TBMM B:94 25 . 4 . 2007 O: 3 Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Macar halkıyla, uzun, tarihî, geçmişe dayalı yakın ve dostane bağlarımız bulunmaktadır. Türkiye ve Macaristan, ülkelerinde geçmişin hatıralarını ve kül­ türel eserleri karşılıklı olarak korumaktadırlar. Halkının hemen hemen hepsi, asıllarının Hun oldu­ ğunu, Orta Asya'dan göç ettiklerini, aynı kökenden geldiğimizi dile getiriyor. Türklere karşı sevgi dolu halkıyla garip bir çekim gücü bulunan Macaristan'da görülen sıcaklık karşısında birbirine zıt, karmaşık duygular yaşamamak mümkün değil. İnsan, bir yandan bizi bu denli seven, ilgi gösteren, çalışkan, dürüst ve sevecen insanların oluşturduğu bir devletin oluşuna seviniyor, diğer yandan bu ülkeyle ilişkilerin bugüne kadar geliştirilmemiş olmasına üzülüyor. Bir buçuk asırdan uzun bir sü­ re topraklarında hüküm süren Osmanlıyı güzel sözlerle anıyor. Kahraman olarak tanımladıkları Os­ manlı paşalarının mezarlarını ve Birinci Dünya Savaşı'nda esir düşen askerlerimizin mezarlıklarını özenle koruyor. Ayrıca, Birinci Dünya Harbi'nde aynı cephede savaştığımızı ve Osmanlının kendi kahramanlarına kucak açtığını da unutmamışlar. Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin, karşılıklı saygıya, geleneksel hoşgörüye dayanan bu özel bo­ yutu, birçok ülkeye örnek olacak nitelik taşımaktadır. Bu anlaşmanın da Türkiye ile Macaristan ara­ sında her alanda giderek gelişmekte olan ilişkilerimize yeni bir ivme kazandıracağını ümit ediyorum. Ekonomik ve ticari iş birliğimiz içinse, ülkelerimiz mevcut potansiyelleri göz önünde tutula­ rak, daha fazla çaba göstermemiz gerekmektedir. Esasen, bunun için lüzumlu tüm anlaşmaları yap­ mış ve yürürlüğe koymuş bulunuyoruz. Bugüne kadar Türkiye ile Macaristan hükümetleri arasında birçok anlaşma imzalanmıştır. Bu­ gün yürürlükte bulunan ikili ticari ve ekonomik anlaşmalar, Ticaret Anlaşması 12 Kasım 1974 tari­ hinde imzalanmıştır, Uzun Vadeli Ekonomik, Teknik, Sınai ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması 11 Ocak 1977 tarihinde imzalanmıştır, Karayolu Ulaştırma Protokolü 1992 yılı Haziran ayında yürürlüğe girmiştir, Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması 1 Ocak 1995 tarihinde yürürlüğe girmiştir, Ya­ tırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması 1 Nisan 1995 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Serbest Ticaret Alanı Anlaşması 8 Ocak 1997 tarihinde imzalanmış, henüz yürürlüğe girmemiştir. Daha sonra, Macaristan Hükümeti, 12 Kasım 1974 tarihinde imzalanmış olan anlaşmayı, Avrupa Birliğinden kaynaklanan yükümlülükleri çerçevesinde feshetme talebini iletmiş ve bu anlaşma, 30 Nisan 2004 tarihinde feshedilmiştir. Daha sonra, ülkemiz ile Macaristan arasında ekonomik alanda öngörülen iş birliğine hukukî ze­ min teşkil etmek amacıyla, 12 Mayıs 2005 tarihinde, Ekonomik Alanda İşbirliği Anlaşması imza­ lanmıştır. Bu alanda doğan boşluğu doldurmak ve iki ülke arasında iş birliğini devam ettirmek ama­ cıyla bu tasarı hazırlanmıştır. Bu tasanyla da bu anlaşmanın uygunluğu onaylanacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bu anlaşmanın uygunluğunu onaylıyoruz ve her iki ülke için hayırlı ol­ masını diliyoruz. Aynca Macaristan'ın Avrupa Birliği üyeliği aşamasında her yönden bu üyeliğin gerekliliğini savunduk ve destekledik. Avrupa Birliği üyeliğinden dolayı sevinç duyduk. Macaristan da bugün Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine katılma çabalarını tam olarak desteklemektedir. Bu anlaşma çerçevesinde Macaristan'ın Avrupa Birliği üyeliği esnasında olan deneyimlerini de aktaracağı ve bu çabalanmızda yardımcı olacağı düşünülürse, bu anlaşmanın son derece yararlı olduğu görülmektedir. İki ülke arasındaki ticari ilişkiler yıllar boyunca mevcut potansiyelin çok altında kalmıştır. Tür­ kiye'nin genel dış ticareti içinde Macaristan'la olan ticaretinin payı binde 8 civarındadır. Yine Ma­ caristan'dan ülkemize gelen turist sayısı 1989 yılında en üst düzeye ulaşmış, 190 bini aşmıştır. An­ cak, müteakip yıllarda bu sayı hızla düşmeye başlamış olup, hâlihazırda bir yılda ülkemizi ziyaret eden Macar turistlerin sayısı 100 binin çok altındadır. Bunun en önemli nedeni de Yugoslavya'daki savaş süresince bu ülke üzerinden sağlanan kara yolu bağlantısının kesilmesi ve Romanya'dan ge­ çişte karşılaşılan çeşitli sorunlar nedeniyle kara yolu ulaşımının da cazibesini kaybetmesidir. -414-