HUSENf. Muhammed b. Haris nesih bulunduğunu savunması üzerine neshi kabul etmeyenler onu Sahibü'ş-şur­ ta Muhammed b. Haris'e şikayet ettiler. Muhammed b. Haris de nesi h konusunda Huşeni ile tartıştıktan sonra onu hapsetti. Bu durumu öğrenen Endülüs Emevi Hükümdan 1. Muhammed Huşeni'nin serbest bırakllmasını ve kendisinden özür dilenınesini emretti. Daha sonra hükümdar tarafından kendisine Ceyyan kadılığı t eklif edilmişse de Huşeni bu görevi kabul etmedi. Neseb, dil ve edebiyatla hadis rivayetinde devrinde tanınmış bir alim olan. fıkıh sahasındaki bilgisiyle kendini kabul ettiren, dindarlığı ve iyilik severliğiyle halkın sevgisini kazanan Huşeni 27 Ramazan 286 (6 Ekim 899) tarihinde Kurtuba'da vefat etti. Huşeni'nin, hadislerin ve onlardaki garib kelimelerin şerhine dair Garibü'lJ:ıadiş adlı 400 var ak hacminde bir eserinin bulunduğu kaynaklarda zikredilmektedir. BİBLİYOGRAFYA : Muhammed b. Haris ei-Huşeni. Al;barü'l-{ul!:aha' ve 'l-muf:ıaddişfn (nşr. M. L. Avila- L. Moı ina). Madrid 1992, s. 132-137; a.mıf .. ~uçiatü ~ur(uba (n ş r. İbrahim e ı-Ebyarl). Beyrut 1410/ 1989, s. 33-34; Ebu Bekir ez-Zübeydl, Tabal!;atü'n-naf:ıviyyfn ve 'l-lugaviyyfn (nşr. M. Ebü'ı ­ Fazı İ brahim). Kahire, ts . (Darü'ı-Maarif). s. 268; İbnü'ı-Faradi. Tarf/; u 'ulema'i'l-Endelüs (nşr. İb­ rahim eı-Ebyarl). Kahire 1410/1989, ll, 648-650; İbn Hayyan. el-Mul!;tebes, s. 250-261; Humeydi, Ce?vetü'l-mul!;tebis (nşr. İbrahim eı-Ebyar!). Kahire 1410/1989 , ı, 117 -119; Sem'ani, el-Ensab, V, 127-128, 130; İbn Abdülhadi. Tabal!;atü 'ulema'i'l-f:ıadfş(nşr. Ekrem eı-BOş1). Beyrut 1409/ 1989, ll, 358-359; Zehebi. A'lamü'n-nübela', XIII, 459 -460; a.mıf., Te?kiretü'l-f:ıuf{tı?, ll, 649; Süyütl, Bugyetü'l-vu'at, ı, 127, 160; Hediyyetü'l-'ari{in, ll, 21; Zirikli, el-A' lam, VII, 76-77; Kehhaıe. Mu'cemü 'l·mü'ellifin, X, 168; W. Werkmeister, Quellenuntersuchungen zum KWib al-'lqd al-Farid des Andalusiers lbn 'Abdrabbih, Berlin 1983, s. 254-262; Şakir eı-Fehham, "Kitabü'd-Dela'il fi garlbi'l-l:ıadiş li-Ebi MuJ:ıammed ~asım b. Sabit el-'Avfies-Saral5ustl", MMLADm., L/2 (1975). s. 317-321. !il ı NURİ TOPALOG LU HUŞENİ, Muhammed b. Haris -, (~1 0.:,.)1:>0-! ~ı Ebu Abdiilah Muhammed b. Haris b. Esed ei-Huşeni ei-Kayrevani (ö. 361/971) L Maliki fakihi ve biyografı yazarı. _j lll. (IX.) yüzyılın sonlarında Kayrevan'da doğdu. İbn Haris diye de anılır. Huşeni nisbesini, sahabi Ebfı Sa'lebe ei - Huşeni'­ nin de mensup olduğu Kudaa kabilesinin Huşeyn b. Nemr kolundan gelmesi sebe- biyle almıştır (İbn MakGia. lll. 26!; Sem'ani, V. !30) . İbnHazmda bu kabileden bazı grupların Endülüs'te çeşitli şehirlere yerleştiğini haber vermektedir ( Cemhere, s. 455). Charles Pellat'ın Kayrevan yakınla­ rındaki Huşen'den olduğuna dair verdiği bilgi (EFi İng . 