tıbbi doküman

advertisement
TIBBİ DOKÜMANTASYON
TIBBİ DOKÜMANTASYON TARİHSEL
SÜREÇ I
Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT
* Tıbbi doküman
* Tıbbi dokümantasyon
* Mısır Dönemi
* Yunan Dönemi
* Grekoromen Dönemi
* Bizans Dönemi
2
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*İnsan ve toplum sağlığı ile ilgili olarak yapılan çalışmalardan
elde edilen bilgileri düzenli bir biçimde kapsamına
belgelere tıbbi doküman denilir.
*İnsan sağlığını ilgilendiren her türlü bilgiyi kapsamına alan
belgelere tıbbi doküman diyebiliriz.
*Bu bağlamda hastalıklar, yaralanmalar, tanı ve tedaviye
ilişkin çalışma ve uygulamalar, koruyucu hekimlik ve halk
sağlığı ile ilgili dokümanların yanı sıra, tıp alanındaki her
türlü buluş, vaka ve çalışmaların yer aldığı yazı, resim, film,
vb. malzeme tıbbi doküman olarak değerlendirilir.
3
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*İnsan sağlığı ile ilgili çalışmalardan elde edilen bilgilerin
bilimsel kurallara uygun olarak toplanması, düzenlenmesi,
saklanması ve gereği halinde hizmete sunulması ile ilgili
işlemlerin hepsine birden tıbbi dokümantasyon
denilmektedir.
*O halde tıbbi dokümantasyon tıbbi dokümanların elde
edilmesi ve onlardan yararlanılmasını amaçlayan tüm
çalışmaları kapsamaktadır. Tıbbi dokümantasyonu diğer
dokümantasyon çalışmalarından ayıran temel fark, tıbbi
dokümantasyonun insan sağlığı ile ilgili olmasıdır.
4
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Sağlık hizmeti almak için sağlık kurumlarına başvuran
kişilere uygulanan tıbbi işlemlerle ilgili bilgileri düzenli bir
biçimde içeren belgelerin bilimsel kurallara uygun olarak
düzenlenmesiyle oluşturulan belge topluluğuna hasta
dosyası denir.
* Hasta dosyasını oluşturan belgeler de insan sağlığına
yönelik çalışmalardan elde edilen dokümanlardır.
*Her hasta dosyasının bir tıbbi dokümandır, fakat her tıbbi
dokümanın bir hasta dosyası değildir.
*Midesinde ülser olan bir hastanın dosyası tıbbi dokümandır.
Ancak, mide ülserini konu alan bir makale hasta dosyası
5
değildir.
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Tıbbi dokümanlar, insan ve toplum sağlığı ile ilgili olarak
yapılan işlemler neticesinde elde edilen bilgileri düzenli bir
şekilde kapsamına alan bilgi ve belge kaynaklarıdır.
*Tıbbi dokümanlar çeşitli şeklide üretilebilir. Hastane ve
diğer sağlık birimlerindeki poliklinik kayıtlarından hasta
dosyasına ve dosyadaki bir rapora kadar olan her belge tıbbi
doküman olarak değerlendirebilir.
* Görüldüğü üzere tıbbi dokümanların kapsamı oldukça
geniştir. Aynı şekilde, kullanım alanları da oldukça fazladır.
Tıbbi dokümanlardan beklenilen faydanın sağlanabilmesi
için, bunların bazı temel özelliklere sahip olması gerekir.
6
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Tıbbi dokümanların temel özellikler şu şekilde sıralanabilir:
1. Tıbbi dokümanlar eksiksiz olarak hazırlanmalıdır.
2. Doğru bilgiler içermelidir.
3. Zamanında düzenlenmiş olmalıdır.
4. Kullanılabilir nitelikte olmalıdır.
5. Araştırma ve bilimsel çalışmalara kaynak niteliğinde
olmalıdır.
6. Kişisel bilgiler içerdiğinden gizliliği ve güveliği
sağlanmalıdır.
7
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Tıbbi dokümanlar tıp tarihine paralel giden bir geçmişe
sahiptirler.
*İnsanoğlu tarihin başlangıcından itibaren hasta ve yaralılara
ait çeşitli bilgi ve tedavi yöntemlerini kaydetme konusunda
olanakları dâhilinde çeşitli uygulamalara başvurmuşlardır.
*Bütün bunlar şekil olarak bugünkü tıbbi kayıtlardan ne kadar
farklı, ne kadar ilkel olsalar, hatta yanlış tedavi
yöntemlerini içerseler bile, sonraki neslin tıp alanında
başarılı olmasını sağlamıştır.
8
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Eski Mısırlılar kafatası ve beynin yapısıyla ilgili bazı
bilgilere sahiptiler.
*Beynin zarları,
*beynin girintili çıkıntılı olduğu,
*beyinde yıkım olduğu zaman karşı tarafında felç
olacağı eski mısırlılar tarafından bilinmekteydi.
9
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Eski mısırlılara bazı hastalıkların tedavisi için hastalara
banyo yapmaları önerilirdi.
*Mısır tapınaklarındaki duvar resimlerinden birinde
hizmetçilerinin yardımıyla yıkanan bir soylu kadın
resmedilmiştir.
*Temizliğe büyük önem verilirdi. Yemeklerden önce ve sonra
ellerin yıkanması bir dinsel kuraldır.
*Mısırlılar Nil’e taparlardı ve bazı hastalıkları Nil iyileştirirdi.
*Tıp alanında en gelişmiş kent Teb idi ve Arapça tıb
sözcüğünün bu kentin adından geldiği sanılmaktadır.
10
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Eski Mısır’da hekimlik sosyalleştirilmişti. Hekimler
devletten maaş alırlardı ve hastalardan ücret
alınmazdı.
*Kimileri hekimliğin “yaşam evi” adı verilen yerlerde
yaşam evi öğretmenlerince öğretildiğinden söz
eder, kimi yazarlar ise hekimliğin babadan oğula
geçen bir meslek olduğunu iddia ederler.
11
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Eski Mısır’da hem sosyal alanda, hem de dinsel
alanda büyünün çok büyük önemi vardı.
*Büyü yalnızca insanların arasındaki ilişkileri
düzenlemekle kalmaz, insanların ölüler ve
tanrılarla ilişkilerini de düzenlerdi.
*Büyüye Hike adı verilmişti ve Hike tanrılaştırılmıştı.
*Ağır hastalar hekime götürülürdü.
12
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Hastalıklar, belirtilerine göre tanımlanırdı.
*Örneğin baş ağrısının nedeni başa cin girmesi, tanrıların
kızması veya başka bir neden olabilmekteydi.
*İyileştirme ise, nedenin ortadan kaldırılması veya
etkisinin giderilmesi demekti.
*Çevredeki pek çok tanrı ve ruhlar sağlık üzerinde
olumsuz etki yaparlardı ve bunlardan korunmak için
büyü kullanılırdı.
13
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Eski Çağlarda medeniyete büyük katkısı olan kişiler,
kendi çağdaşları ve özellikle de kendilerinden daha
sonra gelen çağlardaki nesiller tarafından
ilahlaştırılmışlardır.
*Ayrıca, insanların kendi başarılarını ilahlara
atfetmesi de eski çağların özelliklerindendir.
*Bunun en güzel örneği Mısır’ın tıp ilahı Toth’dur.
14
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Toth, eski Mısır’da daha tıp ilahı olarak kabul edilmemişken,
yazı, icat ve akıl ilahı olması ve ilahların sözcüsü ve kayıtçısı
olması nedeniyle iyileştirme sanatında ün salmıştır.
*Altısı tıbbi konulara ait olmak üzere 36 veya 42 kitabın
yazarı olduğu söylenir.
