Gayrıresmi Tercüme Bildirge G-20 Liderler Zirvesi – Cannes – 3-4 Kasım 2011 1. G-20 Liderleri olarak, 3-4 Kasım 2011 tarihlerinde Cannes’da toplandık. 2. Son toplantımızdan bu yana başta gelişmiş ülkeler olmak üzere, küresel toparlanma, işsizliği kabul edilemez seviyelerde tutarak zayıfladı. Bu çerçevede, finansal piyasalardaki endişeler ağırlıklı olarak Avrupa’daki kamu borç riskleri nedeniyle arttı. Yükselen piyasa ekonomilerinde büyümenin yavaşlamasına ilişkin belirgin işaretler de görülmeye başladı. Emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar büyümeyi riske soktu. Küresel dengesizlikler sürmektedir. 3. Bugün, birlikte çalışmaya yönelik taahhüdümüzü teyit ediyoruz. Büyümeyi canlandırmak, yeni istihdam imkanları oluşturmak, finansal istikrarı sağlamak, toplumsal tabana yayılmayı desteklemek ve küreselleşmenin insanlarımızın ihtiyaçlarına hizmet etmesini sağlamak için kararlar aldık. Büyüme ve istihdam için küresel strateji 4. Küresel ekonominin önündeki acil sorunları çözmek için tedbirlerimizi ve politikalarımızı koordine etmeyi taahhüt ediyoruz. Her ülke üzerine düşeni yapacaktır. 5. Kısa vadeli kırılganlıkları bertaraf etmek ve büyümenin orta vadeli temellerini güçlendirmek için “Büyüme ve İstihdam için Eylem Planı” üzerinde anlaşmaya vardık. - Gelişmiş ülkeler güveni tesis edecek ve büyümeyi destekleyecek politikalar uygulamayı ve mali uyumu sağlayacak açık, itibarlı ve spesifik önlemleri hayata geçirmeyi taahhüt etmektedirler. Yunanistan’ın borç sürdürülebilirliğini yeniden sağlamak, Avrupa bankalarını güçlendirmek, yayılmanın önüne geçmek için bir güvenlik duvarı oluşturmak ve Avro Bölgesi’nde güçlü ekonomik yönetişim reformunun temelini atmak üzere Avrupa Liderlerinin 26 Ekim 2011 tarihinde aldıkları kararları memnuniyetle karşılıyoruz. Bu kararların hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi yönünde çağrıda bulunuyoruz. Bu çerçevede, İtalya’nın Uluslararası Para Fonu’nu (IMF) üçer aylık dönemlerde politikalarını ve uygulamalarını gözlemlemek üzere davet etme kararını olumlu karşılıyoruz. - Ülkelere özgü koşullar dikkate alınmak şartıyla, kamu mali dengeleri güçlü ülkeler, otomatik istikrar sağlayıcıların çalışmasına izin verecek ve ekonomik koşulların ciddi bir şekilde kötüleşmesi halinde, yurt içi talebi destekleyecek ihtiyari önlemler almayı taahhüt etmektedirler. Yüksek cari fazla veren ülkeler, döviz kurlarında daha fazla esneklik ile birlikte iç talebi güçlendirecek reformlar yapmayı taahhüt etmektedirler. - Üretimi artırmak için daha fazla yapısal reformu hayata geçirmeyi taahhüt ediyoruz. 1 Gayrıresmi Tercüme - Para politikaları orta vadede fiyat istikrarını koruyacak ve toparlanmayı desteklemeye devam edecektir. 6. Küreselleşmenin sosyal boyutunu güçlendirmeye kararlıyız. İstihdamın ve toplumsal tabana yayılmanın, büyüme ve güvenin yeniden tesisine yönelik politika ve tedbirlerimizin merkezinde yer alması gerektiğine kuvvetli bir şekilde inanıyoruz. Bu yüzden, öncelikli olarak genç istihdamı konusu üzerinde çalışacak bir G-20 görev gücü kurmaya karar verdik. Her bir üye ülkemizin, ulusal koşullarına göre uyarlanmış sosyal koruma zeminlerinin öneminin bilincindeyiz. Çalışma hayatındaki temel hak ve ilkeleri teminat altına alan 8 temel sözleşmenin onaylanması ve uygulanmasına yönelik katkılarının devam etmesi için Uluslararası Çalışma Örgütü’nü (ILO) teşvik ediyoruz. 7. Sosyal diyalogun oynadığı önemli rolün farkında olarak, B-20 ve L-20’den çıkan sonuçları ve bu platformların ortak açıklamalarını memnuniyetle karşılıyoruz. Daha istikrarlı ve dayanıklı bir Uluslararası Parasal Sistemin İnşası 8. Uluslararası parasal sistemi, daha temsiliyetçi, istikrarlı ve dayanıklı bir yapıya kavuşturacak reform sürecinde ilerleme kaydettik. Finansal bütünleşmenin sağladığı faydalardan istifade etmeye yardım edecek ve sermaye akımlarındaki dalgalanmalara karşı dayanıklılığı artıracak adımlar ve ilkeler üzerinde mutabık kaldık. Bu mutabakat; sermaye akımlarının yönetiminde bize rehberlik edecek tutarlı sonuçları, IMF ile Bölgesel Finansal Düzenlemeler arasındaki işbirliğine ilişkin ortak prensipleri ve yerel para birimi cinsinden tahvil piyasaları eylem planını içermektedir. Özel Çekme Hakkı (SDR) sepeti kompozisyonunun, para birimlerinin küresel ticari ve finansal sistemdeki rolünü yansıtmaya devam etmesi gerektiği hususunda mutabakata vardık. SDR sepetinin kompozisyonuna ilişkin değerlendirmeler mevcut kriterlere dayanmaya devam etmelidir. IMF’yi bu kriterleri daha da netleştirmeye çağırıyoruz. Para birimlerinin zaman içinde değişen rolünü ve özelliklerini yansıtmak üzere, 2015’te SDR sepeti kompozisyonu yeniden gözden geçirilecektir. Para birimlerinin kriterleri karşılaması halinde, gerekirse gözden geçirme daha erken bir tarihte yapılacaktır. IMF gözetiminde daha bütünleşmiş, tarafsız ve etkin bir yapıya yönelik ilerlemeler kaydedilmesi ve yayılma etkilerinin daha iyi belirlenmesi ve ele alınması için taahhütte bulunduk. Gözetimin güçlendirilmesine yönelik çabalarımızı sürdürürken, ikili ve çok taraflı gözetimin daha iyi bütünleştirilmesine olan ihtiyacı kabul ediyor ve önümüzdeki yılın başlarında yeni bir birleşik gözetim kararına ve IMF’yi sahiplemenin ve verilen tavsiyelere uyumun artırılmasına yönelik önerileri bekliyoruz. 9. Ekonomik temelleri yansıtmak, döviz kurlarındaki kalıcı dengesizliklerin önüne geçmek ve rekabetçi devalüasyonlardan kaçınmak üzere, döviz kurlarının piyasa tarafından belirlendiği kur rejimlerine daha hızlı geçme ve döviz kurlarının esnekliğini artırma taahhüdümüzü tekrarlıyoruz. Kısa vadeli kırılganlıkları gidermek, finansal istikrarı tesis etmek ile büyümenin orta vadeli temellerini güçlendirmek için “İstihdam ve Büyüme için Eylem Planı”mızda ortaya koyduğumuz döviz kuru reformuna ilişkin taahhütleri 2 Gayrıresmi Tercüme gerçekleştirmede kararlıyız. Atacağımız adımlar, küresel likidite koşulları ve sermaye akımlarındaki dalgalanmalardan kaynaklanan güçlüklerin bertaraf edilmesine yardımcı olacak; bu da döviz kuru reformlarında daha fazla ilerleme sağlanmasını kolaylaştıracak ve aşırı rezerv birikimini azaltacaktır. 10. Küresel finansal güvenlik ağlarını daha da güçlendirmeye ve IMF’nin yeni ortaya koyduğu İhtiyati ve Likidite Hattı önerisini destekliyoruz ülke bazında değerlendirilmek üzere, güçlü politikalar uygulayan ve sağlam temelleri olan, ancak dış şoklara maruz kalan ülkelere daha esnek kısa vadeli likidite sağlanmasına yönelik çalışmalarımıza devam etmeye karar verdik. IMF’nin üye ülkelerin acil durum ihtiyaçlarını karşılamak üzere tek bir acil yardım mekanizması oluşturulmasını destekliyoruz. IMF’yi söz konusu önerileri süratli bir biçimde tartışmaya ve nihai hale getirmeye davet ediyoruz. 11. Avro bölgesinin kapsamlı planını memnuniyetle karşılıyoruz. Söz konusu planın ülke reformları da dahil olmak üzere hızlı bir şekilde detaylandırılması ve uygulanmasını istiyoruz. Avro bölgesinin güven ve finansal istikrarı tesis etmek ve para ve finansal piyasaların uygun şekilde çalışmasını sağlamak üzere bütün kaynaklarını ve kurumsal kapasitesini kullanma kararlılığını memnuniyetle karşılıyoruz. 2009 Londra Zirvesi’nde sağladığımız kaynaklara ilaveten IMF’nin tüm üyelerinin yararına olacak şekilde sistemik rolünü oynayabilmesi için yeterli kaynaklara sahip olmasını temin edeceğiz. İlave kaynakların zamanlı bir biçimde sağlanabilmesi için hazırız. Bakanlarımızı bir sonraki toplantılarına kadar, IMF’ye ikili katkılar, SDR ve IMF bünyesinde kurulacak yönetim hesabı gibi özel yapılara ikili katkı sağlanması da dahil olmak üzere farklı seçeneklerin kullanılmasını araştırmakla görevlendirdik. 2010 kota ve yönetim reformunu süratli bir şekilde hayata geçireceğiz. Finansal Sektörün Reformu ve Piyasa Bütünlüğünün Pekiştirilmesi 12. 2008 yılında Vaşington’da tüm finansal piyasaların, ürünlerin ve piyasa katılımcılarının, mümkün olduğu ölçüde düzenlenmesini ve denetlenmesini sağlamak için taahhütte bulunduk. Bu taahhütlerimizi uygulayacağız ve finansal sistem reformunu takip edeceğiz. 13. Hiçbir finansal kuruluşun “batırılamayacak kadar büyük” olarak algılanmamasını sağlayacak kapsamlı önlemler ve vergi mükelleflerini çözümleme maliyetini yüklenmelerinden koruma konusunda anlaştık. Finansal İstikrar Kurulu (FSB) küresel sistemik öneme sahip finansal kuruluşlara ilişkin bir ön listeyi bugün yayımlamaktadır. Küresel sistemik öneme sahip finansal kuruluşlar, 2016 yılından itibaren ilave sermaye yükümlülüğünün yanı sıra, güçlendirilmiş denetime, çözümleme sistemleri için yeni bir uluslararası standarda tabi olacaktır. Sistemik öneme sahip banka dışı finansal kuruluşları belirlemeye hazırız. 3 Gayrıresmi Tercüme 14. Gölge bankacılığın düzenlenmesinin ve gözetiminin geliştirilmesine karar verdik. Yüksek frekanslı işlemlerden ve karanlık likiditeden kaynaklanan riskleri de ele alacak şekilde, piyasaların bütünlüğü ve etkinliğine yönelik düzenlememizi daha da geliştireceğiz. Kredi temerrüt takasları piyasalarının işleyişini değerlendirmek için Uluslararası Menkul Kıymet Komisyonları Örgütü’nü (IOSCO) görevlendirdik. Finansal hizmetler müşterilerini korumaya yönelik prensipler üzerinde anlaştık. 15. Finansal sektörde kriz öncesi tutumlara dönülmesine izin vermeyeceğiz ve bankalar, tezgah üstü türev ürünler piyasaları ve ücretlendirme faaliyetleri ile ilgili taahhütlerimizin uygulanmasını sıkı bir biçimde izleyeceğiz. 16. Finansal düzenleme takvimimizin koordinasyonu ve takibi amacıyla, bu zamana kadarki başarılarına dayanarak, kapasitesini güçlendirmek için FSB’yi yeniden yapılandırmaya karar veriyoruz. Bu reform FSB’ye tüzel kişilik sağlamak ve daha fazla mali bağımsızlık vermeyi içermektedir. Mario Draghi’ye yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür ediyor ve Kanada Merkez Bankası Başkanı Mark Carney’in FSB başkanı olarak ve İsviçre Merkez Bankası Başkanı Philipp Hildebrand’ın ise Başkan Yardımcısı olarak atanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. 17. Tüm yetki bölgelerini vergi alanında, ihtiyati alanda ve kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi alanında uluslararası standartlara uymaya ısrarla çağırıyoruz. Gerektiği takdirde mevcut tedbirlerimizi uygulamaya hazırız. Vergi alanında ilerlemeleri memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm yetki bölgelerini, özellikle Global Forum tarafından belirlenen ve yasal çerçevesi yeterli bulunmayan 11 yetki bölgesini, gözden geçirmeler sırasında belirlenen eksiklikleri ortadan kaldırmak için gerekli önlemleri almaya davet ediyoruz. Vergide kapsamlı bilgi paylaşımının öneminin altını çiziyoruz. Bunu geliştirecek araçları belirlemek için Global Forum bünyesindeki çalışmaları destekliyoruz. Vergide Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi’ni imzalamak konusunda verdiğimiz taahhüdü memnuniyetle karşılıyor ve tüm diğer yetki bölgelerini de bu Sözleşme’yi imzalamaya ısrarla teşvik ediyoruz. Emtia fiyat dalgalanmalarının azaltılması ve tarımın desteklenmesi 18. Finansal düzenleme gündemimizin bir parçası olarak, IOSCO’nun emtia türevleri piyasalarının düzenleme ve denetlenmesinin geliştirilmesine ilişkin tavsiyelerini destekliyoruz. Piyasada suiistimalleri önlemek için piyasa düzenleyicilerine etkin müdahale gücü verilmesi hususunda hemfikiriz. Özellikle, piyasa düzenleyicileri, diğer müdahale güçlerinin yanı sıra, öncül (ex-ante) pozisyon sınırlaması koyma yetkisi de dahil olmak üzere, açık pozisyon yönetimi yetkilerine sahip olmalı ve yeri gelince kullanmalıdırlar. 4 Gayrıresmi Tercüme 19. Tarımsal üretimin teşvik edilmesi, dünya nüfusunun beslenmesinde büyük öneme sahiptir. Bu amaçla, 2011 yılı Haziran ayında Tarım Bakanlarımızın üzerinde anlaştıkları “Gıda Fiyatları Dalgalanmaları ve Tarım Eylem Planı” çerçevesinde hareket etmeye karar verdik. Özellikle, tarımsal verimlilik alanındaki ar-ge çalışmalarının desteklenmesine ve bu alanda yatırım yapılmasına karar verdik. Tarımsal ürün piyasasının şeffaflığını artırmak için "Tarım Piyasası Bilgi Sistemi”ni (AMIS) yürürlüğe koyduk. Gıda güvenliğini artırmak için, uygun risk yönetimi enstrümanları ve insani acil yardım araçları geliştirmeyi taahhüt ediyoruz. Ticari olmayan insani amaçlarla Dünya Gıda Programı (World Food Program) tarafından satın alınan gıdaların, ihracat kısıtlamalarından ve münhasır (extraordinary) vergi uygulamalarından muaf tutulmasına karar verdik. Uluslararası toplumun kriz dönemlerinde ortak hareket geliştirmesi ve politika eşgüdüm kapasitelerinin geliştirilmesi için “Hızlı Tepki Forumu”nu (Rapid Response Forum) memnuniyetle karşılıyoruz. Enerji Piyasalarının İşleyişinin İyileştirilmesi ve İklim Değişikliğiyle Mücadele 20. Enerji piyasalarının işleyişini iyileştirme ve şeffaflığını artırma konusunda kararlıyız. JODI (“Joint Organizations Data Initiative”/Ortak Organizasyonlar Veri Girişimi) Petrol veritabanının güncelliği, bütünlüğü ve güvenilirliğini iyileştirmeyi ve JODI- Gaz veritabanı için de aynı prensipler doğrultusunda çalışmayı taahhüt ediyoruz. Üretici ülkeler ile tüketici ülkeler aralarında kısa-orta ve uzun vade petrol, gaz ve kömür ile ilgili görünüm ve tahminlere yönelik sürekli bir diyalog geliştirmeye çağırıyoruz. İlgili kuruluşlara Fiyat Raporlayan Kuruluşların izlenmesi ve işleyişi hakkında tavsiyelerde bulunmaları çağrısında bulunuyoruz. En fakir kesimin düşük maliyetli enerjiye ulaşımını destekleme ve aynı zamanda müsrif tüketimi teşvik eden verimsiz fosil yakıt teşviklerinin orta vadede rasyonelleştirilmesi ve aşamalı olarak kaldırılmasına ilişkin taahhüdümüzü yineliyoruz. 