1. V, 7!) klasik kaynaklarda geçmemektedir. İlk tahsilini Kayrevan'da yapan Huşeni burada Ahmed b. Nasr eiHewari, Ahmed b. Ziyad ve İbnü'I-Lebbad gibi hocalardan ders aldı. Çok genç yaşta gittiği (311/923 veya 312/924) Kurtuba'da Kasım b. Asbağ, İbn Ubade er-Ruayni ve İbn Lübabe'nin derslerine katıldı. Ardın­ dan Endülüs'ün çeşitli şehirlerini dolaştı ve bir süre Sebte'de (Ceuta) kaldıktan sonra Kurtuba'ya (Cordoba) yerleşti. Burada Endülüs Emevi Halifesi ll. Hakem'den daha veliahtlığı sırasında yakın ilgi gördü ve ona ithaf ettiği çeşitli eserler kaleme aldı. Hakem tarafından Beccane'de (Pechina) mirasla ilgili kadılık görevine ve Kurtuba'da şfıra üyeliğine getirildi. Huşeni 13 Safer 361 (5 Aralık 971) tarihinde Kurtuba'da vefat etti. İbnü'I-Faradi ve ondan naklen Kadi İyaz bu tarihi verirken Zehebi Teg;kiretü'l-J:ıutfa:(da (lll , !002) Huşeni'nin Hakem'in ölümünden (366/976) sonra dükkanında tıbbi yağlar satarak geçinmek zorunda kaldığını kaydeder ve bu sebeple söz konusu tarihin yanlış olduğunu belirterek bunun 371 (981) olabileceği ihtimalini ileri sürer. Daha sonra telif ettiğiA'Jdmü'n-nübeld'da ise (XVI, !66) yine halifenin ölümünden sonra dükkanında çalıştığını yazmakla birlikte 361 yı­ lını esas almakta, 371 tarihini de zayıf bir rivayet olarak kaydetmektedir. İbn Ferhfın da Huşeni'nin hem halifenin ölümünden sonra dükkanında yağ satlığını hem de 361 yılında vefat ettiğini söyleyerek aynı çelişkiyi tekrarlamaktadır. Ayrıca Dabbi, Humeydi ve İbn Makfıla. Huşeni'nin 330 (942) yıllarında yaşadığını belirt.m ekle yetinirken Yaküt el-Hamevi anlaşılmaz bir şekilde 330 yılı başlarında vefat ettiğini kaydetmektedir. Eserleri. 1. Kucjatü Kurtuba. Tari]].u Kucjati'l-Endelüs, A]].barü'l-lfudat bi'lEndelüs gibi adlarla da anılan eser, fetihten 358 (969) yılına kadar Kurtuba'da görev yapan kadıların biyografilerini ihtiva etmektedir. Huşeni'nin çeşitli kaynaklar yanında resmi yazışmalar. özel belgeler ve şifahi bilgilere dayanarak kaleme aldığı eser. akıcı ve güzel bir üslfıba sahip olmamakla birlikte Endülüs Emevi Devleti 'nin en parlak dönemindeki içtimai hayatı yansıtması. ayrıca müellifin olayları tarafsız bir şekilde yorumlayıp olduğu gibi kaydetmesi bakımından önem arzetmektedir. İlk defa ispanyolca tercümesiyle birlikte Julian Ribera tarafından neşredilen eseri (Madrid !9!4) daha sonra bu neşre dayanarak i zzetei-Attar (Kahire !372/1952, !373/!954, 1966, müellifin Taba~atü 'ulema'i i{rl~ıyye adlı eseriyle birlikte) ve İbrahim ei-Ebyari(Kahire !4! 0/1989) yayımlamışlardır. Son neşirde eserin diğer baskılarındaki hatalar tashih edilmiş ve yer yer açıklamalarda bulunulmuştur. z. Taba]fiitü 'ulema'i İf­ ri)fıyye. Hadis, fıkıh ve kelam alimleriyle Kayrevan'da kadılıkyapan kişilerin biyografilerine dair olup Malikller dışındaki mezhep alimlerine de yer vermesi bakımından dikkat çeker. Ayrıca Kayrevan kadılarına dair ilk eser olması ve müellifin çağdaşı birçok alim hakkında temel kaynak niteliği taşıması bakımından önem arzetmektedir. Ancak ilmi ve mesleki tabakalara göre düzenlenmesi sebebiyle bazan çeşitli yönleri bulunan bir alime ait biyografinin birkaç yerde tekrarlandığı görülür. Bilhassa ilk iki bölümüyle Ebü'I-Arab'ın aynı adlı kitabının zeyli durumunda olan eser. önce Muhammed b. Ebfı Şeneb tarafından Ebü'I -Arab'ın kitabı ile birlikte ( Taba~atü 'ulema'i i{rl~ıyye, Cezayir !33 2/ !914; Cfasses des savants de l'Jfriqiya, Alger !920, Fransızca tercümesiyle beraber). daha sonra izzet ei-Attar (yk. b k.) ve Muhammed Zeynühüm Muhammed Azeb (Kahire !4!31!993) tarafından neşredil ­ miştir. 