12 Ekim Zihinlerden Silinmeyecektir!

advertisement
12 Ekim Zihinlerden
Silinmeyecektir!
„Zulmedenler, yakında nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini
bileceklerdir!“ (Şuara, 227)
Bundan yedi sene önce idi. 12 Ekim 2004 Salı günü. Mübarek Ramazan ayına
sadece saılı günler kalmıştı. Bizlerde cemaat olarak Ramazana hazırlanıyorduk.
Malesef Ramazan ayımızı burnumuzdan getirdiler. Kimler mi? Mâlum kişiler!
Siz onları daha iyi bilir ve tanırsınız! İsterseniz onları Kur’an ayetinde belirtildiği
şekilde tanıyalım:
„Eğer onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman olurlar, size (her türlü kötülükle)
ellerini, dillerini uzatırlar ve (hep kendileri gibi sizin de) kâfir olasınız diye arzu
ederler.“ (Mümtehine, 2)
„Onların (milletlerine) dinlerine uymadıkça yahudi ve hıristiyanlar senden
asla hoşnut olmazlar!“ (Bakara, 120)
Demek ki, biz onların dinlerine girmediğimiz müddetçe bu iman-küfür savaşı
devam edecektir; Ta ki, mü’minler dinlerinden dönünceye dek! Bu da
olmayacağına göre her an kâfirlerle amansız mücadeleye hazırlıklı olmalıyız.
Onun için atalarımız ne güzel söylemişler:
„Domuzdan post, gavurdan dost olmaz!“
Gelelim tekrar 12Ekim 2004‘e:
25 Mart 1999 Bir Bayram arefesinde
kalleşce düzenlenen bir baskın
sonucu silahlı ve yüzleri maskeli GSG9 militanları Emîr’ül-Mü’minîn ve
Halîfet’ül-Müslimîn Muhammed
Metin Müftüoğlu (Kaplan) Hoca’mızı
(Allah onu korusun ve yüceltsin!)
kaçırmışlardı. Federal Başmahkemesi
savcılığının isteği ile bayram
arefesinde gerçekleştirdiği bu cani
baskınla, İslam düşmanları bir kez
daha İslam’a ve müslümanlara olan bakış açılarını göstermişlerdir.
1
Bu sefer de Ramazan ayının
gölgesi üzerimize yaklaşmıştı ki,
yine bir takım hilelerle ve
siyasilerin de Mahkemeleri
etkileri altına alarak verdikleri
siyasi bir kararla Halife’miz ani
bir baskın sonucu tutuklanarak
daha önceden Düsseldorf
Havalimanında bekletilen özel
Jet uçağı ile apar-topar T.C’ye
teslim edilmiştir.
Alman makamları, kendisi
hakkında Türkiye de idam
cezasıyla yargılanacağını fakat
idam cezasının yürürlükten
kaldırılmasından sonra
ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası alacağını ve hertürlü
içkenceye maruz kalacağını
bilmelerine rağmen kendi ülkelerine iltica etmiş ve tedavisi devam etmekte
olan Halife’imizi sınır dışı ederek kendi hukuklarını çiğnemişlerdir.
Halife’imizin T.C’ye teslim edilmesi, mevcut AKP iktidarında gerçekleşmesi
manidardır.
Halîfet’ül-Müslimîn’in zindan hayatı ve yedi senedir
tecrid edilmiş olması:
Halife’mizin yaşadığı şartları gözönünde bulunduracak olursak;
- 3,5 metre uzunluğunda, 2,5 metre genişliğinde bir hücrede!
Dışarıya bakabilmek için ufak ve parmaklıklı, yüksek bir yerde bulunan bir
pencere...
- Bir kaç metrelik bir hücre düşünün ki, tuvaleti içinde ve günün 23 saati
burada geçmektedir. Kimseyi görmesine ve konuşmasına müsaade
edilmemektedir. Mutfak ve alış-veriş kantinine dahi götürülmemekte ve sadece
alış-veriş için sipariş verme hakkına sahiptir.
- Tek başına diğer mahkûmlardan ayrı bir şekilde bir saatlığına havalandırmaya
çıkarılmaktadır.
2
- Mektuplarının „kontrol“
gerekçesiyle günlerce
verilmemesi... Ve gönderdiği
mektupların geç gelmesi...
Ve bütün bu uygulamalar da
hukuk adına yapılmaktadır.
Ama bütün bu zor şartlara,
psikolojik baskılara ve
rahatsızlığına rağmen
muhterem Halife’miz
davasından milim taviz
vermemiş, tevekkül ederek
Mevla’sının himayesine
sığınmıştır!
Mücahid Halife’miz Allah’a
teslim bayrağını çekmişti.
Bizler de onun gibi olabilsek!..
„Mıhı mısmar yapan Allah
var!“ hikâyesindeki o kadın kadar Rabb’imize teslim olsak yeter!
Halife’miz her zaman derdi:
„Şayet Medrese-i Yusuf’a (hapishaneye) girersek, orada da İslam’ın
gerçeklerini anlatmaya, tebliğ etmeğe devam ederiz. Belki orada kürsüde
başlattığımız tefsiri kitap halinde yazarız!“
Hz. İbrahim’i Nemrud’un ateşinden koruyan Allah (c.c.), Hz. Yusuf’u zindandan
çıkartıp Mısır’a sultan eden Allah (c.c.), Hz. Musa’yı Firavun’un sarayında
büyüten Allah (c.c.) ve Hz. Muhammed’i çetin bir imtihandan sonra kendisine
şanlı bir orduyla Mekke’nin fethini nasip eden Allah ve onlara o gücü, o kuvveti
veren Kur’an-ı Azimüşşan bugün müslümanların elindedir. Cenab-ı Hakk,
muhakkak Peygamber’in vekili olan Halife’mize de yardım edecek ve biz
müslümanları zafere erdirecektir!
Şu ayet-i kerime bizlere yetiyor:
„Tuzak kurdular, Allah da onların tuzaklarına karşılık verdi. Çünkü Allah,
herkesten daha iyi tuzak kurar!“ (Âl-i İmran, 54)
http://www.hilafet.org
3
Download