ve münafıklardan bazı kişiler, "Muhammed, insanlara kendi gelinleri ile evlenmelerini yasakladığı halde, kendisi, gelini ile evlendi," gibi sözler sarf ederek dedikodulara başladılar. Bunun üzerine bu ayetler nazil oldu 38 ve evlat edinilen kişinin, evlat edinenin gerçek manada çocuğu olmadığı ve aralarında kan bağının bulunmadığı ortaya kondu. Bu ayetlerin ilkinde, bir insanın göğüs boşluğunda iki kalbinin olmadığı, zihar olayı ve evlat edinme meselesi olmak üzere üç ayrı konu bir arada dile getirilmektedir. Tefsirciler, ayette yer alan "bir insanın göğüs boşluğunda iki kalbinin olmadığı" şeklindeki irade için farklı yorumlarda bulunmuşlardır. 39 Kanaatimizce bu yorumların en isabetli olanı şöyledir: Bir insanın iki kalbinin olmaması meselesi, karısına zihar yapanın ve evlatlığını gerçek çocuğu gibi kabul edenin durumuna benzemektedir. Bir insanın iki kalbi olamayacağı gibi, karısını annesine benzeten ve evlatlığını gerçek çocuğu sayan kimselerin de bu iddiaları, hakikatten uzaktır. 40 Buna göre, kişinin vücudunda iki kalp bulunmayacağı gibi, iki annesi veya iki babasının olması da mümkün değildir. Makalemizin esas konusu olmadığı için, iki kalp meselesini bu şekilde kısaca özedeyip geçiyoruz. 3- Kur'an'a göre Evlat Edinme Mantığı Anlamı üzerinde durduğumuz Ahzab suresi nin 3. ayetine göre söz konusu edilen zihar, yani kişinin karısına, "Sen bana annemin sırtı gibisin," gibi sözler şarf ederek eşini annesine benzetmesi demektir ve bu da, başlı Ebu Cafer Muhammed b. C erir et-Taberi, Camiu"I-Beyan an Te 'ı•ili Ayi '!-Kur 'an, thk. Sıkı Cemi! el-Attar, Daru'l-Fikr, Beyrut 1995, XXI, 144 vd.; el-Kurtubi, el-Cami li Alıktim i '!-Kur 'ii n, XIV, 79 vd.; Abdulfettah elKadİ, Esbabii 'n-Niizıll, Daru'l-Mushaf, Beyrut tsz., s. I 77. 8 " Abdullah b. Ahned b. Mahmud en-Nesefı, Medariku 't-Tenzill'e Hakaiku 't-Te 'ı•i/, Muhammed Emin Remc ve Şurekiiuhu (Hazin Tefsirinin kenarında), Beyrut 1899, lll, 450; Abdurrahman Celaluddin es-Suyuti, edDurru '1-Mensurfi 't- Teftiri bi "1-Mesur, Muhammed Emin Remc ve Şurekauhu, Beyrut tsz. V, 151. 9 " Bu konuda geniş bilgi için bkz. et-Taberi, Camiu'I-Beyiin, XXI, 142 vd; Ali b. Muhammed b. Habib eiMaverdi. en-Nuketu Fe 'l-Uyun, Muessesetu'I-Kutubi's-sakatiyye, Betrut I 992, IV, 370 vd. 40 İzzet Derveze, et-Teftirıı '!-Hadis, tre. Mustafa Altınkaya, Ekin Yayınevi, İstanbull998, VI, 37 5. Kur 'lin-ı Kerim 'e Göre Evlat Edinme Meselesi başına farklı bir fıkıh meselesidir Dolayısıyla bu 89 ve makalemizin konusu ile ilgili değildir. konunun da üzerinde durmuyoruz. · 41 Makalemizin esas konusunu teşkil eden "evlat edinme''ye gelince, yukaayetin, bunu açıkça reddettiği görülmektedir. Yine Ahzab suresi 4. ayetinde, evlatlığın nesep ve evlilik açısından hiçbir değer taşımadığı vurgulanmakta, bunun sadece ağızia söylenen sözden ileri gitmediği belirtilmektedir. Ayetten anlaşıldığına göre, evlatlık edinmenin İslfun'da, hukuki bir bağ­ layıcılığı yoktur. Bir başka ifadeyle Kur'an, Araplarda varolan evlatlık kurumuna hukuki herhangi bir geçerlilik kazandırmamıştır. Kur'an'ın bu ayeti, evlatlığın ne evlilik, ne de nesep ve veraset açısından hukuki bir statüsünün olmadığını ortaya koymaktadır. Nitekim İslam hukukunda evlat edinmenin geçerliliği kabul edilmemiştir. Bu nedenle İslam Hukuk kitaplarında, evlat edinme konusuna geniş yer verilmemekte, sadece evlat edinmenin İslam hukuku açısından geçerli olmadığı belirtilmektedir. Bu durum, Kur'an'ın kesin bir şekilde evlat edinmeyi reddettiğini ortaya koymaktadır. 