Anadolu A¤›zlar›nda Kullan›lan Geçmifl Zaman Eki -(Y)XK Anadolu A¤›zlar›nda Kullan›lan Geçmifl Zaman Eki -(y)XK Nurettin Demir Girifl nadolu a¤›zlar›n›n konu al›nd›¤› ilk monografilerden birine imzas›n› atA m›fl olan Ö. A. Aksoy, Gaziantep a¤›zlar›nda -ik’li geçmifl zaman ad›n› verdi¤i bir ekin varl›¤›ndan söz eder (1945: 176 vd.). Bu, ayn› zamanda -ik’li geçmifl zaman ekiyle ilgili ilk bilgidir. M. Adamovi¶, Türk Dilinin Çekim Tarihi fleklinde Türkçelefltirebilece¤imiz çal›flmas›nda Aksoy’un verdi¤i bilgileri de¤erlendirir (1985: 205 vd.). Y›llar sonra Miskio¤lu, k›sa bir çal›flmada ekin Antakya a¤z›nda görüldü¤ünü dile getirir (1992: 1 vd.). Bir araflt›rmam›n sonunda ben de, bu geçmifl zaman ekinin, baz› Yörük a¤›zlar›n›n özelliklerinden birisi olabilece¤ine de¤inerek, çal›flman›n sonuçland›r›ld›¤› tarihe kadarki çal›flma ve derlemelerin yard›m›yla kullan›ld›¤› bölgeleri verdim (1996a: 68). Bunu yaparken eki tespit etti¤im a¤›zlara has öteki özellikler ve ekin kullan›ld›¤› bölgelerin yerleflim durumu hakk›nda ulaflabildi¤im bilgilerden hareket ettim. Ayn› çal›flmamda, Türkçenin ünlü uyumu kurallar›na ba¤l› olarak -(y)›k, -(y)ik, -(y)uk, -(y)ük flekilleri bulunan ve afla¤›da -(y)XK olarak gösterece¤im bu ekin, Eski ve Orta Türkçede görülen -yUK ile Türkçenin Orta Asya ve Güney Sibirya’daki kollar›nda de¤iflik varyantlar›n› buldu¤umuz -çXK ekiyle aras›nda bir ba¤ olup olmad›¤› sorusunu ortaya koydum. Söz konusu çal›flmam›n bitmesinden sonra da derlemelerimi sürdürdüm. Daha sonra Almanca olarak yay›mlam›fl oldu¤um bir araflt›rmay› do¤rudan bu konuya ay›rd›m ve eki ayr›nt›l› olarak inceledim (1997). Ancak o zamandan bu yana, ekle ilgili, yaz›n›n güncellenmesini hakl› gösterecek yeni yay›nlar ortaya ç›kt›. Bu yay›nlar s›ras›yla Buran (1996), Öztürk Edebiyat ve Dil Yaz›lar› 371 Nurettin Demir (2006) ve Y›ld›r›m (2006) taraf›ndan yap›lm›flt›r. Buran, flekilce benzer ekleri bir ayr›m yapmadan de¤erlendirmifl, -(y)XK ve flekilce benzerlerini yap›m ve çekim eki olarak ikiye ay›rm›fl, çekim eki olarak –mXfl ve -yor fonksiyonu ile kullan›l›fl›, s›fatfiil ve zarffiil olarak kullan›l›fl› olmak üzere dört ayr› bafll›k alt›nda incelemifltir (1996). Öztürk ise ekin bilinen di¤er ifllevleri yan›nda, benim baflka bir yaz›mdan (1996b) “Ekin Anadolu a¤›zlar›nda flimdiki zaman ifllevinde kullan›m› ile ilgili olarak” söylediklerimi al›nt›lam›flt›r (2006: 531). Özellikle Y›ld›r›m’›n çal›flmas› daha önce ancak seyrek belgelenebilmifl olan bu ekle ilgili, yeni ve flimdiye kadar bilinenlerden daha genifl ba¤lamlarda geçen örnekler sunmas› ve bu yönüyle ek hakk›nda daha ayr›nt›l› bir de¤erlendirme f›rsat› vermesiyle ayr› bir öneme sahiptir. Bu çal›flmada ekin çekimi verilecek, ifllevi ve di¤er geçmifl zaman eklerinden nas›l ayr›ld›¤› konusu üzerinde durulacak ve Anadolu’da kullan›ld›¤› co¤rafya biraz daha geniflletilmeye çal›fl›lacakt›r. Ekin nas›l ortaya ç›km›fl olabilece¤i, baflka eklerle aras›nda bir ba¤ olup olmad›¤›, bu arada baz› Çukurova a¤›zlar›nda -mXfl biçimini fiil çekiminde devre d›fl› b›rakm›fl olmas›n›n nedenleri gibi hususlar ise ayr› bir araflt›rma konusudur. Al›nt›lanan örneklerin bu çal›flma aç›s›ndan önem tafl›mayan transkripsiyon iflaretleri verilmemifl, örnekler pratik nedenlerle standart yaz›m biçimine yaklaflan iflaretlerle verilmifltir. Ba¤›ms›z biçimbirimler olan kapal› e, S ile, art damak geniz n’si de ñ ile verilmifltir. Uzun ünlüleri göstermek için (:) kullan›lm›flt›r. Yap›m eki – çekim eki ayr›m› Eki incelemeye geçmeden önce bir hususun aç›klanmas›nda yarar vard›r. Miskio¤lu, ekin kullan›ld›¤›n› bildi¤i ama örnek tespit edemedi¤i Gaziantep a¤z›n› kastederek “Oralarda bildirme kipinin üçüncü tekil kiflisi (kapan›k, uyan›k), bugün s›k s›k görülmekte ancak ‘eylem’ midir, ‘ad’ m›d›r, birbirine kar›flmaktad›r” (1992: 3) derken asl›nda ilginç bir hususu dile getirir. Gerçekten de ele ald›¤›m›z fleklin, standart Türkçede de var olan fiilden isim yapma eki -(y)Xk ile aras›ndaki benzerlik dikkat çekicidir: aç›k ‘aç›lm›fl’, ‘[O] açm›fl’. Hatta Adamovi¶ ekten bahsederken aynen flunlar› yazar: “Eine regionale und volkstümliche Art Perfekt wird mit dem Nomen resultativum -ik/-ïq/-ük/-uq und den Prädikatssuffixen gebildet: sen gör-üksüñ ‘du hast gesehen’, o al-ïq ‘er hat genommen.’ /.../ Als finite Form ist -ik recht ungewöhnlich, da mit diesem Morphem seit dem Altertum und in sämtlichen Türksprachen nur Nominalwörter substantivischer und adjektivischer Funktion gebildet werden, die in ihrem Wesen weder Prozess- noch Temporalsinn beinhalten und keine Negation haben können. Die Distanz des Nomens -ik zum Verbum finitum ist so gross, dass sie nur durch Analogie und nicht etwas aus Eigenentwicklung heraus überbrück werden konnte. Es könnte sich dabei um Analogie zum Verbalnomen -mi£ handeln”1 (1985: 205 1 Türkçesi: ‘Perfektin yerel ve halk a¤z›na has bir türü, sonuç bildiren isimler türeten -ik/-ïq/-ük/-uq ve bildirme ekleriyle yap›l›r: sen gör-üksüñ ‘du hast gesehen’, o al-ïq ‘er hat genommen.’ /.../ Bitimli biçim olarak –ik pek al›fl›lm›fl de¤ildir, çünkü bu biçimle eskiden ve bugün bir y›¤›n Türk di- 372 Anadolu A¤›zlar›nda Kullan›lan Geçmifl Zaman Eki -(y)XK vd.). Bu yüzden isim cümlesiyle fiil cümlesinin birbirinden ayr›lmas› gerekir. Elimizde bu ayr›mda kullan›lacak ölçütler vard›r. Bir yap›m eki olan -(y)XK, fiilin ifade etti¤i eylemden ortaya ç›kan sonuç veya durumu, geçiflli fiillerden sonra edilgenlik anlam› da tafl›yarak, gösterir; yani fiilden isim yapar: tükenik, t›kan›k, aç›k. Geçmifl zaman eki ise sadece dilbilgisel bir görev üstlenir; fiilin tafl›d›¤› anlamda bir de¤ifliklik yapmaz. Buna göre Kap› aç›k ‘Kap› aç›lm›fl [vaziyette]’ isim cümlesidir ve cümlede kap› öznedir. Buna karfl›l›k fiilin cümlede kendine bofl yer açabilme gücünü, yani valenz de¤erini korudu¤u Kap›[y›] aç›k ‘[O] kap›[y›] açm›fl’ cümlesinde kap›[y›] nesnedir ve cümle bir fiil cümlesidir. Ancak fiilin geçiflsiz olmas› durumunda isim cümlesiyle fiil cümlesini, mevcut bilgilerin yard›m›yla birbirinden tam olarak ay›rmak her zaman mümkün görünmüyor. Mesela Çocuk uyan›k cümlesini, uyan›k kelimesinin isim olarak kullan›lmas› sebebiyle isim cümlesi olarak yorumlama e¤imi a¤›r bas›yor: ‘Çocuk uyanm›fl [durumda], Çocuk uyumuyor’. Ancak ayn› cümleyi ‘[Görüyorum ki] çocuk uyanm›fl, gözlerini açm›fl’ fleklinde fiil cümlesi olarak anlamak da mümkündür. Buna karfl›l›k Sabah oluk ‘[Görüyorum ki] sabah olmufl’ ve Çocuk oynay›k ‘[Görüyorum ki bununla] çocuk oynam›fl’ cümlelerini, oluk ve oynay›k biçimleri buradaki manada isim olarak kullan›lmad›klar›ndan, isim cümlesi olarak anlamak pek mümkün görünmüyor. Çekimi Aksoy yukar›da ad› geçen monografisinde Gaziantep’te fiil köküne -ik eklenmesi suretiyle meydana gelen, anlamca ‘mifl’li geçmifl zaman’›n üçüncü tekil flahs›na benzedi¤ini söyledi¤i ekin, ‘mifl’li geçmifl zaman’ gibi çekildi¤ini belirtir ve flu çekim örne¤ini verir (1945: 177): geli¤im geliksin gelik geli¤iz geliksiñiz gelikler Hikaye ve flart birleflik zamanlar› gelikti, gelikse fleklinde kurulur. Miskio¤lu’nun verdi¤i, Antakya a¤z›na ait çekim örne¤i, eklerin standart Türkçedeki telaffuza göre kaydedilmifl olmas›n› bir kenara b›rak›rsak, Aksoy’unkinden sadece birinci ço¤ul flah›sta geli¤iz yan›nda geli¤ik fleklinin de bulunmas›yla ayr›l›r. Miskio¤lu ekin hikaye birleflik zaman çekimi için de flu örne¤i kaydeder: geliktim geliktin gelikti geliktik geliktiniz geliktiler, geliklerdi (1992: 2). linde, sadece özleri itibariyle süreç ve zaman anlam› içeren ve olumsuzu bulunmayan ad ve s›fat ifllevli isim soylu kelimeler türetilmektedir. –ik ile türetilmifl ismin bitimli fiile mesafesi, kendili¤inden bir geliflme olarak de¤il de ancak örnekseme yoluyla iki ucu bir araya getirilecek kadar büyüktür. Burada s›fatfiil –mifl örneksenmifl olabilir’. Edebiyat ve Dil Yaz›lar› 373 Nurettin Demir Y›ld›r›m’›n verdi¤i çekim kal›b› ise, ikinci tekil kiflinin -XK-sXñ ve birinci ço¤ul kiflinin -XK-XK olmas›yla Aksoy’dan ayr›l›r (2006: 224). Benim araflt›rmalar›m› yo¤unlaflt›rm›fl oldu¤um Alanya ve çevresinde ise ek, olumlu fiillerde, birinci tekil kiflide -Xm yerine -Xn (al›:n, geli:n, goyu:n, görü:n) ve ikinci tekil kiflide –sXn yerine –SXñ (yap›ks›ñ, geliksiñ, goyuksuñ, görüksüñ) kullan›lmas›yla Antep’teki çekim kal›b›ndan ayr›l›r. Örneklerde de görüldü¤ü gibi birinci tekil kiflide –(y)XK ve kifli ekinin ünlüsü kaynafl›r: -X:n. Ünlüyle biten fiillerden sonra geldi¤i zaman, bafllay›k, tan›y›k örneklerinde oldu¤u gibi, fiille ek aras›na -y- sesi girmektedir. Bunun tek istisnas›n›, bölgemizde, a¤›zlar›n birço¤unda oldu¤u gibi, -¤- sesinin düflmesi sonucunda son hecelerinde uzun ünlü bulunduran ya:-, y›:-, do:-, ko:-, dö:- gibi fiiller teflkil eder. Bu uzun ünlüler kendilerinden sonra ünsüzle bafllayan bir ek gelince korunurlar: ya:d›, do:mak, ko:du, dö:dü, y›:m›fl. Ele ald›¤›m›z -(y)Xk eki böyle bir fiilden sonra gelince, fiille ek aras›na -y- sesi girmemekte, ancak kelime, ele ald›¤›m›z ekin vurgulu olmas› sebebiyle, sona do¤ru artan bir vurguyla söylenmektedir: do’ok, bo’ok, y›’›k, ya’ak, e’ek. Art ünlülü fiillerde, birinci tekil ve ço¤ul flah›slarda s›z›c› -¤-, ön ünlülü fiillerde ise –y- sesi yeniden ortaya ç›kmaktad›r. do¤u:n, y›¤›:z, yeyi:z, deyi:n. Ekin seyrek kullan›lan birleflik çekimleri ise bizim araflt›rma bölgemizde flu flekildedir: geli:dim geli:diñ geli:di geli:dik geli:diñiz gelikleridi geli:mifliz geli:miflsiñ geli:mifl geli:mifliz geli:miflsiñiz geliklerimifl geli:sek geli:señ geli:se geli:sek geli:señiz geliklerise Olumsuzu Araflt›rmakta oldu¤umuz ekin iki olumsuz flekli vard›r. Bunlardan birincisi olumsuz fiil köküne -(y)XK ve flah›s eklerinin getirilmesiyle oluflmaktad›r: Yapmay›:n Yapmay›ks›ñ yapmay›k yapmay›:z yapmay›ks›ñ›z yapmay›klar görmeyi:n görmeyiksiñ görmeyik görmeyi:z görmeyiksiñiz görmeyikler ‹kincisi ise olumlu fiil+-(y)XK+de:l kal›b›yla yap›lmaktad›r. Burada standart Türkçede isim cümlelerinin olumsuzunu yapmaya yarayan de¤il kelimesinin kullan›lmas› dikkat çekicidir. Bu, ekin kökeni sorusuna yan›t ararken mutlaka göz önünde bulundurulmas› gereken bir husustur. 