ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ Sevgi DONMA İKLİM DEĞİŞİMİ SÜRECİNDE AŞAĞI SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ VE SU YÖNETİMİ SEYHAN TOPRAK ANABİLİM DALI ADANA, 2008 OVASINDA ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İKLİM DEĞİŞİMİ SÜRECİNDE AŞAĞI SEYHAN OVASINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ VE SU YÖNETİMİ Sevgi DONMA DOKTORA TEZİ TOPRAK ANABİLİM DALI Bu Tez …13../…06./2008 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği ile kabul edilmiştir. İmza:…………………… Prof. Dr. Selim KAPUR Danışman İmza:…………………… Prof. Dr. Alhan SARIYEV Üye İmza:…………………… Prof. Dr. Rıza KANBER II. Danışman İmza:…………………… Prof. Dr. Cemil CANGİR Üye İmza:…………………… Doç. Dr.İsmail ÇELİK Üye Bu Enstitümüz Toprak Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No: Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü Bu çalışma Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No:ZF2006D19 Not: Bu tezde kullanılan özgün başka kaynakta yapılan bildirişlerin çizelge,şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmende kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunundaki hükümlere tabidir. ÖZ DOKTORA TEZİ İKLİM DEĞİŞİMİ SÜRECİNDE AŞAĞI SEYHAN OVASINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ VE SU YÖNETİMİ Sevgi DONMA ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TOPRAK ANA BİLİM DALI Danışman: Prof. Dr. Selim KAPUR Yıl : 2008, Sayfa: 81 Jüri : Prof. Dr. Selim KAPUR Prof. Dr. Rıza KANBER Prof. Dr. Cemil CANGİR Prof. Dr. Alhan SARIYEV Doç. Dr. İsmail ÇELİK Bu çalışmanın amacı, Doğu Akdeniz bölgesinde yer alan ve Türkiye'nin ilk sulama projelerinden biri olan, büyük ölçekli Aşağı Seyhan Ovası (ASO) sulama alanındaki arazi kullanımı, sulama ve drenaj sistemleri, ve toprak tuzluluğu gibi öğelerin tarihsel gelişim içerisinde gösterdikleri değişimleri, olası iklim değişikliği senaryolarıyla birlikte irdelemektir.Çalışmada, arazi ve laboratuvar ölçümleri ve anket çalışmaları ile elde edilen sonuçlar farklı modellerle yorumlanmış ve değişeceği öngörülen iklim etmenlerinin 2070' li yıllar için projeksiyonları yapılmıştır. Ovada, sulamaya 1960'lı yıllarda başlanmış ve o zamandan günümüze değin sulama sistemlerinin yıpranması, bitki deseninin değişmesi ve su yönetiminin sulama birliklerine devri gibi yapısal değişiklikler sulama randımanının düşmesine neden olmuştur. Sulama sistemlerinin devamlı akış yaklaşımına göre planlanmış olmasına karşın, çiftçilerinin gece sulaması yapmaması, sulama işletmeciliğini yürüten sulama birliklerinin sulama kanallarındaki suyu yeterince kontrol edememeleri gibi nedenlerle de ovada sulama randımanı % 40 gibi düşük bir düzeye ulaşmıştır. nun yıllık dalgalanmasının, geçmişte mevsimsel pikler oluşturmasına karşın son 20 yılda sulamada kullanılan su düzeyinin artması, sulama periyodunun uzaması ve drenaj kanallarının düzeltilmesi-iyileştirilmesi gibi nedenlerle mevsimsel pikler kaybolmuştur. Ayrıca, son 20 yılda tuzluluğundaki azalma da bu durumu doğrulamaktadır. IMPAM modeli kullanılarak yapılan analizde, sulama döneminde kanallardan oluşan sızmaların, topraktaki makro gözenekler yardımı ile derinlere sızarak, nun yükselmesine katkıda bulundukları belirlenmiştir. Bununla birlikte, tabansuyu hareketi üzerinde arazi kullanımının etkisinin, iklim değişikliğinin oluşturduğu etkiden daha fazla olduğu saptanmıştır. Sulamada gereğinden fazla su kullanılması ile toprak profilindeki tuzun yıkanması ve iyi projelendirilmiş drenaj kanalları ile bu tuzun uzaklaştırılmasıyla son 20 yılda kıyı kesimleri de dahil tuzlu alanlarda ovanın topoğrafik eğimene de bağlı olarak sulamanın yapıldığı uzun süreçte tuzlulukta azalma saptanmıştır. Ancak henüz sulama sistemlerinin inşa edilmemiş olan bölümünün kimi kısımlarında yüksek düzeyde tuzluluk saptanmıştır. Yapılan projeksiyonlarda, ovaya düşecek yağış miktarında % 42- 46 oranında bir azalma olacağı ve bu azalmanında kış aylarına rastlayacağı tahmin edilmiştir. Yağışta oluşacak bu önemli düzeydeki azalma sulama suyu gereksinimini arttıracak ve sulama süresinin erken ilkbaharda başlayıp geç sonbahara kadar uzamasına neden olacaktır. Var olan durumda yaklaşık 150 cm çevresinde kalıcı bir düzeyde olduğu saptanan yüksek düzeyi yağışların azalması ile 2070 li yıllarda düşebilecektir.Ancak henüz sulama sistemleri inşa edilmemiş 4. bölümde, etkili bir tarla içi drenaj ağı yapılmazsa, varolan yüksek problemi sulamanın artması ile çok ciddi boyutlara ulaşabilir. Söz konusu alanlar için diğer bir alternatif ise ekonomik değeri yüksek tuzcul (halofit) bitkilerin ekimlerinin ilgili kuruluşlarca desteklenip yaygınlaştırılmasıdır. Bu nedenlerle, gelecekte ovada yapılacak rehabilitasyon çalışmalarında, potansiyel arazi kullanım değişikliğinin dikkate alınması gerekmektedir. Buna bağlı olarak, ovada varolan ve tuzlanmaya neden olan arazi kullanımı ve sulama/ drenaj ağınının gelecekteki sorunları karşılayabilecek düzeye getirilmesi,başka bir deyişle sistemdeki iyileştirme çalışmasının, toprak çeşitleri ve yüzey-yüzey altı topoğrafyalarının da dikkate alınarak ayrıntılı ve daha uzun süreli bir ' Tuz Riski' izleme ve değerlendirme çalışmasıyla birlikte yürütülmesi gerekmektedir. Sonuçta, söz konusu çalışmanın sürdürülebilir arazi ve su yönetim programının tamamlayıcısı olması gerekmektedir. Anahtar kelimeler : Aşağı Seyhan Ovası, Sulama, , Tuzluluk, İklim Değişimi I ABSTRACT PhD THESIS THE SUSTAINABILITY OF LAND AND WATER MANAGEMENT OF THE LOWER SEYHAN IRRIGATION PROJECT AREA UNDER PROGRESSING CLIMATE CHANGE SEVGİ DONMA DEPARTMENT OF SOIL SCIENCE INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES THE UNIVERSITY OF CUKUROVA Supervisor: Prof. Dr. Selim KAPUR Year Jury : 2008, Pages: 81 : Prof. Dr. Selim KAPUR Prof. Dr. Rıza KANBER Prof. Dr. Cemil CANGİR Prof. Dr. Alhan SARIYEV Doç.Dr. İsmail ÇELİK The aim of this study is to determine the historical changes in land use, irrigation/drainage and salinity (soils and ground water) of the large scale Lower Seyhan Basin (LSB) irrigation area along with the probable future climate change senarios. The results obtained from field measurements, laboratory analysis and field questionnaires were interpreted by the use of various models leading to the projection of the climatic components sought to change by 2070. The crucial structural changes, concerning the crop patterns, the management of the irrigation water and the waring out of the irrigation facilities that have been initiated in the 1960's, are the primary drivers of the decreasing irrigation efficiency in the area. Thus, despite the existence of the continuous water use programming approach implemented in the project area, the lack of night irrigations expected to be followed by the farmers and the insufficient control of the water by the water use associations, are additionally responsible for the low irrigation efficiency (40%). Despite the occurrence of the annual fluctuations and the seasonal peaks of the past, a more or less uniform ground water level and a decrease in their salt contents has recently been determined in the study area. This has most probably being achieved by the increased water use and renovated drainage facilities as well as the longer irrigation periods practised in the basin in the last 20 years. The analysis carried out by the IMPAM model revealed the contribution of the water leached from the irrigation canals in alleviating the fluctuating highly saline ground water levels. Moreover, the effect of the land use was determined to be higher than the effect of the present impact of the climate change on the ground water movement. The leaching along with the evacuation of the excess salts was achieved by the increased use of irrigation water and the highly efficient drainage system respectively along the North-south relief of the basin towards the Mediterranean coast, where high salinity stil exists due to the lack of draining facilities. The projections revealed that the annual precipitation of the basin is estimated to decrease by 42 to 46 % mainly during the winter months. This decrease is foreseen to increase the irrigation requirement and cause a shift to a longer irrigation period from early spring to late autumn. The stable and high water table level of 150 cm of the present is estimated to fall by 2070 by the impact of the decreasing precipitation. Moreover , if an efficient drainage system is not constructed in the 4. stage irrigation area (the southernmost part of the delta which will shortly be included in the irrigation programme) the existing high water table can cause severe problems in this part of the basin. Consequently, the present and future potential land use programmes should highly consider, the income generating indigenous crop species with special care on halophytes while primarily aiming the rehabilitation of the degraded lands. This should be coupled with a complementary long-term ''Salinity risk'' monitoring programme with baseline information on soils and their surface and sub-surface topographies along the northsouth transect of the downspring basin Key Words: Lower Seyhan Plain, Irrigation, Ground Water, Salinty, Climate Change II TEŞEKKÜR Tez çalışmamın her aşamasında büyük bir titizlik ve özveriyle bana destek olan, yönlendiren ve çalışma ortamı sağlayan danışman hocam Sayın Prof. Dr. Selim KAPUR’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca TYS Bölümü başkanı, değerli hocam ve tezimin ikinci danışmanı Sayın Prof. Dr. Rıza KANBER’e çalışmam süresince yapmış olduğu çok değerli ve yerinde katkılarından dolayı teşekkür ederim. Tez çalışmam sırasında yakın desteklerini gördüğüm görüş ve önerilerinden yararlandığım, Japon RIHN ( İnsan ve Doğa Kaynakları Araştırma Enstitüsü) enstitüsü elemanları Dr. Takanori NAGANO, Dr. Takashi KUME ve Dr. Chieko UMETSU’ya teşekkürlerimi sunarım. Çalışmalarım sırasında değerli görüş, katkı ve yardımlarını esirgemeyen Yrd.Doç. Dr. Erhan Akça , Arş. Gör. Musa SERDEM ve Doç. Dr. Suha BERBEROĞLU’na teşekkür ederim. Tez jürisindeki diğer hocalarım Prof. Dr Cemil CANGİR, Prof. Dr. Alhan SARIYEV ve Doç. Dr. İsmail ÇELİK’e yapıcı katkılarından dolayı teşekkür ederim. III İÇİNDEKİLER SAYFA ÖZ ............................................................................................................................ I ABSTRACT ............................................................................................................ II TEŞEKKÜR ........................................................................................................... III İÇİNDEKİLER .......................................................................................................IV ÇİZELGELER DİZİNİ ...........................................................................................VI ŞEKİLLER DİZİNİ ............................................................................................. VIII 1.GİRİŞ .................................................................................................................... 1 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ..................................................................................... 4 2.1. Sulama ile İlgili Çalışmalar ............................................................................ 4 2.2. Tuzlulukla İlgili Çalışmalar ............................................................................ 6 2.3. İklim Değişikliğinin Sulama Üzerine Etkisi ile İlgili Çalışmalar ................... 10 3. MATERYAL VE YÖNTEM .............................................................................. 14 3.1. Materyal....................................................................................................... 14 3.1.1. Çalışma Alanı, Topoğrafya ve Toprak Özellikleri.................................. 14 3.1.2. İklim ..................................................................................................... 15 3.2. Yöntem ........................................................................................................ 16 3.2.1. Ele Alınan Konular................................................................................ 16 3.2.1.1. Aşağı Seyhan Ovasında Sulama Sorunları ...................................... 16 3.2.1.2. Aşağı Seyhan Ovasının Sulamaya Açılmış Bölümündeki Tabansuyu Düzeyi ve Tuzluluktaki Dönemsel Değişimler............................................. 17 3.2.1.3. Aşağı Seyhan Ovası, Sulamaya Açılmamış Alanlarda Tabansuyu Düzeyi, Tuzluluğu ve Toprak Tuzluluğundaki Dönemsel Değişiklikler ....... 19 3.2.1.4. Aşağı Seyhan Ovası Sulanır Alanlarında İklim Değişimi ve Seçeneksel Bitki Deseni: Bölgesel Benzeşim Analizi .................................. 21 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA................................................... 23 4. 1. Aşağı Seyhan Ovasında Sulama Sorunları ................................................... 23 4.1.1. Anket Çalışması .................................................................................... 23 4.1.2. Arazi Kullanımı..................................................................................... 23 4.1.3. Su Yönetimi .......................................................................................... 25 IV 4.2. Aşağı Seyhan Ovasının Sulanan Bölümündeki Tabansuyu Düzeyi ve Tuzluluktaki Uzun Dönem Değişiklikler ............................................................. 27 4.2.1. Tabansuyu Düzlemi Değişimi................................................................ 27 4.2.2. Tabansuyu Tuzluluğunun Dağılımı........................................................ 32 4.2.3. Toprak Yapısı, Arazi Kullanımı ve Yüksekliğinin Tabansuyu Düzlemi Üzerindeki Etkisi ............................................................................................ 34 4.3. Aşağı Seyhan Ovası, Sulamaya Açılmamış Alanlarda Tabansuyu Düzeyi , Tuzluluğu ve Toprak Tuzluluğundaki Uzun Dönem Değişiklikler ....................... 34 4.3.1. Tabansuyu Hareketinin Değişimi........................................................... 34 4.3.2. Tabansuyu Tuzluluğu Değişimi ............................................................. 36 4.3.3. Tabansuyu Tuzluluğu ve Sodyum ( Na+), Sodyum Adsorbsiyon Oranı (SAR) Arasındaki İlişki................................................................................... 38 4.3.4. Toprak Tuzluluğundaki Değişim ve Tabansuyu Tuzluluğu ile İlişkisi ... 39 4.3.5. Sonuç ve Öneriler .................................................................................. 45 4.4. Aşağı Seyhan Ovası Sulanır Alanlarında İklim Değişimi ve Seçeneksel Bitki Deseni: Bölgesel Benzeşim Analizi..................................................................... 46 4.4.1. Ovada Ekimi Yapılan Bitkilerin Üretim Değerleri ................................. 46 4.4.2 Senaryolar .............................................................................................. 48 4.4.3.Veriler .................................................................................................... 50 4.4.4. Benzeşim Sonuçları .............................................................................. 52 4.4.5. Sonuç ve Öneriler .................................................................................. 55 5. GENEL YORUMLAR VE ÖNERİLER.............................................................. 56 5.1. Yorumlar ..................................................................................................... 56 5.2. Öneriler ........................................................................................................ 58 KAYNAKLAR ....................................................................................................... 60 EKLER ................................................................................................................... 67 V ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA Çizelge 4.1. Ovadaki Ana Bitkilerin Yetişme Dönemleri...................................... 24 Çizelge 4.2. Tabansuyu Derinliği (cm) ile Kotu (m), EC (dS/m), Kil İçeriği (%) ve Sulama Suyu (mm) Arasındaki Korelasyon değerleri ............ 34 Çizelge 4.15. Aşağı Seyhan Ovasında 2002 Yılında Sulanan Ana Bitkiler.............. 46 Çizelge 4.16. Elverişli Su Miktarının Farklı Olduğu Koşullar için Sulama Birlikleri Tarafından Yapılan Tahmini Bitki Deseninin ‘Delphi Tahmini’ Özeti ................................................................................. 47 Çizelge 4.17. İklim Değişimi Olasılığında ASO’da Kullanılabilecek Su Miktarı ve Sulamayı Geliştirme Yatırımları Senaryoları ................... 49 Çizelge 4.18. ASO’da Ekimi Yapılan Ana Bitkilerin Sulama Suyu Gereksinimi ...................................................................................... 50 Çizelge 4.19. ASO'da Varolan Bitki Deseni ( Kullanılabilir Su Miktarı 585 mm) .................................................................................................. 53 Çizelge 4.20. ASO'da Sulama Geliştirme Yatırımlarının Yetersiz Olduğu Senaryo( Kullanılabilir Su Miktarı 580 mm) ..................................... 53 Çizelge 4.21. ASO'da Sulama Geliştirme Yatırımlarının Yeterli Olduğu Senaryo ( Kullanılabilir Su Miktarı 535 mm) .................................... 53 Çizelge 4.22. ASO'da Sulama Geliştirme Yatırımlarının Yeterli Olduğu ve 4. Bölümün Sulamaya Açıldığı Senaryo ( Kullanılabilir Su Miktarı 431 mm) .............................................................................. 