TÜRKİYE'DE DIŞ TİCARET POLİTİKALARI VE DIŞ BORÇ SORUNU 1980- 1988 Doç.Dr. Ziya Öniş Kasım 1989 Haznedar, Menderes Cd. No: 25/2 34600 Bakırköy-lstanbul Tel: 556 04 43 İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ 1 GİRİŞ 3 L 1980-1988 DÖNEMİ TÜRKİYE EKONOMİSİ 5 1. 1980 Yapısal Reform Programı 2 . Makroekonomik Dengesizlik Göstergeleri ve 1 9 7 3 - 1 9 7 9 Krizinin Kökenleri 3. 1980 Programının Kuramsal Temelleri 4. 1 9 8 0 - 1 9 8 8 Döneminin Anatomisi 5 6 11 15 I L İHRACAT ATILIMI İLE İLGİLİ GÖZLEM VE DEĞERLENDİRMELER 17 1 . İhracat Performansı: Temel Eğilimler 2. İhracatı Teşvik Önlemleri ve İhracat Artışlarını Belirleyen Temel Etkenler 3. ihracat Artışlarını Belirleyen Etkenler: Ekonometrik Sınamalar 4. İhracat Kesiminde Sınırlamalar Üzerine Bazı Düşünceler 17 34 38 ı ı L MALİ REFORM VE KAMU KESİMİ 42 1. 2. 3. 4. 42 53 62 23 Mali Kesim İle İlgili Temel Değişimler Reel Faiz Oranlan ve Kredi-Mevduat Faiz Farkını Belirleyen Etkenler Mali Kesim ve Yatınmlar: Yatın m Fonksiyonları Kamu Kesimi: Finansman Dengesinin Mali Kesim Üzerindeki Etkileri 5. İç Borç Sorunu 66 73 ı V . SERMAYE AKIMLARI VE DIŞ BORÇ SORUNU 76 1. 2. 3. 4. 76 85 97 Sermaye Akımlan ve Dış Borç Sorununun Kökenleri Dış Borç Yapısı ve Göstergeleri Dış Borçlann Vade Yapısı ve Kamu Yatırımları Türkiye Ekonomisinin Dış Borç Göstergelerinin Çeşitli Ülke Deneyimleri Işığında Değerlendirilmesi 5. Dış Borç Sorunu ve Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler 100 110 V. SONUÇ VE POLİTİKA ÖNERİLERİ 124 KAYNAKLAR 127 ÖNSÖZ Ülkemizde 19801i yıllarda uygulanan ekonomi politikalarının ağırlık noktalannı, dış ticaret açı klan n m azaltılması için ihracatın teşviki ile etkili bir faiz politikası ve mali piyasalarda yeni düzenlemelerle, ülke ekonomisinde makro dengelerin sağlanması oluşturmaktadır. Aynı dönem içinde kamu kesimi fi­ nansmanı ve iç borçlar ile dış borçlarda kaydedilen gelişmeler gerek ortaya çıkış nedenleri, gerekse Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri bakımından bilhassa dikkate değer bulunmaktadır. Karşılaşılan ekonomik sorunlann önemli bir bölümünü oluşturan bu kon­ ulara ışık tutmak amacıyla hazırlanmış olan çalışma beş bölümden oluş­ maktadır. Birinci bölümde 1980-1985 dönemindeki temel makro ekonomik göstergeler ve dengelerin tanıtımı, ikinci bölümde, ihracatta gösterilmiş olan performans ile teşvik edici ve belirleyici unsurlann tespiti, üçüncü bölümde mali kesim ile kamu finansman dengesi, yatırımlar ve iç borçlar arasındaki ilişkiler ve uygulanan politikalar, dördüncü bölümde dış ülkelerle karşılaş­ tırmalı olarak kaynak transferleri ve dış borç yükü incelenmekte, beşinci bölümde ise sonuçlar ışığında uygulanmasında yarar görülen politikalara yer verilmektedir. Çalışmayı hazırlamış olan Doç.Dr. Ziya Öniş'e teşekkür eder, elde edilen sonuçlann ekonomik sorunlann kapsamlı bir şekilde anlaşılmasında üyeleri­ mize ve ilgililere yardımcı olmasını dileriz. Genel Sekreter Prof.Dr. İsmail Özaslan GİRİŞ 1980 sonrası dönemde Türkiye'nin dış borçlan önemli boyutlarda artış göstermiş ve 1987 yılında en yüksek düzeyine ulaşmıştır. 1980 yılında 15 milyar 261 milyon dolar olarak belirlenen dış borçlar, 1987 yılında 38 milyar 304 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Dış borçlardaki artışlara paralel olarak dış borç - GSMH oranı da 1988 yılına kadar sürekli artış kaydetmiştir. 1980 yılında yüzde 25.7 olarak gerçekleşen dış borç - GSMH oranı, 1987 yılında yüzde 56.1 gibi yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Sorun, dış borç GSMH kriteri açısından ele alındığında, Türkiye'nin "ciddi borç sorunu olan" ülkeler sınıflandırmasına dahil olduğu ve aynı zamanda Brezilya ve Meksi­ ka gibi Latin Amerika ülkelerinden fazla farklılık göstermediği ortaya çık­ maktadır. Ancak, dış borç sorununun diğer boyutları gözönüne alındığında farklı bir tablonun oluştuğu gözlenmektedir. Örneğin 1988 yılında Türkiye'nin dış borçlarında ve buna paralel olarak dış borç - GSMH oranında bir gerileme söz konusudur. Aynca 1980 sonrasında Türkiye ihracatını ve diğer görün­ meyen kalemler kapsamındaki döviz gelirlerini hızla arttırmış ve ülkenin dış borç ödeme kapasitesinde önemli bir iyileşme gerçekleşmiştir. Döviz gelirle­ rindeki artışlar neticesinde dış borç ana para ve faiz ödemeleri kesintisiz bir şekilde sürdürülebilmiştir. Halihazırda, Türkiye ciddi bir borç bunalımı yaşa­ dıktan sonra önemli boyutlarda ve normal piyasa şartları altında uluslara­ rası finans piyasalarından borçlanabilen nadir ülkelerden biridir. Genelde Türkiye'nin dış borç yapısı Latin Amerika ülkelerinden iki önemli farklılık göstermektedir : (i) İhracat dış borç göstergesi açısından Türkiye çok daha olumlu bir konuma sahiptir, (ii) Ticari bankalara olan borç­ lar, Türkiye'nin toplam dış borçlarının sınırlı bir bölümünü oluşturmaktadır. Dolayısıyla Türkiye'nin söz konusu bankalann yüksek ve değişken faiz uy­ gulamalarına fazla duyarlı olmadığı gözlenmektedir. Türkiye'nin son yıllarda uluslararası piyasalardan tahvil ihracı gibi yeni araçlar kanalıyla borçlanabil­ mesi ülkenin kredi itibannın oldukça yüksek düzeyde seyrettiğine işaret et­ mektedir. Dış borç sorununun gündeme gelmesine paralel olarak, konu ile ilgili bazı önemli araştırmalar gerçekleştirilmiştir (Celasun and Rodrik, 1988; TÜSİAD 1987; Olgun, Togan and Akder, 1988). Türkiye Ekonomisi'ni ince­ lemeye yönelik bir çok araştırmada Türkiye'deki gelişmeleri uluslararası ekonomideki gelişmelerden ve diğer yarı sanayileşmiş ülkelerin deneyimle­ rinden soyutlama eğilimi mevcuttur. Dolayısıyla inceleme çoğu kez tek ülke bazında ve mekanik modeller kapsamında gerçekleştirilmektedir. Çalışma­ mız Türkiye'nin dış borç sorununu mukayeseli bir çerçeve içinde inceleye­ rek bu alandaki önemli bir boşluğu doldurmayı amaçlamaktadır. Türkiye'nin dış borç performansı tarihsel bir perspektif içinde ve farklı dış ticaret ve sanayileşnne stratejileri uygulamış ekonomilerin deneyimleri ışığında ele alına­ caktır. Buna ilave olarak, Türkiye'nin dış borç yapısının sağlıklı bir analizi, 1980-1988 dönemi Türkiye Ekonomisindeki gelişmelerin bir bütün olarak değerlendirilmesini gerektirmektedir. Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin makro düzeyde ele alınması (a) ekonomide ne tür baskıların hızlı borçlan­ maya yol açtığı (b) orta vadede dış borç ödeme kapasitesinin ne tür geliş­ meler göstereceği konulanna ışık tutacaktır. Bu doğrultuda mali kesim, ihra­ cat performansı ve dış borç sorunu arasındaki ilişkiler zincirinin aynntılı bir biçimde incelenmesi gerekmektedir. Finans kesiminde yaşanan darboğaz­ lar ve özellikle kamu kesimi finansman ihtiyaçlarının mali kesim üzerindeki etkileri, Türkiye'nin dış borç sorununu kavramak açısından büyük önem ka­ zanmaktadır. Aynı şekilde, ihracat kesimindeki sorunlar, dış borç ödeme kapasitesini belirlemek açısından birinci derecede önemli bir etken oluştur­ maktadır. Dolayısıyla, çalışmamızın önemli bir özelliği de mali kesim, ihra­ cat performansı ve dış borç sorunu arasındaki organik ilişkileri ortaya koy­ maya yönelik üç boyutlu "yapısal" bir analiz içermesinden kaynaklanmak­ tadır. BİRİNCİ BÖLÜM 1980-1988 DÖNEMİ TÜRKİYE EKONOMİSİ 1. 1980 YAPISAL REFORM PROGRAMI Türkiye Ekonomisi'nde 197011 yılların ikinci yansında ciddi bir dış öde­ meler dengesi krizinin yarattığı ithalat smırlamalan, yüksek boyutlu enflas­ yon ve düşük büyüme hızlarını beraberinde getirmiştir. Dış ödemeler den­ gesi krizi 1977-1979 döneminde doruk noktasına ulaşmış, ancak söz konu­ su dönemde uygulamaya konan istikrar önlemleri süreklilik kazanmamış ve başarılı sonuçlar elde edilememiştir. 1980 yılının ilk ayından itibaren istikrar sağlamaya ve sağlıklı bir büyüme ortamı yaratmaya yönelik bir reform prog­ ramı uygulamaya konmuştur. Talebin kısılması ve devalüasyon yolu ile enflasyonun kontrol altına alınması ve dış ödemeler dengesi açığının kapatılması programın kısa va­ deli hedeflerini oluşturmaktadır. Ancak kısa süreli hedefler programın sade­ ce bir bölümünü teşkil etmektedir. Programın ikinci bölümü piyasa mekanizmasına işlerlik sağlanması yo­ luyla büyüme sürecine süreklilik kazandırmaya yönelik yapısal reform ön­ lemlerini kapsamaktadır. Uygulamaya konan program özellikle IMF, Dünya Bankası ve GECD ül­ keleri tarafından büyük çapta desteklenmiştir. Örneğin 1980-1985 dönemin­ de IMF tarafından 1.7 milyar SDR dolayında kredi açılmış ve 1.5 milyar SDR tutanndaki büyük çoğunluğu kullanılmış bulunmaktadır. Dünya Ban­ kası tarafından "Yapısal Uyum Kredileri" kapsamında 1.6 milyar dolar kredi açılmıştır. Söz konusu krediler dışında gerek resmi, gerek özel kaynaklı dış borçların önemli bir bölümü ertelenmiştir (Kopits, 1987). Yapısal reformların özellikle yoğunlaştığı alanlar şunlardır: (i) Faiz oranları ve döviz gibi kilit fiyatların serbestleştirilmesi, (ii) İhracatı teşvik önlemleri, (İÜ) İthalat rejiminin liberalleşmesi, (iv) Finans kesimi ile ilgili önlemler, (v) Kirlerin genel bütçeden bağımsız çalışmalanna olanak sağlayacak serbest fiyat uygulamalarına geçilmesi, (vi) Vergi reformu. Ancak ithalat rejiminin liberalleşmesi büyük çapta 1984 yılının başında gerçekleşmiştir (Olgun ve Togan, 1984). İthalat rejimi ile ilgili önlemlerin programın ileri safhalarında uygulanması Türkiye deneyimini diğer yansanayileşmiş ülkelerin deneyimlerinden farklı kılan bir özellik olarak nitelen­ dirilebilir. Reform programmın genelde başarılı sonuçlar verdiği birçok incele­ meci tarafından kabul edilmektedir (Olgun ve Togan, 1984: Kopits, 1987). 1980 yılında eksi olarak gerçekleşen büyüme hızı, 1980-1986 döneminde oldukça yüksek düzeylere ulaşmıştır. İhracat alanında gözlenen hızlı ve önemli boyutlardaki artış dönemin en fazla dikkat çeken özelliklerinden bi­ ridir. Dış ticaret hadlerinin aleyhte geliştiği ve dış talebin büyümesi açısın­ dan son derece olumsuz şartlann bulunduğu bir ortamda özellikle sınai ma­ mulleri ihracatındaki hızlı artış önemli bir başarı göstergesi olarak nitelendi­ rilebilir. Çalışmamızda reform programının büyümenin smırlannı belirleyen üç temel boyutu üzerinde durulmaktadır: (a) ihracat teşvik önlemleri ve ihracat performansını belirleyen etkenler, (b) finans kesiminde gerçekleştirilen değişimler ve söz konusu değişimlerin tasarruf ve yatırımlar üzerindeki etki­ leri, (c) sermaye akımları ve dış borç sorunu. 2. MAKROEKONOMİK DENGESİZLİK GÖSTERGELERİ VE 1977-1979 KRİZİNİN KÖKENLERİ 1980 sonrası gelişmelerin sağlıklı bir değerlendirmesinin yapılabilmesi açısından 1977-1979 krizinin kökenlerinin incelenmesi anlamlı olacaktır. Krizin nedenleri üç ayrı başlık altında incelenebilir: (a) içe dönük veya ithal ikamesine dayalı sanayileşme modelinin yarat­ tığı olumsuz etkiler, (b) hatalı makroekonomik politikalar, (c) dış şoklar. (A) İthal İkamesine Dayalı Sanayileşme Stratejisinin Olumsuz Etkileri (Öniş, 1987) Türkiye ekonomisi 1970'li yılların başlarından itibaren ithal ikamesinin ikinci ve zor aşaması olarak sınıflandırılabilecek ara malları ve sermaye mallan ikamesi dönemine geçmiştir. Üçüncü ve Dördüncü Beş Yıllık Planlar incelendiğinde ara ve sermaye malları ikamesine dayalı bir sanayileşme modelini aralıksız sürdürme çabaları açıkça görülmektedir. 1973-1974 pet­ rol krizinin yarattığı olumsuz ortama rağmen herhangi bir strateji değişikliği söz konusu olmamıştır. İşçi dövizleri ve Avrupa Kredi piyasalarından borç­ lanma olanakları gibi dışsal ve tesadüfi etkenler 1970-1979 döneminde yük­ sek boyutlu büyüme hızlarının sağlanmasına izin vermiştir. Olumlu dışsal etkenlerin varlığı ekonominin arz cephesinden kaynakla­ nan sınırlamaları gizlemekte yardımcı olmuştur. Krueger ve Tuncer (1982) tarafından gerçekleştirilen bir araştırmada ithal ikamesi stratejisinin birinci safhasını oluşturan Birinci Plan döneminde (1963-1967) "toplam faktör ve­ rimliliği" büyüme hızı % 3.2 olarak hesaplanmıştır. Ancak Üçüncü Plan dö­ nemine rastlayan 1973-1976 yılları arasında toplam faktör verimliliği büyüme hızının %-1.18 olarak gerçekleştiği görülmektedir. Dolayısıyla ima­ lat sanayiinde verimlilik artışlarının içe dönük sanayileşme stratejisinin ileri safhalarında düşüş kaydettiği çeşitli araştırmalarla ortaya konmaktadır. Bir başka araştırmada, çeşitli dönemlerde sanayileşmenin kaynakları incelenmiş ve ilginç bulgular ortaya çıkmıştır (Celasun, 1983). 1970'li yıllar­ da ithal ikamesi çabalarının kesintisiz sürdürülmesine rağmen ithal ikamesi­ nin büyümeye olan katkısının negatif olarak gerçekleştiği ve ekonominin ithalata olan bağımlılığında bir artış kaydedildiği vurgulanmaktadır. Dola­ yısıyla dış şoklardan bağımsız olarak 1970'li yıllarda uygulanan uzun dö­ nemli sanayileşme stratejisi neticeside ekonominin büyüme kapasitesinde bir azalma olduğu görülmektedir. (B) Hatalı Makroekonomik Politikalar 1973-1974 petrol krizi sonrasında makroekonomi politika uygulamala­ rında bazı önemli hatalar kaydedilmiştir. (i) Arz kökenli dış şokların olumsuz etkileri otoriteler tarafından para ar­ zı artışları gibi talebe yönelik politikalar tarafından önlenmeye çalışılmıştır. Dolayısıyla herhangi bir yapısal uyum sürecine girilmemiştir. Bütçe açıklan ve para arzında meydana gelen önemli artışlar enflasyonu körüklemiş ve dış ödemeler dengesini olumsuz yönde etkilemiştir. (ii) Enflasyon oranındaki önemli artışlara rağmen döviz kuru ve mevdu­ at faizleri sabit tutulmuştur. Aşın değer kazanan döviz kuru ithalatı teşvik edici ve ihracatı caydırıcı bir rol oynamış, dış ödemeler dengesi üzerinde olumsuz bir etki yaratmıştır. Negatif reel faiz oranlan ise tasarrufların ve yatırımların verimliliğinin düşmesine aynı zamanda enflasyonun hızlanma­ sına yol açmıştır (Olgun ve Togan, 1984; Riedel 1987). Politika araçları, makroekonomik dengesizlikler ve büyüme arasındaki nedensellik ilişkileri aşağıdaki grafikte açıkça gösterilmektedir. Politika Araçları ve 1977-1979 Krizinin Kökenleri Büyüme Hızının Düşüşü Tasarrufların ve Yatınmlann Verimlliliğinin Azalmas Dış Ticaret Açığı 1 1 Negatif Reel Faiz Oranları Döviz Kurunun Aşırı Değer Kazanması Sabit Nominal Faiz Oranı Sabit Döviz Kuru Enflasyon j. Para Arzı Artışları Fiyat Kontrolleri KİT ve Bütçe Açıklan Arz Sınırlamalanna Rağmen Yüksek Büyüme Hedefleri 3 E CO 00 CM CM CD I CD CD CD CO o CD N: CD CD ^ c CD CD •43 Co o CD E cr If CO QE Û E T- Ö > O C 3 ^ r ^ C 0 O C ^ C 0 C X ) O ^ o CDC\i^°CO^°CMC0^CsiCM^C\i C/3 Ü CD û 13 N N O "(/) CD CD Ü O > N .Hi o Co < CD CD CL = >- Co ^ CD O CO CD Q 2 -T Co C "E c: . LU .b: c/) 2 > o ^ - J O) CD •55 I CD CD <Dor^iococ3)CDr^ |co^ör-.°ıdcDcx)r^r^ıriır-' ' C O C O C D C D C O I O C M I O I O C M ' ^ iO CD ^ CJ> CD 10 CD h-. ^ C3I 00 1 0 CD 00 CD 00 ^ CD c^J 10 CO CD CO CO CO 1 0 1 0 00 00 ^ h-OOCDOt-CMCO^LOCDr^CX) r^r^r>-cx5cx)ooooa>oocx)oooo s 13 |1 1:1 ^ Q o îr 'o^ (D I ^ ^ CD O r^<Nİ<M'cD^'(Nİ^C\İx-^(Nİ^^ CD Q 00 00 >5) CD I CD ^^co^pcDcgoooo^^ooocD o o ym o^ öE 3= n 3 2 ? - O O X - ' o o T - ( M o ^ ' ^ c d < ^ ^ CD o ^ Û CD s . I I ;< "E I- g )0) c o c 03 Ûû N c: >^ i5 'a3[ ın V- 00 r^cjiqcqcvicDCDcq Q. >l c ^ o ^o ^ S c00o r ^ c i c i c o c D C M o o LU a ( M i n C D ^ C O C M C O l O ^ C M C O C D (D o Ç5 o c cd UJ e jii: LL •+= O) c d E CO o CD 2 : İ N| 0> CD ^. cö cvi 9 ^^'coıriıoodr^^ CD O S C Q — < h - O O C D O ^ C M C O ' ^ L O C D r ^ O O r^r^r^oooooooooooooooooo >< isi (c) Dış Şoklar Türkiye Ekonomisi 1974 sonrasında önemli boyutlarda dış şoklarla kar­ şı karşıya bırakılmıştır. 1973-1974 ve 1978-1979 petrol krizleri ile söz konu­ su şoklara uyum sağlamak amacıyla uygulanan politikalar, ekonominin dış ödemeler dengesi krizine girme sürecine hız kazandırmıştır. 1974-1978 dö­ neminde dış şoklann milli gelire oranı yüzde 5.4 olarak hesaplanmıştır (Balassa, 1984b). Dış şoklann önemli bir bölümü dış ticaret hadlerindeki olum­ suz gelişmelerden kaynaklanmaktadır. Ancak salt dış şokların katkısı fazla abartılmamalıdır. Dış şokların milli gelire oranının artış gösterdiği 19811982 yıllarının başarılı bir döneme rastlaması dikkati çekici ve üzerinde du­ rulması gereken bir gelişmedir. TABLO 3 Dış Şoklann Evrimi ve Kökenleri, 1979-1983 (Yüzde Oranlar) Dış Şoklar-GSMH lâZâ im İMİ 1982 1.5 4.5 7.0 8.2 Dış Şokların Dağılımı (Toplam Dış Şoklann Yüzde Oranlan) Dış Ticaret Hadleri İhracat Hacmi Faiz Oranlan 35.9 5.4 58.7 68.0 58.0 27.2 71.6 4.5 23.8 77.8 5.9 36.3 1979-1982 5.4 70.9 5.2 23.9 KAYNAK: Balassa and Mc Carthy Adjustment Policies in Developing Countries, 1979-1982. An Update. World Bank Staff Work ing Papers, No.675, 1984. 3_ 1980 PROGRAMININ KURAMSAL TEMELLERİ Faiz oranlannın serbestleştirilmesi ve esnek kur politikası, programın kısa dönem istikrar ve uzun dönem büyüme hedefleri arasında köprü kuran iki temel özelliğidir. (A) Reel Kur Değişimleri ve "Bağımlı Ekonomi Modeli" Esnek kur uygulamasının amacı ticarete konu olan malların (T) fiyatını, hizmetler kesimi gibi ticarete konu olmayan mallann (NT) fiyatlanna göreli olarak yükseltip, kaynakların ihracata yönelik alanlara kaymasını sağla­ maktır. P j başlangıç noktası olarak ele alındığında, ticarete konu olan mal­ ların talebinin söz konusu mallann arzından daha fazla olduğu, dolayısıyla dış ödemeler dengesi açığı ile karşı karşıya kalındığı görülmektedir. Ödemeler dengesi açığının kapanabilmesi için pT artışı gerekmektedir. Ti­ carete konu olan mallann fiyatlarındaki artış ihracatı teşvik edecek, diğer ta­ raftan ithal malları fiyatlarındaki artış nedeniyle ithalata olan talebin kısılması mümkün olacaktır. Gerek arz artışlan gerek talep kısılması yoluy­ la dış denge sağlanacaktır. P"^artışı dış ticarete konu olmayan mallar kesi­ minde ilave etkilere yol açacaktır. Ekonominin tam istihdam şartları altında çalıştığı varsayımıyla (T) kesimindeki arz artışına paralel olarak (NT) kesi­ minde arz eğrisi ileri doğru kayacaktır. Buna ek olarak (T) kesiminden (NT) kesime talep kayması söz konusu olacaktır. (NT) kesiminde denge duru­ munda fiyatlarda artış üretimde ise düşüş kaydedilecektir. Devalüasyon göreli fiyatları dış ticarete konu ûlan mallar lehine değiştirerek, ihracatı ve dış ödemeler dengesini olumlu yönde etkilemekte­ dir (P|/PQ > F^^ /F^^ , bknz. Şekil 1). Ancak devalüasyon sonrasında ge­ nel fiyat seviyesinde bir artış gerçekleşecektir. Devalüasyon talep sınırlayıcı para ve maliye politikaları ile desteklenmediği takdirde döviz kurundaki değişimler enflasyonu beraberinde getirecektir (Cline, 1983; Khan, 1987; Ahamet, 1986). (B) Reel Faiz Oranları ve Finans Kesiminin Liberalleşmesi: McKinnon-Shaw Hipotezi Faiz oranlannın hükümet tarafından belirlendiği ve denge faiz oranının altında tutulduğu bir ekonominin özellikleri aşağıdaki şekilde gösterilmek­ tedir. Reel faiz oranı, nominal faiz oranı eksi beklenen enflasyon oranı ola­ rak tanımlanabilir. Nominal faiz oranlarının yüksek boyutlu enflasyona rağ­ men sabit tutulduğu durumlarda reel faiz oranları eksi değerler almaktadır. Reel faiz oranlannın negatif düzeylerde seyrettiği, mali baskı altındaki eko­ nomilerde tasarruflar sınırlanmakta, dolayısıyla yatınmlar ve büyüme hedef­ leri olumsuz yönde etkilenmektedir. Buna ilave olarak mali baskı altında olan bir ekonomide faiz oranlan sermayenin verimli alanlara kaydırılması doğrultusundaki temel işlevini yerine getirememektedir (McKinnon, 1973; Shaw, 1973, Fry, 1980; Khan, 1987). Denge şartları altında oluşan reel faiz düzeyinde kabul edilmemesi gereken projeler reel faiz oranlarının çok dü­ şük olduğu dönemlerde kârlı olmaktadır. Reel faiz oranlarının düşük tutul­ duğu dönemlerde yatınmlann ortalama verimliliği azalmakta, marjinal sermaye-üretim katsayısındaki artış büyüme hızı üzerinde olumsuz bir etki ya­ ratmaktadır. (i) Dış Ticarete Konu Olan Mallar Fiyat Miktar (ii) Dış Ticarete Konu Olmayan Mallar .NT F E Şekil 1 Reel Kur Değişimlerinin Etkileri Miktar Model mali baskmm ortadan kaldırılması için iki temel çözüm yolu olduğunu göstermektedir: (a) nominal mevduat faizlerine uygulanan tavanın kaldırılması, (b) enflasyon oranlannm düşürülmesi. Her iki durumda da reel faiz oranları yükselecek, reel faiz artışlara tasarruflarda ve dolayısıyla yatı­ rımlarda artışa yol açacaktır. Yatın m artışları sonrasında gerçekleşen daha yüksek büyüme hızlannın neticesinde tasarruf fonksiyonu tekrar dışan doğ­ ru kayacak ve dolayısıyla büyümeyi olumlu yönde etkileyen dinamik bir sü­ reç başlatılmış olacaktır. Reel faiz oranlarındaki artışlar paraya olan talebi arttı-racak, mallara olan talebi azaltarak enflasyonun kontrol altına alınmasını kolaylaştıracaktır. (Mc Kinnon, 1973). Yatırımların hacmindeki artışa paralel olarak yüksek getiri oranları olan projelerin seçimi kanalıyla yatınmlann verimliliğinde bir artış kaydedilecektir. Her iki modelde de esnek bir üretim yapısı ve bireylerin fiyat teşvikleri­ ne son derece duyarlı olduklan bir ekonomik yapı varsayımından hareket edilmektedir. Örneğin birinci modelde, göreli fiyatların değişimi neticesinde kaynakların hızla ihracat kesimine kayacağı varsayımı hakim olmaktadır. McKinnon-Shovv modeli ise bireylerin reel faiz oranlarındaki artışlara son derece duyarlı oldukları ve gönüllü tasarruf lan n hızlı artacağı varsayımlan üzerine kurulmuştur. Sonuç olarak her iki model, dolayısıyla reel kur ve faiz oranlanndaki değişimlere ağırlık veren programlar, arz ve talep esneklikleri­ nin yüksek olduğu ekonomiler için geçerlilik kazanmaktadır. Reel Faiz Haddi (r-p' şekil 2 Tasarruflar (S) Y^*'^'^'^^ Mail Baskı Altında Olan Bir Ekonominin Özellikleri Not: F Faiz hadlerine uygulanan tavan nedeniyle ortaya çıkan sınırlamayı göstermektedir. 