Keçicilik Kongresi. Keçi ve

advertisement
Keçi Gibi Bir Kongre!
Geçtiğimiz hafta Üniversitemizde son derece önemli bir kongre vardı; Keçicilik
Kongresi. Keçi ve ürünlerine gösterilen ilginin dünya genelinde birdenbire artmasına paralel
olarak, ülkemizde de keçi kavramı farklı bir şekilde değerlendirilmeye başlandı. Yıllardır
yanlış bir şekilde orman düşmanı ilan edilen keçi, birdenbire gerek sütü ve gerekse diğer yan
ürünleri (peynir, kıl vb.) nedeniyle ilgi odağı olmaya başladı. Ülkemizde 5 yıl aradan sonra
bu konuda düzenlenen ikinci kongre olması nedeniyle de ilgi fazla idi. Üreticilerinde katıldığı
kongre de işlenen konular henüz tam anlamı ile bilimselliğin derinlerine inememiş olsa da,
gelecek için umut veren konuşma ve tartışmalar içerdi. Ülkemizde keçi sayısının gittikçe
azalmaya başladığı zamanlarda, bilimin de devreye girip bu hayvanın birçok yönden
faydalarının olduğunu ortaya çıkarması ile keçi sayısı ülkemiz genelinde 6 milyona yaklaştı.
Bu sayı yine de düşük olmakla beraber, 4.5 milyonlardan buraya gelmesi ilerisi için umut vaat
etmektedir. Orman düşmanı ilan edilen ve ilköğretim kitaplarına kadar girmiş olan bu
ifadenin en kısa zamanda düzeltileceği umudu ile keçinin ülkemizdeki siyasal, ekonomik ve
sosyal sorunlarını bir başka yazıda anlatmak üzere diğer bir konuya değinelim. Peki, son
yıllarda neden keçi ve sütü bu kadar popüler olmaya başladı. Özellikle yeni doğan bebekler
anne sütü ile beslenemedikleri zaman, süt ihtiyaçlarını inek sütünden temin edebilmektedir
ancak bu da bazı çocuklarda alerjik reaksiyonları başlatmaktadır. Keçi sütünün protein
benzerliği açısından anne sütüne yakın olduğu saptandığından ve keçi sütünde alerji yapan
proteinlerin oranının düşük ya da sıfıra yakın olması nedeniyle bebeklerde güvenle
kullanılabilmektedir. Ayrıca keçi sütü sulandırıldığında anne sütü kıvamına çok
yaklaşmaktadır. Keçi sütünün kalsiyum içeriği gerek inek ve gerekse anne sütüne göre daha
fazladır. Bunun yanında keçi sütü sindirimi en kolay olan süttür. İçeriğinde küçük yağ
globüllerinin bulunması nedeniyle doğal olarak homojenize bir yapısı vardır. Bu durum bu
sütün daha kolay sindirilmesini sağlamaktadır. C vitamini dışında tüm vitaminleri içeren bu
süt özellikle B vitaminleri ve fosforca zengindir. Bu nedenle ülkemiz gibi yetersiz kırmızı et
balık tüketen toplumlarda keçi sütü önemli bir besin maddesi gibi durmaktadır. Keçi sütünün
özellikle ülser tedavisinde kullanımının önerilmesi çok önemlidir. Bazı insanlarda besinler
mideden bağırsağa geçememektedir. Bu durumun yaratacağı tehlikeyi önlemenin en kolay
yollarından biri de keçi sütünün alınması söylenmektedir. İçeriğinde ki proteinler ve fosfor
midede ki asit ve alkalileri tamponlayıcı bir etki göstermektedir. Bu özelliğinden dolayı alkali
veya asit zehirlenmelerini önlemede ve peptik ülserleri iyileştirmede yararlı olduğu tespit
edilmiştir. Keçi sütünden ayrıca peynir, tereyağı ve yoğurt üretilmektedir. Dünyada yapılan
en eski ve en ilkel peynir olan "Kishle" adı peynir (Arabistan’da) keçi sütünden yapılan
peynirdir. Diğer taraftan günümüzde dünyada en pahalı peynir de yine keçi sütünden yapılan
Crottin de Chavignal olup Fransa’da üretilmektedir. Peynir çeşitleri bakımından Fransa’da
sadece keçi sütü kullanılarak yapılan Camambert tipi ve Roquefert tipi peynirler başta olmak
üzere diğer birçok keçi sütü peyniri piyasada en çok aranan peynirlerdir. Keçiler aslında
hayvanlar âleminin gurmesidir. Keçilerin damak zevki sayesinde insanlar kahve dâhil birçok
güzel tadı keşfetmiş. Keçiler doğadaki en güzel kokulu ve tatlı bitkileri, meyveleri tercih
ederler. İnekler ve koyunlar gibi önüne konulan her yemi yemiyorlar. Bu sebeple keçilerin
yetiştirilmesi oldukça zahmetlidir. Sütü de az olduğu için keçi peyniri dünyanın en pahalı
peyniri olarak biliniyor.
Ülkemizde özellikle sütü için yetiştirilen ve çok yaygın olan keçi türlerinden biri de Saanen
(Sütçü keçi) keçisidir. İsviçre kökenlidir ve ülkemizde yayılmasında Üniversitemiz, Ziraat
Fakültesi, Zootekni bölümün çabaları vardır. Bakımı ve beslemesi kolay olan bu hayvan
meralarda değil kapalı alanlarda bakılmalıdır. Yapılan bilimsel çalışmalar ile bu keçi türünün
ülkemize adaptasyonu ve verimli süt vermesi sağlanmıştır.
Bilimsel gelişmeler ve üreticilerin yoğun taleplerinin arttığı şu son yıllarda, bürokratik keçi
inadını bırakıp, sorunları dışlayıcı ve yasaklayıcı kısır önlemler yerine, bilgiye ve
araştırmalara dayanan bütünleştirici programlarla keçinin ihmal edilen haklarının geri
verilmesi gerekir diye düşünüyor ve inat ediyorum!
Download