374 Anadolu A¤›zlar›nda Kullan›lan Geçmifl Zaman Eki -(y)XK yap›k de:lin yap›k de:lsiñ yap›k de:l yap›k de:liz yap›k de:lsiñiz yap›k de:ller görük de:lin görük de:lsiñ görük de:l görük de:liz görük de:lsiñiz görük de:ller Soru Soru biçimi, fiilden sonra -(y)XK, soru eki ve flah›s ekinin getirilmesiyle oluflturulmaktad›r. Ek ikinci tekil kiflide iyelik, di¤erlerinde zamir kökenli kifli ekleri ile çekimlenmektedir. yap›k m›y›n yap›k m›ñ yap›k m› yap›k m›y›z yap›k m›s›ñ›z yap›klar m› görük müyün görük müñ görük mü görük müyüz görük müsüñüz görükler mi ‹fllevleri Aksoy ve Miskio¤lu ekin görevlerini, orijinal örneklerle de¤il, kullan›labilece¤i durumlar› tasvir etmek suretiyle aç›klarlar. Aksoy ekin üç görevinden söz eder (1945: 177 vd.): (1) Mehmet eve gelik, Siz ifliñizi bitiriksiñiz cümlelerinin fiilleri, Aksoy’un belirtti¤ine göre ‹stanbul a¤z›na ‘gelmifltir’, ‘bitirmiflsinizdir’ diye çevrilir. Burada, anlamda, bazen kanaat derecesini bulan bir ‘tahmin’ vard›r: ‹lk cümle ‘öyle tahmin ederim ki Mehmet eve gelmifltir; o kanaatteyim ki Mehmet eve gelmifltir’ anlam›ndad›r. Öteki cümle de ayn› niteliktedir. (2) Yüklemlerini ‹stanbul a¤z›na ‘kalm›fl, kalm›flt›r’, ‘yap›lm›fl, yap›lm›flt›r’, ‘olmufl, olmufltur’ diye çevirebilece¤imiz O yol senin gördü¤ün gibi kalmay›k; güzel yap›l›k, O ma¤aza flimdi gazino oluk cümlelerindeyse fiilin gösterdi¤i ifl, yap›l›rken de¤il olup bittikten sonra görülmüfltür. Hakk›nda bu yolla bilgi edinilmifl bulunan ifl, bu flekildeki fiille anlat›l›r. Aksoy’un yazd›¤›na göre, cümlenin ifade etti¤i anlam› ‘O yolu gördüm, senin gördü¤ün gibi kalmam›fl; güzel yap›lm›fl’ sözleriyle karfl›layamay›z. “Çünkü bu sözler, yolun yeni halini görmeyip, ancak baflkas›ndan iflitmifl olan biri taraf›ndan söylenir. Oysa durum böyle de¤ildir. Yolun yeni halini gören, gördü¤ünü anlatmaktad›r. Bu sebeple ‘kalmay›k, yap›l›k’ biçimlerinin tam karfl›l›¤› olarak ‘kalmam›fl, yap›lm›fl’ kelimeleri al›namaz.” Daha sonra, “madem ki bu yolun yeni halini gören, gördü¤ünü anlat›yor; flu halde durumu ‘di’li geçmifl zaman’ ile anlatmak mümkün de¤il mi?” sorusunun hat›ra gelebilece¤ini belirten araflt›rmac›, bu soruya olumsuz cevap verir. ‘O yol gördü¤ün gibi kalmad›; güzel yap›ld›’ sözleri, Aksoy’a göre, yolun yap›ld›- Edebiyat ve Dil Yaz›lar› 375 Nurettin Demir ¤›n› görenin söyleyece¤i sözlerdir. Oysa böyle de de¤ildir: yol yap›l›rken görülmemifltir; yap›l›p bittikten sonra yeni hali görülmüfltür. Bu izahlar› verdikten sonra Aksoy, ekin bu manas›yla, ‘mifl’li geçmifl zaman’ ve ‘di’li geçmifl zaman’ aras›ndaki bir durumu anlatt›¤›n› belirtir. (3) Ahmet ‹stanbuldan gelik mi? Gelik. Bu sabah çarfl›da görükler. ‹ki ortak ayr›l›klar: Turgut deyik ki ma¤azan›n levhas›nda yaln›z benim ad›m bulunsun; Orhan deyik ki yok, yaln›z benim ad›m bulunsun... uyuflamay›klar, ortakl›¤› bozuklar örneklerindeki fiiller de Aksoy’a göre ‹stanbul a¤z›na ‘gelmifl’, ‘görmüfller’, ‘ayr›lm›fllar’, ‘demifl’, ‘uyuflamam›fllar’, ‘bozmufllar’dan baflka bir suretle çevrilemez. Fakat mana, tam olarak “-mifl’li geçmifl zaman” de¤ildir. Çünkü -mifl’li geçmifl zaman, baflkas›ndan iflitilerek nakledilen hadiseler için kullan›l›r. Bunlar›n do¤rulu¤u, yanl›fll›¤› hakk›nda nakleden kimse tarafs›z bulunur. Oysa Gaziantep a¤z›ndaki flekil bu üçüncü manas› ile hadiseyi baflkas›ndan ifliterek nakletmekle beraber, bunun do¤rulu¤una nakleden kimsenin de inanm›fl oldu¤unu belirtmek için kullan›l›r. Ele almakta oldu¤umuz fleklin, -mXfl ekini örnekseme yoluyla, fiilden isim yapan –(y)XK ekinden ortaya ç›kt›¤›n› düflünen M. Adamovi¶, araflt›rmas›n› yapt›¤› s›rada bilinen tek kaynak olmas› sebebiyle Aksoy’un yazd›klar›n› geniflçe aktar›r. Daha sonra -mXfl ekinin duyulan bir geçmifl zaman› de¤il; durumu, tahmini ifade etmesi ve gerçek bir “perfectum” olmas› nedeniyle, Aksoy’un eki di¤er geçmifl zaman ekleriyle karfl›laflt›rmas›n›n elle tutulur bir sonuç ortaya ç›karmad›¤›n› hakl› olarak belirtip, -mXfl ekinin tafl›d›¤› bu üç anlam›n -(y)Xk ekinde de görülmesinin, ikincisinin –mXfl’› örnekseme yoluyla ortaya ç›kt›¤› göz önüne getirilince hiç de flafl›rt›c› bir fley olmad›¤›n› söyler (1985: 207). Miskio¤lu da çal›flmas›nda, Antakya a¤z›nda kullan›lan “görülen” ve “ö¤renilen-baflkas›ndan duyulan” geçmifl zaman flekillerinden baflka bir de “görülmeyen, baflkas›ndan duyulmayan, ancak olufltu¤u anlafl›lan ‘-ik’li geçmifl zaman” ekinin var oldu¤unu yazar. Adamovi¶’in elefltirilerinden habersizce, kullan›ld›¤› ba¤lamlar› tasvir ederek, ekin görevleriyle ilgili olarak flunlar› yazar (1992: 2 vd.): (1) Fakültede ö¤retim üyesi, bir Antakyal› ö¤renciye baflka bir ö¤rencinin, sözgelimi B’nin fakülteye gelip gelmedi¤ini soruyor. Antakyal› ö¤rencinin gidip B’yi bahçede görmüfl olmas›, yani sorulan ö¤rencinin gelmifl olmas› durumunda hocas›na bu haberi Gelik fleklinde verir. B gelmifl baflkas›ndan duyulmas› Geldi ise geliflin do¤rudan konuflan taraf›ndan görülmesi durumunda kullan›labilir. Oysa konuflan B’nin geldi¤ini ne görmüfltür ne de baflkalar›ndan duymufltur. (2) Do¤rulu¤undan yüzde yüz emin olunan tahminlerde, güçlü olas›l›klarda da Antakya’da bu ek kullan›lmaktad›r. Her gün 9.00’da bafllayan bir temsile bu saatten sonra ulaflmaya çal›flan birine Antakyal› Birinci perde bafllay›k. Art›k acele etme¤e gerek yok, nas›l olsa birinci perde görülemiyecek der. Bafllay›k, bura- 376 Anadolu A¤›zlar›nda Kullan›lan Geçmifl Zaman Eki -(y)XK da ‘her halde bafllam›fl’, ‘bafllam›flt›r’ biçimlerinde anlat›lan anlamlara karfl›l›k oluyor. (3) Gözle görülmemifl, baflkas›ndan iflitilmifl, ama do¤rulu¤una inan›lan bir olay›n anlat›lmas›nda da bu ek kullan›l›r. Babas› geziden dönen bir Antakyal› çocuk, babas›ndan