*Sigerist isimli araştırmacı, bu eserlerin insan vücudundan,
hastalıklardan, aletler ve kullanılmalarından, ilaçlardan,
göz hastalıklarından ve jinekolojik rahatsızlıklardan
bahsettiğini söyler.
*Toth’a ait olduğu sanılan bu eserlerin başkaları tarafından
yazıldığı halde, yazı ilahı olduğu için Toth’a aitmiş gibi
gösterilmeleri de mümkündür. 15
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Kayıtlara göre mısırdaki ilk gerçek hekim Imhotep’tir.
Romalılar ve Grekler, M.Ö. XXIX. Yüzyılda yaşayan bir
firavunun baş veziri, baş mimarı ve tıbbi danışmanı olan
Imhotep’i, Aesculapius(Askülap) ile eşit tutarlar.
*Sir William Osler, Imhotepten “eski çağların sisleri arasında
ortaya çıkan ilk hekim” olarak söz eder.
*Meşhur Egyptologist James Henry Breasted ise Imhotep’i,
Edwin Smith’ın bulduğu papirüsün yazarı olarak tanıtır.
*Diğer adı Hürmüz’dür
16
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
Özetle,
*Eski Mısır’da ölüler mumyalanır,
*dövme yapılır ve
*kulaklar delinirdi.
*Ayrıca masajı ilk defa mısırlılar kullanmıştır.
*Sünnet uygulaması da Mısır’da ortaya çıkmıştır.
*14 yaşına gelen herkesin sünnet olması yasal bir
zorunluluktu.
17
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*En önemli ve en bilimsel papirüstür.
*M.Ö. 1600 yıllarından kaldığı biliniyor.
*Edwin Smith tarafından 19. Yüzyılda bulunduğu için
bu adı almıştır.
*Papirüs Newyork Tıp Akademisi’nde saklanmaktadır.
*Yaklaşık 5 metre uzunluğunda ve 35 santimetre
genişliğindedir.
*Papirüsün her iki yönü de yazılıdır.
18
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Papirüs, “Doktorların gizleri, kalbin devinimleri ve kalbe ilişkin
bilgiler” cümlesi ile başlamaktadır.
*48 cerrahi vakayı kapsayan papirüste bilgiler belirli bir düzen
içerisinde verilmiştir.
*Bütün vakalar başlık, muayene, tanı ve tedavi şeklinde bir
düzen izlemektedir.
*Cerrahi vakalardan 27’si baş yaraları, 21 ise boyun, sırt
omurları, boğaz ve göğüs yaralarından oluşmaktadır.
* Boyun omurlarının çıkıkları sonucu meydana gelen kol ve
bacak felçleri tanımlanmıştır.
*Beynin iki yarım küreden oluştuğu, zarla kaplı olduğu ve
yüzeyinin girintili çıkıntılı olduğu açıklanmıştır.
*Ayrıca omurilik yaralarından bahsedilmiştir.
19
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Papirüste, her yaralanma için önce yaranın adı verilmekte ve
ardından muayenenin nasıl yapılacağı anlatılmaktadır.
*Daha sonra ise iyileştirme yöntemi açıklanmaktadır.
*Papirüse göre muayene sonucu doktor üç türlü karar verebilir:
1. Hastanın iyileşebileceği belirtilip iyileşme yöntemleri açıklar,
2. Yalnızca yaranın iyileşebileceği belirtir,
3. İyileşmenin beklenmediği ve iyileştirme girişiminde
bulunmayacağını belirtir.
*İyileşmenin mümkün olduğu durumlarda iyileşmenin
aşamalarına ilişkin bilgiler verilmekte ve birden çok
muayenenin gerekli olduğu durumlar açıklanmaktadır.
20
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
Kafada Yara
*Başlık: Kafada kafatası kemiğine kadar işlemiş yara.
