İslam dünyasında kan dökülüyor? İslam dünyasında kan

advertisement
ARAŞTIRMA / İSLAM COĞRAFYASI
Gökhan ERCAN
mrgercan@gmail.com
Neden sadece
İslam
dünyasında
kan dökülüyor?
132 EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014
EKOVİTRİN ARAŞTIRDI
Afganistan ve Suriye’de bitmeyen
iç savaş... İsrail’in ambargosu
altındaki Gazze’de yaşanan dram...
Orta Asya’dan Ortadoğu’ya,
Afrika’dan Balkanlar’a İslam
coğrafyasında kanlı çatışmalar...
EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014 133
ARAŞTIRMA / İSLAM COĞRAFYASI
M
üslüman coğrafyada çatışmanın
bulunduğu yerler Suriye,
Filistin, Irak ve Afganistan'la sınırlı değil. Bunların gölgesinde kalsa
da, İslam coğrafyasının diğer parçaları Burma, Doğu Türkistan, Keşmir,
Cezayir, Etiyopya, Moro, Çeçenistan,
Somali, Sudan, Çad, Açe ve daha pek
çok bölgede savaş, çatışma, ya da krizler kısa sürelerle dursa da kan akmaya devam ediyor. İslam ülkeleri denince akla gelen Ortadoğu ve Arap ülkeleri dışında 30 kadar ülke de İslam
coğrafyası içerisinde yer alıyor. Osmanlı
İmparatorluğu zamanında İran ve
Afganistan'la beraber sayıları üç olan
bağımsız İslam ülkelerinin sayısı imparatorluğun çöküşünden sonra hızla
arttı. Bugün Arnavutluk ve Bosna'dan,
Çeçenistan ve Tacikistan'a uzanan bir
Avrasya coğrafyasında, 26’sı Asya’da ve
24'ü Afrika'da Müslümanların ağırlıklı
olduğu ülkeler bulunuyor. Bu ülkelerin büyük bir kısmı savaşlara, iç çatışmalara varan politik ve sosyal kargaşayla mücadele ediyor. Sadece 1990'lı
yıllardaki çatışmaların oranına bakıldığında tüm dünyadaki çatışmaların üçte ikisinin Müslümanlarla Müslüman
olmayanlar arasında olduğu görülüyor.
134 EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014
İslam coğrafyasında
karışıklıklar ne
zaman başladı?
II. Dünya Savaşı'ndan sonra şartların da değişmesiyle bu
bölgelerden çekilen Batı’nın medeni ülkeleri, bu devletlerin başında
kendilerine bağlı dikta rejimler ve bu rejimleri yöneten ailelere
bıraktılar. Bunlar, kargaşanın ana sebeplerinin başında geliyor.
Zamanın ABD’si ve İslam ülkelerinin hamisi Osmanlı Devleti’nin zayıflayıp dağılma sürecine girmesiyle
beraber, İslâm coğrafyasının trajik
parçalanma ve savaşlar tarihi başlamış oldu. Batı’nın iştahını kabartan
İslâm coğrafyasında, 1830’da
Cezayir`in Fransızlar ve 1882’de
Mısır’ın İngilizler tarafından gasp
edilmesiyle daha önceleri Batı’nın siyah Afrika kıtasında sahnelediği işgal
ve vahşet senaryoları Müslümanlar
içinde başlamış oldu. Bugün
Ortadoğu olarak nitelendirilen bölge ise, 1. Dünya Savaşı sırasında
İngiltere ve Fransa arasında imzalanan Sykes-Picot Antlaşması çerçevesinde cetvelle çizilen sınırlarla paylaşılmasıyla, Ortadoğu’nun da kanlı
tarihi başlamış oldu.
Aslında biraz daha geriye gidersek, Fransız İhtilali ile beraber bütün
dünyayı kasıp kavuran milliyetçilik
akımının Osmanlıyı da etkilemesiyle
dağılma sürecine giren koca imparatorluğun yerine küçük küçük dev-
letler kurulmaya başlıyor. Sömürge
devletlerinin Müslümanlara toprak
ve devlet kurma vaat etmesinin etkisiyle de bölünme ve küçülme süreci hızlandı. Batı’lı devletler de 50
yıl kadar bir dönemde Müslüman
bölgeleri ve ülkeleri sömürgeleştirmeyi başardı. II. Dünya Savaşı'ndan
sonra şartların da değişmesiyle bu
bölgelerden çekilen Batı’nın medeni
ülkeleri, bu devletlerin başında kendilerine bağlı dikta rejimler ve bu rejimleri yöneten ailelere bıraktılar.
Bugün İslam dünyasındaki kargaşanın, Arap Baharı’nın ve ölümlerin
en büyük sebeplerinden birisi
Batı’nın atadığı bu dikta rejimlerin
başa gelmesi. İslam coğrafyasındaki asıl değişiklik ise Soğuk Savaş'la
oldu. Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte Müslümanlar için de yeni bir dönem başladı. Huntington'ın
ortaya attığı "Medeniyetler
Çatışması" bu dönemde adeta gerçekleşti. Bu tarihten itibaren
Müslümanların yaşadığı topraklarda çıkan çatışma ve karışıklıkların ardı arkası kesilmez ve bitmez oldu.
