economıc agenda - T-Bank

advertisement
14 Kasım 2014
Haftanın Gündemi-Beklentiler
G20 toplantıları ve
Fed
tutanakları
önemli; içeride TCMB
PPK toplantısı var...

Bu hafta küresel piyasalar geçen haftaya göre daha sakindi.
 Euro Bölgesi’ne ilişkin üçüncü çeyrek büyüme oranları beklendiğinden
biraz daha iyi geldi ancak düşük büyüme hızı devam etmekte. ECB’nin
bundan sonraki toplantılarında yeni tahvil alımı kararları alıp
almayacağı merakla beklenmekte.
 ABD ekonomisinde çeşitli Fed üyelerinin demeçleri izlendi; açıklamalar
birbirlerinden farklı olmasına rağmen ABD ekonomisindeki genel
durum olumlu sayılabilir.
 Japonya’da erken seçim söylentileri Japon yenini olumsuz etkilemekte;
Çin’de ise ekonomi kademeli olarak yavaşlamakta.
 Rusya’da ruble zayıf seyrini sürdürmekte ancak Rus Merkez Bankası’nın
serbest dalgalanma kararından sonra biraz toparlanmış durumda.
Ancak Rusya’ya Batı ülkeleri tarafından gelmesi olası yeni yaptırımlar
ülke piyasasını daha da olumsuz etkileyebilir.
 Sonuçta, bu hafta dolar Japon yenine karşı değer kazanmaya devam etti,
euroya karşı fazla değişmedi. Euro/dolar paritesi 1.2450 civarında
seyrederken; dolar/yen paritesi 116.5 dolaylarında.
 Haftaya Fed’in toplantı tutanakları açıklanırken, İngiltere Merkez
Bankası’nın para politikası toplantısı var. Ayrıca bu hafta sonu
Avustralya’da yapılmakta olan G20 toplantılarının sonuçları da
izlenecek.

Petrol fiyatları bu hafta değer kaybetmeye devam etti, altında ise yatay bir seyir
vardı. Brent ham petrolünün varili 79.4 dolar; ABD hafif ham petrolünün varili
ise 75.3 dolar civarında. Altının onsu ise 1168 dolar düzeyine geriledi.

Türkiye’de de piyasalar bu hafta sakin bir seyir izledi. Petrol fiyatlarının
düşmeye devam etmesi ve beklentilerden daha düşük gelen cari açık verileri
Türk Lirası’nın diğer gelişmekte olan para birimlerine göre dolar karşısında
daha dirençli olmasını sağlamakta. Bu nedenle TL’nin geçen haftaya göre
değer kazandığını görmekteyiz. Merkez Bankası’na yönelik faiz indirimi
beklentilerinin tekrar gündeme gelmesi ise faizlerde düşüşe neden oldu. 20
Kasım’da Merkez Bankası’nın PPK toplantısı var. Her ne kadar bu toplantıda
bankanın faiz indirimine gitmesini beklemesek de, son zamanlarda bu yönde
baskıların yoğunlaşmaya başlaması sonucunda en azından faiz koridorunda bir
indirime gidilmesi sürpriz olmaz.

Türkiye’de bu hafta sanayi üretimi ve cari açık verileri açıklandı. Sanayi
üretimi verileri üçüncü çeyrekte büyümenin ikinci çeyreğe göre biraz daha iyi
olduğuna işaret etse de, sanayideki düşük büyüme sürecinin devam ettiğini de
1
söylemeliyiz. Diğer taraftan, cari açıkta hem aylık hem de yıllık olarak daralma
devam etmekte. Petrol fiyatlarındaki düşüşün sürmesi halinde bu daralma
önümüzdeki aylarda da devam edebilir. Haftaya Ağustos dönemi işsizlik ve
Ekim bütçe dengesi verileri açıklanacak.

Sonuçta, haftaya G20 toplantılarından çıkacak sonuçlar ve Rusya
ekonomisindeki gelişmeler yakından izlenecek. Fed tutanakları ise piyasaya yön
vermesi açısından önemli olacak. Türkiye’de ise açıklanacak veriler izlenirken,
özellikle Merkez Bankası toplantısı önemli. Bankadan gelebilecek sürpriz bir
indirim kararı Türk Lirası’nı olumsuz etkileyebilir. Ancak petrol fiyatlarındaki
düşük seyir ise Türk Lirası’nı desteklemeye devam edecek gibi görünüyor.

Bu çerçevede, dolar/TL paritesinin 2.23-2.26 aralığında seyredeceğini tahmin
etmekteyiz. Gösterge tahvilin bileşik faizinin %8.20-8.50 aralığında hareket
edeceğini öngörmekteyiz.
TÜRKİYE’DE BU HAFTA
Son
ekonomik
gelişmeler...


Eylül ayında aylık cari işlemler açığı 2.2 milyar dolar olarak gerçekleşti ve
geçen yılın aynı ayına göre azalma kaydedildi. Cari işlemler açığı 2013
yılının aynı ayında 3.4 milyar dolar olmuştu. Altın ticaretinde Eylül ayında
648 milyon dolarlık bir açık kaydedildi. Ocak-Eylül dönemine bakıldığında
ise cari açığın geçen yılın aynı dönemine göre 49.2 milyar dolardan 30.9
milyar dolara indiğini görmekteyiz. Yıllık kümülatif açık ise Ağustos
ayındaki 47.9 milyar dolardan Eylül ayında 46.7 milyar dolara geriledi.
Arındırılmamış sanayi üretim endeksi Eylül ayında yüzde 4.12 artış
gösterirken, yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki döneme göre ortalama artış
yüzde 3.5 oldu. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi
Eylül'de bir önceki aya göre yüzde 1.7, takvim etkisinden arındırılmış
endeks bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2.2 artış gösterdi. Sanayi
üretimi ilk çeyrekte yaklaşık yüzde 5.3 iken ikinci çeyrekte yüzde 2.6'ya
yavaşladı ancak üçüncü çeyrekte yüzde 3.5 civarına yükseldi. Üçüncü
çeyrekte mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir
önceki çeyreğe göre yüzde 1.5 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi
üretimi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3.6 arttı.
Merkez
Bankası Merkez Bankası Beklenti Anketi’nin Kasım ayı sonuçlarına göre, katılımcıların
beklenti anketi...
ortalama 2014 yılsonu enflasyon beklentisi geçen ayki %9,16’lık seviyesinden
%9,22’ye yükseldi. Gelecek 12 aylık TÜFE enflasyonu %7,54’den hafifçe %7,5’e
gerilerken 24 aylık beklenti ise artarak %6,79’luk seviyesinden %6,87’ye yükseldi.
Anket katılımcılarının, 1 haftalık repo faizinin önümüzdeki 12 ay içerisindeki
seviyesine ilişkin ortalama beklentileri önceki anketteki %8,37 seviyesinden
%8,3’a geriledi.
Cari açık beklentileri bu yılsonu için 47,8 milyar dolardan 46,7
milyar dolara; 2015 yılı için ise 51,4 milyar dolardan 50 milyar dolara düşüş
kaydetti. 2014 yılına ilişkin ekonomik büyüme beklentileri 4 baz puanlık hafif bir
2
artış ile %3,19 olurken 2015 beklentileri %3,6’dan %3,53’e geriledi.
Başbakan Davutoğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin 2015 yılında başkanlığını yürüteceği G20
G20
toplantısına grubunun daha kapsayıcı olmasını istedi ve bu dönemde düşük gelir sahibi
katılıyor...
ülkelerin seslerinin daha çok duyulması için çaba gösterileceğini söyledi.
Davutoğlu Türkiye'nin G20'nin rolünü ekonomik kararların ötesinde, doğu
Avrupa'daki mülteci krizi, Afrika'daki ebola salgını ve Ortadoğu'daki gerilim gibi
karar alınmasını gerektiren konulara da taşıyacağını belirtti. Türkiye'nin çizdiği
kapsayıcı yaklaşım, başkanlığı Türkiye'ye devredecek olan ev sahibi
Avustralya'nın, küresel ekonomik büyümeyi 2017 yılına kadar iki puan artırma
hedefine odaklı liderliğinden farklı. Davutoğlu, Türkiye'nin de bu hedefi izlemeye
devam edeceğini belirtti ancak G20 toplantılarında jeopolitik konuların da ele
alınmasının önemini vurguladı. Davutoğlu'nun Avustralya'dan farklı görüş
belirttiği bir başka konu da iklim değişikliği oldu. Avustralya iklim değişikliğini
G20 gündemi dışında tutmaya özen göstermişken, Davutoğlu karbon salımının
Birleşmiş Milletler'in onayladığı bir düzeyde sınırlanmasının şart olduğunu
söyledi. Davutoğlu, gelecek yıl grubun gündeminde ticaret ve altyapı konularının
da ön planda olacağını söylerken, finansal ağırlıklı bu konuları, Türkiye'ye Suriyeli
mülteci akını ve terörizm gibi jeopolitik konularla ilişkilendirdi.
DÜNYA EKONOMİSİ
IMF, G20 ülkelerine Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel ekonomideki kırılgan ve dengesiz
yapısal
reform iyileşmenin devam ettiğine dikkati çekerek, bu durumun G20 ülkelerinin taahhüt
çağrısında bulundu... ettiği yapısal reformların önemini daha da artırdığını belirtti. IMF'nin, 15-16
Kasım tarihlerinde Avustralya'nın Brisbane kentinde düzenlenecek G-20 Zirvesi
öncesi yayımladığı "Küresel Beklentiler ve Sorunlar" başlıklı raporunda, dünya
ekonomisinin 2014'ün ilk yarısında beklenenin altında büyüme gösterdiği ifade
edildi. Raporda, özellikle Avro bölgesi ve Japonya ekonomilerinin yılın ilk yarısına
kıyasla daha da kötüleştiği ve finansal piyasalardaki dalgalanmanın da son
dönemde arttığı dile getirildi. Jeopolitik gerilimler ve ABD Merkez Bankası'nın
(Fed) parasal normalleşmeye yönelik adımlarının, küresel ekonomiyi olumsuz
etkileyebilecek aşağı yönlü riskler arasında yer almaya devam ettiği vurgulandı.
IMF raporunda ayrıca petrol fiyatlarındaki gerilemenin sürmesi halinde küresel
büyümeyi destekleyebileceği öngörüsüne yer verilirken, Avrupa ve Japonya
merkez bankalarının ekonomiyi destekleyen para politikalarına devam etmesi
tavsiyesinde de bulunuldu. Rapor, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini daha
sıkı dış finansman şartları ve piyasalardaki dalgalanmaya hazırlayacak
makroekonomik politikalar uygulaması gerektiğinin de altını çizdi.IMF,
yayımladığı raporda G20 ülkelerinin büyümeyi destekleyecek yapısal reformlara
öncelik vermesi çağrısını yinelerken, küresel ekonomideki yavaşlamanın bu
ülkelerin kararlılığıyla durdurulabileceğini de savundu.
3
OECD
Euro Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), dünyanın büyük
Bölgesi’nin
ekonomilerindeki ivmenin istikrarlı sürdüğünü ancak başta Almanya ve İtalya
zayıfladığını söyledi... olmak üzere euro bölgesinin hız kaybettiğini açıkladı. OECD, İngiltere ve Japonya
ekonomilerinde de tekleme sayılabilecek bir görünüm olduğunu belirtti. OECD'nin
öncü gösterge olarak adlandırdığı veriye dayanan tahminler, bir önceki aya göre
istikrarlı bir endeks ölçümü olan 100.4 düzeyini gösteriyor. Veri OECD
ekonomilerinin bütününü kapsıyor. Euro bölgesi için 100.7'de istikrarlı görülen
gösterge, yılın başlarına göre biraz daha düşük. OECD bu görünümü "büyümenin
ivme kaybı" olarak niteledi. Almanya'ya ait endeks, uzun vadeli ortalama gösterge
olan 100.0'den 99.6'ya düştü. İtalya ise 103.0 düzeyinde sabit kalmasına rağmen,
"zayıflayan ivme" içinde olan bir ekonomi olarak nitelendirildi. İngiltere'nin
endeksi bir ay önceki 100.7'den 100.5'e inerken, Japonya 99.7'den 99.6'ya düştü.
Öte yandan OECD, teşvik planlarının bütünüyle hayata geçirilmesi halinde, G-20
ekonomilerinin yüzde 2’lik ek büyüme hedefini aşabilecekleri açıklamasında
bulundu. OECD Genel Sekreteri Angel Gurria G-20 Zirvesi’nin bu hafta sonu
yapılacağı Brisbane’deki açıklamasında, küresel gayri safi yurtiçi hasılanın 2018
yılında yüzde 2.1’lik ek bir genişleme kaydedebileceğini söyledi. G-20 üyeleri, 5 yıl
içinde grubun kolektif büyümesini yüzde 2’lik ek bir oranda veya daha fazla yukarı
çekme hedefini başarıya ulaştırmak için planlar açıkladılar. Avustralya Maliye
Bakanı Joe Hockey Eylül ayında maliye bakanlarının katıldığı bir toplantıda, üye
ekonomilerin teklif ettiği önlemlerin G-20’yi hedefi başarma yolunda yüzde 90’a
taşıdığını söyledi.
Moody’s
dünya
ekonomik büyümesi
konusunda
karamsar...
Dünya
Görünümü
açıklandı...
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Investors Service, gelecek 2
yıllık süreçte küresel GSYH'da ciddi bir toparlanma yaşanmasını muhtemel
görmediğini bildirdi. Çin ekonomisinin kademeli olarak yavaşladığına ve
Avrupa'da büyümenin önündeki yapısal engellere işaret eden Moody's, Brezilya ve
Güney Afrika ekonomilerindeki yavaşlamanın da global ekonomik aktivite
üzerinde baskı yarattığını vurguladı. Moody's, G20 eonomilerinde GSYH'nın 2014
yılında yüzde 2,8, 2015 ve 2016 yıllarında ise yüzde 3 civarında büyümesini
beklediğini ifade etti. Kısa vadede Avrupa'da ekonomik büyümede ciddi bir
toparlanma beklemeyen Moody's, Avrupa'da GSYH'nın bu yıl yüzde 1'den ve 2015
ile 2016'da yüzde 1,3'den daha az büyümesini beklediğini bildirdi. Moody's, 2019
yılında Euro Bölgesi ekonomisinin büyüklüğünün global finansal kriz öncesinde
tahmin edilene göre yüzde 17, 1,7 trilyon euro daha küçük olacağını
öngördüklerini de vurguladı. Avrupa ekonomisinde yavaş büyümeye karşın ABD,
İngiltere ve Hindistan'ın güçlü büyümeye devam edeceğini tahmin eden Moody's,
İngiltere ekonomisinin 2015 ve 2016'da yüzde 2,5 civarında büyüyeceğini
öngördü.
Enerji Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), ABD'de kaya petrolü üretimindeki güçlü artışın,
raporu Orta Doğu'daki kargaşa, Ukrayna'daki anlaşmazlık ve Kuzey Amerika harici
normal dışı yollardan petrol üretiminden kaynaklanabilecek küresel arza yönelik
tehditleri maskelediğini kaydetti. IEA, bu hafta açıkladığı yıllık Dünya Enerji
Görünüm raporunda, "Dünya enerji sistemi, kendisinden umulanları ve
beklentileri karşılayamama tehlikesi ile karşı karşıya," dedi ve "Piyasada arzın
oldukça iyi olduğunu işaret eden kısa vadeli resim, göreceli olarak daha az sayıda
4
kaynağa bağlılıktan dolayı, ileride oluşabilecek zorlukları saklamamalı" şeklinde
görüş bildirdi. Raporda, 2013 yılında günlük 90 milyon varil olan küresel petrol
tüketiminin, ulaşım için kullanılan yakıt ve gelişen ülkelerdeki petrokimya talebi
dolayısıyla, 2040 yılında 104 milyon varile çıkacağı kaydedildi. IEA, bu büyümenin
karşılanması ve tükenen yatakların yerine yenisinin konulmasının, şirketlerin
Kanada'daki petrollü kumlardan Brezilya açıklarındaki derin sularda petrol
alanları geliştirmeleri ile birlikte, 2030'lara kadar, yıllık yaklaşık 900 milyar
dolarlık yatırım gerektireceğini belirtti. Petrol fiyatları bu ay, ABD'nin normal dışı
petrol sahalarındaki üretiminin küresel talepten daha hızlı büyümesi ile birlikte,
dört yılın en düşük seviyesine indi. Son dönemdeki fiyat düşüşleri, şirketlerin
karlarını fiyat düşüşlerinin etkisinden korumaya çalışmaları ile birlikte, sektördeki
yatırımları tehdit ediyor. IEA, kısa vadeli resme bakıldığında bir tehlike
olmadığını, ancak Kuzey Amerika dışındaki sermaye yoğun alanlardaki
genişlemenin risk altında olduğunu ifade etti.
ABD
ekonomisinde
gelişmeler...