3. A]].barü'l-fu)faha' ve'l-muJ:ıad­ dişin. Endülüs fakih ve muhaddisleri hakkındaki eserde biyografisi verilenierin hemen tamamı lll-IV. (IX-X.) yüzyıllarda yaşayan kimselerdir. Bundan dolayı eserlerinden faydalandiğı müelliflerin çoğu kendi çağdaşları olup bunların başında Ricalü'l-Endelüs müellifi Halid b. Sa'd gelmekte. onu İbnü'I-Kütiyye. İbn Hazm'ın babası Ahmed b. Said b. Hazm gibi diğer akranları ile bir kısım hocaları takip etmektedir. İbnü'I-Faradi ve Kadi İyaz baş­ t a olmak üzere daha sonraki Maliki müellifleri için önemli bir kaynak olan eser Maria Luisa Avila ve Luis Malina tarafın­ dan yayımlanmıştır (Madrid !992). 4. Uşulü'l-tütya. Fıkıh bablarına göre düzenlenen eserde fürfı-i fıkha dair meseleler. birtakım külli kaidelere bağlanarak benzerlikleri (nezair) veya farklılıkları (fürük) göz önünde bulundurulmak suretiyle ele alınmış. böylece fıkhi hükümlerin dayandığı delillerle mezhebin esasları ortaya konmuştur. Daha sonraki benzer çalışmalara da örnek teşkil eden eser Muhammed ei-Mecdfıb. Muhammed Ebü'IEcfan ve Osman Bittih tarafından yayım­ lanmıştır (1iınus !985). s. el-İttifa)f ve'l- 421 HUSENL Muhammed b. Haris i{J.tilfıf ii me~hebi Malik. icare konusuyla ilgili on altı varaklık bir bölümü 'li.ınus'­ ta Darü'l-kütübi'l-vataniyye'de bulunmaktadır (nr. ı 7778) . H uşeni'nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: et-Te]Jaşur ve'lmugalat, el-Me]J{icjır, et-Ta'rif, el-Mevlid ve 'l-vefat, Mena]fıbü Sa]Jnun, enNeseb, el-İ]ftibas, Kitdbü'r-Ruvat 'an Malik, Re'yü Malik elle~i ôfilefehu iihi aş]Jdbüh . BİBLİYOGRAFYA : Muhammed b. Haris ei-Huşenl, f<:uçlatü t<:ur(n ş r. ibrahim el-Ebyari ), Kahire 1410/1989, neşredenin mukaddimesi, s. 7 -22; a.mlf., Uş u­ Lü '1-{ütya fi'L-fı~h (n ş r. Muhammed el-MecdGb v . d ğ r.). Tunus 1985, ne ş redenlerin mukaddimesi, s. 15-27; a.mlf. , Ai)barü 'L-fu~aha' ve 'Lmu/:ıaddişin (nşr. M. L. Avi la- L. Molina). Madrid 1992, neşreden l eri n mukaddimesi, s. XVII XLIII; ibnü'I-Faradi, Tarii)u 'u lema'i'L-EndeLüs, Kahire 1966 , ll, 113; İbn Hazm. Cemh ere, s. 455; İbn Makula, el-ikmal, lll, 261 -262; Humeydi, Ce?vetü 'L-mu~tebis, Kahire 1386/ 1966, s. 53; Kadi İ yaz , Tertibül-medarik , ll , 531-532; Sem'ani, el-Ensab , V, 130; Dabbi, Bugyetü '1-mültemis, Kahire 1967, s. 71 ; Yakut. Mu'cemü '1-udeba', XVIII, l l l ; Abdurrahman b. Muhammed ed - Debbağ - İbn Naci, Me'alimü 'L-iman fi ma'ri{eti ehli'L-f<:ayrevan (n ş r. Muhammed MadCır). Tunus 1978, lll, 81-83; Zehebi, Te?kiretü 'L-/:ıuf{ii?, lll , 1001 -1002; a.mlf.. A'Lamü'n-nübela', XVI, 165-166; İbn Ferhun, ed-Dibfı.cü'L-mU?heb, ll, 212-213; Brockelmann. GAL, 1, 157; Suppl., 1, 232; Sezgin. GAS, 1, 363; Hüseyin b. Muhammed Şavat . Medresetü '1-l:ıa­ diş fi 'L-t<:ayrevan, Riyad 1411, ll, 877 -885; Abdülvehhab es-Sabuni. 