252 Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt 7

advertisement
Dokuz Eylül Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Cilt 7, Sayı:3, 2005
ULUSLARARASI BOĞAZLARDAN GEÇİŞ REJİMLERİ
(THE REGIME OF PASSAGE THROUGH INTERNATIONAL
STRAITS)
Deniz Kızılsümer ∗
ABSTRACT
In this article, firstly the definition and importance of the
international straits were given. The evolution of straits' regime from
the late 19th century, the 1930 Conference on the Codification of the
Law of the Sea, the Corfu Channel Case, and the workings of the
Seabed Committee were studied. 1958 Territorial Sea and
Contiguous Zone Convention, -in its only paragraph (16/4) provides
that ships passing through straits which are used for international
navigation between one part of the high seas or the territorial sea
enjoy the right of non-suspendable innocent passage. In 1982 UN
Convention on the Law of the Sea, navigation through the
international straits was regulated in a particular Part dedicated to
the ''Straits Used for International Navigation''. The regime of
transit passage is the backbone for international straits regime in the
Convention which can be said that favour to the navigational
interests of user states. However, the Convention provides some tools
for the protection of strait states' environmental concerns and the
safety of navigation by referring to the other international
Conventions.
KEYWORDS: international straits, straits, 1958 Territorial Sea and
Contiguous Zone Convention(TSCZ), 1982 UN Convention on the
Law of the Sea(UNCLOS).
ÖZET
Bu makalede öncelikle, uluslararası boğazın önemini belirttik
ve tanımını yaptık. Uluslararası boğazlardan geçiş rejimi, deniz
hukukuna ilişkin tüm kodifikasyon çalışmalarında ele alınmıştır.
Ancak kıyı devletlerinin karasularını 12 mile çıkarma
∗
Yard. Doç. Dr. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi, Uluslararası
İlişkiler Bölümü, Uluslararası Hukuk ABD.
252
girişimlerinden sonra özellikle kullanıcı devletlerin çıkarları
bakımından ayrı bir boğazlar rejimi gerekli olmuştur.
1958
Karasuları ve Bitişik Bölge Sözleşmesinde tek bir fıkrada düzenlenen
uluslararası boğazlara 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesinde bir
bölüm ayrılmıştır.
1982 BM DH Sözleşmesinde uluslararası
boğazlardan geçiş rejimi, transit geçiş rejimi olarak düzenlenmiştir.
Bu düzenleme askıya alınamaz zararsız geçiş hakkından oldukça
liberal, kullanıcı devletlerin çıkarlarını koruyan bir rejim
getirmektedir. Belirtmek gerekir ki, Sözleşme, eksik olsa da bazı
maddeleriyle diğer uluslararası sözleşmelerin uygulanacağını
öngörmek suretiyle kıyı devletinin ulaşım ve çevre güvenli
konusundaki kaygılarını gidermeye çalışmaktadır. Sözleşmede yer
alan ve esas olarak denizlerin güvenliği ve çevre korunması için
öngörülen liman devleti kontrolü gibi araçlardan da boğazların
korunmasında yararlanılabilir.
ANAHTAR KELİMELER: uluslararası boğazlar, boğazlar, 1958
Karasuları Bitişik Bölge Sözleşmesi(1958 KSBBS), 1982 BM Deniz
Hukuku Sözleşmesi(1982 BMDHS)
I. Giriş ve Tarihî Gelişim
Dünya denizlerindeki boğaz sayısı iki yüzün üzerindedir. Bazı
boğazlar, kıyı devletinin deniz ve okyanuslara açılması için tek veya en
elverişli ulaşım yolunu oluştururlar; denizlerle okyanusları çoğunlukla
boğazlar birbirine bağlar. Boğazlardan geçiş, öncelikle kıyı devletinin
egemenliğine ilişkin bir konu olması sebebiyle önem taşır. Boğazlardan
geçişlerde kıyı devletinin egemenlik haklarına karşılık kullanıcı
devletlerin serbest ulaşım hakkı vardır.
Yapılacak uluslararası
düzenlemelerde kıyı devletleri ile kullanıcı devletlerin hakları telif
edilmeli; hem boğazlardan geçiş özgürlüğünü güvence altına alan, hem
de kıyı devletlerinin özellikle ulusal güvenliğe ve çevre tahribatına ilişkin
kaygılarını gidermeye yönelik bir boğazlar rejimi oluşturulmalıdır.
Uluslararası boğazların ekonomik, askerî ve politik önemi vardır.
Uluslararası boğaz1 niteliği, 1949 tarihli Korfu Boğazı Davasından bu
yana coğrafi ve kullanım unsurları esas alınarak belirlenmektedir. Coğrafi
unsur denilince boğazın birleştirdiği deniz alanlarının özellikleri -örneğin
iki açık denizi birleştirmesi-; kullanım unsuru denilince de boğazın
uluslararası ulaşım için kullanılması gereği anlaşılmaktadır.
1
Belirtmemiz gerekir ki, başlıca uluslararası deniz hukuku sözleşmelerinde
''uluslararası ulaşımda kullanılan boğazlar'' terimi kullanılmaktadır.
Çalışmamızda yazım kolaylığı açısından ''uluslararası boğaz'' ifadesini
kullanacağız.
253
Uluslararası boğazlar rejimine ilişkin ilk çalışmalar, 1894 ve
1906 tarihlerinde Uluslararası Hukuk Derneği ve Uluslararası Hukuk
Enstitüsü tarafından yapıldı; ancak bu çalışmalardan tatmin edici bir
sonuç alınamadı. 1930 tarihli La Haye Konferansında da boğazlar rejimi
üzerinden çalışıldı; Konferans bir sonucunda bir sözleşme ortaya
çıkmadı.
Uluslararası boğazlar konusundaki en önemli gelişme, daha evvel
de belirttiğimiz üzere, Korfu Boğazı Davasıdır. Divan, bu davada
dönemin uluslararası örf ve âdet kuralını yansıttığını belirten bir karar
verdi. Buna göre, ''Uluslararası örf ve âdete göre, savaş gemileri barış
zamanında iki açık deniz alanı arasında kalan uluslararası ulaşımda
kullanılan boğazlardan zararsız olmak şartıyla, ön-izin alınmasına gerek
kalmadan geçebilir. Kıyı devletinin barış zamanlarında bu geçişi
yasaklama hakkı yoktur.''