Müslüman Nüfusu
H
ristiyanlık'tan sonra dünyanın en büyük ikinci dini olan İslam, 1.57 milyar inananı ile dünya nüfusunun yüzde 23'ünü oluşturur. Kuzey Afrika'da,
Ortadoğu'da ve Asya'da yaygın bir din olan İslamiyet, Çin'de, Balkanlarda
ve Rusya'da bulunuyor. Batı Avrupa'da yüzde 5'lik bir nüfus ile İslam,
Hristiyanlıktan sonra gelen ikinci din konumunda yer alıyor.
Yaklaşık 50 ülkede Müslüman çoğunluk bulunuyor. Dünyadaki Müslüman
nüfusun yaklaşık yüzde 62'lik kısmı Asya'da yaşıyor. Endonezya en kalabalık Müslüman ülkesi ve Müslüman nüfusu 216 milyon (yüzde 90) civarlarında.
Müslümanların yaklaşık yüzde 20'si Arap ülkelerinde yaşıyor. Ortadoğu'da
Arap olmayan ülkelerden, Türkiye ve İran'ın büyük çoğunluğu Müslüman.
Mısır ve Nijerya Afrika'nın en kalabalık Müslüman nüfusa sahip ülkeleri...
Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan demografik çalışmada dünyada yaklaşık 1.57 milyar Müslüman insan yaşıyor. Araştırmalara göre
Müslümanların çoğunluğu Sunni, Müslümanların yüzde 10-13 arasında da
Şii nüfusu bulunuyor.
ORTADOĞU DEMEK
KARIŞIKLIK DEMEK
Ortadoğu olarak nitelendirilen bölge, 1. Dünya Savaşı sırasında
İngiltere ve Fransa arasında imzalanan Sykes-Picot Antlaşması
çerçevesinde cetvelle çizilen sınırlarla kaosa sürüklendi.
Baas modeli olarak kurulan baskıcı yönetimler ve monarşiler sebebiyle Ortadoğu ülkelerinin hemen
hepsi demokratik hak ve özgürlükler
sorunlarıyla karşı karşıya. Arap
Baharı ile birlikte bazı ülkeler bu dikta yönetimlerinden kurtulurken, çoğu halen demokrasi ve özgürlükten
çok uzak. İsrail'in ABD desteğinde
Siyonist politikası, süper güçlerin
enerji ve denge politikaları sürdüğü
sürece savaş, işgal ve iç çatışmalar bu
bölgede bitecek gibi görünmüyor.
Bölgede ABD askerlerinin çekilmesi ile hala bombaların patladığı Irak
ve geçtiğimiz ay İsrail’in saldırıları ile
yeniden alevlenen Filistin sorunu
adeta kangren hale gelmiş durumda.
Arap Baharı ardından demokrasi
çatışmaları yaşayan Mısır, uzun yıllar
iç savaş ve İsrail işgali yaşadıktan sonra İsrail ve Suriye’deki çatışmalar ara-
sına sıkışıp istikrar yakalayamayan
Lübnan, iç savaşta kendi halkını kıyımdan geçiren Suriye gibi ülkelerin
durumu Ortadoğu'nun daha uzun
süre rahat görmeyeceğinin işaretleri.
EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014 135
ARAŞTIRMA / İSLAM COĞRAFYASI
Suriye
Filistin
Yemen
SURİYE
Tam 403 yıl Osmanlı idaresinin
yönettiği Suriye, Baas Partisi’nin
1970’te kansız bir askeri darbe ile
devleti ele geçirmesi ile baskıcı bir
dikta rejimine girdi. 1970’ten 2000
yılına kadar katliamlar ile ülkeyi
yöneten Hafız Esed ardından oğlu
Beşşar Esed devlet başkanlığı makamına geldi. Suriye'de çatışmalar
ise ilk olarak Dera'da, 15 Mart 2011
tarihinde başladı.
Arap Baharı'nın etkisiyle devrilen diktatörlerin ülkelerinden ilham alan Beşşar Esed karşıtı muhalifler silahlanarak topyekün ça-
tışmaya girdi. Suriye muhalefeti,
devlet başkanı Beşşar Esed rejimini devirmek ve Özgür Suriye devletini kurmak için silahlı isyana başlamasıyla günümüzde ülkede kontrol önemli ölçüde Beşşar Esed'in
elinden
çıkmaya
başladı.
Çatışmaların başladığı 15 Mart 2011
tarihinden bu yana 25 bin – 35 bin
arası insanın öldüğü tahmin edilen
Suriye’de, Humus, Halep, Rastan ve
daha birçok şehirde sağlam yapı
kalmamış durumda. Yüz binlerce insan göç ettiği çatışmalar nedeniyle
açlık ve susuzluk içindeki insanlar ölmeye halen devam ediyor.