54 Çizelge 4.3. Aşağı Seyhan Ovasındaki Toprak Serileri ( Dinç ve ark., 1990). ....... 68 Çizelge 4.4. Haziran, 2005 EM Ölçümü, Arazi Kullanımı ve Ölçüm Noktalarının Denizden Yüksekliği .................................................... 69 Çizelge 4.5. Temmuz, 2005 EM Ölçümü, Arazi Kullanımı ve Toprak Serileri.............................................................................................. 70 Çizelge 4.6. Ağustos, 2005 EM Ölçümü ve Arazi Kullanımı ................................ 71 Çizelge 4.7. Eylül, 2005 EM Ölçümü ve Arazi Kullanımı .................................... 72 Çizelge 4.8. Ekim, 2005 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı ................................. 73 Çizelge 4.9. Kasım, 2005 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı ............................... 74 VI Çizelge 4.10. Şubat, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı................................. 75 Çizelge 4.11. Nisan, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı ................................ 77 Çizelge 4.12. Ağustos 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı .............................. 78 Çizelge 4.13. Ekim, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı ................................. 79 Çizelge 4.14. Kasım, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı ............................... 80 VII ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA Şekil 3.1. Çalışma Alanı, Sulamanın Gelişme Evreleri ....................................... 14 Şekil 3.2. Adana ve Karataş Meteoroloji İstasyonları Yıllık Toplam Yağış Değerleri ............................................................................................ 16 Şekil 3.3. Arazi Kullanım Haritası (1985) .......................................................... 18 Şekil 4.1. Aşağı Seyhan Ovasında Ekimi Yapılan 8 Ana Bitkinin Ekim Alanlarındaki Süreçsel Değişim(1964–2004) ...................................... 24 Şekil 4.2. ASO’da Sulamada Kullanılan Su Miktarı ve Su Miktarındaki Değişimler .......................................................................................... 26 Şekil 4.3. ASO’da Aylık Ortalama Tabansuyu Derinliği .................................... 28 Şekil 4.4. Ovadaki Tabansuyu Dalgalanma Aralığı............................................. 29 Şekil 4.5. Yıllık Minimum Tabansuyu Derinliği. ................................................ 30 Şekil 4.6. Minimum Derinliğin Oluştuğu Aylar. ................................................. 31 Şekil 4.7. ASO’da Tabansuyu Tuzluluk Dağılımının On Yıllık Aralıklarla Değişimi ............................................................................................. 33 Şekil 4.8. Gözlem için Seçilen Kuyular .............................................................. 35 Şekil 4.9. Sulamaya Açılmamış Alanda (4.bölüm) Tabansuyu Derinliğinin 2005-2006 Dönemindeki Dalgalanması .............................................. 35 Şekil 4.10. Sulanmayan Alandan Seçilmiş Kuyularda A ve B Kesiti Boyunca Taban suyu Hareketi ........................................................... 36 Şekil 4.11. Gözlem Kuyu Kotlarına Göre Tabansuyu Tuzluluğunun Sınıflandırılması ................................................................................. 37 Şekil 4.12. Sulanan ve Sulanmayan Alanlardaki 1977 ve 2003-2004 Dönemlerindeki Tabansuyu Tuzluluğunun Karşılaştırılması ............... 37 Şekil 4.13. 1977 ve 2005-2006 Dönemlerindeki Tabansuyu Tuzluluğu ve Sodyum Arasındaki İlişki ................................................................... 38 Şekil 4.14. Sulanmayan Alanda( 4. bölüm) 2005 Yılı Toprak Tuzluluğu ile 1977 Yılı Tabansuyu Tuzluluğu Arasındaki İlişki ............................... 39 Şekil 4.15. 4. Bölgedeki Tuzlu Alanlar a) 1990, b) 2005 ...................................... 40 Şekil 4.16. 4. Bölgede Taban suyu EC Değerleri ( 1977 ) ..................................... 41 VIII Şekil 4.17 EM Ölçümleri ve ECv Değerleri ......................................................... 42 Şekil 4.18. Toprak Tuzluluğu ve Arazi Kullanımı İlişkisi ..................................... 42 Şekil 4.19. ASO 4.Bölüm Temmuz 2005 için Tahmini Toprak Tuzluluğu Dağılımı ............................................................................................. 44 IX 1. GİRİŞ Sevgi DONMA 1.GİRİŞ Toprak ve su kaynaklarının geliştirilerek en uygun kullanımı ile tarımsal üretimde büyük artışlar sağlanabilmektedir. Tarımın temel kavramlarını oluşturan toprak ve suyun uzun süreli kullanabilirlikleri pek çok etmenin etkisinde şekillenmektedir. Bunlar, iklim, sulama suyu niteliği, toprak özellikleri, bitki seçimi, tarım şekli, sulama yöntemi, drenaj yeterliliği, sulama ve drenaj yönetimi olarak sıralanabilir. Su, canlılar için vazgeçilemez bir doğal kaynaktır; eksikliğinde bitkisel üretim, önemli ölçüde kısıtlanmaktadır. Suyun en fazla kullanıcısı olan tarım, kültür bitkilerinin üretimleriyle ilgili işlevleri kapsar. Türkiye’de tarım sosyal ve ekonomik yönüyle, halkın yaşamında önemli rol oynamaktadır. Tarım, toplam milli gelirin %19'unu, dışsatımın %9'unu oluşturur. Bu bağlamda tarımsal işlevlerle toplumun yaklaşık %51'ine iş olanağı sağlanmaktadır (Kılınçer ve ark., 2002). İnsanların temel gıda gereksinimlerinin güvenli biçimde karşılanması, öncelikle, tarımsal üretimin ve sulanan alanların arttırılmasına bağlıdır. Bilindiği gibi, kurak ve yarı kurak iklimlerde, bitki gelişimini sınırlandıran en önemli etmen, kök bölgesinde bulunan yarayışlı suyun eksikliğidir (Falkenmark ve Rockström, 1993; Lal, 1991). Bu nedenle kurak ve yarı kurak alanlarda sulu tarım yapılması kaçınılmaz bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, su kullanımındaki artış, çok önemli sorunlara neden olmaktadır. Örneğin, yer altı su kaynakları tükenmekte, su ekosistemleri kirlenmekte ve bozulmakta; ayrıca sulu tarımda bir çok çevresel sorun ortaya çıkmaktadır. Yenilenebilir bir doğal kaynak sayılan su, sınırlı alanlarda bu özelliğini kaybetmek gibi çok tehlikeli bir özellik kazanmaktadır (IFPRI, 2004). Diğer taraftan, tarla içi sulamalarda ortaya çıkan çevresel sorunların başında, uygun olmayan sulama yönetimi altında ve zayıf drenaj ortamında fazla sulama yapılması halinde topraklarda görülen tuz birikimi gelmektedir (Ghassemi ve ark., 1995). FAO’nun kestirimlerine göre, sulanan alanların yaklaşık yarısı “sessiz düşman” olan tuzluluk, alkalilik ve yüzeyde göllenme tehdidi altındadır. Türkiye’de 1 1. GİRİŞ Sevgi DONMA de benzer durum söz konusudur. Sulanan alanlarda belli ölçülerde tuzluluk ve sodyumluluk sorunu bulunmaktadır. İklim, atmosferde oluşan meteorolojik olayların bir bütünü olarak tanımlanır. Sıcaklık, yağış, rüzgâr, nemlilik gibi öğeler, çevremizi ve dünyada yaşayan tüm canlıları; ve bunların yanında, tarımda kullanılan temel etmenler tohum, toprak ve su olduğundan iklim bunların tümünü de önemli ölçüde etkiler. Küresel anlamda sıcaklık son 100 yıl içinde 0.6 ºC civarında artış göstermiştir ve 20. yüzyıl boyunca da su düzeyinin yaklaşık 0.1 m ile 0.2 m arasında arttığı gözlemlenmiştir. Bugün çeşitli senaryolara göre dünyadaki küresel sıcaklığın 2100 yılına kadar 1.4 º C ve 5.8 ºC artacağı, su düzeyinin ise 9 cm ile 88 cm arasında artabileceği dikkate alınarak değerlendirmeler yapılmaktadır (IPCC, 2001). İklim değişmelerinin en önemli sonuçlarından birisi, su kaynakları üzerindeki olumsuz etkileridir. Sıcaklık, yağış ve evapotranspirasyon gibi, sulama açısından önemli sayılan öğeleri değiştirmekte ve su kaynaklarını olumsuz yönde etkilemektedir (Soykan, 1995). Birçok ülke gelecekteki küresel iklim değişikliklerinin, su kaynaklarına ve tarımsal potansiyel üzerindeki ekonomik ve sosyal etkileri konusunda araştırma yapmaktadır. Türkiye, küresel ısınmanın potansiyel etkileri açısından, risk grubuna giren ülkelerden birisidir. Buna göre, Türkiye’nin küresel ısınma sonucu, su kaynaklarının azalması, orman yangınları, kuraklık ve çölleşme ile bunlara bağlı ekolojik bozulmalar gibi olumsuz yönlerinden etkileneceği savlanmaktadır. İklim değişikliğine ilişkin etkilerin kestiriminin, günümüzdeki modern yöntemi, model kullanımıdır. Bu modellerle atmosferde gerçekleşen fiziksel süreçleri simgeleyen matematiksel ifadeler kullanılmaktadır. Model kestirimleri, dünyanın ülkemizin de içinde bulunduğu enlemlerinde sıcaklıkların artacağı, yağışın azalacağı yönündedir. Değinilen sonuçlar, meteoroloji ile ilgisi olan tüm alanları yakından ilgilendirmektedir. Üstü açık bir fabrika olarak tanımlanabilecek olan tarım ve ormancılık kesimlerinin, özellikle Türkiye’de, oldukça fazla etkilenebilecektir (Şaylan ve Çaldağ, 2000; Şaylan ve Çaldağ, 2002). Tarım ve Ormancılık alanlarının iklim değişiminden nasıl etkileneceğini bulmak ve yapılması gereken düzenlemeleri belirlemek için, geleceğe yönelik, iklim 2 1. GİRİŞ Sevgi DONMA değişikliği senaryolarının yapılması gereklidir. Bugün ülkelerin büyük çoğunluğunda iklim değişikliği gerçeği göz önüne alınarak, gelecekte tarım kesimine nasıl yön verileceği planlanmaktadır (Şaylan 1995; Şaylan 1998). Bu kestirimlere göre, günümüzdeki vejetasyon süresi bakımından tarımsal üretime pek uygun olmayan kuzey enlemlerindeki ülkelerin üretimleri, sıcaklık artışından olumlu etkilenecektir. Tüm olası değişikliklerin, Türkiye tarım kesimini nasıl etkileyeceği sorusunun yanıtı, tarımsal meteorolojik araştırmalar ile ortaya konulabilir. İklim değişikliğine bağlı olarak, özellikle bitkilerin gelişme dönemlerinin, çeşitlerinin ve hayvan türlerinin karşı karşıya kaldığı etki ve değişimlerin yanında, sulama ve su kullanımı ile ilgili planların yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin içinde bulunduğu enlemler için önerilen küresel dolaşım modelleri kullanılarak, ülkenin meteorolojik özelliklerindeki değişikliğin belirlenmesi, daha sonra bölgesel iklim modelleriyle özellikle tarım ve ormancılık bakımından önemli alanların geleceğinin ortaya konulması ve bunları dikkate alan, üreticilerin de yönlendirilmesinde rol oynayacak seçeneksel planların hazırlanması önemlidir (Şaylan ve Çaldağ 2002). Bu çalışmada, ülkemizin tarımsal potansiyeli yüksek alanlarından biri olan ve Cumhuriyet döneminin ilk sulama projelerinden birisini barındıran, 175 000 ha toplam sulanabilir alana sahip Aşağı Seyhan Ovası’nın sulama, tabansuyu ve tuzluluk açısından şimdiki durumu ortaya konulmuş ve iklim değişikliği sürecinde anılan etmenlerin etkilenme düzeylerinin analizleri yapılmıştır. Sunulan çalışma, çok büyük bir araştırmanın bir kısmını, sulanır tarım alanlarındaki sulamanın sorunlarını ve iklim değişikliği sürecinde ortaya çıkabilecek yeni durumların irdelenmesini kapsamaktadır. Araştırmada, ovanın sulama ve tuzluluk açısından varolan durumu ortaya koyulmuş ve iklim değişikliği sürecinde sulama sisteminin adaptasyonunu, gelecekteki su kaynağının yeterliliği, taban suyu, tuzluluk ve arazi kullanımı gibi sorunlar tartışılmştır. 3 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR 2.1. Sulama ile İlgili Çalışmalar Günümüzde gelişmekte olan ülkelerde yaklaşık 800 milyon insan açlık veya kötü beslenme tehlikesi altında bulunmaktadır. Bu alanlarda yaşayan insanların gıda güvenliği ile ilgili sorunlarının çözümü, kırsal alanlardaki toprak ve su yönetimine bağlıdır (Rockström, 2003). Ancak, su kullanımındaki artış, çok önemli sorunlara neden olmaktadır. Örneğin, yer altı su kaynakları tükenmekte, diğer su ekosistemleri kirlenmekte ve bozulmakta; ayrıca sulu tarımda bir çok çevresel sorun ortaya çıkmaktadır. Öyle ki, yenilenebilir bir doğal kaynak sayılan su, sınırlı alanlarda bu özelliğini kaybetmek gibi çok tehlikeli bir özellik kazanmaktadır. Açıklanan durumun bir sonucu olarak, yeni su kaynaklarının sağlanması ve geliştirilmesi, çok pahalı hatta olanaksız hale gelmektedir (IFPRI, 2004). Öte yandan, tarla içi sulamalarda ortaya çıkan çevresel sorunların başında, uygun olmayan sulama yönetimi altında ve zayıf drenaj ortamında fazla sulama yapılması halinde topraklarda görülen tuz birikimi gelmektedir. (Ghassemi ve ark., 1995). El-Ashry (1991), Rhoades (1987), Kayasseh ve Schenk (1989) yaptıkları değerlendirmede, sulanan 20–30 milyon hektar alanda tuzluluktan dolayı ürün veriminde önemli azalmalar olduğunu vurgulamışlardır. Dünya bankasının 1992 yılı tahminlerine göre sulamadan kaynaklanan problemli alan 60 milyon hektara yükselmiştir, bu da toplam sulanan alanın % 24’ üne denk gelmektedir. Dünyada 24 milyon hektar alanda ise önemli düzeyde verim azalması gözlemlenmiştir. Sulama ile ilgili sorunlar, su kaynaklarının geliştirme projelerinde ortaya çıkan sorunlar olarak genellenerek, tanımlanabilir. Bunlar, su kaynaklarının geliştirilmesinden başlayarak, suyun tarla düzeyinde kullanılmasına dek birbirini izleyen aşamalarda ortaya çıkmaktadır. O nedenle sulama sorunlarının irdelenmesi, gerçekleştirilen projenin ekonomik ömrü boyunca, davranışının ve çevresel etkilerinin izlenmesine dek pek çok aşamayı ve çok uzun bir süreci içerir (Sezginer ve Güner 1994). 4 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA Proje alanlarında sulama suları; derine sızma, buharlaşma, yüzey akışı, sulama sistemlerinin doğru işletilmemesi ve benzeri nedenlerle kaybolmaktadır. Ülkemizde genellikle geleneksel açık kanal sistemleri yapılmaktadır. Bu sistemlerin yaygın olduğu alanlarda iletim ve dağıtım randımanı % 60, su uygulama randımanı % 50 ve toplam proje randımanı % 30 dolayında gerçekleşmektedir. Söz konusu bu düşük randımanlara karşı alınacak önlemler, su iletim sistemlerinin gelişmiş, çağdaş teknikler kullanılarak yapılması, çıplak kanalların kaplanması ve sızdırmazlığın sağlanması ile sızma kayıplarının azaltılmasıyla ilgilidir. Hidrolik kontrollü açık kanal sistemleri ve basınçlı borulu sulama sistemlerinin kurulması, sulama randımanlarını arttıran, kontrollü sulama olanağı yaratan ve su artırımı sağlayan uygulamalar arasında sayılmaktadır. Tarla bazında suyun etkin kullanımı ve artırımı için geliştirilmiş yüzey sulama teknikleri, örneğin, fasılalı karık, azaltılmış debili karık, döngülü karık, alternatif karık, vb, sulama ve sulama zamanının otomasyonu, yağmurlama sulama ve düşük basınçlı-düşük akışlı modern sulama tekniklerinin kullanılması ile su tasarrufu yanında, geleneksel sulama yöntemlerinin doğurduğu sakıncalar da giderilebilmektedir. Yavuz,1984, Çukurovada yaptığı çalışmada kanal niteliklerine göre, %0.6%2.4’ünün sızma ve buharlaşma ile kaybolduğu saptamıştır. Sulamada, bitki su gereksiniminde büyük bir kısıntı yapılması söz konusu olamayacağına göre su artırımı, suyun iletiminde, dağıtımında, sistemin işletilmesinde ve bitkiye uygulanmasında yapılacaktır. Bu nedenle sulama randımanın arttırılması büyük bir önem taşımaktadır. Klasik sulama yöntemleri yerine yağmurlama ve damla sulama yöntemleri kullanılması durumunda randıman % 60 dan sırası ile % 80 ve % 90’a çıkabilmektedir. Bu da % 20 ile % 30’luk bir su tasarrufu demektir. Dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de devlet sulama şebekelerinin işletmebakım sorunlarını sulama yönetimini “Sulama Birliklerine” devredilmeleri ile çözümlenmeye çalışılmıştır. Sulama sistemlerinin işletmelerinin Katılımcı Sulama Birliklerine devri, Türkiye’de beklenilmeyen ölçüde başarılı olmuştur. Kısa sürede, 5 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA önemli boyutlarda devir işlemi gerçekleşmiş ve bu durum, Asya, Afrika, Amerika ve kimi Uzak Doğu ülkeleri için model oluşturmuştur (Kanber ve ark., 2004 ). Sulama Birlikleri tarafından işletilen şebekelerin büyük çoğunluğunun eski olması (30 yıllık) nedeniyle yıllık bakım, onarım ve yenileme gereksinimleri de çok fazla olmaktadır. Yıllardır devletin yatırımlarda gittiği kısıtlamalar nedeniyle yıllık bakım-onarım ve yenileme ihtiyaçlarının yarısının karşılanabildiği Sulama Birliklerince işletilen özellikle çok eski tesislerde nakit ihtiyacının sadece sulama suyu ücretleri ile karşılanması yetersiz görülmektedir . Sulama yönetiminde başarıyı etkileyen önemli bir faktörde bakım, onarım ve yenileme ihtiyaçlarının zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirilmesidir. Bunun için de ihtiyaç duyulan makine parkının bulunması gerekmektedir. Özellikle yeni kurulan ve daha küçük sulama alanına sahip birliklerde makine parklarının oluşturulmasına yardım edilmeli ve/veya ortak kullanabilecekleri bir makine parkının oluşturması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. 