4.1980-1988 DÖNEMİNİN ANATOMİSİ 1980 sonrası Türkiye Ekonomisi'nin geçirdiği evreler üç ayrı dönem kapsamında incelenebilir: (a) 1980-1983 dönemi (b) 1983-1987 dönemi (c) 1988 ve sonrası. (A) 1980-1983 Dönemi Fiyatların sabit olduğu bir ekonomiden esnek fiyat uygulamasına geçil­ mesi, döviz kuru, faiz oranlan ve KİT ürün fiyatları gibi temel göreli fiyatların üzerindeki kontrollerin kaldırılması dönemin en önemli özelliğini oluşturmak­ tadır (bknz. ikinci ve üçüncü bölümler). Ancak, esnek fiyat uygulamasının, söz göreli fiyatlann serbest piyasa şartlan altında belirlendiği anlamına gel­ meyeceği açıkça vurgulanması gereken bir noktadır. Esnek fiyat uygulama­ sına paralel olarak miktarlar üzerindeki kısıtlamalar da büyük ölçüde kaldı­ rılmış, örneğin ithalat kotalannda önemli indirimler gerçekleştirilmiştir. Bütçe disiplininin oldukça katı bir şekilde uygulanması söz konusu dö­ nemin bir başka dikkat çekici boyutunu oluşturmaktadır. Uygulanan istikrar programına paralel olarak enflasyon oranında önemli bir azalma sağlanmış­ tır. Gerek yüksek boyutlu sermaye akımları gerek ihracat atılımı neticesinde ithalat kapasitesinin hızla genişlemesi, ekonominin kriz döneminden çıkma­ sına ve istikrarlı bir büyüme yörüngesine oturmasına imkan vermiştir. (8)1983-1987 Dönemi Kasım 1983 seçimleriyle birlikte tekrar çok partili sisteme geçilmesi Türkiye Ekonomisinin 1980 sonrası evriminde yeni bir dönüm noktası oluş­ turmuştur. Seçim sonrası ANAP iktidannın ilk aylannda ekonominin liberal­ leşmesi doğrultusunda önemli atılımlar gerçekleştirilmiştir. Örneğin, Aralık 1983 ve Ocak 1984 döneminde dış ticaret ve kambiyo rejiminin liberalleş­ mesi çerçevesinde köklü adımlar atılmıştır. Gümrük tarifelerinde büyük çap­ ta indirimler sağlanmış, sermaye akımları ve ilgili birçok sınırlamalar orta­ dan kaldınlmıştır(Olgun ve Togan, 1987; Olgun, Togan and Akder, 1987). Özellikle 1983-1987 döneminde gerçekleştirilen düzenlemeler neticesinde OECD normlarına uygun yerli ve yabancı yatırımcılara eşit haklar tanıyan liberal bir yabancı sermaye rejimi oluşturulmuştur. Ayrıca, KİT'lerin özelleş­ tirilmesi doğrultusunda ilk adımlar 1984 sonrası dönemde atılmıştır. Ancak, seçim şartlarının oluşturduğu siyasal ortam çerçevesinde hükü­ metin yüksek büyüme hızlan gerçekleştirme çabalan, 19801i yılların ikinci yarısından itibaren bütçe disiplininin kaybolmasına ve makro dengelerin sarsılmasına yol açmıştır (Tablo 1 ve 2). İç borçlanma söz konusu dönem- de önem kazanmış, 1986 yılından itibaren dış borç ana para ve faiz ödeme­ lerinin gündeme gelmesi bütçe üzerinde ilave bir yük oluşturmuştur. Söz konusu dönem zarfında gerek iç gerekse dış borçlanmanın hızla artması dikkat çekicidir. Kamu kesiminin finansal tasarruflara giderek ortak olması kredi faizlerinin yüksek düzeylerde oluşturulmasına neden olmuştur. Yük­ sek kredi faizleri özellikle ihracat alanında yoğunlaşabilecek özel kesim yatınmlan üzerinde sınırlayıcı bir rol oynamıştır. Dolayısıyla, 1983-1987 dönemi çerçevesinde oluşan ekonomik yapı ile ilgili önemli bir çelişkinin veya paradoksun altının çizilmesi gerekmektedir. Bir taraftan liberalleşme süreci bağlamında önemli atılımlar gerçekleştiril­ miş, diğer taraftan ortaya çıkan makroekonomik dengesizlikler giderek libe­ ralleşme ve piyasa ekonomisine geçiş sürecini sınırlayıcı bir etken olarak varlığını hissettirmiştir. Enflasyonun kontrol altına alınamadığı bir ortamda, reel devalüasyon ve reel faiz oranlannın pozitif düzeyde gerçekleşmesi için gerekli olan sürekli nominal kur değişimleri ve faiz ayarlamaları, sistemde önemli boyutlarda belirsizliğin oluşmasına yol açmıştır. Ayrıca yüksek ve değişken enflasyon sermaye piyasalarının gelişimini olumsuz yönde etkile­ mekte ve özelleştirme gibi hedeflerin gerçekleşmesini doğrudan doğruya frenlemektedir. (C) 1988 ve Sonrası 1987 seçimlerinden sonra bozulan makroekonomik dengeleri düzelt­ mek amacıyla, 1988 yılının Şubat ayında yeni bir dizi istikrar tedbirleri uygu­ lamaya konulmuştur (4 Şubat Kararlan). Yeni tedbirler sonrasında, 1987 ile mukayese edildiğinde, bütçe açığıGSMH oranında önemli bir düşüş kaydedildiği görülmektedir (Tablo 1). Büyüme hızındaki düşüşe paralel olarak ithalat talebindeki gerileme, 1988 yılında da borçların azalmasına yol açmıştır. Ancak uygulanan sınırlayıcı makro tedbirlere rağmen sene içinde enflasyon oranında önemli bir artış kaydedilmiştir (Tablo 2). 1988 yılında ortaya çıkan düşük büyüme-yüksek enflasyon ikilemi ve böyle bir ortamda hükümet tarafından uygulanacak stratejinin kesinlik kazanmamış oluşu sistemde önemli bir istikrarsızlık ve belirsizlik unsuru oluşturmaktadır. İKİNCİ B Ö L Ü M 1980 SONRASİ İHRACAT ATILIMI İLE İLGİLİ G Ö Z L E M ¥E DEĞERLENDİRMELER 1. İhracat Performansı: Temel Eğilimler İhracat 1980 sonrasında yapısal değişimin en belirgin olduğu alan ola­ rak nitelendirilebilir. 1980 yılında 2.9 milyar dolar düzeyinde olan ihracat, 1987 yılında 10 milyar dolar sınınnı aşmış bulunmaktadır. İhracatın ithalatı karşılama oranında önemli artışlar kaydedilmiş, söz konusu oran dış öde­ meler dengesi bunalımının başlangıç yılı olan 1977'de yüzde 30 iken, 1985'de yüzde 70 ve 1988 yılında yüzde 81.6 düzeyine ulaşmıştır. Dönem bo­ yunca ithalatta herhangi bir sınırlama olduğu ve dış ticaret açığının 3 milyar dolar düzeyinde süreklilik kazandığı gözönüne alındığında, ihracatın ithalatı karşılama oranındaki artış önemli bir başarı olarak kabul edilebilir (Tablo 1). Ekonominin dışa açıklık derecesinin göstergesi olan ihracatın ve itha­ latın milli gelire oranlan incelendiğinde benzeri eğilimler ortaya çıkmaktadır. İhracat ve ithalat oranlarında 1980 sonrasında önemli sıçramalar kaydedil­ miştir. 1963-1987 döneminde yüzde 4-5 civannda seyreden ihracat oranı, 1980-1988 döneminde ortalama yüzde 12.3 düzeyine erişmiştir. 1988 yılın­ da ihracat oranı yüzde 6.4 ile şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaş­ mıştır (Tablo 2). İhracat ve ithalatın dünya ihracatı ve ithalatı içindeki payları 1975-1979 dönemindeki gerilemeden sonra, 1980 yılından itibaren sürekli artış göster­ miş ve 1987 yılında diğer göstergelere paralel olarak yakın tarihimizin en yüksek düzeyine ulaşmıştır (Tablo 3). İhracatın sektörlere dağılımı incelendiğinde sınai malları ihracatının payında önemli artışlar kaydedildiği gözlenmektedir. 1980 yılında sınai mal­ lan ihracatı toplam ihracatın yüzde 36'smı oluştururken, 1985 yılında top­ lam ihracatın dörtte üçü sınai mallarından meydana gelmektedir. Sınai mal­ larının toplam ihracat içindeki payı 1987 yılında yüzde 79.2 ile en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Ekonominin teşvik yapısındaki değişim ile birlikte 1981-1982 döneminde sınai ürünleri ihracatında kaydedilen artışlar özellikle dikkat çekicidir (Tablo 4). İhracatın bölgesel dağılımı incelendiğinde, 19801i yılların ilk yansında, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin toplam ihracat içindeki paydalannda önemli artışlar kaydedildiği, OECD ve AET ülkelerinin paylarında ise bir gerileme olduğu görülmektedir. TABLO 1 Türkiye'nin Dış Ticareti, 1963-1987 (Milyon ABD Doları) Yıllar 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 İhracat 368,1 410,8 463,7 490,5 522,3 496,4 536,8 588,5 676,6 885,0 1.317,1 1.532,2 1.401,1 1.860,2 1.753,0 2.288,2 2.261,2 2.910,1 4.702,9 5.746,0 5.727,8 7.134,0 7.958,0 7.456,7 10.190,0 11.662,0 İttıalat 687,6 537,2 572,0 718,3 684,7 763,7 747,3 885,8 1.088,2 1.507,9 2.036,3 3.719,7 4.738,6 5.128,6 5.796,3 4.599,0 5.069,4 7.909,4 8.933,4 8.842,7 9.235,0 10.756,9 11.343,6 11.104,8 14.158,0 14.340,0 Dış Ticaret Açığı 319,5 126,4 108,3 227,8 162,4 267,3 210,5 297,3 411,6 622,9 712,2 2.187,5 3.377,5 3.168,4 4.043,3 2.310,8 2.808,2 4.999,3 4.230,1 3.096,7 3.507,2 3.622,9 3.385,6 3.648,1 3.968,0 2.678,0 İhracatın İthalatı Karşılama Oranı (%) 54,5 76,5 81,1 68,3 76,3 65,0 71,8 66,4 62,2 83,7 64,7 41,2 29,6 38,2 30,2 50,0 44,6 36,8 52,6 65,0 62,0 66,3 70,1 67,1 72.0 81.3 TABLO 2 İhracat ve İthalatın GSMH'ya Oranları, 1980-1988 (Yüzde Oranlar) Yıllar 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1963-1979 1980-1988 İhracat 3.91 4.97 6.06 4.86 4.65 3.85 3.88 4.40 4.85 4.93 5.82 4.96 3.74 4.56 3.59 4.29 3.44 4.99 8.10 10.73 11.24 14.82 16.13 12.80 15.15 16.41 4.51 12.26 İthalat 7.42 6.55 7.53 7.18 6.14 6.18 5.45 6.60 8.80 8.95 9.39 12.20 12.87 12.29 12.01 8.77 8.11 13.82 15.29 16.73 18.42 20.73 21.31 19.40 21.16 19.99 8.61 18.50 Dıs Ticaret 11.33 11.52 13.59 12.04 10.79 10.03 9.33 11.00 13.65 13.88 15.21 17.16 16.61 16.85 15.60 13.06 11.55 18.81 23.39 27.46 29.66 35.55 37.44 32.20 36.31 36.40 13.31 30.80 TABLO 3 İhracat ve İthalatımızın Dünya İhracat ve İthalatçı İçindeki Yeri 1970-1987 (Yüzde Oran) Yıllar 1970 1975 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 İhracat 0.19 0.18 0.15 0.24 0.32 0.32 0.37 0.41 0.33 0.42 İthalat 0.29 0.58 0.37 0.44 0.46 0.49 0.54 0.55 0.50 0.56 Kaynak: Birleşmiş Milletler İstatistikleri, ISO (1988). TABLO 4 İhracatın Sektörel Dağılımı, 1980-1988 (Yüzde Oranlar) Tarım ve Hayvancılık Madencilik ve Taşocağı Ürünleri Sanayi ımt mı mz l â M IMS mı i988* 54.44 47.20 37.26 32.83 24.52 21.60 25.29 18.18 20.07 6.56 4.11 3.05 3.30 3.36 3.06 3.31 2.67 3.23 36.00 48.70 56.69 63.87 72.12 75.32 71.40 79.15 76.68 Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü Orta Doğu ülkelerinin payı 1980-1985 döneminde yüzde 18'den yüzde 38'e yükselmiştir. Özellikle 1980-1982 yıllan arasında sanayileşmiş ülkele- rin büyüme hızlarında ve dünya ticaret hacminde önemli gerilemeler kayde­ dilmiştir (Bknz. Dördüncü bölüm). İhracat atılımının dünya ekonomisineki bir bunalım dönemine tesadüf ettiği gözönüne alınırsa, Orta Doğu pazannın ih­ racat artışlanndaki önemi daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. An­ cak, 1986 yılında petrol fiyatlarındaki düşüşe paralel olarak, Orta Doğu ülkelerinin ithal mallarına olan taleplerindeki azalma, söz konusu ülkeler grubunun ihracat içindeki payının gerilemesine neden olmuştur. Son yıllarda, Orta Doğu ve Doğu Avrupa pazarlarının paylarının azalmalarına paralel olarak, OECD ve AET ülkelerinin paylarının tekrar 1980 düzeyine ulaştıkları görülmektedir (Tablo 5). TABLO 5 İhracatın Bölgesel Dağılımı, 1980-1988 1980 1981 1982 1983 1984 1985 OECD Ülkeleri 57.7 48.1 44.5 48.2 52.4 51.6 AET Ülkeleri im İML 1288! 53.5 63.2 57.1 43.0 32.0 30.5 35.1 38.3 39.4 43.7 47.8 43.3 18.4 29.2 37.4 38.1 35.6 38.2 30.1 25.2 23.7 Orta Doğu Ülkeleri Kuzey Afrika Ülkeleri Doğu Avrupa Ülkeleri Diğer 3.5 11.9 9.2 7.3 6.0 4.1 6.3 4.3 5.9 17.7 2.5 0.3 2.2 5.8 1.5 4.3 1.5 4.0 1.6 4.2 1.4 4.1 ,3.3 3.3 4.0 5.1 8.2 Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü, Devlet Planlama Teşkilatı * Ocak-Kası m Dönemi. İhracat alanında kaydedilen basannm neticesinde ekonominin ara mal­ ları ve yatın m malları ithalatına olan bağımlılığında bir gerileme sağlanmış­ tır. İhracat artışları ve ithalat rejiminin liberalleşmesine paralel olarak tüke­ tim mallan ithalatının toplam ithalat içindeki payı belirgin bir artış kaydetmiş­ tir. Buna rağmen, 1980-1988 dönemi boyunca ithalatın yüzde 90'dan fazla­ sının büyüme için gerekli yatın m malları ve ara mallan ithalatından oluştuğu gözönüne alındığında, ihracat artışlarının ne derece önemli olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır (Tablo 6). TABLO 6 İthalatın Mal Gruplanna Göre Dağılımı, 1982-1988 (Yüzde Oranlar) im 1982 26.3 1982 25.1 lâM 24.7 1985 22.9 71.7 72.3 70.9 69.1 60.1 61.8 64.0 2.0 2.6 Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü * Geçici 4.4 8.0 8.6 8.2 7.8 Yatınm Malları İML 1988 31.3 30.0 28.2 Hammadde ve Ara Mallar Tüketim Mallan Sağlıklı bir değerlendirme yapılması açısından ihracatın mal ve ülkeler itibariyle yoğunlaşma oranlannın incelenmesi gerekmektedir. Ülkeler itiba­ riyle en çok ihracat yapılan dört veya sekiz ülkenin payları incelendiğinde, 1980-1988 döneminde oldukça yüksek düzeyde bir yoğunlaşma göze çarpmaktadır (Tablo 7). Benzer bir eğilim sınai ürünleri ihracatında da orta­ ya çıkmaktadır. 1980 sonrasında sınai ürünleri ihracatında gözlenen önemli artışlar büyük ölçüde tanma dayalı ürünler, dokumacılık ve demir-çelik ol­ mak üzere üç ana sektörün ihracatından kaynaklanmaktadır. Söz konusu üç sektör 1980-1986 döneminde toplam sınai malları ihracatının üçte ikisini oluşturmuştur. Ancak, 1987 yılından itibaren üç ana sektörün payında belir­ gin bir azalma olduğu açıkça görülmektedir (Tablo 8). İhracat artışlarının önümüzdeki yıllarda süreklilik kazanabilmesi açısından ürün çeşitlendirme ve yeni pazarların yaratılması birinci derecede önem kazanmaktadır. TABLO 7 İhracatta Ülkeler İtibariyle Yoğunlaşma Oranları 1980-1988 (Yüzde Oranlar) 4 Ülke 8 Ülke 1980 1983 1986 1987 1988* 40.0 56.9 47.4 66.3 42.1 62.8 46.1 64.5 42.0 58.6 Not: En çok ihracat yapılan 4 ve 8 ülkenin toplam ihracat içindeki pay­ ları gösterilmektedir. KAYNAK: Devlet İstatistik Enstitüsü * Ocak-Kası m Dönemi TABLO 8 Sınai Mallan İhracatında Sektörler İtibariyle Yoğunlaşma Oranlan, 1980-1988 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988^ Tan ma Dayalı Ürünler 20.0 Dokumacılık 40.5 Demir-Çelik 3.2 Toplam 63.7 18.0 35.1 5.7 58.8 16.6 30.8 10.6 58.0 18.3 35.5 11.1 64.9 15.7 36.5 11.2 63.4 10.8 29,8 16.2 56.8 12.5 34.8 15.1 62.4 9.4 26.6 8.4 44.4 7.7 27.5 12.4 47.6 2. İhracatı Teşvik Önlemleri ve İhracat Artışlarını Belirleyen Temel Etkenler (A) Reel Döviz Kurunun Evrimi 1978-1980 döneminde Türkiye ekonomisi yüksek boyutlu devalüas­ yonlara sahne olmuştur. Türk Lirası dolar karşısında 1978 yılında yüzde 34.9, 1979 yılında yüzde 28.0 ve 1980 yılında yüzde 144.7 düzeyinde değer kaybetmiştir. 1981 yılının başından itibaren mini-devalüasyon (crawl­ ing peg) rejimine geçilmiştir. Daha önceki dönemlerde uzun araklıklarla ve büyük boyutlarda gerçekleştirilen kur değişiklikleri, 1981 yılından itibaren yerini sürekli ve küçük boyutlu kur değişimlerine bırakmıştır. İhracatın teş­ viki açısından nominal kur değişimleri ile birlikte, yurtiçi ve yurtdışı enflas­ yon farklannı gözönüne alan reel kur değişiklikleri büyük önem kazanmak­ tadır. Çalışmamızda reel döviz kuru iki ayrı yöntemle hesaplanmaktadır: (a) Nominal kur / DİE Toptan eşya fiyat indeksi, (b) Nominal kur / DİE Toptan eşya fiyat indeksi / ABD toptan eşya fiyat indeksi. İki ayrı tanıma göre hesaplanan reel kur değerleri birbirine çok yakın eğilimler göstermektedir (Tablo 9 ve 10). TABLO 9 Yıllık Ortalama Döviz Kurları I (TU$ ABD) 1960-1988 (A) Yıllar 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 Nominal Kur 4.87 9.00 9.00 9.00 9.00 9.00 9.00 9.00 9.00 9.00 11.50 14.92 14.15 14.15 13.93 14.44 16.05 18.00 24.28 31.08 76.04 111.72 162.55 225.46 366.68 521.98 674.51 859.2 1419.9 Reel Kur 1.41 2.53 2.39 2.30 2.20 2.02 1.93 1.84 1.78 1.68 2.03 2.25 1.80 1.80 1.14 1.07 1.02 0.93 0.83 0.65 0.76 0.81 0.95 1.01 1.08 1.17 1.11 1.03 1.01 (a) Nominal Kur / DİE Toptan Eşya Fiyat İndeksi. KAYNAK: Merkez Bankası ve Devlet İstatistik Enstitüsü. TABLO 10 Yıllık Ortalama Döviz Kurları I I (TL/$ ABD) 1960-1988 (1980=100) Yıllar 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 Nominal Kur (1) 6.40 11.84 11.84 11.84 11.84 11.84 11.84 11.84 11.84 11.84 15.12 19.62 18.61 18.61 18.32 18.99 21.11 23.67 31.93 40.87 100.00 146.25 213.75 296.48 482.18 686.40 886.98 1129.80 1867.20 DİE Toptan Eşya Fiyat Endeksi (2) 3.46 3.56 3.76 3.92 4.09 4.46 4.66 4.89 5.06 5.37 5.67 6.63 7.84 9.39 12.19 13.53 15.69 19.38 29.09 47.94 100.00 136.73 171.27 223.76 340.19 477.10 608.70 834.50 1404.60 ABD Toptan Eşya Fiyat Endeksi (3) 35.30 35.19 35.26 35.15 35.23 35.93 37.12 37.20 38.13 39.61 41.05 42.42 44.29 50.11 59.54 65.04 678.07 72.24 77.86 87.62 100.00 109.13 111.33 112.73 115.41 114.86 111.50 114.40 118.99 Reel Kur(a) (4) 65.31 117.00 111.07 106.19 101.98 95.41 94.34 90.04 89.22 87.32 109.49 125.77 105.14 99.31 89.50 91.30 91.58 88.22 85.47 74.70 100.00 116.73 138.94 149.36 163.58 165.24 162.48 154.88 158.28 (a)(4) = (1)-f((2)^(3)) (-) Bir önceki yıla göre kurun kazanması anlamına gelmektedir. K: Merkez Bankası, Devlet İstatistik Enstitüsü, International Financial Statistics. Reel döviz kurunun aşın değer kazanması ithalatı teşvik etmekte ihra­ catı ise olumsuz yönde etkilemektedir. 1960-1988 dönemi bir bütün olarak ele alındığında reel kurun aşın değer kazandığı dönemlerde dış ödemeler dengesi krizi yaşandığı, diğer taraftan reel devalüasyon dönemlerinin ise önemli boyutlarda ihracat artışlanna sahne olduğu görülmektedir (Balassa, 1983). Reel kurun aşın değer kazanması 1960-1988 döneminde yaşanan iki ayrı dış ödemeler dengesi buhranının ortak özelliğini oluşturmaktadır, (i) Nispeten küçük çaplı 1969-1970 bunalımı öncesinde reel kur 1961 -1969 yıllan arasında sürekli olarak değer kazanmıştır. 1970-1971 yıllarında ger­ çekleştirilen reel devalüasyon ile birlikte ihracatta önemli artışlar sağlanmış­ tır. (ii) Ciddi dış ödemeler dengesi sorunlarının oluştuğu 1976-1979 döne­ minde reel kur önemli boyutlarda değer kazanmıştır. 1970 sonrası deneyi­ me paralel olarak 1980 sonrasında gerçekleştirilen yüksek boyutlu reel de­ valüasyon ile ihracat patlaması arasında, belirgin bir ilişki bulunmaktadır. 1980 sonrasında izlenen ve reel kurun değer kazanmasına olanak tanı­ mayan istikrarlı kur politikası Türkiye deneyimini Latin Amerika ülkelerinin deneyimlerinden farklı kılan önemli bir özelliktir. Ancak Merkez Bankası mevsimlik verileri incelendiğinde 1985 yılının ortalarından itibaren kur politi­ kasında bir sapma olduğu gözlenmektedir. Yılık veriler söz konusu eğilimi 1986 yılı için doğrulamaktadır. 1986 yılında reel kurun kazanmasına paralel olarak ihracat alanında gözlenen gerileme, önümüzdeki yıllarda tekrar bir dış ödemeler dengesi krizi ile karşı karşıya kalınmaması açısından kur poli­ tikasından taviz verilmemesi gereğini açıkça vurgulamaktadır. (B) İhracatta Vergi İadesi Uygulaması İhracata vergi iadesi 1980 sonrasına özgü bir önlem olmayıp çeşitli dönemlerde ihracatı teşvik amacıyla kulanılmış bir yöntemdir. Vergi iadesi uygulaması kur politikasına paralel olarak 1969-1971 döneminde önem ka­ zanmıştır. 1969 yılında vergi iadesi kapsamına giren ihracatın toplam ihra­ cat içindeki payı yüzde 5.6'dan yüzde 28.5'e yükselmiştir. 1970-1976 dö­ neminde vergi iadesine konu olan ürünlerin toplam ihracat içindeki payında sürekli bir artış kaydedilmiştir. Vergi iadesi oranları ise 1970-1976 döne­ minde 19601ı yıllann ortalamaları üzerinde seyretmektedir. Ancak döviz ku­ runun aşırı değer kazandığı 1977-1979 döneminde vergi iadesi uygulama­ sından büyük çapta vazgeçildiği göze çarpmaktadır. 1977-1980 döneminde gerek vergi iadesine konu olan mallann toplam ihracat içindeki payında, ge­ rekse vergi iadesi oranlarında sürekli bir düşüş kaydedilmiştir. 1980 son­ rasında vergi iadesi uygulama tekrar önem kazanmıştır. 1980-1984 döne- minde kapsama giren ürünler ve vergi iadesi oranlannm her ikisinde de önemli artışlar gerçekleşmiştir. Vergi iadesi uygulanan kur politikası ile bir­ likte ihracatı destekleyen temel politika aracı haline gelmiştir. Ancak, 1984 yılı sonrasında vergi iadesi uygulamasında kademeli bir gerileme söz konu­ sudur. Özellikle 1985-1986 yıllarında gerek kapsam, gerek vergi iadesi oranlarında önemli boyutlarda bir gerileme olduğu gözlenmektedir. 1986 yılında ihracattaki duraklama sonrasında vergi iade oranları 1987 yılında tekrar arttınimış, fakat 1988 yılı sonunda uygulamaya son verilmiştir. Vergi iadesi Eximbank kredileri, ihracat sigortası; ve enerji teşvikleri gibi birtakım yeni tedbirler gündeme gelmiştir. TABLO 11 Vergi İadesi Uygulaması, 1980-1986 (Milyon TL) 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 Vergi ladesinden Yararlanan İhracat Toplam Vergi ladesi Vergi ladesinden Sanayi Ürünleri ihracat 95.030,9 174.220,4 412.611,8 667.919,8 1.583.509,7 2.269.496,2 2.521.691,6 4.905,2 24.653,1 86.716,0 148.989,9 329.060,2 287.377,7 258.966,0 52.179,3 172.765,2 409.459,3 663.696,6 1.576.919,4 2.253.314,7 2.514.499,5 Sanayi Ürünlerine Vergi ladesi 4.712,4 24.575,7 86.262,7 148.299,9 328.049,4 285.468,8 258.182,7 Kaynak: Devlet Planlama Teşkilatı Teşvik ve Uygulama Dairesi Başkanlığı 1986 yılında ihracat artışlarındaki duraklamanın vergi iadelerinin azal­ dığı bir döneme rastlaması dikkat çekicidir. Reel kurlann ve vergi iade oran­ larının benzer eğilimler göstermesi ihracat teşviklerinin incelenmesinde üzerinde önemle durulması gereken bir noktadır. Vergi iadelerinin sektörlere dağılımı ilişikteki tabloda sunulmaktadır. Vergi iadeleri sektörler itibariyle belirgin farklılıklar göstermektedir. Toplam ihracat içinde düşük bir paya sahip olan sermaye mallanna verilen vergi iadelerinin tüketim ve ara mallan vergi iade oranlarından daha fazla oluşu dikkati çeken bir özelliktir (Milanovic, 1986). TABLO 12 İhracatta Vergi İadesi Uygulaması 1964-1986 (Yüzde Oranları) Vergi İadesine Konu Olan İhracatın Toplam İhracat İçindeki Payı 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 2.8 7.3 5.0 5.3 5.6 28.5 27.0 20.1 27.1 49.9 30.6 38.9 46.9 52.9 35.6 32.5 24.6 32.8 44.0 63.5 63.6 54.4 50.1 Ortalama Vergi ladesi Oranı 11.7 9.7 12.5 9.9 23.4 14.0 18.7 21.1 22.4 14.3 14.2 18.9 21.6 20.8 14.9 13.4 8.9 14.2 21.0 22.3 20.8 12.7 10.3 Toplam Vergi İadesi/ Toplam İhracat Sınai Ürünlerine Vergi ladesi/ Toplam Sınai Mamulleri İhracatı 0.3 0.7 0.6 0.5 1.3 4.3 4.5 4.2 6.0 5.8 4.3 6.9 10.1 11.0 5.3 4.3 2.2 4.7 9.3 14.2 13.2 6.9 KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı Teşvik ve Uygulama Dairesi Başkanlığı; Karluk(1984) 1.8 3.9 3.9 4.2 9.6 16.3 17.6 15.7 20.8 11.4 10.6 18.7 23.8 25.7 13.4 11.2 5.9 9.5 21.1 14.8 18.3 6.9 TABLO 13 Alt Sektörlere Göre Vergi İadesi Oranları, 1980-1986 (Yüzde Oranlar) Alt Sektörler Gıda Sanayi İçki Sanayi Dokuma Giy. San. Orman Ürünleri San. Kağıt San. Deri-Kösele San. Kimya San. Cam San. Seramik San. Demir Çelik San. Demir Dışı Metal San. Madeni Eşya San. Makina İmalat San. Elektrik Makina San. Elektronik San. Karayolları Taşıt San. Çimento San. Plastik İşleme San. Lastik San. Tan m Makina Alet. San. P.Kilden, Ç.Ger.San. Su Ürünleri San. Deniz Taşıtları San. Taşocakçılığı Ür.San. Oyuncak San. Diğerleri Turizm Tıb. Araç.Ger.San. Büro Gereç.San. TOPLAM 1980 6.97 5.26 10.20 6.91 4.76 5.49 7.44 6.49 5.11 6.06 7.76 7.03 10.59 7.29 7.72 19.01 6.19 4.51 5.08 12.31 - 5.98 21.11 5.26 0.00 2.51 5.06 - 8.88 1982 19.96 12.36 21.20 21.49 15.77 23.68 16.12 21.76 18.42 24.49 16.47 22.46 23.18 20.45 24.80 25.65 19.99 18.78 21.10 26.26 25.56 5.56 24.63 15.56 17.39 17.59 13.17 0.00 18.18 16.25 14.15 21.04 1981 13.73 7.07 12.56 17.35 9.89 5.24 11.54 11.78 11.70 17.23 11.20 11.66 19.31 13.33 13.05 23.80 17.29 11.88 13.86 12.17 16.02 4.59 32.14 10.43 0.00 9.93 5.30 1983 17.32 17.67 24.04 21.19 16.35 26.64 17.91 19.97 21.41 26.38 20.81 24.18 21.70 21.69 23.33 25.54 19.06 19.28 22.29 25.13 18.73 16.38 52.26 15.20 16.40 14.65 14.62 15.16 18.10 22.31 1984 16.46 17.91 22.26 20.45 16.00 24.34 17.36 20.54 21.92 24.64 20.41 22.00 10.09 23.51 22.70 22.88 17.25 16.20 21.41 23.41 16.27 11.93 29.59 16.56 13.65 14.71 12.51 23.85 17.73 20.78 1985 11.14 10.04 12.44 13.93 11.52 10.76 11.87 13.41 14.30 16.25 12.22 13.95 15.94 14.51 16.27 15.32 11.93 11.17 3.71 16.06 12.07 8.74 23.43 12.24 11.82 7.55 11.35 13.77 10.99 12.66 KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı Teşvik ve Uygulama Dairesi Başkanlığı. 1986 10.86 9.63 9.84 12.64 9.82 10.09 11.47 12.18 13.86 14.79 11.40 12.38 13.41 13.38 13.57 13.87 12.27 10.62 12.95 14.91 12.97 2.27 14.38 9.96 9.64 5.30 10.89 7.11 10.76 10.27 (C) ihracat Kredileri İhracat kredileri 1980 sonrasında önem kazanan bir teşvik yöntemi ola­ rak göze çarpmaktadır. İhracat kredilerinin kapsamında iki ayrı teşvik unsu­ ru bulunmaktadır: (a) İhracat kredilerinin toplam banka kredileri içindeki payının artması. (b) İhracat kredisi faiz oranının genel kısa süreli işletme kredisi faiz oranlarının altında tutularak sağlanan sübvansiyon. İhracat kredilerinin toplam Merkez Bankası ve banka kredileri içindeki payı 1981-1983 döneminde önemli artışlar göstermiştir. Ancak 1983 son­ rasında ihracat kredisi uygulamasında bir gerileme söz konusudur. Özellikle ihracat kredilerinin toplam Merkez Bankası kredileri içindeki payı 1985-1986 döneminde marjinal bir görünüm kazanmıştır. Faiz farkı yoluyla ihracatın teşviki 1980-1984 döneminde sürekli olarak uygulanmış ve reel ihracat kre­ di faiz oranı negatif düzeylerde seyretmiştir. Ancak 1985 yılının başından it­ ibaren söz konusu uygulamaya son verilmiştir. TABLO 14 İhracat Kredileri, 1977-1986 (Milyon TL, Yüzde Oranlar) 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 İhracat Kredileri 15.157 26.848 40.614 91.290 206.911 479.767 728.741 594.517 724.942 1.576.894 İhracat İhracat Kredilerinin Kredilerinin Toplam Ticari Toplam Merkez Bankası Kredileri Banka Kredileri İçindeki Pavı cindeki Pavı 4.4 2.8 6.4 3.8 6.4 3.7 5.5 7.3 12.2 7.1 11.1 21.0 14.7 22.6 17.8 3.8 12.9 0.5 18.8 0.1 KAYNAK: Merkez Bankası. İhracat Krediler/ Toplam İhracat 48.4 48.4 53.6 41.2 39.0 51.2 56.1 22.8 17.5 3.1 TABLO 15 İhracat Kredileri Faiz Oranları, 1980-1984 (Yüzde Oranlar, Yıllık Ortalama Değerler) (1) Nominal ihracat Kredisi Faiz Oranı (2) Nominal Kısa Süreli Kredi Faiz Oranı (3) Faiz Farkı (2)-(1) (4) Reel İhracat Kredisi Faiz Oranı 1980 1981 1982 1983 1984 15.1 20.3 27.2 28.0 46.1 38.3 50.2 47.5 46.9 63.1 23.3 29.9 20.3 18.9 17.0 -44.6 -12.8 1.1 -1.8 -2.3 KAYNAK: Merkez Bankası, Milanovic (1986) (D) Gümrük Muafiyetli Döviz Tahsisi Gümrük muafiyetli döviz tahsisi 1980 sonrasında ihracatın teşvikinde sistematik bir şekilde uygulanan bir yöntemdir. Söz konusu yöntem aracılı­ ğıyla ihracatçı kazandığı dövizin bir kısmı ile serbest ithalat yapabilmekte ve dolayısıyla ithal girdilerini ucuza sağlama olanağını elde etmektedir. Tahsis edilen dövizin ihracata oranları aşağıdaki tabloda belirtilmektedir. Söz konusu teşviklerin büyük ölçüde ara ve sermaye malları ihracatında yoğunlaştığı görülmektedir. 