42 Evlat edinmenin İslam'da herhangi bir geçerliliği söz konusu olsaydı, İslam hukukuna dair kaynaklarda bu konuya yer verileceği muhakkaktı. rıdaki Yukarıda mealini verdiğimiz Ahzab suresinin 5. ayetinde ise, evlatlıkla­ evlat edinene değil, gerçek babalarına nispet edilmeleri, onların çocuğu olarak kabul edilmeleri istenmektedir. Bu ayete göre, gerçek babası bilinmeyen kişileri de hor görmemek, dışlamamak, onları dost ve kardeş olarak kabul edip topluma kazandırmaya çalışmak gerekir. Yine bu ayet, dini inancı, cinsiyeti, rengi ve kökeni ne olursa olsun, bu durumdaki kişilere insani bir bakış açısıyla bakmamız gerektiğini, bildirmektedir. Ayette dile getirilen bu durum, aynı zamanda, insanların, Allah katında eşit olduklarını teyit etmektedir. rın, İnsanların, daha önce Allah' ın emir ve yasaklarından haberleri olmadığı için, evlat edinme ve bezeri konularda yaptıkları hatalardan dolayı herhangi bir sorumlulukları yoktur. Ancak bu ayetler nazil olduktan sonra, Allah'ın bu konudaki emrine muhalefet eden kişiler, yaptıklarından sorumludurlar. Bu ayetler nazil olduktan sonra başkasını evlat edinen kişiler, bilerek Allah'ın emrine muhalefet etmiş olurlar ve bu konudaki uygulamaları, İslam Hukuku açısından geçersiz olarak kabul edilmektedir. 41 Zihar hakkında geniş bilgi için bkz. Muhammed eş-Şirblnl, Muğni'l-Mulıtdc, Daru İhyiii't­ Turiisi'l-Arabl, Beyrut tsz. III, 352. 42 Ebu Bekr Ahmed b. Ali er-Riizl el-Cessiis, Alıkamu '!-Kur 'dn, thk. Muhammed es-Sadık Kamhiivl, Diiru'lMushaf, Kahire tsz. V, 222. 90 ---------------------------------JV~ı~t~r~e~t~t~i~n~T~u~r~a~a~v Yine Ahzab suresinin 5. ayetine göre, kişinin, babasından başkasını baba olarak kabul etmemesi gerekir. Bir hadiste, böyle bir iddiada bulunma, şid­ detle tenkit edilmiştir: "Kim bildiği halde, babasından başka herhangi bir 43 kişiyi kendisi için baba olarak kabul ederse, cennetten mahrum edilir." Buna göre kişi, sadece kendi öz babasını baba olarak bilecektir. Ancak kendi kayınpederine veya üvey babasına hürmet ve saygı açısından "baba" demesinin bir sakıncası yoktur. Yaşlılara da saygı münasebetiyle, "Nasılsın baba?" veya "Nasılsın: ana?" denilebilir. Çünkü bu gibi durumlarda, bu hitabı kullanan kişilerin, "baba" veya "anne" diye hitap ettikleri kişi­ leri, gerçek babaları veya anneleri olarak kabul etme düşünceleri yoktur. Onların bu hitapları, toplumun örf ve adetleri gereği böyle anlaşılmaktadır. Aynı şekilde yaşlı kişilerin, sevgi ve şefkat duygularıyla kendilerinden küçüklere, "oğlum" veya "kızım" diye hitap etmelerinin hükmü de böyledir. Bu gibi durumlarda da şefkat, sevgi ve ilgi söz konusu olduğu için, bu tür sözlerin haram veya günah olması düşünülemez. Nitekim Hz. Muhammed (s.a.v.)'in, zaman zaman küçük çocuklara sevgi ve şefkat duygularıyla, "o44 ğulcuğum" veya "yavrucuğum" diye seslendiği rivayet edilmektedir. kişinin, 4 - Hz. Peygamberin Zeynep'le Evlenmesi ve Bu Olaym Meselesi Üzerindeki Fonksiyonu Evlatlık Zamalışeri (ö.538/1143), "O evlat edindiğiniz kişileri, babalarının adı ile çağırın; bu, Allah 'm yanmda daha adaletlidir," 45 ayetini tefsir edrken, şun­ ları söylemektedir: "Kişiyi başkasının adı ile çağırma yerine, babasının adı ile çağırınanın insan fıtratına ve her türlü huzur, saadet ve mutluluğun vası­ 46 tası olan adalete daha uygun düşmektedir." Bu ilahi emre muhalefet etmek, adalet dengesine ve Allah'ın koyduğu ilah! ölçüye aykırı hareket etmek demektir ki, o da insanı büyük bir vebalın içine itmektedir. Zaten, genel olarak her konuda Allah'ın emrine muhalefet etmek, adaletten ayrılmayı ifade etmektedir. Ahzab suresinin 4 ve 5. ayetleri nazil olmadan önce, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in evlat edindiği Hz. Zeyd, Araplar arasında "Muhammed' in oğlu Zeyd" diye çağrılıyordu. Ancak bu ayetler nazil olduktan sonra Hz. Zeyd, öz babası Harise olduğundan, ona nisbet edilmeye başlandı. Hz. Muhammed (s.a.v.) de, Hz. Zeyd'in kendi eviadı olmadığını kabul ederek onu Zeyd b. > Miis/im, İman, 112, 114, 115; Buhar!, Menil.kib, 5; Tirmizi, Vesaya, 5. İsmail b. Kesir, Tesjiru'I-Kur 'ani '1-Azim, Daru'I-Ma'rife, Beyrut I 969, III, 466. 45 ei-Ahzab 33/5. 46 Carullah Muhammed b. Ömer ez-Zamahşeri, e/-Keşşafan Hakaiki't-Tenzil, thk. Muhammed Mürsi Amr, Daru'I-Mushaf, Kahire 1977, V, 34. 4 44 Kur 'an-ı Kerim 'e Göre Evlat Edinme Meselesi 91 Harise diye anınaya başladı; ancak ondan ilgi ve alakasını kesmeyerek, onu koruyup kollamaya devam etti. Hatta o sıralarda, kendi halasının kızı Zeynep binti Cahş'ı, Hz. Zeyd için istedi. Hz. Zeynep, Hz. Zeyd'in bir köle azatlısı olduğunu, kendisinin ise, Mekke'nin eşrafından, herkesin bildiği bir ailenin kızı olduğunu söyleyerek, o zamanki Arap geleneklerine göre aralannda bir denkliğin bulunmadığını ileri sürüyor ve bu evlilik teklifini kabul etmek istemiyordu. 47 Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Allah ve peygamberi bir iş hakkında hüküm verdiği zaman, gerek mümin olan bir erkek ve gerekse mümin olan bir kadın için, ona aykırı olacak şekilde diledikleri gibi davranmaya hakları yoktur. Kim Allah 'a ve resulüne isyan ederse, şüphesiz o, apaçık bir sapıklıkla yolunu şaşırmıştır. ;, 48 Bu ayetten açıkça anlaşıldığına göre mürnin ve Müslüman olduğunu söyleyen kişilerin her konuda, Allah ile peygamberinin koymuş oldukları hükümlere uymaları gerekmektedir. Nitekim bu ayet nazil olduktan sonra Hz. Zeynep, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in teklifini kabul ederek, Hz. Zeyd ile evlenıneye razı oldu ve bunun üzerine Hz. Zeyd ile Hz. Zeyneb arasındaki 49 evlilik gerçekleşti. Ayrıca bu ayette, insanlar arasında sınıf ayırımının olmadığı; kişinin, anne ve babasından dolayı tenkit edilerneyeceği ve yine kişinin işlediği suçlardan sorumlu olduğu vurgulanmaktadır. Hz. Zeyd ile Hz. Zeynep evlendiler, ama aralarında mutlu bir aile birliği Hz. Muhammed (s.a.v.), onların birbirleriyle uyum sağlayamadık­ larını ve geçinemediklerini bildiği halde Hz. Zeyd' e, eşini yanında tutmasını ve yuvasını yıkınamasını tavsiye ediyordu. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu oiuşmadı. 50. "Allah 'zn kendisine nimet verdiği, senin de kendisine nimet verdiğin kitut, Allah 'tan kork' diyordun. Ama insanlardan çekinerek, Allah 'zn açığa vuracağı şeyi içinde gizliyordun. Zeyd eşiyle ilgisini kesince, biz onu seninle evlendirdik ki, evlatlıkları, eşleriyle ilgilerini kestiklerinde, onlarla evlenme konusunda müminlere bir sorumluluk olmadığı bilinsin. Allah 'zn emri yerine getirilir. "51 şiye: 'Eşini yanında Bu ayette ifade edildiği gibi Hz. Zeyd, Hz. Zeyneb'i boşuyor ve Allah'ın emri üzerine Hz. Muhammed (s.a.v.) Hz. Zeynep'le evleniyor. Bu nedenle Mevlana Niyaz, Kadın Sahabiler, tre. Ali Genceli, İstanbul 1971, s. 125. el-Ahzab 33/36. 49 İbn Kesir. Te(..~ir. lll, 489. 5 Fahruddin e~-Razi. Mefatilıu '1-Gayb, Daru '1-Fikr, Beyrut 1990, XXV, 21 3; Alauddin Ali b. Muhammed b. İbrahim, Lubabu't-Te 'l'il fı Mail ni 't-Tenzil. Beyrut 1899, lll, 468. 51 ei-Ahzab 33/37. 47 48 ° Nurettin Turgay 92 İslam hukukuna göre evlat edinilen, evlat edenin gerçek oğlu kabul edilmernekte ve evlat edinen, evlat edindiği kişinin dul kalan hanımı ile evlenebiliyor. 52 Bu durumu gören münafıklar, olayın gerçek mahiyetini çarpıtarak, "Kur'an'da, 'Kendi sulbiinüzden gelmiş oğullarınızın karısı ... size haram kılındı,' 53 denilmekte ama, Muhammed kendi evlatlığının boşadığı Zeynep'le yani gelini ile evlendi," deyip dedikodu yapıyorlardı. Bunun üzerine, "Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah 'zn elçisi ve peygamberlerin haten-zi, sonuncusudur. Allah, her şeyi bilendir," 54 mealindeki ayet nazil oldu. 55 Rivayet edildiğine göre Hz. Zeynep, Hz. Muhammed (s.a.v.) ile evlendikten sonra, onun diğer eşierine karşı övünür ve şöyle derdi: "Resulullah, sizi ailelerinizden isteyip nikahladı. Beni ise, Allah (c.c.) ona nikahladı." 56 Bazı riviiyetlere göre, şayet Hz. Muhammed (s.a.v.)in, kendisine nazil olan herhangi· bir ayeti gizlernesi söz konusu olsaydı, Hz. Zeyd'in Hz. Zeyneb'i boşaması ve kendisinin onunla evlenınesini anlatan bu ayeti gizlerdi.57 Fakat, bazı müşrik ve münafıkların yaptığı çeşitli tenkit ve dedikoduhira rağmen o, Allah'ın gönderdiği vahiyden hiçbir şeyi gizlemedi; kendisine indirilen bütün iliih1 emirleri tebliğ etti. Zaten Yüce Allah, bu konunun yer aldığı Ahzab suresinin ilk ayetlerinde Hz. Muhammed (s.a.v.)'e önce şöyle bir uyarıda bulunmaktadır: "Ey Peygamber, Allah 'tan kork; kafirlere ve münqfiklara itaat etme. bilendir; hüküm ve hikmet sahibidir. Rabb 'inden sana vahiy edilene uy. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Allah 'adayan; vekil olarak Allah yeter." 58 Kuşkusuz Allah, Bu nedenle Hz. Muhammed (s.a.v.), her konuda olduğu gibi, bu konuda fitne ve dedikoduianna kulak vermeyerek, Allah'ın ernrettiği şekilde hareket etti ve insanlar arasında, peygamberlik görevinin gereklerini Allah'ın rızasına uygun bir şekilde yerine getirdi. da insanların Abdullah b. Mahmud b. Mevdfıd, el-İhtiyar li Ta 'If/i '1-Mu/ıtiir, Çağrı Yayınları, İstanbul III, 85. en-Nisa 4/23. 