2.2. Tuzlulukla İlgili Çalışmalar Tarımsal üretimin en önemli öğelerinden olan topraklar, aynı zamanda kendini yenileyemeyen doğal kaynaklardan birisidir. Dünya nüfusunun sürekli ve hızlı bir şekilde artması ve bu artışa paralel olarak insanların gereksinimlerinin çeşitlenmesi, insanların topraklar üzerindeki baskısını sürekli olarak artırmaktadır. Bu baskılar sonucu sürekli olarak yanlış kullanılmakta olan topraklarda önemli sorunlar ortaya çıkmaktadır. Eriyebilir toplam tuz içeriği % 0.15'ten büyük olan topraklar tuzlu, değişebilir sodyum yüzdesi (ESP) 15'ten ve pH' sı 8.5’tan büyük olan topraklar ise sodyumlu topraklar olarak tanımlanmaktadır (Soil Survey Staff, 1993). Topraklardaki yüksek tuzluluk, bitkileri iki şekilde etkilemektedir. Birincisi, bitkilerin toprak çözeltisinden su alımını engelleyen toplam tuz etkisi veya ozmotik etki, ikincisi ise bitkilerdeki bazı fizyolojik olayları etkileyen toksik iyon etkisidir (James ve ark. 1982). Topraklardaki yüksek ESP ise kil minerallerinin şişme ve dispersiyonunu 6 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA arttırmakta, bu da topraklarda yapının bozulmasına ve hidrolik iletkenliğin düşmesine neden olmaktadır (Rahman ve Rowel, 1979). Tuzluluk ve sodyumluluk sorunu olan toprakların dünyada ve Türkiye'deki yayılımı her geçen gün artmaktadır. Türkiye'deki tuzlu ve sodyumlu toprakların yayılımı, 1978 yılında 1.5 milyon hektar dolaylarında olduğu halde, bugün bu miktarın daha da arttığı kestirilmektedir. Dünyada ise sulama kaynaklı tuzluluk ve sodyumluluk sorunu olan arazilerin, toplam sulanan arazilere oranının % 27'ye ulaştığı tahmin edilmektedir (Topçu, 1998). Toprakların tuzlulaşma ve sodyumlulaşmasını sulama, drenaj, toprak özellikleri, fizyoğrafya ve iklim gibi etmenler, önemli ölçüde etkilemektedir. Bu etmenlerin uygun olduğu Çukurova, Harran ve Söke ovalarında tuzluluk ve sodyumluluk sorunları, önemli düzeylere çıkmıştır (Özcan ve ark., 2000; Çullu ve ark., 1998). Kurak ve yarı kurak bölgelerdeki sulamalarda, tuzluluk tarımsal verimliliği kısıtlayan en önemli etmendir. İşletme yaklaşımlarının belirlenmesinde ve arazi geliştirme çalışmalarında tuzlu alanların dönemsel olarak izlenmesi çok önemlidir. Toprak verimliliğini etkileyen diğer önemli etmenler ise alkalilik ve taban suyu düzeyleridir. Tuzlu suyun toprak yüzeyine doğru hareketi ve aşırı evapotranspirasyon farklı toprak horizonlarında tuz birikimine neden olur (Mehanni, 1998; Çullu ve ark., 2000). Toprakta doğal ve kültürel etkiler altında oluşan tuzluluk, kimyasal, fiziksel, jeolojik ve biyolojik kökenli olabilir. Kimyasal etkiler, katyon değişimi ve topraktaki tuzlar arasındaki karşılıklı etkileşim ile ilgilidir, fiziksel etki ise toprağın geçirgenliğinin durumuna bağlıdır. Bu bağlamda, toprakta bulunan geçirimsiz horizonlar toprak içerisindeki tuzun aşağıya doğru hareket etmesini kısmen veya tamamen engeller (Özgül, 1974; FAO, 1985; Smedema ve Rycroft, 1983). Biyolojik etki ise, tuzluluğun toprakta artmasıyla osmotik basıncın ve bitki içerisindeki protoplasmik hareketin değişmesidir (Özgül, 1974; FAO, 1985; Smedema ve Rycroft, 1983). Tüm bu temel nedenleri ilgilendiren taban suyu derinliğinin ve tuz kapsamının zamansal ve yersel değişimlerinin; tuzluluğun kökeninin ve kaynağının tarımsal işlevin başarısı için esas olduğu Kanber ve ark. (2004) tarafından ayrıntılı çalışmalarla vurgulanmıştır. Supannee (1990), tuzlu sulama sularının drene edilme 7 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA sürecinde bir sulama havzasında eğimi yüksek olan kısımlardan eğimi az olan kısımlarda tuz birikimine neden olduğunu ve biriken bu tuzların toprak yüzeyinde açıkça görülebildiğini belirtmiştir. Dinç ve ark. (1991), Türkiye’nin ilk sulama projelerinden biri olan Aşağı Seyhan Ovası sulamasının denize yakın olan alt kısımlarında önemli düzeyde bir tuzluluk sorunu olduğunu ve tuzluluk etkisinin Helvacı, Arıklı, Arpacı, Gemisüre toprak serilerinde görüldüğünü ve baskın tuz tipinin ise Halit (NaCl) olduğunu vurgulamışlardır. Yüzgeç (1985), Çukurova bölgesi topraklarında, 1956 ve 1984 yılları arasında, yüzey horizonlarındaki tuz hareketini ve tuzlu alanların dağılımını karşılaştırmıştır. İnceleme sonucunda yüzey horizonlardaki tuzların hareket ettiğini, şiddetli tuzlu alanların 1956 yılında % 16.8 iken 1984 yılında sulamanın etkisi ile % 2.1’e düştüğünü ve tuzlu alanların ise 105 639 ha ‘dan 60 898 ha’a gerilediğini saptamıştır. Özcan ve Çetin (1996), Aşağı Seyhan Ovası’nda yer alanı, 40 386 ha genişliğindeki 4. evre sulama alanındaki tuzlu alanların, 1960–1980 yılları arasındaki dağılımlarını karşılaştırmışlardır. Yazarlara göre bölgede, tuzlu toprakların kapladığı alanlarda % 13, sodyumlu alanlarda % 64, şiddetli tuzlu ve sodyumlu alanlarda ise % 43 oranında artış olmuştur. Araştırmacılar, bu değişikliğin nedenlerini; üst havzadaki sulamadan gelen sızmalar, çalışma alanında sulama kanallarının olmaması nedeniyle drenaj sularının sulamada kullanılması, çevrede yer alan ırmaklardan ve lagünlerden oluşan sızmalar ve tuzlu tabansuyundan oluşan kılcal yükselmelere bağlamışlardır. Çetin ve Özcan (1999), Aşağı Seyhan Ovası’nın sulanan ve sulanmayan alanlarında ortaya çıkan sorunları araştırmışlardır. İnceleme sonucunda sulanan alanlarda gerçekleşen bitki deseninin, öngörülen hedeflerden oldukça farklı ve sulama oranının % 66-86 arasında değiştiğini saptamışlardır. Ayrıca, taban suyu gözlem alanının %50’sinde drenaj sorunu, % 4-5’inde ise taban suyu tuzluluğu sorunu olduğunu belirlemişlerdir. Öte yandan, tarla içi dren sistemlerinin drenajda bir iyileşmeye neden olduğunu, yağışlı mevsimlerde ise ırmakların taban suyunu beslediğini ve ana drenaj kanallarının taban suyunu drene ettiğini saptamışlardır. 8 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA Sürdürülebilir bir sulama yönetiminde ve iyileştirme projelerinde, tuzluluk zararının izlenmesi, her zaman, çok önemli olmuştur. Tuzlanma sorununun ortaya çıkarılması, izlenmesi ve tuzdan etkilenen toprakların haritalanması, bilinen bir konu olmasına karşın, dinamik bir sistemde uygulamak oldukça, zordur. Son yıllarda uzaktan algılama teknolojisinin, haritalamada ve niteliği bozulmuş arazilerin, özellikle tuzdan etkilenen arazilerin izlenmesinde kullanılması gerek zaman gerekse maliyet etkinliği sağlamıştır (Sharma and Bhargawa, 1988; Rao et al., 1991; Dwivedi, 1992; Srivastava et al., 1997; Dwivedi and Sreenivas, 1998; Khan and Sato, 2001). Çetin ve Diker (2003), Aşağı Seyhan Ovasında drenaj sorunlarını saptamak ve en uygun drenaj sistemini önermek amacıyla, 8494 ha’lık alanda DSİ’nin drenaj ölçütlerini göz önüne alarak, taban suyu, arazi yüksekliği ve tuzluluğun dönemsel ve yersel değişimini, coğrafi bilgi sistemi yaklaşımı ile incelemişlerdir. Çalışma sonucunda; irdelenen alanın % 99.8’ nin farklı düzeylerde drenaj sorunu olduğunu, ve sonuçta taban suyu düzeyinin süreçsel değişimden çok yersel değişime bağlı olduğunu vurgulamışlardır. Özcan ve Çetin (1998), Doğu Akdeniz’in kıyı bölgelerinde sulanan ve sulanmayan alanlarda taban suyu tuzluluğunun toprak tuzluluğu üzerindeki etkisini araştırmışlardır. Araştırma sonucunda, tabansuyu tuzluluğu ile toprak tuzluluğu arasında yakın bir etkileşimin olduğunu ve taban suyu tuzluluğunun 4 dS/m’den yüksek olduğu durumlarda, etkileşimin daha da yüksek olduğunu saptamışlardır. Araştırmada, ayrıca sulamanın toprak tuzluluğunu azalttığını, toprak tuzluluğu ile toprak bünyesi arasında da sıkı bir ilişki olduğu vurgulanmıştır. Çetin ve ark. (1999), Aşağı Seyhan Ovası (ASO) IV. Evre proje alanı topraklarının, hidrolik iletkenlik ve pH değerleri ile taban suyunun elektriksel iletkenlik ve SAR değerlerine ilişkin olasılık dağılım fonksiyonlarını belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; gözlem verilerini belirlenen sınır değerlerle karşılaştırmışlardır. K, EC ve pH gözlemlerinin tamamının güvenli limitler içinde kaldığını, SAR değişkeninde ise iki gözlemin sıra dışı olduğunu belirlemişlerdir. Diker ve ark. (1999), sulama sistemlerinin sulama birliklerine devir işleminin, taban suyu düzeyi ve niteliği üzerine etkilerini, Coğrafik Bilgi Sistemi yaklaşımı 9 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA kullanarak, incelemişlerdir. Bu amaçla, Aşağı Seyhan Ovası’nın 8484 ha’lık bir kesimi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, sulama birliklerinin araştırılan özellikler üzerine etkilerini kesin olarak belirleyememişlerdir. Çetin ve Kırda (2003), Aşağı Seyhan Ovası IV. Merhale sulama alanında düşük nitelikli su ile sulama yapılan 0.27 ha’lık pamuk ekili bir çiftçi parselinde, toprak tuzluluğunun zamansal ve yersel değişimini, iki yıllık bir süre ile anlamaya çalışmışlardır. Her iki yılda toprak tuzluluğunun, sulamanın başlangıcı ile azalmaya başladığını saptamışlardır. Araştırmacılara göre, ovanın bu bölgesinde kuru tarım yerine drenaj kanallarındaki su ile sulu tarım yapılmasının, toprak tuzluluğunu arttırma yönünden, bir riski bulunmamaktadır. Özcan ve ark. (2003 ), Aşağı Seyhan Ovası 4. Evre alanında yer alan 920 ha’lık bir pilot alanda arazi kullanımını, Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) ile izlemek ve değerlendirmek amacıyla yaptıkları çalışmada, arazi uygunluğu değerlendirmesinde ovadaki yaygın toprak serilerinden Çanakçı ve Mürsel serilerinin tüm bitkiler için uygun özellikler taşıdığı, Arıklı serisinin ise turunçgil, sebze ve bostan için orta derecede uygun olduğunu ve çiftçilerin arazi kullanımı seçiminde, alışkanlıklarının ve komşularının uygulamalarının etkili olduğunu, çalışma alanındaki arazilerin % 58’inin potansiyeline göre kullanılmadığını belirlemişlerdir. Topraklarda tuzluluğun giderilmesinin çok pahalı bir süreci içermesi, tarımcıları daha ekonomik ve uygulanabilir çözümler aramaya itmektedir. Tuza dayanıklı bitkilerin veya bir cins ya da türe ait çeşitlerin belirlenip ayrımlanarak kullanılması, dünyada da sıkça başvurulan bir yöntemi simgelemektedir. Kanber ve ark (2004), tuzlu ve alkali alanlarda, pahalı yatırımları gerektiren büyük boyutlu drenaj sistemleri yerine, tuza dayanıklı yeni bitki tür ve çeşitlerinin eldesi için biyoteknolojik çalışmaların özendirilmesini ve halofitlerin kullanım alanları konusunda bilimsel çalışmalar yapılması gerekliliğini vurgulamışlardır. 2.3. İklim Değişikliğinin Sulama Üzerine Etkisi ile İlgili Çalışmalar Tarım farklı parametrelerden etkilenen karmaşık ve dinamik bir sektördür ve tümüyle iklime bağlıdır. Küresel ısınma sonucu oluşacak iklim değişikliğinin etkisi, 10 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA bölgelere göre değişmekle birlikte, ürün verimliliği ve maliyeti üzerinde olumsuz olacağı açıktır (IPCC, 2001). IPCC’nin üçüncü değerlendirme raporuna göre, tropikal, sub-tropikal ve orta enlemlerde, potansiyel ürün veriminde ve varolan su miktarında azalma olacaktır. Dünyanın kimi bölgeleri iklim değişimi karşısında daha duyarlıdır ve değişimden daha fazla zarar görmeye eğilimlidir. Ekonomik ve sosyal koşulların durağan olmadığı gelişmekte olan ülkeler, iklim değişimi karşısında, gelişmiş ülkelere göre daha duyarlıdırlar. Teknolojik gelişimi yeterli olmayan Akdeniz Havzası’nın güneyindeki ülkelerde kuraklık ve sel zararları çok fazladır. Bu ülkelerde yetişen Akdeniz bitkileri yıldan yıla değişen hava koşullarına karşı çok duyarlıdırlar. Anılan tüm bu nedenlerden dolayı söz konusu ülkelerin duyarlı çeşitlerinin ve bunların boyutlarının tanımlanması, iklim değişikliği etkilerinin azaltılması ve tarımsal ile endüstriyel adaptasyonlarının araştırılması, rasyonel su kaynağı yönetimi stratejisi için mutlak gerekli ve çok acildir (Iglesias, 2001). İklim değişikliği, hidrolojik sistem ve çevrim ile su kaynakları üzerine baskı yapan pek çok unsurdan biridir. Değişen toprak kullanımı ve toprak yönetim uygulamaları (tarımsal kimyasalların kullanımı gibi) hidrolojik düzeni değiştirmektedir. Sonuç olarak, su kaynakları miktar ve kalitesi de gün geçtikçe gerilemektedir. Genel olarak, değişen gereksinimler bazı ülkelerde kişi başına istemleri düşürmesine karşın, mevcut kaynaklar üzerindeki baskıyı arttırmaktadır. Buna bağlı olarak su yönetiminin hedefleri ve süreçleri de değişmektedir. Su yönetim uygulamalarındaki değişimler, iklim değişmesinin su sektörünü nasıl etkileyeceğini duyumsanır bir şekilde göstermiş ve buna bağlı olarak kimi ülkelerdeki su yöneticileri, iklim değişmesini özel ve net bir şekilde ele almaya başlamıştır. Bunun uygulanmasında başvurulan yöntemler, henüz iyi tanımlanmamıştır. Hem ülke içinde hem de ülkeler arasında uzun vadeli su kaynaklarının planlaması için yürürlükteki kurumsal düzenlemeler tam geliştirilememiştir. Su idarelerinden, düzenleyiciler tarafından, gelecekteki kaynak ve böylece yatırım tahminlerini değerlendirirken, iklim değişikliğini “göz önünde bulundurmaları” istenmiştir. 11 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA İklim değişikliğinin etkisi ile pek çok aşırı hidrolojik olay, seller ve kuraklık, meydana gelmiş ve bu yüzden hidrolojik verilerde ortaya çıkan riskli eğilimler üzerinde de çok sayıda çalışma gerçekleştirilmiştir. Yıldan yıla ortaya çıkan akış değişimlerinin sıcaklıktaki değişmelerden çok, yağışlardaki değişmelere bağlı olduğu anlaşılmıştır (Krasovskaia, 1995; Risbey ve Entekhabi, 1996). Tarımsal uygulamaların doğrudan göstergesi olan ‘’tarımsal girdiler”, iklim değişikliği tarafından en çok etkilenen bileşkelerdir. Değişen iklim, tarımsal uygulamaları değiştirmekte ve topraktaki kimyasal süreçleri de etkileyebilmektedir. Buda toprakların genelde ürün yetiştirme yeteneklerini/kalitelerini ve/veya özel ürün yetiştirebilme kalitelerini düşürmektedir (White ve Blum, 1995). İklimin değişmesi, suya yönelik istemlerin üzerinde potansiyel bir etki oluşturmaktadır. Tarımdan gelen istemler ise, özellikle, sulamaya yönelik olanlar iklim değişmesine karşı çok daha duyarlıdır. İlk olarak, yerel iklimde, sulamanın zamanlaması ve ona duyulan gereksinim düzeyi değişebilir. Artan kuraklık, artan istemlere yol açabilir; ancak, eğer toprak nem içeriği yılın kritik dönemlerinde artarsa, bu talepler azalabilir. Küresel çapta ise net sulama gereksinimlerindeki artışlar ve düşüşler büyük ölçüde birbirlerini dengelemektedir. Kullanım için çekilen su miktarlarındaki asıl değişmeler, suyun sulama için verimli bir şekilde kullanılmasına bağlıdır. İklim değişikliğinin sulamaya yönelik istemdeki potansiyel etkisi, atmosferde gittikçe artan CO2 derişimine bağlı olarak artmaktadır. Yüksek CO2 derişimleri, bitki stoma gözeneklerinin iletkenliğini azaltmakta ve sonuçta bitki su gereksinimini arttırmaktadır (Şen, 2005). İklim değişimi, su yönetiminde günümüzde varolan baskıları arttırmaktadır ve sürdürülebilir yönetim stratejilerine ilişkin tartışmalara yeni boyutlar kazandırmaktadır. Su yönetimleri, değişimin büyüklüğü ve yönü bilinmediği için, nasıl karlı ve verimli bir şekilde iklim değişmesine uyum sağlayabilir? Geleneksel olarak, su kaynağı yöneticileri, geleceğin kaynak tabanının, geçmişin kaynak tabanına benzeyeceğini varsaymaktadır. Günümüzde, bu bağlamda, belli başlı iki konu tartışılmaktadır. Bunlar belirsizliklerin baskın olduğu durumlarda seçeneklerin değerlendirilmesi ve bu değerlendirmelerden yola çıkılarak arazi ve su yönetim kararlarının verilmesiyle ilgilidirler. 12 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sevgi DONMA Seçeneklerin değerlendirilmesinde uygulanan teknikler, senaryo ve risk analizini içermektedir. değerlendirilmesinde Senaryo merkezi bir analizi, rol iklim değişmesi etkisinin oynamaktadır ve kaynağı su değerlendirilmesinde yaygın olarak uygulanmaktadır. Senaryo analizinde, iklim değişikliği etkisinin değerlendirilmesinde olduğu gibi, genel bir eğilim olarak, farklı senaryoların etkilerinin benzeştirilmesi yapılmaktadır. Ancak, su kaynağı değerlendirmesinde, genel olarak, farklı iklim senaryolarından çok, farklı istem ve işletim senaryoları önem kazanmaktadır. İklim modelleri atmosferde, biyosferde ve yeryüzündeki kar ve buz çökeltilerin bütünündeki (kriyosferdeki ) fiziksel parametreleri (radyasyon bütçesi, okyanus akımları, hidrolojik dönüşüm ve karbon dönüşümü gibi) açıklayan bir dizi matematiksel eşitliklerdir. Söz konusu eşitliklerin çok karmaşık olmasından dolayı, modellerde kullanılacak bilgisayarların çok donanımlı olması gereklidir. Son on yıldır iklim değişiminin su kaynakları üzerine potansiyel etkisini araştıran çok sayıda analizler yapılmıştır. Bunlar içerisinde kabul görenlerin birçoğu bilgisayar benzeşimi şeklinde olanlardır. Benzeşimler, tipik olarak, gelecek iklim senaryolarını genelleyen Küresel Dolaşım Modeli (GCM) ile başlar ve gelecekte yağış ve sıcaklıkta oluşabilecek değişim kestirimleri (yağış-akış modelleri) ile gelecekteki akım senaryoları üretirler. Bir akarsu havzası veya bölge için üretilen bu veriler, bölgenin su kaynakları performansının hesaplandığı modelde girdi olarak kullanılır (Lettenmaier et al., 1999). 13 3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA 3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal 3.1.1. Çalışma Alanı, Topoğrafya ve Toprak Özellikleri Türkiye’nin güneyinde, Doğu Akdeniz bölgesinde yer alan Aşağı Seyhan Ovası Sulama Sistemi, Cumhuriyet döneminin ilk sulama projelerinden biridir. Bu proje kuzeyde Toros dağlarının etekleri, güneyde Akdeniz, doğuda Ceyhan Nehri, batıda Berdan nehri ile sınırlanmıştır. Devlet Su İşleri tarafından 1980 yılında yapılan planlama çalışmaları sonucunda ovanın yaklaşık 213 200 hektar genişliğinde bir alanı kapsadığı ve toplam sulanabilir alanın ise 172 000 hektar olduğu belirlenmiştir. Ovada modern sulama 1942 yılında inşa edilen Seyhan regülatörü ile başlamış ve 1956 yılında sulama, elektrik üretimi ve taşkın önleme amaçları için Seyhan Barajı inşaatı ile bölümler halinde ve şu ana kadar 133 000 hektar alanı sulamaya açılmış olan bu proje, Seyhan Nehri Havzasının delta kısmında yer alır.Seyhan nehri ovayı ikiye böler. Seyhan nehri ile Berdan nehri arasında kalan kısma Tarsus Ovası, Seyhan Nehri ile Ceyhan nehri arasında kalan kısma Yüreğir Ovası adı verilmektedir ( Şekil 3.1). Şekil 3.1. Çalışma Alanı, Sulamanın Gelişme Evreleri 14 3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA Ovanın topoğrafyası düz ve düze yakındır. Kuzey kesimlerde deniz seviyesinden maksimum yükseklik 40 m ile başlamakta güneye doğru inildikçe sıfır metrelere kadar inmektedir. Eğim % 1 ile % 0.1 arasında değişmektedir. Ovanın jeolojisi iki grupta incelenebilir. Birinci grupta değişik yaşlı kireç taşları, konglomera, marn ve benzeri materyallerden oluşan yüksek araziler, ikinci grupta ise yakın zamanda depolanmış ( Holosen) alüviyal materyaller yeralmaktadır.. Alüviyal alan E-5 karayolunun hemen güneyinden başlayarak Akdenize kadar uzanmaktadır. Çalışma alanında, yedi farklı fizyografik toprak ünitesi vardır. Genel olarak iki ana bölümde yoğunlaşan fizyografik gruplar, farklı toprakların alandaki dağılımları ile sıkı bir ilişki içerisindedir. Bu fizyografik gruplar yüksek araziler ve alüviyal taban arazilerdir. Aluviyal topraklar, hafiften çok ağır bünyeye, sorunsuz topraktan tuzlu-alkali toprağa kadar değişik sorunlar içermektedirler ( Dinç ve ark.,1990). 