21. İklim Değişikliğine ilişkin gerçekleştirilecek Durban Konferansı’nın başarılı olmasını taahhüt ediyor ve Konferansın yeni başkanı Güney Afrika’yı destekliyoruz. Durban’da ulaşılacak dengeli bir sonucun parçası olarak, Yeşil İklim Fonu’nun faal hale gelmesi de dahil olmak üzere, tüm müzakere alanlarında daha fazla ilerleme kaydedilmesi ve Cancun uzlaşısının hayata geçirilmesi için çağrıda bulunuyoruz. Uluslararası Finansal Kuruluşların (IFIs) iklim değişikliğinin finansmanına ilişkin raporunu tartıştık ve Bakanlarımızdan, Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) amaçları, düzenlemeleri ve ilkelerini dikkate alacak şekilde, bu alanda çalışmaya devam etmelerini istedik. 5 Gayrıresmi Tercüme Korumacılıktan Kaçınılması ve Çok Taraflı Ticaret Sisteminin Güçlendirilmesi 22. Küresel ekonominin kritik bir dönemde olduğu bu zamanda, korumacılıktan kaçınmanın bir yolu olarak çok taraflı ticaret sisteminin faydalarına vurgu yapılması önemlidir. Toronto’da, vermiş olduğumuz 2013 yılı sonuna kadar olan mevcut taahhüdümüzü teyit ediyor, yeni ihracat kısıtlamaları ve DTÖ ile tutarlı olmayan ihracatı artırıcı önlemler de dahil olmak üzere, herhangi bir yeni korumacı önlem almamayı taahhüt ediyoruz. DTÖ, OECD ve UNCTAD’dan (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı) durumu izlemesini ve yılda iki defa kamuya açık olarak raporlamasını istiyoruz. 23. Doha Kalkınma Gündemi’nin (DKG) görev tanımına sadık kalmaktayız. Fakat, bu hedeflerle her zamanki müzakere yaklaşımımızla ulaşılamayacağı açıktır. Şu ana kadar sağladığımı z ilerlemeyi kabul ediyoruz. Güven ortamına katkı sağlamak için, 2012 yılında, En Az Gelişmiş Ülkeler ve DKG’nin diğer kilit konuları dahil olmak üzere DKG müzakerelerinde ilerleme sağlayacak inandırıcı ve yenilikçi yaklaşımları sürdürmeye ihtiyacımız bulunmaktadır. Bakanlarımızı, yaklaşmakta olan Cenevre’deki Bakanlar Konferansı’nda söz konusu yaklaşımlar üzerinde çalışmaları, küresel ekonomide çok taraflı ticaret sistemi ile ilgili ortaya çıkan yeni zorlukları ve fırsatları tartışmaları ve Meksika Zirvesi’nde bize rapor etmeleri konularında yönlendiriyoruz. 24. Bunun yanı sıra, daha etkin ve kurallara dayalı bir ticaret sistemine katkıda bulunmak için, ticari ilişkiler ve politikalarda şeffaflığı artırma ve anlaşmazlıkların halli mekanizmasının işleyişinde daha aktif bir rol oynaması gerektiğine inandığımız DTÖ’nün güçlendirilmesini destekliyoruz. Kalkınmanın önündeki zorlukların giderilmesi 25. Ekonomik şokların en kırılgan kesimi orantısız bir şekilde etkilediğinin farkında olarak, daha kapsayıcı ve dayanıklı bir büyümeyi taahhüt ediyoruz. 26. Afrika Boynuzu’nda insanlık krizi, gıda güvencesizliğine karşı acil yardım ve uzun süreli müdahalelerin güçlendirilmesine yönelik ivedi ihtiyacı öne çıkarmaktadır. Özellikle düşük gelirli ülkelerde ve küçük çiftçilerin yararına, tarımda yatırımları teşvik etmek ve aşırı fiyat dalgalanmalarının etkilerini azaltmak amacıyla Cannes sonuç Bildirgesinde bahsedilen somut girişimleri destekliyoruz. Pilot proje olarak bölgesel acil insani gıda rezervinin kurulması amacını taşıyan Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) girişimini ve acil pirinç rezervleri ile ilgili olarak “ASEAN+3” girişimini memnuniyetle karşılıyoruz. 27. Altyapı eksikliğinin, özellikle Afrika’daki, birçok gelişmekte olan ülkenin büyüme potansiyelini dramatik şekilde engellediğinin farkında olarak Yüksek Düzeyli Panel’in (HLP) ve Çok Taraflı Kalkınma Bankaları’nın tavsiyelerini destekliyoruz, on bir emsal altyapı projesinin altını çiziyoruz ve Çok Taraflı Kalkınma Bankalarına ilgili ülkelerle 6 Gayrıresmi Tercüme birlikte çalışarak HLP kriterini karşılayan benzer projelerin uygulanmasının sürdürülmesi yönünde çağrıda bulunuyoruz. 28. Binyıl Kalkınma Hedefleri’ne ulaşılması için ODA (Resmi Kalkınma Yardımı)’nın önemli rolünü vurguluyoruz. Gelişmiş ülkeler tarafından verilen yardım taahhütleri yerine getirilmelidir. Yükselen ülkeler, diğer gelişmekte olan ülkelere destek düzeylerini artırmaya devam edecek ya da taahhüt vereceklerdir. Ayrıca, zamanla, iklim değişikliğinin ve kalkınma ihtiyaçlarının karşılanmasına için yeni fon kaynaklarının bulunmasının gerektiğini kabul ediyoruz. Sayın Bill Gates tarafından öne çıkarılan bir dizi yenilikçi finansman seçeneğini tartıştık. İçimizden bir kısmı bu seçeneklerin bazılarını hayata geçirdi veya bu seçenekleri araştırmaya hazır durumdadır. Ülkelerimizden bazılarında, kalkınmayı desteklemenin yanı sıra, çeşitli gayeler için bir finansal işlem vergisi de dahil olmak üzere, finansal sektörü vergilendirmeye yönelik girişimleri olumlu olarak değerlendiriyoruz. Yolsuzlukla Mücadelemizin Yoğunlaştırılması 29. Yolsuzlukla mücadele, piyasa dürüstlüğünü artırma ve kanunlara uyulan bir iş ortamını destekleme konusundaki Eylem Planı’nı uygulamada önemli ilerleme kaydettik. Güçlü bir uluslararası yasal çerçevenin hızlıca uygulanması, yolsuzlukla ve rüşvetle mücadele etmek ve bunları önlemek için ulusal önlemlerin uygulanması, yolsuzlukla mücadelede uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi ve kamu-özel sektör ortak girişimleri kurulması gereksinimlerinin altını çiziyoruz. 21’inci Yüzyıl için küresel yönetişim reformu 30. İngiltere Başbakanı David Cameron’a raporu için teşekkür ediyoruz. G-20’nin esnek yapılı bir grup olarak kalması gerektiğini kabul ediyoruz. Troyka’nın resmileştirilmesine karar verdik. BM dahil olmak üzere, G-20 üyesi olmayanlarla tutarlı ve etkin bir ilişki sürdüreceğiz ve onların çalışmalarımıza yaptıkları katkıları olumlu karşılıyoruz. 31. G-20’nin eylemleri hızlandırmak amacıyla önemli ekonomileri eşit bir zeminde bir araya getiren kuruluş ruhunun çok önemli olduğunu yeniden teyit ediyoruz. Bu nedenle, ekonomik ve finansal gündemimize ve ilgili uluslar arası kuruluşların reformuna ve daha verimli çalışmasına, kolektif siyasi irademizle destek olmayı kararlaştırdık. FAO ve FSB bünyesinde uygulanacak reformları destekliyoruz. Çok taraflı ticaret çerçevemizi güçlendirmeyi taahhüt ettik. Uluslararası kuruluşlara, özellikle BM, DTÖ, ILO, OECD, Dünya Bankası ve IMF’ye, ekonomik politikaların sosyal etkileri de dahil olmak üzere, aralarındaki diyalog ve işbirliğini geliştirmeleri ve koordinasyonu güçlendirmeleri için çağrıda bulunuyoruz. 7 Gayrıresmi Tercüme - 1 Aralık 2011’de Meksika G-20’ye başkanlık etmeye başlayacaktır. Haziran 2012’de Los Cabos, Baja California’da Meksika’nın dönem başkanlığında bir araya geleceğiz. G-20 dönem başkanlığını 2013 yılında Rusya, 2014 yılında Avustralya ve 2015 yılında Türkiye üstlenecektir. G-20’deki reformlarımızın bir parçası olarak, 2015’ten sonra G-20 dönem başkanlarının rotasyona tabi bölgesel gruplar arasından seçilmesine de karar verdik. Bu uygulamaya Çin, Endonezya, Japonya ve Kore’yi kapsayan Asya grubu ile başlayacağız. 32. Fransa’ya G-20 dönem başkanlığı ve başarılı Cannes Zirvesi ev sahipliği dolayısıyla teşekkür ediyoruz. 8 Gayrıresmi Tercüme CANNES ZİRVESİ NİHAİ BİLDİRGESİ “ORTAK GELECEĞİMİZİN İNŞASI : HERKESİN ÇIKARI İÇİN YENİLENMİŞ MÜŞTEREK EYLEM” TASLAK (4 KASIM 2011 itibariyle) 1. Son toplantımızdan bu yana küresel toparlanma özellikle gelişmiş ülkelerde zayıfladı ve işsizlik kabul edilemez seviyelerde kaldı. Finansal piyasalardaki endişeler ağırlıklı olarak Avrupa’daki kamu borç riskleri nedeniyle arttı. Yükselen piyasa ekonomilerinde kırılganlık işaretleri ortaya çıkmaya başladı. Yükselen emtia fiyatları, büyümeye zarar verdi ve toplumun en kırılgan kesimlerini olumsuz etkiledi. Döviz kuru oynaklığı büyüme ve finansal istikrar üzerinde riskler oluşturmaktadır. Küresel dengesizlikler sürmektedir. Bugün, birlikte çalışma taahhüdümüzü tekrar ediyoruz. Ekonomik büyümeyi canlandırmak, istihdam yaratmak, finansal istikrarı sağlamak, topluma katılımın teşvik edilmesini ve küreselleşmenin halklarımızın ihtiyaçlarını karşılamasını sağlamak için kararlar aldık. Büyüme ve İstihdam için Küresel Bir Strateji 2. Küresel ekonominin karşı karşıya bulunduğu mevcut güçlükleri bertaraf edebilmek için tedbirlerimizi ve politikalarımızı koordine etmeyi taahhüt ediyoruz. Büyüme ve İstihdam için Eylem Planı üzerinde mutabakata vardık. Her bir ülke üzerine düşeni yapacaktır. İstihdam ve Sosyal Korumanın Artırılması 3. Güçlü, Sürdürülebilir ve Dengeli Büyüme Çerçevesi kapsamında uyguladığımız, büyüme ve güvenin yeniden tesisine yönelik politikaların temelinde istihdamın olması gerektiğine güçlü bir biçimde inanıyoruz. Gençler ve ekonomik krizden en fazla etkilenen diğer kesimler başta olmak üzere, işsizlikle mücadele etmek ve uygun iş olanaklarını oluşturmaya yönelik çabalarımızı yenilemeyi taahhüt ediyoruz. Bu nedenle, 2012’de Meksika Dönem Başkanlığında gerçekleştirilecek olan İstihdam ve Çalışma Bakanları Toplantısı’na katkı sağlamak üzere genç işsizlik konusuna odaklanacak G-20 İstihdam Görev Gücü’nün oluşturulmasına karar verdik. Uluslararası kuruluşları, (IMF, OECD, Uluslararası Çalışma Örgütü-ILO, Dünya Bankası) G-20 Bakanlarına küresel istihdamın görünümü ve G-20 Çerçevesi bünyesindeki ekonomik reform gündeminin istihdam oluşturulmasına nasıl katkı sağlayacağı üzerine raporlamaları için görevlendirdik. 4. Ülkelerimizde, sağlık hizmetlerine erişim; yaşlı, engelli kişiler ve işsizler için gelir güvencesi; çocuk yardımı ve yoksul çalışanlara yardım gibi ulusal ölçekteki sosyal koruma zeminlerine yatırım yapmanın öneminin farkındayız. Bunlar, sağlıklı büyümeyi, sosyal adaleti ve dayanışmayı teşvik edecektir. Bu bağlamda, Sayın Michelle 9 Gayrıresmi Tercüme Bachelet’nin başkanlığında faaliyet gösteren Sosyal Koruma Zemini Danışma Grubu Raporunu not ediyoruz. 5. İş ortamında temel ilke ve haklara tamamıyla uyulmasını ve bunları desteklemeyi taahhüt ediyoruz. ILO’nun, Sekiz Temel Sözleşmesi’nin onaylanmasını ve uygulanmasını desteklemeye devam etmesini memnuniyetle karşılıyor ve bu yönde ILO’yu teşvik ediyoruz. 6. Küreselleşmenin sosyal boyutunu güçlendirmeye kararlıyız. Ekonomik, parasal ve finansal konular ile birlikte, sosyal sorunlar ve istihdam G-20 Gündeminin ayrılmaz bir parçası olarak kalacaktır. Uluslararası kuruluşlara, işbirliğini güçlendirme ve etkinleştirme çağrısında bulunuyoruz. Daha tutarlı çok taraflı uygulamalar için; DTÖ, ILO, OECD, Dünya Bankası ve IMF’yi aralarındaki diyalog ve işbirliğini geliştirmeleri yönünde teşvik ediyoruz. 7. Sosyal diyalogun önemli bir rolü olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda, Fransa dönem başkanlığı sırasında gerçekleştirilen B-20 ile L-20 Toplantılarını ve söz konusu oluşumların birlikte çalışmak konusundaki isteklerini ortak beyanlarında görüldüğü üzere memnuniyetle karşılıyoruz. 8. Çalışma Bakanlarımız 26-27 Eylül 2011 tarihlerinde bu konuları ele almak için Paris’te bir araya geldiler. Bu Bildirge ekinde yer alan kararlarını onaylıyoruz. Bakanlarımızın bu alanda kaydedilen ilerlemelerin izlenmesi için önümüzdeki yıl tekrar bir araya gelmelerini istiyoruz. Daha istikrarlı ve dayanıklı bir Uluslararası Parasal Sistemin İnşası 9. 2010 yılında G20, daha istikrarlı ve dayanıklı bir uluslararası parasal sistem oluşturulması, küresel ekonomide sistemik istikrarın sağlanması, küresel ekonomik uyarlamaların iyileştirilmesi ve gelişmekte olan ülkelerin küresel ekonomide artan ağırlığını daha iyi yansıtacak bir uluslararası parasal sisteme doğru uygun bir dönüşüme yardımcı olacak çalışmaları yapmayı taahhüt etmiştir. 2011 yılında bu hedeflere ulaşmak için somut adımlar atmaktayız. Büyümenin ve kalkınmanın desteklenmesi için, finansal bütünleşmenin faydalarının artırılması ve sermaye akımlarındaki dalgalanmalara karşı dayanıklılığın geliştirilmesi 10. Sermaye akımlarının yönetiminde; finansal küreselleşmenin faydalarından yararlanmaya, finansal istikrara zarar verebilecek riskleri yönetme ve önlemeye yardımcı olmaya, ulusal ve küresel seviyede sürdürülebilir büyümeyi sağlamak üzere bize rehberlik edecek ülke tecrübelerine dayalı tutarlı sonuçlar üzerinde anlaştık. 