1 9 8 4 yılı başında ithalat rejiminde gerçekleştirilen önemli boyutlarda liberalleşme sonucunda imalat sanayiinde nominal ve etkin koruma oranlan önemli ölçülerde düşürülmüştür (Olgun ve Togan, 1 9 8 4 ) . İthalat rejiminin li­ beralleşmesi (a) iç piyasaya yönelik üretim üzerindeki caydıncı etkisi ve (b) ithal girdilerin daha düşük fiyatlardan temin edilmesi yoluyla ihracatı destek­ lemektedir (Balassa 1 9 8 2 ; Tyler 1983, 1985). TABLO 1 6 Tahsis Edilen Dövizin İhracata Oranı, 1 9 8 0 - 1 9 8 4 (Yüzde Oranlar) 1982 1981 1980 9.0 9.3 Tüketim Malları 9.0 24.2 16.6 19.1 Ara Mallar 33.6 44.7 64.2 Sermaye Malları KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı Teşvik ve Milanovic (1986) 1983 1984 12.4 7.9 40.7 26.4 47.8 35.3 Uygulama Dairesi, ihracat teşvikleri ile ilgili olarak Dünya Bankası adına Milanovic (1986) ta­ rafından yapılan ilginç bir araştırmanın bulgulan üzerinde durulması yararlı ola­ caktır. 1980-1984 dönemini kapsayan araştırmasında Milanovic ihracata veri­ len teşviklerin sektörel dağılımını incelemekte ve sağlanan toplam teşvik tutannın ihracata oranını hesaplamaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi ser­ maye ve ara mallanna verilen teşviklerin oranı tüketim malları ihracatına göre daha fazla olmaktadır. Buna ilave olarak toplam teşvik oranı 1980-1984 döneminde giderek azalma göstermektedir. TABLO 17 İhracat Teşviklerinin Sektörel Dağılımı, 1980-1984 (Yüzde Oranlar) A. Sektöre Verilen Teşviklerin ToplamTeşvikler İçindeki Payı Tüketim Malları Ara Mallan Sermaye Mallan B. Ortalama Teşvik Oranı (Toplam Teşvikler/Toplam İhracat) A B 1980 50.0 17.6 1981 44.7 16.5 1982 40.7 15.9 1983 43.8 17.9 1984 44.7 11.9 A B 23.4 18.2 32.8 19.7 40.5 22.9 38.4 26.7 43.1 18.1 A B 26.6 64.7 22.5 44.0 18.8 36.6 17.8 45.3 12.2 23.9 KAYNAK: Milanovic (1986) Araştırmanın diğer dikkat çekici bir boyutu ihracat teşviklerinin sektörler arasında optimal bir dağılım gösterip göstermediği sorunu ile ilgilidir. Soru­ nun yanıtlanabilmesi için uygulanan yöntem ilk safhada her sektör için mu­ kayeseli avantaja göre sağlanması gereken optimal teşvik düzeyinin hesa­ planmasını gerektirmektedir. Hesaplanan optimal oran daha sonra 19801984 döneminde gerçekleşen ortalama teşvik oranı ile mukayese edilmekte ve ne dereceye kadar bir sapma olduğu gözlenmektedir. Özet bulgular ili­ şikteki tabloda sunulmaktadır. Tabloda en bariz sapmanın demir-çelik sana­ yiinde olduğu görülmektedir. 1980 sonrasında demir-çelik sektöründe önemli boyutlarda ihracat artışları gerçekleşmiştir. Ancak araştırmanın bulgu­ larına göre, mukayeseli avantaj kriteri temel alındığında demirçelik ürünleri ihracatının teşvik edilmesi kaynak israfına yol açmaktadır. Ancak söz konu­ su incelemenin kökende statik veya günümüzdeki mukayeseli avantajlara göre ihtisaslaşma prensibine dayandırıldığı unutulmamalıdır. Teşviklerin optimal dağılımı hususunda ölçümü daha güç ve kesinlik derecesi daha az olan dinamik mukayeseli avantajlara göre ihtisaslaşma kriteri temel olarak alındığında ortaya çok farklı sonuçlar çıkabilecektir. TABLO 18 İhracat Teşviklerinin Sektörlere Dağılımı, 1980-1984 Mukayeseli Avantaja 1980-1984 Göre Sağlanması Döneminde Gerçekle Gereken Optimal Ortalama Teşvik Sanavi Sınıflandırması Teşvik Oranı Oranı Düşük Düşük Gıda ve İçki Dokumacılık Orta Orta Düşük Orta Deri Ürünleri Orta Kağıt 0 Orta Kimya 0 Lastik ve Plastik Düşük Orta Cam Orta Düşük Çimento Düşük Orta Demir-Çelik 0 Yüksek Yüksek Demir-Çelik Dışındaki Met. 0 Yüksek Yüksek Metal Eşya Yüksek Orta Elektriksiz Makineler Yüksek Elektrikli Makineler Orta Yüksek Yüksek Ulaştırma Araçları KAYNAK: Milanovic (1986). 3. İhracat Artışlarını Belirleyen Etkenler: Ekonometrik Sınamalar Sınai ürünleri ihracatının arz ve talep yönünden, fiyat-gelir esnekliklerini belirlemek amacıyla Goldstein-Khan (1978) tarafından geliştirilen model ça­ lışmasından faydalanılmıştır. Goldstein-Khan modelinin özelliği ihracat arz ve talep fonksiyonlarının eşanlı olarak belirlenmesinden kaynaklanmakta­ dır. Modelin "denge" ve "dengesizlik" modelleri olarak anılan iki şekli bulun­ maktadır. "Denge" modelinde uyumun bir dönem içinde gerçekleştiği varsayılırken, "dengesizlik" modelinde bu varsayım kaldınimaktadır. Denge modeli çerçevesinde Türk sınai ürünleri için dünya talep fonk­ siyonu lnX = oc^ + oc^ l n ( p x ^ / p x W ) + oc2 In/y^ (1) olarak yazılabilir. d X : talep edilen ihracat miktarı $ P X : dolar cinsinden ihracat birim fiyatı w P : dünya ihracat birim fiyatı X y^ : dünya geliri ^1 katsayısı talebin göreli fiyat esnekliğini, ^2 'se gelir esnekliğini gös­ termektedir. Dünya geliri ticaret yapılan ülkelerinin reel gelirlerinin ağırlıklı bir ortalaması olarak ifade edilebilir. Çalışmamızda OECD ülkelerinin top­ lam gelir seviyesi kullanılmaktadır. Arz fonksiyonunda, arz edilen ihracat miktarı göreli ihracat fiyatı ile yurt­ içi kapasite kullanım göstergesinin fonksiyonu olmaktadır. lnX^ = P 0 +P1 ln(P^^/p)4-p2 f s X : ihracat arz miktarı P : TL cinsinden ihracat birim fiyatı P : Yurtiçi genel fiyat seviyesi y* : Kapasite göstergesi. (2) Burada y* için yurtiçi üretimin büyüme trendinden sapmaları kullanıla­ bilir. P2 katsayısı ülkenin yurtiçi üretim kapasitesindeki değişmelerin ihra­ cat miktarı üzerindeki etkisini göstermektedir. p.| ise arzın göreli fiyat es­ nekliğini ifade etmektedir. Denklem (2) ihracat fiyatı için çözüldüğünde Inpx""""-=bo-ı-b 1 lnX^ -ı-b2 y* + b3 İn P (2a) elde edilir. Bu denklemde katsayılar b o = - P o / P l ; b i =1/p1 ; b 2 = - p 2 / P l olur. b 3 bire eşit olduğu takdirde, arz fonksiyonu fiyatlar açısından sıfınncı dereceden homojen olacaktır. Diğer bir deyişle bütün fiyatlar aynı oranda arttığı takdirde ihraç edilen miktar değişmeyecektir. TABLO 23 Sınai Ürünleri İhracatı Arz-Talep Modeli: İki Evreli En Küçük Kareler Tahminleri, 1960-1985 İn P ^ . y = -7.219 + 1.035 İn MX (- 2.86) (2.12) -0.033 y* + 0.544 İn P (-0.664) (1.615) R^ = 0.930 60 = 6.97 D.W=1.86 Bı = 0.97 İn MX = -17.573 (-4.65) F= 112.43 62 = 0.032 -0.819 İn (P mX^^ ^ M ^ (-4.16) + 4.70 İn Y o E C D (5.93) R^ = 0.939 D.W= 1.867 AR(1) = 1.251 (6.61) AR(2) = 0.519 (-2.95) F = 89.26 Enstrümanlar: In P İn y ^ ^ ^ ^ Model iki evreli en küçük kareler yöntemi kullanılarak yıllık verilerle 1960-1985 dönemi için tahmin edilmiştir. Sonuçlar incelendiğinde modelin açıklayıcı gücünün oldukça yüksek olduğu göze çarpmaktadır. Sınai mallan ihracatında olan talebin gelir esnekliği 4.7 olarak hesaplanmaktadır. Do­ layısıyla sınai ürünleri ihracatımızın OECD ülkelerindeki gelir artışlarına son derece duyarlı olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Arzın fiyat esnekliği (B-j) ise 0.97 olarak belirlenmektedir. Ancak hesaplanan katsayının istatistiki açı­ dan anlamlı olmayışı (t oranının düşük oluşu) ihracat arz eğrisinin yukarı doğru eğim gösteren tarzda normal bir arz eğrisi olmadığını ifade etmekte­ dir. Söz konusu katsayının anlamlı olmayışı, yatay bir arz eğrisi durumunu gösterdiği dolayısıyla arzın fiyat esnekliğinin sonsuz olduğu doğrultusunda yorumlanabilir. Goldstein ve Khan çalışmalarında Japonya örneği için ben­ zeri bir yorum getirmektedir. Sonuç olarak Türk sınai ürünleri ihracatının fi­ yat ve gelir artışlanna son derece duyarlı oldukları ortaya çıkmaktadır. İhraç mallarına talebin fiyat esnekliğinin ise -0.819 olarak belirlendiği ve dolayı­ sıyla birden az oluşu dikkat çekicidir. Reel kur ve vergi iadesi oranlarındaki değişimlerin ihracat üzerindeki göreli etkileri bir başka önemli inceleme konusu oluşturmaktadır. Soruna açıklık getirmek açısından basit en küçük kareler yöntemiyle ihracat fonk­ siyonları tahmin edilmiş, doğrusal toplam ihracat ve sınai ürünleri ihracatı fonksiyonları hesaplanmıştır. Vergi iadesine konu olan mallann ihracat içindeki payının çeşitli dönem­ lerde önemli farklılıklar gösterdiği göz önüne alınarak, vergi iadesi değişke­ ni vergi iadelerinin toplam ihracata oranı olarak tanımlanmıştır. Kukla değiş­ ken 1980-1986 döneminde ihracat alanında yapısal bir değişim olup olma­ dığını, aynı zamanda kur ve vergi iadesi dışındaki teşvik önlemlerinin ortak etkilerini ölçmektedir. Sonuçlar incelendiğinde, gerek toplam ihracat gerek sınai malları ihra­ catı fonksiyonunda döviz kuru değişkenin katsayısı pozitif ve istatistiki açıdan anlamlı çıkmaktadır. Diğer taraftan vergi iadesi değişkeni sadece toplam ihracat fonksiyonu çerçevesinde anlamlı sonuç vermektedir. Kukla değişkenin her iki denklemde de anlamlı sonuçlar vermesi, 1980 sonrası ih­ racat performansının sadece kur ve vergi iadesi değişmeleri ile açıklanamayacağının, ihracat kredileri, yurtiçi talebin sınırlı oluşu gibi ilave etkenlerinde önemli rol oynadığına işaret etmektedir (Tablo 19). Reel kur ve vergi iadesi değişkenlerinin önem derecelerini belirlemekte­ ki güçlükler bir ölçüde söz konusu uygulamalarm eşanlı ve birbirine paralel oluşundan kaynaklanmaktadır. Paralel uygulama nedeniyle çoklu bağlantı (multicollinearity) sorunu ortaya çıkmakta, bu da bireysel katsayıların yoru­ munu güçleştirmektedir. İhıracat denklemlerinden iki temel sonuç çıkartılabilir: (i) Gerek toplam ihracatın gerek sınai ürünleri ihracatının teşvik önlemlerine son derece duyarlı olduğu görülmektedir. (ii) Sadece kur politikasına dayalı bir teşvik yapısının ihracat artışlanna süreklilik kazandırmak açısından yeterli olmayacağı görüşü destek kazan­ maktadır. TABLO 19 İhracat ve Sınai Ürünleri İhracatı Fonksiyonları 1964-1985 (i) İhracat Fonksiyonu X= -2298.81 + 51.7 e-1-275.9 V (-1.217) (2.51) (2.98) + 3687.2 D _2 (3.37) R = 0.878 D.W= 1.88 F= 43.08 (ii) Sınai Ürünleri İhracatı Fonksiyonu: MX= -5087.96 + 56.2 e (-3.12) (3.31) + 59.55 V-1-3192.62 D o (1.5) (3.35) R = 0.865 D.W= 1.76 F= 18.00 X MX e V D = Reel İhracat = Reel Sınai Ürünleri İhracatı = Reel Kur (bknz Tablo 10) = Vergi İadesi Oranı = Kukla Değişken, 1980-1985 Dönemi 4. İhracat Kesimindeki Smırlamalar Üzerine Bazı Düşünceler 1980 sonrası ihracat atılımı yurtiçi talebin sınırlı olduğu bir dönemde gerçekleştirilmiştir. Özellikle imalat sanayiinde talep sınırlamaları nedeniyle atıl kapasitenin varlığı ihracat atılımına zemin hazırlamıştır. Ancak, İstanbul Sanayi Odası tarafından derlenen veriler incelendiğinde, kapasite kullanım oranlannda önemli artışlar olduğu ve bir çok sektörde 1987 yılı itibariyle ka­ pasite sınırlarına ulaşıldığı anlaşılmaktadır (Tablo 20). Dolayısıyla önümüz­ deki yıllarda ihracat artışlarının süreklilik kazanabilmesi açısından özel sek­ tör yatırımlannın ihracat alanında yoğunlaşması ve ihracata yönelik yatınmların süratle arttıniması gerekecektir. Yatırımların ihracat kesiminde yoğun­ laşması dış borç faiz ve anapara ödemeleri açısından da büyük önem taşı­ maktadır. TABLO 20 İmalat Sanayiinde Kapasite Kullanım Oranları, 1982-1988 (Yüzde Oranlar) 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 Tartılı * 66.8 63.6 72.0 72.7 72.7 75.1 72.0 Tartısız 58.1 60.2 61.2 62.1 63.3 68.1 67.2 KAYNAK: İstanbul Sanayi Odası. * Firma büyüklüğü gözönüne alınmaktadır. Ancak, bu doğrultuda kaygı uyandırabilecek bazı eğilimlerin altını çiz­ mek gerekmektedir. Kamu yatırımlarının giderek imalat sanayiinden altyapı yatırımlarına kaydığı bir dönemde (bknz. dördüncü bölüm), sanayi kesimi­ nin özel yatınmlar içindeki payının azalma eğiliminde olması dikkat çekici­ dir. Ayrıca özel yatınmlar içinde döviz katkısı bulunmayan konut kesiminin ön plana geçmesi ve imalat sanayiinin ikinci plana düşmesi üzerinde önem­ le durulması gereken bir noktadır (Tablo 21). Ekonometrik sınamalar finansman zorluklannın yatırım harcamalannın hacmini belirleyen temel etken olduğu hipotezini desteklemektedir (bknz üçüncü bölüm). Bu sonuç İstanbul Sanayi Odası tarafından gerçekleştirilen ihracat kesiminde yatırımları sınırlayan etkenler ile ilgili anket çalışmalarıyla açıkça desteklenmektedir. Anket verileri finansman zorluklarmm bariz bir farkla ihracat yatırımlarmı smırlayan temel değişken olduğunu açıkça ortaya koymaktadır (Tablo 22). Görülüyor ki ihracat yatınmlan yüksek kredi faizleri gibi sınırlamalardan doğrudan doğruya etkilenmektedir. Dolayısıyla, mali kesim ile ilgili düzenle­ meler ihracat kesiminin performansı açısından büyük önem kazanmaktadır. TABLO 21 Özel Sabit Sermaye Yatırımlarının Kesimlerarası Dağılımı 1970-1988 (Yüzde Oranlar) 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 İmalat Sanayii 30.2 30.3 36.0 34.3 38.1 37.8 34.4 33.6 32.1 24.7 25.7 29.1 28.6 27.5 27.7 32.8 31.3 26.2 23.1 Konut 40.0 40.0 35.1 36.4 30.6 30.4 31.7 33.7 39.6 47.3 46.5 31.2 30.5 30.4 30.8 31.9 36.0 43.5 48.2 KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı * Geçici Diğer 29.8 29.7 28.9 29.3 31.3 31.8 33.9 32.7 28.3 28.0 27.8 39.7 40.9 42.1 41.5 35.3 32.7 30.3 28.7 TABLO 22 1986 ve 1987 Yıllarında İhracat Yatınmlannı Sınırlayan Etkenler ISO Anket Sonuçlan (Yüzde Oranlar) Finansman Teşviklerden Yararlanma Altyapı Diğer 1 9 86 Tartısız . Tartılı 57.1 64.1 8.2 18.1 14.9 22.5 5.2 9.9 1 987 Tartısız Tartılı 59.7 76.0 8.6 18.7 10.4 14.0 5.0 12.3 KAYNAK: İstanbul Sanayi Odası (1987, 1988). Üzerinde durulması gereken diğer bir faktör de teşviklerin yapısı ile ilgi­ lidir. 1980 sonrası ihracat kesiminin kurumsal yapısı incelendiğinde "dış ti­ caret sermaye şirketlerinin" Türkiye'nin ihracat atılımında önemli bir rol üst­ lendikleri açıkça görülmektedir. Uygulanan model, Japon ve Güney Kore modellerinden esinlenerek, az sayıda büyük çaplı şirketin teşvik edilmesi yoluyla dış pazarlarda rekabet gücü geliştirilebileceği savına dayanmakta­ dır. Büyük çaplı şirketlere yönelik teşvik yapısı neticesinde dış ticaret ser­ maye şirketlerinin toplam ihracat içindeki payları hızla artmış ve 1987 yılın­ da toplam ihracatın yüzde 50'ye yakın bir bölümü söz konusu şirketler tara­ fından gerçekleştirilmiştir (Tablo 23). TABLO 23 Dış Ticaret Sermaye Şirketlerinin Toplam İhracat İçindeki Payı 1980-1988 (Yüzde Oranlan) 1980 1981 mz 1982 mâ m^ m^. ım mm 5.8 13.6 18.4 28.6 45.7 42.4 49.4 44.1 46.3 KAYNAK: Türkiye Dış Ticaret Derneği Dış ticaret sermaye şirketlerine verilen teşvikler, özellikle vergi iadeleri, pazarlama aşamasına yönelik teşvikler olmuştur. Bu tür teşvikler neticesin­ de söz konusu şirketler dış pazarlara açılabilme konusunda önemli darboğazlan aşabilmişler ve dolayısıyla ihracat atılımına önemli katkılarda bu­ lunmuşlardır. Pazarlama aşamasına yönelik teşvikler ihracatta öğrenme sü. recinin başlangıcını teşkil eden 19801i yılların ilk dönemleri için oldukça ras­ yonel bir strateji olarak nitelendirilebilir. Ancak daha sonraki dönemde teş­ viklerin pazarlama aşamasından üretim ve yatırım aşamasına süratle kaydınlamamış olması dikkat çekici bir gelişmedir. İhracat teşviklerinin yeniden düzenlenmesinde bir gecikme söz konusudur. 1989 yılmm başmdan itibar­ en vergi iadesi uygulaması kaldırılmış ve üretime yönelik teşviklerin uygu­ lanmasına başlanmıştır. Kanımızca bu süreç daha önceden başlatılıp ihra­ cat ajanında bir yatırım hamlesinin gerçekleştirilmesi mümkün olabilirdi. Özet olarak yatırımların döviz kazandıran alanlarda yoğunlaşması ve yatınmlan sınırlayan finansman engellerinin ortadan kaldırılması, ihracat artışlarının sürekliliğini koruması açısından üzerinde titizlikle durulması ge­ reken konular arasında yer almaktadır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM MALİ REFORM VE KAMU KESİMİ 1. MALİ KESİM İLE İLGİLİ TEMEL DEĞİŞİMLER 1980 öncesinde Türkiye ekonomisi "mali baskı" altında olan bir ekono­ minin klasik özelliklerine sahip bulunmaktaydı. Mevduat faiz oranları hükü­ met tarafından belirlenmekte ve çok düşük düzeylerde tutulmaktaydı. Buna paralel olarak düşük kredi faiz uygulaması yoluyla sanayi kesimine fon ak­ tan mı yapılmaktaydı. Faiz oranları banka mevduatlarını arttırma ve yüksek getirili projelerin seçimi doğrultusundaki iki temel işlevini gerçekleştirememekteydi (Fry and Fahri, 1979; Hanson and Neal, 1986; Akalın, 1986). 1980 sonrasında faizlere uygulanan tavanın kaldırılması ve enflasyo­ nun 1978-1980 dönemine göreli olarak kontrol altına alınması neticesinde, reel mevduat faiz oranlarının ilk defa pozitif olarak gerçekleştiği görülmekte­ dir. Mevsimlik veriler incelendiğinde 1981 yılının ikinci üç ayından itibaren reel faiz oranlarının artı değerler aldığı ortaya çıkmaktadır. Ancak 19801987 döneminde tam anlamıyla bir serbest faiz uygulamasından söz etmek mümkün değildir. Faiz oranlan dönem boyunca büyük bankalar arasında yapılan centilmenlik anlaşmasıyla belirlenmiş olup, serbest piyasa ve tam rekabet şartları altında oluşacak faiz oranlanndan farklılık göstermektedir. 19701i yılların başından itibaren artan enflasyon oranları ile sabit nomi­ nal faiz oranlarının birleşmesi neticesinde, reel faiz oranları sürekli olarak düşüş kaydetmiştir. Enflasyonun 1970'lerin sonlanna doğru hızla artmasına paralel olarak negatif faiz oranlan da doruk noktasına ulaşmıştır. Faiz oran­ larının kısmen serbest bırakılması ve enflasyonun göreli olarak kontrol altına alınması neticesinde 19601ı yıllann sonlarından itibaren ilk defa pozi­ tif reel faiz oranları gerçekleşmiştir. Reel faiz oranları pozitif düzeylerde seyretmekle beraber istikrarlı bir eğilim göstermemektedir. Reel faiz oranla­ rındaki dalgalanmalar ile makroekonomik performans arasındaki ilişki üze­ rinde önemle durulması gereken bir noktadır. TABLO 1 Enflasyon, Nominal ve Reel Faiz Oranlan, 1973-1987 (Yüzde Olarak) 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 Enflasyon Oranı 1.2 8.1 4.8 7.6 3.2 7.2 6.7 15.9 18.0 20.5 29.9 10.1 15.6 24.1 52.6 63.9 107.2 36.8 25.2 30.6 52.0 40.0 26.7 39.0 Nominal Fgiz Oranı 6.5 6.5 6.5 6.5 6.5 6.5 9.0 9.0 9.0 9.0 9.0 9.0 9.0 9.0 13.8 18.1 24.0 36.8 37.5 35.0 54.9 45.3 46.9 48.2 Reel Faiz Oranı 5.24 -1.48 1.62 -1.02 3.20 -0.65 2.16 -5.95 -7.63 -9.54 -16.09 -1.00 -5.71 -12.17 -25.43 -27.94 -40.15 0.00 9.82 3.37 1.91 3.79 15.94 6.62 KAYNAK: Merkez Bankası ve Devlet İstatistik Enstitüsü. Reel faiz oranlarının evrimi mali kesimin boyutlarını ve performansını doğrudan doğruya etkilemektedir. Makro düzeyde mali kesim performans göstergeleri ortak bir eğilim göstermektedir. 1977-1980 döneminde faiz oranlarının had safhada negatif düzeye düşmesi neticesinde finans kesi­ minde önemli bir daralma meydana gelmiştir. Toplam mevduat, tasarruf mevduatları ve para arzının milli gelire oranlannda söz konusu dönemde önemli düşüşler kaydedilmiştir. Hanehalkından banka kesimine fon akımı son derece sınırlanmış ve banka kesiminin yatınmları finanse edebilme kapasitesinde aynı doğrultuda bir azalma olmuştur. M2 /GSMH oranında kaydedilen düşüş önemli bir makroekonomik dengesizlik göstergesidir. Söz konusu oranın düşmesi, paranın dolaşım hızında bir artış anlamına gelmek­ te ve bu artış enflasyonu körüklemektedir. IV^ /GSMH oranındaki düşüş ekonominin bir kısır döngü içinde olduğunu ifade etmektedir. Nominal faiz oranlannın sabit kaldığı bir ortamda enflasyonun artışı M2/GSMH oranını düşürmekte, söz konusu gelişme ise enflasyonu daha fazla körükleyerek reel faiz oranlarının daha büyük çapta düşmesine neden olmaktadır. 1980 sonrasında reel faiz oranlarının pozitif düzeylerde belirlenmesi önemli boyutlarda mevduat artışlarına yol açmıştır. Özellikle tasarruf mev­ duatı - milli gelir oranında 1980 sonrasında önemli artışlar olduğu gözlen­ mektedir. Banka mevduatlannın toplam mali varlıklar içindeki payında kay­ dedilen artışlarda dikkat çekici gelişmeler olarak nitelendirilebilir. TABL02 Mali Kesim Performans Göstergeleri Banka Mevduatları, 1970-1987 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 M2 44.15 56.64 70.90 90.35 113.28 146.64 181.16 243.52 328.01 527.80 881.95 1637.19 2554.14 3288.45 5179.00 8145.48 11643.96 16990.13 Reel Para Arzı (M2/P) 772.88 855.33 907.36 959.79 926.66 1089.80 1165.07 1262.19 1114.31 1093.85 881.95 1197.06 1491.03 1469.43 1522.28 1710.69 1930.07 2026.26 KAYNAK: Merkez Bankası M2/GSMH 30.05 29.49 29.94 29.16 26.52 27.35 26.84 27.90 25.39 23.93 19.89 24.98 29.24 28.47 28.19 29.31 29.62 29.10 TABLO 3 Mali Kesim Performans Göstergeleri: Banka Mevduatları, 1970-1987 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 Toplam Vadeli Mevduat Mevduat 32.24 8.80 13.02 42.57 54.71 18.01 20.54 69.48 87.10 24.58 29.00 113.33 138.42 30.78 34.40 179.76 44.41 233.72 381.47 83.31 177.94 661.39 665.15 1352.09 2138.93 1212.23 1347.47 2721.42 4411.69 2926.33 7114.21 4936.78 6627.34 10213.02 8227.50 14208.61 KAYNAK: Merkez Bankası. Reel Vadeli Mevduat 154.05 196.62 230.49 218.20 201.07 215.52 197.95 178.30 150.87 172.66 177.94 486.34 707.66 602.11 860.14 1036.81 1098.53 981.22 Toplam Vadeli Reel Toplam Mevduatlar/ Mevduat/ GSMH GSMH Mevduat 21.94 5.99 564.39 22.17 6.78 642.86 23.10 700.17 7.61 22.43 6.63 738.09 20.39 5.76 712.50 5.41 21.14 842.25 4.56 20.51 890.20 20.59 3.94 931.71 3.44 18.09 793.99 3.78 17.30 790.59 4.01 14.91 661.39 20.63 10.15 988.60 13.88 24.49 1248.64 23.56 11.66 1216.06 24.01 1296.74 15.93 1494.11 17.76 25.60 25.98 16.86 1692.88 24.34 14.09 1694.53 Şekil 1 Toplam Mevduat, Vadeli Mevduat ve Toplam Para Arzmın Milli Gelire Oranlan 1970-1987 (Yüzde Oranlar) 71 72 73 74 75 "Vadeli Mevduat/GSMH 76 77 78 79 80 81 82 Toplam Mevduat/GSMH 83 H 1 1 1 84 85 86 87 Toplam Para Arzı/GSMH TABLO 4 Mali Kesim Performans Göstergeleri: Dolaşımdaki Para, Banka Mevduatları ve Toplam Mali Varlıklar, 1970-1987 Toplam Dolaşımdaki Banka Mali Varlıklar Para Mevduatı (C+D)/GNP (C^ (D^ (C+D) 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 11.85 13.92 15.98 20.70 26.15 32.91 42.47 62.96 93.83 143.68 217.51 280.64 411.87 547.54 735.52 1011.38 1415.18 2274.74 32.24 42.57 54.71 69.48 87.10 113.33 138.42 179.76 233.72 381.47 661.39 1352.09 2138.93 2721.42 4411.69 7114.21 10213.02 14208.61 44.09 56.49 70.69 90.18 113.25 146.24 180.89 242.72 327.55 525.15 878.90 1632.73 2550.80 3268.96 5147.21 8125.59 11628.20 16483.34 30.01 29.42 29.85 29.11 26.52 27.28 26.80 27.81 25.36 23.81 19.82 24.91 29.20 28.30 28.01 29.24 29.58 28.23 Dm±m 73.12 75.36 77.39 77.05 76.91 77.50 76.52 74.06 71.35 72.64 75.25 82.81 83.85 83.25 85.71 87.55 87.83 86.20 KAYNAK: Merkez Bankası. Mevduat alanında kaydedilen olumlu gelişmelere rağmen reel kredi­ lerde ve kredilerin milli gelirdeki oranında bir gerileme söz konusudur. An­ cak gerileme büyük ölçüde kamu kesimine verilen kredilerin azalmasından kaynaklanmaktadır. Banka kredilerinin önemli boyutlarda kamu kesiminden özel kesime kayması 1980 sonrası dönem çarpıcı özelliklerinden birini oluşturmaktadır. TABLO 5 Mali Kesim Performans Göstergeleri: Banka Kredileri, 1970-1986 Milyar TL 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 Özel Toplam Kesim Krediler Kredileri 64.7 32.5 76.8 37.2 96.8 49.4 126.9 65.0 185.4 84.2 248.6 121.2 512.3 205.8 643.6 260.7 963.7 380.8 1614.5 660.3 2489.4 1231.3 3056.4 1813.5 4079.8 2707.9 4564.1 3624.8 7550.0 5725.3 12354.8 8992.4 19659.6 13936.3 KAYNAK: Merkez Bankası Reel Toplam Krediler 11.4 11.6 12.3 13.5 15.2 18.4 26.4 22.1 20.1 16.1 18.2 17.8 18.2 13.4 16.9 26.7 32.2 Reel Özel Kesim Kredileri 5.7 5.6 6.3 6.9 6.9 9.0 10.6 9.0 7.9 6.6 9.0 10.6 12.1 10.7 12.8 19.5 32.9 Yüzde Oranlar Özel Kesim Toplam Kredileri Krediler -GSMH -GSMH 22.1 44.0 19.4 40.0 40.2 20.5 21.0 41.0 43.4 19.7 22.6 46.3 58.7 23.6 20.2 49.9 43.8 17.3 36.4 14.9 18.8 38.0 35.0 20.8 23.4 35.3 19.8 24.9 27.2 20.7 31.4 22.9 33.6 23.9 TABLO 6 Banka Kredilerinin Dağılımı, 1977-1987 (Yüzde Oranlar) 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 Kamu 49.3 49.1 50.2 48.0 40.2 34.8 31.7 25.2 27.3 27.2 29.1 Özel 50.7 50.9 49.8 52.0 59.8 65.2 68.3 74.8 72.7 72.8 70.9 KAYNAK: Merkez Bankası „ Tasarrufların ve yatın m lan n evrimi mali kesim performansının önemli bir ölçütüdür. Tasarruf mevduatı alanında kaydedilen önemli gelişmelere rağmen, 1980-1985 döneminde gerek toplam, gerek özel tasarruflarda 1980 öncesine oranla herhangi bir farklılık gözlenmemektedir. Tasarruf oranlan yıldan yıla dalgalanmalar göstermiş, fakat tasarruf oranında bir ar­ tış kaydedilememiştir (Tablo 7). Söz konusu dönemde tasarrufların bileşi­ minde de özel kesim lehine ciddi bir gelişme olmamıştır. Mali reformlann tasarruflar üzerindeki etkisi 1986 yılından itibaren ken­ dini göstermeye başlamıştır. 