CEMEVİ'NİN AÇILIŞI MÜNASEBETİYLE Cafer KILINÇ* Cafer Kılınç, a good citizien from the folk, is a trades man from Çubuk, a small city in Ankara. He has given interesting speech in Şabanözü county Karahacı Obasi Köyü viIlage in Çankırı. His speech has been given importance to by our organization for the reason that his speech shows away and is an educational help from generation to generation and represent our common sense and pubtic consience. We believe that his speech can be seen as a national cultur collection and therefore publish the whole speech * Caler Kılınç Ankara'nın Çubuk ilçesinde esnaflık yapan bir halk adamıdır. Çankırı ilimize bağlı Şabanözü kazasının Karahacı Obası köyünde açılan Cemevi'nin açılışında dikkat çekici bir konuşma yapmıştır. Konuşması sözlü geleneğin nesilden nesile bir eğitim yolu olarak sürdüğünü göstermesi, milletimizin sağduyusu ve kamu vicdanını temsil etmesi bakımından araştırma merkezimiz tarafından önemli görülrnüştür. Bir halk kültürü derlemesi de sayılabilecek olan bu konuşma metnini aynen yayınlamayı uygun buluyoruz, Türk milletinin değerli mensuplaırı, ehl-i sünnet ve ehl-i beyt bendeleri... Cümleden cümleye hoş safa geldiniz... Kerem kadem getirdiniz... Cümlenizin gelmişliği mübarek olsun... Türkiye Cumhuriyeti vatanının ve milletinin birlik ve beraberliği meselesi için, birlik ve beraberlik kavli.. irilik kavliyle.. Allah'ın selamı üzerinize ola... Birliğinize aşk ola... Kuvvet ola... Gerçeklere Hu..! diyerek dört kapının selamı... kırk makamın içtihatları... cenab-ı Allah'ın selamı ve selatı cümlenizin üzerine ola... Değerli canlar; cem nedir? Cemevi ne demektir? Onun üzerinde duralim isterseniz: Cem birlik ve beraberlik demektir... Cemevi sofu canların toplanıp cenab-ı Allah'ı anmalarıdır... Değerli canlar... Biz Oğuz Boyu Türk'ü,... Türkmen Oyakları... Orta Asya'dan Şamanizm'in etkisiyle çok temiz duygu ve düşünceye sahip hak ve hukuka bağlı... bacılara saygılı... insan sever... özünde iyilik ve insanlık imajı yatan... misafirperver Türk topluluklarıydık. Arap Yarımadası’nda Cahiliye Devri'nde Arap kavmi kız çocuklarını diri diri kuma gömüp katlediyorlardı. İnsanlık hüzün içinde, ortalık göz yaşıyla dolu idi. Türk soyundan olan Azer oğlu İbrahim Aleyhiselam, milletinden gelen Peygamberimiz Resul-u Nebi Hz. Muhammed Mustafa, Cenab-ı Allah'tan gelen vahyi insanlara tebliğ ederek Hak dini İslam'ın emir ve yasaklarını, ahir zaman nebisi sıfatıyla insanliğa yayıp vermiş olduğu uğraş ve mücadelelerle, cahiliyet devrini kapayıp, yeni bir insanlık çağı açarak, dünyayı adalet ve sevgi tezine garkederek, göklerde Ahmed, yerde Muhammed ismiyle tüm insi ve cinni Nebilik şerefiyle ahir zaman peygamberi sıfatıyla şereflendirip, kainatı rahmet ve nura boğmuştur... Değerli canlar... O tarihlerde Türk milleti olarak bizler, Orta Asya'da Türk'ün şan ve şerefine yakışır şekilde yaşayıp seyrediyorduk. Peygamberimiz Hz. Muhammed, Hz. Ali ve sahabeler döneminde Türkler Müslüman değildi. Fakat doğruluk ve dürüstlük yolunda insan ve İslam gibi yaşıyorduk. Peygamberimiz Hz. Muhammed, Hz. Ali ve Sahabeler bu dünyadan göçtükten sonra Orta Asya Horasan bölgesini şereflendiren 12 imamın sekizincisi İmam Ali Rıza Hazretlerinin ecdadı olan (Seyyidler), Türk boylarında, Türkmen oymaklarında, temiz ruhları, temiz duygu ve düşünceleri görünce Türk topluluklarını İslamlaştırmışlar, İslamın simgesi, tasavvuf ilminin özü olan sevgi, acıma, bağışlama, fedakarlık, cömertlik tezini atalarımızın gönüllerine nakşedip İslamı sevgi ve barış yolu ile yaymışlardır... Degerli canlar... Orta Asya'da Cemevlerinin ilk ismi Türk Ocakları ve Halkevleri idi. Bu evlerde ocak yanar halk toplanır milli, siyasi güncel olayları görüşür, tartışır karara bağlarlardı. 