*Muayene: Eğer kafatası yaralı ve yara kafa kemiğine işlemiş,
fakat kemiği delmemiş bir hasta muayene edersen; bu
muayeneyi ellerinle yapmalısın. Eğer kafatası kemiği hasar
görmemişse, üzerinde çatlak ya da ezik yoksa bu hastalığı
tedavi edeceğini belirt.
*Tanı: Bu kafatasından yaralı olan adam hakkında şöyle
demelisin: “Yara kafatasına kadar inmişse de, yarada ne iki
tarafa doğru açılmış dudak, ..., ne de bir delik yoktur. Bu
yarayı tedavi edeceğim.”
*Tedavi: İlk gün taze etle yarayı sar, daha sonra iyileşene kadar
her gün yağ, bal ve keten tiftiği21ile tedavi et.
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
Boyun Vertebrası Çıkığı
*Başlık: Boyun vertebrası çıkığı.
*Muayene: Eğer boyun çıkığı olan bir hastayı muayene
edersen, hastanın kol ve bacaklarında duyarsızlık
vardır, gözleri kanlıdır ve sperm damlatır.
*Tedavi: Bu hastalık tedavi edilemez.
22
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*En çok tanınan papirüslerden biridir.
*M.Ö. 1550 yılında yazıldığı tespit edilen papirüs, 1872
yılında Teb Şehri civarında bir mezarlıkta bir mumyanın
ayakları arasında bulunmuştur.
*Alman arkeolog Prof. Dr. George Ebers’e satıldığı için bu adı
almıştır.
*Yaklaşık 22 metre uzunluğunda ve 30 santimetre
genişliğindedir.
*Papirüs orijinal bir yazma değildir. Kendisinden önce yazılan
eserlerden meydana getirilmiş bir derlemedir.
*875 reçeteden oluşmaktadır.
23
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Papirüste hastalıkların yalnızca adları ve o hastalığa
uygulanacak reçete ve bu reçetede hazırlanacak terkiplere
katılacak maddelerin miktarları belirtilmiştir.
*Hastalıkların bulgu ve tanısına her reçetede yer
verilmemiştir.
*Dolayısıyla bu çeşit reçetelerin günümüzde hangi hastalığa
denk düştüğü bilinememektedir.
*Ancak, papirüste birçok hastalığın tarifi ve tedavi metodu
da verilmiştir.
*Örneğin; papirüsün bir yerinde Hint yağı ağacının taneleri
hakkında şu ifade yer almaktadır: “vücudun içindekilerini
24
temizlemek için çiğneyip
yutun.”
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Papirüste göz, kulak ve tümörler hakkında ayrıntılı
bilgiler vardır.
*Ayrıca trahom tarif edilmiştir.
*Flaria (kıl kurdu), taenia (şerit) ve ascaris (solucan)
gibi bağırsak kurtlarından söz edilerek tedavileri
anlatılmıştır.
25
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Papirüsün “Yaralar Üzerine” adlı eserden seçilen
bölümlerden oluşan cerrahî hekimliğe ait bölümü,
en tanınmış bölümüdür.
*Bu bölümde kalp ve vücuttaki damar ağından,
urlardan, çıbanlardan, mide hastalıklarından ve bu
hastalıklarda tanıya nasıl varılacağından söz edilir.
*Hastanın birçok kez muayenesinin önemi
vurgulanır.
26
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Ebers papirüsü de Edwin Smith papirüsü gibi
orijinal bir eser değildir.
*Kendisinden önceki devirlere ait bilgileri içeren bir
derlemedir.
*Bu papirüsü önemli kılan, bu günkü makalelere
yakın ve uygun olan en eski papirüs olmasıdır.
27
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*M.Ö. 1900 yılından kalmadır.
*Jinekoloji ve veteriner hekimlik olmak üzere iki
bölümden oluşmaktadır.
28
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Firavun Ramses’in mezarında bulundukları için bu adı
almışlardır.
*M.Ö. 2000-1785 yıllarından kalmışlardır.
*Ramesseum papirüsleri, iki tomardan oluşmaktadır.