10 Gayrıresmi Tercüme 11. Bu hedeflere ulaşmak için; farklı uluslararası kuruluşlardan teknik yardım imkanlarını artırarak, veri tabanını iyileştirerek ve G20 bünyesinde ortak yıllık ilerleme raporlarının hazırlayarak, yerel para birimi cinsinden yurt içi tahvil piyasalarının geliştirilmesi ve derinleştirilmesine yönelik eylem planını kabul ettik. Söz konusu planın uygulanmasını desteklemek üzere, Dünya Bankası, Bölgesel Kalkınma Bankaları, IMF, UNCTAD, OECD, BIS ve FSB’yi birlikte çalışmaya ve bir sonraki toplantımıza kadar ilerlemeleri raporlamaya davet ediyoruz. Değişen ekonomik dengenin ve yeni uluslararası para birimlerinin ortaya çıkışının yansıtılması 12. Ekonomik temelleri yansıtmak, döviz kurlarındaki kalıcı dengesizliklerin önüne geçmek ve rekabetçi devalüasyonlardan kaçınmak üzere, döviz kurlarının piyasa tarafından belirlendiği kur rejimlerine daha hızlı geçme ve döviz kurlarının esnekliğini artırma taahhüdümüzü tekrarlıyoruz. Kısa vadeli kırılganlıkları gidermek ve finansal istikrarı tesis etmek ile büyümenin orta vadeli temellerini güçlendirmek için döviz kuru reformuna ilişkin olarak “İstihdam ve Büyüme için Eylem Planı”mızda ortaya koyduğumuz taahhütleri gerçekleştirecek adımlar atma yönünde kararlıyız. Atacağımız adımlar, küresel likidite koşulları ve sermaye akımlarındaki dalgalanmalardan kaynaklanan güçlüklerin bertaraf edilmesine yardımcı olacak; döviz kuru reformlarında daha fazla ilerleme sağlanmasını kolaylaştıracak ve aşırı rezerv birikimini azaltacaktır. 13. SDR sepetinin bileşiminin, para birimlerinin küresel ticari ve finansal sistemdeki rolünü yansıtmaya devam etmesi ve para birimlerinin zaman içinde değişen rolünü ve karakteristiklerini gösterecek şekilde uyarlanması üzerinde mutabakata vardık. SDR sepetinin bileşimine ilişkin değerlendirmeler mevcut kriterlere dayanmaya devam etmelidir. IMF’yi bu kriterleri daha da netleştirmeye çağırıyoruz. Daha geniş bir SDR sepeti, SDR’nin cazibesinin önemli bir belirleyicisi olacak ve böylece SDR’nin küresel rezerv rolünü etkileyecektir. Bu, uygun reformlara bir referans olarak hizmet edecektir. SDR sepetinin bileşiminin 2015’te - yeniden gözden geçirilmesini bekliyoruz. Söz konusu gözden geçirme para birimlerinin, SDR sepetine dahil olma kriterlerini karşılaması halinde gerekirse daha erken yapılabilecektir. Bu kapsamda, IMF’den sepetin potansiyel gelişimi de dahil olmak üzere daha fazla analitik çalışma yapmasını istiyoruz. SDR’nin rolü üzerindeki çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Krizlerle mücadele kapasitemizin güçlendirilmesi 14. Daha yapılandırılmış bir yaklaşıma katkı olarak; küresel finansal güvenlik ağlarını daha da güçlendireceğiz. Bu girişimimizde hükümetler, merkez bankaları, bölgesel finansal düzenlemeler ve uluslararası kuruluşlar kendi sorumluluk alanları kapsamında rol oynayacaktır. Bu amaca yönelik çabalarımızı sürdürmek için mutabakata vardık. Doğu Asya’daki bölgesel swap hatları gibi yakın dönemdeki gelişmelerin de gösterdiği üzere, 11 Gayrıresmi Tercüme küresel ve bölgesel düzeyde likidite şoklarının önlenmesinde merkez bankalarının önemli bir rol oynadığını kabul ediyoruz. Krizlerin önlenmesi ve çözülmesine yönelik çabaları güçlendirmek üzere, IMF ile bölgesel finansal düzenlemeler arasındaki işbirliğine yönelik ortak prensipler üzerinde anlaştık. 15. Söz konusu yapılandırılmış yaklaşıma bir katkı olarak ve IMF’nin mevcut finansman araçlarına dayanarak, IMF’nin ortaya koyduğu yeni İhtiyati ve Likidite Hattı önerisini destekliyoruz. Bu araç, güçlü politikalar uygulayan ve sağlam temelleri olan, ancak sistemik olanlar da dahil olmak üzere dış şoklara maruz kalan ülkelere, ülke bazında değerlendirilecek şekilde, daha yüksek miktarda ve daha esnek kısa vadeli likidite sağlanmasına imkan verebilecektir. Aynı zamanda, doğal felaketler, kırılgan ve çatışma yaşamış ülkelerdeki acil durumlar ve diğer yıkıcı olaylardan kaynaklanan acil durum ihtiyaçlarını karşılamak için imtiyazlı olmayan finansmanın tek bir araç altında sağlanmasına yönelik IMF önerisini de destekliyoruz. IMF’yi bu araçlara ilişkin önerilerini hızlı bir biçimde tartışıp nihai hale getirmeye davet ediyoruz. 16. Avro bölgesinin kapsamlı planını memnuniyetle karşılıyoruz. Söz konusu planın ülke reformları da dahil olmak üzere hızlı bir şekilde detaylandırılması ve uygulanmasını istiyoruz. Avro bölgesinin güven ve finansal istikrarı tesis etmek ve para ve finansal piyasaların uygun şekilde çalışmasını sağlamak üzere bütün kaynaklarını ve kurumsal kapasitesini kullanma kararlılığını memnuniyetle karşılıyoruz. 2009 Londra Zirvesi’nde sağladığımız kaynaklara ilaveten IMF’nin tüm üyelerinin yararına olacak şekilde sistemik rolünü oynayabilmesi için yeterli kaynaklara sahip olmasını temin edeceğiz. İlave kaynakların zamanlı bir biçimde sağlanabilmesi için hazırız. Bakanlarımızı bir sonraki toplantılarına kadar, IMF’ye ikili katkılar, SDR ve IMF bünyesinde kurulacak yönetim hesabı gibi özel yapılara ikili katkı sağlanması da dahil olmak üzere farklı seçeneklerin kullanılmasını araştırmakla görevlendirdik. 2010 kota ve yönetim reformunu süratli bir şekilde hayata geçireceğiz. IMF’nin Gözetim Fonksiyonunun Güçlendirilmesi 17. IMF’nin gözetim fonksiyonunun güçlendirilmesi ve daha etkili bir hale getirilmesinin uluslararası parasal sistemin verimliliği ve istikrarı açısından kritik olacağı hususunda anlaşmaya vardık. Bu bakımdan, çok taraflı gözetimin güçlendirilmesi ve ikili gözetime daha güçlü bir biçimde entegre edilmesi ile sektörler, ülkeler ve bölgeler arası bağlantıların izlenmesinin geliştirilmesi önemli olacaktır. Bu çerçevede, “Konsolide Çok Taraflı Gözetim Raporu” ve “Yayılma Raporları” da dahil olmak üzere IMF’nin gözetim araçlarında son dönemde kaydedilen ilerlemeleri memnuniyetle karşılıyoruz. IMF’nin bu çalışmaları ve kullanılan metodolojiyi geliştirmeye devam etmesini istiyoruz. 12 Gayrıresmi Tercüme 18. IMF’yi, Bağımsız Değerlendirme Ofisi’nin gözetime ilişkin raporunu dikkate alarak, ikili ve çok taraflı gözetim araçları arasındaki entegrasyonun, gözetimin tarafsızlığının ve etkinliğinin daha da artırılmasına yönelik daha fazla ilerleme kaydetmeye çağırıyoruz. Bu suretle, IMF’nin gözetim yapısı, özellikle finansal sektör, kamu maliyesi, para ve döviz kuru politikaları ile söz konusu politikaların dış istikrar üzerindeki etkilerinin kapsamlı analizini içerecektir. IMF’yi, uluslararası sermaye akımlarını ve yayılma kanallarını düzenli olarak gözden geçirmeye ve ülkelerin sermaye akımlarının yönetimine ilişkin aldıkları tedbirlere ilişkin bilgileri güncellemeye davet ediyoruz. IMF’yi aynı zamanda, ülke koşullarını da dikkate alarak rezerv birikimi saikleri ve ölçütleri üzerindeki çalışmalarını ve Uluslararası Ödemeler Bankası ile birlikte küresel likidite göstergelerine ilişkin yürüttüğü çalışmaları sürdürmeye davet ediyoruz. Bahse konu çalışmalar ileride, IMF’nin gözetim çerçevesine ve diğer gözetim süreçlerine güvenilir göstergeler olarak dahil edebilecektir. Döviz kurlarındaki kalıcı dengesizliklerden kaçınacağız. IMF’den döviz kuru değerlendirmelerini geliştirmeye devam etmesini ve değerlendirmelerini uygun olduğu takdirde kamuoyuna açıklamasını istedik. 19. Gözetimin güçlendirilmesine yönelik çabalarımızı sürdürürken, ikili ve çok taraflı gözetimin daha fazla bütünleştirilmesine olan ihtiyacı kabul ediyor ve önümüzdeki yılın başlarında IMF’nin yeni birleşik gözetim kararı önerisini bekliyoruz. 20. IMF gözetiminin etkinliği için anahtar unsurlar olan, gözetimin üyeler tarafından sahiplenilmesinin ve tavsiyelere uyumun artırılması gerektiği üzerinde anlaşmaya vardık. Uluslararası Para ve Finans Komitesi (IMFC) aracılığıyla daha güçlü bir stratejik yönlendirme yapılarak, Bakanların ve Merkez Bankası Başkanlarının daha fazla katılımını sağlamakta mutabık kaldık. IMF gözetiminin şeffaflığının artırılması için, tüm IMF üyelerinin veri erişiminin geliştirilmesine katkı sağlamasının önemini yineliyoruz. IMF Başkanı tarafından yapılan dış dengelerin çok taraflı analizinin yayımlanması önerisini destekliyor ve gözetim raporlarının zamanında yayımlanmasını öneriyoruz. Birçok G-20 üyesinin Madde-IV raporlarını yayımlamasını memnuniyetle karşılıyor ve bu hususta daha fazla ilerleme sağlanmasını bekliyoruz. Sonraki adımlar 21. Daha istikrarlı ve dayanıklı bir Uluslararası Parasal Sistem kurulması uzun soluklu bir çabadır. Küresel ekonomide sistemik istikrarın sağlanması ve yükselen piyasa ekonomilerinin artan ağırlığını daha iyi yansıtan bir Uluslararası Parasal Sisteme uygun bir geçişin sağlanması için çalışmaları sürdürmeyi taahhüt ediyoruz. Bu doğrultuda 2012 yılında somut adımlar atmaya devam edeceğiz. 13 Gayrıresmi Tercüme Finansal Sektör Reformlarının Uygulanması ve Derinleştirilmesi 22. Tüm finansal piyasaların, ürünlerin ve katılımcıların uluslararası bazda tutarlı ve adil bir şekilde kendi koşullarına uygun olarak düzenlenmesini ve denetlenmesini sağlamak için Kasım 2008’de Vaşington’da verdiğimiz taahhütleri yerine getirme konusunda kararlıyız. Özellikle bankalar, tezgah üstü türev ürünler, ücretlendirme uygulamaları ve kredi derecelendirme kuruluşları ile ilgili taahhütlerimizin yerine getirilmesi ve eksiklikleri belirlemede gözetimin yoğunlaştırılması: 23. Bankaların finansal ve ekonomik şoklara karşı dayanıklılığını artırmaya kararlıyız. Bugüne kadar sağlanan ilerlemeleri temel alarak, yetki bölgelerine, 2011 yılı sonuna kadar Basel II risk bazlı çerçeveyi ve piyasa faaliyetleri ve menkul kıymetleştirme ile ilgili Basel II-5 ilave gerekliliklerini, 2013’te başlayacak ve 1 Ocak 2019’da tamamen uygulanacak olan Basel III sermaye ve likidite standartlarını ilgili gözlem dönemi ve gözden geçirme hükümleriyle uyumlu bir şekilde, tam ve tutarlı uygulama taahhütlerini yerine getirmeleri çağrısında bulunuyoruz. 24. Daha dayanıklı bir finansal sistemin oluşumunda, tezgah üstü (OTC-Over the Counter) türev piyasalarının yeniden düzenlenmesi çok önemlidir. Tüm standardize tezgah üstü türev ürünler, 2012 yılı sonuna kadar, uygun olduğu takdirde, borsa veya elektronik alımsatım platformlarında işlem görmeli, merkezi takası yapılmalı; tüm tezgah üstü türev sözleşmeleri bilgi havuzlarına raporlanmalı ve merkezi takası gerçekleşmeyen sözleşmeler daha yüksek sermaye gerekliliklerine tabi olmalıdır. Yasal boşlukları ve örtüşen düzenlemeleri önlemek için daha çok işbirliğinde bulunacağımız hususunda anlaştık. Bu konuların bir kısmını ele almak ve mevcut tezgah üstü türev ürünler çalışma grubunu desteklemek için Finansal İstikrar Kurulu tarafından bir eşgüdüm grubu oluşturulmaktadır. FSB’nin uygulamaya ilişkin ilerleme raporunu kabul ediyoruz ve Ödeme ve Takas Sistemleri Komitesi (CPSS-Committee for Payment and Settlement Systems) ve Uluslararası Menkul Kıymet Komisyonları Örgütü'den (IOSCOInternational Organization of Securities Commission) FSB ile birlikte, bilgi havuzlarından sağlanabilecek verilerin tespitine yönelik çalışmaları ilerletmesini ve düzenleyici ve denetleyicilerin bilgi havuzlarındaki veriye erişimi ile ilgili prensip veya ilkeleri belirlemesini istiyoruz. Diğer ilgili organizasyonlarla birlikte Haziran 2012 sonuna kadar merkezi takası gerçekleşmeyen türev ürünlere marjin uygulaması için istişare standartları oluşturması konusunda Basel Bankacılık Denetim Otoritesi’ne (BCBS-Basel Committee on Banking Supervision), IOSCO'ya ve FSB’ye tezgah üstü türev ürünlerine ilişkin taahhüdümüzü yerine getirme konusundaki ilerlemeyi raporlamaya devam etmesi için çağrıda bulunuyoruz. 25. Üzerinde anlaşmaya varılan FSB ücretlendirme ilke ve standartlarını uygulayarak aşırı risk alımına neden olan ücretlendirme uygulamalarını caydırma taahhüdümüzü yineliyoruz. Her ne kadar olumlu ilerlemeler sağlansa da bazı yetki bölgelerinde eksiksiz 14 Gayrıresmi Tercüme uygulamanın önünde engeller bulunmaktadır. Bu nedenle FSB’ye ücretlendirme uygulamalarına ilişkin; bu standartların tam uygulanmasına yönelik engellere ve mevcut eksikliklere odaklanan, sürekli bir gözetim ve kamuya bildirimi ve firmaların uygulamada eşitlik sağlanması endişelerini ele alan “karşılıklı şikayetlerin ele alınması sürecini” yürütmesi çağrısında bulunduk. FSB’den, devam eden gözetim sonuçlarına dayalı olarak, kayda değer risk alanlarının tanımlanmasına ilişkin daha fazla yönlendirmeyi ve gözden geçirme sürecinin kapsamı ve zamanlaması konusunu değerlendirmesini istedik. 26. Düzenleyici otoritelerin ve finansal kuruluşların dışsal kredi derecelendirme notlarına olan bağımlılığını azaltma konusundaki taahhüdümüzü yineliyor ve standart koyuculara, piyasa katılımcılarına, denetleyicilere ve merkez bankalarına, kabul edilen FSB prensiplerini uygulama ve mekanik olarak bu notlara bağımlı olan uygulamalarını sona erdirmeleri konusunda çağrıda bulunuyoruz. FSB’den, bu alanda standart koyucular ve yetki bölgeleri tarafından söz konusu prensiplere karşı sağlanan ilerlemeyi G-20 Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarının Şubat’taki toplantısına raporlamasını istedik. 