1986 ve daha sonraki yıllarda toplam ve özel tasarruf oranlannda belirgin bir artış kaydedildiği tablo 7'den açıkça izlen­ mektedir. TABLO 7 Tasarrufların Milli Gelirdeki (GSMH) Payı, (Yüzde Oranlan) 1970-1988 1970- 19Z5 i2Z£ M Z M S 1 Yurtiçi Tasarruflar 17.7 17.5 Kamu 8.2 8.9 8.1 Özel 10.2 8.8 9.4 1.3 5.2 5.6 7.0 2.7 2.0 40.9 42.9 39.2 29.7 34.9 16.3 30.0 12.9 11.1 12.0 13.8 14.7 20.6 12.9 Dış Tasarruflar 17.0 9.8 6.8 6.7 10.8. 13.0 mımmâimımımımım 18.4 19.7 Mi2im 15.9 18.4 18.7 16.0 16.8 18.6 21.0 3.5 25.7 2.6 5.5 8.6 8.9 8.3 7.6 9.2 8.9 17.2 10.6 9.8 9.8 7.7 9.2 9.4 12.1 16.0 18.1 5.5 : 3.2 1.7 3.5 2.8 1.9 2.2 1.5 -2.1 44.7 45.3 44.9 46.3 52.4 50.9 44.3 46.9 12.2 12.3 9.4 9.1 11.4 14.6 19.3 21.6 7.5 7.6 Kamu Tasarrufları -Kamu Harcanabilir Gelir Özel TasarruflarÖzel Harcanabilir Gelir Yatırımlarla ilgili veriler tasarruf oranlan ile paralel bir eğilim göster­ mektedir. 1 9 8 0 - 1 9 8 5 döneminde toplam ve özel yatırımların milli gelirdeki payları 1980 öncesi döneme oranla daha düşük düzeyde gerçekleşmiştir. Ancak, 1986 yılından itibaren tasarruflardaki artışa paralel olarak toplam ve özel yatın m oranlannda önemli bir sıçrama söz konusudur. TABLO 8 Yatınmlann Evrimi ve GSMH İçindeki Payı, 1973-1988 (Yüzde Oranlar) Özel Sabit Toplam Toplam Sabit Sermaye Kamu Sabit Yatınmlar Sermave Yatırımlan Sermave Yatırımları Yatırımları 1973 18.1 17.2 8.1 9.1 1974 19.7 17.1 8.0 9.1 1975 22.9 19.9 9.9 10.0 1976 23.1 21.6 11.1 10.5 1977 24.0 24.1 11.7 12.4 1978 22.5 21.7 11.2 10.5 1979 21.7 20.4 9.6 10.8 1980 21.3 19.5 10.9 8.6 1981 21.9 19.1 7.2 11.9 1982 20.4 19.0 11.0 7.3 1983 19.5 18.4 8.2 10.2 1984 19.6 10.2 18.1 7.9 1985 20.5 8.4 19.6 11.2 1986 23.2 12.7 22.3 9.6 1987 25.3 24.1 12.9 11.5 1988 23.6 23.9 11.4 12.5 KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı 1 9 8 0 yılından itibaren gerçekleştirilen önemli değişikliklere rağmen uzun bir süre toplam ve özel tasarruf oranlarının oldukça istikrarlı bir eğilim göstermesi, tasarrufların seferber edilebilmesi ve verimli yatın m alanlarına kaydırılabilmesi açılanndan kurumsal gelişmenin önemini gündeme getir­ miştir. Türk mali kesiminde bankalar hakim rol oynamaktadır. Banka mev­ duatları toplam finansal araçların üçte ikisini oluşturmaktadır. Şirket hisse senetleri ve tahvilleri gibi sermaye piyasası kaynaklı araçlar toplam finansal araçlar içinde çok düşük bir paya sahiptir (Tablo 9). Sermaye piyasasının ve dolayısıyla banka kesimine alternatif olabile­ cek aracı finans kuruluşlannın ve finansal araçların gelişmesini ve yer­ leşmesini teşvik etmek amacıyla bir dizi kurumsal düzenlemeler getirilmiştir (Ertuna, 1 9 8 7 ) . TABLO 9 Seçilmiş Finansal Araçlar, 1 9 7 5 - 1 9 8 5 (Yüzde Oranlar) Mevduat Hazine Bonoları ve Devlet Tahvilleri Şirket Tahvili Hisse Senedi 1975 57 1980 56 1985 69 35 3 5 31 5 7 21 1 9 KAYNAK: Coşan-Ersel ( 1 9 8 6 ) ; Ertuna ( 1 9 8 7 ) . 1981 yılında Sermaye Piyasası Kanunu kabul edilmiş ve 1982 yılında Sermaye Piyasası Kurulu oluşturulmuştur. 1982 yılında bankacılık siste­ miyle ilgili kanun niteliğinde kararname çıkanimış ve 1985 yılında Bankalar Kanununa dönüştürülmüştür. 1984 yılında özel finans kurumlannın çalışma esaslarını saptayan Bakanlar Kurulu Kararı alınmıştır. Son iki yılın en önemli gelişmesi ise İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ile ilgilidir. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası 1985 yılında düzenlenip, 1986 yılı başında faaliy­ ete geçmiştir. Hisse senetleri ve şirket tahvilleri ile ilgili bilgiler ilişikteki ta­ bloda sunulmaktadır. Son yıllarda gerçekleştirilen köklü kurumsal düzenle­ melere rağmen söz konusu araçların milli gelirdeki paylarında önemli bir sıçrama gözlenmemektedir. Ancak 1 9 8 0 sonrasında hisse senetlerinin GSMH içindeki payında belirgin bir artış kaydedilmiştir (Tablo 10). Türk finans kesiminde özellikle dikkati çeken bir unsur, sanayileşmiş ülkelerde tasarrufları seferber etmek açısından önemli rol oynayan sigorta şirketleri ve sosyal güvenlik kurumları gibi kuruluşlarının pek fazla geliş­ memiş oluşudur. Örneğin sigorta şirketlerinin Merkez Bankası dışındaki mali kurumlann toplam aktifleri içindeki payı yüzde biri geçmemektedir (TÜSİAD, 1982). Hükümet tarafından uygulanan makroekonomik politikalar sermaye pi­ yasasının gelişimini doğrudan doğruya etkilemektedir. Sürekli ve yüksek boyutlu enflasyonun yarattığı belirsizlik ortamında sermaye piyasası isteni­ len düzeyde gelişememektedir. Sermaye Piyasası Kurulu tarafından ger­ çekleştirilen bir araştırmada çeşitli finansal araçların reel getiri oranlan he­ saplanmıştır (Coşan and Ersel, 1986). Bu bulgulardan hareket ederek var­ dığımız sonuçlar şunlardır. (i) Mali araçların getiri oranları yıldan yıla önemli dalgalanmalar gös­ termektedir. Getiri oranlannın istikrarsız oluşu mali araçlara olan talebi fren­ leyici bir etki yapmaktadır. Söz konusu dalgalanmalann yüksek boyutlu ve değişken enflasyon oranları ile yakından bağlantılı olduğu düşünülürse, en­ flasyonun finans kesiminin gelişmesi üzerinde yarattığı olumsuz etki açıkça görülmektedir. (ii) Reel mevduat faizleri bir çok mali aracın getiri oranlarının altında kalmaktadır. Söz konusu eğilim 1985-1986 döneminde daha belirgin bir ha­ le gelmiştir. Özellikle altının getiri oranının oldukça yüksek düzeyde seyret­ tiği göz önüne alındığında, önümüzdeki dönemlerde mevduat artışlannın devamı açısından olumsuz bir tablo ortaya çıkmaktadır. (İÜ) Hiçbir risk boyutu olmayan hükümet tahvilleri ve hazine bonolan gibi kamu finansman araçlannın getiri oranlannın yüksek oluşu ve özellikle reel mevduat faiz oranlannın yüksek oluşu ve özelikle reel mevduat faiz oran­ larının üzerinde seyretmeleri tehlikeli ve özellikle üzerinde durulması gere­ ken bir gelişmedir. Risk boyutu ile getiri oranı arasında bir bağlantı kurula­ mayışı finans sisteminin gelişmesini engelleyici etkenlerden biri olmaktadır (Ertuna, 1987). Kamu kesimi finansman ihtiyaçlannın mali kesim üzerindeki etkileri ayrı bir bölümde aynntılı bir biçimde ele alınacaktır. 2. REEL FAİZ ORANLARI V E KREDİ - MEVDUAT FAİZ FARKINI BELİRLEYEN ETKENLER Yüksek kredi faiz oranları ile kredi - mevduat faizleri arasındaki uçurum (spread), mali kesimin performansında göze çarpan en önemli unsurlardan biridir. Banka sisteminin kaynak aktarma işlevini yüksek maliyetle gerçek­ leştirmesi reel kesimin performansını ve yatırım hedeflerini olumsuz yönde etkilemektedir. Yüksek kredi faiz oranları Türkiye'ye özgü bir gelişme ol­ mayıp mali kesim reformu sonrasında birçok orta gelir düzeyindeki ülkede gözlenen bir gelişmedir (Hanson, 1986; Gorbo, Melo and Tybout, 1986). Mali kesim reformu ile ilgili ilginç bir paradoks ortaya çıkmaktadır. Reform öncesinde negatif reel faiz oranlannın varlığı ve olumsuz etkileri vurgulan­ makta, ancak reform sonrasında söz konusu durumun tam tersine yüksek kredi faiz oranlarının süreklilik kazandığı izlenmektedir. Kredi - mevduat faiz farkının geçici olmayışı ve süreklilik arzetmesi bir tek nedene indirgenemez ve çeşitli etkenlerin bir araya gelmesiyle açıklanabilir (Tablo 11). TABLO 10 Mali Kesim Performans Göstergeleri Banka Kesimi Dışında Mali Araçlar, 1970-1985 (Yüzde Oranlar) Kamu Kesimi Tahvilleri-GSMH 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 11.3 10.0 9.6 9.7 7.8 8.0 9.6 11.3 10.2 7.4 4.1 3.3 2.9 3.8 3.3 4.5 Şirket Tahvilleri -GSMH Hisse Senetleri -GSMH 0.5 0.4 0.4 0.5 0.4 0.6 0.7 0.6 0.8 0.5 0.6 0.6 0.6 0.5 0.4 0.3 KAYNAK: Sermaye Piyasası Kurulu, Coşan ve Ersel (1986). 0.4 0.6 0.8 1.1 1.2 1.1 1.1 1.2 1.1 0.6 1.0 1.0 2.0 2.4 2.3 2.0 TABLO 11 Kredi ve Mevduat Faiz Oranları Arasındaki Fark (Spread) 1987- 1988 1987 1988 Mevduat Faiz Oranı 52 65 12 16 Munzam Karşılık Oranı 27 23 Disponibilite Oranı Hazine Senetleri 18 20 7 5 Nakit 57 Kredi Olarak Verilebilecek Fon Oranı 65 68.9 100 Kredinin Bankaya Toplam Maliyeti İşletme Maliyeti 8.0 8.0 Vergi 10.0 14.0 Alıcı İçin Kredinin Toplam Maliyeti 86.9 122.0 Mevduat Sahibine Geliri Oranı 46.8 58.5 Fark 40.1 63.5 KAYNAK: Anket verilen. (A) Banka Kesiminde Piyasa Yapısı : Gelişmekte olan ülkelerin ortak bir özelliği, bankalarm mali kesimde hakim rol oynamalan ve diğer aracı fi­ nans kurumlarının göreli katkılarının son derece sınırlı kalışıdır. Daha öncede belirtildiği gibi Türkiye'de banka mevduatları toplam finansal araçlann üçte ikisini oluşturmaktadır (bknz. Tablo 10 ). Türk banka sistemi­ nin piyasa yapısı incelendiği dört büyük bankanın toplam aktifler, mevduat ve krediler içinde önemli bir paya sahip oldukları gözlenmektedir. Dört büyük banka (Ziraat Bankası, İş Bankası, Akbank ve Yapı Kredi Bankası) banka kesimindeki toplam mevduat ve aktiflerin yaklaşık üçte ikisini oluştur­ maktadır (Tablo 12). Tablo 12 incelendiğinde mali kesim ile ilgili düzenlemelerin banka sek­ töründeki oligopolcü yapıyı kıramadığını, bilakis dört büyük bankanın özel­ likle tasarruf mevduatı alanında piyasa paylannı arttırdıkları gözlenmekte­ dir. Dört büyük bankanın tasarruf mevduatlan paylarındaki artışa rağmen, toplam krediler içindeki paylarında azalma oluşu söz konusu bankaların kredi sınırlaması uyguladıklannı göstermektedir. Şekil 1'de basit bir mono­ pol örneği verilerek, eksik rekabet şartları altında (a) banka kesiminde kredi sınırlaması olacağı (b) tam rekabet şartları altında gerçekleşen durumla mukayese edildiğinde kredi faizlerinin daha yüksek ve mevduat faizlerinin daha düşük aüzeyde belirleneceği (c) kredi - mevduat faiz farkının bir den­ ge durumu oluşturacağı ve süreklilik kazanacağı gösterilmektedir (Courakis, 1984; Diaz-Alejandro, 1985). Kredi ve Mevzuat Faiz Oranları (rL .r. ) m. Şekil 2 Eksik Rekabet Şartlan Altında Kredi Piyasası ve Mali Kesimin Liberalleşmesi (a) Tam rekabet şartları altında denge : ( L 'o ' (b) Monopol şartları altında denge ( > r^^ , ) TABLO 12 Banka Kesiminde Oligopolcü Yapı: Dört Büyük Bankanın Toplam Mevduat, Krediler ve Aktifler İçindeki Payı, 1980-1988 (Yüzde Oranlar) Tasarruf Mevduatı Toplam Mevduat Toplam Krediler Toplam Aktifler 1980 65.2 64.3 59.4 56.9 1983 70.2 66.2 57.4 56.2 1986 71.7 62.8 51.9 61.4 1988 67.6 60.0 52.9 50.8 KAYNAK: Bankalar Birliği. 1980 sonrası banka kesiminin önemli bir özelliği bir çok yabancı ban­ kanın Türkiye'de faaliyete geçmeleri ve şube açmalandır. Ancak söz konu­ su bankalar kredi-mevduat faiz farkını azaltmak yönünden etkili olamamış­ lardır. Yabancı bankaların toplam aktifler mevduat ve krediler içindeki pay­ ları henüz oldukça sınırlı düzeyde bulunmaktadır (Tablo 13). Buna ilave ol­ arak yabancı bankalar dış ticaretin finansmanında ihtisaslaşmaktadır. Bu iki etken nedeniyle yabancı bankaların varlığı oligopolcü yapıyı değiştirebile­ cek bir rekabet ortamı yaratmamıştır. TABLO 13 Yabancı Bankalann Toplam Mevduat, Aktifler ve Krediler İçindeki Payı, 1988 (Yüzde Oranlar) Mevduat 1.3 AMMr 1.7 EmMm 1.4 KAYNAK: Bankalar Birliği Oligopolcü piyasanın özellikleri ve faiz oranlannın 1980 yılına kadar sürekli olarak hükümet tarafından belirlenmesi, bankalan yeni şube açmak gibi fiyat-dışı rekabet yöntemlerini benimsemeye zorlamıştır. Ancak yeni şu­ be açılması ve personel sayısının artması yoluyla mevduat toplama çabala­ rı bankalann maliyetlerini önemli ölçülerde arttıran bir etken olmuştur. Türk banka kesimindeki şube ve personel başına mevduat rakamları, 1980-1986 döneminde kaydedilen artışlara rağmen gelişmiş ülkelerdeki oranlann bir hayli altında seyretmektedir. İşletme giderlerinin toplam aktiflere oranı da sanayileşmiş ülkeler ortalamalarının oldukça üzerinde gerçekleşmektedir. Diğer taraftan aşın şubeleşme ve aşın istihdam gibi maliyet arttırıcı unsur­ ların varlığına rağmen, banka kesimindeki karlılık oranlannın gelişmiş ülke ortalamalanndan daha yüksek olduğu gözlenmektedir. Söz konusu eğilim- ler bir bütün olarak ele alındığında, eksik rekabet koşullarının banka kesimi­ nin performansını belirleyen temel etkenlerden biri olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır (Tablo 14 ve 15). TABLO 14 Ticari Bankaların Etkinlik Düzeyi: Şube ve Personel Başına Mevduat (Milyon Dolar) Almanya (1980) Fransa (1980) İngiltere (1980) Japonya (1980) Türkiye (1980) Türkiye (1986) Şube Başına Mevduat 81.8 21.8 17.1 251.1 1.7 3.7 Personel Başına Mevduat 2.6 1.6 0.7 3.5 0.19 0.17 KAYNAK: TÜSİAD (1982), Bankalar Birliği. TABLO 15 Banka İşletme Giderlerinin ve Vergi Öncesi Kârlannın Toplam Aktiflere Oranları, 1981-1986 (Yüzde Oranlar) İşletme Giderleri/ Vergi Öncesi Kâr/ Toplam Aktiflşr Toplam Akfiflgr Türkiye (1981) 7.1 1.90 Türkiye (1986) 5.3 2.00 Fransa (1981) 2.0 0.43 B.Almanya (1981) 2.2 0.49 İtalya (1981) 2.4 0.70 İsveç (1981) 1.5 1.22 ABD (1981)* 2.8 0.84* KAYNAK: Hanson - de Rezende Rocha (1986), Bankalar Birliği * 1979 değeri. (B) Munzam Karşılıklar ve Banka Vergileri Bankaların mevduatlarının yüzde yirmisini Merkez bankasında bloke etme zorunluğu kredi-mevduat faiz farkını yükselten temel etkenlerden biri olmaktadır. Hanson ve de Recende Rocha (1986) tarafından Dünya Ban­ kası için yapılan bir çalışmada, rezerv tutma zorunluluğunun bankalara yük­ lediği maliyetin kredi-mevduat faiz oranındaki farkı belirleyen en önemli un­ sur olduğu vurgulanmaktadır. İşletme maliyetleri sekiz puanla kredi-mev- duat faiz farkını belirleyen ikinci en önemli etken olmaktadır. Banka vergiler­ inin de kredi-mevduat faiz farkını genişleten bir önlem olduğu açıkça görül­ mektedir (Tablo 16). TABLO 16 Kredi Faiz Oranlannın Bileşimi ve Spread Sorunu, 1983 Yıllık Kredi Faiz Oranı Vergi Rezerv Maliyeti (a) İşletme Maliyetleri Yıllık Mevduat Faiz Oranı %78.a % 7.1 % 18.9 % 8.0 % 44.0 KAYNAK: Dünya Bankası Tahminleri; Hanson and de Rezende Rocha(1986) (a) Munzam karşılıklardan dolayı ortaya çıkan maliyetler. TABLO 17 Özel İmalat Sanayiinde Borç-Özkaynak Yapısı ve ABD Örneği, 1981-1982 (Medyan Oranlar) 1982 1981 1981 Toplam Borçlar-Özsermaye 4.60 2.88 1.39 Kısa Vadeli Borçlar-Toplam Varlıklar 0.55 0.54 0.39 1.02 0.61 1.12 Sabit Varlıklar (Net)-Özsermaye Kısa Vadeli Borçlar-Toplam Borçlar 1.00 1.00 0.69 Banka Kredileri-Kısa Vadeli Borçlar 0.23 0.20 0.06 0.54 0.39 0.55 Banka Kredileri-Toplam Borçlar KAYNAK: Yaşer (1986). 1982 1.50 0.40 0.64 0.70 0.06 0.40 TABLO 18 İmalat Sanayiindeki 500 Büyük Firmanm Borç-Özkaynak Yapılan, 1983-1985 (Yüzde Oranlar) Özsermaye, Dönem Kârı ve İşletme Dışı Kaynakların Toplam Kaynaklara Oranları özsermaye Kamu Özel Dönem Kârı Kamu Özel İşletme Dışı Kaynaklar Kamu Özel 1983 25.3 22.1 30.0 6.1 4.0 9.3 68.6 73.9 60.7 1984 35.3 38.6 31.2 8.7 7.9 9.6 56.0 53.5 59.2 1985 33.2 36.4 27.0 9.5 9.8 9.1 57.3 53.8 63.9 KAYNAK: O.Akgüç, "Türkiye'nin 500 Büyük Firmasının Yapısı", İstanbul Sanayi Odası (1984, 1985, 1986). (C) Belirsizlik, Donuk Krediler ve Kredi Smırlamaları Kuramsal düzeyde kredi-mevduat faiz farkını belirleyen önde gelen et­ kenlerden biri de donuk kredi sorunudur. Şirketlerin finansal yapıları ile do­ nuk kredi sorunu arasında doğrudan doğruya bir ilişki bulunmaktadır. İmalat sanayiindeki firmalann özsermaye yetersiz olduğu ve söz konusu firmaların büyük ölçüde dış kaynaklara bağımlı olduklan çeşitli araştırmalarda açıkça ortaya konmaktadır. Özellikle banka borçlanmn toplam borçlar içindeki payı ile banka borçlanmn işletme finansmanına yönelik kısa vadeli borçlardan oluştuğu dikkat çekici özelliklerdir (Tablo 17 ve 18). Donuk kredilerin önemli boyutlara ulaştığı ve firmalann özsermayelerinin-yetersiz oluşu nedeniyle banka borçlarına bağımlı olduklan bir ortam­ da, bankalar açısından optimal strateji kredi sınırlamasını gerektirmektedir (Stiglitz and Weiss, 1981). Söz konusu ortamda bankalar gerek elde ede­ cekleri faizi, gerekse borç ödememe riskini göz önüne almak zorundadır. Banka açısından kredilerin getiri oranı, faiz oranı ve geri ödememe riski olmak üzere iki ayrı etken tarafından belirlenmektedir. En yüksek faiz oranını ödemeyi kabul eden firmalar genellikle risk boyutu daha fazla olan yatınm alanlanna girmektedir. Bankanın kârını maksimum kılacak strateji yüksek faiz getirişi olan ancak risk boyutu fazla kredi taleplerinin reddedil­ mesi gerekmektedir. Söz konusu ortamda, tam rekabet koşullannın mevcut olmasına rağmen, kredi faizlerine tavan uygulanması ve kredi hacminin sınırlanması banka açısından optimal davranış biçimini oluşturmaktadır (Stiglitz and Weiss, 1981; Diaz-Alejandro, 1985; Şekil 2). Ancak Tablo 18'den olumlu bir gelişme izlenmektedir. 1980 sonrasında oluşan yüksek kredi maliyetleri şirketlerin kendi özkaynaklannı arttırarak fi­ nansal yapılannı güçlendirmeye zorlamıştır. Söz konusu zorunlu teşvikler neticesinde firmaların dış borç-özsermaye oranlarında bir düşüş kaydedil­ diği açıkça gözlenmektedir. Kredi ve Mevduat Faizleri /is (n,r ) D D=L D = L c c Mevduat (D) ve Krediler (L) Şekil 2 Belirsizlik, Donuk Krediler ve Kredi Smırlamalan: Stiglitz-Weiss Tezi Donuk krediler ile ilgili veriler incelendiğinde, tahsili gecikmiş alacaklarm toplam banka kredileri içinde oldukça düşük bir paya sahip olduğu ve 1986-1988 döneminde söz konusu oranda önemli ölçülerde gerileme kay­ dedildiği gözlenmektedir (Tablo 19). Diğer taraftan mülakat yoluyla edin­ diğimiz gayrıresmi izlenimler donuk kredi sorununun çok daha büyük boyut­ larda seyrettiğine işaret etmektedir. Bankalar çeşitli bilanço teknikleriyle "donuk kredileri" farklı kalemler altında gösterebilmekte ve dolayısıyla "tahsili gecikmiş alacaklar" kalemi sorunun gerçek boyutlarını sağlıklı bir şekilde aksettirememektedir. TABLO 19 Tahsili Gecikmiş Alacaklar/Toplam Krediler, 1986-1988 (Yüzde Oranlar) Kamu Bankaları Özel Bankalar Milli Ticaret Bankalan Diğer Ticaret Bankaları Kalkınma ve Yatırım Bankaları Banka Kesimi (Toplam) 1986 7.2 4.4 5.9 3.0 7.6 6.0 1988 1.9 1.6 1.8 3.8 9.0 2.9 KAYNAK: Bankalar Birliği 3. MALÎ K E S I M V E Y A T ı R ı M L A R : Y A T ı R ı M F O N K S I Y O N L A R ı Yüksek kredi faizlerinin ve kredi-mevduat faizleri arasındaki uçurumun reel kesim üzerindeki olumsuz etkileri çalışmamızın çeşitli safhalarında be­ lirtilmiştir. Mali sınırlamalann reel kesim üzerindeki etkilerini ölçmek ama­ cıyla yıllık verilerle ve 1963-1986 dönemi kapsamında özel ve toplam yatı­ rım fonksiyonları hesaplanmıştır. Çalışmamızda hesaplanan üç ayrı tip yatırım fonksiyonu şu şekilde ifade edilebilir: î =|3o lp=Xç,-^X^ Mp AY 4-132 — P3 r AY 4 - ^ 2 - ^ + ^ 3 ' BK î „ = ? i o + '^1 AY + A.2 — + ? i 3 r (1) (2) (3) Değişkenlerin Tanımı : = Reel Sabit Sermaye Yatınmları = Reel özel sabit sermaye yatırımlan P AY = Reel GSMH'daki mutlak değişme = Reel para arzı (Geniş tanım) r = Ex-post reel faiz oranı .BK = Özel sektöre verilen reel banka kredileri I M = İthalat kapasitesi endeksi, ara ve sermaye mallan ithalatı (Ton). (Leff and Sato, 1980; De Melo and Tybout, 1986). Finans kesimindeki gelişmelerin yatırımlar üzerindeki belirlemek amacıyla reel para arzı (M2/p) ve reel banka kredileri olmak üzere (BK/p) iki ayrı açıklayıcı değişken kullanılmıştır. Finans kesimi ile ilgili diğer bir göstergede reel faz oranıdır. Kuramsal açıdan (M2/p) ve (BK/p) değişkenle­ ri ile yatırımlar arasında pozitif bir ilişki, reel faiz oranı ile yatınmlar arasında negatif bir ilişki olacağı öngörülmektedir AY değişkeni talep değişmelerinin yatırımlar üzerindeki etkisini ölçmektedir. Son olarak, İM değişkeni dış tıcçaret rejiminin liberalleşmesi ve sermaye akımlarından kaynaklanan itha­ lat hacmindeki artışların yatırmlar üzerindeki etkisini belirlemektedir. Reel sabit sermaye yatırmairı ve reel özel sabit sermaye yatırımları bağımlı değişken olarak kullanılmaktadır. Her iki durumda da reel para arzı anlamlı sonuç vermektedir. Kredi hac­ mi değişkeni ise özel yatınmlan doğrudan doğruya etkilemektedir (Tablo 20 ve 21). Türkiye ekonomisinde yatınmlann kaynak sınırlamalanndan etkilen­ diği açıkça ortaya çıkmaktadır. Sonuçlar reel kesim performansının finans kesiminin gelişmesine ve reel kredi hacmindeki artışlara doğrudan doğruya bağlı olduğunu vurgula­ maktadır (Özmucur, 1987b; Uygur, 1986; Yağcı, 1983). Denklemlerde reel faiz oranı değişkenin katsayısının negatif ve anlamlı çıkması yatınmlann yüksek kredi faizlerinden olumsuz yönde etkilendiği tezini açıkça destekle­ mektedir. Özel ve toplam yatın m fonksiyonları arasındaki önemli fark AY değişke­ ninden kaynaklanmaktadır. Söz konusu değişkenin katkısı özel yatırım fonksiyonunda pozitif ve anlamlı çıkmakta ve özel yatırımların mali sınırla­ malara paralel olarak talep düzeyinden de etkilendiği açıkça ortaya kon­ maktadır. Diğer taraftan, toplam yatırım fonksiyonlarında sadece mali kısıt­ lamaların açıklayıcı rolü bulunduğu gözlenmektedir. Son olarak, ithalat hac­ mi değişkenin yatınmlar üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığı görüşü des­ teklenmektedir. TABLO 20 Toplam Yatırım Fonksiyonlan 1963-1986 1.1 = 2530.30+ 0.210 AY (1.24) (0.926) + 53.84 M2/p - 353.75 r (12.7) (-5.215) MA (1) = 0.543 (2.334) R^= 0.925 DW = 1.986 F = 72.27 2.1 = 4559.95 + 0.203 AY + 39.097 N/F /p (1.54) (0.849) (2.68) - 284.56 r + 0.003 İM (-3.35) (1.12) MA(1) = 0.545 (2.15) ^2 R = 0.913 DW = 1.98 F = 47.37 TABLO 21 Özel Yatırım Fonksiyonları 1963-1986 l . î p = 2456.13 + 0.294 AY (2.892) (3.109) 0.301 AY.1 + 11.044 M2/p - 209.3 r (3.40) (6.60) (-7.55) ^ 2. î = 00.893 . D W = 1.685 P = 48.748 = 2395.3 + 0.224 AY (3.13) (2.53) + 23.439 BK/p- 174.57 r (9.51) (-6.77) R2=0.913 D W = 1.463 P = 81.06 3. î p = 1969.8 + 0.190 AY : 0.256 AY.