ABD Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen, Fed’in istihdam ve fiyat
istikrarına ilişkin sorumluluklarını yerine getirebilme becerisinin küresel
piyasaların kavranmasına ve ABD politikasının dünya genelinde diğer
ekonomileri nasıl etkilediğine bağlı olduğunu belirtti. Yellen Fed'in mevcut
para politikası hakkında ise sinyal vermedi. Yellen Fed'in hem fiyat istikrarı
hem de işsizliğe odaklandığını söyledi. Yellen dünya ekonomisindeki
gelişmelerin ABD’yi etkilediği gibi ABD’nin politik aksiyonlarının da
dışarıda ekonomik ve finansal etkileri olduğunu belirtti.
ABD'nin Philadelphia Fed Başkanı Charles Plosser ABD'de enflasyonun
hedefin altında olduğunu, ancak çok fazla altında olmadığını söyledi.
Plosser, güçlü dolardan kaynaklanan bazı yansımalar olabileceğini, ancak
bunun kaydadeğer olmayacağını belirtti. Plosser, varlık alımının daha fazla
enflasyon yaratmaya çözüm olduğunu düşünmediğini de vurguladı.
Charles Plosser, Merkez Bankası'nın (Fed) piyasaları faizlerin
beklenenden daha erken artabileceği olasılığına hazırlaması gerektiğini
söyledi. Plosser Fed'in piyasaları, para politikasında beklenenden erken bir
sıkılaştırma olasılığına hazırlamak için açıklamalarını düzenlemeyi
sürdürmesi gerektiğini belirtti. Plosser, bankanın son açıklamasının faiz
artırımının takvim tarihleri yerine ekonomik verilere bağlanması tercihini
ortaya koyduğunu da ifade etti.
ABD'nin New York Fed Başkanı William Dudley, faiz oranlarının çok
erken artırılmasının, çok geç artırılmasına kıyasla daha "ciddi
büyüklükte" riskler oluşturacağını söyledi. Fed’in etkili isimlerinden olan
ve bankanın politika sıkılaştırma konusundaki sabırlı yaklaşımını güçlü bir
biçimde savunan Dudley, resmi enflasyon göstergelerinin düşen benzin
fiyatları ve güçlü dolara bağlı olarak gelecek aylarda daha da gerileyeceğini
belirtti. Dudley'in yaptığı açıklamalar, Fed Başkanı Janet Yellen ve bankanın
politika belirleyen en önemli üyelerinin temkinli davranma eğilimi
destekleyen nitelikteydi. Erken yapılacak bir politika sıkılaştırmanın
çok sıkı finansal koşullar oluşmasına yol açabileceğini de belirten
Dudley, bunun "ekonominin daha zayıflamasına ve beklenen
toparlanmanın daha başlamadan suya düşmesine yol açacağını" söyledi.
Dudley, "Bu da Fed'in kredibilitesine zarar verecektir ve daha önemlisi,
5






AB ekonomilerinde AB:
gelişmeler...