'Türk toplulukları İslamı kabul edip tasavvuf ilmi ile özleşince milli ve manevi düşünce simgesi olan yer, gök, su üçlüsünü kaldırıp bu evlerin ilk ismi Türk Ocakları ve Halkevleri ismini Cemevi'ne tescil edip Allah, Muhammed ve Ali üçlüsünü zikr ve davalarına baş yapıp büyük Türk düşünürü Hoca Ahmed Yesevi, Hünkar Hacı Bektaş Veli halkası eliyle Türkistan-ı Horasan Nişabur, Diyar-ı Rum olan Anadolu, Rumeli ve Balkanlarda bu Cemevi dergahlarında nice nice hak eri, gönül sultanlarının yetişmesine öncü olmuş ve Osmanlı İmparatorluğunun kurulmasına, yaşamasına fetihten fetihe, zaferden zafere koşmasına, Tuna boylarından Viyana kapılarına kadar at oynatmasına katkıda bulunmuştur. Bu Cemevi dergahlarından yetişen gönül sultanı hak erleri, Alp erenleri ve Hacı Bektaş Veli Hazretlerinin kurduğu Yeniçeri Ocağı bu zaferlerin timsalidir. İstiklal Harbinde Mustafa Kemal Atatürk'le omuz omuza çarpışan milli ve manevi desteğini esirgemeyerek, cumhuriyetin kurulmasına yardım eden, Atatürk ilke ve inkılaplarının bekçisi koruyucusu, kolaycısı olanlar bu dergahların süzgecinden geçenlerdi. Değerli canlar... Bu Cemevi dergahlarının açık kalmasına en çok katkısı olan evlad-ı resulu temsil eden ocakzadelerden yetişen pirler, mürşitler, rehber ve Hak aşıklarının dili, sazın teli olmuştur. Nerede bir Cem evi dergahı varsa, orada Türklüğün simgesi tasavvufun sevgisi İslamın özü vardır. Değerli canlar... Bu tasavvuf erbabı mutasavvıf alperenleri ve gönül erleri, Hz. Türkistan manevi fetih'e çıktıklarında bir elinde asası... Bir elinde Kur'an... dilinde irşad... gönlünde sevgi ile Anadolu'yu, Rumeli'yi, Balkanları ve Avrupa'yı, Asya'yı şereflendirip gerçek Türk İslam kültürünü Oğuz Lehçesi olan öz Türkçesi'yle ve Tasavvuf sevgi yoluyla halkın gönüllerine nakşetmişlerdir. ' Bu gönül erlerinden olan Hünkar Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran Veli Kırşehir'de, Mevlana Celaleddin Rumi Konya'da, Hacı Bayram Veli Ankara'da, Somuncu Baba ve Geyikli Baba Bursa'da, Şıh Şabanı Veli Kastamonu'da, Karaca Ahmet Sultan Afyon'da, Koyun Baba Osmancık'ta, Aptal Musa Antalya'da, Ali Semerkandi Çamlıdere'de, Hacı Murad ve Hacı Turabı Veli Eldivan'da, Elvan Seydi Aydos'ta, Mehmed Abdal Aydos'ta, Yunus Emre Eskişehir'de, Şıh Saceddin Veli Seyit Gazi'de, Kalender Veli ve Kuzkıran Çubuk'ta, Sarı Saltuk Kuzey Rusya'da, Otman Baba Dimetoka'da, Demir Baba Balkanlar'da, Gül Baba Macaristan'da... ismini bilmedigimiz nice gönül erlerinin sıfatları, dergahlarının olduğu şehir ve beldeleri şereflendirip yüce Türk milleti içinde bir bayrak bir sancak... renk renk açan... mis kokan... hazarda ve seferde milli ve manevi kuvvetti. Degerli canlar... Bu yolun doktrinleri dört kâpı, kırk makamdır. Dört kapı kırk makamın toplamı 6666 Ayettir. Her kim dört kapı kırk makama uyarsa tamamen Kur'an'ın yolunda olmuş olur. Cenab-ı Allah katında hidayete erer. Dört kapı kırk makamın simgesi eline, diline, beline, aşına, eşine, sahip olmaktır. Allah'ın birliğine inanıp Resul-i Nebi efendimizin Hak peygamberi olduğunu, Kelime-yi Tevhidle tasdik edip, Ehl-i Beyt'e âl-i abaya muhabbet etmek, vatanımızın ve milletimizin birlik ve beraberliğini koruyup kollamaktır. Değerli canlar... Karahacı Köyü'nün