T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI KENTLEŞME VE ÇEVRE SORUNLARI BİLİM DALI KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINDA BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİNİN ROLÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Şamil GÖKMEN Tez Danışmanı Prof. Dr. Kemal GÖRMEZ Ankara-2011 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI KENTLEŞME VE ÇEVRE SORUNLARI BİLİM DALI KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINDA BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİNİN ROLÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Şamil GÖKMEN Tez Danışmanı Prof. Dr. Kemal GÖRMEZ Ankara-2011 ÖNSÖZ “Kentsel Çevrenin İnşasında Belediyelerin planlama Hizmetinin Rolü” adındaki bu çalışma, belediyeler tarafından gerçekleştirilen planlama hizmetinin kentsel çevre açısında oynadığı rol üzerine odaklanmaktadır. Bu çerçevede kentsel çevrenin inşasında en önemli aktör olan belediyelerin, kentsel hareketlerin daha yakından kontrol edilmesi, kentsel alanda meydana gelen gelişmelerin daha iyi görülmesi ve analiz edilmesinde avantajları vardır. Bu çalışmada belediyelerin, bu avantajlı konumu çerçevesinde, sundukları planlama hizmetinin kentsel çevre üzerindeki baskıları azaltmak yanında, onun sağlıklı bir şekilde inşasının sağlamasında etkin olduğu üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, her ne kadar kentsel çevre açısından bakıldığında olumsuz yönleri olsa da, planlamanın kentsel çevrenin inşasında vazgeçilmez bir araç olduğu ve bu aracın belediyeler tarafından kullanılması durumunda planlamanın rolünün daha da artacağı belirtilmektedir. Belediyelerin yaptığı planlama uygulamalarında da, genel anlamda kentsel çevre gözetildiğine dair somut verilere ulaşılamamıştır. Bu eksikliklerin yanında, kentsel çevre konusunun öneminin yeni kavranmaya başlamasının da etkisi ile bu konuda çok fazla çalışma ve kaynağa ulaşılması mümkün olmamıştır. Buna rağmen mevcut durum çerçevesinde, teorik temelli bir yöntem izlenen çalışmada; belediyelerin planlama hizmetinin asıl amacının, kentleşme sürecinde gözardı edilen kentsel çevrenin inşası olduğu belirtilmek istenmiştir. Ayrıca belediyelerin planlama hizmetinin, kentsel çevrenin inşasında oynadığı rol tespit edilerek, bunun daha iyi sonuç vermesi için değerlendirmeler yapılarak, çözüm önerilerinin sunulması hedeflenmiştir. Ayrıca çalışmanın yapılması süresince değerli yardım ve katkıları ile birlikte beni yönlendiren tez danışmanım sayın Prof. Dr. Kemal Görmez’e ve hiçbir zaman desteğini esirgemeyen eşime teşekkürü bir borç bilirim. ii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ……………………………………………………………………..i İÇİNDEKİLER……………………………………………………………..ii SİMGELER VE KISALTMALAR………...…………………………......viii GİRİŞ………..……………………………………………………………..1 BİRİNCİ BÖLÜM KENTSEL ÇEVRE VE KENTSEL ÇEVREYE YÖNELİK PLANLAMA KAVRAMI 1.1. ÇEVRE…………………………………………………………….…..6 1.1.1. Doğal Çevre…………………………………………….….7 1.1.2. Yapay çevre…………………………………………….….9 1.1.3. Sosyal ve Kültürel Çevre…………………………….....10 1.1.4. Kentsel Çevre……………………………………………..11 1.2. KENTSEL ÇEVRE YÖNETİMİ……………………………………..12 1.2.1. Kentsel Çevre Yönetiminin Kapsamı…………….....14 1.2.2. Kentsel Çevre Yönetiminin Belediye Teşkilatı İçerisindeki Yeri……………………………...16 1.2.2.1. İdari Yönü………………………………………..18 1.2.2.2. Ekonomik Yönü…………………………………18 1.2.2.3.Teknik yönü……………………………………... 20 1.3. KENTSEL ÇEVRE YÖNETIM ARACI: PLANLAMA…………… 21 1.3.1. Kentsel Çevreyle İlgili Planlama…………………….... 23 1.3.2. Kentsel Çevrenin İnşasında Planlama iii Yaklaşımları……………………………………………… 24 1.3.2.1. Klasik Kent Planlaması………………………… 25 1.3.2.2. Stratejik Planlama Yaklaşımı………………….. 26 1.3.2.3. Bütünleşik Planlama Yaklaşımı……………….. 28 1.3.2.4. Sürdürülebilir Kent Planlaması………………... 29 1.3.2.5. Çevreye Duyarlı Kent Planlaması…………….. 30 1.3.3. Kent Planlamasının Temel Gerekçeleri……………… 31 1.3.3.1. Kentsel Genişlemenin Kontrolü……………….. 32 1.3.3.2. Kentin Yenilenmeye İhtiyaç Duyması………… 34 İKİNCİ BÖLÜM BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİ İLE KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASI ARASINDAKİ İLİŞKİ 2.1. BELEDİYELERİN KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINA YÖNELİK PLANLAMA HİZMETİ…………………………………. 39 2.1.1.Yerel Düzeyde Kentsel Planlamanın Amaçları……… 41 2.1.2. Belediyelerin Plansız Alanlara Yönelik Planları ve Plan Değişiklikleri………………………….45 2.1.2.1. Belediyelerin Plansız Alanlara Yönelik Planları………………………………... 46 2.1.2.2. Belediyelerin Plan Değişiklikleri……………….47 2.2. BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİNİN KENTSEL ÇEVRE ELAMANLARI İLE İLİŞKİSİ……………….. 50 2.2.1.Doğrudan Planlama ile Şekillenen ilişki Alanları…... 50 2.2.1.1. Doğal ve Yapay Yeşil Alanlar ve Planlama….. 51 2.2.1.2. Belediyelerin Altyapı Hizmetleri ve Planlama…53 2.2.2. Planlamadan Etkilenen İlişki Alanları…………….......55 iv 2.2.2.1. Çevre Kirliliği ve Planlama…………………….. 56 2.2.2.2. Aktivite Alanlarının Seçimi ve Planlama………58 2.2.2.3. Düzenli Konut İhtiyacının Sağlanması ve Planlama…………………….....59 2.2.2.4. Enerji Tasarrufu Sağlanması ve Planlama…... 62 2.2.3.Sağlıklı Kentsel Çevre Üzerinde İlişkilerin Birleştirilmesi…………………….. 64 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TÜRKİYE’DE KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINDA BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİ 3.1. TÜRKİYE’DEKİ BELEDİYELERİN KURUMSAL YAPISI……… 68 3.1.1. İdari Yönden……………………………………………… 69 3.1.2. Teknik Yönden…………………………………………… 70 3.1.3. Ekonomik Yönden……………………………………… 71 3.2. TÜRKİYE’DE BELEDİYELERİN PLANLAMA YAKLAŞIMI…... 72 3.3. PLANLAMA HİZMETİNİN HUKUKİ TEMELLERİ……………… 74 3.3.1. Planlamaya Yönelik Düzenlemeler………………….. 75 3.3.1.1. 3194 Sayılı İmar Kanunu Öncesi…………... 76 3.3.1.2. 3194 Sayılı İmar Kanunu ve Sonrası……….. 78 3.3.1.2.1. Belediye Kanunlarında Yapılan İlgili Düzenlemeler……………… 78 3.3.1.2.1.1. 5393 Sayılı Belediye Kanunu…………………………. 79 3.3.1.2.1.2. 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu…………………………. 80 v 3.3.1.2.2. Kentsel Çevre İle İlgili Diğer Düzenlemeler……………….... 82 3.3.1.2.2.1. 2872 Sayılı Çevre Kanunu… 83 3.3.1.2.2.2. 3194 Sayılı İmar Kanunu….. 84 3.3.1.2.2.3.Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik……………... 86 3.3.1.2.2.4. İmar Kanununun 18’nci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzen. İle İlgili Esas Hakkında Yönetmelik…….. 87 3.3.1.2.2.5. 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu………………………..88 3.3.1.2.2.6. Belediye Arsaları Üzerinde Toplu Konut ve Kentsel Çevre Üretimi ve Kredilendirilmesine Dair Yönetmelik…………..... 89 3.3.1.2.2.7. Diğer İlgili Hukuki Düzenlemeler……………….. 90 3.4. BELEDİYELERDE ÇEVREYE YÖNELİK PLANLAMA………. 92 3.4.1. Türkiye’de Planlama ve Uygulamaları………………. 92 3.4.2. Belediyelerin Doğrudan Yetkisinde Olmayan Planlar………………………………………… 93 3.4.3. Doğrudan Belediyelerin Yetkisindeki Kentsel Planlar…………………………………………. 95 3.4.4. Özel Nitelikli Kentsel Plan: Kentsel Dönüşüm Projeleri…………………………... 96 3.4.5. Arazi ve Arsa Düzenlemeleri…………………………. 98 vi DÖRDÜNCÜ BÖLÜM KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINA YÖNELİK PLANLAMADA SORUNLARIN TESPİTİ VE YÖNTEMLER 4.1. KENTLEŞMENİN KENTSEL ÇEVRE ÜZERİNE ETKİLERİNİN TESPİTİ…………………………………………....104 4.1.1. Plansız Kentleşmenin Kentsel Çevre Üzerine Etkilerinin Tespiti……….…………………….…105 4.1.2. Planlı Kentleşmenin Kentsel Çevre Üzerine Etkilerinin Tespiti………......…………………....106 4.2. BELEDİYELERİN PLANLAMA İLE İLGİLİ KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR…………………………..…..108 4.2.1. Planların Güncelliği Sorunu…………………………..110 4.2.2. Planların Uygulanması Sorunu……………………….110 4.2.3. Planlamanın Etkinliği Sorunu……………………...... 111 4.2.4. Planlamada Eşgüdüm Sorunu……………...……….. 111 4.2.5. Planlamada Müdahale Sorunu…………....................112 4.3. KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINDA YÖNTEMLER……………113 4.3.1. Planlamanın Yapıcı Özelliklerinden Yararlanılması……………………………………………114 4.3.1.1.Toplumsal Dinamiklerin Sürece Dâhil Edilmesi…………………………………. 114 4.3.1.2. Kentsel Planlamanın Yaptırım Gücünden Yararlanılması……………………. 115 4.3.1.3. İmar Planlamasının Öngörüsel Özelliğinden Yararlanılması………………….. 115 4.3.2. Kentsel Çevrenin İnşasıyla ilgili Yöntemler............116 4.3.2.1. Yerel Yönetim Teşkilatının güçlendirilmesi….116 vii 4.3.2.2. Yeni planlama Yaklaşımlarının Kullanılması……………………………..…….. 119 4.3.2.3. Planlamada Kentsel Bilgi Birikimi Sağlanması……………………………………. 120 4.3.2.4. Gereken Şartlar ve Ölçülerde Planların Yapılması……………………………………….121 4.3.2.5. Katılımın ve İşbirliğinin Sağlanması………….122 4.3.2.6. Bilimsel Temelli Planlamaya Geçilmesi…….. 124 4.3.2.7. Kentsel Çevrenin Sosyal ve Ekonomik Yönünün Dikkate Alınması…………………….126 SONUÇ…………………………………………………………………………...127 KAYNAKÇA……………………………………………………………………...131 TÜRKÇE ÖZET………………………………………………………………….139 ABSTRACT ……………………………………………………………………..141 viii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ a.g.e. : Adı Geçen Eser a.g.m. : Adı Geçen Makale a.g.t. : Adı Geçen Tez CBS : Coğrafi Bilgi Sistemleri ÇED : Çevresel Etki Değerlendirilmesi Çev. : Çeviren DPT. : Devlet Planlama Teşkilatı Ed. : Editör KÇYP : Kentsel Çevre Yönetim Planı OECD: Organisation for Economic Co-operation and Development RG : Resmi Gazete s. : Sayfa SÇD : Stratejik Çevresel Değerlendirme STK : Sivil Toplum Kuruluşu TMMOB : Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği TODAİE : Türkiye ve Ortadogu Amme İdaresi Enstitüsü Vd.. : Ve Diğerleri www : world wide web GİRİŞ İnsanların yoğun olarak varlıklarını sürdürdükleri kentlerin iç ve dış dinamiklerinden kaynaklanan genişleme eğilimleri ve buna bağlı olarak kentlerdeki sürekli yenilenen yaşam şekilleri ve yoğunlaşan ilişkiler kentin genel üretimden ve kaynaklardan daha fazla pay almasını beraberinde getirmiştir. Bunların içinde en önemlilerden birtanesi de kentlerin doğal kaynaklardan talep ettikleri paydır. Kentin sürekli artan arazi taleplerini kısa sürede yerine getirmek bazen doğal ortam açısından mümkün olmamaktadır. Bunu karşılamaya çalışan çevrenin kendi iç dengesine yapılan müdehaleler sonucu mevcut yapısına tekrar şekil verilmesi ile karşı karşıya kalan doğa da bozulmaya uğramaktadır. Bu da sadece doğal yapı açısından değil, kentsel çevrenin ve sonuçta insanların sürdürdüğü yaşamın kalitesi açısından uzun dönemli sorunları beraberinde getirmektedir. Kaynakların dengesiz tüketilmesinin yanında çevreyi korumaya yönelik olarak kullanılan yetersiz hukuki yapılar kentlerin kontrolsüz şekilde büyümesine neden olmaktadır. Düzensiz kentsel genişlemeden dolayı meydana gelen sorunları gidermeye yönelik sistemli bir planlama mantığı gereklidir. Kentsel genişleme sürecinde kentin kaldırma kapasitesinin dikkate alınmadığı durumda meydana gelen sonuçlar kentsel çevrenin inşasını olumsuz etkilemektedir. Bu çerçevede belediyelerin sunduğu planlama hizmetinin yapıcı ve düzenleyici fonksiyonu devreye girse de bazen kentsel çevreyi inşa eden yapıya dönüşememektedir. Hızlı ve kontrolsüz kentleşme sürecinde, belediyelerin sunduğu planlama hizmeti daha çok insanların ihtiyaç duyduğu arsanın üretilmesine odaklanmaktadır. Oysa bu yaklaşım, kentsel çevrenin inşası ve kentsel sürdürülebilirliği amaç edinmekten uzaklaşmaktadır. Bu nedenle planlama hizmetinin asıl amacının kısa dönemli beklentilere cevap vermek değil, uzun dönemli kentsel sürdürülebilirliğin sağlanması, kentsel çevrenin inşası ve belediyelerin bu süreçte en etkin yönetim birimi olduğunun vurgulanması gerekmektedir. 2 Planlamanın kısa dönemli sorunlara odaklanmasından dolayı uygulamaya konulan planlar kentsel ve doğal sürdürülebilirliği ortadan kaldıran bir anlayışa yol açmaktadır. Öyle ki bu yapılaşma sonrasında kentsel geri kazanılma ya mümkün olmamakta ya da hasarın azaltılması çok maliyetli olmaktadır. Bütün bu problemlerin kaynağı olarak gözüken klasik planlama yaklaşımı, uzun yıllardır Türkiye’de uygulanan planlama sistematiğine egemen olmuştur. Bu yüzden kentsel alanlarda meydana gelen değişim de bu anlayış çerçevesinde yönetilmiştir. Oysa planlamanın asıl amacının kentsel çevrenin inşası olduğu ve kentsel sürdürülebilirlik açısından bunun gerekli olduğu anlaşılmalıdır. Ayrıca kentsel çevrenin sadece doğal unsurlar içermediği, düzensiz kentsel genişlemenin bu çerçevede sadece doğaya zarar vermediği, aynı zamanda doğrudan insan üzerinde etkisi görülen, başta yaşam olmak üzere kentsel unsurları etkilediği bilinmelidir. Temel olarak yerel yönetimlere verilen, planlamanında içinde olduğu, görev ve yetkilerin çoğu doğrudan ya da dolaylı olarak kentsel çevreyi ve inşasını ilgilendirmektedir. Buna rağmen planlamanın bu yönü Türkiye’deki belediyelerin faaliyetlerinde, planlarında, ve yapılan diğer araştırmalarda çok fazla konu edilmemiştir. Bu nedenle, daha önce doğrudan konu ile ilgili kapsamlı bir çalışma yapılmamış, benzer konuları işleyen çalışmalarda dolaylı olarak konuya değinilmiştir. Bu çalışmada da sınırlı kaynak ve veriye ulaşılabilmesine rağmen çalışma tamamlanarak sonuca gidilmesi hedeflenmiştir. Yapılan bu çalışma: kentsel gelişmelerin çevre üzerindeki etkileri nelerdir? Kentsel çevrenin unsurları ve bunların planlama ile ilişkili oldukları noktalar nelerdir? Planlamanın kentsel çevreyle ilişkilendirilmesi sürecinde belediyeler hangi konumdadır? Bu konuların Türkiye’deki düzenlemelere ve uygulamalara yansımaları nasıldır? Belediyelerin ve planlama hizmetinin kentsel çevrenin inşası sürecindeki rolü ve bu rolün oynanmasında etkinliği nedir ve nasıl olmalıdır? Gibi sorulara cevap vermeye yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu sorular çerçevesinde yapılan çalışmanın amacı, kentleşme 3 sürecinde gözardı edilen ve insanlar için en önemli unsurlardan olan kentsel genişlemenin çevre boyutunun da önemli olduğu ve planlamanın asıl amacının kentsel çevrenin inşası olduğunu ortaya çıkarmaktır. Ayrıca, bu sonuca ulaşmak için gerekli ilişkilerin kurulması ve bu ilişkilerin başarıya ulaşması için değerlendirmeler ve önerilerde bulunmaktır. Etkin bir belediye yönetiminin kapsamında sunulan planlama hizmeti, sağlıklı kentsel çevrenin inşasına yönelik olarak, kısa ve uzun dönemli değişkenleri dikkate almalıdır. Kentsel planların yapılma amaç ve hedefleri kentsel sürdürülebilirliği uzun dönemli olarak konu edindiği takdirde kentsel çevrenin inşasına yönelik olarak tüm kentsel yapılanmayı ve hareketleri şekillendiren ve etkileyen temel bir yöntem olarak kullanılabilir. Bu çalışmada da, bu öngörülere dayanılarak, belediyelerin planlama hizmeti kentsel çevrenin inşası açısından değerlendirilmektedir. Bu şekilde kentsel planların kentsel çevre açısından olumlu ve olumsuz yönlerine dikkat çekilse de kentsel ve çevresel sürdürülebilirlik ile birlikte değerlendirildiğinde kaçınılmaz olan kentsel genişleme sürecinde, planlamanın yaşanılabilir kentsel çevrenin inşası açısından temel araç olduğu öne sürülmektedir. Hukuki, idari ve teknik yönden kentsel çevreye en yakın olan belediyeler tarafından hazırlanan ve uygulanan bir kentsel planın kentsel çevrenin inşasında önemli rol oynayacağı belirtilmektedir. Çalışma bu bütünlülüğün ve ilişkinin fark edilmesi, planlamanın bu açılardan öneminin kavranması ve belediyelerin bu konuda en önemli aktör olduğundan ortaya çıkarılmasına yardımcı olacaktır. Çalışmada, kentsel çevrenin inşasının en etkin ve verimli şekilde, belediyelerin planlama hizmeti ile sağlanacağı öngörülmektedir. Bu nedenle kentsel çevre, belediye ve planlama arasındaki ilişkinin doğru yollarla kurulması gerekmektedir. Hazırlanan bu çalışma, sözkonusu bu ilişkilerin kurulmasına yönelik değerlendirmeler ve sonuçlar içeren dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde kentsel çevre ile ilgili kavramların yanında 4 planlama yaklaşımları ve belediyelerin kentsel çevreyi ilgilendiren özellikleri üzerinde durulmaktadır. İkinci bölümde ise belediyelerin planlama hizmeti ile kentsel çevre ve unsurları arasındaki ilişki kurulmaktadır. Üçüncü bölümde Türkiye’deki belediyelerin planlama yaklaşımları, hukuki düzenlemeler çerçevesinde kentsel çevre ile ilişkilendirilmektedir. Son bölümde ise konu ile ilgili değerlendirilmelere gidilerek çözüm önerileri sunulmaktadır. BİRİNCİ BÖLÜM KENTSEL ÇEVRE VE KENTSEL ÇEVREYE YÖNELİK PLANLAMA KAVRAMI Kentlerin sağlıklı ve yaşanabilir büyümelerinin kentsel çevrenin varlığına bağlanması nedeniyle son yıllarda çevre ile ilgili söylemler artmaya başlamıştır. Kentsel büyümenin kontrolünde en önemli paya sahip olan planlamada bu söylemlerin etkisindedir. Kentin oluşturulması ve genişletilmesi sürecinde ortaya çıkarılan yapılı çevrenin, doğal çevre ile uyumlu bir şekilde büyümesinin sağlanmasında planlama önemli bir rol oynamaktadır. Bu çerçevede kentsel genişlemenin yükünü hafifletmek ya da eksikliklerini gidermeye yönelik olarak farklı şehir önerilerinden planlama karşıtı gibi gözüken “Bahçe kent”lerde1 bile, kentsel genişlemenin olumsuz sonuçları karşısında, belirli bir plan olmadıkça sağlıklı kentsel çevre oluşturmak artık mümkün olmamaktadır. Diğer kent modelleri ise planlama ile birlikte şekillendirilen, sanayi kenti, turizm kenti, ekolojik kent, doğal kent gibi isimlerle ortaya atılmıştır. Bunların temelinde, doğal ve kültürel yapıya sahip çıkılarak sosyal ve ekonomik aktivitelere, kentin sürekliliğine yönelik kentsel politikalara ağırlık verilen kentsel planlar etkin olmaya başlamıştır. Kent planlarının uygulanması sürecinde sadece yapay çevre ortaya çıkarılmamakta, ayrıca planlama eylemlerinin doğal çevre üzerinde kısa ve uzun vadede etkileri de olmaktadır. Bu çerçevede planlama sürecinde ve sonrasında bu etkilerin nedenleri değerlendirilmek suretiyle hem yapay hem de doğal çevre üzerinde planlamanın yapıcı sonuçları ortaya çıkarılabilir. Aynı süreçte kentsel genişlemenin kentsel çevrenin üzerindeki olumsuz etkileri giderilirken, inşasının da gerçekleştirilmesi sağlanabilir. Bu anlamda, karmaşık yapıları yönlendiren, İnsana özgü sistematik eylemlerden olan “ Planlama kelimesi şaşırtıcıdır, Çünkü bütün aktivitelere uygulanabilir aynı zamanda kent yapımı için en önemli kavram olarak ve onunla eş anlamlı 1 Rutherford H. Platt, Toward Ecologıcal Cities, s.12-27, Environment; Jun 2004; 46, 5; ABI/INFORM Global. 2004, s.17. 6 genel nitelikte ifade edilir.”2 Planlama ve kent arasındaki bu yakın ilişkiye bağlı olarak kentsel planlama yapılırken çevre boyutu soyutlansa ya da ikinci planda değerlendirilse de planlama ile çevre ve dolayısıyla kentsel çevre bir bütünlük oluşturmaktadır. Belediyelerin sunduğu planlama hizmeti ve Kentsel çevre arasında ilişkinin kurulmasında, çevre, doğal çevre, yapay çevre, kentsel çevre ve kültürel çevre bütünlük içinde ele alınırken, planlama yaklaşımı ve türleri kentsel çevrenin inşası açısından ilişki içerisindedir. 1.1. ÇEVRE Çevre, kavram olarak geniş anlamlıdır ve bu yüzden içerisinde birçok unsuru barındırır. Çevre, “canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı”3 ifade etmektedir. Çevreyi tanımlarken bu unsurlar arasındaki ilişkilerin belirtilmesi gerekmektedir. Kentsel çevre analiz edilirken fiziki çevre ve onun üzerinde oluşturulan beşeri çevre ve bu ikisinin ilişkisi üzerinde durulmaktadır. Çevre bir birine yaşamsal olarak bağlı birçok sistemi içerir. Bu sistemler arasındaki denge uyumlu bir şekilde kurulmuştur. Çevre sorunlarının birçoğunun çözülmesi ve yönetilmesinde, biyokimyasal döngülerin gerçekleştiği ölçek dengelerinin analizi önemlidir.4 2 Charles Landry, The Art of City Making, UK, Earthscan, 2007, s. 298. 3 Çevre Kanunu Kanun, Numarası: 2872, Kabul Tarihi: 09/08/1983, R.G. Tarihi: 11/08/1983, R.G. Sayısı: 18132, madde:4. 4 Mehmet C. Marın, “Sistem yaklaşımıyla Ekosistemde Enerji ve Maddenin Dönüşümü ve Ekolojik Sorunlar”, s.31-57, Ed: Mehmet C. Marın, Uğur Yıldırım, Çevre Sorunlarına Çağdaş Yaklaşımlar (Ekolojik, Ekonomik, Politika ve Yönetsel Perspectifler), İstanbul, BETA Yayın, 2004, s.47. 7 İnsandan soyutlanamayan, kimyasal hareketlerin olduğu belirli bir denge içindeki şehirsel arsaları da kapsayan, fiziki çevre üzerinde kentsel yaşam şekillenmektedir. “Bir şehirsel arsa yapısında üç unsuru bulundurur. Bunlar 1) Şehirsel toprak, 2) Bu toprak üzerinde belirlenmiş bir imar ya da kullanma hakkı, 3) Şehirsel arsa üstünde yer alacak faaliyetlerin görülmesi için gerekli altyapı”dır.5 Çevre ile ilişkiler yönünden bu üç unsur birlikte değerlendirildiğinde bu unsurların yaşanılabilir bir çevre için başarılı bir şekilde yönetilmesi sonucunda kentsel çevreyi inşa etmek mümkündür. Kentsel çevrenin kurulduğu alanda “insanları ve diğer canlıları etkileyen birçok etken vardır. Bazıları içsel ve doğuştandır, diğerleri ise dışsaldır. Bu içsel ve dışsal etkenlerin karışımı “çevre”yi oluşturur.”6 Kentsel çevre sadece insanlar tarafından içsel oluşumların ürünü değildir. Onu doğal çevreden bağımsız düşünmek mümkün değildir. Çevre insanları da içine alan, canlı organizmaların etkileşim içerisinde bulunduğu bir yapı olduğundan çok yönlü sistemler bütünüdür. Bu nedenle öncelikle çevre, doğal ve yapay olarak, kültürel olarak ayrı ayrı ve bunlarla bağlantılı olarak kentsel çevre tanımlanabilir. 1.1.1. Doğal Çevre Doğal çevre, belirli bir alan üzerindeki doğal yapıları, toprak, taş, yaşamsal organizmalar, yeşil alanlar gibi birçok unsurun dağılımını içermektedir. Kentsel çevre açısından en önemli doğal çevre unsuru, açık ve yeşil alanlardır. Kentsel genişleme sürecinde çoğu olumsuz olmak üzere sürekli etki altındadır. Oysa kentsel yaşamın sürdürülmesinde ve düzenlenmesinde en önemli kentsel çevre unsurudur. 5 İlhan Tekeli, Kentsel Arsa, Altyapı ve Kentsel Hizmetler, İstanbul, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2009, s.120. 6 Erol Uluğ, Çevre Kirlenmesinin Boyutları s.41-50, İnsan Çevre Toplum Ed. Ruşen Keleş, Ankara, İmge Kitabevi, 1997, s.41-42. 8 Açık ve yeşil alanlar kentin yoğunlaşma stresini azaltmakta kentin kendi bünyesinde taşınabilirliğini artırmaktadır. Bu şekilde açık ve yeşil alanlar “kentlinin ruhsal ve fiziki gereksinmelerini karşılamaktan, doğal zenginliklerin korunmasına, turizmin gelişmesinden, oturma alanlarıyla ticaret ve sanayi alanları arasında tampon bölgeler oluşturmaya, yaya ve taşıt dolaşımını kolaylaştırmaya”7 kadar birçok konuda kentsel yaşama yardımcı olmaktadır. Bu nedenle öncelikle kentsel genişleme sağlanırken, gelişme bölgelerindeki yeşil alanların tahribatının en aza indirilmesi gereklidir. Açık ve yeşil alanların diğer kentsel çevre unsurları ile birlikte kentin doğal ikliminin ve dengelerinin korunmasında önemli olduğundan bütün olarak kentin ekolojik sisteminin yapısı planlamada göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Kentsel çevre içerisindeki ve kentsel çevreye destek olan doğal çevreler, kentsel etkinlikler sonucunda ortaya çıkan, gürültü, hava kirliliği, toprak ve su kirliliği gibi durumların doğmaması için kendi bünyelerinde doğal dengenin sürdürülmesi için mücadele eder. Öyle ki “Bütün doğal sistemler insan etkinlikleri sonucunda ortaya çıkan sıvı, gaz, duman, ses, ışık gibi atıkları kendi döngüleri içinde özümsemeye çalışan sistemlerdir ancak, bu özümsemenin bir sınırı vardır.” 8 Hızlı ve kontrolsüz kentleşme sonucunda doğal çevre tahribata uğramakta ya da doğal ortamın kaldırma kapasitesinin üzerinde meydana gelen müdahale karşısında etkin olmakta zorlanabilmektedir. “Doğal çevreler kentsel alanların önemli bir parçasıdır. Bir bölge olarak ticari olarak gelişir ve onun nüfusu ve altyapısı gelişir, onun doğal yeryüzü alanı daralır.”9 Bunun sonucunda kentsel alandaki yaşamsal denge bozulur. 7 8 Ruşen Keleş, Kentleşme Politikası, Ankara, İmge Kitabevi, 2008, s. 238-239. DPT, Yerel Yönetimler Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, DPT: 2538 . Öik: 554, Ankara, 2001, s.147. 9 Jones, Lovell, “Rebuilding the Unity of Health and the Environment” (Editor); Porretto, John (Editor); Coussens, Christine M. (Editor). The Greater Houston Metropolitan Area: Workshop Summary” Washington, DC, USA: National Academies Press, 2005, (Erişim) http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10075867&ppg, 26 Nisan 2011, s.33. 9 1.1.2. Yapay çevre Kent bir kurgulamanın ve müdahalenin ürünü olduğundan asıl olarak yapay unsurlarla tanımlanmıştır. Kenti oluşturan doğal çevre üzerinde insan unsurunun müdahalesi ile birlikte doğal çevrenin dönüşümü gerçekleşmekte ve kentsel yapı doğmaktadır. Yapay çevre, doğal çevrenin bulunduğu arazi ve arsalar üzerinde kurulmuş olan tüm bina ve özel nitelikli tesisleri ve bunlar için gerekli alt yapıları ve donatıları kapsamaktadır. Yapay çevrenin ilk unsuru bina ve özel nitelikli tesisler genel olarak değerlendirildiğinde özel amaçlar için kurulan ve başta barınma ve ekonomik ihtiyaçların giderilmesine yönelik yapılardır. Kentsel çevre açısından, onun oluşumu sürecinde doğal çevre karşısında bir direnç olarak görülmektedir. Bu nedenle kentsel çevre açısından sorunlara yol açmaması için kontrol edilmesi gereken bir unsur olarak değerlendirilir. Yapay çevrenin ikinci unsuru olan “altyapı, bir kentte yapı yapılabilmesi veya yapılan yapının içinde oturanlara yeterli bir barınma sağlayabilmesi için bulunması gereken yol, su, elektrik, gaz, atık su, yağmur suyu ve benzeri yapılardır.”10 Alt yapı anlam olarak; kentin bir üst yapı olarak düşünüldüğü yerde, onun kurulması için öncelikle tamamlanması gereken ve kent için temel teşkil eden yapılar olarak görmek mümkündür. Bunlar, yollar, parklar, kanalizasyon su ve haberleşme, enerji iletim hatları başta olmak üzere kenti ilgilendiren her alanda yapılan düzenlemeleri içerir. Bir kentin kurulması ya da kentin sağlıklı olarak gelişmesini (genişlemesini) sürdürmesi için öncelikle alt yapının kurulması gerekmektedir. “Bir şehrin alt yapısı farklı donanımlar ve özellikte olsa da mutlaka mevcuttur. Her kentsel müdahale ile ona uyumlaştırılır ya da genişletilir.”11 Öyle ki kentsel çevre açısından alt yapı 10 Hüsamettin Koçak, “Kentsel Yaşam Kalitesinin Geliştirilmesi İçin Stratejik Çalışma Alanları” Yerel Siyaset, (erişim) http://www.yerelsiyaset.com/pdf/temmuz2008/12.pdf, 26 Mart 2011, s.43. 11 Matthev Carmona, Tim Health, Taner Oc, Steven Tiesdell, Public Places- Urban Spaces, The Dimensions of Urban Design, UK, .Architectural Pres, 2003, s.191 10 vazgeçilmez bir unsur olarak öne çıkmakta çoğu mevzuatta yapılaşma için alt yapının öncelikle sağlanması, ya da alt yapının mümkün olduğu alanlara yapılaşmanın izin verilmesi öngörülmektedir. Yapay çevrenin bir unsuru da sosyal donatılardır. Her ne kadar bir alt yapı gibi görünse de toplumsal ve kullanılma şekli ile farklılaşan “Sosyal donatı, kentte yaşayan nüfusun sosyal hayatının devamını sağlamak için gerekli olan; okul, sağlık ve spor tesisleri, kütüphane, kreş, sinema, tiyatro, konferans salonu, karakol, postane, ibadethane, ticaret ve hizmet tesisleri ve benzeri sosyal tesisler ile çocuk parkları, eğlendinlen alanları, kent mobilyaları, meydan düzenlemeleri ve benzeri çevre düzenlemesi işlerinin bütünüdür.”12 Kentsel hayatı sosyal ve kültürel açıdan sağlıklaştıran, insanlar açısından yaşamı kolaylaştıran bu donatılar toplumsal nitelikleri ile öne çıktıkları için kentsel çevrenin en önemli unsurların bir bölümünü oluşturur. 1.1.3. Sosyal ve Kültürel Çevre Kentsel çevreyi ve unsurlarını tanımlarken kentsel çevre için sadece doğal ve yapay yapıların değil aynı zamanda kentsel çevrenin sosyal kültürel yönlerinin de hesaba katılması gerekmektedir. “Sosyal çevre bir toplumun mirası, mücadelesi, gelişmeleri ve ortaya çıkardıkları insanlarının sağlığı, doğal ve yapılı çevrelerinin kalitesi üzerinde derin etkileri vardır.”13 Öyle ki kentsel çevre ve kent dinamik özellikler içermektedir çünkü kentsel çevrenin ortaya çıkmasının temel nedeni kentsel yapılanmayı sağlayan insan ve onun meydana getirdiği eserlerdir. Kentsel çevrenin fiziksel yapısı yanında, kent içerisindeki sosyal yapılanmalar, kültürel ve ekonomik hareketler, bu hareketlerin şekillendiği örgütlenme biçimlerinin meydana getirdiği kentsel içerikli 12 13 sosyal KOÇAK, a.g.m., s.44. Lovell, a.g.e., s.45. çevre kentsel çevrenin altında bir başlık olarak 11 değerlendirilebilir. İnsanlar bu sosyal çevre içerisinde farklı davranış kalıpları ile kentsel çevreye adapte olmakta ya da onu değiştirebilmektedir. Kentlerin kurulması ile birlikte kazandığı kültürel mirasları kültürel çevreyi oluşturmaktadır. Bu kültürel kazanımlar kentin kimliğini oluşturmaktadır. Özellikle kenti oluşturan ve onu sürdürmekle yükümlü olanların kent bilincine sahip olmasında ve kente sahip çıkmada ihtiyaç duyulan önemli veriler sağlamaktadır. Kent ile bir bütünlük sağlaması açısından önemli olan tarihi ve kültürel miras da kentsel çevrenin bir öğesidir. Bu alanların dokusunun korunması amacına yönelik olarak da planlama yapılmaktadır. Bu planlardan en önemlisi koruma amaçlı imar planlarıdır. Koruma amaçlı imar planları kentsel çevrenin geçmişi geleceğe taşıyacak şekilde inşa edilmesinde ayrıcalıklı bir yere sahiptir. 1.1.4. Kentsel Çevre İnsan faktörü ile birleşen doğal ve yapay çevre etkileşimi sonucunda meydana gelen kentsel çevre temelinde iki unsuru barındırır. Bunlardan ilki kentsellik diğeri ise çevredir. Bu bir birinden belirli bir çizgi ile ayrılan, insan ve doğaya has karakterlerin ve her ikisinin ürünlerinin bir birine yaklaştırılması ve olabildiğince birleştirilmesi üzerine yapılandırılmış bir tanımlama içerir. Bu tanımlama çerçevesinde kentsel çevre doğal ve yapay alanların belirli planlamaların ve uygulamaların sonucunda düzene sokulması neticesinde ortaya çıkmaktadır. Diğer bir yönden kentsel çevre kavramı, kentin öncelikle doğal yapısı olmak üzere, kentin kimliğini veren insan yerleşmelerinin ve bunların ayrıntılarının yaşam olanaklarını sağlayan tüm unsurlar olarak değerlendirilebilir. Kentsel çevre, kent ve çevre kavramlarını birleştiren bir kavram olarak, kentsel çevreye bakış açısı olumlu yönde, bu bileşimin dengeli bir şekilde gerçekleştirilmesi şeklinde algılanır. “Kentsel kavramı sabit, basit bir kavram değil, zaman ve mekân boyutunda hareketli 12 ve oldukça karmaşık bir kavramdır, bir sistemdir. Yukarıda da betimlendiği gibi aynı zamanda, çok-etmenli, çok-boyutlu çok-disiplinli kavramdır.”14 Kentsel çevrenin inşası süreci, belirli bir alanının coğrafik yapısıyla ve yerleşme karakteri ile bunlar arasındaki ilişki çerçevesinde kentsel alanda yapay yapıların oluşumu, dizilişi, büyüklüğü, bunların planlanması ve tasarlanması, yerleşmesi ve bunların doğal çevre ile ilgili konumu ve bir birileri ile etkileşimini kapsar. Bu yüzden kentsel çevrenin uygun şekilde oluşturulabilmesi için bu kentsel çevrenin oluşumunda doğal ve yapay arasındaki dengenin kurulması ve alanın kentleşmeyi kaldırma kapasitesinin iyi ölçülmesi gerekmektedir. Bu şekilde sağlıklı ve yaşanabilir kentsel çevre için; insanların kullanımındaki kentsel açık ve yeşil alanların korunmasının yanında kentsel yeşil alanların artırılmasına yönelik olarak gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. 1.2. KENTSEL ÇEVRE YÖNETİMİ Kentsel çevre sadece yapay şekilde oluşturulmuş yapılar ve sadece çevre üzerinden doğal ortama odaklanan bir kavram değildir. Kentsel çevre doğal ortama yapay çevrenin entegrasyonu ile ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle kentsel çevrenin başarılı bir şekilde inşası doğal çevreye yapay çevrenin ne kadar uyumla ve birbirine ne kadar entegre edildiğine bağlıdır. Genel itibariyle doğal çevre basit ve gelişmesi yavaş olurken yapay çevre insan faktörü ile birlikte daha aktif ve yayılmacıdır. Bu nedenle bu uyum ve entegrasyon sürecinde yayılımcı konumdaki yapay çevrenin kontrolü ve yönetimi önemlidir. Kentsel Çevre Yönetimi, bütüncül bir yaklaşımla, idarenin elindeki bütün donanımları kullanılarak gerçekleştirdiği çok yönlü eylemleri kapsayan 14 Erkan Polat, “Planlamada Yeni bir Paradigma Baskısı: Stratejik Mekansal Planlama (SMP)” Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, S. 31-49, Cilt:19, Sayı:4, TODAİE, Öncü Basımevi, 2010, S.36. 13 bir süreçtir. Bu süreçte idare bütün görev ve yetkilerini bir biri ile ilişkili olarak kentsel çevre yönetimi içinde değerlendirir. Kentsel çevre yönetim süreci, bütüncül bir yaklaşımla, stratejik hedefler doğrultusunda gerçekleşir, bu süreçte iş birliğine ve katılımcılığa açıktır. Bu yönetim sürecinin, daha açık ve adaletli bir yönetimle çevresel değerlerin artırılmasını destekleyen, stratejik planlama, fiziki planlama, bütçe sağlama ve katılım anlayışı çerçevesinde görülmesi esastır. Kentsel çevre yönetimi belirli bir plan çerçevesinde gerçekleştirilir. Bu plana kentsel çevre yönetim planı (KÇYP) denir. “Var olan çevre mevzuatının uygulanmasının ötesine geçen bir Kentsel çevre yönetim Planı’nın genel amacı; kentsel alanda çevresel performans anlamında sürekli, ölçülebilen bir gelişme sağlamak, şehirlerdeki yaşam standardı üzerinde somut pozitif bir etki yaratmak ve kendi çevreleri ile bölgesel ve küresel çevrede şehirlerin ekolojik ayak izlerinde bir azalma yaratmak olmalıdır. Kentsel Çevre Yönetimi Planı, daha kapsamlı ya da bütünsel bir kentsel politikayı desteklemeli, böylelikle sektörel politikaların bölünmesine bağlı olarak çelişkileri de ele almalıdır. Bu planlama; çevre bölümü, ekonomi bölümü, fiziksel planlama ve arazi geliştirme arasındaki gerekli diyalog için bir platform yaratmaktadır.”15 KÇYP Herhangi bir kentsel bölgede uzun vadeli çevreye yönelik amaç ve stratejileri de içeren bir uygulamaya yönelik bir belgedir. KÇYK, kentsel çevreye yönelik, politikalar, hedefler ve amaçlar ile birlikte, bu hedef ve amaçlara ulaşmak için kullanılacak yöntemler, mekanizmalar ve kaynakların da planlanmasını içermektedir. Kentsel çevre yönetiminin kentsel çevre üzerinde de çok boyutlu etkileri vardır. Bir kentsel çevre elamanı olan açık ve yeşil alanların sağlanması yanında kent hayatının daha sağlıklı hale getirilmesini, ulaşım, haberleşme gibi alt yapı ihtiyacının giderilmesini, hava ve su kirliliğinin önlenmesini, atıkların depolama alanlarına taşınmasını ve bertarafı gibi çevre 15 Fatma Nuran Talu, Avrupa Birliği Kentsel Çevre Tematik Stratejisinin Türkıye’de Yerel Çevre Politikalarıyla Uyumu, Doktora Tezi, T.C.Ankara Üniversitesisosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi (Kent Ve Çevre Bilimleri) Anabilim Dalı Ankara, 2007, s.47-48 14 ve kentle ilişkili olan birçok konuyu kapsar. Kentsel çevre yönetimi kenti ilgilendiren çevresel değerlerin korunması, kentin ihtiyaçlarını da göz önüne alınarak geliştirilmesini amaç edinen bir yönetim anlayışıdır. Kentsel çevre yönetiminde kentsel unsurların belirlenen çevresel değerlerle uyumlu amaçlar doğrultusunda planlanması beklenir. Bu itibarla arazi ve arsa kullanım planlamasının çevresel kriterleri gözeterek kentsel çevreyi geliştirici, koruyucu ya da oluşturucu şekilde gerçekleştirilmesi hedeflenir. 