YEMEN
Uzun yıllar iç savaş yaşadıktan
sonra kuzey ve güneyi 1990'da birleşen Yemen, hala bölgenin istikrarsızlıklara en açık ülkelerinden biri.
Arap Baharı etkisiyle Yemen’de ayaklanmalar, 27 Ocak 2011'de Devlet
Başkanı Ali Abdullah Salih'i devirmek
için başladı. Yüz binlerce insanın sokaklara döküldüğü ülke genelindeki
silahlı gruplar iç savaşı andırırcasına
hükümet güçleri ile çatıştı. Suudi
Arabistan, Yemen Hükümeti'ne yardım etmesi için asker gönderdi. Ancak
bu silahlı grupları güçlendirerek, kaçak askerlerde dahil 20 bin ila 50 bin
LÜBNAN
Suriye'de hükümet güçleri ile isyancılar arasında süregiden çatışmaların, 15 yıl iç savaş yaşamış
Lübnan'da Alevi-Sünni bölünmesini yeniden su
yüzüne çıkardı. Geçtiğimiz yıllarda İsrail bombaladığı Lübnan tam bir suikastlar ve çatışmalar
ülkesi. Ağustos ayında yeniden patlak veren çatışmalarda, Lübnan İstihbarat Teşkilatı Başkanı
bombalı saldırıda öldürüldü ve birçok insan hayatını kaybetti. 200 bin nüfuslu Lübnan'ın ikinci
büyük kenti Trablus, büyük bir Sünni çoğunluğun içinde yaşayan küçük Alevi nüfusuyla
Suriye'nin aynası gibi. Kentte Haziran ayında
çıkan çatışmalarda da 15 kişi hayatını kaybetmişti.
136 EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014
asker ve milisin ve bir milyon insanın
hükümete başkaldırmasına yol açtı.
Ülke genelindeki aşiretlerin oluşturduğu Yemen Aşiretleri İttifakı'na
bağlı militanlar bazı kasaba ve semtleri kontrolü altına aldı. Niketim bu
yılın Şubat ayında ülkeyi 33 yıl yöneten Cumhurbaşkanı Ali Abdullah
Salih'in aleyhindeki eylemler ardından
iktidardan ayrılmayı kabul etti. Yeni
cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur
Hadi’nin tam denetim sağlayamaması nedeniyle El Kaide özellikle
ülkenin güneyinde barınmayı sürdürüyor.
BAHREYN
14 Şubat 2011'de Arap Baharı'nın
etkisiyle Bahreyn halkı, ülkede eşitlik, adalet ve özgürlük getirmek amacıyla isyana başladı. Ancak Bahreyn
yönetimi buna izin vermeyerek şiddet ile ayaklanmayı bastırmaya çalıştı.
Körfez İşbirliği Konseyi de Bahreyn'e
Yarımada Kalkan Gücü adlı güvenlik kuvvetinden göndermesiyle bu
protestolar resmen Şii-Sünni çatışmalarına döndü. Suudi Arabistan
ve İran'ın iç işlere karışması da, isyanı
ve çatışmaları alevlendirdi. Ülkede
mezhep gerilimi artarken muhalif ve
şii gazeteciler tutuklanmaya başladı.
Bunun üzerine şiiler hak talebiyle isyanı güçlendirdi.
FİLİSTİN
Filistin’de yaşanan çatışma ve
şiddet olaylarını anlatmak için sanırım binlerce sayfa gerekir.
Kapanmayan yara haline gelen
Filistin’deki ölümler, İsrail’in şiddet
yanlısı politikaları sonucu biteceğe de
benzemiyor. Özellikle İsrail’deki seçimler öncesi, kendi halkından milliyetçilik ile oy toplamaya çalışan
İsrail yöneticileri, Filistin’e saldırmaktan hiç çekinmiyor. 2009’daki
İsrail seçimleri öncesi, 2008 Aralık sonunda İsrail Gazze’ye ‘Dökme
Kurşun’ operasyonuna girişerek 1400
Filistinli’yi katletmişti. Ve yine aynı
senaryo tekrarlanarak, İsrail 14
Kasım 2012’de Hamas’ın askeri kanadı İzzettin el Kasım Tugayı’nın
IRAK
Uzun yıllar Saddam Hüseyin rejimi altında yönetilen Irak’a ABD ve
Birleşik Krallık öncülüğündeki koalisyon kuvvetleri, Irak'ı kitle imha
silahlarından arındırmak, Saddam
Hüseyin'in teröre verdiği desteği
kesmek ve Irak halkını özgürleştirmek gerekçeleriyle saldırıya
geçti. 20 Mart 2003'te başlayan hava saldırısı ve onu takip eden kara
harekatı sonunda 9 Nisan 2003'te
başkent Bağdat'a giren koalisyon
güçleri Saddam Hüseyin iktidarını
devirdi. Sonraki dönemlerde işgalci
ABD güçlerine karşı bir direniş
başladı ve günümüzde de ABD
askerleri ülkeden çekilmiş olmasına
rağmen şiddet ve kan akmaya devam
ediyor. İşgalin ardından şiiler ile sünniler arasında derin bir ayrışma ortaya çıktı ve adeta iç savaşı andıran,
günümüzde de devam eden şiddetli
çatışmalar yaşanmaya devam ediyor.