simgesi, Termeözü'nün gözdesi, Kara Hacı Köyü'nün bağrından yetişen rahmetli Delibozuk Mehmet Ağa da aramızda olsaydı. Bütün zekası, akıl üstü nükteleri ile bu kutsal açılışa ayrı bir renk verir, gönüllerimizi fethederdi. Sanki o çağımızın bir Vahi Öz'ü, İsmail Dümbüllü'sü, Şair Eşrefi ve Namık Kemal'i idi. Allah rahmet etsin. Mekanı cennet olsun. Bu köyün bağrından yetişip Hakk'a yürüyen tasavvuf şairi, mutasavvıf aşık Ali Rıza, üstadından almış olduğu ledun ilmi olan feyzi, sazı ve diliyle coşup bakalım ne söylemiş: Beyhude dolasma gûıel bulunmaz Bilir misin güzel ne i1e olur? Bakma bu güzeller güzel değildir, Güzel ahlak güzeli huy ile olur. Pak tut kalbini çekme kasavet, Dünya güzeline eyleme mihnet, Parayla pulla alınmaz cennet Şeriatın abdesti su ile olur. Tarikatın kıldan ince yolu var Aşıkların tûrlü türlü hali var. Dört kapının kırk çiçekli dalı var Lamı cimi kaldır Hu ile olur. Marifet dediğin görgüyle olur Aşkın ateşinden ciğerim dağlı Bir amel kazan demezler kimin oğlıı O da edep erkan yol ile olur. Ali Rıza dersii hocamdan aldım. Menaref dersidir okudum bildim Aliyi Muhammed'i sallude gördüm Fatiha bisimillah birinen olur. Değerli Canlar.. Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan halkımızın %99'u Türk milletinden ve İslam dinindendir. Millette Türküz dinde İslamız. Ayrı olan mezheb, tarikat ve eşreplerimizdir. Bunlar, İslam dini içinde güzel olan inanç ruhlarıdır. Mezhepler ne kadar ayrı olsa bile kıble birdir, dualar birdir. Tasavvuf ve tarikatlara gelince, ayrı olan zikir kurallarıdır. Hedef ise Lailahe illahe illallah'tır. Gerek alevilik gerek sünnilik ne millet ne de dindir. Hangi tarikattan olursak olalım, hangi mezhepten olursak olalım Türküz ve müslümanız. Sünnilik sünnete uyarak yaşamak, Alevilik ise Ali'yi daha çok sevdiğini iddia etmektir. Tasavvuf ise severek yaşamaktır. Severek yaşayan insandan kimseye bir zarar gelmez, farza sünnete uyar. Farza sünnete uyan ise insanı severek yaşar. Canlar.. Yedi düvel Türk düşmanları bugün 70 düvel olup dünyada seyretmektedirler. En son taktik ve hayalleri yüce Türk Milletini mezheb, tarikat ve meşrep diye bölüp parçalamak; geçmişte olduğu gibi Sevr'i yeniden canlandırıp yürürlüğe koymak ve bu cennet vatanımızı bölmektir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak etrafımız bir barut fıçısıdır. Bu gerçekleri her Türk vatandaşı ve yurttaşının bilmesi lazıdır. Müslüman Türk topluluklan birbirine meşrep gözüyle değil Türk-İslam gözüyle bakmalıdır. Canlar... Bizler İslam dininden olan Türk toplulukları birbirimizde kusur ve hata değil, güzellik arayalım ki, millet olarak halk olarak güzel olalım. Eksik olan milli ve manevi kültürümüzü, meşrep toplulukları birbirinden tamamlayıp tefrikaya düşmeden birleşip kaynaşmalıdır. Okuyup görüp ve bildiğimiz kültürlerimizi tanımalıyız. Bazı münafık bedhahlar, birbirimizi dışardan ve içerden tefrika, bozgunculuk, yoluyla bölebilirler. Böyle bir durumla karşılaştığımız zaman bunu etkisiz hale getirmeliyiz. Sözlerime son verirken, bu işlerin mübarekliğine, birlik ve beraberliğimize tasavvuf selamıyla aşkolsun der. Cem muhabbetinin gönüllerimizde sevgi teziyle meş'ale olup yanmasını, Yüce Türk Milletinin beraberlik içinde yaşamasını, Allah'ın yardımı Resul-i Nebi'nin şefaatı, evliya ve enbiyanını himmet ve kerameti, milletimizin hayır duaları, Yüce Türk Milletinin ve sizlerin üzerinde hazır, nazır ve hayırlı uğurlu olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz eder saygılar sunarım.