1.2.1. Kentsel Çevre Yönetiminin Kapsamı Nüfus hareketleri sonucunda meydana gelen kentsel genişleme kentsel yapılanmayı ve kentsel çevreyi etkilemektedir. Bu yüzden var olan ve kentin etkisi altında olan doğal dokuların ortadan kaldırılması yerine bunların düzenlenmesi ve daha sağlıklı bir yapılanmaya sokulması gerekmektedir. Bu şekilde bir politika geliştirmek doğal yapının yok edilmeden çevresi ile uyumlu bir kentin doğmasını sağlayacaktır. Bu şekilde çevre faktörünün öne çıkarıldığı kentsel planlamaya çevresel unsurların da dâhil edilmesi farklı şekillerde sağlanmaktadır. Yerel yönetimlerden biri olan belediyeler kent yönetiminde temel hizmetleri gerçekleştirerek kentsel yaşamı ve sağlıklı kentsel çevreyi sağlarlar. Belediyelerin görevleri arasında bulunan en önemli hizmetlerden bir bölümü de sağlıklı ve yapılı kentsel çevrenin inşası ve sürekliliğinin sağlanmasına yönelik çevre düzenleme, koruma ve planlama hizmetleridir. Çevre düzenleme kentsel yaşamın sağlıklı ve daha verimli olmasına yönelik olarak yapılan geniş kapsamlı alt yapı düzenlemeleri, arazi ve arsa düzenlemeleri ile açık ve yeşil alan oluşturmaya yöneliktir. Çevre koruma hizmetleri de farklı araç ve yöntemlerle gerçekleştirilen çok yönlü görev ve yetkilerden oluşmaktadır. Birçok ayrıntılı alanla ilgili olmasına rağmen temelde çevre koruma, “kentlerde doğal çevrenin, kentteki yaşam için gerekli 15 olan hava ve su gibi fiziksel bileşenleri ile kentteki yaşamın çevre kirliliği yaratan atık su ve katı atık gibi unsurları ile ilgilidir.” 16 Bu çerçevede belediyeler tarafından sunulan kentsel çevre düzenleme ve çevre koruma hizmetlerini; kent planlama, sosyal donatı, alt yapı, katı ve sıvı atık yönetim hizmetleri ile hava ve gürültü kirliliğinin önlenmesi hizmetleri şeklinde sıralamak mümkündür. Belediyeler tarafından sunulan ve yönetimini belediyelerin üstlendiği bu hizmetler, belirli bir kentsel planla bir birine entegre edilerek kentsel çevre yönetimi sürecinde birleştirilmektedir. Bu çerçevede kentsel çevre yönetiminde ilk olarak var olan doğal dokunun yapılandırılması ve korunarak gelişiminin sağlanması düşünülürken, ikinci olarak da doğal ortama zarar vermeyecek ve onunla bütünleşecek yeni yerleşim alanlarının oluşturulması yönünde planlama ile düzenlemenin yapılması beklenir. Kentsel çevre yönetimiyle ilgili planlama kentsel çevrenin düzenlenmesi ve korunmasında doğrudan ya da dolaylı rol oynayan önemli bir kentsel çevre yönetimi aracıdır. Kentsel çevre yönetiminde kullanılan politika ve araçlar çok çeşitli olmasına rağmen temelde belirli teknik üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu teknikleri temel olarak aşağıdaki gibi ele almak mümkündür. “1-Kentleşmeyi belirli bir dengede yönetilebilecek duruma sokan kentsel planlama, 2-Kentleşme sürecinde kent içi yönetim, 3-Katılım, işbirliği, yönetişim”17 şeklinde belirlemek mümkündür. 16 Feral Eke, Aslı Gürel Üçer, Yerel Hizmetlerin Değerlendirilmesi İçin Bir Çerçeve: Kentsel Yaşam Kalitesi Rehberi, s.1175-1190, Ulusal Kalkınma ve Yerel Yönetimler, A. Ulusal Yerel Yönetimler Sempozyum Bildirileri 2, Ankara, TODAİE, 2009, s.1183. 17 Masakazu Ichimura, “Urbanization, Urban Environment and Land Use: Challenges and Opportunities”, Asıa-Pacıfıc Forum For Envıronment And Development Expert Meetıng, Apfed3/Em/03/Doc.5, 10 January 2003, (erişim) http://www.apfed.net, 12 Nisan 2011, S.6, 16 1.2.2. Kentsel Çevre Yönetiminin Belediye Teşkilatı İçerisindeki Yeri Çevresel değerlerin öneminin fark edilmesi ile birlikte kentsel çevrenin başarılı bir şekilde kurulmasının ya da korunmasının ne kadar önemli olduğu ve uzun dönemli getirilerinin kentsel yaşama katkıları anlaşılmaya başlanmıştır. Bununla birlikte uluslararası ve ulusal alanda olduğu gibi en alt seviyede yerel alanda da alınan kararlarda önemli bir yere sahip olmuştur. Çevresel problemlerin birçoğu kentsel çevre yönetimini de içeren alanlardaki yönetim başarısızlıklarıdır. Öte yandan, şehirleşme ile birlikte çevresel değerlerinde artırıldığı ve önemli bir yere oturtulduğu örnekler de vardır. Bu yüzden kentleşme kendi başına kentsel çevre açısından olumsuz sonuçlar doğurmamakta asıl sorunlar planlamanın gerektiği gibi yapılmaması ve planlama sürecinde yeterli çok yönlü koordinasyon ve işbirliğinin sağlanmamasından kaynaklanmaktadır. Son yıllarda her ne kadar çevresel sorunlar ulusal ya da evrensel gibi görülse de aslında çevresel bozulmaların temelinde yerel nitelikteki kentsel hareketler bulunmaktadır. Kent planlaması da buna bağlı olarak yerel nitelikte ve “yerleşme amacıyla arazilerin kullanılmasında limitlerin varlığı açık olduğundan gelecekteki kent planlamasındaki gelişmeler kent içine odaklanmak zorunda olacaktır”18 Belediyeler yerel yönetim alanlarında aktif rol oynayan yönetim birimidir. Hukuki düzenlemelerle kendilerine tanınan görevleri, kaynakları ve yetkileri ölçüsünde gerçekleştirmeye çalışır. Belediyeler, yönetim alanında ve gelişme bölgelerinde, değişime neden olacak birçok görev, yetki ve araca sahiptir. Bunlardan biri olan planlama ile kendi yönetim alanlarında genişleme şekillerini oluşturabilir ve yönlendirebilir. Bu çerçevede belediyeler açısından da bakıldığında doğrudan ya da dolaylı olarak belediyenin önemli görevleri arasında kentsel çevre kendine yer bulmuştur. Bu sonuca bağlı olarak idari 18 Schuster, Dill, Local Environmental Policy, s.132-166, Ed. Josef Thesing and Wilhelm Hofmeıster, Druckerei Franz Paffenholz GmbH, Bornheim, 1996, s.142. 17 ve ekonomik anlamda önemli bütçeler ayrılarak kentsel çevreye yönelik amaçlar gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Planlama, ekonomik sosyal ve daha dar kapsamda özel nitelikli olmak üzere çeşitli açılardan bir biri ile bağlantılı bir çok karmaşık unsurun birleşiminden oluşmaktadır. Planlama, bütüncül olarak değerlendirildiği zaman genelde daha büyük bir planın parçası olarak onu kendi alanında daha ayrıltılı olarak işlemek ve geliştirmek için yapılmaktadır. Bu durum belediyeler açısından değerlendirildiğinde hiyerarşiyi görmek mümkündür. Planlama bu hiyararşi bağlamında değerlendirildiğinde, stratejik ve belediye açısından genel amaçlara yönelik olarak uzun dönemli ya da yıllık olmak üzere hazırlanan amaçlar yönünden değerlendirilmektedir. Buna ekonomik sosyal ve kültürel beklentiler de girmektedir. Öncelikle kurulma amaçlarına yönelik bütçesel planlama, faaliyet raporları ve staratejik planlama yapılmaktadır. Daha sonra plan türleri ve sonuçlar içeren bu belgeler kentsel çevreyi ilgilendiren bölümlerine yönelik olarak değerlenidirilmektedir. Öte yandan, stratejik planlarda yer verilen amaçların gerçekleştirilmesi için çevreye yönelik hangi planlamaların yapılması amaçların hangi konulara eğilinmesi ile gerçekleştirileceği üzerinde durulmakta, çevreyi etkileyen planlar ortaya konulmaktadır. Planlama politikalarında piyasa koşullarının ihtiyacı da dikkate alınmaktadır. Planlama çevresel ve sosyal ekonomik durumu da dikkate alan kentsel genişlemeyi daha net bir şekilde yansıtır. Bu şekilde planlama aslında bu durumlarda karşılaşılan sorunlara cevap verebilecek niteliktedir. Bu politik planlama uygulamada ve sonrasında da takip edilmelidir. Belediyelerin bu gelişmeleri izleyecek çeşitli birimleri vardır. Bu birimlerin etkin çalışması, yeri ve zamanında müdahale edilmesi ve kaynakların yeterliliği gerekmektedir. Çünkü kentsel çevreyle ilgili kaynak ve teknik ihtiyaçlar bazen önemli ölçülerde olmakta ve bunu da her belediyenin karşılaması mümkün olmamaktadır. 18 1.2.2.1. İdari Yönü Başarılı bir planlamanın sağlanması için güçlü bir yönetim iradesi gerekmektedir. Genellikle kent planlamasının pozitif rol oynaması, güçlü sivil toplum yanında istikrarlı, etkili ve hesap verebilir yerel yönetimle büyük oranda ilgilidir.19 Bu yüzden kentsel çevrenin inşasına yönelik hedef ve stratejiler doğrultusunda gerçekleştirilen kentsel çevre yönetimi yapılıyorsa iyi bir planlama örneğini de beraberinde getirdiği söylenebilir. Yasal düzenlemeler ve uluslararası yönetim teamülleri ile belediyerin yetkileri genişletilmiş ve belediyelere her alanda olduğu gibi kentsel çevre ve planlama konusunda geniş yetki ve görevler verilmiştir. Belediyeler bu yetki ve görevlerle kentsel çevrenin inşasını ve korunmasını önemli ölçüde kontrol edebilmektedir. Belediyelerin mali ve teknik imkânlar doğrultusunda esnek ve katılımcı yönetim anlayışıyla ile sağlıklı kentsel çevrenin inşası mümkün olabilmektedir. 1.2.2.2. Ekonomik Yönü Belediyeler yerel yönetim anlayışı içerisinde temelinde kendi kaynkları ile ayakta duran, kendine ait bütçesi ile hizmetlerini gerçekleştiren yönetimlerdir. Belediyelerin sunduğu bu hizmetlerin birçoğu kentsel çevreyi ilgilendirmektedir. Belediyelerin kentsel çevrenin inşasında kullandıkları kaynaklar doğrudan kendi bütçelerinden ayrılmakta ya da kentsel planlama sürecinde arazi ve arsa düzenlemelerinden kaynaklanan düzenleme ortaklık payları, ya da kentsel çevreyi düzenlemek üzere yapılan alt yapı yatırımlarından kaynaklanan değer artışları ve harcamalara katılma paylarından oluşmaktadır. Kentsel planlamanın da dâhil olduğu “çevre yönetiminin etkin ve verimli bir biçimde çalışması için tutarlı ve rasyonel bir 19 United Nations Human Settlemets Programme, UN HABITAT, Plannıng Sustainabla Cities, Global Report on Human Settlements, USA, Earthscan, 2009, s.7. 19 çevre finansman politikasının oluşturulması gerekmektedir. Bu doğrultuda, iç ve dış kaynakların etkin kullanılması için planlamaya gidilmelidir.”20 Belediyeler tarafından yapılan düzenlemeler ve sağlanan alt yapılar sayesinde arazi ve arsaların değerlerinde artışlar meydana gelmektedir. Bu tür bir düzenleme ile arazi ve arsa sahiplerinin bir kısmı sunulan kamu hizmetinden aşırı şekilde rant elde etmektedir. Bu rantın bir kısmına kamusal hizmeti sunan otorite tarafından el konulması kararlaştırılmaktadır. Düzenleme ortaklık payı ve harcamalara katılma payı alınarak rantın kamuya aktarımı sağlanmaktadır. Bunlardan düzenleme ortaklık payı planlama hizmetinin sunumu ile ilgili iken harcamalara katılma payı kentsel çevrenin inşasına yönelik diğer hizmetlerden özellikle alt yapı hizmetlerin sunumuna yönelmektedir. Aslında rant sahiplerine yönelik bir yatırımdan kaynaklanmaktadır. Kentsel rant belediyelerin hizmetleri sonucunda oluşan ve kamu gücünün ürünü olan artı değerdir. Ancak bu ranttan düzenleme alanında yer alan toprak sahipleri yararlanmaktadır. Temel sorun planlama gibi kamusal hizmet sunumu sonucunda kamusal fayda üretmesi beklenen belediyelerin kişisel fayda üretmesidir. Bu nedenle ortaya çıkan içsel ve dışsal fayda arasında dengenin kurulması gereklidir. Bunlardan en önemlisi ve kentsel planlamayla doğrudan ilgili olan düzenleme ortaklık payı, belediyelerin planlama hizmetinin sağlaması neticesinde belirli bir rant elde eden arsalardan ve dolayısıyla sahiplerinden alınan paydır. Düzenleme ortaklık payı arsa sahiplerinin de razı olduğu ve belediyelerden herhangi bir doğrudan kaynak ayırmayı gerektirmeyen, kentsel çevrenin inşası için kullanılması amaçlanan önemli bir kaynaktır. Öyle ki düzenleme ortaklık payı ile arsa ve arazi düzenlemesine tabi tutulan yerlerde meydana gelen yerleşmelerin 20 DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013 Çevre Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2007, s.89 20 ihtiyacı olan açık ve yeşil alan, eğitim kurumları, aktivite alanları gibi kamusal ihtiyaçları karşılanır. 1.2.2.3. Teknik yönü Planlama temelinde teknik bir içeriğe sahiptir. Ölçümler, deneyler ve çıkarımlar içerir. Toprak yapısından, binaların inşaat düzeninden, bitkilerin yaşam alanlarına kadar ayrıntılar içerir. Kent planlamasında yapılması gereken; çevresel, ekonomik ve sosyal analizler, çevresel stratejik değerlendirmeler ile planlama sürecinde ve sonrasında denetimdir. Kontrol süreçleri, kent planlarının istenilen amaçta gerçekleştirilmesi için gereklidir ve her bir aşama içerisinde uzman kişilere ihtiyaç vardır. Kentsel planlamaya basit bir mantıkla arazinin ölçüm ve dağıtımı şeklinde bakılmamalıdır. Kentsel planlama, yerleşmeye (gerekli konut ihtiyacının ve ek sosyal alt yapının sağlanması) doğal yapıya ( iklim, bitki örtüsü zemin yapısı, rüzgâr yönüne kadar inen ayrıntılardır) yönelik analizler sonucunda verilere uygun şekilde yapılmaktadır. “Plancılar sadece analitik problemleri değil- çevresel tehlike olup olmadığını ya da ulaşım ya da barınma talebi- ayrıca içinde sorun olacak meseleleri açıkça belirtikleri politik ve uzaysal içerik içinde yapmaya ihtiyaç duyarlar.”21 Bütün bunların gerçekleştirilmesi belirli teknik konuları gerektirmektedir. Bu yüzden kentsel planlamada yeterince teknik elamanın belediyelerde istihdamı gerekmektedir. Belediyeler özerk idari yapıya sahip olduklarından kendi maddi durumları ve ihtiyaçlarını göz önünde tutarak bu konularla ilgili istihdama gitmektedir. 21 John Forester, “International Planning Studies, Reflections on the Future Understanding of Planning Practice ” s. 175-193, Edit: Tüzin Baycan Levent, Peter Batey, Kenneth Button, Peter Nijkamp, Urban Planning Classıcs in Planning 9, Vol. 4, No. 2, Edward Elgar Publishing Limited. UK, 2008, s.175, 21 1.3. KENTSEL ÇEVRE YÖNETiM ARACI: PLANLAMA Planlama herşeyden önce bir kent inşasıdır.22 Kentsel çevrenin yapay unsurlarınının kendi içinde ve çevre ile etkileşim sürecinde kontrolünde en önemli araç kentsel planlardır. Kentsel planların başarılı bir şekilde yapılması, uygulanamsı kentsel çevre yönetimi ile sağlanmaktadır. Kentsel planlar kentsel çevre yönetiminin temel araçlarından bir tanesidir. Planlamayı ve planlanan alanı sadece fiziksel olarak ele almamak gerekmektedir, zira “şehir alanını fiziksel sınırlar veya idari sınırlar olarak tanımlamak yerine insan eylemlerinin günlük kalıplarını yansıtacak şekilde”23 tanımlayıp bu kapsamda elde edilen verilere dayanarak yapmak gerekmektedir. Temelde kentsel çevreyi etkileyen ilişki alanları üzerinde duran tutarlı çalışma teknikleri özellikle kentsel varlığı ortaya çıkaran sürekliliğini sağlayan unsurlarla doğal çevre üzerinde meydana gelen değişiklikleri ortaya çıkarmak ve sonuçları önceden görmeye çalışarak önlemler almaya odaklanmaktadır. Bu tekniklerden bir tanesi de kentsel planlamadır. Kentsel planların temelini oluşturan imar planı “Belde halkının sosyal ve kültürel gereksinimlerini karşılamayı, sağlıklı ve güvenli çevre oluşturmayı, yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen ve bu amaçla beldenin ekonomik, demografik, sosyal, kültürel, tarihsel, fiziksel özelliklerine ilişkin araştırmalara ve verilere dayalı olarak hazırlanan, kentsel yerleşme ve gelişme eğilimlerini alternatif çözümler oluşturmak suretiyle belirleyen, arazi kullanımı, koruma, kısıtlama kararları, örgütlenme ve uygulama ilkelerini içeren pafta, rapor ve notlardan oluşan belgedir.”24 Bu tanımdan da görüleceği üzere imar planı, temelde bölge halkının yaşam kalitesine yönelik gereksinim duyduğu sağlıklı ve güvenli çevreyi oluşturmaya yönelik hazırlanmaktadır. 22 Charles Landry, The Art of City Making, Earthscan, London, (Erişim) www.planning.org/careers , 26 Nisan 2011, s. 299. 23 Hugh Barton and Catherine Tsorou, Sağlıklı Şehir Planlaması, Çev. Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği, Dünya Sağlık Örgütü, Spon Pres, 2000, s.93. 24 Ferruh Yıldız, İmar Bilgisi, Planlama, Uygulama, Mevzuat, Ankara, Nobel Yayın Dağıtım, 2007, s.108. 22 Bazı ekonomik, sosyal veya kültürel saikler ile oluşturulan kentsel planlar bir biri ile bağlantılıdır. Kentsel planlama ulusal düzeyden yerel düzeye doğru bir birini tamamlayan planlar şeklinde sıralanmaktadır. Bu tür planlar belediyenin tüm faaliyetleri, gelir ve giderlerini dikkate alarak bu gelirlerin harcanması suretiyle, yerel halkın belediyeden olan beklentilerine cevap vermek üzere yapılmaktadır. Bu planlardan temel olanlar, bütçe planlaması, yıllık, orta ve uzun dönemli yapılmaktadır. İkincisi ise bütçenin doğrultusunda temel amaç ve hedeflerin ne olduğunu ve bunlara nasıl ulaşılacağının planlandığı stratejik faaliyet planlamasıdır. Öte yandan, çoğu arazi üç hareket modelinin kombinasyonuna bazıları ise biraz derecede müdahaleye ihtiyaç duyar. Koruma, yönetim ve planlama dengesinin doğru olarak aranmasında amaç koruma veya arazi parçasını belirli bir noktada onun uzun dönemli döngüsünde dondurmak değildir. Yeryüzü parçası hem doğal yollarla hem de insan davranışları ile çoğunlukla değişir ve değişmeye devam edecektir. Gerçekte amaç gelecek değişimleri, büyük çeşitliliği ve yeryüzü parçasının kalitesini tanıyan bir yolla yönetmek olmalıdır.25 Arazi ve arsa düzenlemeye yönelik planlara temel teşkil edecek olan temel nitelikli ve başka alanlarda da strateji belirlemede etkin kullanılabilen temel amaç ve hedeflere kolay etkin ve verimli bir şekilde ulaşılmasına yardımcı olan yöntemlerde kullanılmaya başlanmıştır. Kentsel Planlama bilimsel bir zemine oturtulmaya ve değişkenler arası ilişkiler tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu şekilde çeşitli yöntemler geliştirilmiş ve kentsel planlamaya bilimsel derinlik verilmeye çalışılmıştır. Örneğin “Ekolojik Döngülere Bağlı Eşikler ve Arazi Kullanımı Etkileşimi” matrisi ile farklı arazi kullanım türleri, ekolojik döngüler doğal çevre arasındaki etkileşim niteliğinin belirlenmesi amaçlanmakta ve yarı kalitatif matrisler geliştirilmektedir.”26 Bu yöntemle kentsel planlamaya yönelik amaçları içeren temel beklentiler oluşturulmakta 25 Maguelonne Déjeant-Pons, “Landscape Convention and Ecological Corridors” s. 170-173, Environmental Policy and Law, 39/3, 2009, IOS Pres, s.172. 26 İTÜ GRUBU, Ekolojik Dengenin Korunması ve Sürdürülebilmesi Açısından Kentsel Sistemlerin Planlaması, TÜBİTAK DEBAG-86/G, İTÜ GRUBU 1992 RAPORU, s.4. 23 bu şekilde planlamaya yönelik “parametreler” bulunmaktadır. Kentsel planlamada konut ihtiyacının giderilmesi, alt yapı ve kullanımı ve sosyal ihtiyaçlara cevap verip verememesi ve bununla birlikte kentsel çevrenin korunması ve geliştirilmesi ile sürdürülebilirliği parametreleri öne çıkmaktadır. 1.3.1. Kentsel Çevreyle İlgili Planlama Ülkelerin ve yerel yönetimlerin durumu ve hukuki mevzuatına göre fiziki sınırlar içerisinde çeşitli planlar yapılmakta bu şekilde, çeşitli amaçlar doğrultusunda toprak parçaları ayrıştırılmaktadır. Bu ayrıştırmalarda, şehrin artan nüfusunun barınma ihtiyacının karşılanması öne çıkmaktadır. Oysa arazilerin yerleşme amacıyla kullanımının artması yerel çevresel politikaların temel problemlerinden birisi olagelmiştir.27 Böyle olmasında en büyük sebep de kent planlamasının sadece barınma ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak yapılması, kentsel genişlemenin diğer sorunlarının planlamada göz ardı edilmesi olmuştur. Ancak kentsel çevrenin inşasında en önemli rolü planlama oynamaktadır. Bu rolü sosyo-ekonomik planlamaya dayalı bir fiziksel plan üstlenebilir. Bu plan bir kent planı olabilir.28 Kent planlaması temelinde fiziki planlama olan ve fiziki planlama ile birlikte kent oluşturulmasına yönelik olarak tüm sosyo kültürel değerleri içine katan bir planlamadır. Kentsel çevrenin üretilmesinde fiziki planlama, hem ilk yapılmasında hem değiştirilmesinde hem de uygulanamsında ilk olarak doğal çevre üzerinde etki doğurmakta bu da kentsel çevreyi doğrudan etkilemektedir. Diğer taraftan, belediyelerce yapılan kentsel planlama hizmeti çevresel faktörlerden soyutlanamamaktadır. Kent planlama sisteminin işlemesinde bir çok çevresel meselenin uygulaması vardır. İlk olarak arazinin nasıl kullanılacağını 27 28 belirleyen planlama süreci vardır. İkinci olarak Dill, a.g.e., s.141. Ayten Çetiner, Kentbilimci Gözüyle Çevre, s.142-149, Ed. Ruşen Keleş, İnsan Çevre Toplum, Ankara, İmge Kitabevi, 1997, s.143. yeni 24 gelişmelere hangi spesifik alanlarda izin verileceğine karar verme prosedürü vardır.”29 Bu şekilde hem kentsel genişlemenin kontol edilerek yerleşim alanlarının yönlendirilmesine hem de yaşanılabilir kentsel çevrenin inşasına yönelik sonuçlar elde edilebilmektedir. Belediyelerin kentsel çevre konusunda amaç ve stratejisini belirleyen diğer planlarda çevreyi yakından konu edinen planlardır, Burada belediyeler tarafından yapılan planlar yanında belediyelerin kentsel çevre üzerindeki hareketlerini etkileyen planların ve belediyelerin kentsel çevreye yönelik planlama yapmasında bağlayıcı olan diğer üst ölçekli planların da dikkate alınması gerekmektedir. 1.3.2. Kentsel Çevrenin İnşasında Planlama Yaklaşımları Kentsel çevrenin unsurları planlama sürecinde çoğu zaman ihmal edilmiştir. Ancak bunun yanında çevre sorunlarının fark edilmeye başlanması ile birlikte planlama sürecinde çevresel konular gözetilmeye başlanmıştır. Bunun sonucunda ya klasik planlama anlayışının içerisine entegre edilmek gibi bir yöntem uygulanmış yada klasik planlamanın yanında tamamen kentsel çevreyi ilgilendiren konulara odaklanan planlama anlayışları ortaya atılmaya başlanmıştır. “Kent planlamanın sorunu sadece fiziksel alanı düzeltmek ve geliştirmek değil, aynı zamanda kentsel gelişmenin sosyal, ekonomik ve çevresel durumları karşısında politika üretmektir.”30 Bu nedenle belirli bir yerel alan üzerinde etkin rol oynayan belediye idaresi kentsel çevre ve sorunlarına daha yakın olmakta ve kanunlar tarafından kendine verilen çevresel görevleri de yerine getirmekle yükümlü kılınmaktadır. 29 Stephen C. Young, The Politics of The Environment, UK, Baseline Book Company, 1993, S.61. Kadir H. Yazar, “Sürdürülebilir Kent: Göstergeleri, Formu ve Planlama Süreci”, S.115-122, Edit: Nilüfer Taş, Murat Taş, Doğa Kent ve Sürdürülebilirlik, Bursa, Cihan Matbacılık Sanayi, 2009, s.117. 30 25 Piyasanın ve kısa dönemli politik fikirlerin isteklerini temel alan günümüz politikaları eşitliği artıran uzun dönemli risklerle mücadelede yetersizdir. Planlama sosyal mutabakat içinde kabul edilmesi için geniş düzeyde çıkarları karşılamaya yeterli olan stratejik bir yaklaşım gerektirir. Bu yaklaşımla planlama geniş bir çerçevede açıkça dile getirilmiş sosyal amaçlarlar temelinde uzun dönemli politika yapımı olarak adlandırılabilir.31 Yeni planlama söylemi süreç tasarımını, devamlılığı, geri beslemeyi ve gerektiğinde amaç ve hedeflerde değişimi ön plana çıkarmaktadır. Plan, bir takım faaliyetler sonucunda elde edilmesi gereken “nihai bir belge” olarak değil, uygulamayı yönlendiren bir yol haritası olarak, ele alınmaktadır. Bu nedenle, gerçek dünyadaki başarı ve başarısızlığa göre plan stratejileri değişmektedir.32 Son yıllarda gelişme her yönetim alanında olduğu gibi “doğal kaynakların kaybı ve çevre kirliliği gibi problemlerin azaltılması ya da önlenmesinde oldukça önemli role sahip olan yeşil ya da ekolojik yaklaşımlar kent planlama ve tasarımı gündeminde öncelikli konulardır.”33 Bu şekilde kentsel çevreye olan duyarlılık yeni geçerli planlama yaklaşımının kentsel çevre yönetiminde aktif olarak kullanımını beraberinde getirmiştir. 1.3.2.1. Klasik Kent Planlaması Klasik yönetim anlayışının yansıması olan klasik kent planlaması yaklaşımında kenti standart bir şekle sokmak bu şekilde kentsel yaşamı düzenlemek temel amaçtır. Klasik planlama yaklaşımının hızlı kentsel genişleme karşısında esneklikten uzak ve katı düzenleme kuralları içermesi 31 Blowers, A., İnequality and Comminity: the missing dimension of sustainable development, s.235251, Local Environmental sustainabilty, Ed. Susan Buckingham, Kate Theobald, İngiltere, Woodhead Basım Ltd. Şti, 2003, s.247. 32 T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Mekânsal Planlama Sistemi Ve Kurumsal Yapılanma Komisyon Raporu, Mekânsal Planlama Sistemi Ve Kurumsal Yapılanma 1, Kentleşme Şûrası 2009, Ankara, 2009, s.24. 33 Aysel Uslu, Çevreye Dost Mezarlık (Ekolojik Mezarlık) Planlama Yaklaşımları ve Dünya Kentlerinden Örnekler, 5. Uluslararası ileri Teknolojiler Sempozyumu (IATS’09), 2009, Karabük, s.13 26 nedeniyle başarı elde edememiştir. Bu nedenle daha çağdaş planlama yaklaşımları kullanılmaya başlanmıştır. Klasik görüş kentsel gelişme üzerinde durmakta ve çevresel değerleri fazla olan bölgelerde kentsel genişlemenin durdurulması gerektiğini savunmaktadır. Öyle ki bu görüşe göre çevre durağandır, pasiftir ve her türlü kentsel gelişmeden olumsuz etkilenmektedir. Bu nedenle kentsel genişleme ve kentsel çevre bir birine bağlıdır ve bu bağ kentsel genişleme adına negatiftir. Kentsel genişleme sürecinde klasik kent planlama anlayışı, imar aflarına, düşük yoğunluklu yerleşim yaklaşımına ve gecekondulaşmanın yasallaştırılmasına odaklandığı bir durumda kentsel genişleme daha hızlı ve kolay olmaktadır. Bunun sonucunda hızlı alansal kentleşme ve düzensizliği kentsel çevre oluşum sürecini zayıflatmakta ve doğal çevreden elde edilecek imkânları yok etmektedir. Bunun sonucunda hem kentsel hizmetlerin sunumu zorlaşmakta hem de kentsel çevre üretim maliyeti yükselmektedir. 1.3.2.2. Stratejik Planlama Yaklaşımı Klasik kent planlamasının uygulanmasında karşılaşılan sorunların aşılması amacıyla yeni planlama yaklaşımları kullanılmaya başlanmıştır. Bu yaklaşımların en önemlilerinden birisi stratejik planlama yaklaşımıdır. Stratejik planlama yaklaşımı planlanması mümkün olan her alanda uygulanabildiğinden kentsel planlama açısından da uygulanabilen bir yaklaşımdır. Bu şekilde yapılan kent planlaması çok fonksiyonlu ilişkiler üzerine kurulmakta arazi kullanımı ile birlikte, alt yapı, enerji, ulaşım, su kullanım ve nakli, katı ve sıvı atık yönetimi gibi yönlerle birlikte, planlamaya konu edilen alanın optimum düzeydeki kaldırma kapasitesinin dikkate alınarak kentsel çevrenin kurulması ve geliştirilmesi bu şekilde kentsel yaşam kalitesinin artırılması üzerine odaklanmaktadır. 27 Stratejik planlama yaklaşımı doğrudan fiziki planlamaya entegre edilmeyen ama fizikli planlamayı yönlendirici nitelikte olan geleceğe yönelik olarak alternatiflere göre geliştirilmesi ve uygulanması gereken yöntemleri içinde barındırır. Bu şekilde kentsel çevre üretim sürecinde planlama ile şekillenen tüm değişkenler kontrol edilmekte ve birlikte değerlendirilmektedir. Kentsel planlamaya yeni bir boyut katarak bütün bu gelişmeler takip edilip planlama sürecinde değerlendirilmesine rağmen “stratejik planlama arazi kullanım planlamasının bir alternatifi değildir. Aksine fiziksel gelişimi de gösteren ve sektörel kararları içeren bir belgedir.” 34 Bütüncü planlama ile birlikte ele alınan stratejik planlama yöntemi temelinde geliştirdiği sistemli planlama projeleri ile uyumlu bir kentsel çevre ortaya çıkarmayı hedefler. Temelde geniş kapsamlı bir bakış açısı ile planlamanın stratejik amaç ve hedefleri, kentsel çevre açısından kentsel alanların temel potansiyelleri belirlenerek bu alanlar için en uygun şartlar ortaya çıkarılırken, halkın bu yönlendirmeye katılımı amaç edinilerek kentsel çevrenin üretimi hedeflenir. Kentsel planlamaya yönelik “stratejik planlama kentsel, tarihsel koruma alanları, doğal çevre koruma alanları, verimli tarım toprakları, orman alanları ve su kaynakları gibi öğelerin belirlenerek, yaşayanlarda biosentrik bir kültür yaratmak üzere koruma koşulları ve nüfus yoğunlukları belirlenmiş yeşil ulaşım sistemli planlardır.”35 Stratejik planlamanın kentsel genişleme ve buna bağlı oluşan kentsel yapıyı ilgilendiren kentsel arazi ve çevre planlamasını konu edinen bölümlerde genel olarak belirlenen temel amaçlardan ilki çevreyi ilgilendiren konularda öncelikle araştırma ve geliştirmenin yolunu açmak amacıyla bilgi ve bilgiye erişim sağlayıcı sistemler oluşturmaktır. Bu bilgiler çerçevesinde, kentsel çevrenin yapısını 34 TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, Yeni İmar Kanununa Doğru, Şehircilik, Planlama ve İmar Üzerine Yaklaşımlar Sempozyum Kitabı, 18 Şubat 2005, Kardelen Ofset, Ankara, 2005, s.93 35 Mehmet Tuncer, “Gelecek Yüzyılda Biyolojik Yaşam Odaklı Kültür Nasıl Oluşturulabilir? Kent Planlamasının Önemi”, Dünya Şehircilik Günü 24. Kolokyumu, Dokuz Eylül Üniversitesi, y.y.y., S.335 28 boyutlarını belirleyerek, kentsel çevrenin oluşturulmasına ve korunmasına yönelik olarak gerekli önlemleri almak ve çalışmaları yapmak stratejik planların çevreyle ilgili diğer bir amacıdır. 1.3.2.3. Bütünleşik Planlama Yaklaşımı Bütün planlama çevresi, planlama otoriteleri aynı zamanda kentsel çevrenin bir parçasıdır. Bu nedenle planlamanın her türlü sonucundan dolaylı ya da doğrudan etkilenir. Bu nedenle kentsel alanın etki alanında bulunan her şey planlamada bütünlük içinde değerlendirilir. Bütünleşik planlama yaklaşımı yerel yönetimler, merkezi yönetimin taşra teşkilatı sivil toplum kuruluşları ve yerel ekonomik girişimciler kentsel planlamada birlikte hareket etmeleri amaçlanmaktadır. Ortak akıl sayesinde kentsel çevrenin tüm dinamiklerini hesaba alan, bir birine bağlı birçok değişkenle ilgili planlama politikaları üretilerek uyumlu bir kentsel çevre oluşturmak mümkün olmaktadır. Bu yolla kent planlamasında herkes tarafından onaylanan bir yapıya ulaşılması söz konusu olmaktadır. Diğer taraftan tüm faktörlerin gözönüne alındığı bir planlama yöntemini de içinde barındırır. Kent planlaması kent gelişiminin sağlanmasında ekonomik, sosyal ve kültürel etmenleri de birlikte değerlendiren bu şekilde sadece fiziki olarak arazi ve arsa düzenlemesine odaklanmayan buna ekonomik sosyal ve kültürel yönleri karşılıklı etkileşimleri ile birlikte değerlendiren bir yaklaşım içerisindedir. Sağlıklı bir yerleşme veya kent planlamasında yöntem, çok yönlü yöresel araştırma, değerlendirme, plan yapma ve uygulama aşamalarını içermektedir.36 Kent planlama kentsel değişimin yönetimini içinde barındırır sadece planlama değil kentin tüm yapısını ilgilendiren bir yönetim anlayışıdır. Bu nedenle planlama yapılırken, ekolojik yapıyı, kültürel ve ekonomik yapıyı, 36 Ayten Çetiner, a.g.m., s.146. 29 çevre üzerindeki etkilerini sürdürülebilirliği tam olarak hesaba katmak gerekir. Bu şekilde sadece öngörülür bir kentsel gelişme sağlanabilir. Bu yaklaşımla bütüncül planlamada iki temel hedefe yönelerek; ilki planlamanın yapılması ve yeni planlama ihtiyaçlarının eskiye uyumlu bir şekilde gerçekleştirilmesi diğeri doğal, yapay, kültürel, kentsel çevreye yönelik politikaların bütünlük içerisinde ele alınarak aktif bir iletişimle kaynakların etkin ekonomik ve verimli kullanılmasını amaçlamaktadır. 1.3.2.4. Sürdürülebilir Kent Planlaması Sürdürülebilirlik her alanda gözetilen bir amaç olmuştur ve bu yönde stratejiler geliştirilmiştir. Kentlerin uzun dönemli beklentiler doğrultusunda fonksiyonlarını yerine getirebilmesi açısından sürdürülebilir kent planlaması Önemli bir araçtır. Sürdürülebilir kent planlaması “doğal ve yapılı çevrede sürdürülebilir gelişmeyi sağlayan ve çevre kalitesinin yükseltilmesini amaçlayan; çevre kirliliğinin ve kaynakların tahribatının önleyen, yapılı çevrenin; insan sosyal ihtiyaçlarıyla uyumlu gelişmesini sağlayan planlama anlamına gelmektedir.”37 “Sürdürülebilir gelişme ve sürdürülebilir kentsel planlama, bir kaynak olarak çevrenin tüketilmesi ve yitirilmesine önem vermeden kullanımına karşı geliştirilen bir planlama anlayışıdır. Böylece çevrenin sadece o dönem kullanıcılarına hitap edecek ve en çok yarar sağlayacak değil, fakat aynı zamanda çevresel kaynakların gelecek nesiller tarafından da kullanım hakkını gözeten çağdaş bir değerlendirmedir. Sürdürülebilirlik, ekolojik boyutunun yanı sıra ekonomik ve toplumsal boyutlara sahip bir olgudur.”38 37 Deniz Tam, “Çevre Duyarlı Planlamanın ve Deprem Duyarlı Planlamanın Bütünleştirilmesinin Sağlayacağı Faydalar” s.67-74, Al; Yıldırım, F. B., (1993) “Çevre ve Yerel Yönetim”, T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Planlama Dergisi, Sehir Plancıları Odası, 2004/3, 2004, s.67 38 Özge Yalçıner Ercoşkun, İmar Planları Yerine Sürdurulebilir Kent Planları, ( erişim) http://www.nuveforum.net/700-mimarlik-bolumu/171993, 23 Aralık 2010. 30 Kentsel genişlemenin sürdürülebilirliği açısından da önemli olan bu yaklaşımla aynı zamanda sürdürülebilir kentsel yönetim, ulaşım, tasarım, inşaat anlayışına odaklı bir kentsel genişleme hedeflenmiştir. Kentsel sürdürülebilirlik anlayışı bir birine bağlı kentsel genişleme kentsel planlama ve çevre ile yakından ilgilidir. Bu sayede kentsel doğal dokunun korunması ve geliştirilmesinde kentsel çevreyi kırsal çevre ile bütünleştiren ve birlikte değerlendiren kent yerleşmelerini doğal ve yapay yapıların entegresi şeklinde düşünen, kentin mevcut ekolojik yapılarının korunarak kentsel çevre için kullanılması üzerinde duran bir yaklaşım içindedir. Son yıllarda özellikle Türkiye’nin ilişki içerisinde olduğu Avrupa Birliği de yerel yönetimlerin çevresel düzenlemeleri oluşturmasını, yerine getirmesini, onların planlama kapasitelerini ve performanslarını artırmak için daha çağdaş planlama teknikleri geliştirmek, yerel alanlarda çevrenin korunması çalışmalarını planlamaya entegre etmek böylece “bütünsel çevre yönetimi”nde yardımcı olmaya çalışmaktadır. Avrupa Birliği sürdürülebilirlik yaklaşımı içerisinde çevreyi de değerlendirmiş ve düzenlenmiştir. Çevre içerisinde insanların sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesinin yanında çalışması için imkânlar olan ve sosyal aktivitelerini gerçekleştirebileceği kadar iyi şartlar sağlayan kentsel alanların sağlanması ancak bu aşamada kentsel çevreyi zedeleyecek sonuçların ortaya çıkmaması gerektiği anlayışı içerisinde hareket etmektedir. Ayrıca doğal ve biyolojik yapının korunmasının sağlanması için kentsel arazilerin uygun şekilde kullanılmasının kentsel planlamada dikkate alınması, kentsel genişleme sağlanırken doğal çevrenin ve biyolojik özelliklerinin göz ardı edilmemesi gerektiği üzerinde durmaktadır. 