'Uyunü 'L-mü'elle{at (n ş r. Mahmud Fahür!) , Halep 1413/1992,1, 177-178; Salihiyye, el-Mu'ceriıü 'ş-şamil, s. 276-277; Claude Gilliot, "Textes arabes anciens edites en Egypte au cours des annees 1992 a 1994", MIDEO, XXII ( 1994). s. 383 ; Ch. Pellat. "al-Khu!Al @ani" , EJ2 (ing.), V, 71. l!libJ AHMET Ö ZEL tuba r HÜŞHAL HAN HATAK ( ~ı;,L>Jı.:....;.~ ) (ö. 1100/ 1689) Peştular' ın L ve milli iki yıl sonra Babürlü hükümdarlarına memleketine dönmesine izin verilen HGşhal burada bölge valisi ll. Mehabet Han'la iyi ilişkiler kurdu. Onun başka bir bölgeye tayin edilmesini fırsat bilerek Babürlü hakimiyetine karşı olan kabileleri birleştirmek üzere faaliyet göstermeye başladı. Patanlar'ın en güçlü kabilesi Afridller'le anlaşarak Evrengzib'e bağlı kabilelerden Bengeşl er'e karşı harekete geçti ve onları yendi. Ancak 1674'te Evrengzib'in bugün Pakistan sı­ nırları içinde bulunan Hasanabdal kasabasına gelerek başlattığı askeri harekat sonucu muhalif kabileterin mukavemeti kırıldı . Hlışhal Han bunun üzerine oğlu Eşref Han lehine kabile reisliğinden çekildi. Evrengzib'in yanında yer alan diğer oğ­ lu Behram Han onunla savaşa girişince dağlık bölgelere sı ğınmak zorunda kaldı . Hlışhal Han son günlerini Afridller arasın­ da geçirdi. 1100' de ( 1689) ölünce vasiyeti üzerine Aklıre'nin yaklaşık6 km. batısın­ da ıssız dağlık bir yere defnedildi. Onun bu son isteği Pakistan'ın milllşairi ikbal'in sadık kalması şartıyla şiirlerine yansımıştır. şairi kumandanı . ile onun yerine geçti, 1641 'de Hatak kabilesinin reisi oldu. 1645'te subay olarak katıldığı Belh ve Bedahşan savaşlarında gösterdiğ i yararlılıklardan ötürü Şah Cihan tarafından ödüllendirildi. Ekber Şah zamanından Evrengzib dönemine ( 1658- ı 707) kadar Babürlü hükümdarlarına hizmet eden ve bu hizmetleri karşılığında büyük ödüllere nail olan Hatak kabilesinin talihi bu son hükümdar döneminde tersine döndü. HGşhal Han 'ın, Babürlü hükümdarları ile araları iyi olmayan kabilelerle uzlaşma yoluna gitmesi, ayrıca sarayda onun hakkında çıkan dedikodular Evrengzib'i kızdırdı. Evrengzlb, önce ailenin Ekber Şah zamanından beri alageldiği yol vergisinden onu mahrum etti. Ardından Kabil valisi ve onun reşaver'deki temsilcisinin düzenlediği bir planla tutuklanarak Delhi'ye gönderildi ( 1074/1664). _j Eserleri. HOşhal'in şiirleri Evrengzlb'e güç kaynağı olmuştur. Peştuca ve Farsça yazan HOş­ hal'in şiirleri kahramanlık, dindarlık, tasawuf, vatan severlik, ahlak ve aşk konusundad ı r. Ruhi mahlasıyla yazdığı Farsça şiirleri iran edebiyatının sebk-i Hindi üsIGbunda yazılmış en iyi örnekleridir. Peş­ tu edebiyatının önde gelen simalarından sayılan Hlışhal'e atfedilen 1OO' ü aşkın eserden başlıcaları şunlardır: 1. Divan . 16.000 beyitten ibaret olup Peştuca ve Farsça şiirlerini içerir (Pe şaver 1869; Hutl ı 928 ı . Bu şiirler Külliyyat adıyla Abdülhay Habibi-i Kandehari (Kandehar 1938) ve Dost Muhammed Kamil tarafından da neşredilmişti r (Peşaver ı 952). z. Fa~lna­ me . Peştuca dini bir mesnevidir (Kabil 1952). 