27. Finansal düzenleme reformlarının izlenmesini sıkılaştırma, sağladığımız ilerlemeleri raporlama ve eksikliklerimizi belirleme konusunda anlaştık. Bunun için, özellikle Basel sermaye ve likidite çerçevesi, tezgah üstü türev ürünler reformu, ücretlendirme uygulamaları, küresel sistemik öneme sahip finansal kuruluşlara ilişkin politikaları, çözümleme çerçeveleri ve gölge bankacılık gibi temel reform uygulamalarının izlenmesi için FSB’nin koordinasyon çerçevesini onayladık. Bu çalışma mümkün olduğunca standart belirleyici kuruluşlar tarafından yürütülen izleme faaliyetlerine dayanacaktır. Bu izlemenin sonuçlarının FSB tarafından yıllık bazda hazırlanan trafik ışıkları tablosu da dahil olmak üzere kamuoyuna raporlanmasının ihtiyacına vurgu yaptık. Bugün bu tablonun ilk kez yayımlanmasını memnuniyetle karşılıyor ve eksikliklerin bulunduğu alanlarda ilerleme sağlanması için gereğini yapacağımızı taahhüt ediyoruz. Batırılamayacak kadar büyük konusunun çözümü 28. Hiçbir finansal işletmenin “batırılamayacak kadar büyük” olmamasında ve vergi mükelleflerin çözümlemeden kaynaklanan maliyetleri yüklenmemesinde kararlıyız. Bu aşamada, küresel sistemik öneme sahip finansal kuruluş olarak belirlenen bankaların 2016 yılından itibaren zarar karşılama oranlarının belirlenmesinin yanı sıra çözümleme rejimlerine ilişkin yeni bir uluslararası standart, daha yoğun ve etkin denetim ile sınır ötesi işbirliği, toparlanma ve çözümleme planlarını içeren FSB’nin kapsamlı politika çerçevesini kabul ediyoruz. FSB her yıl Kasım ayında güncelleştirilecek bir başlangıç küresel sistemik öneme sahip finansal kuruluş listesini bugün yayımlamaktadır. Anlaşılmış takvim içerisinde FSB standartlarını ve tavsiyelerini uygulayacağız ve düzenleyici otoriteler arasında işbirliğini oluşturacak, denetim gücünü artıracak ve yetkilerini sıkılaştıracak gerekli yasal değişiklikleri yapacağımızı taahhüt ediyoruz. 15 Gayrıresmi Tercüme 29. FSB’den, BCBS’e danışarak Nisan ayındaki G-20 toplantısına kadar küresel sistemik öneme sahip finansal kuruluş çerçevesinin hızlı bir şekilde yerel sistemik öneme sahip bankalara uygulanmasına yönelik usullerin belirlenmesi konusunda bir ilerleme raporu hazırlamasını istiyoruz. 2012 sonuna kadar Uluslararası Sigorta Denetçileri Birliği’nden (IAIS-International Association of Insurance Supervisors) uluslararası faaliyet gösteren sigorta gruplarının denetimine ilişkin ortak çerçeve geliştirilmesine yönelik faaliyetlerini sürdürmesini, CPSS ve IOSCO’dan sistemik olarak önemli piyasa altyapılarına ilişkin çalışmalarını sürdürmesini ve FSB’den IOSCO’ya danışarak sistemik olarak önemli banka dışı finansal kuruluşları belirlemek için metodolojiler hazırlamasını istiyoruz. Finansal sektördeki düzenleme ve denetim boşluklarının doldurulması 30. Banka benzeri aktiviteler: Gölge bankacılık sistemi, düzenleme arbitrajı için fırsatlara yol açabilir ve düzenlemeye tabi bankacılık sektörünün kapsam alanı dışında sistemik risk oluşmasına neden olabilir. Bu amaçla, gölge bankacılık sisteminin düzenleme ve gözetiminin sıkılaştırılmasını ve Finansal İstikrar Kurulu’nun ilk 11 tavsiyesini ve bunları 2012 boyunca daha da geliştirmek için hazırladığı iş planını kabul ediyoruz. Bu prensipler, gölge bankacılığın bankalar aracılığıyla dolaylı olarak düzenlenmesi ile para piyasası fonları, menkul kıymetleştirme, menkul kıymet ödünç işlemleri, repo faaliyetleri de dahil olmak üzere gölge bankacılık faaliyetleri ve diğer gölge bankacılık işletmelerinin faaliyetlerinin doğrudan düzenlenmesi arasında dengeli bir yaklaşıma dayanmaktadır. G-20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanlarından Nisan ayındaki toplantıda bu alandaki ilerlemeyi gözden geçirmelerini istiyoruz. 31. Piyasalar: Piyasaların, ekonomilerimizdeki yatırımların ve tasarrufların etkin şekilde dağıtılmasına hizmet etmesini ve finansal istikrar üzerinde risk oluşturmamasını sağlamalıyız. Bu amaçla, yüksek frekanslı işlem (high frequency trading) ve karanlık likidite havuzuna (dark liquidity) ilişkin önlemleri de içeren IOSCO’nun piyasaların bütünlüğü ve etkinliğine ilişkin ilk tavsiyelerini uygulamayı taahhüt ediyor ve 2012 ortasına kadar daha fazla çalışma yapılmasını istiyoruz. Ayrıca, IOSCO’dan gelecek Zirveye kadar kredi temerrüt swapları piyasalarının işleyişini ve bu piyasaların, dayanak varlıkların fiyatlarının oluşumundaki rollerini değerlendirmesini istiyoruz. Finansal işlemlerdeki tarafları belirleyecek olan küresel tüzel kişilik belirleyicisi (Global legal entity identifier-LEI) oluşturulmasını destekliyoruz. Gelecek Zirveye kadar FSB’den böyle bir küresel tüzel kişilik belirleyicisi oluşturmak için kamu yararını ortaya koyacak uygun bir yönetişim çerçevesi hazırlanmasına yönelik tavsiyeler oluşturulması için düzenleyiciler arasında çalışmaların koordine edilmesine yardım etme konusunda liderlik etmesini istiyoruz. 32. Emtia Piyasaları: G-20 çalışma grubunun emtialara ilişkin raporunu memnuniyetle karşılıyor ve IOSCO’nun emtia türevleri piyasalarının düzenleme ve denetimine ilişkin raporu ve ortak prensiplerini kabul ediyoruz. Tezgah üstü türev ürünler de dahil olmak 16 Gayrıresmi Tercüme üzere hem nakit hem de finansal emtia piyasaları üzerinde gelişmiş piyasa şeffaflığı sağlamaya ve bu piyasalardaki katılımcılar için uygun bir düzenleme ve denetim sağlanmasına ihtiyaç duyuyoruz. Piyasa düzenleyicileri ve otoritelere piyasa düzensizliklerini ele alan ve istismarını engelleyen etkin müdahale gücü sağlanmalıdır. Piyasa düzenleyicileri, uygun olduğunda özellikle vade ayında, diğer müdahale güçleri arasında, önceden belirlenmiş pozisyon sınırlamaları belirleme gücü dahil olmak üzere, pozisyonların yönetimi için resmi güce sahip olmalı ve bu gücü kullanmalıdır. IOSCO’dan tavsiyelerinin uygulanmasına ilişkin durumu 2012 sonuna kadar raporlamasını istiyoruz. 33. Tüketicinin korunması: Tüketicinin finansal korunması politikasının düzenleyici ve denetleyici çerçevelere dahil edilmesinin finansal istikrara katkı sağlayacağını düşünüyoruz ve tüketicilerin finansal korunmasına ilişkin FSB raporunu ve OECD ile FSB tarafından hazırlanan tüketicinin finansal korunmasına ilişkin üst düzey prensipleri kabul ediyoruz. Kendi yetki bölgelerimizde bu prensiplerin tam olarak uygulanmasını takip edeceğiz ve FSB ve OECD’den diğer ilgili kuruluşlarla birlikte gelişmeleri gelecek zirveye kadar raporlamasını ve eğer uygunsa daha başka kılavuzlar oluşturmasını istiyoruz. 34. Diğer düzenleme konuları: FSB-Uluslararası Ödemeler Bankası ve IMF’nin devam etmekte olan çalışmalarına dayanarak finansal sektörde risklerin birikimini sınırlayan makro ihtiyati politika çerçeveleri ve araçlar geliştiriyoruz. FSB, IMF ve Dünya Bankasının yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomilere özel olarak konulara ilişkin ortak raporunu kabul ediyoruz ve uluslararası kuruluşlardan yeni uluslararası standartların ve politikaların tasarımında, uygun olduğu takdirde gelişmekte olan piyasaların ve yükselmekte olan ekonomilerin özel ihtiyaç ve çekincelerini dikkate almalarını istiyoruz. Başta finansal enstrümanların değerlemesine ilişkin standartların geliştirilmesi olmak üzere yüksek kalitede tek bir küresel muhasebe standartları seti oluşturma hedefimizi tekrarlıyoruz ve 2009 Londra Zirvesinde belirlenmiş amaçları yerine getirme irademizi tekrarlıyoruz. Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB- International Accounting Standards Board) ve ABD Finansal Muhasebe Standartları Kurulu’ndan (FASB-Financial Accounting Standards Board) uyumlaştırma projelerini tamamlamalarını istiyor ve Nisan 2012’de G-20 Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantısına sunacakları ilerleme raporunu bekliyoruz. IASB’nin yönetişim yapısına ilişkin reform önerilerinin tamamlanmasını bekliyoruz. Vergi Cennetleri ve İşbirliği İçinde Bulunmayan Yetki Bölgeleri ile Mücadele 35. Kamu finansmanımızı ve küresel finansal sistemi, işbirliği içinde bulunmayan yetki bölgeleri ve vergi cennetlerinden kaynaklanan risklerden korumak için bu bölgelerle mücadelede kararlıyız. Bugün aşağıda belirtilen üç alandaki ilerlemeleri gözden geçirdik; 17 Gayrıresmi Tercüme - Vergi alanında, Global Forum halihazırda 105 üyeye sahiptir. 700’den fazla bilgi paylaşımı anlaşması imzalanmıştır. Global Forum, yasal çerçeve (1.safha) ve standartların uygulanmasında (2.safha) kapsamlı bir karşılıklı değerlendirme sürecine öncülük etmektedir. Global Forumdan gelecek yılın sonuna kadar safha 1’e ilişkin gözden geçirmenin ilk bölümünü tamamlamasını ve safha 2’ye ilişkin gözden geçirmede de önemli ölçüde ilerleme sağlamasını istedik. Gelecek Zirvede bu alandaki ilerlemeyi gözden geçireceğiz. Global Forum tarafından gözden geçirilmiş olan 59 yetki bölgesinin birçoğu, tamamen ya da büyük oranda ilgili 379 adet tavsiyeyi uygulamış veya uygulamaya ilişkin önemli adımlar atmaktadır. Tüm bu yetki bölgelerini, özellikle de bu aşamada yasal çerçevesi safha 2 değerlendirmelerine geçişe imkan vermeyen 11 bölgeyi, karşılıklı değerlendirme süreçlerinde ortaya çıkan eksikliklerini gidermeleri konusunda teşvik ediyoruz. Vergide kapsamlı bilgi paylaşımının öneminin altını çiziyoruz ve yetkin otoritelerin, çalışmalarını geliştirecek araçları bulmaları ve değerlendirmeleri için Global Forum bünyesinde kendi çalışmalarına devam etmelerini destekliyoruz. Vergide Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi’ni imzalamak konusunda verdiğimiz taahhüdü memnuniyetle karşılıyor ve tüm diğer bölgeleri de bu Sözleşme’yi imzalamaya ısrarla teşvik ediyoruz. Bu çerçevede, sözleşmedeki isteğe dayalı otomatik bilgi paylaşımını uygun olduğu takdirde ve sözleşmede belirtildiği üzere değerlendireceğiz. - İhtiyati alanda, FSB sürece öncülük etti ve bu alana ilişkin uluslararası kabul görmüş işbirliği ve bilgi paylaşımı standartlarına uyumu değerlendirmek için bir açıklama yayınladı. Çeşitli ekonomik ve finansal göstergeler üzerinden önemlerine göre seçilen 61 yetki bölgesinden, 41 yetki bölgesinin halihazırda yeterli güçlü uyumu gösterdiğini ve diğer 18’inin ise bu ülkelere katılmayı taahhüt ettiğini memnuniyetle not ettik. İşbirliği içinde bulunmayan yetki bölgelerinden ise FSB tarafından talep edilen eylemleri hayata geçirmelerini istedik. - Kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi (AML/CFT) alanında Mali Eylem Görev Gücü (FATF- The Financial Action Task Force) stratejik eksiklikleri olan ülkelerin güncellenmiş listelerini kısa bir süre önce yayımladı. Tüm yetki bölgelerinden ve özellikle uyumu veya yeterli ilerlemeyi sağlamayan yetki bölgelerinden FATF ile işbirliği içinde kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanın önlenmesine ilişkin sistemlerini güçlendirmelerini istiyoruz. 36. Tüm yetki bölgelerini vergi alanında, ihtiyati alanda ve kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi alanında uluslararası standartlara uymaya ısrarla davet ediyoruz. Bu standartları yerine getirmeyen yetki bölgeleri için gerektiği takdirde mevcut tedbirleri uygulamaya hazırız. FATF, Global Forum ve diğer uluslararası organizasyonlar şeffaflığı artırmak ve ilgili standartların uygulanmasında vergi teşkilatları ve kanunlara uyumu sağlamakla görevli teşkilatlar arasındaki işbirliğini sağlama konularında sıkı bir biçimde birlikte çalışmalıdır. FATF ve OECD’den ticari 18 Gayrıresmi Tercüme enstrümanlarının kötüye kullanılmasının önlenmesi için daha fazla çalışma yapmasını istiyoruz. FSB’nin kapasitesinin, kaynaklarının ve yönetiminin güçlendirilmesi 37. FSB, finansal sektör düzenlemelerinin geliştirilmesi ve uygulanmasının teşvik edilmesinde anahtar bir rol oynamıştır. 38. Bu gelişen role ayak uydurması için, FSB Başkanı’nın önerileri doğrultusunda Kurulun kapasitesinin, kaynaklarının ve yönetiminin güçlendirilmesine karar verdik. Bu reformlar şunları içermektedir: - FSB’nin kalıcı bir örgütsel temele oturtulması: FSB’ye güçlü bir politik yetki verdik ve buna uygun düşen kurumsallığın sağlanması ihtiyacını duymaktayız. Bu, FSB’nin Uluslararası Ödemeler Bankası ile iyi işleyen mevcut bağlarının muhafazasını, bu kuruluşa tüzel kişilik ve daha fazla finansal özerkliği sağlamayı gerektirmektedir. - Yönlendirme Komitesinin yeniden yapılandırılması: Politika geliştirme ve uygulama safhasına geçmemizle birlikte bir çok durumda önemli yasal değişikliklere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda FSB Yönlendirme Komitesinde yapılacak değişikliklerin; bu kuruluşun tüzüğü ile uyumlu ve dengeli bir şekilde, G20’ye başkanlık eden ülkelerin hükümetlerinin ve büyük finansal sistemlerin hükümetlerinin ilgili icrai birimlerini ve halihazırda temsil olunmayan finansal merkez ve coğrafik bölgeleri içermesine karar verdik. - Fonksiyonel çakışmadan kaçınarak ve standart belirleyici kuruluşların bağımsızlığını gözeterek, FSB’nin diğer standart belirleyici kuruluşlarla koordinasyon rolünün güçlendirilmesi 39. Bu yılın sonuna kadar ilk adımların uygulanmasını istiyoruz ve reformun uygulanmasını gelecek Zirve’de değerlendireceğiz. Gıda Fiyatları Dalgalanmaları Sorunun Çözülmesi ve Tarımsal Üretim ve Verimliliğin Artırılması 40. Tarımsal üretimin ve verimliliğin artması, sürdürülebilir büyümenin özendirilmesi ve gıda güvenliğinin güçlendirilmesi için gereklidir. Daha istikrarlı, öngörülebilir, bozulmamış, açık ve şeffaf bir ticaret sistemi, tarımda daha fazla yatırımı mümkün kılmakta ve bu bağlamda kritik bir rol oynamaktadır. Aşırı gıda ve tarımsal emtia fiyat dalgalanmalarının azaltılmasında da aynı zamanda önemli bir çabadır. Bunlar herkesin yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya, istikrarlı şekilde erişebilmesi için gerekli bir koşuldur. İlgili tüm uluslararası kuruluşlarla yakın işbirliği içinde ve üreticiler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörle işbirliği içerisinde, bu temel zorlukların üstesinden gelmek amacıyla G-20 imkanlarını harekete geçirmeye karar verdik. 