1.3.2.5. Çevreye Duyarlı Kent Planlaması Kentsel planlamada çevre faktörünün planlama içerisinde gözetilmesi ve planlamanın her aşamasında çevresel değerlerin göz önüne alınarak 31 planlamanın gerçekleştirilmesi anlayışı egemendir. Bu nedenle planlamada, kentsel alanların değerlendirmelerinin yerleşme yapılması, baskısını arazi kaldırabilmesi, ve arsaların çevresel çevre etki açısından analizlerinin yaptırılması veya yapılması, muhtemel gelişmeler karşısında çevreye en az zarar verilecek şekilde alternatif plan bölümlerinin yapılması ve planlamanın çok yönlü değerlendirilmesi temel alınır. Planlama sonucunda kentsel çevrenin en uygun şekilde inşasına yönelik uygulamanın gerçekleştirilmesi esastır. Kentsel çevrenin inşası için çevreye duyarlı kent planlaması; öncelikli olarak kendinin otokontrolünü sağlayan, meydana gelen sorunları kendi içinde ortadan kaldıran, asgari enerji tüketimi sağlayan ve yeniden dönüşümü ön planda tutan, kentin taşıyabileceği optimum kapasite oranında kentsel büyüklüğü tutan ve bu yönde kentsel genişlemeyi öngören plandır. Çevreye duyarlı kent planlarından beklentilerden biri de kişisel kullanımları azaltarak toplumsal alana daha çok pay bırakmak ve bu şekilde hem yer tasarrufu sağlamak hem de doğal kaynaklardan daha az tüketmektir. Doğru yapılıp uygulandığı takdirde hiçbir olumsuz etkisi olmayan kent planlamasında planlama otoriteleri yerel yaşamı korumak, planlama politika ve amaçlarını gerçekleştirmek, kamu ihtiyaçlarını karşılamak, çevresel etkileri minimize etmek gibi sonuçlar amaçlamaktadır. 1.3.3. Kent Planlamasının Temel Gerekçeleri Belirli bir yerleşim yerinde meydana gelen hızlı nüfus artışı ve dolayısıyla barınma sorunları gibi temel ihtiyaçların karşılanması sorunlarının çözümüne yönelik yerleşim alanlarının düzenlenmesine ihtiyaç duyulmuştur. Kentsel planlama öncelikli olarak mevcut yerleşimin düzenlenmesi, ikincisi geleceğe dönük karşılaşılacak sorunlara önlem almak, üçüncü olarak da planlama alınmasıdır. içerisin alınamamış bölgelerin planlı kentleşme içerisine 32 Kentsel genişleme ile birlikte kentin yeni yerleşim yerlerine ve aktivite alanlarına ihtiyaç duyması sonucunda, kentsel planlama ile kentin gelişiminin en uygun seviyede ve mevcut dengelere zarar vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesinin sağlanarak arzu edilen yaşamsal koşulların sağlanması yanında, zamanında plansız şekilde gerçekleşen ya da planlarda öngörülmeyen sonuçların bertarafının sağlanmasına yönelik eğilimler kentsel planlamanın yapılmasında temel güdüler olmuştur. Bu yüzden kentsel planlamanın temel gerekçeleri kentsel genişlemenin kontrol edilmesi ile kentin yenilenmeye ihtiyaç duyması şeklinde belirlenir. 1.3.3.1. Kentsel Genişlemenin Kontrolü Kentsel genişleme içinde barındırdığı nedenlerle kentsel çevre üzerinde en önemli etkiye sahiptir. Bu yüzden kentsel genişlemenin büyüklüğü, yönü ve hızı kentsel çevrenin inşası açısından iyi irdelenmelidir. “Kentlerin nüfusu arttıkça alanları da genişliyor. Doğal sınırlar, hassas alanlar, eşikler hiçe sayılıyor. Yapılaşma tarım topraklarını, su havzalarını, ormanları ve yaşam için kritik birçok alanı tüketiyor.” 39 Bu yüzden kentsel genişlemeye neden olan faktörler kentsel çevre açısından da belirleyici olmaktadır. Öyle ki kentsel genişlemenin düzenli olup olmaması kentsel çevreninde sağlıklı kurulup kurulmaması ile doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle “Kentsel gelişmeyi yönlendirmede en önemli araç olarak kabul edilebilecek olan kent planlaması, bu özelliği ile kentleşme sürecinde belirleyici bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda kent planlaması ile çevre arasındaki ilişki, aslında kentleşme ile çevre arasındaki ilişkiye dönük olarak, 39 Duygu Başoğlu, Bir Şehir Nasıl Çevreci Olur? s.38-42, Çevre Ekoloji ve Yaşam Rehberi, İstanbul, Doğan Burada Dergi Yay. Ve Paz. A.Ş, 2010, s.38. 33 kent planlamasının ortaya koymuş olduğu eylem ve politikaların bütününden oluşmaktadır.”40 “Kentsel planların önemi kentsel gelişmede daha çok ön plana çıkmaktadır. Kentlerin sıçramalı olarak ve saçaklanarak büyümesinin, kent dışında yer seçen ticaret, konut, eğitim vb. tesislerin, çevreye zarar vermesi, ulaşım maliyetlerini ve kentsel servis sağlama maliyetlerini arttırması söz konusudur. Kentsel saçaklanmanın bir diğer çok önemli olumsuz sonucu ise, kentlerin merkezlerinin boşalması, kentlilerin birbirinden soyutlanması ve kentsel yaşamın rengini ve zenginliğini kaybetmesidir. Bu nedenle de bu tür bir büyüme biçiminin engellenmesi gerekmektedir.”41 Bu yüzden öncelikle kentsel genişlemenin nedenleri ve ileriye dönük konumu ve yoğunluğu tespit edilerek, bunun çevre üzerindeki muhtemel etkileri tespit edilmeli ve bu ilişkinin kurulması sonrasında kent planlamasının bu ikisi arsındaki bağlantının kurulmasında hangi yönde etki edeceği tespit edilerek kentsel genişlemenin kentsel çevre üzerindeki olumsuz etkileri giderilerek planlama ile bütünleşik bir kentleşme olgusu ortaya çıkarılması gerekmektedir. Öte yandan, kentleşmenin ortaya çıkması sonrada kentleşme ile birlikte kentsel çevre üzerinde etkili olan yerleşim yerleri bina ve benzeri suni yapılar, sanayi bölgeleri seçimi, gecekondulaşma, arazi kullanım paylaşımı, biyolojik yapı ve çeşitlilik üzerinde meydana getirdiği değişimler ve bunların kentsel planlama ile yönlendirilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu ilişkiler bağlamında kentsel genişlemenin kentsel alanlarda birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Bunlardan en önemlilerinden ilki artan nüfusun ihtiyaç duyduğu temel yaşamsal gereklerden olan barınmaya ayrılan, sosyal ve kültürel alanların, temel alt yapı sistemlerinin yetersizliğidir. Diğeri ise bu 40 Kadir Hakan Yazar, Sürdürülebilir Kentsel Gelişme Çerçevesinde Orta Ölçekli Kentlere Dönük Kent Planlama Yöntem Önerisi T.C.Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü kamu Yönetimi Ve Siyaset Bilimi (Kent Ve Çevre Bilimleri) Anabilim Dalı Doktora Tezi, Ankara, 2006, s.252. 41 T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Mekânsal Planlama Sistemi Ve Kurumsal Yapılanma Komisyon Raporu, Mekânsal Planlama Sistemi Ve Kurumsal Yapılanma 1, Kentleşme Şûrası 2009 , Ankara, 2009, s.24. 34 eksikliklerin yerine getirilememesi sonucunda ortaya çıkan, toplumsal sorunlar, hava ve su, gürültü kirliliği gibi sorunlardır. Bütün bunların kentsel çevrenin, artan nüfusa oranla inşasının sağlanamamasından kaynaklanmaktadır. Planlamanın bu süreçte etkinliğinin artırılarak bu sorunların çıkışını engelleyici nitelikte olmalıdır. Özellikle kentsel alanlarda ihtiyaçlar dolayısıyla meydana gelen taleplerin karşılanması amacıyla, yetersiz kalan imar planlarının yerine yeni alan ihtiyacının giderilmesine yönelik “mevzi imar planları” ve genel nitelikteki planların yeterli esneklikte olmadığı durumlarda, bireysel nitelikteki beklentileri karşılamak üzere yapılan “plan değişiklikleri” kentsel genişleme sürecinde önemli araçlar olarak kullanılmış ve kentsel genişlemenin hukuki zeminini oluşturmuştur. Bu bağlamda özellikle mevzi ve ıslah imar planlarının (plan değişikliklerinin) kentsel çevre üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri olmaktadır. 1.3.3.2. Kentin Yenilenmeye İhtiyaç Duyması Günümüzde, kentlerin büyümesi, yeni yerleşim alanlarının açılması planlamayı önemli kılmaktadır. Kentsel genişleme ile birlikte, kent merkezlerinde, kentsel çevrenin yokluğu kentsel alanlarda yaşamı tehtid etmeye başlamıştır. Şehir merkezlerinde yaşayan insan sayısı büyük oranda geriledi. Daha çok hizmet ve ticari sektör, büyük kiralar ve rant yoluyla merkezleri işgal etti. Birçok eleştirel gözlemci kentsel geleceği karamsar tablolarla ifade etti. Amerikalı planlama kuramcısı John Friedmann bile “şehir öldü“ tanımıyla oluşumun geriye dönülemezliğini ifade etti.”42 42 Christa Reıcher, , “Almanya’da Kentsel Planlama: Şehri ve Çevresini Yeniden Dönüştürmek!” s.5665, Planlama Dergisi, 2005/3, Sayı:33, Çev. Hasan Sinemillioğlu, Tmmob Şehir Plancıları Odası Yayını, Ankara, Kardelen Ofset, 2005, s.59. 35 Özellikle kent planlarının sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından kentsel yenileme ve dönüşüm önemli bir araçtır. Planlamanın kentsel çevre üretimini sağlayarak uzun dönemli olumlu sonuçlar doğurması açısından sürekliliğin sağlanmasında ve planlamanın aksaklıklarının giderilmesinde kentsel yenileme ve dönüşüm planları önemli bir araçtır. Kentsel yenileme ve dönüşüm sayesinde kentsel alan içerisindeki çöküntü bölgelerinin ve geri kalmış bölgelerin düzenlenerek tekrar kentsel çevreye kazandırılması bu şekilde kentsel güvenliğin, kent estetiği ve kentsel arazi ve arsalarının etkin kullanımının ve işlevselliğinin sağlanması mümkündür. Hukuk dışı yerleşimler oluşturulan kentsel alanlarda farklı planlama stratejileri geliştirilerek, hem yerleşimlerin hukuki zemine alınması için hem de kentsel çevreye yönelik düzenlemeye yönelik planlama yapılmalıdır. Bu tür planlamanın en iyi örneği kentsel dönüşüm projeleri şeklinde yapılan planlardır. Kentsel dönüşüm, çökmekte ve bozulmakta olan kentsel mekânın ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel koşullarını kapsamlı ve bütünleşik yaklaşımlarla iyileştirmeye yönelik olarak uygulanan strateji ve eylemler bütünüdür.43 Bir çeşit kentsel plan şeklinde oluşturulan kentsel dönüşüm projeleri, daha önce yerleşime açılmış planlı ya da plansız alanlarda mümkün olabilir. Ancak özellikle yoğun nüfuslu ve sürekli göç olan gecekondu alanları için uygulamasını bulduğundan Türkiye gibi kentsel yapının sonradan şekillendirildiği ülkelerde “ıslah imar planından kentsel dönüşüm projeciliğine geçiş”44 son donatılarının yıllarda önemini yerleştirilmesinin artırmaya yüksek başlamıştır. maliyetinin Kentsel düşmesini çevre sermaye ihtiyacının giderilmesi içinde alternatifleri kendi içinde barındıran sitemlerdir. 43 Sırma R.Turgut, Eda Ç. Ceylan, “Gecekondu Alanalrında Kentsel Dönüşüm Uygulamasına Bir Örnek: Küçükçekmece/ Ayazma-Tepeüstü Kentsel Dönüşüm Projesi” s.23-53, Çağdaş yerel Yönetimler Dergisi, TODAİE, Ankara, Desen Ofset A.Ş., Cilt:18, Sayı:3, 2009, S.26 44 Menaf Turan, Başkentin Gecekonduları: Kentsel Dönüşüm Projelerinin Arka Bahçeleri s.389–404, Ed. Ayşegül Mengi, kent ve Planlama, Ankara, İmge Kitabevi, 2007, s.396 İKİNCİ BÖLÜM BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİ İLE KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASI ARASINDAKİ İLİŞKİ Kentlerde yaşayan insanları da kapsayan canlılar ile çevre arasındaki ilişkilerden kaynaklanan eylemler kentsel çevrenin en önemli belirleyicisidir. Kent planlamasında çevrenin öne çıkmasının en önemli nedenlerinden biri dinamik süreçler çerçevesinde sözkonusu ilişkilerin yönlendirilebilmesidir. Planlamanın kentsel çevrenin inşasında etkin olmasının asıl nedeni budur. “Bizim hala bağlı olduğumuz doğal dünya ile kentsel aktiviteleri bir birine bağlamak için, plancılar, politikacılar ve halk, şehri ekosistem olarak tekrar kavramlaştırmalılardır. Diğer bir kelimeyle kent doğal dünya ile uyum içinde işlemelidir.”45 Bu değerlendirmede önemli olan kentsel alanda sadece insanların varlıklarını sürdürmesi değil çevre bütünü içerisinde diğer organizmalarla birlikte bunu başarmasını gerektirecek bir ortamın oluşturulması gerekmektedir. Bütün çevresel değerleri ve varlıkları hesaba katmadan sadece kısa dönemli insan isteklerine odaklanan bir kentsel planlama, dinamik ve değişken süreçler içerisinde özellikle uzun dönemde insana da zarar vermektedir. Kentsel planlama, yapılmasında ve uygulanmasında doğal varlıkları (özellikle toprak, arazi ve arsa, su, hava) temel girdi olarak kabul etmektedir. Her ne kadar kentsel planlama sadece doğal kaynakların korunmasına yönelik yapılsa ve koruma yöntem ve içerikleri değişkenlik gösterse de sonuçta kentsel çevrenin oluşturulmasında bir bütün olarak etkilidir. Son derece karmaşık, bir birine bağlı bir yapılanma içerisinde bulunan bu kavramlar, kendi içinde de bir biri arasında sürekli değişkenlik içerdiğinden, durağan bir yaklaşım ve yöntemle ele alınmaması gerekmektedir. “Yapılaşma sırasında alınan, alan ve elementlerin biçimlerinin seçimi ve bunların birlikte yerleştirilmesi, kararları, fiziksel site yapısının ötesine, 45 Rodney R. White, Building Ecological City, USA, CRS Pres, 2002, s.13 37 çevreye ulaşır ve çevreyi etkiler. Hızlı nüfus artışı nedeniyle bizim yapılı formlar için isteklerimiz artıyor. Yapılaşma ve yapılı çevre diğer daha büyük komplekste insan ve insan dışı sistemlerle iç içe olan karmaşık insan yapımı sistemleri temsil eder. Yapılı çevre karşılıklı bağımlılığın ve yapılaşmanın ve doğal çevrenin birbirine etkisinin çalışmasıdır.”46 Kentsel yapı da yapay ve doğal unsurlar ile canlı ve cansız varlıklar bir arada bulunur ve etkileşimi kaçınılmazdır. Kentsel çevre etkileşim ile birlikte enerji akışının en yoğun gözlendiği yerlerdendir. Hızlı kentleşmenin ve insanların aktivitelerinden kaynaklanan müdahalelerin yoğunluğu, kentsel alandaki kaynakların insanlar tarafından hızlı bir şekilde kullanılmasını da beraberinde getirmiştir. Kentsel planlama ise bütün hareketliliği hesaba alarak enerji akışını dengeleyecek şekilde ilişkili olduğu unsurlar arasındaki dengeyi gözetir. Bu dengenin başarılı şekilde kurulması en optimum kentsel çevrenin inşasını ve sürekliliğini de sağlar. Değişen dinamikleri içerisinde barındıran ve meydana gelen gelişmeleri yerel toplumun çıkarları doğrultusunda karşılamakla görevli olan belediyeler, yerel yönetim birimleri olarak, daha az çevresel bozulmayı garanti edecek şekilde politikalarını değiştirmelidir çünkü alınan kararlar gelecek nesiller üzerinde daha fazla etkiye sahiptir.47 Belediyeler bu beklenti içinde yerel yönetim sınırları içerisinde birçok hizmeti doğrudan ya da dolaylı olarak sunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de planlama hizmetidir. Belediyelerin planlama hizmeti belediyenin çeşitli hizmetleri ile bağlantılıdır ve belediyelerden görünür de olmasa da beklenen en önemli hizmetlerden biridir ve kentsel çevre ile de doğrudan ilişkilidir. Diğer taraftan kentsel planlama hizmeti ile bağlantılı olarak belediyelerin yaptığı bu çevre hizmetlerini önleme, koruma, iyileştirme ve geliştirme şeklinde belirtmemiz 46 Peter Graham, Building Ecology First Principles for A Sustanable Built Environment, UK, Blackwell Science. Ltd. 2003, s.7. 47 Nancy M. Jackson, Goal Diggers, s. 24-31, The American City and Country, Mar 2009, (Erişim) The americancityandcountry.com, Mart 2011, s.25. 38 mümkündür.”48 Belediyeler bu tür hizmetleri içine alan kentsel çevre yönetimini kendi sınırları içerisinde kendi teknik ve idari alt yapısı ile gerçekleştirmektedir. Belediyelerin planlama alanı sınırları kapsar gibi görünse de planlamanın etkisi daha fazla alanda yaygındır. Belediyelerin aktif olduğu kent sınırları ile var olan bir bağımsız olgu ve oluşum olmadığından kentsel çevreyi tanımlar ve kentsel çevreyi oluştururken sadece kentin sınırları kapsamında değerlendirilmez. Kentin hareket alanında yer alan her şeyi kentle bütünleştirmek ve kenti bu ilişkilerle birlikte planlamak esastır. O yüzden belediyelerin kent planlamasında kentin ilişki içerisinde olduğu tüm alanlar kentsel planlama içerisinde değerlendirilmelidir. Çünkü bu alanlar kenti etkilediği ve şekillendirdiği gibi kentsel çevrenin de yapılanmasında önemli ve belirleyici rol oynar. “Yerinden yönetim anlayışı ile yerel yönetimler gelişme projelerinde önemli role sahip oldu. Çünkü yerel yönetimler proje sağlayıcılarına en yakındır ve çoğunlukla yerel konularda daha fazla bilgiye sahiptir ve bu konulara adres olacak daha fazla opsiyona sahiptir.”49 Bu özellikleri ile belediyelerce sunulan planlama hizmeti kentsel çevrenin geleceği açısından yakın ilişkilidir. “Kentsel yapılı çevrenin üretimi ve biçimlendirilmesi planlama sistemine bağlı olarak yürütülmekte ve denetlenmektedir. Kent planlama sisteminin omurgasını belirli bir kademelenmede düzenlenmiş farklı düzeylerdeki ve amaçlardaki planlar oluşturmaktadır. Buna göre, kent planları farklı ölçeklerde, bir kentteki ve yakın çevresindeki tüm yapılaşma faaliyetlerinin yönlendirilmesi ve denetlenmesi için bir çerçeve sunmaktadır. Bu çerçeve, planlama sisteminin bir bileşeni olan ‘yasal alanı’ oluşturmaktadır. Planlama sisteminin diğer bileşenleri ise kentsel yapılı 48 Zeynep Doğan, Yerel Yönetimler ve Çevre, Türk Belediyeciler Derneği- Konrad Adenauer Vakfı, Ankara, Erk Yayıncılık, 1993, s.81 49 Bigio, Anthony G, Dahiya, Bharat. “Urban Environment and Infrastructure:Toward Livable Cities”, USA,WorldBankPublications,2004.(erişim)http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10053614&ppg , 25 Nisan 2011, s.65. 39 çevrenin biçimlendirilmesi sürecindeki aktörlerin eylem ve davranış biçimlerini tanımlayan ‘sosyo-politik alan’ ile süreçteki aktörlerin katılım biçimlerinin ve planlar ile ilgili yapılacak tartışma biçimlerinin tanımlandığı sürece ilişkin alan’dır. Planlama sisteminin bileşenlerinin birbirleriyle etkileşimi sonucu kentsel yapılı çevredeki değişiklikler ve dolayısıyla kentsel mekândaki değişim yönetilmektedir. Diğer bir deyişle, planlama sisteminin bileşenlerinin etkileşimi en somut haliyle kentsel yapılı çevrede gerçekleşen değişiklikler ile görülebilmektedir. Bu değişiklikler kentsel yapılı çevrenin özelliklerine göre işlevsel, morfolojik, bağlamsal, görsel vb. olabilmektedir”50 2.1. BELEDİYELERİN KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINA YÖNELİK PLANLAMA HİZMETİ Temelinde kentsel sınırlar içerisinde yaşayan insanlar ve onların etkileşim ve aktivitesinin sonucu kentsel çevre üzerinde etkili olmaktadır. Bu alan içerisinde etkin olan belediyeler de kent ile birlikte tanımlanan ve doğal çevreden daha karmaşık olan kentsel çevrenin inşasını temel görevlerinden biri olarak görmektedir. Bu nedenle belediyelerin birçok hizmeti gibi planlama hizmeti de belediyeler tarafından planlamada temel amaç olarak algılanmasa da sağlıklı kentsel çevreler oluşturmak için önemli bir araçtır. Bu nedenle Kentlerin planlarının var olması tek başına yeterli değildir. Asıl olan planların doğru yapılmasının sağlanmasıdır. Kentlerin imar planlarında öngörülen şartlara uygun olarak gelişimini temin etmek için; belediyeler, belediye sınırları içerisindeki yapıların projelerinin ve bina yapılarının denetlenmesi, onaylanması, yapıların ruhsata bağlanması, imara aykırı yapıların yıktırılması, yıkılması gibi imar uygulamalarında yetkili ve görevlidirler. 51 Bu görev ve yetkilerle birlikte belediyelerin planlama hizmeti sadece kentsel çevreyi korumaya yönelik değildir. Bunun dışında, sağlıklı kentsel çevre 50 Tolga Ünlü, Kentsel Mekânda Değişimin Yönetilmesi (1), ) 63-92,sayı 2006/2, METU JFA, 2006, s.63. 51 Koçak, a.g.m. s.42. 40 oluşturulmasına yönelik olarak, kentsel alanları sağlıklaştırma, yeniden canlandırma ve kentsel yenilemeyi de içermektedir. Belediyelerin kuruluş amaçları yönüyle değerlendirildiğinde kentsel planlama kentin geleceği açısından vazgeçilmezdir. Kentle ilgili her şey; ekonomik aktiviteler, sağlık, eğitim, kültür gibi kentsel yaşamın her alanı kent planlaması ile şekillenmektedir. Planlama çok yönlü ve gelecekle geçmişi bir birine bağlayan geniş fiziki ve sosyal değerlendirmelerin sonucunda bütün kentsel unsurlar gözetilerek elde edilen bilgilerden yararlanılarak gerçekleştirilir. Bu nedenle “Yerel yöneticiler kentlerinin bilgi ekonomisi, kentin imajının geliştirilmesinin denenmesinde ve yardımcı elin sağlanmasında yerel yönetimlere şans veren, içerisinde kentlerine bir yer verilmesini arzu ederler.”52 Bu çerçevede yapay çevrenin genişlemesi genel itibariyle doğal çevre üzerine doğru gerçekleşmektedir. Bu nedenle kentsel alanlarda açık ve yeşil alanların azalmasını da beraberinde getirmektedir. Yeşil alanların azlığı sorunu “ belediye yönetimlerinin bizzat dahil olduğu ve çözümü için de çevresel planlama yapma, toplu konut alanlarına ve imara açılacak yerlere “ağaçlandırma zorunluluğu” ile şehir etrafında, kentin akciğeri sayılacak “yeşil kuşak” oluşturma şeklindeki uygulamalar gereklidir.” 53 Belediyelerin kentsel çevrenin inşasına ve korunmasına yönelik görevleri ve yetkileri öncelikle hukuki düzenlemelerde yer almıştır. Hukuki düzenlemeler belediyelerin kurulması açısından önemli olduğu gibi görev ve yetkilerinin belirlenmesi ve uygulanması açısından da kentsel çevre hakkındaki doğrudan veya dolaylı görevleri ve özellikle planlama konusunda belediyelere verilen yetki ve görevlerin yapılması noktasında birleşmekte ve 52 Gert-Jan Hospers, “Governance İn İnnovative Cities And The İmportance Of Branding”, 224–234 ,Volume 10, Issue 2–3, Innovatıon: Management, Polıcy & Practıce, 2008, S.233. 53 İhsan Keleş, Belediyeler ve Çevre Sorunları, s.339-363 Ed. Veysel K. Bilgiç, Değişik Yönleriyle Yerelleşme, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2009, s.358. 41 bütünlük oluşturmaktadır. Hukuki düzenlemelerde yer alan söz konusu görev ve yetkilerin çoğu doğrudan kentsel çevrenin inşasına yönelik olmasının yanında bir kısmı da dolaylı olarak kentsel çevreyi etkilemektedir. Bu yüzden kentsel çevrenin inşasında, belediyelerin planlama hizmeti ile belediyelerin görevleri içerisinde olan ve planlamayla doğrudan ilişkili olan ve planlama hizmetine bağlı olan unsurların da planlama hizmetinin bir sonucu ve tamamlayıcısı olarak göz önünde bulundurulmaktadır. Hukuki düzenlemeler planlamanın temel kaynağıdır. Bunun yanında hukuki düzenlemelerin bazıları da kentsel çevre açısından doğrudan düzenleyici ve yönlendirici niteliğe sahiptir. Bu yüzden hukuki düzenlemeler gösterilen alanı içerisinde faaliyet gösteren otoriteler açısından yönlendiricidir. Hem plan açısından hem de görev ve yetkilerle direk kentsel çevre ile ilgili çalışma gerektirecek nitelikte zorunlu ya da rızaya dayanan yönlendirmeler yapmaktadır. Bu bağlamda kentsel çevrenin inşasında ve korunmasında önemli bir yaptırım kaynağı olarak görünmesinin yanında uzun dönemli kentsel çevre oluşturulmasında en temel dayanak oluşturmaktadır. Öyle ki değişen yönetim ve değişen doğa ve insan anlayışında ve yaşamı içerisinde sürekliliğin ve istikrarın sağlanmasında ve kararların hayata geçirilmesinde önemlidir. 2.1.1. Yerel Düzeyde Kentsel Planlamanın Amaçları Planlama dar kapsamda, kent merkezinin genişleme sırasında ihtiyacı olan alanların bu merkeze uyumlu yeni yerleşmeler eklenmesini temin etmek için yapılan sistemli düzenlemelerdir. “Şehir planlaması fiziksel, sosyal ve ekonomik çevrelerin organizasyonu ve şehirlerin yönetimi konularında çözüm üreten bir alandır ve bu sebeple sorunların ortaya konulmasında ve hayat kalitesinin artırılmasında anahtar bir role sahiptir.”54 Ancak sadece kentsel 54 Handan Türkoğlu, “Sağlıklı Şehir ve Şehir Planlaması” (erişim) www.skb.org.tr, 18 Aralık.2010. 42 genişlemenin ihtiyaç duyduğu alanın ortaya çıkarılması yönündeki eğilim doğal çevreyi tahrip etmekte bu da kentsel çevrenin inşasını olumsuz etkilemektedir. Kentsel çevrenin inşasının istenilen düzeyde gerçekleşememesinin ardında öncelikle doğal çevrenin, tahrip edilerek kentleşme sürecinde doğanının kendini yenileyecek güçlerinin yok edilmesi ve kentsel çevrenin inşasına yönelik olarak değerlendirilmemesi yatmaktadır. Dinamik bir şekilde değerlendirilen kentsel planlama, süreklilik niteliğinden dolayı geleceği ilgilendiren eylemlerde bulunulması, muhtemel aksaklıklara karşı önlemlerin alınması süreçlerini içeren bir bütündür. Bu şekilde geleceği tahmin etmek ve uygulamak planlamanın ana unsurlarıdır. Bu çerçevede “karar alma biçimi olarak arazi kullanım planlamasının amacı, çevresel değişimin ve kentsel genişlemenin etkili yönetimidir. Vurgulanan planlamanın kontrol ve yönetme gücüdür.” 55 Arazilerin kullanılmasını düzenleyen kentsel planlar ile kentsel çevre açısından meydana gelen sorunların ortaya çıkarılarak çözüm bulunması ve planların kentsel çevre oluşumu üzerinde denetiminin sağlanması açısından önemlidir. Kentsel alandaki çevresel değişmeler, planlama yaklaşımları ve uygulamaları ile kolayca ilişkilendirilmekte ve kentsel planlamanın kentsel çevre üzerinde meydana getirdiği etkiler tespit edilebilmektedir. Kentsel planlamanın öncelikli görevi doğal çevrenin korunması ve kentsel çevrenin inşasına yönelik olarak kullanılmasının sağlanmasıdır. “Çevre sorunları insan hayatını tehdit eden etkenlerdir. Kent Planlaması ise huzurlu yaşam ortamının mekânda düzenlenmesidir. Bu halde, kent planlama ile çevre sorunları iç içedir ve iyi bir düzenleme ile bu sorunlar yok edilebilir.”56 İkinci aşamada ise sistematik bir mantık çerçevesinde belirli bir amaç için geleceğe dönük eylemleri içeren bir gösterge olarak kentsel 55 Yvonne Rydin, “Urban and Environmental Planning in the UK”, USA, Palgrave Macmillan, 2003, (erişim) site::http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10076815&ppg,27 Nisan 2011, s.322 56 Ayten Çetiner, a.g.m., s.143 43 planlamalar da kentin toplu olarak yaşam seviyesini yükseltmek ve gerekli tüm kaynakların sürekliliği doğrultusunda kentin ihtiyaçları için kullanılmasını sağlayacak kente yönelik bütüncül eylemler içermektedir. Öncelikli ve ikincil amaçlar birlikte değerlendirildiğinde Belediyelerin çevresel açıdan temel işlevleri “Yapay Çevre”nin (Kentin) doğal çevreyle en uyumlu olabilecek biçimde yapılandırılmasını ve işlemesini sağlamaya çalışmak olarak özetlenebilir.”57 Kentsel planlamanın işlevinin başarısı, planlamanın temel amaçlarını gerçekleştirmesi ile mümkündür. “Kent planlaması rekreasyonel, sosyal estetik ve ekolojik gereksinimler ve tercihlerin bir dengesidir.”58 Bu yüzden kentsel planlamanın gerçekleştirilmesinde kentin doğal yapısı ve iklimi üzerinde etkili olan unsurların göz önünde tutularak, aşağıdaki amaçlar çerçevesinde kentsel alanların kullanımına yönelik olarak planlamanın yapılması gerekmektedir. “Bunlar özellikle özel arazi kullanımını kontrol eden aşağıdaki amaçlardır. Kentsel genişlemeyi yönetmek ve kontrol etmek ve en uygun yerlere yönlendirmek, Nüfus dağılımını kontrol etmek, Kirlenme seviyesini kontrol etmek, Tarımsal alanları özellikle temel tarım alanlarını korumak, Kritik doğal alanları özellikle sulak alanları korumak, Güvenli ve ulaşılabilir seviyede barınma sağlamak, Daha mantıklı ulaşım sistemi sağlamak, 57 Mihriban Şengül, “Yerel Düzeyde Çevre Yönetimi ve Belediyeler”, s. 91-102, Yönetimler, Cilt 8 Sayı 3, Ankara TODAİE, 1999, s.96. 58 Çağdaş Yerel Barış M.Emin, “Kent Planlaması Kent Ekosistemi ve Ağaçlar” s.156-163, Planlama, TMMOB Yayını, 2004/5, 2004, s.160. 44 Yeterli ekonomik temel ve iş fırsatları sağlamaktır.”59 Kentsel planlamanın kentsel çevreye yönelik olarak düşünülen bu amaçları kısa ve uzun dönemli beklentilerle karşılanmaktadır. Kentsel planlamanın temel bakış açısı kısa dönem içerisinde meydana gelen gelişmeler ile uzun dönemde meydana gelen değişmeleri kontrol etmek ve bir biri ile bağlantısını kurmaktır. Yerel düzeyde planlama mikro düzeyde bir binanın yapılış şeklini, büyüklüğünü, kullanım alanını etkilediği gibi, makro düzeyde insanların yerleşim yerlerinin, endüstri ve ticaret alanlarının, yapılaşmaya açık olmayan alanların konumlandırılmasında belirleyicidir. Planlama kentsel yaşamı birçok yönden etkilediğinden, kentliler planlamadan kısa ve uzun dönemli beklentiler içine girmektedir. Geleceğe dönük olarak bir tahmini içinde barındıran kentsel planların, uygulanmasındaki yüzeysel temel beklenti, kentsel alanların hukuki düzenlemelere uygun bir şekilde üzerine inşaat yapılacak arsalara dönüştürülmesidir. Bu beklentiye bağlı olarak, kentsel planlar daha çok, bireysel çıkarların kısa dönemde karşılanmasına odaklanmaktadır. Bunun sonucunda kamusal bir amaç olan kentsel çevrenin inşası göz ardı edilmektedir. Oysa uzun dönemde, yapılaşmanın ve artan nüfusun ihtiyaç duyduğu alt yapı ve sosyal donatıların karşılanması amaçlanmaktadır. Bunun yanında çevresel değerlerin korunması ve geliştirilmesi için insan aktivitelerinin yönlendirilerek, sağlıklı kentsel çevrenin oluşturulması amaçlanır. Bu şekilde geniş bir çerçevede kentsel yaşam ve yapıyı etkileyen kent planları kentsel çevreyi gözeterek uzun dönemli kentsel beklentilere odaklandığında öncelikle doğal çevrenin bozulmasını azaltır. Bunun yanında kentsel açık ve yeşil alanları koruyarak, güçlü alt yapı ve sosyal donatılarla kentsel yaşamı daha düzenli ve sağlıklı şekle sokar. Ayrıca bozulmaya 59 G. Cornelis van Kooten, Henk Folmer, Land and Forest Economics, UK, Edward Elgar Publisng Limited, 2004, s.247. 45 uğramış kentsel alanları kentsel çevreye entegre ederek, kentsel çevre açısından kaybedilmiş alanların geri kazanılmasını sağlar. 2.1.2. Belediyelerin Plansız Alanlara Yönelik Planları ve Plan Değişiklikleri Belediyelerin planlama hizmetleri kentsel alan içerisinde kalan planı mevcut olmayan alanların plan içerisine alınarak düzenlemeye tabi tutulması şeklinde olabileceği gibi, daha önce planlanmış alanların güncelliğini kaybeden planlar sonucundaki gelişmeler doğrultusunda işlevini görememesi gibi nedenlerle kentsel dönüşüm, iyileştirme gibi amaçlarla düzenlemeye tekrar tabi tutularak kentsel çevrenin sağlıklı bir şekilde inşasını sağlamaya yönelik olarak planlanmasıdır. Genel olarak düşünüldüğünde kentsel alanlar daha önce yapılmış bir plana sahiptir ve kent bu plan üzerinde şekillenir. Ancak zamanla kentsel genişleme ile birlikte doğal alanlara doğru bir yönelme olur. Bu yüzden kentsel planlama kapsamında olmayan yerler için de planlamaya gerek duyulabilmekte böylece plansız alanlar planlamaya tabi tutularak planlama içerisine alınmaktadır. “Bireysel eylemler ve bireyselleşen şehircilik, yasal alanda kendini plan değişiklikleri yoluyla ortaya çıkarmaktadır. Bunun sonucunda, plan değişiklikleri imar planlarının yerine geçerek, kentsel mekândaki değişimi yönetmenin en etkin aracı olarak gündeme gelmektedir. Plan değişiklikleri ile gerçekleşen kentsel yapılı çevredeki değişikliklerin niceliksel birikimi, kentlerin karakterlerinin de niteliksel olarak değişmesine neden olmaktadır.”60 İmar hukuku açısından bakıldığında ise Türkiye’de “ilave imar hakları taleplerini karşılamada, ruhsatsız alanların yasallaştırılmasında, kamu kullanımlarının rant getirici bir kullanıma dönüştürülmesinde, yoğunluk 60 Ünlü, a.g.e., 77 46 artırımı yapılmasında, yeşil alanların yapılaşmaya açılmasında önemlidir. Bu amaçlarla özellikle yerel yönetimlerin elinde önemli araç haline gelen planlama, kamu yararı ile çatışma sürecine girmektedir.”61 2.1.2.1. Belediyelerin Plansız Alanlara Yönelik Planları Sağlıklı bir kentsel çevrenin inşasında arazi kullanım planlamasının rolü büyüktür. “Karar alma biçimi olarak arazi kullanım planlamasının amacı, çevresel değişimin ve kentsel genişlemenin etkili yönetimidir.”62 Ancak arazi kullanım planlamasının uygulanması sürecinde kentsel çevre açısından ortaya çıkabilecek sorunların iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Özellikle arazi kullanım planlamasının yapılmasındaki amaçlar ve belediyelerden beklentiler göz önüne alındığı zaman kişisel ekonomik beklentiler, eşitlik ve kentsel çevreyle ilgili beklentiler arasında önemli bir dengenin kurulması gerekmektedir. Örneğin dinamik kentsel yapıdaki değişmelere kentsel planlamanın ayak uydurmasına yönelik olarak yapılırken kentsel konut alanlarının genişletilmesi sırasında açık ve yeşil alanların yapılaşmaya yönelik olarak imarlı alanlara dönüştürüldüğü de görülmektedir. Arazi kullanım planlaması sürdürülebilir kentsel planlama ve gelişme çerçevesinde değerlendirildiğinde, arazi kullanımının kentsel çevredeki değişimle doğrudan ilgili olduğu görülmektedir. Arazi kullanım planlaması bu anlamda, kentsel çevre ile ilgili düşünce ve amaçlarla doğrudan ilgilidir. Öte yandan arazi kullanım planlaması kentsel sürdürülebilirlikle ilgili hedeflerin, politikaların gerçekleştirilmesinde bir araçtır denilebilir. Burada dikkate alınması gereken en önemli konulardan bir tanesi de, arazi kullanım planlaması yapılırken, bu arazilere kaliteli yaşam sağlayacak olan kentsel alt yapı düzenlerinin de kurulması gerekmektedir. Burada da büyümenin sağlıklı olması enerji ve ulaşım hizmeti, su hizmeti gibi tüketim 61 62 Aras, a.g.e, s.115 Rydin, a.g.e, s 305. 47 ihtiyacının karşılanması gerekmektedir. Bu yüzden planlama kentsel nüfus hareketliliğini karşılar nitelikte olmalıdır. Arazi kullanım planlamasına kentsel çevre açısından bakıldığında kentsel alt yapının kurulması ve ihtiyaçlara göre genişletilmesi için olanaklar sağladığı da görülmektedir. Bu yüzden ulaşım ağının, boyutlarını, büyüme enerji ihtiyacı, kentsel nüfusun hareket alanı tarafından belirlenmektedir. Öte yandan planlama bu unsurları kontrol eden bir araçtır. Kentsel planlama tarafından oluşturulan ileriye dönük kalıpları ile birlikte zayıf ve verimsiz arazilerin kullanılması, risk bölgelerinin sel deprem gibi doğal afetlere açık alanların yerleşim bölgeleri yerine kentsel çevreye yönelik ihtiyaçları karşılamaya dönük olarak kullanılması, bu şekilde kent ve çevresel unsurların dengesinin kurulması açısından önemlidir. 2.1.2.2. Belediyelerin Plan Değişiklikleri Plan değişiklikleri çeşitli sebeplerle mevcut plan üzerinde yapılan niceliksel ve niteliksel değişmelerdir. Plan değişiklikleri, kentsel koşulların gerektirdiği şekilde, kentsel çevreye ve hiyerarşik olarak üst seviyede yapılan plan gereklerine uyum sağlamak ve gerekli yapısal ihtiyaçları gidermek ve planların sürdürülebilirliğini sağlamak gibi amaçlarla yapılmaktadır. Plan değişikliklerinin kentsel çevre üzerindeki etkisini belirlemek için öncelikle plan değişikliklerinin çevresel yapıyı etkileyen nedenlerinin belirlenmesi gerekmektedir. “Plan değişiklikleri, çoğunlukla emsal, yoğunluk kararlarının değişimini içeren yapılaşma koşullarının değişimi ile mekâna yansımıştır. Böylelikle, mekânda yoğunluk artırımında plan değişiklikleri araç olarak kullanılmıştır. Özellikle yeşil alanların yapılaşmaya açılması, konut alanından ticaret alanına dönüşüm, sosyal donatı alanlarında ticaret alanlarının eklemlenmesi gibi arazi kullanım değişiklikleriyle sonuçlanan planlar olduğu gibi hem arazi kullanım kararlarının değişimi hem de 48 yapılaşma koşullarının değişiminin bir arada yaşandığı değişiklikler de mevcuttur.”63 Arazi kullanım planlaması, belediyelerin kentsel genişlemeyi yönetebilecek yeterli alt yapıya sahip olması, arazi kullanım planlamasının yapılması, uygulanması ve gerekli düzenleme ve değişikliklerin yapılması sağlıklı kentsel sürdürülebilirlik açısından önemlidir. Bütün bu kentsel çevreyi etkileyen arazi düzenlemelerinin hedefler doğrultusunda sonuçlandığının denetimini sağlamak için yerleşmiş bir kurumsal çevre yönetimi ile mümkündür. Kentsel alanlar ile bu alanların etrafındaki çevre alanların en önemli sağlayıcılarından biri olan arazi düzenlemesi, kentlerin çevreyi ilgilendiren hizmetlerin sunumunda da etkindir. Arazi düzenlemelerinin kenti çevreleyen alanlarda özellikle kent açısından çevresel anlamı olan yerlerde kentsel çevrenin eksikliklerini giderici şekilde yapmak mümkündür. “Kent planlarının uygulanması sürecinde rol alan idareler ve diğer aktörlerin “düzenlemelerin en zahmetlisi” olarak nitelendirdikleri bu süreçte, alışılagelmiş imar parseli üretme anlayışını aşmaya yönelik müdahaleler ortaya konmaktadır. Saha araştırması kapsamında incelenen uygulamaların sadece % 5’ini oluşturan sürece ilişkin temel amaç, taşınmaz sahiplerinin rızaya dayanarak bir yapı adası içerisinde hisselendirilmesi ve bu yapı adasında oluşacak fiziksel çevre üzerinde uzlaştırılmasıdır. Parsel üretme anlayışı içerisinde üretilen uygulamalardan çok daha fazla zaman ve emek gerektiren bu sürece ilişkin en önemli kazanım fiziksel çevrenin oluşumunun bir tasarım sorunsalına dönüşmesidir.”64 63 Münevver Ö. Aras, Metropoliten Çevreye Yayılım Sürecinde Mevzi İmar Planları Ve Plan Değişikliklerinin Kentsel Mekan ve Kentsel Rant Etkileri Ankara Çayyolu Örneği, Gazi Üniversitesi Fen bilimleri, Şehir ve Bölge Planlama, 2008, s.98. 