Ağustos-1996 ANADOLU'NUN FETHİ Diyanet ٌون فِ ْتنَة َ َوقَاتِلُوهُ ْم َح ّٰتى ََل تَ ُك ِۜ ّٰ ِ ين ُ الد ِلِ فَا ِ ِن ا ْنتَهَ ْوا َ َويَ ُك ّ۪ ون صي ٌر َ ُفَاِ َّن ّّٰللاَ بِ َما يَ ْع َمل ّ۪ َون ب Aziz Müminler! Bugün üzerinde yaşadığımız toprakların her karışı ecdat kanıyla yoğrulmuş; bizlere atalarımızın değerli bir armağanıdır. Onların canlarıyla alıp, kanlarıyla suladığı bu cennet vatanımız sanıldığı kadar bizlere ucuz bir emanet değildir. Müslüman ecdadımız; İslam faziletinin temeli olan hikmet, kahramanlık, adalet, namus ve hoşgörü kavramlarını kendilerine şiar edinmişler. Yüce Allah'ın (C.C.) emirleri doğrultusunda onun hükümlerini hakim kılma gayreti içerisinde olmuşlardır. Atalarımız; Cenabı Hakkın: "Fitne ortadan kalkıncaya v© Din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşınız..." hitabı ve Peygamberimizin Hayber Kalesi'nin fethi için komutan olarak görevlendirdiği Hz. Ali'ye: "Vallahi senin vesinlenle bir kişinin hidayete ermesi, kızıl tüylü develere sahip olmandan daha hayırlıdır" ifadelerinde saklı ölümsüz düsturlarını, davranışlarının ölçüsü olarak kabul etmişlerdir. Bilindiği gibi Anadolu fethinin manevi mimarları hiç şüphesiz Hoca Ahmet Yesevi ve onun talebeleridir. Onlar her türlü zorluk ve sıkıntılara göğüs gererek İslam'ın zengin hoşgörüsü, adalet ve dürüstlük ilkesini topluma yerleştirmek suretiyle gönülleri fethedip fiziki fethe zemin açmıştır. Anadolu'nun fethinde ünlü Selçuklu Hükümdarı Alparslan'ın Bizanslılarla yaptığı 1071 tarihindeki Malazgirt Zaferi'nin önemi büyüktür. Alparslan bu savaşta, hem imkansızı başarmış hem de Anadolu kapılarını Türkler'e açmıştır. Alparslan biliyordu ki; bu zorlu savaşta yalnız değildir, arkasında bütün müslümanlar ve onların duası vardır. Nitekim Abbasi Halifesi Kaim Biemrillah bizzat kendisinin hazırladığı şu duayı bütün camilerde okutuyordu; "Allah'ım İslam'ın sancağını yükselt... Sultan Alparslanın senden istediği yardımı esirgeme... Senin dinini şerefli ve yüce tutabilmek için onu desteğinden mahrum kılma. Ordusunu meleklerinle destekle, niyet ve azimini hayır ve başarı ile neticelendir. Çünkü o senin nzan için rahatını terketti. Malı ve canıyla buyruklarına uymak için senin yoluna düştü... Ona zafer kısmet eyle Allah'ım onun bütün güçlüklerini kolaylaştır. Düşmanlarına karşı zafere ulaştır.” Bu samimi duaya bütün müslûmanlar gönülden katılarak amin deyip dua ediyorlardı Bizansın mağrur İmparatoru (Romano Diogones) askerinin çokluğuna bakıp gururlanır ve Alparslan'ı küçük sımadan Allah'a kulluk aşkı ile bu önemli günde secdeye kapanıp şöyle dua ediyordu; "Ya Rabbi! Seni kendime vekil yapıyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda savaşıyorum. Ey Allah'ım, niyetim halistir bana yardım et, sözlerimde hilaf varsa beni kahret" Başını yerden kaldırdıktan sonra askerlerine şöyle diyordu; "Bir er gibi savaşa gireceğim, üzerimde sultanlık belirtisi hiç bir şey yoktur. Şehit olursam üzerimdeki şu beyaz elbise kefenim okun. O zaman ruhum göklere çıkacaktır. Benimle beraber savaşmak istemeyen varsa hemen geri dönebilir. "Zafer Allah'tandır ve fetih yakındır". Ölçüsü içinde Alparslan; Cuma Namazını kıldıktan sonra askerleriyle helallaşmış ve savaş meydanına girmiştir. Allah'ın izni ile mağrur Bizans imparatorunun ordusunu perişan etmiş ve kendisini esir almıştır. Bizans İmparatorunu bir esir gibi değil bir hükümdar gibi kabul ederek, dindaşlarının dahi gösteremedikleri bir hoşgörü içerisinde onu serbest bırakmış ve İslam'ın engin hoşgörüsünü göstermiştir. Muhterem Müslümanlar! Değerli Komutan Alparslan bu şanlı zaferi; keskin zekası, askeri dehası, kalbindeki iman gücü ve ilayı Kelimetullah mefkuresi ile kazanmış olup. daha sonra bu fetih, Anadolu Selçukluları, beylik ve hükümdarları tarafından da devam ettirilmiş, böylece Anadolunun fethi gerçekleşmiştir. Müslüman ecdadımız; fethedilen topraklarda İslam'ın adalet, eşitlik, hoşgörü ve dürüstlük ilkesine sadık kalmışlar. İçtimai, ticari, ahlaki kurum ve müesseseleri, ayrım yapmadan toplumun yararına sunmuşlar ve bu davranıştan, müslüman olmayan halkın, müslüman olmalarına sebep olmuştur. Hutbemize son verirken bu cennet vatanı kanlan ile sulayarak feth eden ve bize emanet eden necib ecdadımızı; rahmetle yad ediyor, Cenabı Hakk'tan kendilerine rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum.