1 marife bilimsel birikim ORYANTAL ZM Muhammed Hamidullah’ n Aziz Hat ras na y l : 2 say : 3 k 2002 marife, y l. 2, say . 3, k 2002, s. 237-243 MÜSLÜMAN TAR HÇ LER N ORYANTAL STLERE KAR/I TAVIR TAVIRLARI -ASIM KÖKSAL ÖRNE3 - Mehmet AZ/ML/* GR B u çal mam zda oryantalistlerin /slâm Tarihi alan nda yapt klar baz çal malar esas alarak, hem bu çal malar n /slâmî ilimlere saIlad I katk lardan, hem de Müslüman âlimlerin söz konusu çal malara kar ortaya koyduklar olumsuz tav rlardan bahsedeceIiz. Bir makale çerçevesinde ne müste riklerin görü lerinin tamam n , ne de Müslüman âlimlerin yakla mlar n bütünüyle aktarabiliriz. Bu nedenle, sadece bir tarihçimizin -M. As m Köksal’ n- konuyla ilgili görü lerini örnek alarak mevzuu incelemeye çal acaI z. Bu örneIi aktarmaktan maksad m z, Bat ’daki çal malara kar /slâm dünyas nda bulunan ön yarg ya ve tedirgin (ku kulu) tavra dikkat çekmek ve Bat ’da yap lan çal malar konusundaki tavr m z n nas l olmas gerektiIini belirtmektir. ORYANTAL STLER N SLÂMÎ L MLERLE LG L ÇALI MALARININ TAR HÇES Oryantalistlerin /slâmî konulardaki ara t rmalar üç dönemde incelenebilir: 1. Oryantalizmin ç k ndan XIX. yüzy la kadar yap lan çal malard r. Bu dönemde yap lan çal malar n genelde /slâm’a sald r amaçl ve Haçl ruhunun tesiri alt nda tam bir H ristiyanl k bilinci içerisinde yap ld I n mü ahede ediyoruz. 1 2. XIX. yüzy l ve XX. yüzy l n ilk dönemlerindeki çal malar ise, nispeten birinci döneme göre l ml ancak, yine de /slâm’da bir eksik arama çabas n n sürdürüldüIü dönemdir. 2 Bununla birlikte bu dönemde çok orijinal çal malar n meydana getirildiIi ve bilimsel prensiplere büyük ölçüde uyulduIu görülmektedir.3 * Yrd. Doç. Dr., Dicle Üniversitesi /lahiyat Fakültesi, mehmetazimli@hotmail.com Mehmet Görmez, Klasik Oryantalizmi Hadis Ara t rmalar na Sevk Eden Temel Faktörler Üzerine, /slamiyat, c. 3, s. 1, Ank, 2000. 2 Bkz. Sönmezsoy, Selahattin, Kur’an ve Oryantalistler, Ank, 1998, 28 vd. 3 Bkz. Barthold, Viladimiroviç Vassilij, Asya’nHn KeIfi Rusya’da ve Avrupa’da arkiyatçHlHNHn Tarihi, Çev: Kaya Bayraktar, Ay e Meral, /st, 2000. 1 238 Mehmet Azimli 3. Son dönem olarak niteleyebileceIimiz çaIda ara t rmac lar n çal malar ise, genel olarak objektiftir diyebiliriz. Oryantalizmin akademik bir hüviyet kazand I bu dönemde bilimsel objektiflik daha ön plana ç km ve ideolojik yakla mlar büyük oranda azalt lm t r.4 Oryantalizmin slâmî limlere Katk?lar? Oryantalistler /slâm dünyas nda öteden beri kötü niyetli ara t rmac lar olarak alg lanm t r. Gerçi, bu alg lamay hakl ç karacak bir çok çal ma, yukar da belirttiIimiz birinci ve ikinci dönem çal malar içinde bulunabilir. Ancak, Bat l ilim adamlar n n /slâm dünyas nda alg land I gibi kötü niyetli olduklar n farz etsek bile, -ki içlerinde kötü niyetli olanlar mutlaka vard r- bizim bilim tarihimize hizmetleri inkâr edilemez. Bu katk lar na ilk elden verilecek bir örnek olarak, “Concordance” zikredebiliriz. Bu eser sayesinde hadis alan ndaki çal malar büyük bir kolayl Ia eri mi tir. Bu dev sistematik eser, yakla k 40 ki ilik oryantalist bir grubun titiz çal mas sonucu meydana getirilmi tir.5 Ayr ca /slâm tarihi alan nda yap lacak olan bilimsel çal malarda mutlaka ba vurulmas gereken orijinal kaynaklar ortaya ç kar p, ilk bask lar yla hizmetimize sunmu lard r. Bu eserlerden birkaç tanesini burada zikretmek istiyoruz: /bni Hi am’ n “Siret”i, ilk defa 1860’da Wüstenfeld taraf ndan ne redilmi tir. /bn Sa'd’ n “Tabakât” 1904’de Leiden’de E. Sachau taraf ndan ne redilmi tir. “Tarihu’t-Taberî”nin ilk olarak tam ne ri de 1879-1900 y llar aras Leiden'de, de Geoje taraf ndan yap lm t r. /bnü’lEsîr’in “el-Kâmil”i de yine ilk defa Tornberg taraf ndan ve Makdisî’nin “Kitâbü’l-Bed’ ve’tTârîh”i Claman taraf ndan Paris’te ne redilmi tir. /bnü'n-Nedîm’in “el-Fihrist”i 1872’de Leipzig'de Gustave Flugel taraf ndan, Yâkût el-Hamevî’nin “Mu'cemu’l-Büldân” ilk defa 1866-1873 y llar nda Leipzig’de Wüstenfeld taraf ndan ne redilmi tir.6 Yukar da zikredilen orijinal kaynaklara dair çal malara ilave olarak burada zikretmemiz gereken bir diIer önemli çal malar da “ slâm Ansiklopedisi”dir. Bu çal ma, /slâm dünyas nda ancak imdilerde yap lan benzeri çal malara göre neredeyse bir as r önce yap lm t r. Günümüze kadar yaz lm Arapça eserler hakk nda bilgiler veren Brockelmann' n “G.A.L.” ve ayn alan üzerinde yap lan ve halen Fuat Sezgin editörlüIünde devam eden “G.A.S.” haz rlatt ranlar da yine müste riklerdir. Kaybolmakta olan bir çok el yazmas Arapça eseri toplay p kaybolmaktan kurtarm lar ve yine bir çok esere tahkikler yaparak ne retmi lerdir. Ayr ca, önemli sözlük çal malar da yapm lard r.7 Yukar da zikrettiIimiz çal malar n, özellikle çaIda Müslüman âlimlerin bilimsel çal malar na çok büyük katk saIlad I n belirtmemiz gerekir. Bir hakk teslim etme noktas nda, onlar n mezkur çal malar n n sayesinde, tarihimizde karanl kta kalm bir çok olay öIrenip ara t rma imkan na kavu mu olduIumuzu da itiraf etmemiz gerekir.8 4 Bkz M. Hamdi Zakzuk, Oryantalizm, Çev: Abdülaziz Hatip, /zmir, !993. Bkz. El-Mu'cemu’l-Mufehres, Editör: Wensinck, /st, 1988. 6 Bkz. Sabri Hizmetli, slam TarihçiliNi Üzerine, Ank, 1991, 120-140. 7 Brayan S.Turner, Oryantalizm, Kapitalizm ve slam, Çev: Ahmet Demirhan, /st, 1991. 8 M. Hamdi Zakzuk, 53 vd. 5 238 Müslüman Tarihçilerin Oryantalistlere Kar Tav rlar ORYANTAL ST ÇALI YARGI 239 MALARA KAR I SLÂM DÜNYASINDA BULUNAN ÖN /slâm dünyas , Bat ’da yap lan /slâm’la ilgili çal malar n alt nda çoIunlukla bir art niyet aram t r.9 Bu çal malar, genelde sömürgeci güçlerin emri alt nda çal an ki ilerin /slâm’ kötülemek üzere yapt klar çal malar olarak görülmü tür.10 Bu ön yarg , oryantalistlerin bilimsel bir ekilde /slâm’ incelemelerinde bile kötü niyet aramaya neden olmu tur.11 Yukar da da k saca bahsettiIimiz gibi, söz konusu çal malar içinde kötü niyetle yap lm olanlar mutlaka vard r. Ancak, bu tür eserlerin mevcudiyeti, bilimsel ölçüler çerçevesinde gerçekle tirilmi çal malar n olduIunu reddetmemizi gerektirmez. Ayr ca, art niyetle yap lan ve bilimsel gerçekleri yans tmayan çal malar, Bat ’da da itibar görmemi ve bizzat Bat l ilim adamlar taraf ndan ele tirilmi tir. 12 Burada u önemli noktan n da belirtilmesinde yarar görüyoruz: /slâm âlimleri, Bat l bilim adamlar ndan, bir Müslüman âlimin /slâmî konulara olan yakla m na benzer bir yakla m beklemi lerdir ki, buna hakk m z n olmad I n dü ünüyoruz. Önemli olan, onlar n yapt klar çal malar n bilimsel deIerinin olup olmad I na bakmak ve objektif bir deIerlendirmede bulunmakt r. Oryantalistleri tümüyle kötü niyetli ve tek amaçlar /slâm’ tahrip etmek isteyen ki iler olarak görmek kanaatimizce doIru deIildir.13 Yukar da yapt I m z kategori çerçevesinde kötü niyetli olanlarla bilimsel çal malar yapanlar birbirinden ay rt edip bu insanlar çal malar na göre deIerlendirmek gerekir. Aksi taktirde, /slâmî bilimlere bir çok deIerli katk da bulunmu olan bu insanlara haks zl k edilmi olacakt r. ÖrneIin, son yüzy lda ya ayan Philip Hitti,14 Henry Laoust,15 Adam Mez,16 Marshall Hodgson,17 T. Carlyle18 gibi müste riklerin eserleri dikkatli bir ekilde okunduIu zaman, bu eserlerin sadece ilmî gerçekleri tespit etmek amac yla ön yarg s z bir ekilde yaz ld I görülecektir. Hatta bu eserlerin, sanki Müslüman bir yazar n kaleminden ç km gibi olduklar n bile söylememiz mümkündür. Bu k sa giri ve aç klamalardan sonra, /slâm âlimlerinin sözünü ettiIimiz ön yarg l deIerlendirmelerine örnek olarak ele alacaI m z M. As m Köksal’ n slâm Tarihi adl eserindeki görü lerine ve deIerlendirilmesine geçebiliriz. M. ASIM KÖKSAL’IN CAETAN ’Y ELE T R LER N N DE ERLEND R LMES /slâm dünyas nda, Oryantalizm çal malar na kar /slâm’ müdafaa türü yap lan çal malar çok eskilere kadar dayan r. Ülkemizde de bu konuda deIi ik çal malar yap lm t r.19 Bu çal malar n ba nda -kendisini rahmetle and I m z- deIerli ara t r9 Bkz. Mustafa S bai, MüsteIrikler ve Hedefleri, Çev: Kemal Çobanköylü, /st, 1971. Muhammed,el-Behiy, slamî DüIüncede Oryantalist Etki, Çev: /brahim Sarm , /st, 1996, 29. 11 Edward Said, Oryantalizm, Çev: Selahattin Ayaz, /st, 1989. 12 T. Carlyle, 94; Philip Hitti, slam Tarihi, Çev: Salih TuI, /st, 1989, I, 252; /smet KayaoIlu, slam Kurumlar Tarihi, Ank, 1985, 97. 13 Meryem Cemile, slam ve Oryantalizm, Çev: Faruk Y lmaz, Ahmet Deniz, /st, 1989. 14 Bkz, Philip Hitti, Arap Tarihinin MimarlarH, Çev: Ali Zengin, /st 1995, 11-13 vd. 15 Bkz. Henri Loast, slam’da AyrHlHkçH GörüIler, Çev: E. Ruhi F Ilal , Sabri Hizmetli, /st, 1999. 16 Bkz. Adam Mez, X.. YüzyHlda slam Medeniyeti, Çev: Salih Caban, /st, 2000. 17 Bkz. Marshall Hodgson, slam’Hn Serüveni, Çev: Heyet, /st 1993. 18 Bkz. T. Carlyle, Kahramanlar, Çev: Behzat Tunç, /stanbul 1976, 94. 19 Mehmet Ayd n, Müslümanlar n Hristiyanl Ia Kar Yazd I Reddiyeler ve Tart ma Konular , Konya, 1989, 256. 10 239 Mehmet Azimli 240 mac M. As m Köksal’ n /talyan /slâm tarihçisi Caetani’ye verdiIi cevaplar gelir.20 As m Köksal eserinde, Caetani’ye yerinde/uygun cevaplar verdiIi gibi, zaman zaman da geleneIimizde yayg n olan anti-oryantalist ön yarg n n tesirinde kalarak artl bir tav r tak nm ve bunu kanaatlerine yans tm t r. Biz bu makalede, onun Caetani’ye verdiIi baz cevaplar ele tirel bir yöntemle tahlil etmek istiyoruz. Bu tahlillere geçmeden önce, Caetani’nin yaz m z n ba nda aktard I m z s n fland rmaya göre II. dönem oryantalistlerinden; ön yarg l , fakat eserlerinde bir k s m tarihî gerçekleri de ifade eden bir tarihçi olduIu kanaatindeyiz.21 A aI da, Köksal’ n Caetani’ye vermi olduIu cevaplardan baz iktibaslar yaparak, bunlar n hem bilimsel deIerleri, hem de üslûp bak m ndan sözünü ettiIimiz ön yarg larla ili kisini göstermek istiyoruz. Bu aç dan eseri incelenirse daha faydal sonuçlara ula lacaI muhakkakt r. Cimdi M. As m Köksal’ n deIerlendirmelerine geçebiliriz; 1- Üslûp Problemi As m Köksal, Caetani’ye cevap verirken zaman zaman ilmî üslubu b rak p, ilmî olmayan hatta hakarete varan ifadeler kullanm t r. AktaracaI m z al nt larda görüleceIi üzere, müellif, Caetani’ye bilimsel cevaplar vermekten daha ziyade, polemik türü bir üslûp benimseyerek konuyu ahsiyet problemine dönü türmü ve yazar n fikirleri yerine ahsiyetini konu ederek zaman zaman /slâm’ savunma gayreti ile maalesef a aI daki ifadeleri kullanabilmi tir: -”.../ddias n yüzüne çarpmaya yeter...” (XV, 374). -”...El âleme rezil rüsvay etmi tir.” (XV , 448). -”...ANzHnH açmamasH gerekmez mi idi?” (VIII, 41). -”Caetani’nin ipliNini pazara dökeceNiz” (XV, 148). -”...kitab n safsatalarla doldurduIu...” (XI, 101). -”...Ona yaraIan inat ve inkârcH bir tutum....” (XI, 120). -”...Ahlâkî zaaf ve taassup..” (XI, 254). -”...Caetani’nin Ierefsiz vazifesi gerçekleri tahrip ve /slâmiyet’i kötülemektir.” (XI, 32) -”...Caetani olan olmam gibi göstermekten utanmamaktadHr.” (XV, 375; XV, 100). -”...Müslümanlar her eyi ezberlemekle ay playan hafHzasHzlar...” (XV, 553). -”...AhlâksHzlHklarHnH ortaya koymu tur.” (XV, 563). -”...Bunlar n hiçbirini yapabilecek karakterde deNildir.” (VIII, 337). -”...AzHlH bir /slâm dü man …” (IX, 44). -”Onda ne ilmî mesuliyet ne ahlâk kaygusu...” (XI, 579). -”...Ebu Cehil dostu...” (XII, 114). -”...Onun bu çabas ne kadar boI ve çocukça...” (XIII, 52). -”...Garazkâr, samimiyetsiz..” (XIV,103, 291; XVII, 29, 322; XV, 563). -”...Edebiyata bîgâne bir aceminin....” (XVII, 151). Yukar daki ifadelerin bilimsel bir eserde yer alabilecek hitap ekli olmad I gayet aç kt r. Bu tür ifadeler, yap lan hakl ele tirileri de zedeler ve onlar n bilimsel deIerlerini dü ürür. Bir bilim adam n n, her hâlükârda tepkisellikten ve gayr-i ilmî bir 20 21 Mustafa As m Köksal, slam Tarihi, /st, 1987. Bkz. Caetani, slam Tarihi, (OsmanlHca metin), Çev: Hüseyin Cahit, /st, 1924. 240 Müslüman Tarihçilerin Oryantalistlere Kar Tav rlar 241 ifade tarz ndan uzak durmas gerekir. /ktibas ettiIimiz, hiçbir ekilde tasvip edemeyeceIimiz ifadelerin, M. As m Köksal’ n deIerli çal mas na da gölge dü ürdüIü kanaatindeyiz. Köksal gibi bir tarihçiden beklenen bu tür hakaretamiz yakla mlar deIil, Caetani’in yanl lar n ve sapt rmalar n , bilimsel bir yöntemle ortaya koymakt r. 2- TEZATLARA VE METOT HATALARINA BAZI ÖRNEKLER Bilimsel objektiflik, doIruyu kim söylerse söylesin kabul etmeyi gerektirir. Gerçeklerin kabul edilmesi için, bu gerçekleri ifade eden ki inin niyetlerine bak lmaz. Zaten ara t rmalar niyetlere göre de yap lmaz. Aksi takdirde, bilimsel gerçeklikler yerine ideolojik tarafgirlikler ön plana ç kar. Bu da bizi, muhaliflerimizde gördüIümüz kimi doIrular reddetmeye götürür ki, bu durum asla tasvip edilemeyecek bir durumdur. Maalesef M. As m Köksal, Caetani’yi ele tirirken sözü edilen olumsuz duruma dü mü ve onun baz doIrular n göz ard etmeye veya savunmac bir refleksle yanl bilgiler aktarmaya yönelmi tir. Cimdi bu durumu gösteren baz örnekler aktarmak istiyoruz. a- As m Köksal, Caetani’nin Halid b. Velid için kulland I “kan dökücü” eklindeki sözünü sahabeyi savunma gayreti ile ele tirmektedir (XVII, 186). Fakat bizzat kendisi de eserinin ba ka bir yerinde, Halid’in Benî Cezime’ye gönderilmesini anlat rken, Halid’in haks z yere kan dökmesinden dolay Hz. Peygamber’in Halid’den Allah’a s I nd I n , Hz. Ömer, Hz. Abdurrahman b. Avf gibi büyük sahabenin, bu sava taki a r l I ndan dolay Halid’i Cahiliye dönemindeki babas n n öcünü almakla ve yalanc l kla suçlad klar n aktarmaktad r.22 GörüleceIi gibi, ayn olay bir oryantalist eserinde aktard I zaman As m Köksal onu suçlamakta, fakat kendisi aktard I nda ise hiçbir problem olmamaktad r. Bunun adil, kabul edilebilir bir ele tiri yöntemi olmad I a ikârd r. b- As m Köksal, Caetani’nin; Hz. Peygamber’in baz zamanlar abdestsiz k ld I namaz hat ralar n n bulunduIunu belirtmesine kar cevap verirken kulland I üslûp ve ifadesinde yer alan