64 Mehmet Çağlar Meşhur, “Arazi Ve Arsa Düzenlemesi (18.Madde Uygulaması) Sürecinin Kentsel Mekân Oluşumu Açısından İrdelenmesi”, s. 21-38, METU JFA 2008/2, ANKARA,2008, s.31 49 Plan değişiklikleri kentsel planlamada önemli işleve sahiptir. Özellikle dinamik kent olgusunun egemen olduğu bir durumda hızlı büyüyen kentin değişen ihtiyaçlarına karşılık vermek için sürekli kentsel arazi ve arsalara yönelik mevcut planların değişikliğe uğratılması bir zorunluluk olarak doğmuştur. Plan değişikleri aşağıdaki nedenlere dayanılarak yapılmaktadır. Kentsel genişleme ile birlikte ortaya çıkan ihtiyaçların giderilmesi, kentsel uyum ve düzenin sürekliliğinin sağlanması, özellikle de alt yapı eksikliklerinin giderilmesi, park ve yeşil alan ihtiyaçlarının, yol, meydan, okul, sağlık ve sosyal tesis ve benzeri ortak kullanım alanlarının oluşturulması amacıyla plan değişiklikleri yapılabilmektedir. Arazilerin kullanılması ile ilgili planlarda meydana gelen gelişmelerle özellikle yeşil ve açık alanların konut ve ticaret alanları olarak kullanılması amacıyla dönüşüm sağlanmaktadır. Değişen ihtiyaçlara göre ihtiyaçların giderilmesi bu ihtiyaçlara göre kentsel yapıların yönlendirilmesi temel nedenlerden biri olmaktadır. Özellikle kentsel temel planlarda değişiklik içerek planlar, kentsel genişleme ile birlikte meydana gelen yapılaşmanın düzenlenmesi ve bu şekilde çevreye ve üst düzeydeki politika ve planlara uyumu sağlayıcı rol oynamaktadır. Bunun yanında üst düzey kentsel planların baştan yapılması mümkün olmadığı ya da uygulamadan kaldırılması gerekmediği durumlarda yeterli esnekliğin sağlanması ve değişen ihtiyaçlara cevap verebilmesi için de önemli bir araçtır. Plan değişiklikleri öncelikle imar haklarının belirlenmesi amacıyla yapılmaktadır. Bu imar hakkı düzenlemeleri hak sahiplerinin daha fazla rant elde etmek istemelerinden kaynaklanmaktadır. Bu amaçlar doğrultusunda ruhsatsız yerlerin planla hukuki çerçeve içerisine alınması sağlanmaktadır. Özellikle kentsel çevre açısından burada önemli olan noktalardan bir tanesi çekme mesafelerinin kısaltılması ya da uzatılmasını düzenleyen yapılar arasındaki mesafelerin değiştirilmesi ve planlarda dikkate alınmayan yapısal eksikliklerin giderilmesi amaçlarına odaklanmaktadır. 50 Bunun dışında Kanunlar ve diğer yasal düzenlemeler doğrultusunda yapılması zorunlu olanlar, mahkeme kararları, ayrılmış bölgelerin alanlarının değiştirilmesi gibi nedenlerin yanında üst ölçekli planlarla uyum sağlamak, planlama hatalarının düzeltilmesi, uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesi içinde değişikliğe uğratılabilmektedir. Ayrıca sınır ve bölge değişikliklerini temin etmek için plan değişiklikleri yapılabilir. 2.2. BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİNİN KENTSEL ÇEVRE ELAMANLARI İLE İLİŞKİSİ Belediye çok yönlü bir örgütsel yapıdır. Bu yüzden gerçekleştirdiği her bir eylem diğer yönleri ile ilişkili olduğu gibi kent ve kentsel çevre ile de ilgilidir. Kentsel çevreyi oluşturan ya da onu tamamlayan ya da oluşumunu ve gelişimini etkileyen, alt yapı, atıklar, konut, yeşil alanlar, gürültü kirliliği ve hava kalitesi gibi çeşitli unsurlar, belediyelerin planlama hizmetinden etkilenmekte ya da planlama açısından yönlendirici olmaktadır. “Şehir planlaması fiziksel, sosyal ve ekonomik çevrelerin organizasyonu ve şehirlerin yönetimi konularında çözüm üreten bir alandır ve bu sebeple sorunların ortaya konulmasında ve hayat kalitesinin artırılmasında anahtar bir role sahiptir.”65 Bu çerçevede planlama ve kentsel çevreyi ilgilendiren alanlar arasındaki ilişkiyi iki türlü ele almak mümkündür. Bunları doğrudan planlama ile şekillenenler ve planlamadan etkilenenler şeklinde ayrıma tabi tutmak mümkündür. 2.2.1. Doğrudan Planlama ile Şekillenen ilişki Alanları Kentsel planlama sürecinde boyutları ve özelliklerine yer verilen ve kentsel çevreyi etkileyen bazı faktörler kentsel alanların fiziki ve beşeri olarak 65 Handan Türkoğlu, Sağlıklı Şehir ve Şehir Planlaması, 2010, (erişim) www.skb.org.tr, 17 Nisan 2011. 51 şekillenmesini sağlamaktadır. Bu faktörler kentsel çevre üzerinde doğrudan etkili olmaktadırlar. 2.2.1.1. Doğal ve Yapay Yeşil Alanlar ve Planlama Açık ve yeşil alanlar çevresel boyutu ağır basan kentsel unsurlardır. “Açık ve Yeşil Alanlar Ana Planı doğrultusunda ele alınacak, kentsel yeşil sistem parçalarının; kent bütünü açık-yeşil alanlar sisteminin bütünleri olması, kent makro formunun bir parçası olarak, farklı kentsel bölge ve kent parçalarını bir birinden ayıran kuşak ve koridorlar tanımlaması, olası bir afet durumunda afet tehlike ve risklerini azaltacak biçimde işlev görebilecek bir bütünlük sunması, kentsel riskleri içeren stratejik yapı ve tesislerin, açık ve yeşil alan sistemine komşu bir biçimde yer seçmesinin sağlanması, bütünlük ve kentsel yaşam kalitesini artıran nefes alma noktaları olarak tanımlanması esastır.”66 Doğal ve yapay yeşil alanlar kentsel çevrenin temel unsurudur. Yüksek kalitede, iyi düzenlenmiş ve yönetilmiş parklar ve kamusal alanlar kişisel huzurun geliştirilmesi ve pozitif sosyal, ekonomik ve çevresel değerler için önemli rol oynar. Bir yerleşim alanı için kentsel yeşil anların yoğunluğu kentteki sağlıklı çevre açısından önemlidir. Öyle ki kentsel çevrenin gelişmişliği genel olarak yeterli yeşil alanın varlığı ile ölçülür. Bu yüzden planlamanın öncelikle var olan yeşil alanları tahrip etmemesi, ikinci olarak da yeşil alanların geliştirilmesi ve artırılması için olanaklar içermesi ve uygulanması gerekmektedir. Açık ve yeşil alanlar olarak bilinen kentsel alanlar kentlerin sağlıklı bir şekilde büyümesini sağlamak açısından önemlidir. Bu alanlar pasif gibi 66 Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar ve şehircilik Dairesi Başkanlığı, 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı Uygulamaya Yönelik Çevre Plan Koşulları, 2006, s.48. 52 görünse de, kentlilerin birçok ihtiyaçlarını görmektedir. Özellikle regresyon alanları açısından vazgeçilmezdir. Öyle ki ister pasif olsun isterse aktif olsun kentsel çevre elamanı olarak, insanların hareketi ile şekillenen ya da pasif durumda önemli ihtiyaçların giderilmesinde etkindir. Açık ve yeşil alanlar çevresel yönü ile doğal temiz hava ihtiyacının giderilmesinde ve kötüleşen hava şartlarının dengelenmesinde, kentin stres oluşturacak bölgelerinin rahatlamasına yardımcı olur. Kentsel çevre açısından önemli ”67 bu alanların elde edilmesi ya da korunması kentsel planlama yoluyla arazi ve arsaların yönetilmesi ile mümkündür. “Planlama, uygun yerlerde, uygulanan hizmet ve erişebilirlik seviyesi açısından iyi bir standart sağlayarak, meydanlar, küçük parklar ve oyun alanları yeni kamusal alanlar yaratılmasına yardımcı olabilir. Bu ise, hem eski alanlarda yenileme canlandırma planları kanalıyla hem de yeni gelişen alanlarda düzenleyici planlama süreçleri kanalıyla yapılabilir.”68 Doğal çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve bunların sosyal ve ekonomik alanda katkıları kentsel planlamada gözetilmelidir. Planların yapılmasında “doğal bitki örtüsünü etkileyecek alanın mümkün olduğu kadar sınırlı tutulmasıdır. Arazi temizleme eylemlerinin sınırlandırılması, ağaç kesiminde ekolojik bakımdan olumlu işletme yöntemlerinin geliştirilmesi, araçların kullanacağı alanların kısıtlanması, park alanlarında asfalt ve beton yerine, kırılmış taş kaplama yapılması, ilaçlamayı minimize etmek”69 gibi amaçlar güdülmelidir. Kentsel genişleme kentsel sınırları da genişletirken öncelikle doğal yapısı ile anılan kırsal alanlara doğru yönelmektedir. Bu nedenle “Arazi kullanım planlaması kentsel ve kırsal kullanımların dağılımı ile de ilgilidir.”70 Bu çerçevede kentsel ve kırsal alanlar arasında denge kurulurken bu 67 Helen B. Cabe, “Linking the quality of public spaces to quality of life” s. 240-248, Journal of Place Management and Development, Vol. 2 No. 3, Emerald Group Publishing Limited, London, UK, 2009, s.240. 68 Barton, Tsorou, a.g.e., s.151 69 İTÜ GRUP, a.g.e., 85 70 Alan W. Evans, Economics and Land Use Planning, UK, Blackwell Publishing, 2004, s.59. 53 genişlemenin öncelikle kenti tamamlayan arazi parçaları üzerinde gerçekleştirilmesinden dolayı kentsel çevre üzerinde doğrudan etkilidir. Bu yüzden genişlemenin gerçekleştirilmesi sırasında kentsel çevre de düzenlenmekte, çoğu zaman doğal ortam üzerinde değişiklikleri de beraberinde getirmektedir. Bu düzenlemenin kentsel çevreyi yapılandıracak şekilde yapılması ve yoğun yeşil alan oluşturulmasına öncelik verilmesi gerekmektedir. Öyle ki olumlu müdahale olmadığı takdirde kentsel genişleme mutlaka kırsal alanlara doğru olmakta ve kırsal alanlardaki yeşil kuşağın daralmasını beraberinde getirmektedir. 2.2.1.2. Belediyelerin Altyapı Hizmetleri ve Planlama Bir kentsel yapı içerisinde, kentin çeşitli bölgeleri ile bağlantı noktaları ve kanalları, açık ve yeşil alan bölümleri, ulaşım ağları ve hizmet sunulan tesislerin dağılımı, aktivite alanları, katı ve sıvı atık tesisleri ve hizmetleri, iletişim ve enerji ağları gibi birçok ayrıntı içeren unsurlar vardır. Bu unsurların var olması yerleşim için gerekli olanakların önünü de açmış olmakta ve kent mevcut olan alanlara doğru genişleme göstermektedir. Bütün bunların kentsel planlama ile belirlendiği durumda kentsel genişlemenin yönü ve çekici unsurları da bu alt yapı niteliğindeki hizmetlerin sunumu ile ilişkisi de ortaya çıkmaktadır. Kentsel alt yapı unsuru “Yer altı alanları; arazi kullanma, yapılanma ve çevre ile ilgili olarak çok geniş bir planlama (problem) alanına, kentte, potansiyel (alternatif) çözümler sunar. Yer altı planlaması, kent planlaması bütünü ile birlikte ele alınmalıdır ki, yer altı kaynağından yeteri kadar 54 faydalansın ve bu alanlar ziyan edilmesin, yer altı planlaması sırf gaye olmayıp, bütün kentsel çevrenin geliştirilmesi için araçtır.”71 “Altyapıların kentsel gelişmeyi yönlendirmekte kullanılması, özellikle büyük kentlerde stratejik kent planlaması yapıldığında önem kazanmaktadır. Stratejik planlarla altyapı planları arasında dinamik bir ilişki bulunmalıdır. Stratejik planlara dayanılarak kentsel gelişmenin denetim altına alınmasının en önemli araçlarından biri altyapı projeleri ve bunların yenilikçi finansman biçimleri olacaktır.”72 Alt yapı planlamasında dikkate alınması gereken en önemli unsur ulaşıma yönelik yapılan düzenlemelerdir. “Her şehir bölgesi tüm ulaşım şekillerini koordine eden ve politika güçlenmesine olanak sağlayacak arazi kullanım planlarına bağlantı kuran sağlıklı bir ulaşım stratejisine gereksinim duymaktadır.”73 Bu yolla ihtiyaçların kolektif karşılanması çevreye verilen zararı azaltacaktır. Öyle ki yollar, mesken planlamaları, kuralları, kanalizasyon sitemleri, otopark alanlarının aktif kullanımı temelli altyapı yatırımları enerji ve alan tüketimini azaltacaktır. Kentsel hayatın sürdürülebilirliği ulaşımın sürekliliği ile ilgilidir ve ulaşım sağlıklı bir şekilde gerçekleşmediği takdirde kentsel çevre her yönü ile yaşanılırlığını kaybeder. Alt yapı açısından gerekli olan en kısa ve sürekli ulaşım ağı hem yapısal olarak kentsel yaşamın sürdürülebilirliği için önemlidir hem de diğer taraftan enerji tasarrufu sağlanması ve kirliliğin önlenme açısından da gereklidir. Bu nedenle kentsel çevrenin inşasında öncelikle ulaşım alt yapısının planlamada belirlenerek kapasitesine uygun diğer konut, işyeri ve sanayi alanlarının şekillendirilmesi gerekmektedir. 71 Aykut Hokkacı, Sürdürülebilir Planlama ve Bazı Planlama Stratejileri, s.39-51, ed. Güner Gezim, Hakan Alp, Kent Planlama Çevre Koruma Semineri Bildirileri, İller Bankası Genel Müdürlüğü, 1998, s.46. 72 Tekeli, a.g.e., s.118. 73 Barton, Tsorou, a.g.e., s.113. 55 Hızla artan nüfusun meydana getirdiği kentsel genişleme ve yoğunlaşmanın ihtiyacı olan sosyal ve teknik alt yapıların karşılanması için büyük ekonomik değeri olan planlamanın yapılması gerekmektedir. Özellikle ileriye dönük, nüfus artışı ve kentsel büyüme faktörleri göz önüne alınarak yapılan bir planlama bu alt yapı ihtiyacını en optimum düzeyde en uygun şartlarla sağlanmasına yardımcı olacaktır. Çünkü özellikle ulaşım, enerji nakli ve katı ve sıvı atık nakli ile su hizmetlerinin sağlanması açısından önemlidir. Kent planlaması ile belirlenen ulaşım sistemleri yerleşim bölgelerine en uygun şekilde iletişimi sağlamak temellidir. Bu şekilde kentsel hareketliliğin sağlanmasına yönelik olarak aktivite bölgeleri ile yerleşme alanları arasındaki bağın da kurulması sağlanmaktadır. Bu şekilde kentsel çevreye en az zararı veren, modern ulaşım teknikleri kullanılmasına yönelik metro, raylı sistemler gibi toplu taşıma yönelik alternatifler değerlendirilebilir. Ayrıca motorlu kişisel taşıtların kullanılması yerine, yaya ve bisiklet ağırlıklı kullanımlara yönelinmesini sağlayacak imkânlar kentsel planlama ile ortaya çıkarılabilmektedir. 2.2.2. Planlamadan Etkilenen İlişki Alanları Planlama sonrasında dolaylı olarak kentsel çevre üzerinde etkili olan ve belediyenin aktiviteleri ile de ilgili olan hizmet gerektiren alanlardır. Çevre kirliliği, aktivite alanlarının seçimi, düzenli konut ihtiyacının ve enerji tasarrufunun sağlanmasında belediyelerin planlama hizmeti önemli katkılar sağlayacak potansiyeldedir. 56 2.2.2.1. Çevre Kirliliği ve Planlama Kentin oluşum ve gelişiminde etkin olan insanların kullanımından kaynaklanan atıkların kentsel çevre ve belediyeler açısından en önemli sorun olduğu ve kentsel alanın temizliği açısından en fazla bütçe ayrılan ve belediyeyi temel olarak gören hizmet temizlik ve alt yapı sistemidir. Alt yapı sisteminin kurulması ve işlerliği açısından planlama vazgeçilmez bir unsurdur. Öyle ki alt yapının kentsel alanlara ulaştırılması ve kentsel çevreyi tamamlaması düzenli bir alt yapı ve üst yapı planlaması ile mümkündür. Diğer yandan katı ve sıvı atıkların kontrolü ve taşınması ve muhafazası yok edilmesi anlamında da kullanılacak kentsel bölgelerin önceden planlanması ve kentsel çevreye zarar vermemesi esastır. Kentsel genişlemede karşılaşılan sorunların bir tanesi de içme suyunun temin edilmesi ve atık suyun tahliyesidir. Artan nüfus ile birlikte kentlerde tüketiminin artması kentsel genişlemenin alt yapı sorununu beraberinde getirmesi ve kaynakları kirletmesi planlamada bu konuların önemli kabul edilmesini beraberinde getirmiştir. Planlamanın kentsel genişlemeden geride kaldığı durumlarda kanalizasyon sisteminin hizmet sınırı yerleşmelerin gerisinde kalmaktadır. Oysa sağlıklı kentsel çevrenin inşasında bu iki genişlemenin beraber gitmesi gerekmektedir. Bu nedenle “İmar planları yapılırken içmesuyu ve kanalizasyon tesisleri dikkate alınmalı, imar planları bu hizmetlerin ucuz ve kolay olmasını sağlayacak şekilde yönlendirilmelidir. İmar planları çalışmaları sürdürülürken içmesuyu ve kanalizasyon konusunda uzman kişilerin görüşlerine başvurulmalıdır”74 Katı atıklar ile ilgili bütün işlemlere ilişkin görev ve sorumluluklar belediyelere verilmiştir. Kent planlama ile temiz suyun sağlanması ve atık 74 Birinci Çevre ve Ormancılık Şurası Kararları, Antalya, 22-24 Mart 2005. 57 suyun tahliyesinin sağlanmasına yönelik alt yapı düzenlenmesi yapılmaktadır. Ancak özellikle küçük ölçekli belediyelerde alt yapı sorununun yoğun yaşandığı bilinmektedir. Sürekli düzensiz şekilde genişleyen kentin herbir yeni birimine bu hizmetin sağlanması mümkün olamayabilmektedir. Ancak Türkiye gibi ülkelerde belediyelerin çoğunda genelde kentin yakın çevresindeki alanlarda her hangi bir arıtma dönüşüm sistemi olmadan depolanmaktadır. Oysa kentsel çevre açısından önemli olan açık ve yeşil alanların atık sularla kirletilmesi, yeterli alt yapının kurulmayarak açık tahliye sisteminin kullanılması önemli çevresel sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Kentlerin hayatın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilirliği için, katı ve sıvı atıkların toplanması nakliyesi ve kontrolü önemlidir. Kent planlamasında uygulanmasında da göz ardı edilecek bir konu değildir ve bu yüzden kent planlamasında düzenlenebilecek konular arasındadır. Kentlerin sosyal ve ekonomik hayatının sürdürülebilirliği açısından önemsiz gibi görünen içme suyu ve kirlenmiş suyun nakliyesi, katı atıkların toplanması ve imhası ya da dönüştürülmesi kentsel planlama da mutlaka göz önünde bulundurulması gereken konulardandır. Kentsel genişleme sürecinin kentsel çevrenin bir elamanı olan hava kalitesi üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Özellikle kentsel yerleşmenin oluşturulduğu alanın toprak yapısı, hava durumu, güneş açıları, doğal ulaşım olanakları, rüzgâr yönleri analiz edilerek, kentleşme aktivite alanlarının tespit edilmesi gerekmekte nüfus hareketleri ve kentsel gelişme yönü bu çerçevede kontrol edilmelidir. “İmar ve nazım planlarının hazırlanması sırasında arazi kullanım kararları verilirken, gürültü kaynaklarının konut, eğitim sağlık, ve rekreasyon alanlarından uzak olması sağlanmalıdır.”75 75 Sücaattin Kırımhan , Çevre Yönetimi: Nüfus Kaynak ve Çevre İlişkisi, Ankara, Turhan Kitabevi, 2005, s.223. 58 2.2.2.2. Aktivite Alanlarının Seçimi ve Planlama Kent içerisinde ve çevresinde yer alan ve kentsel çevreye katkıları olabilecek unsurların temel özelliklerinin korunarak kullanılması ve bu şekilde diğer aktivite bölgeleri ile uyumlaştırılması ve çapraz etki oluşturacak şekilde bağlantının oluşturulması mümkündür. Bu şekilde hem kentsel yeşil alanlar oluşturulurken bu alanların aynı zamanda aktivite bölgeleri olarak kullanılmasının yanında doğal veya yapay olarak elde edilmiş aktivite alanlarının etkinliğinin artırılması açısından kentsel planlamanın politikaları içerisinde değerlendirilmesi mümkündür. Planlama yapılırken tarım alanları ve yeşil alanlar göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü kentsel büyümenin başlangıcında, ilk yerleşmeler tarımsal ve sağlıklı yaşanabilirlik gerekçesi ile yapıldığından kentte genelde bu düzenli ve koşulları daha uygun alanlar üzerinde genişlemektedir. Bu yüzden doğrudan kentsel çevre ile ilgili görülmese de düşük yoğunluklu tarımsal sektör ile iç içe olan kentlerde tarım alanları kentsel alanlarla bütünleşebilmektedir. Burada kentsel genişleme ile birlikte artan yapay alanlar tarımsal alanları azaltmakta böylece tarımsal yapısı ağırlıklı olan kentsel bu özelliğini kaybedebilmektedir. Kentleşmenin bir sonucu olarak gözüken verimli tarım alanlarının kentsel ihtiyaçlar doğrultusunda yapılaşma alanı olarak kullanılması tarımsal alanları dolayısıyla açık ve yeşil alanları da yok etmektedir. Kentsel genişlemeden kentin yerleşim yerine yakın ormanlar da olumsuz etkilenmektedir. Tarım alanlarından sonra en fazla yerleşim için kullanılan alanlar ormanlardır. Ormanların tercih edilmesinin en önemli nedenlerinden birisi de çoğunluğunun şahıs arazisi olmadığından rantının daha yüksek olmasıdır. Yerleşmenin yanında turizme yönelik amaçlar öne sürülerek yasa dışı amaçlarla ayda turizm teşvikleri ile özel yapılı planlar ya da istisnalar yolu ile de ormanlar tahrip edilmektedir. 59 Aktivite alanlarının belirlenmesi sırasında her ne kadar geniş kapsamda toprağın verimlilik analizleri yapılsa ve yerleşme bölgeleri buna göre belirlenmesi gerekse de kentleşme sürecinde en fazla tahrip edilen hazır ve kolay inşaata müsait alanlar olarak kullanılmakta ve çabuk vazgeçilmektedir. Kentsel dönüşüm ya da yenilenme yapılan alanlarda çeşitli yapılanma stratejileri uygulanmaktadır. Bunlar planlama alanının durumuna göre değişmektedir. Duruma göre düşük yoğunluklu yada çok katlı (açık ve yeşil alan miktarını artırmaya odaklanan) planlama şekillerinden birisi seçilmektedir. Bu yöntemlerden birisi seçilerek, düzenli kentsel yapılanma ve çevre açısından sorun olarak gözüken gecekondu alanları da planlamaya dâhil edilmektedir. Özellikle düşük yoğunluklu nüfus yapısı ve bahçe alanı ile dönüşüm sürecinde kentsel çevre oluşumuna katkı sağlayacak şekle dönüştürülmesi mümkün olmaktadır. Kentsel planlar kentsel alanların her yönü ile şekillendirilmesine yönelik olduğundan özellikle sanayi kuruluşlarının kentsel yapı içinde yerlerinin belirlenmesini de içermektedir. Bu nedenle sanayi alanlarının kentsel çevre ile uyumlu ve sıkı kontrol altında tutulması ve kentsel duyarlılığa uygun planlanması esastır. Özellikle doğal çevre üzerinde daha sonra kentsel çevre konusunda önemli olan sanayi bölgelerinin seçiminde daha çok sadece işletme maliyetleri ve kar maksimizasyonu dikkate alınmakta, kısa ve uzun dönemli kentsel çevre üzerindeki dışsal maliyetler göz ardı edilmektedir. 2.2.2.3. Düzenli Konut İhtiyacının Sağlanması ve Planlama Kentsel çevreyi ilgilendiren en önemli yapay unsur binalar ve tesislerdir. Hızlı büyüyen kentlerde barınma ve aktivite ihtiyacının sağlanması başta konut ve tesis üretilmesi ile sağlanmaktadır. Ancak özellikle üzerinde 60 durulması gereken ihtiyaçlara göre düzenli olarak konut ihtiyacının giderilemediği durumlarda hızlı ve düzensiz kentleşmenin sonucu olan gecekondulaşma- kaçak yapılaşma kentsel çevre açısından önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Şehirsel görünüm açısından olumsuz sonuçları beraberinde getirmesi yanında havanın, suyun ve ortamın kirlenmesinde önemli nedenlerden bir tanesidir. Bu yüzden önceden yapılmış ve uygulamaya konmuş olan kentsel planlar gecekondulaşmayı önleyecek ve çarpık kentleşmenin neden olduğu kentsel çevrenin gelişimine ve bozulmasına engel olan etmenlere de engel olmuş olacaktır. Ancak kent planları kentsel yapılanmayı kontrol edeceği ve şekillendireceği yere kaçak yapılaşmayı teşvik edici ve onaylayıcı nitelik kazanabilmektedir. Bunun sonucunda kentsel çevre üretmek ve onu geliştirmek yerine kentsel çevrenin mevcut durumunun yok edilmesinde bir araç olarak da kullanılabilmektedir. Düzgün işleyen bir şehirleşme süreci yaşanması için doğal alanların, hak sahibelerinin belirlenerek, buralarda düzenli kentleşmenin sağlanamaması için sağlam bir planlama ve ihtiyaç duyulan alt yapıların yerleştirilmesi gerekmektedir. Bu süreçte de planlama özellikle gecekondulaşmanın önlenmesi, düzenli kentsel yapılanma için önemlidir. Öte yandan, kentsel genişlemeye bağlı olarak kentsel planlamadan en önemli beklenti artan konut ihtiyacının karşılanmasına yönelik düzenlemeler içermesi ve yeni alanların yerleşime açılmasıdır. Yalnız bu şekilde bir planlama yaklaşımı uzun dönemde kentsel çevresel düzenin dengelerini olumsuz yönde değiştirmektedir. Tamamen konut ihtiyacına yönelik olarak belediyeler tarafından yapılan arazi ve arsa üretmeyi hedefleyen bir planlama doğrudan kentsel çevre ile ilgili dinamikleri etkilemektedir. Çünkü arazi ve arsa üretilmesi sürecinde sadece konut ihtiyacına yönelik olmayan ve kentsel çevre açısından da olumlu gelişmelere yol açabilecek şekilde düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Bu iki ihtiyaç arasındaki dengenin bozulmaması planlamanın temel mantığı olarak görülmesi gerekmektedir. Öyleki arazi ve arsa düzenlemesi aynı zamanda kentsel çevrenin de düzenlenmesi 61 demektedir. Çünkü alanların fonksiyonel olarak ayrılması da bu aşamada gerçekleşmektedir. En önemli sorun bu dengenin planlamada yeterince gözetilip gözetilmediğidir. Çünkü kentsel planlamada karşılaşılan en önemli sorunlardan bir tanesi de kamusal hizmet olarak görülen planlama hizmetinin kamusal yarar yerine planlama rantı ile ilişkili olarak baskı ve çıkar gruplarının beklentilerine karşı duyarsız kalamamasıdır. Çünkü planlamayla kamusal hizmetler çoğu zaman uzun dönemli ve kamusal alanlara yönelik faydalar beklenerek yapıldığından daha çok kısa dönemli kişisel beklenti ve hedeflerle çelişmektedir. Kentsel planlama ve kentsel çevrenin inşası arasındaki olumlu bağın kopmasında en büyük sebep de budur. Bu şekilde kent insanla uyumlu kentsel çevre inşası yerine doğal çevrenin yok edilerek kentin yapaylaşması dolayısıyla planlama hizmetinin kamusal yarar bağının koparılmasını beraberinde getirmektedir. Kaçak yapılaşmanın temel nedenlerinden birisi kentsel plan içerisinde olmama eğilimidir. Bu eğilim çoğu zaman belediyeler tarafından desteklenmese de engel olunmaması nedeniyle artmaktadır. Örneğin gecekondulaşma kentsel planlardan bir tanesi olan ıslah imar planları ile yasallaştırılmakta ve daha genel nitelikte yapılan imar planları gecekondulaşmaya sebep olanların istekleri doğrultusunda değiştirilmekte kısacası kamusal hizmet ve kamusal yarardan kişisel yasa dışı hareket edenlerin beklentileri doğrultusunda vazgeçilmektedir. Kent planlamasının yoğun yerleşme modelini kullanarak aşırı arazi tüketiminin önüne geçebilecek şekilde yapılması mümkündür. Bu şekilde hem doğal ortama müdahale azaltılırken hem de kentsel çevrenin inşası kolaylaştırılmış olmaktadır. Özellikle kullanım açık ve yeşil alanları limitlerinin daha yüksek tutulduğu ve binalar arasındaki mesafelerin daha uzak olduğu bu yerleşim biçimleri, kentsel genişlemenin neden olduğu önemli sorunların 62 azaltılmasını ya da yok edilmesini de beraberinde getirdiği için kentsel çevrenin inşasında önemli yere sahiptir. 2.2.2.4. Enerji Tasarrufu Sağlanması ve Planlama Kentsel genişleme ya da hareketler, doğal kaynaklar üzerinde sürekli baskı oluşturan etmenlerdendir. Planlama yapılırken tüm enerji kaynakları olabildiğince verimli kullanılırken bazıları az kullanılarak bazıları da çok kullanılarak bu verimlilik seviyesinin yakalanılması konusunda analizler yapılabilmektedir. Bu durumlar göz önüne alındığı takdirde doğal çevre üzerindeki baskı azaltılırken, yüksek enerji kullanımının yol açtığı kentsel olumsuzluklar; hava ve su kirliliği, verimli toprakların ve açık ve yeşil alanlar gibi doğal kaynakların kullanımı gibi azaltılarak sağlıklı kentsel çevrenin inşasına katkıda bulunulur. Kentsel yapay yapılar ile bağlantılı olduğu çevre arasındaki uyum kentsel çevrenin kalitesini de doğrudan etkilemektedir. Yapay çevre etrafında şekillenen açık ve yeşil alanlar alt yapılar, sokaklar ulaşım ağları ve diğer kamusal alanlar beraberinde kentsel çevreyi oluşturmaktadır. Bu nedenle kentsel çevre yapay çevreye dinamik katan ve onu yaşanabilir kılan temel unsurdur. Yapay çevrenin ihtiyaç duyduğu kamusal alanları, açık ve yeşil alanları, korunmuş kentsel akış, canlılık ve zenginlik ancak kentsel çevre ile mümkün olduğundan inşası bir gereklilik olmuştur. “Bir bölgenin planlaması aşamasında, tasarımcı, binaların genişlik ve yükseklikleriyle, açık alanlar ve yürüme yollarıyla ilintili olarak farklı geometrik formlarla denemeler yapmaktadır. Bina çevresindeki rüzgâr akışının dağılımı, bina geometrisiyle doğrudan ilgilidir. Dolayısıyla, bir binanın geometrisinin değiştirilmesi diğer binaların çevresindeki rüzgâr akışını da değiştirmektedir. Yeni binalar farklı mikro iklimler, değişik rüzgâr akışları ve gölgeleme alanları 63 yaratmaktadır.”76 Örneğin, rüzgâr yönü düzenlemesi mikro bir yapısı olması ve kentsel çevre ile doğrudan ilişkisi olmaması nedeniyle planlama da çok fazla dikkate alınmasa da rüzgâr yönleri dikkate alınarak yerleşme planlanmasının yapılması, bu çerçevede bina yükseklikleri ve konumlandırılması planlamanın ayrıntısında yer alabilmektedir. Kentsel çevre açısından önem arz eden konulardan birisi de ısıtma sistemlerinin çağdaş koşullarda planlanarak kullanılmamasıdır. Özellikle hava kirliliği ile önemli olmasının yanında kentsel çevrenin tüketilmesi konusunda da önemlidir. Bu yüzden kent planlamasında kentsel çevre ile uyumlu enerji tüketim planlaması yapılarak çevreye zarar vermeyen kaynaklara yönelinmesini sağlamak gerekmektedir. Enerji tasarrufu ve enerjisinin sağlıklı kullanımı yani dönüşümü olan enerji kaynaklarına yönelinmediği takdirde kentsel çevre üzerinde kirletici rol oynayacaktır. Bu da kısa ve uzun vadede önemli çevresel sorunları beraberinde getirecektir. Bu şekilde sürdürülebilir kentsel çevrenin sağlanması mümkün olmayacaktır. Ulaşım yönü değerlendirildiğinde kent içi ulaşım alt yapısı ve ağı enerji tasarrufu ve çevre kirliliği açısından bağlantılıdır. Bu nedenlerle hem kirlilik açısından hem tasarruf açısından şehir içindeki aktivite bölgelerine ulaşımın en kolay sağlanması yanında özel araç ulaşımını azaltacak yönde kent planlaması gereklidir. Planlamada, yapılan inşaatların yükseklikleri, ara mesafeleri enerji tasarrufu sağlayacak ve enerji etkinliğini sağlayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle kentsel planlama ile belirlenen bu kıstaslar bu amacı gerçekleştirecek yeterlilikte olmalıdır. Ayrıca düzenlemelerde kişisel hak olarak bunu kentsel alanda yaşayanlara vermiştir. Hem planlama hem de haklar noktasında önemli olduğundan planlama ile güneş ve rüzgâr 76 M. Halis Günel, H. Emre Ilgın, Güneş ve Rüzgâr (Erişim) Haklarının Analizi ve Kentsel Planlama Kriterleri Bağlamında Türkiye Önerisi, TÜBİTAK Mühendislik Araştırma Grubu, 2007, s.66. 64 hakları dikkate alınarak “kentsel planlama için tasarım kriterleri oluşturabilir; ancak güneş ve rüzgâr hakları, oluşturdukları kriterlerin sağlanması için planlama sürecinde kullanılacak yöntemi ve tasarım araçlarını da plancıya doğrudan sunar.”77 2.2.3. Sağlıklı Kentsel Çevre Üzerinde İlişkilerin Birleştirilmesi Kentsel çevre yapılanmış, yapay çevre ve doğal çevrenin bileşimi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yalnız bu ilişkiyi etkileyen ikincil konumda iklimsel şartlar, doğal yaşam, nüfus, enerji, su ve hava bileşenlerinin farklı noktalardan bu üç çevre üzerinde etkisi vardır. “Kent planlamanın temel hedeflerinden birisi çevresi ile birlikte kentlerdeki yaşam kalitesini (ki burada yalnızca insanların (Toplumun anlaşılmasın fulara ve faunayı içerecek şekilde tüm canlıların yaşam çevresini kastedilmektedir) iyileştirmek ve yükseltmektir.”78 Yalnız kentsel planlama bu amaçtan uzaklaşarak, imarsız alanları imar planına alarak, bazı kesimlere rant sağlamak, bu şekilde kentsel genişleme ile birlikte doğal alanları azaltmak, ya da plan değişiklikleri ile kentsel yapıyı bozmak, daha fazla nüfus için konut alanları üretmek ve kentsel çevreye yönelik alanları azaltmak işlevini görmüştür. Sorunun temel çıkış noktalarının bir tanesi de konut ya da kişi başına gerekli alt yapı ihtiyacı belirlenmesine rağmen bunların plan yapma sırasında ne kadar dikkate alındığıdır. Çünkü planlama ile yeterli alanın ayrılması ve bölgelerin tespit edilmesi gerekmektedir. Ayrıca kentsel planlama ile ilişkili olan alanlarda yapılan planlamanın belediyeler tarafından eşgüdüm halinde gerçekleştirilmesi ve bir birini tamamlar nitelikte zamanında plan dâhilinde 77 78 Günel, Ilgın, a.g.e., s.29. Perihan Kiper, “İmar Planlama Sürecinde Çevre Boyutu” s.51-87, Kent Planlama Çevre Koruma Seminerleri Bildirileri, 1998, s.68. 65 gerçekleştirilmesi beklenmektedir. Kentsel planlamanın başarısı içinde önemli olan bu işbirliği sonucunda sağlıklı kentsel çevrenin inşasını sağlayacaktır. “Yerel stratejiler ve planlar hazırlanırken, eşitlik, yoksunluk ve kırılganlığa özel ilgi gösterilerek her yaş grubundan, her çeşit sosyal koşulda ve şehrin farklı bölümlerinde yaşayan insanlar için fiziksel aktivitenin desteklenmesi amacına önem vermelidir. Fiziksel aktivite olanakları, yerleşim alanlarına yakın yerlerde yaratılmalı ve aynı zamanda daha temiz, daha güvenli, daha yeşil ve daha aktivite dostu yerel çevreler oluşturulmalıdır. Ortaklığa dayalı stratejiler farklı mekânlarda (mahalleler, sağlık hizmetlerinin verildiği yerler, işyerleri, okullar ve ulaşım sistemleri gibi) fiziksel aktivitenin desteklenmesine ve aktif seçimin daha kolay hale getirilmesine odaklanmalıdır”79 Kentleşmeden etkilenen en önemli konulardan birisi de biyolojik yapıdır. Kent planlaması toprağın kullanımına ve görünürdeki değerlere önem verdiğinden biyolojik yapı çoğu zaman göz ardı edilebilmektedir. Bu nedenle kent planlaması aşamasında biyolojik çeşitliliğine yönelik olarak ulusal park alanları, koruma bölgeleri, gibi özel yapılı alanlar oluşturulmaktadır. İyi kurulmuş kent, tüm vatandaşlar tarafından erişilebilir olan, esenliği, güvenliği ve kolay erişilebilirliği destekleyici fiziksel ve yapay bir çevre sunar. Konut çevresinin fiziksel ve sosyal özellikleri, sağlık üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkileri bağlamında ele alındığında, akla konut çevresinin hem mekânsal hem de işlevsel bir bileşeni olan kentsel yeşil alanlar gelmektedir. Konut çevresindeki kentsel yeşil alanlar diğer bir deyişle mahalle parkları, hem çevresel, hem sosyal, hem de rekreasyonel işlevleriyle sağlık açısından 79 Peggy Edwards, Agis Tsouros , “Kentsel Çevrede Fiziksel Aktivite ve Aktif Yaşamın Desteklenmesi, Yerel Yönetimlerin Rolü”, Dünya Sağlık Örgütü, (erişim) Http://Www.Skb.Org.Tr/Wp Content/Uploads/2010/07/Kentsel Çevrede Fiziksel A.Pdf, 13 Mart 2011, s.9. 66 bütüncül bir fayda ortaya koymaktadır. Bu çerçevede parklar, yapı yoğunluğunu dengelemekte, içerdiği doğal alanları ile hava kalitesi ve gürültü kirliliği gibi olumsuz çevre koşullarını iyileştirmekte ve bulunduğu çevreye estetik olarak katkıda bulunmaktadır. Bu özellikleriyle parklar hem konut çevresinin kalitesini yükseltmekte hem de o çevrede yaşayanların yaşadıkları çevreden memnuniyetlerine bulunmaktadır. 80 ve genel yaşam kalitelerine katkıda Ancak kentsel çevrenin temel unsuru açık ve yeşil alanlar olsa da kentliler açısından yaşamı kolaylaştıran aynı zamanda sağlıklaştıran tüm unsurları ile bütünlük oluşturması gerekmektedir. 