3.1.2. İklim Çalışma alanında kışları ılık ve nemli yazları sıcak ve kurak tipik Akdeniz iklimi hakimdir.Yıllık ortalama yağış 642 mm, ortalama sıcaklık 18°C, ortalama oransal nem % 70 ve toplam buharlaşma 1560 mm civarındadır.Thornthwaite’e göre çalışma alanı ‘’ kurak- az nemli 3. derece mesotermal, su fazlası çok ve kışın olan denizsel iklim’’ tipi; Soil Survey Staff’a göre, ise toprak rutubet rejimi Xeric, toprak sıcaklık rejimi Thermic’tir ( Dinç ve ark.,1990). Çalışma alanına ait yıllık toplam yağışlar Şekil 3.2 ’de verilmiştir. 15 3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA 1400 Yıllık toplam yağış (mm) 1200 1000 800 600 400 Adana 200 Karatas 19 80 19 82 19 84 19 86 19 88 19 90 19 92 19 94 19 96 19 98 20 00 20 02 20 04 19 78 19 76 19 74 19 72 19 70 0 Yıllar Şekil 3.2. Adana ve Karataş Meteoroloji İstasyonları Yıllık Toplam Yağış Değerleri 3.2. Yöntem Çalışmada, iklim değişikliği sürecinde ovanın sulanır kesimlerinde meydana gelebilecek olası sorunların irdelenmesi için kimi önemli konular ele alınarak incelenmiştir. 3.2.1. Ele Alınan Konular 3.2.1.1. Aşağı Seyhan Ovasında Sulama Sorunları Aşağı Seyhan Ovasındaki var olan sulama sistemindeki tipik problemleri belirlemek için 2002 yılı yaz ayında sulama birlikleri ziyaret edilerek anket yapılmıştır. Ankette yeralan kimi sorular, alt başlıklar halinde, aşağıda özetlenmiştir. Bitki deseni ile ilgili veriler "DSİ' ce İnşa Edilerek İşletmeye Açılan Sulama ve Kurutma Tesisleri Mahsul Sayım Sonuçları" kitaplarından alınmıştır. Sulamaya alınan su miktarlarına ilişkin veriler, DSİ kayıtlarından alınmıştır. Kayıtlar, günlük bazda tutulmaktadır. Kayıtlar, regülâtörden sağ ve sol iletim kanallarına bırakılan ve Seyhan barajından doğrudan su alan TS0 ve YS0 ana sulama kanallarına alınan su miktarlarını kapsamaktadır. İletim kanallarından sonra ana 16 3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA kanallara bırakılan su miktarları ile ilgili veriler kullanılabilir durumda olmadığı için değerlendirmede dikkate alınmamıştır. Drenaj kanallarında su ölçüm aleti yoktur. 3.2.1.2. Aşağı Seyhan Ovasının Sulamaya Açılmış Bölümündeki Tabansuyu Düzeyi ve Tuzluluktaki Dönemsel Değişimler Tabansuyu ve Tuzluluk verileri DSİ kayıtlarından, yağış verileri Devlet Meteoroloji Enstitüsünden (DME) elde edilmiştir. Taban suyu gözlem kuyuları, DSİ Standartlarına göre, 4 m derinlikte açılmışlardır. 1980’li yıllarda 626 adet gözlem kuyusu yapılmış; sonraki yıllar içerisinde bu sayı artmış ve 1990’lı yıllarda sulanan tüm alanı kapsayacak şekilde 1134’e ulaşmıştır. Bu gözlem kuyularında, DSİ tarafından her ay taban suyu derinliği; yılda bir kez, sulamanın en yoğun olduğu ayda, su örnekleri alınarak, laboratuvarda, elektriksel iletkenlik (EC) değerleri ölçülmektedir. Çalışma için bulunan en eski arşiv verileri 1980’li yıllara aittir. Çalışmada, her 10 yıllık döneme ait birbirini izleyen yılların veri seti (1984, 1985, 1992, 1993, 2002 ve 2003) seçilmiştir. Analiz sonucunda 10 yıllık dönemlerdeki değişimin yıllık değişimden daha önemli olduğu saptanmış ve yersel değişim verileri uygun olan 3 veri seti (1985, 1993 ve 2003) ile karşılaştırma yapılmıştır. Gözlem kuyularının doğru yerlerde olup olmadığını saptamak için, gözlem kuyularının birbirleri ve en yakın drenaj kanalı arasındaki mesafelerin karşılaştırılması yapılmıştır. Çalışma sonunda, gözlem kuyuları arasında ortalama uzaklığın, 1980’li yıllarda 282 m , 1990’lı yıllarda ise 250 m olduğu saptanmıştır. Kuyular arasındaki uzaklığın, gereksinime yanıt verecek uzaklıkta olduğu saptanmıştır. Yıl içerisinde tahrip olan ve kuruyan kuyular, analizde kullanılmamışlardır. Analiz edilen kuyu sayısı 1984-85 döneminde 300, 1992-1993 döneminde 754, 2002-2003 döneminde ise 759 adet arasında değişmiştir. Arazi kullanımı ile ilgili olarak, üç kaynaktan elde edilen verilerden yararlanılmıştır: 1985 (Nisan 25, Temmuz 30 ve Kasım 3), 1993 (Temmuz 27 ve Ekim 4) ve 2003 (Mayıs 5, Haziran 30, Ağustos 17 ve Ekim 4) tarihlerine ilişkin 17 3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA LANDSAT-TM görüntüleri, DSİ sulama şebekesi haritaları ve DSİ tarafından 1/5000 ölçekli haritalara işlenerek arşivlenen, gerçekleşen bitki deseni verileridir. 1985, 1993 ve 2003 yıllarına ait LANDSAT-TM görüntülerinde sınır koşulları yazılımı kullanılarak çiftçi parselleri bulunmuştur. Daha sonra bu veriler gerçek yer verileri ile doğrulanarak bitki desenleri görüntüleri oluşturulmuştur. Sulama sezonunu yansıtabilen en iyi görüntünün 1985 yılı (Şekil 3.3) olduğuna karar verilmiştir. Şekil 3.3. Arazi Kullanım Haritası (1985) Toprak verileri için Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü tarafından tüm ova için hazırlanan dijital detaylı toprak haritası kullanılmıştır (Dinç ve ark., 1995). Taban suyu değişimi ile toprak bünyesi arasındaki karşılıklı ilişkiyi hesaplamak için toprak tekstürü sınıflaması tekrar yapılmış ve kil içeriklerine göre 8 sınıf oluşturulmuştur. İlişki denkleminin ve belirleme katsayısının kestiriminde toprakların kil içerikleri kullanılmıştır. Taban suyu düzey değişimlerine, sulama işletmeciliğinin ve diğer etmenlerin etkilerini saptamak için, aylık taban suyu derinliği ile arazinin denizden yüksekliği (kotu-m), toprağın kil içeriği (%) ve aylık bitki su gereksinimi (mm) arasında oluşturulan ilişki denklemelerinden yararlanılmıştır. Aynı analizler, yıllık dalgalanma (maksimum taban suyu düzlem derinliği, minimum taban suyu düzlem derinliği, yıllık değişim aralığı) için yapılmıştır 18 3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA 3.2.1.3. Aşağı Seyhan Ovası, Sulamaya Açılmamış Alanlarda Tabansuyu Düzeyi, Tuzluluğu ve Toprak Tuzluluğundaki Dönemsel Değişiklikler Bu alanda 12 adet yeni taban suyu gözlem kuyusu açılmış, değişik bitki ekilişlerinin bulunduğu 50 ayrı noktadan aylık toprak ve su örnekleri alınarak laboratuvar analizleri yapılmıştır. Taban suyu düzeyi, sulanan alanlardaki gibi, aylık olarak ölçülmüş ve her ay alınan taban suyu örneklerinde elektriksel iletkenlik değerleri (EC-dS/m) Devlet Su İşleri 6. Bölge Müdürlüğü Kalite ve Kontrol Laboratuvarında ölçülmüştür (USDA, 2004). Toprak tuzluluğu, ECe olarak, 1:2.5 toprak-su karışımında laboratuarda (USDA, 2004) ve EMI (Elektromanyetik Indüksiyon Yöntemi-mS/m: (Metre Siemens/Metre) yöntemiyle EM38-DD aygıtı kullanılarak, arazide ölçülmüştür (McNeil, 1980). Ölçümler, Haziran 2005 ile Kasım 2006 tarihleri arasında 50 ayrı noktada yapılmıştır. Ölçüm noktaları, Dinç ve ark.,’na (1990) göre, çalışma alanındaki toprakların dağılım büyüklüğü gözönüne alınarak saptanmıştır. Her ölçüm noktasında, , kuzey-güney ve doğu-batı yönünde, 30 metrelik aralıklarla 5-10 paralel ölçüm yapılmıştır (Ek 2) ( Şekil 3.4). EM değerlerini sınamak için 1, 14, 20, 26 ve 46 no’lu ölçüm noktalarından yüzey, 0-30, 30-60, 60-90, 90-120 cm derinliklerden toprak örnekleri alınmıştır. Anılan derinliklerde kalibrasyon amacıyla ayrıca, TDR (Time Domain Reflectometre ) ile ölçümler yapılmış; ancak, EM ve laboratuvar analiz sonuçlarının kendi aralarında uyum göstermesi, buna karşı TDR ölçümlerinin, toprak horizonlarındaki su içeriğinin mevsimsel ve arazi kullanımlarındaki farklılıklar yüzünden değişime nedeniyle TDR duyarlılığı düşmüş; ECe ve EM ölçümlerine uyum gösterememiştir. Sayılan nedenlerle, Eylül 2005’den sonraki ölçümlerde TDR kullanımına son verilmiş ve ECe ile EM ölçümlerinin topraktaki uyumlu artma-azalma eyilimleri dikkate alınmıştır. Taban sularında, Sodyum Adsorpsiyon Oranı (SAR) değerleri, USDA’ (2004)’te verilen yöntemler izlenerek saptanmıştır. Toprakların tuzlulaşmasında, sulamanın tabansularına olan etkisini saptamak amacıyla Ağustos 1990 ile Ağustos 2005’e ait LANDSAT verileri kullanılarak, tuzlu 19 3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA araziler incelenmiştir. Tuzlanmadan etkilenen araziler, arazi gözlemleri, toprak haritası ile tanımlanmıştır ( Dinç ve ark.,1990 ). EM ve laboratuar ölçümleri, çalışma başlangıcında ASO-4.üncü evrede DSİ tarafından bu çalışma için açılan taban suyu gözlem kuyuları değerleri ile Dinç ve ark.(1990) ile Özcan ve ark. (1996) tarafından elde edilen bulgularla karşılaştırılmıştır. Sulamanın tabansuyu üzerinde oluşturduğu etkinin toprak tuzluluğuna katkısını değerlendirmek amacıyla 2005 yılına ilişkin bölgenin LANDSAT TM görüntüsü kullanılmıştır. Bu görüntüdeki tuzlu alanların belirlenip sınıflandırılmasında Kume ve ark. (2007) tarafından oluşturulan arazi ölçüm yöntemleri ve Dinç ve ark. (1990) tarafından geliştirilen toprak haritası kullanılmıştır. Şekil 3.4. Toprak örneklerinin alınması ve EM ölçümleri 20 3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA 3.2.1.4. Aşağı Seyhan Ovası Sulanır Alanlarında İklim Değişimi ve Seçeneksel Bitki Deseni: Bölgesel Benzeşim Analizi İklim değişikliğinin Seyhan Havzası tarımsal üretimi üzerindeki etkilerini belirlemek için, Varsayımsal-Isınma (Pseud- Warming) yaklaşımıyla elde edilen yağış verileri kullanılmıştır. Analiz sonunda, 2070’li yıllar için havzada kullanılabilecek su miktarı kestirilmiştir. Buradan, Aşağı Seyhan Ovasında toplam (brüt) üretim değerini tepe değere çıkaran (maksimize eden) bitki desenleri oluşturulmuştur. Çalışmada, risk analizlerinde kullanılan Beklenen Değer-Varyans modeli esas alınmıştır. Model, toplam brüt üretim değerinin en yüksek olabileceği bitki desenlerini, risk katsayıları ile ifade etmektedir. Anılan katsayının yüksek olması, riskin yüksekliğini göstermektedir. Model, Aşağı Seyhan Ovasında toplam üretim değerini tepeye çıkaran çözümleri, yetiştirilmesi olası bitki yüzdeleri ile vermektedir. Modelin benzeşimi üç farklı duruma göre yapılmıştır. Bunlar; a) mevcut durum ve mevcut sulama teknikleri; b) iklim değişikliği ve su yapıları yatırımının yetersizliği; ve c) iklim değişikliği ve su yapıları yatırımın yeterli olması durumu. Model aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir: Max Z = ∑ c j X j − Φ∑∑ s jk X j X k (1) ∑ pjX j ≤b (2) j s.t j k j ∑ X j =1 (3) j ve Xj >= 0 bütün j’ler için, Eşitlik 2, ASO’da bir dekarda kullanılan su miktarının, kullanılabilir su miktarına eşit veya daha az olduğunu göstermektedir. Burada Xj, jth bitkisinin ekim alanı, c j , j bitkisinden elde edilebilecek dekara toplam üretim değeri, Sjk, j ve k bitkileri üretim değerleri arasındaki kovaryans, Pj , Jth bitkisinin dekara su gereksinimi, b 21 3. MATERYAL VE YÖNTEM Sevgi DONMA dekarda kullanılabilecek maksimum sulama suyu gereksinimi, Ф risk katsayısı. Bu katsayının yüksek olması, karar vericilerin daha fazla risk altında olduğunu göstermektedir. Model, birim alandan (dekar) elde edilebilecek maksimum brüt üretim değerinin elde edilebileceği bitkilerin yüzdelerini, farklı düzeylerdeki, risk katsayıları ile ifade etmektedir. 22 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA 4. 1. Aşağı Seyhan Ovasında Sulama Sorunları 4.1.1. Anket Çalışması Aşağı Seyhan Ovasındaki var olan sulama sistemindeki tipik problemleri belirlemek için 2002 yılı yaz ayında sulama birlikleri ziyaret edilerek anket yapılmıştır.Aşağıda verilen çiftçilerin belirttikleri sorunlar genellikle suyun kullanımı ile ilgili olmuştur, bunlar: a) Sulamanın yoğun olduğu aylarda su paylaşımı sıkıntısı, b) Sulama kanallarının eskimesi ve yenilenmesindeki ekonomik zorluklar, c) Drenaj kanallarının işletme ve bakımının sorumluluğu ve d) Su ücretlerinin toplanmasındaki sıkıntılardan oluşmaktadır. 4.1.2. Arazi Kullanımı Yapılan arşiv çalışmasında ASO projesinin planlanması sırasında öngörülen bitki deseni ile son 30 yılda gerçekleşen bitki deseni arasında büyük farklılıklar olduğu görülmüştür. 23 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 1200 Ekim alanı (1000) da 1000 meyve soya bostan sebze pamuk narenciye mısır II.ürün mısır 800 600 400 200 19 64 19 68 19 71 19 74 19 77 19 80 19 83 19 86 19 89 19 92 19 97 20 00 20 03 0 yıllar Şekil 4.1. Aşağı Seyhan Ovasında Ekimi Yapılan 8 Ana Bitkinin Ekim Alanlarındaki Süreçsel Değişim (1964–2004) Şekil 4.1, ASO’daki bitki deseninin yıllar içerisindeki durumunu, Çizelge 4.1 ise yaygın olarak ekimi yapılan ana bitkilerin yıllık yetişme dönemleri( ekim-hasat) göstermektedir. Pamuk 1990’lı yıllara kadar ana bitki olarak bitki deseni içerisinde yer almasına karşın ürün desenine farklı bitkilerin girmesi 1980’li yılların ortasına rastlamakta ve 1990’lı yılların ortasında mısır ana ürün olarak bitki deseni içerisinde yer almaktadır. Ürün deseninde turunçgil ekim alanlarının artması ile 2000’li yıllarda bitki deseni sabit bir duruma gelmiştir. Bitki desenindeki değişikliğin nedenleri ; ürün fiyatı, işçilik ve suyun elverişliliği gibi sosyo-ekonomiktir. Çizelge 4.1. Ovadaki Ana Bitkilerin Yetişme Dönemleri 24 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 4.1.3. Su Yönetimi Sulama birlikleri sulama mevsimine girmeden önce, kendi sorumluluk alanlarındaki su gereksinimlerini ,çiftçilerden ekecekleriyle ilgili topladıkları sulayıcı bilgi formlarına göre, ekilecek bitkilerin gelişme dönemlerindeki su ihtiyaçlarını, DSİ İşletme ve Bakım Dairesince bitkilerin ekim ve hasat tarihlarine göre hazırlanan ‘ DSİ Sulamalarında Bitki Su Tüketimleri ve Sulama Suyu İhtiyaçları’ ( DSİ,1988) kitabındaki su tüketimleri değerlerini kullanılarak hesaplanmakta, daha sonra bu değerler ekilecek bitki yüzdesi ve kanal kayıpları ( iletim 0,8 ve çiftlik 0,6) ile çoğaltılarak aylık su ihtiyacı belirlenmektedir. Sulama mevsimi içerisinde ise iletim kanallarından her bir sulama birliğinin alanına hizmet eden ana kanallara ayrım noktalarında suyun ölçümünü doğru bir biçimde yapmaktadırlar. Ovada ana sulama kanalları beton kaplamalı, yedek ve tersiyerlerin çoğunluğu ise kanalet tipindedir.Kanalların eskimesi ve bakım onarımın yetersizliğinden dolayı sızma kayıpları oldukça yüksektir. Ovada sulamada kullanılan su miktarı Şekil 4.2’de gösterilmiştir. Zaman içerisinde 2. ürün bitki ekimlerinin yapılması, su tüketimi daha fazla olan bitkilerin ürün deseninde yer alması, 4. bölüm olarak adlandırılan ve henüz sulama şebekesi tamamlanmamış alanlara drenaj kanalları ve toprak arklar vasıtası ile su gönderilmesi ve gönderilen suyun birliklerce yeterince kontrol edilememesi gibi nedenlerle sulamada kullanılan su miktarı artmıştır. Birlikler tarafından sulama mevsiminden önce hesaplanan su ihtiyacı ile sulama mevsiminde kanallara verilen su miktarı arasında da son yıllarda büyük farklılıklar vardır. 25 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA Sul.Kul. su mik.(Mm3) 1500 1400 1300 1200 1100 1000 900 02 20 00 20 98 19 96 19 94 19 92 19 90 19 88 19 19 86 800 Yıllar Şekil 4.2. ASO’da Sulamada Kullanılan Su Miktarı ve Su Miktarındaki Değişimler Ulusal bütçedeki ekonomik yükü azaltmak için, sulama işletmeciliği 1994 yılından itibaren toplam sayıları 18 olan sulama birliklerine devredilmiştir. Sulama sistemlerinin, DSİ’den sulama birliklerine devredilmesinden sonra planlamada bulunan su miktarı ile sulamada gerçekte kullanılan su miktarı arasında büyük bir farklılık gözlemlenmiştir. Bu farklılığın nedenleri şunlar olabilir; Sulama birlikleri çiftçilerden, ekecekleri bitkileri belirleyen formları toplamakta geç kalmaktadırlar, bazı sulama birlikleri su taleplerini hesaplama yeteneğinde değildirler ve gerçek kanal kayıpları çok dikkate alınmamaktadır. Başka bir deyişle hesaplamalarda kullanılan kayıplar gerçek kayıplardan daha düşüktür. Sulama birliklerine sulama işletmeciliği devredilirken, sulama kanallarının tamamının devredilmesine rağmen, ana drenaj kanallarının bakım-onarım sorumluluğu DSİ’de kalmıştır. Çiftçilerin birçoğu drenaj kanallarının bakım-onarım masraflarını üstlenmek istememektedirler. Bilindiği gibi drenaj kanalları bir sulama sisteminin önemli bir öğesidir. Drenaj kanallarının bakım-onarımının yapılmaması gelecekte önemli bir çevre sorunu yaratabilir. Ovadaki sulama birliklerinin çalışmalarını sürdürebilmeleri tamamıyla sulama ücretlerini toplayabilmelerine bağlıdır. 26 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA Çiftçilerin sulama sisteminin işletme ve bakımına katılımını sağlanması olumlu bir adımdır. Ancak su ücretinin belirlenmesi halen alan bazında yapılmasından dolayı sulama işletmeciliğinin devri, su tasarrufu anlamında başarılı olamamıştır. 4.2. Aşağı Seyhan Ovasının Sulanan Bölümündeki Tabansuyu Düzeyi ve Tuzluluktaki Uzun Dönem Değişiklikler 4.2.1. Tabansuyu Düzlemi Değişimi Şekil 4.3 ve 4.4 analiz dönemlerine ait aylık ortalama tabansuyu derinliğini ve tabansuyu dalgalanma aralığını göstermektedir. Gözlemi yapılan son 20 yılda tabansuyu derinliğinde kayda değer bir yükselme veya iniş görülmemiştir.2002-2003 dönemine ait tabansuyu dalgalanma aralığı çok dar olmuş ve toprak yüzeyinin 150 cm altında sabit kalmıştır. Bu dönemdeki kış yağışlarının diğer dönemlerden daha az olmasına rağmen, kış aylarındaki taban suyu düzeyi oldukça yüksektir.Sulama sezonunda ise taban suyu düzeyi kış dönemine göre 10 cm daha yüksekte seyretmiş ancak keskin bir pik oluşmamıştır. Tarla içi dren sistemleri toprak yüzeyinden itibaren 150 cm aşağıya yerleştirilmiştir. Aşırı sulama ile gelen su bu seviyenin üzerinde kalmaktadır. Tabansuyu derinliğin yılda bir kezde olsa toprak yüzeyine en yakın olduğu durumun yersel dağılımı ve bu durumun oluştuğu aylar Şekil 4.5 ve 4.6’da verilmiştir. Sulamada kullanılan su miktarının son yıllarda artış göstermesine ve projenin başlangıcında döşenen tarla içi drenaj sisteminin birçoğunun işlevini yitirmesine rağmen son 20 yıl içerisinde minimum taban suyu derinliğinde önemli bir değişiklik saptanmamıştır. 