Daha sonra uluslararası boğazlar, I. Deniz Hukuku Konferansının
hazırlıklarını yürüten Uluslararası Hukuk Komisyonunda ele alındı.
UHK, çalışmaları sırasında Korfu Boğazı Davasından önemli derecede
etkilendi; 1956'da 11. Toplantısında BM Genel Kuruluna, Deniz Hukuku
konularını ayrıntılı olarak ele alacak bir Konferans toplanması önerisinde
bulundu. I. Deniz Hukuku Konferansı, 28 Şubat 1958 tarihinde
Cenevre'de toplandı. 28 Nisan 1858 tarihinde dört ayrı sözleşmenin kabul
edildiği Konferansta, boğazlar rejimi Karasuları ve Bitişik Bölge
Sözleşmesinde ve karasuları rejimi içinde yer aldı.
Belirtmemiz gerekir ki, Konferans sırasında UHK'nun hazırladığı
taslak üzerinde iki önemli değişiklik yapıldı. Bunlardan biri, uluslararası
boğazlarda kullanım unsurunu niteleyen ''...normal olarak kullanılan...''
ifadesinin metinden çıkartılması; diğeri de coğrafi unsuru belirten ''...ya
da yabancı bir devletin karasuları...'' ifadesinin metne eklenmesidir. Bu
ifadeyle, açıkça Tiran Boğazı uluslararası boğaz statüsüne girdiği için
Arap devletleri buna itiraz etmişlerdir.
II. Karasuları ve Bitişik Bölge Sözleşmesinde Uluslararası
Boğazlar
1958 Karasuları ve Bitişik Bölge Sözleşmesinde uluslararası
boğazlara ilişkin tek özel hüküm, madde 16(4)'tür. Bu hükümde, ''Açık
denizin bir bölümü ile açık denizin diğer bir bölümü veya yabancı bir
devletin karasuları arasında uluslararası ulaşımda kullanılan boğazlarda
yabancı gemilerin zararsız geçiş hakkı askıya alınamaz.’’ demektedir.
Sözleşmede uluslararası ulaşımda kullanılan boğazlarda uygulanacak
rejimin askıya alınamaz zararsız geçiş hakkı olduğu belirtilmiştir.
Zararsız geçiş hakkı, günümüzde ticaret gemileri bakımında örf
ve âdet kuralı niteliğindedir. Savaş gemileri bakımından ise konunun
254
tartışmalı olduğu belirtilmelidir. Sözleşmenin 14(1) maddesinde, denize
kıyısı olsun olmasın bütün devletlere ait gemilerin karasularında zararsız
geçiş hakkından yararlanacağı düzenlenmiştir.
Zararsız geçiş hakkı,
boğazlar üzerinden uçuşu kapsamaz. Ayrıca zararsız geçiş hakkının
uygulandığı boğazlarda denizaltılar su üzerinden seyretmeli ve bayrak
göstermelidirler. Sözleşmenin 18(1) maddesinde karasularından yalnızca
geçiş nedeniyle bir ücret alınamayacağı düzenlenmiştir. Ancak, bir
sonraki fıkrada gemilere verilen hizmetler için herhangi bir ayırım
yapılmadan ücret alınabileceği de belirtilmiştir.
Zararsız geçiş hakkı ifadesindeki ‘'zararsız’' ve ‘'geçiş’'
kavramları ayrı ayrı tanımlanmıştır.
Geçiş, 14(2) ve (3) maddesinde ''iç sulara girmeden veya iç
sulardan açık denize geçmek amacıyla karasularından seyrüsefer etmek''
olarak tanımlanmıştır. Geçiş, alelade seyrüseferin gereği, zorlayıcı neden
veya tehlike halinde durma ve demirlemeyi de kapsar.
Geçiş, yalnızca ulaşım amacı ile yapılmalıdır; amacı meşru dahi
olsa gemi, geçiş dışındaki bir amaç sebebiyle zararsız geçiş hakkından
yararlanamaz. Eğer gemi, başka bir amaçla boğazlardan geçerse veya
maddede belirtilen sebepler dışında durursa, bu hareket geçiş olarak
nitelendirilemez veya geçiş olmaktan çıkar.2 Geçişin yapılma şekli de
önemlidir; ulaşım sırasında hiçbir haklı sebep yokken silahlar kıyı
devletine yöneltilmişse gemi, geçiş halinde dahi olsa bu geçiş olarak
nitelendirilemez; ve geminin zararsız geçiş hakkından yararlanması söz
konusu olamaz.
‘'Zararsız’' ifadesi, 14(4) maddesinde negatif anlamda
düzenlenmiştir. Geçiş, kıyı devletinin '‘barışına, kamu düzenine ve
güvenliğine’' halel getirmedikçe zararsızdır. Geçiş, bu maddelere veya
hukukun diğer kurallarına uygun cereyan etmelidir. Ancak, Sözleşme
metninde hangi spesifik hareketlerin geçişin zararsızlığını ortadan
kaldıracağı belirtilmemiştir. Belirtilmelidir ki, Sözleşmede özellikle geçiş
sırasındaki hareketlerden söz edilmediği için yalnızca geçiş sırasındaki
hareketler değil; diğer bazı durumlar, örneğin iki devlet arasındaki
düşmanca ilişkiler dahi bazı durumlarda geçişin zararsızlığını ortadan
kaldırabilecektir.3 Toluner, Sözleşmede, geçiş amacına ve geçiş fiiline
önem verildiğini belirtiyor. Bir hakkın teyidi için yapılan bir geçiş, geçiş
amacı ile geçmek olmadığı için tek başına devletin barışı ve düzeni için
sakıncalı olabilir. Sözleşme düzeninde geçişin zararlı sayılması için geçiş
sırasında, kıyı devletine zarar verecek bir fiilde bulunulması şart değildir.
Günümüzde, tek başına geçiş dahi kıyı devletinin çıkarları için zararlı
2
G. Fitzmaurice, Some Results of the Geneva Conference on the Law of the
Sea, ICLQ, vol.8, Jan 1959, s.93.
3
F.H.Th. Wegelein, Innocent Passage-after the coming into force UNCLOS
1982, www.seerecht.org/wegelein/iptext.htm,
255
olabilir. Sözleşme de bu gerçeği göz önüne alarak bir düzenleme
getirmiştir.4 Diğer bir ifadeyle,
Sözleşmeye göre, yalnızca geçiş
sırasında bazı hareketlerin yapılması değil; aynı zamanda geçişin amacı
da zararsızlığı ortadan kaldırabilir.