*Tomarlardan biri yeni doğanlar ve loğusalarla ilgilidir.
*Yeni doğan bebeklerin yaşayıp yaşamayacağından ve
gebelikten nasıl korunulacağından bahsedilmiştir.
*İkinci bölümde ise romatizma ve eklem hastalıkları
üzerinde durulmuştur.
29
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*M.Ö. 1550 yılından kalmadır.
*Kırık ve çıkıkların sarılmasından söz edilmektedir.
*Kırıkların sarılması için un, bal ve kaymaktan
yapılan bir hamur önerilmektedir.
*Bu hamur kuruduğu zaman sertleşerek kırık
bölgesinin hareketine engel olmaktadır.
*İbn-i Sina bu amaçla bal mumu kullanmıştır.
30
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Bu papirüslerin dışında daha az öneme sahip başka
papirüsler de vardır.
*M.Ö. 1200 yılından kalma Chester Beatty papirüsü,
*M.Ö. 1350 yılından kalma Berlin Papirüsü,
*M.Ö. 1350 yılından kalma Londra Papirüsü
*Göz hastalıklarından söz eden Karlsberg Papirüsü
bunlardan bir kaçı olarak sayılabilir.
31
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Yunanistan’da gelişen tıp, doğrudan yunanlılara has değildir.
*Yunan tıbbı, Mısır, Babil ve Asur uygarlıklarının tıp bilimine
yaptığı katkılardan etkilenmiştir.
*Yunanlılar da, iyileştirme sanatına önemli katkılarda
bulunmuşlardır.
*Ayrıca, çeşitli enformasyon kaynaklarını kullanarak
kendilerinden önce gelen ve yukarıda etkilendiklerini
belirttiğimiz medeniyetlerin tıp uygulamaları hakkında
veriler toplamışlardır.
*Yunan tıbbının bu yönü tıbbi dokümantasyona bir katkısı
olarak gösterilebilir.
32
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Eski Yunan hekimliği başlangıçta mitoloji ile
karışmış durumda idi.
*Hippocrates’a gelinceye kadar Yunan hekimliği din
ve felsefeden ayrılamamıştır.
33
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Homeros döneminde yaşamı sürdüren gücün bir hava olan
(nefes) ruh olduğuna inanılıyordu.
*Bu ruh vücuttan ayrıldığı zaman ölüm ortaya çıkıyordu.
*Bu dönemde kanın yalnızca kirli kan damarlarında
dolaştığına inanılıyordu.
*Temiz kan damarlarında ise hava taşındığı inancı hakimdi.
*Yunan tıp mitolojisinin en şöhretli ilahı Aesculapius’tır.
*Imhotep’de olduğu gibi bir insan mı, yoksa bir efsane mi
olduğu kesin olarak bilinmeyen Aesculapius’ın yaşamından
ümit kesilmiş pek çok hastayı iyileştirdiği, hatta öldüğü
sanılan bazı hastalara yeniden hayat verdiği söylenmiştir.
34
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Homeros, Aesculapius’ın soylu bir kişi olduğunu nakleder.
Ancak, daha sonraları Apollo’nun oğlu olduğuna inanılmıştır.
*Mitolojiye göre Aesculapius, Epione ile evlenmiş ve üç
çocuğu olmuştur.
*Kızının adı Hygea’dır.
*Hygea, sağlığı koruma tanrıçasıdır ve günümüzde sağlık
anlamına kullanılan hijyen O’nun adından gelmektedir.
*Oğullarından Telesphore ise iyileştirme tanrısıdır.
*Diğer oğlu Poladyre’in sağlıkla ilgisi yoktur. Ancak O’nun
oğlu Hippocon hekimdir ve Hippocrates’ın O’nun soyundan
geldiği söylenir.
35
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Eski ressam ve heykeltıraşlar Aesculapius’u bir sopa
etrafına sarılmış yılan tasviri ile resmetmişlerdir.