27 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 1985 1993 Derinlik (cm) 2003 Şekil 4.3. ASO’da Aylık Ortalama Tabansuyu Derinliği 28 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 1985 1993 Dalgalanma Aralığı (cm) >180 160-180 140-160 120-140 100-120 80-100 60-80 40-60 20-40 <20 2003 Şekil 4.4. Ovadaki Tabansuyu Dalgalanma Aralığı 29 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 1985 1993 Derinlik (cm) 2003 Şekil 4.5. Yıllık Minimum Tabansuyu Derinliği. 30 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 1993 1985 Aylar Ocak-Mart Nisan-Mayıs Haziran-Temmuz Ağustos-Eylül Ekim-Kasım 2003 Şekil 4.6. Minimum Derinliğin Oluştuğu Aylar. 31 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA Tabansuyu derinliğinin 1985 yılında minimum olduğu mevsim yaz ortası veya Ocak ayıdır. Derinlik değişim aralığı oldukça yüksektir.1993 yılında ise Haziran-Temmuz ve Kasım-Aralık iki yeni doruk oluşmuştur. 2003 yılında sağ sahil sulama alanının büyük bir kısmında kış aylarında bir doruk olmasına rağmen sol sahilde açık bir doruk gözlemlenmemiştir. Bu yıldaki taban suyu değişimi aralığı ise oldukça dardır.Bitki deseninin çeşitlenmesi ile sulama sezonunun uzaması ve sulamada kullanılan su miktarındaki artış gibi nedenlerden dolayı tabansuyu tablasının mevsimsel değişim trendinin kaybolduğu söylenebilir. 4.2.2. Tabansuyu Tuzluluğunun Dağılımı Tabansuyu elektriksel iletkenliğinin değişimi şekil 4.7 ‘de gösterilmiştir. Ölçümler yılda bir kez sulamanın en yoğun olduğu ayda (Temmuz) yapılmıştır. zun dönemde tabansuyu tuzluluğunda sürekli bir azalma saptanmıştır. Sulamada kullanılan suyun artışı tuz konsantrasyonunu azaltmıştır. Ovaya sulama getirilmeden önce, kuru koşullarda pamuk tarımı yapıldığı dönemlerde yüksek düzeyde bir tuzluluk sorununun varlığı saptanmıştır (Dinç ve ark., 1991). O dönemlerdeki kuru yaz koşulları toprak yüzeyinde tuzun birikmesinin ana nedenlerinden biri olarak gösterilmektedir. Sulamadan sonra ise sulama suyu toprak su hareketini aşağıya doğru, başka bir deyişle tersine döndürmüştür. Tarlaya uygulanan su düzeyi (yağış ve sulama suyu) son yıllarda 1500 mm ye yükselmiştir. Bu durumun da tuzluluktaki azalmaya katkıda bulunma olasılığı vardır. Ayrıca, sulama suyunu sağlayan Seyhan barajının suyunun da sodyum içeriği oldukça düşük olması da tuzluluğun azalmasında bir etkendir. Buna karşın, tuzun kökenini bilmeden son 20 yılda sulama ile toprak profilinden tuzun yıkandığını söylenemez. Sonuçta, ovada çok iyi projelendirilmiş açık drenaj şebekesinin de katılımı ile topraktaki tuz kök bölgesinin altına indirilmiştir. 32 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 1984 1993 EC dS/m (dS/m) <0.5 0.5-1.0 1.0-1.5 1.5-2.0 2.0-2.5 2.5-3.0 3.0-4.0 4.0-5.0 5.0-10.0 >10.0 2003 Şekil 4.7. ASO’da Tabansuyu Tuzluluk Dağılımının On Yıllık Aralıklarla Değişimi 33 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 4.2.3. Toprak Yapısı, Arazi Kullanımı ve Yüksekliğinin Tabansuyu Düzlemi Üzerindeki Etkisi Tabansuyu düzleminin dalgalanmasının temel unsurları ( maksimum-yılda bir kez en yüksek olduğu düzey, minimum-yılda bir kez en düşük olduğu düzey, ve dalgalanma aralığı) ile yükseklik (m), EC (dS/m), kil içeriği (%) ve bitki desenine göre hesaplanan sulama suyu (mm) arasındaki ilişki çizelge 4.2’ de özetlenmiştir. Bu unsurlar ile taban suyu dözeyi dalgalanması arasında önemli bir korelasyon bulunamamıştır.Vurgulanan unsurlarla aylık taban suyu derinliği arasında da önemli bir korelasyon bulunamamıştır. Aylık tabansuyu düzlemi dalgalanmasının kuyuların bulunduğu yerlerdeki toprak özellikleri ve ekilen bitki çeşidinden daha çok geniş alanlarda uygulanan su ve arazi yönetiminin etkisi altında olması ile doğrulanmıştır. Çizelge 4.2. Tabansuyu Derinliği (cm) ile Kotu (m), EC (dS/m), Kil İçeriği (%) ve Sulama Suyu (mm) Arasındaki Korelasyon değerleri Yıllar Korelasyon Kot EC Kil içeriği Sulama suyu Mak. 0,20 -0,02 -0,07 -0,02 1984-1985 Min. Aralık -0,01 0,21 0,04 -0,06 -0,03 -0,04 -0,03 -0,03 Mak. 0,08 -0,07 -0,01 -0,09 1992-1993 Min. Aralık -0,05 0,13 -0,02 -0,06 -0,04 0,03 -0,01 -0,08 Mak. -0,16 0,1 -0,16 0,09 2002-2003 Min. Aralık 0,18 -0,28 -0,04 0,12 0,04 -0,17 0,02 0,07 4.3. Aşağı Seyhan Ovası, Sulamaya Açılmamış Alanlarda Tabansuyu Düzeyi , Tuzluluğu ve Toprak Tuzluluğundaki Uzun Dönem Değişiklikler 4.3.1. Tabansuyu Hareketinin Değişimi Tabansuyu dalgalanması üzerinde konumun ve sulama durumunun etkisini değerlendirmek amacıyla Şekil 4.8’de A ve B kesitleri boyunca olan kuyular değerlendirilmiş ve bu kuyulara ait tabansuyu dalgalanması gösterilmiştir 34 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA Şekil 4.8. Gözlem için Seçilen Kuyular Sulamaya açılmamış alanlardaki ( IV. bölüm) tabansuyu dalgalanma hareketi sulanan alanlardaki ile benzerlik göstermiştir. Bu alanlarda da yıl içerisinde sulamanın ve kış yağışlarının etkilediği iki doruk gözlemlenmiştir (Şekil 4.9 ve 4.10). M ay ıs Ha zi ra Te n m m Ağ uz us to Ey s lü l Ek im Ka sım Ar alı k Oc ak Şu ba t M ar t Ni sa n Aylar (2005-2006) 0 100 50 200 100 300 150 400 500 200 Yağış Sulamada kullanılan su Ortalama tabansuyu derinliği (4. safha) Tabansuyu derinliği (cm) Yağış/sulama suyu(mm) 0 250 Şekil 4.9. Sulamaya Açılmamış Alanda (4.bölüm) Tabansuyu Derinliğinin 20052006 Dönemindeki Dalgalanması 35 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA N isa n Şu ba t M ar t A ra lık O ca k K as ım M ay ıs H az ira n Te m m uz A ğu sto s Ey lü l Ek im Aylar (2005-2006) Tabansuyu derinliği (cm) 0 50 100 150 6 8 200 11 453 250 483 Şekil 4.10. Sulanmayan Alandan Seçilmiş Kuyularda A ve B Kesiti Boyunca Taban suyu Hareketi Şekilde gösterilen 453 ve 483 no’lu kuyular sulanan alanların son/3.-4.sınır kısımlarından diğer 3 adet kuyu ise sulanmayan alandan seçilmiştir. Sonuçlar, taban suyu dalgalanmasının sulanan alanlardaki duruma paralellik gösterdiğini açıkça göstermektedir. 6 ve 8 no’lu kuyular ovanın en aşağı kısımlarında yer aldığı için tabansuyu derinliği yıl boyunca yüksek olmuştur. 4.3.2. Tabansuyu Tuzluluğu Değişimi Aşağı Seyhan Ovasında, tabansuyu akışı ve EC düşük düzeyde değişmekte ve Adana’dan Akdeniz’e doğru olan eğimi izlemektedir ( Donma ve ark. 2004) ( Şekil 4.11). 36 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA Şekil 4.11. Gözlem Kuyu Kotlarına Göre Tabansuyu Tuzluluğunun Sınıflandırılması 15 adet gözlem kuyusuna ait tabansuyu EC değerlerinin 1977’den 2005–2006 dönemine olan dağılımı arasında Şekil 4.12’de gösterildiği gibi, R2 = 0,61 olan doğrusal bir ilişki ortaya çıkmıştır. 1977 yılına ait EC değerleri veri eksikliğinden dolayı Kriging metodu( Delhomme, 1978) ile tahmin edilmiştir. Sulamaya açılmamış alanlardaki tabansuyu tuzluluğu drenaj kanalından uzaklığa, arazi kullanımına bağlı olarak azalmıştır. Ortalama Taban suyu EC 2005-2006 (dS/m) 80 70 Taban suyu EC (1-3 safha) 60 Taban suyu EC (4. safha) 50 y = 0,5233x - 9,1101 R2 = 0,6328 40 30 20 10 0 -30 20 70 120 Taban suyu EC 1977 (dS/m) Şekil 4.12. Sulanan ve Sulanmayan Alanlardaki 1977 ve 2003-2004 Dönemlerindeki Tabansuyu Tuzluluğunun Karşılaştırılması 37 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 4.3.3. Tabansuyu Tuzluluğu ve Sodyum ( Na+), Sodyum Adsorbsiyon Oranı (SAR) Arasındaki İlişki Sodyum adsorbsiyon oranı (SAR) ve Na + ile taban suyu EC değerleri arasında da pozitif ilişki saptanmıştır ( Şekil 4.13 ). Her iki dönemde değerler ( 1977 ve 2005–2006) yaklaşık aynı regresyon çizgisi üzerinde yer almışlardır. Sulamaya açılmamış alanın bazı kısımlarında 4.0 dSm -1 ‘den daha yüksek EC ve 17,6 SAR değerleri bulunmuştur. Bu yüksek sodyum düzeyi, büyük olasılıkla IV. Merhalede, toprağın sorpsiyon kapasitesi yüksek olan smektit kil mineralinin oluşturduğu agregatlar/toprak parçacıkları tarafından tutulmakta ve birikme eğilimi göstermektedir. Buna karşın sodyumun büyük olasılıkla agregatlardaki smektit yüzeylerinin çoğunluğunu kaplamadığı ve bozunuma uğratamadığı için yüksek düzeydeki sodyum içeriği bu bölgede topraklar için büyük bir sorun yaratmamakta ve araziler doğal mera konumunda kalabilmektedirler. 1800 EC vs Na+ (1977) 1600 EC vs Na+ (2005-2006) Na+ (meq/l) 1400 1200 1000 800 600 400 200 0 0 50 100 150 200 250 Tabansuyu EC (dS/m) Şekil 4.13. 1977 ve 2005-2006 Dönemlerindeki Tabansuyu Tuzluluğu ve Sodyum Arasındaki İlişki 38 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 4.3.4. Toprak Tuzluluğundaki Değişim ve Tabansuyu Tuzluluğu ile İlişkisi Çalışmada , 1977 yılına ait tabansuyu tuzluluğu ve 2005 yılı temmuz ayı EC e değerleri arasındaki ilişkinin saptanmasına çalışılmıştır . Burada kullanılan EC e değerleri 2005 yılı temmuz ayında IV. Merhalede 50 ayrı noktada ölçülmüş ve Krigging metodu ile tahmini yapılmış değerlerdir. Noktaların dağılımı ikisi arasında doğrusal bir ilişki olduğunu göstermiştir ( Şekil 4.14 ). Şekil 4.14. Sulanmayan Alanda( 4. bölüm) 2005 Yılı Toprak Tuzluluğu ile 1977 Yılı Tabansuyu Tuzluluğu Arasındaki İlişki Sulamaya henüz açılmamış 4. bölgedeki toprak tuzluluğunun, yüksek EC değerlerine sahip yüksek tabansuyuna bağlı olduğu saptanmıştır.Tabansuyu tuzluluğu 1977 den 2005–2006 dönemine benzer bir dağılım ve doğrusal/benzer bir ilişki sergilemektedir. LANDSAT görüntüleri ise toprak tuzluluğunun, ASO’daki tuzlu alanların, 1990’dan ( % 30 ) 2005’e ( % 18) düzeyinde azaldığını ortaya koymaktadır ( Şekil 4.15 ). 39 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA a) Tuzlu alanlar ( 1990 ), 9923 ha b) Tuzlu alanlar ( 2005 ) , 5840 ha : Tuzlu alanlar : Tuzsuz alanlar Şekil 4.15. 4. Bölgedeki Tuzlu Alanlar a) 1990, b) 2005 40 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA Bu durumun başlıca nedeninin bölgede yapılan drenaj ve sulama altyapıları olduğu düşünülmektedir. 1977’den 2005-2006’ya doğru olan tabansuyu EC değerleri de bu saptama uyum göstermektedir ( Şekil 4.16). dS m -1 Şekil 4.16. 4. Bölgede Taban suyu EC Değerleri ( 1977 ) Dağılımın karşılaştırılmasından tuz oranı yüksek alanların tabansuyu tuzluluğu yüksek alanlara ilişkili olduğu görülmektedir. 1990’dan 2005 yılına değin tuzlu alanlar azalma göstermiş olsa da, günümüzde yaklaşık 6000 ha alan tuzluluk sorunu göstermektedir. Bu durum, büyük olasılıkla tuzlu bölgelerin 2 metreye değin olan toprak özelliklerine (horizon kalınlıklarına, horizonlar arası parçacık büyüklüğü dağılımına ve kil mineral içerikleriyle suya dayanıklı agregat düzeyine ve bu alanların ova bütünündeki topoğrafik konumlarına (ova boyunca eğim, yüzey pürüzlülüğü, tuzcul bitkilerin kök ağzı çevresine biriktirmiş olduğu iri/orta iri boyuttaki parçacıkların oluşturduğu mikro röliyefler) bağlıdır. Sulamaya açılmamış ( 4. Bölge) alanlarda farklı toprak serilerinin 50 ayrı noktasında ve bu toprak serilerinin değişik arazi kullanımlarında yapılan tuzluluk ölçümlerinde tuzluluğun 200 mS /m ve daha yüksek olduğu yerlerde arazi kullanımının özellikle pamuk tarımına yönlendiği, buna karşın diğer bitkilerin gelişimlerinin daha düşük düzeyde olduğu gözlemlenmiştir. Başka bir deyişle bu alanlardaki bitki gelişimlerinin belirgin bir şekilde tuzluluk düzeyinden etkilendikleri 41 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA saptanmıştır ( Ek 2.Çizelge 4.4, 4.5, 4.6, 4.7, 4.8, 4.9, 4.10, 4.11, 4.12, 4.13, 4.14 ve Şekil 4.18). ECv değerlerinin Akyatan lagününden ve tuzlu sulak alanlardan (olası birincil tuzluluk alanları) uzaklaştıkça düştüğü saptanmıştır.Buğday, mısır ve diğer bitkilerin ( soya, sebze, turunçgil ) uygun arazilerde başka bir tanımla deltanın tuzsuz veya düşük tuzlu (< 200 mS/m) bölgelerinde yer aldıkları domates ve özellikle yaygın olarak pamuk ekimi yapılan arazilerin bir bölümünün, tuzlu olan- boş doğal bitki örtülü topraklara çok yakın olduğu ve arazide tuz sorununu gidermek için yapılan drenaj kanallarının yetersiz olduğu saptanmıştır. EC > 200 mS/m EC <200 mS/m Şekil 4.17 EM Ölçümleri ve ECv Değerleri Şekil 4.18. Toprak Tuzluluğu ve Arazi Kullanımı İlişkisi 42 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA Bitkilerin toprak tuzluluğuna karşı duyarlılıkları farklıdır ve bir çoğu topraktaki tuzluluk eşik düzeyinin (4 dS m-1) üzerinde olması durumunda zarar görür. Ancak, pamuk bitkisinin tuza dayanıklılığı (eşik değeri) kimi bitkilere göre daha yüksektir (7,7 dS m -1 ). Sonuçta, sulamaya açılmamış 4. bölümde tuzdan etkilenme düzeyleri bu çalışmada, üç sınıfta gösterilmiştir. Bunlar sırasıyla; ECe< 4.0 dSm-1 (% 44), 4.0 dSm-1< ECe< 7.7 dSm-1 (%21) ve 7.7 dS m-1< ECe (%35)’dir (Şekil 4.19). 43 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA Lejant Legend ECe<4.0 dS/m 4.0 dS/m <ECe<7.7 dS/m 7.7 dS/m <ECe Şekil 4.19. ASO 4.Bölüm Temmuz 2005 için Tahmini Toprak Tuzluluğu Dağılımı 44 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 4.3.5. Sonuç ve Öneriler Çalışmada öncelikle sulamanın, tabansuyu dalgalanmasına, ve tabansuyu tuzluluğu ve kalitesine etkisi araştırılmıştır. Elde edilen bu sonuçlarla, sulamanın toprak tuzluluğu üzerine olan etkisi karşılaştırılmalı olarak incelenmiş ve aşağıdaki olgular ortaya konulmuştur. 1. Analiz sonucunda, arazi kullanımının taban suyunun yersel dağılımı üzerinde açık bir etkisi saptanmıştır. Ovada ,taban suyu tablası sulamada fazla su kullanımından dolayı yüksektir ancak gelecekte sulama randımanının yükseltilmesi ve/veya arazi kullanımı ve suyun sürdürülebilir programlarının oluşturulmasıyla bu seviye düşürülebilir. 2. Tabansuyu tuzluluğu, ovanın tamamında zaman içerisinde azalma göstermiştir.Ancak 4. bölümde sulama ve drenaj kanallarının durumundan dolayı taban suyu tuzluluğu standart sapması büyüktür. 3. Sulamaya açılmamış ( 4. bölüm) bölümdeki 1977 yılı yüksek tabansuyu alanları ile 2005 yılı tuzlu alanların örtüştüğü görülmüştür. 4. Ovaya sulama getirilmeden önce kuru tarım koşullarında (kurak yaz dönemlerinde) ve pamuk ekiminin yapıldığı dönemlerde, toprak içerisinde suyun hareketi yukarı doğru olduğundan, su ile taşınan tuz toprak yüzeyinde birikim göstermiştir . Sulamanın başlamasından sonra , Akdeniz iklimi koşullarında yaz sulaması ve kış yağışları ile toprak suyu derinlere/aşağıya doğru hareket etmektedir. Mevsim boyunca sulama sürdükçe, taban suyu tablasının düzeyinin değişimine, toprağın değişen yapısına (özellikle suya dayanıklı olmayan agregatların sulama süresince bozunum düzeyine bağlı olan değişim) ve toprak yüzeyinin buharlaşma düzeyine de bağlı olarak bu hareket yön değiştirebilmektedir (toprak yüzeyine doğru ve/veya aşağıya doğru). Bu etmenlerin, yağış ve sulama ile birlikte, toprak tuzluluğunu azaltmada katkısı olabilir. Buna karşın, iyi projelendirilmiş drenaj ağının da katkısıyla tuz kök bölgesinin altına indirilmiştir. 45 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 5. Ovanın üst kısımlarında fazla su kullanarak yapılan sulama, 4. bölümdeki taban suyu tablasını olumsuz etkilemektedir. 6. Ovanın tümünde fazla su kullanımndan dolayı genel olarak tuzlu alanlarda azalma olmasına rağmen 4. bölümde halen % 35 düzeyinde tuzlu alanlar saptanmıştır. Bu bölgedeki taban suyu analizlerinin, EC , Na+ ve SAR değerlerine dayanarak, tuzlu arazilerde sodyumun smektitçe varsıl toprak parçacıkları ve agregatları tarafından tutulduğu varsayılmıştır (Dinç ve ark., 1991). 7. Gelecekte özellikle kıyı kesimlerinde oluşabilecek tuzluluk sorununu önlemek için, ilgili bölgelerdeki çiftçilerin yeraltı suyu kullanmayı durdurmaları ve ırmak suyu ile sulama yapmaları gerekli olabilir. 4.4. Aşağı Seyhan Ovası Sulanır Alanlarında İklim Değişimi ve Seçeneksel Bitki Deseni: Bölgesel Benzeşim Analizi 4.4.1. Ovada Ekimi Yapılan Bitkilerin Üretim Değerleri Çizelge 4.15. Aşağı Seyhan Ovasında 2002 Yılında Sulanan Ana Bitkiler Bitki Ekim Alanı(%) Mısır 56,57 Narenciye 13,51 Pamuk 7,36 Sebze 6,3 Bostan 5,63 Soya 4,38 Bitki Narenciye Mısır Bostan Sebze Pamuk Soya Toplam Toplam 93.75 Üretim Değeri(%) 38,9 33,43 9,86 6,24 4,98 1,4 94.81 Ortalama üretim Değeri Çilek Narenciye Meyve Bahçesi Bağ Bostan Sera ve 2.ürün sebze Ortalama Ortalama (2005 birim fiyatı) YTL/da 2417 1180 1086 875 718 640 426 707 Çizelge 4.15 ASO’da 2002 yılında ekimi yapılan ana bitkileri göstermektedir. Mısır % 56,57 ile en geniş ekim alanına sahiptir. Narenciye % 13,51, Sebze % 7,36, bostan % 5,63, soya % 4,38 ekimi yapılan diğer ana bitkilerdir.