bilgi son derece problemlidir. Köksal’a göre Hz. Peygamber, abdestsiz söz bile söylememiItir. Halbuki en sahih rivayetlerde yer alan haberlerden öIrenmekteyiz ki, Hz. Peygamber deIil abdestsizlik, cünüp halde iken bile; hem söz söylemiI hem de söz söylenmesine müsaade etmi tir.23 Dolay s yla Hz. Peygamber savunulurken bu arada en temel /slâmî gerçeklerin göz ard edilerek konunun takdim edilmesi ilmî bir üslûp olarak kabul edilemez (VII,390). c- Caetani’nin eserinin bir yerinde /bn Abbas’dan gelen bir rivayeti ele tirmesi üzerine As m Köksal, /bn Abbas’ n ne kadar doIru bir kimse olduIunu ve sözlerinin yüzy llar sonra bile gerçekle tiIini ortaya koymak ad na, Caetani’ye kar baz rivayetleri delil saym t r (IX, 49). / te bu delillerden biri de Taberi’de geçen ve muhtemelen Abbasi dönemi siyasî olaylar nedeniyle uydurulmu bir haberdir. Fakat Köksal bu rivayeti, maalesef Caetani’ye kar delil olarak getirmi tir. Taberi’nin /bn Abbas'tan aktard I bu habere göre; Cûrâ suresinin ilk ayeti /bn Abbas’a sorulduIunda; o bu ayetin Ehl-i Beyt’ten Abdullah ismindeki bir adam n, Cark rmaklar ndan bir rmaI n ikiye ay rd I bir ehir (BaIdat) deki mülk ve saltanat sona erdireceIini bildirdiIini, söylemi tir.24 Köksal bu rivayetten hareketle, 1950’li 22 Geni bilgi için Bkz. Köksal, XV, 387. Bkz. Buhari, usl, 12, 24, 26. /st. 1994. 24 Taberi, Câmiu’l-Beyan, Beyrut, 1995, XIII, 10. 23 241 242 Mehmet Azimli y llarda BaIdat’ta General Kas m’a kar yap lan ihtilalin, on dört as r önceden /bn Abbas taraf ndan haber verilmi olduIunu söylemektedir. Köksal’ n anlay na göre bu haber sayesinde, /bn Abbas’ n ne kadar doIru söylediIi ortaya ç kmaktad r.(!) Halbuki bu rivayet kanaatimizce, Abbasi döneminde zulme uIrayan25Ehl-i Beyt taraftarlar nca, BaIdat’ merkez edinen Abbasilere kar uydurulmu bir sözdür. Çünkü, rivayette Cark’taki bir rmaI n ikiye ay rd I ehir olarak i aret edilen yer BaIdat’t r. As m Köksal, savunmac bir anlay la getirmi olduIu bu cevab yla, delil ald I rivayetleri tahkik etmeden kulland I için adeta hadis literatüründe; “HâtHbu’l-leyl” 26 benzetmesiyle ifade edilen bir duruma dü mü tür. M. As m Köksal’ n /bn Abbas’ Caetani’ye kar savunmas doIru ve hakl olabilir. Fakat bir doIruyu, yanl bir delille savunmak, sonuç olarak savunduIu doIruyu da üpheli hale dü ürecektir. d- As m Köksal, /bn /shak’ güvenli bulduIunu belirten Caetani’nin yanl l klar n belirlemek için delillerini /bn /shak’tan aktarm ve böylece onun çeli kisini ortaya koymaya çal m t r. Halbuki bir ilim adam n n bir kitaba güven duyduIunu belirtmesi, o kitaptaki her eyin yüzde yüz doIru olduIunu kabullendiIi anlam na gelmez. Bu nedenle, güvenilir kaynaklardan biri olan /bn /shak’ta da yanl l klar olabilir. Bu kaynaI n baz bölümlerini delil olarak kullanm olmas , Caetani’nin ele tirilmesi için bir neden say lamaz. Dolay s yla As m Köksal’ n, Caetani’nin yöntemine ili kin yapm olduIu ele tirisi ilmî deIildir (XI, 13; VII, 387). Çünkü, bugün yap lan bilimsel çal malarda da bir eser baz bölümleriyle bir konuda delil say l rken, baz bölümleri itibar yla de ele tiriye konu olabilmektedir. 