düzeltmesi de zor olur" dedi. Dudley, "İşsizlik çok yüksek ve enflasyon çok
düşük. Bu nedenle bu açıkların kapatılabilmesi için para politikasının çok
uyumlu olması gerekiyor" ifadesini de kullandı.
Minneapolis Fed Başkanı Narayana Kocherlakota, 2018'e dek sürme
ihtimali olduğunu belirttiği düşük enflasyonu gerekçe göstererek, Merkez
Bankası'nın 2015'te faiz artırmasının uygun olmayacağını söyledi.
Enflasyon beklentisinin 2018'e kadar yüzde 2'ye geri dönmeyeceğini
düşündüğünü ifade eden Kocherlakota, bu beklentinin de Fed'in 2015'te
faiz artırmasını uygunsuz kılacağını belirtti. Son Fed toplantısında karara
tek muhalefet eden Başkan olan Kocherlakota, Açık Piyasa Komitesi'nin
yüzde 2'lik enflasyon hedefi ile ilgili yeterince ayrıntı vermemesinin
belirsizliğe neden olduğunu ifade etti. Kocherlakota 31 Ekim'de yaptığı bir
açıklamada da Fed'in enflasyon hedefi nedeniyle güvenilirliğini
zedeleyebileceğini söylemişti.
Dallas Fed Başkanı Richard Fisher, piyasaların faizlerin yönünün gelecek
yaz
değişebileceğini
beklediğini,
ancak
bunun
daha
önce
gerçekleşebileceğini söyledi. Fisher, yaptığı değerlendirmede, en önemli
konunun, faiz politikasındaki değişiklikte doğru anın kaçırılması olduğunu
söyledi. Fisher, ayrıca, bankaların etkisinin arttığını ve ABD'nin en büyük
dört bankanın gücünü azaltmak için yeni yollar arayacağını sözlerine
ekledi.
ABD'de toptan satışlar Eylül ayında yüzde 0.2'lik artışla beklentileri
karşıladı. Toptan stoklar ise beklentileri aşarak yüzde 0.3 artış gösterdi.
Stok-satış oranı ise böylece 1.19'da sabit kalmış oldu. Ağustos'taki satışlar
sayesinde artan araba stokları ise 1.59'luk orandan 1.58'e geriledi.
ABD'de işsizlik maaşı başvuruları 8 Kasım'da sona eren haftada
290,000'e yükseldi ve beklentilerin üzerinde açıklandı.
İşsizlik maaşı
başvurularının 280,000 olması bekleniyordu. Önceki hafta için 278,000
olarak açıklanan işsizlik maaşı başvuru sayısında revizyon yapılmadı.
ABD'de Ekim'de perakende satışlar ve otomotiv dışındaki çekirdek
satışlar yüzde 0.3 ile beklentilerin üzerinde artış kaydetti. Perakende
satışların ve çekirdek endeksin yüzde 0.2 yükselmesi bekleniyordu. Daha
önce Eylül'de yüzde 0.3 azaldığı açıklanan perakende satışlar verisinde
revizyon yapılmazken, yüzde 0.2 azaldığı açıklanan çekirdek endeks
değişim kaydetmediği şeklinde revize edildi.
ABD'de Michigan Üniversitesi ve Thomson Reuters tarafından
hazırlanan tüketici güven endeksi Kasım'da 89.4 öncü seviyesine
yükselerek yedi yıldan uzun bir sürenin en yüksek değeri aldı ve
beklentilerin üzerinde açıklandı. Ekim'de 86.9 nihai değerini alan endeksin
87.5 seviyesine gerilemesi bekleniyordu.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), yetkililerin varlık alım programını başka
tahviller de alarak genişletmeye hazırlanması ile ipotekli tahvil alımını
yavaşlattı. ECB, geçtiğimiz hafta 2.629 milyar euro (3.27 milyar dolar)
tutarında tahvil alımı yaparak programı toplam 7.408 milyar euroya
çıkardı. ECB ikinci haftada 3.075 milyar euro, ilk hafta ise 1.704 milyar
6





euroluk alım yapmıştı. ECB'nin varlık alım programı, hedeflenen banka
kredileri ve rekor düşük seviyedeki faiz oranlarını da içeren teşvik
paketinin bir parçası.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim Kurulu üyelerinden Christian
Noyer, faiz oranlarının yükselmesi veya Avrupa ekonomisinin enflasyon
tahminlerini önemli ölçüde değiştirecek yeni şoklar yaşaması halinde
devlet tahvilleri alınmasında bir sorun görmediğini söyledi. Daha önce
sadece "olağanüstü durumların" bu tür alımları gerektireceğini belirten
Noyer, koşulların devlet tahvili alımını gerektirmemesi halinde ECB'nin
şirket tahvili piyasasına müdahele etmeyi de değerlendirebileceğini
ekledi.
ECB Yönetim Kurulu Üyesi Yves Mersch, teşvik planı kapsamında ECB
politika yapıcılarının gelecek hafta varlığa dayalı menkul kıymet
(VDMK) satın alımlarına başlamaya hazır olacağını söyledi. Mersch,
birkaç hafta önce teminatlı tahvil satın alımı ile başlayan ECB’nin önlem
paketinin bir hafta içinde varlığa dayalı menkul kıymet alımları ile devam
edeceği açıklamasında bulundu.
ECB, Kasım ayı aylık bülteninde Euro Bölgesi'ne ilişkin bu yıl, gelecek yıl ve
2016 yılı için büyüme ve enflasyon tahminlerinin aşağı yönlü revize
edildiğini bildirdi. Bültende yer alan ve "profesyonel tahmincilere"
dayandırılan bir anketin sonuçlarına göre, Euro Bölgesi'nin bu yıl, gelecek
yıl ve 2016 yılı büyüme ve enflasyon tahminleri aşağı yönlü revize edildi.
Söz konusu anketin sonuçlarını içeren rapora göre, 2014 yılı büyüme
beklentisi yüzde 1'den yüzde 0,8'e indirildi. 2015 büyüme beklentisi
yüzde 1,5'ten yüzde 1,2'ye düşürülürken, 2016 büyüme beklentisi de yüzde
1,7'den yüzde 1,5'e çekildi. Raporda, bu yıl için enflasyon beklentisi ise
yüzde 0,7'den yüzde 0,5'e indirildi. 2015 yılı enflasyon beklentisi yüzde
1,2'den yüzde 1'e inerken, 2016 yılı enflasyon beklentisi de yüzde 1,5'ten
yüzde 1,4'e çekildi. Ayrıca, işsizlik beklentileri kısa vadede aynı kaldı, uzun
vadede ise hafif yukarı revize edildi. Raporda ayrıca, orta vadede fiyat
gelişmelerinin görünümündeki risklerin, jeopolitik gelişmelerin ve döviz
kuru ve enerji fiyatlarındaki gelişmelerin yakından takip edileceği aktarıldı.
Euro bölgesinde sanayi üretimi Eylül'de yüzde 0.6 ile beklentilerin hafif
altında artış kaydetti. Sanayi üretiminin Eylül'de yüzde 0.7 artması
bekleniyordu. Daha önce yüzde 1.8 olarak açıklanan Ağustos ayı sanayi
üretimindeki düşüş ise yüzde 1.4 düşüşe revize edildi.
Euro bölgesi ekonomisindeki büyüme, bu yılın üçüncü çeyreğinde bir
önceki çeyreğe göre yüzde 0.2 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Euro
bölgesinde gayrı safi yurtiçi hasıla (GSYH) üçüncü çeyrekte, geçen yılın aynı
dönemine göre de yüzde 0.8 ile yine beklentilerin üzerinde büyüdü. Euro
bölgesinde GSYH'nin çeyreklik bazda yüzde 0.1 büyümesi, yıllık bazda
yüzde 0.7 büyümesi bekleniyordu. Euro bölgesinde yılın ikinci çeyreğinde
GSYH büyümesi bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.1 olarak açıklanmıştı.
Almanya:
 Almanya'da gayrı safi yurtiçi hasıla (GSYH) mevsimsel etkilerden
arındırılmış öncü verilere göre bu yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki
çeyreğe göre yüzde 0.1 ile beklentiler seviyesinde büyüme kaydetti.
7