80 Elif K. Koramaz, Handan Türkoğlu, “Konut Çevresi Tasarımının Sağlıklı Yaşama Etkileri”, (erişim) Http://Www.Skb.Org.Tr/WpContent/Uploads/2010/07/Konut Cevresi Tasarimlarinin Saglikli Yasama Etkileri.Pdf, 4 Nisan 2011, ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TÜRKİYE’DE KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINDA BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİ Türkiye’de belediyeler bir yönetim birimi olarak yetki ve görev alanlarında birçok hizmeti kendi personel ve araçları ile doğrudan ya da başka kişi ve kurumlar aracılığı ile dolaylı olarak gerçekleştirmektedir. Belediye hizmetlerin bir kısmını ilgili kanunlarından dolayı zorunlu olarak gerçekleştirirken bir kısmını imkânlarına göre gerçekleştirmektedir. Her ne kadar kentsel çevre ile doğrudan ilgili görülen belediyelere açıkça hukuki düzenlemede görev ve yetkiler verilmesine rağmen, belediyeler dışındaki bazı kurum ve kuruluşlara da bu konuları ilgilendiren alanlarda görev ve yetkiler verilmiştir. Her durumda genel olarak bakıldığında belediye sınırları çerçevesinde belediyelerin de mutlaka katkısı olmaktadır. Sunulan hizmetin kaynağı ne olursa olsun belediyeler tarafından sunulan bu hizmetlerin çoğu doğrudan ya da dolaylı olarak sağlıklı kentsel çevrenin inşasına ve sonrasında korunmasına yöneliktir. Türkiye’deki “Hızlı ve büyük ölçüde kontrolsüz kentsel büyüme kent alanlarındaki yaşam kalitesi ve çevre için önemli engeller sunar.”81 Hızlı ve kontrolsüz kentsel büyümenin sonuçları sadece kentsel alanlar ile sınırlı değildir. Kentin çevresindeki alanlarda sürekli olarak kentsel genişlemenin olumsuz sonuçlarına maruz kalmaktadır. Bu nedenle kentsel alanlar ve çevresine doğrudan insanların yaşam şartlarında etkiye sahip olduğundan belirgin fark edilmektedir. Bu nedenle kentsel genişlemenin meydana getirdiği sorunlar Türkiye’deki büyük kentlerde insan yaşamını etkileyen boyutlara gelmesi ile daha da açık olarak fark edilmeye başlanmıştır. Türkiye’de hızlı kentleşmeyi yönlendirecek nitelikte kentsel planların uygulamaya konulamaması uzun sürede büyük kentsel çevre sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Özellikle gecekondu sorunu, sonradan yapılmaya çalışılan altyapı hizmetleri ve kentlerdeki aşırı yoğunlaşmayı karşılayacak 81 OECD, Environmental Performance Reviews Turkey, Fransa, 1999, s.106. 68 sosyal donatı alanlarının yetersizliği ve sonucunda hem doğal ortamın tahrip edilmesi hem de yerleşime ayrılan alanların optimum kullanılması sorunu kentsel planlamanın gözden geçirilerek sağlıklı kentsel çevreler oluşturmaya yönelik yaklaşımlarla yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede belediyelerin kurumsal yapısı ile birlikte kentsel planlamaya yönelik hukuki düzenlemelerin kentsel planlama ve kentsel çevrenin inşası karşısındaki durumunun tespit edilmesi gerekmektedir. 3.1. TÜRKİYE’DEKİ BELEDİYELERİN KURUMSAL YAPISI Türkiye’deki planlama yaklaşımı ve bunun uygulanmasında görev alan yetkili kurumlar genelde birbirinden bağımsız çalışmasının yanında planlama hiyerarşisi içinde kurumsal yetkilendirilmede ve görevlendirilmede işbirliği ve karşılıklı bilgi alışverişi zayıftır. Bunun sonucunda üst ölçekli planlar ve ona bağlı alt planlar arasında amaç ve hedeflerde bütünleşik bir strateji yoktur. Öyle ki üst planları yapanla alt planları yapanların farklı kurumlar olması da işbirliğini zorlaştırmaktadır. Bunun sonucunda da kentsel çevreyi yaşanabilir kılarak kentleşmeyi hedefleyen planlama amaçlarına ulaşmakta yeterli olanak bulamamakta ve yanlış amaç ve hedeflere yönlendirilmekte sonuçları da dolayısı ile farklı olmaktadır. Türkiye idari yapısında belediyeler merkezi yönetim dışında yerel yönetim şekli içerisinde yer alan kendi teşkilatı olan ve hizmetlerini kendi bütçeleri ile yerine getiren kuruluşlardır. Türkiye’de belediyeler; büyükşehir, il, ilçe belediyeleri ve belde belediyeleri şeklinde 5393 ve 5216 sayılı Kanunlara göre kurulmakta ve devamını sağlamaktadır. Türkiye’de yerel anlamda ilgili kanunlarla birçok görev verilen belediyelerin görevlerinden çoğu doğrudan ya da dolaylı olarak kentsel çevrenin planlaması, inşası ve devamı ile ilgilidir. Belediyeler bu görevlerini, idari, teknik ve ekonomik kapasitelerine göre hukuki çerçevede gerçekleştirmektedir. 69 3.1.1. İdari Yönden Büyükşehir belediyeleri dışında kalan il belediyeleri ve ilçe belediyeleri nispeten daha az nüfus yoğunluğuna sahip olan yerler olmasının da etkisiyle daha az kentsel sorunla karşılaşmaktadırlar. Bunun sonucunda daha az kentsel ve çevresel problemlerle karşılaşmaktadırlar. Buna rağmen 5393 Sayılı Belediyeler Kanununa göre idari olarak yapılandırılan bu belediyeler aynı Kanunla kentsel çevreyi ilgilendiren hizmetleri yapmakla görevli ve yetkili kılınmıştır. Türkiye’ de hızlı ve kontrolsüz kentleşmenin sonucunda nüfusun en fazla konumlandığı, kentsel ve çevresel sorunların en fazla görüldüğü ve nüfusun en fazla konumlandığı yerler olarak büyükşehir belediyelerinin doğal özellikleri ve hukuki yönleri itibariyle kentsel planlama hizmetinde özel durumları vardır. Çünkü kentsel sorunlarının en yoğun yaşandığı, en fazla nüfus hareketlerinin olduğu alanlarda kurulmuştur. Ayrıca büyükşehir belediyesi sınırları içindeki diğer belediyeler üzerinde diğer başka konularda olduğu gibi kentsel planlama alanında yönlendirme ve koordinasyon görevini de üstlenmektedir. Ayrıca “büyükşehir belediyesi, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin imar uygulamalarını denetlemeye yetkilidir. Denetim yetkisi, konu ile ilgili her türlü belge ve bilgiyi istemeyi, incelemeyi ve gerektiğinde bunların örneklerini almayı içerir.”82 Büyükşehir Belediyelerinin görev ve yetkileri 5216 sayılı Kanunun 7’inci maddesinde sayılmaktadır. Yine aynı Kanunun 11 inci maddesinde sınırları dâhilindeki diğer belediyelerin yaptığı imar hizmetlerini denetleme yetkisi de verilmiştir. Türkiye’de belediyeler büyüklüklerine ve personel durumuna göre ilgili kanunlarına dayanarak planlama ile ilgili birimler oluşturmakta ya da birkaç hizmetle beraber planlama hizmetini de gören birimler ile kentsel planlama hizmeti sunulmaktadır. Büyükşehir belediyeleri daire başkanlığı ve ona bağlı müdürlükler şeklinde örgütlenirken, diğer belediyeler müdürlük şeklinde 82 Ferruh Yıldız, İmar Bilgisi Planlama Uygulama Mevzuat, Ankara, Nobel Yayın Dağıtım, 2007, s. 38. 70 örgütlenmektedir. Ayrıca kentsel çevre ile ilgili alanlarda da aynı şekilde hizmet birimleri kurulabilmektedir. 3.1.2. Teknik Yönden Planlama Türkiye’de kanunlar ile belediyelere verilmiş bir görevdir ancak belediyelerin kanunla verilen bu görevleri yerine getirebilecek teknik personel ve araçlara sahip olduğu tartışmalıdır. Özellikle küçük ölçekteki il ve ilçe belediyelerinin bazıları genel nitelikteki idari işlemleri bile gerçekleştirmek için yeterli personel bulamadığından teşkilatlanmaya bile gidememektedir. Bu nedenle bazı belediyelerde planlama ile ilgili teşkilatlanmaya gidilmediği gibi, mimar, şehir planlamacı, harita mühendisi gibi kadrolara yer de verilemediği olmaktadır. Bunun dışında ölçek olarak yeterli kapasitesi olan belediyelerde en azından kentsel planlama ile ilgili personel istihdamı sağlanmıştır. Kentsel sorunların en çok yaşandığı alanlar olan metropol alanlarında büyükşehir belediyeleri teknik yeterlilik sorununu büyük personel ve bütçe varlığı ile aşmış durumdadır. Öyle ki Büyükşehir Belediyesi Kanunu başta olmak üzere ilgili kanunlarda büyükşehir belediyelerine ekstra yetki ve görevler yüklenmiştir. Örneğin “5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi yasası ile metropol olarak tanımlanan yerleşmelerde planlama ölçekleri yeniden tanımlanmış ve metropoliten yerleşimlerde stratejik planların hazırlanması zorunlu hale gelmiştir.”83 Ayrıca aynı Kanunla nazım imar planı hazırlama, imar planının uygunluğunu ve uygulanmasını denetleme gibi birçok görev ve yetki büyükşehir belediyelerine verildiği için nüfusla orantılandığı zaman Türkiye’de belediyelerin genel anlamda teknik elaman açısından yeterli olduğu düşünülebilir. 83 Ayşe Tekel, “Planlama Kuramları ve Metropoliten Planlamaya Yansımaları”, s.1-17, Çağdaş yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 18, Sayı 2, TODAİ, Desen Ofset A.Ş., 2009, s.13 71 3.1.3. Ekonomik Yönden Kaynak, Kentsel çevreden bağımsız olarak doğrudan belediye bütçesinden meclis kararına istinaden ayrılan miktarlar ile çevresel konuları ilgilendiren kaynaklar ve planlama alanlarının düzenlenmesinden elde edilen paylardır. Belediyenin gelirleri 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununda düzenlenmiştir. Bu kanunda ilan ve reklam vergisi, eğlence vergisi, haberleşme, elektrik ve doğal gaz tüketim, çevre temizlik vergisi, tellalık harcı, çalışma ruhsat harcı, işyeri açma, temizlik ve aydınlatma, bina inşaat harçları gibi gelir kaynakları belirlenmiştir. Belediyeler planlama ve diğer çevre hizmetleri dâhil bütün hizmetlerini bu kaynakları ölçüsünde yerine getirmektedir. 3194 sayılı İmar Kanununda belediyelerin kentsel çevrenin inşası açısından en önemli kaynak olan düzenleme ortaklık payına yer vermiştir. Kanunun 18. maddesinde; “Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez. (Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.” denilmek suretiyle düzenli ve sistemli bir planlama yapıldığı takdirde kentsel çevrenin inşası açısından en önemli kaynak elde edilmiş olmaktadır. 72 Planlama ile birlikte kentsel çevrenin alt yapısı da kurulmuş olmaktadır. Bu Kanun maddesi ile kentsel çevrenin inşası birlikte değerlendirildiğinde imara açılmış bir alanda sağlıklı kentsel çevrenin inşası açısından gerekli kaynaklar sağlanmış olmaktadır. Belediyeler önemli bir harcama kalemi için kaynak sıkıntısını bu şekilde aştıklarından geri kalan harcamalarına yönelme fırsatları doğmuştur. Öyle ki düzenleme ortaklık payının alınması pasif olarak değerlendirilse bile diğer yönden önemli bir sorun olan geleceğe dönük ihtiyaçlar için yatırım alanı ya da açık ve yeşil alanlar için doğrudan alan da üreterek önemli bir kentsel sorunu da çözmüş olmaktadır. 3.2. TÜRKİYE’DE BELEDİYELERİN PLANLAMA YAKLAŞIMI Türkiye’de sergilenen planlama yaklaşımında, planlamada yetkili ve görevli olan kurumlar değişse de planlama yaklaşımında çok fazla değişiklik olduğu söylenemez. Yine de son zamanlarda kentlerdeki aşırı nüfus artışının kentsel yapıyı ve kentsel dengeleri değiştirmesinin yanında doğal kaynaklar üzerinde olumsuz etkilerinin daha fazla fark edilmeye başlanmasıyla planlama yaklaşımlarında da değişiklikler görülmeye başlanmıştır. Türkiye’deki klasik planlama anlayışının egemenliğinde bulunan kent planlamasında temel olarak parsel göz önüne alınmakta ve planlama parsele dayalı olarak gerçekleşmektedir. Bunun sonucunda da planlama, genelin dikkate alınması suretiyle değil parçalar dikkate alınarak yapılmaktadır. Genel olarak izlenmesi gereken ve değişimlerle yönetilmesi gereken kentsel çevre bu şekilde parsele dayalı planlamanın parçalı yapısı arasında inşa edilmeye çalışılmaktadır. Kısacası “Tek tek parsellerin üretimine yönelik imar anlayışı, yapıların çevresiyle ilişkileri üzerinde durmazken kentsel mekân oluşturmaktan da uzak kalmaktadır.”84 Özellikle 3194 Sayılı İmar Kanunu’nda 84 Recai Bademli “Plan Uygulamaları”, Ed. Mimarlar Odası Genel Merkezi; İmar Hukukunda Toplum ve Mimarlık, İstanbul, 2002, s.n.y. 73 üzerinde durulan bu konu, aynı zamanda kentsel çevrenin şekillendirilmesinde katı ifadelere yer verilmesine neden olmuştur. “Kentsel yapılı çevrenin üretilmesinde, Türkiye kent planlama sisteminde egemen olan ‘imar anlayışı ve uygulaması’ esneklikten uzak ve katı bir çerçeve sunmakta, öte yandan, toplumsal alan içinde yer alan aktörlerin eylemleri, değişen öncelikleri ve beklentileri doğrultusunda dinamik bir yapı oluşturmaktadır. Toplumsal alanın devingenliği karşısında imar planlarının katı ve durağan çerçevesi kentsel mekân üretilmesi konusunda yetersiz kalabilmektedir. Durağan yapı (imar planları) dinamik yapıdan (toplumsal alan) gelen değişiklik taleplerine ve müdahalelere açık bir konuma gelmektedir.”85 Esneklikten uzak bir planlama anlayışının egemen olduğu bu planlama yaklaşımı ile kentsel çevrenin ihtiyaçları ve geleceği imar planlarının bu şekilde gerçekleştirebileceği olumlu sonuçlara bağlanmış olmaktadır. Oysa “Kent ölçeğinde ‘nazım imar planları; alana yönelik olarak ‘uygulama imar planları’ ile sunulmuş olan imar anlayışı, yukarıda da belirtildiği gibi esneklikten uzak ve katıdır.”86 Bu da kentsel çevrenin değişkenliği ve çok yönlülüğünü karşılamamaktadır. Türkiye’de planlama genellikle artan nüfusun ihtiyaç duyduğu arsanın üretilmesine yöneliktir. Planlamada kentsel çevreyi ilgilendiren diğer yaşamsal ihtiyaçlar, doğal ve kültürel değerler ikinci plana atılmakta yada hiç hesaba katılmamaktadır. İmar planları giderek yalnızca arazi ve arsa düzenlemesi ve yapılanma koşullarının belirlenmesi düzeyine indirgenmiştir. Oysa mekânsal planlama; sosyal, ekonomik, kültürel gelişmenin ve doğal ve kültürel değerlerin korunması süreçlerinin, kısaca toplumsal gelişmenin bir bileşeni olarak gerçekleştirilmelidir.87 Diğer önemli etmen de, Türkiye’de sadece belediyeler açısından değil tüm plan yapımına katılan aktörler tarafından meydana getirilen planlarda sistemli ve bütüncül bir yaklaşımla hareket edildiği söylenemez. Ayrıca oluşturulan planlar arasında bir birine 85 Ünlü, a.g.e., s.64. Ünlü, a.g.e., s.75. 87 T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, a.g.e. s.31. 86 74 bağlı olan ve destekleyen kademeli ilişkilerde kurulamamıştır. Belediyelerin yetki ve sorumluluğunda yapılan bu planlar çoğu zaman üst ölçekli planları ikinci plana almakta ülke bölge ve kent ölçeğinde hazırlanan planlardan kopmaktadır. Öyle ki bu planlama yaklaşımında kentin bütününü içine almayan ve karşılıklı ihtiyaç ve durumları göz ardı edilmektedir. Kentsel genişlemenin kontrol altına alınması doğal, ekonomik ve sosyal alanda meydana getirdiği etkilerin olumlu şekilde gerçekleşmesinin sağlanmasına yönelik “İmar planlama süreci, bazı yazılı belgelerde yer alan farklı içeriğine karşın fiziksel boyutu ön planda tutan bir yaklaşımdır. Bu yapısı üst ölçek planlara da yansımıştır. Bu yaklaşım planlı alanları yaşanabilir kılmamakta, sürdürülebilir mekân üretilememektedir. Türkiye’de son yıllarda karşılaşılan bu sorunları aşmaya yönelik olarak parsele dayalı sıkı hukuki kurallara bağlı planlama yanında esnek planlama anlayışını taşıyan çalışmalar da mevcuttur. Özellikle 3194 Sayılı Kanun ve diğer özel nitelikteki Kanunlar ile her ne kadar imar planları sıkı kurallara bağlansa da gerek yeni arazi ve arsa düzenlemeleri revize planlarla belirli bir esneklik sağlanmakta bunun yanında hassas kabul edilen bölgeler için esnek planlar geliştirilebilmektedir. Ancak bu düzenlemeler bir birinden bağımsız olduğu gibi imar planlarının genelini kapsayan katı kurallarının etkisi ile bütüncül yapı kazanamamakta sadece ilgili alanda parçalı bir düzenleme içermektedir. 3.3. PLANLAMA HİZMETİNİN HUKUKİ TEMELLERİ Belediyeler çevre ilgili çalışmalarını kendi kuruluş düzenlemeleri yanında diğer yasal düzenlemelere dayandırır. Çevrenin düzenlenmesi ile ilgili en önem araç olan planlama ve imar hizmetleri Türkiye’ de asıl olarak belediyenin yerine getirmekle mükellef oldukları temel hizmetlerdendir. “Yürürlükte olsun veya ilga edilmiş olsun, bugüne kadar, tüm imarla ilgili 75 kanunlarda genellikle imar hizmetlerinin “yerel hizmet” ve bu nedenle bu görevlerin “ yerel yönetim görevi” olduğu görülmektedir.”88 Belediyelerin planlama hizmeti öncelikle Belediyelerin hukuksal temellerini oluşturan Belediye Kanunlarının ilgili maddelerinde bir görev ve yetki olarak verilmiştir. Belediyeler planlama ile bağlantılı hizmetlerin sunumundan da sorumlu tutulmuşlardır. Özellikle 3194 Sayılı Kanunla da açıkça bu görevlerin belediyede olduğu belirtilerek belediyeler planlamada önemli temel görevleri üstlenmiştir. Belediyeler kentsel çevre konusunda hem yapıcı hem de koruyucu nitelikte görevlere sahiptir. “Belediyelerin çevre korumasındaki temel görev ve yetkileri yönetsel kolluk hizmeti niteliğindedir. Bunun yanı sıra, yerel ortak gereksinimleri karşılamakla görevli olan belediyenin, çevreye yönelik, gerekli tüm hizmetleri görmesine de hukuk sistemi olanak sağlamaktadır.” 89 3.3.1. Planlamaya Yönelik Düzenlemeler Planlamada hukuki düzenlemeler, Cumhuriyetten önceki yıllarda yapılmaya başlanmıştır. Türkiye’de planlama ile ilgili ilk kanun 1956 Yılından Çıkarılan İmar Kanunu90’dur. Türkiye’deki nüfus artışı kentlerin taşıma kapasitesini çok fazla zorlamadığından kentsel sorunların çok fazla görülmediği için 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun yapılması için saiklerin oluşması öncesi dönemlerde sistemli, esnek ve organize bir planlama yaklaşımı sergilenmesine çok gerek görülmemiştir. 88 Halil Kalabalık, “İmar faaliyetlerinin Yerel Hizmet Niteliği ve Yerelleşme Süreci”, s.251-285, Ed. Veysel K. Bilgiç, Değişik Yönleriyle Yerelleşme, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2009, s.251 89 90 Ruşen Keleş, Can Hamamcı, “Çevre Politikası”, Ankara, İmge Kitabevi Yayınları, 2005, s. 234 6785 Sayılı İmar Kanunu, RG. Tarihi: 16.07.1956, Sayısı:9359. http://tekyap.com/mevzuat/kanunlar/73-6785-sayili-imar-kanunu.html, 8 Nisan 2011. (erişim) 76 “1980’lerin ortalarında başlayan yerelleşme politikalarının sonucu olarak, belediyeler arazi kullanım planlamasında olduğu gibi çevresel koruma önlemlerinin uygulanmasında da önemli rol oynar”91 duruma gelmiştir. Özellikle 1980’li yıllarda kentsel sorunların artmasının yanında, mevcut sorunların algılanmaya başlanması ile yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulmuş ve 3194 Sayılı İmar Kanunu çıkarılmıştır. Bu Kanunla belediyelere kentsel planlamada önemli görevler verilmiş ve daha sonra çıkarılan Belediye Kanunları ile kentsel çevre konusunda belediyelere verilen görev ve yetkiler artırılmıştır. Bu iki temel kanun dışında başka düzenlemelerde de kentsel planlama ve çevre konularına yer verilmiştir. 3.3.1.1. 3194 Sayılı İmar Kanunu92 Öncesi 3194 Sayılı İmar Kanunu öncesine ait kentsel planlama ile ilgili ilk hukuki çalışmalardan birisi Cumhuriyet dönemi öncesinde çıkarılan “Yollar ve Binalar Tüzüğü” adında yapılan düzenlemedir. Düzenlemede alt yapıların sağlanması hedeflenmiş bu doğrultuda sokakların, kentsel yapının ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde genişletilmesi hedeflenmiştir. Belediyelerin planlama hizmetindeki etkinliğini belirleyen en önemli kanuni altyapı 1930 tarihinde Belediye Kanunu93’nun çıkarılmasıdır. Bu Kanun ile birlikte belediyelerin kentsel çevre ile ilgili görevleri de belirlenmiş, belediye sınırları içerisinde açık ve yeşil alanların kurulması planlanması ve bunların kentsel genişleme ile ortadan kalkmamasının sağlanmasında büyük ölçüde belediyeler yetkili kılınmıştır. Özellikle 1930 Sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesinde kentsel çevre ile ilgili hükümler özellikle açık 91 OECD, a.g.e., s.42. 3194 Sayılı İmar Kanunu, Kabul Tarihi: 03/05/1985, R.G. Tarihi: 09/05/1985, Sayısı: 18749, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011. 92 93 1580 Sayılı Belediye Kanunu, R.G: Tarihi 20/05/1930, Sayısı:1498, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 6 Nisan 2011. 77 ve yeşil alanlar yönü ile ele alınmıştır. Kentsel çevre ile ilgili olarak bu maddenin 21’inci bendinde orman, koru, bağ, bahçe, çayır ve meraları zarardan korumak; 31’inci bendinde beldenin sokak ve meydanlarını plana ve programa uygun olarak düzenlemek, sınıflarını, isimlerini, numaralarını belirlemek, buna göre ağaçlandırmak, döşemek, aydınlatmak, süslemek, duracak, sığınacak, dinlenecek yerler yapmak ve iyi bir halde bulundurmak; 33’üncü bendinde belediye bahçeleri, fidanlıkları, çocuk bahçeleri, oyun ve spor yerleri yapmak, belediye koruları yetiştirmek, bunları korumak ve işletmek, 59’uncu bendinde ise hayvanat ve botanik bahçeleri kurmak, devam ettirmek ve işletmek şeklinde belirlenmiştir. Belediyelerin planlama çalışmalarının düzenlenmesine yönelik olarak 2290 Sayılı “Belediye Yapı ve Yollar Yasası94” çıkarılmıştır. Yasaya göre uzmanlarca hazırlanan imar planı belediye meclisince kabule dildikten sonra mülki amirin uygun görmesi üzerine Ankara İmar Müdürlüğünce (ancak daha sonraki tarihte Bayındırlık Bakanlığınca) onaylanarak yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Bu kanunun kentsel çevreye ilişkin en önemli konularından bir tanesi de kentsel arazi gereksiniminin kişi başına miktarı üzerinde durulmuş ve her birey için gerekli miktarın planlamada tespit edilmesi gerektiği üzerinde durulmuştur. Bu şekilde gerekli açık ve yeşil alanların o yerleşimin durumuna göre bağımsız olarak tespit edilmesi de düşünülmüştür. İmar ile ilgili olarak 6785 Sayılı İmar Kanunu 1956 yılında çıkarılmıştır. Yasa da imar ile ilgili temel hükümlerin yanında belediyelere imar planlarının yapılası ile ilgili görev verilmiştir. Yasa ile birlikte nüfusları 5.000’i geçen belediyelerin imar planı yaptırması zorunlu getirilmiş. Ancak daha sonra belediyelerin idari ve teknik yeterlilikleri göz önünde bulundurularak nüfus kriteri 10000 olarak değiştirilmiştir. 94 2290 Sayılı Belediye Yapı Ve Yollar Kanunu, RG. Tarihi: 21.06.1933, Numarası: 2433, (erişim) http://www.milliemlak.org/cmevzuat/detay/1240/, 6 Nisan 2011 78 3.3.1.2. 3194 Sayılı İmar Kanunu ve Sonrası 1984 yılında Yürürlüğe giren 3194 Sayılı İmar Kanunu Türkiye’ de planlamaya yeni bir boyut kazandırmıştır. Daha esnek ve çözüm odaklı planlamaya yönelik ve kentsel genişlemenin ihtiyaçlarına daha yakından çözüm bulma noktasında yerel yönetimlere Özellikle Belediyelere ve il özel idarelerine kentsel planlama konusunda en önemli görevler verilmiştir. Daha sonra çıkarılan belediye kanunları ile bu görevler daha da belirginleşmiş ve görev ve yetki açısından tamamlanmıştır. Kentsel çevrenin inşasında belediyelerin rollerini planlamaya bağlı olarak şekillendiren ve planlama ile bütünleştirilen görevler öncelikle belediyelerin kuruluş kanununda sonra planlama ile ilgili kanunlar ve bağlı düzenlemelerle netleştirilmesi sağlanmıştır. Türkiye’deki belediyelere birçok ulusal ve yerel konuda olduğu gibi çevre konusunda da yetkilendirilmiş ve eylem konusunda görevlendirilmiştir. Belediyeler ile ilgili bu konuda birçok yasa tüzük ve yönetmelik ya maddeler halinde ya da tümden belediyeleri ilgilendirecek şekilde çıkarılmıştır. Belediyelerin kentsel çevre ve inşası konusundaki yetki ve görevleri hukuki dayanaklardan gelmektedir bunlardan en önemli üç tanesi 5393 Sayılı Belediye Kanunu ve 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ve 3194 Sayılı İmar Kanunudur. Bunun dışında birçok Kanun ve Yönetmelikte belediyelere doğrudan ya da dolaylı olarak kentsel çevreyle ilgili görev ve yetkiler verilmektedir. 3.3.1.2.1. Belediye Kanunlarında Yapılan İlgili Düzenlemeler Belediyeler görev kanunlardan almaktadır. ve yetkilerini öncelikle bağlı olduğu temel Belediyelerin yapmakla yükümlü olduğu ya da durumuna göre yapabileceği hizmetler ayrıntılı olarak ilgili kanunlarda sıralanmıştır. Bunlardan çoğu doğrudan ya da dolaylı olarak kentsel çevre ile 79 ilgilidir. Ayrıca kentsel çevreyi doğrudan şekillendiren planlama hizmeti ile ilgili kanuni düzenlemelerde de belediyeler ya yalnız başına ya da başka kurumlarla birlikte bu hizmeti gerçekleştirmektedir. Belediyelerin kuruluş kanunları olan 5393 Sayılı Belediye Kanunu ve 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu belediyelerin bütün görev ve yetkilerini belirlerken, kentsel çevre ile ilgili düzenlemelerde içermektedir. 3.3.1.2.1.1. 5393 Sayılı Belediye Kanunu95 Türkiye’deki belediyeler bir yerel yönetim olarak sınırları içerisinde birçok hizmeti sunmak üzere kurulmuş, geniş yetkiler ve görevlerle donatılmıştır. “Gerçekten Belediyeler Kanununun birinci maddesinde de tanımlandığı biçimde, bulundukları belde halkının ortak ve çağdaş ihtiyaçlarını yerine getirmekle yükümlü bir tüzel kişiliktir. Bu görevi başarı ile yürütmelerinde, imar planlarını yapma ve uygulama yetkileri önemli bir araç ve etkendir. Diğer hizmetlerin başarısı büyük ölçüde imar planlarının iyi nitelikte ve geleceğin ihtiyaçlarına yanıt verecek biçimde hazırlanmalarına bağlıdır.” 96 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14 üncü maddesinde belediyenin kentsel çevre ile ilgili görevleri sayılmıştır. Bunlar; a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; şehir içi trafik; mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; turizm hizmetlerini yapar veya yaptırır. Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 50.000'i 95 5393 Sayılı Belediye Kanunu, Kabul Tarihi: 3/7/2005, R.G. Tarih:13/7/2005, Sayı : 25874 (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011. 96 Nuri Tortop, v.d., Mahalli İdareler, Ankara, Nobel Yayın Dağıtım, 2008, s.479 80 geçen belediyeler, kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açar. Denilmektedir. Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine yönelik olarak da Kanunun 73’üncü maddesinde; “Belediye, kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak, deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihî ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir.” Denilmek suretiyle kentsel çevre oluşumu ve ıslahında önemli görevler verilmiştir. Belediye kanununda belediyelere kentsel çevre ile ilgili konularda yetki veren ve gerçekleştirilmesine yönelik yöntemler ile ilgili aynı Kanunun 69’uncu maddesinde; “Belediye; düzenli kentleşmeyi sağlamak, beldenin konut, sanayi ve ticaret alanı ihtiyacını karşılamak amacıyla belediye ve mücavir alan sınırları içinde, özel kanunlarına göre korunması gerekli yerler ile tarım arazileri hariç imarlı ve alt yapılı arsalar üretmek; konut, toplu konut yapmak, satmak, kiralamak ve bu amaçlarla arazi satın almak, kamulaştırma yapmak, bu arsaları trampa etmek, bu konuda ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları ve bankalarla iş birliği yapmak ve gerektiğinde onlarla ortak projeler gerçekleştirmek yetkisine sahiptir.” denilmek suretiyle görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiştir 3.3.1.2.1.2. 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu97 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde faaliyette bulunun büyükşehir belediyesi hakkında diğer kanunlarda yer almayan düzenlemeleri içermesi yanında ilçe belediyeleri ile ilk kademe belediyeleri hakkındaki ilişkileri de düzenlemektedir. Büyükşehir 97 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Kabul Tarihi: 10/7/2004, R.G.: Tarih : 23/7/2004, Sayı :25531, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011. 81 Belediyesi Kanunda kentsel çevre ile ilgili düzenlemelerden bir kısmı doğrudan planlama ile ilgili iken diğerleri planlama ile şekillenen görev ve yetkilerdir. Bu görev ve yetkiler Kanunun 7’nci maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bu bentler sırasıyla; “b) Çevre düzeni plânına uygun olmak kaydıyla, büyükşehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde 1/5.000 ile 1/25.000 arasındaki her ölçekte nazım imar plânını yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak; büyükşehir içindeki belediyelerin nazım plâna uygun olarak hazırlayacakları uygulama imar plânlarını, bu plânlarda yapılacak değişiklikleri, parselasyon plânlarını ve imar ıslah plânlarını aynen veya değiştirerek onaylamak ve uygulanmasını denetlemek; nazım imar plânının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde uygulama imar plânlarını ve parselasyon plânlarını yapmayan ilçe ve ilk kademe belediyelerinin uygulama imar plânlarını ve parselasyon plânlarını yapmak veya yaptırmak. c) Kanunlarla büyükşehir belediyesine verilmiş görev ve hizmetlerin gerektirdiği proje, yapım, bakım ve onarım işleriyle ilgili her ölçekteki imar plânlarını, parselasyon plânlarını ve her türlü imar uygulamasını yapmak ve ruhsatlandırmak, 20.7.1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununda belediyelere verilen yetkileri kullanmak. f) Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek. 82 h) Coğrafî ve kent bilgi sistemlerini kurmak” şeklinde sıralanabilir. Kanunun 7’nci maddesi uyarınca çevre düzeni planına uygun olmak kaydıyla 1/5000 ile 1/25000 arasındaki her ölçekte nazım imar planını yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmaktadır. Büyükşehir içindeki belediyelerin nazım plana uygun olarak hazırlayacakları uygulama imar planlarını bu planlarda yapılacak değişiklikleri, parselasyon planlarını ve imar ıslah planlarını aynen veya değiştirerek onaylamak ve uygulamasını denetlemek Büyükşehir belediyesinin yetkisindedir. Büyükşehir belediyesi nazım imar planının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde uygulama imar planlarını ve parselasyon planlarını yapmak ve yaptırmakla da yetkilendirilmiştir. 5216 sayılı kanunun alt yapı ve ulaşım hizmetleri ile ilgili 8’inci maddesinde büyükşehir belediyesi bünyesinde alt yapı koordinasyon merkezinin kurulacağı ve merkez tarafından yapılacak alt yapı yatırımları için program hazırlayacağı belirtilmiştir. Yine alt yapı planlanmasının koordinasyonu için diğer idareler tarafından yapılması düşünülen alt yapı yatırımları program içine alınacağı, idarelerin bütçelerine ayrılan ödeneklerde alt yapı yatırım hesabına aktarılacağı belirtilmiştir. Belirlenen alt yapıları gerçekleştirecek idareler yeterli ödeneği ayıracağı eğer yeterli ödeneğe sahip olmadığı durumda kaynak aktarması yapılabileceği belirtilmiştir. Bedeli bütçede ayrılmadan idareler yeni yatırım yapamayacağı da belirtilmiştir. 3.3.1.2.2. Kentsel Çevre İle İlgili Diğer Düzenlemeler Kentsel çevrenin inşasında belediyelerin planlama hizmeti ile kentsel çevre ile ilgili görev ve yetkilerinin birleştirilmesinde yukarda bahsi geçen belediye kanunları ile özel nitelikli düzenlemeler bütünlük oluşturmaktadır. 83 Belediyelerin konuyla ilgili görev ve yetkilerini tamamlar nitelikte olan kentsel çevre ile ilgili karar ve uygulamalara yönelik önemli görülen diğer düzenlemelerde de başta planlama hizmeti olmak üzere buna bağlı özellikle açık ve yeşil alanlara, yapılaşmaya, aktivite bölgelerinin seçimine, kentsel çevrenin finansmanına, diğer kurum ve kuruluşlarla ilişkilere yönelik olmak üzere kentsel çevre konusuna değinilen birçok hüküm mevcuttur. Türkiye’de çevresel konuların temelini 2872 Sayılı Çevre Kanunu oluştururken, planlamanın temelini oluşturan 3194 Sayılı İmar Kanunu oluşturmaktadır. Ayrıca bu temel düzenlemeler dışında bir çok kanun ve yönetmelikte kentsel çevre ve planlama ile ilgili hükümler bulunmaktadır. 3.3.1.2.2.1. 2872 Sayılı Çevre Kanunu98 2872 Sayılı Çevre Kanunu çevre ile ilgili konularda temel teşkil eden bir Kanundur. Tüm kurum ve kişileri bağlayan çevre ile ilgili hükümler içermektedir. Kanunun 2. maddesinde; Çevre yönetimi “İdarî, teknik, hukukî, politik, ekonomik, sosyal ve kültürel araçları kullanarak doğal ve yapay çevre unsurlarının sürdürülebilir kullanımını ve gelişmesini sağlamak üzere yerel, bölgesel, ulusal ve küresel düzeyde belirlenen politika ve stratejilerin uygulanmasını” şeklinde tanımlanmıştır. “Stratejik çevresel değerlendirme: Onaya tâbi plân ya da programın onayından önce plânlama veya programlama sürecinin başlangıcından itibaren, çevresel değerlerin plân ve programa entegre edilmesini sağlamak, plân ya da programın olası çevresel etkilerini en aza indirmek ve karar vericilere yardımcı olmak üzere katılımcı bir yaklaşımla sürdürülen ve yazılı bir raporu da içeren çevresel değerlendirme çalışmalarını” belirtmektedir. 98 2872 Sayılı Çevre Kanunu, Kabul Tarihi: 09/08/1983, Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 11/08/1983, Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 18132, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011. 84 Çevresel etki değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları olarak tanımlanmıştır. Bütün bu tanımlamalar çevre yönetiminin ve planlamanın stratejik bir bakış açısı ile çevresel değerler üzerinde meydana getirdiği etkileri hesaba alması gerektiğinin bir göstergesidir. Kanunun 9 uncu maddesinin b fıkrasında “nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere çevre düzeni plânlarının Çevre ve Orman Bakanlığınca yapılacağı belirtilmiştir. Aynı maddenin c fıkrasında ise ekolojik değeri olan alanların planlarda koruma altına alınacağından bahsedilmiştir. 3.3.1.2.2.2. 3194 Sayılı İmar Kanunu 3194 Sayılı İmar Kanunu ile imar planları çerçevesinde kentlerin gelişmelerine yönelik olarak belediye tasarrufuna bırakılan yerler ve bu sınırları kapsayan alanlarda planlama bir bütünlük içinde ele alınmıştır. Kentsel genişlemenin sağlanmasında hukuki düzenlemelere ve ketsel ilkelere uygun şekilde, yerinde etkin ve hızlı olarak sağlanması için belediyelerin kentsel planlar üretmesi bir gereklilik olarak ortaya çıkmıştır. Kanunun 18. maddesinde; “Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. …. artışları karşılığında 85 Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.” Denilmektedir. Arazi ve arsa düzenlenmesi açısından önemli olan Kanunun 18’inci maddesi klasik kent planlamasına esneklik kazandırmakta, kentsel genişlemenin ihtiyaç duyduğu arazi ver arsanın sağlıklı bir şekilde karşılanmasını sağlamaktadır. İmar kanunun, kentsel çevrenin bir unsuru olan açık ve yeşil alanlar ilgilendiren, 11’inci maddesinde; “İmar planlarında; meydan, yol, park, yeşil saha, otopark, toplu taşıma istasyonu ve terminal gibi umumi hizmetlere ayrılmış yerlere rastlayan Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait gayrimenkuller ile askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan doğruya ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait harekât ve savunma amaçlı yerler hariç Hazine ve özel idareye ait arazi ve arsalar belediye veya valiliğin teklifi, Maliye ve Gümrük Bakanlığı’nın onayı ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeye; belediye ve mücavir alan hudutları dışında özel idareye bedelsiz terk edilir ve tapu kaydı terkin edilir. Ancak, bu yerlerin üzerinde bina bulunduğu takdirde, arsası hariç yalnız binanın hali hazır kıymeti için takdir edilecek bedel ödenir. Bedeli ve ödeme şekli taraflarca tespit olunur. Bu suretle mal edilen arazi ve arsalar belediye veya özel idare tarafından satılamaz ve başka bir maksat için kullanılamaz....” denilmektedir. Madde 15’de; “İmar planlarına göre yol, meydan, yeşil saha, park ve otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan yerlere rastlayan gayrimenkullerin bu kısımlarının ifrazına veya tevhidine izin verilmez. İmar parselasyon planı tamamlanmış olan yerlerde yapılacak ifraz veya tevhidin bu planlara uygun olması şarttır. 