*Bu tasvir günümüzde de tıp mesleğinin sembolü
olarak kullanılmaktadır.
36
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Aesculapius ekolünden gelen Yunan hekimleri hastalarını
Aesculapia adı verilen mabetlerde tedavi ederler ve o
zamanın anlayışına göre hasta kayıtlarını buralarda
tutarlardı.
*Atina’nın batısında bir liman şehri olan Epidarus’ta M.Ö.
1134 yıllarına ait ve Aesculapius’a ithaf edilen böyle bir
mabet bulunmuştur.
*Bu mabedin harabelerinde hasta isimleri, hastaların
hikayeleri ve iyileşip iyileşmediklerinin kaydedildiği sütunlar
bulunmuştur.
*Bu sütunlar, günümüz hasta dosyalarının ilkel şekilleri olarak
kabul edilebilir.
37
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Aesculapia adı verilen mabetler, hem tedavi
merkezi, hem de hasta kayıtlarının saklandığı
merkezler olarak kullanılmıştır.
* Aesculapia sayısının 200 civarında olduğu tahmin
edilmektedir.
*Epidarus dışındaki en önemli Aesculapia, Ege
Denizi’nde yer alan İstanköy Adası, Cnidus ve
Bergama’da yapılmıştır.
38
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Aesculapia’da hekimliğin nasıl uygulandığı tam olarak
bilinemiyor.
*Genel olarak inanılan konu şudur: Aesculapia’ya gelen
hastalar buralarda birkaç gün konuk ediliyordu.
*Bu arada hastalara uyuşturucular, haşhaştan yapılmış
macunlar veriliyordu ve hastanın düşüne girilmeye
çalışılıyordu.
*Din adamı hekimler, daha sonra hastanın düşüne göre
tedavi planları uyguluyorlardı.
39
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Aesculapia’da adaklar adanıyor, kurbanlar
kesiliyordu.
*Zehri alınmış yılanlara insanlar sokturulduktan
sonra, zehirlenme ortaya çıkmadığı için hastalar
psikolojik etki altına alınıyordu.
*İyileşen hastaların öyküsü levhalara yazılarak
tapınağın duvarlarına asılıyordu.
40
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Aesculapia tapınakları Hippocrates’a kadar
faaliyetlerini sürdürdü.
*Pythagoras ve Hippocrates, bu tapınaklarda
uygulanan hekimliğin ortadan kaldırılması için
büyük çaba harcadılar.
*Ancak, Aesculapia tapınaklarındaki çalışmalar, M.Ö.
birinci yüz yıla kadar önemi azalsa da, devam etti.
41
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Eski Yunanistan’da temeli beden eğitimine dayanan
ve hastalıkları iyileştirdiğine inanılan jimnaz adı
verilen kuruluşlar da vardı.
*Jimnazlarda kırık ve çıkıkların tedavisi de
yapılıyordu.
*Beden eğitimi salonu, hamam ve terleme
salonlarından oluşan bu kuruluşlar günümüz
saunalarından pek farklı değildi.
42
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Hippocrates dönemine gelinceye kadar Yunanistan’da çeşitli
düşünür ekollerle tıp uygulamaları sürdürülmüştür.
*Bunların en eskisi Miletos’lu Thales’dir.
*Thales’e göre her şey sudan meydana gelmiştir.
*Dolayısıyla sağlığı korumak ve bozulan sağlığı yeniden
düzeltmek için suya başvurulması gerekir.
*Bu öğretide suya büyük önem verilmiştir.
*Sıcak ve soğuk su hamamları ile hastalar tedavi edilmeye
çalışılmıştır.
*Miletos Okulu’nun etkisinde kalan düğer bir filozof hekim
olan Heracleitos kükürt banyoları ile cilt hastalıklarını
iyileştirmiştir.
43
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Pythagoras ve takipçileri ise matematiğe önem vermişlerdir.
*Bu ekole göre sağlık, bedeni oluşturan ögelerin dengede
bulunmasıdır.