19 Gayrıresmi Tercüme 41. Tarım Bakanlarımız 22-23 Haziran 2011 tarihlerinde Paris'te ilk kez bir araya geldiler ve Gıda Fiyatlarındaki Dalgalanma ve Tarıma Eylem Planını kabul ettiler. Bu Bildirgenin ekinde yer alan Eylem Planını memnuniyetle karşılıyoruz. 42. Bu Eylem Planı'nın beş amacı temelinde harekete geçmeye karar verdik: (i) tarımsal üretim ve verimliliğin yükseltilmesi, (ii) piyasaya ilişkin bilgi ve saydamlığının artırılması, (iii) fiyat dalgalanmasının en kırılgan kesim üzerindeki etkilerinin azaltılması, (iv) uluslararası politika eşgüdümünün güçlendirilmesi ve (v) tarımsal emtiaya dayalı türev piyasalarının işlerliğinin geliştirilmesi. 43. Tarımsal üretim ve verimliliği sürdürülebilir bir şekilde artırmayı taahhüt ediyoruz. 2050 yılı itibariyle 9 milyar insanın beslenmesi için tarımsal üretimin % 70 oranında artması gerektiği tahmin edilmektedir. En yoksul ülkeler başta olmak üzere ve küçük çiftçilerin önemini de göz önünde bulundurarak, tarıma daha fazla yatırım yapılması konusunda mutabık kaldık. Bu bağlamda, aşağıdaki kararları aldık: - Su, gıda, tarım ortak eylem planını sonuçlandırmaları ve bir sonraki Zirvemize uygulanmasına ilişkin rapor sunmaları üzerine, çok taraflı kalkınma bankalarının teşvik edilmesi. - Tarımda verimliliği artıracak Ar-Ge yatırımın yapılması. İlk adım olarak, 15 Eylül 2011 tarihinde Paris'te başlatılan ve "Buğday İyileştirme Uluslararası Araştırma Girişimi"ni (Buğday Girişimi) destekliyoruz. Gelişmekte olan ülkelerle ve söz konusu ülkeler arasında yeniliklerin paylaşımını teşvik etmek amacıyla 13 Ekim 2011’de Brüksel’de gerçekleştirilen G-20 Tarımsal Verimlilik Semineri’ni 12-13 Eylül 2011 tarihlerinde Montpellier’de düzenlenen birinci G-20 Kalkınma için Tarımsal Araştırmalar Konferansını memnuniyetle karşılıyoruz. 44. Tarımsal emtianın işlem gördüğü uluslararası pazarları daha etkili hale getirmek için piyasaya ilişkin bilgiler ve saydamlığı artırmayı taahhüt ediyoruz. Bu amaçla: - Piyasalara ilişkin bilgi geliştirmek için 15 Eylül 2011 tarihinde Roma'da "Tarım Piyasası Bilgi Sistemi (AMIS)’ni başlattık. Bu girişim, gıda piyasalarının genel görünümüne ilişkin bilgilerin kalite, güvenilirlik, doğruluk, güncellik ve karşılaştırılabilirliğini artıracaktır. İlk adım olarak, AMIS çalışmalarında dört ana ürün üzerinde odaklanılacaktır: buğday, mısır, pirinç ve soya fasulyesi. AMIS, G-20 ülkeleri ile bu aşamada Mısır, Vietnam, Tayland, Filipinler, Nijerya, Ukrayna ve Kazakistan’ı içerecektir. AMIS, FAO’da yerleşik bir sekretarya tarafından yönetilecektir. 22-23 Eylül 2011 tarihlerinde ise Cenevre'de "Küresel Tarım Jeoİzleme Girişimi"ni başlattık. Söz konusu girişim, bitkisel üretim tahminlerini ve hava durumu verilerini geliştirmek amacıyla dünyanın farklı bölgelerinde uydu izleme gözlem sistemlerinin eşgüdümünü yapacaktır. 20 Gayrıresmi Tercüme 45. İyi işleyen fiziksel piyasalar ve risk yönetimi için yeterli düzenlemeye tabi ve saydam finansal piyasalarının önemli olduğunun farkındayız. G-20 Bakanlarınca onaylanan IOSCO’nun emtia türevlerine ilişkin tavsiyelerini memnuniyetle karşılıyoruz. 46. Uygun risk yönetimi araçlarının geliştirilmesi yoluyla aşırı fiyat dalgalanmalarının en kırılganlar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmayı taahhüt ediyoruz. Bu eylemler, işbu nihai Bildirinin kalkınma bölümünde ayrıntılı biçimde açıklanmaktadır. 47. Eylem Planı’na uygun bir şekilde, Dünya Gıda Programı tarafından ticari olmayan insani amaçlarla satın alınan gıda ürünleri üzerindeki ihracat kısıtlamalarını veya olağandışı vergileri kaldırma ve gelecekte bir daha koymama konusunda uzlaşmaya vardık. Bu çerçevede, Aralık 2011’de düzenlenecek DTÖ Bakanlar Konferansı’nda bu konuda bir bildirinin kabul edilmesini teşvik ediyoruz. 48. Piyasa krizleri esnasında, uluslararası toplumun politikalarının eşgüdüm ve ortak hareket kapasitesinin geliştirilmesi için "Acil Müdahale Forumu"nu 16 Eylül 2011 tarihinde Roma'da başlattık. 49. Uygun uluslararası platformlarda su kıtlığı ve ilgili konuların çözüleceğine ilişkin uluslararası kuruluşlarca bir rapor hazırlanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. 50. Gündemimizi desteklemek amacıyla FAO, OECD , Dünya Bankası Grubu, IFAD , UNCTAD , WFP , DTÖ , IMF , IFPRI ve BM HLTF tarafından yürütülen ortak çalışmaları takdir ediyor ve bu kuruluşlardan birlikte çalışmaya devam etmelerini talep ediyoruz. 51. Gıda Fiyatlarındaki Dalgalanmalar ve Tarım Eylem Planı’nın uygulanmasında kaydedilen ilerlemeleri takip edeceğiz. Enerji Piyasalarının İşleyişinin İyileştirilmesi 52. Sürdürülebilir ve aynı zamanda kapsayıcı güçlü bir büyümeye ulaşmak için iyi işleyen, şeffaf fiziki ve finansal enerji piyasalarının, azaltılmış aşırı fiyat dalgalanmalarının, artmış enerji verimliliğinin ve temiz teknolojilere erişimin önemini vurguluyoruz. Sürdürülebilir kalkınma ve yeşil büyümeyi teşvik etmeyi ve iklim değişikliği sınamasıyla baş etme çabalarımızı sürdürmeyi taahhüt ediyoruz. 53. Daha şeffaf fiziki ve finansal enerji piyasalarını taahhüt ediyoruz. Emtia türevleri, finansal düzenleme reformu gündemimizin bir parçası olarak ele alınmaktadır. JODI (“Joint Organizations Data Initiative”/Ortak Organizasyonlar Veri Girişimi) - Petrol veritabanının zamanlılığı, bütünlüğü ve güvenilirliğini iyileştirme hususunda başarı sağladık ve mümkün olan en kısa sürede bu kriterlere riayet etmeyi taahhüt ediyoruz. 21 Gayrıresmi Tercüme JODI Petrol veritabanının güvenilirliğini iyileştirmeye yönelik Uluslararası Enerji Forumu (UEF)-JODI çalışmasını desteklemeyi de taahhüt ediyor ve bu kuruluşların tavsiyelerini bekliyoruz. Bu yönde kaydedilen ilerlemeleri düzenli olarak gözden geçireceğiz ve değerlendireceğiz. 54. Petrol üreticisi ülkeler ile petrol tüketicisi ülkeler arasındaki diyalogu geliştirmeye yönelik Uluslararası Enerji Forumu (UEF) Tüzüğünün taahhüdünü ve petrol piyasalarının kısa, orta ve uzun vadedeki görünüm ve tahminlerine ilişkin 24 Ocak 2011 tarihinde gerçekleştirilen Riyad Sempozyumu’nu memnuniyetle karşılıyoruz. Bu toplantıların yılda bir düzenlenmesi ve bu toplantıların sonuçlarını ve ortak bir bildiriyi içeren bir rapor yayınlamaları için Uluslararası Enerji Forumu (UEF), Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) çağrıda bulunuyoruz. 55. JODI-Gaz veritabanını not ediyor, bu veritabanının çalışmasına JODI-Petrol Girişimi’nde yer alan prensipler doğrultusunda katkı sağlamayı taahhüt ediyoruz. Gaz ve kömürün kısa, orta ve uzun vadedeki görünümüne ve gaz ve kömüre yönelik öngörülere ilişkin yılda bir sempozyum ve bildirge hazırlanması çağrısında bulunuyoruz. Gaz ve kömür piyasalarının saydamlığına ilişkin ilave çalışmalar yapılması çağrısında bulunuyor ve UEA, UEF ve OPEC’den 2012 yılı ortalarına kadar bu alanda tavsiyeler sunmalarını talep ediyoruz. 56. Fiyat Raporlama Ajansları’nın petrol piyasasının düzenli işleyişindeki rolünün farkında olarak, Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonları Örgütü’ nün (IOSCO) UEF, UEA ve OPEC’le işbirliği içerisinde, söz konusu piyasaların işleyişinin ve idaresinin iyileştirilmesi için G-20 Bakanlarımıza 2012 yılı ortasına kadar tavsiyeler sunmasını istiyoruz. 57. En zayıf kesimin düşük maliyetli enerjiye ulaşımını desteklerken, müsrif tüketimi teşvik eden verimsiz fosil yakıt teşviklerinin orta vadede rasyonelleştirilmesi ve aşamalı olarak kaldırılmasına ilişkin taahhüdümüzü yineliyoruz. Fosil yakıt teşviklerini rasyonelleştirmeye ve aşamalı olarak kaldırılmasına yönelik stratejilerinin uygulanmasına ilişkin ülke ilerleme raporlarını ve UEA, OPEC, OECD ve Dünya Bankası’nın fosil yakıt ve diğer enerji destek tedbirlerine ilişkin ortak raporunu memnuniyetle karşılıyoruz. G-20 Bakanlarımızdan ve diğer ilgili görevlilerden reformlara ilişkin ilerleme kaydetmelerini ve gelecek yıl buna ilişkin raporlama yapmalarını talep ediyoruz. Deniz Çevresini Koruma 58. Deniz ortamının korunması, bilhassa deniz taşımacılığının yanı sıra açık denizlerde petrol ve gaz arama çalışmaları, üretim ve deniz taşımacılığıyla bağlantılı kazaların önlenmesi hususunda daha fazla adım atmaya ve bunların sonuçları ile baş etmeye karar verdik. Açık denizlerdeki petrol ve doğal gaz sondaj çalışmalarıyla bağlantılı felaketlere ilişkin 22 Gayrıresmi Tercüme en iyi uygulamaları ve yasal çerçeveye ilişkin bilgileri, kazaların önlenmesi ve kazalarla baş etmedeki deneyimleri paylaşmak için bir mekanizma tesis edilmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Küresel Deniz Çevresi Koruma çalışma grubundan, OECD, IRF (Uluslararası Düzenleyiciler Forumu) ve OPEC ile işbirliği içinde, görevinin gözden geçirileceği 2012 yılında, ilgili kuruluşlarla işbirliği içerisinde, kaydedilen ilerleme hakkında rapor hazırlamasını ve bu en iyi uygulamaları yaymak için bu mekanizmayı oluşturmasını talep ediyoruz. Uluslararası örgütler ve ilgili paydaşlar arasındaki diyalogu geliştirmek için taahhütte bulunuyoruz. Temiz enerji, Yeşil Büyüme ve Sürdürülebilir Kalkınmanın Teşvik Edilmesi 59. Ülkelerimizde ve diğer ülkelerde, yeşil büyüme potansiyelinin optimize edilmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için düşük-karbonlu gelişim stratejilerini teşvik edeceğiz. Etkinliğin önündeki engellerin üstesinden gelen etkin politikaları desteklemeyi veya diğer türlü temiz enerji ve enerji verimliliği (C3E) teknolojilerini geliştirmeyi ve hayata geçirmeyi taahhüt ediyoruz. BM Genel Sekreteri’nin “Herkes için Sürdürülebilir Enerji” girişimini destekliyoruz. Daha iyi politikalar oluşturulması temelinde, bu teknolojilerin kullanımına ilişkin ülkelerin mevcut durumunun değerlendirilmesini ve en iyi uygulamaların paylaşılmasına ilişkin devam eden çalışmayı memnuniyetle karşılıyoruz. 60. 2012 yılında Rio de Janerio’da düzenlenecek olan BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’nın başarısı için kararlıyız. Rio +20, sürdürülebilir kalkınmayı, büyümeye, iş olanakları yaratmaya, yoksulluğun azaltılmasına ve çevrenin korunmasına uzun dönemli bir çözüm olarak uluslararası gündemin odağına yeniden yerleştirmeye yönelik siyasi isteğin harekete geçirilmesi için bir fırsat olacaktır. Yeşil ve kapsayıcı büyüme yeni endüstrilerde ve çevresel hizmetler, yenilenebilir enerji ve yoksullara temel hizmetlerin sağlanmasına yönelik yeni yöntemler gibi alanlarda geniş yelpazeli fırsatlar doğuracaktır. İklim Değişikliğiyle Mücadelenin Sürdürülmesi 61. İklim Değişikliğine ilişkin 28 Kasım-9 Aralık 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilecek Durban Konferansı’nın başarılı olmasında kararlıyız. Konferansın yeni başkanı olarak Güney Afrika’yı destekliyoruz. Cancun uzlaşısının hayata geçirilmesi ve Durban’da tüm müzakere alanlarında daha fazla ilerleme kaydedilmesi için çağrıda bulunuyoruz. 62. Geçiş Komitesi’nin tavsiyeleri temel alınarak, Durban’da dengeli bir sonucun parçası olacak şekilde Yeşil İklim Fonu’nun faal hale gelmesini sağlamaya yönelik çalışmaya hazırız. 23 Gayrıresmi Tercüme 63. İklim değişikliğiyle mücadelenin finansmanı temel önceliklerimizden biridir. Kopenhag’da, gelişmiş ülkeler ortaklaşa, anlamlı azaltım adımları ve bu adımların uygulanmasındaki şeffaflık bağlamında gelişmekte olan ülkelerin azaltım ve iklim değişikliğinin etkilerine uyumlarına yardımcı olmak amacıyla, 2020 yılı itibariyle yıllık 100 milyar Doları harekete geçirme hedefini taahhüt etmişlerdir. UNFCCC (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) amaçları, koşulları ve prensiplerini dikkate alarak Dünya Bankası –IMF – OECD –bölgesel kalkınma bankalarının iklim değişikliği finansmanı ile ilgili raporunu tartıştık ve uluslararası finansal kuruluşlara ve ilgili Birleşmiş Milletler örgütlerine UNFCCC prensiplerini dikkate almak suretiyle çalışmalarına devam etmeleri yönünde çağrıda bulunuyoruz. Bakanlarımızdan iklim değişikliğinin finansmanı konusundaki ilerlemeleri bir sonraki Zirvemizde bize raporlamalarını istiyoruz. 64. İklim değişikliğinin finansmanının, yenilikçi finansman kaynakları dahil, kamu ve özel, ikili ve çok taraflı olmak üzere geniş bir kaynak çeşitliliğinden geldiğini tekrar teyit ediyoruz. Gelişmekte olan ülkelerde iklimle ilgili yatırımları desteklemede kamu finansmanının ve kamu politikalarının kilit rolünün bilincindeyiz. Özellikle çeşitli piyasa tabanlı mekanizmalar aracılığıyla, iklim değişikliğiyle bağlantılı küresel yatırımların desteklenmesinde özel sektörün rolünün altını çiziyor ve aynı zamanda, çok taraflı kalkınma bankalarına, özel finansman akımları üzerindeki kaldıraç etkisini artıracak yeni ve yenilikçi finansal araçlar geliştirmeleri için çağrıda bulunuyoruz. Korumacılıktan Kaçınılması ve Çok Taraflı Ticaret Sisteminin Sağlamlaştırılması 65. Küresel ekonominin kritik bir dönemde olduğu bu zamanda, korumacılıktan kaçınmanın bir yolu olarak çok taraflı ticaret sisteminin faydalarına vurgu yapılması önemlidir. Toronto’da, vermiş olduğumuz 2013 yılı sonuna kadar olan mevcut taahhüdümüzü teyit ediyor, yeni ihracat kısıtlamaları ve DTÖ ile tutarlı olmayan ihracatı artırıcı önlemler de dahil olmak üzere, herhangi bir yeni korumacı önlem almamayı taahhüt ediyoruz. DTÖ, OECD ve UNCTAD’dan (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı) durumu izlemesini ve yılda iki defa kamuya açık olarak raporlamasını istiyoruz. 