Uluslararası boğazlarda uygulanacak zararsız geçiş hakkının
karasularında uygulanacak zararsız geçiş hakkından farkı, boğazlardan
zararsız geçişin askıya alınamayacağıdır. Ancak belirtmemiz gerekir ki,
askıya alma geçişin yasaklanması sayılamayacağı için, şartları
gerçekleştiğinde, yani zararsız geçiş hakkı ortadan kalktığında geçişin
engellenmesi veya yasaklanması mümkün olacaktır.
Boğazlar rejimi, 1958 KSBB Sözleşmesinde karasuları
rejiminden ayrı düzenlenmediğine göre, geçişin askıya alınamaması
yükümlülüğü dışında zararsız geçiş hakkı ile belirlenmiş olan
karasularından geçiş rejimi bütünüyle boğazlara uygulanmalıdır.5 Geçişin
askıya alınmasına olanak vermeyen bu hükmün amacı, boğaz trafiğinin
kesintisiz akışının sağlanmasıdır.
UHK'nun tekliflerinde, ileride ele alacağımız 1982 BM Deniz
Hukuku Sözleşmesinde olduğu gibi, kıyı devletinin düzenleme
yapabileceği konular listelenmişti; oysa bunlar 1958 KSBB
Sözleşmesinde yer almamıştır; ki bu önemli bir eksikliktir.6 Öte yandan,
Sözleşmenin 17. maddesinde, zararsız geçiş hakkını kullanan yabancı
gemilerin, kıyı devletinin bu Sözleşme maddeleri ve uluslararası
hukukun diğer kurallarına uygun olarak çıkarttığı düzenleme ve
kanunlara uymak zorunda oldukları ve bu düzenlemelerin özellikle trafik
ve ulaştırmaya ilişkin olacağı da ayrıca belirtilmiştir. Kıyı devletinin
zararsız geçiş hakkının özüne dokunmayan her türlü iç hukuk
düzenlemesini kabul edeceği söylenebilir.
Kıyı devletinin düzenlemelerinin gemiler tarafından ihlâli de,
yine Sözleşmenin 14(4) maddesine göre değerlendirilmelidir. Bu
düzenlemelerin ihlâli, kıyı devletinin barışına, kamu düzenine,
güvenliğine halel getiriyorsa bu geçiş zararsız olarak nitelendirilemez.
Genel olarak sağlık, gümrük ve göç konularındaki düzenlemelerin ihlâli
halinde ciddi birtakım sonuçlar doğuyorsa, kıyı devletinin barışı, kamu
düzeni ve güvenliğinin zedelendiği ve geçişin zararsızlığının ortadan
kalktığı ileri sürülebilir. Ancak, farklı bir açıdan değerlendirirsek geçişin
4
S. Toluner, Milletlerarası Hukuk Dersleri, Devletin Yetkisi, Beta Basım
Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul, 1996, s.,122, dp.115.
5
B.B. Jia, The Regime of Straits in International Law, Clarendon Press,
Oxford, 1998, s.106; Toluner, s.117.
6
W.L. Schachte, and J.P.A. Bernhardt, ‘International Straits and
Navigational Freedoms’, Virginia JIL, Vol.33, s. 467.
256
zararsızlığının ortadan kalkması için mutlaka bir kuralın ihlâl edilmesi
veya belli bir hareketin yapılması gerekli değildir.7
Kıyı devletinin kanun ve düzenlemelerinin ihlâli halinde geçişin
zararsızlığı da ortadan kalkmışsa artık bu gemiler boğazlardan
çıkarılabilir. Bu gemiler, kıyı devletinin yargısına tâbi olurlar.
Sözleşmenin 16(1) maddesine göre, kıyı devleti zararsız olmayan geçişi
önlemek için gerekli tedbirleri alabilir. Alınacak tedbirler belirlenirken
oranlılık ilkesi daima dikkate alınmalıdır.8 Ayrıca, bu düzenlemelerin
ihlâli halinde geçişin zararsızlığı ortadan kalkmamışsa, gemiye yalnızca
para cezası veya diğer bir ceza da uygulanabilir.9
Sözleşmede ön-bildirim ve ön-izne ilişkin bir hüküm
bulunmamaktadır; ancak UHK'nun çalışmaları bu konuda yol gösterici
olabilir. Pazarcı, Konferans sırasında bu konuya ilişkin yapılan
oylamanın savaş gemilerinin ön-izin ya da ön-bildirime tâbi olmadan
zararsız geçiş hakkına bir örf ve âdet kuralı olarak sahip olduğunu
göstermediğini belirtmektedir.10
Jia ise, Sözleşmenin hazırlık
çalışmalarından kıyı devletinin ön-izin şartı getiremeyeceğinin
anlaşıldığını, ancak benzer şekilde kesin bir yasaklamanın ön-bildirim
bakımından söz konusu olmadığını belirtiyor.11
Sözleşme
görüşmelerinde savaş gemilerinin ön-bildirim ve ön-izin alması
tartışılmış olmasına karşılık ticaret gemileri bakımından benzer bir durum
söz konusu değildir. Ancak, ticaret gemileri için zararsız geçiş hakkı örf
ve âdet kuralı olduğu için ön-izin şartının getirilemeyeceği söylenebilir.
Ön-bildirim ise, kıyı devleti tarafından yalnızca bir tedbir niteliğinde
olmak üzere belli türdeki ve belli yükleri taşıyan gemilerden istenebilir.
III.1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesinde Uluslararası
Boğazlar Rejimi
1.Genel Olarak
1970'li yıllarda Deniz Hukukundaki en önemli gelişme, karasuları
genişliğini 12 mile çıkarma yolundaki girişimlerdi. Kıyı devletleri
karasuları genişliklerini 12 mile çıkarmak, bu yolla egemenlik alanlarını
genişletmek istiyorlardı. Ancak bunun neticesinde uluslararası boğazdaki
açık deniz alanları karasuları haline gelecek ve geçişler zararsız geçiş
7
R. R. Churchill and Lowe, The Law of the Sea, second ed., Manchester
University Press, 1988, s.71; Jia, s.90-91.
8
Jia, s. 107, dp., 267.
9
Toluner, s. 135.