dinlediklerini arkadafllar›na ‹stanbulda’da bir hafta kal›k, dönüflte Ankara’ya ugray›k sonra Adana’ya gelik, dün de Antakya’ya döndü fleklinde anlatabilir. Görüldü¤ü gibi Miskio¤lu’nun tarifleri büyük ölçüde Aksoy’unkine benzer. ‹kisi aras›ndaki örtüflme s›ras›yla M[iskio¤u]1 = A[ksoy]2, M2 = A1, M3 = A3 fleklindedir. Tariflerdeki benzerlikler sebebiyle Adamovi¶’in, Aksoy’un karfl›laflt›rmas›yla ilgili sözleri Miskio¤lu’nun ileri sürdü¤ü görüfller için de geçerlidir: Karfl›laflt›rmalar, elle tutulur bir sonuç ortaya ç›karmam›flt›r. Ayr›ca di¤er eklerin görevleri, söz konusu araflt›rmada dile getirildi¤inden çok daha karmafl›kt›r ve bu konuda gramer kitaplar› yan›nda yap›lm›fl bir y›¤›n çal›flma vard›r (örnek olarak bk. Adamovi¶ 1985, Johanson 1971). Buna ra¤men Miskio¤lu’nun verdi¤i bilgiler de ekin kullan›ld›¤› sahan›n tespiti için son derece k›ymetlidir. Konuyla ilgili en yeni tarihli yay›n› yapan Faruk Y›ld›r›m da “görülen geçmifl zamana” çok yak›n bir anlam tafl›yabilen “-ik ekli duyulan geçmifl zaman”dan söz eder ve “söz konusu fiil flekli, görülen geçmifl zaman ile duyulan geçmifl zaman aras›nda bir zaman bildirir” ifadesini kullan›r (2006: 223 vd.). Ayr›ca ekin, kimi metinlerde fiilin anlatt›¤› hareketin geçmiflte yap›ld›¤›n›, bu hareketin görülmedi¤ini, baflkas›ndan duyuldu¤unu ifade etti¤ini belirtir. Kimi durumlarda ek geçmiflte meydana geldi¤i görülmeyen, ama gerçek oluflundan kuflku duyulmayan durumlar› anlat›r. Y›ld›r›m ayr›ca, ekin daha çok üçüncü kiflilerde ortaya ç›kt›¤›n› yazarsa da bu, ilgili metinlerin türü, kiflilerin genel olarak kullan›m s›kl›¤›yla ilgili olmal›d›r. Y›ld›r›m ayr›ca –(y)XK ekinin bölgede s›fatfiil ve zarffiil olarak da kullan›ld›¤›na iflaret eder (2006: 303, 306). Ancak bu üç ekin ayn› olup olmad›¤› kanaatimizce ayr›ca araflt›r›lmas› gereken bir konudur. S›fatfiil olarak kullan›lan ekin –muhtemelen zaman eki olarak kullan›lan biçimin de– arkas›nda fiilden isim yapan -(y)Xk ekinin olmas› mümkündür: kesilik süt vb. Buna karfl›l›k zarffiil olarak kullan›lan biçimin kayna¤› -(y)Xp olmal›d›r. Bu konuya afla¤›da tekrar dönece¤iz. Mevcut metinlerde durum Üzerinde durdu¤umuz ek, eski tarihli a¤›z derlemelerinde, seyrek de olsa, geçmektedir. Ancak varl›¤› bilinen ekin, a¤›z metinlerinde yok denecek kadar az görülmesi dikkat çekicidir. Mesela Aksoy’un Gaziantep a¤z›ndan verdi¤i metinlerde sadece flu örne¤i buluyoruz: (1) Seveniñ nazar› herkeflden yS:n de¤er. fiu da:ni flebinen bi it bonco: siziñ yan’:zda flika:ra geçik. ‘Sevenin nazar› herkesten ziyade de¤er. fiu kadar flap ile bir it boncuu sizin yan›n›zda bulunmaz bir fley say›l›yor (1995: 352 vd.). Cafero¤lu taraf›ndan derlenen metinlerde de flu örnekleri tespit ediyoruz: Edebiyat ve Dil Yaz›lar› 377 Nurettin Demir (2) Eline ald› düldülü, bahd› gördüküne ne çad›r var ne çatma var, hS:fl kimse galm›y›k (1945: 236. [Gaziantep: Da¤l› Urum Evlek Köyü]). (3) Gar›n›n gocas› onu dahi öldürüp onu da guyiye atd›. Geldi gardafllar›n›ñ yanna. Gardafllar›na dSdikine: Gardafl›m siz gendi gendi:zi yoklañ-da bahal›m bir fleymiz gayboluk mu olmiye:k mi. Gardafllar› bir-de bakd›kine zSykirleri diyafl›lm›fl (1945: 177 [Marafl: Cerit Köyü]) Kanaatimce Giese’nin Konya’da Beyflehirli Çayc› Veli’den derledi¤i flu örnek de buraya dahildir.2 (4) /.../ G›z› Giese’nin Konya’da Beyflehirli Çayc› Veli’den derledi(1907, 29). Verilen örneklerde, fiilin ifade etti¤i eylemin gerçekleflip gerçekleflmemifl oldu¤unu tespitin a¤›r bast›¤›n› görüyoruz. Buna göre ekin kullan›ld›¤› örnekleri standart Türkçede öyle tespit ediyorum ki, görüyorum ki, tespit etti¤ime göre gibi bir ilaveyle vermek mümkündür: ‘[Öyle tespit ediyorum ki] flu kadar flap ile bir it boncu¤u sizin yan›n›zda bulunmaz bir fley say›l›yor’, [Görüyor ki] hiç kimse kalmam›fl’, ‘Kendinizi yoklay›n ve [tespit edin] bakal›m bir fleyimiz kaybolmufl mu olmam›fl m›’, ‘Biz hiç bir kul azat etmifl miyiz [tespit edin]’. 2. örnekteki Eline ald› düldülü, bahd› g‘ördüküne ile 3. örnekteki siz gendi gendi:zi yoklañ-da bahal›m ifadelerini fiilin gösterdi¤i eylemin gerçekleflip gerçekleflmedi¤inin tespitine iflaret ediyor. Ekin görevleri hakk›ndaki mevcut aç›klamalar›n tersine en az›ndan bu örneklerde tahmin ya da baflkas›ndan duyulan bir fleyin aktar›lmas› söz konusu de¤ildir. Tabii 3. ve 4. cümlenin soru cümleleri oldu¤unu ve bunun cümleye ilave etti¤i flüphe nüans›n› unutmamal›y›z. Bizim örneklerimizde durum fiimdiye kadar tespit edilen örneklerde ekin görevi, olup bitmifl bir eylemi bildirmek, bilginin dolayl› olarak edinildi¤ini göstermek fleklinde ortaya ç›kmaktad›r. Buna göre konuflan, ortada var olan izler, birinden duyma, genel bilgiler baflta olmak üzere dil içi ve dil d›fl› unsurlar yard›m›yla fiilin ifade etti¤i eylemin gösterdi¤i iflin gerçekleflip gerçekleflmedi¤ini dile getirmek için bu flekli tercih edebilmektedir. Bu, metne ve ekin kullan›ld›¤› duruma ba¤l› olarak tahmin, tespit, duyma türünden yorumlara imkan vermektedir. Mesela 5’ten 12’ye kadar olan örneklerde, konuflmac› mevcut izlerden, emin olmamakla birlikte, fiillerin ifade ettikler eylemlerin ortaya ç›km›fl oldu¤u tahmininde bulunuyor; izlerin yard›m›yla fiillerin ifade ettikleri eylemlerin ortaya ç›km›fl olmas› gerekti¤i kanaatine var›yor. Ancak burada daha