66. Doha Kalkınma Gündemi’nin (DKG) görev tanımına sadık kalmaktayız. Fakat, bu hedeflerle her zamanki müzakere yaklaşımımızla ulaşılamayacağı açıktır. Şu ana kadar sağladığımız ilerlemeyi kabul ediyoruz. Güven ortamına katkı sağlamak için, 2012 yılında, En Az Gelişmiş Ülkeler ve DKG’nin diğer kilit konuları dahil olmak üzere DKG müzakerelerinde ilerleme sağlayacak inandırıcı ve yenilikçi yaklaşımları sürdürmeye ihtiyacımız bulunmaktadır. Bakanlarımızı, yaklaşmakta olan Cenevre’deki Bakanlar Konferansı’nda söz konusu yaklaşımlar üzerinde çalışmaları, küresel ekonomide çok taraflı ticaret sistemi ile ilgili ortaya çıkan yeni zorlukları ve fırsatları tartışmaları ve Meksika Zirvesi’nde bize rapor etmeleri konularında yönlendiriyoruz. 24 Gayrıresmi Tercüme 67. Bunun yanı sıra, daha etkin ve kurallara dayalı bir ticaret sistemine katkıda bulunmak adına, ticari ilişkiler ve politikalarda şeffaflığı artırma ve anlaşmazlıkların halli mekanizmasının işleyişinde daha aktif bir rol oynaması gerektiğine inandığımız DTÖ’nün güçlendirilmesini destekliyoruz. 68. Bu yılın sonuna kadar Rusya’yı da bir DTÖ üyesi olarak görmeyi arzu ediyoruz. Kalkınma: Küresel Büyümeye Yatırım Yapılması 69. Büyüme ve istihdama yönelik kapsamlı hedefimizin bir parçası olarak, başta Düşük Gelirli Ülkelerde (DGÜ) olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerde büyüme potansiyelini ve ekonomik dayanıklılığı azami seviyeye yükseltmeyi taahhüt ediyoruz. Kalkınma, gelecek büyüme için küresel toparlanma ve yatırıma ilişkin gündemimizin temel unsurlarından biridir. Aynı zamanda, insanların dünya çapında yaşam standartlarını iyileştirmek için iş imkanları yaratmada da kritik öneme sahiptir. Kalkınmanın, bütün G-20 ülkelerinin bir meselesidir ve sorumluluğu olduğunu dikkate alarak, Bakanlarımız, 23 Eylül 2011 tarihinde Vaşington’da kalkınma konusunda ilk kez bir araya gelmiştir. 70. İşbu bildiriye ek olan ve G-20 Paylaşılan Büyüme için Seul Kalkınma Uzlaşısı’nı uygulayan Kalkınma Çalışma Grubu raporunu destekliyor ve Çok-Yıllı Eylem Planı’nın hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi için çağrıda bulunuyoruz. 71. Gelişmekte olan ülkelerdeki büyümeyi engelleyen en kritik dar boğazların ve kısıtlamaların üstesinden gelebilmek için gerekli adımları atmaktayız. Bu bağlamda, gıda güvenliği, altyapı olmak üzere iki önceliğe odaklanmaya ve kalkınmanın finansmanı konusunu çözmeye karar verdik. 72. Afrika Boynuzu’ndaki insanlık krizi, gıda güvencesizliğine karşı acil durumlu ve uzun dönemli müdahalelerin güçlendirilmesine yönelik acil ihtiyacı öne çıkarmaktadır. “Gıda Fiyatlarındaki Dalgalanma ve Tarıma İlişkin Çok-Yıllı Eylem Planımız” uyarınca: - Pilot proje olarak bölgesel acil insani gıda rezervinin kurulması amacını taşıyan Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) girişimini ve acil pirinç rezervleri ile ilgili olarak “ASEAN+3” girişimini memnuniyetle karşılıyoruz. - Çok taraflı kalkınma bankalarından, su, gıda ve tarım konularındaki ortak eylem planlarını nihai hale getirmelerini teşvik ediyor ve bir sonraki Zirve’ye kadar uygulamaya ilişkin bilgi vermelerini istiyoruz. - Girişime taraf olanlar açısından, L’Aquila Gıda Güvenliği Girişimi ile Küresel Tarım ve Gıda Güvenliği Programı dahil olmak üzere diğer girişimlerin hayata geçirilmesini destekliyoruz. 25 Gayrıresmi Tercüme - Tarımsal üretim ve verimliliği artırmak amacıyla kapasite inşası ile bilgi paylaşımını güçlendirmek üzere tropik tarım için bir platformu başlatıyoruz. - Tarımda küçük çiftçilerin ihtiyaçlarına yönelik yatırımları teşvik etmeye ve küçük üreticilerin değer zincirine dahil edilmeleri ve güçlendirilmeleri imkanlarının araştırılmasını teşvik ediyoruz. - Dünya Bankası Grubu (IFC) tarafından geliştirilen Tarımsal Fiyat Risk Yönetimi Ürünü’nün genişletilmesi dahil olmak üzere, aşırı fiyat dalgalanmasına karşı en kırılgan kesimi korumak için emtia korunma araçları, hava ve tarım ürünleri endeks sigortaları ile koşula bağlı finansman araçları gibi risk yönetimi araçlarını destekliyoruz. Düşük gelirli ülkelere, risk yönetimi konusunda uzmanlık ve tavsiye sağlamak amacıyla uluslararası kuruluşlara birlikte çalışma çağrısında bulunuyor ve Afrika’da tarım politikalarına risk yönetimini katmak adına başlatılan Afrika’nın Kalkınması için Yeni Ortaklık (NEPAD) girişimini memnuniyetle karşılıyoruz. - Tarımda istikrarlı yatırımı sağlamak için Sorumlu Tarımsal Yatırım İlkelerini (PRAI) desteklemeleri için tüm ülkeleri teşvik ediyoruz. - Doğrudan beslenmeye yönelik müdahaleler ve tüm ilgili politikalarda beslenmenin içerilmesinin kombinasyonu vasıtasıyla beslenmenin artırılmasına yönelik taahhüdümüzü teyit ediyoruz. 73. Sınırlı kalmamak kaydıyla Sahra Altı Afrika’sına özel vurgu ile başta Düşük Gelirli Ülkeler olmak üzere gelişmekte olan ülkelerdeki altyapıya yönelik yatırımlar, yeni büyüme kaynakları yaratacak, Binyıl Kalkınma Hedefleri’ne ulaşılmasına ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunacaktır. Kamu ve özel sektör tarafından başlatılan altyapı projeleri için kapasiteleri artırmaya ve kaynakların harekete geçirilmesini kolaylaştırmaya yönelik çabaları destekliyoruz. 74. Altyapı için finansman kaynaklarını artırmak ve çeşitlendirmeye yönelik önlemleri tanımlamak üzere Sayın Tidjane Thiam’in başkanlığını yaptığı bir Yüksek Düzeyli Panel’i görevlendirdik ve Çok Taraflı Kalkınma Bankalarından darboğazları gidermek için ortak bir eylem planı geliştirmelerini talep ettik. Üst Düzey Panel’in raporunu ve Çok Taraflı Eylem Planını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu çerçevede aşağıdaki tavsiyeleri destekliyoruz: - Projelerin arz ve kalitesini artırmak ve bunları kredi verilebilir hale getirmek için yerel kapasitelerin geliştirilmesinin ve düşük gelirli ülkelerdeki istihdam becerilerine ilişkin bilgi paylaşımının artırılmasının desteklenmesi. Bu bağlamda, Üst Düzey Panel burs programını ve bölgesel kamu-özel ortaklıkları ve pratisyenler ağının geliştirilmesi ve güçlendirilmesi için Çok Taraflı Kalkınma Bankalarının çabalarını memnuniyetle karşılıyoruz. - “Sokoni Afrika Altyapı Sanal Pazarı” gibi, proje sponsorları ile finansörleri daha etkin bir şekilde bir araya getirecek bölgesel internet pazar platformlarının kurulması 26 Gayrıresmi Tercüme yoluyla yatırımcılara sunulabilecek bilgilerin kalitesinin artırılması ve altyapı verilerinin karşılaştırmalı değerlendirilmesini amaçlayan Afrika Altyapı Ülke Teşhisi girişiminin genişletilmesi. - Çok Taraflı Kalkınma Bankalarını rotatif temelinde çalışabilecek hazırlık imkanlarına ayırdıkları fonlara daha fazla pay ayırmaları için teşvik edecek proje hazırlama finansmanının önceliklendirilmesi ve Çok Taraflı Kalkınma Bankalarına mevcut hazırlık imkânlarının etkinliğinin geliştirilmesi için çağrıda bulunulması - Başta bölgesel projeler olmak üzere özel ve kamu altyapı finansmanı için ortamın oluşturulmasına katkı sağlanması. İnşaat sektöründeki artan şeffaflığı, yatırımbüyüme bağlantısını dikkate alarak Borç Sürdürülebilirlik Çerçevesi’nin gözden geçirilmesini destekliyoruz. Çok Taraflı Kalkınma Bankalarına ihale kurallarını ve uygulamalarını uyumlaştırmaları ile usul ve uygunluk kurallarının karşılıklı olarak tanınmasına yönelik adımlar atmaları yönünde çağrıda bulunuyoruz. - Özellikle yerel aracılar ve finansal piyasaların güçlendirilmesi, kredi zenginleştirmesi ve garanti araçlarının kullanılması dahil olmak üzere, Çok Taraflı Kalkınma Bankalarının sermayesinin daha etkin kullanımı aracılığıyla finansmana erişimin geliştirilmesi 75. Çok taraflı kalkınma bankaları ile işbirliği içerisinde emsal yatırım projelerini belirlemek üzere kriterin oluşturulması için Yüksek Düzeyli Panel’i (HLP) görevlendirdik. İşbu Bildiri’ye ek HLP raporunda belirtilen, çevresel sürdürülebilirlik hususuna gereken önemin verilmesi ile, entegrasyon ve küresel piyasalara erişimin artırılmasına yol açarak bölgesel dönüşüm etkisi potansiyeline sahip olan 11 adet projenin altını çiziyoruz. Çok Taraflı Kalkınma Bankalarını, müdahil ülkelerle birlikte çalışmak ve bölgesel önceliklerle uyumlu bir şekilde (Afrika’daki Altyapı Kalkınma Programı başta olmak üzere), HLP kriterlerini karşılayan projelerin hayata geçirilmelerini takip etmek ve özellikle NEPAD Altyapı Proje Hazırlık İmkanı olmak üzere proje hazırlıklarına yönelik finansmanı önceliklendirmek üzere çağrıda bulunuyoruz. 76. Bu somut eylemlerin takip edilmesinin önemini vurguluyor ve Çok Taraflı Kalkınma Bankalarını gerçekleştirilen ilerlemeye ilişkin olarak düzenli güncellemeler sağlamaya davet ediyoruz. 77. Ekonomik şokların en kırılgan kesimi orantısız bir şekilde etkilediğinin farkında olarak, daha kapsayıcı ve dayanıklı bir büyüme sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu nedenle, gelişmekte olan ülkelerde, özellikle düşük gelirli ülkelerde, ulusal düzeyde tasarlanan sosyal koruma zeminlerinin uygulanmasını ve genişletilmesini desteklemeye karar veriyoruz. Yurtdışındaki işçi ailelerine yılda 15 milyar ABD Dolarlık ilave bir gelir sağlayacak şekilde, işçi dövizlerinin transferine ilişkin ortalama %10 düzeyinde olan maliyeti, 2014 yılına kadar %5’e düşürmek için çalışacağız. 27 Gayrıresmi Tercüme 78. Dünya genelinde 2,5 milyar insanın ve milyonlarca Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmelerin (KOBİ) resmi finansal hizmetlere ulaşımındaki eksikliğinin ve gelişmekte olan ülkelerin bu sınamanın üstesinden gelmesinin hayati öneminin farkında olarak, Seul’de iddialı bir Finansal Tabana Yayılma Küresel Ortaklığını (GPFI) başlattık. KOBİ finansmanının gelişimini destekleme ve uluslararası finansal standartlara finansal tabana yayılma prensiplerini dâhil etmeye yönelik GPFI tarafından hâlihazırda yürütülmekte olan çalışmayı takdir ediyoruz. Raporda ortaya konan ve bu Bildirge’ye ekli olan 5 tavsiyeyi onaylıyor ve Meksika’nın dönem başkanlığında çabalarımızı sürdürmeyi taahhüt ediyoruz. 79. Kalkınmanın finansmanı üzerine Sayın Bill Gates tarafından sunulan raporu memnuniyetle karşılıyoruz. Gerek kamudan gerekse özel sektörden olmak üzere tüm aktörlerinin katılımının ve yerel, dış ve yenilikçi finansman kaynaklarının harekete geçirilmesinin önemini anlıyoruz. 80. Seul’de kabul edilen Çok-Yıllı Eylem Planı ile uyumlu bir şekilde, kalkınmanın temel itici gücü olarak gelişmekte olan ülkelerin yerel kaynaklarının harekete geçirilmesini ve etkin bir şekilde yönetimini güçlü bir şekilde destekliyoruz. Bu, vergi idareleri ile gelir sistemlerinin tasarımı ve etkin yönetimine yönelik teknik yardım ve kapasite oluşturma ile özellikle maden ve doğal kaynak yatırımlarında daha fazla şeffaflığı içermektedir. Çok uluslu şirketleri, şeffaflığı artırmaları ve uygulanabilir vergi kanunlarına tam uyum sağlamaları için teşvik ediyoruz. Gelişmekte olan ülkelere, transfer fiyatlandırmasına yönelik mevzuatlarının hazırlanması ve uygulanmasında, istekleri üzerine yardım sağlamaya yönelik girişimleri memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm ülkeleri, Vergi Konularında Şeffaflık ve Bilgi Değişimi Küresel Forumu’na katılmaları için teşvik ediyoruz. 81. ODA’nın (Resmi Kalkınma Yardımı) önemli rolünü vurguluyoruz. Gelişmiş ülkeler tarafından verilen yardım taahhütleri yerine getirilmelidir. Yükselen G-20 ülkeleri, diğer gelişmekte olan ülkelere verdikleri destek düzeylerini artırmaya devam edecek veya taahhüt verecektir. Fakir ülkelerin hızlı bir şekilde yenilikçilikten ve teknolojik gelişmelerden faydalanmalarının sağlanması üzerindeki vurguyu memnuniyetle karşılıyor ve öncelikli yenilikleri öne çıkarmak için üçlü ortaklığı teşvik etmede anlaşmış bulunuyoruz. En fazla etkiyi oluşturacak müdahalelere yoğunlaşmak ve kalkınma üzerindeki genel etkiye ve somut sonuçlara olan odağı artırmak suretiyle yardımların kalitesini ve etkinliğini artırmayı taahhüt ediyoruz. 82. Kalkınma ihtiyaçlarının karşılanması için zamanla yeni finansman kaynakları bulunmasına ihtiyaç olduğunu kabul ediyoruz. Gelişmiş Piyasa Taahhütleri, Diaspora Tahvilleri, tanker yakıtları için vergi rejimi, tütün vergileri ve birçok farklı finansal vergi gibi Sayın Bill Gates tarafından öne çıkarılan bir dizi yenilikçi finansman seçeneklerini tartıştık. İçimizden bir kısmı bu seçeneklerin bazılarını hayata geçirdi veya bu seçenekleri 28 Gayrıresmi Tercüme araştırmaya hazır durumdadır. Ülkelerimizden bazılarında, kalkınmayı desteklemenin yanı sıra, çeşitli gayeler için bir finansal işlem vergisi de dahil olmak üzere, finansal sektörü vergilendirmeye yönelik girişimleri olumlu olarak değerlendiriyoruz. 83. Yardımların etkinliği konusunda Kore’nin Busan şehrinde (29 Kasım-1 Aralık 2011) yapılacak 4. Üst Düzey Forum’u memnuniyetle karşılıyoruz. Forum, kalkınma etkinliğine çözüm olmak üzere daha katılımcı bir ortaklık oluşturmak için bir fırsat olacaktır. 