10
H. Pazarcı, Uluslararası Hukuk Dersleri, II. Kitap, 1998, s. 348, Karşı
görüş için bkz.; Toluner, s.121.
11
Jia, s. 101.
257
hakkına tâbi olacaktı; ki bu da denizci devletleri rahatsız etmekteydi.
Karasuları genişliğini 12 mile çıkarma isteklerinin yoğunlaşması, denizci
devletler bakımından yepyeni bir boğazlar rejimi geliştirme
zorunluluğunu ortaya çıkardı.
17 Aralık 1970'de BM Genel Kurulu, 1973 yılında Deniz
Hukukunun kodifikasyonu amacıyla bir Konferans toplanmasına karar
verdi. Bu Konferansın en önemli konularından biri uluslararası
boğazlardan geçiş rejimi olacaktı. BM Ulusal Yargı Dışındaki Deniz
Tabanının ve Deniz Yatağının Barışçı Kullanılması Komitesi (Deniz
Yatağı Komitesi) 1973 yılında başlayacak Konferansın hazırlık
çalışmalarını yürütmekle görevlendirildi. Deniz Yatağı Komitesi 1971 ve
1973 yılları arasında altı ayrı toplantı yaptı. Bu toplantılarda devletler,
özgür transit rejimini savunanlar ve zararsız geçiş hakkının devamını
savunanlar olmak üzere ikiye ayrıldılar. Sovyetler Birliği, ABD ve
Birleşik Krallık, özgür transit geçiş rejimini savunurken Endonezya,
Malezya gibi boğaza kıyısı olan devletler zararsız geçiş hakkının
devamını savunuyorlardı.12
Transit geçiş hakkı, Deniz Yatağı Komitesinin çalışmaları
sırasında ABD heyeti tarafından 1971 yılında Deniz Yatağı Komitesinde
resmî olarak açıklandı.
Deniz Yatağı Komitesinin çalışmalarından sonra uluslararası
boğazlardan geçiş rejimi III. BM Deniz Hukuku Konferansında ele alındı.
Boğazlar rejimi, Konferans katılımcılarını en çok zorlayan konulardan
biri olmuştur. Konferans sırasında da, serbest geçişten yana olan ve
sınırlı serbestiden yana olan devletler ikiye ayrıldılar. Konferansta
boğazlar rejimi, Fiji ve Birleşik Krallık'ın ortak inisiyatifi ile kurulan
Boğazlar Özel Grubunda ele alınmıştır. Esas olarak, Birleşik Krallık
teklifinden geliştirilen Boğazlar Özel Grubunun 1975 taslak maddeleri
uluslararası boğazlar rejimine ilişkin olarak ulaşılan uzlaşının temelini
oluşturmuştur. Boğazlar Özel Grubu tarafından kabul edilen metin,
önemli bir değişiklik yapılmadan 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesine
alınmıştır.
1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesinde, uluslararası
boğazlardan geçiş, ayrı bir bölümde(III. Bölüm) düzenlemiş ve farklı
türdeki boğazlar farklı rejimlere tâbi tutulmuştur. Sözleşmenin 35(c)
maddesine göre rejimleri uzun bir geçmişe sahip uluslararası
sözleşmelerle düzenlenen boğazlar, BM Deniz Hukuku Sözleşmesinde
yer alan rejimden etkilenmeyeceklerdir. Bu boğazlara örnek olarak, Türk
Boğazları, Baltık Boğazları ve Macellan Boğazı verilebilir.
12
The Law of the Sea, Straits Used for International Navigation, Legislative
History of UNCLOS Part III, vol. III.
258
Diğer bir boğaz türü de, içindeki açık deniz veya münhasır
ekonomik bölgeden geçen ulaşım ve hidrografik özellikler bakımından
benzer uygunlukta suyolu olan boğazlardır. Bu tür boğazlarda, geçiş,
karasularında kalan alanlarda zararsız geçiş hakkı, açık deniz alanında ise
açık denizlerin özgürlüğü ilkesi uyarınca kullanılacaktır.
Açık denizin veya münhasır ekonomik bölgenin bir parçası ile
yabancı bir devletin karasuları arasında yer alan boğazlar ile kıyı
devletinin bir adası ile ana kıt'ası arasındaki boğazlarda adanın açık deniz
veya münhasır ekonomik bölgeden ulaştırma ve hidrografik özellikleri
bakımından benzer uygunlukta geçiş alanı olan boğazlarda ise askıya
alınamaz zararsız geçiş hakkı uygulanır.
Geçiş rejiminin belkemiğini oluşturan transit geçiş hakkı ise bir
açık deniz veya münhasır ekonomik bölge alanı ile diğer bir açık deniz
veya münhasır ekonomik bölge alanını birleştiren ve uluslararası
ulaşımda kullanılan boğazlarda uygulanacaktır.
Yukarıda belirttiğimiz, bazı türdeki boğazların farklı rejimlere
tâbi tutulması, özellikle boğazlara kıyısı olan devletlerin transit geçiş
hakkının kabulüne karşı olan dirençlerini zayıflatmak için getirilmiştir.
Transit geçiş hakkı, kıyı devletlerin yetkilerini zararsız geçiş hakkına
kıyasla önemli derecede kısıtlamaktadır. Transit geçiş hakkının açık deniz
rejimi ve zararsız geçiş hakkının özelliklerini taşıyan sui generis nitelikte
bir rejim olduğu söylenebilir.
2. Uygulanacak Rejim Türüne Göre Uluslararası Boğazların
Türleri
a.Askıya Alınamaz Zararsız Geçiş Hakkına Tâbi Olan Boğazlar
Sözleşmede bazı türdeki uluslararası boğazlara askıya alınamaz
zararsız geçiş hakkının uygulanmasının öngörülmesi, bizi zararsız geçiş
hakkına ilişkin açıklamalarda bulunmaya yöneltmektedir. Bu sayede
transit geçiş hakkı ile zararsız geçiş hakkı arasındaki farkların
belirginleştirilmesi de sağlanacaktır.