Almanya'da GSYH mevsimsel etkilerden arındırılmamış verilere göre ise
2013'ün aynı dönemine göre yüzde 1.2 büyüme kaydetti. Almanya'da
GSYH'nin çeyreklik bazda yüzde 0.1, yıllık bazda yüzde 1 büyümesi
bekleniyordu. Almanya'da gayrı safi yurtiçi hasılanın (GSYH) bu yılın ikinci
çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre kaydettiği daralma ise yüzde 0.2'den
yüzde 0.1 daralmaya revize edildi
Almanya'da enflasyon Ekim'de yıllık bazda nihai yüzde 0.8 ile beklentiler
seviyesinde açıklandı. Almanya'da enflasyon Eylül'de de yıllık bazda nihai
yüzde 0.8 seviyesinde açıklanmıştı.
İngiltere:
 İngiltere Merkez Bankası (BOE), ülkede enflasyonun büyük ihtimalle
gelecek altı ayda yüzde 1'in altına ineceğini açıklayarak, gelecek yılın
sonlarına kadar faiz artırmayacağı yolundaki piyasa beklentilerine üstü
kapalı onay verdi. BOE, yayımladığı enflasyon raporunda Ağustos ayında
açıklanan son ekonomik tahminlerden bu yana piyasanın faiz
artırımlarının başlangıç zamanlamasına dair beklentisini 2015 yılının
ilk üç ayından, Ekim ayına ötelediğini belirtti. Politika faizini Mart
2009'dan bu yana çok düşük bir düzey olan yüzde 0.5'te tutan BOE, yıllık
bazda yüzde 1.2 ile beş yılın en düşük düzeyine gerileyen enflasyondaki
gerilemenin emtia fiyatlarındaki keskin düşüşten kaynaklandığını belirtti.
Merkez bankası, piyasaların beklediği tarihte faiz artırmaya başlasa bile
enflasyonun gelecek iki yılda yüzde 2 olan hedefin altında kalacağına dikkat
çekti. BOE, Enflasyon Raporu'nda, Mark Carney başkanlığındaki politika
yapıcılarının, 2015 yılı büyümesini yüzde 2.9 ve 2016 büyümesini ise
yüzde 2.6 olarak tahmin ettikleri belirtildi. Bu tahminler, Ağustos ayında,
sırasıyla yüzde 3.1 ve yüzde 2.8 seviyelerindeydi. Poltika yapıcılar ayrıca,
enflasyonun yüzde 2 hedefine üç yılda döneceğini kaydederek, faiz
artırımlarının önümüzdeki bir yıl içinde başlayamayabileceği yolundaki
yatırımcı beklentilerini güçlendirdi.
 İngiltere’de işsizlik üçüncü çeyrekte 6 yılın en düşük seviyesinde değişiklik
göstermezken, işgücü piyasasının gelişmeye devam etmesi ile ücret
artışları hız kazandı. İşsizlik oranı bir önceki çeyrekle aynı oranda yüzde 6
olarak açıklandı. Ücretler yıllık bazda yüzde 1 artış göstererek yüzde 0.8
olan tahminleri aştı. İşsizlik 115,000 düşüş ile 1.96 milyona gerilerken,
çalışmakta olan kişiler sayısı 112,000 artış ile 30.8 milyona ulaştı.
Fransa:
Fransa ekonomisi, Nisan Haziran dönemindeki yüzde 0.1 gerilemenin ardından
yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 0.3 büyüdü. Üçüncü çeyrekte Fransa’nın 0.1
büyümesi bekleniyordu.
İtalya:
İtalya ekonomisi üçüncü çeyrekte de daralarak, ülkede düşüşü dördüncü yıla
taşıdı. İtalya'nın gayrısafi yurtiçi hasılası üçüncü çeyrekte yüzde 0.1 gerilerken,
ikinci çeyrekte de yüzde 0.2 daralma görülmüştü. Bir yıl önceye göre ise yüzde 0.4
düşüş kaydedildi. İtalya'da gayrısafi yurtiçi hasıla, son 13 çeyreğin 11'inde
daralırken, işsizlik oranı rekor yüksek seviyelerde seyrediyor. Başbakan Renzi 2
8
trilyon euronun (2.50 trilyon dolar) üzerindeki kamu borcunu dizginleyerek
gelecek yıl için yüzde 0.6 büyüme bekliyor. İtalya Merkez Bankası yayımladığı bir
raporda, ülkenin "resesyonel talep döngüsünden" kaçınması gerektiğini belirtmişti
İspanya:
İspanya'da hafta sonu yapılan resmi olmayan bir halk oylamasında milyonlarca
Katalan bölgenin bağımsızlığı lehinde oy kullandı. Ülkenin varlıklı kuzeydoğu
bölgesi olan Katalonya'da "yurttaşlara danışma" adıyla yapılan oylamanın, Madrid
hükümetinin itirazına ve getirdiği yasal engellere rağmen bu talebe destek
vermesi bekleniyor. Merkezi hükümet, bağımsızlık konusunda bağlayıcı olmasa da,
resmi nitelikli bir referandum yapılmasının önüne yasal engeller çıkarmıştı.B
ölgesel Katalan yönetiminim başı olan Artur Mas'a göre, bağımsızlık
referandumuna getirilen yasaklamalardan daha önemli olan, 5.4 milyon seçmenin
2 milyondan fazlasının sandığa gitmiş olması. Mas "tarihi" olarak nitelediği oylama
sonucunun gerçek bir referandumum yolunu açacağını söyledi. İki yıldır
bağımsızlık konusunda Katalonya yönetimiyle gergin ilişkiler sürdüren İspanya
merkezi hükümeti ise, nüfusun yüzde 16'sını oluşturan Katalanların İspanya'nın
tümümü etkileyecek bir konuda tek başına karar almalarının anayasal olarak
mümkün olmadığını savunuyor.
Diğer ekonomilerde İsviçre:
gelişmeler...
İsviçre frankı hafta içinde euro karşısında 26 ayın en yüksek seviyesini
görürken, İsviçre Merkez Bankası'nın euro/frank kurunda 1.20 olarak belirlediği
taban seviyesine daha da yaklaştı. Euro, hedge fon ve spekülatörlerin taban
seviyesini hedeflemelerine paralel olarak 1.2021 frank seviyesini görürken,
merkez bankasının müdahale edebileceği söylentileri de arttı.
Japonya:
Japonya'da iktidar partisinden bir milletvekilinin, Başbakan Shinzo Abe'nin
erken seçim çağrısı yapma kararını vermiş gibi göründüğünü söylediği
belirtildi. Piyasada Abe'nin satış vergisini erteleyeceği beklentisi de güç kazanıyor.
Abe Salı günü yaptığı açıklamada seçimin zamanlaması konusunda karar
vermediğini söylemişti. Hükümet sözcüsü de bir açıklama yaparak satış vergisinde
artırım konusundaki kararın henüz alınmadığını bildirdi. Japon medyasında bir
süredir Abe'nin gelecek haftaya kadar, Aralık ayında seçime gidilmesi yönünde bir
açıklama yapabileceği yönünde spekülasyonlar yer alıyor. Politikacılara göre LDP
öncülüğündeki koalisyon, muhalefetin zayıflığı nedeniyle parlamentonun alt
kanadında çoğunluğu kaybetme gibi önemli bir riskle karşılaşmayacak. Ancak
halen sahip olduğu üçte iki çoğunluğun gerisine düşebilir. Nisan'da satış vergisini
yüzde 5'ten yüzde 8'e çıkaran Abe, bu oranın Ekim 2015'te yüzde 10’a çıkarılması
için verilecek kararla ilgili olarak üçüncü çeyrek GSYH verilerini görmek istediğini
söylemişti.
Çin:

Çin ve ABD, enformasyon teknolojisi (IT) ürünleri üzerindeki gümrük
vergilerini kaldırmak amacıyla yapılan görüşmelerde önemli bir aşama
kaydettiler. ABD Ticaret Temsilcisi Michael Froman yaptığı açıklamada
sağlanan ilerlemenin, Enformasyon Teknolojisi Anlaşması'nın (ITA)
9



kapsamının genişletilmesi için WTO'da süren görüşmelerin hızlı bir sonuca
ulaştırılmasına yardım edeceğini söyledi. Söz konusu anlaşma, tıbbi
malzeme, GPS cihazları, video oyun konsolları ve gelecek kuşak yarıiletkenler gibi ürünlerdeki gümrükleri azaltacak. ITA 1997 yılında
yürürlüğe girmişti. ABD hükümeti, anlaşmanın 4 trilyon dolarlık yıllık
ticareti kapsadığını belirtiyor. ITA'ya katılan ülkeler, bilgisayar, bilgisayar
yazılımı, telekomünikasyon donanımı ve diğer yüksek teknoloji ürünleri
üzerindeki gümrükleri kaldırmayı benimsiyorlar. Froman, ITA'nın
genişletilmesiyle küresel olarak satılan 1 trilyon dolar değerinde IT ürünü
üzerindeki gümrüklerin ortadan kalkacağını söyledi. Yeni anlaşmayla
200'den fazla gümrük vergisi sıfırlanacak.
Çin'de Ekim enflasyonu yıllık bazda yüzde 1.6 ile yaklaşık beş yılın en
düşük seviyesine yakın gerçekleşirken, bu veri hükümetin büyümeyi
desteklemek için daha fazla önlem alabileceği beklentisini yükseltti. Çin'de
enflasyon Ekim'de aylık bazda değişim kaydetmedi.
Çin’in sanayi üretimi artışı Ekim ayında yavaşlarken, sabit varlık
yatırımları beklentilerin altında kalarak ekonominin emlak sektöründeki
düşüş ile hız kaydettiği sinyali verdi. Sanayi üretimi bir yıl önceye göre
yüzde 7.7 artış göstererek beklentilerin altında kaldı. Sanayi üretimi
verisinin yüzde 8 geleceği tahmin ediliyordu. Perakende satışlar yüzde
11.5 yükselirken, sabit varlık yatırımları Ocak-Ekim döneminde yüzde
15.9 artış gösterdi.
Çin'in ihracatı Ekim ayında beklentilerin üzerinde arttı. İhracat bir yıl
önceye göre yüzde 11.6 artış ile yüzde 10.6'lık beklentileri aştı. İthalat
yüzde 4.6 yükselerek yüzde 5 seviyesindeki beklentilerin altında kaldı ve
Çin Gümrük İdaresi'nin yaptığı açıklamaya göre 45.5 milyar dollar ticaret
fazlası oluştu. İhracat Eylül ayında yüzde 15.3 artış göstermişti. Ekim ayı
ticaret fazlasının 42 milyar dolar gelmesi bekleniyordu. Eylül ayında ticaret
fazlası 30.96 milyar dolar olarak açıklanmıştı.
Rusya:
 Rusya'nın ekonomik büyümesi üçüncü çeyrekte her ne kadar bir önceki
çeyreğe göre gerilese de beklentileri aştı. Bu duruma artan tarım
üretiminin düşen petrol fiyatları ve yaptırımlar ile sarsılan ekonomiyi biraz
rahatlatmasının neden olduğu belirtiliyor. Gayrisafi yurtiçi hasıla geçen yıl
aynı dönemdeki yüzde 0.8'in ardından bu yıl yüzde 0.7 büyüdü. Tahminler
ise büyümenin yüzde 0.3 olacağı yönündeydi. Üç çeyrek üst üste gerileyen
büyüme Rus ekonomisinin 2009'daki daralmadan bu yana en düşük ivme
ile büyüdüğünü gösteriyor. Son 3 ayda dünyanın en çok değer kaybeden
para birimi ile baş etmekte zorlanan Rusya Merkez Bankası, büyümenin
önümüzdeki sene yüzde 0 olabileceğini belirtti.
 Çin ile Rusya yeni bir anlaşma ile enerji alanındaki işbirliklerini
geliştirdiler. Anlaşma ile Rusya'nın Avrupa'ya bağımlılığı azalacak ve Çin'in
2020'ye kadar ihtiyacı olan doğal gaz arzı karşılanacak. Rusya Devlet
Başkanı Vladimir Putin ve Çinli mevkidaşı Xi Jinping Pekin'de doğal gaz arzı
ön anlaşmasını imzaladılar. Yeni anlaşma Rusya'nın Kırım'ı ilhakından
hemen sonra imzalanan 400 milyar dolarlık pakttan biraz daha küçük çaplı
olacak. Rus petrol şirketi Gazprom, Batı Sibirya'dan Çin'e 30 yılda 30
10