-] (3.52) (2.94) (4.42) + 20.235 BK/p -179.4 r (10.55) (-9.66) -.2 R =0.955 D W = 2.01 P = 121.9 4. KAMU KESİMİ FİNANSMAN DENGESİNİN MALİ KESİM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Kamu kesiminin finansman ihtiyaçları mali kesimin performansını doğ­ rudan doğruya etkilemektedir. 1980 sonrasında kamu kesiminin finansma­ nında bazı köklü değişikliklerin gerçekleştiği gözlenmektedir. A. İşletmeci KİTlerin Finansman Dengesi Kamu kesimi finansmanı konusundaki en çarpıcı gelişmelerden biri iş­ letmeci KİT'lerin finansman dengesi ile ilgilidir. İşletmeci KİT'lerin 1970'li yıl­ larda zarar ettikleri ve finansman ihtiyaçlarının ekonomide önemli enflasyonist baskılar yarattığı bilinmektedir. 1980 sonrasında özellikle fiyat politika­ larında değişim neticesinde KİT'ler kâr eden kuruluşlar haline gelmişlerdir. (Tablo 22). İşletmeci KİT'lerin finansman kaynakları incelendiğinde bütçe transfer­ lerinin 1980 sonrasında giderek azalan bir paya sahip olduğu dikkat çekici­ dir (Tablo 23). Merkez Bankası kredilerinin dağılımı incelendiğinde ortaya benzer bir tablo çıkmaktadır (Tablo 24). KİT'lerin Merkez Bankası kredileri içindeki payı sürekli düşüş kaydetmiş, söz konusu özellikle 1984-1988 dö­ neminde daha belirgin hale gelmiştir. KİT'lerle Merkez Bankası arasındaki ilişkinin sınırlandınimasına karşılık Merkez Bankası kredilerinin artan bir bölümü Hazine'ye yönlendirilmektedir. Dolayısıyla, 1980 sonrasında Merkez Bankası kredilerin kamu ve özel ke­ sim arasındaki dağılımında daha önceki döneme oranla bir farklılık gözlenmemektedir (Tablo 24). KİT'lerin kâr eden kuruluşlar şekline dönüştürülmesi ve buna paralel ol­ arak devlet bütçesi ve Merkez Bankası ile KİT'lerin finansman ihtiyaçları arasındaki otomatik bağın kopaniması olumlu gelişmeler olarak nitelendiri­ lebilir. Söz konusu gelişmeler neticesinde KİT'lerin para arzı artışları kana­ lıyla yarattığı enflasyonist baskılar bir ölçüde hafifletilmiştir. Ancak, KİT'lerin Türkiye Ekonomisindeki konumlan ile ilgili olarak bazı kaygı uyandıracak noktalar bulunmaktadır. (i) KİT'lerin birçoğunun tekelci veya oligopolcü piyasalarda üretim yaptıkları göz önüne alındığında, fiyat kontrollerinin kaldırılması ve serbest fiyat uygulaması yoluyla kâra geçmeleri söz konusu kuruluşların verimli bir biçimde çalıştığı anlamına gelmez. Verimlilik artışı sağlanmadığı takdirde KİT'ler maliyet artışlan yoluyla enflasyonist baskılar oluşturmaya devam ed­ ecektir. (ii) KİT'lerin yüksek yatırım hedeflerinden kaynaklanan finansman ihtiyaçlan, 1980 öncesi döneme göre bir gerileme kaydetmesine rağmen. önemini sürdürmektedir. KİT finansman ihtiyaçlannm artan bir bölümünün dış proje ve program kredileri ile karşılanması üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir eğilimdir (Tablo 23). KİT'lerin finansman dengesi ile dış borç so­ runu arasındaki bağlantı tablo 'dan açıkça görülmektedir. Dış borç servis yükünün arttığı bir dönemde, KİT yatırımlannın verimliliği ve KİT'lerin per­ formansının değerlendirilmesi tekrar gündeme gelmektedir (Şekil 3). TABLO 22 İşletmeci KİT'lerin Finansman Dengesi, 1973-1987 MilvarTL 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 Yüzde Oranları Temini Temini Bütçe Gerekli Dönem Kârı Gerekli Finans- Transferle Bütçe GSMH man/GSMH ve Zaran Finansman Transferleri 0.4 14.2 2.0 6.1 4.6 22.3 1.7 5.2 0.8 7.2 30.6 -4.4 5.7 1.9 10.3 47.8 2.4 7.1 -16.9 16.2 58.3 3.2 -36.2 6.7 27.8 86.3 -52.0 6.7 3.1 39.5 186.1 8.4 -71.5 83.4 3.8 264.1 3.4 -23.1 6.0 152.9 434.7 7.7 3.5 229.5 6.6 464.7 66.7 5.3 2.3 204.9 594.7 2.4 -34.4 278.1 5.1 771.1 464.9 4.2 1.5 274.6 1004.9 0.7 833.7 180.7 3.6 1165.0 0.4 794.5 3.0 138.0 1495.6 1036.1 0.8 445.6 2.6 KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı, Maliye Bakanlığı. TABLO 23 İşletmeci Kitlerin Finansmanı, 1980-1987 (Yüzde Olarak) Destekleme Dış ve Fiyat Bütçe Proje İstikrarı Transferleri D.Y.B. Kredileri Fonu 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 57.9 52.8 44.1 46.8 35.6 18.0 11.8 29.8 6.1 11.9 11.2 6.6 6.6 2.8 7.9 1.5 15.6 18.3 24.5 26.0 33.4 52.8 65.1 65.3 11.7 17.0 16.3 18.2 22.4 24.7 13.6 1.8 Diğer 8.6 0.0 4.0 2.3 1.9 1.8 1.6 1.6 KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı TABLO 24 Merkez Bankası Kredileri, 1970-1987 (Yüzde -Olarak) Kamu Kesimi Ticari Tanm Koo­ Hazine KİT D.Y.B. (Toplam) Bankalar peratifleri Diğe 1970 28.0 23.1 51.1 25.3 23.6 1971 35.2 31.6 66.8 20.6 12.6 1972 36.5 28.4 64.9 19.3 15.8 1973 27.3 19.8 0.0 47.0 21.9 31.1 1974 23.7 19.4 26.7 18.9 11.3 53.9 1975 25.3 14.4 19.2 19.8 59.6 21.3 1976 19.7 23.0 14.2 19.6 62.3 23.6 1977 23.8 24.5 18.5 20.2 13.0 66.8 1978 23.4 27.9 16.2 22.7 9.8 67.5 1979 24.0 32.1 11.8 12.3 67.9 19.8 1980 28.8 27.2 14.1 7.0 63.0 22.9 1981 28.3 25.2 58.4 4.9 28.6 13.0 1982 29.2 28.2 4.8 62.2 4.7 33.1 1983 27.4 3.4 20.3 51.1 43.9 5.0 1984 60.0 4.2 0.0 64.2 4.1 0.0 31.1 1985 61.1 9.4 0.0 24.7 3.2 1.5 70.6 1986 57.5 11.7 1.4 0.0 69.2 26.4 3.0 1987 40.9 22.2 0.0 63.1 32.1 4.0 0.0 KAYNAK: Merkez Bankası. B. Kamu Açıklarının Evrimi Kamu açıklarmm bir bütün olarak incelenmesinde iki temel kriter kul­ lanılmaktadır: (a) Bütçe açığı - GSMH oranı (b) "Kamu kesimi için gerekli finansman" - GSMH oranı. "Kamu kesimi için gerekli finansman (KKTGF), bütçe açığı + KİT temini gerekli finansman - KİT'lere bütçeden transferler olarak tanımlanmaktadır ve Türkiye Ekonomisi'nin incelenmesi çerçevesinde daha anlamlı bir kav­ ram olduğu ileri sürülebilir. Kamu açıklarının evrimi incelendiğinde iki ayrı kriter ışığında ortak bir eğilim ortaya çıkmaktadır. 1980'li yıllann ilk döneminde, 1977-1980 dönemi ile kıyaslandığında bir düzelme söz konusudur. Ancak 1983 sonrasında ka­ mu açıklarında önemli artışlar kaydedildiği ve özellikle 1984 ve 1987 yılla­ rında açıkların önemli boyutlara ulaştığı gözlenmektedir (Tablo 25 ve 26). Kamu açıklarının yüksek boyutlarda seyrettiği ve enflasyonun sürekliliğini koruduğu bir ortamda, finans kesiminin liberalleşme süreci çeşitli kanallar­ dan sınırlanmaktadır. Kamu kesimi açıklarının finansman kaynakları incelendiğinde Merkez Bankası ile olan bağın büyük ölçüde kopanidığı gözlenmektedir (Tablo 27). 1980 sonrasında kamu kesimi açıklan büyük ölçüde iç ve dış borçlanma yoluyla finanse edilmektedir. Ancak, dış borçlanmanın payı 1980 sonrasın­ da sürekli artış göstermiştir. 1986 yılında kamu kesimi açıklarının yarıdan fazlası dış borçlanma kanalıyla finanse edilmektedir. KİT'ler konusunda ol­ duğu gibi kamu kesimi açıkları ile dış borç sorunu arasında sıkı bir bağlantı olduğu ortadadır. Dolayısıyla sadece KİT'lerde değil kamu kesimi genelinde kaynakların dağılım ve kaynakların kullanımındaki verimlilik derecesi dış borç yükünün hafifletilebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. TABLO 25 Bütçe Dengesi, 1973-1987 (Yüzde Olarak) 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 Bütçe Açığı (A) KİT Temini Gerekli Finansman (B) KİT'lere Bütçe Transferleri (C) Kamu Kesimi Temini Gerekli Finansman (A+B-C) 5.1 7.4 8.5 13.6 53.1 37.1 87.1 171.6 112.8 197.2 344.2 902.2 635.0 1073.0 2452.4 14.2 22.3 30.6 47.8 58.3 86.3 186.1 264.1 434.7 464.7 594.7 771.1 1004.9 1165.0 1495.6 6.1 7.2 10.3 16.2 27.8 39.5 83.4 152.9 229.5 204.9 278.1 274.6 180.7 138.0 445.6 13.2 22.5 28.8 45.2 83.6 83.9 189.8 282.8 318.0 457.0 660.8 1398.7 1459.2 2100.0 1050.0 KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı, Maliye Bakanlığı. TABLO 26 Bütçe Dengesi, 1973-1987 (Yüzde Olarak) 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 Bütçe Gelirleri/ GSMH Bütçe Harcamaları/ GSMH Bütçe Açığı/ GSMH Kamu Kesimi için Temini Gerekli Finansman/ GSMH 19.3 16.8 20.1 21.3 21.5 24.0 23.9 21.2 22.0 20.3 20.6 15.4 15.4 18.1 31.6 21.0 18.5 21.7 23.3 27.6 26.9 27.9 25.0 23.7 22.6 23.6 20.3 17.7 20.8 35.8 1.7 1.7 1.6 2.0 6.1 2.9 4.0 3.8 1.7 2.3 3.0 4.9 2.3 2.7 4.2 4.3 5.3 5.4 6.7 9.6 6.5 8.6 6.4 4.9 5.4 5.7 7.7 5.2 4.9 6.0 KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı, Maliye Bakanlığı. TABLO 27 Kamu Kesimi Açıklarının Finansmanı, 1980-1986 (Yüzde Dağılım) Merkez Net İç Net Dış Borçlanma Borçlanma Bankası 1980 46.7 34.0 19.3 20.0 38.6 1981 41.4 13.0 1982 68.6 18.4 11.8 45.6 1983 42.6 27.7 15.5 1984 56.8 63.4 20.6 1985 16.0 10.8 35.9 1986 53.3 KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı Şekil 3 Para ve Maliye Politikalarının Uygulanma Sürecinde Değişen Mekanizmalar (A) 1980 Öncesi Sistemi KIT Temini Gerekli Finansmanı Merkez Bankası Kredileri Dış Borçlanma Konsolide Bütçe (B) 1980 Sonrası Sistemi KİT Temini Gerekli Finansmanı Dış Borçlanma Merkez Bankası Kredileri Konsolide Bütçe İç Borçlanma 5. iç BORÇ SORUNU Özellikle 1984 sonrası kamu iç borçlarının önemli boyutlarda artış kay­ detmesi dikkat çekici bir gelişmedir (TÜSIAD, 1987a). Kamu borçlarının GSMH içindeki payı hızla artmakta ve net iç borçlanmanın GSMH içindeki payında son yıllarda belirgin bir sıçrama olduğu gözlenmektedir (Tablo 28 ve 29). TABLO 28 Kamu Borçlan, 1980-1986 (Milyar TL, Yüzde Oranlar) 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 Kamu Borçları 1155 1876 2920 4810 8205 12550 20011 Kamu Borçları-GSMH 26.0 28.6 33.5 41.6 44.6 45.6 58.1 Nominal GSMHBüyüme Hızı 101.6 47.8 33.2 32.2 59.1 50.8 41.1 Hazine Tahvilleri45.0 59.0 56.0 50.0 Faiz Oran NOT: Kamu Borçları iç ve dış borçları kapsamaktadır. KAYNAK: OECD. TABLO 29 İç Borçlanma Net, 1980-1987 (Milyar TL, Yüzde Oranlar) İç Borçlanma (Net) 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 48 88 130 109 421 731 1170 2127 İç Borçlanma iç Borçlanma GSMH Kamu Harcamaları 1.1 1.3 1.5 0.9 2.3 2.6 2.9 3.7 4.4 5.8 8.1 4.2 11.1 13.5 14.2 16.8 KAYNAK: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, TUSİAD. Kamu tahvilleri ve gelir ortaklığı senetleri gibi yeni araçlann ihracı yolu ile kamu kesimine fon aktarılmaktadır. Ancak, risk boyutu olmayan bu araçlann getiri oranlarının yüksek tutulması hatalı bir uygulama olarak nite­ lendirilebilir. 1986 yılında hazine tahvillerinin faiz oranı yüzde 50 olarak be­ lirlenmiş, nominal GSMH büyüme hızı ise yüzde 41 olarak gerçekleşmiştir (Tablo 28). Nominal GSMH artış hızının, yatınmlann nominal getiri oranının bir ölçütü olduğu düşünüldüğünde, faiz oranının getiri oranından fazla oluşu iç borç-GSMH oranındaki artışın kontrolünü zorlaştırmaktadır. Kamu tahvillerinin getiri oranlarının yüksek tutulması yoluyla kamu kesi­ mi tasarruf kaynaklarına ortak olmakta, kredi faizlerinin ve kredi-mevduat faiz farkının artmasına yol açmaktadır. Kamu kesiminin sermaye piyasasın­ da oynadığı hakim rol tablo 30'dan açıkça izlenmektedir (Tablo 30). TABLO30 Kamu ve Özel Kesim Tarafından İhraç Edilen Finansal Araçlar, GSMH İçindeki Paylar, 1984-1988 (Yüzde Oranlar) 1984 1985 1986 1987 Kamu Özel Kamu/Toplam 3.0 7.2 8.3 12.0 0.4 0.5 0.7 1.2 88.2 93.5 92.2 90.9 KAYNAK: Merkez Bankası Kamu kesiminin yatırım ve finansman hedefleri ile mali kesimin libe­ ralleşme süreci arasında önemli bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Türkiye eko­ nomisinde kamu açıklan ve enflasyon arasında direkt bir ilişki bulunmakta­ dır (Öniş - Özmucur, 1987). Kamu kesiminin finansmanı için enflasyon ka­ nalıyla zorunlu tasarrufların seferber edilmesi büyük önem kazanmaktadır. Diğer taraftan enflasyonun yüksek ve değişken olduğu bir ortamda sermaye piyasası istenilen düzeyde gelişememektedir. Enflasyon ist bir ortamda reel faiz oranlannın pozitif olarak gerçekleşmesi nominal faiz oranlarının yüksel­ tilmesi yoluyla mümkün olmaktadır. Nominal faiz oranlarındaki artışlan kredi faizlerini yükseltmektedir. Kredi faizlerindeki yükselme, yatınmlann sınırlan­ ması ve maliyetler yolu ile enflasyonu körükleyerek dengesizlik ortamını de­ vam ettirmektedir (Taylor 1983, Hansen and Neal, 1986). Son olarak, üzerindeki titizlikle durulması gereken bir nokta dış ve iç borç faiz ödemeleri ile ilgilidir. 1984-1988 döneminde kamu borç faiz öde­ melerinde belirgin artışlar gerçekleşmiştir. Özellikle, 1988 yılı kapsamında iç borç faiz ödemelerinin toplam bütçe harcamaları içindeki payında önemli bir artış kaydedildiği gözlenmektedir. Faiz ödemelerinin giderek önemli bo­ yutlara ulaşması bütçenin esnekliğini azaltmakta ve ciddi bir dengesizlik un­ suru oluşturmaktadır (Tablo 31). TABLO 31 İç ve Dış Borç Faiz Yükü, 1984-1988 (Yüzde Oranlar) iç Borç Faiz Ödemeleri/ Bütçe Harcamaları Dış Borç Faiz Ödemeleri/ Bütçe Harcamaları Toplam Borç Faiz Ödemeleri/ Bütçe Harcamaları Toplam Borç Faiz Ödemeleri/GSMH İç Borç Faiz Ödemeleri/GSMH KAYNAK: Merkez Bankası. 1984 1985 1986 1987 1988 4.7 4.6 8.0 9.8 14.9 7.0 7.9 8.0 7.7 8.4 11.7 12.5 16.0 17.5 23.3 1.0 0.9 1.7 2.2 3.1 2.4 4.0 3.4 3.9 4.8 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM SERMAYE AKIMLARI VE DIŞ BORÇ SORUNU 1. Sermaye Akımları ve Dış Borç Sorununun Kökenleri Türkiye ekonomisinin uluslararası para piyasalanndan ciddi boyutlarda borçlanma sürecinin başlangıç noktasını 1973-1974 petrol krizi oluşturmak­ tadır. Türkiye'nin 1974 yılında yaklaşık 3.5 milyar dolar düzeyinde bulunan dış borçlan özellikle 1975-1977 döneminde olağanüstü boyutlarda artarak 1980 yılında 15 milyar dolara ulaşmıştır. 1973 yılında yüzde 10 civarında seyreden dış borç-milli gelir oranı, yıl içinde yüzde 22'lik bir düzeye eriş­ miştir. Kısa vadeli borçlardaki yüksek boyutlu artışlar 1973-1979 döne­ minin en çarpıcı özelliklerinden birini oluşturmaktadır. Kısa vadeli borçların büyük çoğunluğu özel kaynaklı borçlardan meydana gelmektedir, ticari ban­ ka borçları ile birlikte dövize çevrilebilir mevduat (DÇM), kısa vadeli borçla­ rın önemli bir yüzdesini oluşturmaktadır. Özellikle kur garantisi altında yük­ sek faiz ödeyen DÇM miktarlarındaki artış dikkat çekicidir. Dönem boyunca hükümetler bütçe açıklarını kısa vadeli DÇM türü borçlanma ile kapatmaya çalışmışlardır. Devalüasyonun kaçınılmaz olduğu bir ortamda söz konusu yöntemin teknik açıdan hatalı bir uygulama olduğu konusunda birçok ikti­ satçı fikir birliğine varmaktadır (Celasun and Rodrik, 1988). Tablo 3'deki temel dış borç göstergeleri incelendiğinde kriz noktasına ulaşmış bir ülkenin özellikleri açıkça görülmektedir. Yüksek ve değişken faiz uygulamasına tâbi olan kısa süreli borçların toplam borçlar içindeki payı 1973-1978 döneminde yüzde 12'den yüzde 52'ye fırlamıştır. Ancak kısa süreli borçların vadesi üç yıldan fazla olmayan borçlar olarak tanımlandığı, dolayısıyla 1980 sonrası dönem ile ilgili sınıflandırmadan farklılık gösterdiği göz önünde tutulmalıdır. Dış borç-ihracat oranının 1970'li yıllann sonlarına doğru gösterdiği eğilim, dış borç krizine zemin hazırlamıştır. 1973 yılında toplam borçlann tümünü karşılayabilen ihracat dövizleri, 1980 yılında top- lam borçların ancak beşte birini karşılayabilmektedir. Dış borçların hızla art­ tığı 1973-1979 döneminde, ülkenin dış borç ödeme kapasitesinde ciddi bir artış kaydedilmediği, borç-ihracat oranının evriminden açıkça görülmekte­ dir. TABLO 1 Dış Borçların Evrimi, 1974-1988 (Milyon ABD Dolan ve Yüzde Oranlar) 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988* Dış Borçlar 3495 4480 6889 10818 13794 13604 15261 16861 17619 18385 21258 25349 31228 38304 37694 Yıllık Artış Oranı 7.1 28.2 53.8 57.0 27.5 -1.4 12.2 10.5 4.5 4.3 15.6 19.2 23.2 22.7 -1.6 Efektif Faiz Oranı 3.2 2.8 3.1 3.0 2.8 4.0 4.1 7.1 8.3 7.8 7.5 6.9 6.8 6.5 7.4 Not: Efektif faiz haddi dış borç faiz ödemelerinin (net) toplam dış borçlara bölünmesiyle elde edilmiştir. , Kaynak: Merkez Bankası * Geçici TABLO 2 Dış Borçlar, 1973-1980 (Dönem Sonu, Milyon Dolar) 1973 1974 1975 1976 1977 ORTA VE UZUN VADELİ BORÇLAR 2984 3722 3325 3838 4725 Kamu ve Kamu Garantili 2869 3526 3179 3590 4305 Özel 115 146 146 248 KISA VADELİ BORÇLAR 279 223 1155 3051 6093 225 145 999 1781 4407 Özel 225 145 999 234 2267 DÇM'ler 1036 2140 Ticari 54 78 156 1036 1686 Kamu TOPLAM BORÇLAR 3263 3495 4480 6889 10818 1978 1979 1980 6618 10048 12781 6353 10980 11940 841 7176 3556 2480 5282 2062 1031 2860 617 573 2422 1445 481 1894 1104 1148 13794 13604 15261 Kaynak: Merkez Bankası, Riedel (1987), Rodrik (1986). Not: Kısa Vadeli Borçlar kaleminde üç yıldan kısa vadeli borçlar gösterilmektedir. TABLO 3 Dış Borç Göstergeleri, 1973-1980 (Yüzde Oranlar) 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 Kısa Vadeli Borçlar/ Toplam Borçlar Borç-İhracat Borç-GSMH 12.4 13.0 10.0 10.2 25.8 10.0 21.0 10.0 12.1 44.3 56.3 25.0 42.0 16.4 22.3 52.0 44.0 25.9 26.1 42.0 19.2 16.3 52.4 21.9 Kaynak: Merkez Bankası. Dış ödemeler dengesi krizinin patlak verdiği 1977 yılı başından itibaren dış borç sorunu gündeme gelmiş ve 1977-1982 döneminde dış borç öde­ meleri büyük ölçüde ertelenmiştir. 1979-1982 döneminde ertelenen ticari banka borçları 4967 milyon dolar tutanndadır. Mayıs 1978-Mart 1982 döne­ minde ertelenen toplam borçların tutarı 9810 milyon dolara ulaşmaktadır (Rodrik, 1986). Ticari bankalar ve OECD hükümetleriyle borç görüşmeleri sonucunda ertelenen borçların boyutlan ve ödeme süreleri ile ilgili değişik­ likler ayrıntılı olarak aşağıdaki tabloda sunulmaktadır. TABLO 4 OECD Hükümetleriyle Borç Erteleme Görüşmeleri, 1978-1980 Anlaşmanm Gerçekleştiği — Tarih Erteleme güresi Ertelenen Borçler (Milvon ABD DolarO VadŞ 1.300 1.200 3.000 6-8 Yıl 7-8 Yıl 8-10 Yıl Mayıs 1978 Ocak 1977-Haziran 1979 Temmuz 1979 Mayıs 1978-Haziran 1980 Temmuz 1980 Temmuz 1980-Haziran 1983 Toplam 5.500 Kaynak: OECD, Financing and External Debt of Developing Countries, 1986 Survey, Paris 1987 TABLO 5 Dış Borç Erteleme Süreci ve Türkiye, 1978-1984 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 Gelişmekte Olan Borçları Türkiye Ertelenen Ülkeler Toplamı fMilvon ABD DolanV Ülke Savısı 3 2.195 1.612 7 6.564 3.898 6 5.323 4.200 13 2.757 100 9 2.382 21 51.089 23 116.220 Türkiye'nin Toplam içindeki Payı (Yüzde Oranım 73.4 59.7 78.9 3.6 Kaynak: Rodrik (1986); World Bank, World Development Report (1985). TABLO 6 Ertelenmiş Borçların Toplam Dış Borçlar İle Orta ve Uzun Vadeli Borçlar İçindeki Payı, 1 9 7 8 - 1 9 8 8 (Yüzde Oranı) 1 ^ Toplam Borçlar Orta ve Uzun Vadeli Borçlar l^lMQiaM 1M2J^im 1M5I^ - 2 0 . 6 2 2 . 9 19.0 16.2 14.7 11.3 7.9 5.2 3.0 1.3 - 2 8 . 0 2 7 . 4 21.9 18.0 16.8 13.3 9.7 6.7 3.8 1.7 Kaynak: Merkez Bankası. * Geçici. 1980 yılı başından itibaren kesin olarak uygulamaya konulan istikrar programına paralel olarak, Türkiye ekonomisine büyük çapta sermaye akımlan gerçekleşmiştir. Türkiye'nin 1980 sonrası performansını değerlen­ dirmek açısından sermaye akımlarının boyutlan üzerinde durmakta yarar vardır. 1 9 8 0 - 1 9 8 5 döneminde Dünya Bankası şartlı yapısal uyum kredisi çerçevesinde en fazla kredi alan ülke Türkiye'dir. IMF kredilerinin kullanım oranları incelendiğinde, yine Türkiye'nin Gü­ ney Kore ile birlikte IMF kaynaklarını en fazla kullanabilen ülkelerden biri ol­ duğu gözlenmektedir. TABLO 7 Dünya Bankası Şartlı Yapısal Uyum Kredileri, 1979/1980-• 1985/1986 (Milyon ABD Doları) Türkiye Arjantin Bolivya Brezilya Şili Kolombiya Fildişi Sahili 1.600 350 105 1.555 250 550 650 Meksika Fas Nijerya Filipinler Uruguay Yugoslavya 350 600 250 652 60 365 Kaynak: Maxwell Watson, International Capital Markets: Developments and Prospects, IMF, Aralık 1986. Türkiye ekonomisinin Orta Doğudaki jeopolitik konumu ile 1980 sonrası sermaye akımlannın boyutları arasında sıkı bir bağlantı olduğu öne sürüle­ bilir. 1977-1979 döneminde dış borç bunalımına giren Türkiye ekonomisinin kriz sonrası deneyimi, Latin Amerika ülkelerinin 1982 sonrasındaki dene­ yimlerden önemli farklılıklar göstermektedir. Yüksek boyutlu sermaye akım­ lannın etkisiyle Türkiye ekonomisi herhangi ithalat sınırlaması ile karşılaş­ mamıştır. Tablo 10'dan görüldüğü gibi Türkiye 1980 sonrasında dış ticaret açığı vermeğe devam etmiş, ithalatta sınırlama olmayışı nedeniyle oldukça yüksek büyüme hızlanna ulaşılması mümkün olmuştur. 1982 yılından itiba­ ren ciddi borç ödeme sorunlan ile karşılaşan Arjantin, Meksika ve Brezilya gibi ülkeler ise dış borç ödemelerini d.ş ticaret fazlası yaratarak gerçek­ leştirmek zorunda kalmışlardır. Dış ticaret fazlası ise büyük ölçüde ithalatın kısılması yoluyla sağlanmış, dış ticaret fazlasının oluşmasına paralel olarak büyüme hızlan negatif düzeylerde belirlenmiştir. TABLO 8 Uluslararası Para Fonu Kredilerinin Kullanım Oranlan, 1979-1985* Türkiye Meksika Brezilya Arjantin Şili Güney Kore 1979 240.1 19.3 - 62.6 65.3 1980 275.5 1981 378.5 - - 29.6 209.2 12.8 418.4 1982 439.7 25.0 50.0 - 1.7 446.1 1983 348.9 103.3 172.8 100.7 131.4 279.3 1984 339.1 206.6 292.2 100.7 180.5 345.5 1985 281.4 23.9 287.8 189.1 224.9 296.7 * Her ülke için tahsis edilen kotalann yüzde oranı olarak ifade edilmektedir. Kaynak: International Financial Statistics Yearbook, 1986. 1980 sonrası sermaye akımlannın büyük çoğunluğu resmi kaynaklı orta ve uzun vadeli kredilerden meydana gelmektedir. Yabancı sermaye yatırımlannda 1980 öncesine göre ve özellikle son iki yılda, önemli artışlar kaydedilmiştir. Ancak yabancı sermaye yatınmlarının toplam döviz kaynak­ ları içindeki payı oldukça düşük düzeylerde seyretmektedir. Yabancı ser­ maye yatırımlarının toplam sermaye akımlarının içinde önemsiz bir paya sahip oluşu, dış borçlann hızla arttığı bir dönemde özellikle üzerinde durul­ ması gereken bir konudur(bknz. Tablo 11). m 00 m c\! 00 00 I CO CD d CD o CM 00 o> O o> ö o> o ıq CO CD o o Û <ö CM 00 C3> 00 E c CD CD CO CD 0 0 CO :^ O c CO E CO c <J> CO '</) CO CD C o> CM CD ö )0) CM CD o . 