54 el-Ahzab 33/40. 55 el-Kadi, Esbiibu'n-Nuzul, s. ı 8 ı; Ali Ahmet el-Cürcavi, Hiknıetu't-Teşrii ve Felsejetulıu, Mısır tsz. ll, 117. · 56 eı-Cürcavi, Hikmetut-Teşrii ve Felsefetulıu, ll, ı ı 8; es-Sabun i, Teftim Ayati '1-Aiıkami '/Kur 'an, Mektebetü'lGazali, Dımaşk 1977, ll, 322. 57 eı-Kurtubi, el-Cami li Alıkanıi'l-Kur'an, XIV, ı22. 58 el-Ahzab 33/ı -3. 52 ı 980, 53 Kur 'an-ı kerim 'e Göre Evlat Edinme Meselesi 93 5- Cahili Geleneklerin Kaldırılması Yönündeki Kur'an Mesajı Evlatlık kurumu, Araplar arasında yaygındı. Evlatlığın hanımı da, evlat edinenin gelini sayılırdı ve bu nedenle, dul kaldığı zaman, evlat edinen kişi­ nin onunla evlenmesi söz konusu olamazdı. Yüce Allah, bu konuda yeni hükümler ortaya koyarken, emirlerini önce peygamberinin hayatında tatbik ediyordu. İslam dininde evlatlığın olmadığını belirten ayetler nazil olunca, gözler önce Hz. Muhammed (s.a.v.)'e çevriliyordu. O, evlatlığı olan Hz. Zeyd'in kendi çocuğ_u olmadığını söylüyor ve onu, babasının adıyla anınaya 59 başlıyordu. Böylece bu konudaki iHihl emirler, önce Allah'ın peygamberi olan Hz. Muhammed (s.a.v.)'in hayatında uygulanıyordu. Yüce Allah, evlatlığın boşadığı bir kadınla evlenmenin caiz olduğunu göstermek için, Kur'an'da, Hz. Zeyneb'i, Hz. Muhammed (s.a.v.)'le nikahladığını açıklıyor ve bunu önce peygamberinin hayatında uyguluyordu. Haliyle bu durumda, kafir ve münafıklar dedikodu yapıyorlardı. Bu nedenle Yüce Allah, bu ayetlerde anlatıldığı gibi, önce peygamberini uyarmakta, dedikodulara kulak vermemesini, sadece Allah'tan korkmasını, O'nun emirlerine uymasını ve O'na dayanıp tevekkül etmesini istemektedir. Allah'ın, bu ayetlerde Hz. Muhammed (s.a.v.} ile Hz. Zeynebin evlenmesini emretmesi, Müslümanlar için bir mesaj, bir açıklama ve bir kolaylık ifade etmektedir. Müslümanların, bu olayların neticesinde İslam dininde evlatlığın olmadığı ve evlatlığın hanımı ile evlenmenin caiz olduğu konusunda hiçbir şüphe ve tereddütleri kalmamıştır. Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Hz. Zeyneb ile evlenmesinin bu açıdan çeşitli hikmetleri vardır. Bu olayı, olumlu bir açıdan yorumlamayan kötü niyetli kişilerin, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in bu evliliğinin, aşk ve şehevi duygulara dayandığını iddia etmeleri, ilme, akla ve mantığa ters düşmektedir. Yukarıdan beri açıklamaya çalıştı­ ğımız ayetler, bu evliliğin hikmet ve sebeplerini ortaya koymaktadır. Eğer Hz. Muhammed (s.a.v.), Hz. Zeyneb'e aşık olup onu sevmiş olsaydı, daha Hz. Zeynep kız iken onunla evlenirdi. Ayrıca, Hz. Muhammed (s.a.)'in teklifi üzerine, Hz. Zeynep Hz. Zeyd ile evlenmişti. Bu evliliğin mutlu bir şekilde yürümemesi, Hz.Zeynebi üzmüş, mutsuz kılmıştı. Haliyle bu şekilde mutsuz bir duruma düşmesini de, Hz. Muhammed (s.a.v.)'den biliyordu. Çünkü kendisi onları evlendirmişti. Hz. Muhammed (s.a.v.)'in, bu durumdan sonra onunla evlenmesi, kendisi için bir teselli ve bir onurtandırma olarak düşünü­ lebilir. Aslında Hz. Muhammed (s.a.v.)'in diğer evliliklerinin de dini, ahlaki, sosyal ve siyasal açıdan çeşitli hikmetleri vardır. 