milyar metreküp arz yapmak için görüşmelerin sürdüğünü belirtti. Öte
yandan bir başka Rus petrol üreticisi Rosneft Sibirya birimindeki yüzde
10'luk hissesini Çin devletine ait China National Petroleum Corp.'a sattı.
Asya'ya yeni petrol ihracının 2020'lerin başında küresel enerji
piyasalarında arz fazlasına neden olabileceği belirtiliyor. Arzın başlaması
ile Çin Almanya'yı geride bırakarak Rusya'nın en büyük doğal gaz pazarı
olacak.
Rusya Merkez Bankası, rublenin işlem gördüğü dalgalı koridor
uygulamasını iptal ederek, rublenin serbest kur rejimi çerçevesinde
işlem görmesine izin verdi. Yapılan açıklamada finansal istikrara tehdit
oluşturması halinde döviz piyasasına müdahale edileceği belirtildi.
Açıklama öncesinde dolar karşısında yüzde 2'ye yakın değer kazanmış olan
rublede açıklama sonrasında belirgin bir değişiklik olmadı. Merkez
bankasının başkanı Elvira Nabiullina, rublenin "kurallar doğrultusunda
belirlenen bir seviyenin" altında işlem görmesi halinde yapılan günde 350
milyon dolar ile sınırlı müdahalelere son verildiğini, ancak merkez
bankasının spekülatif talebi azaltmak için her an yeterli hacimde
müdahalede bulunabileceğini söyledi. Nabiullina, döviz piyasasında "oyun
oynamak" için kullanılmasını gerekçe göstererek ruble likiditesini geçici
olarak sınırlayacağını söyledi.
Rusya Merkez Bankası 2015'te ekonomide sıfır büyüme beklediğini,
2016'da ise yüzde 0.1 büyüme kaydedileceğinin tahmin edildiğini açıkladı.
Merkez Bankası açıkladığı üç yıllık para politikası stratejisinde, Batılı
ülkelerin Rusya'ya karşı uyguladıkları yaptırımların 2017 sonuna
kadar devam etmesinin beklendiğini de belirtti. Merkez Bankası tarafından
açıklanan olumsuz beklentiler iki dış kaynaklı önemli şok olarak
değerlendirilen petrol fiyatlarındaki düşüş ve Batılı ülkelerin Ukrayna
nedeniyle uyguladığı finansal yaptırımlarının yarattığı etkiyi
vurguluyor. Banka tahminlerini, Ural petrolünün varil fiyatının 2015'te
toparlanarak ortalama 95 dolar olacağını, ancak 2017 sonunda yeniden 90
dolara gerileyeceğini varsayarak yaptığını da belirtti. Rusya Merkez
Bankası Eylül'de açıkladığı tahminlerde 2015 büyüme beklentisini yüzde 1,
2016 beklentisini ise yüzde 1.8-2.0 aralığında belirlemiş, petrolün varil
fiyatının ise toparlanarak 100 doların üzerine yükseleceğini öngörmüştü.
Ancak bu beklentiler daha sonra önemli ölçüde revizyona uğradı. Banka
yaptığı revizyonlar çerçevesinde ayrıca, net özel sektör sermaye çıkışlarına
ait beklentisini bu yıl için 128 milyar dolara, 2015 için ise 99 milyar dolara
yükseltti.
Rusya Merkez Bankası yabancı para takas imkanının büyüklüğünü
günde 2 milyar dolara indirerek bankacılık sektöründe ruble likiditesini
sınırlamaya başladı. Açıklamanın ardından ruble, dolar karşısındaki
kayıpları azalttı. Takaslardaki sınırlama 12 ile 30 Kasım arasında geçerli
olacak. Merkez bankası tarafından yapılan açıklamada, "Merkez bankası
buna ek olarak ruble likidite provizyonunu takas işlemleri üzerinden
değerlendirecek ve döviz piyasasındaki durumu da göz önünde
bulunduracak" denildi.
11
Ukrayna:
Ukrayna'nın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) temsilcisi, ülkenin
doğusunda ayrılıkçılarla Ukrayna ordusu arasındaki ateşkesin neredeyse
bittiğini söyledi. İhor Prokopchuk, artık bir ateşkesten söz etmenin neredeyse
imkansız olduğunu belirtti. AGİT'in gözlemciliğini yaptığı ateşkes kararı, 5 Eylül'de
Belarus'un başkenti Minsk'te alınmıştı. Ateşkes, isyancıların 2 Kasım'da yaptığı
tek yanlı seçimlerden bu yana giderek artan bir sıklıkla her gün ihlal ediliyor.
Batılı ülkeler ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroshenko bu seçimleri
gayrimeşru olarak kabul ediyor. Kiev hükümeti Rusya'yı geçen hafta Doğu
Ukrayna'ya yeni birlikler göndermekle suçlarken, Moskova, Rusya yanlısı
ayrılıkçılara para ve yardım gönderdiğini ve anlaşmazlıkta taraf olduğunu kabul
etmiyor. Prokopchuk, Ukrayna askerlerinin ateşkesi ihlal etmediklerini savundu.
Öte yandan, Ukrayna Savunma Bakanı Stepan Poltorak, hükümet kuvvetlerinin
ülkenin doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçıların olası bir saldırısı için yeni
konuşlanmaya gittiğini söyledi.
İran:
İran 8 yeni nükleer reaktör yaptırmak amacıyla Rusya ile bir anlaşma yaptı.
Anlaşmaya göre Rusya, Bushehr Santrali'ne eklenecek olan iki reaktör dahil
toplam 8 adet kadar reaktör inşa edecek. İran’ın nükleer sanayi genişletmeyi
planladığını gösteren anlaşma ile ilgili açıklama ABD, Avrupa ve İranlı
diplomatların
Umman’da
gerçekleştirdikleri
görüşmelerin
ilerleme
kaydetmediğine yönelik haberlerin ardından geldi. Müzakereciler, İran’ın
nükleer programına sınırlamalar getirecek görüşmelerde 24 Kasım’da bir
sonuca varılması üzere anlaşma sağladılar. Müzakerelerin sonuçlanması İran
ekonomisine yönelik uygulanan uluslararası yaptırımların da hafifletilmesini de
sağlayabilir.
BU HAFTA PİYASALAR
Kur ve faiz geriledi...
Geçen hafta Rusya Merkez Bankası açıklamaları ve ABD tarımdışı istihdam verisi
nedeniyle oldukça hareketli olan piyasalar veri gündeminin sakin olduğu haftanın
başında sakin bir seyir izledi. Dolar/TL paritesi haftanın ilk gününde 2.25’e
gerilerken; sepet bazında TL ise 2.53 seviyesindeydi. Faizlerde ise sakin seyir
devam etti. 13 Temmuz 2016 itfalı gösterge tahvilin bileşik faizi ise haftaya %8.50
düzeyinde başladı. Öte yandan, 24 Temmuz 2024 itfalı 10 yıllık gösterge tahvilin
faizi de %8.73 düzeyindeydi. Ancak Salı günü doların küresel bazda değer
kazanmasına paralel dolar/TL de sabah saatlerinde 2.27 seviyesini aştı; daha
sonra tekrar 2.26’ya geriledi. Hafta ortasında ise petrol fiyatlarında devam eden
düşüş ve önümüzdeki dönemde enflasyonun gerileyeceği beklentileri tahvil
piyasasına alım getirirken, iki yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi Temmuz
sonundan bu yana en düşük seviyeye geriledi, dolar/TL dar bantta hareket etti.
12
Gösterge tahvilin bileşik faizi %8.30’lara geriledi. 13 Kasım Perşembe günü de
petrol fiyatlarındaki düşüşün destek verdiği TL; beklentilerin altında gelen cari