Adeta büyük bir soykırım denebilecek, 1 milyondan fazla Iraklının şiddet, çatışma ve direniş olayları sonucu öldüğü hesaplanıyor.
komutanı Ahmet el Cabari’ye düzenlenen suikastla birlikte bu kez
‘Bulut Sütunu’ adı verilen operasyon
başladı. İsrail’in yeni oluşan Ortadoğu
konjonktürü içinde 2008’deki gibi
bir kara operasyonu yapıp yapmayacağı da halen net değil. Ama
Filistin’de daha çok uzun yıllar
Müslüman kanı akacağını söylemek
için kahin olmamak gerekir.
EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014 137
ARAŞTIRMA / İSLAM COĞRAFYASI
MISIR
Mısır, Cemal Abdul Nasr’ın başa gelmesiyle Krallık rejiminde
çıkarak kısa süreli bir demokrasi sürecine girdi. Fakat ardından
Enver Sedat ve 1967’den beri yarı başkanlık sistemi ile yönetilen
ve olağanüstü hal kanunlarının altında ezilen ülke konumundaydı. 1981'den itibaren de bu dikta rejimini Hüsnü Mübarek
yönetiyordu. Bu ‘olağanüstü hal kararları’ kapsamında, hükûmet
istediği kişiyi herhangi bir zaman boyunca hapse atma hakkını verir
ve onları gerçek hiçbir neden ve mahkeme olmaksızın istediği kadar
içeride tutabilirdi.
Fakat 25 Ocak 2011'den beri Yasemin Devrimi'nin öncülüğünde
Mısır'da, halkı mevcut yönetime karşı seferber olmaya çağıran
sokak gösterileri, protestolar ve çatışmalar halkın iktidarı devirmesi
ile sonuçlandı ve 11 Şubat 2011 tarihinde Mısır cumhurbaşkanı
Hüsnü Mübarek gösteriler nedeniyle istifa etti. Bugün ara ara
Mısır’da ayaklanmalar baş gösteriyor, yeni devlet başkanı Mursi,
Mısır’da eski rejiminin kalıntıları ile mücadele ediyor.
Libya
LİBYA
Bir Kuzey Afrika ülkesi olan
Libya, tarihte bilinen en ünlü diktatörlerden biri olan Kaddafi tarafından 1969’dan beri demir yumrukla
yönetiliyordu. Osmanlı sonrası
İtalyan işgalinde binlerce insanın
katledildiği Libya’ya Arap Baharı
etkisiyle çatışmalar 15 Şubat 2011 tarihinde başladı. 18 Şubat 2011 tarihinde göstericiler Libya’nın ikinci
138 EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014
büyük şehri Bingazi'nin kontrolünü
bazı polis ve askerlerin de desteğiyle ele geçirdiler. Bunun üzerine
Kaddafi, Bingazi'de yaşayan ve rejimin destekçisi seçilmiş askeri birlikleri yolladı. Ulusal Geçici Konsey
(UGK) ve Libya Sosyalist Halk
Cemahiriyesi olarak ikiye ayrılan ülkede resmen iç savaş böylece başlamış oldu. Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi'nin kararına da-
yanarak Fransa, İngiltere ve
ABD'nin önderliğinde Libya’ya Cezayir
karşı 18 Mart 2011 akşamı havadan askeri operasyon başlattı. 20-28 Ağustos tarihlerinde Trablus Muharebesi sonucu başkent Trablus UGK
kontrolüne geçti, UGK yüzden
fazla ülke tarafından tanındı.
20 Ekim 2011 günü Muammer
Kaddafi'nin
memleketi
Sirte'nin düşmesiyle Muammer
Kaddafi öldürüldü, iç savaş
kesin UGK zaferiyle sona erdi. İç savaş sonucu binlerce insanın öldüğü Libya’da bugün demoratik bir hükümet kurulmasına rağmen, ara ara çatışmalar halen görülüyor.
CEZAYİR
Fransa'nın 132 yıl süren işgali sırasında 1 milyondan fazla insanın öldüğü Cezayir’de yine Fransızların
1945 yılında yaptığı soykırım sonucu,
bağımsızlık mücadelesi hızlanıyor ve
1962 yılında bağımsızlığını ilan ediyor. Bu tarihten itibaren kısmen daha rahat bir demokrasi ile yönetilen
Cezayir'de 2010'un aralık ayından
itibaren komşu Tunus'ta gerçekleşen
Yasemin Devrimi’nin etkisi görül-
ğunlukla hükümet binalarının önünde gerçekleşen kendini yakma eylemleri başladı. Muhalefet
partileri 1992'deki darbeden beridir olağanüstü
hal bulunan Cezayir'in
hükümetinden izin almadan yasadışı nitelikte gösteriler düzenlemeye başladı. Gösterilerde üç kişi
öldü, 420 kişi yaralandı.