86 İmar planlarında parsel cepheleri tayin edilmeyen yerlerde yapılacak ifrazların, asgari cephe genişlikleri ve büyüklükleri yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilir. İmar planı dışında kalan alanlarda yönetmeliklerinde tayin edilecek miktarlardan küçük ifrazlara izin verilmez.” denilmektedir. Madde 37’de; “İmar planlarının tanziminde planlanan beldenin ve bölgenin şartları ile müstakbel ihtiyaçlar göz önünde tutularak lüzumlu otopark yerleri ayrılır. Otopark ihtiyacı bulunan bina ve tesislere lüzumlu otopark yeri tefrik edilmedikçe yapı izni, otopark tesis edilmedikçe de kullanma izni verilmez. Kullanma izni alındıktan sonra otopark yeri, plana ve yönetmelik hükümlerine aykırı olarak başka maksatlara tahsis edilemez. Bu fıkra hükmüne aykırı hareket edildiği takdirde ilgili idarece yapılacak tebligat üzerine en geç üç ay içerisinde bu aykırılık giderilir. Mülk sahibi tebligata rağmen müddeti içerisinde gerekli düzeltmeyi yapmaz ise, belediye encümeni veya il idare kurulu kararı ile bu hizmet ilgili idarece yapılır ve masrafı mal sahibinden tahsil edilir.” denilmektedir. 3.3.1.2.2.3. Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik99 Yönetmelikte, plan değişikliği, plan ana kararlarını sürekliliğini bütünlüğünü, teknik ve sosyal donatı dengesini bozmayacak nitelikte bilimsel teknik ve nesnel gerekçelere dayanan, kamu yararının zorunlu kılması halinde yapılan plan düzenlemeler olarak tanımlanmaktadır. Bahsi geçen Yönetmeliğin Ek bent: 17/03/2001 ve 24345 sayılı R.G. Yön./4. maddesinde “İmar Planı: Belde halkının sosyal ve kültürel gereksinimlerini karşılamayı, sağlıklı ve güvenli bir çevre oluşturmayı, yaşam 99 Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik, Resmi Gazete Tarihi: 02.11.1985 Resmi Gazete Sayısı: 18916 Mükerrer, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr, 18 Nisan 2011. 87 kalitesini artırmayı hedefleyen ve bu amaçla beldenin ekonomik, demografik, sosyal, kültürel, tarihsel, fiziksel özelliklerine ilişkin araştırmalara ve verilere dayalı olarak hazırlanan, kentsel yerleşme ve gelişme eğilimlerini alternatif çözümler oluşturmak suretiyle belirleyen, arazi kullanımı, koruma, kısıtlama kararları, örgütlenme ve uygulama ilkelerini içeren pafta, rapor ve notlardan oluşan belgedir” denilmek suretiyle imar planının içeriği açıklanmaktadır. Yönetmelik kentsel çevre ve özellikle açık ve yeşil alanlarla ilgili hükümler içermektedir. Bu konu ile ilgili yönetmelikte kentsel çevre ile ilgili tanımlamalara da yer verilmiştir. Bunlardan en önemlileri, sosyal alt yapı, aktif yeşil alan olarak sırlanabilir. Yönetmelik planlamanın hangi amaçlar güdülerek yapılacağını bu yönetmeliğin 1’inci maddesi; insan, toplum, çevre münasebetlerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek şeklinde sıralanmıştır. 3.3.1.2.2.4. İmar Kanununun 18’nci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik100 Bu yönetmelik İmar Kanununun 18’nci maddesine göre yapılacak olan arazi ve arsa düzenlemelerini içermektedir. Yönetmelik, kentsel çevrenin inşasına yönelik olarak çıkarıldığından kentsel çevre açısından önemli hükümler içermektedir. Bu hükümlerden bir tanesi Yönetmeliğin 12’inci maddesinde “Düzenleme sahasında bulunan okul, hastane, kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi umumi tesislere ayrılan alanların 100 İmar Kanununun 18’nci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik, RG. Tarihi: 02/11/1985, RG. Numarası: 18916 Mük, (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/20359.html, 18 Nisan 2011. 88 parselleri düzenlemeye giren parsellerin alımları oranında pay verilmek suretiyle hisselendirilir.” Denilmek suretiyle belirtilmiştir. Umumi hizmetlere ayrılan miktar ise “bir düzenleme sahasında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve orta öğretim kurumları, yol meydan, park genel otopark, yeşil saha gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanlar ile cami, karakol yerleri ve ilgili tesisler için ayrılan alanların tümüdür.”101 Şeklinde tanımlanabilir. Yönetmeliğin 6’ncı maddesinde “Düzenleme Sınırı; a) İskân sahasının bittiği yerlerde iskân sınırlarından, b) İskân sahası içindeki yollarda yol ekseninden, c) Cami ve karakol yerlerinin dış sınırından, yeşil alan ve genel otopark alanlarının düzenleme ortaklık payı oranı ve uygulamaya alınan parsel sınırına göre uygun görülecek yerinden geçirilir” denilmek suretiyle belirlenmektedir. 3.3.1.2.2.4. 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu102 Özellikle kentsel dönüşümün sağlanması ve daha düzenli bir kentsel yapının oluşturulmasında önemli katkılar sağlayan bir kanundur. Yeni arazi düzenleme yaklaşımı ve geniş kapsamlı yapılaşma mantığı ile beraber değerlendirildiğinde kentsel çevre açısından önemli sonuçlara varmayı hedefleyen bir kanundur. 2004 tarihinde yapılan değişiklikleri de içeren 4’üncü madde de; “Başkanlık, gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veya mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerden konut uygulama alanı olarak belirlediği alanlarda veya valiliklerce toplu konut iskan sahası olarak 101 Develioğlu, a.g.e., s.32. 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu, Kabul Tarihi: RG. Tarihi: 17/03/1984, RG. Sayısı: 18344, (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/672.html, 21 Nisan 2011. 102 89 belirlenen alanlarda çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde her tür ve ölçekteki imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkilidir. Bu planlar, Büyükşehir belediye sınırları içerisinde kalan alanlar için Büyükşehir belediye meclisi tarafından, il ve ilçe belediye sınırları ile mücavir alanları içerisinde kalan alanlar için ilgili belediye meclisleri tarafından, beldelerde ve diğer yerlerde ilgili valilik tarafından, planların belediyelere veya valiliğe intikal ettiği tarihten itibaren üç ay içerisinde aynen veya değiştirilerek onaylanması suretiyle yürürlüğe girer. 3.3.1.2.2.6. Belediye Arsaları Üzerinde Toplu Konut ve Kentsel Çevre Üretimi ve Kredilendirilmesine Dair Yönetmelik103 Yönetmelik belediye arsaları üzerinde toplu konut ve kentsel çevrenin üretiminin daha kapsamlı ve iyi şartlarda yapılmasına olanak sağlamak için çıkarılmış bir yönetmeliktir. Söz konusu Yönetmeliğin 1. maddesinde; “Konut üretiminde teşvik edilecek kentsel alanların ve önceliklerinin şehircilik ilkelerine ve bilimsel gereklere dayalı olarak saptanması, Çağdaş kentsel çevreleri oluşturmak üzere, planlama, projelendirme ve uygulama süreçlerinde rasyonellik ve bütünlük içinde koordinasyon sağlanması, Nitelikli ve ekonomik konut ve kentsel çevre üretimini sağlamak için, konut üretiminde standardizasyonun desteklenmesi, ihale sistemlerinin, sözleşmelerin, iş ve finansman programlarının yönlendirilmesi, yurttaşların zaman ve kaynak kayıplarına yol açan plansız ve yüksek maliyetli uygulamaların önlenmesi, 103 Belediye Arsaları Üzerinde Toplu Konut ve Kentsel Çevre Üretimi ve Kredilendirilmesine Dair Yönetmelik, R.G. Tarihi: 14/11/1992, R.G. Sayısı: 21405 (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/21274.html, 21 Nisan 2011. 90 Sonuçta, konut sorununa, arsa, teknik altyapı, sosyal tesisler, çevre düzenlemesi, konut üretimi bütünlüğü içinde yaklaşan bir sistem oluşturularak, Toplu Konut İdaresi'nin yönlendirme ve kredilendirme yoluyla destek vermesi ve belediyeler, konut yaptıranlar ve Bankaların işbirliği ile çağdaş kentsel çevrelerin üretilmesi amaçlanmıştır.” Denilmektedir. Aynı yönetmelikte işbirliğinin önemi vurgulanmakta, konut açığından meydana gelen sorunların kentsel çevre ile bütünlüğü dikkate alınarak, arsalar üzerinde tüm alt yapılar, sosyal ihtiyaçların giderilmesine yönelik tesisler, kentsel çevreyi tamamlayıcı nitelikte ve uyumlu düzenlemeler bir bütünlük içinde planlanarak gerçekleştirilmesi bu yönde amaçlar doğrultusunda gerekli teşviklerin sağlanması ve belediyeler, teşebbüsler ve ilgili kamu kuruluşları ile işbirliğinin sağlanarak kentsel çevrelerin üretilmesini amaçlamaktadır. 3.3.1.2.2.7. Diğer İlgili Hukuki Düzenlemeler Yukarıda sayılanlar dışında bazı diğer hukuki düzenlemelerde de kentsel çevre ve planlama ilgili konulara değinilen maddeler bulunmaktadır. Bunlardan ilki 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu104’dur. Kanunda bina yapımına yönelik olarak oluşturulan projelerin ne kadar alanı bina arası boş alan ve bahçe olarak bırakılacağı düzenlenmektedir. Kanunun bu konu ile ilgili maddeleri 19, 42 ve 43’dür. Bu Kanun insanların konut üretimi sırasında kullandığı arsalarının bir kısmının kentsel çevre üretimine ayrılmasını amaçlamaktadır. Ayrıca Kanunun 2007 tarihinde yürürlüğe giren ek maddesinin toplu yapılara ilişkin özel hükümler yer almaktadır 104 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, RG. : Tarihi : 2/7/1965 Sayısı : 12038 (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 21 Nisan 2011, 91 İkincisi 775 Sayılı Gecekondu Kanunu105 temelde izinsiz yapılaşmanın düzenlenmesine yönelik olarak çıkarılmış ve kentsel sistem ile uyumsuz olan bu yapıların kentsel dokuya entegrasyonunu sağlamayı amaçlamıştır. Bu çerçevede gecekonduların kentsel yapıya göre ıslahının gerçekleştirilmesi, daha iyi koşullarda konuta dönüştürülmesi ve gecekondulaşmanın önüne geçilmesini hedeflemektedir. Gecekondu bölgelerinin dönüşümü sırasında elde edilen arsaların Kanunun 10. maddesine göre “Bu kanun hükümlerine dayanılarak belediyelere devrolunan arazi ve arsalardan yapılacak imar veya ıslah planlarına göre, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi ve yeşil saha gibi genel hizmetlere ayrılması gerekenleri hakkında ayrıca tahsis kararı alınmadığından” bahsedilmekte bu şekilde kentsel çevre üretimi açısından belediyelere yetki vermektedir. Üçüncüsü ise Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği106 plansız alanlardaki kentsel yapıların teknik olarak fen, sağlık ile kentsel çevreyle uyumlu şekilde yapılmasını gerçekleştirmeye yönelik olarak çıkarılmıştır. Yönetmeliğin 18 inci maddesinde “Ayrık yapı nizamına tabi olan yerlerde, bu yönetmelik hükümlerine dayanılarak tayin edilen azami bina alanını aşmamak, asgari bahçe mesafelerini muhafaza etmek şartı ile yapı yerini tayine ve daha uygun çözüm yolları bulmak amacı ile bir kaç dar parseli birlikte mütalaa ederek toplam bina cephesi (20.00) m’yi geçmemek şartı ile ikili veya üçlü blok tertibine belediye yetkilidir. Bu işlem dolayısıyla civarın yapı karakterinin bozulmamasına dikkat edilmelidir” Şeklindeki ifade belediyelerin bu alanlardaki yapılaşmayı kontrol etmesini ve kentsel çevre 105 775 Sayılı Gecekondu Kanunu, RG.: Tarihi : 30/7/1966 Sayısı : 12362 (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 28 Nisan 2011. 106 Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği, RG. Tarihi: 02/11/1985, RG. Numarası: 18916 (Mükerrer), (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/20354.html, 18 Nisan 2011. 92 açısından beklenen gereklerin yerine getirilmesini sağlamakla görevlendirilmiştir. 3.4. BELEDİYELERDE ÇEVREYE YÖNELİK PLANLAMA Türkiye’de planlama hizmeti hem belediyelerin kuruluş kanunlarında hem de diğer düzenlemelerde ağırlıklı olarak belediyeler tarafından sunulmaktadır. Bu durum belediyelerden özellikle çevresel konularda beklenen hizmetlerin eşgüdüm sağlanarak daha verimli şekilde sunulmasına katkı sağlamaktadır. Türkiye’de bu beklentiler çerçevesinde planlama hukuki bir zemine oturtularak uygulanmaya çalışılmıştır. 3.4.1. Türkiye’de Planlama ve Uygulamaları Planlama ulusal düzeyden başlamak üzere yerel düzeye kadar ve yerel düzeyde de farklı amaçlar edinen ve amaçlarla bağlantılı olarak farklı ölçülerde ve her biri ile ilişkili ve bağlantılı olmak üzere çok çeşitli olarak gerçekleştirilmektedir. En üst düzeydeki plan olarak uygulanan kalkınma planları aktivite bölgelerinin belirlenmesi açısından temel plandır. “Türkiye’de Planlama öncelikle bölge planları ile başlamakta bunu çevre düzeni planları izlemektedir. Çevre düzeni planları bölgenin hangi alanları ne amaçla kullanılacağına ilişkindir öyleki, kentsel kırsal alanlar, konut sanayi turizm faaliyetlerinin gösterileceği alanlar tespit edilir. Çevre düzeni planı planlamada doğal kaynakların kullanılmasını gözeten bir aşamadır.”107 Uygulanmakta olan kentsel planlardan en geniş kapsamlısı olan çevre düzeni planlarında belediyeler kısmen yetkilidir ama belediyelerin yaptığı kentsel planlar açısından bağlayıcıdır. 107 Bu planlar diğer alt ölçekli Aslı Akay, Çevre Düzeni Planları ve Yetki Sorunları, s.113-148, Amme İdare Dergisi, Cilt 40, sayı:3, 2007, s.116. 93 planlar açısından bağlayıcı olduğundan yerel ölçekli planlarda da yer almaktadır. Yerel düzeyde yapılan planların bazılarında belediyeler tek başına bazılarında ise diğer yönetimler ile birlikte yetkilidir. Belediyeler tarafından yapılan kent planları da İmar Planları, Nazım İmar Planları ve Uygulama İmar planları olarak belirlenmiştir. Bu genel planların yanında özel amaçlı olarak yapılan kentsel planlarda vardır. Bunlar Çevre Koruma Bölgelerine yönelik yapılan planlar, Turizm bölgeleri için yapılan planlar, Kıyı bölgeleri ve tarihi sit alanları için yapılan planlardır. Planların bazıları belediye sınırları içerisinde olması sebebiyle belediyeleri ilgilendirmektedir. 3.4.2. Belediyelerin Doğrudan Yetkisinde Olmayan Planlar Bir ya da birden fazla belediye sınırlarını da içine alabilen ve belediyelerin asıl yetkili olmadığı ama hem içeriği bakımından hem de yetki ve görev anlamında hem sürecinde hem de hükümlerinde belediyelerin ilgili olduğu planlardır. Ancak belediyelerin bu planlarda aldıkları sorumluluklar ve katkılarıyla kent planları konusunda bütünlük ve eşgüdümün sağlanmasının yolu açılmaktadır. Belediyelerin doğrudan yetkili olmadığı bu planların en önemlileri çevre düzeni planları, koruma amaçlı imar planlarıdır. A-Çevre Düzeni Planları: Ülke fiziksel yerleşim düzeni planlaması ve bölge planlaması genel içerikli konulara değinmekte ve doğrudan kentsel çevre ile ilgili konulara değinmemekte ya da uygulamaya yönelik olmamaktadır. Kentsel çevre ile doğrudan ilgili planlar kentsel planlardır. Bunlardan en geniş kapsamlısı ve doğrudan çevre ile ilgili konular içeren çevre düzeni planıdır. “Çevre düzeni planı sınırları, yönetsel mekânsal ve işlevsel bütünlük arz eden bir veya birden fazla il sınırları bütünü veya bir 94 kısmını kapsayacak şekilde belirlenir.”108 Çevre düzeni planı hem geniş perspektifte bölgesel ve yerel düzeylerde yapılması ve bir biri ile bağlantılı olması gerekmektedir. “3194 Sayılı İmar Yasası’nın 5. maddesine göre çevre düzeni planı; “ ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanılması kararlarını belirleyen plan” olarak tanımlanmaktadır. Buna karşın çevre düzeni planları kent planlamada diğer planlama aşamalarını yerine getirmeksizin tek bağımsız plan türü olarak kent çevrelerini denetleme aracı olarak işlev görmüştür.109 Çevre düzeni planlarında “Yapılan potansiyellerine göre toplam nüfus kestiriminin dengeli dağılımının bölgelerin sağlanamaması, gelişme sanayinin kurulması, sanayinin çevre korunması açısından denetim altında tutulması, arıtma tesisi zorunluluğunun getirilmesi gibi ilkeler yer almaktadır.”110 B-Koruma Amaçlı İmar Planları: Koruma Amaçlı İmar Planları Ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması, Denetimi Ve Müelliflerine İlişkin Usul Ve Esaslara Ait Yönetmeliğin 6. maddesinde “Koruma amaçlı imar planlarının hazırlanması aşamasında; tarihi çevre, kültürel ve doğal miras, sosyal, kültürel ve ekonomik yapı, teknik altyapı, sosyal donatı, yapı ve sokak dokusu, mülkiyet yapısı, ulaşım, dolaşım sistemi, örgütlenme biçimi ve benzerlerine ilişkin gerekli etütler kent bütünü ile ilişkilendirilerek yapılır. Tespit edilen sorunların çözümü ve tarihi, kültürel, doğal çevrenin yaşanabilir ve sürdürülebilir biçimde korunabilmesi için alana özgü stratejiler belirlenir.”111 Denmektedir. Koruma altına alınan 108 Yıldız, a.g.e. 108. Halil Akdeniz, “Kentsel Planlama Sürecinde Haritacılığın Yeri ve İşlevi”, (erişim) http://www.hgk.msb.gov.tr/dergi/makaleler/125_2.pdf, 2 Şubat 2011, s.25. 109 110 Yücel Ünal, Türk Şehir Planlama ve İmar Mevzuatının kentsel Dönüşüm ve Deprem ağırlıklı İncelenmesi, Yetkin Basımevi, 2008, s.72. 111 Koruma Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması Hakkında yönetmelik RG. Tarihi : 26/07/2005, Sayısı : 25887, (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/23263.html, 6 Haziran 2011. 95 bölgelerde, kentsel arkeolojik, doğal, tarihi sit alanları ile ören yerlerinden bahsedilmiş ve kentsel yapının doğal ve yapay değerleri ile korunarak gelişmesinin ve zenginleştirilmesinin üzerinde durulmuştur. 3.4.3. Doğrudan Belediyelerin Yetkisindeki Kentsel Planlar Kentsel planların bazıları doğrudan belediye sınırları içerisindeki kentsel alanların düzenlenerek, birinci dereceden alanların kentsel fonksiyonlar açısından değerlendirilmesine yöneliktir. Bunlar nazım imar planları,uygulama imar planları ve mevzi imar planlarıdır. A-Nazım İmar Planları: Belediyelerin yapımında ve uygulanmasında yetkili olduğu İmar planları nazım imar planları ve uygulama imar planları olarak ikiye ayrılır. Bunlardan ilki nazım imar planları “Onaylı hali hazır haritalar üzerine varsa kadostral durumu işlenmiş olan varsa bölge ve çevre düzni planlarına uygun olarak hazırlanan ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli gelişme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere 1/2000 veya 1/5000 ölçekte düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile bir bütün olan planlardır.”112 Belediye ve mücavir alanları kapsayacak şekilde uygulama imar planlarına esas olmak üzere hazırlanan “nazım planlarda genel kullanış biçimleri ve başlıca bölge tipleri saptanırken, yerleşme alanlarının gelişme yönleri ve büyüklükleri de belirlenir. Ayrıca yeni gelişme alanlarının hangi koşullarda kullanıma açılacağı, bunun ilkeleri de nazım planda belirlenir.”113 112 113 Yıldız, a.g.e, 110. Ünal, a.g.e., s.76. 96 B-Uygulama İmar Planları: “Uygulama imar planı, yapı adalarını bunların yoğunluk ve yapı düzenini, yolların ayrıntıları ile gösterir.”114 Arazilerin nasıl kullanılması gerektiği konusunda yönlendirici rol oynayan uygulama imar planları belediyeler tarafından yapılan ve kentsel çevre unsurlarını barındırması gereken önemli bir planlama türüdür. Uygulama imar planlarında yollar yapı alanı ayrımları, meydanlar hakkında ayrıntıları içerir. C-Mevzi İmar Planları: 1984 yıllarından sonra yaygınlık kazanan mevzi imar planları, Türkiye’de üst ölçekli planların yokluğunda yönlendirilmelerine etkisinde yapılmıştır. Parçacı planlama anlayışına göre yapılan mevzi imar planları bir biri ile ilişkilendirilmemiş planlardır bu da kentsel yapılanmayı ve bir birinden bağımsız merkezler şeklinde değerlendirmiştir. Her ne kadar planlama bölgesi için tüm ihtiyaçlar düşülse de kendi içinde değerlendirildiğinden sonuçta kentsel çevrenin gelişimini olumsuz olarak da etkilemiştir. 3.4.4. Özel Nitelikli Kentsel Plan: Kentsel Dönüşüm Projeleri Belirli bir alanda diğer genel nitelikli planlardan bağımsız, esnek uygulamalar içeren, planlardır. Türkiye’de kentsel dönüşüm projeleri özel nitelikli hukuki düzenlemelerde zemin bulmaktadır. Yapılma sebepleri de kentin tekrar yaşanabilir bir konuma sokulmasıdır. Kentlerin çoğunda var olan, sosyal çöküntüler, ekonomik hareketlerde zayıflama, fiziksel çevrelerde bozulmalar, düzensiz yapılaşma ve sonucunda kentsel çevre için gerekli kentsel öğelerin yok olması gibi sebepler kentsel dönüşüm projelerinin temel gerekçeleridir. Özetle bu projelerin temelindeki amaç kente daha yaşanabilir bir kentsel çevre sağlamaktır. Kentsel dönüşüm projeleri aynı zamanda özel nitelikte imar planları da gerektirmektedir. Özellikle Büyükşehir belediyeleri 114 Ünal, a.g.e., s.72. 97 açısından son derece önemli bir hizmet olarak sunulan kentsel dönüşüm projeleri temelinde belediyelerin planlama hizmetini barındıran imar planlarıdır. Bu planları diğer planlardan ayıran en önemli özellik, uygulamaya yönelik olması başka projelerle desteklenmektedir. Kentsel dönüşüm projeleri özel bir yasa ile çıkarılmakta ve yapılması ve uygulanması diğer planlardan ayrışmakta ve amaca ulaşmak için esnekleştirilmektedir. Bu konuda yapılan “ilk önemli yasal düzenleme, 05.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5366 sayılı “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” olmuştur. 12.3.2004 tarih ve 25400 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5104 sayılı Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu” bu konudaki örneklerin bir diğeridir. Bu Kanun, Kuzey Ankara Girişi ve çevresini kapsayan alanlarda kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde fiziksel durumun ve çevre görüntüsünün geliştirilmesi, güzelleştirilmesi ve daha sağlıklı bir yerleşim düzeni sağlanması ile kentsel yaşam düzeyinin yükseltilmesini amaçlamaktadır. Kanunun bir önemli özelliği, ilçe belediyelerinin planlama yetkilerinin, bu alan özelinde Büyükşehir Belediyesine devrine ilişkindir.”115 Bu planlama belirli bir bölgede sadece gecekonduların dönüşümünü sağlamamakta aynı zamanda, buralarda oluşturulacak yerleşim bölgelerinin daha düzenlenebilir, kentsel çevre sosyal donatı da sağlamak amacıyla ortaya atılmaktadır. Bu yüzden son yıllardaki kentsel dönüşüm projelerinin amaçlarını iki türlü değerlendirmek gerekmektedir. Öncelikle konut ihtiyacının doğal çevreye zarar vermeden düzenli bir şekilde sağlanması, ikinci olarak, gecekondulaşma ve imarsız yapılanma ile bozulmuş alanlarda yapılı bir kentsel çevre oluşturmak hedeflenmektedir. 115 T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, a.g.e., s.20. 98 3.4.5. Arazi ve Arsa Düzenlemeleri İmar Kanunun 18’nci maddesine dayanılarak yapılan özel bir düzenlemedir. Arazi ve arsa düzenlemesi, bir yerleşmeye ilişkin planın uygulanması amacıyla taşınmazların sahiplik durumlarına bakılmaksızın birleştirilmesi ve planın gerektirdiği kamusal hizmet alanlarının oluşturulması sonrasında eski taşınmaz sahiplerine yeniden dağıtılmasına yönelik bir süreçtir. Yöntem daha teknik bir tanımlama ile imar planı sınırları içerisinde mevcut durumu ile yapı yapmaya elverişli olmayan binalı ya da binasız kadastro parsellerinin, imar planları ile öngörülen kullanım ve yoğunluk kararları açısından yapılanmaya elverişli duruma getirilmesi şeklinde de tanımlanabilir. Kentsel araziler, kentsel genişleme sürecinde ihtiyaç duyulan mekânların sağlanmasında kullanılmaktadır. Bu dönüşüm arazi ve arsa düzenlemeleri ile gerçekleştirilmektedir. Kentsel arazilerin değerlendirilmesi sürecinde önemli bir yer içeren kamusal araziler veya planlama ve uygulama sürecinde kamusal arazi niteliği kazanan (kamusal ihtiyaçlara ayrılan) alanlar kentsel çevre açısından önemli bir kaynak olması yanında kentsel çevrenin inşasında önemli derecede esneklik ve uygulama kolaylığı sağlamaktadır. Çünkü belirli bir alanın kamusal ihtiyaçlarının sağlanması eğitim, sağlık, kültürel alanlar ile açık ve yeşil alanlar, kısacası tüm sosyal ve fiziki alt yapı ihtiyaçlarını gidermeye yöneliktir. Türkiye’de arazi ve arsa düzenlemeleri ifraz ve tefhid yöntemleri kullanılarak yapılmaktadır. İfraz kelimesinin anlamı; daha önce imar yapılmış belirli bir alanın, yapılmış olan imar planına uygun olması şartıyla birden fazla parsele ayrılmasıdır. İfrazın yapılmasındaki temel amaçlar yapılaşmanın daha sağlıklı ve verimli olması, düzenleme alanının daha aktif kullanılması ve bu şekilde daha modern bir kentsel yapı için dönüşümün sağlanmasıdır. 99 Tefhid bölünmüş ve yapılaşmaya uygun olmayan arazi parçalarını birleştirmenin yanında ifrazın olumsuzluklarını gidermek üzere yapılan düzenlemelerdir. “Tefhid: Arsa ve Arazi Toplulaştırılması genel olarak arsa ve arazi düzenlemesi arsa ve arazi parçalarının, tarım alanlarında verimi artırmak, imar alanlarında ise, imar planına uygun ada ve inşaata elverişli parsel oluşumunu sağlamak birleştirilmesidir.” 116 amacıyla yeniden ifraz edilmek üzere Tefhid tek başına yapılaşmaya uygun olmayan ve planlama ile uygun görülen yerlerin birleştirilmesini böylece daha uygun yapılaşma şartlarının kazandırılmasını amaçlamaktadır. Kentsel planlamada önemli bir yer tutan İmar Kanununun 18’inci maddesine göre yapılan arazi ve arsa düzenlemeleri ile çoğu zaman sadece bina yapmak niyetiyle imarlı parseller üretilmesine odaklanılmaktadır. Bunun dışındaki çevresel alanların ya da bundan öteye binaların ihtiyacı olan kamusal alanların bırakılması ise göz ardı edilmekle kalınmamakta bazen yapılar arasındaki minimum mesafe bırakılmasına bile uyulmamaktadır. “Türkiye bu bakımdan ilginç örnekler içeren kentlerle doludur. Kent çevresi ve kent kapsamandaki alanlar, kente değer katan doğal ve tarihi alanlar olarak işlem görmedi. Modern kentleşme ile birlikte doğrudan doğruya ticari bir değer olarak görüldüler. Mesela tarihi camilerin, sarayların ve kent meydanlarının yakın çevresine baktığımızda irili ufaklı birçok dükkânın tarihi eserin girişlerini kapattığını devasa ticari binaların tarihi dokuyu gölgelediğini, bütün kentlerimizde gözlemlemek mümkündür. İkinci olarak kent arsaları ve yakın çevreleri sadece ticari birer değer olarak işlem gördüğü için sokakların, caddelerin çok daraltıldığını, yeşil alanların ve ortak kent mekânlarının sürekli imha edildiğini ve ticari merkezlere dönüştürüldüğü de gözlemlenmektedir.” 117 Bu tür uygulamalara engel olmada arazi ve arsa düzenlemelerinin payı büyüktür. 116 Celal Develioğlu, İmar Kanunu 18. madde uygulaması, Ankara, Sizkesen Matbacılık Ltd. Şti, 2007, s.n.y., 117 Hacı Duran, “Çevre Sorunu Söylemi Metaforu ve Birleşik Büyük Kentlerde Gündelik Çevre Krizleri”, s. 18-21, Yerel Siyaset Dergisi, , 2008, s.20. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINA YÖNELİK PLANLAMADA SORUNLARIN TESPİTİ VE YÖNTEMLER Çevre, kentsel çevre ve üretimi çoğu zaman başka unsurların bir parçasıdır, bu nedenle göz önünde tutulmamakta ve doğrudan mevcut hayat şartlarını kötüleştirmedikçe dikkate alınmayan kavramlar olmaktadırlar. Kentsel gelişmelerin, çevresel değerler üzerinde sonuçlarına odaklanılmak istenmemektedir. Çevre, ikinci planda değerlendirilen ve soyutlaştırılmaya tabi tutulan gerçeklerdir. Bu durumda çoğu zaman kentsel çevrenin inşasına yönelik planlama, eylemsel nitelikten uzak kalmaktadır. Bu durum planlamanın gerçekte hayata geçirilmesini zorlaştırmaktadır. Ancak son yıllarda çevresel değerler üzerinde durulmaya başlanmış ve bu değerlerin korunmadığı takdirde, sonuçlarının sağlıklı yaşam, sosyal ekonomik şartlarda kötüleşmeye neden olduğu fark edilmeye başlandığından bu kavramların ciddiyetle ele alınmaya başlanmasıyla samutlaştırmaya yönelik dolaylıda olsa çalışmalara rastlamak mümkün olmuştur. Kentsel çevre, insan ve doğanın (yapay ve doğal olanın) etkileşiminin kentsel alanlardaki ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Kentsel planlamada kentsel alandaki doğal yapının insanların yararlanmasına yönelik olarak planlanmasını içermektedir. Bu nedenle bu iki unsur arasındaki ilişkilere odaklanarak, insanların doğal kaynağı tüketmeden, ondan en iyi şekilde uzun süreli yararlanmasını temin etmek üzere kentsel planlar yapılmaktadır. Günümüzde çevreyle ilgili düzenlemeler ve bunların planlara yansıtılması hukuki bir gereklilik olarak ortaya çıktığı durumların da katkısıyla planlamanın kentsel çevre açısından önemi daha kolay kabul edilebilmektedir. Bu tür gelişmelerin sonucunda da kentsel çevrenin gerekliliği üzerinde durulmaya başlanmış ve kentsel çevre elemanlarının korunmadığı ve geliştirilmesi gerekmesinin yanın da doğal haline bırakıldığı zaman kentsel çevrenin doğal çevre ile bütünleşik gelişiminin mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır. Belediyelerin yaptığı imar çalışmaları bütüncül olmadığı için ana konuları ve 101 bütünü etkileyen durumları göz ardı etmektedir. Kent sadece kendi sınırlarındaki yapılaşmayı ve insan kalabalığını temsil eden binalardan oluşmamaktadır. Çok sayıda bina sisteminin tutarlılık içinde yerleştirildiği zemin tek tek binalara bütünlük kazandırmaktadır. Yoksa belediyeler tarafından yapılan ve bir birinden bağımsız olarak verilen inşaat izinleri bir birine bitişik, yaşanabilirlilikten uzak yerleşim alanları oluşturmaktan ötesinde bir sonuç doğurmamaktadır. Diğer taraftan kentsel oluşum sürecinde kentsel çevreye yönelik yapılanlar parçalı olsa da birleştirildiğinde kentsel çevrenin inşası açısından önemli bir gelişme ortaya koyabilmektedir. Kentsel yapıdaki değişiklikler yapılı ve yapısız çevreyi doğrudan etkilemektedir. Kentsel yapıda meydana gelen bu değişikliklerle de kentsel çevre şekillenmektedir. Değişikliklerden öncelikle doğal çevre etkilenmektedir. “Sorun genel anlamda, değişen kent dokusunun, kentin tarihi ve kültürel mirası, doğal ve yapay çevresi ile olan uyum ilişkisi olduğu görülmektedir.”118 Burada doğal kentsel çevrenin öncelikle korunmasını hedef alan planlamalar üzerinde durulurken yapılı çevre oluşturulurken bu doğal çevreden olabildiğince yararlanılmasını öngören iyi bir kentsel çevre yönetim planı ile kentsel çevre inşasındaki olumsuzluklar bertaraf edilebilir. Bu bakış açısı ile yapılan planlar insanlar için sağlıklı ve sürdürülebilir kentsel çevreler inşa edebilmektedir. “Başarılı kentsel çevreler, farklı uzmanlık alanlarının bir araya getirildiği ve sürecin planlama, tasarım, mimarlık ve kentsel peyzaj boyutlarının birlikte ele alındığı bir yapılanma içerisinde gerçekleşebilmektedir.”119 Öyle ki kentsel çevrenin bozulmasına neden olan ya da gelişimine olumsuz yönde etki eden unsurların ortaya çıkmadan önlenmesi anlamında planlama sadece yapıcı değil aynı zamanda negatif oluşumların ve engellemelerin de önüne geçmiş olmaktadır. Bu 118 Kadir Güner, Kentsel Estetik ve İmge Sürekliliği, s.269-283, 2002 Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyum Bildirileri, Edit. Mustafa Yeğin, Mimarlar Odası Adana Şubesi, s.269 119 Günay, a.g.e., s.19. 102 şekilde kentsel çevre açısından olumsuzlukları önleyici politika örneğini de sunmaktadır. Toplumsal yaşamın sağlanması için toplumsal alanlar, parklar, yürüme yerleri, yollar ve kaldırımlar, altyapılarla, kentin ihtiyaçları için kullanım alanları, estetiği, çevresi ile ilgili tüm düzenlemeler planlama sürecinde yapılmalıdır. Geneli ilgilendiren bu ihtiyaçların yerine getirilmesinden uzaklaşan kentsel planlama bina kat sayısı, yerleştirilebilecek maksimum bina, imar hakkı, emsal gibi konulara odaklanmaktadır. Kent planlamasına bu şekilde yaklaşıldığı süreçte çevreye, teknik özelliklerin ihmal edilmesi sonucunda ekonomiye ve sosyal hayata verdiği zararlar ve maliyetleri göz ardı edilmiştir. Bunun sonucunda da planlama amaç ve hedeflerinden sapmış olması bütün olarak kentsel genişlemeyi sağlarken çevreye de telafi edilmesi zor zararlar vermiş olması büyük bir olasılık olmuştur. Seçilen yerleşim yerlerinin nüfus hareketleri sonucunda genişlemesi, belirli bir noktaya kadar sorun teşkil etmemektedir. Kentin kaldırma kapasitesi olan sınır aşılmaya başladığında kentsel dengelerde olumsuz etkilenmeye başlamaktadır. Bunun sonucunda yapay çevrenin aşırı büyümesi doğal çevre aleyhine olmakta ve buda kentsel çevrenin nüfusa oranla inşasını zorlaştırmakta ve kentsel çevre bozulmaya uğramaktadır. Türkiye’deki kentleşme olgusu başlarken planlı bir temelde gelişme göstermemiştir. Gelişmeler daha çok ekonomik ve sosyal nedenlerden kaynaklanmakta ve bu süreçlerde genelde öngörülebilir şartlarda meydana gelmemektedir. Hızlı ve plansız kentleşmeyi beraberinde getiren bu durum sonucunda kentsel genişleme de kontrol altına alınamamıştır. Daha çok artan kentsel nüfusa kısa dönemli çözümler olarak idare etme manasında kalacak yerler bulunmasının ilerisine gitmemiş ve sonucunda kentlerin en önemli sorunlarından biri gecekondulaşma meydana gelmiştir. Ayrıca düzenli planlama alanlarında da aşırı yoğunlaşma da kaçınılmaz olmuştur. Özellikle Türkiye’de meydana gelen kentleşme sürecinde, hızlı kentleşme egemen olmuştur. Bu süreçte en fazla sorun karşılaşılmasında sıkıntı çekilen alt yapı 103 ihtiyacının giderilmesi olmuştur. Özellikle finansal açıdan gerekli kaynakların aktarılamamasının yanında plansız kentleşme ile alt yapının göz ardı edilmesi de önemli rol oynamıştır. Özellikle kentin yeni gelişen bölümleri ile küçük belediyelerde bu sorun daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Kent planlamasında önemli bir yere sahip olan arazi ve arsa düzenlemeleri kentsel planlarda meydana gelen tıkanıkların giderilmesi, planın sürdürülebilirliğinin sağlanmasına yönelik olarak karşılaşılan uygulama problemlerinin giderilmesi için yapılmaktadır. Yapılaşma koşullarının değişimi ile kentsel mekâna yansırken, gereksinimler ve çevreye uyum nedeni, çoğunlukla altyapı servislerinin sağlanması ile yasal düzenlemeler, değişiklikler ve eşikler nedeniyle yapılan plan değişiklikleri ise sınır değişikliği ve bölgeleme kararları ile tasarım revizyonları, parselasyon planı değişikliği gibi diğer nedenler arazi kullanım kararlarının ve yapılaşma koşullarının değişimi ile sonuçlanmaktadır. 120 Türkiye’de kentsel çevrenin inşası ve korunması çeşitli planlama yöntemlerinin yanında planlamadan bağımsız ya da birlikte ifraz, tevhid, terkin gibi çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilebilmektedir. Ancak çoğu zaman kentsel açıdan gelişmeci ve korumacı bir bekleyiş içinde olunan özellikle imar planlarları daha düzenli bir kent ve çevre açısından ele alındığında Türkiye’de çoğu zaman olumsuz sonuçlar doğuran bir anlamda algılanmaktadır. Oysa başarı ile uygulanması durumunda planlamanın hukuki temelini oluşturan İmar Kanunu ve özellikle bu Kanunun 18. maddesi kentsel çevre ile uyumlu yerleşim alanları elde etmeyi amaçlar. Planlamadan beklenen bu amaçların gerçekleştirilememesinin temel nedeni kentleşme sürecinde düzenli bir planlama yapılmamış, planlar kentleşmenin yönlendirilmesinden çok, kentin kendi bünyesinde büyümesini karşılamak amacıyla ıslah imar planları şeklinde gerçekleştirilmemiştir. sonucunda da planlama kentsel gelişme tarafından yönlendirilmiştir. 