önceki çal›flmalarda 2 Giese edik miyis olmas› gereken kelimeyi -(y)ik ekinin varl›¤›ndan haberdar olmad›¤› için etdikmiyis fleklinde kaydetmifl olmal›d›r. Ekin kullan›l›fl› -(y)ik ile tam bir uygunluk içindedir. Ayr›ca görülen geçmifl zaman fleklinin bu bölgedeki birinci çokluk flah›s çekimi soruda etdik mi’dir. Birinci çokluk flahs›n iki defa gösterilmesini hakl› ç›karacak bir sebep yoktur. Ancak örnekte gerçekten bir yanl›fl anlama olup olmad›¤›n› kontrol imkan›na sahip olmad›¤›m›z› da unutmamal›y›z. 378 Anadolu A¤›zlar›nda Kullan›lan Geçmifl Zaman Eki -(y)XK dile getirildi¤i türden yüzde yüz emin olmak gibi bir durum söz konusu de¤ildir. Bu, zaman zaman flüphe bildiren heral, heralda gibi kelimelerin yüklemlefltiricisi -(y)XK olan cümlelerde kullan›lmas›yla da kendini göstermektedir. Cümleleri standart Türkçeye, görünüyor ki, göründü¤ü kadar›yla, öyle anlafl›l›yor ki gibi bir ifadeyle tamamlayarak aktarabiliriz. -DXr eki ile geniflletilmifl flekillerde sadece tahmin dile getiriliyor. -DXr eki 9. ve 10. örneklerde oldu¤u gibi birinci ve ikinci flah›slardan sonra da kullan›labilmektedir. (5) Heral bi ölen oluk biz göçeli (Gündo¤mufl, Merkez).3 (6) Kaç yafl›nda o flindi? Seksen dört mü seksen bSfl mi bilmen. YStmiflinden ziyada seksene var›g gayr›ya. (7) Ako:langilde durudur ta: o. Çarflaf› var›d› Ako:lan›ñ. Atmay›kd›r o. (8) Belki gendi oturukdur [eve], balkonu malkonu uzatd› o adam. (9) Seniki de var›sa ben ellemeyiindir. Elleyiksiñdir ikisini bi ySre goyuksuñdur. (10) Onu görmeyiksiñdir sen, gürdüñüse de a:flam görüksüñdür. (12) (O) çocu¤u uyand›r›k m› (Sarayönü, Konya) 4 Afla¤›daki örneklerimizde ise mevcut izlerden hareketle, yukar›daki 1.-4. numaral› örneklerde oldu¤u gibi, fiilin gösterdi¤i eylemin gerçekleflip gerçekleflmedi¤i tespit ediliyor. Ancak ortaya ç›kan kesinlik hissi, eylemin olmufl veya olmam›fl oldu¤unu gösteren izlerin ne kadar aç›k oldu¤uyla ilgilidir. Kesinlik ekten de¤il kullan›ld›¤› ba¤lamdan kaynaklan›yor. Konuflmac› önünde duran izlerden hareketle, fiilin ifade etti¤i eylemin gerçekleflmifl oldu¤unu görüyor, tespit ediyor. Mesela 13. örne¤imizi otobüs muavini, mola veren otobüsün yeniden hareket edece¤i s›rada, yolculardan birisinin gelmedi¤ini görünce söylemifltir. 14. örnekte de çocu¤un burnunun boyanm›fl oldu¤u görülüyor ve bundan hareketle, çocu¤un burnunu kendisinin boyam›fl oldu¤u tespit ediliyor. 15. örnekte ise doktor, yapm›fl oldu¤u kontrol sonras›nda, do¤um sanc›s›n›n bafllad›¤›n› belirliyor. Örneklerin hepsinde konuflma an› ile eylemin gerçekleflip gerçekleflmedi¤ini gösteren izler aç›k biçimde ortadad›r. (13) Ta: adam gelik deel (Demirli Köyü, Kocaeliler kasabas›, Burdur-Bucak). (14) Nolmufl bunuñ [çocu¤un] bunnuna? Bunnunu boyay›k. (15) Dokdur bi taa konturol etti. Sanc› bafllay›k, çocu:ñ olmas› yak›n dedi. Bu örneklerimizi tespit ediyorum ki, görüyorum ki, görülüyor ki türü bir tamamlamayla Türkçeye aktarmam›z mümkündür. 3 4 Sonunda nerede derlendikleri verilmeyen örnekler Alanya ve köyleri a¤›zlar›ndan al›nm›flt›r. Bu bölgeden örnekleri Selçuk Üniversitesi, E¤itim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü ö¤retim üyelerinden Dr. R›dvan Öztürk’e borçluyum. Ekin do¤up büyüdü¤ü bu bölgedeki durumuyla ilgili bildiklerini istifademize sunma lütfunda bulundu¤u için kendisine burada teflekkür ediyorum. Edebiyat ve Dil Yaz›lar› 379 Nurettin Demir ‹ncelemekte oldu¤umuz ek, gerçekleflti¤i birisinden duyulan bir eylemin, bir baflka flahsa aktar›lmas› için de kullan›labilmektedir. Bu tür örnekleri de duydu¤uma göre vb. türden bir ilaveyle standart Türkçeye aktarabiliriz. (16) Teyzeleri halalar› hepsi bir oluklar, bir k›na gecesi yap›klar /.../ yar›n gelini gidik getirmeye gidiciler. Burdan al›k gidip k›z› getiriciler (Antakya).5 (17) fiimdi Smine hatunuñ tek o:lu var ›m›fl. O da ölük guzan. Guzan o:lunuñ avrad›ymifl guzan o:lunu sürgüne sürünce gad›n› elinden al›klar. Al›nca burada gendileriñ birine vSrikler. VSrince iki g›z› oluk bir de o:lu oluk. Size ömürler o:lu ölük, everince (Y›ld›r›m 2006: 52). Ele ald›¤›m›z ekle konuflmac› öylesine sahip oldu¤u bilgileri de aktarabilmektedir. Bilgiye nas›l sahip oldu¤u önemli de¤ildir. Bu durumda olumsuzlu¤un dile getirilmesi dikkat çekicidir. Ayr›ca daha önceki örnekleri yaz› diline aktarmam›z halinde -(y)XK ekine tekabül eden biçim -mXfl iken, 18.-23. örneklerde görüldü¤ü gibi, yaz› dilinde ekimizi hem -mXfl hem de -DX geçmifl zaman ekleri karfl›layabilmektedir. Bu örnekleri bildi¤im kadar›yla, biliyorum ki fleklinde tamamlayarak -di geçmifl zaman ekiyle yaz› diline aktarabiliriz. (18) Ben de [konfeksiyonculua] o zaman ta: bafllay›k de’elidim. (19) Ta: hatde boyan›k de’el ollar [=Araban›n çarp›lan yerleri]. (20) Asgerlii yap›k de’el ta:. (21) Ta: namaz g›lmay›:n. (22) Fuardan bilet almay›k A:mad›ñ arkadafllar›. (23) Baban harman› kald›r›k m›? (Konya, Sarayönü) Örneklerde de görüldü¤ü gibi -(y)XK eki tespit, duyma, genel bilgilerin yard›m›yla tahmin gibi dolayl› bilgileri aktarmada kullan›lmaktad›r. Bir eylemin olmufl say›labilmesi için önemli olan kritik s›n›r afl›lm›fl, ancak bu s›n›r›n afl›lma süreci görülmese de, s›n›r›n afl›lmas›ndan hemen sonra eylemin gerçekleflti¤ini veya gerçekleflmedi¤ini gösteren izler ortadad›r. Burada kesinlik