Tunus
meye başladı. İşsizlik, gıda enflasyonu, evsizlik, usulsüzlük, ifade özgürlüğü ve kötü yaşam koşullarını protesto eden gösteriler başladı. Bunlar
hükümetin gıda fiyatlarını düşürmesiyle bastırıldı. Fakat daha sonra ço-
TUNUS
Arap Baharı diye nitelendirilen gösterilerinin ilk olarak
başladığı Tunus’ta Yasemin Devrimi
sonucunda 23 yıldır ülkeyi yöneten
Zeynel Abidin Bin Ali’nin başkanlığı bırakıp 14 Ocak 2011'de ülkeden
kaçmasıyla sonuçlandı. Kasım
2010'da, meyve sebze satıcısı olan işsiz bir üniversite mezununun, satış
arabasına polisin el koymasından
sonra kendini ateşe vermesi ile başlayan protestolar Tunus'ta son 30
yıldır yaşanan sosyal ve siyasal olayların en dramatik dalgalarından biriydi. Birçok insanın yaralanması ve
hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan
devrim sonucu Tunus halen istikrarı
sağlamaya çalışıyor.
EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014 139
ARAŞTIRMA / İSLAM COĞRAFYASI
Kara Kıta Afrika,
zengin maden ve
altın yataklarına
sahip olmasına
rağmen açlıkla
boğuşuyor...
Sömürülen bu kıta,
yoksulluğun da
adeta simgesi gibi...
140 EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014
Dünyanın çatışma
merkezi: Afrika
F
akirlik, kuraklık, Aids ve açlık
gibi sorunların kol gezdiği
Afrika'nın neredeyse tamamı
etnik ve dinsel temalı çatışmaların arenası konumunda.
Dünyadaki çatışma alanlarının yüzde 44'ünün Afrika Kıtası’nda olduğu
hesaplanıyor. Müslüman unsurların
yaşadığı bölgeler de istisnasız bu çatışma alanları içerisinde. Uluslararası
güçlerin de arkasında bulunduğu bu
çatışmalar, görünürde kimi zaman dini, kimi zaman etnik sebeplerle, fakat çoğunlukla petrol, maden, enerji rezervleri ve bölgesel güç dengeleri
sebebiyle yaşanıyor.
SOMALİ
Somali ise, 1991'den beri çatışmalara sahne. İslami milis gruplarla geçici yönetim arasında 2006'dan
beri çatışmalar sürüyor. Somali'deki
güç mücadelesine karışan Etiyopya
güçleri başkent Mogadişu'yu bir dönem işgal bile etti. Geçici yönetimin
ancak ülkenin bir kısmına hakim
olduğu Somali’nin güneyinde İslami
Mahkemeler Birliği Örgütü hüküm
sürüyor. Ülkedeki çatışmaların sebeplerinden birini petrol, diğerini ise
etnik ve dini motifler oluşturuyor.
Geçen sene Doğu Afrika’da yaşanan
60 yılın en ağır kuraklığında binlerce kişi hayatını kaybetmişti.
Somali’de de ağır kuraklık ve devam
eden çatışmalar nedeniyle geçen sene yaşanan açlık krizinin etkilerinin
devam etmesi tehdidiyle karşı karşıya. Kuraklık, kırsal bölgelerden
kaçmaya çalışan binlerce Somalili ile
büyük bir mülteci krizine de yol açıyor. Somali’de kırsal bölgelerin büyük bölümü, uluslararası yardım
ajanlarının bölgeye girmesini yasaklayan İslamcı militanların kontrolü altında. Pek çok insan sınırı yürüyerek geçerek Kenya ve Etyopya
ya da başkent Mogadişu’daki kamplara gidiyor. Bu bölgelerin güvenliği BM destekli Afrika Birliği güçleri tarafından sağlanıyor. Ayrıca bölgede faaliyet gösteren El Kaide’nin
Somali grubu El Şebab örgütü,
Uluslararası Kızıl Haç örgütünün
yardımlarını ele geçiriyor. Afrika
Birliği Barış Gücü Mart 2007 den beri Somali’de görev yapıyor. Başlıca
görevi Batılı güçlerce desteklenen
hassas federal geçiş hükümetini korumak olan Barış Gücünde Uganda
ve Burundili 7 binden fazla asker görev yapıyor. Ayrıca Somali’de tüm
dünyanın muzdarip olduğu “korsan
sorunu” da devam ediyor.