60 59 Muhammed Ali es-Sayis, Tefsiru Ayciti '1-Aiıkcim, Matbaatu Muhammed Ali Sabih ve evladuhu bi'I-Ezher, Mısır 1953, IV, 9. 60 Bkz. Rıza Savaş, Hz. Muhammed (s.a.v.) devrinde Kadın, Ravza, İstanbul tsz. s. 190 vd. 94 ------------------------------~JV~u~'~·~e~t~t~i~n~~T~ı~ı'~·~g~a~v İslam alimleri, bir Müslüman'ın, başkasının çocuğunu evlat edinmesini mahzurlu ve günah olarak telakki etmektedirler. 61 Hatta, bunu büyük günah62 lardan kabul edenler bile vardır. Çünkü, başkasının çocuğunu evlat edinmenin hukuki ve ahlaki açılardan birçok sakıncaları görülmektedir. Şöyle ki, kişi vefat ettiği zaman, normal olarak yakınlan ona varis olup onun mal varlığına sahip olurlar. Fakat evlat edinmeyi kabul eden kanunlara göre, bir kişi başka birini evlat edindiğinde, veraset konusunda değişiklik meydana gelmektedir. Başkasını evlat edinen kişinin vefatından sonra, evlat edindiği kişi, mirasta onun çocuklarına ortak olmakta; çocukları olmadığı taktirde, kendi yakını olan gerçek varisieri değil, evlat edindiği yabancı kişi, onun mal varlığına sahip olmaktadır. Böyle bir uygulama, Kur'an ve sünnete ters düş­ tüğü için, hileli bir davranış ve bir nevi başkasının malını çalmak olarak değerlendirilmektedir. 63 Bu tür uygulamaların ahlaki açıdan sakıncalarına gelince, yukarıda Yusuf (a.s.)'m kıssasında belirtildiği gibi, zaman zaman evlat edinen ile evlat edinilen kişiler arasında duygusal ilişkiler yaşanabil­ mektedir. SONUÇ Evlat edinme, kişinin, başkasına ait olan bir çocuğu, kendi çocuğu olarak kabul etmesi ve ona, öz eviadı gibi muamelede bulunması demektir. Evlat edinme olayı, tarihin çeşitli dönemlerinde çeşitli kültürlerde bazı nedenlerden dolayı uygulanmıştır. Kur'an'da işaret edildiğine göre, Yusuf (a.s.) ve Musa (a.s.), henüz küçük yaşta iken evlat edinilmişlerdir. Hz. Muhammed (s.a.v.) de, kendisirıe peygamberlik görevi verilmeden önce, Hz. Zeyd'i evlat edinmişti. Evlat edinme olayının geçersizliğine dair ayetler nazil olunca, Hz. Muhammed (s.a.v.), Hz. Zeyd ile aralarındaki evlatlık olayına Allah'ın emri üzerine son vermişti. Hatta Hz. Muhammed (s.a.v.), Hz. Zeyd'ten boşanan Zeynep binti Cahş ile Allah'ın emri gereği evlenmişti. Bu uygulama, evlat edinme olayı­ nın İslam dininde yer almadığmı ortaya koymaktadır. Bu nedenle Fıkıh kitaplarında, evlat edirıme konusuna geniş yer verilmemektedir. Ali Bardakoğlu, "Evlat Edinme", İslcimi Kavramlar, Sema Yazar Gençlik Vakfı Yayınları, Ankara 1997, s. 230; Ömer Ferruh, İslam Aile Hukuku, tre. YusufZiya Kavakçı, Sebil Yayınevi, İstanbul 1969, s. 129; Yaman, İ. A. Hukuku, s. 54. 6 z Bkz. Günenç, ei-MeFsıiatii '1-Fıklıiyye. 1, 379. 63 Bkz. Kemalüddin Muhammed b. Abdulvahid b. Humam. Fet/w '/-Kadı/·, Bulak, Mısır 1316, 1, 541. 