*Bu denge bozulduğu zaman hastalıklar ortaya çıkmaktadır.
*Pythagoras ekolünden gelen hekimler hayvanlar üzerinde
otopsi, insanlar üzerinde diseksiyon yaparak düşünme
merkezinin kalp yerine beyin olduğunu ortaya
çıkarmışlardır.
*Bazı iç organlar ve gözün yapısı da ilk defa Pythagoras ekolü
tarafından tanımlanmıştır.
44
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Diğer bir düşünür hekimlik okulu da Empedocles
Okulu’dur.
*Bu okulun inancına göre tabiatta dört temel öge vardır.
*Bu dört öge hava, su, ateş ve topraktır.
*Bu dört öge her şeyin aslıdır.
*Bu ögelerin değişimi sürekli meydana gelmekte ve buna
bağlı olarak tüm yaşamsal belirtiler, hastalık ve sağlık
ortaya çıkmaktadır.
45
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Empedocles, kimi yapıtlarda düşünür olarak gösterilir, ancak
daha çok hekimliği üzerinde durulmuştur.
*Evrim teorisini ilk defa O ortaya atmıştır.
*O’na göre ruh ölümsüzdür.
*Ölen kişinin ruhu bir hayvana geçer ve bu suretle de
evrende kardeşlik kurulmuş olur.
*Empedoclesciler bu inançları nedeniyle etyemez, sadece
bitkisel besinlerle beslenirlerdi.
46
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Tıbbın babası olarak kabul edilen Hippocrates, (M.Ö. 460377) İstanköy Adası’nda doğmuştur.
*Yukarıda da belirtildiği gibi, Yunan mitolojisinde
Hippocrates’ın doğrudan Aesculapius’ın soyundan geldiği
söylenir.
*Hayat hikayesi hakkında çok az bilgi mevcuttur.
*Hippocrates’tan yapılan alıntılar, pek çok ülkeyi gezdiğini
göstermektedir.
*İstanköy’de bir tıp okulu kurmuştur.
47
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Yüz yıllardan beri hekimler tarafından yapılan andın yazarı
da Hippocrates’tır.
*Andın bir yerinde “Gerek sanatımın icrası sırasında ve
gerekse sanatımın dışında insanlarla ilişki kurarken
etrafımda olup bitenleri, görüp işittiklerimi bir sır olarak
saklayacağım” denilmektedir.
*Böylece Hippocrates, hastalar tarafından doktorlara
aktarılan bilgilerin ve dolayısıyla tüm hasta kayıtlarının
gizliliğini bu yeminle ortaya koymuştur.
48
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Hippocrates’ın anatomi hakkında bilgisi azdı.
*Yunanlıların ölüye olan saygısı, diseksiyon yapılmasına engel
olmuştur.
*Ancak, bu durum keskin görüşü sayesinde Hippocrates’ın iyi
bir klinik hekimi olmasına engel olamamıştır.
*Klinik gözlemlerin öncüsü olma onuru O’na aittir.
*Tıp konusunda bir bölümü kendisine ait olmasa da ciltler
dolusu kitaplar bırakmış, ortaya pek çok teori atmıştır.
49
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Kendisinden sonra öğrencilerinin yazdığı kitaplar da
O’nun sanılmıştır.
*O’na atfedilen tüm eserler, MS. Üçüncü yüz yılda
İskenderiye’de bir araya getirilmiştir.
*Buna göre Hippocrates’tan 72 başlık altında 153 eser
kalmıştır.
*Daha sonra bu eserler Fransız Littre tarafından
ayıklanmış ve on bir başlık altında toplanmıştır.
50
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Hippocrates’ın olduğu düşüncesiyle toplanan başlıca eserler
şunlardır:
*Hekimlerin Görevleri
*Havalar
*Sular ve Yerler
*Aphorisme (Özlü Sözler)
*Salgınlar (7 yapıttır.)