120 Aras, ag.t., s.98. Bunun 104 4.1. KENTLEŞMENİN KENTSEL ÇEVRE ÜZERİNE ETKİLERİNİN TESPİTİ Kentsel genişlemenin meydana getirdiği kentleşme sürecinin planlı veya plansız bir şekilde gerçekleştirilmesi kentleşmenin sürdürülebilirliği aynı zamanda kentsel çevre açısından önemlidir. Belirli bir plan ve stratejiden yoksun olarak meydana gelen kentsel gelişmeler kentsel çevre ile ilgili ekolojik dengeler üzerinde değişiklikler meydana getirmektedir. Bu da kentsel çevrenin inşasında önemli aksaklıkları da beraberinde getirmektedir. Kentsel genişlemenin kendi haline bırakılması halinde doğal çevreyi azaltarak ya da yok ederek sürecini tamamlamaktadır. Kentsel planlamada çevresel anlamda önemli düzenlemelerin yapılması önlemlerin alınması özellikle kentin genişlemesi ile birlikte kırsal alandaki arazi kullanımları ile birlikte söz konusu olmaktadır. Bu yüzden kentsel planlama temelinde ilk olarak kente yönelik planlama ikinci olarak da şehrin genişletilmesine yönelik olarak ortaya çıkmakta ve kentsel çevre de içsel olarak kentsel çevre üretimine odaklanırken, dışsal olarak ta kentsel çevrenin korunması ve üretilmesine odaklanmaktadır. Kentsel genişlemenin etkisi altında kalan “Çoğu arazi parçası üç eylemin birleştirilmesine ihtiyacı vardır ve bazıları müdahaleye ihtiyaç duyar. Arazinin koruma, yönetim ve planlanması arasındaki doğru dengenin araştırılmasında amacın araziyi uzun dönüşüm sürecinde belirli bir noktada korumak ya da dondurmak olmadığı hatırlanmalıdır. Arazi doğal gelişmeler ve insan müdahaleleriyle çoğunlukla değişir ve değişmeye devam edecektir.”121 121 Maguelonne Déjeant-Pons, “Landscape Convention and Ecological Corridors”, s.170-175, Environmental Policy and Law, sayı. 39/3, 2009, s.172. 105 4.1.1. Plansız Kentleşmenin Kentsel Çevre Üzerine Etkilerinin Tespiti Dolaylı ya da doğrudan kentsel çevre ile ilgili amaç ve hedefleri içeren uzun dönemli kent planları genelde arazilerin fiziki planını yaparak, arazilerin kullanım amaçlarını belirlemek, yoğunlukları tespit etmek, ulaşım ağlarını belirlemek gibi amaçlarla kentsel genişlemeyi yönlendirilebilmektedir. “Pasif rekreasyon alanları ve kültürel olgular için doğal alanların etkin kullanımını sağlamak amacına dönük olarak kültürel ve rekreasyon fırsatlarının sağlanması; böyle bir yaklaşım bütünleşmiş ve birbirine bağlı açık ve yeşil alan sisteminin oluşmasını sağlayacağı gibi doğal habitatları ve kaynakları da koruyacaktır. Kentsel gelişmenin sağlıklı olmasını hedefleyen kent planlama birbirleri ile bağlantılı bu karmaşık sorunların çözümü için politikalar geliştirmelidir.”122 Ancak öngörülemeyen, plansız kentleşmenin sonucunda kentsel çevreye yönelik olarak sistemli bir yaklaşım sergilenememiştir. Hızlı nüfus artışı ve sonucunda gerçekleşen düzensiz kentleşme neticesinde, genelde ekonomik açıdan güçlü olmayan kesimin kent çevresinde yerleşmesi, gecekondulaşmaya ve arsaların kontrolsüz kullanımına neden olmuştur. Bunun sonucunda kentsel çevre açısından önemli olan arazi ve arsalar düzensiz gecekondu yapıları tarafından kullanılmıştır. Hızlı nüfus artışı sonucunda tek katlı gecekondu yöntemi çözüm olmamış, eski gecekondular üzerine kat çıkılmasının yanında daha yüksek katlı kaçak yapılaşma yaygınlaşmış, kentsel çevrenin ihmal edildiği bu yapılaşmada aşırı yoğunlaşma meydana gelmiştir. Bunun neticesinde insan ve yapı yoğunluğunun ihtiyaç duyduğu donatı alanları dengesi bozulmuştur. 122 J. Rotmans, M. Van Asselt, P. Vellınga, “An Integrated Planning Tool For Sustainable Cities”, Environmental Impact Assesment Review, April-May, 2000, s.386. 106 Plansız kentleşme ve sonucunda meydana gelen dengesiz yapılaşma karşısında belirli bir kentsel çevre politikası geliştirilemediği için, gecekondu alanlarındaki alt yapı ihtiyacı, sosyal ve kültürel donatı alanları ile açık ve yeşil alan ihtiyaçları karşılanamamıştır. Doğaçlama bir çözüm niteliğindeki, yapılardan kalan boş alanlar bu ihtiyaçlar için kullanılma yolu güdülmüştür. Her şeyden önce düşünülmesi gereken planlama olmadan ortaya çıkan kentsel yapının meydana getireceği kargaşanın ve tahribatın ölçülemeyecek kadar büyük bir soruna neden olacağıdır. Daha sonra belediyeler tarafından yapılan planların kalitesi ve uygulanırlık derecesine göre kentsel çevre üzerindeki olumlu etkisi ortaya çıkacaktır. Planlama olmadığı durumlarda ortaya çıkan plansız bölgelerdeki gecekondu probleminin kentsel çevre üzerinde ne tür olumsuz sonuçlara yol çatığı Türkiye’nin her bölgesinde kentin nüfusu ne kadar az olursa olsun ortadadır. “Özellikle kentlerin karşı karşıya kaldığı imarsız yapılanma, tarihsel dokuyu koruma, hava kirliliği, içilebilir ve kullanılabilir temiz sular, kent kaynaklı hava kirliliği, gıda maddelerinin üretilmesinde ve tüketiciye sunumundaki hijyen sorunu, katı atıkların toplanması ve bertarafı, çevre ve insan sağlığını koruma, ses, görüntü kirliliği gibi bir çok sorun öncelikli olarak kentte yaşamalarını olumsuz yönde etkilemektedir.”123 Bunun sonucunda kaçınılmaz olarak, her düzeydeki kentte, kentsel çevrenin yeterliliğinin sorgulanması gerekmiştir. 4.1.2. Planlı Kentleşmenin Kentsel Çevre Üzerine Etkilerinin Tespiti İmar planları yapılırken çevre ile ilgili bölümlere bazen hukuki zorunluluk olsa da yer verilmesine ve planlama sonucunda kentsel çevre üzerinde meydana gelecek değişikliklerde öngörülmesine rağmen uygulamada çok fazla göz önüne alındığı söylenemez. Kentsel genişleme 123 İsmail Başaran, “Belediyeler ve Sağlıklı Bir Çevre”, s.51-54, Yerel Siyaset, Kasım, 2008, s.51. 107 sürecinde belediyelerin çok fazla aktif bir rolü olmamakta, kısa dönemli yerleşme sorunlarına bir çözüm olarak gözüken gecekondulaşma hareketini onaylar nitelikte, önceden meydana gelen gecekondu alanları için imar planı çıkartmakta bu şekilde gecekondu alanlarının hukukiliği sağlanmaktadır. Kısacası planlama amacı gibi geleceğe dönük kentsel genişlemenin yönünü ve yoğunluğunu belirlemekten çok, gecekondulaşmanın önündeki engelleri kaldırarak çarpık kentleşmeyi yasallaştırdığı da görülmektedir. Ayrıca imar planlarının kentsel çevre üzerindeki olumsuzluklardan bir tanesi de imar planlarıyla kentsel gelişme alanı olarak planlanmış alanlar, kentin gelecek yirmi yıllık nüfus kestirimlerinin iki katı büyüklükte nüfusun yaşayabileceği kadar büyük alanlara ulaşmıştır. Kentsel gelişme alanı olarak planlanmış alanlarda hızla imar uygulamaları yapılmış, kentlerin yerleşik alanlarının dışında sıçramalı ve tekil yerleşim biçimi desteklenmiştir. Bu denli büyük kentsel gelişme alanları, ne yazık ki çoğunlukla nitelikli tarım alanları, zeytinlik, bağ vb. alanlar üzerinde planlanmıştır. Böylesi bir uygulama ise çevreye çok büyük zararlar vermekte, kentleşme maliyetleri çok yüksek olmakta ve kaynakların israfına neden olmasıdır.124 Planlama hiyerarşisindeki tüm planlar hangi birim yada kurumca yapılsada uzun dönemli, tüm değişkenleri dikkate almadan ve üst ölçekli bütünleşik planlara göre yapılmadığından kentsel çevre üzerinde olumsuz etkileri olacağı açıktır. Türkiye’de “Üst ölçek, yönlendirici bir plan olmaksızın piyasa mekanizmalarınca oluşturulmuş, parçacı uygulamalar olan mevzi imar planları, sosyal donatıları ile bir bütün olarak planlanan alanlar olarak düşünüldüğünde olumlu olarak değerlendirilse de, birbirinden bağımsız olarak planlandıkları için sorunları bünyesinde barındırmaktadır. Bu sorunlar kentsel mekânda kendini göstermiş ve kentsel çevrede sonu olmayan bir yayılım sürecine zemin hazırlamıştır.”125 124 125 T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, a.g.e., s.33. Aras, a.g.t., s.98. 108 Her ne kadar planlama kentsel çevre açısından bu tür olumsuzlukları beraberinde getirse de daha kötüye gitmeyi her durumda engellemektedir. Bu nedenle hızlı kentleşmenin kentsel çevre açısından olumsuzlukları azaltmakla da kalsa plansız bir gelişmeden her zaman daha iyidir. Diğer taraftan kentsel çevrenin inşasının da tek seçeneği planlamadır. Önemli olan planlamanın bir yöntem olarak bu yünde kullanılmasıdır. Kentsel çevreye yönelik problemlerin temel çıkış noktası olarak gözüken, kentsel genişlemenin kontrolünde en etkili araç kentsel planlamadır. Kentsel planlamada, kentsel genişlemede analiz edilerek sebepleri, gelişmesi ve sonuçları arsında bağ kurulması ve kentsel planlamada göz önünde bulundurulması yanında yönetimde meydana gelen aksaklıklar bir bütün olarak değerlendirilmelidir. 4.2. BELEDİYELERİN PLANLAMA İLE İLGİLİ KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR Kentsel planlama sürekli olarak var olan kaynakların kullanılmasına yol açan bir girişim olarak değerlendirilmesi hem kaynakların verimli kullanılması hem de sürdürülebilirlik açısından önemli sorunları beraberinde getirir. Kentsel planlamanın stratejisi ve hedefleri kentsel çevrenin sürdürülebilirlik çerçevesinde doğal kaynakları kullanması üzerine bir planlama yapılması için aynı zamanda belediyelere fırsat tanıdığında kabul etmemiz gerekir. Türkiye’deki belediyeler farklı nüfus ve alanlarda farklı şartlarda birbirinden bağımsız olarak örgütlenmişlerdir. Bu da belediyelerin kanunlarla ortak olarak yapmakla yükümlü kılındıkları görevleri başarma derecelerini ya da üstesinden gelme başarısını etkilemektedir. Bu yüzden belediyeler kentsel çevre yönetiminde ve üretiminde farklı aşamalarda bulunmakta ve farklı sorunlarla karşılaşmaktadırlar. 109 “İmar yetkileri yerel yönetimlerdeyken, aslında yine imar kavramının bir öğesi olan “ koruma” görevi merkezi yönetimde kalınca, belediyeler de “ kendilerine ait olmayan” bu sorumluluğa gereken önemi vermemekten uzaklaşmışlardı…”126 Bu yüzden belediyeler imar planlarını ve bunlara bağlı uygulamaları yaparken doğal çevrenin korunmasına yönelik bir cabadan uzak kalmışlardır. Yapay çevre oluşturmaya odaklanan ve her ne kadar yasalarda çevre faktöründe planlamada dikkate alınmasının gerektiği vurgulansa da koruma konusunda görev ve yetki açısından merkezi hükümete göre uzak kalan yerel yönetimler, planlamada çevresel faktörleri bu derece göz ardı edebilmektedirler. Kent planlamasında kentselsel çevrenin ne kadar dikkate alındığı, meydana gelen çevresel olumsuzlukların planlamada bu konuya yeterince önem verilmemesinden mi yoksa uygulamanın planlama sürecindeki beklentilere göre yapılmamasından mı kaynaklandığının ortaya çıkarılması gerekmektedir. Yerel yönetim anlayışının yeterince yerleşmemesinin de etkisiyle, belediyeler çevresel değerleri ikinci plana atarak, kısa dönemli sonuçlar alabilecek şekilde planlamaya gitmektedir. Bunun sonucu olarak yerel düzeylerde yapılan planlar çevresel konularla doğrudan ilgilenmemektedir. Bütüncül yaklaşımdan uzak planlama anlayışı ile çevresel değerler planlama ile ilişkilendirilmemekte, böylece çevre konusunda etkin olabilecek bir aracın kentsel çevre üretiminde değerlendirilememektedir. Bütün bunların sonucunda kentsel planların “ rant yaratma, rantın denetimi dışında ekolojik, toplumsal, mekansal ve çevresel açıdan yaşanabilir ve sürdürülebilir mekan üretmede yetersiz kalması”127 sonucuyla karşı karşıya kalınabilir. 126 Oktay Ekinci, Kültürel Miras, İmar ve Belediyelerimiz, Ed. Ayşegül Mengi, Kent ve Planlama Geçmişi Korumak Geleceği Tasarlamak, Ankara, İmge Kitabevi, 2007, s.32. 127 Semehat Özdemir, T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Kentleşme Şurası 2009 Genel Kurul Çalışmaları, 2009, s.40. 110 4.2.1. Planların Güncelliği Sorunu Kentsel çevrenin inşasında planlamanın yeterince aktif olmamasının nedenlerinden bir tanesi kentlerin planlarda öngörülerinden hızlı büyümesidir. Bunun sonucunda da planların, kentsel genişlemenin ihtiyaç duyduğu olanakları sağlayacak esneklikte ve gelişmelere açık olmaması ve önemini kaybetmesidir. Planların güncelliğinin kaybedilmesinin diğer bir nedeni de planların öngördüğü gibi hareket edilmemesi sonucunda kentsel planların uygulama bütünlüğüne zarar verilmesidir. Birçok düzeyde farklı bölgeler için planlar yapılmış olmasına rağmen, planların kentsel çevre inşası açısından verimliliği tartışmalıdır. Söz konusu kentsel planlar hızlı nüfus artışını ve kentsel değişmelere cevap verecek durumda değildir. Özellikle kentsel değişmelerin sadece fiziki yapısına odaklanan bu planlar, değişkenlerle ve beklentilerle bütünlük içinde olmadığından sürekli olarak değişikliğe uğramaktadır. 4.2.2. Planların Uygulanması Sorunu Türkiye doğrudan ya da dolaylı olarak hem hukuki düzenlemeler de hem de kentsel politikalarda kentsel çevreye yönelik hükümler ve amaçlar bulunmaktadır. Buna kamuoyu anlamında da bilinçlenme eklenmiştir. Özellikle kentsel alanlarda fark edilen kentsel çevreye yönelik eksiklikler insan hayatında da sorunları beraberinde açık olarak getirince önlem alınmasının gerekliliği önem kazanmıştır. Ancak bu düzenlemeler, politikalar ve bilinçlenmeye rağmen planlamanın uygulanmasında kentsel çevrenin inşasına yönelik hassasiyetler göz ardı edilebilmektedir. Uygulamanın eksikliğinin arkasında düzenlemelerin uygulamaya yönelik eksiklikleri, belediyelerin planlama konusunda pratikte karşılaştıkları tepkiler ve siyasi baskılar altında yönlendirildikleri ve kişisel beklentilerin 111 toplumsal nitelikteki kentsel çevreden ağır gelmesi, planlamanın genel yapısı itibari ile esneklikten uzak olması genelde kapsayıcı niteliği ile her düzenleme alanı için aynı nitelikler ve ölçülerde yapılması gibi nedenlerle uygulamaya başlanamaması gibi nedenler yatmaktadır. 4.2.3. Planlamanın Etkinliği Sorunu Çoğu zaman belediyelerce yapılan imar planlarına göre kentsel genişlemenin sağlanması özellikle dışsal faktörler tarafından kesintiye uğratılmaktadır. Bunlar illegal kentsel genişleme yönünde irade belirleyen yerleşmeler ile bunları legal hale getiren merkezi yönetimler tarafından çıkarılan af kanunları ve benzeri düzenlemelerdir. İmar planlarının önünü kesen veya amaçları doğrultusunda sonuçlanmasını engelleyen imar aflarının ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu anlamda, kent planlamasında kamu yararı ilkesinin yeri sağlamlaştırılmalı ve kentte yaşan insanların tümüne yönelik bir planlamada genelde kişisel nitelikte fayda sağlarken kamuya zarar getiren imar afları durdurulmalıdır. Bu şekilde imar planları kamu yararı önceliğinde kentsel rantın kamuya aktarılmasını sağlayan ve doğal çevrenin korunmasına odaklanmalı ve imarla gelen kentsel rantın imar afları ile gecekondu sahiplerine bırakılması önlenmelidir. Bu şekilde kentsel çevrenin oluşumu için ihtiyaç duyulan sermayelerin gerek ekonomik olarak gerek arazi olarak sağlanması kolaylaşacaktır. 4.2.4. Planlamada Eşgüdüm Sorunu Planlamada eş güdüm iki şekilde algılanmaktadır. Bunlardan ilki plan yapımında yetki ve göreve sahip kişilikler ve yapılan planlar arasındaki 112 eşgüdümdür. İkincisi ise planlamanın konusunu oluşturan düzenleme alanları yada planlamanın etkilediği alanlar arasındaki eşgüdümdür. Türkiye’de sadece hızlı ve düzensiz kentleşmenin getirdiği sorunlar değil planlama sistemi ve yaklaşımları da sorunludur. Bunun arkasında daha büyük ölçek de sosyal ekonomik nedenler ile bu nedenlerin yönlendirdiği yönetim ve denetim sorunları da vardır. “Ulusal ve uluslar arası yükümlülükler ve bilimsel veriler dikkate alınarak uzmanlarca ülke genelinde hazırlanacak olan çevre düzeni planları, ulusal, bölgesel ve alt ölçekli planlar ile uyumlu olmalı, karar alma sürecinde sürdürülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde kamu, özel sektör, STK’ların (sivil toplum kuruluşlarının) birliği sağlanmalıdır. Çok başlılık sorunu, yalnızca yönetim birimleri ve yetkilerinde gözlemlenmemekte yönetim alanları arasında da önemli çakışmalar bulunmaktadır; aynı alanda çok sayıda yönetim birimi sorumlu kılınabilmekte, aynı alanda birden fazla statü içinde yer alabilmekte ya da birden fazla plan bölgesinin içinde bulunabilmektedir.”128 4.2.5. Planlamada Müdahale Sorunu Seçimle gelmiş yerel yönetim organlarının, bazı çıkar grupları karşısında bağımsız politika üretmesi zorlarlaşmakta bu durumda dışsal fayda ağırlıklı kamusal hizmetlere yönelimleri zayıflamaktadır. Ayrıca aynı kaygıya bağlı olarak, kısa süreli çözümler üretilmesi, belediyelerin halkın gözü önündeki yatırımlara ağırlık vermeyi tercih etmesi, kentsel çevrenin inşasını bütün olarak zorlaştırmanın yanında sürekliliğin de sağlanmasında etkinliğini azaltmaktadır. Ayrıca özellikle kentsel planların yapılması, onaylanması ve yürürlüğe konması sırasında, belediye başkanlarının ve meclislerinin seçilmiş olması, 128 DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013 Çevre Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2007, s.78. 113 bu süreçlere kişilerin ve çıkar gruplarının müdahalesini kolaylaştırmaktadır. Bunun sonucunda da kentsel planları asıl amaçlarına aykırı sonuçlar doğrulabilmekte, toplumsal yönü ağırlıklı olan hizmetler aksatılabilmektedir. 4.3. KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINDA YÖNTEMLER Kentsel çevrenin inşasında önemli olan doğal çevrenin korunarak yapay çevre ile uyumlu ortamlar oluşturmak temel amaçtır. Doğal çevre ile uyumlu kentsel büyüme ise ancak düzenli ve sürdürülebilir bir planlama ile mümkündür. Yeni planlama anlayışının egemen olduğu katılımcı ve çok yönlü bütüncül planlama, bilimsel temellerle çalışabilen yeterli kapasitede bir belediye yönetimi ile sağlıklı kentsel çevrenin üretilmesi mümkün olacaktır. Planlama ile elde edilen kentsel çevre, * Kentlerin sağlıklı yaşam şartlarını tehlikeye sokan genişlemesine engel olunmasında, * Kentsel alanlar ile barışık uyumlu yapılanmanın meydana getirilmesinde, * Ekonomik ve sosyal hayatın daha verimli bir şekilde kullanılmasının sağlanmasında önemli katkı sağlayacaktır. Kentsel Planlamanın sadece doğal ve yapay çevreyi belirli bir alanla sınırlı olarak şekillendirmediği, aynı zamanda tüm sosyal ve ekonomik yaşamı ilgilendiren karar olduğunun farkında olarak hareket edilmelidir. Kentsel Planlamanın basit bir arazi düzenlemesi ve bu araçlarla artan kentsel nüfusun barınma ve yaşam ihtiyaçlarını kısa dönemde karşılamaya yönelik olmadığı anlaşılmalıdır. Uzun dönemli sağlıklı bir kentsel yaşam için gerekli olan kentsel çevreyi inşa etmek amaçlıyorsa; her yönden kentsel beklentileri karşılayan bir yapı ve uygulama içinde olmalıdır. Bu da işbirliği katılımcılığı gözeten teknik ve bilimsel verilere dayalı olarak, geniş çerçeveli çok boyutlu bir planlama gerektirir. 114 Bu çerçevede kentsel çevrenin inşasında planlama vazgeçilmez bir seçenektir. Planlamanın başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi, kentsel çevreninde başarılı bir şekilde inşası ile doğru orantılıdır. Bu nedenle planlamanın kentsel çevrenin inşasını gerçekleştirilmesinde istenilen katkıyı sağlaması için hem kendi yapıcı özelliklerinden yararlanılması hem de, planlamanın başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesine yönelik önlemlerin alınması gerekmektedir. 4.3.1. Planlamanın Yapıcı Özelliklerinden Yararlanılması Planlama temelinde, insanları ilgilendiren bir konunun düzenlenmesine yönelik olarak yapılmaktadır. Bu nedenle insanlar üzerinde belirli oranda etkisi vardır ve bunlar insanların bireysel iradelerinin dışında gerçekleşmektedir. Bu noktada, bütün kentsel yapıyı şekillendiren ve etkileyen planlara o çevredeki insanlar planlama sürecine zorunlu olarak katılmak ve planların yönlendirmelerini kabul etmek zorundadırlar. Bu nedenle kentsel çevreye odaklanmış bir planlamanın, her hangi bir müdahaleye maruz bırakılmadığı durumda toplumsal olarak kentsel çevreninde inşasını gerçekleştirilmesine katkısı büyük olacaktır. 4.3.1.1. Toplumsal Dinamiklerin Sürece Dâhil Edilmesi Kentsel çevre yapısı gereği dinamiktir ve kent içerisindeki tüm faktörlerden etkilenmektedir. Bunun yanında planlama doğrudan kentin nedeni olan insanları ilgilendirmekte ve dolayısıyla kentsel çevrenin yapısı üretimi ve devamı da insanların dolaylı yâda doğrudan ilgili olduğu alandır ve yaşamaları açısından önemlidir. Bu yüzden kentsel çevrenin inşasında ve kentsel sağlıklı yaşam koşulları sağlamasında bir yatırım gibi ortaya çıkan maliyetlerin bu koşullardan etkilenen tarafından karşılanması esastır. 115 Bu çerçevede planlama ile insanların kentsel çevre üzerindeki yükümlülükleri de belirlenmiş olmaktadır. Planlamanın bir hukuki otorite olarak norm olarak değerlendirildiği durumda kentsel çevre açısından vazgeçilmez bir yönünde ortaya çıktığı görülür. Öyle ki kentsel alanlarda kentsel çevreye karşı insanların yükümlülükleri ve sorumlulukları düzene sokulmakta, insanlarda belirli bir miktarda kaynak aktarmak yanında bazı sınırlamaları kabul etmesi de beklenmektedir. 4.3.1.2. Kentsel Planlamanın Yaptırım Gücünden Yararlanılması Planlamada kamusal otoritenin gücünden yararlanılmalıdır. Planlama yapılması itibariyle kamusal niteliği olan ve kamu çıkarları doğrultusunda şekillenen bu doğrultuda yaptırıma sahip kanuni dayanağı olan belgedir. Bu nedenle planlamanın etkinliği için kamusal gücünün varlığı öne çıkarılmalıdır. Türkiye’de kentsel planlar temelini Kanunlardan almakta ve ilgili birimlerde kabul edildikten ve onaylandıktan sonra, kentte yaşayan herkesi bağlayan bir hukuki belge niteliği kazanmaktadır. Bu nedenle belediyelerin kamusal nitelikteki çevresel hizmetlerin sunumunu kolaylaştırmada ve kentsel hayatı kentsel çevrenin inşası doğrultusunda yönlendirme de etkin bir araçtır. Belediyelerin kentsel çevre unsurlarını dikkate alarak yaptıkları planları, uzun süre belirlenmiş amaçlar doğrultusunda sürdürmelerinde önemli bir güçtür. Bu gücün sürekliliğinin sağlanması, planların uygulanmasının istikrarının kentsel çevrenin sağlıklaştırılması amacı dışında daha başka hukuki düzenlemeler ve plan değişiklikleri ile bozulmamasına bağlıdır. 4.3.1.3. İmar Planlamasının Öngörüsel Özelliğinden Yararlanılması Bütün plan türleri geleceğe yönelik belirsizliklerin giderilmesi için oluşturulur ve planların uygulanması durumunda o konu ile ilgili gelecekte yapması gerekenler önceden belirlenmiş olmaktadır. “Arazi kullanım planlaması sistemlerinin hangisi olursa olsun avantajlarından biri de 116 belirsizlikleri ortadan kaldırmasıdır.”129 Bu şekilde kentin muhtemel genişleme alanı tespit edilirken, kentsel çevre açısından gerekli alt yapılar kurulurken diğer taraftan doğal ortamın tahribatı engellenmiş olacak ve kaçak yapılaşmanın önceden önüne geçilmiş olacaktır. Burada planlamanın kentsel genişleme öncesinde yapılması inandırıcılığı ve uzun dönemli uygulanması sağlıklı bir genişleme için vazgeçilmezdir. 4.3.2. Kentsel Çevrenin İnşasıyla ilgili Yöntemler Planlamanın kendinden gelen olanaklardan yararlanılmansın yanında, planlamanın kendi yapısından ya da dışsal etmenlerden kaynaklanan sorunlarda mevcuttur. Planlama güçlü etkilere sahip ekonomik, sosyal ve kültürel boyutu olan unsurları içinde barındırır bu nedenle yapılması ve uygulanmasında önemli sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu sorunların ortadan kaldırılarak, sürdürülebilir kentsel yapı ve çevre oluşturulmasına odaklanılmasının sağlanması gerekmektedir. Bu çerçevede ortaya çıkan sorunlara karşı çözüm önerileri geliştirilmiştir. 4.3.2.1. Yerel Yönetim Teşkilatının güçlendirilmesi Kanunlarla planlama ve kentsel çevre konusunda belediyelere önemli görev ve yetkiler verilmiştir. Bunun sonucunda belediyeler planlama ve çevre politikalarında teşkilat olarak güçlü bir pozisyonda bulunmaktadır. Kent planlamasında temel yapıcı ve uygulayıcı otorite konumundaki belediyeler her düzeyde farklı görev ve sorumluluklara sahipken bu görev ve sorumlulukların üstesinden gelecek yeterli kapasiteleri olup olmadığı tartışmalıdır. İdari açıdan ele alınması gereken önemli bir konu, belediyelerin iç kurumsal yapısındaki çevre ile ilgili birimlerin kapasiteleri ve teknik 129 Alan W. Evans, Economics and Land Use Planning, UK, Blackwell Publishing, 2004, s.171. 117 altyapılarının yerel çevre hizmetleri açısından değerlendirilmesi konusudur. Belediyelerin bünyesinde yer alan söz konusu idari birimlerin (çevre daireleri, sağlık daireleri, İmar daireleri vb.) etkin olarak çalışabilmeleri için kapsamlı ve bütünleşik bir çevre programına ihtiyaç duydukları bilinen bir gerçektir.130 Özellikle idari, maddi, teknik açıdan bu uyumluluğu değerlendirilerek her düzeyde belediyelerin görev ve sorumluluklarını yerine getirecek derecede güçlendirilmesi gerekmektedir. İdari açıdan bakıldığında, Türkiye’de sadece idareler ve yerel idareler farklı kamusal kimlik altında teşkilatlanmamış aynı zamanda yerel idarelerden biri olan belediyelerde kendi içinde farklı birimler oluşturmuştur. Bu yüzden bu farklı idareler tarafından farklı ya da aynı nitelikte planlar yapılmaktadır. Bu nedenle farklı düzeyde ve nitelikte planlar arası eş güdümün sağlanması hem idareler arasında hem de belediye içerisindeki birimler arasında iş birliğinin sağlanması gereklidir. Belediyelere kentsel planlama alanında hemen hemen tüm görev ve yetkiler verilmiştir. Ancak belediyeler açısından bu önemli görevlerin üstesinden gelebilecek teşkilatının olması da gerekmektedir. Bu nedenle belediyenin planlama ve çevre ile ilgili görevler üstlenen birimlerinin idari kapasitelerin yeterliliği gerekmektedir. Bu tür teşkilatlara sahip olan belediyelerde ise yeterli sayı ve donanımda mimar, inşaat mühendisi, şehir plancısı, çevre mühendisi gibi planlama, tasarım ve kentsel çevre ile ilgili yetişmiş personelin olması gerekmektedir. Kentsel planların sadece yapımı ve uygulaması değil aynı zamanda uygulama ve sonuçlarının denetlenmesi çıktılarının beklentiler doğrultusunda sonuç verip vermediğinin bu şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Planlamanın amaçlar doğrultunda gerçekleşmesine yönelik bir önleme 130 Nuran Talu, Avrupa Birliği Uyum Sürecinde Türkiye’de Çevre Politikaları, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Ankara, Kardelen Ofset, 2006, s.124 118 mekanizmasıdır. Bu nedenle belediyeler denetim birimleri kurarak, planlama sürecinde alınan sonuçlara göre beklentilerden sapmalar tespit edebilmelidir. Ekonomik açıdan bakıldığında planlama kentsel çevrenin inşasına yönelik önemli finansman kaynakları (düzenleme ortaklık payı ve katılım payı) sunmaktadır. Planlama ve alt yapı çalışmaları sonucunda meydana gelen rantın da kentsel çevre ye yönelik olarak kullanılması ve yöneltilmesi de kentsel çevre açısından doğal kaynak oluşturacaktır. Bu bağlamda belediyeler tarafından üretilen arazi ve arsalar kentsel çevre oluşumu gözetilerek yapılanmalıdır. Özellikle kent planlarının yapılmasında uygulanan düzenleme ortaklık payı doğrudan kentsel planlamadan elde edilen ve mutlaka kentsel çevre için uygulanması gereken bir ekonomik kaynaktır. Belediyelerin arazi ve arsa düzenlemeleri için yaptığı kentsel planlar sonucunda elde edilmesi gereken payların önemli bir kısmı arsa sahibi ya da aracı konumundaki kişilere gittiği ortadadır. Kentsel çevrenin inşasına yönelik olarak yapılan kentsel planlar sonucunda bu amaca yönelik olarak ortaya çıkan ranttan gerekli payı almakta katı davranması gerekmektedir. Düzenlenen alanlar için ihtiyaç duyulan alt yapı ihtiyaçlarının, parkların, sosyal donatı alanların karşılanması için en önemli olan bu kaynak kentsel genişleme açısından da orantılı olduğu için kentsel genişlemede meydana gelen aksanlıkları da çözecek niteliktedir. Teknik yeterlilik açısından bakıldığında belediyeler önemli kapasite sorunları ile karşı karşıyadır. Hızlı bir şekilde gelişme gösteren bilişim teknolojileri ile karmaşık planlama yöntemleri kullanılabilmekte ve ihtiyaç duyulan her türlü bilgi sayısal olarak edinilebilmekte ve kayıtlama sistemleri geliştirilebilmektedir. Bu sonuçlara hızlı ve kolay şekilde düşük maliyetlere ulaşılması da önemli olmaktadır. Planlamada sürdürülebilirliğin sağlanması açısından ihtiyaç duyulan bilgi birikimi sağlanırken bu bilgilere düzenli bir depodan ulaşılması da mümkün olduğundan eskiye göre önemli avantajlar 119 oluşturmaktadır. Aynı zaman da bilgi alışverişi planlama birimleri ve kademeleri arasında uyum ve işbirliğini de güçlendirecektir. Belediyelerin bazılarının da ölçek sorunu yaşadığı ve personel ve araç gereç yetersizliği ile karşılaştığında veya planlamanın daha geniş alanda yapılması kentsel çevre açısından faydalı olduğu durumlarda, birlikler kurması ve beraber çalışması uygundur. Türkiye açısından değerlendirildiğinde ilgili düzenlemeler de işbirliği ve yardımlaşmaya açıktır. 4.3.2.2. Yeni planlama Yaklaşımlarının Kullanılması Nüfus artışı, kentsel genişleme ve büyüme sürecinde ortaya çıkan kentsel çevre sorunları, insan ve onun oluşturduğu çok ilişkili toplum ve bunun doğal çevre ile ilişkisi ve etkileşimi bütün değişkenler ve etkileşimi içerisinde değerlendirilerek, kentsel çevreyi oluşturma geliştirme ve koruma için meydana getirilen düzenlemelerin gelişmeye açık ve katılımcı olması gerekmektedir. Bu faktörler arasındaki ilişkilerin tekrar tanımlanması güncellenmesi ve farklı bir bakış açısı ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle yeni dönemde planlamanın temelinde kentsel dengelerin kurulması ekolojik dengeler gözetilerek doğal kaynakların değerlendirilmesi yer almalıdır. “Dengeli ve sağlıklı bir kentsel gelişimi ülke çapında yaygınlaştırmak için imar planları uzun vadeli bir bakış açısıyla, yerel ekonomik ve çevresel koşullar göz önünde bulundurularak hazırlanmalı ve siyasal baskılardan uzak biçimde uygulanmalıdır. Plan yapım sürecinde yer alan aktörler teknik yönden desteklenmeli, halkın sağlıklı kentsel yaşam konusunda bilgi sahibi olması sağlanmalıdır. Dengesiz kentleşmenin olumsuz etkileri ile ilgili çalışmalar desteklenmeli, bu konuda bilgi düzeyini artırıcı çalışmalarda bulunulmalıdır.”131 131 DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013, Çevre Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2007, s.78. 120 Klasik planlama anlayışının toplumsal dinamiklerin hareketlerine tepki verebilecek esneklikten ve duyarlılıktan uzak kalması, bilimsel verilere dayanılarak değişken unsurların kentsel çevre üzerindeki etkisini ölçmemesi sonucunda sürekli olarak kentsel çevrenin inşasını engelleyici konuma bürünmesi, planlamanın mantığına aykırıdır. Bu nedenle çok yönlü, bütüncül, stratejik yaklaşım içerisinde bulunan bir planlama yaklaşımının takip edilmesi böylece kentsel çevrenin inşasının daha planlama aşamasında dikkate alması ve uygulanması sürecinde bu yönde sonuçlar üretilmesinin önünü açmaktadır. Yeni planlama yaklaşımlarının reel olarak planlara yansıtılması zordur. Ancak söylem ya da amaç olarak kentsel planları yönlendirmekte, kentsel çevreye odaklanılmasına en azından konunun içine katılmasına yardımcı olmaktadır. Yapısal sonuçlar açısından bakıldığında da olumlu sonuç alınabilecek hukuki zemin ve planlama konusu ve halkın ve yöneticilerin, plan yapıcıların bilinçli yaklaşımları birlikte değerlendirildiğinde kısa ve uzun dönemde kentsel çevre açısından katkısı büyük olabilmektedir. Özellikle Türkiye açısından değerlendirildiğinde bir çeşit plan olan ve uygulamaya yönelik olan arazi ve arsa düzenlemeleri, kentsel yapıyı şekillendiren ve mevcut yapıyı değiştirebilecek güce sahiptir. Bu yüzden doğru değerlendirilip uygulandığında kentsel çevre oluşumu açısından belirleyici olabilir. 4.3.2.3. Planlamada Kentsel Bilgi Birikimi Sağlanması Kentsel bilgi sitemi kurularak kentsel bilgi ve verilerin saklanması ve bu şekilde kentsel değişme yönünün ve ihtiyaçlarının tespit edilmesi sağlanmalı ve bu tespitlere göre envanter oluşturulmalıdır. Bu çerçevede yeni kullanılmaya başlanan coğrafi bilgi sistemleri kentsel planlama ve çevrenin yönetimi açısından önemli veriler sağlayabilmektedir. 121 Kentsel planlama yapılırken kullanılacak verilerin ve analizlerin doğru, tutarlı ve karşılaştırılabilir şekilde elde edilmesi için coğrafi bilgi sistemleri (CBS), kentsel bilgi bankası, alt yapısı sağlanarak, planlama süreci uzun dönemli gelişmelerin değerlendirilmesi ve kentsel hareketlerin bir biri üzerine etkilerinin tespit edilmesinin sağlanması gerekmektedir. “Yerel yönetimler karar verme, planlama, tasarım, araştırma, uygulama, arşivleme çalışmalarında coğrafi bilgi sistemleri kullanarak veri toplama, bilgisayar ortamına aktarma, depolama, veri tabanı olarak yapılandırma işlemlerini gerçekleştirilmesine yardımcı olmaktadır.”132 4.3.2.4. Gereken Şartlar ve Ölçülerde Planların Yapılması Kentsel planlama ölçütleri, kentsel genişlemenin ve hareketlerin yönleri ve hızları önceden tahmin edilerek gelişmelerle uyumlu ve kentsel dengeleri bozmadan kentsel çevrenin kalitesini artıracak şekilde olmalıdır. Ayrıca kentsel planlama ölçütlerinin her kentsel yapılanma ve gelişmelere göre farklı değerlendirilmesi gerekmektedir. Kentsel planlama her ne kadar ulusal ya da bölgesel düzeyde planlara bağlı olsa da temelinde yerellik olduğundan, yerel özelliklere karşı duyarlı olmalıdır. Her kentin yapısı diğerinden farklıdır bu nedenle sağlıklı bir kentsel çevre inşası için, kentlerin yapıları doğru analiz edilmeli, her kentin kendine özgü sorunları ve yapısına göre farklı ölçekte ve içerikte planlamaya gidilmelidir. Türkiye’de kentsel çevre açısından önemli planlardan olan uygulama imar planları 1/1000 ölçüsünde yapılmaktadır. Ancak bu ölçekte planların kentsel çevreye yönelik olarak yapılması gerekenler için yeterli açıklık ve ayrıntıda olmamaktadır. Daha yüksek ölçekli planlar yapılarak kentsel çevreyi ilgilendiren konularında kentsel planlara alınması gerekmektedir. Ayrıca 132 Türksel K. Bensghir, Aslı Akay, Yerel Yönetimlerde Çoğrafi Bilgi Sistemleri Türkiye Uygulamaları, TODAİ, Ankara, 2007, s.94 122 büyükşehir belediyelerince yapılan ve kentsel çevrenin şekillenmesinde en önemli role sahip nazım İmar planları hem kent içi çevreyi hem de ilişkili alanları düzenlediği için bütünleşik bir planlama anlayışı sergilemelidir. Belediyeler planlama yapılmadan önce kentsel gelişmenin boyutlarının uzun dönemli olarak tespit edilerek, yeterli alanın planlama kapsamına alınması, böylece planlama dışı kentsel genişlemenin önüne geçilmesini sağlamaktadır. Ayrıca kentsel planlar içerik olarak, tüm kentsel ve çevresel unsurları dikkate alan stratejik bir yaklaşımla bütünleşik planlama anlayışına odaklandığı takdir de, büyük kentsel alanlarda kentsel çevrenin inşası için gerekli ihtiyaçları karşılayan, ölçü ve şartlarda bir planın yapılması sağlanacaktır. 