61 Kur 'iin-ı Kerim 'e Göre Evlat Edinme Meselesi 95 Kur' an ve sünnet tarafından reddedildi ği için İslam hukuku tarafından da tasvip edilmeyen evlat edinme olayı, hukuki ve ahlaki açılardan olumsuz neticelere sebep olmaktadır. Evlat edinmenin, nesep ve veraset açısından herhangi bir bağlayıcılığı yoktur. Dolayısıyla böyle bir davranış, dini açıdan günah olarak kabul edilmektedir. Kur'an, zekat; fıtre, fidye, kefaret, sadaka, hibe ve vasiyet gibi yollarla başkasına yardım etmeyi uygun görmektedir. Buna göre fakir kimselere maddi veya manevi her türlü yardımda bulunabilir, onları büyütüp evlendirebilir, hibe veya vasiyet yoluyla onlara malımızdan verebiliriz. Ancak, baş­ tan beri anlatmaya çalıştığımız hukuki, ahlaki ve benzeri sebeplerden dolayı, başkasını evlat edinemeyiz. Kur'an, nazil olduğu ortamda çok sayıda sosyal değişiklikler sağlamıştır. Bu değişiklikler, o zaman için birer devrim niteliğini taşımaktadır. Kur'an'ın o zaman için evlatlıkla ilgili olarak getirdiği yenilikler de, o dönemin Arap toplumunda bir devrim sayılmaktadır. Ancak Kur'an'ın ortaya koyduğu bu ve benzeri alanlardaki yenilikler, belli zaman ve mekanla sınırlı değil, her zaman ve mekanda yaşayan insanlaralıitap etmektedir. Nurettin Turgay 96 BİBLİYOGRAFYA AKTAN, Hamza, "Evlat Edinme", İslam 'da İnanç, ibadet ve Gün(ük Yaşayış Ansiklopedisi,İstanbul1977. '/ ANTALYA, Gökhan, Tiirk Medeni ve Borçlar Ka mm u, istanbul2003. ARSEBÜK, Ahmet Esat ve diğerleri, Türk Hukuk Lugatı, ''evlad edinme", Başbakanlık Basımevi, Ankara 1998. ASKALANİ, İbn Hacer Ahmed b. Ali (ö. 852/1448), ei-İsabe fi Temyizi 's-Salıabe, Mektebetü's-Selefıyye, Mısır 1328. AYDlN, M. Akif, "Evlat Edinme", Diyanet İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1995. BARDAKOGL, Ali, İsliimi Kavramlar, "evlat edinme",Sema Yazar Gençlik Vakfı Yayınları, Ankara 1997. BEYDAVİ, Nasiruddin Ebu Said Abdullah b. Ömer b. Muhammed (ö. 79111388), Enmrıı 't-Tenzil ve Esranı't-Te 'vi!, Şirketu Mektebe ve Matbaati Mustafa el-Biihf el-Halebf, Mısır 1955. BUHARi, Ebfı Abdiilah Muhammed b. İsmail (ö. 256/870), ei-Camiu's-Salıilı, Diiru İbn Kesir, Beyrut 1990. CASSAS, Ebu Bekr Muhammed b. Ali er-Razi (ö. 370/980), Alıkfımu'I-Kur'fın, thk. Muhammed es-Sadık Karnhavl, Diiru'l-Mushaf, Kahire tsz. CÜRCA vi, Ali Ahmet, Hikmetu't-Teşrii ve Felsefotuhu, Mısır tsz. DERVEZE, İzzet, et-Teftiru '!-Hadis, tre. Mustafa Altınkaya, Ekin Yayınevi, İstanbul 1998. DİY ARBEKRİ, Hüseyn b. Muhammed b. Hasan, Tari/w'I-Hamis fi Alıvfıli Enfesi 'nNefis, Diiru's-Sadr, Beyrut tsz. DOGAN, D. Mehmet ve diğerleri, Biiyiik Tiirkçe Sözliik, "evlatlık'', Birlik Yayınları, Ankara 1986. DÖNDÜREN, Hamdi, Delilleriyle Aile İlmihiili, Erkilm Yayınları, İstanbul 1995. "Evlat Edinme", Şamil İslam Ansiklopedisi, İstanbul1990. DUBY, Georges ve Michelle Perrot, Kadınların Tarihi, tre. Ahmet Fethi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul1992. EREN, Hasan ve diğerleri, Tiirkçe Sözliik, "evlat edinmek", Türk Dil Kurumu, İstanbul 1992. . FERAHIDI, Halil b. Ahmed (ö. 175/791), Kitfıbu '1-Ayn, "dea", Diiru İhyai't- Turiisi'IArabl, Beyrut 200 1. FERRUH, Ömer, İslam Aile Hukuku, tre. Yusuf Ziya Kavakçı, Sebil Yayınevi, İstanbul 1969. GÜNENÇ, Halil Abdulkerim, ei-Mevsfiatu'I-FıkhiyYe, "et-Tebennf', Diiru Sehii, İstanbul 1992. HAZİN, Alauddin Ali b. Muhammed b. İbrahim (ö. 74111341), Lubabu't-Te 'vi/ fi Maan i 't-Tenzil, Beyrutl 899. İBN HİŞAM, Ebfı Muhammed Abdulmelik (ö. 218/833), es-SiJ·etu'n-Nebeviyye, thk. Mustafa es-Sakka ve diğerleri, Mısır 1355. İBN HUMAM, Kemiiluddin Muhammedb. Abdulvahid, Fetlıu '1-Kadir, BulakMısır1316. İBN KESİR, İsmail (ö. 77411372), Teftirıı '!