söz konusu iken, baflkas›ndan duyulanlar›n aktar›m›nda belli bir flüphe de vard›r. Ekin ifllevlerini bitirmeden önce Buran (1996: 11 vd.) ve Öztürk (1996: 531) taraf›ndan dile getirilen flimdiki zaman fonksiyonu üzerinde de k›saca durmak gerekir. Burada ele ald›¤›m›z ek, bildi¤im kadar›yla ne Türkiye Türkçesi veya a¤›zlar›nda ne de herhangi bir Türk dilinde flimdiki zaman ifade eder. Benim gerek söz konusu yaz›mda, gerekse konuyla ilgili di¤er çal›flmalar›mda dile getirdi¤im fley, Öztürk taraf›ndan bana atfedilen sözlerin devam›nda da görülece¤i 5 Örne¤imizdeki oluklar ve yap›klar’da burada ele ald›¤›m›z geçmifl zaman ekidir; gidik ve al›k biçimlerinden sonrakiler ise –Xp zarffiil ekinin G- ile bafllayan fiillerden önce -p G- > -K G- de¤iflmesi sonuncu ortaya ç›km›fl varyant›d›r, geçmifl zaman ekiyle kar›flt›r›lmamal›d›r (bk. Demir 1996b: 141 vd.). 380 Anadolu A¤›zlar›nda Kullan›lan Geçmifl Zaman Eki -(y)XK üzere flimdiki zaman eklerinin ortaya ç›k›fl›nda ünlü zarffiil eklerinden yararlan›ld›¤› gibi daha az olmakla birlikte -(X)p zarffiilinden de yararlan›ld›¤› fleklindedir. Ayn› durum Buran’›n “-yor fonksiyonu ile kullan›l›fl›” için vermifl oldu¤u örneklerde de görülür: götürüK gidip, gelik geli, getiriK gelirin vb. Burada flimdiki zaman› ifade eden -(y)XK de¤il, zarffiili de bünyesine alarak bir çekim eki ifllevi de gören –Xk gelir biçimi vard›r. –(y)XP eki kendinden sonra gelen yard›mc› fiil ve aslen flimdiki zaman› ifade eden genifl zaman ekiyle birleflerek flimdiki zaman ekinin yenilenmesinde kullan›lm›flt›r. Ancak G- ile bafllayan fiillerden önce p > K de¤iflmesi sonucu –(y)Xp > –(y)XK olabilmekte, böylece bu yaz›da as›l konumuz olan –(y)XK ile görünüflte kar›flmaktad›r. Kökenlerinin ayn› olup olamayaca¤› ise ayr› bir araflt›rma konusudur. Bu nedenle, gerek Buran’›n gerekse benzer ifadeleri kullanan Öztürk’ün (2006: 531) söyledikleri, ekin –(y)Xp > –(y)XK geliflmesi sonucu bir flimdiki zaman ekinin parças› olabilece¤i fleklinde anlafl›lmal›d›r. Y›ld›r›m’›n ekin ifllevleriyle ilgili söylediklerine gelince, s›fatfiil olarak kullan›lan biçimin –belki burada üzerinde durdu¤umuzun da– arkas›nda isimden isim yapan –Xk eki olabilir: kesilik süt vs. Buna karfl›l›k zarffiil olarak kullan›lan biçimin kayna¤› –(y)Xp olmal›d›r. Nitekim verilen örneklerin bir k›sm›nda, Anadolu a¤›zlar›nda farkl› varyantlar›n› gördü¤ümüz bu ekin son sesinin kendinden sonra gelen kelimenin ilk sesinin etkisiyle –K’ye dönüfltü¤ü gözlenmektedir: gidiK gelen, geliK geçiy›llar vs. De¤iflmenin bir baflka nedeni de –(y)Xp ekinin belli flartlar alt›nda yerini sonra gelen fiilin yüklemlefltiricisine b›rakabilmesidir: bak›p durdu, bakt› durdu (bk. Demir 1993: 40 vd.). Y›ld›r›m’›n örneklerinin bir k›sm›nda bu durumun etkili oldu¤u görülmektedir: yüKlediK gedikler, al›K geliK, al›K geliK vb. (Y›ld›r›m 2006: 306). Bu nedenlerle ele al›nan geçmifl zaman eki ile zarffiil olarak kullan›lan flekilce benzer ekin ayn› olmama ihtimali yüksektir. -mXfl’tan fark› -(y)XK ekinin görevleri -mXfl’›n görevlerinden ayr›lmamakta, tam tersine onlarla büyük ölçüde örtüflmektedir. Ancak örtüflme her iki ekin istendi¤i gibi birbirinin yerine kullan›labilece¤i anlam›na gelmiyor. ‹ncelemekte oldu¤umuz ek, Adana ilinin baz› a¤›zlar› d›fl›nda a¤›z derlemelerinde anlamca k›smen eflde¤eri olan -mXfl ekine nazaran daha seyrek geçiyor. Bu ise ekin kullan›labilece¤i metin ve durumdaki s›n›rl›l›ktan kaynaklan›yor. Çünkü -(y)Xk eki konuflma pasajlar›nda; diyaloglarda, yüz yüze bir iletiflim söz konusu olunca ortaya ç›kmaktad›r. Tespit etti¤imiz örneklerde olumsuzluk bildirenler de dahil olmak üzere, baflka tür bir kullan›l›fl›, Adana a¤›zlar› d›fl›nda görülmüyor. Örneklerimizin içinde bu durumu aç›kça gösterenler var. Mesela 3. örnekte, kahraman›n konufltu¤u pasajda -(y)XK flekli kullan›l›rken konuflma pasaj›n›n bitti¤i bölümde -mXfl eki tercih ediliyor. Ayr›ca cümleler son derece k›sad›r. Anlamdafl› -mXfl ekinden farkl› olarak -(y)XK, bir metnin anlat›ld›¤› temel ek olam›yor; bununla masal an- Edebiyat ve Dil Yaz›lar› 381 Nurettin Demir lat›lam›yor, hikaye edilemiyor. Bu ise ekin -mXfl ekinden farkl› taraf›n›n, kullan›l›fl›ndaki bu metne ve duruma ba¤l› s›n›rl›l›k oldu¤unu gösteriyor. Bunun nedeni de araflt›rd›¤›m›z ekte dolayl› edinilen bilgiye dair izlerin henüz göz önünde olmas›d›r. Bu da ço¤u zaman iflin gerçekleflme an› ile konuflma an›n›n yak›n olmas› anlam›na gelir. –mXfl ekinde ise konuflma an› ile dolayl› edinilen bilginin gerçekleflme an› birbirine yak›n olabilece¤i gibi, uzak da olabilmektedir. Bu nedenle ek masal anlat›m›na uygun düflebilmektedir –(y)XK ekinin tespit edilmifl oldu¤u bölgelerde -mXfl eki -(y)XK’in yerine kullan›labilirken, tersi sadece s›n›rl› durumlarda söz konusu olabilmektedir. Ekin eklendi¤i fiileri çat›, ünlü veya ünsüzle bitme, geçiflli veya geçiflsiz olma gibi bir s›n›rlamaya tabi tutmak mümkün görünmüyor. Y›ld›r›m taraf›ndan araflt›r›lan Adana ve Osmaniye a¤›zlar›ndan baz›lar›, flimdiye kadarki tespitlere göre, -(y)XK eki –mXfl biçimini tamam›yla devre d›fl› b›rakabildi¤i için söylenenlerin istisnas›n› oluflturmaktad›r. Bölge a¤›zlar›ndaki bu durum ayr› bir araflt›rma konusu olacak niteliktedir. Ekin kullan›ld›¤› bölge Yörük ve Türkmen a¤›zlar›n›n ortak