K in i an# a la b ilip ? .. B t5 m a y ıs / S S l üyiik Islâm peygamberi Hazret! Muhammed, kendi* sinden sonra yerine kimin geçeceği ve halifelik makamının ma biyeli hakkında hiç hir hadis bırak manııştır; sadece halifeye itaati em­ retmiş, hattâ şöyle demiştir: — Halifeniz bir Habeş köle ol­ sa, ona itaat ediniz! Bıı sözden anlaşılıyor ki halife lik babadan oğuia geçen bir hak değildir, halife olmak için gereken şartlar, fazilet itibariyle yüksek ol ıııak, insanları adaletle idare kabi­ liyetine salıip bulunmak, halkın i Icri gelenleri tarafından seçilmiş olmaktır. Nitekim İslâm Peygambe­ ri, Hakkın rahmetine kavuştuktan sonra, ne amcası Hazreti A libas, 11e en yakın akrabası Hazreti Ali, ne de başkaları halife olabilmişlerdir. Hazreti Muhammed, o kadar a çık_ konuştu ki «Peygamberlerin vârisij, olmaz!» dedi; Hazreti Ebu Be­ kliv bıı söze dayanarak, onun haılımlarına ve kızı Hazreti Fatıııaya malda 11 hile miras vermedi; ancak, inlerini devlet hâzinesinden sağ İ Hazreti Muhammed, kendisine bir hatife seçmek yolunu tutsaydı, a■ caba kimi seçerdi? K Peygamberin hanımlarından Hazretj Ayşenin bu soruya şöyle cc yap verdiği rivayet olunuyor: — Evvelâ Ebu Bekiri, sonra Omeri, sonra da Ebu Ubeyde bin Cerrahı tâyin ederdi! İlk halifenin seçiminde bu gibi hatıraların belki tesiri oldu; fakat ımıftlakkak olan şudur ki, Hazreti Elnı Bekir, Hazreti Mulıamıned’in en çok güvendiği şahsiyetlerin ba­ şında geliyordu; fazla olarak, has • tayken Müslünıanlara ıııescidde na­ maz kıldırmak vazifesini de ona bı­ rakmıştı. İlk halifenin seçimi sırasında üç grup vardı: 1 — Ansar, Müslümanlığın ken­ di kılıçları sayesinde yayıldığını söyliyerek, reisleri Saad biıı Uba de’ye biat etmek istediler. 2 — Muhacirler, peygamberin Kurcyş kabilesine mensup olmasını ayrı bir meziyet sayarak, oııuıı ye­ rine geçecek olanların da Kureyşten olmaları fikrindeydiler. 3 ' — Hâşiııı oğulları ailesi ise, Kürfeyşin en şerefli kolu olduğun­ dan, ybıı aile mensupları halifeliğin : kendilerine ait olması lüzumunu İleri • Sifrüyorlardı. Müslümanların ileri gelenlerin­ den bir grup, Hazreti Ebu Bekiri seçti; diğerleri de bir müddet son­ ra ona biat ettiler. Hazreti Ebu Bekir, kendi ölümü­ nün ayrılığa sebep olmaması için, Hazreti Ömer’i halife olarak göster !di ve diğerleri kabul ettiler; Haz reti Ömer, halefini tâyin mesuliyc|tini yüklenemedi; peygamberin ya kınlarından birkaç kişi Hazreti Osjiııan’ı seçtiler; nihayet Hazreti Ali ile Muaviyc arasındaki halifelik kav gası, İslâm tarihinin sonu gelnıiyen nifak kapısını açtı. İslâmın halife ünvanıııı taşıyan hükümdarlarından en kuvvetlileri bile, bütün İslâmlar üzerinde mut lak bir âmirlik kuramamışlardır; nitekim birinci dünya savaşında bir çok Müslüman milletler, içlerinde Hazreti Muhammed’in soyundan ge­ lenler de bulundukları halde, İslâm halifesi olan Osmanlı padişahına karşı Müslüman olmıyanlarla işbir­ liği yapmışlardır. Baba tarafından Arnavut, aııa ta­ rafından Fransız olan Mısır kralı Faruk’un soyunu peygamberimize Çağlamağa kalkışanlar çıkmış! Mak şatları, onun halife ilânına zemin hazırlamakmış! Türk şairi İzzet Molla, demiş ki: «Meşhurdur ki fısk ile olmaz ci­ han harab, j i Eyler anı tnüdahene-i âliman ha- j rah...» Kadircan K A F L I . T f S / ? SOI Taha Toros Arşivi