-Kur 'ani '1-Azinı, Diiru '1-Ka'rife, Beyrut 1969. İBN MANZÜR, Cemalurldin Muhammed b. Mukerrem (ö. 71111311 ), Lisfınu 'l-A rab, "bena", Daru'l-Fikr, Beyrut 1994. İBN SA' D, Ebu Abdilialı Muhammed (ö. 230/844), et-Tabaka tu '1-Kubra, Daru Sadr, Beyrut 1985. ... Kur 'fın-ı Kerim 'e Göre Evlat Edinme Meselesi 97 İZGi, Özkan, Uygurların Siytisf ve Kültürel Tarihi, Ankara 1987. KADİ, Abdülfettah, Esbabu'n-Nuzul, Diiru'J-Mushaf, Mısır tsz. KAYA, İsmail, "Tebenni", Şamil İslam Ansiklopedisi, İstanbul1994. KİTAB-I MUKADDES, KURTUBİ, Muhammed b. Ahmed 671/1272), el-Cami' li Alıkami'I-Kur'an, Diirü'lKütubi'l-İlmiyye, Beyrut 1988. KUTUP, Seyyid (ö. ı386/ı966), .fı Zilali'I-Kur'an, Diiru İhyiii't-Turiisi'I-Arabf, Beyrut J97ı. MAHALLi, Celiiluddin Muhammed b. Ahmed (ö. 664/1459) ve Celiiluddin Abdurrahman b. Ebi Bekr es-Süyüti, Tejsfm'I-Celiileyn, Mektebetu'l-Melliih, Dımaşk tsz. MA VERDi, Ali bi Muhammed b. Habip (ö. 450/1058), en-Nuketu ve '1-Uyımu, Muessesetu'I-Kütubi's-Sakafıyye, Betrut ı 992. MEVLANA, Niyaz, Kadın Sahabiler, tre. Ali Geneeli, İstanbul 1971. MÜSLİM, Ebu Hüseyn b. Haeeae (ö. 261/874), Salıilm Miislim, Beyrut ı 954. NESEFİ, Abdullah b. Ahmed b. Mahmud (ö. 710/1310), Medariku't-Tenzil ve Hakaiku't-Te 'l'il, Muhammed Emin Reme ve Şurekiiuhu, (Hazin Tefsirinin Kenarında), Beyrut ı899. RAZİ, Fahruddin (ö. 604/1209), Mefiitilıu'l-Gayb, Diiru'I-Fikr, Beyrut I 990. RIZA, Muhammed Raşit (ö. 135411935), Tejsfrıı'l-Meniir, şrh. İbrahim Şemsuddin, Diiru'I-Kutubi'l-İlmiyye, Beyrut 2005. SABÜNi, Muhammed Ali, Tefsim Ayati '1-Aiıkami '/-Kur 'an. Dımaşk 1977. Saji•elll't-Tefiisfr, Diiru'l-Ensiir, İstanbul198l. SAV AŞ, Rıza, Hz. Muhammed (s.a. v.) devrinde Kadm, Ravza, İstanbul tsz. SAYİ, Ahmed b. Muhammed, Haşiyetu Allame es-Savi ala Celaleyn, Diiru İhyai't­ Turiisi'ı-Arabi, Beyrut tsz. SAYİS, Muhammed Ali, Tejsfrıt Ayiiti '1-Aiıkiim, Matbaatu Muhammed Ali Sabih ve evliiduhu, Mısır 1953. S UYÜTi, Abdurrahman Celaluddin (ö. 9 I I 11505), ed-Durrıt '1-Mensur ji 't- Tefsiri bi '1Mesur, Muhammed Emin Reme ve Şurekiiuhu, Beyrut tsz. ŞİRBINi, Muhammed, Muğni '1-Mulıtiic, Diiru İhyai't- Turiisi'l-Arabi, Beyrut tsz. TAB ERi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir (ö. 31 0/922), Camiu'f- Beyan an Te 'vi/i Ayi '1Kw· 'an, thk. Sıdki Cemi! el-Attiir, Diiru '1-Fikr, Beyrut I 995. TEKiNA Y, Selahattin Su !hi, Tiirk Aile Hukuku, İstanbul 1971. TiRMizi, Ebu Musa Muhammed b. İsa (ö. 279/892), Siinen, Çağru Yayınevi, İstanbul 1992. YAMAN, Ahmet, İslam Aile Hukuku, Yedi veren, Konya 2002. ZEMAHŞERİ, Carullah Muhammed b. Ömer (ö. 538/ll43), el-Keşşaf an Hakaiki'tTenzil, thk. Muhammed Mursi Amr, Diiru'I-Mushaf, Kahire ı 977. ZEBİDİ, Zeynu'd-din Ahmed b. Ahmed b. Abdi'!- Latif, Salıi/ı-i Buhari Muhtasarı ve Tecrid-i Sari/ı Tereemesi, tre. Ahmed Naim, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankar~ 1970.