özelliklerinden birisi oldu¤una inand›¤›m›z ve en az›ndan flimdiye kadarki bulgular›m›z›n da bu inanc›m›z› büyük ölçüde destekledi¤i -(y)XK ekiyle ilgili bilgiler kaydedilirken, ekin bölgede kimler taraf›ndan kullan›ld›¤›n›n da -üçüncü elden bilgilerde bile- mümkün oldu¤u kadar tam tespit edilmesini önemli görüyoruz. Mevcut kaynaklarda bu yönde bir parça da olsa kesin bilgiler vard›r. Cafero¤lu taraf›ndan tespit edilmifl örnekler, Gaziantep’in Da¤l› Urum Evlek köyü ile Kahramanmarafl’›n Cerit köyünden al›nm›fl metinlerde geçer (1945: 236, 177). Yukar›da sözünü etti¤im çal›flmamda (1996a) ben de ekin Alanya, Gündo¤mufl (Antalya), Bucak ve köylerinden Kocaeliler ve Demirli (Burdur) ile Sarayönü (Konya) bölgelerinde kullan›ld›¤›n› dile getirmifltim. Bunlardan Sarayönü d›fl›nda kalan bölgelerdeki kullan›l›fllarla ilgili malzemeyi de¤iflik tarihlerde yapt›¤›m saha çal›flmalar› s›ras›nda ya da çeflitli vesilelerle karfl›laflt›¤›m bölgenin yerlilerinden, ekin kullan›l›p kullan›lmad›¤›n› sormak yoluyla elde ettim. Sorular›m genellikle gelmifl, gitmifl yerine gelik, gSdik der misiniz; sizde gelik, gedik derler mi türündendi.6 Sözü geçen araflt›rmamda -(y)Xk ekinin yörük, afliret, Türkmen vb. adlarla an›lan yaylac›l›k gelene¤ine sahip gruplar›n a¤›z özelliklerinden biri olabilece¤i ve bu gruplar›n yay›lm›fl olduklar› co¤rafyadan hareketle ekin kullan›ld›¤› sahan›n yukar›da ad› verilen bölgelerle s›n›rl› olamayaca¤›n› dile getirmifltim. Söz konusu araflt›rmam›n bitti¤i tarihten bu yana geçen süre bu kanaatimi do¤rulad›. Bir taraftan ekin kullan›ld›¤› bölgelere yenileri eklenirken di¤er taraftan bu bölgelerde belli s›n›rla6 Saha çal›flmalar›nda ani gözlem, beklenmedik gözlem [spontane Beobachtung] diye Türkçelefltirebilece¤imiz bu metotla k›sa zamanda belli bir konuda fazlaca malzeme toparlamak mümkün olmaktad›r. 382 Anadolu A¤›zlar›nda Kullan›lan Geçmifl Zaman Eki -(y)XK malar ortaya ç›kt›. Benim tespitlerime göre ek, Antalya’n›n yukar›s›nda kalan Yörük köyleriyle Manavgat ilçesinin köylerinde, mesela Beflkonak’ta bulunuyor. Yine do¤uya do¤ru gidince, Mersin’in ilçelerinde, mesela Erdemli ve köylerinde; Adana’n›n Ceyhan ve Kadirli ilçesi; Osmaniye; Kahramanmarafl’›n merkez ve And›r›n; Afyon’un Dinar, Hatay’›n K›r›khan ilçeleriyle; Nevflehir’in Karas›n›r kasabas›nda ve ayr›ca Yozgat’ta kullan›l›yor. Afyon’un Dinar, Hatay’›n K›r›khan ilçeleriyle Yozgat d›fl›nda kalan kaynak kiflilerim Yörük idi. Verdikleri bilgiler de kendi bölgelerinde ekin Yörükler taraf›ndan kullan›ld›¤›n› gösteriyor. Yörük olmayan gruplar ise eki kullanm›yor. Afyon/Dinar ile Yozgat’ta ise ek Türkmenler taraf›ndan kullan›lmaktad›r. Yozgat’ta eki kullanan Türkmenlerin bölgeye nereden geldikleri hakk›nda elimde bilgi yoktur. Dinar Türkmenleri ise, halk aras›ndaki yayg›n inanca göre, Adana taraflar›ndan Mersin-Antalya-Mu¤la güzergah›n› takip ederek Dinar’a gelip yerleflmifllerdir. Sözü edilen flehirlerde kalan kollar› da bulunmaktaym›fl. Alanya’da da rastlad›¤›m bu tür söylentilerden hareketle, yap›lacak saha çal›flmalar› neticesinde elde edilecek de¤iflik türden malzeme, dil tarihi, yerleflim tarihi, a¤›z araflt›rmalar›, halkbilim, kültür tarihi gibi sahalar önemli sonuçlar ortaya ç›karabilir. Ekle ilgili önemli di¤er bilgileri ise Leyla Karahan’a borçluyuz. Araflt›rmac›, üniversitelerde yap›lm›fl bitirme tezlerinden de faydalanarak haz›rlad›¤› (1996) önemli çal›flmas›nda, s›n›rlar› kuzeydo¤uda Giresun’dan bafllay›p, Sivas, Malatya, Ad›yaman, Halfeti ve Birecik’i (Urfa) içine alarak güneyde Suriye’ye ulaflan; kuzeybat›da da Marmara Denizi’ne kadar uzanan Bat› grubu a¤›zlar›ndan bahseder. Bu a¤›zlar›n alt gruplar›ndan VII. grupta yer alan Adana, Hatay, Kahramanmarafl ve Gaziantep a¤›zlar›nda -mXfl eki yan›nda –(y)XK ekinin de kullan›ld›¤›n› yazar. Buna göre; gedi¤im, gediksiñ , geik örnekleri, fiaziye Do¤an taraf›ndan haz›rlanan “Adana Kozan A¤z›”; deyik, çevirikler, Fatih Özgür’ün haz›rlad›¤› “Çukurova a¤›zlar›”; geli¤ik, geliksiñiz, gelikler, Nesli Gündüz’e ait “Hatay ‹li K›fllak Buca¤›z a¤z›”, geliim, al›k ise Ali Akbafl’›n haz›rlam›fl oldu¤u “Yapalak-Ekinözü A¤z›” adl› yüksek lisans tezinden al›nm›flt›r (s. 147-148). Karahan ayr›ca, ekin s›fatfiil olarak kullan›lmas›na dair, Adana Osmaniye a¤z›na ait yanmay›k (ev), çözülük (saç) ve Hatay a¤z›ndan tutuluk (kufl), ölük (adam) örneklerini de vermifltir (1996: 148). Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Co¤rafya Fakültesi ve Hacettepe Üniversitesi bünyesinde haz›rlanan tezlerde, örneklerin kullan›ld›¤› bölgenin yerleflim durumuyla ilgili hangi bilgilerin yer ald›¤›n› bilmiyoruz. Ancak Peter Andrews taraf›ndan haz›rlanan haritalarda (1987), Kozan ve Osmaniye bölgelerinde Yörük ve Türkmenlerin yaflad›¤› kaydedilir. ‹leride yap›lacak araflt›rmalarla flüphesiz bu konuda daha kesin bilgiler elde etmek mümkün olacakt›r. fiimdiye kadar yap›lan derlemeler içinde ekle ilgili en fazla örne¤i Y›ld›r›m’›n (2006) çal›flmas›nda buluruz. Ad› geçen araflt›rmac›ya göre ek, özellikle Kozan, ‹mamo¤lu, Ceyhan bölgelerinde yaflayan K›r›kl›/Lek afliretlerinin a¤›zlar›nda çok yayg›n, hatta bask›n durumdad›r. Hatta Y›ld›r›m’›n verdi¤i bilgiye göre, bu Edebiyat ve Dil Yaz›lar› 383 Nurettin Demir ek, Ceyhan’da yerleflmifl olan