Zararsız geçiş hakkı, 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesinde
KSBB Sözleşmesinden farklı bir biçimde düzenlenmiştir. En önemli
farklardan biri, zararsız geçiş hakkıyla bağdaşmayan faaliyetlerin
Sözleşmede açıkça belirlenmiş olmasıdır. Sözleşmenin 19. maddesinde
zararsız geçiş hakkını ortadan kaldıracak belli başlı faaliyetler ayrıntılı
olarak sayılmıştır. Bunun amacı, kıyı devletinin daha objektif bir
değerlendirme yapmasını sağlamak ve geçişi engelleme hakkını kötüye
kullanmasını önlemektir.13
13
R. R. Churchill and Lowe, s.72.
259
Geçişin zararsızlığını ortadan kaldıran bu hallerin örf ve âdet
kuralı haline geldiği ifade edilmektedir.14
Ayrıca, BM Deniz Hukuku Sözleşmesinin 21. maddesinde KSBB
Sözleşmesinden farklı olarak, kıyı devletinin yapabileceği düzenlemeler
de kapsamlı bir şekilde belirtilmiştir. Kıyı devletinin hukukî ve cezaî
konulardaki yetkilerinin yine bu Sözleşmede de KSBB Sözleşmesine
benzer bir şekilde düzenlendiğini görüyoruz.
Sözleşmenin 17. maddesinde, yabancı gemilere tanınan zararsız
geçiş hakkı, gemilerin kıyı devletinin uluslararası hukuka uygun olarak
çıkaracağı düzenlemelere uyma yükümlülüğü ile dengelenmiştir. Kıyı
devleti, iç hukuk düzenlemelerini ihlâl eden gemilere karşı kanunlarının
öngördüğü bütün tedbirleri alabilir.15 Kıyı devletinin düzenlemelerinin
ihlâl edilmesi halinde geçişin zararsızlığı ortadan kalkıyorsa geçişin
engellenmesi mümkündür. Ancak çoğu zaman bu düzenlemelerin ihlâli
geçişin zararsızlığını ortadan kaldırmaz.16 Bu takdirde de kıyı devleti,
gemilere ihlâlle orantılı bazı tedbirleri uygulayabilir. Örneğin, bu
gemilere el konulabilir veya gemi limana çekilebilir.17
b. Transit Geçiş Hakkına Tâbi Olan Boğazlar
Sözleşmenin 38(2) maddesinde transit geçişin yalnızca devamlı
ve süratli geçiş amacıyla ulaşım ve üstten uçuş özgürlüğünü
gerçekleştirmek için kullanılacağı belirtilmiştir. Savaş gemileri ve uçaklar
transit geçiş hakkına sahiptir. Denizaltıların sualtından seyredilmesi
tartışmalı olmakla18 beraber doktrinde ağırlıklı görüş, denizaltıların
sualtından seyredebileceği yönündedir.
Günümüzde transit geçiş hakkının örf ve âdet kuralı oluşturma
niteliği de tartışmalıdır.
i. Transit Geçiş Hakkı Çerçevesinde Kıyı Devletinin Düzenleme
Yetkileri
1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesinin 42. maddesinde
boğazlara kıyısı olan devletlerin transit geçişe ilişkin olarak hangi
konularda düzenleme yapabileceği belirtilmiştir. Kıyı devletleri,
Sözleşmenin 41. maddesinde yer alan seyrüsefer güvenliği ve deniz
trafiğinin düzenlemesi; boğazda petrol yağlı atıklar ve diğer zararlı
14
Jia, s. 214.
Pazarcı, II. Kitap, s.357; Toluner, s.135.
16
International Law Association, s. 6.
17
International Law Association, s.14.
18
Bkz., J.N.Moore, ''The Regime of Straits and the Third United Nations
Conference on the Law of the Sea'', AJIL; vol.74, 1980, s. 96; H. Caminos,
Recueil des Cours, Martinus Nijhoff Publishers, 1989, s. 155; F.H. Baykal,
Deniz Hukuku Çalışmaları, Alfa/Aktüel Kitapevleri, Temmuz 1998, İstanbul,
s.251; Bordunov, s. 223; Grunawalt, R. J., United States Policy on the Int.’l
Straits, ODIL, Vol.18, N.4, 1987, s. 453.
15
260
maddelerin
boşaltılmasına
ilişkin
uygulanabilir
uluslararası
düzenlemelere işlerlik kazandırmak suretiyle kirliliğin önlenmesi,
balıkçılık gemileri konusunda balıkçılık araçlarının kullanımı da dahil
olmak üzere balık avlama yasağı, gümrük maliye, göç veya sağlıkla ilgili
kanun ve düzenlemelerin ihlâl edilmesi suretiyle her türlü mal, para veya
kişinin gemiye alınması veya gemiden indirilmesi konusunda
düzenlemeler yapabilirler.
Sözleşmede kıyı devletinin yapabileceği düzenlemeler dört konu
ile sınırlanmıştır. Ancak uygulama ve doktrinde, maddenin genişletici
yoruma tâbi tutularak anlam ve kapsamının genişletilmesi çabasını
görüyoruz. Molenaar da, çoğunlukla, kıyı devletlerinin karasularına
ilişkin olarak yaptıkları düzenlemelerde boğazları istisna etmeyerek
yaptıkları düzenlemeleri boğazlarda da uyguladıklarını belirtmekte ve
bunu ''zımnî düzenleme'' olarak adlandırmaktadır.19 Belirtmemiz gerekir
ki, 42. maddede yer alan sınırlayıcı ve tüketici düzenleme, Sözleşmenin
21(1) maddesinde karasularında kıyı devletinin düzenleme yetkilerinin
sıralandığı kataloga göre çok dar kapsamlıdır.
Seyrüsefer güvenliği ve deniz trafiğinin düzenlenmesine ilişkin
olarak 41. maddeye atıf yapılmıştır. 41. maddeye göre ancak uluslararası
alanda kabul edilen yani Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından kabul
edilen deniz çizgileri ve trafik ayırım düzenleri kıyı devleti tarafından
kurulabilir. Oysa, karasularında deniz çizgileri ve trafik ayırım düzenleri
kurabilmek için yalnızca ilgili uluslararası Örgüte danışılması yeterlidir.
Ayrıca boğazlarda kurulabilecek gemi trafik hizmetleri ve gemi
raporu verilmesi gibi tedbirlere Sözleşmede hiç değinilmemiştir ki bu
önemli bir eksikliktir. Gemi trafik hizmetleri ve gemi raporu verilmesi
UDÖ tarafından hazırlanan çok önemli bir Sözleşme olan SOLAS V/8
hükümlerine tâbidir.