3- BATI KAR ITLI ININ ELE T R LERE YANSIMASI Caetani’nin /slâm tarihinde yer alan iddet olaylar n ele tirmesini, As m Köksal tepkisel bir tav rla deIerlendirmi ve Caetani’nin iddialar n bilimsel tespitlerle çürütmek yerine, müellifin mensup olduIu /talyanlar n gerek Libya’da gerekse ba ka yerlerde yapm olduklar zulümleri zikrederek kar ele tiriye geçmi tir. Köksal’ n bu tarz ele tirisi, eserinde yer alan bir ba ka handikapt r. /fade etmeye çal t I m z husus için birkaç örnek vermek istiyoruz: “...Müslümanlara hürriyet dersi vereceIine RomalHlara baksHn.” (XV, 521). “...bu soysuzluIu Araplarda deIil, BatH DünyasH’nda arasa iyi eder.” (XVII,167). “...bu barbarl I ve zalimane katliamlar /slâm tarihinde deIil, talyan sömürgecilik tarihinde bulabilir.” (XII, 374). “....bu soysuzluk Bat l lardad r.” (XVII, 167). Bizce, gerek Romal lar n tarihteki barbarl klar , gerekse Caetani’nin mensubu olduIu /talyanlar n Libya’da yapt klar zulümler, bizim tarihimizde yap lan yanl l klar savunmam z gerektirmez. Böyle bir ak l yürütme kabul edilemez. Çünkü, böyle bir ak l yürütmeyi kabul ettiIimiz taktirde /slâm tarihi içerisinde yer alan saltanat dönemlerindeki kimi yanl lar da anlamam z mümkün olmayacakt r. Bu durumda yap lmas gereken, Caetani’nin milletinin yapt klar zulümleri sayarak bizim ne kadar iyi bir millete ve tarihe sahip olduIumuzu anlatmak deIil, yanl lar ilmî bir üslûp ile cevaplan25 26 Bkz. Azimli, Mehmet, Abbasi Dönemi iî syanlarH (Bas lmam Yük. Lis. Tezi) Bu tabir hadis literatüründe, her önüne gelen rivayeti hiçbir deIerlendirmeye tâbi tutmadan alan ki i anlam ndaki, gece karanl I nda odun toplarken ba ka zararl eyleri de toplayan adama yap lan benzetmedir. 242 Müslüman Tarihçilerin Oryantalistlere Kar Tav rlar 243 d rmakt r. Caetani’nin eserinde yer alan iddialar tamamen iftira olsalar bile, onlara bu metotla yap lan bir ele tiri ve cevap verme ekli ilmî bir yöntem deIildir, diye dü ünüyoruz. 4- SÜBJEKT FL K PROBLEM As m Köksal’ n kendi deIerlerini, ele tirdiIi müste rikin görü lerinde bulmak istemesi de ayr bir problem olarak kar m za ç kmaktad r. Söz gelimi As m Köksal eserinde Caetani’yi ele tirirken, öyle bir yan lg ya dü ebilmi tir: Ele tirilen müellif bir H ristiyan’d r. Dolay s yla tarihteki olaylara bir Müslüman gibi bakmayacakt r. Bu doIald r da. Fakat Köksal, Caetani’nin de kendisi gibi dü ünmesi gerektiIinden hareketle