*Bulaşıcı Hastalıklarda Panzehirler.
*Bunalımlar
*Sıkıntı (Buhran) Günleri
51
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Eski Hekimlik.
*Baş Yaralanmaları
*Kırıklar ve Çıkıklar
*Fetüs
*Sıvıların Kullanılması
*Kemiklerin Yapısı
*Dişler
*Şeker Hastalığı
*Yaralar
*Hemoroit
52
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Bu dönemde hekimlik dünya işleriyle uğraştığı için
önemsenmiyordu.
*Hıristiyanlık inançlarına uygun olarak sadece keşişlerin
hekimlikle uğraşmasına izin veriliyordu.
*Ameliyatların ölüme neden olabileceği ve bu durumda
ölenlerin ruhlarının kaybolacağı gerekçesiyle keşişlerin
cerrahlıkla uğraşmasına izin verilmiyordu.
53
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
GALENOS
*Hippocrates devrinden 600 yıl sonra Roma’da imparatoru
tedavi ederek ünlenen Galen (130-201) adlı bir hekim ortaya
çıkmıştır.
*Galen, İstanköy Adasının 150 mil kuzeyindeki Bergama’da
doğmuştur.
*Galen, Aesculapia ile birlikte İskenderiye’deki tüm
kütüphanelere girme hakkı elde etmiş ve birçok öğrenci
yetiştirmiştir.
54
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Aesculapius yazıtlarını incelemiş ve öğretimini gerçek
vakalar üzerinde yapmıştır.
*Arterlerin gerçek fonksiyonunu ilk defa O’nu tarafından
keşfedildiği söylenmektedir.
*Daha önceleri arterlerde hava dolaştığına inanılıyordu.
*Galen, ölülerin arterlerinin içinin boş, canlıların
arterlerinin içinin ise kan ile dolu olduğunu
göstermiştir.
55
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Bir yazısında safra taşı krizinin belirtilerini
anlatmaktadır.
*Krizin karnın üst tarafından başlayıp omuza doğru
yayılan bir ağrı ile başladığını ifade etmektedir ki, bu
gün için de bu bilgi, safra kesesi taşı semptomu olarak
kabul edilmektedir.
56
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Bu dönemde Romalılar Romana Acta Duirna isimli bir
gazete çıkarmaktaydılar ve bu gazetede günlük
olayların yanı sıra gizli olmayan tıbbi haberler de yer
almaktaydı.
*Romalılar döneminde hasta kayıtlarına sadece yetkili
kişiler bakabiliyordu. Herkes hasta kayıtlarına
bakamazdı.
57
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Bazı yazarlar hastane sözcüğünün ilk defa St. Jerome
tarafından ortaya atıldığını ve 390 yılında Roma’da
Fabiola tarafından bir hastane için yazdığı bir yazıda
kullandığını belirtmektedir.
58
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Yunan hekimliğinin geliştiği son kent olan Korint
M.Ö. 146 yılında yıkılmıştır.
*Bu tarihten sonra Yunan hekimliği Roma’ya
taşınmıştır.
*Yunan hekimliğinin Roma’ya göçünden önce
İtalya’ya hekimler, Anadolu’dan, özellikle Bergama
ve Efes’ten gelirlerdi.
59
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
*Bizans dönemi önemli tıp yazarları arasında Oribasius (325403), Aetius (6. yüzyıl), Alexander (525-605) ve Paul (615690) zikredilebilir.
*Bu dönemde Roma ve Yunan medeniyetlerindeki gerilemeye
bağlı olarak kayıt tutma ve saklama işlemlerinde önemli bir
ilerleme olmamıştır.
*Bu dönemde kayıtlarla ilgili tek çalışma, Hippocrates,
Celsus, Galen ve diğer hekimlerin yazılarının keşişler
tarafından kopyalanarak çoğaltılmasıdır.
60
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
61
Tıbbi Dokümansyon
M.AKBOLAT
SAU İşleme Fakültesi
Download