4.3.2.5. Katılımın ve İşbirliğinin Sağlanması Belediyelerin katılımcı özelliği sayesinde daha kolay uygulamaya konulabilecek ve uzlaşı ile oluşan bir kentsel yapılanmada hem kentsel çevrenin inşası hem de korunması açısından önemli bir planlama tekniğidir. Bu şekilde yerel sorunların üzerine gidilirken diğer taraftan küresel anlamda değişmelerle birlikte belediye sınırları dışı ile de iletişim içinde olmak hedeflenir. İletişimsel planlama düşüncesinin temelinde kentsel yaşam alanı içerisinde yer alan tüm bireylerin fikirlerinin göz önüne alınması yatmaktadır. Bu şekilde kentsel çevre konularında, mahalle ve konuta kadar inen bir kolektif düşünce meydana gelmektedir. Bu şekilde kentsel çevre ve planlama ile ilgili geniş pratiği olan bir kaynak sağlanabilmektedir. Bu şekilde yerel olarak potansiyellerin o alandaki kentsel çevre oluşumunda kullanılması da mümkün olmaktadır. Kentsel planlama kentsel çevrenin şekillenmesini sağladığı için, yerel düzeydeki tüm aktörleri de bağlamaktadır. Bu nedenle halkın sivil toplum kuruluşlarının da planlama sırasında fikirlerinin ve onaylarının alınması 123 planlamanın halkın geneline yönelik olan kentsel çevrenin daha sağlıklı inşasında önemli rol oynayacaktır. Bu şekilde halkın planlama ve uygulama ve denetim sürecinde katılımı da sağlanmış olacaktır. Kentsel çevre konusunda katılım önemli bir gelecek ve bilgilendirme ve bilinçlenme kaynağı olduğundan kentsel çevrenin geleceği açısından da yeni kuşaklara aktarılan önemli bir bilgi ve miras olacaktır. Demokratik yapılı bir planlama anlayışı ile kamusal alan olan kentsel çevrenin kurulması kolaylaşacak kişisel çıkar ve rantların önüne geçilmiş olacaktır. Kentsel planların yapılmasında uzmanlaşmış olan odalar, meslek birlikleri, üniversiteler bilimsel katılımcılıkta önemlidir. Çünkü meslek odalarına bağlı çalışan kent plancıları peyzaj mimarları, mimarlar, mühendisler ve onarlın kentsel çevre üzerine yaptığı çalışmalar ve yayınları sürekli araştırmaların ürünüdür. Bu yüzden deneyimli ve çevre konusunda bilgi ve düşünceleri olan bu gruplarında kentsel planlamada yeri olması gerekmektedir. Sanayi alanlarının seçilmesi Türkiye açısından ülke düzeyinde dengeli dağıtılmaya çalışılmış olsa da çoğu zaman göz ardı edilmiş ve aktivite bölgeleri ekonomik öncelikler gözetilmeden sektörel verimlilik ikinci planda değerlendirmekten kaçınılmamış bu şekilde bazen tarım alanları bazen turizm alanları sanayi alanları olarak uygulanabilmiştir. Kentsel yapılanma sırasında sağlıklı yaşam koşullarının sağlanmasına yönelik olarak çevresel değerlerinde hesaba katılması, tek yönlü çalışmalarla mümkün değildir. Bu nedenle her konuda kentsel yaşama iştirak eden kurum ve kişilerin işbirliğine gerek vardır. Bu şekilde kentsel çevre oluşturma maliyetleri azaltılabildiği gibi, kaynakların sosyal sorumluluk çerçevesinde kullanımı da sağlanır. Sağlıklı kentsel çevrenin elde edilmesi, süreklilik gerektiren belirli bir program çerçevesinde, kentsel planlamanın yapılması sırasında kentsel 124 çevre ile ilgili olan tüm kurum kuruluş ve kişiliklerin işbirliği içerinde hareket etmesi ve uyumlu olması gerekmektedir. Çünkü kentsel planlamada hem sadece belediyeler arasında işbirliği gerekirken, belediyeler dışındaki merkezi idareler ve diğer yerel idareler arasında da karşılıklı bilgi alış verişi de gerekmektedir. Ayrıca ekolojik bilincin artırılması ve ekolojik yapının desteklenmesi için kentsel hayatın temel unsuru olan insanlardan yararlanılması da işbirliğinin başarısı için bir gerekliliktir. 4.3.2.6. Bilimsel Temelli Planlamaya Geçilmesi Çevre konusunun karmaşıklaşması çok yönlü boyut kazanması ve toplumun daha fazla ilgilendiği durumda bunların kanunlara da yansıyan duyarlılığı artmış ve daha fazla üzerinde çalışılması gereken bir konu konumuna gelmiştir. Tüm ekonomik ve sosyal etkilerin çevre üzerinde meydana getirdiği etkiler belirlenmeye ve bu şekilde sorunlar tespit edilerek önlemler alınmaya çalışılmaktadır. Kentsel çevreyi doğrudan etkileyen planlama yönünden de bilimsel temelli araştırma ve analizlerle planlama eyleminin çevre üzerindeki etkileri tespit edilmeye başlanmış ve ona göre düzenlemeler yapılması yönünde irade ortaya çıkmıştır. Kentsel planlamanın aşamasında planlama bileşenleri ve seviyeleri belirlenirken bunların hangi alanlarda etkin olduğu alt yapı, çevre ulaşım belirlenmesi için etkinlik değerlendirilmesi yapılması gerekmektedir. İmar planına konu edilen alanlar ve arazi parçaları ve çevrelerindeki ekolojik değerlerin, doğal kaynakların ve diğer değerlerin analizleri yapılması gerekmektedir. Kentsel planlama da sadece çevre üzerinde doğrudan ilişkilerle bağlantılı bir araştırma da yapmak yeterli değildir. Bunun yanında dolaylı olarak da çevreyi etkileyen değerlerin analizlerinin de yapılması olası denge değişiklikleri tespit edilerek bunarlın kentsel çevre üzerinde meydana getireceği etkilerin tespit edilmesi ve sonuçlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirme yöntemlerinde birisi olan “SÇD (Stratejik 125 Çevresel Değerlendirme) arazi kullanım planlamasının amaçları, stratejileri ve politikaları arasında potansiyel bağlantıları, çatışmaları ve kesişimleri gün yüzüne çıkararak, süreklilik ve uyumluluk meydana getirebilir. SÇD çevresel etkilere duyarlılığı, içeriklerini inceltmek suretiyle, artırarak planlama politikalarının çevresel kalitelerini iyileştirebilir. SÇD arazi kullanım planlarının hazırlanması sürecinde karar vericilere bu konularda bilgi sağlanmasına yardımcı olur.”133 Çevre birbirine bağlı konuları içine alan bir bütünlük içerisinde değerlendirilmelidir. Basit bir yaklaşımla bu ilişkileri ortaya çıkarmak mümkün değildir. Bu nedenle çevre tüm ilişkileri ile planlamaya katılmalı ve planlamanın bu ilişkiler üzerinde meydana getirdiği değişiklikler saptanmalıdır. Bunu ortaya çıkaran yöntemlerden bir tanesi“ Çevresel Etki Değerlendirilmesi” kısa adıyla ÇED’dir. Bu şekilde arazi ve arsaların daha verimli ve yerinde kullanılmasına yönelik olarak planlamanın yapılması düşünülmektedir. ÇED’in kullanılması sonucunda özellikle planlama kapsamına alınan arazi ve arsaların kentsel alanlara dönüştürülmesi durumunda doğal çevrede meydana getireceği etkilerin tespitini sağlamasıdır. Kent planlamasına konu edilen alanlar ve arazi parçaları ve çevrelerindeki ekolojik değerlerin, doğal kaynakların ve diğer değerlerin analizleri yapılması gerekmektedir Ancak analizlerle elde edilen ÇED kararlarının bilimsel yaklaşımlarla belirlenmesi ve böylece kent planlarının kentsel çevre üzerindeki etkisinin belirlenmesi gerekmektedir. 133 Christopher Wood,. “Strategic Environmental Assessment and Land Use Planning: An International Evaluation”, London, Earthscan, 2005. (erişim) http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10129279&ppg, 27 Nisan 2011, s.42. 126 4.4.2.7. Kentsel Çevrenin Sosyal ve Ekonomik Yönünün Dikkate Alınması Bu yüzden kentsel çevre ve belediyelerin kentsel çevre üretimindeki rolü belirlenirken sosyal çevrenin göz ardı edilmemesi ve asıl kentsel çevreyi oluşturan ve şekillendirenin etkenlerin sosyal çevreden etkilendiğini göz ardı etmemek gerekmektedir. Çoğu zaman bu ilişki karşılıklı etkileşim sonucunda, genel itibariyle sosyal çevrenin fiziki çevre üzerinde meydana getirdiği sonuçlar dikkate alınmakta ve kentsel çevrede meydana gelen değişmeler izlenmektedir. Planlama basit bir profesyonel çizim değildir. Sosyal ekonomik, fiziki, biyolojik, kültürel değerlerin hesaba alındığı, mikro ve makro değerlerin dikkate alındığı, geçmiş ve mevcut bilgilerin analizi ile geleceğe yönelik kentsel değerlerin belirlenmesine yönelik çok yönlü uygulamaya yönelik yaptırımı olan bir projedir. Beşeri bir iradenin sonucu olan kentsel planlarla, insanların ekonomik ve sosyal ilişkilerinin doğal çevre ile etkileşimi sonucunda oluşturulan kentsel çevrenin, sosyal ve ekonomik yönünün iyi irdelenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bu unsurların hesaba katılmadığı bir kent planı, bu unsurların beklentileri tarafından daha sonra yönlendirilmeye ya da değiştirilmeye açık olduğundan engelleyebilir. kentsel çevre açısından istenilen sonucun alınmasını SONUÇ Kentsel alanda insanlara temel hizmetleri sunmakla görevli kılınan belediyeler planlama hizmetinin yanında kentsel çevreyi ilgilendiren birçok hizmeti de birlikte sunmaktadır. Yaşanabilir bir kentsel çevrenin inşasına yönelik olan bu görevler bir biri ile ilintilidir. Kentsel yapının kurulduğu yeryüzü parçasına yön veren planlama, başından itibaren kente ve kentsel çevreye de yön vermektedir. Bu süreçte, belediyeler diğer idari birimlerden daha fazla görev ve yetkiye sahiptir. Bu görev ve yetkilerden birisi olan belediyelerin planlama hizmeti, hızlı kentsel genişleme ve arazi, arsa taleplerini doğal çevreye zarar vermeden, kent için en uygun şartlarda sağlayacak bir fonksiyona bürünmektedir. Her ne kadar Türkiye gibi ülkelerde çeşitli hukuki düzenlemeler ya da hukuka karşı eylemlerle planlamanın istenilen sonuca ulaşması zorlaşsa da planlama kentsel çevre açısından her durumda plansız bir kentleşmeden daha iyi sonuçlar vermektedir. Diğer taraftan belediyeler asli görevlerinden olan, çevre oluşturma, koruma ve geliştirmeye yönelik, doğrudan ya da dolaylı olarak sahip olduğu başta planlama olmak üzere görev ve yetkileri yerine getirmede sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Kentsel çevreyi ilgilendiren planlar hiyerarşik bir bağla bir birine bağlıdır ve belediyeler arasında olduğu gibi diğer kurumlarla da farklı plan türleri ve görev ve sorumluluk vardır. Planlamanın doğası gereği uzun dönemli olması, esnekliliğinin görece zayıf olması ve belediyelerin idari, ekonomik ve teknik yapısı birlikte değerlendirildiğinde planlamanın güncelliği, etkinliği, uygulanması ve eşgüdümü sorunları ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bu da kentsel çevrenin inşası açısından istenilen sonucun alınmasını zorlaştırmaktadır. Kentsel çevrenin inşasında belediyelerin karşılaştıkları sorunların ortadan kaldırılması ve daha iyi bir sonucun elde edilmesi için bazı önlemlerin 128 alınması gerekmektedir. Bu konu ile ilgili çevre bilincinin arttırılarak, insanlar açısından kentsel çevrenin oluşturulmasının kentlerin sürdürülebilirliği konusunda şart olmasının gerekliliği anlatılmalıdır. Ayrıca planlamanın kısa dönemli beklentilerden çok uzun dönemli beklentileri karşılamaya dönük yapılması gerekmektedir. Bu yönde hareket etmenin önünde önemli engellerden biri, Türkiye’de uzun dönemden beri geçerliliğini sürdüren, klasik planlama yaklaşımıdır. Uzun dönemde planlamanın değişmeyeceği öngören bu yaklaşım, çoğu zaman çeşitli nedenlerden dolayı planların değişikliğe uğraması sonucunda asıl amacından kaybetmiştir. bilimsel veri sapmasıyla kentsel çevrenin inşasında geçerliliğini Planlamayı daha esnek gören, stratejik bir bakış açısıyla ve tekniklerden yararlanan, tüm değişkenleri birlikte değerlendirerek muhtemel sonuçları katılımcı bir bakış açısı ile göz önünde tutan yeni planlama yaklaşımları, kent planlamasına egemen olmaya başlamıştır. Türkiye’de de özellikle stratejik, bütüncül, sürdürülebilir planlama gibi yaklaşımlarla, planlama kentsel çevreye daha duyarlı uzun dönemli hedefler içermeye başlamıştır. Ancak planlamanın özünde kentsel çevre hala temel teşkil etmemektedir. Buna rağmen özellikle kentsel alanların yenilenmesi, dönüşümü gibi çalışmalarla birlikte, hem kentin sürdürülebilirliğini zedeleyen kalıntılar ortadan kaldırılarak kentsel çevreye uyumlulaştırılmasını sağlamak, hem de kentsel arazilerin daha etkin ve verimli kullanılmasına yönelik amaçlara odaklanarak, doğa ile bütünleşik bir kentleşme hedeflenmektedir. Bu çok yönlü planlama anlayışı, yaşanabilir ve sürdürülebilir kentsel çevrenin kurulmasında önemli bir yer tutmaktadır. Belediyelerin planlama hizmeti, kentsel çevrenin inşasında oynadığı rol, kentsel planlamanın kanuni gücü de düşünüldüğünde öncelikle yaptırıma sahip bir düzenlemedir. Tüm kentsel yapılar ve yaşayanlar açısından kabul edilmesi zorunluluktur. Bu nedenle kentsel planlamanın bu rolünü 129 oynayabilmesi için aynı zamanda tüm toplumsal dinamiklerin planlama içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca planlamanın temel yapıcısı ve uygulayıcısı konumunda olan belediyelerin, planlama konusunda hizmetin sunumunu daha verimli ve etkin yapabilmesi için idari, ekonomik ve teknik olarak kapasitelerinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Belediyelerin yönetimsel ve kuruluş özellikleri birlikte değerlendirilerek idari, mali ve teknik yapıları bakımından yeterli büyüklüğe sahip olmaları sağlanmalıdır. Belediyelerin hizmetleri sunmadaki etkinliği, idari, mali ve teknik olanaklarının yeterliliği, planlamanın baştan itibaren kentsel çevre açısından işlevsel olmasını sağlamaktadır. Öyle ki belediyeler, planlamada bilimsel teknik ve ölçümleri kullanarak, analizlere dayalı ve çok yönlü ilişkileri hesaba kattıkları zaman kentsel çevrenin inşasında önemli rol alabileceklerdir. Çalışmada, belediyelerin planlama hizmetinin kentsel çevrenin inşasında oynadığı rol teorik olarak ortaya konmuş, aralarındaki ilişkiler tespit edilmiş ve bu ilişkilerin daha iyi kurulması ve sonuç vermesi için ne tür konular üzerinde durulması gerektiği, hangi önlemlerin alınması ve hangi konulardan, araçlardan yararlanılması gerektiği üzerine önerilerde bulunulmuştur. Bu çalışmada bu durumun etkisi altında, belediyelerin planlama hizmeti ve kentsel çevrenin inşası arasındaki bağı kurmaya yönelik kısıtlı çalışma, değerlendirmeler ve bilgiler içeren kaynakların taranması sonucunda yapılmıştır. Kentsel çevrenin inşasını amaçlayan bir planlamanın başarıya ulaşmasında katkı sağlayacak bilgiler içerdiğinden, çalışmada bir örnek uygulama yer almasa da bu bağlamda yapılacak çalışmalar için teorik çerçeve oluşturmuştur. Çevre ve insanların eksikliğini yakından hissettiği kentsel çevre her ne kadar son zamanlarda önem kazanmaya başlasa da, sistematik bir yaklaşımla kentsel çevre üzerinde durulmaya başlanması yenidir. Özellikle kentsel çevreyi ilgilendiren konuların bu açıdan değerlendirilmesi göz ardı edilmektedir. Bu çalışmada da konu ile ilgili belediyelerin genel olarak rolü saptadıktan sonra önemli bir belediye hizmeti olan planlamanın rolünü çeşitli 130 açılardan değerlendirerek, bu rolün daha aktif ve etkin oynanması için yapılması gerekenlere açıklık getirmektedir. Ancak kentsel çevrenin sürekli olarak inşası ve yenilenmesinin sağlanması, sadece belediyelerin planlama hizmetinin sonucuna değil, birçok kentsel aktiviteye bağlı ilişkilerin etkisi altındadır. Bunlardan biri olan insanların ekonomik aktivitelerinin, kentsel çevre üzerinde önemli olumlu ve olumsuz etkileri vardır. Ekonomik aktivitelerden kaçınılamayacağından, kentsel çevrenin, kentle bütünleşik bir şekilde inşası ve sürdürülebilirliği açısından çevreye uyumlu, ekonomik sektörlerden (sanayi, tarım, turizm gibi) birinin ya da bir kaçını öne çıkaran kentsel planlar oluşturulabilir. Bu planların uygulanmasını içeren bir örnek projenin geliştirilmesine yönelik çalışma yapmak da mümkündür. 131 KAYNAKÇA AKAY, Aslı; “Çevre Düzeni Planları ve Yetki Sorunları”, Dergisi, Cilt: 40, sayı:3, 2007, s.113–148. Amme İdare AKDENİZ, Halil; “Kentsel Planlama Sürecinde Haritacılığın Yeri ve İşlevi”, (erişim) http://www.hgk.msb.gov.tr/dergi/makaleler/125_2.pdf, 2 Şubat 2011. ALAN, W. Evans; Economics and Land Use Planning, UK, Blackwell Publishing, 2004. Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar ve şehircilik Dairesi Başkanlığı, 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı Uygulamaya Yönelik Çevre Plan Koşulları, 2006. ARAS, Münevver Ö; Metropoliten Çevreye Yayılım Sürecinde Mevzi İmar Planları Ve Plan Değişikliklerinin Kentsel Mekân ve Kentsel Rant Etkileri Ankara Çayyolu Örneği, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri, Şehir ve Bölge Planlama, Ankara, 2008. ARAS, Münevver Özge; Metropoliten Çevreye Yayılım Sürecinde Mevzi İmar Planları Ve Plan Değişikliklerinin Kentsel Mekan ve Kentsel Rant Etkileri Ankara Çayyolu Örneği, Gazi Üniversitesi Fen bilimleri, Şehir ve Bölge Planlama, Ankara, 2008. Asıa-Pacıfıc Forum For Envıronment And Development Expert Meetıng, “Challenges and Opportunities”, Apfed3/Em/03/Doc.5, 10 January 2003, (erişim) http://www.apfed.net, 12 Mart 2011. BADEMLİ, Recai; “Plan Uygulamaları”, Ed. Mimarlar Odası Genel Merkezi; İmar Hukukunda Toplum ve Mimarlık, İstanbul, 2002. BARIŞ, M. Emin; “Kent Planlaması Kent Ekosistemi ve Ağaçlar”, Planlama, TMMOB Yayını, 2004/5, 2004, s.156-163. BARTON, Hugh, TSOROU, Catherine; Sağlıklı Şehir Planlaması, Çev. Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği, Dünya Sağlık Örgütü, Spon Pres, 2000. BAŞARAN, İsmail; “Belediyeler ve Sağlıklı Bir Çevre”, Yerel Siyaset Dergisi, Kasım, 2008, s.51-54. BAŞOĞLU, Duygu; “Bir Şehir Nasıl Çevreci Olur?”, Çevre Ekoloji ve Yaşam Rehberi, İstanbul, Doğan Burada Dergi Yay. Ve Paz. A.Ş, 2010, s. 38-42. 132 Belediye Arsaları Üzerinde Toplu Konut ve Kentsel Çevre Üretimi ve Kredilendirilmesine Dair Yönetmelik, R.G. Tarihi: 14/11/1992, Sayısı: 21405 (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/21274.html, 21 Nisan 2011. BENSGHİR, Türksel K., AKAY, Aslı; Yerel Yönetimlerde Çoğrafi Bilgi Sistemleri Türkiye Uygulamaları, TODAİ, Ankara, 2007. BİGİO, Anthony G, DAHİYA, Bharat; “Urban Environment and Infrastructure : Toward Livable Cities”, USA, World Bank Publications, 2004. (erişim) http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10053614&ppg, 25 Nisan 2011. Birinci Çevre ve Ormancılık Şurası Kararları, Antalya, 22-24 Mart 2005. BLOWERS, A; İnequality and Comminity: the missing dimension of sustainable development , Local Environmental sustainabilty, Ed. Susan Buckingham, Kate Theobald, İngiltere, Woodhead Basım Ltd. Şti, 2003, s.235-251. CABE, Helen B; “Linking the quality of public spaces to quality of life” , Journal of Place Management and Development, Vol. 2 No. 3, Emerald Group Publishing Limited, London, UK, 2009, s. 240-248. CARMONA, Matthev, v.d. Public Places- Urban Spaces, The Dimensions of Urban Design, UK, .Architectural Pres, 2003. Asıa-Pacıfıc Forum For Envıronment And Development Expert Meetıng, “Challenges and Opportunities”, Apfed3/Em/03/Doc.5, 10 January 2003, (erişim) http://www.apfed.net, 12 Nisan 2011. ÇETİNER, Ayten; Kentbilimci Gözüyle Çevre, Ed. Ruşen Keleş, İnsan Çevre Toplum, Ankara, İmge Kitabevi, 1997, s.142-149. DÉJEANT-PONS, Maguelonne; “Landscape Convention and Ecological Corridors”, Environmental Policy and Law, 39/3, 2009, IOS Pres, s. 170175. DEVELİOĞLU, Celal; İmar Kanunu 18. madde uygulaması, Ankara, Sizkesen Matbacılık Ltd. Şti, 2007. DİLL, Schuster; Local Environmental Policy, Ed. Josef Thesing and Wilhelm Hofmeıster, Druckerei Franz Paffenholz GmbH, Bornheim, 1996, s.132-166. DOĞAN, Zeynep; Yerel Yönetimler ve Çevre, Türk Belediyeciler DerneğiKonrad Adenauer Vakfı, Ankara, Erk Yayıncılık, 1993. DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013 Çevre Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2007. 133 DPT; Yerel Yönetimler Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, DPT: 2538 . Öik: 554, Ankara, 2001. DURAN, Hacı; “Çevre Sorunu Söylemi Metaforu ve Birleşik Büyük Kentlerde Gündelik Çevre Krizleri”, Yerel Siyaset Dergisi, 2008, s.18-21. EDWARDS, Peggy, TSOUROS, Agis; “Kentsel Çevrede Fiziksel Aktivite ve Aktif Yaşamın Desteklenmesi, Yerel Yönetimlerin Rolü”, DSÖ, (erişim) Http://Www.Skb.Org.Tr/Wp Content/Uploads/2010/07/Kentsel Çevrede Fiziksel A.Pdf13 Mart 201. EKE, Feral, ÜÇER Aslı Gürel; Yerel Hizmetlerin Değerlendirilmesi İçin Bir Çerçeve: Kentsel Yaşam Kalitesi Rehberi, Ulusal Kalkınma ve Yerel Yönetimler, A. Ulusal Yerel Yönetimler Sempozyum Bildirileri 2, Ankara, TODAİE, 2009, s.1175-1190. EKİNCİ, Oktay; Kültürel Miras, İmar ve Belediyelerimiz, Ed. Ayşegül Mengi, Kent ve Planlama Geçmişi Korumak Geleceği Tasarlamak, Ankara, İmge Kitabevi, 2007. ERCOŞKUN, Özge Yalçıner; İmar Planları Yerine Sürdurulebilir Kent Planları, ( erişim) http://www.nuveforum.net/700-mimarlik-bolumu/171993, 23 Aralık 2010. FORESTER, John; “International Planning Studies, Reflections on the Future Understanding of Planning Practice ” Edit: Tüzin Baycan Levent, Peter Batey, Kenneth Button, Peter Nijkamp, Urban Planning Classıcs in Planning 9, Vol. 4, No. 2, Edward Elgar Publishing Limited. UK, 2008, s. 175-193. GRAHAM, Peter; Building Ecology First Principles for A Sustanable Built Environment, UK, Blackwell Science. Ltd. 2003. GÜNEL, M. Halis. ILGIN, H. Emre; Güneş ve Rüzgâr (Erişim) Haklarının Analizi ve Kentsel Planlama Kriterleri Bağlamında Türkiye Önerisi, TÜBİTAK Mühendislik Araştırma Grubu, 2007. GÜNER, Kadir; Kentsel Estetik ve İmge Sürekliliği, , 2002 Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyum Bildirileri, Edit. Mustafa Yeğin, Mimarlar Odası Adana Şubesi, s. 269-283. HOKKACI, Aykut; Sürdürülebilir Planlama ve Bazı Planlama Stratejileri, ed. Güner Gezim, Hakan Alp, Kent Planlama Çevre Koruma Semineri Bildirileri, İller Bankası Genel Müdürlüğü, 1998, s.39-51. 134 HOSPERS, Gert-Jan; “Governance İn İnnovative Cities And The İmportance Of Branding”,Volume 10, Issue 2–3, Innovatıon: Management, Polıcy & Practıce, 2008, s.224–234. ICHİMURA, Masakazu; “Urbanization, Urban Environment and Land Use: Challenges and Opportunities”, Asıa-Pacıfıc Forum For Envıronment And Development Expert Meetıng, Apfed3/Em/03/Doc.5, 10 January 2003, (erişim) http://www.apfed.net, 12 Nisan 2011. İmar Kanununun 18’nci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik, R.G. Tarihi: 02/11/1985, RG. S: 18916 Mk, (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/20359.html, 18 Nisan 2011. İTÜ GRUBU, Ekolojik Dengenin Korunması ve Sürdürülebilmesi Açısından Kentsel Sistemlerin Planlaması, TÜBİTAK DEBAG-86/G, İTÜ GRUBU 1992 RAPORU, 1992. JACKSON, Nancy M; “Goal Diggers”, The American City and Country, Mar 2009, (Erişim) The americancityandcountry.com, Mart 2011, s. 24-31. KALABALIK, Halil; İmar faaliyetlerinin Yerel Hizmet Niteliği ve Yerelleşme Süreci, Ed. Veysel K. Bilgiç, Değişik Yönleriyle Yerelleşme, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2009, s.251-285. KELEŞ, Ruşen, HAMAMCI, Can; “Çevre Politikası”, Kitabevi Yayınları, 2005. KELEŞ, 2008. Ankara, İmge Ruşen; Kentleşme Politikası, 10. Baskı, Ankara, İmge Kitabevi, KELEŞ, İhsan; “Belediyeler ve Çevre Sorunları”, Ed. Veysel K. Bilgiç, Değişik Yönleriyle Yerelleşme, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2009, s.339-363. KIRIMHAN, Sücaattin; Çevre Yönetimi: Nüfus Kaynak ve Çevre İlişkisi, Ankara, Turhan Kitabevi, 2005. KİPER, Perihan; “İmar Planlama Sürecinde Çevre Boyutu”, Kent Planlama Çevre Koruma Seminerleri Bildirileri, 1998, s.51-87. KOCAK, Hüsamettin; “Kentsel Yaşam Kalitesinin Geliştirilmesi İçin Stratejik Çalışma Alanları” Yerel Siyaset Dergisi, (erişim) http://www.yerelsiyaset.com/pdf/temmuz2008/12.pdf 26 Mart 2011. KOOTEN, G. Cornelis van, FOLMER, Henk; Land and Forest Economics, UK, Edward Elgar Publisng Limited, 2004. 135 KORAMAZ, Elif K, TÜRKOĞLU, Handan; Konut Çevresi Tasarımının Sağlıklı Yaşama Etkileri, (erişim) Http://Www.Skb.Org.Tr/WpContent/Uploads/ 2010/07/ Konut CevresiTasarimlarinin Saglikli Yasama Etkileri, 4 Nisan 2011. Koruma Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması Hakkında yönetmelik R.G. Tarihi: 26/07/2005, Sayısı: 25887, (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/23263.html, 6 Haziran 2011. LANDRY, Charles; The Art of City Making, UK, Earthscan, 2007. LOVELL, Jones; “Rebuilding the Unity of Health and the Environment: The Greater Houston Metropolitan Area: Workshop Summary” Ed; Porretto, John, Coussens, Christine M. Washington, DC, USA: National Academies Press, 2005, (Erişim) http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10075867&ppg, 26 Nisan 2011. MARIN, Mehmet C; “Sistem yaklaşımıyla Ekosistemde Enerji ve Maddenin Dönüşümü ve Ekolojik Sorunlar”, Ed: Mehmet C. Marın, Uğur Yıldırım, Çevre Sorunlarına Çağdaş Yaklaşımlar (Ekolojik, Ekonomik, Politika ve Yönetsel Perspectifler), İstanbul, BETA Yayın, 2004, s.31-57. MEŞHUR, Mehmet Çağlar; Arazi Ve Arsa Düzenlemesi (18.Madde Uygulaması) Sürecinin Kentsel Mekân Oluşumu Açısından İrdelenmesi , METU JFA 2008/2, ANKARA,2008, s. 21-38. OECD, Environmental Performance Reviews Turkey, Fransa, 1999. Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik, R.G. Tarihi: 02.11.1985 Resmi Gazete Sayısı: 18916 Mükerrer, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr, 18 Nisan 2011. Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği, R.G. Tarihi: 02/11/1985, Sayısı: 18916 (Mükerrer), (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/20354.html, 18 Nisan 2011. PLATT, Rutherford H.; Toward Ecologıcal Cıtıes, Environment; Jun 2004; 46, 5; ABI/INFORM Global. 2004, s.12-27. POLAT, Erkan; “Planlamada Yeni bir Paradigma Baskısı: Stratejik Mekansal Planlama (SMP)” Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt:19, Sayı:4, TODAİE, Öncü Basımevi, 2010, S. 31-49. REICHER, Christa; “Almanya’da Kentsel Planlama: Şehri ve Çevresini Yeniden Dönüştürmek!”, Çev. Hasan Sinemillioğlu, Planlama Dergisi, 2005/3, Sayı:33, Tmmob Şehir Plancıları Odası Yayını, Ankara, Kardelen Ofset, 2005, s.56-65. 136 ROTMANS, J., VELLINGA, M. Van Asselt, P; “An Integrated Planning Tool For Sustainable Cities”, Environmental Impact Assesment Review, AprilMay, 2000. RYDIN, Yvonne; “Urban and Environmental Planning in the UK”,USA, Macmillan,2003,(erişim)http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10076815& ppg, 27 Nisan 2011. ÖZDEMİR, Semehat;T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Kentleşme Şurası 2009 Genel Kurul Çalışmaları, 2009. ŞENGÜL, Mihriban; “Yerel Düzeyde Çevre Yönetimi ve Belediyeler”, Çağdaş Yerel Yönetimler Cilt 8 Sayı 3, Ankara TODAİE, 1999, s. 91-102. T.C. Bayındırlık Ve İskân Bakanlığı, Mekânsal Planlama Sistemi Ve Kurumsal Yapılanma Komisyon Raporu, Mekânsal Planlama Sistemi Ve Kurumsal Yapılanma 1, Kentleşme Şûrası 2009, Ankara, 2009. TALU, Fatma Nuran; Avrupa Birliği Kentsel Çevre Tematik Stratejisinin Türkıye’de Yerel Çevre Politikalarıyla Uyumu, Doktora Tezi,T.C.Ankara Üniversitesisosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi (Kent Ve Çevre Bilimleri) Anabilim Dalı Ankara, 2007. TALU, Nuran; Avrupa Birliği Uyum Sürecinde Türkiye’de Çevre Politikaları, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Ankara, Kardelen Ofset, 2006. TAM, Deniz; “Çevre Duyarlı Planlamanın ve Deprem Duyarlı Planlamanın Bütünleştirilmesinin Sağlayacağı Faydalar” s.67-74, , Al; Yıldırım, F. B., (1993) “Çevre ve Yerel Yönetim”, T.C. Başbakanlık TOKİ, Planlama Dergisi, Sehir Plancıları Odası, 2004/3, 2004. TEKEL, Ayşe; “Planlama Kuramları ve Metropoliten Planlamaya Yansımaları”, Çağdaş yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 18, Sayı 2, TODAİ, Desen Ofset A.Ş., 2009, s.1-17. TEKELİ, İlhan; Kentsel Arsa, Altyapı ve Kentsel Hizmetler, İstanbul, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2009. TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, Yeni İmar Kanununa Doğru, Şehircilik, Planlama ve İmar Üzerine Yaklaşımlar Sempozyum Kitabı, Kardelen Ofset, Ankara, 2005. TORTOP, Nuri v.d.; Mahalli İdareler, Ankara, Nobel Yayın Dağıtım, 2008. 137 TUNCER, Mehmet; “Gelecek Yüzyılda Biyolojik Yaşam Odaklı Kültür Nasıl Oluşturulabilir? Kent Planlamasının Önemi”, Dünya Şehircilik Günü 24. Kolokyumu, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayını, y.y.y. TURAN, Menaf; Başkentin Gecekonduları: Kentsel Dönüşüm Projelerinin Arka Bahçeleri, Ed. Ayşegül Mengi, kent ve Planlama, Ankara, İmge Kitabevi, 2007, s.389–404. TURGUT, Sırma R. CEYLAN, Eda Ç.; “Gecekondu Alanlarında Kentsel Dönüşüm Uygulamasına Bir Örnek: Küçükçekmece/ Ayazma-Tepeüstü Kentsel Dönüşüm Projesi”, Çağdaş yerel Yönetimler Dergisi, TODAİE, Ankara, Desen Ofset A.Ş., Cilt:18, Sayı:3, 2009, s.23-53. TÜRKOĞLU, Handan; “Sağlıklı Şehir ve Şehir Planlaması” (erişim) www.skb.org.tr, 18 Aralık 2010. ULUĞ, Erol; Çevre Kirlenmesinin Boyutları İnsan Çevre Toplum Ed. Ruşen Keleş, Ankara, İmge Kitabevi, 1997, s. 41-50. United Nations Human Settlemets Programme, UN HABITAT, Plannıng Sustainabla Cities, Global Report on Human Settlements, USA, Earthscan, 2009. USLU, Aysel; Çevreye Dost Mezarlık (Ekolojik Mezarlık) Planlama Yaklaşımları ve Dünya Kentlerinden Örnekler, 5. Uluslararası ileri Teknolojiler Sempozyumu (IATS’09), Karabük, 2009. ÜNAL, Yücel; Türk Şehir Planlama ve İmar Mevzuatının kentsel Dönüşüm ve Deprem ağırlıklı İncelenmesi, Yetkin Basımevi, 2008. ÜNLÜ, Tolga Kentsel Mekânda Değişimin Yönetilmesi (1), ), sayı 2006/2, METU JFA, 2006, s.63-92. WHITE, Rodney R; Building Ecological City, USA, CRS Pres, 2002. WOOD, Christopher; “Strategic Environmental Assessment and Land Use Planning: An International Evaluation”, London, Earthscan, 2005. (erişim) http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10129279&ppg, 27Nisan 2011. YAZAR, Kadir H.; Sürdürülebilir Kent: Göstergeleri, Formu ve Planlama Süreci, Ed. Nilüfer Taş, Murat Taş, Doğa Kent ve Sürdürülebilirlik, Bursa, Cihan Matbacılık Sanayi, 2009, s.115-122. YAZAR, Kadir H.; Sürdürülebilir Kentsel Gelişme Çerçevesinde Orta Ölçekli Kentlere Dönük Kent Planlama Yöntem Önerisi T.C.Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü kamu Yönetimi Ve Siyaset Bilimi (Kent Ve Çevre Bilimleri) Anabilim Dalı Doktora Tezi, Ankara, 2006. 138 YILDIZ, Ferruh; İmar Bilgisi Planlama Uygulama Mevzuat, Ankara, Nobel Yayın Dağıtım, 2007. YOUNG, Stephen C.; The Politics of The Environment, UK, Baseline Book Company, 1993. 1580 Sayılı Belediye Kanunu, R.G: Tarihi 20/05/1930, Sayısı:1498, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 6 Nisan 2011. 2290 Sayılı Belediye Yapı Ve Yollar Kanunu, RG. Tarihi: 21.06.1933, Numarası: 2433, (erişim) http://www.milliemlak.org/cmevzuat/detay/1240/, 6 Nisan 2011 2872 Sayılı Çevre Kanunu, Kabul Tarihi: 09/08/1983, R.G. Tarihi: 11/08/1983, Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 18132, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011. 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu, Kabul Tarihi: R.G. Tarihi: 17/03/1984, Sayısı: 18344, (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/672.html, 21 Nisan 2011. 3194 Sayılı İmar Kanunu, Kabul Tarihi: 03/05/1985, R.G. Tarihi: 09/05/1985, Sayısı: 18749, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011. 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Kabul Tarihi: 10/7/2004, R.G. Tarihi: 23/7/2004, Sayı:25531, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011. 5393 Sayılı Belediye Kanunu, Kabul Tarihi: 3/7/2005, R.G. Tarihi:13/7/2005, Sayı: 25874 (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011. 6785 Sayılı İmar Kanunu, RG. Tarihi: 16.07.1956, Sayısı:9359. (erişim) http://tekyap.com/mevzuat/kanunlar/73-6785-sayili-imar-kanunu.html, 8Nisan 2011. 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, R.G.Tarihi: 2/7/1965 Sayısı: 12038 (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 21 Nisan 2011, 775 Sayılı Gecekondu Kanunu, R.G. Tarihi : 30/7/1966 (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 28 Nisan 2011. Sayısı : 12362 139 ÖZET GÖKMEN Şamil, Kentsel Çevrenin İnşasında Belediyelerin Planlama Hizmetinin Rolü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2011 Yapılan çalışma, kentsel çevrenin inşasında belediyelerin planlama hizmetinin rolü üzerine odaklanmaktadır. Çalışmada planlama hizmetinin, bazı açılardan doğal ve kentsel çevre üzerinde olumsuz sonuçları olsa da, doğru yöntemlerle kentsel alandaki dengeleri ve ilişkileri gözettiğinde kentsel çevrenin inşasında vazgeçilmez bir araç olduğu vurgulanmak istenmiştir. Ayrıca çalışma ile kentsel çevrenin inşasında belediyelerin planlama hizmetinin daha verimli ve aktif kullanılmasına yönelik değerlendirmelerde bulunarak çözüm önerileri üretilmesi hedeflenmiştir. Çalışma kentsel çevreyi şekillendiren ve belediyelerinde görev ve yetki sahibi olduğu fiziki planları kapsamaktadır. Ayrıca, kentsel çevrenin unsuru niteliğinde olan ve kentsel çevrenin inşasında önemli olan etkileşim alanlarını konu edinmektedir. Bunun yanın da Türkiye’deki durum çerçevesinde değerlendirmeler içermektedir. Çalışma teorik bir yaklaşımla, ilgili çalışma, araştırma ve bilgilere yönelik toplanan yazılı kaynaklar çerçevesinde oluşturulmuştur. Belediyenin, görev ve yetkileriyle birlikte değerlendirildiğinde, sunduğu planlama hizmetinin elindeki en önemli araçlardan biri olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Belediye bu aracı kullanarak kentsel çevrenin inşasında önemli rol üstlenmektedir. Belediyenin kentsel çevrenin inşasında, planlama hizmetini aktif olarak kullanabilmesi için; idari, ekonomik ve teknik açılardan güçlü, olumsuz etkilenmeden uzak bir yönetim şeklinde örgütlenmesi gerekmektedir. Ayrıca planların da katılımcılığa ve işbirliğine dayalı, bütüncül, çok yönlü ilişkileri hesaba alan, stratejik ve bilimsel verilerden yararlanan bir yaklaşımla hazırlanması gerektiği anlaşılmıştır. 140 Anahtar Sözcükler 1. 2. 3. 4. 5. Kentsel Çevre Planlama Belediye İmar Kentsel Genişleme 141 ABSTRACT GÖKMEN Şamil, Role of the Municipalities Planning Service on Constructing of Urban Environment, Master Thesis, Ankara, 2011 The study focuses on the role of municipal planning services in construction of urban environment. In the study, it has been emphasized that, although planning service has negative consequences in some ways on the natural and urban environment, it is an indispensable tool when supervise with correct methods in urban areas balances and relations in the construction of the urban environment. Also with the study, municipalities in the construction of urban environmental planning services for more efficient and active use of the assessment are to produce solutions. The study covers physical planning, Shaping the urban environment and municipalities’ owner of the duties and powers. Which are the elements of urban environment and urban environment interaction is important in the construction fields. Also includes the point that the situation in Turkey within the framework of this evaluation. A theoretical approach to the study, relevant work, research and information collected for was created within the framework of written sources. The study has been created by theoretical approach within the framework of written sources that are related with relevant work, research and information As a result, municipality as the unit of government closest to the urban environment has an important role in the construction of the urban environment. Municipality, its duties and privileges are considered together, as one of the most important tools in the hands of its planning service has been concluded. Municipality plays an important role in the construction of urban environment using this tool. Municipality's urban environment, construction, planning to use the service actively, administrative, economic and technical aspects of a strong, far from being affected negatively in the 142 form of a government should be organized. In addition, it has been understood that plans based on participation and cooperation should be prepared according to a approach which account a holistic, multi-faceted account of the relations, Key Words 1. Urban Environment 2. Planning 3. Municipality 4. Reconstruction 5. Urban Sprawl use strategic and scientific data.