SUDAN
Yüzde 95 Müslüman nüfuslu ve
İslami bir çizgiyi benimsemiş olan
Sudan'ın batı bölgesi Darfur'da 2003
yılından beri iç savaş, etnik çatışma
ya da soykırım olduğu iddia edilen bir
insanlık krizi mevcut. Darfur'da yaşanan krizin altında uzmanlara göre
su, petrol, doğal kaynaklar ve bölgesel güç dengeleri yatıyor. Devlet tarafından desteklenen Janjaweed milislerle ayrılıkçı isyancılar arasındaki
çatışmalar yüz binlerce insanın ölümüne, 1,5 milyon kişinin mülteci
olarak yaşam mücadelesi vermesine
sebep oldu. Birkaç yıldan beri ‘etnik
temizleme’ ve katliamlara yol açarak
devam eden ülkedeki çatışmalarda,
Birleşmiş Milletler, Darfur'da 180 bin
kişinin öldüğünü, 2 milyona yakın insanın evsiz kaldığını belirtiyor.
İngiltere Parlamento Raporu ise ölü
sayısını 300 bin olarak belirtiyor.
Evsiz kalarak mülteci durumuna dü-
şen insanların büyük bir çoğunluğu,
Arap olmayanlardan oluşmakta ve
Arap Janjaweed saldırılarına maruz
kalıyor. Darfur'da 2007'den beri halen 16 bin barış gücü askeri bulunuyor. Son beş yıl içinde ise toplam 78
barış gücü askeri öldürüldü.
ÇAD
Sudan'ın komşusu Çad ise son
olarak 2005'ten beri istikrarsız durumda. Fransa tarafından desteklenen yönetime karşı mücadele veren
pek çok isyancı grup mevcut. Çad'da
Hıristiyan ve Müslümanlar arasında
yedi yıldır devam eden çatışmalar son
dönemlerde Müslüman gruplar arasında da görülmeye başlandı.
ETIYOPYA
Etiyopya da 2007'den beri tırmanan bir buhranla karşı karşıya.
Etiyopya
ordusu,
Etiyopya
Bağımsızlık Milli Cephesi isyancılarıyla savaş halinde. İsyancılar ülkenin
doğusundaki Ogaden Bölgesi’ni bağımsız bir devlet yapma mücadelesi
veriyor.
ERITRE
Etiyopya'dan ayrılarak bağımsızlık ilan eden ve nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Eritre’de yıllarca
Etiyopya için bir iç savaş sorunu olmuştu. Sosyalist Etiyopya zamanında baskı ve ayrımcılık kurbanı olan
Eritreliler bugün de Etiyopya ile sorunlar yaşıyorlar.
EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014 141
ARAŞTIRMA / İSLAM COĞRAFYASI
MALİ
Mali'nin kuzey kesimini oluşturan
Sahra
Çölü'ndeki
Azavad
Bölgesi’nde Mali hükümetine karşı
Tuaregler ve bölgenin diğer halkları tarafından Ocak 2012'de başlatılan
ayrılıkçı bir ayaklanma süregeliyor.
Büyük Sahra Bölgesi’nde aktif olan
radikal örgütler, geçtiğimiz aylarda
Tuareg etnik topluluğuna mensup ayrılıkçı örgütlerle işbirliği içinde Kuzey
Mali’de yönetimi ele geçirdi. El
Kaide destekli militanlar ayrıca
Timbuktu Kenti’nde UNESCO’nun
Dünya Mirası listesinde bulunan
mezarları da tahrip etmişti.
Geçtiğimiz aylarda Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyi, Mali’ye
müdahale konusunu masaya yatırdı.
Konsey, Afrika Birliği ve Birleşmiş
Milletler’den Mali’ye yapılması beklenen askeri müdahale için 45 gün
içinde bir plan sunmasını istemişti.
Mali yönetimini kendilerini ihmal etmekle suçlayan Tuaregler daha önce 2007'de isyana
kalkışmışlardı.
NİJERYA
Afrika'nın, 160 milyonluk nüfusuyla en kalabalık ülkesi olan
Nijerya'da şeriata dayalı bir yönetim
kurulmasını isteyen Boko Haram
örgütü, yüzlerce kişinin yaşamını yitirmesine neden olan silahlı ve bombalı saldırılarını sürdürüyor. Nijerya
ordusu, ülkenin kuzeydoğusunda
İslamcı Boko Haram örgütü ile geçtiğimiz ekim ayında yaşanan çatışmada 30 militanın hayatını kaybettiğini açıkladı. Örgütün, 2010 yılından
bu yana Nijerya'nın merkezinde ve
kuzeyinde düzenlediği saldırılarda bin
400 kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Nijerya ordusu, yoğun çatışmaların yaşandığı Yobe Eyaleti’nde
bulunan Damaturu şehrinde İslamcı
militanlara karşı büyük başarı elde ettiğini açıklamıştı. Ancak insan hakları grupları Nijerya'nın kuzeyinde yapılan operasyonlar sırasında çok sayıda sivilin de hayatını kaybettiğini ve
142 EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014
saldırıların ayrım gözetmeksizin yapıldığını söylüyor. Nijerya ordusu
geçtiğimiz eylül ayında Damaturu'da
yaşanan çatışmalar sırasında 35 Boko
Haram militanını öldürdüğünü belirtiyor.