Sözleşmenin 42(1)(b) maddesinde, kıyı devletinin deniz
çevresinin korunmasına ilişkin düzenleme yetkilerini kullanabileceği
belirtilmiştir. Maddede, ''..... boğazda petrol, yağlı atıklar ve diğer zararlı
maddelerin boşaltılmasıyla ilgili uygulanabilir uluslararası düzenlemelere
işlerlik kazandırılmak suretiyle kirliliğin önlenmesi...'' ifadesi
kullanılmıştır. Bu hükmün ilk bakışta dahi çok katı ve sınırlayıcı olduğu
söylenebilir. Örneğin, maddeye göre, kıyı devleti, boşaltımı yasaklayan
düzenleme yapabilirken bir deniz kazası sırasında kullanabileceği
yetkilere ilişkin düzenleme yapamayacaktır. Kıyı devleti, elbette
egemenlik haklarına dayanarak bu tür düzenleme yetkilerini kullanabilir;
ancak Sözleşme metninde bu şekilde sınırlayıcı ifadelerin bulunması kıyı
devletleri bakımından kabul edilemez.
19
E.J. Molenaar, Coastal State Jurisdiction over Vessel-Source Pollution,
Kluver Law International, 1998, s. 329, ancak yazarın sözünü ettiği
düzenlemeler, çevrenin korunmasına ilişkindir.
261
Ayrıca, 42(1)(c)(d) maddesinde yer alan yetkiler ise, kıyı
devletine ek bir düzenleme yetkisi tanımamaktadır. Bu hükümlerde
transit geçiş olarak nitelenemeyecek balıkçılık, boğazlarda yükleme
boşaltma yapılması gibi bazı faaliyetler konusunda kıyı devletinin
düzenleme yapabileceği düzenlenmiştir; ki aslında yapılması gereken
bunların tamamen yasaklanmasıdır.
Boğazlarda deniz çevresinin korunmasına ilişkin olarak, önbildirimde bulunma ve ön-izin isteme konuları da Sözleşmede yer
almamaktadır. Zararlı kargo taşıyan gemilerin geçişlerinden evvel önbildirimde bulunması veya ön-izin alması III. Deniz Hukuku
Konferansında da tartışılmamıştır.20 Yazarlar, transit geçiş hakkının
kullanılmasının herhangi bir izin veya bildirim şartına tâbi
kılınamayacağını belirtmektedirler.21 Uygulamada, İran ve Umman,
''zımnî düzenleme yöntemiyle'' zararlı yük taşıyan gemilerden ön-izin
almalarını talep etmektedir.
Kanada, Malezya, Filipinler, Suudi
Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Venezuela ise ön-izin veya önbildirimde bulunulmasını istiyorlar. Bu devletler, boğaza kıyıları olan az
sayıdaki devletlerden oldukları için uygulamaları önem taşımaktadır.22
Yine Sözleşmenin 42(2) maddesine göre,
kıyı devletleri
düzenleme yaparken yabancı gemiler arasında ayırım gözetmemeli ve
kıyı devleti tarafından yapılacak düzenlemelerin uygulanması transit
geçiş hakkını pratikte inkâr etme, engelleme veya zayıflatma sonucunu
doğurmamalıdır.
ii.Transit Geçiş Hakkını Kullanan Gemi ve Uçakların
Yükümlülükleri
BM Deniz Hukuku Sözleşmesinin 39(1)(2)(3) maddesinde transit
geçiş hakkını kullanan gemi ve uçaklar için bakımından dört ortak
yükümlülük, ayrıca ikişer yükümlülük de gemi ve uçaklar için
getirilmiştir. Getirilen bu yükümlülüklerden bir kısmı da seyrüsefer
güvenliği ve deniz çevresinin korunmasına ilişkin yükümlülüklerdir.
39(2)(a) maddesine göre, gemiler deniz güvenliğinin sağlanması için
Denizde Çatışmaların Önlenmesi Tüzüğü de dahil olmak üzere genellikle
kabul edilen uluslararası düzenleme, usul ve uygulamalara riayet
edeceklerdir. 39(2)(b) maddesine göre, gemiler kirliliğin önlenmesi,
azaltılması ile ilgili olup genellikle kabul edilen uluslararası düzenleme,
usul, uygulamalara riayet edeceklerdir.
39. madde hükmü, kanun yapımı tekniği açısından özellik
göstermektedir. Madde Uluslararası Denizcilik Örgütü Sözleşmelerinin
uygulamasının yaygınlaştırılması ve bazı diğer pratik amaçlarla
20
Molenaar, s.294.
K. L.Koh, Straits in International Navigation, 1982, s.153; Molenaar, s.
343; Caminos, s. 145.
22
Molenaar, s. 335.
21
262
getirilmiştir. ''Genellikle kabul edilen uluslararası düzenlenmelere''23
uyulması birörneklik, öngörülebilirlik sağlamakta ve yabancı gemileri
kıyı devletlerinin birbirinden farklı ulusal düzenlemelerine uyma
yükümlülüğünden kurtarmaktadır. '‘Genellikle kabul edilen uluslararası
düzenlemelerdeki’' standartlar, UDÖ tarafından geliştirilmiştir. Genel
kabul görmüş olmaları sebebiyle, UDÖ Sözleşmelerinde yer alan
hükümler, bayrak devleti veya kıyı devleti adı geçen UDÖ
Sözleşmelerine taraf, hatta Örgüte üye olmasalar dahi bu hüküm
sayesinde uygulanacaktır.24 MARPOL 73/7825, SOLAS 7426, COLREG
7227 ve Örgüt’ün diğer bazı Sözleşmeleri28 genellikle kabul edilen
düzenlemeler olarak kabul ediliyorlar. Günümüzde, çevre bilincinin
gelişmesiyle birlikte çevre hukukuna ilişkin sözleşmelerin de genellikle
kabul edilen uluslararası düzenlemelerden oldukları kabul edilmelidir.
Yazarların çoğu, 39. maddenin kıyı devletine düzenleme yetkisi
tanımadığı görüşündedir.29 Kanımızca, kıyı devletine 39. maddede
düzenlenen konularda genellikle kabul edilen uluslararası düzenlemelere
uygun düzenlemeler yapma hakkı tanınmalıdır.
3. Transit Geçiş Hakkının Uygulandığı Boğazlarda Kıyı
Devletinin İcra Yetkileri
BM Deniz Hukuku Sözleşmesinin 233. maddesi ''Uluslararası
Ulaşımda Kullanılan Boğazlarla İlgili Koruyucu Önlemler'' başlığını
23
‘'Genellikle kabul edilen uluslararası düzenlemeler’', ifadesi 1982 BMDH
Sözleşmesi 211(2), 211(5), 211(6), 226(1)(a) ve 21(a) maddelerinde yer
almaktadır.