3. Bazname. Peştuca yazılan bu eserde doğarrta yapılan avcılık anlatılmak­ tadır (Kabil ı 953) 4. Destdrname. Şairin içtimat siyasi ve ahiakl konularla ilgili düşüncelerin i içerir (Kabil ı 966) . s. Tıb­ name. Halk sağlığına dair bir eserdir (Peşaver ı 985) . Kaynaklarda Sivatname, If absname (Fıra~name), Ferru{J.name adlı manzum; Beya~ ve Hidaye (Ayine) adlı mensur eserler de HGşha l' e nisbet edilmiştir (UDMİ, IX, 52). Hlışhal Han'ın bazı şiirleri Evelyn Howell ve Olaf Caroe (The Poems ofKhushal K han Khutak w ith English Version a Selection, Peshawar ı 963) ile D. N. Mac Kenzie (Poems from the Divan of Khüsha.L Khan Khattak, London ı 965) tarafından ingilizce'ye çevrilmiştir. BİBLİYOGRAFYA : C. E. Biddulph, A{ghan Poetry of Seventeenth Centu ry, London 1890, bk. İndeks; A. R. Binva, ljuş/:ıal ljatak, Kabil 1950; Celil Kıdvai. PeşW Edeb, Karaçi 1951, s. 7 -24; Rıza Hemdani, Edebiyyat-ı Serf:ıad, Lahor 1953, bk. İndeks; Ma'sume ismeti, ljuşf:ıal ljatak Kisti, Kabil 1956; G. Morgenstierne, "Notes sur la peinture de la vie quotidienne dans la poesie de Khash-hal Khatak", Akten des Vierundzwanzigsten In- temationalen Orientalisten-kongresses München (ed. Herbert Franke). Wiesbaden 1959, s. 493-496; a.mlf., "Khushhal Khan-The National Poet of the Afghans", JRCAS, XLVII/1 ( 1960). s. 49-57 ; Abbas Samed Han, ljuşf:ıal u i~Ml, Peşaver 1961, s. 73-83, 90-94; Peştil Şa'iri Fari~ Bul)ari Rıza Hemdani (n ş r. Encümen-i Terakki-yi Urdu). Karaçi 1966, s. 60-64,78-79, 135145; Muhammed Medeni-yi Abbilsi. Peştil Zeban aôr Edeb ki Tari/;, Lah or 1969, s. 26- 74; Feyyaz Mahmud, Taril;-i Edebiyyat-ı Müselmanan-ı Pakistan u Hind, La hor 1971, XIII, 33-87; Gulam Rabbani Agro, Edebi Rucf:ıanat, islamabad 1984, s. 27 -33; O. Caroe, The Pathans, Karaçi 1984, s. 205 -248; S. H. M. Ca'feri, Pakistani Mu'aşere aôr Edeb, Karaçi 1987, s. 131-146; R. B. Whitehead. " Hoşhal Han", iA, V/1, s. 546; Ravan Farhadi, "Khusht:ıal.!ilian Khat;ak", EJ2 (ing.). V, 72; Abdülhay Habibl, "tiUşi:ıiH tıan tıa­ t;ak", UDMi, IX, 49-53. li] HANİF FAUQ karşı savaşan Patanlar' ın 1613'te, büyük d ed esi M elik Aklıray taPencap bölgesinde kurulan Aklı­ re şehrinde doğdu : Babürlü Devleti'nin hizmetinde bulunan M elik Aklıray Peştu kabilelerinden Hatak'in reisiydi. Ekber Şah (ı 556- ı 605) tarafından Attok'tan Peşaver'e giden yolun vergisini toplamakla rafından görevlendirilmfŞti. Hlışhal'in babası Şeh­ baz Han ve dedesi Yahya, Cihangir ve Şah Cihan ' ın hizmet inde bulundular. Hlışhal, gençliğinde babasıyla birlikte asi kabilelere karşı girişilen savaşlara katıldı . Babası bir savaşta öldür ülünce "han" unvanı 422 r HUŞÜ ( ~ 1) L Allah'a duyulan saygının gereği olarak başta namaz olmak üzer e ibadetterin edası sırasında sükunet ve tevazu içinde bulunma anlamında t erim. _j Sözlükte "sessiz ve sakin durmak, alçakgönüllü olmak, Hakk'a boyun eğmek; yumuşaklık, kolaylık" gibi anlamlara gelen huşlı' kelimesi, terim olarak Allah 'ın