2 Û CO CD o> o Û E CD > CD CD "D O C COo X Cd c cd CD CO C CO E CO <D E CO cr N E CO CO CO CO It CD "t5 )g) O b ^ I CD CO C LO LO 00 CD O 00 CD 2 CD - r E CD CO 00 S ^ 00 00 CD CM LO cq -vf ^ 00 x t C) CM ^ V CM ^ m o <J> CO CO R CD CO CM c> o o ^ ın x-^ CD V 00 CO CD CO C6 <^ I D CD 00 CD CO CO r^: CD CD E o o :Z3 00 <^ CD ^ m CD 00 C3> c> ö 00 CO CM ^ ^ ^ CD ^ CD LO CM l o > < n CD >• CO CD O) C C\,CD ^'T- r-.CO ÖCD r-io CMio CDCD COcD Û CO ü CD 00 û o CD T- 00 CD 00 CO 00 ooc\j "^crD CMf< Ö OOoO CDi< ^'CO Ü ••c5 CD •Ş û "o c Co CO LL E < 15 03 ^ CM CM CM CM CM CM c c CD >^ CO E o CD CD :3 03 CO 'İM CD m 03 03 CD c Ü c OS GRAFİK 1 İstikrar Politikaları Dış Ödemeler Krizi Sermaye Akımları Büyüme A. Türkiye Örneği (1980-1986) İstikrar Politikalan Cari İşlemler Fazlası Yabancı Ülkelere Net Sermaye Transferi B. Latin Amerika Örneği (1982-1984) Eksi Büyüme Hızlan TABLO 11 Yabancı Sermaye Yatınmlan, 1954-1988 (Milyon Dolar) Toplam Firma Sayısı 1954-1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 106 99 99 97 91 100 127 170 185 267 421 610 839 1109 Yıllık Birikimli Sermaye Büyüme Sermaye Akımı Akımı Hızı 0.0 15.1 41.1 8.9 3.4 9.2 27.2 11.7 -6.4 -154.7 97.0 1615.6 337.5 247.9 -50.5 167.0 -38.5 102.7 163.9 271.0 -13.5 234.5 55.2 364.0 47.3 536.5 53.7 824.5 189.6 204.7 213.6 222.8 234.5 228.1 325.1 662.6 829.6 932.3 1203.3 1437.8 1801.8 2239.1 3163.6 Yıllık Sermaye Birikimli Akımınm Bir Miktar İçine Büyüme Payı (%; Hızı _ 8.0 4.3 4.3 5.3 -2.7 42.5 103.8 25.2 12.4 29.1 19.5 25.3 24.2 41.3 7.4 4.2 4.1 5.0 2.8 29.8 50.9 20.1 11.0 22.5 16.3 20.2 24.0 26.1 2. Dış Borç Yapısı ve Göstergeleri Türkiye ekonomisinin dış borçlan 1980-1986 döneminde yaklaşık 15 milyar dolardan 31 milyar dolara yükselmiş bulunmaktadır. Dış borçlardaki önemli boyutlarda artış ne gibi sorunlar yaratabilir? Önümüzdeki yıllarda ciddi bir borç krizinin oluşumu ihtimali nedir? Bu sorunların yanıtlanması çok boyutlu bir analizi gerektirmektedir. Bir ülkenin dış borç durumunun incelenmesinde çeşitli kriterler kul­ lanılabilir. Dış borçlann milli gelirdeki payı söz konusu ülkenin uzun dönem­ de dış borç bunalımı ile karşı karşıya kalıp kalamayacağının önemli bir gös­ tergesidir. Dış borçlann sürekli olarak milli gelirden daha hızlı artması borç­ lann yeteri derecede verimli olarak kullanılmadığını ifade etmektedir. Borç-ihracat oranı, ülkenin ödeme kapasitesinin önemli bir göstergesi­ dir. Borç-ihracat veya borç-ihracat artı diğer mal ve hizmet gelirleri oranlanndaki sürekli ve hızlı artışlar ülkenin belli bir süre sonra ciddi ödeme güçlükleriyle karşılaşacağına dikkat çekmektedir. Borç analizinde kullanılan diğer bir temel gösterge de dış borç servis oranıdır. Borç servis oranı şu şekilde tanımlanabilir: A: Yıllık ana para taksidi r: Yıllık faiz ödemesi X: Toplam mal ve hizmet ihracatından sağlanan döviz geliri Borç Servis Oranı B= A +r X Borç servis oranının yükselmesi ülkenin ihracat gelirlerinden elde ettiği dövizlerin daha büyük bir bölümünü borç ödemelerine ayırması demektir. Borç servis oranındaki sürekli artışlar iki temel eğilimin varlığına dikkat çekmektedir. Yeni borçların giderek eski borçların ana para ve faiz ödemeleri için kullanılması ülkenin ciddi bir dış borç kısır döngüsü içine gir­ diğine işaret etmektedir. Diğer bir açıdan da ülkenin mal ve hizmet ihra­ catını yeterli düzeyde arttıramadığını vurgulamaktadır. Faiz servis oranı daha sınırlı bir kriter olup X olarak tanımlanmaktadır. Faiz servis oranı yıllık faiz ödemelerinin ekonomi açısından ne dereceye kadar bir yük arzettiği hakkında bilgi vermekte, aynı zamanda ülkenin ödeme kapasitesinin yeterli düzeyde artıp artmadığını sınamakta ilave bir kriter olmaktadır. Dış borçların vade yapısı ile uzun ve kısa süreli borçlar arasındaki dağılımı da birinci derecede önem kazanmaktadır. Kısa vadeli borçların toplam borçlar içindeki payının sürekli artış kaydetmesi borç idaresini güç­ leştirmekte ve ülkenin borç ödeme bunalımına girme ihtimalini kuvvetlendir­ mektedir. Dış kredilerin hangi kaynaklardan elde edildiği diğer önemli bir incele­ me konusudur. Normal piyasa koşulları altında ticari bankalardan borçlanan ülkelerin resmi kaynaklı borçlara oranla faiz yüklerinin daha fazla ve borçla­ rının vade yapısının daha kısa olduğu görülmektedir. Dış borç yapılan ticari banka borçları ağırlıklı olan ekonomilerin borç ödeme krizine girme olasılığı daha fazladır. Dış borçlann kamu ve özel kesim arasındaki dağılımı önemli bir kriter olarak nitelendirilebilir. Kamu ağırlıklı dış borçlann varlığı, kaynaklann kamu kesiminde ne dereceye kadar etkin bir biçimde kullanıldığı sorusunu ön pla­ na getirmektedir. Son olarak ülkenin uluslararası rezervleri ve rezervlerin it­ halatı karşılama oranları kısa vadede, likidite veya ödeme güçlükleriyle kar­ şılaşma olasılığı konusunda bilgi vermektedir. Çeşitli kriterler ışığında Türkiye ekonomisinin dış borç rakamları ince­ lendiğinde, ortaya çıkan en olumlu eğilim dış borç - mal ve hizmet ihracatı oranında, 1980 sonrasında, kaydedilen büyük çapta düşüş ile ilgilidir. İhra­ cat alanında kaydedilen başarılardan ötürü ülkenin dış borç ödeme perfor­ mansında belirgin bir düzelme olduğu açıkça görülmektedir. Bir başka olumlu eğilim uluslararası rezerv durumu ile ilgilidir. İhracat artışlanna paralel olarak 1980 sonrasında Türkiye'nin rezerv pozisyonunda önemli bir iyileş­ me olduğu gözlenmektedir. Rezervlerin ithalatı karşılama oranında kaydedi­ len sürekli artışlar Tablo 14'den açıkça görülmektedir. Ancak diğer ana kriterler incelendiğinde ortaya aynı derecede iyimser bir tablo çıkmamaktadır. Olumsuz olarak nitelendirilebilecek ve üzerinde dikkatle durulması gereken bazı eğilimler şu şekilde özetlenebilir: (i) Dış borç - GSMH oranında 1980-1987 döneminde önemli artışlar kaydedilmiş ve söz konusu oran yüzde 25.7'den yüzde 56.1 gibi yüksek bir düzeye ulaşmıştır. Ancak, 1988 yılı başlarında uygulamaya konan istikrar tedbirleri neticesinde büyüme hızı yavaşlatılabilmiş ve ithalat artışlan kon­ trol altına alınmıştır. Dolayısıyla, 1980 sonrasında ilk kez 1988 yılında borç - GSMH oranında bir düşüş gerçekleştirilmiştir. (ii) Kısa vadeli borçların toplam borçlar içindeki payı 1988 yılına kadar sürekli artış göstermektedir. Kısa vadeli borçlann ağırlık kazanması dış borç idaresini güçleştirmektedir. Aynı zamanda kısa süreli sermaye hare­ ketlerinin önem kazanması para arzının dolayısıyla enflasyonun kontrolü gi­ bi temel makroekonomik hedeflerle çelişmektedir. Kambiyo rejiminin liberalleşmesi ve dış ticaret hacminin artmasına pa­ ralel olarak ticari bankalardan sağlanan kredilerin payı artmaktadır. Aynca döviz tevdiat hesaplarına yurt dışında yerleşik vatandaşların gösterdiği ilgi kısa süreli borçlarda önemli artışlara yol açmıştır. 1982 yılında bir yıl ve da­ ha az vadeli döviz mevduat miktarı 417 milyon dolar iken, 1986 yılında sözkonusu miktar 2.6 milyar dolara ulaşmıştır. Dresdner hesabı üzerinde de bir miktar durulmasında yarar vardır. Mer­ kez Bankasının kontrolünde bulunan bu döviz tevdiat çeşidinin yüzde 90'a yakın bir bölümü Alman Markı cinsindendir. Dresdner hesabı çapraz kur değişimlerinden de etkilenerek dolar bazında son üç yılda hızla büyümüş ve 4 milyar dolara yakın bir düzeye ulaşmıştır. Söz konusu mevduat türü­ nün vadesi oldukça kısa, buna mukabil ödenen faiz Avrupa para piyasala­ rında gözlenen faizin çok üstündedir. Dolayısıyla Dresdner hesabı kontrol edilmesi gereken bir borç kalemi olarak nitelendirilebilir. * CO (M CM CD CM CO CM m CO eg CM CD 00 CO CO CD O 00 CD 00 00 CD CO • CO 00 CD I O 00 O) T— 00 ^ 00 CM CD < CD m o o 55 CD Ûû Û Q E CD N CD 00 CM O CM CM CM 00 CM CM eg i5 O) 2 O 00 00 CM evj 00 CO CM lO CM CM 00 CD CO CM CM in in eg ^ ^ C5> O 00 ö> 00 ^ CO^ 00 ol s CO CM in eg CO CO CM LO CD CM ^ Co ^ ^ t5 t3 N w- Ü • "= = • ' . ^ LL O O O» ^ o _o O O O 0 o O ^ m Ûû m ) g ) ^ m c û Q Û + X û O CD CD o CD 00 h-. 00 ö CD lO l O CO O C\J CD C » 00 d lo l O CO CO CD ^ "i 03 BO ^ O CD -ö N O ^ CO 00 CD o6 ^ ır- eg T- 00 ^ T-^ m T- Q CX) CO CO CM CD CD CO ^ T~" ^ ^ CM T-^ CD CM cq T-^ ^ :0 00 CD CO lO ^ CO ^ c^ 00 C3> o m CM CM FV. ^ CB CD CO CD C3> d ! l O CO T - r-. CO X- ^ ıq CD 00 00 CD CM CM CO eg ^ 00 ı q iD CD 00 o6 CO ^ io <y> öö CD CO CO CO CM "5 E CD O 00 oi ^ T- i6 CO ai CM ır- c 5 CO E =3 . 1 1 > CO CO w .52 Q Q Q CO c/) CO O 05 N CD CD CD X e.N o ^ o m p Co o CO > CÛ E Co ^ "5^ o II 00 00 00 CO CD CO 00 CD CO CM CD 00 CD > o 00 _ 00 CO CD i 5 CD CO ^ İ5 Co O o coo>- eg eg eg CO eg CO CO c\i in eg IN 00 CO 00 CD i5 CM o6 eg o m 03 eg 00 G> û o o E 00 CD C > CD N B CO 00 eg CO CO 00 00 CD CD IN CD 00 CD CC ÛÛ ^ IN CD CO IN N CD IQ CO o eg CD IN 00 CD 00 CD CD N CD 0 N 0 IN c CD > CD — N CO Co m N IS 3 Q CO ZÎ 5 CD 3 «5 N TABLO 15 Kısa Vadeli Borçların Dağılımı, 1980-1988 (Yüzde Oranlar) Kamu Kesimi ve Merkez Bankası 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 51.4 42.2 39.9 42.9 42.0 39.9 42.3 47.4 44.0 Özel Kesim 48.6 57.8 60.1 57.1 58.0 60.1 57.7 52.6 56.0 Kaynak: Merkez Bankası. (İÜ) 1986 yılı dış borç cephesinde olumsuz bir yıl olarak tasvir edilebilir. 1986 yılında net borçlanma 1.7 milyar dolayında gerçekleşmiştir. Ancak dış borçlar 2 5 milyar dolardan yaklaşık 31 milyar dolara yükselmiştir. Söz konu­ su gelişme ABD dolannın diğer para birimleri karşısında değer kaybetme­ sinden kaynaklanmaktadır. Dış borçlann yüzde 55'i dolar dışı dövizlerden oluştuğundan, ABD dolarının değer kaybetmesi dış borçlann dolar bazında artmasına yol açmıştır. 1986 sonrasında çapraz kur değişimlerinin etkisine karşı önlem alındığı ve döviz kompozisyonunun Alman Markı ve Yen gibi para birimlerine kaydı­ rıldığı görülmektedir. 1988 yılında gerçekleştirilen dış borçlardaki azalma eğilimi kısmen otoritelerin döviz kompozisyonunu çapraz kur değişimlerine göre ayarlayabilmelerinden kaynaklanmaktadır. (iv) Borç servis yükünün milli gelire oranı 1988 yılına kadar sürekli artış göstermiştir ve oldukça yüksek bir düzeyde seyretmektedir. Dolayısıyla yeni temin edilen borçlann giderek daha büyük bir bölümü dış borç ödemelerin­ de kullanılmaktadır. (v) "Net kaynak transferi" brüt borçlanma eksi dış borç servis yükü ola­ rak tanımlanmaktadır. 1980-1983 döneminde Türkiye ekonomisine net kay­ nak transferi pozitif olmuş, diğer taraftan 1984-1988 döneminde net kaynak transferi eksi bir kalem olarak ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla 1984-1988 döne­ minde Türkiye ekonomisinden dış aleme net kaynak transferi gerçekleşmiş­ tir (Tablo 18). Belli dönemlerde kaynak transferinin eksi oluşu otomatikman ciddi bir dış borç ödeme sorunu ile karşılaşıldığı anlamına gelmez. Dış borç ödemelerinin yoğun olduğu dönemlerde kaynak transferinin eksi olması doğal bir gelişme olarak kabul edilebilir. Ancak eksi kaynak transferi dolaylı yönden ekonomideki makro dengeleri sarsabilir. Örneğin dış borç servisinin gerektirdiği iç borçlanma finansal tasarrufların kamu sektörüne yönelmesine yol açarak kredi faizlerinin aşağı çekilmesini önleyebilir. Türkiye'de gözle­ nen yüksek kredi faiz oranlan ve dolayısıyla özel sektör yatırmlarının ihra­ cata yönelik alanlarda yeteri kadar yoğunlaşamaması kısmen bu şekilde açıklanabilir. TABLO 16 Orta ve Uzun Vadeli Borçlann Döviz Kompozisyonu 1982-1987 (Yüzde Oranlar) 1987 1986 1984 1985 1983 1982 39.8 44.6 49.7 52.5 57.3 57.1 ABD Doları 24.0 27.9 18.2 21.6 14.8 13.5 Deutsche Mark 6.4 4.5 2.6 7.9 9.8 9.2 SDR 6.4 6.9 6.0 5.9 1.9 2.5 İsviçre Frangı Sterlin 1.9 1.5 1.4 1.7 1.3 1.1 8.7 11.3 5.1 4.3 3.7 Yen 3.1 2.6 2.5 2.2 2.2 3.2 4.4 Fransız Frangı Diğer Para 8.1 Birimleri 8.3 8.0 7.6 6.9 8.0 Kaynak: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı TABLO 17 Toplam Dış Borçların Döviz Kompozisyonu 1982-1987 (Yüzde Oranlar) 1982 54.2 17.8 8.3 2.8 1.9 2.8 4.1 1983 54.5 18.3 8.5 2.2 1.5 3.3 3.0 1984 53.0 19.7 6.7 6.1 1.4 3.8 1.9 ABD Doları Deutsche Mark SDR İsviçre Frangı Sterlin Yen Fransız Frangı Diğer Para Birimleri 8.1 8.8 7.3 Kaynak: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı 1985 50.2 23.2 5.2 6.3 1.6 4.6 2.3 1986 47.9 25.5 3.5 5.6 1.2 7.0 2.2 1987 42.9 30.1 2.0 5.8 1.1 8.8 2.0 6.4 7.1 7.2 TABLO 18 Dış Borç Ödemeleri ve Net Kaynak Transferi 1980-1988 (Milyon ABD Dolar) 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 Brüt Borçlanma 3.801 2.120 2.664 2.872 2.186 3.491 4.148 5.323 4.857 Dış Borç Servisi 1.714 2.028 2.318 2.535 2.831 3.714 4.520 5.164 8.705 Net Kaynak Transferi 2.083 92 346 337 -645 -233 -372 159 -3.848 KAYNAK: Merkez Bankası (A) Domar-Avramovic Dış Borç Birikimi ve Ödeme Kapasitesi Modeli (Domar, 1950; Avramovic 1964; Nowzad and Williams, 1981) Dış borçlanmanın amacı toplam tasarrufları arttırarak yatınmlara ve mil­ li gelirin büyüme hızına katkıda bulunmaktır. Yüksek bir büyüme hızı hedef alındığında ve sözkonusu büyüme hızının gerektirdiği yatırım oranını bütünüyle yurtiçi tasarruflardan karşılama olanağı bulunmadığı durumlarda, aradaki fark dış borçlanma yolu ile karşılanabilir. Bu noktada belli bir büyüme hızının gerçekleşmesinin ekonomiyi ne ölçüde dış borçlara bağımlı kılacağı ciddi bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Aynı soru DomarAvramovic modeli çerçevesinde değişik şekilde ifade edilmektedir. Hangi şartlar altında belli bir GSYİH büyüme hızı borç-GSYİH oranında bir artış olmadan gerçekleşebilir ve süreklilik kazanabilir? Model Harrod-Domar varsayımlarından hareket etmekte ve üç denk­ lemden oluşmaktadır. İt = kg y^ eg* (1) St = s y^ e^^ (2) Dt=-^yo(e''-e S (3) I: Yatırımlar S : Yurtiçi tasarruflar k : Sabit marjinal sermaye-üretim oranı s : Sabit yurtiçi tasarruflar-GSYÎH oranı g : Reel veya nominal GSYİH büyüme hızı D : Toplam dış borç i : Reel veya nominal dış borç faiz oranı. g > i durumunda dış borç - GSYİH oranı zaman içinde belli bir üst limit noktasına ulaşacaktır. Söz konusu durum matematiksel olarak şu şekilde ifade edilebilir. % Lim t -> oo D (t) y(t) " kg - s g-i kg-s g-i Dış Borç - GSMH Oranı Zaman ( t ) Dış borç yönetimi açısından modelden çıkartılabilecek önemli bir sonuç reel GSYİH büyüme hızının reel faiz haddinin üzerinde seyretmesi gereği­ dir. Aksi takdirde borç-GSYİH oranının kontrol altına alınması mümkün ol­ mayacak ve belli bir büyüme hızının sağlanması ancak dış borç - GSYİH oranın sürekli artışı ile gerçekleştirilebilecektir. Söz konusu durumda istik­ rarsız bir büyüme süreci ortaya çıkacaktır. Örneğin dış borç - GSYİH ora­ nındaki sürekli artış bir müddet sonra dış ödemeler dengesi krizini kaçı­ nılmaz kılacak ve büyüme hızlannın büyük ölçüde düşmesine neden ola­ caktır. Dış borç yönetimi açısından temel bir sorun dış tasarruf lan n verimli alanlarda kullanılıp kullanılmadığı sorunudur. Gerçekleşen büyüme hızı bir ölçüde dış kaynaklann ne derece verimli kullanıldığının ve yüksek getirili yatın m projelerinin finanse ettiğinin bir göstergesidir. Bu açıdan Domar-Avramoviç yaklaşımı, ülkenin dış borç ödeme kapasi­ tesinin büyük ölçüde sermayenin verimliliği ve borçlanmanın maliyeti ara­ sındaki temel ilişkiye bağlı olduğunu açıkça vurgulamaktadır. (B) Dornbush Dış Borç Dinamiği Modeli (Dornbush 1985b, Simonsen 1985) Bir ülkenin dış borç sorununun önem derecesini söz konusu ülkenin dö­ viz kazanma ve dolayısıyla dış borç ödeme kapasitesi belirler. Bu doğrultu­ da ihracat-dış borç ilişkisi birinci derecede önem kazanmaktadır. Kritik gös­ terge olarak kabul edilen dış-borç ihracat oranı iki temel değişken tarafın­ dan belirlenmektedir: (a) dış borç faiz haddi, (b) ihracat gelirlerindeki artış hızı. Dış borç-ihracat oranının büyüme hızını belirleyen denklem şu şekilde ifade edilebilir. ^=(i-M-^ (1) d : dış-borç ihracat oranı i : dış borç faiz oranı I: ihracat gelirlerindeki artış hızı X : faiz ödemeleri dışındaki cari işlemler fazlasının ihracata oranı Dış-borç ihracat oranının düşürülebilmesi için ihracat gelirlerindeki artışın dış borç faiz haddinin üzerinde seyretmesi gerekmektedir (i<X,). Bu şart yerine getirilmediği takdirde dış-borç ihracat oranında düşüş an­ cak ülkenin büyük çapta (faiz ödemeleri dışında) cari hesaplar fazlası sağlaması ve söz konusu fazlanın bir kısmının ( a ) dış borç ödemelerinde kullanılması durumunda gerçekleşebilir. = a id (2) Aksi takdirde borç ödemelerinin cari hesaplar fazlasından sağlanamayan bölümü otomatıkman yeni borçlanma ile finanse edilecektir. Cari hesaplar fazlası yolu ile dış borç sorununu kontrol altına almanın X reel maliyetinin çok yüksek olacağı göz önüne alındığı takdirde, ihracat per­ formansının dış borç sorunu açısından ne denli önem kazandığı modelde açıkça ortaya konmaktadır. İki temel kriter Türkiye ekonomisine uygulandığında ortaya çelişkili bir sonuç çıkmaktadır (bknz. Tablo 26). Dornbusch kriterine göre, yüksek bo­ yutlu ihracat artış hızları nedeniyle Türkiye'nin herhangi bir dış borç ödeme sorunu ile karşı karşıya kalmayacağı öngörülmektedir. Ancak DomarAvramovic sınaması neticesinde 1980'li yıllarda gerçekleştirilen ortalama büyüme hızlarının, dış borç-GSMH oranının kontrol altına alınması açısın­ dan yeterli düzeyde olmadığı sonucuna vanimaktadır. 1986 yılı söz konusu kriter açısından istisna bir durum oluşturmaktadır. Dış-borç-GSMH oranın­ da sürekli artış beklenmesi, dış borçların önümüzdeki yıllarda ciddi sorunlar yaratabileceğine dikkat çekmektedir. Domar-Avramoviç kriteri çerçevesinde elde edilen bulgular, gerek kamu gerek özel kesimde yatırımların verimliliğinin dış borçlar açısından birinci derecede önem kazandığını vurgulamaktadır. TABLO 19 Dış Borç Sorununun Önem Derecesi: Dornbusch ve Domar-Avramovic Sınamalan: 1980-1988 Toplam Dış Borçlar 1980 15.261 1981 16.861 1982 17.619 1983 18.385 1984 21.258 1985 25.349 1986 31.228 1987 38.304 1988 37.694 1980-1988 (Dönem Ortalaması) Dış Borç Faiz Ödemeleri Efektif Faiz Haddi 669 1.193 1.465 1.441 1.586 1.753 2.134 2.507 2.799 4.1 7.1 8.3 7.8 7.5 7.0 6.8 6.5 7.4 6.9 İhracatta Büyüme 28.7 61.6 22.2 -0.3 24.5 11.6 -8.1 36.1 14.8 21.2 Reel GSM Büyüme Hızı -1.1 4.1 4.6 3.3 5.9 5.1 8.0 7.4 4.1 4.6 (a) Efektif faiz haddi dış borç faiz ödemelerinin dış borç tutarına bölünmesiyle elde edilmiştir. 3. Dış Borçların Vade Yapısı ve Kamu Yatırımları Türkiye'nin dış borç kompozisyonu incelendiğinde ortaya oldukça ilginç bir tablo çıkmaktadır. Orta ve uzun vadeli borçlann önemli bir bölümü kamu kesimine yönlendirilmektedir (Tablo 20 ve 21). Buna mukabil, özel kesim işletme finansmanına yönelik kısa vadeli borçlar içinde önemli bir yere sa­ hiptir (Tablo 15). Kesimlerarası fon akımlan incelendiğinde, özellikle 19831987 döneminde net kaynak sağlayan kesimin yurtdışı olduğu ve kamu ke­ siminin fon kaynaklarını giderek artan ölçülerde kullandığı görülmektedir. (Bknz. Tablo 22). TABLO 20 Orta ve Uzun Vadeli Borçlann Dağılımı, 1981-1988* (Yüzde Oranlar) 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988* Kamu kesimi Merkez Bankası Özel Kesim 70.0 72.5 71.0 70.8 71.3 74.4 75.0 76.8 22.0 21.8 23.8 24.6 25.5 21.7 20.9 18.9 8.0 5.7 5.2 4.6 3.2 3.9 4.1 4.3 KAYNAK: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Merkez Bankası * Geçici. TABLO 21 Kamu Kesimi Orta ve Uzun Vadeli Borçlannın Dağılımı, 1982-1987 (Yüzde Oranlar) 1982 Konsolide Bütçe 78.4 Kamu İktisadi Teşebbüsler 14.3 Mahalli İdareler 7.3 1983 79.9 1984 81.3 1985 79.7 1986 73.4 1987 75.8 13.0 7.1 12.5 6.2 14.6 5.7 17.6 9.0 19.1 5.1 KAYNAK: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı TABLO 22 Kesimlerarası Mali Akımlar (Net) (Yüzde Oranlar) 1980 Kaynak 100 Yurtdışı 51.91 Hane halkı 44.90 Diğer 3.19 Kullanım 100 Kamu 83.17 Özel Girişim 16.83 Yurtdışı - 1981 1982 100 100 0.54 98.86 86.60 1.4 12.86 100 100 9.62 46.79 70.62 53.21 19.76 1983 100 26.39 65.56 8.05 100 22.27 77.73 - 1984 100 42.42 48.69 8.89 100 92.70 7.30 - 1985 1986 1987 100 100 100 54.59 60.03 69.14 42.74 36.79 26.65 2.67 3.18 4.21 100 100 100 66.66 50.23 56.42 33.34 49.77 43.58 - KAYNAK: Merkez Bankası Üç Aylık Bültenler; TÜSİAD (1989) Yatırıma yönelik dış kaynakların kamu kesiminde yoğunlaşması iki te­ mel sorun yaratmaktadır: (i) 1980 sonrasında kamu yatınmlannın bileşiminde önemli bir yapısal değişiklik meydana gelmiş ve söz konusu yatırımların giderek artan bir bölümü özel yatınmlan tamamlayıcı nitelikte olan enerji ve ulaştırma gibi altyapı alanlarına kaydırılmıştır (Tablo 23). Dolayısıyla imalat sanayiinin kamu yatırımları içindeki payı giderek azalmaktadır. Ancak, altyapı yatırım­ larının marjinal sermaye hasıla oranlan ve gecikme süreleri yüksek olduğu gözönüne alındığı takdirde, dış borçlann reel geliri oranlarının düşük olduğu kesimlerde yoğunlaştığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla yatırımların verimliliği kriteri açısından borçların altyapı yatırımlarında yoğunlaşması önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. TABLO 23 Kamu Yatınmlannın Sektörel Dağılımı, 1980-1988 İmalat Enerji ve Smm. Ulaştırma Diğer 1980 28.8 42.7 28.5 41.2 24.2 34.6 1981 20.4 34.1 1982 45.5 31.9 1983 20.0 48.1 1984 18.7 33.2 48.5 53.4 34.6 1985 12.0 9.7 1986 54.3 36.0 36.7 1987 6.3 57.0 37.6 1988 5.9 56.5 KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı 98 (ii) Kamu kesiminin ithal ikamesi stratejisinin uygulanmaya başladığı yıl­ lardan günümüze kadar devam eden bir özelliği dikkat çekicidir. Kamu kesi­ minin ihracata katkısı son derece sınırlı düzeyde gerçekleşmekte, diğer ta­ raftan ithalat içinde önemli bir paya sahip bulunmaktadır (Tablo 24). Dolayı­ sıyla dış borçların geri ödenmesi açısından, kaynakların kamu kesimine yönlendirilmesi bir tehlike unsuru oluşturmaktadır. "Ticarete konu olmayan malların" üretimine ağırlık verilmekte, ve asıl döviz kazandırma potansiyeli­ ne sahip özel kesim ise orta ve uzun vadeli sermaye akımlarından son de­ rece sınırlı düzeyde faydalanabilmektedir. Borç sorununun kontrol altına alı­ nabilmesi açısından (a) kamu kesiminin döviz üretebilen bir sektör haline dönüştürülmesi (b) halihazırda döviz üretebilen özel kesimin orta ve uzun vadeli fonlardan faydalanabilmesi teşvik edilmelidir. TABLO 24 Kamu Kesiminin Toplam İthalat ve İhracat İçindeki Payı 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 İhracat 7.0 10.4 13.4 12.8 11.9 11.4 15.9 11.9 11.0 15.5 14.8 13.3 12.8 10.8 13.2 19.4 17.1 15.5 16.0 25.9 13.0 12.6 11.1 7.3 8.2 10.5 İthalat 34.4 35.5 31.4 36.0 26.2 28.5 36.3 39.6 42.8 43.4 43.3 45.6 27.7 39.8 36.4 27.7 52.4 61.8 71.9 65.0 61.5 55.2 49.8 42.6 41.8 43.7 KAYNAK: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı 99 4. Türkiye Ekonomisinin Dış Borç Göstergelerinin Çeşitli Ülke Deneyimleri Işığında Değerlendirmesi 1980 sonrasmda bir ülkenin diğer borçlu ülkelere olan göreli durumu, uluslararası kredi piyasalanndan borçlanma düzeyinin ve şartlannın belir­ lenmesinde birinci derecede önemli bir etken olmaktadır. Türkiye'nin dış borç göstergelerinin diğer ülkelerin deneyimlerinden soyutlanarak kısmi olarak incelenmesi sorunun önem derecesi hakkında yeterli ipucu verme­ mektedir. Bazı temel borç göstergelerinin olumsuz eğilim göstermesine rağ­ men, Türkiye 1983 yılından itibaren ticari bankalardan normal koşullarda boçlanabilmektedir. Türkiye son on yıl içinde ciddi bir dış borç kriziyle karşı karşıya kaldıktan ve borç erteleme sürecini yaşadıktan sonra tekrar ulus­ lararası piyasalardan normal şartlar altında borçlanabilen tek ülkedir (Sachs, 1986). Kredi itibannın yeniden kazanılması uygulanan politikalara ve özellikle ihracat alanında kaydedilen olumlu gelişmelere indirgenebilir. Borç ödemelerinin muntazam ve kesintisiz gerçekleşmesi nedeniyle Türkiye, Baker Planının hedef aldığı en borçlu onbeş ülke arasına girme­ mektedir. Ancak çeşitli ülke gruplannın dış borç göstergeleri incelendiğinde, Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler ortalamalannın bir hayli üzerinde olduğu ve dış borç-GSMH ile dış borç servis oranı gibi temel kriterler açısından kri­ tik düzeyde borç sorunu olan ülkeler arasında yer aldığı görülmektedir. Türkiye'nin ciddi borç ödeme sorunu olan onbeş ülkeden en önemli farklılığı ve avantajı özel kaynaklı ticari banka borçlarının toplam borçlar içinde göreli olarak düşük bir paya sahip oluşudur. Söz konusu özellik Türkiye'ye iki açıdan avantaj sağlamaktadır, (i) ticari bankalann yüksek ve değişken faiz uygulamalarının getirdiği yük daha az olmaktadır, (ii) Latin Amerika dış borç krizi sonrasında özel kaynaklı krediler azalma eğilimi gös­ termiş, resmi kaynaklı borçlar ise birinci derecede önemli sermaye kaynağı haline gelmiştir. Uygulanan dış ticaret ve sanayileşme rejimi ile dış borç krizi olasılığı arasında sıkı bir bağlantı bulunmaktadır. Konuya açıklık getirmek açışından Türkiye'nin dış borç göstergelerini iki ayrı ülke grubunun dış borç göster­ geleri ile karşılaştırmak anlamlı olacaktır. Birinci grup, dış borç sorunlan kri­ tik düzeyde bulunan ve dış borç ödemelerinin yapılabilmesi için cari işlem­ ler fazlası vermek zorunda kalan ülkelerden oluşmaktadır. Söz konusu ülkelerin Türkiye ile ortak özelliği ithal ikamesine dayalı sa­ nayileşme stratejisinin ikinci ve zor safhasını uygulamış olmalanndan kay­ naklanmaktadır. Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerde ihracata dönük sanayi­ leşme stratejisi, ithal ikamesinin ikinci safhasını takip eden dış ödemeler dengesi krizi sonrasında zorunlu olarak benimsenmiştir. Ancak söz konusu ülkelerde ihracata dönük sanayileşme sürekli ve istikrarlı bir şekilde uygula- TABLO 25 Dış Borç Servis Yül<ü Kritil< Düzeyde Olan Onbeş Ülke, Türkiye 1985 (Milyar ABD Dolan, Yüzde Oranlar) Arjantin Bolivya Brezilya Şili Kolombiya Ekvador Fildişi Sahili Meksika Fas Nijerya Peru Filipinler Uruguay Venezuela Yugoslavya Türkiye Toplam Dış Borçlar 50.8 4.0 107.3 21.0 11.3 8.5 8.0 99.0 14.0 19.3 13.4 24.8 3.6 33.6 19.6 25.3 Özel Kaynaklı Borçlar/ Dış Borçlar 86.8 39.3 84.2 87.2 57.5 73.8 64.1 89.1 39.1 88.2 60.7 67.8 82.1 99.5 64.0 23.0 Dış Borç/ GSMH 71.9 121.1 49.7 126.9 36.8 91.5 135.4 60.9 111.4 22.9 97.9 76.1 72.7 73.3 44.1 47.1 Borç Servis Oranı 20.4 1.6 39.7 9.2 6.4 3.4 4.0 44.4 6.0 9.1 5.2 9.5 1.4 17.8 13.6 31.7 KAYNAK: World Bank, World Debt Tables, 1985-1986, Merkez Bankası. namamıştır (Balassa, 1984; Sachs, 1985, 1986; Dornbusch, 1985). Özellik­ le Meksika ve Brezilya gibi ülkeler 1970'li yılların ikinci yarısında Avrupa kredi piyasalarından büyük çapta borçlanma olanağı elde ederek, yüksek düzeyde büyüme hızlannı gerçekleştirebilmişlerdir. Dünya ekonomisindeki büyümenin yavaşlaması ve uluslararası kredi piyasalarında oluşan yüksek reel faiz oranlan söz konusu ülkeleri 1980'li yılların başından itibaren ciddi bir borç sorunu ile karşı karşıya bırakmıştır. 1982 yılında doruk noktasına ulaşan Latin Amerika borç krizinin sadece dış etkenlerden kaynaklanmadığı açıktır. Dış ticaret rejimi ile beraberinde uygulanan ekonomik politikalar da dış borç sorununun ciddi boyutlara ulaş­ masında önemli rol oynamıştır. Örneğin Arjantin, Uruguay ve Şili gibi ülke­ lerde döviz kurunun enflasyonu önleyici veya frenleyici bir araç olarak kont­ rol edilmesi ve aşın değer kazanması ihracat performansını olumsuz yönde etkilemiştir. İhracattaki duraklama büyüme hızının yavaşlamasına ve dış borç ödeme sorununun ciddi boyutlara ulaşmasına yol açmıştır. Döviz kuru­ nun aşırı değerlenmesi söz konusu ülkelerin tekrar içe dönük bir sanayi- leşme modelini benimsemelerine neden olmuştur (Corbo, De Melo and Tybout, 1986). TABLO 26 Ülke Grupları İtibariyle Dış Borç Göstergeleri, 1986 (Yüzde Oranlar) Türkiye Gelişmekte Olan Ülkeler Petrol İthalatçısı Gelişmekte Olan Ülkeler Borç Ödeme Sorunu Olan Ülkeler Borç Ödeme Sorunu Olmayan Ülkeler Borç Ödeme Sorunu Kritik Düzeyde Olan Onbeş Ülke Dış Borç Mal Dış Borç Dış ve Hizmet Servis Borç İhracı Oranı GSYİH 39.5 288.0 54.0 22.4 167.5 39.8 Faiz Servis Oranı 17.3 11.3 42.6 176.3 22.8 11.7 54.8 302.4 37.6 21.3 32.5 114.0 17.2 7.3 48.4 357.9 43.9 27.3 KAYNAK: IMF, World Economic Outlook, 1987. TABLO 27 Cari İşlemler Açığının Mal ve Hizmet İhracatına Oranı, 1984-1986 (Yüzde Oranlar) Türkiye Gelişmekte Olan Ülkeler Petrol İthalatçısı Gelişmekte Olan Ülkeler Borç Ödeme Sorunu Olan Ülkeler Borç Ödeme Sorunu Olmayan Ülkeler Borç Ödeme Sorunu Kritik Düzeyde Olan Onbeş Ülke 1984 -14.5 -4.8 1985 -8.9 -3.5 1986 -14.1 -7.3 -5.4 -5.5 -3.4 -4.5 -3.4 -10.2 -4.0 -5.1 -1.5 -34.6 -36.4 -33.3 KAYNAK: Merkez Bankası, IMF World Economic Outlook, 1987. E ^ İ5. N "ö -s -ö Cö h - C J ^ C D C O ^ T - C D l O x f i - ; C X > 0 ) C 5 ) C 3 ^ 0 > C X ) € O W C ^ G > O " T- CD CD ın (x> r-. CO CD 06 T- CD CO CO CD m 00 CD o q o q i n c D C M C 3 ^ 0 v j c o h - ; C J ) CO . CO -Û c D ^ c D r ^ c D c j J i n c M ^ i n I— C O ^ O J C 0 C M I ^ T - C M T - T - CD CO CD O) CD :0 00 If CO g O CD > O CÛ m i n r ^ o ^ c o ^ r ^ c D r - c o c o c o c D ^ c D x - ^ L n r ^ L r i c ) i n r ^ i n i n c g ^ i n i n ^ o o 00 O) O) I- û =3 o CD o tr o 3 o tû Co ^ 3 00 ^ ı n ı n c o m o m ı n c D i n C O C J J O x t C O O O m O C D C D C i Q. CD M ^ ^ C 0 ^ T ~ T - T - T - C O DC B "co C CO :0 CD E CL o CD > CD CD O _o Û c D o 6 c D h ^ d i r i o 6 o 6 i < c D c M ^ o c 7 > c M c o ^ T - ^ o a Û1 U) E CD U c CO CO Q. CO N Co . sI |l "S CO -C Co c Co CD CO >N 2 o CD "~ CC (D E 0 o 2 S -C CDCD CD CO 00 ^ ÖO > ^ CO E ^ c i - < i n ^ c / > L j j 0 ^ l - i j - < Co CD Co n <Ju ^Û TABLO 29 Çeşitli Ülkelerin Dış Borç Yapılan, 1986 (Yüzde Dağılımı) Türkiye Arjantin Brezilya Meksika Şili Endonezya G.Kore Malaya Tayland Filipinler Resmi Kaynaklı Borçların Toplam Borçlar İçindeki Pavı 60.8 11.4 20.6 12.6 16.4 50.9 32.3 19.5 48.6 38.0 Değişken Faiz Özel Kaynaklı Borçların Toplam Uygulamasına Giren Borçlar İçindeki Borçların Toplam Pavı Borçlar İçindeki Pavı 27.2 39.2 88.6 74.4 79,4 58.4 87.4 66.0 38.1 83.6 24.2 49.1 67.7 37.5 44.1 80.5 51.4 25.1 62.0 48.8 KAYNAK: World Bank, World Development Report, 1988. CO C D C D C D C D t - ^ C D C X D O q q ^ C O - T ^ c o o i c j J ı r i ı o c ö c D c o ^ ö c o 00 CD L o r ^ o q c D c q o o L O o o h - ^ i D C D '^lOh-T-'cÖClJcOT-^'^r^COÖ^ CO CM CM T - CO CO CJ) cocM^cxjiq^oqcDxrooirCD^ÖCDOOCDCNİLOCOIO CD o 00 CJ) CMCDLOCJ^-^CMCD^CDCOpxt C g ^ C D C j J c O C M C D C O l O ^ ^ ' c O eg ' CO T - T - X « ' CD 00 CD o 3 _ CO m < ^ CD JO 00 c eg a> OS V 00 C5> o O CD ^ CM r-. 00 C> LO ^ CD T - LO CD CD CO O CM h-' LO CO CM CM eg CM ^ CD Q CJ) < > ^ o 00 N 03 CD > CgCMCJ>00'^C7)CJ>C^ LO 00 O 00 T - O T - F - x f r ^ o L o ^ lOCMC0CMr^LOxfT~C0 ••S (D o m o o %^ o6cDCMLOCMr<CMr^CD^S<cÖ CM LO LO CO CM l O OJ CM T 1" CD CD 1- CO o "o 03 O 03 0^ 00 eg CD CM CD i q CD LO CM ^ " CO CO CO eg CD Ö CO CM CO TCO eg CO CD CD CD LO CM T - xt- CD eg O) CD CO CM CM CD CM CD LO s< o6 LO ' CM ' T— CO CO CO eg eg V 00 lO T- ^ Lo X X 2 X 2 X ^ X ^ X ^ 03 c 03 c o 03 d CD c X o CD c 03 < (D CD 03 < O O < TABLO 31 Bütçe Açıkları ve Dış Borç Sorunu: Bütçe Açıklarının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya Oranları 1979-1983 (Yüzde Oranlar) Türkiye Meksika Brezilya Arjantin Şili Güney Kore 1979 -4.0 -3.3 -0.6 -2.6 4.8 -1.7 1980 -3.9 -3.1 -2.3 -3.6 5.4 -2.2 1981 -1.7 -6.7 -2.3 -8.2 2.6 -2.4 1982 -2.3 -15.4 -2.5 -7.1 -1.0 -3.1 1983 -3.0 -8.0 -3.4 -11.8 -2.1 -1.1 KAYNAK: IMF, International Financial Statistics Yearbook, 1986, Maliye Bakanlığı. Aşın değer kazanmış döviz kuruna paralel olarak yüksek boyutlu bütçe açıkları da ciddi bir borç krizine zemin hazırlayan ana etkenlerden birini oluşturmaktadır. Özellikle Meksika ve Arjantin örneklerinde krizin başlangıç yıllan olan 1981-1982 döneminde bütçe açıklarının milli gelire oranı olağan­ üstü boyutlara ulaşmıştır. Kur politikası ve bütçe açıkları ile dış borç durumu arasında sıkı bir bağlantı bulunması, borç idaresi açısından Latin Amerika deneyimlerinden çıkartılabilecek önemli bir ders olarak nitelendirilebilir (Dornbusch, 1985a). İkinci grupta 1970'li yıllarda istisnai olarak kabul edilebilecek büyüme hızlan kaydeden Doğu Asya ülkeleri bulunmaktadır. İkinci grubu Türkiye'­ den ayıran önemli bir özellik söz konusu ülkelerin ithal ikamesi sürecinin bi­ rinci safhasını tamamladıktan sonra, doğrudan doğruya dışa dönük sanayi­ leşme stratejisini benimsemiş olmalarıdır. Asya ülkeleri, son derece dışa açık ve dünya konjonktürüne duyarlı olmalarına rağmen, bir ölçüde Güney kore dışında, ciddi bir dış borç sorunu ile karşı karşıya kalmamışlardır (Sachs, 1985). Doğu Asya grubu, sanayileşmiş ülkelerdeki düşük büyüme hızlarından ve yüksek faiz oranlarından etkilenmeyip, 1980'li yıllarda alışıla­ gelmiş büyüme hızlarını devam ettirmişlerdir. Birinci grupta yer alan Latin Amerika ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye örneği çeşitli açılardan daha olumlu bir tablo sergilemektedir. Türkiye'nin dış borçlannın mutlak değeri söz konusu ülkelerin bir hayli altın­ dadır. Buna ilave olarak toplam faiz ödemelerinin toplam dış borç miktanna bölünmesiyle elde edilen efektif faiz oranı (a) Türkiye'nin faiz yükünün gö­ reli olarak düşük olduğunu (b) buna ilave olarak sınıflandırıldığmı vurgula­ maktadır. Türkiye'nin dış borç servis oranı, 1980'li yıllarda ihracat alanında kaydedilen önemli gelişmelere paralel olarak Latin Amerika ortalamalannın bir hayli altında seyretmektedir. Ancak gerek Doğu Asya grubu, gerek geliş­ mekte olan ülkelerin bütünüyle mukayese edildiğinde, Türkiye'nin dış borç ihracat ve dış borç servis oranlarının Latin Amerika ortalamalarına daha yakın olduğu dikkati çekmektedir. Tablo genelde incelendiğinde iki grup arasındaki farklılığın dış borç - ih­ racat oranından kaynaklandığı bariz bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Doğu Asya grubu ülkelerinde dış borç - ihracat oranlan oldukça düşük düzeylerde seyretmektedir. Mukayeseli inceleme neticesinde, Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda ciddi bir dış borç sorunu ile karşılaşmaması açısından, ihracata yönelik sanayileşme stratejisini kesintisiz uygulaması gerektiği açıkça or­ taya konmaktadır. Benzer eğilimler Tablo 32'de sunulan veriler tarafından desteklenmek­ tedir. Görüldüğü gibi dışa dönük sanayileşme uygulayan ülkelerin dış borçihracat ve dış borç-servis oranlan içe dönük strateji uygulayan ekonomilerin ortalamalannın bir hayli altında seyretmektedir. Sonuç olarak dış ticaret ve sanayileşme stratejisi ile dış borç sorununun önem derecesi arasında sıkı bir bağlantı bulunmaktadır. Dışa dönük ekono­ milerde özel borçlann toplam borç bakiyesinde göreli olarak düşük bir payı olduğu, bu özelliğin de dış borç idaresini kolaylaştıran bir etken olduğu be­ lirtilmelidir (bkz. Tablo 32). TABLO 32 Farklı Gelişme Stratejileri ve Ülke Gruplan İtibariyle Dış Borç Göstergeleri, 1982 (Yüzde Oranlar) Dış Borç Dış Borç Dış Borç Servis Yükü/ GSMH İhracat İhracat İD— _ İ 2 İ _ _M— Dış Dönük Yeni Sanayileşmiş Ülkeler 29.6 51.2 14.4 Dışa Dönük Gelişmekte Olan Ülkeler 29.7 103.9 28.0 Dışa Dönük Yeni Sanayileşmiş ve Gelişmekte Olan Ülkeler 29.6 58.5 16.2 İçe Dönük Yeni Sanayileşmiş Ülkeler 32.1 190.4 44.9 İçe Dönük Gelişmekte Olan Ülkeler 28.5 190.1 27.1 İçe Dönük Yeni Sanayileşmiş ve Gelişmekte Olan Ülkeler 31.0 190.3 40.1 KAYNAK: Balassa (1984a). Söz konusu çalışmada yeni sanayileşmiş ülkeler 1978 yılında kişi başı­ na düşen gelirin $ 1100 ve $ 3500 arasında bulunduğu ve imalat sanayinin milli gelirdeki payının en az yüzde yirmi olduğu ülkeler olarak tanımlan­ maktadır. Gelişmekte olan ülkeler ise kişi başına milli gelirin $1100 dolann altında bulunduğu orta gelir düzeyindeki ülkeler olarak tanımlanmaktadır. Makro düzeyde, borç sorunları kritik boyutlara ulaşan ülkelerle, ciddi borç sorunu olmayan ülkelerin özellikleri karşılaştırıldığında bazı ilginç eği­ limler ortaya çıkmaktadır. Örneğin iki grubun ortalama enflasyon oranlan arasında büyük farklılıklar olduğu gözlenmektedir. Aynı doğrultuda borç so­ runu olan ülkelerin yurtiçi tasarrufları ve yatırımlan seferber etme ve yatı­ rımların verimlilik düzeyini arttırma açısından borç ödeme sorunu olmayan ülkelere oranla başarısız olduklan sonucuna varılabilir. Ancak dış-borç en­ flasyon arasındaki nedensellik ilişkisinin tek yönlü olmadığını vurgulamak gerekir. TABLO 33 Enflasyon-Dış Borç İlişkileri: Borçlu Ülkelerin Enflasyon Oranlan (a), 1979-1986 (Yüzde Oranlar) mm mü mı mzms mâ ıgss mm Dış Borç Ödeme Açı­ sından Ciddi Sorunu Olan Ülkeler 34.4 39.8 45.2 77.4 72.7 89.4 97.3 62.8 Borç Ödeme Sorunları Kritik Düzeyde Bulu­ nan Onbeş Ülke 40.8 47.4 53.2 57.7 90.8 116.4 126.9 76.2 Borç Ödeme Sorunu Olmayan Ülkeler 13.5 20.4 14.1 10.3 10.5 12.0 11.9 9.3 (a) Enflasyon oranlarının hesaplanmasında tartılı tüketici fiyatları temel olarak alınmıştır. KAYNAK: IMF, World Economic Outlook, 1987. TABLO 34 Yurtiçi Tasarruf-Yatırım Oranları İle Dış Borçlar Arasındaki İlişkiler, 1973-1986 (GSYİH'nin Yüzdesi Olarak) 1973-1977 1978-1980 1981-1982 1983-1986 A. Dış Borç Ödeme Sorunu Olmayan ülkeler Tasarruf Oranı 27.2 27.5 25.0 Yatırım Oranı 28.4 29.3 27.6 Tasarruf Açığı 1.2 1.8 2.6 B. Borç Ödeme Açısından Ciddi Sorunu olan Ülkeler Tasarruf Oranı 23.7 22.9 18.9 Yatırım Oranı 26.4 26.6 24.6 Tasarruf Açığı 2.7 3.7 5.7 C. Borç Sorunu Kritik Düzey­ de Bulunan Onbeş Ülke Tasarruf Oranı 23.5 21.9 18.0 Yatırım Oranı 25.6 25.5 23.4 Tasarruf Açığı 2.1 3.6 5.4 Not: Tablo ticari bankalardan borçlanan ülkeleri kapsamaktadır. KAYNAK: IMF, World Economic Outlook, 1987. TABLO 35 Yatınmlann Verimliliği İle Dış Borçlar Arasındaki İlişkiler: Marjinal Sermaye-Üretim Oranları (ICOR) 1973-1986 26.1 27.3 1.2 17.5 18.4 0.9 16.4 17.2 0.8 1973-1977 1978-1980 1981-1982 1983-1986 A. Dış Borç Ödeme Sorunu Olmayan Ülkeler B. Borç Ödeme Açısından Ciddi Sorunu Olan Ülkeler C. Borç Sorunu Kritik Düzeyde Bulunan Onbeş Ülke 4.8 5.3 3.7 4.5 4.4 4.4 33.3 6.3 .4.2 5.6 5.0 5.9 Not: Marjinal Sermaye-Üretim Oranı ortalama GSYİH büyüme hızının yatı­ rımlarını GSYİH'ya oranına bölünerek elde edilmiştir. Tablo ticari ban kalardan borçlanabilen ülkeleri kapsamaktadır. KAYNAK: IMF, World Economic Outlook, 1987. Dış borç ödeme sorununun ciddi boyutlara ulaştığı ülkelerde ana para ve faiz ödemeleri bütçe üzerinde önemli bir yük yaratmakta, bütçe açıkların­ daki a r t ı ş ise enflasyonu k ö r ü k l e m e K t e d i r . Dolayısıyla nedensellik ilişkisi dış borçlardan enflasyona doğru olmaktadır. Sonuç olarak borç sorunu olan ül­ kelerle, ciddi borç sorunu olmayan ülkeler arasındaki uçurumun büyük ölçü­ de farklı dış ticaret rejimlerinden ve makro-ekonomik politikalardan kaynak­ landığı görüşü açıkça desteklenmektedir. 5. D i ş Borç Sorunu ve Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler Dünya ekonomisindeki gelişmeler borçlu ülkelerin performansını doğru­ dan doğruya etkilemektedir. Dünya ekonomisindeki gelişmelerin yarattığı etkiler üç ayrı dönem kapsamında incelenebilir. (A) Birinci Dönem, 1970-=1978 1970'li yılların başlarından ikinci petrol şokuna kadar süren dönem zarfında uluslararası kredi piyasalarından borçlanma açısından bütün olum­ lu koşulların birarada bulunduğu görülmektedir. Söz konusu dönemde sa­ nayileşmiş ülkelerin büyüme hızında ve dünya ticaret hacminde önemli artışlar kaydedilmiştir. Diğer taraftan uluslararası faiz oranlan (LIBOR) da oldukça düşük düzeylerde seyretmiştir. Böylece borçlu ülkeler ihracatlarını hızla arttırma olanağını elde etmişlerdir. Büyüme hızlarının ve ihracat artış­ larının uluslararası faiz oranlarından fazla oluşu nedeniyle genelde herhan­ gi bir borç ödeme sorunu söz konusu olmamıştır. Büyüme hızlanna paralel olarak faiz oranlan açısından da son derece olumlu bir dönem yaşanmıştır. 1971-1980 döneminde uluslararası reel faiz oranlan (LIBOR-ABD toptan eşya fiyat indeksi) yüzde -0.8 olarak gerçekleşmiştir (Cline, 1984). Söz ko­ nusu gelişmelere ilave olarak sanayileşmiş ülkelerin enflasyon oranları artış göstermiş ve gelişmekte olan ülkelerin dış borç yüklerinin reel olarak azal­ masına neden olmuştur. TABLO 36 Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler ve Dış Borç Sorunu: Uluslararası Faiz Hadleri (LIBOR) ve OECD Ülkelerinin Büyüme Hızları, 1971-1985 (Yüzde Oranlar) 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 LIBOR 6.58 5.37 9.42 10.90 6.95 5.57 6.05 8.05 12.09 14.19 16.87 13.29 9.72 10.94 8.40 Ortalama OECD Büyüme Hızları 3.6 5.2 5.7 0.6 -0.2 4.8 3.6 4.2 3.0 1.2 2.3 -0.5 2.9 4.8 3.1 KAYNAK: IMF, International Financial Statistics. Yearbook, 1986; OECD Economic Outlook, 1987. CD O) CX> 00 O 00 o CM c?> T— m CM 00 CO C3^ LO CD CM T- CD 00 00 C3> 11 CO ü o Csi CO CO CD 00 CM 00 00 CM C3^ CD CM CM 00 CD CM CO CD CM CD ^ CO CM CD CO -s— o CD 00 CJ> " -3? M CD CD E 00 (Ti CD M IŞ, ^ 05 U-C3> C"DD o V- > JjC CM CD Ö CD CD 00 CD CO 00 N TO CO >- (D C :2 ü CD CD CJ) w CO O O LU İZ CO V- E CD CD CD CD CO i? S i C3^ "E O C o O CD C E X i5 "co CD O 11 LU O ••—» CD CO Ü |o EC 5 "E CD Co Co C CO Û CD CO C CO Ö "a S "S a. S CO C , CO CD CX> CD ^ IQ c\i CO LO 00 CD CD CD CO CM ^ CO 00 CD CD CO 00 CD CD CM 00 CD o c CD CX> CD a> in c) CO i r i 00 CD CM CD 00 CM 00 CO ^ in CO in IN Cvi o 00 CD CD 2: o s- c3> CJ> CD C^ CD 0> CO CD in in CM CO CO R-. CD IRI T-° ^ C) CO CD in • Ö CJİ CD CD o i n CO X- ^ in CD T- CD CD r-^ 00 CD i < CM C3^ CM CD T- ^ CM CD i r i ^ ' IN X- T - CD CC) 's^f CM CO ' T - CM CM CO CD CJ> CD CM ^ IRI 0C> i n c3> r-. x-^ CO f-; CD 00 X- o cx> CD CO T- p ' T - CO CD CD ^ CD CJİ CD xj- CO O l CO CM CD CD IR'I T- Co CD CD <\i i r i ir^ ^ ' 00 -r^ T- ' CO C?î CD CD ^ ^ CO CD CM CO CB o ^ CD T- E CD CM ^ CD CT) eg C3^ CO T-^ CM K CXJ oc) CM CO XCD T-^ CO CJ5 CD CM ' T " CM 00 CD T001 E co^ CD ^ o K IRI T- 00 ^ CD ^ ^ ^ o 00 CD iri iri r< CO T» xt C) r-. 00 CX) 00 CO î< in T-^ o E CD )CD o o CD CD > Q < o o o %^ m IN 00 CD m c 03 CM CD CO 00 CM 00 CM CO N X )0) CD E CQ ^^0 Si < 15 CD f X ± > 03 Ct3 o CD ^ CD CD CD o °^ <8la E _ cd o a. 'cö ^ ûû LL o < l î g | CD CD t ^ T5 T3 N — o N Ü o Cd >^ = ^ >- > 2 m ^ ^ o 0^ S^O UJ a. < C o N w_ 03 ^ m Ü- o (B) İkinci Dönem, 1978-1982 Sanayileşmiş ülkeler 1978-1979 petrol şokuna farklı bir tepki göstermiş­ lerdir. ABD ve Avrupa ülkelerinde enflasyonu kontrol altına almak amacıyla sıkı para politikası uygulamasına geçilmiştir. Söz konusu politikalar enflas­ yonu düşürmekte basanlı olmuş, ancak büyüme hızlarının olumsuz yönde etkilenmesine ve reel faiz oranlarının olağanüstü boyutlara ulaşmasına yol açmıştır. Özellikle ABD ekonomisinde büyük çapta bütçe açıklanna paralel ola­ rak uygulanan sıkı para politikası reel faiz oranlannın çok yüksek düzeyler­ de oluşmasına neden olmuştur. Büyüme hızlarındaki düşüş ve faiz oranla­ rındaki artış 1980-1982 döneminde doruk noktasına ulaşmıştır. Dünya ticaret hacmindeki gerilemeler borçlu ülkelerin ihracatını olum­ suz yönde etkilemiştir. 1979-1980 döneminde borçlu ülkelerin ihracatı orta­ lama yüzde 8.1 civannda artış göstermiş, ancak 1982 yılında ihracat artış oranı sadece yüzde 1.8 olarak gerçekleşmiştir, ihracat artışlarındaki sınır­ lama yüksek faiz oranlan ile birleşince borçlu ülkeler ciddi ödeme sorunlan ile karşı karşıya kalmıştır. Latin Amerika borç krizinin 1982 yılında patlak vermesi bir tesadüf olarak nitelendirilmemelidir (Diaz-Alejandro 1984). 1980'li yıllann başında ABD ve diğer sanayileşmiş ülkeler arasındaki fa­ iz farkının genişlemesi, ABD ekonomisine önemli boyutlarda sermaye akı­ mına yol açmış ve dolara olan talebin yüksek düzeylerde belirlenmesine neden olmuştur. Doların uluslararası piyasalarda hızla değer kazanması borç ödeme yükünü arttıran bir etken olmuştur. (C) Üçüncü Dönem, 1983-1986 1982 sonrasında sanayileşmiş ülkelerin performansında bir düzelme söz konusudur. 1983-1986 döneminde büyüme hızlannda artış ve uluslara­ rası faiz oranlarında düşüş kaydedilmiştir. Böylece borç ödeme açısından daha rahat bir ortam oluşmuştur. Ancak 1983-1986 dönemini 1970'li yıllar­ dan ayıran çarpıcı bir özellik gelişmekte olan ülkelere net sermaye akımla­ rında önemli boyutlarda bir azalma eğilimi oluşudur. Özellikle 1982 Latin Amerika krizi sonrasında özel kaynaklı kredilerde ciddi bir gerileme gözlen­ mekte ve resmi krediler bu eğilimi değiştirecek boyutlarda artmamaktadır (Griffith-Jones, 1984). TABLO 3 9 Gelişen Ülkeler İçin Dış Finans Kaynakları, 1979-1986 (Milyar ABD Dolan) 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 Dış Borçlanma (Net) (a) Dış Ödemeler Dengesi Finans. (IMF Kredileri) (b) Resmi Kaynaklı Uzun Vadeli Borçlanma (c) Özel Kaynaklı Borçlar ve Kısa Vadeli Krediler 75.4 104.5 135.1 99.9 69.8 51.0 37.5 32.1 -0.2 0.2 2.5 1.4 12.3 6.1 25.7 6.7 21.4 11.2 7.3 4.9 0.4 0.3 2.5 -2.1 32.4 24.5 32.6 31.5 31.4 32.3 22.9 29.9 43.2 77.5 90.2 42.7 17.0 11.4 14.2 -0.2 KAYNAK: IMF World Economic Outlook, 1987, Borçlanma olanaklanndaki gerilemeye paralel olarak, borçlu ülkeler için (a) yabancı sermaye yatırımlannın teşvik edilmesi, (b) yurtiçi tasarruflann arttırılması, iki temel seçenek olarak gündeme gelmektedir. Gelişen ülkelerin ihracatına olan talebin gelir esnekliği ile ilgili veriler borçlu ülkelerin OECD ülkelerindeki gelişmelere ne dereceye kadar duyarlı olduklannı açıkça ortaya koymaktadır (Saunders and Dean, 1986). Çeşitli araştırmalardan elde edilen bulgular esnekliklerin özellikle sınai ürünleri ihraç eden yarı-sanayileşmiş ülke grubu için daha yüksek olduğunu vurgu­ lamaktadır (Gline 1984, Dornbusch, 1985b). OECD büyüme hızlarındaki yüzde 1'lik bir artış yarı sanayileşmiş ülkelerin ihracatında ortalama yüzde 3'lük bir artışa neden olmaktadır. Söz konusu esnekliğin Türkiye örneğinde daha yüksek olduğu kanıtlanmıştır (bkz. İkinci Bölüm). TABLO 40 Uzun Vadeli Dış Borçların Faiz Maliyeti, 1974-1986 (Yüzde Oranlar) Düşük Gelir Düzeyindeki Ülkeler 3.2 1974-1976 3.4 1977-1978 1979 3.8 1980 3.8 1981 3.9 1982 4.0 4.2 1983 1984 4.3 4.4 1985 4.7 1986 Alt-Orta Gelir Düzeyindeki Ülkeler 5.0 5.2 7.3 8.5 9.0 9.0 7.8 7.6 7.4 6.9 Ust-Orta Gelir Düzeyindeki Ülkeler 7.6 7.7 9.2 10.9 11.7 11.7 9.9 9.5 10.1 8.2 Not: Faiz Maliyeti Efektif faiz ödemelerinin toplam borçlara bölünmesiyle elde edilmiştir. KAYNAK: OECD, Financing and External Debt of Developing Countries, 1986 Survey, Paris 1987. 00 00 ^ CD CO a> CO in o O) o CD CO CO LO CM CvJ eg O o CD CD lO CD cr> c> T— CM f—- o x f CO o CD in CO CO x f 00 CO CM 00 CD CM CD CD O eg f— CD x t CD CD CD T— T- eg CD x f CD CM CD ^ CO CM CM CD 00 CD CD i n CD 00 00 CO CD 1— x f CD CD in ^ CD CO CM 00 00 CO o F— CM m CO O C\j CD CD in CO CD CM CO i n 00 CD CD CM x f 00 in x f CD Ö x f eg CD CM x t CD c\i CO CM CO CD eg eg O 00 E cc xt X- 00 LU ^ CO UJ o CQ Û 00 Q CD CO CD r-CM x t CO CM o in CM (y> 00 CD CO 00 CO CD CD CO CO CD CD xf CO •o _C0 CM <_ 00 o ^ r ^ i n - R - r ^ c D L n x t o o CM i n CO o m 00 ininincMincDcDco CD CO ^ x t CM CD l < ^ CM x t CO ^ > CO CM 00 O o O O x t x t x t CD o xt m CM 00 1— 00 00 i n xt CD o o ^ CD 00 T" CM CD CD eg xt CO T— 1— CO CM CO co eg xt eg - - - 0 0 i n o o m m ^ tn 00 CO 00 CD CD m O x t CM in in o CO CM 00 CO i n 00 x t 00 00 CM T— CD CO CD CO CO eg f— XT— Xt O T— CD CD o CM m x t eg CD •1— CD CD CD 00 CD CD CD CD i n CM CO CM CO x t CD CO eg m in m m y— 00 in in xt eg _r ö CD CD CM o xj- CO in o o CD CM x f 00 m CD 00 i n CO 00 xt in x^ t CD m I^O CD 00 CO CD CM CD 00 CO CD m CD CD 00 00 xt CD CO Ö_ x-t in CM m o C D ^ o o ^1 CD o xt 00 CD CD T— CD CO CD co x f I < CO o CÛ CM 00 CD )0) CO _Q3 to :D CO CD CO in in o in x t CD CO 00 CD CD CD CM x t CD r-. CM CM CM CO 00 CO CD o CD CO CD — CD CD CD 1— CO in in CD o x t CD CM 00 CD x t xt CM CD CO o xt X- Û CD 00 CD Xt in CD CO CD x t 1 CO CD f-^ T- CD 00 y-1 CD CM y— CM Xt x t CD x t CD in m x t CD 00 O O CD 00 CM 00 in m x t CO CD CO CM _C0 CO CD C/) CO CO CO CO CO CO CO > c Z3 N CD > CO CD ^ m CD N 1 1 CO CD N CD ^ CO m N ^ m p CD o E "N CO X Th CD >^ > CD CO c ._ 13 ^ =3 ^ CO ^ > CO ^ CG N _co CO CO CO CD c ^ E-^ çffcOc/3:=COC/) Z3 = CD ^ ^ 1 N 3 _co5™::i^-o.