84. Asya Kalkınma Fonu ile Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu’nun kaynak artırımının başarıyla sonuçlanmasını iştiyakla bekliyoruz. Yolsuzlukla Mücadelemizin Yoğunlaştırılması 85. Yolsuzluk, ekonomik büyüme ve kalkınma için büyük bir engel oluşturmaktadır. G-20 Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planı’nı uygulamak için kayda değer ilerleme kaydettik. İşbu Bildirinin eki olarak ilişikte sunulan ve ülkelerin her biri tarafından ayrı ayrı ve G-20 olarak ortaklaşa atılan önemli adımları ve Eylem Planı’nda G-20 ülkelerinin pozitif ilerleme kaydetmeye devam etmelerini sağlayacak bundan sonraki eylemleri belirten uzmanlar raporunu onaylıyoruz. 86. Bu çerçevede: - Yolsuzluğa Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin (UNCAC) Hindistan tarafından onaylanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Keza Rusya’nın OECD Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlerine Rüşvet Verilmesi ile Mücadele Sözleşmesine katılma kararını da memnuniyetle karşılıyoruz. UNCAC’ın onay ve uygulama sürecinin hızlandırılmasını ve gönüllülük esasına göre OECD’nin Rüşvet Konusundaki Çalışma Grubu ile daha aktif bir ilişki tesis edilmesini taahhüt ediyoruz. Eylem Planı’nın ruhu ile uyumlu adımlar atan üye ülkeleri de takdir ediyoruz. - UNCAC uygulamasının ilk gözden geçirmesini takdir ediyoruz. UNCAC gözden geçirmelerinin şeffaflığı ve kapsayıcılığının temin edilmesi için, sivil toplumun katılımı ve şeffaflık başta olmak üzere Mekanizma’nın Görev Tanımı’na uygun olarak gönüllü seçenekleri değerlendirmek suretiyle örnek olmayı taahhüt ediyoruz. - Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF), Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesi/ Terörizmin Finansmanının Engellenmesine (AML/CFT) ilişkin stratejik eksiklikleri bulunan yetki bölgelerinin tanımlanması ve bunlarla ilişkiye geçilmesi ile sınır aşan transferler, intifa hakkı, müşterinin yapması gereken detaylı inceleme ve geliştirilmiş detaylı incelemede şeffaflık şartı getiren FATF standartlarının uygulanması ve güncellenmesi konularındaki çalışmalarını destekliyoruz. 29 Gayrıresmi Tercüme - 2012 sonuna kadar somut sonuçlar elde etmek üzere, Dünya Bankası’nın Çalınan Varlıkların İadesi Girişimine (StAR) dayalı olarak varlık kurtarma, ihbarcıları koruma, yolsuzluğa karışmış kamu görevlilerine giriş izni verilmemesi ile adil ve saydam kamu ihaleleri de dahil olmak üzere kamu kesimi şeffaflığını içeren bir çalışma programı üzerinde mutabık kaldık. 87. Yeraltından Maden Çıkartmaya Dayalı Endüstrilerde Saydamlık Girişimi (EITI)’ne gönüllü katılım dahil olmak üzere, özel sektör ve hükümet arasındaki ilişkide saydamlığı artırmayı amaçlayan girişimleri memnuniyetle karşılıyoruz. Ayrıca, İnşaat Sektöründe Saydamlık Girişimi’ni (CoST) desteklemek ve yeraltından maden çıkartma endüstrisindeki şirketlerin faaliyet gösterdikleri ülkelerde ne kadar ödemede bulunduklarının yayınlanmasını talep etmek üzere bazılarımızca atılan adımların farkındayız. 88. Yolsuzlukla mücadelede özel sektörün artan katılımını takdir ediyoruz. Eylem Planımızı temel alan B20 taahhütlerini memnuniyetle karşılıyor ve bu konuda somut adım atılmasını bekliyoruz. 89. Taahhütlerimize karşı kendimizi sorumlu tutuyor ve müteakip Zirvede ilerlemeyi gözden geçirmeyi umuyoruz. Yönetişim 90. İngiltere Başbakanı David memnuniyetle karşılıyoruz. Cameron’un küresel yönetişime ilişkin raporunu 91. Uluslararası ekonomik işbirliği için önde gelen Forumumuz olarak G20, hem önemli ekonomileri hem de gelişmiş ve gelişmiş ve yükselen ekonomileri, küresel ekonomi yönünden karşılıklı bağımlılık sınaması ile mücadele etmek için politikalarını koordine etmek ve gerekli siyasi anlaşmayı oluşturmak amacıyla bir araya getirmede eşi olmayan bir gruptur. G20, Liderlerin önderlik ettikleri esnek yapılı bir gruptur ve öyle kalmalıdır. G20, uluslararası yönetişimin genel çerçevesinin bir parçasıdır. 92. Sınamalara karşı koymak için gereken siyasal konsensüsün oluşturulmasına ve sürdürülmesine yönelik kabiliyetinin güçlendirilmesi için G20’nin verimli, saydam ve hesap verebilir olmayı sürdürmesi gerektiği hususunda mutabıkız. Bunu başarabilmek amacıyla aşağıdaki kararları aldık: - Büyük küresel ekonomik sınamalara odaklanmayı sürdürmek. 30 Gayrıresmi Tercüme - Gündemimizi ve çalışma programımızı verimli bir şekilde uygulamaya koyma kabiliyetimizi güçlendirmek. Üyeler ile istişare için G20’nin çalışmalarını yönetmek üzere bir önceki, şimdiki ve bir sonraki Dönem Başkanlarından oluşan Troyka’yı (Üçlü Başkanlık) resmileştirmeye karar verdik. Şerpalarımızdan Meksika’nın Dönem Başkanlığı altında çalışma uygulamalarını geliştirmesini talep ediyoruz. - Üye olmayanlarla, uluslararası ve bölgesel örgütlerle ve Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere diğer aktörlerle tutarlı ve etkin bir ilişki sürdürmek. Sözü geçenlerin çalışmamıza katkılarını uygun görüldüğü sürece memnuniyetle karşılıyoruz. Sivil toplum ile yakın ilişki kurulmasını da destekliyoruz. Şerpalarımızdan bir sonraki toplantı için öneriler oluşturmasını istiyoruz. 93. G-20’nin eyleme geçmeyi hızlandırmak amacıyla büyük ekonomileri eşit bir zeminde bir araya getirmeye yönelik kuruluş ruhunun önemli olduğunu yeniden teyit ediyoruz. Bu nedenle, ekonomik ve finansal gündeme ve ilgili uluslar arası kuruluşların reformu ve daha verimli çalışmasına kolektif siyasi irademizle destek olmayı kararlaştırıyoruz. 94. 1 Aralık 2011’de Meksika G-20’ye başkanlık etmeye başlayacaktır. Haziran 2012’de Los Cabos, Baja California’da Meksika’nın dönem başkanlığında bir araya geleceğiz. G-20 dönem başkanlığını 2013 yılında Rusya, 2014 yılında Avustralya ve 2015 yılında Türkiye üstlenecektir. G-20’deki reformlarımızın bir parçası olarak, 2015’ten sonra G-20 dönem başkanlarının rotasyona tabi bölgesel gruplar arasından seçilmesine de karar verdik. Bu uygulamaya Çin, Endonezya, Japonya ve Kore’yi kapsayan Asya grubu ile başlayacağız. 95. Fransa’ya G-20 dönem başkanlığı ve başarılı Cannes Zirvesi ev sahipliği dolayısıyla teşekkür ediyoruz. 31 Gayrıresmi Tercüme Büyüme ve İstihdam için Cannes Eylem Planı Küresel ekonomi yeni ve zor bir safhaya girdi. Küresel büyüme zayıfladı, aşağı yönlü riskler arttı ve güven zayıfladı. Bazı gelişmiş ülkelerin kamu borç seviyelerinin sürdürülebilirliğine ilişkin belirsizlikler arttı ve talebin kamudan özel sektöre ve yurt dışından yurt içine doğru yeniden dengelenmesi gerçekleşmedi. Avrupa’da, bazı ülkelerdeki kamu borcu riskleri, faiz maliyetlerinin artmasına ve bankacılık sisteminde gerilime neden olan zor bir dinamik yaratmıştır. Şimdi bu durum Avro Bölgesindeki reel faaliyetler ve güven üzerinde sorun yaratmaktadır. Avro Bölgesindeki büyümenin daha zayıf, işsizliğin de daha yüksek olması öngörülmektedir. ABD’de ekonomik canlanma beklentilerin altında gerçekleşmiştir. Özel talepte arzu edilen sıçrama; zayıf istihdam artışı, konut piyasalarında devam eden düzeltmeler ve hane halkı bilançolarının yeniden yapılanmasına bağlı olarak gerçekleşmemiştir. Daha kesin ve belirgin bir orta vadeli mali uyarlama büyümenin güçlenmesine katkı sağlayacaktır. Yükselen piyasa ekonomilerinde ise gelişmiş ülkelerdeki gelişmelerin etkisiyle birlikte büyümedeki yavaşlamaya ilişkin belirgin işaretler görülmektedir. Bazı yükselen piyasa ülkelerinde finansal istikrar ve aşırı ısınmaya ilişkin riskler sürmektedir. Bazı ülkelerde döviz kuru esnekliğinin eksikliği, mevcut risklerin üstesinden gelmeye yardımcı olacak politika seçeneklerini sınırlamaktadır. Bu sorunlar karşısında, uluslararası politikalarda işbirliğinin güçlendirilmesine ihtiyaç olduğu konusunda hemfikir olduk. Kısa vadeli kırılganlıkların giderilmesi ve büyümenin orta vadeli temellerinin güçlendirilmesine yönelik Eylem Planını kabul ettik. Ekonomik toparlanmayı desteklemeyi, finansal istikrarı sağlamayı ve güveni tesis etmeyi kararlı bir şekilde taahhüt ettik. Daha güçlü, daha sürdürülebilir ve dengeli bir büyümeye ancak tüm bu alanlarda ortaklaşa önlemler alınması aracılığıyla yaklaşabiliriz. Nihai hedefimiz, yurttaşlarımız için daha iyi ve daha fazla iş alanı sağlamak, tüm ülkelerde tüm sosyal kesimlerin ekonomiye katılımını teşvik etmek ve en az gelişmiş ülkelerdeki kalkınmanın gelişmesine yardım etmek ve fakirliği azaltmaktır. Seul’de vermiş olduğumuz, büyük ve sürekli dengesizliklerin değerlendirilmesi için gösterge niteliğindeki ilkelerin geliştirilmesi taahhüdünü yerine getirdik. Bu Eylem Planı G-20’nin görüşlerini yansıtmakta ve IMF uzmanlarının söz konusu dengesizliklerin temel nedenlerine ilişkin bağımsız değerlendirmelerini içermekte ve bu dengesizlikleri azaltmak için tavsiye ettikleri politikalara dayanmaktadır. Bu noktada, aşağıda yer alan tedbirleri herhangi bir gecikme olmaksızın kararlı bir biçimde uygulamayı taahhüt ediyoruz. 32 Gayrıresmi Tercüme Kısa Vadeli Kırılganlıkların Giderilmesi ve Finansal İstikrarın Onarılması Orta vadeli reformlarımızı tamamlayacak bir anlayışla, yakın dönemde ekonomik toparlanmanın sürdürülmesi, büyümenin desteklenmesi ve finansal istikrarın onarılması için bir plan üzerinde anlaştık: 1) Bankacılık sistemlerinin ve finansal piyasaların istikrarının korunması için gereken tüm adımları atmayı taahhüt ediyoruz. Bankaların yeterli sermayeye sahip olmasını ve mevcut risklerle baş etmek için yeterli fonlara erişmelerini sağlayacağız. 2) G-20 üyeleri ekonomik toparlanmayı güvence altına almak için uygun bir politika bileşimini uygulamayı kabul etmektedir. a) Para politikaları orta vadede fiyat istikrarını sürdürecek ve ekonomik toparlanmayı desteklemeye devam edecektir. Ulusal şartların gerektirmesi halinde, orta vadeli mali uyum planları dahil olmak üzere, para politikası ekonomik ve finansal piyasa koşullarındaki değişikliklere, bunların fiyat gelişmelerinin orta vadeli görünümüne olan muhtemel etkilerine bağlı olarak cevap verecektir. b) Gelişmiş ülkeler, farklı ulusal koşulları da dikkate alarak, güveni tesis edecek ve büyümeyi destekleyecek politikaları benimseyecek ve mali uyumu sağlamak üzere açık, güvenilir ve belirlenmiş politikalar uygulayacaklardır. Ülke spesifik taahhütler aşağıda yer almaktadır. c) Avro bölgesi hükümetleri, bölgede istikrarın sağlanması için gerekli tüm tedbirleri ve önlemleri almayı taahhüt ederek, geniş kapsamlı bir reform paketini kabul etmişlerdir: (i) Avrupa Finansal İstikrar Fonunun esnekliğinin artırılmasına yönelik 21 Temmuz 2011 tarihli kararının ardından, 26 Ekim’deki Avro bölgesi zirvesinde söz konusu fonun kapasitesinin önemli bir artışla 1 trilyon Avro’ya kadar çıkarılmasına karar verilmiştir. (ii) Avro bölgesi ülkeleri, bölgenin ekonomik ve mali gözetimi ile yönetişimini önemli ölçüde güçlendirme kararı almışlardır. (iii) Borçlanma piyasalarında ciddi problem yaşayan bölge ülkeleri, mali uyarlama ve yapısal reform politikalarına özel bir çaba gösterecektir. (iv) Yunanistan kamu borcunun sürdürülebilirliğinin sağlanmasına için, sıkı bir uyarlama programı ve özel sektör yatırımcılarının ellerinde tuttukları Yunan tahvillerinin nominal değerinde gönüllü bir indirimi içeren olağanüstü bir çözüm bulunmuştur. (v) Son olarak, bankacılık sektöründe güveni artırmak için, orta vadeli finansmana uygun şartlarda erişimi kolaylaştıracak ve büyük bankaların sermaye yeterlik oranını ülkelerin maruz kaldığı risklerin hesaplanmasının ardından 2012 yıl sonuna kadar çekirdek sermayelerinin %9’una geçici olarak yükseltecek bir dizi önlem üzerinde anlaşılmıştır. Söz konusu önlemler reel ekonomiye kredi akışının sürmesini sağlayacak ve aşırı borçlanmaya engel olacaktır. d) İtalya, 2012 yılından başlamak üzere kamu borcu/GSYH oranını hızla azaltmayı ve 2013 yılına kadar bütçe dengesine yaklaşmayı taahhüt etmektedir. Söz konusu taahhüt, bu yıl yaz aylarında kabul edilen 60 milyar Avro tutarındaki kamu maliyesi paketinin uygulanmasına dayalı olacak ve hem AB düzenlemelerinden hem de Anayasa’ya bütçenin dengede olması hükmü getirilmesinden doğan mali kuralların güçlenmesi ile 33 Gayrıresmi Tercüme desteklenecektir. İtalya, 26 Ekim tarihinde duyurulan büyümeyi artırıcı yapısal reformları içeren kapsamlı planı, tamamen ve süratle, uygulamayı taahhüt etmektedir. e) ABD kamu yatırımları, vergi reformları ve odaklı istihdam önlemleri vasıtasıyla toparlanmanın sürdürülmesi için kısa vadeli bir önlemler paketini, orta vadeli güvenilir bir mali uyum planı ile tutarlı olmak üzere, zamanlı bir şekilde uygulamayı taahhüt etmektedir. f) Japonya, deprem sonrası yeniden inşa faaliyetleri kapsamında en az 19 trilyon Yen (GSYH’nin %4’ü) tutarındaki büyük mali önlem paketini hızlı bir şekilde hayata geçirmeyi taahhüt etmektedir. Japonya ayrıca, orta vadeli mali uyum taahhüdünü de sürdürmektedir. g) Mali dengeleri, ülkelere özgü koşullar dikkate alındığında, göreceli olarak daha güçlü olan Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Almanya, Kore ve Endonezya, otomatik dengeleyicilerin çalışmasına izin verecek ve küresel ekonomik koşulların ciddi şekilde kötüleşmesi halinde, yurt içi talebi destekleyecek ihtiyari önlemler almayı kabul etmektedirler. Bu ülkeler ayrıca, orta vadeli mali hedeflerini de sürdürmektedir. h) Yükselen piyasa ekonomileri, ekonomilerinin sağlamlığını artırıcı makroekonomik politikalar benimsemeyi taahhüt etmektedirler. Yüksek cari fazla veren ülkeler için bu, daha fazla iç talep odaklı büyümeye yardımcı olacak makroekonomik politikalar uygulamayı, böylece küresel toparlanmayı ve finansal istikrarı desteklemeyi de içermektedir. 