Çizelge 4.15 ‘te ekimi yapılan bu ana bitkilerin ortalama üretim değerleri ve üretim değerleri yüzdeleri özetlenmiştir.Brüt üretim değerleri açısından en yüksek narenciye % 38,9, mısır % 46 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 33,43, bostan % 9,86, sebze % 6,24, pamuk % 4,98, ve soya % 1,4 dür. Bu ana altı ürün ASO’da sulanan alanın % 93,75’ini kaplamakta ve toplam gayri safi üretim değerinin % 94,81’ini oluşturmaktadır. Birim alandan en fazla gelirin elde edildiği bitkiler çilek ( 2,417 YTL/da), narenciye ( 1,180 YTL/da), meyve ve bağ bunları takip etmektedir. Çizelge 4.16’da ASO’da bulunan sulama birliklerinin 2033 yılı için yaptıkları olası bitki ekim alanları tahminleri ‘Delphi tahmini’ metodu ile özetlenmiştir. Bu metot özellikle mühendislik sektörü tarafından gelecekteki teknolojilerin tahmininde kullanılmaktadır. Tabloda (a ) sütunu 2003 yılında gerçekleşen bitki desenini göstermektedir. Burada mısırın % 53,3 ile ilk sırada olduğu narenciye, pamuk, bostan ve sebzenin de bunu takip ettiği görülmektedir. Sütun ( b ) ‘deki bitki deseni yüzdeleri sulama birlikleri tarafından 2030 yılı ASO’nun tamamı için yapılan tahmini açıklamaktadır. Bu tahminde mısır % 40,6’ya düşmüş bunu sırasıyla narenciye, pamuk ve bostan takip etmiştir. Sütün (c )‘de her bir sulama birliğinin kendi sorumluluk alanları için 2033 yılı tahmini bitki desenlerini göstermektedir. Burada da mısır ve narenciye ekim alanlarının azaldığı görülebilir. Çizelge 4.16. Elverişli Su Miktarının Farklı Olduğu Koşullar için Sulama Birlikleri Tarafından Yapılan Tahmini Bitki Deseninin ‘Delphi Tahmini’ Özeti (c) (d) (a) Seyhan (b) Seyhan (Seyhan (e) Seyhan 2003 Seyhan herbir SB %10 azalma Ürün (gerçekleşen) 2033 SB kontrolü Deseni 2033 Mısır 53,3 40,6 42,6 31,9 26,3 Narenciye 14,2 21,3 23,9 26,4 25,9 Pamuk 8,7 10,9 9,0 9,0 12,9 Bostan 7,0 8,2 6,5 4,8 4,5 Sebze 4,8 6,2 7,8 8,0 Soğan 1,4 2,0 1,4 8,8 1,4 Soya 2,0 4,9 4,2 1,1 8,6 Meyve 0,7 1,7 2,0 4,6 4,7 Diğerleri 7,7 4,1 2,7 5,8 7,7 100% 100 100 100 100 100 II.ürün Mısır 12,0 13,9 11,8 10,0 6,6 II.ürün Sebze 2,3 4,2 2,0 3,7 3,1 47 (f) Seyhan %20 azalma 21,3 27,2 14,4 4,9 5,3 1,5 9,2 5,1 9,0 100 5,2 2,8 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA Sulama birliklerine kendi sorumluluk alanlarındaki ekilecek bitkileri belirleme yetkisi kendilerine verilmesi durumunda 2030 yılı tahminlerin ne olabileceğinin özetlenmesi sütun (d )’de yapılmıştır. Bu tahminin 2003 yılı ile karşılaştırılmasında mısır ve bostan alanlarının azaldığı narenciye, sebze ve soya alanlarının arttığı gözlemlenmiştir. Sulama birliklerine ayrıca gelecekte kullanabilecekleri su miktarının şu andan % 10 ve % 20 daha az olması durumunda tahmini bitki desenleri sorulmuş, sonuçlar sütun ( f ) ve (d )‘de özetlenmiştir. Burada mısır ekim alanlarının mevcut duruma göre yarıdan daha azaldığı, narenciye, pamuk, soya ve meyve alanları ise arttığı görülmektedir. Kullanılabilecek su miktarı azaldığında çiftçiler tercihlerini narenciye, sebze ve meyve gibi birim alandan daha fazla gelir getiren ürünlere yöneltmektedirler. 4.4.2 Senaryolar İklim değişikliğinin 2070’li yıllardaki bölgesel etkilerini değerlendirmede, tablo 3’te gösterilen üç farklı durumun benzeşimi varolan durumla karşılaştırılarak yapılmıştır ve iki ayrı senaryo biçimde verilmiştir. a ) Varolan durum: Aşağı Seyhan Ovasında mevcut durumda sulamada kullanılacak su miktarı hesaplamalarında, iletim kanal randımanı 0,8 ve karık sulamadaki çiftlik randımanı 0,6 alınmaktadır.2002 yılında toplam sulanan alan 1 168 830 da ve sulamada kullanılan su miktarı 1 424 milyon m³ tür. Sulamada kullanılan su miktarını toplam sulanan alana böldüğümüzde dekara kullanılan suyun 585 mm olduğunu buluruz. b) Senaryo 1: Küresel ısınmanın olduğu ve sulama tesislerini geliştirme yatırımlarının yetersiz olduğu durum. Bu senaryoda; önemli bir baraj ve sulama sisteminin inşa edilmediği, şu anda olduğu gibi havzanın üst ve orta kısımlarında kuru koşullarda buğday ekiminin yapıldığı, ASO’da iletim randımanının 0,6’ya düştüğü kabulü yapılmıştır. Varsayımsal- Isınma (Pseudo-Warming )tahminlerine göre gelecekte havzaya düşecek yağış miktarında azalma olacaktır. Yağışın azalması kullanılabilecek potansiyel su miktarına da yansıyacaktır Bu durumda kullanılabilecek su miktarı azalacaktır. Yağıştaki azalma doğal olarak bitkilerin su 48 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA ihtiyacının artmasına neden olacaktır. Tüm bu koşullarda dekara kullanılabilecek su miktarı 580 mm olacaktır. c) Senaryo 2: Küresel ısınmanın olduğu ve sulama tesislerini geliştirmeye yeterli yatırımların yapılması durumu. Bu senaryoda, önemli oranda yeni yatırımların yapıldığı, yeni baraj ve sulama kanallarının inşa edildiği, havzanın üst ve orta kısımlarında şu anda kuru tarım yapılan alanların % 25’inin sulu tarıma dönüştürüldüğü, buradaki bitki deseninin % 75 mısır % 25 narenciye olacağı varsayılmıştır. Ovanın aşağı kısımlarında mevcut sulama sistemindeki iletim randımanının aynı kaldığı çiftlik randımanının ise 0,7’ye yükseldiğinin kabulu yapılmıştır. Bu durumda yine yağıştaki azalma, potansiyel kullanılabilir su miktarını azaltacaktır. ASO’da 4. bölüm sahasının inşaatı bitirildiğinde toplam sulanabilir alan 145 098 ha olacaktır ve dekara kullanılabilir su miktarı ise 431 mm’dir. Çizelge 4.17. İklim Değişimi Olasılığında ASO’da Kullanılabilecek Su Miktarı ve Sulamayı Geliştirme Yatırımları Senaryoları Farklı Randıman ve Alan Hesaplama Seçeneklerinde Kullanılabilecek Su Miktarları Şekli (a) (b) (c) = (a)*(b) (d) (e) = (d)*(c) (f) İletim kanalı randımanı Çiftlik randımanı Toplam randıman Kanallara verilen su miktarı (milyon m3) Gerçekte kullanılabilir su 3 miktarı (milyon m ) Toplam sulanan alan (da) Dekara kullanılabilecek su 3 (g) = (e) / (f) miktarı (m /da) (mm) 2002 0,8 0,6 0,48 Senaryo 1 İklim değişimi, Yetersiz yatırım 2070’li yıllar 0,6 0,6 0,36 Senaryo 2 İklim değişimi, Yeterli yatırım 2070’li yıllar 0,8 0,7 0,56 1424 1882 1116 683,5 1168830 677,5 1168830 625 1168830 535 580 535 Varolan Durum (h) 4.merhale bittiğinde toplam sulanacak alan (da) 1450980 (i) = (e)/ (h) 4.merhale bittiğinde toplam kullanılabilecek su miktarı (m3/da) (mm) 431 49 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 4.4.3.Veriler Benzeşim analizinde kullanılan veriler şunlardır; ASO’da 2070’li yıllarda kullanılabilecek su miktarının tahmini SİBUC,( yerleşimleri ve tüm biyosferi içine alan) arazi yüzeyi modeli ile yapılmıştır ( Tanaka ve Ikebuchi, 1994) Model’de Seyhan havzasının bütünü için doğal bitki örtüsü, kültür bitkileri, yerleşim alanları, arazi kullanımı, suyla kaplı alanlar, sulama ve drenaj sistemlerinin detaylı bilgileri dikkate alınmıştır. SİBUC modeli ICCAP ( Olası İklim Değişiminin Kurak Alanlardaki Tarımsal Üretim Üzerine Etkisi Projesi) için hazırlanan bölgesel iklim modelini kullanmıştır ( Kimura ve ark 2006 ). Bölgesel iklim modeli, yağış,gelen kısa dalga boyu ve giden uzun dalga , rüzgâr hızı, hava sıcaklığı,oransal nem, ve basınç gibi yedi meteorolojik çıktı unsuru içermektedir. Bu modelin mevcut koşullar için benzeşim peryodu 1994–2003 yılları arasıdır. Gelecekteki iklim koşulları için de Varsayımsal-Isınma ( Pseud-Warming) verileri kullanılarak simülasyon yapılmıştır. Çizelge 4.18. ASO’da Ekimi Yapılan Ana Bitkilerin Sulama Suyu Gereksinimi Bitki Çeşidi Meyve Narenciye Mısır Soya Pamuk 2.ürün mısır Sebze Bostan (a) (b) (b)-(a) 1990'lardaki sulama suyu ihtiyacı (mm/yıl) 2070'lerdeki sulama suyu ihtiyacı (mm/yıl) Gelecekteki ihtiyaç artışı (mm/yıl) 762,1 661,4 569 539 524,2 391,4 229,2 195,9 843,9 769,2 570,8 538,3 561,4 381,2 290,8 217,6 81,7 107,7 1,7 -0,7 37,2 -10,2 61,6 21,7 Varolan durumda potansiyel kullanılabilecek su miktarı Seyhan barajına giren akım verileri, içme ve kullanma suyu miktarı, nehre bırakılan su miktarları, üst ve alt havzadaki sulama suyu kullanımları gibi tüm faktörler hesaplamada dikkate alınmıştır. 2002 yılına ait toplam kullanılabilir su miktarı Devlet Su İşleri 2002 yılı işletme faaliyetleri raporundan ( DSI, 2002 ) alınmıştır. 50 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA Analizde; mısır, narenciye, pamuk, sebze, bostan, soya, meyve bahçesi ve 2. ürün mısır olmak üzere 8 ana ürün seçilmiştir. İlk altı ürün ASO’nun toplam ekilen alanının ve toplam üretim değerinin % 94’ünü oluşturmaktadır ( Çizelge 4.15 ). Çizelge 4.18’de ASO’daki bu ana ürünlerin şu andaki ve gelecekteki kullanılabilir su miktarları verilmiştir. Mevcut durumdaki su miktarını hesaplamada, Sulama Birliklerinin sulama mevsiminden önce bitki-su tüketimlerini hesaplamada kullandıkları ‘’ DSİ, Bitki Su Tüketimleri ve Sulama Suyu İhtiyaçları’’ kitabından faydalanılarak yapılmıştır. Yapılan hesaplamaya göre su tüketimi en fazla olan bitkiler sırasıyla meyve bahçesi, narenciye ve mısırdır. Gelecekteki ( 2070 li yıllar) bitki su tüketimleri hesaplamalarında ise 1970–2005 yılları arasındaki ortalama yağış değerleri kullanılmış ayrıca da Varsayımsal- Isınma ( Pseud-Warming ) yağış düşüş tahminleri dikkate alınmıştır. WDi = Σ ( Ui − r + ∆ ) − Ki WDi; i bitkisinin bitki su ihtiyacı, Ui i bitkisinin evapotransprasyonu , r; ortalama yağış ( 1970-2005), ∆ , 2070’li yıllarda yağıştaki olası azalma ( Kimura ve ark. 2006), Ki kıştan arta kalan rutubet ( Özgenç ve Erdoğan, 1988) . Hesaplamada, su kıtlığının olduğu aylar toplanmış ve kıştan arta kalan rutubet miktarı çıkartılmıştır. İklim değişikliğinden dolayı 2070’li yıllarda bitki büyüme periyodunun kısalacağı baz alınarak evapotransprasyon tahmin edilmiştir. Bu tahminler altında gelecekte, bitki su ihtiyacının artışı bitkilere göre sırasıyla narenciyede 108 mm, meyvede 82 mm ve sebzede 62 mm olacaktır. Yağışların azaldığı, sıcaklığın arttığı iklim değişimi olasılığında sulama sezonunun şu andaki Nisan-Ekim döneminden daha önce başlama ihtimali vardır. Ancak yaptığımız analizde bu durum dikkate alınmamıştır. Her bir bitki için dekara üretim değerleri 1964-2004 yılları arasındaki ‘’DSİ’ce İnşa Edilerek İşletmeye Açılan Sulama ve Kurutma Tesisleri Mahsul Sayımı Sonuçları’’Kitaplarından alınmıştır. Bu dönemlerdeki üretim maliyetleri bilinmediği için tahminlerde net gelir yerine sadece üretim değerleri dikkate alınmıştır. Üretim değerleri 2005 yılı birim fiyatlarına çevrilmiştir.Ovada üzerinde düşünülecek diğer bir konu bostan’ın üretim değeridir. Bostan (karpuz) ekimi aynı 51 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA arazide 5 yılda bir kez olmaktadır. Yani 4 yıl Mısır-Buğday veya diğer bitkiler ekilmekte beşinci yıl aynı araziye karpuz ekilmektedir. Simülasyonda bu durum da dikkate alınmıştır. 4.4.4. Benzeşim Sonuçları Varsayımsal-Isınma tahminlerine göre Seyhan havzasına gelecekte ( 2070’li yıllarda) birçok aydaki yağışlarda olası 5–10 mm azalmadan dolayı sulamada kullanılabilecek su miktarında azalma olacaktır.Arazi Yüzeyi ( SİBUC) modeli tarafından 2070’li yıllar için verilen gelecekteki kullanılabilecek sulama suyu miktarı ve bitki su ihtiyacı verileri ile Beklenen değer-Varyans ( E-V) modeli dört farklı varsayımla çalıştırılmıştır. Bunlar; a) Mevcut koşullardaki su kullanımı ( 585 mm ) b) Olası iklim değişimi ve sulama geliştirme yatırımlarının yetersizliği ( 580 mm ) c) Olası iklim değişimi ve yeterli sulama geliştirme yatırımlarının olması ( 535 mm ) bu son durumda ASO’daki 4. merhale alanının sulamaya açılması olasılığında kullanılabilir su miktarı 431 mm olacaktır. Her bir olasılık için benzeşim sonuçları Çizelge 4.19-4.24’de gösterilmiştir. Çizelge’de ekilebilecek bitkilerin alanları yüzde 0 ve 2 arasında değişen risk katsayıları ile ifade edilmiştir. Çiftçilerin risk almak istemedikleri olasılığında bu katsayı sıfırdır. Katsayının yüksek olması çiftçilerin risk alma eğilimlerinin de yüksek olmasını ifade eder. Mevcut durumu irdeleyen Çizelge 4.19 ‘da dekara kullanılan su miktarı 585 mm’dir. Çiftçilerin risk almadıkları yani katsayının sıfır olduğu durumda narenciye % 82,3, sebze % 17,7 gibi bir alan kaplayacak ve ortalama üretim değeri 1,981 YTL/da olacaktır. Risk katsayısının 1 olması durumunda, narenciye % 22, pamuk % 59,3, sebze % 7 ve meyve % 11,6 olacaktır. Bu bitki deseni ile 2005 fiyatlarına göre dekara üretim değeri 718 YTL olur. Gerçekleşen bitki desenine göre 2002 yılındaki üretim değeri ise 707 YTL/da dır ( Çizelge 4.15). Buradan ASO’daki çiftçilerin risk katsayılarının bire yakın olduğu görülebilir. Bir başka açıklama ile, çiftçiler dekara üretim değerinin 2002 yılından daha az olduğu durumları kabul etme eğiliminde olmayacaklardır. Risk katsayısının % 2 olması halinde dekara elde edilebilecek üretim değeri en az düzeydedir. Varolan durumda risk katsayısının % 1 ve % 2 olduğu durumlarda dahi sırasıyla 23,5 mm ve 52 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA 75 mm su fazlalığı görülmektedir. Bu demektir ki modelde su kısıtlayıcı bir faktör değildir. Çizelge 4.19. ASO'da Varolan Bitki Deseni ( Kullanılabilir Su Miktarı 585 mm) RAP Narenciye Pamuk Sebze Bostan Meyve GSH(YTL/da) Fazla suyun gölge fiyatı RAP: risk katsayı 0 82,27 0,001 82,27 17,73 17,73 1981 2926 1770 2313 0,005 57,45 17,91 1,97 11,72 10,95 1022 0,085 0,01 22 59,33 7,04 11,63 718 23,51 0,02 4,12 70,31 9,41 5,43 10,74 547 74,96 Çizelge 4.20. ASO'da Sulama Geliştirme Yatırımlarının Yetersiz Olduğu Senaryo( Kullanılabilir Su Miktarı 580 mm) RAP Narenciye Pamuk Sebze Bostan Meyve GSH(YTL/da) Fazla suyun gölge fiyatı 0 60,38 0,001 6,,71 0,005 56,94 39,62 37,14 2,15 1704 2644 1538 2319 0,32 35,11 7,63 1014 0,051 0,01 21,84 49,68 6,63 11,32 10,53 716 0,06 0,02 4,12 70,31 9,41 5,43 10,74 547 2348 Çizelge 4.21. ASO'da Sulama Geliştirme Yatırımlarının Yeterli Olduğu Senaryo ( Kullanılabilir Su Miktarı 535 mm) RAP Narenciye Pamuk Sebze Bostan Meyve GSH(YTL/da) Fazla suyun gölge fiyatı 0 50,98 0,001 52,34 0,005 55,71 49,02 38,83 8,84 1585 2644 1433 2382 0,13 42,6 1,56 1003 0,333 53 0,01 21,86 38,57 5,71 24,32 9,54 713 0,083 0,02 4,13 65 8,97 11,64 10,27 547 0,022 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA Çizelge 4.22. ASO'da Sulama Geliştirme Yatırımlarının Yeterli Olduğu ve 4. Bölümün Sulamaya Açıldığı Senaryo ( Kullanılabilir Su Miktarı 431 mm) RAP Narenciye Pamuk Sebze Bostan Meyve GSH(YTL/da) 0 29,25 0,001 32,97 0,005 38,17 70,75 42,73 24,3 3,56 58,27 1310 1177 934 0,01 21,9 12,89 3,58 54,38 7,25 701 0,02 4,17 39,32 6,84 41,7 7,98 539 İklim değişimi ve su geliştirme yatırımlarının yetersiz olduğu ve sulamada kullanılabilecek su miktarının 580mm/da olduğu simülasyon sonuçları Çizelge 4.20‘de özetlenmiştir. Sulamada kullanılabilecek suyun azalması ve bitkilerin su ihtiyacının artması suya hassas olan narenciye ( % 21,8) ve pamuk üretimini( % 49,7) azaltmıştır. Risk katsayısının 1 olması durumunda göreceli olarak yüksek gelirli ve yüksek değerli bostanın üretimi ise % 11,3 olarak artış göstermiştir. Risk katsayısının % 0 ve 5 arasında olduğu durumlarda yani riskin yüksek olduğu durumlarda sebze ekim alanları artmıştır. Bu durumu şu andaki durum ile karşılaştırdığımızda ( risk katsayısının % 1 düzeyinde), 2005 birim fiyatlarına göre dekara üretim değeri 718 YTL den 716 YTL ‘ye düşmüştür. Başka bir açıklama ile gelecek 2070 yıllarda olası iklim değişiminde çiftçiler dekardan daha düşük elde edecekleri verimi önlemek için yüksek risk almak zorunda olacaklardır. Çizelge 4.21, Sulama geliştirilmesine yeterli yatırımların yapıldığı ve kullanılabilecek su miktarının 535 mm olabileceği durumun simülasyon sonuçlarını göstermektedir. Havzanın orta ve üst kısımlarının sulamaya açılarak sulama alanının genişleyeceği bu durumda sulamada kullanılabilecek su miktarı daha da az olacaktır .Risk katsayısının % 1 olduğu durumda bostan ekim alanları % 24.3 ‘e çıkarken pamuk % 38,6 ve sebze % 5,7’ye inecektir.4. Bölümünün inşaatının tamamlanarak sulamaya açılması durumunda 2070’li yıllarda tüm ASO için kullanılabilecek su miktarı 431 mm olacaktır (Çizelge 4.22). Suyun kıt olduğu ve üretim değerinin farklı düzeylerde olduğu koşullarda çiftçiler tercihlerinde bitki su ihtiyacından çok, birim alandan daha yüksek gelir getiren bostan, narenciye, pamuk, meyve ve sebze gibi bitkilere yöneltmektedirler. 54 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Sevgi DONMA Ancak bu şekildeki bir tercihle elde edilebilecek üretim değeri 701 YTL/da, şu andaki üretim değerinden 718 YTL/da daha düşük olacaktır. 4.4.5. Sonuç ve Öneriler Bu bölümdeki çalışmanın hedefi, tam doğru bir tahmin yapmaktan ziyade farklı kabullerle mevcut sistemin iklim değişikliği olasısında potansiyel sorunlarını saptamaktır. Bundan dolayı çalışmada farklı kabuller yapılmıştır. Aşağı Seyhan Ovasında olası iklim değişiminin tarımsal üretim sistemi üzerindeki bölgesel etkisini, 2070’li yıllarda kullanılabilecek su miktarı ve sulama suyu ihtiyaçlarını tahmini yolu ile değerlendirme yapılmıştır Bunlar; a) mevcut sistemin koşullarının aynı kalacağı b) Çevre bilincinin gelişerek su kaynaklarının daha dikkatli kullanılacağı c) Geliri en yüksek olan bitki çeşitlerinin seçileceğidir. Bu senaryolar bitki deseni, sulama yöntemi, kullanılabilir su kaynağı ve sulama randımanı gibi ölçülen parametrelerle yorumlanmıştır. Değerlendirmede risk analizlerinde kullanılan Beklenen Değer-Varyans modeli kullanılmıştır. Model, tüm ova için, tarımsal üretimden elde edilebilecek maksimum brüt üretim değerini risk katsayıları ile ifade etmektedir. Suyun kısıtlayıcı bir faktör olduğu durumda dahi çiftçiler, su tüketimi daha az olan bitkileri tercih etmek yerine birim alandan daha fazla gelir getiren bitki desenini tercih etmektedirler. Bu durumda su azlığı verimi düşürecek ve gelir şu andaki seviyeden daha düşük durumda olacaktır. 55 5. GENEL YORUMLAR VE ÖNERİLER Sevgi DONMA 5. GENEL YORUMLAR VE ÖNERİLER 5.1. Yorumlar 1. Aşağı Seyhan Ovasında arazi kullanımı ve sulama işletmeciliği yönünden varolan durum analizinden aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır. A) Ovada sulama randımanı % 40 gibi düşük bir düzeydedir, başka bir deyişle sulamada kullanılan suyun önemli bir bölümü aşağıda açıklanan nedenlerle kayba uğramaktadır. Bu nedenler, aşağıda açıklanmakta ve bunlarla ilgili alınması gereken önlemler öneriler bölümünde verilmektedir. a) Bu nedenlerin öncelikli olanı ovadaki sulama sistemlerine bağlıdır. Sistem devamlı akış yaklaşımına göre planlanmış ve ona göre çalıştırılmaktadır. Ancak uygulamada çiftçiler genellikle gece sulaması yapmamakta ve kanala alınan su geceleri drenaj kanallarına akmaktadır. b) Diğer bir neden sulama işletmeciliğinin sulama birliklerine devredilmesine bağlıdır. Devirden sonra planlamada hesaplanan su miktarı ile gerçekte kullanılan su miktarı arasında büyük farklılıklar vardır. Bu farklılıklar, çiftçilerden toplanan sulayıcı bilgi formlarında belirtilen bitki çeşitleri ile gerçekte ekimi yapılan bitki çeşitlerinin uyumsuzluğu ve sulama suyu hesaplamasında kullanılan kanal kayıplarının gerçek kanal kayıplarından daha düşük olmasındandır. Ayrıca sulama sürecinde kanal kapaklarının birlikler tarafından yeterince denetlenmemesi de su kaybının başka bir nedenidir. c) Sulama kanallarının zamanla yıpranması ve gerekli bakım-onarımın yapılmamış olması kanallardaki kayıpları beklenenden daha yüksek düzeyde olmasına neden olmuştur. Buna karşın, sulama kanallarından oluşan sızmalar bu kanallara paralel inşa edilmiş drenaj kanalları tarafından kısa sürede araziden uzaklaştırılmakta ve toprak yüzeyinde su göllenmesini önlenmekle birlikte uzun süreçte oluşabilecek su kayıplarını engelleyici olamamaktadır. B) Ovadaki taban suyu düzeyi, sulamanın başlamasından sonra değişken olmayan, yaklaşık 150 cm çevresindeki kalıcı bir düzeye ulaşmıştır. Tabansuyu dalgalanmasının geçmişte mevsimsel pikler oluşturmasına karşın son 20 yılda 56 5. GENEL YORUMLAR VE ÖNERİLER Sevgi DONMA sulamada kullanılan su miktarının artması, sulama periyodunun uzaması ve drenaj kanallarının iyileştirilmesi gibi nedenlerle oluşan keskin mevsimsel pikler kaybolmuştur. Tabansuyu tuzluluğundaki son 20 yıldaki azalma da bu durumu doğrulamaktadır. Sulama döneminde kanallardan oluşan sızmaların topraktaki makro gözenekler yardımı ile hızlı bir şekilde aşağıya sızarak, tabansuyu düzeyini yükselttiği belirlenmiştir. Sulama, büyük olasılıkla tabansuyu düzeyinin yükselmesinden sorumludur. Bununla birlikte, arazi kullanımının tabansuyu hareketi üzerinde açık bir etkisi olduğu da saptanmıştır. C) Ovada toprak tuzluluğu, topoğrafik eğime bağlı olarak, uzun sulama sürecinde, ovanın kuzeyinden güneyine doğru azalma göstermiştir. Buna karşın günümüzde ovanın sulama sistemleri inşa edilmemiş bölümünde (4. bölüm), tuzluluğun varlığı, deltanın doğasına uygun bir biçimde, kimi yerlerde, yüksek düzeyde saptanmıştır. 2) Ovadaki Varsayımsal-Isınma verileri ve sosyal senaryolar ile yapılan projeksiyon sonucunda da aşağıda vurgulanan durumlar saptanmıştır. Bunlar ; a ) Yapılan projeksiyonlarda, 2070’li yıllarda Adana’ya düşecek yağış miktarında % 42-46 oranında bir azalma olacağı bu azalmanın da kış aylarında oluşacağı tahmin edilmiştir. b) Yağışta, kış aylarında oluşacak azalma nedeniyle, çok yıllık bitkilerde ve sebzelerde, erken ilkbaharda sulama suyu gereksinimi oluşacak ve sulama sezonu daha erken başlayacaktır. c) Arazi kullanımı, kullanılabilir su miktarına göre değişebilecektir. Var olan durumdaki Gelir-Su talebi ilişkisinin projeksiyonundan ; su açığının daha az olduğu durumda, pamuğun ana bitki olarak ovadaki uygun ekim alanlarına tekrar dönebileceği, ciddi su açığı olduğu durumda ise karpuz ve mısır kombinasyonunun ana bitkiler olabileceği, turunçgil ekim alanlarının ise, kullanılabilir su miktarının 350 mm’nin altında olmadığı sürece, değişmeyeceği varsayılmıştır. d) Gelecekte yağış düzeyinde oluşacak azalma, taban suyu derinliğini de düşürecektir. Ancak, ovadaki taban suyu hareketi üzerinde, uygulanan Su ve Arazi Yönetiminin etkisi büyük olasılıkla iklim değişimi etkisinden daha yüksektir. 57 5. GENEL YORUMLAR VE ÖNERİLER Sevgi DONMA 5.2. Öneriler a) Ovanın verimliliğinin sürdürülebilirliği için çiftçilerin ve sulama birliklerinin kanalların bakımlarını daha iyi yaparak, kanal kapaklarını kontrol altında tutarak ve kapasiteli (eğitimli) su dağıtım teknisyenleri çalıştırarak sulama randımanını yükseltmeleri önerilir. Bu durum su dağıtımında eşitlik sağlayacak, taban suyu düzeyinin yükselmesini önleyecek ve uzun süreçte toprağın korunmasını sağlayacaktır. b) Çiftçilerin gece sulaması yapmalarının buharlaşma kaybını azaltacağı ve su sakınımı yapabilecekleri konusunda sulama birliklerince eğitilmeleri, gerekirse kendilerini özendirmek amacıyla da damla ve yağmurlama sulamada olduğu gibi, gece sulamasında da sulama birliklerinin sulama ücretine belirli bir indirim uygulamaları gerekmektedir. c) Sulama ücretleri sulama sayısına/sulama başına göre, başka bir deyişle her bir sulama için uygulanması önerilebilir. d) Sulama sistemlerinin rehabilitasyonu yapılırken gelecekteki potansiyel arazi kullanımı değişikliğinin dikkate alınması ve planlamanın bu durumun göz önüne alınarak yapılması gereklidir. e) Yağışta oluşabilecek büyük orandaki azalma koşulları ve yeni alanların sulamaya açılacağı düşünüldüğünde ASO’da kullanılabilecek su miktarı azalacaktır. Bu nedenle gelecekteki arazi kullanımının olabilecek su miktarına göre planlanması gereklidir f ) Ovanın tarla içi dren sistemlerinin bulunduğu kısımlarda söz konusu sistemlerin işlerliğinin sürdürülmesi tuzluluk sorununu ve toprak yüzeyinde su göllenmesini önlemek bakımından çok önemlidir. g) Sulamada fazla su kullanılması ve iyi projelendirilmiş işlevsel açık drenaj kanalları yardımıyla topraktaki tuzun yıkanması sağlanmış ve bunların sonucu olarak, son 20 yılda tuzlu alanların yayılımında azalma olmuştur. Ancak, 4. bölümdeki çiftçiler tuzluluk sorunu süregelen alanlarda ekonomik nedenlere bağlı olarak tuza dayanıklı pamuk tarımından 58 diğer bitkilerin tarımına geçiş 5. GENEL YORUMLAR VE ÖNERİLER Sevgi DONMA yapmaktadırlar. Bu bölümde, çok iyi bir tarla içi drenaj ağı yapılmazsa halen var olan yüksek taban suyu problemi değişen bitki desenine bağlı olarak sulamanın artması ile çok ciddi boyutlara ulaşabilir. Diğer bir alternatif olarak, kurutulmuş ve/veya kısmen kurutulmuş olan alanın doğal kullanım ölçütleri oluşturularak ekonomik değeri yüksek tuzcul bitkilerin (halofitler) ekimlerinin programlarıyla ilgili kuruluşlar tarafından yeni arazi ve su kullanım desteklenmesi gerekmektedir. Düzenlenmesi gereken su ve arazi/toprak kullanım programı, deltanın doğasına uygun bir kullanım biçiminde hazırlanmış olacağı için, ilerideki olası/beklenen iklim değişimi sorunlarının da bu programla aşılabilmesi düşünülebilir. h) Benzer yaklaşımla lagünlerin güneyinde yeralan kumullarda yapılan yoğun karpuz ve yerfıstığı tarımının ilgili kuruluşlarca engellenerek, doğal ekosisteme uygun tuzcul ve yerel bitki çeşitlerinin yetiştirilmesinin yaygınlaştırılması gereklidir. ı) Ovadaki olası iklim değişimi sürecinde, yeni alanların sulamaya açılması ve özellikle sebze, meyve ekim alanlarının artması, sulama sezonunun daha erken başlamasına neden olacak ve bunun sonucunda su eksikliği/açığı oluşacaktır. Oluşabilecek su açığını kapatmak amacıyla yer altı su kullanımı artacak, bunun sonucunda da yer altı su düzeyinin düşmesine ve deniz suyunun yer altı suyuna karışmasına neden olunacaktır. Bu nedenlerle, başka bir deyişle, deniz suyu karışımı riski nedeniyle, ovanın özellikle kıyı kesimlerinde yer altı suyunun kullanılmasının durdurulmasının veya sürdürülebilir kullanım gerekmektedir. 59 programlanmasının yapılması KAYNAKLAR ÇETİN, M., KIRDA, C., 2003. Spatial and temporal changes of soil salinity in a cotton field irrigated with low- quality water. Journal of Hydrology 272 ( 2003 ) 238–249. ÇETİN, M.; ÖZCAN, H.; 1999. Tr.J. of Agriculture and Forestry 23. Ek Sayı, 207217. ÇETİN, M., ÖZCAN,H., TÜLÜCÜ,K., 1999. Aşağı Seyhan Ovası ( ASO) IV. Merhale Proje Alanı Toprak ve Taban Suyuna İlişkin Bazı Fiziksel ve Kimyasal Özelliklerin Olasılık Dağılımı Fonksiyonlarının Belirlenmesi. GAP 1.Tarım Kongresi 26–28 Mayıs 1999, Şanlıurfa. ÇETİN,M.,DİKER, K., 2003. Assessing Drainage Problem Areas By GIS : A Case Study In The Eastern Mediterranean Region of Turkey. Irrigation and Drainage. 52: 343–353 ( 2003 ). ÇULLU, M.A., A. ALMACA, A.R. ÖZTÜRKMEN, N. AGCA, F. INCE, M.R. DERİCİ 1998. The Salinity Changes of Harran Plain Soils. M. Sefik YESILSOY International Symposium on Arid Region Soil (21-24 September 1998, Menemen-Izmir-Turkey), 375-380. (in Turkish). ÇULLU, M.A., İ.ÇELİK, A.ALMACA.2000. Degradation of the Harran Plain Soils Due To Irrigation. Proceedings of Internetional Symposium on Desertification. Konya-Turkey.s. 193-197. DİKER , K ., ÇETİN , M., ÖZCAN , H , 1999. Sulama Tesislerinin Sulama Birliklerine Devir İşleminin Taban Suyu Düzeyi ve Kalitesi Üzerine Etkilerinin Coğrafik Bilgi Sisteminden Yararlanılarak Araştırılması. VII. Kültürteknik Kongresi Bildiriler 11–14 Kasım 1999. DİNÇ , U., M. SARİ, S. ŞENOL, M. SAYIN, M.R. DERİCİ, V. S. ÇAVUŞGİL, M. GÖK, H. EKİNCİ, N. AĞCA, E. SCHLİCTİNG , 1990. Çukurova Bölgesi Toprakları. Ç.Ü.Z.F yardımcı ders kitabı, No. 26. Adana. DİNÇ, U., ŞENOL ,S., KAPUR, S. AND SARI, M., 1991. Formation, Distribution and Chemical Properties of Saline and Alkaline Soils of the Cukurova Region, Southern Turkey. Catena, 18 (2): 173-178. 60 DME (1970-2003).Adana ve Karataş Meteoroloji İstasyonları Yağış Verileri. Devlet Meteoroloji Müdürlüğü Adana. DONMA, S., NAGANO, T., and WATANABE, T., 2004 . Irrigation system and improvement in the Lower Seyhan Plain, The interim report of ICCAP, ICCAP pub. 3. DSİ, 1984. ASO IV. Merhale Projesi Yapılırlık Raporu. Adana. DSİ (1980-2003). Tabansuyu Kontrol Raporu. DSİ VI. Bölge Müdürlüğü ASO Sulamaları İşletme ve Bakım Şube Müdürlüğü. Adana. DSİ (2002). DSİ’ce İşletilen ve Devredilen Sulama Tesisleri Değerlendirme Raporu. DSİ İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığı. Ankara-2002. DSİ ( 1997-2005 ). DSİ’ce İnşa Edilerek İşletmeye Açılan ve Devredilen Sulama Tesisleri Mahsul Sayım Sonuçları Kitapları. İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığı. Ankara. DSİ (2003). Devredilen Sulama Tesisleri 2003 Yılı İzleme ve Değerlendirme Raporu. DSİ VI. Bölge Müdürlüğü ASO Sulamaları İşletme ve Bakım Şube Müdürlüğü Adana. DWİVEDİ, R.S., 1992. Monitoring and the study of effects of image scale on delineation of salt affected soils in the Indo-Gangetic plains. Int. J. Remote Sens. 13, 1527–1536. DWİVEDİ, R.S., SREENİVAS, K., 1998. Delineation of salt-affected soils and waterlogged areas in the Indo-Gangetic plains using IRS-1C LISS-III data. Int. J. Remote Sens. 19, 2739–2751. EL-ASHRY M. T. 1991. Policies for Water Resource Management in Semi-Arid Regions. - International Journal of Water Resources Development 7 (4) 230 236 FALKENMARK, M.,ROCKSTROM, J,1993. Curbing rural exodus fron tropical drylands. AMBIO-0122 no 71993. FAO., 1985. Guidelines: Lands Evaluation for Irrigated Agriculture. FAO Soils Bulletin for Irrigated Agriculture. FAO., 1988. World Agriculture Toward 2000: A FAO Study N. Alexandratos (ed.) Bellhaven Press London 338 s. 61 FAO., 2002. The State of Food Insecurity In The World 2002 FAO Rome. Retrieved 15 October from www.fao.org GHASSEMİ F. A. J. JAKEMAN AND H. A. NİX.1995. Salinisation of land and water resources. Centre for Resource and Environmental Studies. The Australian National University. Canberra ACT 0200. Australia. IGLESİAS, 2001. RICAMARE workshop on the assessment, assimilation, and validation of data for “Global Change” related research in the Mediterranean area.Casablanca, 21-24 February 2001. IFPRI., 2004 . Water and Food to 2025. Policy Responses to Threat of Scarcity. IPCC (2001). Climate Change 2001: The Scientific Basis. IPCC Third Assessment Report. Cambridge: Cambridge University Press. JAMES, D.W., R.J. HANKS AND J.J. JURİNAK., 1982. Modern Irrigated Soils. John Wiley and Soons. Printed in the USA.. 235 p. KANBER, R., ÇULLU, M.A., KENDİRLİ, B., ANTEPLİ, S., YILMAZ, N., 2004. Sulama, Drenaj ve Tuzluluk. Türkiye Ziraat Mühendisliği VI. Teknik Kongresi Bildiri Kitabı, s. 213-252. KAYASSEH, M., SCHENK, C., 1989. Reclamation of Saline Soils Using Calcium Sulphate from the Titanium in Industry-Ambio 18 (2) 124 - 127. KHAN, N.M., SATO, Y., 2001. Monitoring hydro-salinity status and its impact in irrigated semi-arid areas using IRS-1B LISS-II data. Asian J. Geoinform. 1 (3), 63–73. KILINÇER, N., ÇAKMAK, İ., ERİŞ, A., KANBER, R., KINACI, E., YURDAKUL, O., 2002. TÜBİTAK’ın Tarım Sektörüne Yönelik Yaklaşım Ve Politikalarını Belirlemesine İlişkin Yapılan Değerlendirme Çalışması. TÜBİTAK- TOGTAG, Çittage Raporu. Basılmamış. Ankara, s .146 KİMURA, F., AKİO, K., AKİMASA, S., JUN, A., AKİYO, Y., (2006). An Assessment for Downscaling Methods for Global Warming in Turkey. The Advance Report of ICCAP. May, 2006. Research Institute for Humanity and Nature, Kyoto, Japan. KRASOVSKAİA, I., 1995. Quantification of the stability of river flow regimes. Hydrological Sciences Journal, 40, 587–598. 62 KUME, T ., AKÇA, E., NAGANO, T ., DONMA , S ., SERDEM, M ., KAPUR, S., AND WATANABE, T. 2006. An analysis of spatial variability of soil salinity in an irrigated area- southern Turkey , Water and Land Managment for Sustainable İrrigated Agriculture, ( CD-ROM). LAL, R., 1991. Current research on crop water balance and implications for the future. In: Soil Water Balance in the Soudano Sahelian Zone. Eds. LETTENMAİER, D. P., WOOD, A. W., PALMER, R. N., WOOD, E. F., AND STAKHİV, E. Z. (1999). “Water resources implications of global warming; a U.S. regional perspective.” Climatic Change,43, 537-579. MCNEİL, J. D. 1980. Electromagnetic terrain conductivity measurement at low induction numbers , Mississauga, Ontario, Canada, Geonics Ldt. Techinal Note TN-6. MEHANNİ, A.H.,1998. The Influence of depth on salinity of water table on the salt levels in the duplex red Brown earths of Goulburn Valley of Victoria Australian J. Of Experim. Ag., 28 (5), 593-597. ÖZCAN, H. ; ÇETİN, M., 1996. Land Degradation Induced By High Groundwater Level and Soil Salinity In The IV. Stage Project Area Of Yüreğir Plain : A Case Study.( S. Kapur, E. Akça, A. R. Mermut, A. D. Öcal, H. C. Eswaran ) ST International Conferance on Land Degradation, Proceedings, p.93-99, 1014 June Adana, Turkey. ÖZCAN, H., ÇETİN, H., DİKER, K, ( 2003). Monitoring and Assesment of Land Use by GIS. Environmental Monitoring and Assesment 87: 33-45, 2003. Kluwer Acadamic Publishers. Printed in Netherlands. ÖZCAN, H., E. AKÇA, S. KAPUR, O. DİNÇ, 2000. Soil Salinity Monitoring of a Selected Area in the Yüregir Plain, Adana-Turkey. Proceedings of International Symposium on Desertification (13-17 June 2000, KonyaTurkey), 391-396. ÖZCAN, H.;ÇETİN, M., 1998. The Relationship Between Groundwater and Soil Salinity in the Eastern Mediterranean Coastal Region, Turkey. M. Şefik Yeşilsoy International Symposium on Arid Region Soils ( YISARS), 63 International Agrohydrology Research and Training Center, 21–24 September, p. 370–374. Menemen-İzmir, Turkey. ÖZGENÇ, N. AND ERDOĞAN, F.C., 1988. DSİ Sulamalarinda Bitki Su Tüketimleri ve Sulama Suyu İhtiyaçları. DSİ İşletme ve Bakım Daire Başkanlığı. Ankara. ÖZGÜL, Ş., 1974. Tuzluluk ve Sodiklik. Uluslar arası Sulama ve Drenaj Komisyonu Türk Milli Komitesi. Teknik Rehber. Ankara. RAHMAN, W.A., D.L. ROWELL 1979. The Influence of Magnesium in Saline and Sodic Soils: A Specific Effect or A Problem of Cation Exchange Journal of Soil Science. 30: 535-546. RAO, B.R.M., DWİVEDİ, R.S., VENKATARATNAM, L., RAVİSHANKAR, THAMMAPPA, S.S., BHARGAWA, G.P., SİNGH, A.N.,1991. Mapping the magnitude of sodicity in part of the Indo-Gangetic plains of Uttar Pradesh, northern India using Landsat-TM data. Int. J. Remote Sens. 12 (3), 419–425. RİSBY, J.S. AND D. ENTEKHABİ, 1996. Observed Sacremento Basin streamflow response to precipitation and temperature changes and its relevance to climate impact studies. Journal of Hydrology, 184, 209–223. ROCKSTRÖM, J., 2003. Rewsilence Bilding and Water Diment Management for Drouth Mitigation. Physics and Chemistry of the Erath.v. 28: 869-877. RHOADES J. D., 1987. The Problem of Salt in Agriculture. - Yearbook Konferansı Bildirileri Ankara Cilt. 1 s.123-138. SEZGİNER,Y.,GÜNER,R.,1994.Su Kaynakları Geliştirme Projelerinin Gerçekleştirilmesinde Uyumsuzluk Sorunları. T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı DSİ Genel Müdürlüğü 40’ıncı Kuruluş Yılı (1954-1994) Su ve Toprak Kaynaklarının Geliştirilmesi SUPANNEE, R., 1990. Characteristics os Salt Effected Soils. Problem and Remedial Measure For The Utilization of Salt Effected Land in Nam Pong Irrigation Project Stage 2. Kasetsart Univ., Bangko ( Thailand). SHARMA, R.C., BHARGAWA, G.P., 1988. Landsat imagery for mapping saline soils and wetlands in north-west India.Int. J. Remote Sens. 9, 69–84. 64 SMEDEMA, L.K; RYCRAFT, D.W., 1983. Land Drainage. Batsford Academic and Educational Ltd. London. Pp.376. SOIL SURVEY STAFF 1993. Soil Survey Manuel. U.S. Dept. Agriculture Handbook No. 18., 503 p. SOYKAN, İ., 1995. Dünyada İklimsel Değişimler. Köy Hizmetleri Su Yönetimi Araştırmaları Grup Toplantısı, Konferans, Menemen. SRİVASTAVA, A., TRİPATHİ, N.K., GOKHALE, K.V.G.K., 1997. Mapping groundwater salinity using IRS-1B LISS II data and GIS techniques. Int. J. Remote Sens. 18, 2853–2862. SUPANNEE, R., 1990. Characteristics os Salt Effected Soils. Problem and Remedial Measure For The Utilization of Salt Effected Land in Nam Pong Irrigation Project Stage 2. Kasetsart Univ., Bangko ( Thailand). ŞAYLAN , L., AND ÇALDAĞ, B., 2002. Evaluation of the effects of CO2 variations on wheat growth by using a crop-weather model in Kırklareli, Turkey. International Solid Waste Association (ISWA). Appropraite Enviromental and Solid Waste Management and Technologies for Developing Countries Congress and Exhibition, 8-12 July 2002, İstanbul. ŞAYLAN, L., 1998. Tarım ve Orman Meteorolojisi Alanında Durumumuz ve Yapılması Gerekenler, Tarım ve Orman Meteorolojisi’ 98 Sempozyumu 2123 Ekim 1998, İTÜ, 9-16. ŞAYLAN,L. AND ÇALDAĞ, B., 2000. Potential Impacts of Climate Change on Agriculture, 2nd International Symposium on New Technologies for Enviromental Monitoring and Agro- Applications, AGROENVIRON-2000, 18-20 October 2000, Tekirdağ. Turkey, 8-11. ŞAYLAN.L.,(1995). İklim Değişiminin Dünya Tarımına Etkileri, Hasat dergisi, 106, 18-20. ŞEN.Z.,2005. www.dünyasugünü.org/2005 TANAKA, K., SHUİCHİ, I., (1994). Simple Biosphere Model Including Urban Canopy (SiBUC) for Regional or Basin-Scale Land Surface Processes, Proc. Of International Symposium on GEWEX Asian Monsoon Experiment, pp. 59-62. 