K›r›nt›l›/Lek afliretleri a¤z›nda, daha önceki çal›flmalardan tan›mad›¤›m›z bir biçimde, tam olarak –mXfl iflleviyle, –mXfl eki ise sadece imifl biçimiyle kullan›l›r (2006: 223 vd.). Dilbilimde yayg›nlaflm›fl bir kanaate göre birbirine co¤rafi bak›mdan yak›n a¤›zlar di¤erlerine oranla daha çok ortak özelli¤e sahiptir. Ancak Türkiye Türkçesi a¤›zlar›nda bunu do¤rular örnekler yan›nda tersi durumlar› da görmek mümkündür. A ile B a¤z› aras›ndaki özellikler bir bölgede A ile D a¤›zlar› aras›ndakinden daha fazlayken, baflka bir bölgede A ile D aras›ndaki benzerlikler A ile B aras›ndakinden fazla olabilmektedir. Bunun önemli sebeplerinden biri, belki de birincisi, Anadolu’nun son derece karmafl›k olan Türkleflmesi sürecidir. Araflt›rmam›z›n konusu olan ekin, yaylac›l›k gelene¤i neticesinde ortaya ç›kabilecek iliflkileri bir kenara b›rak›rsak,7 aralar›nda komfluluk, ekonomik ve kültürel al›flverifl, bir varyant›n daha fazla prestije sahip olmas› gibi dil al›flverifline sebep olabilecek hiç bir ba¤ bulunmayan bölgelerde ayn› anda görülmesini baflka türlü aç›klamak bize, en az›ndan flimdiki bilgilerimiz ›fl›¤›nda mümkün görünmüyor. Ek, Adamovi¶’in (1985: 205) bu ekin eski bir flekil olamayaca¤› yönündeki görüflünün tersine, gruplar›n birbirinden henüz kopmad›¤› bir döneme ait, eski bir özellik olmal›d›r. Yapt›¤›m›z araflt›rmalar, ekin Yörük ad› verilen gruplar›n hepsince kullan›lmad›¤›n› ortaya ç›karm›flt›r. Mesela yukar›da da belirtti¤imiz gibi Dinar, Burdur’un merkez ilçesine ba¤l› köylerle Kütahya gibi yörelerde yaflayan Yörükler eki tan›m›yorlar. Bu ise ekin, Türkmen ve Yörüklerin belli bir bölgede yaflam›fl olan kollar›ndan birisine has oldu¤unu gösteriyor. Bunlar›n hangi tarihlerde nerede yaflam›fl olabilecekleri dil, tarih, etnografya gibi de¤iflik disiplinlere ait malzemenin kullan›lmas›yla yap›lacak detayl› araflt›rmalarla ortaya ç›kar›labilir. Dil özellikleri tarihi belgeler kadar önemli ip uçlar› tafl›yabilir; yaz›l› kayna¤›n bitti¤i yerde halen korunmufl olan a¤›z özellikleri de pekala önemli deliller olabilirler. Ekin tespit edildi¤i bölgelerde, yaylac›l›¤a ba¤l› göç hareketleriyle yöre a¤›zlar›na has di¤er ortak yönler, bu bölgenin KaramanAdana-Antalya üçgeni içerisinde aranmas› gerekti¤ini gösteriyor. Bu araflt›rmadaki, ekin nerede ve kimler taraf›ndan kullan›ld›¤›na dair tespitlerden baz›lar›n›n ispata muhtaç ön bilgi durumunda oldu¤unun fark›nday›z. Özellikle kullan›ld›¤› co¤rafyan›n s›n›rlar›n› tam olarak tespit edemedi¤imiz ortadad›r. Buna ra¤men verdi¤imiz ön bilgilerin, ileride bu veya benzer konularda çal›flma yapacaklara faydal› olaca¤›n› san›yoruz. 7 A¤›zlar›n da¤›l›m›ndaki yaylac›l›¤›n etkisi hakk›nda bk. Hayasi (1996). 384 Anadolu A¤›zlar›nda Kullan›lan Geçmifl Zaman Eki -(y)XK Kaynaklar Adamovi¶, Milan (1985), Konjugationsgeschichte der türkischen Sprache, Leiden. Aksoy, Ömer As›m (1945), Gaziantep A¤z›, ‹stanbul: TDK Yay›nlar›. Andrews, Peter A. (1989), [Haz.] Etnic Groups in the Republic of Turkey, Wiesbaden. Buran, Ahmet (1996), “-Ik ekinin Anadolu a¤›zlar›nda kullan›l›fl›“, TDAY- Belleten 1994: 11–18. Demir, Nurettin (1997), “Die Vergangenheitsform auf -(y)ik in anatolischen Dialekten”, Historical and linguistic interaction between Inner-Asia and Europe. Proceeding of the 39th Permanent International Altaistic Conference (PIAC) Szeged. Hungary: June 16-21, 1996, [ed.] Berta, Arpad 1997 (= Studia uralo-altaica 39), Szeged. 65-79. ——. (1993), Postverbien im Türkeitürkischen. Unter besonderer Berücksichtigung eines südanatolischen Dorfdialekts, Wiesbaden. (= Turcologica, Band 17.) ——. (1996a), “Einige Merkmale yörükischer Dialekte”, Symbolae Turcologicae - Studies in Honour of Lars Johanson on his Sixtieth Birthday 8 March 1996, [eds.] Arpad Berta, Bernt Brendemoen and Claus Schönig. (Series: Swedish Research Institute in Istanbul, Transactions, vol, 6.) Uppsala. 61-70. ——. (1996b), “Güneybat› Anadolu A¤›zlar›nda Kullan›lan fiimdiki Zaman Eki -ik gelir”, Dilbilim Araflt›rmalar› 1996: 136-148. ——. (1997), “Die Vergangenheitsform auf -(y)ik in anatolischen Dialekten”, Historical and linguistic interaction between Inner-Asia and Europe. Proceeding of the 39th Permanent International Altaistic Conference (PIAC.) Szeged. Hungary: June 16-21,1996, [ed.] Berta, Arpad (= Studia uralo-altaica 39), Szeged. 65-79. Giese, Friedrich (1907), Materialien zur Kenntnis des anatolischen Türkisch, Teil I, Erzählungen und Lieder aus dem Vilayet Konjah, Halle. Hayasi, Tooru (1990), “Anadolu a¤›zlar›n›n co¤rafi da¤›l›m› üzerine bir deneme çal›flmas›”. IV. Dilbilim Sempozyumu Bildirileri 17-18 May›s 1990, [yay.] S. Özsoy / H. Sebüktekin, ‹stanbul, 233-243. Johanson, Lars (1971), Aspekt im Türkischen, Vorstudien zu einer Beschreibung des türkeitürkischen. Aspektsystems, (= Acta Universitatis Upsaliensis. Studia Turcica, 1.) Uppsala. Karahan, Leyla (1996), Anadolu A¤›zlar›n›n S›n›fland›r›lmas›, Ankara. Miskio¤lu, Ahmet (1992), “Görülmeyen, Baflkas›ndan Duyulmayan (-ik’li) Geçmifl Zaman”, Türk Dili Dergisi 28, 1-3. Öztürk, Jale (2006), “Antakya A¤z›nda -°k ve -°flkAn Eklerin Kullan›m›”, Türk Dili 654, 530-535. Y›ld›r›m, Faruk (2006), Adana ve Osmaniye ‹lleri A¤›zlar›, I-II, Ankara. Edebiyat ve Dil Yaz›lar› 385 Nurettin Demir 386