açık verisi ile bazı gelişmekte olan ülke para birimlerinden pozitif ayrışırken, iki
yıllık gösterge tahvil faizi de geriledi. Tahvil tarafına gelen alımlarda da petrol
fiyatlarındaki gerilemenin devam etmesi, enflasyonda düşüş beklentileri, küresel
büyüme endişeleri ve yılın kalanında tahvil ihraçlarının azalmış olmasının yanı
sıra TCMB'den önümüzdeki dönemde faiz indirim beklentilerinin konuşulmaya
başlanması da etkili olmakta. Haftanın son gününde de piyasalar sakin seyrini
sürdürdü; olumlu gelen ABD verisinden sonra TL hafif değer kaybetti daha sonra
tekrar güçlendi. Dolar/TL 2.24’ler civarında seyrederken; gösterge tahvilin bileşik
faizi %8.25’ler civarındaydı.
Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları
(13.07.16 tahvili, % bileşik)
%
25
22
19
16
13
10
4
04.01.2007
01.03.2007
27.04.2007
25.06.2007
20.08.2007
17.10.2007
13.12.2007
12.02.2008
08.04.2008
05.06.2008
31.07.2008
25.09.2008
26.11.2008
28.01.2009
25.03.2009
25.05.2009
20.07.2009
14.09.2009
12.11.2009
11.01.2010
08.03.2010
30.04.2010
28.06.2010
20.08.2010
20.10.2010
22.12.2010
16.02.2011
12.04.2011
07.06.2011
02.08.2011
30.09.2011
30.11.2011
25.01.2012
21.03.2012
18.05.2012
13.07.2012
12.09.2012
12.11.2012
08.01.2013
05.03.2013
02.05.2013
28.06.2013
28.08.2013
31.10.2013
26.12.2013
21.02.2014
17.04.2014
17.06.2014
15.08.2014
14.10.2014
7
Sonuçta 7 Kasım’da
Merkez
Bankası kurlarıyla 2.2748 olan
dolar/TL paritesi, 14 Kasım’da
2.2460 TL’ye indi; 2.8209 TL
düzeyinde olan euro/TL paritesi ise
2.7960 TL’ye indi. 7 Kasım’da
%8.62 olan gösterge tahvilin
ortalama bileşik faizi ise bu
haftanın son günü %8.24’e indi.
Döviz, petrol ve altın Döviz:
fiyatları...
ABD Doları, ABD'de geçen Cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam verisinin
ardından ABD Hazine tahvili getirilerinde görülen düşüş sonrasında hafta başında
düştü. Euro/dolar paritesi hafta başında 1.2485’e yükselirken, dolar/yen paritesi
114.10 düzeyindeydi. Dolar hafta içinde Japonya’da erken genel seçimlerin
olabileceği spekülasyonları ile yen karşısında 115.75’e yükseldi. Dolar, euro
karşısında ise hafta içinde fazla değişmedi. Haftanın son gününde dolar Japonya
borsasında daha önce görülen kazanımlarla yen karşısında yedi yılın zirvesini
görmesinin ardından 116.5 yen düzeyine çıktı. Euro/dolar paritesi ise haftanın
son gününe 1.2465 düzeyinde başladı, daha sonra olumlu ABD verileriyle bir
miktar geriledi. Cuma günü itibariyle Euro/dolar paritesi 1.2450; Dolar/yen
paritesi 116.5 düzeyindedir.
Petrol:
Brent ham petrolünün varil fiyatı, hafta başında Ukrayna'da artan askeri
hareketlilik ve Libya'da yaşanan kaosa bağlı olarak artarak 84 dolara doğru
yükseldi. ABD hafif petrolünün varili ise haftaya 78.9 dolar düzeyinde başladı.
Brent ham petrolünün varil fiyatı, daha sonra 82 dolar dolayına indi. Doların
güçlü olması ve ABD'nin kaya petrolü sahalarındaki güçlü üretimin Libya'nın
üretimindeki düşüşü dengelemesi petrol fiyatları üzerinde etkili oldu. Brent
petrolü hafta içinde de gerilemeye devam etti; ABD petrolünde ise fazla değişim
olmadı. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) petrolüne gelen talebin gelecek
yıl düşeceğini belirtirken, Suudi Arabistan üretimde olası bir kesinti konusunda
13
sessizliğini korudu. OPEC yayınladığı aylık raporda, OPEC petrolüne küresel
talebin gelecek yıl günlük 29.20 milyon varile gerileyeceğini belirtti. Petrol
fiyatları haftanın son gününde de geriledi. Brent ham petrolünün varil fiyatı 78
doların altına geldi ve yaklaşık dört yılın en düşük seviyesinde işlem gördü. ABD
petrolü de 74 doların altına indi. Arzın fazla olmasına dair endişeler ve OPEC'in iki
hafta sonra yapacağı toplantıda üretim azaltıp azaltmayacağı konusundaki
belirsizlik piyasada etkili oluyor. 27 Kasım'daki OPEC toplantısı öncesinde
piyasada dalgalanmanın sürmesi bekleniyor. Cuma günü itibariyle Brent ham
petrolünün varili 79.4 dolar düzeyinde; ABD hafif ham petrolünün varili 75.3
dolar civarında seyretmektedir.
Altın:
Altın ABD'de beklentilerin altında gelen istihdam verisinin ardından görülen
yükseliş sonrasında hafta başında ons başına 1170 dolara çıktı. Ancak altın
fiyatları daha sonra tekrar gerilemeye başladı ve ons fiyatı 1150 doların altına
düştü. Hafta içinde ise dolardaki göreli gerilemeyle birlikte fiyatlar tekrar 1170
dolara doğru yükseldi ancak bu kalıcı olmadı. Fiyatlar hafta sonuna doğru tekrar
gerilemeye başladı. Güçlü dolar ile ABD ekonomik verilerinin talebi azaltmasıyla
altın son üç haftadır geriliyor. Spot altının ons fiyatı haftanın son gününde 1150
dolar civarında seyretti, ancak akşam saatlerinde hafif yükseldi. Cuma günü
itibariyle altının spot fiyatı ons başına 1168 dolar civarındadır.
DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER
(1)
(2)
(3)
(2)/(1)
31.12.13
31.10.14 14.11.14
%
değişim
2,1343
2,2067
2,2460
3,4
2,9397
2,7712
2,7960
-5,7
2,5370
2,4890
2,5210
-1,9
(2)/(1)
reel %
değişim
-4,7
-13,1
-9,5
(3)/(2)
%
değişim
1,8
0,9
1,3
ABD doları/TL*
Euro/TL*
Döviz Sepeti **
Euro-dolar
paritesi
1,3774
1,2558
1,2449
-8,8
-0,9
* TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır.
Daha fazla bilgi için:
Dr. M.Veyis Fertekligil,
Baş Ekonomist
e-posta: veyis.fertekligil@tbank.com.tr
Tel: 0212 – 368 35 20
UYARI NOTU: Bu rapor Turkland Bank A.Ş. (T-Bank) tarafından güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan elde edilen
bilgiler kullanılmak suretiyle, sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, hiçbir şekilde finansal enstrümanların alım veya satımı
konusunda tavsiye veya finansal danışmanlık hizmeti sağlanması olarak yorumlanmamalıdır. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerin
doğru ve tam olması konusunda herhangi bir şekilde garanti vermemektedir. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerde herhangi bir
bildirimde bulunmaksızın değişiklik yapma hakkına sahiptir. Bu rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya
dolaylı olarak oluşacak zararlardan T-Bank hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir.
14
Download