24
E. Gold, 'Preventing and Managing Marine Pollution in the Malacca and
Singapore Straits: Framework for Cooperation', www. sils.org/seminar/1999straits-09.pdf, 3; Caminos, s.151; Pharand, s.7.
25
31 Ocak 2002 itibariyle, 119 devlet taraf, Dünya tonajının %95.90’ı
26
31 Ocak 2002 itibariyle, 114 devlet taraf, Dünya tonajının %89.47’si.
27
31 Ocak 2002 itibariyle, 140 devlet taraf, Dünya tonajının %97.05’i
28
31 Ocak 2002 itibariyle, International Convention on Road Lines,
21.6.1996'da yürürlüğe girdi, 142 devlet taraf, Dünya tonajının, %98.45’i;
International Convention for Safe Containers, 6.9.1979’da yürürlüğe girdi, 65
devlet taraf, Dünya tonajının %61.25’i; Convention on the International
Maritime Satellite Organisation, 16.7.1979’da yürürlüğe girdi, 86 devlet
taraf, Dünya Tonajının % 92.98; International Convention on Standarts of
Trainning, Certification and Watchkeeping for Seafarers, 28.4.1984, 139
devlet taraf, Dünya tonajının %98.31’i, bu Sözleşmeler de, ‘'genellikle kabul
edilen Sözleşmelerden’' sayılırlar.
29
Bkz., Moore, s.107; Koh K.L., s. 156; Caminos, 146; Karşı görüş için
Bkz., W.M. Reisman, The Regime of Straits and National Security: An
Appraisal of International Law-Making', 1980, AJIL, s. 69-70.
263
taşımaktadır. Maddeye göre, “…42(1)(a)(b) maddelerinde belirtilen
kanun ve düzenlemeler ihlâl edilirse ve bunun sonucunda boğazların
'deniz çevresine esaslı bir zarar verilmiş' veya 'böyle bir zarar tehdidi
oluşmuşsa, boğaza kıyısı olan devletler 'uygun icraî tedbirleri' alabilir; bu
durumda mutadis mutandis30 7. Bölüm hükümlerine uyulacaktır…” Bu
hüküm birçok bakımdan eleştirilmektedir. Öncelikle çok sınırlayıcıdır.
Yalnızca, kıyı devleti, 42(a)(b) maddesi uyarınca düzenleme yetkisini
kullanmış ve bu düzenleme ihlâl edilmiş ve deniz çevresine esaslı zarar
verilmiş veya esaslı zarar tehlikesi doğmuşsa uygun icra tedbirleri
alabilecektir. Bu hüküm boğazlarda ortaya çıkabilecek her türlü ihlâlde
kıyı devletin müdahale yetkisi tanıyan bir düzenleme değildir. Ortaya
çıkabilecek diğer pek çok ihlâl halinde, kıyı devleti egemenlik hakkı
gereğince müdahalede bulunmalı, icra yetkisini kullanmalıdır.
Belirtmemiz gerekir ki, uluslararası boğazlarda iç hukuk ve
uluslararası hukuk kurallarının uygulanmasını sağlamak için diğer deniz
hukuku kurumlarından da yararlanılmalıdır. Bunlardan en önemlisi
kuşkusuz bayrak devletinin yetkisidir. Uluslararası hukukta, deniz
hukuku kurallarının icrası bakımından öncelikle geminin bayrak devleti
sorunlu tutulmuştur. Ancak günümüzde hileli bayrak altında gemi sicili
tutan devletler, sayıları yaklaşık 30 olan mali, güvenlik, iş hukuku ve
çevre konularındaki denizciliği ilgilendiren UDÖ tarafından hazırlanan
sözleşmelere taraf değillerdir veya bunların hükümlerinin uygulanmasını
denetlememektedirler.31 Bu sebeple, liman devletinin icra yetkileri
kurumu geliştirilmiştir. Liman devleti kontrolü, devletlerin ulusal
limanlarındaki yabancı gemilerin yapım, makine, sertifikasyon, personel
eğitimi konularında uluslararası sözleşmelerde yer alan şartlara
uygunluğunu denetleyebilme yetkisini ifade eder.32 Boğazlar bakımından
liman devleti yetkilerinin kullanılması ancak boğazın içinde bir liman
bulunması halinde söz konusu olur. Esasen, bu durumda artık uğraksız
geçişten de söz edilemez. Liman devleti yetkilerinin boğazlardan uğraksız
geçecek gemilere de uygulanması yönündeki uluslararası girişimler, pek
çok tedbirin uluslararası boğazlarda da uygulanmasını sağlaması
bakımından faydalı olacaktır.
Ayrıca, özellikle MARPOL 73/78'de yer alan ''özellikle duyarlı
deniz alanlarına'' ilişkin hükümlerin boğazlarda uygulanması da
boğazların daha sıkı bir şekilde korunmasını sağlayacaktır. Belli bir
boğazın Sözleşmelerde belirtilen kıstaslara uyduğu kanıtlanarak bu boğaz
özellikle duyarlı deniz alanı ilân edilebilir.
30
Bu terim, ''uygun değişiklikler yapılarak ve aşağı yukarı'' anlamını
taşımaktadır.
31
Pazarcı, II. Kitap, s.72.
32
O. Özçayırlı, 'Flags of Convenience and the Need for International
Cooperation, IMLJ, May 2000.
264
4. Uluslararası Boğazlarda Yargı Yetkisi ve Sorumluluk
BM Deniz Hukuku Sözleşmesinde boğazlara kıyısı olan
devletlerin sahip olacağı yargı yetkisine ilişkin bir hüküm
bulunmamaktadır. Oysa, boğazlardan geçen gemilere uygulanacak
tedbirlerin yargı kararlarına dayanması yerinde olur. Uygulamada da, kıyı
devletlerinin boğazdan geçen gemiler üzerinde yargı yetkilerini
kullandığını görüyoruz. Ayrıca, karasuları bakımından ayrıntılı olarak
düzenlenen hukukî ve cezaî yargı yetkisine ilişkin hükümlerin boğazlarda
da kıyasen uygulanabileceğini belirtebiliriz.