65 TANAKA, K., FUJİHARA, Y. , WATANABE, T., KOJİRİ, T and IKEBUCHİ S. (2006) Projection of the Impact of Climate Change on the Surface Energy and Water Balance in the Seyhan River Basin Turkey, Annual Journal of Hydraulic Engineering, Vol.50, pp.31-36. TOPÇU, S. 1998. Tarim Mühendisliginde Çevre Sorunlari. Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Genel Yayin No: 207, Ders Kitaplari Yayin No: A-65. Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Ofset Atölyesi. Adana. 269 S. UMETSU, C., DONMA, S., NAGANO, T., COŞKUN, Z.(2005) “The Efficient Management of Water User Associations: The Case of Lower Seyhan Irrigation Project in Turkey.” In An Economic and Institutional Analysis of the Impacts of Climate Change on Agriculture and Farm Economy in Eastern Mediterranean and Central Anatolia Regions in Turkey. pp.79-90. Research Institute for Humanity and Nature (RIHN), Kyoto Japan. USDA-NRCS, 2004. Soil Survey Laboratory Methods Manual. Soil Survey Investıgations Report no. 42w. Version 4.0. Lincoln, Nebraska. YAVUZ, M.Y., 1984. Aşağı Seyhan Ovası Sol Sahilinde Bulunan Beton Kaplamalı Kanallarda Sızan Su Miktarlarının Belirlenmesi. Ç.Ü.Fen Bilimleri Enst. Kültürteknik Ana Bilim Dalı Yük. Lis. Tezi, Adana, 45 s. YÜZGEÇ, A.,1985. Çukurova Bölgesinde Tuzlu ve Alkali Toprakların Oluşumu, Dağılımı, Özellikleri. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü. ( Master Tezi). Adana. WHİTE, A.F. AND A.E. BLUM, 1995. Effects of climate on chemical weathering in watersheds. Geochimica et Cosmochimica Acta, 59, 1729–1747.Wiley and Soons. Printed in the USA.. 235 p. U.S. Dept. Agr. Handbook. 60 p. 66 EKLER EK 1 Çizelge 4.3. Aşağı Seyhan Ovasındaki Toprak Serileri EK 2 Çizelge 4.4. Haziran, 2005 EM Ölçümü, Arazi Kullanımı ve Ölçüm Noktalarının Denizden Yüksekliği Çizelge 4.5. Temmuz, 2005 EM Ölçümü, Arazi Kullanımı ve Toprak Serileri Çizelge 4.6. Ağustos, 2005 EM Ölçümü ve Arazi Kullanımı Çizelge 4.7. Eylül, 2005 EM Ölçümü ve Arazi Kullanımı Çizelge 4.8. Ekim, 2005 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı Çizelge 4.9. Kasım, 2005 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı Çizelge 4.10. Şubat, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı Çizelge 4.11. Nisan, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı Çizelge 4.12. Ağustos 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı Çizelge 4.13. Ekim, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı Çizelge 4.14. Kasım, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı 67 EK 1 Çizelge 4.3. Aşağı Seyhan Ovasındaki Toprak Serileri ( Dinç ve ark., 1990). TOPRAK SERİLERİ FAO/ISRIC/IUSS, 1998 USDA, 2003 1. Canakçı 2. Arıklı 3. Arpacı 4. Misis 5.Yenice 6. Incirlik 7. Helvacı 8. Oymakli 9. Baharli 10. Ismailiye 11. Pekmez 12. Arkaca 13. Innaplı 14. Mürsel 15. Seyhan 16. Karataş 17. Gölyaka 18. Adana 19. Karabucak 20. Gemisüre Calcaric Fluvisol Chromic Vertisol Calcaric Fluvisol Vertic Cambisol Calcaric Fluvisol Chromic Vertisol Gleyic Solonchak Calcaric Fluvisol Eutric Regosol Eutric Regosol Chromic Vertisol Chromic Vertisol Vertic Cambisol Calcic Cambisol Rendzina Rendzina Rendzina Calcic Luvisol Eutric Histosol Chromic Vertisol Typic Xerofluvent – (Entisol) Entic Chromoxerert – (Vertisol) Aquic Xerofluvent – (Entisol) Vertic Xerochrept – (Inceptisol) Vertic Xerofluvent – (Entisol) Entic Chromoxerert – (Vertisol) Vertic Halaqeupt – (Inceptisol) Typic Xerofluvent – (Entisol) Typic Xeropsamment – (Entisol) Typic Xerorthent – (Entisol) Typic Chromoxerert – (Vertisol) Palexerollic Chromoxerert – (Vertisol) Vertic Xerochrept – (Inceptisol) Fluventic Xerochrept – (Inceptisol) Lithic Haploxeroll – (Mollisol) Lithic Haploxeroll – (Mollisol) Lithic Haploxeroll – (Mollisol) Calcic Rhodoxeralf – (Alfisol) Hydric Medihemist – (Histosol) Typic Chromoxerert – (Vertisol) 68 EK 2 Çizelge 4.4. Haziran, 2005 EM Ölçümü, Arazi Kullanımı ve Ölçüm Noktalarının Denizden Yüksekliği No x y 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 723764 724766 725711 726597 722255 721257 720290 719814 719731 720062 719247 718732 717971 717673 717057 716065 709756 708919 708046 707224 706332 705373 704113 703632 702932 701463 700862 700480 700515 700164 699256 698174 696034 696680 695623 694364 693016 691936 691710 4057923 4057343 4057137 4057080 4058087 4058844 4059846 4060967 4061924 4063593 4063065 4063687 4065390 4065889 4066820 4067596 4068764 4068488 4062978 4062911 4062852 4062788 4062484 4062574 4062570 4062719 4062940 4064108 4065108 4065757 4065390 4065664 4066139 4065963 4066168 4065680 4065263 4063794 4062911 ECv ECh (mS/m) (mS/m) 58 103 110 128 191 171 226 89 64 82 55 193 91 63 61 120 41 71 93 275 115 254 546 423 277 455 441 89 111 24 104 87 79 53 88 97 136 225 173 33 65 66 102 135 126 166 65 49 63 28 121 62 40 37 76 27 58 64 184 64 172 480 307 192 327 329 49 69 15 86 53 51 33 64 68 123 170 98 Arazi Kullanımı Buğday-Anız yanmış Boş Arazi Sürülmüş Pamuk Pamuk Sürülmüş Pamuk Mısır Sürülmüş Buğday-anız yanmış Buğday-anız yanmış Buğday-anız yanmış Buğday-anız yanmış Buğday-anız yanmış Pamuk Buğday-anız yanmış Buğday Karpuz Buğday Pamuk Boş - buğday Pamuk Pamuk Pamuk Buğday Boş arazi Pamuk Buğday Domates Buğday Domates Boş-karpuz-domates Buğday-karpuz Buğday-anız yanmış Mısır-domates Buğday- anız-mısır Domates Boş-otlak-karpuz Buğday 69 Denizden Yükseklik(m) (SRTM) 2 3 4 4 5 4 3 6 6 5 6 4 3 5 5 4 6 7 3 2 5 4 4 1 3 2 1 3 3 4 4 5 2 3 2 2 2 2 2 (ICCAP dem) 4.52 0 0 0 16.1 27.5 39.9 49.1 48.3 46.2 43.8 39.8 33 30.7 26.6 25.2 16.5 15.7 6.1 5.7 4.8 4.4 3.2 2.9 2.7 2.2 2.4 3.8 5.6 6.7 5.5 5.9 5.2 4.8 5.2 4.9 4 1.7 0.5 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 691777 692571 692070 690715 689670 687378 686411 686626 686471 685762 687377 4061513 4060968 4061121 4065008 4065013 4064265 4062949 4064096 4064617 4066305 4067922 712 1544 96 428 175 69 68 50 224 179 72 648 1542 62 388 107 72 68 23 177 119 56 Sulak alan- buğday Sulak alan Mısır Kavun Domates Narenciye Buğday Yerfıstığı Buğday Domates Patlıcan 1 0 1 1 1 3 0 4 2 3 5 0 0 0 3.3 3.2 1.8 0 1.3 2 4.5 7.3 Çizelge 4.5. Temmuz, 2005 EM Ölçümü, Arazi Kullanımı ve Toprak Serileri No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 Ort. ECv (mS/m) 83 59 109 80 NA 227 244 105 74 112 57 249 378 150 160 105 83 79 60 297 137 467 595 552 338 486 536 79 106 45 65 72 76 118 68 Ort. ECh (mS/m) Toprak serileri (çizelge 1) 14 5 7 5 42 5 27 5 NA 4 118 4 148 4 46 5 22 5 51 4 7 5 109 4 245 8 77 4 105 8 58 8 29 5 24 1 8 6 174 4 54 6 355 4 455 4 382 4 213 4 278 4 368 4 16 8 28 6 0 4 8 4 44 4 14 4 95 4 11 5 70 Arazi kullanımı Anız yanmış- boş Karpuz Pamuk Mısır NA Pamuk Pamuk Mısır Mısır Mısır Sürülmüş Mısır Pamuk Mısır Mısır Boş - doğal Mısır Mısır Boş Pamuk Boş arazi Pamuk Boş arazi Pamuk Pamuk Boş - doğal Pamuk Sürülmüş Domates Sürülmüş Sürülmüş Karpuz Sürülmüş Mısır Sürülmüş 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 84 129 520 239 1457 1564 95 398 184 94 61 64 203 194 65 50 45 346 126 1346 1661 40 256 73 49 0 4 96 79 10 6 5 30 4 5 8 1 4 1 5 9 30 5 4 1 Mısır Mısır Boş - doğal Anız yanmış-çıplak Boş - doğal Boş - doğal Mısır Mısır Domates Narenciye Boş Yerfıstığı Domates Domates Patlıcan Çizelge 4.6. Ağustos, 2005 EM Ölçümü ve Arazi Kullanımı No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 Ort. ECv (mS/m) 78 73 86 183 N/A 269 144 105 95 86 103 54 254 178 139 51 93 102 121 269 164 431 682 414 252 479 443 137 66 38 26 71 88 Ort. ECh (mS/m) 39 54 47 118 N/A 219 87 63 65 53 84 20 162 131 97 25 50 61 77 173 104 299 608 293 217 290 309 91 28 14 4 39 44 71 Arazi Kullanımı Boş Pamuk Pamuk Pamuk Mısır Pamuk Mısır Pamuk/mısır Mısır Mısır Mısır Pamuk Mısır Mısır Pamuk Soya Mısır Pamuk Pamuk Boş Pamuk Pamuk Boş Mısır Doğal bitki örtüsü Pamuk Boş Boş Boş Boş Boş Boş 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 54 59 132 66 320 342 1479 1565 77 280 184 61 32 32 137 135 49 20 27 96 27 362 267 1495 1579 49 187 94 53 13 12 77 75 28 Boş Boş Boş Boş Boş Boş Doğal bitki örtüsü Doğal bitki örtüsü Mısır Boş Boş Narenciye Boş Boş Boş Boş Patlıcan Çizelge 4.7. Eylül, 2005 EM Ölçümü ve Arazi Kullanımı No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 Ort. ECv (mS/m) 87 111.4 71.4 89 NA 170.2 NA NA 88.4 58.6 82 57.2 185.6 190.8 139.8 103 59.8 53.6 73 369.8 170 325.8 540 346.2 171.2 414.8 341.6 88.4 Ort. ECh (mS/m) 43.2 60.8 31.8 49 NA 112.6 NA NA 58.8 35.4 43.6 16.2 96.8 135.8 96 53 32.8 22.2 34 273.8 98.8 198.6 369.2 235.4 84.2 240.4 203.8 48.6 72 Arazi kullanımı Sürülmüş Pamuk Pamuk Pamuk mısır/pamuk mısır/pamuk Mısır Mısır Sürülmüş Pamuk Mısır Mısır Boş arazi Soya Sürülmüş Pamuk Pamuk Boş arazi Pamuk Pamuk Mısır Pamuk Doğal bitki örtüsü Pamuk Çıplak arazi 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 67.6 46 27.6 50.4 85.2 55.8 97.2 80.2 63.8 408.6 253 1353.6 935.6 81.8 232 183.8 NA 31.2 24.2 99.4 100 72.2 25.6 17.8 2.2 21 35.6 18 61.4 29.8 26.4 331.4 175.8 1136 960.2 42.8 118.4 94.2 NA 2.4 6 47.8 42.4 36.8 Çıplak arazi Çıplak arazi Çıplak arazi Çıplak arazi Çıplak arazi Çıplak arazi Sürülmüş Çıplak arazi Çıplak arazi Çıplak arazi Çıplak arazi Doğal bitki örtüsü Doğal bitki örtüsü Çıplak arazi Sürülmüş Sürülmüş Narenciye Çıplak arazi Çıplak arazi Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Çizelge 4.8. Ekim, 2005 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı No Ort. ECv (mS/m) Ort. ECh (mS/m) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 113 80 49 60 160 214 168 74 54 75 62 138 120 88 168 76 51 64 85 287 135 67 41 19 32 102 155 112 43 32 49 31 90 82 52 111 59 35 40 45 210 83 73 Arazi kullanımı Sürülmüş Pamuk Hasat edilmiş pamuk Pamuk Hasat edilmiş mısır Mısır/pamuk hasat Pamuk sürülmüş 2. ürün mısır Mısır/pamuk Hasat edilmiş mısır Sürülmüş Sürülmüş Yakılmış mısır anızı Hasat edilmiş mısır Mısır 2. ürün mısır Sürülmüş Sürülmüş Pamuk sürülmüş Mısır Sürülmüş buğday 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 157 307 440 206 379 290 126 58 27 19 47 94 44 53 86 69 276 268 1352 1565 84 242 149 97 27 26 155 84 51 89 189 289 127 229 171 91 21 21 14 35 67 32 39 71 38 244 224 1304 1533 60 153 91 67 19 21 124 48 49 Pamuk sürülmüş Pamuk sürülmüş Mısır Pamuk sürülmüş Doğal bitki örtüsü Pamuk sürülmüş Çıplak arazi Domates sürülmüş Sürülmüş Çıplak arazi Çıplak arazi Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Doğal bitki örtüsü Sürülmüş Doğal bitki örtüsü Doğal bitki örtüsü Mısır sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Narenciye Sürülmüş Çıplak arazi Çıplak arazi Sürülmüş Patlıcan Çizelge 4.9. Kasım, 2005 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı No Ort. ECv (mS/m) Ort. ECh (mS/m) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 130 94 75 119 182 208 193 81 52 70 59 161 133 107 100 64 40 84 144 146 140 54 42 58 37 117 111 82 74 Arazi kullanımı Sürülmüş Buğday Buğday Sürülmüş Sürülmüş Hasat edilmiş mısır Ekim yapılmış Hasat edilmiş mısır Hasat edilmiş mısır Hasat edilmiş mısır Ekim yapılmış Hasat edilmiş mısır Hasat edilmiş mısır Hasat edilmiş mısır 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 65 148 51 79 78 302 278 239 448 444 174 495 425 129 94 47 78 90 99 80 97 67 204 265 146 1299 1452 76 281 125 101 21 0 184 138 32 48 112 39 68 65 239 217 184 318 350 147 370 335 114 87 52 69 87 49 55 53 75 144 286 118 1216 1442 45 176 61 101 70 0 131 98 44 Hasat edilmiş mısır Buğday Çıplak arazi Buğday Buğday Ekim yapılmış Buğday Buğday Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Doğal bitki örtüsü Pamuk hasat edilmiş Soğan Sürülmüş Sürülmüş Buğday Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Buğday Sürülmüş Sulak alan Buğday Doğal bitki örtüsü Sulak alan Sulak alan Buğday Sürülmüş Sürülmüş Narenciye Yerfıstığı Mısır hasat edilmiş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Çizelge 4.10. Şubat, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı No 1 2 3 4 5 6 7 8 Ort. ECv (mS/m) 119 120 135 144 224 NA 194 114 Ort. ECh (mS/m) 50 40 47 56 143 NA 98 40 75 Arazi kullanımı Buğday Buğday Sürülmüş Sürülmüş Buğday Buğday Pamuk sürülmüş Pamuk sürülmüş 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 155 80 98 25 145 115 81 183 67 93 120 265 275 283 388 437 227 385 496 114 139 72 110 92 109 86 81 104 188 327 134 1141 1369 95 305 136 96 69 26 157 194 71 72 17 35 9 68 44 18 109 6 37 39 162 159 156 254 287 117 236 380 51 49 18 41 36 44 17 19 34 87 247 54 980 1317 30 172 50 32 9 0 70 81 12 76 Buğday Buğday Buğday Mısır sürülmüş Mısır sürülmüş Mısır sürülmüş Mısır sürülmüş Buğday Soya sürülmüş Buğday Buğday Buğday Sürülmüş Buğday Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Doğal bitki örtüsü Buğday Soğan Sürülmüş Sürülmüş Soğan Sürülmüş Buğday Sürülmüş Sürülmüş Buğday Sürülmüş Doğal bitki örtüsü Buğday Doğal bitki örtüsü Doğal bitki örtüsü Buğday Sürülmüş Sürülmüş Narenciye Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Buğday Çizelge 4.11. Nisan, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 Ort. ECv (mS/m) 135 113 82 137 141 169 174 205 122 45 60 71 133 104 71 108 50 47 50 181 184 183 445 463 273 496 440 80 89 58 96 87 142 77 83 57 224 245 117 1345 1612 65 231 Ort. ECh (mS/m) 88 62 57 83 89 125 137 145 85 32 54 47 106 79 47 85 34 36 27 115 125 131 332 362 192 390 327 52 61 37 67 84 108 52 75 35 188 175 92 1465 1715 42 147 77 Arazi kullanımı Buğday Buğday Soğan Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Buğday Buğday Buğday Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Buğday Alçak tunnel sebze Buğday Buğday Buğday Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Doğal bitki örtüsü Buğday Soğan Domates Sürülmüş Soğan Karpuz Karpuz Karpuz Karpuz Buğday Sürülmüş Doğal bitki örtüsü Buğday Doğal bitki örtüsü Doğal bitki örtüsü Buğday Sürülmüş 44 45 46 47 48 49 50 204 66 48 33 134 145 38 130 48 30 25 88 84 27 Sürülmüş Turunçgil Sürülmüş Karpuz Karpuz Karpuz Domates Çizelge 4.12. Ağustos 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 Ort. ECv (mS/m) 78 138 115 138 NA 138 240 95 68 58 104 185 172 81 64 110 57 96 89 299 376 286 560 486 312 463 488 94 120 75 123 144 80 64 78 85 219 285 84 1354 1520 Ort. ECh (mS/m) 39 92 55 122 NA 119 154 82 44 34 57 121 1138 42 34 66 45 77 56 222 287 172 489 420 257 309 333 51 70 69 120 108 42 34 70 51 140 198 41 1137 1251 78 Arazi kullanımı Çıplak arazi Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Soya Mısır Pamuk Pamuk Mısır Mısır Sürülmüş Sürülmüş Buğday/anız Pamuk Mısır Pamuk Pamuk Sürülmüş Sürülmüş Pamuk Pamuk Mısır Doğal bitki örtüsü Pamuk Karpuz Sürülmüş Sürülmüş Pamuk Sürülmüş Sürülmüş Karpuz 1. ürün mısır Sürülmüş Domates Sürülmüş Derin sürülmüş Doğal bitki örtüsü Doğal bitki örtüsü 42 43 44 45 46 47 48 49 50 75 319 240 NA 59 NA 232 196 61 35 185 154 NA 37 NA 140 144 45 Derin sürülmüş Sürülmüş Pamuk Narenciye Çıplak arazi Karpuz Pamuk Pamuk Sürülmüş Çizelge 4.13. Ekim, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 Ort. ECv (mS/m) Ort. ECh (mS/m) 145 75 62 NA 220 148 146 65 47 78 60 96 56 38 230 62 69 56 278 215 235 512 534 235 524 490 58 40 40 73 62 52 60 60 74 130 310 60 153 45 29 NA 158 101 133 43 55 66 36 66 33 16 135 52 50 31 210 132 155 406 432 139 380 357 38 15 26 42 34 25 30 32 45 93 238 31 79 Arazi kullanımı Buğday Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Sürülmüş Sürülmüş Mısır Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Pamuk Sürülmüş Alçak tünel sebze Mısır Pamuk Pamuk Sürülmüş Sürülmüş Pamuk Sürülmüş Pamuk Doğal bitki örtüsü Pamuk Pamuk Sürülmüş Sürülmüş Pamuk Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Doğal bitki örtüsü Sürülmüş 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 234 1412 1539 92 121 NA 36 NA 106 86 48 144 1387 1488 43 64 NA 20 NA 155 52 45 Sürülmüş Doğal bitki örtüsü Doğal bitki örtüsü Sürülmüş Pamuk Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Çizelge 4.14. Kasım, 2006 EM Ölçümleri ve Arazi Kullanımı No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 Ort. ECv (mS/m) 110 124 75 105 NA 210 177 112 58 77 69 141 121 56 55 125 44 65 56 278 215 235 512 534 235 524 490 58 40 40 73 62 52 60 60 74 130 Ort. ECh (mS/m) 98 85 45 77 NA 147 152 125 43 62 44 100 88 33 37 87 28 47 31 210 132 155 406 432 139 380 357 38 15 26 42 34 25 30 32 45 93 80 Arazi kullanımı Buğday Buğday Buğday Buğday Sürülmüş Buğday Buğday Sürülmüş Sürülmüş Mısır Buğday Buğday Buğday Buğday Sürülmüş Sürülmüş Alçak tunnel sebze Mısır Pamuk Pamuk Sürülmüş Sürülmüş Pamuk Sürülmüş Pamuk Doğal bitki örtüsü Pamuk Pamuk Sürülmüş Sürülmüş Pamuk Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 310 60 234 1412 1539 92 121 NA 36 NA 106 86 48 238 31 144 1387 1488 43 64 NA 20 NA 155 52 45 81 Doğal bitki örtüsü Sürülmüş Sürülmüş Natural Natural Doğal bitki örtüsü Pamuk Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş Sürülmüş