^^ O ^ CO CO O Ö ^ O 00 00 CD CD CD CD C\J 00 CO 00 CO o CM X< 00 in 00 g CD ^ CO cg 00 CD CD CO - - - C M CM o CMCOOTTCDCMh- CO CD CO r-. O) CD CM CD 00 cö CD CD 00 CD S2 O i— o û LU o CÛ < Û CD ^ _ç5 o i— Q :0 CD O CD C CM CD Û CÛ CD CD ^ ^ CrCD ^ o in °2 in CD CD CO g CM CÖ CM CM CM V - ^ o CO CD CD CMİ 00 00 o: CM o o -r- CM 00 in in ^ LO CO O h - ^ ^ r-. in CM CM CO CO CD ^ CO CD o eg o CD ^ CD CD 00 00 ^ Cvi CD CM 00 00 00 ^D C ^O in CM CD o CO C CM CM ^ ^ CM CM T-^ CM CO o CD in o in cd cd CMioinx^ocDoor^CD r-.oocj)2r^r^oincM^ CM ---^ ^ CO T- ın CD CO m CD CO CD CD I f ) CO CO CO ^ CO ^ ^ inOT-J:P00C0^CDOi^^CM c D ^ h - ^ ^ c q o q r - ^ i n ^ ^ CM ^ ^ CO ^ CO CM 2 c6 CD CD ^ o 00 00 g T- CO ^ o CO CD T - 00 ^ ^ CD in CD CD o CD COCM-^^T-CMOO CDCMIOCO ^cdcdŞcdcdcd cdcdcmco CO^C0CM<^CMc6 ^ CM CO cz CD O 00 CD o 00 T h-. CO CO CO ^ ^ CO CO o o CD CO CO CO T - ^ C> ^ CM CO eg ^ ^ CD CM in o CD CM in CD CM C3^ CO T5 CL Q) 05 ^ -Q S3 I ^ c 05 CO N CD 05 CO E CL - a o ^ CO CD X =5 2 - CD C ŞD ^ ^ CD s-I ^ o û l w E 2 ^ ^ CD CD a5 c I - vw yj Q ^ t r N ZD CL U U O E o :0 Co C/D ^ ^ ^ 05 0^ CD ^ E ^ a)^ a. a a o 05 c CD 00 (M CvJ CO ^ CO (M (M O CO 00 O m CD CM C\J CM • ^ CM C3^ CO LO LO m CD CD CO ^ CD CO 00 lO CM O LO CM ^ LO ^ CD CD CO O 00 O ^ CD T - ^ 00 00 CO CD O CD CO T - -sf CO ^ CM LO LO ^ CO ^ -R- LO o 00 CD CD r-- o CM T- ^ o 00 CD ^ -I ^ ^ CD ^ T- 00 CD LO CD LO CD o ? û a5 CD LO CO O CO o 00 C7) X - ^ CJ) CD CD lO LO o 00 CM T - T - ^ T- I o o -R- CM CM -R- CD o 00 ^ o 00 CM CD a> CD LO CM CM X ^ 00 CD o LO o LO lo o CD 00 CM CO c ^ ^ CO 00 CD r>- CO CD ^ lO o CD CM CM V ^ ' o CO CO CD 00 CD CD X CD ^ 00 CD CO CM ^ ^ CD CD CO T- CM CD CO ^ 00 o LO CO o LO TLO 00 00 00 1 ^ CD O ' ^ CD ^ O O 1^ X- 00 LO ^ CD E CD o Û o CO ^ 00 CM 00 00 CD o CO CD o CD o ^ CM ^ ^ CM CO o CM o CM ^ CO CD CD "i^ :^ CD CD ^ CD Cd c CO CD E m N 1 i | û ^ ( 5 5 - -0 CD a5 1 1 C/>o cd ^ N o -Qo h - . i ^ LL 2i - c Cd Û O ^ -> Cd 3 cd ^ N ^ CD N CD CD 3 :^ z CC < II < < TABLO E3 Uluslararası Rezervler, 1972-1988 (Milyon ABD Doları) 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 Brüt Uluslararası Rezerv 1.322 2.052 1.619 1.243 1.204 867 1.052 950 1.463 1.726 2.028 2.253 3.899 3.655 4.424 5.494 6.596 Kaynak: Merkez Bankası. Muhabir Bordan 10 1-3 11 15 124 240 341 244 254 69 48 164 417 376 77 282 168 Net Rezervler 1.312 2.039 1.608 1.192 1.080 627 711 706 1.209 1.657 1.980 2.089 3.482 3.279 4.347 5.212 6.428 TABLO E4 Döviz Rezervlerinin Dağılımı, 1980-1988 Merkez Bankası Milyon Yüzde ABD Dolan Oran 1980 1.077 78.5 1981 928 59.1 1982 57.7 1.080 1983 59.7 1.253 1984 1.239 40.0 1985 1.020 39.0 1986 1.368 42.9 1987 1.719 43.4 1988 2.307 44.1 Kaynak: Merkez Bankası. Bankalar Milyon Yüzde ABD Doları Oran 231 21.5 643 40.9 793 42.3 845 40.3 1.860 60.0 1.595 61.0 57.1 1.819 56.7 2.240 2.921 55.9 TABLO E5 Dış Borçlann Vade Yapısı, 1985-1987 (Yüzde Oranlar) Yıl 1985 1986 1987 0-1 29.13 20.33 17.81 1.62 12.42 1-3 8.68 3-5 1.91 1.76 1.88 25.12 5-10 30.22 27.15 26.46 10-20 26.65 25.73 20-30 7.67 7.90 7.93 >-30 7.09 6.53 5.99 TABLO E6 Orta ve Uzun Vadeli Borçlann Faiz Yapısı, 1985Faiz Oranı, % 0 0-5 5-8 8-11 11-14 1,985 0.00 0.18 0.26 0.43 0.12 1986 0.00 0.19 0.34 0.33 0.14 Kaynak: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı 1987 0.00 0.19 0.32 0.34 0.15 Toplam Döviz Rezervleri 1.308 1.571 1.873 2.098 3.099 2.615 3.187 3.959 5.228 TABLO E7 Döviz kaynaklan, 1982-1988 (Milyon ABD Doları) 1982 1983 1994 198Ş 199? 1997 1988^ 5.890 5.905 7.389 8.255 7.583 10.322 11.846 İhracat (FOB) Diğer Mal ve Hizmet Gelirleri 2.038 Karşılıksız Transferler 2.189 Dış Krediler 1.061 Yabancı Sermaye Girişleri 55 Toplam 11.233 2.041 2.366 3.148 3.250 4.111 1.509 1.725 5.945 1.901 1.782 1.718 2.088 1.825 1.187 2.809 4.118 4.586 2.878 46 113 99 125 110 352 11.226 12.952 16.093 16.794 21.217 22.846 Kaynak: Merkez Bankası * Geçici TABLO E8 Döviz Kaynaklan, 1982-1988 (Yüzde Dağılım) İhracat (FOB) Diğer Mal ve Hizmet Gelirleri Karşılıksız Transferler Dış Krediler Yabancı Sermaye Girişleri 1982 52.4 1983 52.6 1984 57.0 1985 51.3 1986 45.2 1987 48.6 1988* 51.9 18.1 18.2 18.3 19.6 19.4 19.4 26.0 19.5 9.5 13.4 15.4 15.1 8.7 11.1 17.4 10.2 24.5 9.8 21.6 8.0 12.6 0.5 0.4 0.9 0.6 0.7 0.6 1.5 Kaynak: Merkez Bankası * Geçici TABLO E9 Döviz Kullanımı, 1982-1988 (Milyon ABD Doları) 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988* 8.158 8.895 10.335 11.230 10.664 13.551 13.646 1. İthalat 4.279 5.164 6.726 2. Borç Ödeme 2.418 2.522 2.693 3.611 2.134 2.507 2.799 1.753 Faiz 1.465 1.586 1.441 2.145 2.657 3.927 1.858 Ana Para 953 1.081 1.107 1.527 1.797 2.032 1.451 3. Diğer Giderler 1.074 1.375 1.243 Toplam 11.650 12.660 14.403 16.292 16.470 25.676 29.130 Kaynak; Merkez Bankası * Geçici TABLO El O Döviz Kullanımı, 1982-1988 (Yüzde Dağılım) 1982 70.0 1. İthalat 2. Borç Ödeme 20.8 3. Diğer 9.2 Kaynak: Merkez Bankası * Geçici 1983 70.3 19.9 9.8 1984 71.8 18.7 9.5 1985 68.9 22.2 8.9 1986 64.7 26.0 9.3 1987 52.8 20.1 27.1 1988* 46.8 23.1 30.1 BEŞİNCİ BÖLÜM SONUÇ VE POLİTİKA ÖNERİLERİ 1980 sonrası uygulamaya konan istikrar ve yapısal uyum politikaları, piyasa mekanizmasına ağırlık veren bir büyüme modeli oluşturmaktadır. Kur ve faiz politikası kanalıyla istikrar ve büyüme hedefleri arasında bağlan­ tı kurulmaktadır. Reel devalüasyon yolu ile ihracat teşvik edilmekte, faiz oranlarının pozitif düzeylerde belirlenmesi ise mali kesimin gelişmesine ve gönüllü tasarrufların artmasına yol açmaktadır. Reel döviz kurunun ve reel faiz oranlannın dönem zarfında gösterdikleri evrim incelendiğinde, Türkiye deneyiminin söz konusu alanlarda başarılı olduğu sonucu ortaya çıkmakta­ dır. Yüksek boyutlu enflasyonun varlığına rağmen, 1981 yılından itibaren reel gerçek faiz oranlan pozitif düzeylerde seyretmiştir. Kısa aralıklı ve sü­ rekli kur değişimleri neticesinde önemli boyutlarda olan iç ve dış enflasyon farkı kapatılmış ve reel devalüasyon gerçekleştirilmiştir. Gerek ihracat ge­ rek mali kesim performansı ile ilgili incelemeler reel faiz ve reel kur uygula­ malarının olmulu rol oynadıklarını ortaya koymaktadır. Reel faiz oranlannın pozitif düzeyde seyretmesi mali kesimin boyutlannı arttırmış ve banka mev­ duatlarında önemli artışlara yol açmış, ayrıca toplam tasarrufları olumlu yönde etkilemiştir. Benzer bir eğilim kur politikası için de geçerlilik kazanmaktadır. 1980 sonrası ihracat atılımı önemli boyutlarda reel devalüasyona paralel Olarak gerçekleşmiştir. Ekonometrik sınamalar, ihracat performansının reel kur gelişmelerinden önemli ölçülerde etkilendiğine, ancak kur politikasının tek belirleyici unsur olmadığına işaret etmektedir. Geçmişteki deneyimler ışığında, önümüzdeki yıllarda sadece döviz kuruna bağlı bir ihracat politi­ kasının yeterli olamayacağı savunulabilir. Reel kurun evrimi ihracat perfor­ mansını olduğu kadar sermaye akımlannı da olumlu yönde etkilemektedir. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda reel devalüasyon uygulamasına devam edilmesi, ancak ihracat artışlannın sürekliliğini koruması açısından ilave desteklerle desteklenmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. İhracat atılımının süreklilik arzetmesi açısından yatınmlann bu kesimde yoğunlaşması ve söz konusu yatırımları sınırlayan finansman sorunlarının aşılabilmesi gerekmektedir. Türk sınai ihraç ürünlerine olan talebin esnek­ liğinin yüksek oluşu, yeni bir ihracat atılımının talep yönünden sınırlanamayacağı görüşünü desteklemektedir. Söz konusu atılımın gerçekleşmesi için ihracat kesiminde yatınmlann desteklenmesi ve teşviklerin bu amaçla yön­ lendirilmesi önem kazanmaktadır. Mali kesimin performansı reel kesimin gelişme sürecini doğrudan doğ­ ruya etkilemektedir. Mali kesimin reel kredi yaratma kapasitesi ile toplam ve özel yatırımların hacmi arasında sıkı bir bağlantı bulunmaktadır. Yüksek kredi faiz oranları ve kredi-mevduat faiz farkı yatınmları olumsuz yönde et­ kilemektedir. Kredi-mevduat faiz farkının azaltılması büyük ölçüde alternatif finansal kurumların gelişmesine ve banka kesimine rakip olabilmelerine bağlıdır. Sermaye piyasasının çeşitli düzenlemelere rağmen sınırlı boyutlar­ da gelişmiş olması uygulanan makroekonomik politikalar ile yakından ilgili­ dir. 1983-1987 döneminde uygulanan genişleyici politikalar neticesinde or­ taya çıkan yüksek boyutlu bütçe açıkları ve kamu finansman ihtiyaçları, kredi maliyetlerini yükseltmiş ve enflasyonu olumsuz yönde etkilemiştir. Do­ layısıyla, kamu açıklan ile mali kesim ve seramye piyasasının gelişme süre­ cinin birbiriyle çelişkili hedefler olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Sermaye akımları Türkiye ekonomisinin 1980 sonrası performansını belirleyen temel etkenlerden biridir. Ancak 1988 yılında gözlenen kısmi ge­ rilemeye rağmen, dış borçların son yıllarda önemli boyutlara ulaştığı görül­ mektedir. Özellikle Türkiye'nin dış borç-GSMH oranının ciddi dış borç soru­ nu olan ülkeler düzeyinde bulunduğu dikkat çekicidir. Diğer taraftan ihracat artışlanna paralel olarak dış borç-ihracat oranının gerilemesi olumlu bir ge­ lişme olarak nitelendirilebilir. Türkiye'nin kısa süreli borçlannın önemli bir bölümünün özel kesime, orta ve uzun vadeli borçlannın ise kamu kesimine ait olduğu görülmektedir. Orta ve uzun vadeli dış borçlann kamu kesimine ait oluşu, kamu kesim­ inin performansı ile dış borç sorunu arasında sıkı bir bağlantı olduğunu vur­ gulamaktadır. Gerek mali kesim, gerekse dış borç durumu kamu kesimi fi­ nansman ihtiyaçlarından açıkça etkilenmektedir. Orta ve uzun vadeli dış borçlann büyük ölçüde doğrudan doğruya döviz kazandırma potansiyeli ol­ mayan altyapı yatırımlannda oluşması Türkiye ekonomisinde önemli bir ya­ pısal dengesizlik unsuru oluşturmaktadır. Uzun vadede kaynakların altyapı yatırımlarına kaydınimasının özel sektörü olumlu yci\de etkileyeceği ve top­ lam verimliliği arttıracağı görüşü savunulabilir. Diğer yönden, yatınmlann sermaye hasıla oranları, yüksek ve bekleme süresi uzun olan sektörlerde yoğunlaşması, dış borç-GSMH oranının ciddi boyutlara ulaşmasına neden olacaktır. Yapısal dengesizliğin giderilmesi açısından mevcut kamu yatınmlannın kısmen döviz kazandırıcı alanlara kaydıniması ve buna paralel olarak asıl döviz yaratan kesim olan özel sektörün orta ve uzun vadeli borçlanmadan yararlandıniması gerekmektedir. Ancak, özel sektörün orta ve uzun vadeli borçlanmaya yönelebilmesi istikrann sağlandığı ve enflasyonun düşük düzeylerde seyrettiği bir ortamda mümkün olabilecektir. Aksi takdirde orta ve uzun vadeli borçlanmaya yönelen özel işletmeler kur farklarından dolayı önemli kayıplara uğrayacaktır. Yüksek enflasyon - esnek kur ortamında kı­ sa vadeli borçlanma özel işletmeler için rasyonel bir strateji oluşturmakta­ dır. Dolayısıyla, enflasyonun kontrol altına alınması ve istikrarın sağlanması özel kesimin orta ve uzun vadeli borçlanmaya yöneltilebilmesi açısından bi­ rinci derecede önem kazanmaktadır. 1986 yılından itibaren dış borç faiz ve ana para ödemeleri önemli bo­ yutlara ulaşmıştır. İç borçlanmanın, dış borç faiz ve ana para ödemelerinin arttığı bir dönemde önem kazanması üzerinde dikkatle durulması gereken bir noktadır. İç borçlanma yoluyla dış borç servisinin gerçekleştirilmesi fon­ ları kamu kesimine kaydırmakta, kredi maliyetlerini yükseltmekte ve özel yatırımları olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca, KİT'lerin, bütçe ve Merkez Bankası ile ilişkilerinin büyük ölçüde sınırlanmasından sonra, ek finansman ihtiyaçlannın önemli bir bölümünü dış krediler kanalıyla temin etmeleri diğer dikkat çekici ve kontrol altına alnıması gereken bir gelişme olarak nitelendi­ rilebilir. Dış borç sorununun tehlikeli boyutlara ulaşmaması açısından (a) ihra­ cat artışlannın süreklilik kazanması (b) alınan kredilerin yüksek getirili yatı­ nm alanlannda değerlendirilmesi gerekmektedir. Gerek dış borç sorununun kontrol altına alınması, gerek mali kesim performansı açısından kaynakların kamu kesiminde ne derece etkin kullanıldığı ve kamu yatınmlannın getiri oranlannın belirlenmesi önemli bir inceleme konusu olarak gündeme gel­ mektedir. KAYNAKLAR Abac, Selçuk and IBAR Group, (1986), Turkey's Banks and Banking System, Euromoney Publications. Ahamed, Liaqat, (1986), "Stabilization Policies in Developing Countries," in The World Bank Research Observer, No.1. Akalın, Uğur, S., (1986), "Faiz Politikası ve Kredi-Mevduat Yapısı 19771985", Türkiye Ekonomisi ye İstikrar Politikaları 1980-1985 Araştırma No:4, Marmara Üniversitesi Türkiye Ekonomisi Araştırma Merkezi Yayını Avramovic, Dragoslav, et al, (1964), Economic Growth and External Debt., Baltimore: Johns Hopkins University Press. Balassa, Bela and Associates, (1982), Development Strategies in SemiIndustrial Economies, Johns Hopkins University Press for World Bank. Balassa, Bela, (1983),. "The Adjustment Experience of Developing Econo­ mies after 1973", in John Williamson (ed.), IMF Conditionality, Washington DC: Institute for International Economics, 1983. Balassa, Bela, (1983), "Outward Orientation and Exchange Rate Policy in Developing Countries: The Turkish Experience", The Middle East Journal, 37. Balassa, Bela, (1984a), "The Problem of Debt in Developing Countries", World Bank Development Research Department Discussion Paper, Report No:DRD88. Balassa, Bela, (1984b), "Adjustment Policies in Developing Countries: A Reassesment", World Development, Vol.12. Celasun, Merih, (1980), "Real and Monetary Aspects of Turkish Economic Planning", METU studies in Development, Vol.7, No.1/2. Celasun, Merih (1983), "Sources of Industrial Growth and Structural Change: The Case of Turkey", World Bank Staff Working Papers, No.614. Celasun, Merih and Dani Rodrik (1987), Debt Adjustment and Growth: Turkey, Chicago: Chicago University for N.B.E.R. (Basılacak). Cline, William R:, (1983), "Economic Stabilization in Developing Countries: Theory and Stylized Facts", in J.Willianson (ed.), IMF Conditionality, Washington DC: Institute for International Economics. Cline, William R., (1984), International Debt Systemic Risk and Policy Response, Washington DC: Institute for International Economics. Corbo, Vittorio, Jaime De Melo, and James Tybout, (1986), "What Went Wrong with the Recent Economic Reforms in the Southern Cone.", Economic Development and Cultural Change, Vol.34, No:3. Coşan, F. and Hasan Ersel, (1986), "Turkish Financial System: Its Evolu tion and Performance 1980-1986", Capital Market Board, Ankara. Courakis,Antony,S., (1984), "Constraints on Bank Choices and Financial Repression in Less Developed Countries", Oxford Bulletin of Economics and Statistics, Vol.46. De Melo, Jaime and James Tybout, (1986), "The Effects of Financial Libe­ ralization on Savings and Investment in Uruguay", Economic Development and Cultural Change, Vol.34, No.2. Diaz Alejandro,Carlos, (1984), "Latin American Debt: I Don't Think We Are Kansas Anymore", Brookings Papers on Economic Activity, Vol.2. Diaz,Alejandro,Carlos, (1985), "Good-bye Financial Repression, Hello Financial Crash", Journal of Development Economics, Vol.19(1-2) Domar-Evsey, (1950), "The Effect of Foreign Investment on the Balance of Payments", American Economic Review, Vol.40. Dornbusch, Rudiger, (1985a), "External Debt, Budget Deficits and Dise­ quilibrium Exchange Rates", in Gordon Smith and John Cuddington (ed.). International Debt and the Developing Countries, Washington DC: The World Bank. Dornbush, Rudiger, (1985b), "Policy and Performance Links between LDC Debtors and Industrial Nations", Brookings Paper on Economic Activity, Vol.2. Ersel,Hasan ve Adil Temel, (1984), "Türkiye'nin Dışsatım Başansının Değerlendirmesi", Toplum ve Bilim. Ertuna,Özcan, (1986), Finansal Kurumlar, İstanbul: Teori Yayınlan. Ertuna,Özer, (1987), Türkiye'de Mali Piyasalar, Sorunlar ve Çözümler, İstanbul: İstanbul Ticaret Odası. Fry, Maxwell and M.Rodrik Fahri, (1979), Money and Banking in Turkey, İstanbul: Boğaziçi University Publication. Fry,Maxwell, (1980), "Saving, Investment, Growth and Cost of Financial Repression", World Development, Vol.8143. Goldstein, Morris and Mohsin, S.Khan, (1978), "The Supply and Demand for Exports: A Simultaneous Approach", Review of Economics and Statistics, Vol. . Griffith,Jones, (1984), international Finance and Latin America, London: Croom Helm. Hanson,James and C.Neal, (1986), "Interest Rate Policies in Selected De­ veloping Countries, 1970-1982", World Bank, Industry and Fi­ nance Series: No.14, Washington DC: World Bank. Hanson,James A. and Roberto de Rezende Rocha, (1986), "High Interest Rates, Spreads and the Cost of Intermediation", ' T h e World Bank Industry and Finance Series, Vol.18. IMF, (1987), World Economic Outlook, Washington DC: International Monetary Fund. ISO, (1987). 1986 Yılı İhracat Durumu ve Anket Sonuçları, İstanbul Sa­ nayi Odası Yayını. ISO (1988). 1987 Yılı İhracat Durumu Anket ve Sonuçları, İstanbul Sa­ nayi Odası Yayını. Karluk,Rıdvan, (1984), ihracatta Vergi İadesi, İstanbul Ticaret Odası Yayını. Khan,Mohsin,S., (1987), "Macroeconomic adjustment in Developing Coun tries: A Policy Perspective", The World Bank Research Obser­ ver, Vol.2(1), 23-42. Khan,Mohsin S. and Malcolm Knight, (1985), "Fund Adjustment Programs and Economic Growth", International Monetary Fund Occasio­ nal Paper, No.41. Kopits, George, (1987), "Structural Reform, Stabilization and Growth in Turkey", International Monetary Fund Occasional Paper, No.52. Krueger, Anne O. and Baran Tuncer, (1982), "Growth of Factor Productivity in Turkish Manufacturing Industries", Journal of Development Economics, Vol.11, No.3, 307-325. Leff,Nathaniel H. and Kazuo Sato, (1980), "Macroeconomic Adjustment in Developing Countries: Instability, Short-run Growth and External Dependency", Review of Economics and Statistics. McKinnon,Ronald, (1973), Money and Capital in Economic Develop­ ment, Washington DC: Brookings Instution. Merkez Bankası (1987), Yıllık Rapor, 1986, Ankara. Merkez Bankası (1988), Yıllık Rapor, 1988, Ankara. MilanovicBranko, (1986). "Export Incentives and Turkish Manufactured Exports, 1980-1984", World Bank Staff Working Papers, No.768, Washington DC: World Bank. Nowzad, Bahram and Richard,Z.Williams, (1981), "External Indebtedness of Developing Countries", International Monetary Fund Occa­ sional Paper, No.3. OECD (1987), Economic Surveys: Turkey 1987, Paris: Organisation for economic Cooperation and Development. Olgun,Hasan ve Togan Subidey, (1984), Türk Ekonomisinin Dünya Eko­ nomisine Entegrasyonu, İstanbul: Enka Vakfı Yayınlan. Olgun,Hasan, Sübidey Togan ve Halis Akder (1987). External Economic Relations of Turkey, Istanbul: Turktrade Research Center Publi­ cation. Öniş,Ziya, (1986), "Stabilization and Growth in a Smei-industrialized coun­ try: An Evaluation of the Recent Turkish Experiment, 1977-1984", METU Studies in Development, 13(1,2). Öniş,Ziya, (1987), "Inflation and Import Substituting Industrialization: An In­ terpretation of the Turkish Case", Journal of Economics and Ad ministrative Studies, Vol.1(1). Öniş,Ziya ve Süleyman Özmucur, (1987), Türkiye'de Enflasyon, İstanbul: İstanbul Ticaret Odası Yayını. Özmucur,Süleyman, (1987a), Milli Gelirin Üç Aylık Dönemler İtibariyle Tahmini, Dolarla İfadesi ve Gelir Yolu ile Hesaplanması, İstanbul: İstanbul Ticaret Odası. Özmucur,Süleyman, (1987b), Türk Ekonomisinin Üç Aylık Ekonometrik Modeli, İstanbul: Türk Sanayicileri ve İş Adamlan Derneği Yayını. Riedel,James, (1987), "Macroeconomic Crises and Long-run Growth in De­ veloping Countries: A Case Study of Turkey-Part I: A Macroeconomic His­ tory of Turkey : 1950 to 1985", Unpubl. Mimeo. Rittenberg,Libby, (1986), "Export Growth Performance of Less Developed Countries", Journal of Development Economics 24, 167-177. Sachs,Jeffry D., (1985), "External Debt and Macroeconomic Performance in Latin America and East Asia", Brookings Paper on Economic Activity, Vol.2. Sachs, Jeffrey, (1986), "Managing the LDC Debt Crisis", Brookings Papers on Economic Activity, Vol.2. Saunders,Paul and Andrew Dean, (1986), "The International Debt System and Linkages Between Developing Countries and the OECD", OECD Economic Studies, No.7. Sermaye Piyasası Kurulu, Türkiye'de Sermaye Piyasasmm Bugünkü Du rumu, OECD-SPK, Türkiye'de Sermaye Piyasasmda Son Gelişmeler Konulu Seminer, Çeşme, İzmir. Seyidoğlu,Halil, (1986), "Türkiye'de İhracatı Teşvik Önlemleri ve Ekonomik Etkileri", Türkiye Ekonomisi ve İstikrar Politikaları: 1980-85, Araştırma No.6, İstanbul: Marmara Üniversitesi TÜRKMER. Simonsen,Mario,H., (1985), "The Developing Country Debt Problem", in Gordon Smith and John Coddington (ed.). International Debt and the Developing Countries, Washington DC: The World Bank. Shaw,Edward, (1973), Financial Deepening and Economic Develop­ ment, Oxford: Oxford University Press. Stiglitz,Joseph and Andrew Weiss, (1981), "Credit Rationing in Markets with Imperfect Information", American Economic Review, Vol.71. Sundarajan,V., (1985), "Dept-Equity Ratios of Firms and Interest Rate Poll cy", IMF Staff Papers, Vol.32(4) Taylor,Lance, (1983), Structuralist Macroeconomics, New York Harper and Row. TÜSİAD, (1982), Mali Aracı Kuruluşlar, İstanbul: Türk Sanayicileri ve İşadamlan Derneği Yayını. TÜSÎAD, (1986a), An Econometric Model for Turkey^ 1965-1984, Istan­ bul: Turkish Industrialists and Businessmen's Association Publica­ tion. TÜSİAD, (1986b), Dış Ticaret Raporu, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Yayını. TÜSİAD, (1986c), Döviz Sorunu, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Yayını. TÜSİAD, (1986d), The Turkish Economy 1986, Istanbul: Turkish Industria lists and Businessmen's Association Publication. TÜSİAD, (1987), İç Borçlanma: Durum ve Sorunlar, İstanbul: Türk Sana­ yicileri ve İşadamları Derneği Yayın. TÜSİAD (1987b), The Turkish Economy, Istanbul: Türk Sanayicileri ve . İşadamları Derneği. TÜSİAD (1987c), Dış Borçlar: Tahmen ve Analizler, İstanbul: Türk Sanayici leri ve İşadamları Derneği. TÜSİAD (1988), 1980 Sonrası Ekonomide Kamu-Özel Sektör Dengesi, İstanbul: Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği. TÜSİAD (1989), Türk Finans Kesiminin Dışa Açılması: Uyumla İlgili So runlar ve Öneriler, İstanbul: Türk Sanayicileri ve İşadamlan Derneği. Tyler,William G. (1983), "The Anti-Export Bias in Commercial Policies and Export Performance: Some Evidence from the Recent Brazilian Experience", Weltwirtschaftliche Archiv, Vol.119. Tyler,William,G., (1985), "Effective Incentives for Domestic Market Sales and Exports", Journal of Development Economics, Vol.18, 219- 242. Uygur,Ercan, (1986), SESRTCIC Econometric Model of the Turkish Economy, Ankara: SESRTCIC Publication. Williamson,John (ed.), (1983), IMF Condîtîonality, Washington DC: Insti­ tute for the International Economics. The World Bank, (1986), World-Debt Tables, 1985-1986, Washington DC: The World Bank. The World Bank, (1987), World Development Report, 1987, Oxford Uni­ versity Press for the World Bank. Yağcı,Fahrettin, (1983), "A Macroeconometric Model of the Turkish Econo­ my", METU Studies In Development, Vol.10, No.1. Yaşer,Betty,S., ve diğerleri (1986), Türkiye ve Amerika Birleşik Devletle­ rinin Özel İmalat Sanayiiierindeki Finansal Oranlarının Muka­ yesesi, İstanbul: İstanbul Sanayi Odası Yayını.