BM Deniz Hukuku Sözleşmesinin hazırlık çalışmalarında
boğazlarda meydana gelecek kazalar neticesinde ortaya çıkabilecek
zararlardan sorumluluk konusunda bazı teklifler yapılmıştır. Norveç, en
iyi kuralların konulması halinde dahi kazaların oluşma ihtimalinin
bulunması nedeniyle doğacak zararların karşılanması için denizci
devletler tarafından bir sigorta havuzunun kurulmasını teklif etmiş33,
Türkiye de bu teklifi desteklemiştir.34
İspanya ve Fas da sorumluluk konularında tekliflerde
bulunmalarına karşılık, özellikle ticaret gemilerinden doğacak zararlardan
sorumluluğa ilişkin Sözleşmedeki boşluk devam etmiştir. Ancak,
Sözleşmenin 304. maddesinde düzenlenen ''sorumluluk hakkındaki genel
hüküm'' belli durumlarda önemli olabilir. Ayrıca, 235. Maddeye göre,
devletler, deniz çevresinin korunmasına ilişkin olarak uluslararası
yükümlülüklerini yerine getirmelidirler. Devletler, yetkileri içindeki
gerçek ve tüzel kişilerin sebep olduğu deniz kirliliğinin yol açtığı
zararlarla ilgili olarak derhal ve yeterli tazminat ve giderimler için hukuk
sistemlerinde kanun yollarının varlığını sağlayacaklardır. Oxman da,
transit geçişle ilgili hiçbir hükmün, deniz kirliliği halinde doğacak zararın
tazminini isteme hakkını kaldırmayacağını belirtmektedir.35
Boğazlarda yargı bağışıklığına sahip gemi ve uçakların
sorumluluğu ise, 42(5) maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu tür
gemi ve uçaklar, boğazlardan geçişleri sırasında III. Bölüm hükümleri ve
diğer kuralları ihlâl etmeleri neticesinde bir zarar ortaya çıkarsa bayrak
devletinin ve uçağın kayıtlı olduğu devletin sorumluluğu doğar. Bu
şekilde açık bir düzenleme olmasa dahi ortaya çıkan zararlardan bayrak
devleti veya uçağın kayıtlı olduğu devletin sorumlu olacağı kabul
edilmelidir.
33
O.R. II. UNCLOS, vol.1, Plenary Meetings, 25. Meeting, para.81,
O.R. II. UNCLOS, vol.1, Plenary Meetings, 39. Meeting, para. 34-35.
35
B.H. Oxman, Environmental Protection in the Archipelagic Waters and
International Straits -the Role of Int'l Maritime Organisation, IJMCL, Vol.10,
no.4, 1995, s. 481.
34
265
Sonuç
Uluslararası boğazlardan geçiş 19. yüzyılın başlarından itibaren
uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmesine karşılık bu konudaki en
önemli kodifikasyon çalışması karasuları genişliğinin 12 deniz miline
çıkartılması çabalarıyla birlikte ortaya çıkmıştır. Halen günümüzde de
boğaza kıyısı olan devletleri memnun edecek uluslararası düzenlemelerin
henüz yapılmadığı söylenebilir. Ne var ki, uluslararası boğazlardan geçiş,
tek bir sözleşme veya rejime tâbi değildir. BM Deniz Hukuku
Sözleşmesinde dahi farklı özellikleri taşıyan boğazlar, farklı rejimlere
tâbi tutulmuştur. 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesinde boğazlar
rejiminin temelini oluşturan transit geçiş hakkının tanımı yapılmış;
uluslararası boğazların hukukî statüsü düzenlenmiş; boğazı kullanan
gemilerin hakları, kıyı devletinin yapabileceği düzenlemeler sayılmıştır;
ancak günümüzde önemli bazı önemli boğazlarda özel sözleşme rejimleri
uygulanmaktadır. BM Deniz Hukuku Sözleşmesi, ayrıca bazı
hükümlerinde boğazlarda diğer özellikle UDÖ tarafından hazırlanan
sözleşmelerin de uygulanabileceğini belirtmekte; bu şekilde kıyı
devletlerinin uluslararası boğazlarda kullanabilecekleri yetkileri
genişletmektedir.
Deniz güvenliği ve çevresinin korunmasının
sağlanması amacıyla bu sözleşmelere yapılan atıfla uluslararası
boğazların uluslararası standartlar çerçevesinde korunması mümkün
olabilecektir. Ayrıca BM Deniz Hukuku Sözleşmesinde yer alan liman
devleti kontrolü de boğazların korunmasından yararlanılacak araçlardan
biri olabilir.
KAYNAKÇA
B.B. Jia, The Regime of Straits in International Law, Clarendon Press,
Oxford, 1998.
B.H. Oxman, ''Environmental Protection in the Archipelagic Waters and
International Straits -the Role of Int'l Maritime Organisation'', IJMCL, Vol.10,
no.4, 1995.
E. Gold, ''Preventing and Managing Marine Pollution in the Malacca and
Singapore Straits: Framework for Cooperation'', www. sils.org/seminar/1999straits-09.pdf
E.J. Molenaar, Coastal State Jurisdiction over Vessel-Source Pollution, Kluver
Law International, 1998.
F.H. Baykal, Deniz Hukuku Çalışmaları, Alfa/Aktüel Kitapevleri, İstanbul,
Temmuz 1998.
H. Caminos, Recueil des Cours, Martinus Nijhoff Publishers, 1989.
266
H. Pazarcı, Uluslararası Hukuk Dersleri, II. Kitap, Turhan Kitapevi, 1998.
J.N.Moore, ''The Regime of Straits and the Third United Nations Conference on
the Law of the Sea'', AJIL, vol.74, 1980.
K. L.Koh, Straits in International Navigation: Contemporary Issues, Oceana
Publications, London, 1982.
O. Özçayırlı, ''Flags of Convenience and the Need for International
Cooperation'', IMLJ, May 2000.
R. R. Churchill and Lowe, The Law of the Sea, second ed., Manchester
University Press, 1988.
The Law of the Sea, Straits Used for International Navigation, Legislative
History of UNCLOS Part III, vol. III.
W.L. Schachte and J.P.A. Bernhardt, '‘International Straits and
Navigational Freedoms’, Virginia JIL, Vol.33.
W.M. Reisman, ''The Regime of Straits and National Security: An
Appraisal of International Law-Making'', 1980, AJIL.
267
Download