3. Piyasa tarafından belirlenen döviz kuru sistemlerine doğru hızlıca yönelinmesi, döviz kurlarının kendilerini etkileyen temelleri yansıtacak şekilde esnekliğinin artırılması ve rekabetçi devalüasyondan kaçınılması yönündeki taahhüdümüzü tekrarlıyoruz. Yukarıda bahsedilen eylemler, küresel likidite gelişmeleri ve sermaye akımlarındaki dalgalanmalar nedeniyle oluşan problemlerin giderilmesine yardım edecek, böylelikle döviz kuru reformlarında daha fazla ilerleme sağlanacak ve aşırı rezerv birikimi ihtiyacı azalacaktır. Rusya’da son dönemde gerçekleştirilen ve Ruble’nin piyasa ile daha uyumlu hareket etmesine izin veren kur rejimi değişikliklerini ve Çin’in döviz kuru esnekliğini piyasa temelleri ile uyumlu olacak şekilde artırma kararlılığını olumlu karşılıyoruz. 4. Tüm politika alanlarında, ulusal amaçlara ulaşmak için uygulanan politikaların diğer ülkeler üzerindeki olumsuz yayılma etkilerini en aza indirmeyi taahhüt ediyoruz. Güçlü ve istikrarlı bir uluslararası finansal sisteme yönelik ortak çıkarımızı ve piyasa koşullarında belirlenen döviz kurlarına desteğimizi yineliyoruz. Döviz kurlarındaki aşırı dalgalanma ve düzensiz hareketlerin, ekonomik ve finansal istikrar üzerinde olumsuz etkileri olduğunu tekrarlıyoruz. 5. IMF’nin sistemik sorumluluklarını yerine getirebilmek için yeterli kaynaklara sahip olması gerektiğini taahhüt ediyoruz. 34 Gayrıresmi Tercüme Büyümenin Orta Vadeli Temellerinin Güçlendirilmesi Toparlanmaya ilişkin acil riskleri gidermek üzere alınacak önlemlerin güveni, küresel çıktıyı ve istihdamı artıracak sürdürülebilir ve kapsamlı reformlarla tamamlanması gerekliliği hususunda anlaştık. Büyümenin orta vadeli temellerini güçlendirmek üzere, altı unsurdan oluşan bir plan üzerinde mutabakata vardık. Bu unsurlar şunlardır: (1) mali uyum taahhütleri, (2) cari fazla veren ülkelerde özel sektör talebini artıracak önlemler alınması ve cari açık veren ülkelerde gerekli olması durumunda talebin kamu kesiminden özel sektöre kaydırılması taahhütleri, (3) G-20 üyelerinin tamamında büyümeyi güçlendirecek ve istihdam yaratılmasını artıracak yapısal reformlar, (4) ulusal/küresel finansal sistemleri güçlendirecek reformlar, (5) serbest ticaret ve yatırımları teşvik edecek tedbirler ve korumacılığın her türüne karşı çıkılması ile (6) kalkınmayı destekleyecek adımlar. Ek (X)’te bütün üyelerin taahhütleri yer almakta olup, kilit tedbirler aşağıda özetlenmektedir: 1. Spesifik ve somut mali uyum planları, kamu finansmanının itibarlı ve sürdürülebilir bir patikaya oturtulması için elzemdir. Söz konusu planlar, bazı büyük ülkelerde cari açıkların azaltılmasında ve küresel dengesizliklerin giderilmesinde kilit rol oynayacaktır. a) Avustralya, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Kore, İspanya, İngiltere ve ABD; Toronto Zirvesi’nde verdikleri 2013 yılına kadar mevcut kamu açıklarını 2010 yılındaki seviyenin yarısına indirmeyi ve kamu borcu/GSYH oranlarını 2016’ya kadar istikrara kavuşturmayı veya düşürmeyi hedefleyen açık ve güvenilir mali uyum planı taahhütlerini tekrarlamaktadır. Bu planlar, sağlıklı ekonomik sonuçlar doğuracak, ihtiyatlı ekonomik varsayımlara dayanacak ve bazı ülkelerde ekonomik döngüyü de göz önünde bulunduracak şekilde mali kurallarla güçlendirilecektir. Özellikle aşağıdaki hususlar taahhüt edilmiştir: o ABD, kamu borcu/GSYH oranını en geç 2015 yılına kadar azalan bir patikaya oturtmak üzere dengeli bir kamu açığını azaltma planı uygulayacaktır. Söz konusu plan, ihtiyari kamu harcamalarından önümüzdeki 10 yılda 1 trilyon dolar tasarruf edilmesi ve sonrasında kamu açığını en az 1,2 trilyon dolar daha azaltmaya dayanan 2011 Bütçe Kontrol Yasası’na dayalı olacaktır. Kamu açığını azaltma planı şu unsurları içerecektir: Emeklilik programları reformu da dahil olmak üzere ilave harcama kesintileri yapılması; kamu gelirlerini artıracak, vergi oranlarını düşürecek, vergi harcamalarını ve vergi kanunlarındaki açıkları azaltacak vergi reformunun gerçekleştirilmesi ve öngörülebilirliği ve kredibiliteyi artıracak daha güçlü bütçe kurallarının uygulamaya konulması. Bütçe Kontrol Kanunu ile birlikte bu reformlar neticesinde kamu açığı 10 yıl içinde 4 trilyon dolar azalacaktır. o Fransa, kamu açığı/GSYH oranını 2013 yılında %3’e düşürmeyi taahhüt etmektedir. Bu taahhüt, merkezi hükümet ve sağlık sigortası harcamalarına daha sıkı limitler getirilmesi, sosyal transferlerin daha etkin kılınması, vergi harcamalarının büyüme dostu olacak şekilde azaltılması ve istikrarı güçlendirmek üzere mevcut mali kuralların Anayasa’ya yansıtılması aracılığı ile gerçekleştirilecektir. 35 Gayrıresmi Tercüme o İngiltere, planladığı mali uyumu gerçekleştireceği ve 2010 Yılı Harcama Gözden Geçirmesi’nde detaylı olarak ortaya konulan birimler bazında ayrılmış 4 yıllık harcama planlarını uygulayacağı taahhüdünü tekrar etmektedir. Ayrıca, büyüme dostu mali uyumu sağlayacak ve hayat beklentisindeki değişiklikler dolayısıyla emeklilik yaşının daha sistematik bir biçimde artırılması gibi uzun vadeli harcama baskıları ve dengesizlerini azaltacak önlemleri kapsayan yapısal reformlar gerçekleştirecektir. b) Japonya, Toronto taahhütlerini karşılayabilmek için “Sosyal Güvenlik ve Vergide Kapsamlı Reform için Kat’i Plan”ı uygulayacaktır. Söz konusu plan, 2010’lu yılların ortalarına kadar tüketim vergisini tedricen %5’ten %10’a çıkarılması ve uygulamaya ilişkin yasal düzenlemelerin 2011 Mali Yılı sonuna kadar sunulmasını içermektedir. c) Hindistan, mal ve hizmet vergilerinin yeknesak hale getirilmesini ve gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının gözden geçirilmesini de kapsayan vergi reformları aracılığıyla kamu gelirlerini artırmayı taahhüt etmektedir. 2. Yüksek cari fazla veren ülkeler ve özel kesim talebi görece düşük olan ülkeler küresel dengelenmede ve küresel talebin sürdürülebilirliğinde önemli bir rol oynayacaktır. a) Almanya, özel tüketim ve yatırım harcamalarının GSYH’ye oranının zaman içinde artmasını sağlayacak önlemler alacaktır. b) Japonya, son yıllarda özel talebin nispeten zayıf olduğunu dikkate alarak, özel tüketim ve yatırım harcamalarının GSYH’ye oranının zaman içinde artmasını sağlayacak önlemler alacaktır. Bu kapsamda, bazı hizmetlere yönelik talebi artıracak politikaları içeren “Yeni Büyüme Stratejisi”nin uygulanmasını hızlandıracaktır. Almanya, yatırımların düşük ve bireysel tasarrufların yüksek olmasına yol açan verimsizlikleri hafifletecek tedbirler de dahil olmak üzere yurt içi talebi destekleyecek önlemler almayı taahhüt etmektedir. c) Çin, sosyal güvenlik ağlarını güçlendirecek, hane halkı gelirlerini artıracak ve büyüme modelini değiştirecek önlemler alarak yurtiçi tüketimi artıracak ve talebi yeniden dengeleyecektir. Bu tedbirler, ekonominin temellerini daha iyi yansıtarak döviz kurunun daha fazla esnek olmasını teşvik edecek ve rezerv biriktirme hızını kademeli olarak düşürecektir. d) Cari fazla veren diğer ülkeler küresel dengelenmede önemli bir rol oynayacaklarını kabul etmektedir. Bu ülkeler (Endonezya ve Kore), özel kesim harcamalarını desteklemeyi taahhüt etmektedir. Endonezya özel yatırımları önemli ölçüde artıracak altyapı için ulusal bir plan açıklamıştır. 3. G-20 ülkelerinin tümünde üretimi artırmak için yapısal reformlarda ilerleme kaydedilmesi kritik öneme sahiptir. a) Yapısal reformlar, kayıtlı ve kaliteli işlerin artmasını teşvik edecek aktif ve esnek iş gücü piyasası politikaları ve etkin iş gücü kurumları ile birleştirilecektir. Üyeler, uzun vadeli işsizliği düşürecek vergi ve yardım reformları ve yaşlı işçiler ile kadınların mümkün olduğunca katılımını teşvik ederek işgücü hareketliliğini iyileştirmeyi ve işgücüne katılımı teşvik etmeyi taahhüt etmektedirler. 36 Gayrıresmi Tercüme b) Üyeler, rekabeti geliştirecek ve piyasa bozukluklarını azaltacaklardır. Atılacak adımlar: altyapı yatırımları (Brezilya, Hindistan, Endonezya, Meksika, Suudi Arabistan, Güney Afrika); araştırma, eğitim ve beceri geliştirmeyi desteklemek, makine ve imalat sanayisi girdileri üzerindeki gümrük vergilerini kaldırmak (Kanada); üretim faktörlerinin fiyatlamasında reform, piyasa tarafından belirlenen faiz oranına sistemli bir şekilde geçiş ve mevcut 5 yıllık planında belirtildiği üzere, kademeli olarak remninbi sermaye hesabı konvertibilitesinin sağlanması (Çin); verimliliği artırmak için hizmetler sektöründe yapısal reformlar yapılması (Fransa, Almanya, İtalya, Kore); istihdam dostu vergilendirmeyi hedefleyen vergi reformu (Almanya, İtalya); finansal kurumların veri açıklama standartlarının artırılması (Rusya); orta vadede gereksiz ve zararlı sübvansiyonları azaltılırken fakirlere hedeflenmiş yardım sağlanması (Hindistan, Endonezya); enerjide verimliliğin sağlanması, yenilenebilir ve yerli enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması (Türkiye), tarım (Arjantin) sektörlerinde reformlar yapılması; ticaret ve yatırımı artırmak için bölgesel entegrasyonun geliştirilmesi (Güney Afrika); kısa vadeli finansman piyasalarının iyileştirilmesi ve bu piyasaların gözetiminin geliştirilmesi ve hane halkı tasarruf/GSYH oranını artıracak reformlar yapılması (ABD); ve yeşil büyümeyi teşvik etmek (Kore) için etkin karbon fiyat mekanizması çalışmaları (Avustralya) ile temiz enerji ekonomisine geçiş. c) AB ülkeleri, büyümeyi desteklemeye yönelik için 12 anahtar önceliği temel alan kapsamlı bir program vasıtası ile Tek Piyasa entegrasyonunu daha da derinleştirip hızlandırmayı taahhüt etmiştir. Bunlar; hizmetler, Avrupa arası ağlar, dijital tek piyasa, işçilerin hareketliliği, KOBİ’lerin finansmanı ve vergilendirme alanlarındaki adımları içermektedir. “Avrupa 2020” stratejisi çerçevesinde, 2020 için birtakım hedefler belirlenmiştir. Bunlar; 20-64 yaş arası için istihdam oranını %75’e çıkarmak, eğitim düzeyini artırmak, özel sektör ve kamu sektörünün Ar-Ge yatırımı düzeyini AB GSYH’sinin %3’üne çıkarmaktır. d) Suudi Arabistan, küresel ekonomiyi desteklemek için petrol piyasasının istikrarını sağlamaya yönelik sistemik rolünü sürdürmeyi taahhüt etmektedir. 4. Basel II, II.5 ve III’ün üzerinde anlaşılan takvimde uygulamaya konulması, yoğunlaştırılmış denetim, tezgâh üstü türev ürünlerin takas ve alım-satım işlemlerine ilişkin yükümlülükler, daha sağlam ücretlendirme uygulamaları için prensipler ve standartlar, yüksek kaliteli tek bir küresel muhasebe standardının oluşturulması, sistemik öneme sahip finansal kuruluşlardan kaynaklanan risklerin üstesinden gelmek için kapsamlı bir çerçeve ve gölge bankacılık sektörünün gözetim ve düzenlemesinin güçlendirilmesi hususlarını içeren ve Seul Zirvesi sürecinde kabul edilen finansal sektör reform gündeminin tam anlamıyla ve zamanında uygulanacağını taahhüt ediyoruz. 5. Korumacılığın her türlüsünü engellemek, DTÖ’ye aykırı tedbirleri düzeltmek ve Toronto’da anlaşmaya varılan çok taraflı ticaret gündemini geliştirmek yönündeki taahhütlerimizi tekrarlıyoruz. 37 Gayrıresmi Tercüme 6. Ticaret ve yatırımın önündeki engelleri azaltmak, kalkınma açığını düşürmeye yardımcı olacak ve Binyıl Kalkınma Hedeflerine ulaşılmasındaki ilerlemeyi destekleyecektir. Bunun yanında gelişmekte olan ülkelerde, kapasite artırımını destekleyici adımlar ve tasarruf fazlasının altyapı da dahil gelişimini içeren büyümeyi arttırıcı yatırımlara aktarılmasının, küresel büyüme, dengelenme ve kalkınmaya olumlu etkisi olacaktır. a) En az gelişmiş ülkelerin piyasaya erişiminin artırılması çalışmaları, bu ülkelerin ticaret kapasitesini artırmak için ticaretin kolaylaştırılması ile, ticaret finansmanının ve ticaret için yardım programlarının güçlendirilmesi tamamlanmalıdır. b) Gelişmekte olan ülkeler, daha dengeli ve güçlü küresel büyümeye katkı sağlayacak potansiyele sahiptir ve özellikle altyapı olmak üzere yatırım için pazarlar olarak görülmelidirler. Çok Taraflı Kalkınma Bankalarının Altyapı Eylem Planı’nı ve Üst Düzey Panel tavsiyelerini olumlu buluyoruz. Kalkınma için yeterli resmi finansman sağlanması ve özel sermayenin artması için yenilikçi yaklaşımların geliştirilmesi önem arz etmektedir. Kısa vadeli kırılganlıkları gidermek için vermiş olduğumuz taahhütler konusunda hesap verebilir olacağız ve reformları daha ileri taşıyacağız (Ek X). Kamu maliyesi, finansal sektör, yapısal, parasal ve döviz kuru, ticaret ve kalkınma politikaları reformlarımıza ilişkin verdiğimiz taahhütlerimizi değerlendirmek için bir çerçeve geliştirerek 2012 yılında ve gelecek yıllarda raporlama ve izleme yapımızı iyileştireceğiz. Seul’de anlaştığımız üzere gösterge niteliğindeki ilkeleri, dengelenme sürecini ve kamu maliyesi, parasal, finansal sektör, yapısal, döviz kuru ve diğer politikaların uyumluluğunu değerlendirmek için bir mekanizma olarak kullanmaya devam edeceğiz. Ekonomik koşullar değiştikçe, gelecek dönemde de politika koordinasyonuna devam edeceğiz. Güçlü, Sürdürülebilir ve Dengeli Büyüme Çerçevemiz durağan bir çalışma olmayıp, aksine gelişmelere ayak uyduran dinamik bir süreçtir. G-20 Bakanlarımızı, toparlanmayı sürdürmek ve kırılganlıkların üstesinden gelmek için önümüzdeki aylarda birlikte çalışmak üzere görevlendirdik. 38