UGANDA
Nüfusunun yüzde 15'i Müslüman
olan Uganda da diktatördü. Amin
sonrası, başa gelen yöneticiler bir dönem Müslümanlara büyük baskılar uyguladılar. Ancak bu tutum son dönemlerde değişmeye başladı.
Uganda'da temel sorun 1987'den be-
ri teokratik bir devlet kurma mücadelesi veren Hıristiyan Lord Resistance
Army. Ülke iki iç savaş yaşadı ve 1,2
milyon kişi göçe mecbur kaldı.
SENEGAL
Senegal'in güneyindeki bereketli topraklarda da düşük yoğunluklu
bir iç savaş yaşanıyor. Komşu Gine
Bissau'nun da desteğini gören ayrılıkçı demokratik güçler 1990'dan beri Senegal ordusuyla sivilleri de hedef alan bir çatışma içindeler. Ülkede
ekonomik sebeplerle de ayaklanmalar da çıkıyor. 20 yıldır iç savaşla çal-
kalanan Senegal’in toprakların mayın
tarlasına dönüşmüş durumda.
NİJER
Nüfusun neredeyse yüzde 99’u
Müslüman olan Nijer'de ise “Nijer
Adalet Hareketi” isimli örgüt dünyanın en zengin uranyum yataklarıyla beraber zengin madenlerin bulunduğu toprakların devlet tarafından
peşkeş çekildiği, kötüye kullanıldığı
iddiasına dayanarak bir çatışma yürütüyor. Adalet Hareketi mensupları devlete ait askeri üslere ve yöneticilere saldırılar düzenliyorlar.
Asya Müslümanları’nın
durumu iyi değil
Müslüman ülkeler ve Müslüman
nüfusun yaşadığı bölgeler itibarıyla
Asya da çatışma ve sorunlardan nasibini alıyor. Asya kıtasında çok geniş bir alana yayılan sıcak noktalar kıtada hemen hemen tüm Müslüman
ülke ve topluluklara da sirayet etmiş
durumda.
AFGANİSTAN
ABD'de yapılan 11 Eylül saldırılarının sorumlusu olarak ilan edilen
El Kaide'nin bu bölgede yerleştiği iddiaları, Taliban rejiminin bu olaya
müdahale etmemesi ve kaynak sağlaması nedeniyle ABD ve koalisyon
güçleri tarafından işgal edilen
EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014 143
ARAŞTIRMA / İSLAM COĞRAFYASI
Afganistan’da yıllardır süren işgal süresince kaolisyon güçleri Taliban'ı
halen yok edemedi. Amerikan bombaları ve hava saldırıları sonucunda
en az 3 bin 700 ila 5 bin arasında sivilinin Afganistan’da yaşamını yitirdiği hesaplanıyor. Taliban ülkede
dönem dönem yaptığı saldırılarda,
NATO güçlerinin yanı sıra, Afgan güvenlik güçleri ve sivil halk halen ağır
kayıplar veriyor.
DOĞU TÜRKİSTAN
Yaklaşık 30 milyon Müslüman
Türk’ün yaşadığı Doğu Türkistan’da
57 yıldır bir insanlık dramı yaşanıyor,
ve Çin bölgeyi demir yumrukla yönetiyor. Bölgede Komünist Çin yönetiminde 1949 yılından beri yoğun
bir şekilde, insan hakları ihlali suçu
işleniyor. Çin’deki ekonomik kalkınma, ülkenin siyasi yapısına yansımış değil ve insan hakları kuruluşla-
144 EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014
rının Doğu Türkistan’da açık bir şekilde faaliyet göstermesi yasak.
Geçtiğimiz yıllarda yapılan sosyal
eylemler aşırı güç kullanılarak Çin tarafından bastırıldı. Çin hükümeti,
binlerce rejim muhalifini, insan hakları savunucularını, din adamlarını sadece düşüncelerini ifade ettikleri
için, ceza evlerinde, askeri çalışma
kamplarında, gayri sıhhi şartlar altında tutuluyor. Doğu Türkistan’ da
yoğun olarak uygulanan “ölüm cezası” ise halkı sindirmek için yaygın
ve keyfi olarak infaz mangaları önünde geçekleştiriliyor. Nisan 1996 –
Aralık 1996 tarihleri arasında 58 bin
olan Doğu Türkistan’daki tutuklu sayısının son zamanlarda 150 bine
ulaştığı tahmin ediliyor.
KEŞMİR
Keşmir, Hindistan ve Pakistan’ı
1947 yılından beri üç kez savaşa sü-
rüklemiş ciddi bir sorun. Keşmir’deki
ayrılıkçı hareketler ve Pakistan’la
birleşme talepleri için Pakistan’ı suçlayan Hindistan’ın reddedici tavrı, bu
sorunun çözülememesindeki en büyük etken durumda.
PAKİSTAN
175 milyonluk Müslüman nüfusu
ile Pakistan istikrarın hiç uzun sürmediği bir bölge ülkesi. Suikastler, darbeler, bombalı saldırılar Pakistan’da süre gelen olaylar. Son zamanlarda meydana gelen olaylardan bazıları saymak
gerekirse; Ekim ayında Pakistan’ın
kuzeybatısında Taliban militanları tarafından bir okul otobüsüne düzenlenen silahlı saldırı ülkede infial uyandırdı. Pakistan'ın kuzeybatısında aşiretler bölgesindeki Dera Adem Hel'de
çarşı içinde meydana gelen patlamada 10 kişi öldü. Eylül ayında ise ABDİsrail ve Fransa'ya yönelik protesto gös-
terilerini kana bulayan Pakistan polisi 19 kişiyi öldürdü.
memekte, ülkede bulunan mültecileri
geri gönderiyor.
BURMA MYANMAR
Dünya’yı ayağa kaldırmasa da
Müslüman dünyanın büyük tepkisini çeken Arakan’da yaşanan olaylar,
3 Haziran 2012 tarihinde başkent
Akyab’dan Maungdav şehrine gitmekte olan 10 Müslüman’ın Budist
fanatiklerce katledilmesi ile başladı.
Bunun yanı sıra Arakan’da geçmişi
uzun yıllara dayanan insanlık onurunu zedeleyici hadiseler de yaşanıyor. Bölgedeki son olaylarda binden
fazla Müslüman hayatını kaybetti ve
90 binden fazla Müslüman da evsiz
kaldı. Arakan’dan kaçan çok sayıda
mülteci komşu ülke Bangladeş’teki
kamplara yaşıyor. Ancak çok kötü
şartlardaki bu kamplarda yaşam,
Arakanlı Müslümanların geleceğe
dair umutlarını tüketiyor. Uzun süredir bu kamplardan birinde yaşayan
75 yaşındaki Kala’nın dilinden dökülen “Bizi bütün acılarımızdan kurtaracak olan ölümü bekliyoruz.” sözü bu durumun en somut yansıması.
Daha da trajik olan durum,
Bangladeş Haziran ayından bu yana
ülkeye sığınan mültecileri kabul et-
FİLİPİNLER - MORO
Nüfusun yüzde 10’nun Müslüman
olduğu Filipinler’de yönetim ile
Mindanao ve çevresindeki adacıklarda etkin Moro İslami Kurtuluş
Cephesi arasında 40 yıldır çatışmalar
yaşanmaktaydı.
Bu yıl çatışmaları sona erdiren
çerçeve anlaşmasının imzalanması
ile, sınırları ve yetkileri daha sonra belirlenecek özerk bir bölge oluşturulması konusunda mutabakata varıldı.
Filipinler'de yaklaşık 40 yıldır orduyla MILF gerillaları arasında 120
bin kadar kişinin hayatını kaybettiği
bir savaş yaşanıyor ve 15 yıldır barış
görüşmeleri sürüyordu.
ÇEÇENİSTAN
Çeçenistan'nın bağımsızlığı kaybetmesi ile birlikte, mücahitler ile Rus
güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar bir türlü bitmiyor. Rusya'nın
Dağıstan ve Çeçenistan'da Nisan
ayında düzenlediği operasyonlarda,
en az 11 direnişçi öldürüldü. Rusya
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan
açıklamada, 2012’nin ilk çeyreğinde
Kuzey Kafkasya'da düzenlenen operasyonlarda 87 direnişçi ve 57 güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiği
ortaya çıktı. Ağustos ayında da
Çeçenistan’ın başkenti Grozni’de
güvenlik kontrol merkezi civarında
patlamada, 4 kişi hayatını kaybederken, 3 kişi de yaralandı.
SRİ LANKA
Nüfusun
yüzde
7.6’sının
Müslüman olduğu Sri Lanka'da,
Hükümet güçleri ve Tamil Eelam
Özgürlük Kaplanları (diğer adıyla
Tamil Kaplanları) arasında devam
eden iç savaş 1983 yılından beri sürmekteydi. Ancak ülkedeki Tamil azınlığın bağımsız bir ülke kurması için silahlı mücadele veren Tamil Kaplanları
gerillalarının 2009 yılında yenilgiye uğramasıyla sona ermişti. Fakat ara ara
halen çatışmalar yaşanıyor. Sri Lanka,
etnik çatışmalardan kaçıp evini terk
etmek zorunda kalan yaklaşık 300 bin
kişinin kaldığı mülteci kampları da bulunuyor. Son açıklamaların Sri Lanka
hükümeti bu kampları kapatacağını
duyurdu. Bazı bölgelerde halen devam eden çatışmalar nedeniyle kampın küçük bir bölümünün açık olduğunu belirtiliyor.
EKOV‹TR‹N AĞUSTOS 2014 145
Download