ele tiride bulunmu ve bunun sonucunda yanl yakla mlarda bulunmu tur. ÖrneIin, Hudeybiye Anla mas s ras nda vaki olan Peygamberimiz’in devesinin çökmesi ve ilerlememesi üzerine Hz.Peygamber’in; “Deveyi Allah çöktürdü” eklindeki ifadesini, Caetani’nin “devenin ayaI sürçtü” eklinde yorumlamas n onun mucize inkârc s olduIu eklinde deIerlendirmi tir. Ayr ca Caetani’nin /ncil’de yer alan mucizelere inan p da Hz. Peygamber’in mucizelerine inanmamas n bir çeli ki olarak deIerlendirmektedir. Halbuki Kuran’da zikredilen Fil Olay ’nda anlat lan da yukar daki devenin çökmesine benzer bir olayd r ve mucizedir. Köksal konuyu bu mant kla ispatlamaya çal maktad r. Ayn mant ksal i leyi i Hudeybiye Anla mas s ras nda vuku bulan kurumu kuyunun suyunun Hz. Peygamber taraf ndan çoIalt lmas olay nda da ortaya koymaktad r. (XIII, 237-239) Halbuki Caetani Müslüman bir bilim adam deIildir ve ondan Müslüman olmad I halde bir Müslüman gibi inanmas n beklemek doIru da olmaz. /ncil’deki mucizelere inan p bu mucizeye inanmad I için Caetani’yi yarg lamak kanaatimizce yanl t r. EIer bu mucizeyi Caetani kabul etse idi, zaten Caetani ile yap lan bu tart malara gerek kalmayacakt . Kald ki Müslüman olan bir bilim adam da bu rivayeti, rivayetlerin zay f olduIu veya abart ld I eklinde bir yorumla kabullenmeyebilir ve böyle bir kabul onu din d na itmez. Sonuç olarak bir Müslüman bilim adam n n bile yapabileceIi yorumdan dolay Müslüman olmayan birisini suçlaman n uygun olmad I kanaatindeyiz. SONUÇ Bu çal mam zda, /slâm âlimlerinin oryantalistlere bak lar ndaki baz problemleri tespit etmeyi amaçlad k. Oryantalist çabalar n tümünün olumsuz olarak görülemeyeceIini, bunlar n bir k sm kötü niyetlerle yaz lsa da bir k sm n n bizim bilim tarihimiz aç s ndan faydal eserler olduIunu, bu çal malardan baz lar n da zikrederek anlatmaya çal t k. /slâm dünyas nda bu eserlere kar olan ön yarg n n yanl l I n ve gereksizliIini aç klad k. /slâm Dünyas nda bulunan oryantalist çal malara kar ön yarg n n bir örneIi olmas aç s ndan, /slâm tarihçisi M. As m Köksal’ n /talyan /slâm tarihçisi Caetani’ye verdiIi cevaplar deIerlendirmeye tabi tutarak, buradaki ön yarg lar ortaya koyduk. DeIi ik yönlerden incelediIimiz As m Köksal’ n çal mas nda baz yanl lara, ön yarg lara ve /slâmî gayret ad na yap lan bir tak m yanl savunmalara da dikkat çektik. Sonuç olarak anla lmaktad r ki; /slâm dünyas Bat ’daki oryantalizm kaynakl çal malara kar ön yarg lar n b rak p bu çal malar bilimsel bir süzgeçle inceleyip faydalanmal d r. EIer Bat ’da yap lan çal malara kar bak aç m z düzeltebilirsek, onlar artl bir ekilde deIerlendirmezsek, ilmî çal malar m z n daha bilimsel olacaI n ve Bat ’daki çal malardan daha iyi bir ekilde yararlanabileceIimizi dü ünüyoruz. 243